19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 1994 PAZAR DtZİYAZI Amerikalı yazar David Fromkin tarihsel gelişimi ve 21. yüzyılı Cumhuriyet'e yazdi: KargaşayayılaraksürecekYüzyıllar asla zamanında başlayıp bitmezler... Bir zamanlardünya siyasası denilince akla yal- nız Avrupa gelirdi ve 1713-14 yıllannda Fransa Krah XIV. Louis, Utrehct Anlaşması'yla emper- yalist düşlerden vazgeçince Avnıpa, 18. yüzyıla adım atmış oldu. Bu olay, kıtanın artık Habsburg veya Bourbon gibi hanedanlarca yönetilmeyip bölgesel devletler durumunda biçimlendirilmesi- ne yol açtı. Louis tüm Avrupa'ya hükmetmek emelinden vazgeçti; ama yöneftigi Fransa'nın, ol- duğu gibi kalmasını da güvence altına aldı. •Krallann egemenliğinden kurtulmuş, ama yerine yenisini koyamamış bir dünyada yaşıyoruz. ABD sömürgeci ve komünist devletleri devirdi, ama onlann yerini almadı. Özgürlüğe yeni kavuşan halklann kimliklerini bulmalan ve ne biçimde yönetilmek istediklerine karar vermeleri zaman alır. Bu yüzden kargaşa sürecek, hatta yayılacak. On sekizinci yüzyıl kısa bir yüzyıldır. 1789 yı- lında sona erdi. Başlıca özelliğı dinsizlik çağı ol- masıdır. Bilgilenmiş, zarif. zevkli ve kültürlü Avrupalı; atalannın bir iki yüz- yıl önce yaptığı gibi din için savaşma- dı, çünkü artık ne savaşa ne de dine ina- nıyordu. Savaş deyince, bir bale gibi koreografısi olan kibar ve sınırlı savaş- lan yeğliyordu. Dine gelince, o devir- de gözde olan ftlozoflar onu batıl inanç- tan bir derece önde görüyorlardı. Yûzyıllardır krallann tannsal oldu- ğuna inanılıyordu. Eski ilkel devirler- de tannnın, krallan insanlara hükmet- mek üzere seçtiğine inanılırdı; oVtaçağ Avrupası'nda da aynı teori geçerliydi. Ama on sekizinci yüzyıl, Tann'ya inan- madığı için krallann da onun yeryü- zündeki temsilcileri olduğuna artık inanmıyordu. Bu yüzden ne krallara baş eğmeye ne de onlann tahtta kalmalan- na gerek kalmıştı. Benim bir krala emir vermeye ne kadar hakkım varsa onun da bana emir vermeye o kadar hakkı vardı. Devlet de kralın yarattığı bir ku- rum olduğu için, krala inanmamak dev- lete de inanmamakanlamına geliyordu. I Ondokuzuncu yüzyri ve I Mus-devterkavpamı 1789 yılında başlayan Fransız Dev- rimi, eski yüzyılın sona erişi ve yenisi- nin başlangıcı oldu. On sekizinci yüz- yıhn siyasal programını tamamlayarak hanedan ilkesini ortadan kaldırdı. Ar- tık hükümet görevleri babadan oğula geçmeyecekti. On dokuzuncu yüzyılın yeni olan bir özelliği, ulusçuluga olan inancıydı. On sekizinci yüzyıl, krallığın bir ürü- nü olduğu için devlete karşıyken on dokuzuncu yüzyıl, halkı temsil ettiği için devlete inanıyordu. On dokuzuncu yüzyıl uzun bir yüzyıldı; 115 yıl- dan biraz daha fazla sürdü. "Ulus-devtef'kavTa- mını yücelterek bir siyasal inanç durumuna getir- di. Baş döndürücü bir kavramdı bu; sonunda Av- rupa halklan isteri nöbetine girdiler. Bakın; ulus- çuluk bayraklan altında toplanan gözü dönmüş Almanlar, Fransızlar, ttalyanlar ve Avusturyalılar ve ötekileri birbirlerinin üstüne saldınp gerçekte bir Avrupa iç savaşı olan Birinci Dünya Savaşı sı- rasında, birlikte yaşadıklan kıtayı yerle bir ettiler. Yirminci yüzyıl, "batı cephesi"ndeki siperler- de belırmeye başladı. Belkı de 1917'de Bolşevik komünistler Rusya'da yönetimi ele geçirdiği za- man ve Amerika Birleşik Devletleri batı yankü- renin yalnızlığından sıynlıp dünya siyasasına ka- Portre En büyük zevki, mavi yolculuk Şu günlerde Bodnım iie Kekova arasında yelken açmış, Bodrum yapısı bir «gHtefteknede David Fromkin'e rastlayabilirsiniz. 1989'da yayımladığı ve Türkiyeye "BanşaSonVerenBanş" adıyla basılan "A Peace To End AH Peace" adlı kitabın yazan Fromkin, " H e r y « Türkrve kmlannda msvi yokuluk vapartm" diyor. (*> Davıd Fromkin, gerçekte uiuslararası hukuk eğıtimi yapmış bir avukatür. Fromkin, çeşitli Amerikan dergilerinde (Foreign Affairs) ve gazetelerinde (New York Times) makateler ve araştrmalar yayunladı. Winconsin eyaletinin Mihvakee kentinde doğan Fromkin, New York'ta yaşıyor. Fromkin, Amerikan Dış Uişkıler Kııruhı üyesidir. Boston OnivCTSİtesi'nde Dış îlişkiler Merkezi Mûdüriüğü yaptı, tarih ve hukuk dersleri verdi. »1 Ihnfamn Ragımsphgı* ve "Hflkümet Sorunu" adlı kıtaplann da yazan olan Fromkin'in, Osmanlı împaratorlugu'mm 1914-22 yıllan arasındaki son günlerini anlatan *BanşaSon\erenBanşw adlı kitabı, başta ABD ve Tûriciye olmak üzere dünyada bûyük ilgi gördü. Çeşitli dergi ve gazetelerm kitap eklerinde olumlu eleştiriler alan bu kitabı New York Tımes. 1989'un en iyi kitaplanndan biri olarak seçti. Şubat I995'te ABD'de yayımlanacak olan "AmerikaUanıı Zamanmda" adlı yeni kitabında Amerikan önderierini; Roosvek, Truman, Ejsenhmvr, MarshaI,M«cArÖıurve ötekilerini konu olarak alıyor. Cumhuriyet'te bugün yayımlanan makalesi için, "Fromkin'in yeni tdtabmın tzkrini de taştyor" denilebilir. (*) Fotoğraf. Fromkin'i bir Bodrum guleti ile yaptığı 'mavi yolculuk'lardan birinde gösteriyor. David Fromkin ya, 1989'da kendi kendine parçalandı. Amerika amacına ulaşmıştı ve yüzyıl sona erdi. Yeni yüzyılı tantmlayacak soru şudur Yok olan imparatorluklann yerini ne alacak? Amerika, es- ki büyük güçlere benzeseydi onlann terk ettiği sömürgeleri ele geçirir ve şimdi dünyaya egemen olurdu. Dünya fatihleri arasında Amerikalılar, başkalannı >önetmek istemedikleri için ötekile- rinden aynlırlar. •Yirmi birinci yüzyılın ilk yıllannda karşılaşacağımız ana siyasal sorun, iki ayn gücün çekişmesi olacak: Birleşik kalmak ya da parçalanmak... Modern dünya, daha fazla birlikten yana, oysa insan kişiliği, daha azını istiyor; insanlann ilkel dürtüleri, küçük gruplan kendi küçük devletlerini kurmaya yöneltiyor. Başkalannı yönetmek istemediği için Amerika Birleşik Devletleri, başkalannın nasıl yönetilme- leri gerektiğini de hiç düşünmedi. Bütün Ameri- kalılar öteki ülkelerin kendilerininki- ne benzemesini ister. Ama bu olanak- sızdı. Başkalannın, belirgin olan ve kabul edilmesi gereken kendi kültür- leri ve özel durumlan vardır. Amerikalılar siyasada kötü olan şe- ye -halkın kendi kendini yönetme hak- kına sahip olmamasına- yok edenler- se dünyanın yeni siyasal bir yıla, "al- tın çağ"a gireceğini ve tarihin sona ere- ceğine ınandılar. Bundan sonra ne ola- cağını hiç düşünmemişlerdi. Ama bir sorunun çözümü bir yenisini doğurur. Bu, dünyanın durumu ve insanoğlu- nun kaderidir. I BirteşHc ksknsk | ya da papçatanmak Fromkin'egöreyirmiııci yüzyü, 1989'da dünyadaki son imparatorluk olan SovyetRus>anın kendi kendini parçalamasrvla sona erdL Yazar,"Yeni yüzyılı tanımlayacak soru şudur: Yok olan imparatorhıklann yerini ne alacak?" diyor. tıldığı zaman başladı. Batıda Woodro» Wilson'un doğuda ise Lenin, Troçki ve Stalin'in tehdit ettiği Avrupa, uzun şüren, imparatorluktan vazgeçme sürecine girdi. KokMnb'un yelken açmasını izle- yen "yan blnjTİ" süresince, Avrupa, gezegenin geri kalan bölümünü fethedip yerleşerek zaman zaman denetimi altında tuttu. Kolomb'un zama- nından, 1482'den 1918'e kadar, Ingiliz ordulan Osmanlı tmparatorluğu'na yayılmışken Avrupa, dünyayı ele geçirdi. Ama 1919 ile 1989 yıllan arasında ortaya çıkan olaylar ve zaman zaman Amerika Birleşik Devletleri'nin dayatmasıyla Av- rupa, denetimindeki bölgeleri bırakmak zorunda kaldı. Yırminci yüzyıl kısa bir yüzyıldı. Bu yüzyılda siyasa küreselleşti. Hemen hemen her yerde ulus- lar kendi kendilerini yönetme hakkım kazandılar. Gezegenin sorunlanyla ilgili olarak hepsinin bir rolü, bazılannın ise önemli rolleri oldu. Yüzyılın başında, Woodrow Wilson, başlangı- cını denizaşın yönetime baş kaldırmaya borçlu olan Amerika Birleşik Devletleri'nin sömürgeci- liğe ve emperyalizme karşı olduğunu açıkladığı zaman, çoğu İcişi bunu kuşkuyla karşıladı. Ama Wilson haklıydı; çünkü, Amerika Birleşik Dev- letleri bu yüzyıl boyunca Avrupa' nın kıtada ya da kıta dışındaki egemenliğine karşı başanyla savaş- tı. Amerika, öteki ülkelerle işbirliği yaparak fa- şist Italya'nın, Nazi Almanyası'nın, emperyalist Japonya'nın ve komünist Rusya'nın bölge ve dün- ya egemenliklerine karşı koydu. ABD 1958'de Süveyş bunalımında Ingiltere ile Fransa'nın iler- lemesini engelledi; onlan ve Avnıpa'nın öteki sö- mürgeci devletlerini gerçeği görmeye zorlayarak denizaşın sömürgelerini terk etmelerini sağladı. Dünyadaki son imparatorluk olan Sovyet Rus- Bunun için yirmi birinci yüzyılın ilk yıllannda karşılaşacağımız ana siya- sal sorun, iki ayn gücün çekişmesi ola- cak: Birleşik kalmak ya da parçalan- mak... Dünyanın her yanında ulusal hükümetler, her biri ayn siyasal ve kül- türel nedenlerden dolayı, aynhkçı hat- ta bölücü güçlerle savaşmak dunımun- dalar. Bölgelerde ve dünyada baş gös- teren çevresel ve ekonomik sorunlann çözümlenmesi için modern toplum; bilim, teknoloji ve finansal, siyasal birimlerin genişlemesini nesnel koşul olarak kabul ettiği durumda, insanlann ilkel dürtüleri, küçük gruplan kendi küçük devletlerini kurmaya yönelt- mektedir. Modern dünya, daha fazla birlikten yana, oysa insan kişiliği, daha azını istiyor; çağımızın çelişkisi de budur. Açıkça söylemek gerekirse, krallann egemen- liğinden kurtulmuş, ama yerine yenisini koyamamış bir dünyada yaşıyoruz. Amerika Bir- leşik Devletleri sömürgeci ve komünist devletleri devirdi, ama onlann yerini almadı. Birçok ülkenin kargaşa içinde olmasına şaşmamak gerekir. Özgürlüğe yeni kavuşan halklann kimliklerini bulmalan ve kimin tarafından ne biçimde yönetil- mek istediklerine karar vermeleri zaman alır. Bu yüzden kargaşa sürecek, hatta yayılacak. Daha iyisinı ummak gerçek dışı olur. Yeni "vuzyıTa girdik, "binyıTa değil... Yarın: Abaza kökenli Rus yazar Fazıl Abduloviç Iskender Y A Y I N H A K K I C u m h U h y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z İLAN T.C. FATİH1. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1993 976 Davacı Mustafa Kütük tarafından davalı Badem Kütük aleyhi- ne açılan boşanma davasında: Davahmn. Fikirtepe. Mandıra Cad. Özel Sok. No: 32 D. 1 Kadı- köy İst. adresine tebligat yapılamamış ve zabıta marifeti ile yeni adre- sinin tespiti mümkün olamamış, bu suretle davalı Badem Kütük'e dava dilekçesinin ilanen tebliğine. yargılamanın 9.9.1994 günü saat 9.30'da yapılmasma karar verilmiş bulunulduğundan muhatabın biz- zat mahkememizde hazır bulunması veya kendisini kanuni bir vekil ile temsil ettirmesı. gelmediği takdirde HUMK'nin 213 2. maddesi gereğince gıyabında devam olunacağı, dava dilekçesinin tebliği yerine kaim olmak üzere ilan ohınur. 7.7.1994 Basın:8421 T.C. MERSİN 4. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ 993 436-993 705 Davacı Ahmet Bulutbeyaz vekili Av. Hikmet Çelik taraftndan davalı Enver Çatan aleyhine açılan tespit davasının yapılan yargıla- ması sonunda: Mahkememizin 8.11.1993 tarih ve 993436 esas ve 993 705 karar sayılı ilamında: 33 T 1044 sayüı plakanın davacı Ahmet Bulutbeyaz'a ait olduğunun tespitine ve kabulüne karar verilmiş ve işbu davalıya (Enver Çatan)'a tebhğ edilmediğınden ilgiliye ilanen tebligat yapıl- masına karar verilmiş olup, işbu ilanın ilan tarihinden iübaren 15 gün içerisinde temyiz etmediği takdirde karann kesinleşecegi «an olunur. 10.6.1994 Basın: 49784 İLAN SARIYER l.İNCİ ASLİYEHUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Kemal Özgün aleyhine açılan M. M. tahlive ecrimisil davası sonunda: Mahkememizin 9.12.1993 tarih, 1993 182 esas 1993671 karar sa- yılı ilamı ile 20168m 2 sahalı İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne aıt Kıreçburnu arabayolu 498 ada eski 25 yeni 70 parselde kayitlı ta- şmmazın 320 m2 alanlı yere davahmn (Kemal Özgün'ün) el atmasının önlenmesıne ve davahmn sözü geçen bu parsel üzerindeki işgal ettiği binalardan tahliyesine. 3.924.000.- TL ecrimisilin her dönem sonu ta- hakkuk eden ecrimisile %30 yasal faizin dönem sonundan itibaren ışletilmesine. davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 243.000- TL. harcın ve 925.000 TL vekülik ücretinin ve 370.000.- TL muhakeme giderinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Arabayolu Caddesi A>dın Sokak No: 3 Kireçburnu Sanyeradre- sinde mukım iken adresi bulunamayan ve meçhul davalı Kemal Öz- gün'e hüküm özeü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 2417 PERTEKTAPULAMA HAKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1981/15 KararNo:1989 23 Davacı Hazine tarafından davalılar Melek Tek ve müşterekleri aleyhine mahkememizde açılan tapulama tespitine itiraz davasının yapılan açık duruşması sonunda; Davanın reddine karar verilmiş, Penek Sürgüç Köyü, Çardak mevkiinde kain 290 parsel nolu taşınmazm, hisseleri oranında davalı- lar adına tapuya tesciline ve masraflara dair 3.4.1989 tarih, 1981/15 esas, 1989/23 İcarar sayılı hükmü adresi tespit edilemeyen davalılar- dan Ash Tek adma tebligat yerine geçerli olmak üıere ilan tarihinden 15 gün sonra tebhğ edilmiş sayılacağı ilanen tebhğ olunur. Basın: 49805 ÇAĞDAŞ YAYINLARI Rahmi Kumaş BEN DEĞİŞMEDİM "20 yıldır yazdıklarımı doğru gördüğiimden değişmedim " diyor R. Kumaş 70.000 Lira (KDV içinde) Kazım Yenice IŞIYAN SÖZLER Geçmişi Anımsama Değerlendirmeler 90.000 Lira (KDV içinde) Çag Pazariama A.Ş. Türkocağı Cad. 39/4]CagaIoğlu-htanbul Tel:512 05 05 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Köy Enstitüleri Vakfi: (12) İki Mektup... Yalova'dan eğıtımcı Numan Dönmez, şunları yazmış: "Saytn Ekmekçi, Turkiye 'de gericiliğin ilk hedefi Köy Enstitüleri idi. Daha 1946 da Hasan Âli YücelV bakanlıktan, Ismail Hakkı Ton- guç'u genel mudurlükten aldırarak ilk adımlarını -geriye doğru- attılar. Ben, Köy Enstitülerinin henüz tümüyle ortadan kaldırıla- madığı, ama ilköğretmen okulu olarak can çekişir duruma getirildiği yıllarda (1957-1963) Balıkesir Savaştepe Köy Enstitüsü 'nün külleri arasında okudum. Her şeye karşın si- , linemeyen Köy Enstitülerinin olumlu izleri, gelenekleri, en önemlisi de henüz yerle bir edilememiş altyapısı bir ölçüde de olsa sürüyordu ve bu bizi olumlu yönde etkiliyordu. Bu- nun bendeki etkisini otuz yıllık, çok değişik düzeylerdeki meslek yaşamımda, özel yaşamımda somut biçimde yaşa- dım, yaşıyorum. 'Köy Enstitüleri Vakfı' yazılarmıza bir ek olsun diye yazı- yorum: Ahmet Emin Yalman /n, 'Yarının Türkiyesine Seya- hat' adlı kitabında, o günkü dille (1944) şöyle nitelendiriliyor Köy Enstitüleri: 'Burada yapılan terbıye tecrübesi, dünya ölçüsünde alakalar uyandırmağa layık bir tecrübedlr. (...) serı halınde bu nevl (hepimızin zihınlerimızde ideal tip dlye yaşattığımız insan ve vatandaş) insan yetıştırilmesi, dünya yüzünde ilk defa olarak elde edılmış bir netıce sayılabilir.' Bir başka yerde de şöyle diyor A. E. Yalman (1888-1972): Köy Enstitüsü, ancak demokrasi, eşitlik ve sevgi uğrağı olan bir muhittir.' '... derin başarma ve yaratma hazzının tadına1 vardığını söylediği Köy Enstitüleri için En ıleri ve en ıdeal üniversite muhıtinde bile görülmemış bir tarzda; büyükler, küçükler, öğretmenler, öğrenci bir araya karışmışlar, olgunlaşma idealine varmağa, müşterek teşebbüsleriyle ve elbirliğıyle çalışıyorlar...' diyen A. E. Yalman, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nü de bir çeşit köy ünıversitesi' olarak nitelendi- riyor. (ilk basımı 1944'te yapılan Köy Enstitülerinin dışarı- dan birinın gözlem, izlenim ve değerlendirmeleriyle olu- şan bu kitabın 2. baskısı Cem Yayınevi'nce 1990'da yapıl- mış. özgun ve ilgınç.)" • • • Balıkesir SHP il Başkanı Halil Öncül de Köy Enstitülü. Mektubunda şöyle diyor: ''Değerlı dost Ekmekçi 'ye, Bütün yazılarını olduğu gibi özellikle Köy Enstitüleriyle ilgili yazılarını daha büyük bir keyifle okuyorum. Köy Ensti- tülerinin konumunu ve değerinı bılen kaç yazar var ki Tür- kiye'de? Bu nedenle sıze ne buyük saygı duyduğumu bile- mezsiniz. 1959 yılında Yedek Subay'da oğrenci iken birkaç arka- daşımla İsmail Hakkı Tonguç'u evınde ziyaret ettik. Bana çok ilginç gelen bırşey söyledi: - Köy Enstıtülennde eğıtım süresmı 8 yıl olarak düşün- müştüm. inönü, ulkenin okur-yazar sayısını arttırmak için öğretmene gereksınımı olduğunu, 8 yılın uzun olduğunu söyleyerek 5 yıl olmasmda ısrarlı oldu. 5 yılı kabul etmekle hata yaptığımı şımdi anlıyorum... dedi. Öğretim süresi 8 yıl olsaydı Köy Enstitüsü mezunlan daha donanımlı yetişerek kendilerini savunma olanaklarına daha çok sahıp olacak- lardı. Sayın Ekmekçi, şimdi özür dileyerek kendımden örnek- leyerek bu görüşün doğruluğunu kanıtlamaya çalışacağım. Beş yıllık ilkokuldan mezun olduğumda okur-yazar bile değildim. Beş sınıflı ılkokulda tek öğretmenımiz vardı, derslerimız çoğunlukla boş geçerdi. Kendi kendimıze okuma-yazma oğrendık. Savaştepe Köy Enstitusu'ne 17 Nısan 1947de gittım. Ha- ziranda ıkincı sınıfa geçtım. 1950-51 ders yılında mezun oldum. Istasyona tuğla gelırdı. Vagonların ıvedı boşaltılma- s/ gerektiğinden ders ortasında. dersı bıraktırarak bızı va- gon boşaltmaya gotururlerdi. Bu koşullarda çok az eğitim- öğretim görme olanağı bulduk. Köy Enstıtulenndekı ış içinde eğıtım ilkesının ne denli önemli ve gerçekçı olduğunu bugün daha iyi görüyorum. Uç oğlum var: ikısı üniversite mezunu. Küçükle r ı bu yıl ünı- versiteye girecek; uiuslararası satranç turnuvasında ülke- mızı temsil ettı. Bırıncı basamak sınavında dereceye gırdi. Benim üç katım okuyan çocuklarıma bakıyorum. benım ka- dar yetişmediklerıni görmenın üzüntüsünu yaşıyorum. Bu ülkenin ust düzey bürokratlarının pek çoğu ile tanışıklığım var. Nice vali, buyükelçi. profesor ve polıtikacı tanıyorum kı ülke sorunları, insan hakları ve demokrasi konusunda on dakıka sohbet edemiyorsunuz. Konuyu uçkur altına ya da rant paylaşımına kaydırdığınızda gözleri faltaşı gıbı açılı- yor ve bitmeyen fıkralar anlatıyorlar. Işte o zaman Köy Enstitülerinin değerinı daha çok anlıyorum. Yarırn yamalak okuyan benim, ılyönetimındekı arkadaş- larımın yarısından çoğu üniversite çıkışlı. Böyle bir konum- da, nıye ben II Başkanı' olabıliyorum diye çok düşundüm. Ben, Töb-Der, ILKSAN Genel Yönetim Kurulu uyelıkle- rinde bulundum. Bölge temsılcılıklen yaptım. TÖS ve Eğıt- Der Balıkesir şube başkanlığında bulundum. Şu anda SHP il başkanıyım. Nerede üniversıte mezunlan? 8 yıl öğrenım görebılseydim, bir yabancı dilım olsaydı, konumum daha değişik olabilirdi diye düşünüyorum. Pek çok tehdit mektubu alıyorum. Bınni örnek diye sıze de sunuyorum. (Imzasız mektup, gerıcılerden, yobazlar- dan. Saklıyorum, 'Isıracak kopek dışinı gostermez' dıyo- rum. M.E.) Köy Enstitüsü mezunu olmakla gururlanıyorum. Köy Enstitülerinı ve dostlarını çok seviyorum. Bu ulkenin kurtu- luşu bu kurumlardan ders almaya bağlı. Kurulacak vakfın, bu okulları daha iyi tanıtacağına ınanıyorum. Bir gün yolunuzu Balıkesir'e uğratmanız dıleğiyle engin saygılarsunarım.'' BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Bazı ağaçlann gövde- sinden sızan reçineli zamk. 2/ Namaz çağnsı... Uzun omuz atkısı. 3/ Başlangıçta yer alan... Zonguldak yöresine özgü bir halk oyunu. 4/ As- ker... Bir kimseye göre aynı adı taşıyan diğer kı- şi. 5/ Üzüntü. 6/ Kişinin sevinç, güven ve her tür devimsel etkinliklerinin normai olmayan bir bi- çimde arttığı ruh hastalı- ğı... Yiyecek bulamayan. yoksul kimse. 7/ Maden kazımak için kul- lanılan çelik kalem... Bir oyun ya da filmde dinlenme süresi. 8/ Batı Samoa'nun başkenti... Bunaltma. tedirgin etme. 9/ 1946"da Sabahat- tin Ali tarafından İstanbul'da çı- kanlan haftalık mizah gazetesi. YTJKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kaş ilçesi açıklanndaki Yunan adası... Bir orman ağacı. 2/ Top- raktan yapvlrruş, kulpsuz ve küçük çömlek... Konya ilinde bir baraj. 3/ Üzerine yazı yazılan tabak- lanmış ceylan derisi... 1800'lerin başında Fransa'da ortaya çık- rruş bir bezeme biçemi. 4/ Radon elemenünin simgesi... Başka- lannın sırtından geçinen kimse. 5/ Bir ilimiz. 6/Göksel... Kalın bükülmüş sicim. 7/ Bir elçiliğe bağlı uzman... Üye. 8/ Belirli bir. iş için aynlan para... Tarla, bağ, bahçe gibi yerlerden toplanan üründen artakalanlar. 9/ Asya'da bir ırmak... Genelev işleten kadın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle