Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 TEMMUZ1994 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dört ses
bombası
• İstanbul Haber Servisi-
Bostancı ve Bağdat
Caddesi'nde dört ayn yere
konulan dört ses bombası
patladı. Patlamalardacan
kaybı olmazken, çevrede
maddi hasar meydana geldi.
Dün akşam saat 21.45
sıralannda Bostana
Karakolu çevresindeki bir
çöp bidonuna kimliği belirsiz
kişilerce bırakılan ikı ses
bombası patladı. Yine aynı
saatlerde Bağdat Caddesi
üzerindeki İkizler Et
Lokantası önüne bırakılan 2
ses bombası patladı. Emniyet
yetkilileri, can kaybının
olmadığım.heriki
bombalama olayında
çevrede maddi hasann
meydana geldiğini
bildirdiler.
lOterörist
• ADANA (Croahuriyet
Güney Üleri Bürosu)-
Hakkari ve Batman'da
güvenlik güçleriyle
çatışmayagiren
teröristlerden 10'unun
öldürüldüğü bildirildi.
Çatışmalarda iki güvenlik
görevlisi de şehit oldu.
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan
açıklamayagöre
HaJckari'nın Çukurca ilçesi
Serger bölgesinde 7,
Batman'ın Sason ilçesine
"bağlı Balbaşı Köyü
yakınlannda da 3 olmak
üzere 10 PKK'li öldürûldü.
Güvenlik güçlerinin Bitlis,
Bingöl, Hakkari, Mus,
Şırnak ve Diyarbakır'da
yürüttüğü operasyonlarda
terör örgütüyle işbirüği ve
yatakhk yapan 37 kişinin
yakalandığı ve çıkaruldığı
mahkemelerce
tutuklandığı da belirtildi.
İşçi eylemine
engelleme
• ANKARA (Cumburiyet
Bürosu)-Sendikal
örgütlenme faaliyetinde
bulunduklan için işten atılan
55 Aras Kargo işçisinin
eylemi.jandarmanın
engellemesiyle karşılaştı.
DISK'e bağlı Naküyat-İş
Sendıkası'na üyeolan ve 12
gündür atıldıklan Aras
Kargo Aktarma Merkea'm'n
önünden aynlmayan işçilerin
çadın,jandarma tarafından
söküldü.
Sheraton
kapatılıyor
• istanbul Haber Servisi -
* Istanbul'da yırmi yılı aşkın
bir süredir hızmet veren
Sheraton Oteli kasım ayında
kapanma karan aldı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü
ile Sheraton Otelcilik zinciri
arasında anlaşma ya
vanlamaması sonucu kasım
ayında kapatma karan
aldığından otel rezervasyon
kabul etmemeye başladı.
Doğuş'un
faaliyetleri
• İstanbul Haber Servisi -
Doğuş Öğretım
Kurumlan'nın başlattığı
atılım projeleri Sheraton
Oteli'nde bir toplantıyla .
basına tanıtıldı. Doğuş
öğretim Kurumlan'nın
saîıibi İ. Doğu Gözaçan'ın
yapüğı açıklamaya göre yeni
çahşmalan şöyle: Doğuş
Üniversitesi'nin hazırbk
çahşmalan, Doğuş Eğitim
Vakfi'nın kuruluşu,
Enternasyonal Okullar
Avrupa Konseyi'ne üyelik
çalışmalan. Richmond
School of English ile ortak
Yabancı Dil Okulu'nun
açılışı, Avrupa ve
Amerika'daki üniversitelere
sınavsız girişi sağlayacak
Enternasyonal Bakaloria
sistemine giriş çalışmalan,
Bodrum Gölköy'de yaz
okulunun faaliyete
geçirilmesi, Manchester
Universitesi'yle birlikte lise
sonrası iki yıl süreli bir
yükseköğretim kurumu
açılışı ve Doğuş Eğitim
Vakfi'nın kuruluşu.
Harekatın 20. yıldönümünde banş umudü taraflann yanlışı kendinde aramasmda yatıyor
Kıbns'tabarışlıâlâçok ıızakAYDÜM ENGİN
"Banş harekatı"nm 20. yıl-
dönümünde bir grup gazeteciy-
le birlikte Kıbns'taydık. Hani
daha ortaokuldayken Afrodit'-
in bir istiridye kabuğundan do-
ğup, kıyılannı okşayajı ak kö-
püklerin arasmdan salına sa-
hna karaya çıktığını £>kuduğu-
muz adada. Hani 'soğuk savaş'
yıllannda "emperyalizıııin Do-
ğu Akdeniz'deki batmayajı uçak
gemisi" olarak ünlenen adada.
Hani bugün (neredeyse 31 yıl-
dan beri bugün) kibrit çaksan
patlayacak bir barut fıçısına
dönüşmüş adada...
Dedelerimizin çocukluğu
"Girit bizim canımız, feda olsun
kanımız" dıye haykınlan mi-
tingler, yürüyüşlerle geçmiş. Bi-
zim delikanbbk dönemimiz de
"Kıbns Tûrktür, Türk kala-
caktır" diye geçti. "Kızü papaz
Makarios" kuklalannın yakıl-
dığı mitinglere ya tanık olduk
ya da katıldık.
I963'ten beri, tam 31 yıldır
Kıbns sorunu Türkiye dış poli-
tikasının merkezinde yer alıyor.
31 yıldır mesleki nedenlerle
hakkında yüzlerce yan okudu-
ğumuz, onlarca yazı yazdığımız
bu adayı, bu kez çok yakından
görmek, insanlanyla dolaysız
tanışmak ve konuşmak ilginçü.
Taksi şoföründen hastane hem-
Barış Harekaü'nın 20. yıldönümünde Rumlar, 15 Temmuz 1974'teki faşist yönelimli "Sampson darbesi"ni unutmuş, 20 Temmuz
1974 te Türk ordusunun adalannı işgal ettiğini, kendilerini topraklarından, yurtlarından ettiğini savunup yas tutuyordu.
şiresıne, cumhurbaşkanından
başbakan yardımcısına, ku-
marhane krupiyesi genç kızdan
bir Akdeniz adasında dövme
dondurma yapan Elbistanlı
Kürt delikanhsına, "aydın" ni-
telemesini eksiksiz hak etmiş
bir eczacı hanımdan. İngiliz sö-
mürge rejimine başkaldıran
Kıbnsblara, İngilizlerin safında
kurşun sıkmış ve sonra da Ingj-
lizler tarafından ortada bırakı-
bverip utancıyla yaşamak zo-
runda kalmış yaşlı seyyar satıcı-
ya, askerlikten aynlıp ışadamh-
ğına soyunmuş "müstafi" su-
baydan polis olabilmek. içın
torpil arayan işsize kadar bir-
çok Kıbnsbyla konuştuk. 20
Temmuz törenlerini baştan so-
na izledik ve... şimdı izlenimle-
rimizi kağıda dökmek üzere
oturduğumuz daktilonun ba-
şında. "Kıbrıs"ı tek cümle ile
özetleyebileceğımizi görüyo-
ruz: Banş harekatınuı 20. yıldö-
münde, Kıbns'ta barış hâlâ
çok uzak! Bınne şoveruzm kav-
ramını anlatmakta zorlanırsa-
nız ve yaşamda nasıl ete kemiğe
büründügünü göstermek ister-
senız Kıbns'a götürün. Kuzey
ya da Güney Kıbns'a... Farİc
etmez. Ama birine artık unutul-
muşa benzeyen "halkların kar-
deşüği" kavramının nasıl so-
mutlandığını göstermek isterse-
nız de Kjbns'a götürün. Kuzey
ya da Güney. Gene fark etmez.
Geçmiş yıllarda adanın güne-
yinden Rum tanıdıklanmız ol-
du. Klerides'in, Kipriyanu'nun
özü Türk düşmanlığına dayalı
kısır politikalanndan iğrenen.
• Birkıvılcımın
adayı bir kez daha
kana, ateşe
boğabileceğini
kavramakiçin
ne uzman olmaya
nedeadada
yıllargeçirmeye
gerekvar.
Bir"turistik
gözlem"in
darlığında bile
bunu kavramak
mümkün.
Kıbns'ın bir banş adası olabile-
ceğine -hâlâ inanan Rum ay-
dınlardı bunlar. Ama birçok
uluslararası toplanüda yaşamı-
nı Türk düşmanhğına adamış
Rumlar da tanıdık. Türk deyin-
ce gözü dönen, ağzı köpüren
"Helenizm" gibi, "megalo idea"
gibı ninem zamanından kalma
kavramlardan ibaret bir kin ve
düşmanlık dünyasında yaşayan
Kahvehane sahibı Rdat Lsta, 8 yaşından ben horoz dövüşturduğünü, bundan vazgeçmeyeceğiıiı açıkladı.
Horoz dövüşünegecebaskını
istanbul Haber Servisi - Zeytinburnu Beledi-
yesi Zabıta Ekipleri, bahisle horoz dövüştürülen
bir kahvehaneyi, baskın düzenleyerek kapattı.
Önceki gece saat 23.30 sıralannda zabtta ekip-
leri bir ihbar üzerine, bahisle horoz dövüştürül-
düğünü belirledikleri, Yeditepe Mahallesi 49/
B'dekı kahvehaneye baskın duzenledi. Zeytin-
burnu Beledıye Başkanı Adil Emecan'ın yönlen-
dırdiğı baskın sonunda, Rıfat Usta'ya ait kahve-
hane, hayvan dövüştürdüğü ve ruhsatsız işletil-
diği gerekçesiyle kapaüldı. Başkan Emecan, ka-
patma karanndan sonra yapuğı açıklamada, şe-
hirleşme yolunda büyük adımJar kat edıldiğini
belirttiği Zeytinburnu'nun da parayla horoz dö-
vüştürmek gibi insanlık dışı davranışlarda bulu-
nanlara geçit vermeyeceklerini belirtti. Kahve-
hane sahibi Rıfat Usta ise sekiz yaşından bu
yana yaptığı işin içinde olduğunu belirterek kah-
vehanenin kapatılmasının önemli olmadığıru ve
bahisle horoz dövüştürmeye devam edeceğini
söyledi.
(Fotoğraf: SERKAN TAMAM)
Zejtinburnu Belediye Başkanı Adil Memecan, parayla horoz dö>üştürmek gibi insanlık dışı
davranışlara izin vermeyeceğini söyledi.
' Yaraücıçocuközgüı* okulda yetîşîr'
• Doç. Dr. Nuray
Sungur "Çocukta
yaratıcılığın ve
üretkenliğin
geliştirilmesi için okul
ortamı çok önemli.
Yönetici ve
öğretmenlerin,
kendilerini geliştirmeleri,
ders programlanru ve
içeriklerini
zenginleştirmeleri
zorunlu"diyor.
FİGENATALAY
GAZETECt EV ARIYOR
Beşiktaş, Cihangir ya da
Kadıköy'de 6-7 milyon
liraya kadar.
Tel:51385%
Çocuk yaratıcı olmalı. Ama
bunun için okul yönetiminin ve
öğretmenin de yaratıcı olması ge-
rek. Yaratıcüığı geliştinneyi
amaçlayan demokratik ve özgür
öğrenme ortamlannda, çocuk-
lann kendilerini "anlaşılmtş ve
açıklanmtş" hissettikleri belirtili-
yor.
1980 yıhndan bu yana "çocuk-
larda yaratıcı düşüonıe ve sorun
çözme" konusunda calışan Doç.
Dr. Nuray Sungur, ilköğretim sis-
teminde, eğitim felsefesi, öğretim
yöntem ve uygulamalannın, çağ
çocuğunun gereksinmelerinin ve
ailedeki kültürel yapının gerisin-
de olduğuna ve bu alt sistemde
ivedi reformlara gereksinme du-
yulduğuna dikkat çekiyor. Doç.
Sungur, bu arnaçla İstanbul ve
çevresindeki çeşitli ilkokullarda
"yaraücı okul" denemeleri ya-
pıyor.
Deneme sonuçlanna ve "çocuk
nasıl yaratıcı olur" sorusuna geç-
meden önce "yaradcı çocuk kim-
dir" sorusunu yamtlamak gerek.
Özel okul öğrenci velilerl derneği kuruluyor
Yüksek zamlara çözüııı arayışıIstaabul Haber Servisi - özrf okul velîieri
hak arayışmda. ÖnceKkk ücretlere yapılan
yüksek zanıîar olmak âzere soruntara cö-
^ m bulmak için örgütlenmenm •'kaçıaı-
tmaz" olduğunâ karar veren bir grup veli,
tüm özel okul velîlerinin desteğini bekliyor.
özel Okui ^^enci Velileri Derneği'nin ku-
ruiuşu üe ılgılı yasal çaiışınaJar ağustos ayı
sonunda tamamlanacak.
Demek Kurucuiar Kurulu adnsa Etfğa
Özügür'e derneğm kuruluş amacını. hedef-
lerini, Türkiye çapında nasd örgütlenikce-
ğini sorduk.
özügûr öncelikle, "özel Öğretim K«-
nanlan öğrend Ccretieri Tespit ve Tabsil
Yöoetme«ği"nin 5. madde (f) fıkrasının 30,
Mayıs 1989 tarihmde, yalnızca öM okul
sahiplerinin cıkarlanıu gözeten bır anİayı-
şla değiştirildiğtni hatuiaayor. Bu tarihe
kadar her yıl yüzde 30-50 düzeyinde artün-
larak befirlencn ücretler, her yıl yüzde
100-150 oranlan arasında arîürümaya baş-
lanıyor. Örgütsüz öğrenci ve&eri de bu ge-
lişmelere karşı bireysei tavır alamıyorlar.
Ergin Özügür, özel okul velitennin
saıuküğı gibi geür dûzeyi çok yüksek aüeter
otaıadığınj vurguluyor ve şöyle devam edi-
yör.
"625 sayılı yasada yer alan ve özel öğre-
tim kunımianmn. ".^faafiyetlerini sadece
kazanç saglamak için dûzeBİeyemezier..."
şekiindeki 2.TOaddesiniaaksme,özel okul-
lar bugün yalnizca ticari bir faaliyete dö-
nüştünîlme noktaana gelmiştir. Mili Eği-
tim Bakanhğı yetkilileri, bugelişmeye karşı
bugüne kadar duyarssz kaimışür.* Ergin
Özugür, özel okul ücretleri ile ügili sorunun
öncelikle 168 bin öğrenci ve onların aileleri-
nin sorunu olduğuna dikkat çekiyor. Özü-
gür, "SonınJan btzier, keadı btlİDCimizle ve
demokratik tavuianrauia çozmeiiyiz. Hak
aramak kuİüaMfr ve bir >atandâşJık görevi-
dir. Büröfl özeJ okailarditki öğrenci vdilerini
bir örgfit çatısı altında topJamaya yönefik
"özel Okul Öğrenci Vebleri DeYne'ğT aıfa
altmda bir tüze) kişilik ohışturubnası arök
kacmHmaz olınuşOır" diyor.
Özügür*ün verdiği bilgiye göre, derneğin
amaci. "özet okul öğrenei ve veJUcrinin hak
ve çıkariarmın koruranası. geüştirilmesi,
öıe\ okuüardaki eğitim ve öğretinün kaStesi-
nin deaerienerek vukseltitanesi ve genel oia-
rak da Türkiye'de bOiınsel bö^>e dayalı bir
eğjtim ve öğretitnin hayata geçirilmesi'* ola-
rak belirtenmiş Hedetler arasmda öğretim
kalitesinin deneüenmesı, ücret politikalan-
na yön verilmesi gibi dûşünceler de bulunu-
yor. Dernek bünyesınde, eğitim ve öğretim
konusundaki uzmanlardan oluşan binmler
ohışturulmasj da hedefleniyor.
Çocuklar, anaokulundan baş-
layarak yetişkinlere şu mesajlan
veriyorlar
1- Ben ayn ve özel bir bireyim.
2- Kendime özgü ayn yetenek
ve değer yargılanm var.
3- Beni azarlamadan önce ne
yapmak istediğimi ve bakış açımı
anlamaya çahşın.
4- Çok uzun yazı ve matematik
çalışmalannı sevmiyonım.
5- Kendi kendime öğrenebil-
mem için yeni ortamlar sağlayın.
6- Ana ve ilkokuldaki prog-
ramlannız benim gereksınmele-
rimi karşılamakta yetersiz kalı-
yor.
7- Sınıf ve okul ortamında, so-
runlann çözümüne ilişkin karar-
lara beni de katarsanız daha etkıü
sonuç alırsınız.
8- Yaratıcüık, merak ve du-
yarlıhk yönünden sizden daha
ilerideyim.
9- Sizlerin anlayamadığınız
kimi konulan sezgisel biçimde
sizden daha kolay yakalayabili-
rim.
10- Secim yapabilme ve karar
verme yeteneğim en az sizinki ka-
dar gelişmışür, yapüğım ışe ve
kararlanma saygı duyun.
11- Her defasında, davraıuş-
lannızın nedeninı ve sonuçlannı
bana açıklarsanız sizin dünyanızı
daha kolay anlayabilirim.
12- Benden sizin benzeriniz ol-
mamı ıstemeyin, kendımi yarata-
bilmem için açılıp yol verin.
Yaratıcı okul
karmaşaya katlanmah
Çocukta yaratıcılığın ve üret-
kenliğin geliştirilmesi için okul
ortamı çok önemli. Yönetici ve
öğretmenlerin, kendilerini geliş-
tirmeleri, ders programlannı ve
içeriklerini zenginleştirmeleri zo-
runlu. Doç. Dr. Nuray Sungur,
yaratıcı bir okulun demokratik
tutum ve davranışlann yer aldığı
bir kültür ile belirlenebileceğmi
söylüyor ve şöyle devam ediyor:
"Suııftaki ve okuMaki demokrasi,
öğrencinin bu kültürii daha ilkokui
çağında kazanmasını sağlar. De-
mokratik bir okul, öğretmen ve
öğrenci)e kendi farldılıklannın
zenginlikleri içerisinde öğrenebil-
meleri için gerekli ortamlan hazi-
rlar. Yarahcı kültüre sahip okul-
lar, çok temiz ve düzenli olmaktan
çok karmaşaya tahammül eden
okullar olarak bilinirter. Bu tür
okullarda sessizlik altın değildir."
Okul yöneticisi, okulunda ya-
ratıa çocuklar istiyorsa, öğret-
men ve öğrencıye şu olanaklan
hazırlamalıdır:
1- Çocuklann özel ilgilerine
ilişkin program ve yöntemieri de-
neme özgürlüğü,
2- Farklı olma ve yeniden de-
neme özgürlüğü,
3- Sınırlan belirlenmiş bir
hata yapma özgürlüğü.
4- Tüm bu öğrenmelen ko-
laylaştıracak sanat ve el beceri-
leri; resim. müzik. plastik sa-
natlar, sahne sanatlan. tiyatro,
bale, yaratıcı drama vb atölye-
leri. fen, bilgisayar laboratu-
varlan. kıtaplıklar. öğrenme
merkezleri, dikiş ve marangoz-
luk, el işi atölyeleri ile çok sayı-
da eğitsel kollar ve kulüpler gibi
organizasyonlan gerçekleştir-
mek.
5- Okul ortamını materyal.
insangücü ve bilgi yönünden
zengınleştirmek için çevre ola-
naklannı okula çekmeye çalış-
mak, ek kaynaklar yaratmak.
Doç. Dr. Nuray Sungur,
Özel Moda İlkokulu'ndaki de-
nemeyi ve çocuklann tepkileri-
nı şöyle anlatıyor: "Çocuklar-
dan çok sayıda pet şişe, boş de-
terjan kutusu, kavanoz, her boy-
da karton kutu, kumaş, fabrika
artıklan. plastik bardak ve ta-
baklar vb. doğa\ı kûieten atık
maddeleri okula getinnelerinj is-
tedik. Yaratıcı Sorun Çözme
derslerinde bu ahk malzemelerle
nefer yapabileceğimizi öğreoci-
lerle konuştuk.
Çocuklar "çevre" dıye söze
başladılar. Temel amaç, çevre-
ye zararlı maddeleri yararL bi-
çimde ona yeniden vermek
oldu. Atık maddeleri kullana-
rak üç bin yılının kitaplığını ya
da çevreyi temizleyen bir gemi
yapma sırasmda çocuklann ilk
kaygısı bu üriinlenn bir işe ya-
ramış olması ve bir yenilik ge-
tirmış olmasıydı.
Rumlardı bunlar.
Kıbns'ın kuzeyinde de bun-
lara aynen (karbon kağıdıyla
kopyası çıkanlmış gibi aynen)
rastladık.
"Domuz derisinden post,
Rumdan dost olmaz" özdeyişini
(!) kendine yaşam felsefesi edin-
miş taksi şoförüyle "iki halkoı,
onca kana, onca ölüme rağmen
kardeşçe yaşayabileceğine" ina-
nan ve bunun ıçın yoğun politik
savaşım veren dostlanmtz avuç
içi kadar bir coğrafya parçası-
nda ıç içe, yan yana, omuz
omuza yaşıyorlar.
20 temmuz kutlamalan bu
eğjlimlerin doruğuna ulaşüğı
günler oldu. Rumlar, 15 Tem-
muz 1974'teki faşist yönelimli
"Sampson darbesf'ni unutmuş,
20 Temmuz 1974'te Türk or-
dusunun adalannı işgal ettiğini,
kendilerini topraklanndan,
yurtlanndan ettiğini savunup
yas tutuyordu. Dilini anlama-
dan ızlediğımiz Rum tele\izyo-
nundaki şovenizm, kaba milli-
yetçılık, düşmanlık ve kana su-
samışlık; çözümü süngünün çe-
liğınde, namlunun ucunda gö-
ren bu ilkel yaklaşım, o han-
kulade Akdeniz mavisıni ka-
rarttı, banş umudumuzu yara-
ladı.
Ardından (ya da aynı anda)
Kuzey Kıbns Türk Cumhuri-
yeü'nin (yeryüzünde Türkiye'-
den başka kımsenın tanımadığı
bu talihsiz devlet denemesırun)
resmi bayram törenıni izledik.
Ardından saatlerce Lefkoşa'yı
dolaştık.
Şovenizmin ete bürünüşü
Milıtarizmin. şovenizmin,
kaba mılliyetçiliğin ete kemiğe
bürünüşünü gözledik. izledik.
Üstelik bu kez dılını de anlıyor-
duk. "Mehmetçiğin kanıyla
şanlandı mavi sular" gibi rrusra-
lar (?) okundu. Maraş bölgesine
girerek "sınır delme" denemesi
yapılan apaçık kışkırtma ko-
kan eylemlerde, "Kıbrts'ın plaj-
lan Türktür, Türk kalacaktır"
gibısınden kara mızah sınınnda
dolanan pankartlar açıldı...
Tanıdıklanmıza sorduk. "Bu
hep böyle" dediler. "20 yddır
hep böyle."
• îşte bu noktada düşünülmesi
gerekiyor kanımızca. 20 Tem-
muz 1974'te Bülent Ecevit ordu-
yu Kıbns'a yollayarak bir can-
kınmmı önledi. Makarios'un
hatasıyla sevabıyla. eksiğiyle
fazlasıyla Kıbns Cumhunyeti'-
ni "Bağlantısızlar Bloku" içinde
saygın ve etkili bir konuma
yükselten siyasal çizgisine bile
tahammül edemeyen faşist Yu-
nan Cuntası'nın mutlak güdü-
mündekı Sampson Darbesi iki
halklı bir egemen devletı. tek
yanlı olarak fiilen "fesheder-
ken". adadakı Türk varlığını
kökünden çözecek bir cankın-
mına hazırlandığı artık bılini-
yor. Bu yönüyle bakıldığında
20 yıl önceki "Kıbns Barış Ha-
rekatı" bir cankınrrunı. Kıbns'-
taki 120 bin Türk'ün yok edil-
mesini önledi. Ama ne çare
adada "kalıcı bir banşı" sağla-
maya yetmedı. Bunun nedenle-
ri üstüne tartışılabib'r, suçun
kimde olduğuna ilişkin çeşitli
göriişler onaya atılabilir. Ama
bunlar "gerçek"i değıştirmiyor.
Adada hâlâ banş yok. Bir kıvıl-
cımın adayı bir kez daha kana,
ateşe boğabileceğini kavramak
için ne uzman olmaya ne de
adada yıllar geçirmeye gerek
var. Bir "turistik gözlem"in dar-
hğında bile bunu kavramak
mümkün
Yanna güvensizlik
Kıyıdaki lokantaa. dökülen
sıvalan niye onannadığı sorul-
duğunda "Yann ne olacağı belli
mi ki beyün?" diye \anıtla>abi-
liyor. Londra'da konfeksiyon-
culuktan köşeyi dönmüş bir
Kıbns Türkünün, adada niye
yatınm yapmadığı sorusunu,
"Kumara yatınlacak sermayem
yok" diye yanıtladığı anlatılı-
yor.
Haziran sonunda Kıbns
Rum kesiminde üç hafta tatil
yapmış bir Alman gazeteci ar-
kadaşımız. adanın güneyinde
aynı gözlemleri "aynen" yaptı-
ğını gülerek aktanyor.
Ve bütün bunlar adanın eko-
nomik yaşamını dinamitüyor,
banşa yönelik çabalan büsbü-
tün çıkmaza sokuyor. Oysa
1974'ün 20 Temmuz'unda do-
ğan çocuklar bugün 20yaşında.
1974'te silah elde kendini savu-
nanlar bugün ellisine merdiven
dayamış: yaşblarsa adada ban-
şı göremeden dünyaya veda et-
mişler...
O zaman soru kendini daya-
tıyor: Bu daha ne kadar böyle
sürecek ve daha ne kadar süre-
bilir? Kim nerede yanbş yaptı
ve yapageliyor?
Soruya yanhşın tek taraflı ol-
madığına ve yanhşın "salt karşı
taraftan" kaynaklanmadığına
inananlann sayısı gitgide artı-
yor. Kıbns'ta umut da burada
gaiiba. Belki de tek umut...