Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3NİSAN1994PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
Içerek kutianan
bayram: Paskalya
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
Nisanın ilk dört günü pas-
kalya tatili. Uzayan günler,
aydınlanan sabahlar ve ilkyaz
belirtileri insanlar üzerinde et-
kili olmaya başladı bile. Pas-
kalya, bizdeki paskalya çöreği
olmadan da olsa, en keyifli ge-
çirilen bayramlar arasında.
Cuma günü, İsa'nın çarrru-
iha gerildiği gün olduğu için
buradaki adı. iızun cuma' her
yer kapab. Ne var ki önemli
olan, eskiden saat 15.00'te,
şimdı artık "kıta Avrupa'sına
yakınlaşıldığı'için 18.00'deka-
panan ve dört gün kapalı ka-
lan Tekel butiklerine perşembe
günü yetişmiş olmak. Çünkü
Isa, ne halde olursa olsun, bu
dört günlük tatil süresince İs-
veçiiler 880 bin litre damıtılnuş
sert içki, yaklaşık 2 milyon litre
şarap ve 2.3 milyon litre bira
içecekler. Adı uzun olduğu
halde, içkinin etkisiyle gayet
hızlı geçen cumadan sonra 'ku-
tn kalan' halk özelikle pazar ve
pazartesi restoranlara, biraha-
nelere giderek geçirecek.
Tatil öncesı, çıçekçiler ve
şarküteriler altın günlerini ya-
şıyorlar. Meydanlara renk
renk tezgah kuran çiçekçiler,
üzerine civciv sansı tüyleri
bağladıklan çalıçırpılan. şeker
konulan yumurta şeklindeki
kutulan, lale ve nergizleri bol
bol satarlar. Çeşitleri elliyi ge-
çen şekerleri plastik kaşıİdarla
İcesekağıtlanna koyan halk,
omuz omuza şekerci dükkan-
lannda ter döker. Eve dönme-
den yapılacak son iş, şarküteri-
ye girmektir. Her şeyden önce,
yumurta ve tavuk yenilir bu ta-
tilde. Aynca füme somon balı-
ğı, havyar, karides ve salamura
balık, sofralann gözdesidir.
Tüketici, bir kez midesine ye-
nildikten sonra acar keseyi,
pek sık olmadığı etlere de rağ-
bet eder. Bunlar arasında, ku-
zu butu, domuz ve dana bonfî-
lesi başta gelir. Koyun ve kuzu
Gotland Adası'nda bol olarak
yetiştirilir, ama lsveçlilerin mi-
desine gidenler, Yeni Ze-
landa'dan gelir. Yılda Yeni
Zelanda'dan alınan 400 ton
kuzunun 350 tonu, yabuzca
paskalyada satüır.
Salı günü artık gerçeğe dö-
nülür; başlanır öğle yemekleri
elmayla geçirilmeye ve yüklük-
ten çıkanlan koşu ayakkabıla-
n ve eşofmanlarla yaza hazır-
lanmaya...
Metcezâri
törenle kutlamak
SEUL
ALÎ RIZA
BALAMAN
Kafamızı şöyle bir yokladığı-
mızda kimi kavramlann an-
lamlannı biliriz, ama onlan hiç
yaşamamışsak tam olarak
kavrayamayız. Örneğin, tay-
fun, met cezir gibi.
Güney Kore'nin Pasifık Okya-
nusu'na açık güney kıyılannda
yaşayanlar, met cezir olayını
yılda bir kez törenle kutlar;
onu karşılar ve uğurlarlar ve
de bu törene katılmanın kendi-
lerine uğur getireceğine inanır-
lar. Ay, gün bilgisine (takvimi-
ne) dayalı hesaba göre üçüncü
ayın ortası dolunay günü çev-
rede yaşayanlar HOEDONG-
Rİ köyünde sabahın erken sa-
atlerinde toplanır, kümeler ha-
linde köyün karşısındaki ADO
ADASI'na yüriiyerek konum-
lan gereği iki bin iki yüz metre
uzunluğunda ve kırk metre ge-
nışliğınde bir kara parcasıyla
birbirine birleşirler. .
Yürüyüş tam bir cümbüş ha-
vasında yapıhr: Kimi kümeler
sazlı sözlü. kimileri tespihli-
dualı (dindar Budistlerin yirmi
beşerli tespihleri ellerinden
düşmez) kimileri adada piknik
yapmak üzere sergili-yemekli-
dirier. Adaya ulaşıldığında ser-
giler açılır, yemekler yenir ve
sudan ucuz Kore ickisi "so-ju"
ile kafalar çekilir. Yol boyu ki-
mileri, bizim "şeytan minaresi"
dediğimiz kabuklu deniz canlı-
lannı, denizle birlikte kaçmayı
becerememiş mürekkep balık-
lannı, öteki kabuklulan ve ba-
bk yemi için deniz solucanlan-
nı toplar. evlerine götürürler.
Şeytan minareleri suda haşla-
nıp uçlan pensle kınlarak yeni-
lir. Bunlan sokaklarda satan-
lara da rastlanır. Kağıt külah
içine konan ucu kınlmış mina-
reler, özellikle çocuklar ve
gençler tarafından çekirdekler
gibi tek tek somurularak yeni-
lir. Kalamar yemi olarak kul-
lanılan taze deniz solucanlan
balık yemcilerine satılarak aile
bütçesine katkı sağlanır.
Eskilerde sadece bu çevrede
yaşayanlarca her yıl yinelenen
bu törenler, şimdiîerde turistik
amaçla birer hafta arayla iki
kez yineleniyor ve dinsel amaç-
la da kullanılmaya çalışıhyor.
Sandığa dek efendi, soııra halkŞu politikacılar garip insanlar! Hal-
kı nereye koyacaklannı büemiyorlar.
Yukanya mı, aşağıya mı?
Uğrunda nice çilelere katlanmaya
değen. özverili hizmetler verilmesi ge-
reken kutsal bir varhk mı halk? Yoksa
bitmez tükenmez sorunlanyla sıkıntı
saçan, attığı her adımda bile yönetil-
mesi koşul olan bircahil sürüsü mü?
Şu sıralarda her yerde seçimler yapı-
lıyor. Ve seçimler sırasında politikacı-
lann bu gariplikleri daha net ortaya
çıkıyor.
Rusya'daki yerel seçimlere halkın
katılımı yüzde 25'lerin bile altına dü-
şünce her kafadan bir ses çıktı:
- Halk bütün poh'tikacılan cezalan-
dırdı.
- Seçmen ders verdi; bütün partiler
yanlış yolda.
- Ekonomik sorunlar insanlan ca-
nından bezdirdi: kim gider sandık ba-
şma!
Ukrayna'da da seçimler oldu. Katı-
lım yüksekti. Komünistler ve faşistler
büyük oy aldı. Yine çeşitli yorumlar
yapıldı:
- Kiev yönetimi. ulustan tokat yedi.
- Seçmen, protestosunu dile getirdi.
- Halk radikal çözümlerden yana.
Bu yaklaşımlan geçen aralık ayın-
daki Rusya genel seçimlerinden sonra
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
da duymuştuk. Hani şu anketlerin
şampiyonu iktidar partisi Rusya'nın
seçiminin bozguna uğradığı, Vladimir
Jirinovski'nin ise yıldızının parladığı
seçimlerde.
Tüm bu yargılann yanlış olduğunu
öne sürmek haksızlık olurdu. Sorun o
değil. Sorun, seçim zamanlannda hal-
kın tam gaz yüceltilmesi, pohpohlan-
ması. Seçmene yağ çekilmesi. Halkın
bilincinden, daha doğrusu bilinçlili-
ğinden kuşku duyulmaması. Onun
yanbş yapma olasılığının görmezden
gelinmesi.
Konunun ikinci yanı da seçimlerden
söz edilmeyen olağan günlerde halka,
yani dünün ve yannın seçmenine hiç
pas verilmemesi. Yurttaşlann yüzüne
bakılmaması. Sorunlanna isteklerine
kulak ükanması.
Rusya ve Ukrayna gibi seçim sonra-
sında halkın "temsiü ikridar"ı denetle-
me olanağının bulunmadığı ülkelerde.
bu oyun "<# toyle oynaruyor. Seçim
zamanı <ağ-bal, seçim sonrasında ze-
hir-zıkkı
m
-
Politik
acı
kumazlıklan bunlar, ikti-
dara- uzinan merdivenin basamağa
olarak gıirülen oylann kokusu ahndı-
ğında seçmenin baş tâcı edilmesi; ikti-
dann nimetlerinden yararlanıldığı
öteki zaınanlarda ise ona iki paralık
değer venlmemesi.
Bu oyvin böyle sürüp gidecek. Ta ki
halkın da -npkı partiler ve liderler gibi-
eleştirileb'ldiği ve secmerun efendiliği-
nin sandı^lı günlerle sınırlı kalmadığı
dönemlefe kadar.
Tabii o dönemler gelirse...
GÖZLERİM YOLUNU - Vietnamlı köylü kadın, köyünün az dtşında bir kflometre taştmn üzerine tünemtş, şe-
hirden gelecek kocasmm yolunu gözlüyor. Başkent çevresindeki köylerin yol kıyılannda bu rûr manzaralara sıkça
rastlanıyor. Pazar ekonomisine geçen ülkede giderek daha fazla köylü günü biriik işçi olarak kentlere gidiyor.
Yurdundan uzakta
yaşamanın
bedeli şizofreni
LONDRA
EDtP EMtL
ÖYMEN
Türkiye dışında Türkiye'yi
yaşayanlann sorunudur şizof-
renik takılmak. Şizofreni, yani
en eski tanımıyla, çift kişilikli
olmak. Çevre ilc uyumu bo-
zuk, kendi dünyasında yaşa-
yan, kimsenin görmediğini
gören, duyan. hisseden. Ama
bunu çevresi ile kendisi arasın-
da bir ruh bölünmesi olarak
yaşayan. Şizofreniğin kendi
gündemi vardır.
Türk televizyonlannda se-
çim, seçim, seçim. İngiliz tele-
vizyonlannda bambaşka
konular. Türk gazetelerinde
seçim, seçim, seçim. İngiliz ba-
sınında gökkuşağı renkleri gibi
haber türlüsü. Türkiye'nin so-
runlan. ve n'olacak bu memle-
ketin hab, tartışmalan, İngiliz
pub'ında İngiliz sohbetleri ara-
sında yabancı bir dille çok ya-
bancı bir söylem. Şizofreninin
kendi gündemine uygun.
Şizofreniyi çok daha ileri gö-
türüp burada da başlık parası
isteyen, görücü usulü ile evle-
nen, namus temizleyen, sağ-
sol-Türkçü-Kürtçü itiş kakışı-
na giren çok. Çok daha ileri
aşamada, Londra'nın içinden
koca bir nehir geçtiğini bilme-
yenlere rastlamak da müm-
kün. Kendi köylüsünün dibin-
den aynlmayıp Türk mahalle-
sinden çıkmayınca, İngiltere'-
de sadece Türkçe ile Türkiye'yi
yaşayınca sonuç bu. Gerçek şi-
zofreni.
Şizofreniyi bir de meslek edi-
ncnler var. Bunlar da Türk
basın mensuplan. Türkiye saa-
tiyle uyanıp. Türkiye saatiyle
uyuyan, ona göre acıkıp. ona
göre masa başına oturanlar.
Daha sabah saatlerinde Lond-
ra sokaklannda yürürken
TRTnin 13 haberlerini merak
eden. Cindoruk ne dedi, Yü-
maz ne dedi, Koç ne diye düşü-
nen. LondradaBabıali'yi,İki-
telli'yi ya da Anadolu Ajansı-
söz konusuysa Ankara'da Ha-
nımeli Sokak'ı yaşayan.
Şizofreni, hele Türk televiz-
yonlannın kabak çiçeği gibi
açılmasıyla daha da arttı. Bir
zap yaptın mı, en olmadık en
yeni yerli pop klibi. bir başka
zap'la. İngiliz televizyonunun
en ciddi ürünleri. Bir zap'la, se-
çim hengamesi, bir başka zap'-
la İngiltere'de doğalgaza kat-
ma değer vergisi getirilmesine
ilişkin tartışmalar.
Şizofren basın mensubunun
işi zor. Çünkü yabancı bir ül-
kede Türkiye'deki değer yargı-
lan ve haber anlayışı ile düşü-
nüp iş yapmak ve yaşamak
zorunda. Çok Türk gibi dav-
randı mı, eli asparagasa doğru
gidiyor. İngiliz gibi davrandı
mı Türkiye'de geçerli heyecan-
b, delidolu, abartmaya az kaldı
doktorum nerede havasına
uzak düşüyor bu kez. Ama şi-
zofren basın mensubu sayısı
çok az, üç beş kişiyi geçmez.
Bu yüzden yaygın bir hastahk
değil.
En zora girenler ise, Türk ta-
kımlannı burada izleyenler.
Çünkü takımlanru televizyon-
dan izleyip, bir de kazandı mı,
sokaklarda korna çalarak do-
laşan yok, ellerinde bayrak
nara atanlar yok. Sevinçlerini
paylaşacak kimse yok. Şizofre-
niğin yalnızbğı da çok yalnız-
bktır yani.
EHF BORÇ ERTELEYECEK
BatL, Cezayit'e
yardnneli ıızatı\or
• Cezayir'de köktendinci akımlann giderek
güçlenmesi Batı'yıdaendişelendiriyor. Fransa
Dışişleri Bakanı Juppe, ülkenin dış borç yükünün
hafifletilmesi için Japonya'ya başvuruda bulundu.
TOKYO (AA) - Cezayir'in
istikrar ve güvenliğinin tehlike-
ye düşüp, köktendincilerin iyi-
ce güçlenmesi, Batılı sanayileş-
miş ülkeleri. bu ülkenin mali
sıkıntılannı atlatması için yar-
dım arayışlanna itti.
Fransa Dışişleri Bakanı Ala-
in Juppe, Japonya'nın başkenti
Tokyo'ya yapuğı iki günlük zi-
yaretin sonundaki açıklama-
sında, Japonya'dan Cezayir'in
dış borç yükünün hafifletilme-
si için yardım talep ettiğini bil-
dirdi.
Japon yardımı
Juppe, Japonya Dışişleri Ba-
kanı Tsutomu Hata ile görüş-
mesinde, Cezayir ekonomisi-
nin vahim durumu hakkında
bilgi verdiğini söyledi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jup-
pe, Akdeniz'de Cezayir'in bü-
yük komşusu olan Fransa'nın
Cezayir'e ekonomisini düzelt-
mesi için yardım etmesi gerek-
tiğira, ancak sonuçta yeryü-
zündeki her ülkenin, Cezayir'-
in istikrar ve güvenbğini
yeniden kazarunasmda çıkan
olduğunu vurguladı.
Cezayir ekonomisinin çok
kötü durumda olduğunu ve
ancak dış borç yükünün hafif-
letilmesi halinde krizden çıka-
bileceğini belirten Juppe, "Bu-
nun içindir ki Fransa'nın Av-
rupa'daki ortakları ile Ja-
ponya'dan yardım istedim,
Cezayir'in isrikrara ka\nşmasH
na yardım için bu tür ekonomik
ve mali yardımı sağlamak bizim
sorumluluğumuzdur" dedi.
Cezayir Başbakanı Redha
Malek de basın mensuplanna
bu hafta yaptığı açıklamada,
ülkenin 26 milyar dolara ula-
şan dış borclannın bu yılki
anapara ve faiz geri ödemeleri-
nin. petrol ihraç gelirlerini aşa-
cağını bildirmişti.
Cezayir'in dış borç yükünün
hafıfletilmesine ilişkin borç er-
teleme anlaşmasını, bu ülkenin
geniş doğal kaynaklan bulun-
duğu için daha önceleri imza-
lamaya yanaşan Japonya
hükümeti, Cezayir'de şiddet
olaylannın tırmanması karşı-
sında, bu konuda artık kesin
kararb olmadığını duyurmuş-
tu.
Japonya'daki bankacılık
kaynaklan, Japonya Maliye
Bakanbğı'nın. ülkenin önde
gelen ticari bankalanna. Ceza-
yir'e açnklan krediler için özel
batık kredi rezervleri ayırmaya
hazırlanmalan tabmatını ver-
diğini bildirdiler.
Uluslararası Para Fonu
(IMF), Cezayir'in dış borç ser-
visi yükünü azaltmak için bu
ülkeyle borç erteleme anlaşma-
sı imzalamaya ve döviz rezerv-
lerine yardıma hazırlanıyor.
Petrol fıyatlanndaki düşüş ne-
deniyle petrol ihraç gelirleri
geçen yıl 9.4 milyar dolara inen
Cezayir. 1993 yılında 9.4 mil-
yar dolar dış borç anapara ve
faiz geri ödemesinde bulundu.
Cezayir'in IMF ile anlaşma
imzalaması halinde, Baüb sa-
nayileşmiş ülkeler de, bu anlaş-
mayı esas alarak Cezayir'in
devletten devlete olan dış borç-
lannı erteleme ve borç yükünü
hafifletme yoluna gidecekler.
GRÂZIE GRAZI111111
ROMA
GRAZIE
'ROMA
ROMA ROM
GRAZ GRAZIE
ROMA
Seçimkrden zaferk çıkan Forza Itaöa partisinin lideri SOvio Berlusconi, ülkenin dört bir yanmı afîşlerle donatarak secmenlerine teşekkür etti.
Italya'dafederasyon tartışmasıgündemdeDış Haberler Servisi - Italyada sağ
ittifakm hükümet kurma
çabşmalannı başlatmasıyla birlikte.
'federasyon' tartışması ülkenin siyasi
gündeminin baş sırasına yerleşti.
Medya imparatoru Silvio
Berlusconi'nin liderliğindeki 'Forza
Italia'. federalist 'Kuzey Birliği' ve
neo faşist 'l lusal İttifak'ın
oluşturduğu sağ ıttifakın kuracağı
hükümetten neo faşist Ulusal
İttifak'ın dışlanması, Kuzey
Birbği'nin federasyon tartışmasını
yeniden gündeme getirmesine
olanak sağladı. Hükümeti kurma
görevini üstlenen Berlusconi ittifak
ortaklanyla ardı ardına
görüşmelerde bulunurken federalist
Kuzey Birliği. kurulacak hükümetin
politikasında federasyon' ilkesine
öncelikli olarak yer verilmesini
istedi. Seçimlerden sonra bir süre
kamuoyunun önüne çıkmama
karan alan Kuzey Birliği lideri
L'mberto Bossi Berlusconi ile
görüşmelere katılmadı. Ancak
Bossi'nin adına basına
açiklamalarda bulunan Kuzey
Birbği yöneticileri. Berlusconi'nin
Forza Italia partisiyleyaptıklan
hükümet pazarlığında 'anayasanın
federal ilkeler çercevesinde
değişririlmesi' için baskı yaptıklannı
sö> lediler. Silvio Berlusconi ise
görüşmeler sonrasında yaptığı
açıklamada Kuzey İttifakı ile
görüşmelerin çok olumlu geçtiğini ve
hükümeti kurmayı başaracaklannı
bebrtti. İtalya'da merkeziyetçi bir
yönetimden yana olan neo faşist
Ulusal İttifak, hükümetteyer
almayacağinı geçen hafta
açıklamıştı.
Neo faşistlere büy ük tepki
Neo faşist Ulusal İttifak'ın lideri
Gianfranco Fini. faşist diktatör
Benito Mussolini'yi öven konuşması
nedeniyle sert tepkilere hedefoldu.
Fini'nin bir gazeteye verdiği demeçte
Mussolini için '20. yüzyılın en büyük
devlet adamı' tanımlamasını
kullanmasının üzerine Demokrarik
Sol Parti (PDS) bir açıklama
yayımlayarak Fini'yi kmadı.
PDS'nin açıklamasında "Fini'nin
Mussolini'yi böylesine övmesi, onu
kendine model olarak aldığını ve
iktidara gelmesi durumunda ülkeyi
Mussolini'nin y öntemlerh le
yönetmeyi sececeğini gösterir" dendi.
ÇİN
TVde
pornografî
şaşkmbğı
• Norrnal akşam yayınının
aniden kesilerek 1.5saatlik
"çılgın" bir porno gösterisinin
başlaması izleyicileri şaşırttı.
Dış Haberler Servisi - Çin'in Henan
eyaletine bağlı Dancheng kenti sakinleri,
pornografî dünyasıyla kaderin pek garip
bir cilvesi sonucu geçenlerde tanıştı.
Mart ;>yı başlannda bir akşam televiz-
yonlan haşında oturan Danchengliler,
çekık go?je
rine
inanamadı. Çünkü tele-
vizyonun önceden belirlenen akşam ya-
ymı bırden kesilerek tam 1.5 saatlik bir
pornografî fiimj gösterildi.
Resmi Pekin öençlik gazetesinin bil-
dirdiğinc göre olay, 10 mart tarihinde
gerçekleşti. Akşam vakti televizyonlan-
nın başına kurulmuş yan uyuklayarak
"Çılgın Hong Kong" adb diziyi seyreden-
lerin gösleri, yayının birdenbire kesilme-
siyle yuvalanndan uğradı. Ekranda,
ucuz melodrarojj, y e n n e e n
okkabsından
bir seks fibni bebrdi ve 1.5 saat boyunca
bü kuçuk kentjn sakinlerini biyolojik ay-
nntılanyla oyaladı.
Gazete açıklamasında skandal, "Tete-
vizyon İMasyonunun laçkalaşmış iç yöne-
timinın denetim yapmaktan aciz ohnasn
na" bağlandı. OÎayla ilgib olarak eldeki
tek bılgi. istasyondaçahşanlanndan biri-
nm. dızinin kasedi üzerine "yanuşukla"
pomografi çekm
iş olduğu. Ancak olayın
taılı heniiz belirlenemedi.
Yetkıliieri şaŞ
kma çeviren skandalda
karanlık fa\an
noktalardan birisi de is-
msyonda 0
akşam görevli olanlann ne-
den pornografî yayınını hemen kesme-
y İ p
J
-!'İ
5 s a a t
boyunca sürmesine izin
verdıklerj
Skanca]<
istasyonun müdürü ve yar-
dımcısı>|a
birlikte yerel yayın müdürii-
nun koliukiannam a
j o
] d u
Aynca 7 kişi-
nın sorut u r r n a
jçjn
gözaltına alındığı ve
o'^y
1
" >aş zanhsının tutuklandıgı bildi-
nldı. çıvde yerel ve ulusal televizyon ağı
devletınafo denetimi alünda bulunuyor.
\\