Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 NİSAN1994PAZAR**** CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİNDEVAMI 17
GÜNDEM
MLSTAFABALBAY
AMKARA - Cumhu-başkanı Süleyman Deml-
r«t, seçim sonuçlarıya ilgili suskunluğunu dün
bozdu. Seçimler öncesinde hükümetin kaderini
alacağı oya bağlayıo. çıta yükseklikleri veren
Demirel, hem bu tartşmaları noktaladı hem de
yerd seçimlerin ardndan tüm siyasi partilere
ve toplumun her kesmine, "Cumhurbaşkanlığı
mesajlarım" gönderai,
Demirel'in genel değerlendirmesi şöyle özet-
lertebilir.
Refah Partısi'ne.
- Tiırkiye Cumhuriyeti laik, demokratik bir sis-
teme sahtptir. Sisteme sadakatsızlik, devletin
şeklını tehdit anlamtra gelir. Sistemi tehdit ede-
cek bir şey yaparsan karşında devletı bulursun.
SHP ve seçim sonuçlarına itiraz edenlere:
- Bu seçimler kura'ma göre yapılmıştır. Itiraz-
ları seçim kurullan sonuçlandırır. Kuralı kabul
eden neticesine kati&nır.
DYP ve ANAP'a:
- Seçim sonuçlannı iyi inceleyin.. Ne yap-
manız gerektiğini söylüyor.
Halka:
- Hassasiyetinizi anlıyorum. Hemen telaşa
kapılmayın. Serbest siyasete inanın. Bu rejim
kendisini koruyacak mekanizmalara sahiptir.
Siyasilere ve siyaset bilimcilere:
- Seçim sonuçlannı, seçımin bir ay oncesin-
den itıbaren yapılan tartışmalarla birlikte dikkat-
le inceleyin. Türkiye'nin de yararına olacak
ipuçlan bulacaksınız
Demirel, her zamanki gibi, vermek istediği
ana mesajları yazılı hale getirmiş. önce onları
dağıttı. Sonra kendi değerlertdirmelerini yapt,
ardından da sorularımızı yanıtladı. Sohbet, öğle
yemeği ile son buldu
Siyaset sıkışınca rejime ara verilmesinden
çok çeken Demirel halkı özellikle uyanyor
"Paniğe kapılmayın. Siyaset bütün çalkantı-
'irına rağmen kendısıni tamir edecektir. Biraz
:bır."
Cumhurbaşkanı na göre çok partili sisteme
geçinceye dek, Türkıye Cumhuriyeti'nin soyadı
yoktu Ne zaman çok partili sistem başladı, dev-
letin adı soyadı demokratik cumhuriyet oldu.
Ardından da şu değerlendirmeyi yaptı Demirel:
"Ama demokrasi, cumhuriyeti tahrip için kul-
lanılabilir."
Cumhurbaşkanı, sözünü şöyle bağladı:
"Bugün Türkiye'de demokrasi, cumhuriyeti
tehdit etmiyor, laiklik Müslümanlığa karşı tehdit
unsuru değil, Müslümanlık laiklik için tehdit de-
ğil."
Sohbetin ağırlıklı konusu, laiklik, RP'nin yük-
selişi olunca söz imam hatip liselerine geldi
Demirel, "Cumhuriyet aydınına bazı şeyleri
anlatmakta güçlük var'deyip şöyle devam etti:
"İmam hatip okulları ihtiyaçtı, değildi.. o ayrı.
Ama Tevhid-i Tedrisat yasasını çıkarırken, med-
reseleri kapatırken, din eğitimiyle ilgili başka bir
düzenleme yapılacağı soylenmiş, yapılmamış.
Okullardan korkmayın.. sorun okullar değildir;
sorun, okullara tasalluttur. Okulun kendıne gore
düzenivardır. Türkiye'ninyuzde99uMusluman.
Adamın dinini öğrenmesine izin vermeyecek mi-
siniz? Eğer laiklik dinsizlik olarak yerleşirse, top-
lumun yüzde 80'ini karşınızda bulursunuz. İmam
hatip mezunu cumhuriyet düşmanı olacak diye
bir şey yok."
Cumhurbaşkanı, Erbakan'ın söylediklerini çok
ciddiye almıyor. "Erbakan, şoyle dedi... "diye baş-
layan sorulara karşılığı şu oldu:
"Va, bırakın adam söylesin..."
Demirel, ANAP ile DYP'nin birleşmesini halka
havale etti. "An partinin yöneticisi var. Onlara bi-
raz zaman tanımak lazım. Kamuoyu baskısı çok
onemli. Rejimin tüm hüneri kamuoyu baskısıdır"
dedi.
RP ne yapar?
ANAP-DYP birleşir mi?
Koalisyon ne olur?
Demirel bunların yanıtını biraz yuvarlak sözler-
le verdi ama bu ve benzeri soruların ardından
kullandığı şu cümle ilginçti:
"Siyasette bazen bir hafta çok uzun süredir..."
Demirel, ekonomiyle ilgili soruları yanıtlarken
ayrı bir özen gösterdi. Bazı değerlendirmelerinin
yazılmamasını istedi.
"Pa>cef"sözüDemireriçokrahatsızediyor. "Pa-
ket demeyelim, istikrar önlemleri diyelim"
Cumhurbaşkanı, hükümetin paketle ilgili
hazırlıklarmı da yakından izliyor. Demirel'in eko-
nomiyle ilgili görüşleri şöyle:
"TL'ye güven yok. Bir, dolarizasyon hûkim. Bu
kötü. Tasarrufun, yüzde 60'/ dolar. Hükümet bir
şeyler yapıyor. Benim imzalamam gereken şey-
ler olacaksa getırecekler. Bakacağım."
Cumhurbaşkanı'yla görüşüp Güneydoğu'yu
konuşmamak olmazdı. Demirel'in bu konudaki
yaklaşımlarında değişiklik yok:
"Dağdaki eşkıyayı temizlemeliyiz. Türkiye'de
herkes birinci sınıf vatandaştır. Eğer okullarda
Türkçe'nin yanında Kürtçe de okutulsun derse-
niz arkası gelmez. Amavutçası var, Lazcası var,
Gürcücesi var... Türkçe sadece Türk ırkından
otanların konuştuğu dil değil; Anadolu'da yaşa-
yan insanların anlaştığı dildir."
Demirel'in seçim sonuçlanyla ilgili değerlen-
dirmesinin özeti sohbetin sonunda yaptığı şu
benzetmede saklı:
"Atın ayağı sürçerse, hemen o ayağı kesmez-
ler."
Son olarak Demirel'in bize, önce Ingilizce son-
ra Türkçe okuduğu, Financial Times'daki yoru-
mun son paragrafını aktaralım:
"Herkes, RP'nin Istanbul'un dev sorunlarıyla
nasıl uğraşacağını bekliyor. Sosyaldemokratların
keşfettiği gibi Istanbul, siyaset meshurlannın me-
zarıdır. Kim gelirse başarısızoluyor. Türkiye'deki
sessiz çoğunluk olduğunu soyleyen laikler, RP'-
nin de buraya gömüleceğını umuyorlar..."
Demirel'den demokrasi OLAYLARIN
ARDENDAKİ
• Boştorafi 1. Sayfada
aynı ve eşit hakka sahiptir. Her-
kesin de\lete ve rejime sadakati,
sahip olduğu haklarının gereği-
dir. Hak. ancak sonımluluk kar-
ştsında mevcuttur. Din >e vicdan
hürriyeti. insan hakları, laik
cumhuriyet, demokratik Tür-
kiye'nin çerçevesidir. Buna sa-
dakatsizlik, devletin şeklini teh-
dit anlamına gelir. Halkın has-
sasiyetini takdirle karşüarım.
Ancak devlete ve demokratik re-
jime inancunızı muhafaza ede-
lim. Onun, kendisini koruyacak
mekanizmalan vardır. Tûrkiye
hür rejimi yürütecektir. Serbest
demokratik bir ülke olmayı mut-
laka başaracaktır. Bir takım
kaygıları telaş ve inançsızlık ha-
line getirmeye gerek yoktur.
Her şeyi bu çerçevede ve bu ze-
minde çözeceğimize inaıulmalı-
dır."
Demirel, yerel seçimlere katı-
lımın büyük olduğunu, Doğu
ve Güneydoğu'da birkaç il dı-
şında geçersiz oy oranında da
büyük bir artış bulunmadığını
vurguladı. "özellikle belediye
başkanlıklarımn bir-iki gün için-
de açıklanması iyi olurdu" diyen
Demirel şu değerlendirmeyi
yaptı:
"İtirazı olan varsa bunu il ve
ilçe seçim kurullarına götürmeli.
Hukuk devletine inanıyorsak, bu
kurulların aldığı karara saygılı
olmahyız. Şeriatın kestiği par-
mak acımaz sözü boşuna değil-
dir. Nihai olarak Yüksek Seçim
Kurulu seçimlerde şaibe olmadı-
ğını söy lerse ben buna inanırım.
Kabul etmeliyiz. YSK seçimler-
de şaibe yok dese de haksızlığa
uğradığını soyleyen olacaktır."
Seçimlere 14 partinin gırdıği-
nı anımsatan Demirel, "Siyasi
yapıda dağınıklık var. 14 parti
çok. En yüksek oyu DYP almış,
ama burun farkıyla" diye ko-
nuştu.
Demirel, "Siyaset dağümış"
sözünü yineledikten sonra şöy-
le devam etti:
"Siyaseti ara rejimler dağıt-
mıştır. Serbest rejimden zaman
zaman iimidi kestik. Farklı ara-
yışlara girdik. Her arayışm so-
nunda daha kötü bir tabloyla
karşılaştık. Dağılmaya rağmen
rejimden uıtıudu yitirmemeliyiz.
Ne zaman ara rejimi alkışla-
maktan tümüyle vazgeçersek
Türkiye'de siyaset oturacaktır.
Şu haİiyle Türkiye Cumhuriyeti
oturma istikametindedir."
Hükümet tartışması
Demirel. "Seçimlerden önce
beni hükümet tarttşmasının gö-
beğine oturttunuz" dedi ve şu
değerlendirmeyi yaptı:
"Önce 21.75 tartışma konusu
oldu. Sonra yüzde 40 oram. Hü-
kümet seçimde 35.5 oy almıştır.
1987'de ANAPyüzde36ile 290
milletvekili çıkarmış ve tek başı-
na iktidar olmuştu. Bu tablodan
hükümet tartışması çıkmaz. Si-
yasiler bu tabloya çok iyi bak-
smlar. Siyasetin istikrarlı olması
için ne yapılması gerektiğini çok
iyi söylüyor."
Demirel, okullann ve din hiz-
meti veren kurumlann ve diğer
devlet kurumlannın bir siyasi
kamplaşmaya meydan verecek
duruma getirilmemesi gerekti-
ğini vurguladı.
Demirel bu değerlendirmele-
ri yaptıktan sonra gazetecilerin
sorulannı yanıtladı:
-RP'li başkanlann yönetime
gehnesiyle bazı garip giysili, sa-
kallı. takkeli insanlar ortaya
çıktı; halkın giysisine müdahele
ediyoriar...
DEMİREL-O tür şeyler ya-
pamazlar. Sokaktaki vatanda-
şın kıyafetini belediye belirle-
mez. Böyle şeyler olursa devlet
müdahale eder. Olanlar münfe-
rittir. Bunlann olabilmesi bile
çılgmhktır. Toplum bunu ka-
bul etmez.
-Ancak bazı okul önlerinde bi-
le müdahale edenler olduğu du-
yuluyor. Otobüs durdurup ka-
dınlan ayumaya kalkanlar
var...
DEMİREL-Bu eşkıyalıktır.
Devlet hakkından gelir. Devlet
müdahale eder. Kimse etmezse
ben ederim.
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
bir daha geriye gelemeye-
cektir.
Çok yanlış olarak Türkiye'-
ye uygulanmak istenen "mo-
del" aşırı (ya da radikal) par-
tilerin güçlenmesine de yol
açmıştır; RP ile MHP'nin top-
lamı yaklaşık yüzde 28'e
ulaşmaktadır; saglı sollu par-
çalanmışlık, siyasal istikrar-
sızlığı körüklüyor; siyasal is-
tikrarsızlıkta "ekonomik istik-
rar" nasıl sağlanacak?..
Bir yandan Istanbul'un iş
dünyası kolları sıvamış Ana-
yol formülünü gerçekleştir-
meye çalışırken, öte yandan
aydın çevreler de "solda bir-
lik" amacında partileri birleş-
tirmeye çalışıyorlar; ama, bu
iş deveye hendek atlatmak-
tan daha kolay değil...
Herkesin, eşit olmasa da,
en azından eşitliğe dönük bir
özveriyle katılacağı ekono-
mik istikrar önlemlerini, en
aşağı bir "makul" süre uygu-
lamadan hiçbir şeyin düzele-
meyeceği belli değil mi!..
Başbakan Çiller'in -bugün
yarın- açıklayacaği kararlar
sorunu çözmekten çok çö-
züm için bir başlangıç olabi-
lir; ama dileriz ki daha baş-
langıçta bu girişim ölü
doğmuş bir bebek olmasın.
Koalisyon hükümetinde or-
tak olan SHP'nin iş dünyasın-
daki görüntüsü, ekonomide
gerekli önlemleri engelleyen
bir parti gibidir. Bu yaklaşım
da yanlıştır. Eğer ekonomik
çözümün bütün toplumca ve
hakça sırtlanması isteniyor-
sa, SHP'nin tutumunu anla-
maya çalışmak gerekir.
1990'larTürkiyesi'nde, ANAP
ile DYP birleşseler de, 1980'-
lerde 12 Eylül askeri yöneti-
minin uyguladığı gibi tek
yanlı bir ekonomik programı
topluma uygulayamazlar;
çok partili rejimde bu tür yak-
laşımlar olanaksızdtr.
Sonuçta Türkiye gerçekten
zor bir durumda, dar boğaz-
da ve siyasal çıkmazdadır.
Bu çıkmazdan yalnız parasal
politikalarla kurtulmayı artık
aklı başında hiç kimse düşü-
nemez; inandırıcı bir ekono-
mik program çevresinde
insanları buluşturacak birçö-
zümü topluma önermekten
başka çare yok.
Peki, nerede o çözüm?
Hem partileri hem halkı çev-
resinde buluşturacak bir or-
tak özveri programına iş
dünyamızın güçlüleri 'evet'
diyebilirler mi?...
•••
Içişleri'ndengeç gelenyanıt
AxNKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Devlet, öldüriilmesinin
üzennden 14 ay geçen gazetemiz
yazan Uğur Mumcu"yu, "Ha-
yatının ciddi tehdit altında bulun-
duğunu bilmesine rağmen, koru-
ma talebinde bulunmaınakla" suç-
ladı. Içışleri Bakanlığı, Mumcu"-
nun "silah taşuna ruhsatı bulun-
duğunu" belirterek, "Korunması
yönünde özel veya resmi güvence
verilmediği" görüşünü yineledi.
Bakanlık. Mumcu'nun evinin
bulunduğu sokakta görev yapan
ve olaydan sonraki ifadelerinde
"Kendilerine Mumcu'nun korun-
ması konusunda herhangi bir gö-
rev verilmediğini", "Ne Mumcu'-
nun oturduğu evi, ne de arabasını
tanımadıklannı" belirten polis
görevlilerini savundu. Polıs gö-
rev lilerinin, "Sadece sefaretin dış
konıması ile değil. aynı zamanda
bulundukları sokak uzerinde önle-
yici zabıta hizmetini yapmakla da
mükellef olduğu" belıriıldı.
Içişleri Bakanlığı, Mumcu aı-
Kapalıçarşrda yine boınba terörü: 2 ölü, 15 yarah
MBaftarafi 1. Sayfada
Istanbul Valiliği'nden aunan
bilgiye göre olayda yaralananlar-
dan kimlikkri belli olanlann adla-
n şöyle: Olayda ölen kadının oğlu
Tımus uyruklu Mehdi Najan (17),
Ispanyol uyruklu Manuel Guz-
man, Soran Guzman, Maria Te-
rasa, Lübnan uyruklu Muhanv-
med El Avni ve Murad El Avni.
Fransız uyruklu Monac Chatan,
Michael Roper, TC uyruklu Ni-
hat Arbaş, Kazım San, Onnik
Çadırcı, Aydın Baydar, Erdinç
Gürcan...
Olayın duyulmasından sonra
Kapahçarşrda geniş güvenlik ön-
lemleri alındı. Polis ekiplen ikinci
bir bombanın bulunma olasılığı-
na karşı çevrede arama çalışma-
lan yaptılar. Bomba uzmanlan,
patlayan bombanın parçalarını
toplayarak tipini belirlemeye ça-
lıştılar. Bombanın 'saaüi ve za-
man ayarlı' olduğu saptandı.
Olay sırasında çevrede bulu-
nan görgû tanıklanndan edindi-
ğimiz bilgilere göre boya sandığı-
nı bırakanın 20-25 yaşlannda,
sakab olduğu, bir turistin ayak-
kabılannı boyadığı, bir diğer tu-
nstin ıse fotoğrafını çeküğı, bo-
yamayı bitirdikten sonra sandığı
sütunun dibine bırakıp gittigi öğ-
renildi. Bir başka tanığın verdiği
bilgiye göre boya sandığını bıra-
kanın daha önce, olay yerinden
yaklaşık 100 metre ilerideki büfe-
nin önüne, yanında 15-16 yaşla-
nnda bir erkek çocuğu ile geldiği.
etraftan müdahale edilmesi üzen-
ne kuyumcu dükkânının önüne
. geküğı ve çpcu£un kaçtığı öğre-
nildi.
Devlet Bakanı ve Hükümei
Sözcüsü Yudmm Aktuna, olay
yenne gelerek incelemelerde bu-
lundu. Olay hakkında yetkililer-
den bilgı alan Aktuna, patlamayi
"kalkşçe ve sinsice bir saldın"
olarak nitelendirdi. Kapalıçarşı
esnafına 'geçmiş olsun' dileğındo
bulunan Aktuna, bu olayın Ka-
palıçarşı gibi turizm açısından
önemli bir yerde olmasının, turiz-
mi baltalamaya yönelık olduğu-
nu söyledi. Aktuna, "Bugüne
kajar önlemlerimiz vardı, bundan
sortra da etkin önlemler alınacak-
tır. Terörün bitmesi yakındır. O
konuda çalışmalanmız var" dedi.
Olayla ilgili Başbakan Tansu Çil-
ler"e de bilgi \ereceğıni soyleyen
Aktuna, önlemlerin arttınlması
için de Istanbul Valisi ve Emniyet
Müdürü ile görüşeceğini bildirdi.
Öte yandan Kapalıçarşf da bu-
gün meydana gelen olayla birlik-
te. son 10 gün içinde ikinci kez
bombalı saldında bulunuldu.
Kapalıçarşı Yağlıkçılar Caddesi
Hacı Hasan Sokak'taki bayanlar
tuvaletine, 24 mart perşembe gü-
nü Ogfc saaılcrindc bırakılan
bombanın patlaması sonucu da
ikisi Rumen uyruklu, dört kişi çe-
şitli yerlerinden yaralanmıştı.
Öte yandan. 2 turistin ölümü
ve çok sayıda kişınin yaralanma-
sıyla sonuçlanan bombalama ey-
le'mini PKK üstlendi. Olaydan
bir kaç saat sonra gazete ve ajans-
lan arayan bir kişi, saldınyı
PKK-ARGK Metropol tntikam
Timi (AMİT) adına üstlendi. Ay-
nı kişi aynca, "Kapahçarşı eyle-
mini, Türkiye Cumhuriyeti'nin
Kürdistan'da 48 kişiyi katletmesi
oiayma misiUeınc otarak gerçek-
lestirdik" dedi
lesınin tazminat ödenmesı yö-
nündeki başvurusunu idarece
tamnan 60 günlük süre içerisinde
yanıtsız bırakarak. tazminat iste-
mini reddetmesinin ardından, ge-
cikmeli yanıt verdi. Ankara Vali-
liğinden Mumcu ailesine Vali
Yardımcısı Mehmet Çapraz im-
zasıyla gönderilen "gizli"" ibareli
yanıtta, Mumcu'nun evinin bu-
lunduğu Karb Sokak'taki Tu-
nus Sefareti önündeki polis gö-
revlileri savunuldu.
Yazıda, Uğur Mumcu'nun ha-
yatının tehlikede olduğuna ve ko-
ruma talebinde bulunduğuna
dair bir başvurusu olmadığı kay-
dedilerek, şöyle denildi:
"Kaldı ki, merhum Uğur Mum-
cu'nun bizzat kendLsi tarafından
ha> atuun tehlikede olduğuna dair
bir başvurusu olmadığı gibi. koru-
ma talebinde de bulunduğuna dair
başvurusu bulunmamaktadır.
ÂÇÎİC
YÛKSE.K
ÖĞRETİM
KOŞESI
İLETtŞİMBİLGİSİ
1-B, 2-D, 3-E, 4-C, 5-D, 6-C, 7-E,
8-A, 9-C, 10-B
DAVRANIŞ BİLİMLHRİNE
GİRİŞ
1-D, 2-C, 3-D, 4-A, 5-B, 6-C,
7-B, 8-O, 9-D, 10-D, 11-B, 12-B
13-C, 14-C, 15-B, 16-B, 17-B,
18-C, 19-C, 20-B, 21-A, 22-C,
23-A, 24-C, 25-B.
ATATÜRKİLKELERİİNKILAP
TARİHİ
1.d, 2.d, 3.a, 4e, 5.c, 6.b, 7.d,
8.b, 9.d, 10.b, 11.d, 12.c, 13.e,
T4x, Ifi.a, 16.a, 17.b,18.c,
2O.a, 21 .d, 22.c, 23.c, 24.d,
Kaldı ki, merhum Uğur Mumcu
hayatının ciddi tehdit altında bu-
luıiduğunu bilmesine rağmen,
91/1779 sayılı '6136 Sayüı Kanun
Hükümleri' gereğince çıkartılan
yönetmeliğin 7. maddesine göre
can güvenliği yönünden silah talep
ermemiş olup, aynı yönetmeu'ğin
9/c maddesi gereğince, sarı basın
kartı sahibi olduğundan dolayı
müracaat ederek M.K.E kuru-
mundan satın almış olduğu silahı
için kendisine taşıma ruhsatı veril-
miştir. Diğer yandan, ikamet etti-
ği Karlı Sokak'taki evinin 30 metre
ilerisinde Tunus Sefareti önünde
bulunan nokta görevlileri, sadece
sefaretin dış konıması ile değil,
aynı zamanda bulundukları sokak
uzerinde önleyici zabıta hizmetini
yapmakla da mükellef olup. her-
hangi suç veya şüpheli duruma
muttali olduklarında. müdahale
etmemeleri söz konusu değildir."
Yazıda, 22 şubat 1984 tarihli
Özel Koruma Hizmetleri Yönet-
meliğı'ne değinilerek, bu yönet-
meliğe göre kışilerin "geçid koru-
ma altına alınabileceği" \e "Can
güvenliklerinin nıutlaU tehlikede
bulunduğuna dair belgelerle, mül-
ki amire başvurmaları gerektiği"
denildi.
Mumcu'nun öldürüldüğü ta-
nhte dönemin İçişleri Bakanı
olan Ismet Sezgin. "Onu koru-
mayıp da kimi koruyacağız", An-
kara Valisi Erdoğan Şahinoğlu
da. "Yakın konımadan sarfüna-
zar etti. Ancak, buna rağmen biz,
Mumcu'nun oturduğu sokakta iki
ayn polis noktası ihdas ermiş,
aynca sokağı gayri muayyen saat-
lerde olusturduğumuz motoriu
devriye ekipleri ile konrrol ediyor-
duk" demışlerdı.
;
'SOL"UN GOZYAS
SOL NİYE YENİLDİ? SOSYAL DEMOKRATLAR
NEREDE HATA YAPTILAR? ÇÖZÜMLERİ ESKİDİ Mİ?
YENİLGİYLE İLGİLİ TÜM BU PATLAY1CI,
YANICI SORUNLAR... KONULAR,
NEŞE DÜZEL VE AHMET ALTAN'IN PROGRAMI
DİNAMİT'TE TART1ŞILACAK.
KONUKLARI, SOLUN AĞIR TOPLARI:
ZÜLFÜ LİVANELİ, KOREL GÖYMEN,
SHP GENEL SEKRETERİ HALİL ÇULHAOĞLU,
TKP ESKİ SÖZCÜSÜ ZÜLFÜ DİCLELİ
VE GAZETECİ, YAZAR MEHMET ALTAN.
BAKALIM GÖZYAŞLAR1 FAYDA EDECEK Mİ?
KANAL D EKRANLARINDA İZLEYİN.
DİNAMİT" BUGÜN SAAT 1 2 . 3 O 'DA.
KAÇIRMAYIN.