Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 3NİSAN1994PAZAR
HABERLER
DYP'ninöyeleri
•ANKARA (ANKA)-
Yerel seçımlerde
beklediğınin üstünde bir
başan elde eden DYP. aday
belirlenmesi sırasında
kendisini zorduruıtıda
bırakan önseçimlerde ortaya
çıkan üye sorununa el attı.
DYP'ninözelliklel99l
yılından sonra üyesi olanlar
tekertekertaranacak birkaç
partiye üye olanlarelenecek.
Başbakan Tansu Çiller, DYP
Genel Merkez yöneticilerine,
örgütlere el aülması isieğini
iletti. Çiller'in seçimler
süresince örgûtlerin iyi
çahşmadığı şikayetlcnnı
dinleyen genel merkez
yöneticileri, Türkiye
genelindeki belde, il ve ilçe
örgütlerini tekerteker
inceleyeceklerini belirttiler.
Yöneticiler, seçimler ve diğer
zamanlarda daha etkin
çalışmalar yapabılmek için
"Refah Partisi modeli" bir
örgütlenmeyegidilerek, tüm
örgûtlerin herzaman açık ve
çabşır halde tutulmasına
gayret gösterecekler
MezarcrRP'ye
dönmeni
• ANKARA (LBA)-
Bagımsız İstanbul
Milletvekili Hasan Mezara.
RP'den aynlmamasını
gerektiren şartlann ortadan
kalkmadığmı söyledi.
Mezarcı, "RP'yedöneceği"
yolundaki sözleri
yalanlarken, partiden ilkeli
davrandığı için aynlmak
zorunda kaldığını söyledi.
Mezarcı, bu konuda "Ben
ilkeli bir insanım, ilkeli
birliklere her zaman hazınm.
llkelenmi çiğneyen hiçbir
hareket içinde olmam" dedı.
Bağımsız milletvekili
Mezarcı, Almanya'da
vereceği konferanslar
sonunda kendisinin
oluşturduğu yeniden değişim
programınjn da
görüşüleceğini.
değerlendirilcceğini söyledi.
SeçHdiama
tutuklandı
• KARAMAN
(Cumhuriyet) - 27 Mart yerel
seçimleriyle ilgilı Türkiye
genelinde tartışmalar
sürerken, Karaman merkeze
bağlı Ayranlı ilçesinde seçim
kuruluyla tartışan DYP'li
tutuklandı. DYP Akçaşehir
llçe Başkanlığı görevini
yürüten ve 27 Mart yerel
seçimlerinde il genel meclisi
üyeliğini kazanan Halis
Savcı, ilçe seçim kurulu
başkanıiletartıştı.
Tartışmanın seçimlere
itirazdan kaynaklandığı öne
sürülürken, Halis Savcı'run
ilçe seçim kurulu başkanı
hakime hakaret ettiği
bildirildi.
Atina'tfaRefah
lATİNA(AA)-
Yunanistan Başbakanı
Andreas Papandreu,
Türkiye"deki yerel ve
ttalya'daki genel seçim
sonuçlannı endişeyle
karşıladığını söyledi. Yunan
basınında verilen haberlere
göre Papandreu önceki gün
yaptığı birkonuşmada,
"Türkiye'deki son
gelişmelerin endişe verici bir
durum olduğunu" ifade etti.
Hükümet Sözcüsü
Evangelos Venizelos da
"Türkiye'deki seçim sonrası
gelişmeleri yakından
ızlediklerini" ifade etmişti.
Bu arada Fatih Belediye
Başkanı Mehmet Ali
Şahin'in İstanbul Fener
Patrikhanesi'ne yönelik
sözlerinin, Atina'da yarattığı
tepkilerdevam ediyor. Atina
Başpiskoposluğu Sözcüsü
Yanis Hacıfotis söz konusu
açıklamayı üzüntü verici
olarak niteledi. Sözcü.
Şahin'in açıklamasının
fanatizm belirtisi olduğunu
ifade etti.
Bursa'dadevfP
tesJim töreni
• BURSA (AA)-Bursa
Büyükşehir Belediye
Başkanlığı'na seçilen
ANAP'lı Erdem .Saker,
görevi Teoman Özalp'ten
devraldı. Büyükşehir
Belediye Başkanı Erdem
Saker, Osmangazi, Yıldınm
ve Nilüfer ilçe belediye
başkanJan vepartililerle
Atatürk Anıü'na çelenk
koyarak, saygı duruşunda
bulundu. Daha sonra Bursa
Büyükşehir Belediyesi'nde
düzenlenen törenle görevi
devralan Erdem Saker
bugünün, kendisi için çok
heyecanlı ve mutlu bir gün
olduğunu, Teoman özalp'le
yıllarca kaderbirliği vecan
dostluğu yaptığı nı anlattı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi
eski Başkanı Teoman Özalp
de 5 sene süresince Bursa'ya
ellerinden geldiğince hizmet
etmeyeçalıştıklannı bildirdi.
Sosyal demokrat taban, yönetid ve liderlerin tutumunu kaygıyla karşılıyor
Birlik... Hemensimdi!İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Ye-
rel seçımierden sonra sosyal demokrat-
lann tabanda birleşme çabalanna parti-
lerin bazı yöneticileri uzak duruyor.
İzmir Solda Birlik Komitesi Başkanı
Kaya Bengisu MuratKarayalçm'ınbir-
lik ve bütünleşme konusunda henüz
tavnnı açıklamadığını vurgularken De-
niz Baykal ve Bülent Ecevit'in tutumla-
rını eleştirdi. Türkiye ölçeğindeiki yıldır
birlik çalışmalannı yürüten Bengisu,
sosyal demokrat tabana "biraz daha sa-
bır" önerdi.
Vüksei Çakmtır. yerel seçim sonuçlan-
nın Türkiye'yi bir Cezayir olma nokta-
sına götürdüğünü belirtirken antılaikle-
rin Türkiye'de sivil bir darbe yaptığını
belirtti. Bütünleşmenin "sol"u da aştığı-
nı, laikler ve antilaikler cephelerinin
açıldığını vurgulayan Çakmur, birliğe
ve bütünleşmeye karşı çıkan liderleri.
"ayma/lık" ve "ders aünamak"la suçla-
dı. Çakmur, liderlere karşı. labanın sesi-
ni yükseltmesini önerdi...
Yerel seçim sonuçlanna tepkili sosyal
demokratlar. tabanda birleşme ve bü-
tünleşme istemlerini dile getirirken parti
yöneticileri ve liderlerin tutumlannı
kaygıyla karşılıyoriar. Solda birlik ve
bütünleşme konusunda parti yöneticile-
ri ve kuruluşlann görüşleri şöyle:
BlP an OllCe harŞket Sosyal demokrat Iiderlerin seçim
yenilgisine karşın hâlâ solda birlik adma, daha önce
sergiledikleri tutumlanndan ödün vermemeleri kaygılan
büyütüyor. Sosyal demokrat taban solda bütünleşmenin,
liderlerin inisiyatifınden bağımsız olarak bir an önce sağlanması
için harekete geçilmesini isti\or.
Solda Birlik Komitesi
Kaya Bengisu (İzmir Solda Birlik Ko-
mitesi Başkanı): İki yıldan bu yana sol-
da birlik çalışmalannı İzmir ve ülke öl-
çeğinde sürdürüyoruz. Hayli ilerleme
sağlamıştık. Parti genel merkezlerini
zorlamıştık. Birleşmeye yanaşıyorlardı.
Yerel seçim arifesinde bu konuya uzak
baktıiar. Seçim sonucunda böyle bir
tablonun çıkacağı görülüyordu. Şimdi
konuyu yeniden ele aldık. Şu aşamada
üç partinin her biri de "Bana gel" diyor.
akmur: Almanya'da
x sosyal demokratlann
aymazlığı, Hitler'i getirdi.
Uyanmamız için şeriatın
mı gelmesi lazım?
Halbuki bunun makul yolu var. Önce,
oturup konuşmalan gerekir. Yani bir
konuşma zemini yaratılmahdır. Oysa
hala birbirlerini itham ediyorlar. Bugün
birleşme konusunda taban çok ıstekli-
dir. Gerekli değerlendirmeyi yapmıştır.
Şimdi biz daha geniş bir örgütlenmeyi
planlayarak harekete geçtik. Bu işi, ma-
halle bazına kadar indireceğiz. Daha ör-
gütlü bir hale geleceğiz. Bakalım o za-
man liderler ne yapacaklar? Bu amaçla
salı ya da çarşamba günü bir bildiri
yayımlayacağız.
Şu an'da çalışmalara başladık. Örne-
ğin bugün Odemiş'te bu amaçla bulu-
nuyoruz. Bu çalışmalar Ankara ve
İstanbul'daki komitelerle birlikte yürü-
tülüyor. Her mahalleden, tabandan,
parti yönetimlerine bu kez emirler gide-
çek. Şu anda sosyal demokratlar öfkeli.
Öfkeyle yapılan işler sağlıklı sonuçlar
vermiyor. Bu nedenle biz "Biraz daha
sabır" di> oruz. Bu sabır. genel seçimlere
sosyal demokratlann birlikte gitmeleri-
ni sağlayacak bir süreci içeriyor. Birlik
olursak kaybettiğimiz oylan toplayabi-
liriz. Kaybedilen oylarda Atatürk'ün il-
kelerine ısınmış kimseler de vardır. Bu
kişiler Atatürk'ün çizdıği çerçeve bozul-
duğu için sosval demokrat partilerden
uzaklaşmışlardır, kızmışlardır. Biz bir-
lik istiyoruz, ama şu başkanın bu baş-
kanın emri altında değil. Başkanlann
önemi yoktur. Bizim için Atatürk'ün
koyduğu prensiplerden başka prensip-
ler yok. Bunlar değiştirilirse eski CHP
kurulamaz. Atatürk'ün kurduğu partiyi
kurmak gerek. Yoksa bugünkü CHP'yi
degil. Murat Karayalçın
secimlerden sonra tutu-
munu tam olarak açı-
klamadı. Ancak Ecevit'le
Baykal'ın yaklaşımlannı
ters buluyorum. Bu yak-
laşımlar, birleşmeyi değil
aynlmayı istiyorlar.
"Bana gel" demekle bu
konu çözümlenemez...
Yüksel Çakmur (Eski
İzmir Anakent Belediyesi
Başkanı): Almanya'da
sosyal demokratlann ay-
mazlığı. Hitler'i getirdi.
Bizim de uyanmamız için
Türkiye"ye şeriatın mı
gelmesi lazım? İş işten
geçtikten sonra mı birle-
şeceğiz? Şeriat geldikten
sonra mı birleşeceğiz. Bu
kaçıncı ders olacak?
İstanbul, İzmir ve Anka-
ra tablosu bir şeyler gös-
termiyor mu? Doğu Ana-
dolu'da kimler iktidara
geldi? Bu yeşil kuşak ta-
mamlandıktan sonra mı
birleşilecek? Herkes ete-
ğindekı taşı silkelesin
atsın. Birleşmenin ötesin-
de bütünleşme kitle arası-
nda kök salmaya başladı.
Eğer üsttekiler, liderler,
kendi koltuklannı savun-
mak için "Aman bütün-
leşmeyelim, koltuk elden gidiyor" diyc
düşünürse Türkiye elden gider. Bu li-
derleri, yöneticileri, bırakınız sosyal de-
mokrat tabanı, kendi çocuklan bile af-
fetmeyecek. Herkes menfaatını bir yana
bıraksın, el ele tutuşsun. en azından sev -
meyi birdenesin. Yoksa bu ülkeye yazık
olacak. Atatürk'ün kurduğu parti
darmadağınık, herkes bir yanda. Rozet
takmakla Atatürkçü olunmaz, eylemde
göstermek lazım. Kesinlikle birleşmeli,
bütünleşmeli. Artık bunun tartışması
bile yapılmamalı. 2 yıl sonra bu kafalar-
la seçim barajlan bile aşılamayacak.
Yok olacak sosyal demokrasinin hesa-
bını kimler verecek? Kavgayı bırakalım.
Kimse, dünya görüşlerimiz ayn diye
tartışma yaratamaz çünkü bu, suni
olur. kimseyi inandıramazsmız. Sosyal
demokrat tabanda halk. tam anlamıyla
bütünleşmeyi istiyor. ama yukanda li-
derler butunleşmeye taş koyuvor. Bu
bir menfaat ve koltuk kavgasıdır. Lüt-
fen uzlaşma içinde olahm. Hepsinin
söyledikleri bahane. Kaldı ki bugün
DYP'nin ANAP'ın içinde milyonlarca
insan laik cumhuriyet için bütünleş-
mekten yana. Zemin. geniş bir zemin.
Refah Partisi bu durumun tartışılmasını
istemiyor. RP. anülaik rüzgarlan fırtı-
naya dönüştürecek. Laik cumhuriyetçi-
ler de bir araya gelmeli. Artık bundan
öncesinin sağ-sol aynmı, biçim değiştir-
di, öz değiştirdi. Artık Türkiye'de laik-
ler ve antilaikler var. Bu. saklanamaya-
cak kadar açık. Türkiye bir Cezayir du-
rumuna, bir İran durumuna geldikten
sonra mı laiklik temeli üzerinde solun
birleşmesinden bahsedi-
lecek? Türkiye'de kurtlar
sofrası kuruldu, hepimiz
aklımızı başımıza topla-
yalım. 1980 öncesinde
sosyal demokratlar üç
ayn partide değildi. Şim-
di nicin aynlar? Bütün-
leşmeye karşı çıkanlar
önce bunu açıklasınlar.
İdeolojik bir fark yok ki.
Bu işi liderler halletmi-
yorsa taban halletsin.
Kimse oyuncak değil.
Türkiye'de rejim el değiş-
tiriyor. Sosyal demok-
ratlar aymazlık içinde.
Oy hırsızlıklan, çöp-
lerdeki oylar bir sivil dar-
beyi ortaya koyuyor. Bu,
genel secimin provasıdır.
Adamlar rejimi ele geçir-
meye ant içmiş, kararh.
Taban sesini yükseltme-
li, liderlerden komut
beklememeli. Bugün Ce-
zayir'de başı açık diye öl-
dürülen iki liseli genç
kızın çığlıklan duyul-
malı. Cezayir'den İran'-
dan gelen takunya sesleri
duyulmalı. Bu işin şakası
yoîc. "Demokrasi" deni-
yor, neyin demokrasisi.
Iran'da demokrasi var
mı, özgürlük var mı? Or-
tada bir hasta var. ölmek üzere, tedavisi
Ianm. Bunu hangi doktora götüreceği-
nin kavgası olmaz. "Benim oy oranım
fena değil, ben secimlerden başarüı
çıktım, ben umudum" sozlerini bir yana
bırakm da bütünleşelim. Kavga zamaru
değil. Nerede buluşursan buluş, ama
buluş. Önce bir buluşma karan ver.
Türkiye'nin gerçeğinde buluşulacak
partinin adı önemli değil. Hepimiz aklı-
mızı başımıza almahvız...
CHP: Faturayı biz ödüyoruz
Erol Gungör (CHP İzmir İl Başkanı):
Sosyal demokrat partilerin üçünün
de aldıklan oy. tatmin edici değil. Bizim
için de öyle. İzmir de tatmin etmiyor.
Yüzde 5.75 aldık. Medyanın baskısı da
olsa bu bizi tatmin etmiyor. Büyük bir
oy kaybı \ar. SHP'nın oylan düşüyor.
DSP'nin oylan düşüyor. Bu sadece bö-
lünmüşlükten değil, yıpranmışlıktan da
kaynaklanıyor. Yıpranmışlığın sorum-
lusu SHP'dir. SHP 5 yıldır yerel, 2.5 yıl-
dır, hükümette iktidar. SHP'nin ikti-
dardaki başansızlığın faturasını biz
ödüyoruz. SHP'nin bundan annacağı-
na inanmıyorum. Medyanın onca des-
teğine karşın Ankara'da beledi-
ye başkanı olan bir insan, ba-
şanlı olduğunu söyleyen bir li-
der başkenti RP'ye kaptırdı.
Dünyada böyle bir lider ola-
ma7. SHP'de de Karayalçın'a
"Sen bu görevde nasıl dunıyor-
sun" diyen yok. Görülüyor ki
SHP ders almak niyetinde de-
ğil. Bu nedenle gelinen noktada
SHP ile kurumsal birleşme söz
konusu olamaz. Olmaması
lazım. Madem başanlı bir yerel
yönetim uygulaması vardı, ni-
çin RP kazandı? Böyle bir par-
tiyle birleşme konuşulamaz.
düşünülemez. Kaldı ki bizim
açımızdan kurultaydan sonra
Karayalçın'la birleşme konu-
sunda görüşmeseydik bugün yerel se-
çimlerde daha başanlı sonuçlar alırdık.
Birleşme konusu DSP ile konuşulabilir.
kurumsal birleşme konuşulabilir. DSP'-
nin tüm üyeleriyle temas yapılabilir.
Yönetici kim olursa olsun biraraya geii-
nebilir. Ama CHP ile SHP'nin tüm üye-
leri, CHP'nin çatısı altında artık bir ara-
ya gelemezler.
Hilmi Değinnenci (SHP İzmir İl Baş-
kanı): Yerel seçim sonuçlanndan ders
çıkarmak gerekiyor. Aa bir tablo orta-
ya çıkmıştır. SHP açısından örgütlen-
medeki yapısal bozukluklar. görevlile-
rin sandık gözlemcisi olarak gitmeme-
siyle ortaya çıkmıştır. Parti disiplini
açısından örgütün çalışmalarında
rol Güngör:
Kamuoyu sosyal
demokratlann
birleşmesini istiyor. Bunu
seçmene göstermek lazım.
eksiklikler vardır. RP militan gücüyle
bu duruma gelmiştir. Oylann çalınması,
çöplükten çıkanlması organize bir hare-
keti gösteriyor. Şu anda sosyal demok-
rat tabanda partilerden istifa etme söz-
lerini bizdeduyduk. Bu yönetimlere yö-
nelik bir tepkidir. Değerlendirilmesi ge-
rekir. Artık bu aşamada "Sen çok aldın,
ben çok aldım, sen yıprandın, ben birinci-
jim" gibi değerlendirmelerin bir yana
bırakılması gerekiyor. Birleşmeyi taban
istiyor.
Can Bakır (DSP İzmir İl Başkanı):
Birleşme, bütünleşme konusu genel po-
litikayla ilgilıdir. Bizi aşar. Bu nedenle
görüş belirtmekte yarar görmüyorum.
Biz parti disiplinine uyanz. Konu yetkili
organlanmızda görüşülür. değerlendiri-
lir. Tabanda bize de başvurular var "bir-
leşin" dıve. Ancak durum "Eski tas eski
hamamı" 2Österi\or
HAFTAYABAKIS =
AHMET TANER KIŞLAU
Ne Olacak?
Türk siyasal yaşamı, gözl«> görulür bir hızla, üçlü bir
kutuplaşmaya doğru gidiyor
Bir yanda "liberal" sağ.. Şir
y a n d a
"dinci" sağ.. bir
yanda da solun "demokratik ' kesimleri...
"Yurdu kurtardığı" için Ata*û«*'e saygı duyan, ama
Kemalizme karşı olanlar.. özelleştirmecı ve Batıcılar..
Birinci grupta...
Atatürk ve laik devlet düşmanları... Bosna da ve Azer-
baycan'da Müslümanların kıyı'm a s ı n a
9Ö Z
y"m a
9 bir
Hıristiyan dünyasınakarşı tepki
y' "açıktan"d\\egetiren-
ler... ikinci grupta...
Ve... Kemalistlerle Kemalizm
karşıtlarının, cumhuri-
yetçilerle cumhuriyeti numaralandırma meraklılannın,
tekil devletyanlıları ilefederasyoncuların, laiklikyanlıla-
n ile imam hatip okullarmın sayısını arttırma yarışçıları-
nın, IsmetPaşa "ekolü"nün uzantıları ile gizli Ozal hay-
ranlarının çorbasını yapmak isteyenler... Üçüncü grup-
ta...
Solun, bu hali ile ne iktidar ne de ana muhalefet olabi-
leceği belli. Ama "dinci sağ'ın önce istanbul'da yerel,
sonra da Ankara'da "merkezi" iktidarı ele geçirme ola-
sılığı, ANAYOL birleşmesini er geç sağlayacaktır.
Batı da bunun için "elinden geleni" yapacaktır; içteki
"etkili" sermaye çevreleri de..-
Üç kutuplu bir siyasal yaşam kaçınılmaz görünüyor!
Çokkişi bununfarkındave f
uzunvadelihesabmı"ona
göre yapıyor. Solu yönettiği iddiasında olanların önemli
bir kesimi ise "gaflet" içinde. Burunlarının dibindeki
ağaçları seyretmekten ormam göremiyorlar...
Üç kutuplu bir siyasal yaşam içinde "üç kutuplu bir
sol" olanaklı mı?
Üç kutuplu bir sol, "solsuz bir demokrasi" anlamına
gelecektir. Tabii eğer demokrasi diye bir şey kalırsa!..
Yukanda okuduğunuz satırlar, bir yıl kadar önce bu
köşede yayımlanmıştı. Falcılık ürünü değil, sadece so-
ğukkanlı birdeğerlendirmenin ürünü idi.
Belki o tarihte, birçok kişiye "zihinsel bir fantezi" ürü-
nü gibi gelmişti. Ne yazık ki, bugün çok daha somut ve
güncel!..
•••
Şimdi bir de şu satırlara göz atalım:
"RP'deki yükselişin, bir sol ile bir de sağ ile ilgili yanı
var.
'Sol' ile ilgilidir; çünkü solun taşıması gereken 'düzen
karşıtlığı' bayrağını eline almıştır. Tepki oylannı topla-
maktadır. 'Düzen değişikliği' programı ile geleneksel
oylarının üzerine bir yüzde 10luk da tepki oylannı ekle-
yen 1970'lerin CHP'sinin yeri~ ieki firma şimdi RP'dir...
'Sağ' ile ilgilidir; çünkü, laik-sağın 'muhafazakar' ke-
simlerin gereksinmelerinisağlıklı birbiçimde değerlen-
dirip yönlendirmemesinden yararlanmaktadır. Laik-
sağın, bu kesimin oylannı alabilmek umuduyla 'cami,
imam-hatip okulu, Kuran kursu' bahşişine sığınma
ucuzluğunun meyvelerini dermektedir...
Bir önceki seçimler sırasında, zamanın İsrail Başba-
kanı Şamir, bir Batılı gazeteciye şunları söylemişti:
Aşırı dinciler bize oy verecekler, çünkü onların istedi-
ği birçok şeyi yaptık!..'
Oysa bu hesap yanlış çıktı. Köktendinci Yahudiler,
kendilerinin isteklerinin bir kısmını veren Şamir'i des-
tekleyeceklerine, tümünü vermeyi öneren 'aşırı' partile-
ri desteklediler..."
(Bu satırlar da, gene bu köşede, yaklaşık bir buçuk yıl
önce çıkmıştı!..)
•••
Demek ki, 27 Mart'ta neler olacağı çok öncelerden bel-
liymiş!
Demek ki, yarın neler olacağı da bugünden belli!
Belli olan bir başka şey ise görünen yarına göre bile
adımlarını atma yürekliliğini ya da özverisini göstere-
meyenlerin, "önderlik" iddialarını korumaya hakları ol-
mayacağıdır!..
Bırakm DŞP'yi bir kenara... Koyun SHP ile CHP'nin
oylannı üst üste... Ankara ve İzmir başta olmak üzere,
birçok kentte bugün "Altı Ok"\u belediyeler olacaktı...
Sayın Baykal m bazı en yakın çalışma arkadaşlarını
bile ikna edemeyen gerekçelerle, CHP-SHP bütünleş-
mesini nasıl torpillediğini bugün yeniden anımsama-
mak olanaklı mı? Yüzde 4.5 oyu başan gibi gösterip, yo-
luna devam edeceği nutukları atması, milyonlarca sol
seçmene bir saygısızlık değil mi?
Sayın Ecevrt katı ayrılıkçı tutumunu artık nasıl koruya-
bilir, nasıl savunabilir? 1991 de barajı güç aşmış bir par-
ti, yeniden 1987 düzeyine düşmüşken, kime nasıl umut
vermeyi sürdürecektir?
"En büyük tehlike" olarak gösterdiği RP'nin tırmanışı-
nı, solun bölünmüşlüğünü koruyarak mı önleyecektir?
Ve Sayın Karayalçın, "hükümete devam" kararını
hangi "mantıklı"gerekçeyedayayabilecektir?
SHP'nin hükümetteki varlığı, Milli Eğitim Bakanlığı'nı,
Içişleri Bakanlığı'nı, Sağlık veTarım bakanlıklarını, "ş&-
riatçı"kadrolardan mı kurtarıyor? Yeni imam hatıpokul-
larmın kurulmasını mı engelliyor?
Oraya kadar gitmeye ne gerek var... Hükümetteki
SHP, kendisinin göreve getirdıği insanlara -hem de gö-
revleri başında- RP'Iİ militanların saldırmasını önleyebi-
liyor mu? Kızılay'm ortasında genç kızların rahatça dola-
şabilmelerini -yerel secimlerden bu yana- sağlayabili-
yor mu?
Amaç, "AltıOk"unaltınabeşinci kol gibisığınmışbazı
kişileri, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti yıkmak iste-
yenleri "başdanışman" yapmaları için, kırmızı plakalı
arabaya mı bindirmek?..
Geçmişte ne olacağı belliydi! Yarın ne olacağı da bel-
DOĞAN KUBAN
Seçimden önce ve sonra Bülent Ecevit'i
dinledik. Bir zamanlar politik lider olarak
coşkuyla izlediğimiz Ecevit konuşurken
mantığından bir şe> yitirmemiş. Hâlâ en iyi
konuşan politikacı. Hâlâ ahlakına en çok
güvenilen lider. Kendi başına parti gibi oy
topluyor. Fakat neden büyük bir partinin
başında değil? Neden yalnız? Neden politik
söylemi parti kavramında donmuş'.' Ve ne-
den. kendini sa\Tinmak için. herkesten önce
karşı çıktığını söylediği şeriatçı partinin pa-
yandası olmaktan kurtuîamıyor?
Bazı püristler SHP'nin dalgalanmalanna,
tavizlerine ve geneide sağ partilerle bir 'mo-
dus >ivendi' içinde yaşamasına hoş bakmı-
yorlar. Onlar için politik söylemle politika
arasmdaki ilişkinin ahlaki boyutu. bütün di-
ğer boyutlardan önde geliyor. Ya da öyle
gözüküyor. Ne var ki politikanın en son
amacı toplumu kendi öngördüğümüz bir
ideal yaşama yöneltmek ise bu. bir tarikat
söylemi gibi, kendi söyleminin coşkusu için-
de kaybolarak olamaz. Kendi izleyicilerinin
başka bir grup olduğunu. sol oylan çalmadı-
ğjnı (sanki sol oy varmış gibi). partisini bü-
tün sokulardan temizlediğini, hatta sağ oy-
lan ve bazı dindarlann oylannı da ahlak ve
söylem gücü ile biraraya getirdığıni söyleyen
Ecevit, bir politik liderden çok bir şeyh gibi
davranıyor. Fakat gerçekten Ecevit'in söyle-
mi saf bir söylem mi? Eoevit'e oy verenler,
gerçekten bir yeni politik mesajın izleyicileri
mi, yoksa bir bildik imgeyi mi izliyorlar?
Ona oy verenler, Halk Partisi'nin unutul-
ŞeyhEcevit'in Rrus zaferi...
maz liderineKıbrıs davasının kahramanına,
Atatürk'ün çağdaşlık ve laiklik mirasının
coşkulu temsılcisine. başka bir deyişle Kur-
tuluş Savaşı'ndan bu yana, toplumun ılerici
kesimlerinin temel inançlannın politik alan-
da savaşını veren bırinin geçmişinı unutup
yeni politik söyleme mi yanıt veriyorlar?
Bunlar doğru değil. Ecevit'in karizması
sadece geçmişine dayanıyor. Yoksa şu ya da
bu sorunlann çözümü için ileri sürdüğü öne-
rilere değil. Bunu anlamak için ona oy veren-
lerle konuşmak yeterli. Ecevit kendi söyle-
minin mantığmda kavruluyor. Bu arada sa-
dece kendine Cumhuriyet Halk Partisi'nin
geçmişinden kalan mirası yemekle kalmıyor,
savaşı ilk kez kendisinin açtığını söylediği
kesimin ekmeğıne de yağ sürüyor. Gerçi bu
eyleminde şalnız da değil. Şeyhlikleri kendi-
lerinden menkul. daha ufak mirasçılar da
var.
Ecevıt'in müritleri var. Partisi yok. Oylan
var; bclediyeleri. mılletvekilleri yok. Kendi
söyleminin soyutluğu aynı sayıda oy alan
Milliyetçı Hareket Partisi'nin politik ka-
zançlan ile karşılaştınldığı zaman anlaşılı-
yor. Bir kişi ile eşdeşleşen parti tarikat olur.
Ecevit'in halifeleri de olmadığı için, bunun
sonu da yok. Ecevit parti kurmasa da kitap
yazıp gençleri yeni mesaj etrafında toplasa,
ya da kamuoyunu vönlendirse gelecek için
daha yararlı olur. Kaldı ki biz Ecevit'in pek
de saf olmadığını kurduğu azınlık hükümet-
lerinin yapısından anımsıyoruz. O zaman
verdigi tavizleri, ıçınden çıktığı politik ku-
rumlaşmaya verseydi şimdi \ine. onun ba-
şında olabilir. düşüncelerini daha bü\ük bir
güçle yayabilırdı. Eğer Ecevit toplumun çağ-
daşlaşmasında ve Batı emperyalizmınin her
alandaki baskısından kurtulmakta en önem-
li kuramsal vç pratik ilke olduğunu düşün-
düğü laikliğin tahrip edildığını görür \e
onun tehlikelerini meydanlarda halka anla-
tırken; öte yandan kendi peşinden geldikleri-
ne göre laik olan bir kesimin oylannın ona
karşı olanlann gücüne güç katması için kul-
lanılmasma izin verirse. bu ikilemin açıkla-
masını duru Türkçeyle ve özgün mantıkla da
yapsa, kimseyi inandıramaz.
Milyonluk kentlerin >önetimini. yüzde 25
oy oranıyla kentlileşememiş köylülere terk
eden bir politik körlük ve zavalhlık ortamın-
da, Türkiye'de mesajı en kolay anlaşılan
parti Refah Partisi'dir. Mesajı evrensel din
mesajıdır. Söylediği başka şey de zaten yok.
İzleyicileri kentleşememiş köylülerdir. Haklı
olarak tek anlayabıldikleri mesajı vereni
kendilerine, Hazreti Ömer misali. birkaç ki-
lo yağ, birkaç kalıp sabun yardımı yapan
hayırlı sesi dinliyorlar. En büyük dayanış-
ma, cami ve namazda sürekli dirsek temasın-
da olan bu partidedir.
Din partisi açıkça ortaya çıkmadığı za-
man bütün partiler. din sömürüsü yaparak.
kırsal kesimdcn gelenlerin oylannı bolüşü-
yorlardı. Bunu köylerde yapmak daha zor-
dur. Çünkü köy. sosyal yapısı. güçlü gelene-
ği olan bir kurumdur. Fakat kente gelen
köylü. Karadeniz'i aşan bıldırcın gibi. ilk ışı-
ğın tuzağına düşüyor. Bu ışık. tek bildiği
söylemdir. Diğer partilerin ne olduğu belir-
siz. ilkesiz, kendisini mutlu etmeyen söylem-
len yanında dine sığınması doğaldır. Bun-
dan böyle laik partiler. din sömürüsü yapa-
mazlar. Çünkü kentlileşememiş halk doğru
adresi bulmuştur. Tarihin kentlerde
yazıldığı ne kadar doğruysa. günümüz Türk
kenti ve siyasetinin. köylülerin egemenliğin-
de olduğu ve tarihi de kırsal kökenlilerin
yazdığı o kadar doğrudur. Refah Partisi dı-
şında hiçbir parti yeni kent gerçeğini, oy te-
melinde değerlendirememiştir. Bugün kent-
lerin nüfus yapısı. bu seçimin gösterdiği gibi.
en az yansı oranında kırsal alan gelenekleri
içinde yaşamaya devam edenlerden oluşu-
yor. Ecevit, bunlann din söyleminden daha
azetkilenenlerinin. işçi grubunun ve bazı pü-
ristlerin oylannı alıyor. Refah'la aynı kesim-
den oy aldığını söylemesi, bu açıdan doğru-
dur. Fakat kendi laik söyleminin. dine sarı-
lanlan kendisine getireceğine, herhalde ken-
disi de inanmıyordur. Namuslu olmak, din-
dan etkilemez. Eğer Refah Partisi olma-
saydı, namus söylemi etkili olabilirdi. Geç-
mişte oldu. Bugünkü kent gerçeği ise, uzağı
gören(!) hükümetler sayesinde. bu hesaplan
boşa çıkaracak bir > apıdadır.
Türkiye'de. Kurt'uluş Savaşı eytemi üzeri-
ne kurulu bir politik söylem var. Bunun ku-
ramsal boyutlan ve nitelikleri üzerinde çok
söz söylendı. Bu eyleme dönük, kimine göre
oportünıst bir söylemdi. Fakat bu söylem,
Türkiye'yi. kuşkusuz Osmanh İmparator.
luğu'nun iki yüz >ılhk Batı'ya yetişme çaba-
lan üzerinde değerlenmesi gereken ve Islam
dünyasında başka eşı olmayan, bir ülke yap-
mıştır. Bu söylemm. Batı'dan ithal edilen bü-
tün düşunceler içinde en etkili olan tek bir il-
kesi \ardı:
Din söylcminı. politik söylemden ayir-
mak, ya da dını devletten ayırmak. İslam
toplumlanm kölelikten kurtaracak. onlann
kendi kültürlerine. bilimsel bir özgürlük dü-
şüncesı ıçıncle. yeniden sahip olmalanru sağ-
layacak tek cumhuriyet ilkesi budur. Bu il-
keyı savunduklannı söyleyenler. yüzde sek-
sene yaklaşun bir oy toplayabiliyorlar. Fa-
kat sağ da parçalanmış. sol da parçalanmış.
Ecevit ise bir laiklik mirasçısıdır. O mirası
har vurup. harman savuruyor. Kendi başına
aldığı oy oranına bakarak, çok da böbürlen-
memeli.
SHP nin yurt çapında aldığı oy oranına
göre LivaneJi istanbul'da kendi başına Ece-
vit'e yakın oy toplamıştır. Hem de bir iki
ayda. Herhalde DSP'nin tek sözcüsü, tarihe
geçmış hizmetlerinin yanında hem kendisi-
nin, hem delaik kesimin oylannı kül edecek
yöntemı kcfeden bir politika dehası olarak
anılacaktır.