25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA. CUMHURİYET 2 30 MART1994ÇARŞAMBA KULTUR Nice yıllara Türkiye Yazarlar Sendikası ve ona emek verenler Gençve etkin bir TYS özlemiyle SENMJRSEZER Türkiye Yazarlar Sendikası, kısaltılrnış adıyla TYS yırmi yılı ardında bıraktı. Kumculanna \e yönetim kurullannda görev alan- lara plaket verilen bir geceyle de kutlandı bu. Ancak TYS'nin 20. yjlı kutlaması. bir şenlik havası taşımıyordu. Yapılan konuşma- Lar. özellikie Aziz Nesin'in konuş- ması. eleştinldi. Bir örgütün. ge- nel kurulunda konuşulanlara >a da bir örgütün neden "'kapan- ması" gerektiğjnin anlatıldığı toplantılara benzeyen bir hava egemendi sanki geceye. TYS üyelerinin edebiyatsever LzleyicıleTİe hemen hemen aynı sayıda olduğu. kaîılım azlığının konuşmacılarca da vurgulandığı kutlamayı izleyen. TYS ıle yaşıt biri, TYS ile ilgili yanlış bir izle- nim edinmiştir kesinlikle. Özel- likie TYS'nin kuruluş günlerin- deki yer sorunlan. para problem- leri ve kunımlaşamama anlatıldı daha çok. Plaket alanlardan Ad- nan Özy alçıner. TYS'nin yazar hak ve özgürlükleri kadar Türki- ye halkının insan hak ve özgür- lükleri için de savaşım verdiğini söylemeseydı. TYS'nin bir de- mokratik kurum olduğu bile hatırlanmayacaktı nerdeyse. O zaman TYS kurulurken tartı- şmalara katılmış. kurullannda çalışmış, yargılandığı davalan iz- lemiş bir yazar olarak TYS'nin yirmi yılını özetlemek gereğini duydum. Neden dernek, birlik değil de sendika Türkiye Y'azarlar Sendikası. Fürkiye Edebivatçılar Birliğinın 12 Nfart sonrası. değiştırilen Der- nekler Y'asası'nın da zoruyla ka- panmasından sonra kuruldu. Güzel Sanatlar Birliği'nin edebi- yat bölümü. dar kapsamlı PEN ve Türkiye Edebiyatçılar Birliği deneylerinden sonraki bu yazar örgütü. adını ve işlevini "edebi- yaf'ın seçkınciliğinden çok "va- zarlığın" geniş tabanından aİdı. Yaklaşık yetmiş yazann katıldığı Özgürlük ve Demokrasi için TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI 20 YAŞIND Türkiye V'azarlar Sendikası'nın 2O.yıh. kurucularına ve yönetim kurullannda görev alanlara plaket >erilen bir geceyle kutlandı. toplantılarda. demek yerine sen- dika kimlığinın secimi tartışıldı önce. Politik kimlik taşıyabil- mek. gelişmekte olan yayın hol- dinglerinin edebiyatı yönlendir- mesı tehlikesi. gelişen ansiklopedi \e reklam sektörününedebiyatçı- larla beslenen metin yazarlan kadrolannın haklan. telif hak- lannın özellikie de\ let kurumlan- nca hiçe sayılması. dernek ya da birlik yerine sendika kimliğini yeğleyenlerce vurgulandı. Yetmiş yazar. birgirişimci kurul seçti. Bu seçilen yazarlar sendikanın kuru- culan sıfatını taşıyorlar bugün. TYS. kurulduğu günlerde var olan Sendikalar Yasası'ndaki eğ- lence ve güzel sanatlar işkolu kapsamına girdi. Aynı işkolunda ıçkili lokallerde calışan kadınlar \ardı. TYS'nin ilk tüzüğü. "emek-sermaye çelişkisinden", söz eder. Sendika olmak. vavıne- \ ı sahıbi)a da bir jay ınev inde iş- veren vekili olan yazarlann sen- dikaya üye olmasını engelleyen hükümler de getirdi. Yalnızea kendi kitaplannı yayımlayan ya- zarlar sendikaya üye olabildiİer. (Bu durumun sendikaya üyeliği bu yüzden reddedilen değerli ya- zar arkadaşlar arasında kırgınİık. sendika fıkrine karşı arkadaşlar tarafından eleştiri konusu yapıldığını belirtmek gerekli.) Adı kendinden büyük TYS, kurulduğu günden baş- layarak adı kendinden büyük bir kurum oldu. Önce TGS'nin bir salonunda konuk olarak başla- yan çahşmalar (kurucu yönetim kurulu başkanı Yaşar Kemal. yö- netim kurulu Aziz Nesin, Adnan Özyalçıner, Bekir Yıldız gibi son- raki vönetimlerde de etkin vazar- lar) Tekstil İş'in Sıhhiye Han- daki bınasının birdepo odasında sürdü. (Bu odanın bir zamanlar hangi işle\i gördüğü hep söz ko- nusu edilrniştir. Bir zamanlar bir tuvaleıte..) Bağımsız bir binaya geçebilmek için dönemin ün!ü ünsüz müzik ve sinema yıldızla- nnın. resim ustalannın daya- nışmasıyla yapılan geceler. pi- yangolar. kuruş kuruş biriken para. yeni sendika lokalindc üye- lerin nöbet listesine göre büro iş- lerinde çalışması. dönem hükü- metlerinin ve yargının TYS'yi konusunun başvurulacak tek ör- gütü olarak kabul etmesini engel- lemedi. Bilirkişilik. yabancı va- zarlann hükümete fatura edile- rek ağırlamasi gerektiğinde önee TY'S'ye başvuruldu. Toplusöz- leşme yapılamadıysa da yazar ve çevirmen arkadaşlann problem- leri sendika aracılığıyla çözüldü. Yazar arkadaşjardan zordurum- da olan kimilcrinin sağlık. bann- ma sorunlan da. Yabancı yazar örgütleriv le iliş- kilerin kurulduğu. karşılıklı va- zar yolculuklan düzenlenmeye başlanan bu dönemde. yabaneı yazarlar imeceyle ağırlandı: Özel arabası olanlann taşıması. yemek paralannın. misafirlcrin hesabı da katılarak yemeğe katılanlara bölünmesi (Aziz Nesın. tam "pa- muk eller cebe" diyeceği sıra çc- virmeni uyardığı "burasını misa- firlere çoirme") misafırleri Çarşı- ya. pazara. miizeye götürme. Özellikie ortak yemekler ya da üyelerin katıldığı tanışma dışı- ndaki. dış çağnlara katılmaması konusundaki prensıp karan. sen- dika adına yurtdışına gençlerin ve yaşlılann gönderilmesi uygu- laması. yönetim üye uyumunu sağlayan öğelerdi. Amerikan Konsolosluğu'nun karşısında. çok işlevli bir salonu kullanma olanağı da olan bir binaya gecen TYS. yazarlann adına konan kimi ödülleri, yönetme işlevini de kazanmıştı. 12 Eylül geldi. 12 Eylül ve TYS'nin yönetim kurulundaki 18 yazann yargılan- ması uzun bir öykü. Ancak bu- gün "yazarlar birbirini se>inez" diye özetlenen durumun tersi ya- şandı mahkemede. 3.5 yıl süren yargılamanınen üzücü sonuçlan- ndan biri, sendika binasmın bir gece ansızın yanıvermesiydi. \d- zarlann el yazılanyla doldurul- muş kimlik belgeleri. özyaşam fonmlan yanında TYS tarihıni oluşturan yazışmalar, yazarlann seslerinin. kongrelerin bantlan hcpsi yandı. bitti. kül oldu. Sigor- atlı olan binanın sahibi kârettiy- >e de TYS zurarlannın peşine düşemedi. T\ S. Nâzım Hikmet, Sabahat- tin Ali anma törenleri. üyclerinin yaş günleri. hizmet yıllan kutla- malan. belediye şenlikleri düzen- lemeleri. Nâzını Hikmet incele- melerı başlatmıştı. Bugün sıra- dan görünen toplumsal olaylara, ınsan haklan ihlallerine.yargıde- ğışıkliklenne tepkıleri de. Ger- çekleştirmeyi başaramadığı ya da yanm kalan ginşımler arasında sosyal güvenlik. ucuz tatıl. yayıncılarla centilmenlık anlaş- malan var. Bugün T\'S. geçmi- şindeki kadar "muhalif" bir ku- rum değil. Üstelik Edebiyatcılar Derneği ve etkin bir PEN gibi al- ternatifleri de var. (İLESAM ve Yazarlar Birliği'ni saymıyorum). Ama geniş yazar kitlesinin deste- ğıyle. var olduğu söylenen para- sal olanaklanyla geçmişine ya- raşır etkinlikler de bulunabilir. Üyelerinin ve kuruculannm küs- künlüğünü dağıtabilir. TYS'nin 20. yılı kutlanırken "başkan bulu- namaması" da gündeme geldi. Kuruluş günlerinde "yurtiçi ve yurtdışında tanınan", üıilii yazar" başkan aranışı. TY'S kimliği için ılk koşuldu. Günümüzde genç yazan çatısının altında toplaya- cak. etkin bir TYS'vi yaşatacak bir yönetim özleniyor yalnızca. Biraz da coşku. Dünya kütüphaneleri Kiibcıda bivavayagekcek ECETEMELKURAN ANKARA - Dünyadaki bütün kütüphaler, kü- tüphane birlik ve kurumlan bu yıl ağustos ayında İCüba'da bir araya gelecekler. 60'ıncısı Küba'- nın başkenti Havana'da düzenlenecek konfe- ranslann gelecek yıl gerçekleştirilecek 61'incisi- nin İstanbul'da vapılması kararlaştırıldı. Lluslararası kütüphane Birlik ve Kurumlan Federasyonu (Intemational Federation of Lib- rary Associalons and Institutions) 1927'de kurul- du. UNESCO'nun "1. dereceden başvuru kurtılu- şu" olarak nitelendirdiği IFLA, devletlerden bağımsız biryapıya sahip. Merkezi Lahey'de bu- lunan IFLA'nın İ35 ülkeden 1284 üyesi bulunu- yor. Kütüphaneler. kütüphanecilik kuruluşlan. il- gili kurumlar ve özel ve kamu kuruluşlanndan oluşan üyeleri bulunan IFLA'nın temel amaçlan. "lluslararası çalışmaları geliştirmek. tartışnıalar açmak. kütüphaneciliğin gelişmesi üzerine araştı- rmalar yapmak" olarak özetleniyor. Kübâ. IFLA'ya 1980 yılında' üye oldu. Aktif çalışmalanndan dolayı bu yılki konferansı düzen- lemek ile yetkilendirilen Küba'dan Türkiye'ye ge- len Kültür İşlerinden Sorumlu Milletvekili Agus- tin De^ado. konuya ilişkin Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. konferansın Küba halkı ve kütüp- hanecilik için önemini v urguladı. Delgado, Türki- ye'den de bütün ilgilileri beklediklerini belirterek bu ortak çalışmanın Türkiye ve Küba arasındaki kültürel ilişkileri geliştireceğini umduğunu söyle- di. Küba kütüphanecilik günlennin Kübalılariçin önemli olan bir başka vam. iki büyük Kübalı ya- zar olan Cirilo \iUaverde ve Alejo Carpentier'yı anmak için törenler düzenlenecek olması. Havana'da 10 gün sürecek olan programlar: paneller ve uluslararası toplantılann yanı sıra çe- şitli etkinlikleri içeriyor. 100'den fazîa bildirinin sunulacağı toplantılann tutanaklan. konferans- lann başlamasından önce Küba'da satışa sunula- cak. Konferanslar boyunca, Küba'dakı kütüpha- neler ve ilgili kültürel kuruşlar ziyaret edilecek. 25 ağustosta organize edilecek gezılerde, delegeler. kendi ilgi alanlan doğrultusunda seçımlerini ya- pabilecekler. Kütüphane Itaftasıbaşhyor ANKARA (ANKA) - Kültür Bakanlığı Kütüp- haneler Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen '30'- uncu Kütüphane Haftası' yanndan başlayarak 6 nisan tarihine kadar gerçekleştirilecek çeşitli et- kinliklerle kutlanıyor. Kütüphane Haftası kutla- malan.bugün Kültür Bakanı Fikri Sağlar. Anka- ra Valisi Erdoğan Şahinoğlu. Kütüphaneler Ge- nel Müdürü Prof. TülinSağlamtunc. Türk Kütüp- haneciler Derneği Genel Başkanı Selma Aslan ve Üniversite ve Araştırma Kütüphaneleri Derneği Başkanı Doç. Dr. Tekin Aybaş'ın açış konuşma- lanyla başlayacak. Kütüphane Haftası süresınce "Bosna-Hersek ve kaybolan elyazmalarıtmz'. 'Ço- cuklara okuma alışkanlığı kazandırılmasmda kü- tüphanelerin rolu, Başbakanhk Devlet Arşiyleri Genel Müdürlüğü nün hizmet ve etkinlikleri'. 'Llke- n.izde yabancı meslektuşlarımızın günümüz kütüp- haneciliği ile ilgili görüşleri', Bilgi alışverişinde in- ternel', 'Hem memur hem kütüphaneci', ABD. İngiltere ve Hollanda'da halk kütüphaneciliği ör- nekleri ve ülkemizde uyulanabilirliği' başlıklı kon- ferans ve paneller düzenlenecek. Simon and Garfunkerden Simon'ın son albümüne dek uzanan bir müzik serüveni Kapsamlıve keyifli birantoloji BURAK ELDEM Özellikie son on yıldır müzik endüstrisi inişli çıkışlı bir ekonomik eğri çizerken. ara ara içine girdiği krizleri "repertuvar zenginliği" ve saman alevi Örneği parlayıp sönen günlük gelgeç "akım"lann cazibesiyle çözmeye uğraşıyor. Ekonomik düzeydeki dalgalanmalarla dolu sey- re karşın endüstri devlerinin sanatçı repertuvar- lannı gözlediğinizde. şaşırtıcı bir bollukla karşı- laşıyorsunuz. Neredeyse hemen her y ıl elli ile yüz arasında yeni star adayı medyanın ve müzik ürünü alıcısı kitlenin karşısına çıkartılıyor; bunlann bir kısmı gerçekten star olmayı başan- yor. ama barutlan yalnızca bir atımlık oluyor çoğunun. Endüstri; hızla insan. imaj ve malzeme tüketiyor. İnsanlar da medyanın verdiği gazla aynı trend içinde buluyorlar kendilerini. Oysa bundan yirmi yıl önce. popüler müzik akımlan hiç de azımsanmay acak bir çeşitlenme içine girdiğinde ve gerçekten güçlü. iz bırakan çok sayıda star ortaya çıktığında bilc boylesinc bir "kalabalık" yaşanmıyordu müzik endüstri- sinde. Buna karşın satış eğrileri çoğu kez yukan doğru eğilim gösteren grafıkler çiziyor ve en- düstri normal bir rekabet ortamının getirdiği he- yecanlardışındaciddi birkrizyaşamıyordu. Bu- gün sözünü ederken "başyapıY" ya da "klasik" nitelemesini kullandığımız albümlerin büyük bölümü de o günlerde üretildi ve yayımlandı. Son yıllarda. sözgelimi 1990'dan bu yana "baş- yapıt" diyebileceğiniz kaç tane albüm çıktı karşınıza? İki kasetlik derlenıe 'Anthology' Tüm bu nedenlerden ötürü. belki biraz da ro- mantizm ve nostalji rüzganna kapılarak. müzik mağazalannda raflan incelerken insanın içini kıpırdatan. tatlı bir heyecan yaşatan ürünlerin başında, o y ıllann klasiklerinin yeni basımları y a da "Greatest Hits" türü derJemeler geliyor. Hele arşiv yapmaya meraklıysanız ve önem verdiğı- niz sanatçılann yapıtlanndan bazıları koleksi- yonunuzda eksikse. böyle albümlerle karşı- laştığınızda aldığınız keyi'f daha da artıyor. Paul Simon'ın müzik kariyerinden guzel bir panora- ma sunan iki kasetlik bir derleme niteliğindeki "Anthology" de bu tür örneklerdcn biri. Popüler müzik tarihinin 1950'lerdengünümü- ze uzanan "endüstri dönemi'"nin cn önemli beste- ci ve ozanlanndan biri Paul Simon. Gerek yakın dostu Art Garfunkel'le birlikte oluşturduğu "Si- mon and Garfunkel" ikilisinın imzasını taşıyan baladlar, gerek Simon'ın otuz yıldır yaptığı solo çalışmalar. çok özel veçok keyifli bir koleksiyon oluşturuyor müzikseverlerin gözünde. Bunun yanında "nitelikli" ve "çok satan" kavram- îannın bir araya geldiği ender yapıtlar bunlar. \'etmişli yıllann başlanna. hatta altmışlann son dönemine gözlerimizi çevirip baktığımızda. Paul Simon yapıtlannın ister solo. ister Garfun- kel'la birlikte listelerin zirvesine yerleştiğini gö- rüy oruz. 1966 y ılında "Parsley, Sage, Rosemary Aıid Thyme" adını taşıyan Simon And Garfun- kel albümü. ABD'de yılın en çok satan yapıtlan arasında altına sırada. 1968'de "The Graduate" filmi için hazırladıklan (bu film bizde "Aşk Mevsimi" adıvla gösterilmişti) film müziği albü- mü ise üçüncü sırayı almış. Aynı listenin beşinci sırasında yine aynı ikilinin "Bookends" adlı yapıtı var. 1970'in ABD'de en çok satan albüm- İeri listesindeyse bu kez "Bridge O>er Troubled VVater" birinci sırada. 3u albüm. aynı yıl İngil- tere'de de en çok 1 numarada kalan yapıt. Gecen haftalarda vitrinlere yerleşen "Antho- Paul Simon logy"de. Simon And Garfunkel ikilisinin ilk dö- nem çalışmalanndan. Paul Simon'ın son solo al- bümü "Rhuhm Of The Saints"e dek uzanan bir müzik serüveninin özetıni buluyorsunuz. Albü- mün ilk kasctinin A yüzü, Simon And Garfun- kel hitlerineaynlmış. Açılış kolayca tahminedi- lebileceği gibi "Sound Of Silence" ile yapılıyor. Ardından "Cecilia", "El Condor Pasa" ve Si- mon "ın en önemli yapıtlanndan biri olan "Bo- xer"alıyor sırayı. t Boxer'dan önce Boxer'dan sonra11 Muzik eleştirmenlerine göre "Bo\er" sa- natçının kariyermdeöylesine önemli ki. tümdis- kograflsini "Boxer'dan önce, Boxer'dan sonra" diyeikiyeayırmak hiçdeabartılı birdeğerlendir- mesayı'lmamalı. ABDimparatoriuğunun insanı küçük bir böcek psikolojısı içine sokan dev metro- pollerden oluşan örgüsü içinde bireyin trajik yalnızlığı ve içine girdiği yabancılaşma duygusu anlatılıvor "Boxer"da. Sistemin kaleleri olan metropollerde var olma savaşı veren yalnız bi- reylerin durumu da dövüşmek istemediği halde ringden bir türlü inemeyen. yüzünde yediği yumruklann izleri kalmış boksörlere benzetili- yor. Unutulmaz 'Mrs. Robinson' Derken. "The Graduate" fılminin unutulmaz şarkısı "Mrs. Robinson"a geliyoruz. Gözü yu- kanlarda. burnu büyük. hırslı. şehvetli Ameri- kan burjuva kadını için hoş bir portre çiziyor Paul Simon. Bu yüzün diğer iki önemli şarkısı ise hayli ilginç. çünkü "ısmarlama" diyebileceğımiz yöntemlerle üretilmiş olmalanna karşın besteci- nin içtenliğini ve sıcaklığını taşıyorlar. Bunlar- dan birincsi. ikilinin bir seçim kampanyası sı- rasında MeGoern için yazdığı "American Tune." Şarkıda kısa. net ve öz dizelerle "Ameri- kalı" olgusunu ve Yeni Dünya'nın dört yüz yıllık öyküsünü dile getiriyor Simon: "May Flo- «er adlı bir gemiyle geldik biz / Mehtaba yelken açan bir gemiyle / Çağın en belirsiz anında geldik / Dudaklarımızda bir Amerikan ezgisiyle." Sout- hampton limanından koloni kurmak üzere Amc- rıkaya yola çıkan ve Massachussets'e ulaşan ilk kafileden itibaren ABD tarihi var bu şarkıda. İkinci ilginç parçaysa. Kodak firmasının ürettiği "Kodachrome" fılmleri için Paul Simon'ın aynı adla yazdığı şarkı. Bir ürünü tanıimak için yapılıp da dillere yerleşmeyi başaran çok az şarkı vardır. Sözgelimi Kate Y'anai'nin Bacardi romları için yaptığı ""Bacardi Feeling" bunlar- dan biri. Ama "Kodachrome"un yanında gölge- de kalmaktan kurtulamıyor. İlk kasetin B yüzünde. Paul Simon'ın yetmiş- lenn ortalanndan itibaren yaptığı solo albümle- rinden örnekler buluyoruz. Bunlar arasında "Still Crez> After All These \ears" ve "50 V\ays To Lea\e >'our Lover" da var. "Slip Sliding Awa>"vinc Simon'ın solo dönemine ait olması- na karşın 1981 "de ünlü Central Park konserinde Art Garfunkel'la birlikte yorumladığı önemli şarkılanndan biri. Final 'The Sound of Silence'la İkinci kasetin ilk yüzü 1986 tarihli "Grace- land" albümüne aynlmış. O yıl yerel müzisyen- lerlcçalışmayapmak üzereGüney Afrikayagi- dcn Paul Simon. bu ülkeye aydınlar ve müzis- yenler tarafından uygulanan boykotu kırmaya çalışmakla suçlanmış; sanatçt arkadaşlan tarafı- ndan önce sert biçimdeeleştirilmişti. Kendinisa- vunurken. Güney Afrika hükümetiyle değil. o ülkenin yoksu'l müzısyenleriyle çalışma y aptığını v e ırkçı y önetimle hiçbir biçimde uzlaş- ma yapmadığını söyiedi. İlk heyecan geçtikten sonra da belli belirsiz "aklandı." İşte "Grace- land". bu dönemin yapıtı. Ladysmith Black Mambazo başta olmak üzere ülkedeki muhalif müzik topluluklan ve "mbaqanga" denen sokak müziğini icra edenlerie stüdyoya giren Simon'ın aynı yıl kendisine Grammy kazandıran albü- münden bu derlemeye seçilen parçalan arasında "The Boy In The Bubble". "Lnder African Ski- es" ve "Diamonds On The Soles Of Her Shoes" da yer alıyor. "Anmoİogy"nin son bölümü. yani ikinci kase- tin B yüzü. Simon'ın 1991 "de bu kez Brezilyalı müzisyenlerle yaptığı "Rhythm Of The Saints" aibümünden parçalan içeriyor. "Obvious Child", bunlann en popüleri. Final ise yine baş- ladığı gibi: Yani tabii ki "The Sound Of Silence"- la. Bu kapsamlı ve keyifli antolojiyi kaçırma- manızı öneririm. Devlet Tiyatroları 'nda 'askerlik 'sıkıntısı sürüyor ANKARA (ANKA)- Devlet Tiyatrolan'nda "askerlik" sıkıntısı sürüyor. Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Tamer Lev ent. nisan döneminde tecili dolan sanatçılann, askerlik işlernlenninternmuzdönemineertelenebilmesiiçin görüşmelerin sürdürüldüğünü söyiedi. Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Tamer Lev ent. nisan celp döneminde tecili dolan 50'y e yakın sanatçı bulunduğunu belirtti. Bu sanatçılann halen sergilenmekte olan birçok oyunda görev aldıklannı belirten Levent sanatçılann nisan döneminde askerealınmalan halindeoyunlann tehlikeyegireceğini belirtti. Levent. "Sanatçılanmız nisan döneminde askere alınırlarsagösterilertehlikeyegirer. Bizbiryıl veyadaha fazla erteleme istemiy oruz. Çünkü seneye de ay nı sıkıntı yaşanacak. Gösterilerin etkilenmemesi için temmuz dönemine ertelenmesini ıstiyoruz. sezon kapanacağı için temsiller etkilenmez, yeni sezona da koşullara göre hazırlıklanmızı yapanz"dedi. Levent. Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın MilliSavunma Bakanlığı ile görüşmeleri sürdürdüğünü v e temmuz dönemine erteJeme gerçekleşmesi halinde bu sezon sıkıntı çekmeyeceklerini bildirdi. CanGökniVin resim sergisi Urart Sanat GalerisVnde KültürServisi-CanGöknılescrlerini Urart'tasergileyecek. Altın Balon Ödülü sahibi Can Göknil, Arnavutköy Amenkan Kız Kolcji'ni bitirdikten sonra ABD'ye giderek 1968'de Kno\ College'den mezun oldu. 1969'da ise Nevv York City Universitesi'nde ana sanat dalında yüksek lisans eğitimini tamamladı. Sanatçının San Marino'da Museo d'arte modcrna Nevv York'ta Türk evi, Gabrova Mizah Müzesi'ndeveçeşitli koleksiyonlarda yapıtlan bulunuyor. 1971 den günümüzcdek Masschusetts'de mit Nevv York'ta First NatıonalCit Bank, Lynn KottlerveTotal Media Galcrindc. Türkiye Melda Kaptana, Amerika Kültür Merkezi BarazTaksim Bebek Akbank, Lebriz, Urat. En Kile. Artisan gibi galenlerde 22 kişisel sergi düzenledi ve çeşitli karma sergilere kauldı. Resimleri ile Illinois'de Blonder E\ihibt'de 2.'lik ödülü. 8. DYO resim yanşmasında mansiyon kazandı. 1984-1988 yıllan arasında suluboya çelişmalannı "4kadın sanatçı' adı altında Amerika ve Kanada'nın çeşitli kentlerinde sergıledi. Kastamonu evleri, GaleriZ'de ANKARA (UBA) - Sevım Santabak yağlıboya tablolannı Galeri Z'de sergiliy or. Bu sergisini Kastamonu Evieri'ylesüsleyen ressam Sevim Santabak. Konya Ilgın'da doğdu. Öğreniminı kız teknik y üksek okulunda tamamladı. Eşinin görevi gereği gittiğı yabancı ülkelerde resim sanatına ilgi duydu ve çeşitli akademilerin sanat atölyelerine devam ettı. Çalışmalannı bu atölyelerin karma sergilennde sergiley en Santabak. Türkiye'ye dönüşünde resim çalışmalarınaağırlık verdi. Ankara Kültür Bakanlığı Güzel Sanat Esen Sahipleri Birliği (GESAM). Ankara Kadın Ressamlar Derneği. Ankara Ressamlar Derneği. Ankara Dışişleri Dayanışma Derneği üyesi olan sanatçı bu derneklerin y urtiçi ve y urtdışı bütün sergilerine katıldı. Çeşitli vurtiçi vey urtdışı koleksiyonlarda resimleri bulunan Sevim Santabak. geçen yaz Kastamonu'ya giderek ev lcri ınceledi ve kaybolmakta olan bu güzel eserlcri tablolarına y ansıttı. Bozkurt Kuruçy yeniden görevinden alındı ANKARA (UBA)- Dev let Tiyatrolan Genel Müdürlüğü görevinden alındıktan sonra y argı karanyla geri dönen Bozkurt Kuruç. yeniden görev den alındı. Kuruç'un başka bir göreve atanmak üzere görev den alınması ve yerine Genel Müdür Yardımcısı Tamer Levent'in atanmasına iJişkin karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Bulutsuzluk Ozlemiilerock söyleşisi ANKARA (ANKA) - Çankay a Kültür ve Sanat Vakfı nisan ay ı gençlik günleri etkinlikleri çerçevesinde Türkiy e'nin ilk rock gruplarından "Bulutsuzluk Özlemi" ile bir söy leşi düzenley ecek. Cumartesi günü düzen'.enecek söyleşide Bulutsuzluk Özlemi müzik hayatına yeniden başlamasını anlatacak. Ay nca. ünlü rock grubu. söyleşinin ardından bir de mini konser verccek. Vakfın etkinlikleri arasında ünlü tenor Mete L'ğur'un "Operada Nostalji" konulu söy leşisi de yer alıy or. Tenor Mete L'ğur 16 nisanda yapacağı söy leşisinin ardından minik bir dinlenti sunacak. Etkinlikler çerçcvesinde 30 nisanda Mukadder Sezgin'le "2000 Yılının Turisti" konulu söy leşi izlenebilecek. Leipzig Kitap Fuarı LEIPZIG (L'BA)- Leipzig Fuan'nda y ay ıncılar ve kütüphaneciler bir araya geldi. Leıbzig Fuan Müdürü Cornelıa Wohlfahrt. bundan böy le fuann mart ay ının üçüncü haftasında açılacağını ve öncelikle Alman y ay ınev lerinin ilkbaharda çıkardıklan yayınlara yer verileceğini söy ledi. VVohlfahrt. fuann okura edebi keşifler ve y azarlarla buluşma olanağı sağlayacağını da belirtti. Bu yılki Leipzig Kitap Fuan'na 800 kurum ve kuruluş katıldı. Öte y andan. fuar programında yer alan okuma günleri. toplantılar v e açıkoturumlar gibi 180 etkinlik Christa VV'olf. Ephraim Kishon. Michael Ende ve Alice Schvsarzer'idekitapseverlerlebuluşturdu. 'Karadeniz y denfotoğraflar TRABZON (AA) - Cevat Öztürk'ün "Karadenız'den" adlı ilk fotoğraf sergisi. Trabzon'da açıldı. Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde 8 nisan cuma gününe kadar açık kalacak sergide. Cevat Öztürk'ün Karadeniz'i çeşitli yönleriyle anlatan 40adet renkli fotoğrafı yer alıyor. Almanv a'nın Duisburg şehrı Yabancılar Meclisi temsilcisi Cevat Öztürk'ün. "Alplcrin Ötesinde" adlı bir şiir kitabı da bulunuyor. Çokrenkliizlenimciduyarhhk ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ressam Nur Göksu, 13'üncü kişisel sergisini 13 Nisan 1994günü, Türk-Amerikan Derneği Sanat Galerisi'nde açıyor. Doğayı ve renkleri kendine özgü bir bakış açısından izlenimci bir anlayışla tuvale aktaran sanatçırun yurtiçi ve y urtdışı birçok koleksiyonlarda yapıtlan bulunuyor. Sanatçı aynca. 52 karma sergide yer aldı. Sergi 30 nisana kadar gezilebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle