06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
U MART1994PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER liailGûreli TGC Başkanı I İstanbul Haber Servisi - Öncekı gün yapılan olağan genel kurulla yönetim ve dcnetim organlan yenilenen Tirkıye Gazeteciler Cemiyeti Genel BaşkanlığYna oy çokluğuyla jcnetim kurulu üyesi seçilen Nail Giireli getirildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden yapılan açıklamada bearlenen yeni görev dağılımına göre başkan yardımcıhklannı Orhan Taşan ve Seçkin Türesay'ın, • genel sekreterliği Leyla Tavşanoğlu'nun, sayman üyeüğini ise Ayhan Yetkiner'in yüriiteceği kaydedıldi. Cemiyet Yönetim Kurulu üyeliği görevlerini Hasan Pulur, Unal Sakman. Kenan Akın, Turgay Olcayto, Zafer A tay ve Ergin Konukseven'in yürüteceği açıklamada yer aJırken İbrahim Özkan, Erol Gönenç ve Selami Turgut Genç'in denetleme kurulu üyeliklerinde bulunacağı bıldirildı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Balotaj Kurulu'nda ise Şakir Süter, Bekir Aydın, Muammer Tuncer, Onur Belge, Demir Feyzioğlu, Şevket Uygun. Rahmetullah Karakaya, HaJuk Soysal ve Atilla özsever'in üyelik görevinde bulunacaklan açıklandı Gazeteci İzzet Kezer anıldı •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazeteci İzzet Kezer, Cizre'de, öldürülmesinin 2. yıldönümünde mezan başmda anıldı. Karşıyaka Mezarlığı"nda düzenlenen tören sırasında bir konuşma yapan Çağdaş Gazeteciler Demeği(ÇGD) Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi, İzzet Kezer'in ölümüne yol açan kurşunun hangı silahtan atıldığının hâlâ bulunamadığını anımsatarak, "Devlet ortaya çıkartamıyor. Kaüller bulunamıyor, cinayetler faili meçhul kahyor" dedi. Ekmekçi, Kezerin anısını yaşatmak için ÇGD'nin verdiği öğrenim bursunu, Ankara Universitesi İletişim Fakültesi 2. sınf öğrencilerinden Ömer Ok'un almaya hak kazandığını bildirdi. Kezer'i anma törenine ailesi, ÇGD yöneticileri ve basııî mensuplan katıldı. Fellini'nin eşi de öldü • ROMA(AFP)Federico FeUini'nin eşi, ünlü' îtalyan sinema oyuncusu Giulietta Masina. dün, tedavi edilmekte olduğu bir Roma kliniğinde yaşamının kaybetti. 74yaşında ölen Masina, geçtiğimiz kasım ayında Fellini'nin ölmesinden çok etkilenmiş ve o tarihten beri tümör tedavisi için birkaç kez hastaneye yatmak zorunda kalmıştı. Yetkililer ünlü oyuncunun ölümü sırasında kızkardeşi Marioline'nin başucunda bulunduğunun bildirdiler. Fellini ile hem özel hem de meslek yaşamında 50yılm üzerinde bir beraberliİc sürdüren Masina ünlü yönetmenin 1954yapımı "SonsuzSokaklar". 1957 yapınu "Gabiria Geceleri" ve 1965yapımı"Ruhlann Giutietta'sı" gibi birçok fılminde rol almıştı. Bürokpatlann alacak davası • ANKARA (AA) - Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) görev yaptıklan dönemdeki uygulamalanyla Hazine'yi zarara uğrattıklan gerekçesiyle. kurumun 17 eski üst düzey bürokratından 1 miİyar 832 milyon lira isteniyor. Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen duruşmada, Başbakanlık'ın yazısı üzerine haklannda dava açılan 17 üst düzey bürokrattan 8'i hakkındaki dava düştü. Başbakanlığın ilgili yazısında, davalılardan. Mahir Barutçu, Ertuğrul Önen, N. Kemal Kılıç, Özger Akat, Yalçın Burçak. İbrahim Çakır, Haluk Özelçi ve Yaşar Yazıcıoğlu haklarindaki davanın takip edilmeyeceğini, diğer davalılar Yusuf Bozkurt Özal, Ertan Yülek. AIi Tigrel. Bülent Öztürkmen, Ünal Altmtaş. Fahrettin Kunak. Mustafa Vuruşkanat, Arif Özmen, Türkan Aküzüm hakkındaki davanın ise takip edileceği bildirildi. Sendikal hak getiren yasa taslağı, Bakanlar Kurulu'nda budandı Memurasınırsızgrev yasağı• Sağlık, ulaştırma, adalet, enerji, eğitim, dışişleri, güvenlik sektörlerine grev yasağı getirildi. Ülkeçapında tek toplusözleşme yapılacak. GÜNEŞGÜRSON ANKARA - Koalisyonun DYP kanadı, memura "sınırsız grev yasağı" getirdi. Secim son- rasına kalan memur sendikalan- na ilişkin yasa taslağı. Bakanlar Kurulu'nda "grev hakkının kul- lammr açısından budandı. Yalnızca belediye çalışanlanna grev hakkı tanınırken; sağlık, ulaştırma, adalet. enerji, eğitim. dışişleri, güvenlik sektörlennde çahşan kamu çalıjşanlarına grev yasağı getirildi. Orgütlü kamu çalışanlanna, siyaset yasaklandı. Bakanlar Kurulu'nda 10 gün önce imzaya açılan "Kamu Gö- revlileri Sendikalan Topiusözieş- me ve Grev Kanumı" taslağı, im- zalanma sürecinde DYP'nin di- renmesi üzerine değiştinldi. Bakanlann imzası sürecinde değiştirilen taslağın son biçimine göre belediye işkolunda alınan grev karannın uygulanıp uygu- lanmayacağına. Bakanlar Kuru- lu karar verecek. Bakanlar Kuru- lu. "ulusal güvenlik". "kamu ya- ran" ve "kamu sağlığı" yönlerin- den değerlendirme yaparak grev uygulamasının yer, zaman ve hiz- met kollan açısından kapsamını belirleyecek. Grev karan. Bakanlar Kuru- lu'nca karara bağlanmadan uy- gulanamayacak. Grevin uygu- lanmamasına karar verilmesi du- rumunda, Uzlaştırma Kurulu karan, toplusözleşme olarak uy- gulanacak. Grev karan, yalnız belediyelere ait kamu işyerlerin- de, iki toplusözleşme dönemi için (iki yıl) uygulanacak. Bakanlar Kurulu. uygulamayı değerlendirerek her iki toplu- sözleşme dönemi sonunda, gelecek dö- nemlerde grev uygulanacak işyerlerini ye- niden belirleyebilecek. Taslağa göre ülke çapında tek toplusöz- leşme yapılacak. örgütlü kamu çalışan- lanna "siyaset yasağı" getirilmesini ön- gören taslağa göre yasa kapsamına giren tüm kamu görevlileri. bu toplusözleşme- den yararlanacak. Greve, grev karannı alan konfederasyona bağlı sendikalara üye olan kamu görevlileri katılabilecek. Greve katılmayıp, çahşmak isteyenlerin Baskanlar kurulu toplantısı sona erdl Türk-îş'tenözelleştirmeyekarşıeylemkaran ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-İş'in. DİSK ve hükümetle olan iliş- kileri sorgulandı. Türk-İş Baskanlar Ku- rulu'nda, hükümet. DISK'in lehinde, Türk-İş'inaleyhindeuygulamalardan"so- rumlu" tutuldu. Seçim sonrasında özel- leştirme uygulamalannın işçi kıyımına dönüşmesi durumunda Türk-İş'e bağlı sendikalann "üretimden gelen güçlerini kullanmaları" kararlaştınldı. Hükümetı destekleme yönündeki sözleri "çifte stan- dart" olarak nitelendirilen Bayram Me- ral. açıklamalannı "Sözlerim yanlış anla- şıldı" diyerek düzeltti. Türk-İş Baskanlar Kurulu'nun iki gün süren toplantısında, özelleştirme ve top- lusözleşme yetkisi için belirlenen y üzde 10 işkolu barajı konulan ağırlıklı olarak ele alındı. Türk-İş, özelleştirme konusunda "bugüne kadarki çizginin sürdüriilmesi" ve 'İşçi kıyunı yapılması" durumunda "üretimden gelen gücün kullamlması" ka- rannı aldı. Öncekı gün yayımlanan Bas- kanlar Kurulu bildirisinde, alınan karar şöyle dile getirildi: "Türk-İş, işcilerin ve tüm çaltşanlarııı soruniannuı çözümü konusunda en kısa sü- rede somut ve inandırıcı adımların atılma- ması, özelleştirme konusunda bugüne ka- darki çizginin sürdüriilmesi ve işçi kı- yunları yapılması, belediye işçilerinin 3 triiyona yaklaşan alacaklannın ödenme- mesi, Tasamıfu Teşvik Fonu'ndan yapıla- cak ödemeler \e kıdem tazminatı konusun- da haklarımı/ı gaspedici bir uygulamava gidilmesi durumunda, yetkili kurullarında demokratik bir biçimde alınacak kararlar uv arınca. üretimden gelen gücünü bir defa daha kullanacaktır." Endüstri ve enerji sektörlennde özelleş- tirme ve kapatma girişimlerine karşı çıkı- lan toplantıda alınan kararlara göre Türk-İş. yerel seçimlerin ardından Bursa ve İstanbul'da gerçekleştireceği işçi ku- rultaylannda. özelleştinne konusundaki tavnnı protestoya dönüştürecek. Bu ko- nuda hükümetle sürdürülecek olan diya- logda. "KİT'lerde özerklik. yeniden yapı- lanma ve işçi temsili" konusunda uzlaşma sağlanamaması durumunda. üretimden DİSK'e eleştiri gelen güç kullanılacak. Toplantının basına kapalı bölümünde, özelleştirmeye karşı olan siyasi partilerin çağırma" önerisi de, sol kanatta yer alan sendika başkanlannın. "Böyle bir çağn, Türk-İş'i töhmet altında bırakır" şeklinde karşı çıkmalan üzerine kabul edilmedi. Ancak. KOİ'nin "sendikalardan öğrene- ceği çok şey olduğu" kaydedilerek. önü- müzdeki süreçte diyaloğun sürdürülmesi gerektiği belirtildi. rrı ürk-İş Baskanlar Kurulu / toplantısında, DİSK ve "*• hükümetle ilişkiler sorgulandı. Toplantıda, "Başbakan ve Bakanlar Kurulu. DİSK'in sahtekarlığı ve Türk-İş'e karşı izlenen olumsuz tutumdan sorumludur" denildi. >erel seçimde desteklenmesi önerisi gün- deme geldi. Bazı sendikaalann iktidar ortağı SHP'nin belediye başkan adaylan- nı gazetelere ilan vererek desteklemesi eleştirilerek bunun yerine özelleştirmeye karşı olduklannı açıkça ifade eden İşçi Partisı ıle Sosyalist Birlik Partisi'nin des- teklcnmesinin daha doğru olacağı öneril- di. Türk-İş Başkanı Meral'in. özelleştirme konusunda hükümetle başlayan diyalo- ğun sürdürülmesini isteyerek "Kamu Or- taklığı İdaresi (KOİ) Başkanı Tezcan V a- ramancf vı Türk-İş Baskanlar Kurulu'na Türk-İş'in DİSK'e bağlı sendikalarla olan ilişkilerinin sorgulandığı Baskanlar Kurulu'nda, DİSK'in faaliyetleri ağır bir dille kınandı. DİSK'in üye kayıt işlemle- rindeki sahtekarhklara Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı'nın gözyumduğunu ileri sürülen Türk-Iş. önümüzdeki günler- de DİSK'e bağlı sendikalann "sahte üye kayıt belgelerini teşhir etme" yönünde hu- kuki bir mücadele sürecini başlatacak. DİSK'e bağlı sendikalann kısa sürede çok sayıda sahte üye kayıtlan_yaptıklan- na dikkat çekilen bildiride. "DİSK'e bağlı sendikalann bazı özel sektör işterenleriv le işbirliği > aparak işsizleri, başka işkolların- da işçi olmayan kişileri ve hatta artık ha- yatta olmayan insanları bu işyerlerinde çalışıvor göstermeleri. sendikacılık hare- ketine büyük darbe indirmekte, sendikacı- lığa olan güveni ayaklar aJtuıa almakta- dır" denildi. DİSK'in. sahteliklen mah- keme kararlanyla belirlenmiş üye kayıt fışleri nedeniyle Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı ile özel sektör işverenle- rine "diyet ödediğinin" kaydedildığı bildi- ride, işkolu istaıistiklerinin güvenilir ol- madığı belirtilerek sahte üye fışi veren sendikalann "sahtecilik suçundan yargı- lanmasT istendi. bu hakkı engellenmeyecek. Sendika kurabilecek hizmet kollannın tanımlaması yapılırken "adalet ve güven- lik" hizmet kolu olmaktan çıkartıldı. Sen- dika kuruculannda aranan nıleliklere, "devlet memunı oüna"nın vanı sıra "en az iki \ ıldan beri kamu görevlisi olarak çalış- ma" zorunluluğu getinldi. Sendika üyelık ödentısine "işyeri barajı" konuldu. Buna göre üyelik odentisi. "işyerinde vandan fazla üyeye sahip sendikanın istemi üzeri- ne" kamu işvereni tarafından. üycnm aylığından kesilecek. -. .ViağulUy ıle Cevhflri larafjndaj». son. şekli verilen taslakta, grev yapamayacak kamu görev lileri şö\ le sıralandı: "Sağlık, can te mal kurtarma, şehiriçi deniz kara \e demirvolu \e diğer raylı toplu yolcu taşuna, yüksek vargı organlan, su, elektrik, ha>agazı, doğalgaz ürctimi. tasfi- yesi >e dağıtımı, kanuna göre silah taşıma- ya \e zor kullanmaya vetkili kamu göre>- İerinde çalışanlar. Dışişleri Bakanlığı mes- lek mcmurlan »e dış misvon görevlileri, ce- naze ve defin işlerinde göre> yapanlar. Eği- tim ve ögretim kurumlarındaki öğretmen- ler, öğretim ü>e u1 \ardinicilan, Bakanlar üyderi ile greve katıtamayacak kamu görev lilerinin özel büro hizmetlerinde çalışanlcr." Taslakta sendika üyesi olamayacak- lann kapsamı. "Hakimİer ve savcılar, dai- re başkaıüan, merkez ve taşra teşkilatında çalışan şube müdürleri. ^ üksek Öğretim Kurulu başkan >e üyeleri. mülki idare amir- leri, MilJi Savunma Bakanlığı ile Genel Kurmay Başkanhğı, ku>vet komutanlı- kları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sa- hil Güvenlik Komutanlığı'nda çaltşan sivil kamu görevlileri, ceza infaz kunımlarında çalışan kamu görevlileri" eklenerek genış- -letİldİ. ı . M U ^ ı . l r J " ! I l;i|; /!•<:/ !• Kiiıt Kızılayı giıişiıııiııe Ankara'dan sert tepki Sigorta kartımı ve nüfus cüzdanırru kaybettim. Hükümsüzdür. MERALERGÜL • Ankara bu girişimi, Yunanistan'ın, bölücü terör örgütüPKK'yave ülkesindeki faaliyetlerine nasıl yaklaştığını göstermesi açısından önemli buluyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ankara, PKK'run Yu- nanistan'da Kürt Kızılayı kur- ma girişimine. "Bu hareket, Yu- nanistan'ın bölücü terör örgütü PKK ve yan kuruluşlarının kendi ülkesindeki faaliyetlerine nasıl yaklaştığını göstermesi açı- sından önemlidir" tepkisini gös- terdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Ferhat Ataman. Yuna- nistan'ın böyle bir dernek ku- rulmasına izin vermesi halinin, uluslararası Kızılay-Kızılhaç hareketinin en temel ilkelerin- den birinin ihlali anlamına gele- ceğini soyledi. Ferhat Ataman, dün düzen- lediği haftabk olağan basın top- lantısında, emekli deniz albayi A. Naksakis öncülüğünde Yu- nanistan'da Kürt Kızılayı kurul- ması yolunda başlaülan ça- lışmalan anımsatarak Naksakis \e ERNK'nın Atina Temsilcisi Hasan Dagın, 1 Mart 1994'te Atina vilayet makamına resmi başvuru yaptıklannı söyledi. Bu tür derneklerin kurulması ve tes- cil edilmesinin uluslararası Kızı- lay-Kızılhaç hareketinin çeşitli kararlanyla düzenlendiğine işa- ret eden Ataman, girişimle ilgili olarak şunlan söyledi: "Milli dernekler, ancak egemen bir dev- letin topraklarmda kurulur. Kür- distan diye egemen bir devlet yoktur. Herhaıçi bir devlette sa- dece bir Kızılay veya Kızılhaç Demeği kurulabilir. Milli der- nek, insani çalışmalannı ülkenin tümünü kapsavacak şekifde >ü- rütür. Kürdistan diye bir ülke ol- madığma göre bu derneklerin Kürdistan'da faaüyet göstereceği söylenemez." Ataman. konunun gerek Dı- şişleri, gerekse Türkiye'nin Ati- na Büyükelçiliği'nce yakından izlendiğini de kaydetti. Gülünç iddialar Ataman, PKK'run Güney Kıbns'taki Dayanışma Komi- tesi'nin temsilcisi Theofilos Ge- orgiadis'in öldürülmesiyle ilgili olarak Rum makamlanrun id- dialannı da "gülünç" olarak ni- teledi. Büyükelçi Ferhat Ataman, Georgiadis'in öldürülmesinden sonra, Rum makamlannm Tür- kiye'ye yöneük suçlayıa ifadele- rinin "hayTet ve ibretie" izlendi- ğini belirterek Türkiye'nin terö- rün her çeşidine karşı olduğunu anımsattı. A . . « . . » ^ . K U ^ ^ » « « I 1 « _ T ^ , » ^ . ^ . U » » I ' J ^ t » . n | n n < ] i Kültür Servisi-Türkiye'nin tek veevrenselnitelikte Avrupalı bestecıler İstanbul d a toplandı m ü z i k te,lf h a l d a n ^n,,^ o i a n MESAM. üyesi olduğu CISAC'ın (Uluslararası Besleciler ve Sözyazarlan Derneğı) 1994 yıh Avrupa Komitesi toplantıstna e\ sahipliği yapıyor. MESAM, The Marmara Oteli'nde iki gün sürecek olan toplantı öncesi Avrupalı konuklara bir kokteyl verdi. Türk ve yabancı temsılcılerle sanatçılann katıldığı kokteylde. uluslararası telif haklan konusunda fikiralışverişi yapıldı. Bugün sona erecek toplan- tıda. telifle ilgili önemli konular. sorunlar ve Türkiye'deki geüşmeierle uşgulamalar tartışılıyor. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Karakolda ölen öğrenciye otopsi İstanbul Haber Servisi - Kasımpaşa'da önceki gün yapılan bir korsan gösteri sonrasında gözaltına alınan ve götürül- düğü Kasımpaja Karakolu'nda öldürü- len Marmara Universitesi öğrencisi Ve- dat Han Gülsenoğlu'nun cenazesi ailesi tarafından Adli Tıp Morgu'pdan dün alındı. Olaylann ardından ITÜ öğrencisi Basri Arslan ve İlker Mazı'nın da gözaltı- na alınarak Terörle Mücadele Şubesi'ne götürüldüğü bildirildi. Önceki gün düzenlenen bir korsan gös- teri sırasında olaya müdahale eden trafık polisleri tarafından gözaltına alınan Gül- senoğlu'nun (18). götürüldüğü Kasımpa- şa Karakolu'nda belindeki silahı çekerek Sıvas davasmda tanık polls Ifadesl: A\ aklaıııııa, şeriat amaçhydı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sıvas olaylan sı- rasında görev yapan polis memuru Orhan Veli Kara- dayı, gösterilerin "şeriat amaçlı ve organize" oldu- ğunu, Aziz Nesin'in baha- ne edildiğini söyledi. Basına kapalı olarak sürdürülen dünkü duruş- mada, 5 kamu tanığının dinlenmesi tamamlandı. Polis memurlan Orhan Veli Karadayı, Nazım Gii- naydın. Mehmet Tetik, Ekrem Nalcı \e İzzet Ka- radağ'ın ıfadesine başvu- ruldu. Tanıklardan Mehmet Tetik. Kültür Merkezf- nden göstericilere taş atıl- dığını gördüğünü dile ge- tirdi. Tetik'in ifadesi üze- rine söz alan sanık avu- katlan, "Atüan sloganlar ne?" sorusunu yönelttiler. Tetik. "Yobazlara geçit yok «üyorlardı" yanıtını verdi. Tanıklar. sanıklardan Cafer Tayyar Soykök, Muhsin Erbaş, Durmuş Tufan, Ali Kurt ve Halil İbrahim Düzbiçer'i teşhis ettiler. Duruşmaya bugün de devam edilecek. polislere ateş etmek istediği iddia edilmiş. kendisine engel olmak isteyen bir trafik polisiyle boğuşurken kazayla ensesinden vurularak öldüğü açıklanmıştı. Olayı te- levizyon ve gazetelerden öğrenen Vedat- hanoğlu'nun Mardin'de bulunan ailesi ve akrabalan. dün Adli Tıp Morgu'na gele- rek otopsi uygulanan çenazeyi teslim al- dılar. Geçici otopsi raporunda, Vedat Han Gülsenoğlu'nun, "ateşli silahtan çı- kan kurşun sonucu beyin kanamasından" öldüğü belirtildi. Beyoğlu Cumhuriyet Savcıhğı tarafın- dan olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturmayı yüriiten savcı Turgut Sel- çuk. karakoldan hazırlık evrakının gel- mediğini belirterek şunlan söyledi: "Gerekli evraklar geldikten sonra, tra- fik polisinin de ifadesini alacağız. Soruş- turma daha sonra sonuçlanacak. Olay ye- rinde vaptığım incelemede ve karakoldan edindiğim istihbarata göre, söz konusu kişi, karakolda tabanca çekip polislere ateş etmek istemiş. Kendisine müdahale eden trafik polisiyle boğuşma sonucu da kazayla ensesinden vurulmuş." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Demokrasinin Erdemi Okurlarımdan gelen mektupürda en çok rastladığım eleştiri, Refah Partisi ve Islarrcı çevrelere karşı fazla "hoşgörülü"bakmamla ilgili ohyor. Kimileri "aymazlık- la" suçluyor, kimileri "Korkuycr musunuz" diye soru- yor. Sevgili Oktay Ekşi ile de ter? düşüyoruz bu noktada. Oysa ki (sanıyorum) beklentilerimiz arasında da hiç fark yok. Türk demokrasisi ve laik cumfuriyet sağdan gelen bir tehdit altında mıdır?Elbette. Türkiye'de laikdüzenı yıka- rak bunun yerine islam şeriatınm egemen olacağı bir düzeni oluşturmak isteyenler var mıdır? Evet vardır. Bu tehdit günden güne artmakta mıdır? Maalesef, evet. Yukarıdaki sorular ve yanıtlan konusunda hiçbir kuş- ku ve tereddütüm yoktur. Ama ş'mdi yanıtlanması gere- ken başka sorular sormak istiyorum: - Bu tehdit nereden kaynaklanmaktadır? - Bu tehditin ölçüsü ya da sınırları nedir? - Bu tehditle mücadele etmenin yolu ve yöntemi ne- dir? Bu sorular "yaşamsal" sorulardır. Eğer bunlar doğru yanıtlanamazsa sadece boşuna çabalamakla kalınmaz, tehdit içten içe beslenmiş olur. •Yangınısöndüreceğiz" diye, yangının üzerine bir kova benzin dökmüş olursu- nuz. Ve bunun örneklerini çok gördük. En basitinden; Konya mitingindeki Arap alfabesiyle yazılı sloganlara ve söylenenlere duyulan tepkiyie kendine iktidar yolunu açan bir cunta yönetimi, bu adamlara ve uzantılarına ik- tidarı "altın birtepsi" içinde ikram eder (Elbette kendile- rini sağlama bağladıktan sonra) Ve utanmadan kalkar, "Şeriat tehlikesi artıyor" diye nutuklar atarlar... Türkiye'ye yönelen Islami düzen tehdidinin kaynağı yurtdışındadır. Son 15-20 yıldaki geüşmeierle elbette yurtiçinde de kimi çok önemli köşebaşlarını tutmuşlar- dır, ama kaynak dışarıdadır. Suudi Arabistan kanalıyla ABD'dedir; islam örgütlenmesine verdiği destekle Al- manya'dadır; mezhep farkını geri plana bırakan Iran- dadır. Haıkını bir koyun sürüsü gibi gören ve ybneten kimi islam monarkları ve şeyhleri için Atatürk ün laik cumhu- riyeti elbette bir kabustur. Eğer kendi ülkelerinin aydın- ları (artık ne kadar varsa) bu örneği görür ve benimser- lerse bir gün oturamazlar o kanlı tahtlarında. Bu bakım- dan ellerinden gelen her şeyı yapmak isterler. Iran bunun ilginç bir örneğidir. Son Şah Rıza Pehlevi- nin Mustafa Kemal'den ödü kopardı. Her vesile ile "Ata- türk 'ün dinsiz olduğunu ve kendisinin onu örnek almadı- ğını"ö\\e getirirdi. Hem aydınlar üzerinde hem de Müs- lümanlar üzerinde baskı uygulardı. Ama Müslümanları birazdaha kollardı. Sırasındaonlarıaydınlara karşı "kul- lanmayı" umut ederdi. Ama silah bazen "ters tepiyor". Sonunda ne aydınlar kaldı ne kendi hanedanı... Laik düzenimize yönelen tehdit, çok ileri boyutlara ulaşmıştır. Fakat asıl tehdit, Islami bir düzeni oluştur- mak isteyenlerin düşüncelerinden değil, bunların "takiy- yelerinden" gelmektedir. Yani kendilerini "farklı göster- melerinden", asıl ve karanlık düşüncelerini "saklama- larından " gelmektedir asıl tehlike. Ve elbette kimilerinin buna inanmalarından. Zaten Refah Partisi'nin son za- manlardaki "vitrin değişikliği" ya da "vitrin düzenleme- si" de bundan ötürüdür. Toplumumuzun kimi üyeleri; ama umutsuzluktan, a,ma diğer partilere dMyduJflajı aik. vensizlikten, ama kandırılmaktan bıktıklarindan, 'ânîa saflıklarından Refah'a yönelmektedirler. Söylenerriere ve vitrine çıkarılanlara bakıp "Canım bunlar söylendıği, kadar kötü ve bağnaz değilmiş " diye düşünmektedirler. Bence asıl tehlike budur. Bir başka tehlike de üç-beş oy uğruna dinci grupların ve tarikatların sırtını sıvazlayan (sözde) laik politikacıla- rın tutumlarıdır. Bunların yaptıklan şey, düpedüz bindık- leri dalı kesmektir. Şimdi gelelim üçüncü ve en temel soruya. "Bunlarla mücadele etmenin yolu ve yöntemi nedir?" Bugünkü köşemizde, bu soruyu genişliğine yanıtlaya- cak yerimiz kalmadı. Zaten iyi-kötü tüm yazılarımda bu mücadelenin yöntemlerini dile getirmeye çalışıyorum. Fakat şu kadarını gene vurgulamak isterim ki bu müca- delenin yolu ve yöntemi özgürlükçü demokrasiden ge- çer. Zira günümüz dünyasında baskı, ancak tepki doğu- rur. Karşınızdaki insanların eline koz verirsıniz. Zaten bizim halkımız hep "mazlumdan yana" tavır alır Ve eğer siz bu adamları teşhir etmez ve gerçekten mazlum hale getirirseniz çoğalmalarına ve güçlenmelerine ne- den olursunuz. özgürlükçü demokrasi Mustafa Kemal'in temel hedefi idi. Yaşadığı çağın toplumsal ve ekonomik koşulları ızin vermediği için bu düzene geçemedi. Ama tüm çabaları özgürlükçü demokrasinin "zeminini hazırlamaya" yö- nelikti, "vatandaş"\r\ ve "vatandaşlıkbilincinin"yerleş- mesine yönelikti. Ve kim ne derse desin, bu amaca ulaşılmıştır. Bugün Türk halkı vatandaşlık bilincine ulaş- mıştır ve vatandaş olmanın nimetlerinin bilincindedir. Ne kadar dindar olursa olsun, kendi "egemenlik hakkı- nı", Süleymaniye Camii'nin imamına devretmez. Demokrat olmak Atatürkçülüğün gereğidir. Eğer Ata- türk yaşasaydı elbette Refah Partisi'ne girmezdi. ama cunta heveslilerine de itibar etmezdi. 1994ün Atatürkçü- sü, 1994'ün koşullarını iyi değerlendirmek zorundadır. Polis müdahale etmedl Dev-Sol'cu Mürsel Göleli sloganlarla toprağa verildi • Güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öîdürülen Göleli. tutuklu bulunduğu Nevşehir Cezaevi'nden geçen yıl fıraretmiştt İstanbul Haber Ser- visi - Tunceli'nin Çe- mişkezek ilçesinde, geçtiğimiz hafta sonu. güvenlik kuvvetleriyle girdiği çatışmada öl- dürülen Devrimci Sol örgütü üyesi Mürsel Göleli. İstanbulda dün toprağa verildi. Geçen yı!. tutuklu bulunduğu Nevşehir Cezaevi'nden firar eden Göleli'nin Silivri- kapı Mezarlığı'ndaki cenaze törenine, anne- siKudiGöleliyle akra- balan ve yakınlan katıldı. Cenazede. radeniz'de. Toroslar- da, Dersimlerde umu- du büyütenlere selam olsun" yazılı pankart açarak "Devrimci Sol savaşçıları ölümsüz- dür'i şeklinde slogan- Cenazedt. "Karadeniz'de, Toroslar- lar atan gruba polis da, Dersmlerde umudu büyütenlere müdahalesi olmadı. selam olsun" yazılı pankart acıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle