23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC70. niSAr 125005 S A N A T K U L T U R M A G A Z I N T E L E V İ Z Y O N Plan, on yıldır süren plansız yağma kentleşmesinin artık durdurulmasını öngörüyor # Manbıü'unarük bir'nazımplanı'varOKTAY EKİNCt Yerel seçımlere az birzaman kala. hemen tüm beledi>e başkanı aday- lan "İstanbul"un bir Nazım Planı'nm olmamasından" yakınırlarken, Bü- yükşehır Beledıyesı'nde iki yılı aşkın bir süredır üzennde çalışılmakta olan "1/50.000 ölçeldi İstanbul Met- ropoliten Nazım Planı", önceki haf- ta Belediye Meclısınce onaylanarak "resmen" yüriirluğe gırdı. Temel ilkeler korunuyor 28 Mart 1994 gününden ıtıbaren İstanbufu yönetmeye ve "imar et- meye" başlayacak yenı kadrolara kentın genel "gelişme stratejilerini" gösterecek olan Nazım Plan, temel ilkeler açısından 1980 yılı temmuz ayında onaylanan "eski" plandaki hedefleri önemlı oranda korumayı sürdürüyor. 196O'lı yıllann sonlanndan itıba- ren, on yılı aşkın bir süre içersinde haarlanan ve son şekli 29.7.1980'de onaylanarak yüriirlüğe gıren "1/50.000 ölçekli İstanbul Metropo- liten Alan Nazım Planı", 12 EylüT- den sonra ülkeye egemen olan "bi- lim dışı polifikalann" darbesıni ye- mış ve özellikle Bedrettin Dalan'ın Naam Plan Bürosu"nu dağıtmasıy- la birlikte "fiilen" yürürlükten kal- dınlmıştı. Bu "operasyon" sonucunda yak- Iaşık on yıl "Nazrnı Plan güvencesin- den yoksun bırakdarak" yağma pro- jelerine tutsak edilen İstanbul, Nu- rettin Sözen döneminde yenıden ku- rulan bir planîama bürosunun ça- balanyla. 1994 başlannda ıkınd kez Nazım Planı'na kavuşma "şansını" yakalamış oldu. İstanbul'daki üniversıtelerden, mimarlık ve şehircilik fakültelerin- den. ılgilı kamu kuruluşlanndan, il- gilı bakanlıklardan. Mımarlar Odası'ndan, Şehir Plancılan Odası'- ndan. İUer Bankası'ndan. DPT'den ve belediye birimlerinden "temsilci- Ierin" katıldıklan bir "danışma- denetleme kurulunun" da sürekli bıl- gilendınlmesi ve eleştinlennın alın- ması yöntemıyle, "şeffaf ve katüım cı" bir çalışma sürecı ıçınde tamam- lanan Nazım Plan, önceki hafta Bü- yûkşehır Belediye Meclisf nce de ka- bul edılerek, yürürlüğe gırdi. Tarih ve doğa imara kapalı İstanbul'un "yeni" Nazım Planı. 1980'lı yıllarda bir kenara atılan ve >ok edilen "eski" plandaki koruma ilkelenni yine temel alıyor. Buna göre İstanbul'un. doğu-batı yönünde ve TEM otoyolu ıle Mar- mara Denia arasında oluşan kent- leşme kuşağı içersinde "lineer" (doğrusal) bir gehşme göstermesi; kentsel büyümenın yıne bu eksen doğrultusunda gerçekleşmesi öngö- rülüyor. Kentin "yaşam kaynaklan" olan su havzalannın, ormanlık bölgele- rin ve tanm alanlannın bulunduğu "kuzeydeki yeşil kalabilen kesımler" ise imara kapalı "koruma alanları" fşte İstanbul'un 1/50.000 ölçekli Yeni Nazım Planı. Kuzeydeld yeşil korunuyor, kentin doğu-batı aksında geliş- mesi öngörülüyor. olarak aynlıyor. Bu bölgelerde, yıne 80'li yıllardaki Nazım Plan'a aykın j l l i i i ril " i l Su havzalan ve koruma alanlan- na da kesin imar yasağı getiren Na- P l ' İ b l ' " k d ğ r i y l l a k a ı m y da ks i y ğ g projelerle imar izni verilen "yeşil ya- zım Plan'm, İstanbul'un "akdğerie- şam"(!) yağmasından arta kalabilen ri" olarak tanımlanan kuzeyini yağ- p y y şam"(!) yağmasından arta kalabilen doğal zenginlikler, yeni Nanm Plan'da da "îstanbuPu genel reaksi- yon bölgeleri" olarak belirleniyor. ğ ri" olarak tanımlanan kuzeyini yağ- ma ve betonlaşmaya karşı korumak konusunda en "ısnıriT olduğu ka- rarlardan biri de, "3. Boğaziçi Köp- rüsü ve yeni bir çevre yoluna kesdnlik- le izin verilmemesi" koşulu. Yürürlüğe gıren Nazım Plan'da. Boğaz'a herhangi bir yerden 3. köp- rü kurulması yer almadığı gibi, pla- nın etüt aşamalannda kotanlan bir "senaryo pafta" ile de, kuzeye kuru- labılecek yeni bir köprü ve yeni çev- re yolu bağlantılanyla "İstanbul'un nasıl bir çıkmaz içine gireceği ve doğa tahribatının varacağı boyutlar" bı- Iımsel venlerle birlıkte gözler önüne senliyor. Kuzey bölgelerdeki su havzalan ve yeşilin korunmasının yanı sıra, "tarih ve kültürün konıması" da yine Nazım Plan'ın bırincı! hedefleri ara- sında. Buna göre, özeflikle Tarihi Yarı- mada için artık "merkezi iş alanı" ış- levı kaldınlıyor. Suriçi bölgesı "eski kent" statüsüne kavuşturularak. kültür-tunzm ve bunlara bağlı tıca- ret işlevlerinın, "tarihsel dokunun korunması \e sıhhilestirilmesi" yo- luyla gerçekleştınlmesı öngöriilü- yor. istanbul kimliğinin yaşatılması Benzer şekilde Haliç ve çevresi, GaJata, Beyoğlu (Pera) Ştsli bölgele- nyle. Kadıköy (Merkez). Adalar ve Boğaziçi öngörünüm. gen görünüm alanlan da. "İstanbul kimliğinin" yaşatılması açısından önemli oran- da imar kısıtlamalan getinlen yöre- ler olarak belırlenmış durumda Bütün bu tanh ve doğa zenginlı- ğınden hıç değilse "elde kalanları- nm" korunarak toplu ulaşım gerek- sinmesinin karşılanabılmesi ıçin de, yine Nazım Plan'ın öngördüğu çö- züm "raylı astemler-metro ve banli- yö hatlanm birieştiren demiryolu tüp geçiş" projeleri. Hizmete girmış olan tramvay sis- temlerini. ınşaatı süren metroyu ve her iki yakadakı demiryolu kitle ula- şımını "İstanbul bütününde" genel raylı "toplu taşıma sistemi ağır" ola- rak birleştirmeyi hedefleyen bu pro- jenın Nazım Plan'daki ağırhğı. ken- tinlineer gelışmesinı "besleyen" bir çözüm olmasından da kaynaklanı- yor veSanayi yerine kültür vı bilimKenti 1 50.000 ölçekli İstanbul Metro- politen Nazım Plan. artık hemen herkesın görüşbirlığı ıçınde olduğu "kentin sanayiden arındınlması" dü- şüncesinı yaşama geçırebılecek plan hedeflenni de içeriyor Plan raporunda "İstanbul'un ulus- lararası bilim, araştırma, ileri tekno- loji, eğitim ve sanat, kültür ve hizmet merkezi haline gelmesi" şeklınde özetlenen "dünya kenti" kımlığini kazanabılesı ıçın. metropolıten alan ıçensınde "sanayi dışı kullanım ka- rarlan" öngörülüyor. Buna karşın. batıda Çerkezköy- Çorlu, doğuda ıse İzmit, Kocaeû- Bilecik akslannda 'tampon sanayi bölgelerinin" kurulması. planın böl- gesel ölçektekı yönlendırmeleri arasında veralı>or Bu kararlara koşut olarak, İstan- bul'da öngönilen yenı 'İskan" alan- lan ve "toplu konut l»ölgeleri" de, vıne kentin yaşam kaynaklannın Şangay'daahşveriş NATJONAL GEOGRAPHIC Kalabalık Şangay 'ın yabancısı olduğu bir kavram değil. Tam 13 milyon kişinin yaşadığı Şangay sokaklannda bu gibi göhintûlere rastlamak için çok fazla dolaşmak gerekmiyor. Son derece yoğun bir rrafîk olduğu için bir çok Şangaylı işineyüriiyerek gidiyor ya da yukanda görüidüğii gibi alışveriş merkezlerinde dolaşıyor. Fotoğrafçı, şehrin ünlü alışveriş mekanı Nanjing Sokağı'ndan bir görüntû yakalamış. Paris'in Champs-Elysees'i, Nevv York'un Fifth Avenue'süyle kıvaslanabilecek nitelikteki bu sokakta dünyanuı en ünlü markalanyla tıka basa dolu dükkânlar sıralanıyor. Bu vüzden de günün her saati Şangaylılann ve ülkenin diğer yerierinden gelen turistlerin akınuıa uğmyor. ygulanması 27 Mart'ta seçilecek yeni yönetime bağlı olan Nazım Plan, İstanbuFun kuzeyindeki yeşiliyle, ğüneyindeki tarihini İcoruyacak birbüyüme stratejisi öngörüyor. bulunduğu kuzeye doğru değil, batı- doğu aksında gelışmesı yönünde saptanmış durumda Nazım Plan'da bu karar doğrul- tusunda önerilen 4 bin hektarlık top- lu konut alanlan yaklaşık 1 miijon kışıye venı ıskan olanağı sağlıyor. Avrupa yakasında Bahçeşehir'ın yanında 2125 hektarlık, Ikitelli'de ise 1150 hektarlık toplu konut alan- lan plan kapsamında yer alıyor. Annadolu yakasında ıse Kurtköy'- de 725 hektarlık yeni toplu konut alanıönerili>or. İIkhedef2010yıü Temel ılke ve hedeflennı 1970-80 arasındakı genel Nazım Plan karar- lanndan alan. çözüm ve stratejileri- ni ıse "80'li yıllann pfansız kentleş- mesini durdurmava" jönelik olarak belırleven yeni Nazım Plan. özellikle 2010 vılında İstanbul'un artık "den- gelerini konıyabilen bir metropoi" olmasını öngörüyor. Önümüzdekı 15 yıl içinde. nüfu- sun 17-18 milvonu bulacağı tahmın edilerek kotanlan Nazım Plançalış- masında, bu nufusun metropoliten alan içinde ve "İstanbul'un değerleri- nin korunarak" kentsel verleşime dönüşebılmesı ıçin "yeni denge mer- kezlerine" önem venliyor Merkez bölgeleri rahatlatmak ve Boğaz geçışlerini de azaltmak ama- cıyla. Anadolu vakasında Kartal- Pendik, Avrupa \akasında ıse Küçükçekmece-Avcılar yöresınde. bu tür denge merkezlen oluşturulu- yor... Suçişlemedenhapiscezası yiyenlerin öyküsüGÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı'yı kazanan Tann Aduıa'run (orijinal adı In the ^Jame of God) İsveç'te gösterilmeye başlaması nedeniyle İrlandalı yönet- men Jim Sberidan Stockholm'e gel- di. Film, IRA'nın Londra'daki bir bomba eyleminden sonra yakala- nan ve polisin daha sonra suçsuz ol- duklannı öğrenmesine karşın ağır hapıs cezasına çarpünlan İrlandalı iki genan ve bunlardan birinin aile- sinin öyküsü. Gerçek bir olayın yansıtıldığı fil- min baş kişisi olan Gerry Conlon'u. önce "Varolmanın Dayanılmaz Ha- fifliği", sonra da "Sol Ayağun"dan tanıdığjmız Daniel Day Lewis can- landınyor. Ona, son yıllann başanlı sanatçısı ve Levvis gjbi Oscar sahıbı Enuna Thompson eşlik ediyor. Filmın basın göstenminden çı- karken yanıma yaklaşan Hındistan- lı bir gazeted dostum. şöyle dedi: "Arök İngilizlerin de bir 'Geceya- nsı Ekspresi' oldu." İki film arasında belirlı bir benzer- lik varsa da bu film düpedüz suç işle- meden hapis cezası yiyen kişilen işli- yor. "Geceyansı EkspresT'nde ise iş- lenen bir suç vardı. En büyük eleştiri, hapıshane ko- şullanndan gelmişti. "Tanrı Adına"- da da hapishane koşullan oldukça kötü. Ama filmin bıtişiyle ızleyıciye ulaştınlan mesaj. Oliver Stone'un filmındekınden çok farklı. Jım Sheridan sınemaya tıyatro- dan geçmiş. I970'li yıllarda Dublin'de, bugün zaman zaman birlikte çalıştığı sa- natcılan, "Project Art Center" adını verdiği bir sanat merkezinde bir ara- yagetirmiş. 1981'deeşi veikikızıyla "beş parasız olarak" Nevv Yorİc'a gıtmış ve oradaki İrlanda Sanat Merkezi'nde çalışmış. Jim Sheridan. "Sol Ayağım"ı G,erçek bir olayın yansıtıldığı Tann Adına fîlminin baş kişisi olan Gerry Conlon'u, önce "Varolmanın Dayanılmaz Hafıfliği", sonra da "Sol Ayağım"dan tanıdığımız Daniel Day Levvis canlandınyor. yapmak için Dublin'e dönmüş. Dö- nüş o dönüş. Şimdi artık orada yaşı- yor. IRA sorunu da aynen özürlü kişilerin durumu gibi toplum içinde tabulu konular arasmda. Neden bu tür rahatsız edici konulan seçtiğinı şöyle açıklıyor: "Özgün bir geçmişi olan küçük bir yerden gelen kişinin, birçoklannı de- rinden etkileyen bir ö> kü bulnıası ge- rekir. Ben, basit bir öyküde mitolojik yön bulmaya çaltşıyorum. Bunun için de geçmişe uzanmak gerekiyor. Soi Ayağım'ın başkişisi Christy Brown'- un öyküsünü öğrendiğim zaman, di- ğer hareket özürlü kişilerin durum- lanyla ilgilendim. Chrisry'nin yataı- zca sol ayağı işiiyordu. Babasmı, dünyanın tek otoritesi olarak gö- rüyor. her türlü gereksinmcsi için an- nesine sığınıyordu. Bu şekilde ruhsai bir Oidipus öyküsünün sınırlı bir kısmını anlatmtş oldum." "Tann Adına"da suçsuz yere 30 yı! hapis cezasına çarpünlan Gerry Conlon'un babası Guiseppe Conlon, oğluna yardıma olmak için Bel- fast'tan Londra'ya gelince, "suç or- tağı" savıyla yargılanıp hapse atıhr. Burada baba-oğul arasındakı gec- mişin dökümü, filmin en duyarlı sahnelen arasında. Binbir Surat Lewis İngiliz basınının bir bolumu, Sheridan'ı. Daniel Day-Lewis'i bir kez daha bu tür "eziyetli bir role" uy- gun görmesinden ötürü eleştırmiş. "Sol Ayağmı"da başkalan tarafı- ndan yemek yedirilen özürlü kışıyi canlandınrken ve "Tann Adına"da polis tarafından işkence edilirken ünlü oyuncunun. bir çeşit mazoşist- lik gereksinmesini karşıladığı ileri süriilmüş. Shendan bu savlan geri çeviriyor: "Gazeteler Lewis'i De Niro gibi eksantrik bir deli olarak göstermeye bayılnorlar. Oysa ger- çek, onlarm dedikleri gibi değil. Gerry'e 'Yapamadığım şeyi yaptığımı bana imzalatamazsınız' sözierinin hemen ardından nasıl olup da sözde itirafa imza attığını belki yüz kez sordum. Onun durumunu y a- şayabilmek için Le»is 3 gece uyu- madı. Onu sürekli olarak uyanık rut- tuk, çalışma koşullannı güçleştirdik. Filmin çekimini, gerçek bir karakol hücresinde yaptık. Kamerayı çabştırdığunız anda karşımızda, yor- gunluktan perişan olmuş bir adam vardı. Nitekim. fîlmi gören hiç kimse işlemediği sucu neden itiraf etriğini sormadı ona." Daniel Day-Levvis. gerçekten de rollerinı yaşayan bin. Gerry Con- lon'u kusursuz canlandırabilmek için aylarca soğuk lapa gibi tipik ha- pishane yemeğı yemiş. Kesinlikle içki ıçmiyor; çay kahve bıle ilgısıni çekmıyor. Tek sevmedıği yanı. siga- ra tiryakisi olması. Buna karşın her sabah kılometrelerce koşuyor. Londra'dakı dairesıni gören az sayı- da kışı. e\ in hemen hemen mobilya- sız olduğunu ve hatta bir yatak bile bulunmadığını söylüyorlar. Levvis'- in döşemede uy uduğu bıliruy or. Jim Shendan. "Film yapmanın, geleceği tahmin etmek olduğunu" söylüyor. Ona göre bir halkı tanıt- mak ıçin yapılan her gınşim, o halkı yenıden anlatmakla sonuçlanır. Bu fılmde karar kılarken bunlan dü- şünmüş. Kısaca açıklıyor: "Terör bombalarının ardındaki gerçcği ortaya çıkartmak istedik. Konu, aJısılagelinmiş önyargıiarla korunan bir tabuydu; y ani bu bir İr- landa sorunuydu ve İrlandalılar terö- ristti. Belirli bir noktadan sonra kül- tür, gerçeği kaldıramıyordu. Bu ta- buyu yıkmaya çalıştık..."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle