23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtijaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeru ÖzgenAcar #0000! Vavın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya • Genel Yayın Danışmam: Orhan Erinç •Yazıişlen Müdürlen İbrahsn Yıküz, Dinç Tayanç (Sorumlu).»Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara • Görsel Ydnetmen Ali Acar ©Dış Haberier: Er- gun Balcı • Ekonomı: Abdurrahman YıMırım • Istihbarat Yalçın Çakır • Yurt Haberleri Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor. Abdül- kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah Yazıeı Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav • Haber Müduru Doğan Akın AtatürkBul- van No-125. Kat: 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 Hat). Telex: 42344, Fax: 4195027 •İzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zı>a Blv 1352 S 2 3 Tel:4411220 Telex: 52359. Fa.v 4419117 • Adana Temsılcısı. Çetin Yiğenoğlu fnönü Cd. 119 S No. 1 Kat: 1, Tel: 3522550-3522601-3522492. Tele\ 62155, Fax 3522570 MüesseseMuduru ErolErkırt •Koordınatör: Ahmet Konıtsan • Muhasebfc. Bületıt Vener • Idare HüseyinGûrer • Işletme önderÇetik • Bilgı-lşlem Nıil tnal •Bılgısavar Sıstem: Mürt>et Çiler • Reklam. Reha Işıtman Y«VMila»«n vtBasan: Venı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yavıncılık A Ş TûrkocaiıCac 3941 CağaJogiu34334Ist PK.246İstanbıilTel (0'2l2)5I2OSO5(20hat)Telex 22:46. Fav 24MART1994 İmsak 5.29 Güneş: 6.54 Öğle- 13.18 Ikındi 16 43 Akşam. 19 27 Yatsı: 20.47 NÛKTA'ya 1 milyarlık dava • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Faili meçhul bır cinayete kurban giden Jandarma Istihbarat Binbaşı Ahmet Cem Ersever'in ailesi tarafından "vayınladıklan bır haberde. Ersever'in kişilik haklanna sa\gısızlıkta bulunduklan" gerekçesiyle Nokta dergısı aîeyhine açıJan davarun görülmesinedün Ankara 22. Aslıye Ceza Mahkemesı'nde başlandı. Ersever'in eşi Yıldız Ersever'in ısteğı üzerine açılan davanın dilekçesinde, yazının tümünde Ersever'e hakaretedildığıileri sürülerek, davacılann manevi zararlanrun gidenlebilmesi ıçen, Ersever'in eşi Yıldız Ersever. çocuklan Hürmüz Umay, Yaprak \ e M üzeyyen Ersever ıçin kişi başına 250 milyon lira olmak üzere toplam 1 milyar lira manevi tazminatistendı. Medyumlara tutuklama • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cumhunjet Başsavcıhğı'nınemn>le gözaltına alınan "Medyum Memış" adı> la çalışan Mehmet Memiş ve "Medyum Keto" adıyla çalışan Hacı Aydoğan hakkında tutuklama karan verildı. Memiş, 50 milyon lira kefalet karşılığında serbest bırakıldı. Emnivetgüçlerinin müşteri kılığına girerek önceki gün yakaladığı Mehmet Memiş ve Hacı Aydoğan, dün savcılığa çıkanldılar. Savcılıkta "Tekke ve Zavivelerin Kapatılmasınallişkin Kanun" uyannca ifadeleri alınan Memiş ve Keto. nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevkedildiler. Hacı Aydoğan. "toplumda infıal yaratmak" gerekçesiyle tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne konuldu. Mehmet Memiş ise tutuklandıktan sonra 50 milyon lira kefalet karşılıeında serbest bırakıldı. Polis intihar etti • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Emnıyet Müdürlüğü Çevık Kuvvet Şube Müdürlüğü'ndegörevli polis memuru Hakan Cesur, bilinmeyen bir nedenle intiharetti. Arkadaşlanyla dün akşam gittiği Aksaray Atatürk Bulvan'ndaki Minem Bar'dan tek başına çıktığı ifadeedilen Cesur'un, daha sonra kendisini şakağına dayadiğı beylik tabancasıyla vurduğu ve olay yerinde can verdıği kavdedildi. Hakan Cesur'un cesedi Hasekı Hastanesı morguna kaldınldı. Solaklardaha kısa ömürtü • tSTANBUL(LBA)- Toplumlarda azımsanmayacak birorana sahip olan solaklann yaşam sürelerinın "sağlaklara" oranla daha kısa olduğu belirtildi. İngilizaraştırmacı Stanlev Coren'ın kaleme aldığı "Solaklık Üzerine Bilmeniz Gereken Herşey" isimli kıtapta ver alan bilgiler bugüne kadar fazlaca bilinmeyen bazı noktalan açığaçıkardı. Elleyapılan işlerde !>ol ellenni kullandıklan için "solak" dıye isimlendirilen kişiler üstünde yapılmışaraştırma sonuçlanna yer v eren kitap solaklann. sağlaklara oranla daha az yaşadığını ortaya koydu. Âraştırmada solaklann ortalama 66 yıl yaşamalanna karşın sağlaklann ortalama 75 yıl yaşadıklan kaydedildi. Walter Lantz öldü • LOS ANGELES (AA) - Woody Wocdpecker ve diğer çizgi fılm karakterlerinin yaratıcısı VValter Lantz. geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu 93 yaşında öldü. Universal Pictures sözcüsü Christine Hanson, Walter Lantz'in kısa bir süredir rahatsız olduğunu ve kaldınldığı Los Angeles'taki St. Joseph Hastanesi'nde dün öldüğünü açıkladı. Çizgi fılm dünyasuıın önde gelen isimlerinden Walter Lantz, 1978yılında,yarattığı çizgi fılmler sayesinde dünyanın her kesiminde neşe kaynağı yaratmaktan dolayı akademi onur ödülüne layık görülmüştü. I7N'isan 1900 yılında dünyaya gelen Walter Lantz, çizgi fılm dünyasına ilk kez 16 yaşında ayak basmıştı. LEYDININTOPUKSESLERI•5- - _ ~ — . ongreden "iki gün"önce Kı- W^r ratlıoğlu, Cevheri. Sezgin, m S Toker, KJÜÇ ve Ceyhun, M^L Cumhurbaşkanı Demirel'e M ^ k ghtiler. "Manevi lider" De- - ^ - - ^ ^ - mirel ne düşünüyordu? Aca- ba "leydinin topuk sesleri" Çankaya'dan da duyulmuş muydu? Demırel vorum yap- madı. şunu söylemekle yetındi: "Partiye sahip çıkın." DYP'liler "son çare " olarak Sezgin'le Toptan'ı "bir araya getirmeye" zorladılar, bu da başanlamadı. Cavit Çağlar bir süre önce Bursa'da "gözyaşlan" ile aday olmaya- cağını açıklamış, kasıma kadar "İsmet Abi" demişti. Bu sözler Çiller'in ekmeğine yağ sürdü, Yalım Erez ise delege bazında "insa- nüstü çaba göstererek" Çiller için çalışıyor- du. Necmettin Cevheri, başından beri Çil- ler'in yanındaydı. ama "eski tüfekler"den bunu gizlemeyi başarmıştı. Gökberk Erge- nekon'a göre Cevheri'nin tutumu şöyle de- ğerlendirilebilirdi: "Parti, aslında Necmi ağabevden dayaJı döşeli bir kazık yedi..." Davetsiz misafir İsmet Sezgin endişehydı. Bır gün önce de- legelere Vilayetler Evi'nde verdiğı yemekte, "favori"nin kendisı olrnadığını hıssetmiştı Aynı gün. Demirel'le bir nikahta "yan yana" görünmeye çalışmış, hatta nikah tanığı ol- maya uğraşmış, ama sonuç alamamıştı. Bunca yıllık poütika yaşamında bir sürü ınış çıkış olmuştu, ama bu kez durum sanki"da- ha farklfgörünüyordu. Yıllann kurt politı- kacısı, siyasete yeni doğmuş bir kuzuya mı kurban gidecekti? Sezgin bunlan düşünerek salona yöneldi. kahvaltı masasına oturacakken. kapının zili çaldı, gelen Cavit Çağlar'dı. - Merhaba ağabey. - Aa, Cavit'ciğim gel... Çay içer raisin? İkı politıkacı kahvaltı masasında kongrevı konuştular, Çağlar dakikalar geçmesine karşın kalkmıyordu. hatta birara Sezgin ko- nuşmasına göz atma bahanesıvle çalışma odasına geçti. ama Cavit Çağlar kararlıydı, kongre salonuna değin Sezgin'eeşlik edecek- ti. Bu da Sezgjn'm aleyhıne oldu. Beyazın uğunı Tansu Çiller 13 haziran sabahı çok erken uyandı. Heyecanlıydı. Gazetelerin taşra baskılannı bır gün önce görmüştü. ama yinede merak edıyordu. Ha- zırlanmaya başladı. Eve gelen berber, Tansu Hanım'ın gerçekte "sık dalgalı" olan saçlan- nıyıkayıpfönledi. Daha sonra gazeteleri eline alan Çiller. sütlü nescafesini yudumlarken kazanacağı- na iyice emin oldu; birkaç gün önce kendisi- ne destek veren bürokratlan toplamış. "Kongre)i aldık sayılır. Esas önemli olan bun- dan sonraki dönem... SLz bana derhal bir prog- ram hazıriaym" demişti. Çiller'i o günlerde düşündüren tek olay, Erdal İnönü'nün SHP Genel BaşkanlığV- ndan çekileceğini açıklamış olmasıydı, fnö- nü'ye telefon edip sormuştu: "Ben DYP Genel Baskanlığf na ada> oldu- ğum için mi çekiüyorsunuz? Keşke kalsa- na..." Çiller bunlan düşünürken. akşamdan "özenle" ütülenip gardıroba asılan beyaz ke- ten tayyörünü giydi. Beyazın uğuruna ö>le- sine inanıyordu ki... Kongre, Çiller'in zaferiyle sonuçlandı. İs- met Sezgin'le Köksal Toptan. Atatürk Spor Salonu'ndan çıkarken "gülme krizi"ne tu- tuldular. "Bunca yüın politikacısıyu, parti>e gireli 3 yd ounamış bir kadın bizi nasıl yeridi?" diye konuşurken sinirlcri boşalmıştı. Çiller. "ba- şansı"nı iki ortağı ile Gölbaşı'ndaki Chez Le Belge lokantasında kutladı. Özer L'çuran. Çiller ve Yalım Erez, kadehlenni yorgun genç kadının başansına kaldırdılar. Ekip toplanıyor DYP'nin ilk "hanım" Genel Başkanı Tansu Çiller'e ilgı büyüktü... Oran Sitesi'ndeki milletvekili lojmanı "çiçek bahçesine" dön- müştü, DPT Müsteşan İlhan Kesici de Çil- ler'i "ük"kutlayanlararasında\dı. D\'P'nın "taze" Genel Başkanı'na "beyaz güllerle do- hıbirsepet"göndermişti... Dünya lıderlenn- den Çiller'e kutlama mesajlan gelivordu. Çiller, ertesi sabah saat tam 06.00'da "evin- den"de Yalım Eralp'ı aradı: -Yalım Bey bugün saat 14.00'te bekliyo- rum sizi. toplanacağız. Yalım Eralp, Osman Cnsal. Nermin Ber- ki, Yücel Edil. Caner Ertuna ve SPK'dan kimi genç uzmanlar "sevinçle" Çiller'in evi- ne koşturdular... "Ekip" kongre zaferini "şampanyayla" kutladı. Tansu Çiller her- kesle sıcak biçimde "kucaklaşırken". birbiri ardına talimatlannı sıralamayı da unutma- dı: -Arkadaşlar hepiniz çok yoruldunuz bili- yorum ama esas çalışma şimdi başhyor. programı bir an önce meydana çıkarahm. Hükümet programının çatısı zaten "çok- tan" çatılmıştı. Biraz daha rötuş yapıldı... "Ekip", Dışişleri Bakanlığı'nda Yalım Eralp'ın odasında , Gölbaşı'ndaki İhracatçı Birlikleri Lokali'nde ve kimi zaman da Çil- ler'in Oran'daki evinde çahşarak programa "son şeklini" verdi... Çalışmalara katılan bü- rokratlar, dışandan izleyen arkadaşlanna şunu söyleyerek övünüyorlardı: "-Programı baştan sona ben kaleme al- dun... Orada bu işten anla>an bir allahın kulu yokru..." Bakanlık mücadelesi Tansu Çiller "ilginç" bir kabine oluştur- muştu... 50. hükümette "Süleyman Demirel izlerinı" tümden silmek istemiş. "eski tüfek- lerden"sadece Necmettin Cevheri'ye ve Mehmet Gölhan'a el uzatmıştı. "Çiller'le Cevheri'nin ne zamandan beri Tansu Çiller'in Bilinmeyen SiyasetR I Nursım Erel Aîi Bilge 1VI anevi lider Demirel ne düşünüyordu? Acaba 'leydinin topuk seslerT Çankaya'dan da duyulmuş muydu? Kongreden iki gün önce Kıratlıoğlu, Cevheri, Sezgin, Toker, Kılıç ve Ceyhun, Cumhurbaşkam'na gittiler. Demirel yorum yapmadı, şunu söylemekle yetindi: Partiye sahip çıkın. Eskilere kabinedeyer yok Kongrede Çiller'le elele birlik pozu veren İsmet Sezgin'le Köksal Toptan, Atatürk Spor Salonu'ndan çıkarken 'gülme krizi'ne tutulacak- lardı. "Bunca yüın politikacısıvız, partiye gireli 3 yıl olmamış bir kadın bizi nasıl yendi?' diye konuşurken sinirleri boşalmıştı. böyle vakın dost oldukları" sorusunun \anı- tını ise herkes merak edivordu. Kongregünii gazeteci Banş Kaşıkçı. Çiller'e sordu: -Sayın Cevhen ile ne zamandır berabersiniz? Tansu Hanım "müstehzi" bir ifade> le: " Başından beri..." Gökberk Ergenekon. bu yüzden "Biz Cevheri'den dayalı döşeli bir kazık yedik" di- \ordu. Çiller gerçekten bir "beyaz sayfa" açmıştı... Kongre günü delegelerin tamamı- na seslenebilmek için İsmet Sezgin ve Kök- sal Toptan'ı ellerinden tutarak "İsmet ağa- beyimiz, Köksal kardeşinüz" di\e anons eden Başbakan. iki ısme de kabinede >er ver- memişti. Kabine nerede hazırlandı? Çiller'e önemli ölçüde destek sağlayanlar- dan Aykon Doğan da kabinede ver alama- mıştı. "Maliye Bakanlığı" beklerken "safdı- şı"bırakılmasını. Başbakanlık Müsteşar\'e- kilı Yücel Edıl'e bağlayan Doğan şöyle di- \ordu. " Zaten bu kabine Özer Çiller'in ortağı Nevzat Ak'ın bürosunda dizayn edilmiş...Beni istemezler tabü... İşlerini nasıl yürütecekler >oksa? Kabinede veralamayıp istifaya )eltenenler "güçlükle" teskın edılebıldıler. D\'P'nin "hanım İider" başkanlığındakı ilk grup top- lantısı TBMM'de "güç bela" vapılabıldı. Çiller muhaliflennden Münif İslamoğlu oturduğu yerde sigarasını yakarak, kürsüde "konuşmaya çalışan" Çiller'e laf atıyordu. "O dcdiklerini yapmaya gücün yetmez se- nin..." DYP'nin çiçeği burnunda başkanı. 'İsya- nı bastırmak üzere" geldiği kürsüde. "Kol kırılır yen içerde kalır" cümlesıni kullanınca milletvekilleri kendılerını tutamayıp kahka- halarla güldüler. Kabinesinı "kimsenin tanı- madığı" isimlerden oluşturan Çiller bu duru- mu yakın çevresıne şöyle izah edıyordu: "Güçlü isim alamazdım... Aksi takdirde yönetemezdim..." Çiller. "kendisine o kadar giiveniyordu ki". T±. a ansu Çiller 'ilginç' bir kabine oluşturmuştu...50. hükümette 'Süleyman Demirel izlerinf tümden silmek istemiş, 'eski tüfeklerden' sadece Necmettin Cevheri'ye ve Mehmet Gölhan'a el uzatmıştı. kabinesıne bır ekonomi bakanı atamaya bıle "Yaşanan bir sürü krizin ardından 6 ay son- ra" razı olabıldı. Çiller'in başbakanlığının "ilginç yansımalarf* oldu. Yeni başbakanın ve eşinin ailesi. akrabalan. geçmışi hiç konu edılmemişti. Oysa basın o güne değin, böyle vükselen insanlann "şeceresini" ortaya ko- yar. çobanlık günlenne. bebeklik resimlen- ne. anne-babalannın özelliklerine sayfa say- fa yer avınrdı. Bellı kı ÇiIIer'Ier "eskiyi" bir kenarda bırakmak istemişlerdi. Dülger'e gelen mektup O günlerde DYP'ye. Mehmet Dülger'e. ABD'den bır mektup geldi... Mektup Tansu Çiller'i bellı kı "yıllardır, çok yakından tanı- yan" birisi tarafından kaleme alınmıştı. Dül- ger. 8 Ağustos 1993 tarihli mektubu okur- ken dehşete düştü, "neler neler" vazılmıştı... Mektup şövle başlıyordu: "Sayın Bevefendi, Tansu Çiller adındaki kişinin Türkive'nin Başbakanı olabileceğine akıl erdirmek fe>kalade zor... Bu kişiyi çok uzun senelerdir \akindan tanıvan bir kişi ola- rak ülkem için büvük iizüntü ıçindeyim... Bn. Çiller'in j aşamı süresince çe>resine hi/met et- mek ve bir da>a\ı. bir ka>ramı. bir ideali sa- vunmak di>e bir endişesi olmamıştır... Tek amacı senet edinerek \e ekonomik güç mer- kezleri ile daha yakın ilişkiler kurarak daha üst bir iktidar noktasına gelebilmekti. \ e ma- alesef geldi de..." Dülger. çok ilginç bilgılere ver veren mek- tubu "aynı gün" Cumhurbaşkanı Demirel'e götürüp. verdi. Bana Elçi BeyM çağırın Çiller. Başbakan olarak TBMM kürsüsü- neçıkacağıgün"çok"he>ecanlanmıştı.evde vardımcısı Suna Pelister'in içirdiği "Passif- İora"nın da hıç katkısı olmamıştı. Çiller'in DYP Genel Başkanı olmasının ardından olaylar "sağanak jağmur gibi" sökün etmiş. Sı\as ola\ı patlamış. o güne değin dil sürç- meleri ve kimi vaşamsal konularda verdiği hatalı demeçlerv üzünden basmdaepev "esp- ri" konusu olmuştu. hele Dışışleri'ne verdiği talimat nevdi övle?: " Bana Elçi Bey'i çağırın..." -Nasıl efendim? Telefonla mı göriişeceksi- niz? " Hayır çağırın Ankara'ja..." -Efendim davet mi edelim? "Siz anlamadınız herhalde. Bakü'deki Bü- yükelçimi/i istiyorum. anlaşıldı mı? Onu An- kara'v a çağırın da bilgi alalını..." Dışişleri üst vetkilisinin karşı karşıya kal- dığı bu olav, daha sonra Ankara kulislerinde "bir fıkra"ya dönüştü... "Tansu Çiller'in .Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfeyz Elçi- bey'i o güne değin, Türkije'nin Bakü'deki Bü> ükelçisi zannettiğine" hiç kimse inanmak istemedi. Çiller başkanlığında kurulan 50. hükümet için "4 Temmuz Pazar" günü büyük önem taşıyordu. Hükümet programı TBMM'de okunacak ve "güvenoylaması" yapılacaktı. Hükümet programını okumak üzere kürsü- ye çıkmasına "1 saat kala" Çiller şöv le dedi: " Ben programı okumaya kürsüye filan çıkmam..." "Şok" etkisi yapan bu sözler üzerine DYP'nin "tecrübeli isimleri" Çiller'i "ikna" harekatı başlattılar, Necmettin Cevheri bu işi "güçlükle" başardı. Tansu Çiller neredey- se "zorla" çıkanldığı kürsüde. önündeki metni okumaya başladı, ama yazılanlara konsantre olmakta güçlük çekiyordu, üste- lik kendısınden önceki konuşmacılar sert eleştiriler getirmişler, hatta Erbakan. "Çil- ler'in ABD vatandaşlığından" dem vurmuş- tu... Sıvas Oteli gafı Zaten kabine sonrası "Çiller'e karşı olan- lar" kenetlenerek DYP'de sık bir saf oluştur- muşlardı. Çiller. Sıvas'ta ölen 37 kişi ile ilgılı açıkla- ma da yapmak durumundaydı. TV'lerden de "naklen" yayımlanan konuşmasında şu şaşırtıcı sözleri sövledi: " Oteli, sahibinin sigortadan para almak maksadıyla yaktırdığı anlaşılmıştır..." Çiller. Samsun Oteli ile Sıvas'ta 37 kişinin cayır cayır yakıldığı Madımak Oteli'ni "ka- rıştırmıştı". Akşam evde bu konu konuşuluyordu. Çil- ler. Başbakanlık Müsteşarlığı'na getirdiği Yücel Edıl'e sordu: " Yücel Bey, ben sahiden Sıvas Oteli mi de- dimf Çiller. kürsüde ne söyledığını bile adeta hatırlamıyordu... Yücel Edil'e bakılırsa bu durum son günlerde sadece 2-3 saat uyuya- bilen Başbakan için "çok normaldi". şöyle diyordu: " Terslikler o kadar üst üste geldi ki... TBMM kürsüsünde Tansu Hanım değil de bir başka hanım olsaydı, emin olun 10 saniye bile kalamaz orayı derhal ağlayarak terk ederdi." 50. hükümet her şeye karşın Tansu Ha- nım'ın deyimiyle "güveıüik oyu" almayı ba- şarmıştı. İneelemeyi kapatın Çiller'in Başbakanlık koltuğuna oturdu- ğu günlerde hazırlatarak Cumhurbaşkanı Demırel'ın onayına gönderdiği "ilk kararna- melerden biri" üst düzey görevlilerin atan- masını kolaylaştınyordu. Çiller'in •'vazgeçe- mediği, kader birliği ettiği en önemli insan"- durumundakı Osman Ünsal'ı Hazine'nin başına getirebilmcsı için başka çare yoktu. Ünsal'ın devlet memuriyetindeki süresi 3 yılı bile bulmamıştı. eğer müsteşarlık ıçin ara- nan süre indirilebilirse bu atama yapılabıle- cekti. Ancak Cumhurbaşkanı Demirel. kamu- daki üst düzey görevlilerin devletin çimento- sunu oluşturduğuna inanıyordu. gelen ka- rarnameyi. "devleti çökertirsJniz" diyerek geri gönderdi. Kulislerde Demirel'in. Os- man Ünsal ismine "sıcak bakmadığı" ko- nuşuluyordu. Osman Ünsal'la ılgili olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun başlattığı in- celeme sürüyordu. Ankara "5 milyon dolarlık riişvet iddiası" ile çalkalanıyordu. Aslında bu saylann kanı- tlanması da çok giiçtü. Osman Ünsal ise id- dialann yayımlandığı gazeteyi "tekzip" et- mekten kaçınmış. haberde ımzası bulunan gazeteciye. "Eğer ben 5 miyon dolar istediy- sem başkalan bu iş için kim bilir neler istemiş- lerdir" tarzındaki cıddiyetsizvanıtı vermekle yetinmişti. Tüten'in evine hadz Ünsal. Başbakanlık Teftiş Kurulu müfet- tişlerine ise hakkında başlatılan inceleme do- lavısıyla yaptığı savunmada şöyle dedi: -Bağlı bulunduğum Dev let Bakanı (Tansu Çiller) almış olduğu bazı du> umlar nedeniv- le bu teşvik belgesini geciktirmemi benden istedi. Durum Başbakan ıçin de "aleyhte" ola- caklı. 25 temmuz pazar günü Cumhuriyet'te yayımlanan haber. olavı "çok detaylı" anla- tıyordu. Başbakan. Teftiş Kurulu Başkanı Turhan Güyen'i "haberin yayımlandığı gün" çağırarak Ünsal'la ilgili dosvanın "kapatıl- masını" istedi. Osman Ünsal'la bir süre DPT'de ANAP döneminde "beraber" çalışmış olan Turgut Tüten de o günlerde eski çalışma arkadaşına bır faks eöndererek "alacağını" istıyordu. Tüten 1991 yılında. Ünsal'ınTÖBANK Yö- netim Kurulu üyesi olması nedeniv le banka- dan kredı alamaması üzerine, "Ünsal'ın riea- sı>la" TÖBANK'tan kendi adına borçlan- mışveparayı Ünsal'avennişti. Ûnsal. borcunu uzunca bir süre ödemedi- ği için Tüten'in evdeki eşyalanna "haciz gel- di." Yçırın:Çiller bürokratlan tırpanlıyor AÇIKLAMA 20 Mart 1994 tarihli nüshanızda "Tansu Çiller'in Bilinmeyen Siyaset Romanı" başhklı yazı dizisinde adımdansözedilerekasılsızvehaksız ithamda bulunulmuştur. Adı geçen yazıda Sayın Çiller'i takip ederek yaptıklannı Sayın Demirere rapor ettiğim ve sesini banda aldığım yolunda komik veasılsız iddialar vardır. Takdir edersinız ki böyle bir durumun söz konusu olması için bu süre zarfında sürekli Sayın Çiller'in yakınında olmam gerekirdi. Oysa Sayın Demirel'le çalışüğım süre içinde Sayın Çiller'i gördüğüm zaman. sayı- ca bir elin parmaklannı gecmez. Saygılanmla. Sehna Güven Başbakanlık Dantşmanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle