Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtijaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeru ÖzgenAcar #0000! Vavın
Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya • Genel Yayın
Danışmam: Orhan Erinç •Yazıişlen Müdürlen
İbrahsn Yıküz, Dinç Tayanç (Sorumlu).»Haber
Merkezi Müdürü: Hakan Kara
• Görsel Ydnetmen Ali Acar ©Dış Haberier: Er-
gun Balcı • Ekonomı: Abdurrahman YıMırım •
Istihbarat Yalçın Çakır • Yurt Haberleri Mehmet
Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor. Abdül-
kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah Yazıeı
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav • Haber Müduru Doğan Akın AtatürkBul-
van No-125. Kat: 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 Hat). Telex: 42344, Fax:
4195027 •İzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zı>a Blv 1352 S 2 3 Tel:4411220
Telex: 52359. Fa.v 4419117 • Adana Temsılcısı. Çetin Yiğenoğlu fnönü Cd. 119 S
No. 1 Kat: 1, Tel: 3522550-3522601-3522492. Tele\ 62155, Fax 3522570
MüesseseMuduru ErolErkırt •Koordınatör:
Ahmet Konıtsan • Muhasebfc. Bületıt Vener
• Idare HüseyinGûrer • Işletme önderÇetik
• Bilgı-lşlem Nıil tnal •Bılgısavar Sıstem:
Mürt>et Çiler • Reklam. Reha Işıtman
Y«VMila»«n vtBasan: Venı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yavıncılık A Ş
TûrkocaiıCac 3941 CağaJogiu34334Ist PK.246İstanbıilTel (0'2l2)5I2OSO5(20hat)Telex 22:46. Fav
24MART1994 İmsak 5.29 Güneş: 6.54 Öğle- 13.18 Ikındi 16 43 Akşam. 19 27 Yatsı: 20.47
NÛKTA'ya 1
milyarlık dava
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Faili meçhul bır
cinayete kurban giden
Jandarma Istihbarat Binbaşı
Ahmet Cem Ersever'in ailesi
tarafından "vayınladıklan
bır haberde. Ersever'in kişilik
haklanna sa\gısızlıkta
bulunduklan" gerekçesiyle
Nokta dergısı aîeyhine açıJan
davarun görülmesinedün
Ankara 22. Aslıye Ceza
Mahkemesı'nde başlandı.
Ersever'in eşi Yıldız
Ersever'in ısteğı üzerine
açılan davanın dilekçesinde,
yazının tümünde Ersever'e
hakaretedildığıileri
sürülerek, davacılann
manevi zararlanrun
gidenlebilmesi ıçen,
Ersever'in eşi Yıldız Ersever.
çocuklan Hürmüz Umay,
Yaprak \ e M üzeyyen
Ersever ıçin kişi başına 250
milyon lira olmak üzere
toplam 1 milyar lira manevi
tazminatistendı.
Medyumlara
tutuklama
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Cumhunjet
Başsavcıhğı'nınemn>le
gözaltına alınan "Medyum
Memış" adı> la çalışan
Mehmet Memiş ve
"Medyum Keto" adıyla
çalışan Hacı Aydoğan
hakkında tutuklama karan
verildı. Memiş, 50 milyon lira
kefalet karşılığında serbest
bırakıldı. Emnivetgüçlerinin
müşteri kılığına girerek
önceki gün yakaladığı
Mehmet Memiş ve Hacı
Aydoğan, dün savcılığa
çıkanldılar. Savcılıkta
"Tekke ve Zavivelerin
Kapatılmasınallişkin
Kanun" uyannca ifadeleri
alınan Memiş ve Keto.
nöbetçi Sulh Ceza
Mahkemesi'ne sevkedildiler.
Hacı Aydoğan. "toplumda
infıal yaratmak" gerekçesiyle
tutuklanarak Bayrampaşa
Cezaevi'ne konuldu.
Mehmet Memiş ise
tutuklandıktan sonra 50
milyon lira kefalet
karşılıeında serbest bırakıldı.
Polis
intihar etti
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Emnıyet
Müdürlüğü Çevık Kuvvet
Şube Müdürlüğü'ndegörevli
polis memuru Hakan Cesur,
bilinmeyen bir nedenle
intiharetti. Arkadaşlanyla
dün akşam gittiği Aksaray
Atatürk Bulvan'ndaki
Minem Bar'dan tek başına
çıktığı ifadeedilen Cesur'un,
daha sonra kendisini
şakağına dayadiğı beylik
tabancasıyla vurduğu ve olay
yerinde can verdıği
kavdedildi. Hakan Cesur'un
cesedi Hasekı Hastanesı
morguna kaldınldı.
Solaklardaha
kısa ömürtü
• tSTANBUL(LBA)-
Toplumlarda
azımsanmayacak birorana
sahip olan solaklann yaşam
sürelerinın "sağlaklara"
oranla daha kısa olduğu
belirtildi. İngilizaraştırmacı
Stanlev Coren'ın kaleme
aldığı "Solaklık Üzerine
Bilmeniz Gereken Herşey"
isimli kıtapta ver alan bilgiler
bugüne kadar fazlaca
bilinmeyen bazı noktalan
açığaçıkardı. Elleyapılan
işlerde !>ol ellenni
kullandıklan için "solak" dıye
isimlendirilen kişiler üstünde
yapılmışaraştırma
sonuçlanna yer v eren kitap
solaklann. sağlaklara oranla
daha az yaşadığını ortaya
koydu. Âraştırmada
solaklann ortalama 66 yıl
yaşamalanna karşın
sağlaklann ortalama 75 yıl
yaşadıklan kaydedildi.
Walter Lantz
öldü
• LOS ANGELES (AA) -
Woody Wocdpecker ve diğer
çizgi fılm karakterlerinin
yaratıcısı VValter Lantz.
geçirdiği kalp rahatsızlığı
sonucu 93 yaşında öldü.
Universal Pictures sözcüsü
Christine Hanson, Walter
Lantz'in kısa bir süredir
rahatsız olduğunu ve
kaldınldığı Los Angeles'taki
St. Joseph Hastanesi'nde dün
öldüğünü açıkladı. Çizgi fılm
dünyasuıın önde gelen
isimlerinden Walter Lantz,
1978yılında,yarattığı
çizgi fılmler sayesinde
dünyanın her kesiminde neşe
kaynağı yaratmaktan dolayı
akademi onur ödülüne layık
görülmüştü. I7N'isan 1900
yılında dünyaya gelen Walter
Lantz, çizgi fılm dünyasına ilk
kez 16 yaşında ayak basmıştı.
LEYDININTOPUKSESLERI•5-
- _ ~ — . ongreden "iki gün"önce Kı-
W^r ratlıoğlu, Cevheri. Sezgin,
m S Toker, KJÜÇ ve Ceyhun,
M^L Cumhurbaşkanı Demirel'e
M ^ k ghtiler. "Manevi lider" De-
- ^ - - ^ ^ - mirel ne düşünüyordu? Aca-
ba "leydinin topuk sesleri" Çankaya'dan da
duyulmuş muydu? Demırel vorum yap-
madı. şunu söylemekle yetındi:
"Partiye sahip çıkın."
DYP'liler "son çare " olarak Sezgin'le
Toptan'ı "bir araya getirmeye" zorladılar,
bu da başanlamadı. Cavit Çağlar bir süre
önce Bursa'da "gözyaşlan" ile aday olmaya-
cağını açıklamış, kasıma kadar "İsmet Abi"
demişti. Bu sözler Çiller'in ekmeğine yağ
sürdü, Yalım Erez ise delege bazında "insa-
nüstü çaba göstererek" Çiller için çalışıyor-
du. Necmettin Cevheri, başından beri Çil-
ler'in yanındaydı. ama "eski tüfekler"den
bunu gizlemeyi başarmıştı. Gökberk Erge-
nekon'a göre Cevheri'nin tutumu şöyle de-
ğerlendirilebilirdi:
"Parti, aslında Necmi ağabevden dayaJı
döşeli bir kazık yedi..."
Davetsiz misafir
İsmet Sezgin endişehydı. Bır gün önce de-
legelere Vilayetler Evi'nde verdiğı yemekte,
"favori"nin kendisı olrnadığını hıssetmiştı
Aynı gün. Demirel'le bir nikahta "yan yana"
görünmeye çalışmış, hatta nikah tanığı ol-
maya uğraşmış, ama sonuç alamamıştı.
Bunca yıllık poütika yaşamında bir sürü ınış
çıkış olmuştu, ama bu kez durum sanki"da-
ha farklfgörünüyordu. Yıllann kurt politı-
kacısı, siyasete yeni doğmuş bir kuzuya mı
kurban gidecekti?
Sezgin bunlan düşünerek salona yöneldi.
kahvaltı masasına oturacakken. kapının zili
çaldı, gelen Cavit Çağlar'dı.
- Merhaba ağabey.
- Aa, Cavit'ciğim gel... Çay içer raisin?
İkı politıkacı kahvaltı masasında kongrevı
konuştular, Çağlar dakikalar geçmesine
karşın kalkmıyordu. hatta birara Sezgin ko-
nuşmasına göz atma bahanesıvle çalışma
odasına geçti. ama Cavit Çağlar kararlıydı,
kongre salonuna değin Sezgin'eeşlik edecek-
ti. Bu da Sezgjn'm aleyhıne oldu.
Beyazın uğunı
Tansu Çiller 13 haziran sabahı çok erken
uyandı. Heyecanlıydı.
Gazetelerin taşra baskılannı bır gün önce
görmüştü. ama yinede merak edıyordu. Ha-
zırlanmaya başladı. Eve gelen berber, Tansu
Hanım'ın gerçekte "sık dalgalı" olan saçlan-
nıyıkayıpfönledi.
Daha sonra gazeteleri eline alan Çiller.
sütlü nescafesini yudumlarken kazanacağı-
na iyice emin oldu; birkaç gün önce kendisi-
ne destek veren bürokratlan toplamış.
"Kongre)i aldık sayılır. Esas önemli olan bun-
dan sonraki dönem... SLz bana derhal bir prog-
ram hazıriaym" demişti.
Çiller'i o günlerde düşündüren tek olay,
Erdal İnönü'nün SHP Genel BaşkanlığV-
ndan çekileceğini açıklamış olmasıydı, fnö-
nü'ye telefon edip sormuştu:
"Ben DYP Genel Baskanlığf na ada> oldu-
ğum için mi çekiüyorsunuz? Keşke kalsa-
na..."
Çiller bunlan düşünürken. akşamdan
"özenle" ütülenip gardıroba asılan beyaz ke-
ten tayyörünü giydi. Beyazın uğuruna ö>le-
sine inanıyordu ki...
Kongre, Çiller'in zaferiyle sonuçlandı. İs-
met Sezgin'le Köksal Toptan. Atatürk Spor
Salonu'ndan çıkarken "gülme krizi"ne tu-
tuldular.
"Bunca yüın politikacısıyu, parti>e gireli 3
yd ounamış bir kadın bizi nasıl yeridi?" diye
konuşurken sinirlcri boşalmıştı. Çiller. "ba-
şansı"nı iki ortağı ile Gölbaşı'ndaki Chez Le
Belge lokantasında kutladı. Özer L'çuran.
Çiller ve Yalım Erez, kadehlenni yorgun
genç kadının başansına kaldırdılar.
Ekip toplanıyor
DYP'nin ilk "hanım" Genel Başkanı Tansu
Çiller'e ilgı büyüktü... Oran Sitesi'ndeki
milletvekili lojmanı "çiçek bahçesine" dön-
müştü, DPT Müsteşan İlhan Kesici de Çil-
ler'i "ük"kutlayanlararasında\dı. D\'P'nın
"taze" Genel Başkanı'na "beyaz güllerle do-
hıbirsepet"göndermişti... Dünya lıderlenn-
den Çiller'e kutlama mesajlan gelivordu.
Çiller, ertesi sabah saat tam 06.00'da "evin-
den"de Yalım Eralp'ı aradı:
-Yalım Bey bugün saat 14.00'te bekliyo-
rum sizi. toplanacağız.
Yalım Eralp, Osman Cnsal. Nermin Ber-
ki, Yücel Edil. Caner Ertuna ve SPK'dan
kimi genç uzmanlar "sevinçle" Çiller'in evi-
ne koşturdular... "Ekip" kongre zaferini
"şampanyayla" kutladı. Tansu Çiller her-
kesle sıcak biçimde "kucaklaşırken". birbiri
ardına talimatlannı sıralamayı da unutma-
dı:
-Arkadaşlar hepiniz çok yoruldunuz bili-
yorum ama esas çalışma şimdi başhyor.
programı bir an önce meydana çıkarahm.
Hükümet programının çatısı zaten "çok-
tan" çatılmıştı. Biraz daha rötuş yapıldı...
"Ekip", Dışişleri Bakanlığı'nda Yalım
Eralp'ın odasında , Gölbaşı'ndaki İhracatçı
Birlikleri Lokali'nde ve kimi zaman da Çil-
ler'in Oran'daki evinde çahşarak programa
"son şeklini" verdi... Çalışmalara katılan bü-
rokratlar, dışandan izleyen arkadaşlanna
şunu söyleyerek övünüyorlardı:
"-Programı baştan sona ben kaleme al-
dun... Orada bu işten anla>an bir allahın kulu
yokru..."
Bakanlık mücadelesi
Tansu Çiller "ilginç" bir kabine oluştur-
muştu... 50. hükümette "Süleyman Demirel
izlerinı" tümden silmek istemiş. "eski tüfek-
lerden"sadece Necmettin Cevheri'ye ve
Mehmet Gölhan'a el uzatmıştı.
"Çiller'le Cevheri'nin ne zamandan beri
Tansu Çiller'in
Bilinmeyen
SiyasetR
I Nursım Erel
Aîi Bilge
1VI anevi lider Demirel ne
düşünüyordu? Acaba 'leydinin topuk
seslerT Çankaya'dan da duyulmuş
muydu? Kongreden iki gün önce
Kıratlıoğlu, Cevheri, Sezgin, Toker,
Kılıç ve Ceyhun, Cumhurbaşkam'na
gittiler. Demirel yorum yapmadı, şunu
söylemekle yetindi: Partiye sahip çıkın.
Eskilere
kabinedeyer yok
Kongrede Çiller'le elele birlik pozu veren İsmet Sezgin'le Köksal Toptan, Atatürk Spor Salonu'ndan çıkarken 'gülme krizi'ne tutulacak-
lardı. "Bunca yüın politikacısıvız, partiye gireli 3 yıl olmamış bir kadın bizi nasıl yendi?' diye konuşurken sinirleri boşalmıştı.
böyle vakın dost oldukları" sorusunun \anı-
tını ise herkes merak edivordu. Kongregünii
gazeteci Banş Kaşıkçı. Çiller'e sordu:
-Sayın Cevhen ile ne zamandır berabersiniz?
Tansu Hanım "müstehzi" bir ifade> le:
" Başından beri..."
Gökberk Ergenekon. bu yüzden "Biz
Cevheri'den dayalı döşeli bir kazık yedik" di-
\ordu. Çiller gerçekten bir "beyaz sayfa"
açmıştı... Kongre günü delegelerin tamamı-
na seslenebilmek için İsmet Sezgin ve Kök-
sal Toptan'ı ellerinden tutarak "İsmet ağa-
beyimiz, Köksal kardeşinüz" di\e anons
eden Başbakan. iki ısme de kabinede >er ver-
memişti.
Kabine nerede hazırlandı?
Çiller'e önemli ölçüde destek sağlayanlar-
dan Aykon Doğan da kabinede ver alama-
mıştı. "Maliye Bakanlığı" beklerken "safdı-
şı"bırakılmasını. Başbakanlık Müsteşar\'e-
kilı Yücel Edıl'e bağlayan Doğan şöyle di-
\ordu.
" Zaten bu kabine Özer Çiller'in ortağı
Nevzat Ak'ın bürosunda dizayn edilmiş...Beni
istemezler tabü... İşlerini nasıl yürütecekler
>oksa?
Kabinede veralamayıp istifaya )eltenenler
"güçlükle" teskın edılebıldıler. D\'P'nin
"hanım İider" başkanlığındakı ilk grup top-
lantısı TBMM'de "güç bela" vapılabıldı.
Çiller muhaliflennden Münif İslamoğlu
oturduğu yerde sigarasını yakarak, kürsüde
"konuşmaya çalışan" Çiller'e laf atıyordu.
"O dcdiklerini yapmaya gücün yetmez se-
nin..."
DYP'nin çiçeği burnunda başkanı. 'İsya-
nı bastırmak üzere" geldiği kürsüde. "Kol
kırılır yen içerde kalır" cümlesıni kullanınca
milletvekilleri kendılerını tutamayıp kahka-
halarla güldüler. Kabinesinı "kimsenin tanı-
madığı" isimlerden oluşturan Çiller bu duru-
mu yakın çevresıne şöyle izah edıyordu:
"Güçlü isim alamazdım... Aksi takdirde
yönetemezdim..."
Çiller. "kendisine o kadar giiveniyordu ki".
T±. a
ansu Çiller
'ilginç' bir kabine
oluşturmuştu...50.
hükümette 'Süleyman
Demirel izlerinf tümden
silmek istemiş, 'eski
tüfeklerden' sadece
Necmettin Cevheri'ye ve
Mehmet Gölhan'a el
uzatmıştı.
kabinesıne bır ekonomi bakanı atamaya bıle
"Yaşanan bir sürü krizin ardından 6 ay son-
ra" razı olabıldı. Çiller'in başbakanlığının
"ilginç yansımalarf* oldu. Yeni başbakanın
ve eşinin ailesi. akrabalan. geçmışi hiç konu
edılmemişti. Oysa basın o güne değin, böyle
vükselen insanlann "şeceresini" ortaya ko-
yar. çobanlık günlenne. bebeklik resimlen-
ne. anne-babalannın özelliklerine sayfa say-
fa yer avınrdı. Bellı kı ÇiIIer'Ier "eskiyi" bir
kenarda bırakmak istemişlerdi.
Dülger'e gelen mektup
O günlerde DYP'ye. Mehmet Dülger'e.
ABD'den bır mektup geldi... Mektup Tansu
Çiller'i bellı kı "yıllardır, çok yakından tanı-
yan" birisi tarafından kaleme alınmıştı. Dül-
ger. 8 Ağustos 1993 tarihli mektubu okur-
ken dehşete düştü, "neler neler" vazılmıştı...
Mektup şövle başlıyordu:
"Sayın Bevefendi, Tansu Çiller adındaki
kişinin Türkive'nin Başbakanı olabileceğine
akıl erdirmek fe>kalade zor... Bu kişiyi çok
uzun senelerdir \akindan tanıvan bir kişi ola-
rak ülkem için büvük iizüntü ıçindeyim... Bn.
Çiller'in j aşamı süresince çe>resine hi/met et-
mek ve bir da>a\ı. bir ka>ramı. bir ideali sa-
vunmak di>e bir endişesi olmamıştır... Tek
amacı senet edinerek \e ekonomik güç mer-
kezleri ile daha yakın ilişkiler kurarak daha
üst bir iktidar noktasına gelebilmekti. \ e ma-
alesef geldi de..."
Dülger. çok ilginç bilgılere ver veren mek-
tubu "aynı gün" Cumhurbaşkanı Demirel'e
götürüp. verdi.
Bana Elçi BeyM çağırın
Çiller. Başbakan olarak TBMM kürsüsü-
neçıkacağıgün"çok"he>ecanlanmıştı.evde
vardımcısı Suna Pelister'in içirdiği "Passif-
İora"nın da hıç katkısı olmamıştı. Çiller'in
DYP Genel Başkanı olmasının ardından
olaylar "sağanak jağmur gibi" sökün etmiş.
Sı\as ola\ı patlamış. o güne değin dil sürç-
meleri ve kimi vaşamsal konularda verdiği
hatalı demeçlerv üzünden basmdaepev "esp-
ri" konusu olmuştu. hele Dışışleri'ne verdiği
talimat nevdi övle?:
" Bana Elçi Bey'i çağırın..."
-Nasıl efendim? Telefonla mı göriişeceksi-
niz?
" Hayır çağırın Ankara'ja..."
-Efendim davet mi edelim?
"Siz anlamadınız herhalde. Bakü'deki Bü-
yükelçimi/i istiyorum. anlaşıldı mı? Onu An-
kara'v a çağırın da bilgi alalını..."
Dışişleri üst vetkilisinin karşı karşıya kal-
dığı bu olav, daha sonra Ankara kulislerinde
"bir fıkra"ya dönüştü... "Tansu Çiller'in
.Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfeyz Elçi-
bey'i o güne değin, Türkije'nin Bakü'deki
Bü> ükelçisi zannettiğine" hiç kimse inanmak
istemedi.
Çiller başkanlığında kurulan 50. hükümet
için "4 Temmuz Pazar" günü büyük önem
taşıyordu. Hükümet programı TBMM'de
okunacak ve "güvenoylaması" yapılacaktı.
Hükümet programını okumak üzere kürsü-
ye çıkmasına "1 saat kala" Çiller şöv le dedi:
" Ben programı okumaya kürsüye filan
çıkmam..."
"Şok" etkisi yapan bu sözler üzerine
DYP'nin "tecrübeli isimleri" Çiller'i "ikna"
harekatı başlattılar, Necmettin Cevheri bu
işi "güçlükle" başardı. Tansu Çiller neredey-
se "zorla" çıkanldığı kürsüde. önündeki
metni okumaya başladı, ama yazılanlara
konsantre olmakta güçlük çekiyordu, üste-
lik kendısınden önceki konuşmacılar sert
eleştiriler getirmişler, hatta Erbakan. "Çil-
ler'in ABD vatandaşlığından" dem vurmuş-
tu...
Sıvas Oteli gafı
Zaten kabine sonrası "Çiller'e karşı olan-
lar" kenetlenerek DYP'de sık bir saf oluştur-
muşlardı.
Çiller. Sıvas'ta ölen 37 kişi ile ilgılı açıkla-
ma da yapmak durumundaydı. TV'lerden
de "naklen" yayımlanan konuşmasında şu
şaşırtıcı sözleri sövledi:
" Oteli, sahibinin sigortadan para almak
maksadıyla yaktırdığı anlaşılmıştır..."
Çiller. Samsun Oteli ile Sıvas'ta 37 kişinin
cayır cayır yakıldığı Madımak Oteli'ni "ka-
rıştırmıştı".
Akşam evde bu konu konuşuluyordu. Çil-
ler. Başbakanlık Müsteşarlığı'na getirdiği
Yücel Edıl'e sordu:
" Yücel Bey, ben sahiden Sıvas Oteli mi de-
dimf
Çiller. kürsüde ne söyledığını bile adeta
hatırlamıyordu... Yücel Edil'e bakılırsa bu
durum son günlerde sadece 2-3 saat uyuya-
bilen Başbakan için "çok normaldi". şöyle
diyordu:
" Terslikler o kadar üst üste geldi ki...
TBMM kürsüsünde Tansu Hanım değil de
bir başka hanım olsaydı, emin olun 10 saniye
bile kalamaz orayı derhal ağlayarak terk
ederdi."
50. hükümet her şeye karşın Tansu Ha-
nım'ın deyimiyle "güveıüik oyu" almayı ba-
şarmıştı.
İneelemeyi kapatın
Çiller'in Başbakanlık koltuğuna oturdu-
ğu günlerde hazırlatarak Cumhurbaşkanı
Demırel'ın onayına gönderdiği "ilk kararna-
melerden biri" üst düzey görevlilerin atan-
masını kolaylaştınyordu. Çiller'in •'vazgeçe-
mediği, kader birliği ettiği en önemli insan"-
durumundakı Osman Ünsal'ı Hazine'nin
başına getirebilmcsı için başka çare yoktu.
Ünsal'ın devlet memuriyetindeki süresi 3 yılı
bile bulmamıştı. eğer müsteşarlık ıçin ara-
nan süre indirilebilirse bu atama yapılabıle-
cekti.
Ancak Cumhurbaşkanı Demirel. kamu-
daki üst düzey görevlilerin devletin çimento-
sunu oluşturduğuna inanıyordu. gelen ka-
rarnameyi. "devleti çökertirsJniz" diyerek
geri gönderdi. Kulislerde Demirel'in. Os-
man Ünsal ismine "sıcak bakmadığı" ko-
nuşuluyordu. Osman Ünsal'la ılgili olarak
Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun başlattığı in-
celeme sürüyordu.
Ankara "5 milyon dolarlık riişvet iddiası"
ile çalkalanıyordu. Aslında bu saylann kanı-
tlanması da çok giiçtü. Osman Ünsal ise id-
dialann yayımlandığı gazeteyi "tekzip" et-
mekten kaçınmış. haberde ımzası bulunan
gazeteciye. "Eğer ben 5 miyon dolar istediy-
sem başkalan bu iş için kim bilir neler istemiş-
lerdir" tarzındaki cıddiyetsizvanıtı vermekle
yetinmişti.
Tüten'in evine hadz
Ünsal. Başbakanlık Teftiş Kurulu müfet-
tişlerine ise hakkında başlatılan inceleme do-
lavısıyla yaptığı savunmada şöyle dedi:
-Bağlı bulunduğum Dev let Bakanı (Tansu
Çiller) almış olduğu bazı du> umlar nedeniv-
le bu teşvik belgesini geciktirmemi benden
istedi.
Durum Başbakan ıçin de "aleyhte" ola-
caklı. 25 temmuz pazar günü Cumhuriyet'te
yayımlanan haber. olavı "çok detaylı" anla-
tıyordu. Başbakan. Teftiş Kurulu Başkanı
Turhan Güyen'i "haberin yayımlandığı gün"
çağırarak Ünsal'la ilgili dosvanın "kapatıl-
masını" istedi.
Osman Ünsal'la bir süre DPT'de ANAP
döneminde "beraber" çalışmış olan Turgut
Tüten de o günlerde eski çalışma arkadaşına
bır faks eöndererek "alacağını" istıyordu.
Tüten 1991 yılında. Ünsal'ınTÖBANK Yö-
netim Kurulu üyesi olması nedeniv le banka-
dan kredı alamaması üzerine, "Ünsal'ın riea-
sı>la" TÖBANK'tan kendi adına borçlan-
mışveparayı Ünsal'avennişti.
Ûnsal. borcunu uzunca bir süre ödemedi-
ği için Tüten'in evdeki eşyalanna "haciz gel-
di."
Yçırın:Çiller
bürokratlan
tırpanlıyor
AÇIKLAMA
20 Mart 1994 tarihli nüshanızda
"Tansu Çiller'in Bilinmeyen Siyaset
Romanı" başhklı yazı dizisinde
adımdansözedilerekasılsızvehaksız
ithamda bulunulmuştur. Adı geçen
yazıda Sayın Çiller'i takip ederek
yaptıklannı Sayın Demirere rapor
ettiğim ve sesini banda aldığım
yolunda komik veasılsız iddialar
vardır.
Takdir edersinız ki böyle bir durumun
söz konusu olması için bu süre
zarfında sürekli Sayın Çiller'in
yakınında olmam gerekirdi. Oysa
Sayın Demirel'le çalışüğım süre içinde
Sayın Çiller'i gördüğüm zaman. sayı-
ca bir elin parmaklannı gecmez.
Saygılanmla.
Sehna Güven
Başbakanlık Dantşmanı