23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27ŞUBAT1994PAZAR HABERLER D YP 'den RP 'yegeçen Belediye Başkanı Cihan 'ın bu kararı Ispartalıları etkilemedi. Demirel'in memleketi Isparta 'da başka adayın kazanmaşansı yok.Ispartalıseçmen 'ihanetin'hesabınısoracakMERtHAK ISPARTA- "Kızsak da, bir daha oy vermeyeceğiz desek de, o sandık başına gjttiğin an var ya... Son bir defa daha deyip, mührii kıratın böğrüne basmak- tan kendini aJamıyor insan." - Böyle dıyor Isparta sokakla- nnda bıa dolaştıran taksi şöfö- rü Galip Şentürk. Bu değerlen- dirmeyle sık sık karşılaşük. Ne DYP'nin için- deki kavga, ne ANAP'ın hızlanan yükselişi ne de Belediye Başkanı Ahan Raşıt Cihan'ın DYP'den istifa edip RP'ye geçiş nedeni Ispar- talı seçmeni pek etkilemiş görünmüyor. "Baba"nın memleketinde bir başka partinin belediye başkanhğını kazanmasınada "olanak- sız"gibi bakılıyor. Isparta'da "Baba"nın varlığı neredeyse her adımda hissediliyor. Daha kente I0 kilometre kala Süleyman Demirel Orman Alanı her ne kadar "kel" de olsa tüm haşmetiyle karşımıza çıkıyor. Daha sonra Süleyman Demirel Üni- versitesi'yle karşılaşıyoruz. Isparta'ya girer- ken de kentin girişıne asılan dev levhada (bazı harfleri dökülmüş olsa da) "Süley..n D.mir.l Bul.an"'ında olduğunuzu anlıyorsunuz. Bu- rada yüriirken sokaklarda, binalarda, taksi- lerde DYP'nin bayraklannı görüyoruz. Bay- raklann yoğunluğundan sıynlmaya çalışan, aralarda kalmış Tansu ÇiUer fotoğraflan da bize "gülümsüyor". Belediye işleri durmuş Isparta Belediyesi yeni sahibini beklerken bir çok sorunu da bünyesinde taşıyor. Altan Raşit Civan'ın RP'ye geçmesinin ardından be- lediyenin tüm işleri "dunnuş". Belediye mecli- sinden 6 aydır doğru dürüst karar çıkmamış. Bunun yanı sıra belediye borçlannın hiç biri ödenmemış. 20 mılyara yakan personel ala- cağı. Isparta Belediyesi'nin sarsıyor. Bunun yanında 200-250 milyar Iiralık bir borç batağı- nda Isparta Belediyesi. Bu sorunlann hepsı Ci- van'ın RP'ye geçmesinden sonra "işleri bırak- masıyla" çoğalmış. artmış... İlk önce DYP adayıMehmet Aybatüı'yı ayaret ediyoruz. Esnaf Birliği'ndeki çiçek bahçesine dönüşmüş odasında sorulanmızı yanıtlıyor. Diğer adaylara oranla oldukça ra- KIMUKKARTI CO 1989 yerel seçimlerinde hangi parti kaç oy aldı? DYP ANAP SHP 11 '.Isparta Belediye Başkanı: Altan Raşit Civan Meslegi-Eğkimi: Avukat-Ankara Üniversitesi Hukuk Fak. Borçlan: Yaklaşık 20 milyar personel, 200-250 milyar civannda SSK, Emekli Sandığı, Maliye, İller Bankası. Bütçesi: 352milyar lira İstihdam: Yaklaşık bin 200 memur, işçi vegeçicipersonel Projeler: Belediye Başkanhğı bilgi vermedi. Süren Projeler: Beledive Başkanhğı bilgi vermedi. Nüfus Artışı: 150 bin vüzde 8 Adaylar: SHPNecdetHaha, CHP Tamer Tokuç, A NA P Ziva Zevnelgil, DYP Me'hmet' A vbatılı, RP Birol Tortul. 1991 Genel secimieri: DYP vüzde62.6, RP vüzde 12.4, ANAP vüzde 12.2, SHP vüzde 9.6, DSP vüzde 2.9, SP vüzde 0.4. RP MÇP hat Aybatıh. "DYP'nin kalesi burası. 1989'da yüzde 65 olan oy oranımızı yüzde 70'e çıraka- cağız" diyor. Aybatılı. RP'ye geçen Belediye Başkanı Ci- van'ı da ağırdilleeîeştiriyor. Civan'ın DYP'yi "terk ettiğini" belırten Aybatılı. "ANAPdöne- minde buraya büyük bir yatırım yapılmadı. Gençlerimiz işsiz kaldı. Bizim dönemimizde en büyük yatırım gençliğe oldu. Lniversite açüdı. Isparta'vı üniversite kenti yapacağız. Hedefı- miz 500 bin nüfus" diyor. Görüşmemiz sırasında odada bulunan DYP'liler, ANAP döneminde Isparta'nın el- den gelse 'haritadan silinmek' istendiğini öne sürüyorlar. ANAP'ın hıçbir yatınm yapmadı- ğını da savunan DYP'liler, 1989"dan sonra bu durumun düzeltılmesi için var güçleriyle çalış- tıklanru söylediler. 1980 yıh öncesi İş ve İşçi Bulma Kurumu kayıtlanna göre resmi işsiz sayısı 487 iken bu sayının 1991 yılında 11 bin 800'e yükselmesi DYP'lilerin bu eleştinlenni bir ölçüde doğruluyor. DYP'de Şevket Demirel faktörü de merak edilen bir konu. Cumhurbaşkanının kardcşi Şevket Demirel'in bu seçimlerde "sessiz kal- mayı" yeğlediği bıldinliyor. Ön seçimlere de kanşmayan Şevket Demirel'in bu tavn, örgüt tarafından da ilgiyle izleniyor. DYP'nin buradaki en güçlü rakibi ANAP. ANAP Beledıye Başkan Adayı Ziya Zeynel- gil'le, ANAP İl Merkezi'nde görüşüyoruz. Çok sayıda partilinin izlediği görüşme sırası- ADAYLAR NE DEDİ Necdet HabcKŞHP): Belediyelerin yönetim biçimi sartlara uygun değil. Bunun değiştirilrnesi gerekiyor. Aynca yerel yönetimlere daha fazla pay aynlmalı. Böylece belediyelerin kendi kendine yeter hale getirilmesı sağlanmalı. Tamer Tokuç (CHP): Ispartalılann bazı güzellikleri yakalayacağına inanıyorum. Biz belediye başkan adayımız. belediye meclis üye adaylanmız ve il genel meclisı adaylanmızla bir alternatifız. Tüm sorunlara dennliğine çözüm getireceğız. Ziya Zeynelgil (ANAP): Isparta Belediyesi'nin hesabı kitabı karma karaşık. Belediye tam anlamıyla kroke durumda. Isparta Belediyesi'nin bütün unsurlan kontrol altına ahnacak. Belediye yetkilileri gelir ve gideri bilmiyor. Mehmet Aybatılı (DYP): Şu anki belediye başkanı döneminde düzensiz borçlar yapıldı. Buyüzdençok borcumuz var. Biz yönetime gelince ilk önce gelir kaynaklanmızı arttıracaği7. Isparta ıçin yeni projeler üretilecek Birol Tortul (RP): Seçmenle seçilen arasında birkopukluk var. Bu kopukluğu gidereceğiz. Halk meclisini oluşturacağız. Yap- işlet- devret modeline önem vereceğız. Yeni projelerle Ispartalılann karşısına çıkıyoruz. nda Zeynelgil, Isparta'nın sorunlannı tek tek sıralıyor. Su, hava ve çevre kirliliği, kanalizas- yon, yol, belediyedeki aşın istihdam hakkında bilgi veriyor. 1984-1989 yıllannda belediye başkanhğı yapan ancak 1989 yıb seçimlerinde yeniden aday göstenlmeyen Zeynelgil şimdi ANAP'ın "kurtancısı" durumunda. Zeynelgil, ANAP'ın son aylarda kazandığı ivmeyle, DYP'nin başansız yönetiminin ken- disini şanslı duruma soktuğunu söylüyor. Her ne kadar belediye başkanı şu anda RP'li de olsa uygulamalann DYP'yi "bağladığım" be- lirterek. "Belediye başkanı parti değişrirdikten sonra belediye meclisi karıştı, kavgalar, dövüş- ler... Şu anda sorunlann hepsi askıda kaldı. Be- lediyede kim ne yapıvor belli değil. Bu karışıklı- ğa biz gelince son vereceğiz" diyor. Bu ilde RP de önemli bir oy tabanına sahip. Son 5 yıl ıçerisınde üye sayısmı büyük oranda arttıran RP, yerel ıktidan elinde bulundur- manın avantajını "yaşıyamıyor." Çünkü Ci- van'ın Ankara Çankaya'dan aday gösterilme- si üzerine bu ile "hiç uğramaması" yerel hiz- metleri olduğu kadar "partisinin" de çahşma- lannı olumsuz etkilıyor. RP adayi Birol Tor- tul, "adil düzenin uygulamasını" Isparta'da ya- şama geçireceklerini savunuyor. Ornek istedi- ğimızde, "Genelevi kapatacağız. Genelevin ye- rine gençlerin evlenmelerine olanak sağlayacak çaltşmalar yapacağız" dıyor. Tortul. özellikle DYP tabanından kendileri- ne oy gelmeye başladığını da savunuyor. SHPveCHPoypeşinde Isparta'da sosyal demokratlar oy oranlannı arttırmaya çalışıyor. SHP ve CHP'nin Ispar- ta'nın merkezınde belediye başkanhğını ka- zanması "imkansız" görülüyor. CHP Adayı Tamer Tokuç bu gerçeğin bilincinde. Ancak çalışmalannı yoğun olarak sürdüriiyor. Özel- likle DYP'de yaşanan sorunlar. ANAP adayının daha önce "denenmişliği" Tokuç'u "ateşJemiş" durumda. Sosyal demokrat tabanın kendısını des- tekleyeceğini söyleyen Tokuç, oldukça iddalı. Tokuç, hiçbıradayın seçime "kaybermek için" girmeyeceğıni belirterek. "Ama hayalci deği- lim. Oylarunız 1977 vılından bu yana erozyona uğradı. SHP ojlan son seçimlerde hep düştü. Tekrar bu oyların toplanması için çalışacağız. Belli kadro, belli projelerle hazırlanıyoruz. Bel- ki seçimi kazaıuunavız ama altyapıyı oluşturacağız \e yapılacak ilk genel seçimlerde CHP'nin bayrağını burada dalgalandıracağız" dedi. SHP adayı Necdet Halıcı da Demirel'den sonra Ispar- tada "çok şeylerin değiştiği" inancında. ANAP \e DYP'- nin ortaya çıkan sorunlan çözmekten uzak bir yönetim sergilediğini belirten Halıcı, "Belediye, halktan koparıldı. Biz bu kopukluğu giderece- ğiz. 3 ayda bir halk kurul- tayını toplayacağız. İhaleler halkın gözü önünde yapıla- cak" diyor. ANAP ve DYP'nin ba- şansızlıklan yüzünden oy alamayacaklannı da öne sür- dü. Halıcı. yerel yönetimlerin sosyal demokratlann işı ol- duğunu belirtiyor ve şunlan söylüyor: "Bir çok eksiklik «ar bun- ları da ancak biz yapabiliriz. Çözüm önerilerimiz var tüm sorunlarla ilgili." Yarın:MERSİN Mustafa Kemal Atatürk'e veannesine hakaret eden Mezarcı, kendi annesine sahip çıkmıyor Refahlı HasanMezarahayırsızevlat... ASUMANABACIOĞLU tZMİR- Atatürk'e "veled-i zina" diyen RP'li milletvekili Hasan Mezarcı'nın annesi, oğlun- dan, "oğhım" diye değil, "O" diye söz ediyor ve "kendisini iki yıldır arayıp sormadığını" söylü- yor. İzmır'de bir gecekonduda, yoksulluğun pençesınde. yan felçli haüyle "yaşam mücadele- si" veren Mezarcı'nın annesi Fikriye Çıl, dev- letten üç ayda bir aldığı "yaşldık ye yoksulluk yardımı"yla geçinmeye çalışıyor. Üç ayda bir 1 milyon lıra alıyor. Felçli anne, hastalandığı dö- nemde komşulannın topladığı paralarla ilaç alabildiğini söylüyor. Bugünlerdeyseoturduğu gecekonduyu da kaybetme tehh'kesiyle karşı karşıya. 38 milyon lira tapu parası veremezse oturduğu gecekondudan çıkanlacak. Fikriye Çil. "Bu evden de olursak, meydanda kala- cağız" diyor. Bir süre önce Hasan Mezarcı'ya, torununun aracıhğıyla mektup yazdığmı ve ev için yardım istediğini. ancak cevap bile ala- madığını söylüyor. Fikriye Hanım'ın komşu- lan ise "hayırsız evlat" diyorlar Hasan Mezarcı için. İzmir Yeşilyurt'ta, iki göz odalı bir gecekon- dudayız. Odanın ortasında bir soba yanıyor. Hem yatak hem de oturmak için odada yalnız- ca iki tahta sedir bulunuyor. Tavanı akan ge- cekondunun duvarlan, nemli ve çatlak. Yerde birkaç kilim serili. "Ayakkabılarıntzı çıkarma- ym" diyorlar, çünkü yerler ıslak. Tertipıi ın- YeŞİlyUPt'takİ gecekOndUda Fikriye Hanım. ûçyıldıryan felçli, güçlükle yürüyor. Sigortası olmadığı için o dönemde hastaneden çıkanldığını, komşulannın topladığı paralarla ilaç alabildiğini söylüyor... sanlann yaşadığı harabe bir gecekondu burası. RP MiUetvekilı Mezarcı'nın annesi Fikriye Hanım, ikinci eşi Naim Çil ile burada yaşıyor. Fakirlik yardımı için başvuru Fikriye Çil. üç yıldır yan felçli, güçlükle yü- rüyor. Sigortası olmadığı için o dönemde has- taneden çıkanldığını, komşulannın topladığı paralarla ilaç alabildiğini söylüyor... İkinci eşi Naim Çil ile üç ayda bir aldıklan bir milyon lirayla geçinmeye çalışıyoriar. Kay- makamlıktan "fakirlik yardımı" 300 bin lira alabilmek için form dolduruyorlar. Milletvekili olan oğlu Hasan Mezara"nın, yardım isteğine cevap vermedıgini belirten Fikriye Çil. "Ondan artık bir şey istemiyorum" diyor... Söyleşi sırasında Hasan Mezarcfdan hiç "oğ- lum" diye söz etmiyor anne Fikriye. Ondan ümidini kestiği, kırgmlığı oldukça belirgin. An- cak oğlu için de kötü bir şey söylememeye çahşıyor. Hasta. yorgun ve bezgin görünüyor... Gecekondulanndan 38 milyon lira tapu parası veremezlerse çıkanlacaklannı anlatan Fikriye Çil, "Bu evden de olursak, mevdanda kalacağız" diyor. Bir süre önce Hasan Mezarcı'ya, torunu- nun aracıhğıyla mektup yazdığmı ve ev için yardım istediğini, ancak cevap bile ala- madığını söylüyor. Arada bir gelip yanında kalan kızından olan torunu, "Daynn arayıp sormuyor, yardım etmiyor" diye söze giriyor. Fikriye Çil ve eşinin yaşadıklan gecekondu- nun tavanı akıyor, tamir ettiremiyorlar. Oğlu- nun neden yardım etmediğini sorduğumuzda bir süre düşünüyor, sonra şu sözler çıkıyor du- daklanndan: "Herkesûı kendine göre bir yaşamı var. O da ilk karısından a\ rıldı, çocuklarından aynidı. Ne bileyim ben bilmiyorum. Buradan, Âydui'dan bir kızla evlendi. Bilmiyorum durumunu. O za- mandan beri görmüyorum, hiç gifrnedim. Öbür kansmuı evine giderdim" diye yanıtlıyor... Anne Fikriye. "Zamanında onun babasıyla aynldık" diye söz ediyor oğiundan. İkinci eşi Naim Çil ile evlendikten sonra ise Hasan Me- zara'yı, eski eşinin akrabalannın büyüttüğü- nü belirtiyor. İki yılda bir gördüğü oğlunun kendisine birkaç yüz bin lira verdiğini anlatan Fikriye Çil, "Bir-iki senede bir görürsem bana biraz para veriyor, o kadar. 500-600 bin lira, fazla yok. Evin tapusunu alacağım, alamıyorum dedim, yardım istedim. Yarın öbür gün, üç sene möhlet verdiler bize, bu ev de giderse başımızdan, ne olacak? Mektup yazdık attık, Millet Meclisi'- ne, hiç cevap çıkmadı" diye yakıruyor. Şimdilik kendisine kıanın yardım ettiğini an- latan Fikriye Çil, sonrasından endişeli: "Daha kızım başımda, baknor bana. Mekru- buma hiç cevap çıkmadı, ne yapayım ben. Öde- yemeyince atacaklar bu evden. Tapu dairesine gitrik, tapu 38 milyon tutuyor. Bir kızım var, has- tayun diye torunum y anımda dunıyor. Bu ikinci felç geçirişim. Hastaneye yatayun dedim, ba- kanım v ok diye." Fiknye Çil'in ilk eşinden. Hasan Mezarcf- dan başka bir de kızı var. "O da olmasaydı ben çoktan ölmüştüm" diyor Fikriye Çil. Hastanede üç gün yattığıru. dördüncü gün, sigortası ol- madığı için çıkanldığını belirtiyor. Bu sırada Fikriye Çil'e kıa yardım ediyor "kocası çok iyi olduğu" ıçin. Komşulan para toplayıp ilaç alı- vorlar. "Oğlandan ise hiç yardım görmedim, hiç arayıp sormadı" diyor Fikriye Çıl ve sözlerini sürdürüyor: "İki sene oluyor 600 bin lira verdi bana, ta- mam o kadar. Ne yapalım. Ben istemiyorum, on- dan bir yardım falan istemem. Kendisi bana ve- rirse veriyor, vermezse ben istemiyonım." "Neden çekiniyorsun" diye sorunca, "Ne ya- payun be kızım" demekle yetıniyor. Fikriye Hanım'ın komşulan "hayırsız evlat" dıyor Hasan Mezarcı için. "Anasına faydası ol- mayanı kim ne yapsın?" HAFTAYA BAKIS AHMET TANER KIŞLALI Darbe OIUP mu? Bazı dostlarım vardır. Korkulacak bir şey çıkar diye doktora gitmekten kaçınırlar. Ve gerçekten de korkulacak bir şeyler olduğunda, du- rum giderek ağırlaşır. Sonunda da doktorun yapabilece- ği birşey kalmaz. Türkiye'de bir darbe ortamı var mı? Henüz yok. Ama bazı koşulları da olgunlaşıyor! Eğer bir ülkede, Genelkurmay Başkanı bazı milletve- killerini açıktan 'vatan hainliği' ile suçlamak zorunda ol- duğunu hissediyorsa. Sosyal demokrat bir Başbakan Yardımcısı, endişelerini yüksek sesle dile getirmek ge- regini duyuyorsa... Cumhurbaşkanı, uzun geçmiş dene- yimlerirtin birikimi ile, uyarılar yapmak, bazı adımlar at- makçabası içindeyse. Ve Başbakan, Genelkurmay Baş- kanı'nın demecinin gereğini yerine getirmek telaşına kapılmışsa... Başını kuma sokmanın anlamı kalmamış demektir! Darbe, üzerinde tartışmakla gelmez! Ona ortam hazır- layan koşulların oluşumuna göz yummakla gelir! • • • Askeri darbelerin bazı genel, bazı da -her ülkeye göre değişen- özel nedenleri vardır. Ulke, bağımsızlığını ya da bütünlüğünü tehdit eden ciddi sorunlarla karşı karşıya mı? Sivil kurumlar, bu so- runlarla baş edebilecekleri inancını verebiliyorlar mı; yoksa halkın sivil kurumlara güveni kalmamış mı? Ekonomi önemli bir bunalım içinde mi? Bir baskı yö- netimi, bu bunalımdan çıkılmasını kolaylaştırabilir mi? Sivil güçler, orduyu işe karıştırmamak konusunda gö- rüşbirliği içindeler mi? Olası bir darbe, içerden ve dışar- dan önemli destekler bulabilir mi? Ordu, kendi içinde birlik mi ve kendisine karşı koyabi- lecek bir gücün bulunmadığı inancında mı? Ordu, sivil iktidarlara saygı geleneğine mi sahip; yoksa bu gelenek ciddi bir biçimde sarsılmış mı? Bu soruların yanıtlarını açık yüreklilikle verin. Artıları, eksileri soğukkanlılıkla hesaplayın. Tehlikenin neresinde olduğumuz ortaya çıkar. • • • Orta sınıflar, askeri darbelerin önlenmesinde önemli bir işleve sahiptirler. örneğin, 19. yüzyılda, Ispanyol ordusu Fransız ordu- sundan daha liberaldi. Ama güçlü bir orta sınıftan yok- sun olan Ispanya'da, ordu yüzyıl boyunca birçok kereler darbe yaptı. Buna karşılık -bütün 19. yüzyıl boyunca ve daha sonraları- birçok kez fırsat çıktığı halde, Fransız ordusu siyaset sahnesinde görülmedi. Hatta içinde sağcı eğilimler ağır bastığı halde, solcu hükümetler döneminde de görevini aynı saygı ölçüleri içinde sürdürdü Bir uzmanın da dediği gibi; "Demokrasilerin başlan- gıç dönemlerinde, toplumdaki bölünmeler darbeler ya- ratabilir. Ama daha sonra güçlü bir orta sınıf oluşunca, ordu kışlasına döner ve kendisi de bu sınıfm birparçası olmaya başlar." Kim, orta sınıfları son on yılda perişan etti? Kimler -or- ta sınıfların sözcüsü konumundaki- üniversiteleri, ba- ğımsız yargı organlarını, demokratik kitle örgütlerini susturmak için cansiperane bir savaşım verdiler? Bası- nı büyük sermayenin tekeline altın tabak içinde sunma- nın vebali kime ait? Hangi "işbitirici" iktidarlar devlet bürokrasisinin temeline dinamit koydular? • • • Ekonomik durum, Türkiye'nin konumundaki bir ülke- de, darbe nedeni olmaz. Ancak darbe ortamını yaratan koşulların oluşumunu kolaylaştıran bir neden olur. Darbeyi zaten sorunlar da yaratmaz. Sivillerin o so- runlarla baş edemeyecekleri.o sorunlann yeterince bi- lincinde olmadıkları inancı yaratır. Ordu için en çok önem taşıyan iki sorun ise, Cumhuri- yet'in kuruluşundan bu yana hiç değişmemiştir: Etnik bölücülük ve laik devlet düşmanlığı. Bir RP, bir Erbakan Türkiye'de darbe nedeni olmaz... Eğer güçlü bir Kemalist parti varsa... Eğer-güçlü Kema- list partinin yokluğunda- ANAP gibi DYP gibi partiler, gaflet içinde değillerse... Eğer üç beş oy uğruna, demok- rasiyi ve toplumun geleceğini tehlikeye atacak ödünler vermiyorlarsa!.. Bir DEP, bir Hatlp Dicle, Türkiye'de darbe nedeni ol- maz.. Eğer Kürt kökenli aydınlar, sorumluluklarının bi- lincinde iseler. Eğer "kışkırtıcıajan" işlevi gören birisini sahneden indirip, bir Feridun Yazar ya da benzerini ye- niden sahneye çıkarabilecek bir sağduyuya sahipse- ler.. Eğer yeterince yürekli iseler!.. Ne idüğü belirsiz Mezarcı'lar ve mezar kazıcıları dar- be nedeni hiç olmazlar... Eğer sivil kurum ve kurallar, onlara kamu vicdanında hak ettikleri cezayı verebiliyor- sa!.. Ancak, kendi kendilerini yönetemeyenler, başkaları tarafından yönetilmeye ya da yönlendirilmeye davetiye çıkarmış demektir. • • • Darbelerin "mucize" yaratamadıklarını yaşayarak gördük. Her darbeden askerlerin de sivillerin de aldığı dersler var. 12 Eylül'ün ne denli sakıncalarla dolu olduğu anlaşı- lan mirası yaşanırken, yeni bir darbeye umut bağlamak olanaksız!.. Ama unutmamamız gereken de bir "gerçek" var. Şimdiki durumu darbenın yaratacağı durumdan daha sakıncalı görenlerin sayısı arttıkça, darbe olasılığı da ar- tar! Sivillerin, "bölucü" terör ve şeriatçılığın demokratik devieti yıkamayacağı inancını güçlendirmeleri ölçüsün- de de, darbe olasılığı gündemden kalkar! ANAP'h Aytaç Durak: Medya IstanbuFla meşgul ADANA (AA) - ANAP Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı Aytaç Durak, medyanın İstanbul dışındaki başkan adaylanna fazla yer ayırmadığını belirterek "Oysa Dalan'dan daha başanlı, Sözen'den daha başansız belediye başkanlan var" dedi. Adana Sanayici İşadamlan Derneği'ni"(ADSİAD)ziyaret eden Durak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen'in değil, adamlannın hırsızJık yaptığını belirterek "Adana'da ise başkanlar ağır ceza mahkemeİerinde yargılanıyor. Yeğenim dediği insan, başkanın makamına kadar girerek süah sıkıvor. Bu nedenle, beledivectliğin tabanı ve tavanı da Adana'dadır" diye konuştu. Seçim kurullarına itiraz için son gün ANKARA (AA) - İl ve ilçe seçim kurullannın geçici adaylara karşı RE'sen veya ıtirazlar üzerine aldığı kararlara karşı bir üst kurula itiraz için tanınan süre yann sona eriyor. İlçe seçim kurulu kararlanna karşı il seçim kurullanna, il seçim kurullannın kararlanna karşı da Yüksek Seçim Kurulu'na en geç yann saat 17.00'ye kadar itirazda bulunulabilecek. İl seçim kurullan ile Yüksek Seçim Kurulu. bu itirazlan aynı süre içinde kesin karara bağlayacaklar. Siyasi partiler, alınan bu kararlardan sonra aday lıstelerinde meydana gelebilecek eksiklikleri, 4 mart cuma gününe kadar tamamlamak zorundalar. İl ve ilçe seçim kurullan, kesinleşen aday listelerini 7 mart pazartesi günü ilan edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle