25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmfivaz sahibi: Berin Nadi Genel YayınYöneımeni:ÖzgenAcar • Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya • Genel Yavın Danışmara: Orhan Erinç • Yazıişleri Müdürlen: İbrahim Yıidız, Dinç Tayanç (Sorumlu).# Haber Merkezi Müdürû: İpek Çaltşlar • Görsel Yönetmen: Ali Acar •Dış Haberler: Er- gun Balcı • Ekonomı. Abdurrahman Yıidjrun • Istıhbarat. Yalçın Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül- kadir Yiicelman • Düzeltme Abdullah Yazıcı Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay • Haber Müdürü. Doğan Akın AtatürkBul- \an No:!25, Kat:4. BakanJıklar-Ankara Tef 4195020(7 Hat). Telex: 42344, Fax: 44195027 •İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H.Zıva Blv 1352 S.2 3 Tel:4411220 Telex. 52359. Fax. 44191J 7 • Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğiu İnönü Cd. 119 S. \ o : 1 Kat: 1. Tel: 3522550-35226O1-3522492. Tele\- 62155. Fa.v 3522570 Müessese Müdürü Erol Erkut •Koordınatöı Ahmet Konıtsan •Muhasebe Büktıt Yene • İdare Hüseyin Gûrer • İşletme: önder Çelil • Bılgı-İşlem Nail fnal •Bilgısayar Sıstem Mürüret Çiler • Reklam. Reba Işıtman Y«>Tnıl»>aııveBa»sıı: YenıGun Haber Ajansı. Basıme Yajıncılık A Ş Tûrkocağ Cad 39 41 Cagaioğlu 34334 Ist PK 246 îstanbıil Tel (0 2l2)5l20505<20hal)Telex 22246. Fax<0 212)5138595 2"ŞL'BAT1994 İmsak: 5. i 1 Giineş: 6.35 Öğle: 12.24 İkindı 15.2" Akşam. 17 59 Yatsı: 19 18 Karadam'94 başfadı •Haber Merkezi -Vakkorama tarafından düzenlenen Karadam '94 Kayak Yanşlan. Uludağ'da önceki akşam, Beceren Pisti'nde Ingiliz Fox Fireworks ekibinin havai fişek ve lazer gösterileri ile başladı. Ancak yoğun sis nedeniyle oluşan kötü hava koşullan yüziinden kayak yanşJan diin sabah gerçekleştirilemedi. Ajlan-Mine ikilisi ile Fatih Erkoç. dün Karadam '94'e katılanlara Büyük Otel lobisinde müzik ziyafeti çeküler. Hava koşullan elverirse bugün rally dünyamızın ünlü 10 şampiyonu, Karadam '94 "Şampiyonlar Şampiyonasf'nda otomobilleriyle yanşacakJar. Emlakbank- zedelere umut • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emlakbank'tan dövize endeksli konut kredisi alan ve hükümetin devalüasyon karanndan sonra zor duruma düşen " Emlakbankzedeler" sonınlannın çözümü için söz aldılar. DYP Genel Merkezi 'negiderek sorunlanna çözüm isteyen Emlakbankzedelere, DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu: Başbakan Tansu Çiller'in. Emlakbank Genel Müdürü Aydın Ayaydın ile görüşerek soruna çözüm bulması için talimat verdiğini bildirdi. Kıratlıoğlu. ""Sorununuzu çözeceğiz. Pazartesi günü bu konu halledilecek, o zamana kadar sabredin" dedi. PTT'ninbayram hazırlığı • ANKARA (AA) - PTT. Ramazan Bayramf nda posta hizmetlerinde aksakhklar olmaması için şimdiden bir dizi tedbiralarak vatandaşlan uyardı. PTT'den yapılan açıklamada, bayram öncesinde gişelerin önünde izdiham yaşanmaması için tebrik ve hediyelerin en az 15 gün önce postaya verilmesi Tstendi. Vaiandaşlara kolaylık sağlamak amacıyla haarlanan pul baskılı tebrik zarflan, APS zarflan ve koli yollama kutulannın satışlanna başlandığı bildirilen açıklamada. hediye paketlerinin Ankara, İstanbul ve İzmir illerinde '169 Alo Posta', 'Kapıdan Kapıya Teslim Servisı' ve "Sigortalı APS' servısleriyle gönderilmelerinin mümkün olduğu hatırlatıldı. KöksalToptan'ın Japonya gezisi • ANKARA (AA)-Japonya hükümetinin davetlisi olarak bu ülkede bulunan Köksal Toptan, temaslannı sürdüriiyor. Japonya gezisi süresince Dışişleri Bakan Yardımcısı Shozo Azuma, Dışişleri Bakanlığı ve Dış Ticaret ve Sanayi Bakanlığı üst düzey yetkilıleri ve Keio Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yasuhiko Torii ile görüşen Köksal Toptan, pazartesi günü de Japonya Eğitim ve Savunma bakanlan ile bir araya gelecek. Yabancılara I ANKARA (UBA)-Bazı hak ve özgürlükleri tanıyan İnsan HakJan ve Ana Hürriyetlerin Korunmasına Dair Sözleşme'ye ek 4 numaralı protokolün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun dünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tazepeynire dikkat • ŞANLILRFA(AA)- Şanlıurfa ve yöresinde bahar aylannda piyasaya çıkan taze peynirin. Brucella hastalığına yol açtığı belirtilerek. vatandaşlann dikkatli olmalan istenildi. Uzmanlar, süt tüketiminin çeşitli bakteriyel hastahklan da beraberinde getirdiğini hatırlattılar. Uzmanlar, "Kaynatılmamış süt ve pastörize edilmemiş taze peynirden geçen Brucella hastalığının belirtileri, aşın yorgunluk, iştahsızhk ve buna bağlı şikayetlerdir. Hastalık, tedavi edilmemesi halinde uzun yıllar bünyede kalmaktadır. Bu nedenle, bu tür şikayeti olanlann. hekim kontrolünden geçmeleri gerekir" dediler. -f- lanik Rüştiyesi'nde "Tanzimat reformlan" uygulanıyordu. Nazmi Efendi ailesi Selanik'te. Vali Konağı'nın arkasında. Pa- zar Tekkesi (Bugünkü Kasand- ra) sokağında iki kath ahşap bir evde oturuyordu. Gümrük Başefendisi olan Nazmi Efendi. genç yaşında ıstifa edip. emekliye aynlınca. ailenin geçim yükü kan- sı Atiye Hanım'ın ve oğullannın sırtına kal- mıştı. Altı kardeşin en küçüğü olan Sabiha ilkokula henüz başlamıştı. O yıl. Selanik'in çevrelerinde Bulgar ve Sırp çeteleri birbiriy- le çatışıyor. evleri basılan köylüler şehre gö- çüyor. Osmanlı idaresi buna seyirci kahyor- du. İttıhat ve Terakki Fırkası ise. Paris'te basılıp, kente gizlice sokulan gazete \e der- gilerle, 1876 Anayasası'nın gen getirilmesi. "Meşrutiyet'in yeniden ilanı. kapatılan 'Meclis'in yeniden açılması için gizli bir sa- vaş venyordu. SUNUŞ Y/dM? OGöi Buyazı dizisi, annem hakkmda haztrlamış oîduğum 300sahifelikbiryapıîtan aluınıış parçalardanoluşuyor: "Annem Sabiha Sertel kimdi, neferya&b?"Budizide Sabiha Sertel'in, doğduğu Selanikkentmdekiçocnklnk vegenç kızhkyaşamından, 1968 'deBakü'de ölümiine kadarkiolaylardan ancakbazı bölümkr aktarabüeceğim. Romansıl ve tarihibiyografıniteliğindeolanyapıt, bugazetecimizinözelyaşamı, siyasikavgaları yamnda.yazûanndm veyapıtlarmdanözeiîeride içermektedir. Bu dizide, ancak Türk basın tarihinde önemlibiryeriolan Sabiha Sertel'inyaşammdm bazı sahneleriaktarmak mümkün olacak. Selanik 'tekiaile yaşamındanbaştayarak, 1920'liyıllarda "ResimS Ay"dergismde deştiğisosyalyaralardan, Naztm Hikmet ve Zekeriya SertePleberaber verdiği savaştan, 19401ıyûlarda Tangazetesindeyaptiğı demokrasimücadeksine venihayet Azerbaycan 'daki yaşammdan aktardığımparçatan Ugiyle okuyacağınızı umuyorum. Hikayeningerisini, yakında Yapt veKredi Yayınları tarafından yayımlanacak kitapla bıdacaksınız. Zorla çarşaf giymişti Selanik'teesenhürriyetrüzgarlan küçük Sabiha'yı heyecanlandınyor! İşte küçük Sabiha ilkokula başladığı yıl. Selanik böyle bir hava içindeydi. Ablası ona zorla bir kara çarşaf giydirerek Selanik Rüştiyesi'ne götürmüştü. Bu okulda eğitim. 'Tanzimat reformlan'na, o gün Selanik'te esmekte olan uygarlık. özgürlük ve eşitlik havasına uygun bir şekilde yapılıyordu. Açıhş günü müdür bey bir konuşma yap- mış, "Sizler yeni dönemin cocuklartsnuz. Tanzimattan bu \ ana toplumumuz, kültürü- müz yeni bir aşamaya girdi... Osmanlı toplu- munun ilim >e irfan dünyasına açılması, ce- halete son verilmesi zamanı gelmiştir. Bu bil- gileri edinmek bir yurtseverük göre>idir" de- mışti. Bundan sonrasını kitaptan okuyabm: Anne beni de beraberinde götür! "İkinci ders yılının sonuna doğru. Sabiha'- nın yazdığı şiirler ve küçük hikayeler okulun dcrgisinde çıkıyordu. Henüz 8 yaşındavdı. Ders çalışma biçimi annesini hayretlere dü- şüriiyordu. Değişik derslerin defterlerini önü- ne açıyor. biraz birine, bira/ ötekine yazıyor- du. Otunıp, bir dersi başından sonuna kadar yapmak alışkanlığı yoktu. Bir gün yine böyle defterleri önüne açmış. çalışıyordu. Mutfak masasına güzelce yayılmıştı. E>de valnızdı. Sıkıntüı bir sonbahar akşamıvdı. Hava er- kenden kararmıştı. Sabiha sanki bir fırtına- nın kopacağını, bir şeyler olacağını hissedi- yor gibiydi. Birden kapı açıldı. içeri babası girdi. Sabiha'yı yalnız göriince öfkeyle sordu: - Annen yok mu? -Yok. -Nerde? - TeyzemJer Yalılar'da bir eve taşımyorlar. Annem onlara yardıma gitti. - Bu saate kadar kalınır mı? - Daha saat 6, merak etmeyin annem gelir şimdi. Sabiha ödevlerini hazırlamaya devam etti. Ama babası kabına sığmıvor. mutfakfa beş aşağı, beş yukarı dolaşıyor. - Nerde kaldı bu kaduı? diye söy lenip duru- yordu. Nihayet, saat 8'e doğru kapı açıldı, Atiye Hanım içeri girdi. Girmesiyle de kızıl- ca kıyamet koptu. - Nerdeydin bu vakte kadar? - Faize taşınıyordu. Ona yardıma gittim. Dönüşte tramvaya binmekte zorluk çek- tim... - Sus... N'amuslu kadmlar gece yanlanna kadar sokakta kalmaz!.. Kahpe!.. Nazmi Efendi hiddetle yanındakı iskemie- yi yakaladı. kansının üzerine yürüdü. Sabi- ha korkusundan kendinı minderin üstüne attı. Daha fazlasını görmemek. duymamak için başını yastıklann altına sakladı. Birden bir sessizlik oldu, sonra babasının sesini duydu. - 'Boş'sun, 'boş' düştûn.. 'boş'!.. Atiye Hanım hiddetle: - Ben artık gidiyorum, dedi ve eşyalannı topiamak üzere yukarı katı çıktı. Sabiha he- men arkasından koştu: • Sabiha'nınaltı yıllık Rüştiye'yi bitirdikten sonra gitmeye başladığı "Terakki Mektebi" bir devrim merkeziydi. Burada. Paris'te basılıp, gizlice Selanik'e sokulan gazete ve dergiler, elden ele dağıtılıyordu. Batıdan esen rüzgarlara açık olan buşehirde Sabiha henüz 14 yaşındaydı. Günün olaylan, okulu ve beklenmedik bazı olaylar onu devrim hareketinin içine itmişti. Mecdi Eren - Sabiha Sertel'in küçük ağabeyi Ative Hanım - Sabiha'nın annesi Sabiha da, ağabeyi gibi devrimin her an patlak verebileceğini düşünüyordu. Nitc- kim bu konuşmadan bir iki hafta sonra. 20 Temmuz 1908 sabahı kütüphaneye _gittiği vakit herkesi heyecan içinde buldu. Oğren- ciler duvarlarda Abdülhamid'i yeren afişler görmüşlerdı. Bir çoklannın üstünde, "Ya- şasın Vatan, Kahrolsun Sultan" yazılıydı Söy lentılere göre İttihat ve Terakki Cemi- yeıi. o günü devrim günü ilan etmişti. Zaten Sultan, Manastır'da "Meşrutiyet istiyoruz" diye ayaklanan Müslümanlann isyanını bastıramamıştı. Sabiha, o akşam eve döndüğü vakit bü- yük bir sürprizle karşılaşacaktı. Kapıyı açan, annesi değil. İstanbul'da tahsilde bu- lunan ağabeyi Celal'di. Sabiha büyük bir sevinç çığlığı kopardı: - Ağabey. ne vakit geldin? Seni hangi rüz- gar buraya attı? - Hangı rüzgar olacak. devrim rüzgan. Hem sen benim dört yılda eğitimimi bitire- bileceğime inanmıyor musun? Dört yıl oldu ben burdangideli. Orada biravukatyaaha- nesi açmış olduğum için ışi uzattım. Ama böyle günlerde Selanik'ten uzak olmak olası mı? İstanbuTda telaş Sabiha Sertel- İlkokul sıralarında Nazmi Efendi - Sabiha'nın babası naydı. Sabiha ile annesine de bir oda bulıın- muştu. Ana kız. içinde iki karyoladan baş- ka bir şey bulunmay an bu fakir oda\ a girdi- ler. Atiye Hanım kızına döndü: - Zalim yine bir zalime giriftar olur ahir. Elbette olur e\ vıkanın hanesi viran. Lzun süre babasını gönnedi Anne benide götür' - Anne beni de götür. Beni burda bırak- ma... Bu olay. küçük kızın yaşamında ilk bü- yük dram. ilk ruh sarsıntısıydı. Aksi gibi o akşam Meediağabeyi de biraz geç kalmıştı. O gelir gelmez. Atiye Hanım oğlunu ağabe- yinin evine gönderdi, yardım istedı. Ertesi sabah Haiit dayı gelip. onlan aldı. ana kız kentin arka mahallelerinde, dedelerden kal- ma eski. köhne bir köşke taşındılar. Bu her odasında bir ailenin oturduğu büyük bir bi- Bu göçle Nazmi Efendi ailesi tam olarak bölündü. Sabiha uzun süre babasını görme- di. Görmek de istemedi. Ağabeylerinden. babasının artık daha da çok içtiğini. bazı akşamlar eve de gelmediğını duydu. Devrim heyecanı gençliği sarmıştı Sabiha'nın altı vıllık Rüştiye'yi bitirdik- ten sonra gitmeye başladığı "Terakki Mek- tebi" bir devrim merkeziydi. Burada. Paris'te basılıp. gizlice Selanik'e sokulan gazete ve dergiler, elden ele dağıtılı- yordu. Pans'te Ahmet Rıza'run çıkardığı "Meşveret" dergisınde. Doğu kültürü koru- nurken. Batı'dan pozitif bilimlerin alınması gerektiği ılen sürülüyordu. Adını, "ittihat ve Terakki Fırkası"ndan alan Terakki Mektebi'nde eğitim bu ilkeye dayanışordu. İstanbul'da. Abdülhamit'i de\irip "Meclisi Mebusan"ı (Millet Meclisi'ni) yeniden açtı- rmak için çeşitli siyasal oyunlara baş\ urul- muş. pek çok kimse zindanlara atılmış. sür- günlere gönderilmişti. Nihayet 1907'de "İttihat ve TerakkT'nin merkezi Selanık'e nakledilmişti. Burası Babıali'den uzaktı. Yabancı konsolosluklar de\rim eylemini destekli- yordu. Nıspı bir özgürlük vardı Batı'dan esen rüzgarlara açık olan bu şehirde. Sabiha henüz 14 yaşındaydı. Günün olaylan. okulu \e beklenmedik bazı olay lar onu devnm hareketinin içine it- mişti. Yaşının üstünde fikirler ve bilgıler edinmeye başlamışlı. Sabiha ile Mecdi eve. ellennde gızli be- yannameler. üzerinde. "Kahrolsun Abdül- hamit. yaşasın hürriyet" yazılı afışlerle gel- dıkçe. Âtıye Hanım'ın yüreği tıp tıp atıyor: - Aman evlatlanm. sız siyasete kanşma- yın, başınız belaya girer. diyordu. Onlan devrim eyleminin dışında bıraka- mayacağını biliyordu, çünkü Selanik'te ar- tık ok \a\dan çıkmıştı... Devrim heyecanı- na kapılmış olan gençliği durdurmak olası değildi. Atiye Hanım da. "özgürlük". 'eşit- lik'. 'ınsanal' bir düzen için yapılan bu sa- vaşı destekliyor, ancak çocuklan için kor- kuyordu. Sabiha annesinin bekledıği gibi Rüştiye'- yi başanyla bitirmişti. Okulun dergisinde yazılannın çıkmasıyla övünüyor; okuduk- ça. okuma aşkı ve he\esi artıyordu. Bütün bu başanlara rağmen Atiye Hanım durum- dan çok memnun değıldi. SoranJara kızrnı şöyle anlatıyordu: - Her şeyde müfrittır. Okumaya başladı mı, 12 saat okur. yemeğe bile inmez. Onu ev işıne bir türlü alıştıramıyorum. Beni kandır- mak için gergefe oturuyor. kitabını gergefın altına gizliyor. Ben odadan çıktım mı gerge- fı atıyor. El işine ve e\ ışıne hiç ehemmiyet \ermi\or. Bir gün de Sabiha. annesiyle ablası ara- sında şöyle bir konuşma duymuştu. Annesi soruyordu: - Fatma. bu Sabiha nasıl evlenecek? Dikiş bılmez, )emek pişırme\ı bilmez. Böyle bir kızı kım alır? Sabıha'dan 19 yaş büyük olan ablası ce\ap vermişti: - Ben de Sabiha'vı düşünüvorum, anne. Okusun öğrensın. ıvi. Ama bir genç kız bir evi e\ınp. çe\ırebılmelı. Ya Sabiha!.. 1908 devrimi nasıl patlak verdi? Bu bölümü. bu dızıye kaynak oluşturan kitaptan olduğu gibi aktamorum: Fatma ablanın eundeki sohbetten henüz bir kaç gün geçmişti. Sabiha ile Atiye Hanım. henüz \emek masasına oturmuş- lardı kı ıçenye. elinde gazetelerle Mecdi ağabe\ girdi. - Anne. Subıha. ne duruvorsunuz? Dev- rim başladı. - Ne oldu oğlum. ne var, anlat! - MahirPaşa heyetinden Hakkı Bey öldü- rüldü. - Neolmuş. Hakkı Bev öldürüldüysedev- rim mı bdşladı'? - Anne sen anlamışorsun. Mahir Paşa'yı Selanik'e Sultan gönderdi. orduvu kontrol altına almak ıçın. Ama şımdi ordu ona da başkaldınyor. Bak göreceksın bunun ar- kasından daha neler olacak. İki kardeş beraberce içen girdiler, Sabiha sordu: - Ey anlat bakalım, İstanbul'da ne var ne yok? Celal, kız kardeşini güzelce bir süzdü. Ço- cuk bıraktığı Sabiha büy-ümüş, sanki bir genç kız olmuştu. Gür siyah saçlan eskisi gibi güzel. derin siyah gözleri biraz daha an- lamlıydı. - İstanbul'da telaş var. Sultan ipin ucunu elinden kaçırmış görünüyor. Onun için de boyuna azlediyor, sürgüne gönderivor. Makedonya'da yalnız kentlerde değıl, köy- lerde de isyanlar patlak verdi. Firzoski'de şehre inen köv Iüler. "Meşrutiyetin geri geti- rilmesini istiyoruz" diye bağırmışlar. Koso Valisi Mahmut Şevket Paşa. Gali Bey'ı du- rumu kontrole göndermiş. Gali Bey hiç bir şey yapmamış. Gali Bey Ittihatçı, dunımu merkeze bildırmiş. Ben oradan öğrendim. Ona sorarsan Mahmut Şevket Paşa da biz- den. - Demek şimdi sen de İttihatçısın? - Ne sanıyorsun? Biz Selanik'te devrimci gençler olarak yetiştik. Mason localanna girdik. Bu İstibdat çok sürmeyecek. Cemi- yet. "meşrutiyet"i ilan etmeye hazırlanıyor. Eğer Makedonya'da meşrutiyet ilan edilir- se, bunun bütün memlekete yayılacağı dü- şünülüyor. Bu sözleri. o sırada merdivenler- den aşağı inen Atiye hanım da duymuştu. - Ne dıvorsun oğlum. bütün bunlar ger- çek mi? Karanlıklar aydınlığa çıkacak mı? - Valide hanım, ihtilal 20 Temmuz 1908'- de ilan edıldı. O günden beri Makedonya ıvice kanştı. 21 temmuz sabahı yabancı basın. Manastır'da isyanı bastırmaya gön- derilen Müşir Osman Paşa'nın kaçınldığını haber verdi. Artık Selanik'te bütün mey- danlarda. kahvelerde. mekteplerde Abdül- hamit aleyhine nutuklar çekilıyor. halk is- yana çağınlıyor. - Peki. polıs?.. Aman Allahım!. - Polis hiç bir şey yapamıyor, çünkü her afışin. her konuşmacının etrafında silahlı subaylar beküyor. Subaylann çevirdiği çemberler polisleri korkutuyor. Zaten Sela- nik'te polis sinmiş durumda. YARIN: Ya$asın hürriyet Raif Dinçkök'ün cenaze törenine Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Çiller de katıldı. RaifDinçköktoprağaverildi Spor Servisi - Fenerbahçe Kulübü eski başkanlanndan Raif Dinçkök. dün Teşvikiye camiinde kılınan öğle namazından sonra toprağa verildi. Türk Tekstil Sanayiı'nin önde gelen isimlerinden biri olan Dinçkök'ün cenaze töreninde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Başbakan Tansu Çiller'in yanı sıra Futbol Federasyonu Başkanı Şenes Erzik. Fenerbahçe Kulübü Basın Sözcüsü Erol User. tşadamı Vehbi Koç, Devlet Bakanı Yıldınm Aktuna, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, DYP İstanbul Beledıye Başkan Adayı Bedrettın Dalan. ANAP İstanbul Belediye Başkan Adayı İlhan Kesici de hazır bulundu. AKKÖK Şirketler Grubu Yönetım Kurulu Başkanlığını yapan Raif Dinçkök (82) uzun zamandır çekmekte olduğu zatürreeye y enık düşerek önceki gün sabaha karşı yaşamını yitirmişti. Dildekiyozlaşmaya karşıkampanya İstanbul Haber Servisi - Ata- türk Kültür. Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Başkanbğı yazılı bir açıklama yaparak. "Türk di- lindeki yozlaşmaya karşı kam- panya" başlattıklannı açı- kladı. Yabancı sözcüklerin "Salgm hastalık" gibi yavıldığına dikkat çekilen açı- klamada, "Şov" kelimesinın >erine. "gösteri". "şovmen" yerine. "gösteri adamı". "talk şpv" yerine. "çene yanştırma" kelimelerinin kullanılması gibi öneriler yer aldı. Türk Dil Kurumu Başkan vekili Prof. Dr. Ahmet Ercila- sun imzasıyla yavınlanan açık- iamada. son zamanlarda dili- mize karşı umursamazlık ve duyarsızlık içinde bulunuldu- ğuna dikkat çekilerek, "Batı- dan giren kelimeler dilimizi ya- ban otu gibi sarmakta, dilimi- zin güzel kelimelerini unuttur- makta ve kovmaktadır. Gün gecmiyor ki, batının yeni bir kelimesi dilimize arz-ı endam etmesin. Oralardan insan- iarunıza ve Özellikle gençleri- mize sirayet eden bu kelimeler salgın bir hastalık gibi her ta- rafı sarmakta. bir y andan dili- mizi zay ıflatırken, bir y andan da onun güzelliğini bozmak- tadır" dendi. Atatürk'ün devimıvlc "DUi- mizi kutsal bir hazine " sayan tüm aydınlann duyarlı olma- ya çağınldığı açıklamada karşılaştırmah ilginç örnekler verildi. Bu örneklere göre ya- bancı kelimeler ile kullanılma- sı istenen Türkçe karşıhklan şöyle: " Şov": Gösten. "Şovmen": Gösteri adamı, "Vanmen şov": Tek adam göstensı. "Şov yap- mak": Gösten vapmak. "taîk şov": Çene yanştırma. "Talk şovcu": Çene vanştırıcı. "Şo>- nım": Sergi evi, "Sentır": mer- kez, "Çek etmek": yoklamak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle