02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14ŞUBAT1994 PAZARTESf 8 DUNYADA GEÇENHAFTA Yatılıokullar ekonomiyeyenik EDİPEMlLÖYMEN LONDRA - Hindistan, Güney Afrika, Jamaika, Avustralya, Rodezya (şimdiki Zımbabvve), Nijerya, Kenya vedaha başkalan... Bunlann hepsi. geçen yüzyılda bu sıralarda üzerindegüneş batmayan büyük İngiliz İmparatorluğu'nun uzak adresleri. Ozamandünyanm öbür ucunda olan yerler, hala dünyarun öbür ucunda. Buralara atanan devlet memurlanıun arkasından eşleri ve çocuklan ya yaşlı gözlerle bakarlarmış ya da arkada kalan sadece çocuklar plurmuş. Baba, yadellere imparatoriuğun bürokrasisini yürütmeye gidince çocuklar ne olacak? Yallah yatılı okula... Geçen yüzyılda imparatorluk büyüdükçe büyiiyen yatılı okullar. şimdi ise artık tarihi birgeleneğinmirasçılan. Ve büyüdükleri hjzda olmasa bile daha yavaş bir hızla kapanıyorîar. Bunlardan sonuncusu, en gözde yatılı kız okullanndan ve en eskısi sayılan Lawnside. Elbette Londra'dadeğil. Ülkenin batısında, 'gerçek' Ingütere'nin doyumsuz yeşillıkleri, sakin ve ağırbaşlı taşrasında. ünlü Malvern ılıcasınınyanında. l40yıl hizmet veren Lavvnside, artık serbest piyasa koşullan ve arz-talepyasası uyannca ekonomıİc olmaktan çıktı. Geçen hafta kapanacağı açıklandı. Kapanacak dedıysek kapısına kilit vurulacak değil elbette. Yakınlardaki bir başka okulla birleşecek. Kırmızı tugladan malikane göriinümlü binalan, tenis kortlan, dolaş dolaş bitmezyeşil sahalan iledört dörtlük bırokuldu Lavvnside. Ama yıllık ücreti 10 bin sterlinı buluyordu. Yani, 250 milyonu. Bu.çıplak ücretti. INCİLTERE Buna bırdeçocuk için yapılacak ek masraflan ekleyince bir servet gerekiyordu. Özel okul ücretleri, İngiltere'de enflasyon oranının birkaç yüz katı birden artü son yıllarda. Yatıh okullara yapılan başvuru sayısı geçen yıl yüzde öoranındaazaldı. Bunda başlıca neden, ücretlenn yüksekliğide değil. Kendileri yatılı okulda okumamış ana-babalann sayısının artması ve çocuklannı yatılı okula göndermeyi düşünmemeleri. Eskiden yatılı okul, adeta mecburi bir eğitim biçimiyken ulaşımın daha kolaylaşması, eğitimin örgünleşmesi, özel okul seçeneklerinin artması, devlet okullannın bazuannın özel okullardan da iyı olması gibi nedenlerleyaülılık, çocuk romanlannda kalan biryaşam biçimi olmaya başladı. 1856'da küçük bir evde tek öğrenci ile işletmeye açılan Lavvnside. ekonomiye yenildi. Ama yenilmeden ilerleyen çok ünlü ve çok seçkin özel yatılı okullar hala var. Sadece erkek öğrenci alan Harrow, Eton, Charterhouse. Rugby gibi yerlerde çocuk okutmak için servet gerekiyor. Kızokullan da öyle. Roedean, Benenden, Wycombe Abbey. Downe House, Cheltenham gibi ünlü okullardan ülke ekonomisi; iş dünyası, üniversiteleri, bankalan ve ülkeyönetimi için zeka ve eğitim yüklü kızlar çıkıyor. Eğitim düzeyı yüksek olduğu ve iyi para getiren işler de az olduğu için ister kız, ister erkek, isterözel okul, ister devlet okulu mezunu olsun, bizdeki liseye tekabül eden diplomayı 18yaşındaalan gençler arasında rekabet, Bay Danvin kurallanna göre. Anahtarparti anahtarsızkaldı GÜRHAN L'ÇKAN STOCKHOLM - İsveçte iç politikanın en önemli olayı, parlamento aritmetiğinde anahtarparti durumunda olan Yeni Demokrasi'nin genel başkanının istifa etmesiydi. Sokaktaki adamın partisi olma savıyla seçimlere katılan, bira kasalanndan oluşan kürsülerde seçim konuşmalan yapan ve ülke tarihinde ılk kez kurulduktan sonra gjrdıği ilk genel seçımlerde parlamentoya gırerek rekor kıran Yenı Demokrasi'nin liden Ian Wachtmeister, partisinın bugünkü halıyle işlevini yerine getiremediğini söyledi. Wachtmeister, partinin iki ay sonra yapılacak olan kongresine dek başkanlık görevinı sürdüreceğinı söylemesi, ikinci başkan ve bu ana dek Ian'ın en yakın 'silah arkadaşı' olarak görülen Bert Karlsson'un tepkisine yol açtı. Karlsson, "Gidecekse hemen ISVEÇ gitsin!"dedı. Koalisyon hükümetini defalarca kritik durumlarda desteleyerek kurtaran, çekinmeden halkın ırkçı duygulannı körükleyen vedoğru dürüst hiç bir ilkesi olmayan bu partinin girdiği bunahmın, eylülde yapılacak olan genel seçimlerden önceki havayıepey bulandıracağına kesin gözüyle bakılıyor. Saraybosna'da pazaryerinin kana bulanmasından sonra yeniden canlanan tartışmalar, Başbakan Carl Bildt ıle sosyal demokratlann dış politika uzmanı, eski kabine sekreteri PferreSchori'yi deiçinealdı. Carl Bıldt'ın doğrudan doğruya askeri müdahale konusunda kajpak konuşmasına sınirlenen Schoiri, İsveç dış politikasının, orta-sağ koalisyon hükümeti nedeniyle inandıncı olma özeiliğini yitirdiğini söyledi. Basınatgözlüğıinüçıkarmıyor DÎLEK ZAPTÇIOĞLL BERLÎN - Alman basınında Türkıye'yie ılgili haberler geçen hafta yine PKK-İslamcılar-ekonomik kriz üçgeninde \ oğunlaştı. 7 Şubat pazartesı günü Berlin'de yayımlanan Beriiner Zeitung'daki tam sayfalık bir haberisediğerlerinden farklıydı. Beriiner Zeıtung gazetesi, Almanya"nın iddialı, kaliteli yayıncılık yapma çabasındakı Gnmer und Jahr basın grubuna aıt. Hamburg merkezlı Gruner und Jahrgünlük gazetelerin yanı sıra "Stern", "Brigirte", "Geo" gibi dalında öncü dergiler ya> ımlıyor. Gruner und Jahr'ın birde özel gazetecilık okulu var. Hamburg'daki Henri Nannen Okuiu'na alınmak ve buradan mezun olmak, Alman basın dünyasında şerefmadalyası yenne geçiyor. "Beriiner Zeitung", Alman basın dünyasının duayenlerinden Erich Böhme nın yönetiminde. İşte bu gazetenin 7 Şubat 1994 Pazartesigünkü nüshasının üçüncü sayfasında upuzun bır"haber" yayımlandı. VValter Wüllenweber ımzasını taşıyan yazının başlığı, "Bazen birbirlerinin büfelerini yakıyorlar" Alt başlık: "Almanya'daki Türkler te Küıtler arasında ilişkiler gergin. Ankaranın medv alan havayı kızıştınyor." Habenn gınşinı birlıkte okuyalım: "Kürtlerie Türkler arasındaki sa*aş, Türkive sınırlannı aştı. Almany a da çoktan çatısmaların arenası haline geldı. Ama burada tüfekle değil, kjtlesel > ayın organlarıyla savaşıüyor." Beriiner Zeıtung muhabirinin yaasını okuduğumuzda şunlan öğreniyoruz: Türkıye'de "Türklere Kürtler arasında savas" var. Türklerin safında yer alıp savaşı sayfalannda Aünanya'ya taşıyan gazetelerise Hürriyet ve Milliyet. Bu iki gazete "hükümete yüzde yüz bağlı." Örnek mi istiyorsunuz? Hürnyet'ın >ayımlanmaya başladığından beri logosunun altında taşıdığı "Türkiye Türklerindir" ibaresi yeterli bir kanıt! İkıncı örnek: Hürriyet"in 1993 bahannda başlattığı "Mehmetçiğe bağış" kampanyası. Alman gazeteci ALMANYA şöyle yazıyor: "Parayı Tûrk ordusu alacaktı" terorizmle mücadeleıçin "yani açıkçası: Kürtlere karşı." Alman gazetecinm ülkesındeki koşullar hakkındaki bilgisı yalnızca şu gözleme dayanıyor: BirTürk bakkalına girip "Kürtlerle aran nasıl"diye soruyor. Adam da komşu bir büfeden söz edip, "Onun sahibi Kürt, bunlara karşı temkinli da* nanıvorum. PKK mı değil mi beUi olmaz" diyor. Bu arada konuştuğu bir kişi, ona Almanya'daki TürkJerle Kürtlerin "bazen birbirlerinin büfelerini yaktığını" söylüyor. Türkıye'de olduğu gibi burada da Türk-Kürt aynmı yaratarak insanlan etnik kökenine göre ayınp birbırine düşürme taktikleri, kuşkusuz lcimi yerlerde ilk meyvelerini vermekte. Bu, başlıbaşına korkunç bir gelişme ve önlenmesi gerekli. Ancak Alman gazetecı, burada yaşayan 2 milyon Türkiye kökenli insanın birbiriyle nasıl geçindiğinin örneklerini araştırmak yerine genellemeyi seçmış. Daha yazısının ılk cümlesiyle "TürkJerle Kürtler arasındaki savaş"tan söz ederek kendisinın düşmanlığı yarattığının farkında bile değil. İddialan, hıçbir kapsamlı araştırmaya dayanmıyor. Değil Almanya'daki Türklerle Kürtler arasındaki durumu ıncelemek, Türkiye'ye ayak bastığmdan da kuşku duymak gerek. O haldeTürkiye'de "Türklerle Kürtlerin savaştığını" ona kim fısıldamış? Ve Alman gazetecı bir kere takmış Türk gazetecilerine. Türkçe bilmediği ıçın tek satınnı okumaktan aciz bulunduğu Hümyet'ı Berlin Yabancılar görevlısı Barbara John'a da şikayet ediyor. Çünkü meslektaşımız, "AJman yasalarının Türk medyalarına u>gulanmamasından" rahatsız! Barbara John da gazeteciyi yatıştırarak bundan sonra Türk gazetelerin yaymlannı dikatle ızleyeceğini söylüyor. Peki, Alman medyalannda Türkiye'yle ilgili yanlış ve tek yanlı yayınlan kam denetleyecek?Gönül isterdi ki gazetecileri kendi okulundayetiştiren saygın Gruner und Jahr'ın bir gazetesindeyayımlanan yazı nesnel, iyi araştınlmış, bilgilendiricı olsun. Gazetecilik kurallannın başında, "objektifhabercilik"geliyor. Bir konunun. gazetecınin elindeki tüm olanaklan seferber ederek- araştınlması, farklı bakış acılanrun venlmesi, eldeki tüm bilgılereksiksız sunulduktan sonra yorumun okura bırakılması, bu meslekte başta gelen kurallardan biri. En aandan öyle olmalı. Ne yazık ki Alman gazetecınin Türkçenin T'sini bilmeden vedoğru dürüst araştırmadan kalemealdığı yazı; Türkiye'>ı Yugoslavya'ya çevırmeplanından başka birşeye hizmet edebilir mi? Yoksa "Birbirlerinin büfelerini kundaklıvorlar" manşetini okuyan Alman okur, "Bak, yabancılann yerlerini kundakla> anlar yalnız Almanlardeğünıiş"dıyerek rahat bir uykuya mı dalacak? LeMonde gazetesindeaile kavgası bitmedi BreziJya'nınbaşkentiRiodeJaneircgelenekselkamavalşenJikle- Ç nnin başlamasıyla birlikte yine dünjanın dans, müzik ve çılgınlık başkenti oldu. Sıcağa aldırmadan sokaklara fırlayan binlerce kişi, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krize, kentin artan suç oranına, sivasi skandallara boş verip samba müziğinin dansa çağrısına kulak verdi. Başkent sokaklannı renklendiren giysilcrden biri de hayat pahalılığuu protesto eden bir Brezi)valının bol miktarda boş tabaidı kosrümüydü. MİŞEL PERLMAN PARİS - Fransa'nın önde gelen gazetelerinden Le Monde, yine oldukça önemli bir bunahm geçınyor. Yazılı basının çözümlenmesı gereken sorunlan arttı bırsüredir. Kımı istısnalardışında, durmadan yenı formülleraramak. gazetenin içeriğinı zengınleştirmek. çeşitlendirmek zorunlu. Ama bu değil ünlü Le Monde'un sorunu. İçerikdesenız.gavet iyi. Ciddiyetı de eskisi gibi. Fakat ekonomik koşullann acımasızlığı karşısında nasıl dav ranmak gerekir? Kısacası. bundan yaklaşık3yılönce Genel Yayın Müdürıiemektar Andre Fontaine'ın koltuğuna yerleşen Jacques Lesourne, 5 yıllık döneminın üçüncü yılını doldururken aniden istifa ediverdı. Dünyada bomba gıbı patlayan türden birolay değıldı bu kuşkusuz. Ama Fransa'nın belirli birdüzeydekı okurlan. politikacılar. diplomatlar heyecanla karşıladılar bu gelişmeyi. Şımdi herşeyden önce Jacques Lesourne'un kim olduğunu belırtmek gerek. Kendisi tanınmış bir ekonomist. LeMonde gazetesinin de gazetecı olmayan ilk genel yayın müdüru. Zamanın zor maddi koşullanna karşı mücadele etmiş Andre Fontaine'ın çekilmesinden sonra onun yerine getınlmış. Sevk ve idareyi iyi bilen Jacques Lesourne'un. gemiyi dalgalara karşı iyi koruyacağı sanılmıştı. Doğfusu şu ki. 12 Şubat 1994 tarihli Le Monde'un birincı sayfasında, çıft sütun üzerine oturtulmuş 'Bir istifanın nedenieri 1 başlığını görenler gözlerine inanamadılar. Jacques Lesourne, 1 Şubat 1991'denbuyana gerçekleştirdiği işleri anlatıyor, ekonomik zorluklan dile getiriyor, sonbahar ortalannda kişiliğı kadaı; yakın çalışma arkadaşlanna karşı gınşilmiş baskılardan yakınıyordu. Buna karşılık, 3 yıllık yönetımi sırasında kaydedilmış başanlan da anlatmakta haklıydı Lesourne. Özellikle yüzde 34 artan tiraja (yaklaşık 500 bın), gazeteye getirilen yeniliklere, 'başarıir olarak tanımladığı 2>îık Le Mondedes Debatsdergisınınekım 1992'de kurulmuş olmasına dikkat çekerken. Dolaşan söylentilere kulak verecek olursanız, Le Monde'da çalışan gazetecilerin, söz konusu istifaya hiç mi hiç üzülmediklerini, hatta bir süredirgruplaşmalara sürüklenmiş meslektaşlanmızın. Lesourne'un. önümuzdeki 19 şubatta görevinden aynlmasıyla. yeniden birleşme işaretleri verdiklerini duyabilirsiniz. Prestijli. ağır başlı, ciddi ve neredeyse dışişleri bakanlığı kadar nüanslara önem veren, Fransız basınmın gerçek temsildsi Le Monde'daki son gelışmeler nasıl değerlendirilmeli acaba? En doğrusu, "aile kavgası' demek olsa gerek... KONUK YAZAR Sırbistan,BirleşmişMilletler ambargosunudeliyor Prof.Pr. TÜRKKAYA ATAÖV Uluslararası toplum, Saraybosna'daki son sivil katliamına tepki olarak belki gene yalnızca 'laf üretmekle' kalacak. Ama bu arada Bosna Müslümanlanna yardım bir türlü yapılamazken Sırbıstan, Birleşmiş Milletler ambargosunu delmeyi başanyor. Sırbıstan'ın Rusya'da Boris Yeltsin'e mu- haüf aşın Rus milJiyetçi çevreleri, Kıbns Rumlan, Yunanistan ye Irak yönetimıyle temelde silah alışverişi yeterince bilinmi- yor. Sırp ileri gelerıleri. Rusya'nın genişleme siyasetine dönmesini isteyen ve şu anda Yeltsin muhaJifi olan şoven ve Slavcı cevre- lerle ılişkilerini yoğunîaştırmaktadır. Ayn- ca Rusya'dan Sırplara gönüllüler, paralı askerier ve geüşmiş silahJar akıyor. Vladi- mir Jirinovski'nin son ziyareti bunun doğal bir sonucudur. Daha önce Belgrad'a ve Bosna'ya gitmiş olan aşın sağcı Rus gene- rali V. Filatov. tanınmış Rus milliyetçısi V. Belov ve benzerleri. binlerce Rus gönüllüsü yollama sözleri vermişler. St. Petersburg kent meclisi üyesi V. Beliniev gibi kişiler bu birlikleri Bosna toprağında denetlemişler, muhaliflerden aşın milliyetçi NA.. PaWov, Yeltsin ve ekıbı uzaklaştınlınca her türlü desteğın daha da artacaşnı söylemiştir. Sırp-şoven Rusışbırliği, Yeltsın muhaiif- lerinin Belgrad'a sılah ve Sırplann da aşın mılüvetçi gruba para sağlanması bıçımın- dedir. Her iki taraf da yalnız Slav dayanış- ması içinde kalmayıp, eskı Yugoslavya ve eski Sovyetler'den mümkün olduğunca fazla toprak koparma çabası ıçındedirler. Rus subaylannın da ilişkili olduğu özel şir- ketler ve mafya kunıluşlan, Moldova ve Romanya topraklan kanalı>la Belgrad'a ve Sırp denetimi altındaki topraklara, T-55 tanklan ve savaş başlıklı füzeler de dahıl olmak üzere sılah aktarmaktadırlar. Kara- deniz fılosu komutanı Amiral E. Baltin Sır- bistan ve Karadağ'a karşı BM yapünmları uygulamayı reddetmiştir. Kıbns Rum kesimi Sırbıstan gızli sılah alışverişinın bir kıs- rrunı Kıbns Rum kesimi üstünden yürüt- mektedir. Kıbns'ın güneyinde 500 kadar Sırp şırketi var. Bunlara ve Rus işadamlan- na, başkalanna gösterilmeyen kolaylıklar sağlanıyor. Sırp Cumhurbaşkanı Slobodan Milose- viç'in kardeşi M. Milose>iç de bunlardan birinin (Intereksport) sahibidır ve cumhur- başkanının kendi de bu şirkette ortaktır. Özellikle kardeşi Marko, eskı Rus Güven- lık Bakan Yardımcısı A. Oloni Kov'la yakın ılışkı ıçındedır. Bir zamanlar şimdıkı cumhurbaşkanınin katip olarak çalıştığı Beohanka'nın bir yan kuruluşu olan Beog- radaka Banka. Lefkoşa'nın Rum kesımin- de bir şube açmışur. Mevduatı 700 mihon dolann üstündedır. Belgrad Başpıskopo- su, Sırbistan'ın başkentindekı Kıbns Bü- yükelçisi A. Papadopulos'a, kilisesının en büyük nışanıru vermişür. Elçinm kardeşi. iki Sırp şırketinin Kjbns Rum kesimindeki temsilcisidir. Dış politika ve ticarette yalnızlığa itilmiş olma ve Birleşmiş Milletler ambargolan, Irak'ı da Sırbıstan'a yaklaştınyor. Genel- kurmay Başkanı Z. Paniç'in önce gızli tu- tulan 15 Mart 1993 tarihli ziyaretinin silah alışverişınde yoğunlaştığı anlaşılıyor. Dünya banşı için en cıddi endişe, Sırpla- nn aşın milliyetçi Rus çevrelerince destek- - leniyor olmaîandır. Yayılmaa emelleri ol- duğu bilınen şoven gruplann ıktidara gel- meleri durumunda. Sırbistan ve Bosna mo- deli çok geniş çapta ve birkaç kat büyümüş olacaktır. Seviyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle