Katalog

14 ŞUBAT1994PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 ANKARA kulisiIŞIK KANSU Carsaf moda olacak R PİstanbulAnakent Belediyesi başkan adayı Tayyip Erdoğan'ın,"İktidara gekJiğimlzdePierre Cardin gibilerini getirip, çarşafdefilesi düzenleyeceğiz. Mankenlerimiz podyumda bikiniyideğil.çarşafı tanrtacak ve dört ay sonra da çarşaf moda olacak" sözlerinin yaşama geçtiğini düşleyiniz. Podyumda, Adnan Hoca'dan dönme, yenı RP'li mankenler, Ahmet Ozhan'm tasavvuf müziği eşliğindesunucu, izleyicilere tanıtım yapıyor: "Pterre Cardin'ln saten çarşafları pek gözde bu yıl. Beiden büzmeli, göriJlmeyen gözleri süzmeli. Iskarpinlerdeyeşil Gözlemci statüsü Konuk Azerbaycan Cumhurbaşkani Haydar Aftyev iJe Cumhurbafkanı Süteyman Demtreiin başkanJıkeölğ? iki üike heyetleri tam 16 anlaşma ve protokol imzalayacak- lardı. Çankaya Köskü'nde frtetmler hazırlanmıştı, bakan- lar ayakta bekfiyoriardf. Azerbaycan taraftnda 16, Türkiye tarafinda 16 bakan irrtza için hazırtantyorlardı. Arka- daşımız merak etti, saionda kaçfaakanvar saymaya baş- ladı. Azerbaycan'dan 16 bakan varöı, otarnam. Türkiye'- den ise 17 bakan sayd). Ortada 16 metin vardı, demek bir kişi fazlaydı. itgüt bakartar çağrıldıkça, Aliyev ve Demi- rel'in bulundukları masaya gidip, Jmzaiarmı attp yerleri- ne geçiyorlardı. Çağrtlmayan 17. Türk kabirte üyesi, Enerji ve Tafaıi Kaynaklar Bakam VeyseiAfesoy'du. Atasoy, törene, herhaide 'gSöemef statüsünde kafıij- yordu. tutuluyor. Takı olarak muskayla süslenen giysi, siyahlığa ayrı bir hava veriyor. Peçeler, keçeden. Çoraplar, bir santim gözükecek. Beyaz olabilir, ama llle de ipek. Eldeki. Milli gazeteye ya da Zaman gazetesi entelektüel gorünümü pekiştirecek." Modacılar, Erdoğanın sözlerini nasıl karşıladılar bilemeyiz. Ancak, SHP'nin kadın Genel Başkan Yardımcısı önay Alpago'nun tepkisi şöyle: "Çarsafın moda olmamasını istiyorum. Modayı, kadınca bir yorumla açıklarsak, şüphesiz kendine yakışanı giymestdir, seçmesidir. Ama çarşafın, kadını güzelleştiren bir giysi olmadığına inanıyorum. Bir simgesel amaç, bir simgesel düşüncenin hayata geçmesini amaçlayan dilek olarak aldığım için de, hiç olmamasından yanayım." Tedbirli Başbakan Başbakanımız Tansu Çiller, uzunzamandır araverdiği'sûrç-i lisan'larınayeniden başladı. DYP Kadın Komisyonu'nun düzenlediğişölende 'KadınlarGünü'nü kutladı.Ama.tambiray önceden. Çiller sayesinde, DYP'li hanımlar, adı üstünde'8 Mart Kadınlar Günü'nü, 8şubattakutlamış oldular. Çiller, Adalet Partisi'nin 33. kuruluş yıldönümünde, daha tedbirli davrandı: "Adalet Partisi'nin otuzüncü yıldönümünü kutluyoruz." Böylece Çiller, 30 mu dedi,33müdedi,belli olmadı. Gazetecilerede ekmek çıkmadt. Yeni Devlet Bakam Aykon Doğan- Sayın Erhan, kutluyo rim. Uçak tuttu da biraz rahatsızım... Yeni Devlet Bakam rum. Ağrı Milletvekili olarak, Iran ile karma ekonomik ko- Aykon Doğan- Sayın Erhan, isterseniz, bana bağlanan misyon toplantısına katılıp, Türkiye adına protokol imza- kuruluşlardan bir tanesini size verebilirim... Cemil Erhan- ladıniz. Eskl Devtet Bakam Cemll Erhan- Teşekkür ede- Istemem, istemem. Bir daha mı... (Fotograf: RIZA EZER) &4LARISI Müteahhit Temel, inşaat müteahhitiiğine başlamtş, ancak sagtığt pekyerinde değitmiş. Btr doktora gözükmüş. Ooktor.tyfoebir muayeneetrruş kendismi, sonra da tanısını koymuş: "Karnıns*ı toofarntş, adaleterinkireçienmiş, karondademir, böbreklerindetaşve kamvar." Temel, doktorun yanağtndan bir kesme atmış:"Ysşasen doktorcugum.desene »ihateyikaptjmgftti." Muhafazakar terminoloji A NAP'ın Ankara Anakent Belediyesi başkan adayı Rüşiü Yüce, politikayı yeni öğreniyor. Kendisini 'sosyal demokrat' olarak tanımlayan bir kişinin I iberal, hareketçi, muhafazakar bir partide politikayı öğrenmesi de güç. Rüştü Yüce, propaganda çaltşmaları sırasında 'parti büyüklerinin' sık sık uyarıları ile karşılaşıyor. Yüce, gecekondu mahallesine gitmiş, yurttaşlarla konuşuyor. Tam, "Çocuklarda yarabcılığı geliştirmek için" diye başlayıp, tasarımını anlatacak, ANAP'lıları ük'tutuyor. Kaş işaretleri, göz kırpmalarfilan. Yüce, "Neoldu" diye soracak oluyor, "Hocam, sen ne diyorsun? Yaraücılık deme, bizim seçmenimlz hoşlanmaz. Yaratıcılrk, Allah'a mahsustur" yanıtını alıyor. Yüce, şaşkın sitem ediyor: "Yav, ben de, bu yarabalık kelimesini çok severim, kullanınm ve çocukların yarabcıltğını geliştirmek isterim. Ben, Karısıklık N ATO'nun Bosna-Hersek ile ilgili kararları ajans telekslerinden akarken, yoğun bir gece yaşanacağı anlaşıl- mıştı. Arkadaşlarımız, biryandan Dışişleri Bakanlığı'nı ararken, bir yandandatakıldıkları birkonuyu Anadolu Ajansı Dış Haberler Servisi'ne sorma gereği duydular. Ama, önlerindeki masa o kadar karışıktı ki, basın rehberini bulamadılar. Anadolu Ajansı'nın telefon numaraları da akıllarından uçmuştu. Hemen 118'içevirdiler: - Anadolu Ajansı lütfen. -Nedediniz? -Anadolu Ajansı. Kısa birsesizlikten sonra, görevli bayanın sesi duyuldu: - Kayıtlarımızda geçmiyor. - Nasıl olur hanımefendi, koskoca devlet ajansı bu. Anadolu Ajansı nasıl geçmez? - Ne, Anadolu Ajansı mı? Söylesenize beyefendi, ben de iki saattir Anababa Ajansı'nı arıyorum. Fular kapmaca Baba'mn simgest, föir şapfca'yd'• Arta'mn sirrtgesi de, lular'. Baba'mn eltnden fötr kapmak, gelenekseltesmiştl. Onun İçin, Baba, rtergezisinebirkaçfötrfe gitrnek zorundaydf. Ana, ayre kaderfe baş başa. Başbakan Tansu ÇJBer, fular kapmaca oynayanlar içirr, yurt gezilerine, birtorbafularla birlikîeçıkıyor. Hanım korumasimn elirtde mutlaka bir fular torbası bufunuycc. Çiller, büyük çogunîuğuntm Avrupa'dan geidiği söytenen fularlanni kaptırmamak için bu yönteme başvuruyor. Vatandaşlannın karştsma önce futarsızçıkanÇilter, konuşmasmt bltirdikten sonra, korumasını yantnaçağtnyor, nayion torbadan ç^kardtğı, hepsi aynt renk, cins ve 'ucuz* oian fu)an takıyor boynuna. Hemserilerine şirin gözükmeye çalfşan DYP milfetvefcfiferinin de tofbadan fuiar aşırtp,da§fttıkları bifiniyof. Edlrtdi§ifTii2 bilgrye göre bir gezkJe, btrkaç fular birden gjdiyormuş. Fulan kapaniar neyapiyoriar acaba?Gözlerine bağiayıp, körebe oynayaniara rasttanirmt, kimbjfir?. projemi nasıl anlatacağım?" Kısacası, Rüştü Yüce'yeTürkçedekullanılan pek çok kelimeyasaklanmış. Üstüne, önerilen kelime ve kavramlar da var. Işte birkaç örnek: "Aman hocam, her konuşmanda mutlaka milliyetçilik kelimesini kullan." Hoca, "Peki" diyorda. metro projesini anlatırken, "milliyetçilik" kavramını araya biryerlere nasıl sokuşturacağınıkendisine soramadan daedemiyor: "Metronun milliyetçisi nasıl olur?" Uyarılar, bağnazhk noktasına gelince Yüce'nin tepesi atıyor. örneğin, biröğretim üyesi olan Rüştü Yüce, ellerini önünde bağlayarakdurmaktan hoşlanıyor. Hoşlanmamalı. ANAP'ın ileri gele/ıleri, karşı çıkıyor: "Aman hocam, öyle yapma. Kısmetinbağlanır." Rüştü Yüce, "kısmet" deyip, giydi kispetini, çıktı politika meydanına. Sol ayağından tek daldılar, köprü. Sağ ayağını da kaptırdı mı, tuş. Trafik canavarı Bayındırlık ve İskan Bakanı Onur Kumbaracıbaşı, daha önce, saatte 120-150 km. hızlagidilen otoyollarda 'börülce, süpürge' satanlar olduğunu açıklamış ve eklemışti: "Demek, otoyollarda duranlar var ki, adamlar börülcesatabiliyor." Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı' adıyla kampanya başlattı. Kampanyanın sloganı da şu: "İçinizdeki trafik canavannı durdurun." Son verilere göre Türkiye'de günde ortalama500 trafik kazası meydana gelıyor. Bu kazalarda günde enaz 15 kişi yaşamını yitiriyor. Bu, canavarlık değil de, ne? Kampanya çerçevesinde, uyarıcı filmler yayımlanacak. radyo spotları verilecek, 'billboard'lar ileyurttaşlaruyarılacak. Amaç su. "Eğer kurallara uymaz ve kendinizedüşeni yapmazsanız, trafik canavarı sızındeyolunuzaçıkabilir'i; korkutmak, irkittmek ve rahatsız etmek pahasına da olsa her bireye anlatmak. Sonuçta, her birey, kendi üzerine düşeni yapıp, trafik kurallarına uyarsa, trafik canavarı da dizginlenmiş olacaktır.". HAYVANLAR VE HAYVANLAR tSMAtL CÜLGEÇ ÖfU OLAH KİMKİME DUM DUMA BEHÎÇAK ZONTELLEKTÜEL ABDULLAH KEMAL GÖKHAN GÜRSES M AY$£"< ĞMÇCUCMK I u YW ?M II ,ıl,ı 3PT 1 IJc-zZ^ t verm V \nu\\ S&i $EV PiYft MiSiN Yo KATKIDA BULUNANLAR: ZİYA AKSOY, OSMAN AYDOĞAN, ŞEBNEM GÜNGÖR ZO/VC54 HA&tfK ARfiM HARBI SEMİHPOROY MiiL AMMMM ALLOOO! Mûİ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAÎS UŞubat FİUP/M TARZ4NLARI.. 1942.'PE 8USÜU, FİÜMNLE&'DE YAŞA- YAU BİR. KABİLEYLE tLGrtt Ö İNGiÜZ- j gc/U/MAAJ İSİLAfCOS KA8İ- , ç I/CILA&I " OLAIZAK TA- NIMIYOR., ILICSL giR yAŞAM SÜROÜ- ü i & i A t e ' M / iusifjç 8/£t PE, Ç TBPESİUDC VB DALDAfJ DALA SE- Rİİ-MİŞ İPLE&İU ÛSTtİNPetÜ Oü4- &ANÜSTÜ GAHATlLIKLARfYDl. ÇOK KÜÇÜK YAÇTP CAM&AZUĞA Ş İBİLAKOSLAfS. İP ÜZEZİue UZAh/fP KADAR. ÜRGÜP SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NİN 1993/183 ESAS SAYILIDOSYASINDAN Davacılar Ahmet Erol. Kemal Erol. Nığmet Çalışkan. Nigar Dö- nertaş, Hamiyet Erol, Hadiye Öztel. Hacer Gezen \e Burhan Erol vekili Av. Sultan Boz tarafından da\ alılar Metın Sepet, fncilay Sepet. Harun Sepet, Fatma Demir. Suzan Korkmaz. Hacer Batuk, Gülde- ren Sepet. Gülsercn Öztekin, Yaşar Erol ile dahili davalılar Güler Kılıçkaya mirasçılan Fahri Kılıçkava. Filiz Say (Kılıçkaya). Faruk. Fikret Şeniz ve Suat Kılıçkaya aleyhlerine açmış olduğu Orgüp ılcesı Karağandere Sckak Süphanverdi Mahallesi 29 L İB pafta, 874 ada. 10 parselde kayitlı taşınmazın murisleri Kiraz Erol ve Ali Osman Se- pet'in mahki bulunduklan bu gayrimenkuldeki ortaklığın giderilmesi için davaalar vekili mahkememize 13.8.1993 günü dava dilekçesi ile dava ikame eylediği yargılama aşamasında davalılardan Güler Kılıç- kaya"nın vefat ettiği davacılar vekili Güler Kılıçkaya mirasçılan Fah- ri Kılıçkaya, Filiz Say (Kılıçkaya), Faruk Kılıçkaya. Fikret Kılıçka- ya, Şeniz Kılıçkaya ve Suat Kılıçkaya'yı dahili dava eylediği dahili davablara tebligat yapılamadığı gibi adresleri de meçhul olduğundan yukanda özetlenen dava ve dahili dava dilekçesinin ve duruşma gü- nünün tebliğ edilemediğinden dahili davalılara 17.3.1994 olan duruş- ma gününün ve dava dilekçesinin özetinin ilanen tebliğine karar veril- miş olduğundan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve müteakip maddeleri uyannda dahili dava dilekçesi özeti ve 17.3.1994 olan du- ruşma gününün dahili davalılara ışbu ilam metninin neşredildiği ta- rihte tebliğ edilmiş sayılacağı ve yokluklannda yargılama yapılarak karar verileceği dahili davalılara ilanen tebliğ olunur. 2.2.1994 KAMAN İCRA CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN 1993,27 1993 49 Sanık: Ali Delen, Halıl ve Nazıre'den olma, 1.1.1994 doğumlu. Keskin ılçesi Beşler Köyü nüfusuna kayıtlı, okur yazar. sabıkasız, ev- li, T.C. îslam. Suç: Mal beyanında bulunmamak SuçTarihi: 15.6.1993 Karar Tarihi: 8.11.1993 Mal beyarunda bulunmamak suçundan sanık Ali Delen hakkında mahkememizce verilmiş olan 8.11.1993 tarih ve 1ÎK.337 1. maddesi gereğince 10 gün hafıf hapis cezasına hükümlü sanık defalarca aran- masına rağmen bulunamamış ve adresi de tespit edilememiş olduğun- dan tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. ACIKA YBIMIZ Kentimizin, ulusumuzun yüzakı, dost insan, Yediveren Gülü denen bir koca çınar, değerli şair ve yazar İBRAHİMYILDIZ dün yaşama gözlerini yumarak Karabük sanatçı ve sanatseverlerini öksüz bıraktı. Ailesine, sanatçı ve sanatsever dostlanna başsağlığı diliyor, acılannı paylaşıyoruz. SÜHEYLA-HÜSEYtN PEKİN ŞÜKRAN-SELAMİ ŞAHİN ILHAN KARAMAN ve EŞİ tLAN DENİZLİ1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DUYURU 1992,^55 Davacı Mustafa Gündey vekili Av. Sait Portakal tarafmdan, davalı Keziban Kocabay ve arkadaşlan hakkında. borçlu Ali Koca- bay'a annesı ve kardeşleri ile beraber babası Mustafa Kocabay'dan intiJcal eden Günbattı Mahallesi 636 ada, 134 parsel ile Sevindik Ma- hallesi 401 ada, parsel 1 sayılı gayrirnenkullerin satılarak paraya çev- nlmesine karar veribnesi istenilmiştir. Davab Keziban Kocabay'a tüm aramalara rağmen dava dilekçesi tebbğ edilememiş, gazete ile duyuru karara bağlanmışur. Davab Keziban Kocabay'm 26.4.1994 günü saat 09.05"te yapıla- cak duruşmada hazır olması, kendisini temsil eturmesi. dava deliîleri- nı bildirmesi. aksi halde yargılamanm HYUY'nin 509. maddesi gere- ğince yokluğunda yapılıp bitirileceği duyurulur. Basın: 45741