02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet fmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmeni:Özgen Acar • Genel Yavın Koordinatörü: Hikmet Çednkaya • Genel Yayın Danışmaru: Orhan Erinç •Yazıışlen Müdürleri: • Görsel Yönetmen. Ali Acar 9D\ş Haberler: Er- gun Balcı • Ekonomr Abdurrahman Yüdırun • Istıbbarat: YaJçın Çakır • Yuri Haberlerr Mehmet İbrahim YıMız. Dinç Tayanç (Sorumlu),* Haber Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor Abdül- Merkezi Müdürü: İpek Çalışlar kadir Y üeelman • Düzeltme: Abdullah V azıcı Ankara Temalcısı. Mustafa Balbav •Hdber Vfüduru Doğan Akın AtaturkBul- \an No:125, Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 Hat). Tele\- 42344. Fax: 44195027 •fzmır TemsılciM: Serdar Kızık, H Zıva Blv. 1352 S.2 3 Tel:4411220 Te!e\: 52359. Fa\: 44191 ] 7 »Adana Temsılcısı Çerin Viğenoğtu İnönü Cd. 119 S No. 1 Kat. 1. Tel. 3522550-3522601-3522492. Telev 62155. Fax: 3522570 Müessese Müdüru Erol Erkut • Koordinatc Ahmet Konıhan •Muhasebe: Bülent Yen • Jdare. Hüseyin Gürer • Işletme Önder Çel • Bılgi-îşlem: Nail tnal •Bılgısayar Sıster Müriivet Çiler •Reklam. Reha Işftman Ysyımia>an ve Basaıu Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Yj\incılık A Ş TürkocağıCad 39 41 CağalogiuM334fst PK 246 İsunbuiTel (0 :i2)512Q5O5COhjt)Telex j::46. Fax (0:i2ı5ns>95 I4ŞUBAT1994 İmsak-5 28 Guney 6 53 Öalel2 25 İkındı 15 I: Akşanr 17 43 Yatsı-19 03 Ir Sıvasoiaylan davası • ANKARA (AA) - Sıvas'ta 2Temmuz 1993'temeydana gelen ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylardan sonra haklannda dava açılan 124 sanığın yargılanmalanna, Ankara DevletGüvenlik Mahkemesi'nde(DGM bugün devam edilecek. Cuma gününe kadar sürecek duruşmalarda, olaylar sırasında görev yapan emniyet mensuplan tanık olarakdinlenilecek. Bu arada Ankara DGM yetkilileri Sıvas 1. AğırCeza Mahkemesi"nde alınan tanık ifadelerinin kendilerine ulaşmasını beklediklerini bildirdiler. DYP'den yasa teklifî • ANKARA (AA)-DYP grup başkanvekilleri, "Kamukurumve kuruluşlannın görev alanına giren yatınmlann sermaye şirketleri tarafından yapılabilmesini" öngören yasa teklifı haarladı. DYP grup başkanvekilleri Nevzat Ercan. İhsan Saraçlar ve Turhan Tayan imzasıyla TBMMBaşkanhğı'na sunulan teküfegöre. kamu kurum ve kuruluşlannın hizmet ve görev alanlanna giren baraj, otopark. köprü, tünel. demiryolu, çevre kirliliğını önleyici yatınmlann yapılması konulannda sermaye şirketleri görevlendirilebilecek. Ağaçkesen İngiliz'e ceza • LONDRA(AA)- İngiltere'de. çocuklannın güvenliğini tehditettiği gerekçesıyle evinin bahçesindeki dört ıhlamur ağacıru kesen İngjliz kadına. 8 bin sterlin (yaklaşık 220 mılyon TL) para cezası verildı. Maidenhead kentinde yaşayan Jacquelyn Neill adlı Ingiliz ev kadını, mahkeme tarafından "koruma altındaki ağaçlan kesmekten" suçlu bulunuyor. Mahkeme, Ingiliz ev kadınının kestiğj her bir ağaç için 2 bin sterlin (55 milyon TL) ödemesini kararlaştırdı. Neill'in "yaşlı ağaçlan. çocuklanmın üzerine yıkılmasından korktuğum için kestim" şeklindeki savunması, Maidenhead Sulh Ceza Mahkemesi yargıcı tarafından geçerli bir gerekçe olarak göriilmedi. Camdan yapay bağırsak • ANKARA (AA)- Hollandalı araştırmacılar, bir dizi cam siündir ve tüpten oluşan yapay bağırsak geliştirdiler. Aylık tıp dergisi "Literatür"de ya> ımlanan bir habere göre, Hollandalı araştırmacılar, insanın sindirim sisteminin yerine konabilecek bilgisayarlı bir sindirim aygıtı yaptılar. Bir dizi cam siündir ve tüpten oluşan mide-bağırsak sistemi modeli, mide asidi. sindirim enzimleri vesafra salgılamanın yanı sıra verilen besinleri otomatik olarak kanştınyor ve öğütüyor. Yapay sindirim sisteminin çeşitüyerlerindeki elektrokimyasal ölçüm çihazlan aracılığıyla sistemin iç koşulian, insandaki doğal sindirim ortamına benzetiliyor. Ankara,4 yılda yüzde30 büyödü •ANKARA (ANKA)- Ankara Büyükşehir Belediyesi'nce, 1989yılından bu yana 31 bin hektann üzerinde yeni yerleşim alanı yaratıldı. Büyükşehir belediyesi tarafından 1994 yıünda da 10 bin hektarlık kentsel arsa üretilecek. Ankara Büyükşehir Belediyesi Haber Merkezi'nce yapılan açıklamada, yıllık kentsel genişleme ihtiyacı bin 400 olarak kabul edilen Ankara'nın son 4 yıllık dönemde 20-22 yıllık ihtiyacını karşılayacak kadar yeni arsa üretildiği bildirildi. Yaratılan yerleşim alanlanyla 2 milyon Ankaralı konut edinebilecek. Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Daire Başkanlığı yetkiliieri, üretilen yenialanlann 10 bin 390 hektannın konut kullanımına, 2 bin 204 hektannın sanayi kullanımına, 19 bin 166 hektanrun ise sosyal tesisler ve yeşil alan için planlandığmı söylediler. -2- Beyaz Güvercin, DYP kongresinden efsa- nevi bir başanyla çıkmiştı. Delegelerin ta- mamına yakınırun oyunu almıştı. Genel ida- re kuruluna ilk sırada girdi. Demirel. ekono- mi profesörü Çiller'i partinin genel başkan yardımcılığma getirdi. Mutluydu. DYP, artık üzerine gidildiği gibi kasaba partisi ol- maktan çıkma yolunda idi. İşte; genç. dina- mik. hem de Yale'de eğitim görmüş bir ikti- sat profesörü, hem de güzel bir bayan... Ha- zine'nin "aJtınçocuk"diyeandığı Tunç Bil- get... İzmir'in hatın sayılır, genç, üstelik de basketçi işadamı Ersin Faralyalı. Planla- marun, Özal'la mücadeleyi bile göze alabil- miş atak çocuğu İlhan Kesici... Parti, liberal ve kente seşlenen bir vitrine kavuşturuldu. Demire) değişti, gençleşti. de- mokratlaştı... Artık partisi, 21.75Tik Özal'la da, dene- yimsiz siyasetçi Yılmaz'la da güreşebilirdi. Keyifliydi. Güniz Sokak'taki çalışma oda- sına bağlanan telefonu kapaürken bir kah- kahaattı: "ABD Başkanı George Bush bizimle görü- şecekmiş. Yasaklarnnızı nihayet onlar da kal- dırddar." DYP lideri Demirel, Türkiye'yi o yaz "res- men" ziyaret eden ABD Başkanı George Bush ile 21 Temmuz 1991 günü Istanbul - Çırağan Oteli'nin kral dairelerinden birinde yapacağı görüşmeye tam bir devlet adamı ciddiyetiyle hazırlandı. Ne de olsa iktidann ucu gözüküyordu. DYP lideri, Türk-Ameri- kan ılişkilerinin önemli gündem maddeleri- nin üzerinde danışmanlannı seferber etti, söyleyeceklerini hazırladı, Bush'tan gelecek olası yaklaşımlara vereceği yanıtlan titizlikle şekillendirdi. Bir yandan da kafasında, "Çırağan'a yanunda kimi götüreyim " soru- suna yanıt anyordu. Sonunda karanru ver- di. Tansu Çiller gelmeliydi Bush randevusu- na... Gazeteler DemireFi şaşırttı Bush-Demirel zirvesi yapıldı. Bir saat sü- ren görüşme çok ilginç geçmişti. Ancak erte- si günkü gazeteler Demirel'i şaşırttı... Basın, Bush-Demirel buluşmasını adeta "bir detay gibi" algılamış, bunun yerine "koca ABD Başkanı George Bush'un, Yale'de eğitim gör- müş Profesör Tansu Çiller'den ne denli etki- tendiği, hanım profesöre ne denli hayran oldu- ğu" haberlerine geniş yer ayırmayı yeğ tut- muştu. E)eneyimli siyasel adamı Demirel bu olaya bir "mim" koydu. Çiller daha sonra bu olayı sık sık gündeme getirerek. yakın çe\resine "Demirel asiında benûn yarattığun etkiden rahatsızdı... Spotla- nn sadece kendisini aydınlatmasını istiyordu" diyecekti. DemıreFin, vitrininde yapüğı değişiklik- lerle DYP"nin kamuoyu önünde getirildiğı noktada oyian artmış göriinüyordu. "Kasa- ba partisi" görünümünden kurtulan DYP'yi genç bayan profesör atağa kaldırmıştı. Ba- sın, DYP ve Demiren zaman tünelinden çı- kararak, yorgun ve yıpranmış özal'ın yenne manşetlere oturttu. Onca yıhn sağcı-solcu tüm köşe yazarlan, Demirel'in değişimini, yükselişini, demok- ratlığını, gençlere açüğı yolu öve ö\e bitire- miyordu. Islamköylü Phoenix. Güniz Sokak'taki aslan kafesinde kapalı tutulduğu 10 yıhn acı- sını çıkartıyordu. Demırel'bu moralle, 21.75lik ANAP hü- kümetini erken seçime zorlarken Özal'ı da Çankaya Köşkü'nde sarstı. Erken seçim kararı Ankarahlann yaşadığı 'sıcak temmuz'un harareti. Milli Müdafaa Caddesı'ndeki E.ximbank binasının merkezi soğutmalı top- lantı salonuna sızmamakta. ancak uzun ma- sif ceviz masanın çevresindekiler gerilimli bir tartjşmayı sürdürmektedirler. Özal'ın prenslerinden Bülent Gültekin ye- niden boy göstermiştir. ANAP lideri ve Baş- bakan Mesut Yılmaz'ın "bir numaralı" da- nışmanı olarak Ankara siyasetinde yerini almıştır. Hafifçe öksürerek söze girer: - Ben siyasj ve iktisadi dununa bakfnn, ra- kamlar açıkça gösteriyor. Bu tablo sizi yipra- tacaktır. Erken seçime gitmek bence kaçınıl- maz. Oda birden dalgalanır ve 1990 para prog- ramının miman, Merkez Bankası Guvernö- rü Rüşdü Saracoğlu'nun iürazı duyulur: - Bu durumda erken seçim bir çügınlıktır. Toplantı salonundaki genç. ıddialı, hepsi Tansu Çiller 'in Bilinmeyen %aset i?omanı İVursun Erel ,4li Bilge ir saat süren Bush-Demirel görüşmesi çok ilginçgeçmişti. Ancak ertesi günkü gazeteler Demirel'i şaşırttı... Basın, Bush-Demirel buluşmasını adeta "bir detay gibi" algılamış, bunun yerine "koca ABD Başkanı George Bush'un, Yale'de eğitim görmüş Profesör Tansu Çiller'den ne denli etkilendiği, hanım profesöre ne denli hayran olduğu" haberlerine geniş yer ayırmayı yeğ tutmuştu. Bush,Çiller'ehayrande iyi yetişmiş ekonomi kurmaylan ateşli bir tartışmaya girerler. Gültekin, sakin bir ıfa- deyle tartışmayı izleyen Mesut Yılmaz'la bir ara göz göze gelir. ikisi de "sigara içmek" ba- hanesiyle koridora çıkarlar. Yılmaz: - Seçim mi diyorsun Bülent? Gültekin: - Evet... Erken seçim kararı bence sizin baş- bakanlığınızı sona erdirir, ama siyasi ömriinii- zü uzatir. Ayrıca benim gördüğüm kadanyla muhalefetin ciddi bir hazuiığı da yok. Erken seçim akıllıca bir çözümdür... Yılmaz, Körfez krizi sırasında Ankara'da Dışişleri Bakanı olarak yaşadığı karabasanı anımsadı. Üze- rindeki Özal ıpoteğınden bu şekilde kurtulabilirdi. Zaten "hanedan" gö- rüntüsüyle özdeşleşmiş bir ANAP'ı bir türlü içine sindiremıyordu. Bun- lan düşünürken gözlüğünü düzelte- rek sigarasından derin bir nefes alan Yılmaz "Erken seçim yerinde ola- cak" dedi. Yılmaz,, erken seçim karannı her zamanki *ihtiyatlılığı ile partisinın bütün zeminlerinde tartıştı. Karar, ANAP Merkez Karar ve Yüriitme Kurulu'nda kesinleştirildi... 20 Ekim 1991 'de erken genel se- çimleryapılacaktı. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel için erken seçim karan mut- lu. ama "çok ani" bir gelişme ıdi. Partisinin \itrini yenilenmişti. ama henüz ortada DYP ile anılacak ne inanılır bir ekonomik program vardı ne de tutacak bir slogan. ANAP'ı USAŞ ve ÇİTOSAN nedeniyle da\ a edip özelleştirmede felce uğratmı- şlar. ama yerine bir çözüm yolu ko- yamamışlardı. Bu partı özelleştirme- ye karşı mıydı, değil mıydı? köylüye, esnaf ve sanatkara, emekliye, ser- best meslek sahibine. sanayici >e işadamına is- tikrar, gii>ence ve mutluluk ve refah. her ha- neye iki anahtar vaat ediyorum. Çiller. partisinin genel idare kuruluna bile sunmadan açıkladığı \e bunu kendisi için bir güç gösterisi olarak anlatmaktan hoşlandığı UDIDEM ve iki anahtar vaadi ile sıyaset gündeminin zirvesine oturdu. Artık "babasj"- nın yanında seçim meydanlanna çıkabilirdi. Bush: ABD Başkanı, ÇIDer'den etkilenmtşti Halka mesaj verelün Her fırsatta 24 Ocak kararlannın miman olduğunu söylemesine karşın Demirel. 1980 sonrasının ge- lişmelerine partisinin ve kendisinin damgasını koyamamanın sıkıntısını yaşıyordu. Demirel, bu endişelerle Tansu Çil- ler'i çağırdı: - Kızım... Erken seçim karan bize iktidar getirecek. Görüvorsun, önü- miiz ne kadar açık. Sen ekonomide bir şeyler hazırla. İlhan'ı (Kesıcı) da yanma veriyorum. Halka bazı mesaj- lar aktarmak lazun. Haydi göreyim sizi... Tansu Çiller telefona sanlıp Istan- bul'dan eşi Özer Çiller'i buldu. - Özer, Mehmetie (Kaytaz), tüm arkadasları topla. Özer Ertuna, V ey- si Seviğ de gelsin. \ alıda buluşalım. Bir program hazırlayacağız. Yaman Asıkoğlu'nu da Ne» Vork'tan çağı- ralım... Yeniköy'deki oval yüzme havuzu- nun bulunduğu alt salon. çalışma masalan ve bilgisayarlarla donatıldı. Çiller ve arkadaşlan daha sonra ıktı- satçılar tarafından ne olduğu bir tür- lü anlaşılamavacak UDlDEM'in (Ulusal Dinamik Denge Modeli) çatısını çattılar. (3) 8 Eylül 1991'de Sheraton Oteli'- nde düzenlediği görkemli basın top- lantısı ile UDIDEM'i kamuoyuna açıklayan Prof. Tansu Çiller, elinde- ki ışıklı kumanda çubuğu ile Türkiye için yapacağı reformlan anlattı ve ekledi: - Kadına, gençliğe, işçi ve memura. Çillen Tüm görfer onun üzerindeydi Demirel: Med\ anm ÇıDerTe Dgflenmesine bozulmuştu Meydanlar babayı, ama ondan da çok, beyaz giysili, masum gülüşlü genç kadını görrneyegelenJerledolup taşıyordu. Seçmen UDİDEM'den pek bir şey anlayamamıştı, ama şu iki anahtar vaadi pek hoşuna gitti. 5Jecim sonuçlan açıklandı. DYP birinci parti olmuştu. ama tek başına iktidara gele- medi. Görevler hemen dağıtılıyor 20 ekim akşamı sonuçlar tek tek gelmeye başladı. İstanbul pek parlak değildi. ama özellikle Anadolu'dan gelen sonuçlar Yenı- kö\'deki yalıyı sevince boğdu. Özer Çiller, elindeki \iski bardağını "Başarımıza" diye- rek kaldırdı. elınden telefonu düşürmeyen Tansu Çıller'e gülümsedı. Lideri Demırel'le bir kaç kez telefonda konuşan Tansu Hanım mutluluktan uçuyordu. Süleyman Demirel hükümetinin ekonomi bakanı olacağından emin. çevresindekilere görev dağıttı: -Özer Ağabey (Prof. Ertuna)özelleştirme- nin başına seni getiriyorum. Yaman (Aşıkoğ- luK sen de hazır ol. Mehmet (Kaytaz). seni de DIF.'nin başına getiriyorum. Çiller'lenn yalısının ışıklan geç saatlere değin Boğaz'ın karanlık sulannı aydınlattı. Türkiye'deyeni birdönem başlıvordu. ÇiUer devlet bakanı Başbakan Süleyman Demırel tarafından oluşturulan koalisyon. 20 Kasım 1991 tan- hinde göreve başladı. 49. hükümette Prof. Tansu Çiller "ekonomi bakanlığun" üstlen- mişti. ANAP hükümetinin üyeleri ileyapıla- cak devir-teslim törenine heyecanla hazır- landı. Görev yerinın Yeni Başbakanlık bi- nasında olacağı söv lenmışti. sabah saatlerin- de oraya gitti. Bavan Bakan. Mesut Yılmaz hükümetinin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ekrem Pakdemirli ile halef selef ola- cağını sanıvordu ama. bu gerçekleşmedi. Çünkü devır-teslim töreni. her ıkisi de "Baş- bakan Yarduncılığı" sıfatına sahip olan Er- dal İnönü ile Ekrem Pakdemirli arasında, üstelik de çok erken saatlerde vapılmış, bit- mişti. Protokolde kendisinden önceki sırayı. Ca- vit Çağlar'a kaptıran Çiller'ın zaten canı sık- kındı, bıraz asık bir > üzle. ıkınci katta kendi- sıne aynlan ofise geçti. Birden sevindi. Bor- do renklı halılarla döşeli ofis. tam bir çiçek bahçesine dönmüştü. Binaya giren cıkan çi- çekçinin haddi hesabı voktu. Odalardan ta- şan çiçek sepetlen koridorlara adeta yığılı- yor. posta memurlannın taşıdığı binlerce telgraf. memurlarca istıf ediliyordu. Bakanlıkta yeni isimler Çiller. ilk günlerde hoşuna giden tebrik faslının artık tamamlanmasını. bütün bu hengamenin bir an önce sonuca ulaşmasını istivor. çalışacağı isımlen belirlemeye çalışı- jordu. Güvendıği kimı dostlanna şunu söy- ledi: - Koruma polisinden şoförüne, sekreter- den danışmanlarıma kadar herkesi değiştir- mek istiyorum. Buradaki arkadaşların nepsi- ne teşekkür edeceğim. Bana genç, dinamik isimler bulun. Çiller. UDİDEM sırasında birlikte çahştı- ğı arkadaşlannı çağırdı, eşi Özer Çiller'in kendısıne önerdiğı bazı kımselen de kadro- suna dahil etti. Başbakanlık binasının ikinci katında "yeni simalar" görülmeye başlan- mıştı. Nevv York State Üniversitesi'nden ge- len genç "beyin" Dr. Yaman Aşıkoğlu, öğ- rencilerini de getirdi. Tevfik Altınok, Koç Holding'den, Demi- rel'in ricası ile Hazine'nin başına gelmiş, İl- han Kesici ise Çiller'in muhalefetıne rağmen DPT'nin başına oturmuştu. Zekeriya Yıldı- nm, Veysi Seviğ, Yavuz Canevi gibi bürok- rasinin yakından tarudığı isimler, bakanlık koridorlannda görülmeye başlandılar. Çiller'in bu sırada en sık görüştüğü. günde birkaç kez telefonla aradığı isimlerden biri de Boğaziçi Üniversitesi'nden yakın çalışma arkadaşı olan Prof. Özer Ertuna'ydı. Prof. Ertuna Ankara'da tanınıyordu. Bülent Gültekin'in toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı sırasında Sümerbank Yönetim Kurulu Başkanlığı'na atanmıştı. Çiller, basın danışmanlıklanna Nursun Erel'leAli Bilgeyigetirdi. Tecrübeli devlet adamı İsmet Sezgın'den kendisıne "güvenilir" bir koruma müdürü is- teyen Çiller"e Başkomiser İsa Oral tavsiye edildı. Çiller ekibinin "hiç tanınmayan yüzü" ise Yücel Edil'di. Yaşar Holdıng'de çalışan Edıl'ın "özer Çiller'in istegi üzerine" bu kad- roya dahil edildıği sonradan öğrenildi. Tansu Çiller'in ikinci kattaki makamın- dan hiçaynlmavan, ıricüssesi iledikkatiçe- ken bir diğer bürokrat da ANAP hükümet- leri dönemınde DPT'de görev almış Osman Ünsal'dı. Bayan bakan, özel kalem müdürlüğüne ANAP'lı bakanlar Işın Çelebi ile Adnan Kahveci'nin özel kalem müdürlüğünü yap- mış olan Serpil Dikmenli'yi getirdi. Ilıcaklar'ın çok yakını durumundaki Dânâ Noyan ise. "özeJ işler^e memur edildi. Çiçeğı burnundaki Devlet Bakanı Çiller'- in ilk sıkıntısı. kapıya dayanmış olan KİT zamlan oldu. Mesut Yılmaz hükümetinin ertelediği zamlar için KİT genel müdürlerine "Zamlan yapın" talimatı veren Çiller, "Ku- cağumızda bulduk" dediği zamlar yüzünden kamuovunda eleştirilmekten korkuyordu. İlk sıkıntısı KİT zamlan Danışmanlanna talimat verdi: - Bu zamlan ben açıklamak istemiyorum. Esasen bu mesele benim meselem de değil. ANAP yapmalıydı btınlan. Çok geciktirince biz yapmak zonında kalıyonız. Bunu kamuo- yuna çok iyi anlatmalıyız. Hatta bunu anlat- ma işini Tevfîk Altınok üstlensin. Hazine'nin başındaki deneyimli bürokrat Tevfik Altınok ise, bu talimatı duymamazlık- tan geldi: - KİT zamlannın yapılması da açıklanması da yıllardır genel müdürlerin sorumluluğun- dadır. Bakanlar ve müsteşarlar zamlan açık- layan merciler değildir. Ateş topunu kımse eline almak istemıvor- du. Çiller'in danışmanlan, bu kez DPT Müs- teşan İlhan Kesici'nin kapısını çaldılar. Ke- sici. "Bu her ne kadar benim işim değilse de madem çaresiz kalındı, başına zamların man- tığını ben anlatay ım bari" dedı. Basın mensuplan ile Kesici. Best Otel'de bir sabah kahvaltısında buluştular. YARIN: Emrediyorum, yapacaksınî Baraj balıklanndan 2.8 tnlyonliragelir MALATYA (Cumhuriyet) - Keban, Karakaya ve Atatürk barajlannda sazan balığı yetiş- tirilerek yılda 72 bin tonu bula- bilecek üretimden 2.8 trilyon lira gelir sağlanabiJeceği vurgulandı. Fırat Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tefcin Mengi. Rotary Kulübü tarafından dü- zenlenen "Karakaya Barajı'nda- ki kjjiüik" konulu toplantıda bir konuşma yaptı. Babk üretimi konusuna değjnen Prof. Mengi, Karakaya'nın 29.800, Keban'ın 68.100 ve Atatürk Barajı'run da 81.700 hektar genişliğinde su havzası olduğunu belirterek. "Toplam 180 bin 200 hektar ala- na sahip bu üç barajımızda, hek- tar başına 400 kilo sazan balığı elde edilmesi olanaklıdır. Bu da 72 bin 80 ton balık demektir. Bu rakamlar hayata geçirilebilir" görüşünü vurguladı. Saian balığının kilosuna 40 Bin lira verildiğini de belirten Prof. Dr. Tekin Mengi. şunlan söyledi: "Yapdacak ciddi bir çauşmayla üç barajımızda yetis- tireceğimiz 70 bin ton babk. 2.8 trilyon lira edecektir. Yapılan be- saplamalara göre balığm pe- rakendeciye satışı, kilo başına 26 bin lira. Bir kilo balığm peraken- deciye ulaşbrdması için 3 bin lira harcama yapdması gerekiyor. Yaklaşık 72 bin ton sazan balığının perakendeciye satılması dıırumunda 1 trilyon 956 milyar lira kalmakta. ortalama 30 bin ailenin balıkçılıkla ıığraştığını düşünürsek, bunlar v üda 50 mil- yon Bra gelir elde edebilecekler- Metalciler tek çatıda bîrleşti Türk Metal Sendikası'nın başkanlığında 16 Avrasya ülkesindeki metal sendikalan bir araya geldi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrasya Metal İşçileri Konfede- rasyonu, 16 ülkenin Türkiye ön- derliğinde bir araya gelmesiyle kuruldu. Azerbaycan, Bulgaris- tan, Kazakistan. Kırgızıstan. KKTC. Macaristan, Makedonya. Moldavya. Özbekistan. Roman- ya. Rusya, Slovenya, Tacikistan. Türkmenistan ve Ükranya, Tür- kiye'de Türk-İş'e bağlı Türk Metal Sendikasfnın genel başkanlığında bir araya geldi. Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek. bırleşme nedeniyle, Ankara Hılton Oteli'- nde bir basın toplantısı düzenledı. Özbek. bu ülkelerde. sadece metal işkolunda 10 milyon işçi bulundu- ğunu belirterek. "Türkiye başta olmak üzere, Avrasya coğrafyasın- da globallesme sürecinin siyasal ve ekonomik yansımalannı fıilen ya- şadığımız şu dönemde, sosyal ve sendikal alanda oluşturulacak mil- letlerarası kuruluşlann yaşanıa ge- çirilmesi bir zaruret halini almıştır" dedi. Uluslararası sendikalann bir konfederasyon altında birleşmesi- nin "sendikal dayaıuşmanın gere- ği" olduğunu vurgulayan Özbek, sendıkalar arasında "Demokratik- leşme ve sosyal piyasa ekonomisini toplumların yararına geliştirnıe" yönünde işbirliği yapılacağını ifa- de ederek. şunlan söyledi: Özbek'in konuşması "( luslararası literatürde adına globallesme dediğûniz bir süreç ya- şanıyor. Bu yeni tarihi sürecin en belli basJı özeilikieri; liberal görii- şün dünya üzerinde hakimıvet kur- ması, rekabetin bütün ekonomik v apıların ilkesi haüne gelmesi, ber ülkenin geniş bir pazar arayışına girmesi. endüstriyel ilişkilerde bir- birine zıt çıkarlann temsilcileri ola- rak mücadele eden işçi ve işveren kesimlerinin aynı ortak çıkarlar için mücadele etme mecburiyetiyle karşı karşıya kalmaktadır. " Özbek. Avrasya Metal işçileri Konfederasvonu'nun Ankara'- daki merkezinın açılışında yaptığı konuşmada. "Demokratikleşme, hür ve demokrat sendikacılık, ser- best toplu pazarlık. piyasa ekono- misinin y aygmlaşması, özelleştir- me, katılımcı. paylaşımcı, bölüşüm- cü demokrasinin bu ülkelerde yerleşmesi için karşdıklı işbirliği yapacağız" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle