Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 1994 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
Gençlere düşen görevler
Prof. Dr. ZEHRA İPŞİROĞLU
B
undan bırkaç ay once
Berlın'de Turkıye'nın
gunumuzdekı durumunu
ve sorunlannın tartışıldı-
ğı bırkongreye katılmış-
tım Çeşıtlı gorüşlerdekı
öğretım üyelennın ve gazetecılenn ka-
tıldıklan bu kongrede dıkkatı çeken ıkı
temel olgu vardı Bın hemen her konuş-
macının duşuncelennı en ufak bır kuş-
kuya bıle yer venneden mutlak gerçek-
lermış gıbı sunmasıydı kı bu otonter
tavır, ozellıkle erkek konuşmacılarda
çok belırgın bır bıçımde ortaya çıkıyor-
du Ikjnası ıse bazı kav ramlann ıçenk-
lennın kımı kez ustu kapalı bır bıçım-
de kımı kez de açık açık değıştmlmesı
yanı kavramlann gerçek anlamlanndan
soyutlanarak çarpıtılmasıydı Örneğın
Muslumanlığın karşıtı bır kavram ola-
rak laıklığın kullanılması, laıklıkle dın-
sızlığın eşıt tutulması gıbı Kımı kez bu
çarpıtılmalar espnlı bır bıçımde yapı-
lıyordu Orneğın Atatürk devnmlen-
nın "Lahmacun yemeyin, cordonbieu
yiyin", "Türk muzigi dinlemeyin, Mo-
zart dinleyin"e ındırgenerek açıklan-
ması gıbı Genelınde konuşmacılann
tümu kendılennden emın, guven uyan-
dıran, kımı kez de şakacı ve espnlı ta-
vırlanyla çok başanlıydılar Daha çok
Almanya'dakı unıversıte oğrencılenn-
den ve ışçı kesımınden oluşan dınleyı-
cıler, onlan büyukbırsaygı, ılgı vecoş-
kuyla dınlıyorlar, sık sık alkışlıyorlar-
dı
Konuşmacılar bu başanlarını neye
borçluydular9
Bınncısı bızım geleneği-
mızde kuramsal (retonk) geleneğın ya-
nı ıyı konuşma, guzel konuşma gelene-
ğının çok gelışmış olmasına, ıkıncısı
rol yapma, oyunculuk geleneğının çok
gelışmış olmasına -orneğın, saatlerce
ızleyıcının ılgısını uyanık tutmayı ba-
şaran meddah geleneğını duşunun-
uçuncusu yıne geleneğımızde otonter
duşunmenın, otonteye duyulan saygı-
nın çok buyuk olmasına
Bu getırdığım orneğın benzenne he-
pımız televızyonda ızledığımız panel-
lerde, açıkoturumlarda sık sık tanık olu-
>oruz Şımdı ozeleştırel bır yaklaşımla
soralım kendımıze Acaba kaçımız ya
da hangımız konuşmacıyı analız edebı-
lıyor, yapılan demagojıyı gorebılıyor,
konuşmacının rolunu nasıl oynadığını,
hangı efektlere başvurduğunu, ızleyıcı-
yı nasıl tavlamaya çalıştığını seçebılı-
yor9
Eğer boyle bır analızı ben yapamı-
yorsam, zorlanıyorsam ya da yapmak
ıstemıyorsam, o zaman başkalannın be-
nım ıçın, benım hesabıma duşunmesı-
ne yanı başkalannın benı yonetmesıne
ızın vermış olurum O zaman da doğal
olarak, başkalannın sozlenne kendımı
çok kolay kaptırabılınm, kandınlabılı-
nm, ıdeolojılenn, öğTetıIenn, dogmala-
nn tutsağı olabılınm Kısaca ben, ben
olmaktan çıkar başkalannın oyuncağı
olurum
Orneğımıze gen donecek olursak
Muslumanlar-laıkler karşıtlığı doğru
mu9
Ataturk devnmlenn getırdığı ve
çağdaş yaşamın, demokrasının var ola-
bılmesı ıçın gereklı olan laıklık, yanı
dınle polıtıkanın bırbınnden aynlması,
boylece dının korunması, polıtıkaya
alet edılmemesı dınsızlık anlamma mı
gelıyor0
Eğer oyleyse laıklığı savunan
mılyonlarca ınsanımız dınsız mı0
Eğer
oyle değılse boyle bır karşıtlık neden
yaratılıyor, amaçlanan ne7
lnsanlan, ozellıkle de buyuk ekono-
mık bunalımlaryaşa>an genış halk kıt-
lelennı kışkırtmak mı kardeşı kardeşe
duşurmek mı7
Şenat ozlemı ıçınde de-
mokrasıyı yok etmek mı9
O zaman de-
mokratık ve laık Muslumanlar. demok-
rası duşmanı, totalıter Muslumanlar ıkj-
lemı gerçeklenn ıçyuzunu tam goster-
mıyor mu9
Ya da bır başka orneğı ele alalım
Ataturk devnmlennı " Lahmacun ye-
meyin, cordonbleu yiyin ", "Türk mü-
aği dinlemeyin, Mozart dinleyin" dıye
açıklayarak alaya almak ne anlama ge-
lıyor9
Eğer Ataturk devnmlen buysa.
o zaman Ataturk dunyanın en aptal ın-
sanı ve en kotu polıtıkacısıydı Oysa bu
toplumda yaşayan bızler >anı Muslu-
manlar, Musluman olmayanlar, demok-
ratık ve laık Muslumanlar, totalıter
Muslumanlar, hepımız bugun varoluşu-
muzu cumhurıyetın kurulmasına ve
Ataturk devnmlenne borçluyuz De-
mokrasının ve laıklığın temelını yıne
Ataturk atmış
Oyleyse Ataturk devnmlennı sade-
ce gulunç bır Batı ozentısı olarak açık-
lamak gerçeklen çarpıtmak anlamına
gelmıyor mu° Bu çarpıtmayla bılınçlı
olarak ya da bılınçsızce amaçlanan ne'
Demokrasının ve laıklığın tehlıkeye dü-
şurulmesı mı7
Pekı 'soruna' bır başka açıdan baka-
lım, yıllar y ılı Ataturk'u mıtleştırmışız
"AJı Atam, vah Atam" edebıyatı bıze
gelecek ıçın ışık tutuyor mu yoksa an-
lamsız bır duygusallığa saplanmamıza
mı neden oluyor9
Kuşkusuz kı ıkıncısı
soz konusu ve bugun Ataturkçuluğe
karşı bır tepkı varsa bunda mıtleştırme
olgusunun payı da azımsanamayacak
kadar çok Tanhın her donemı gıbı Ata-
turk donemı de elbette eleştınlebılır ve
eleştınlmelıdır. ancak bunun ıçın hem
tanhı, o donemın koşullannı ve ortamı-
nı ıyı bılmek gerekıyor hem de eleştı-
nnın hesabını vermek gerekıyor Geç-
mış bıze ne oğretıyor. geçmışte hesap-
laşma geleceğe ne katıyor9
Orneğın
Ataturk devnmlennın tepeden ınme
geldığı. bu nedenle de yetennce kok sa-
lamadığı soylenebılır ve bu duşunce-
den yola çıkarak devrımlerın ozunu
oluşturan laıklık karşıtı duşunceler ge-
lıştırebılır kı ben bu tur bır yaklaşımı
eleştın olarak değıl. kışkırtma ve dema-
gojı olarak goruyorum Ama a>nı du-
şunceden yola çıkarak yanı devnmlenn
tepeden ınme geldığı duşuncesınden
yola çıkarak, geleceğe yonelık yapıcı
göruşlergelıştınlebılır. devnmlenn ta-
bana ınmesı, halk eğıtımı vb çalışma-
lann nasıl yapılabıleceğı yadadoğuda-
kı kıyımın nasıl durdurulabıfeceğı ırde-
lenebılır Yanı onemlı olan yapacağı-
mızeleştınnınhesabının venlebılmesı-
dır Bızı yapıcı bazı sonuçlara mı gotu-
ruyor yoksa umutsuziuğa mı' Demok-
rasıanlayışınınve laıklığın yerleşmesı-
ne mı hızmet edıyor y ıpranmasına mı'
Bugun gencı guçler tarafından yıp-
ratılmaya çalışılan, çarpıtılan, gulunç-
leştınlen laıklık neden bu kadar onem
taşıyor9
Çunku laıklık demokrasının
temel taşı, laıklığın olmadığı yerde de-
mokrası de yaşayamaz Pekı demokra-
sı neden bu kadaronemlı 'Çunku ınsan
haklanna, bıreysel ozgurluklere, eşıtlı-
ğe ve katılımcılığa her şeyden çok de-
ğer veren bır yonetım bıçımı Demok-
rasının karşıtını oluşturan totalıter yo-
netımlerde ıse bıreysel haklar ve ozgur-
luklereldenalınıyorveınsanlarıdeolo-
jıkbırçarkın vıdasına donuşuyorlar Bu
yakın geçmışte gorduğumuz gıbı ya fa-
şızm veya komunızm olabılır ya da bu-
gun demokrasının yerleşmemış olduğu
çeşıtlı İslam ulkelennde en korkunç bo-
yutlarda yaşanıldığı gıbı koktendıncılık
olabılır Bugun demokrası karşıtı guç-
lenn zaman zaman alevlenmesıne, ıle-
n Batı toplumlannda da tanık oluyoruz
Orneğın Almanya'dakı Neo-Nazıler gı-
bı Ancak demokrasının gelışmış oldu-
ğu toplumlarda bu tur patlamalar gelıp
geçıcı dalgalanmalar olarak kalacaktır
Gunumuzde Ataturk karşıtı, demok-
rası ve laıklık karşıtı guçler, ozellıkle
gençlen hedef alıyorlar Onlan çeşıtlı
yollar ve yontemlerle kazanmaya çalı-
şıyorlar Gençlenn kendılennı kaptır-
malarında ekonomık sorunlannın yanı
sıra sadece ezbercılığe dayanan, düşun-
meye. ozellıkle de eleştırel duşunmeye
hıç yer vermeyen otonter bır eğıtımden
geçmış olmalannın da payı çok buyuk
Bugun oldukça karmaşık bırdonem-
de yaşıyoruz Bu donemde ozellıkle
gençlerın her zamankınden daha çok
uyanık olmalan gerekıyor içinde bu-
lunduklan koşullar ne denlı kotu olur-
sa olsun, kendılenne, kendı akıllanna,
kendı guçlenne guvenmelen gerekıyor
Başkalarının bızım hesabımıza duşun-
mesıne, bızı yonetmesıne ızın vermeye-
lım. aksı halde hıç fark etmeden ılen-
de çok pışman olacağımız durumlara
duşebılınz
Genye donuşu olmayan bır çıkma-
zın ıçınde bulabılınz kendımızı Kım-
seye kanmadan, kandınlmadan kendı
yolumuzu kendımız gelıştırmeye
çalışalım
ARADABIR
ALPASLAN BERKTAY
İnsanlaşmanınNeresindeyiz?
"Benı ışkenceler, ışkencecıler yıldıramaz I Ne de seher
vaktı duvar dıplerı I ölum kusan namlulan tufeklenn I
Ama toplumun o kor, sağır duyarsızlığı varya I Işte o du-
şundürvyor benı"
Boyle demış Danımarkalı ozan Rasmussen RCT (Iş-
kenceye Karşı Rehabılıtasyon Merkezı) Tıbbı Dırektoru Dr
Genefke, Ingılızceye çevırmış; bana verdı. Turkçesı, aşa-
ğı yukarı boyle Bu konuda bızım duyarlılığımız nedır^
fnsan haklarından, en yukarıdakınden başlayarak ne
anlıyoruz, olçulenmız nedır? Bır ara, Uluslararası Af Or-
gutu'nden geldıler, "Polıslennıze ınsan haklan derslen ve-
nni" dedıler
Bugun, polıslere, ınsan haklan dersı verılıyor Polıs de
"Kahrolsun ınsan haklan'" dıye yuruyuş yapıyor Sonra gı-
dıp hıçbır suçu olmayan mılletvekılıne saldırıyor. Başla-
nndakı bakan da "Ne ışı vardı orada?" dıyerek saldırgan-
lara arka çıkıyor, onlarla aynı olçulen paylaşıyor
Daha baştan alırsak Evren, "Asmayalım da besleyelım
m/?"dıyor Özalda "ö/ur/erseo/sun/er'"dıyearkasınıge-
tırıyor Pinochet ıse toplu mezarlar ortaya çıkanldığında,
"Böylesı, daha ekonomık
1
" dıye yorum yapıyor' Evren
yonetımını, "ideal bır demokrası!" dıye oven tek kışı de
kendısı "Cehenneme kadar yolun var, Pinochet!" so-
zunden alınıp dava açan tek kışı de Evren.. Bu yakın ıl-
gıler, rastlantı mı?
Daha yakın gunlere gelırsek Sıvas'ta, yuzyılın vahşetı
karşısında baştakıler susuyor. Bırı "Halkla guvenlık guç-
len karşı karşıyagelmedı" dıye sevınıyor, oburu "Halktan
olen olmadı" dıye şukredıyor' Cayır cayır yanmak mı be-
ter, bu tepkısızlık ve duyarsızlık mı'' Şerıatçı ayaklanma
provalan yapılırken şerıatı okşamak başka nasıl olur?
Onumuz kış, 600 -ev değıl'- koy yakılıp yıkılıyor Yalan-
sa, yalan deyın lutfen' Tuncelı'de kar 3-4 metre olur, ba-
sınca gomulursunuz. Lutfen bırakın, 'Ermenı, PKK helı-
kopterierı'ru, bu ınsanlar nerede şımdı, ne yapıyorlar?
Bosna'dakılere gosterdığınız duyariılık nerede? Bunlar bı-
zım ınsanlarımız mı, sadece ınsan mı? 'Adnyatık'ten Çın'e
Turkluk'un dışında mı kalıyorlar? Turk-lslam sentezı ıle bu
duruma getınlen Mısak-ı Mıllı, aynı kafayla savunulabılır
mı? 1990'da Botan'da 37 koy ve mezra yakılmıştı. Ora-
daydık 'yabancı helıkopterler', 'asker gıysılı teronstler'
yoktu sadece Aynı hıkâye
1
Bakan bunları soyluyor, dışa-
ndan tepkıler gelınce de "Inceleyeceğız" dıyor
"IslahaP" dıyerek dayatılan dış baskılara boyun eğen
'Tanzımatçılar'dan, yabancı zoruyla ınsanlaşanlarımızın
ne farkı var'? Bır yanda onurunuz, bağımsızlığınız, obür
yanda ınsan haklan. Turancı, gerıcı Turk-lslam sentezı-
nızle -Adnyatık'ten Çın'e kadar Turkluk1
-, bu ıkısı bu ka-
dar bağdaştırılabılır' Insan haklannızı, yabancı mudaha-
lelerıne yer vermeden çozumlemek, bunun ıçın de duyar-
iılık kazanmak zorundasınız. Bu da ınsan haklan dersle-
nyle, bakanlığıyla ne denlı olabılıyor? Insan haklannı la-
netleyen, duaıp dururken mılletvekılını coplayan polıs 'ın-
san haklan'nöan kaç not alır? Ya dovulen mılletvekılıne
"Ne ışı vardı orada?" dıyen, 600 koyu 'asker gıysısı gıy-
mış teronstler'e yaktırıp yabancı baskısıyla sonradan "ın-
celeyeceğız" dıyen bakan''
Asıl can alıcı nokta Uluslararası Af Orgutu'nun 1 nu-
maralı ınsan hakları çığneyıcısı ılan ettığı ABD, Turkıye'de-
kı ınsan haklarının takıpçısı olamaz. Ona boyle bır hak ta-
nımak, kedıye cığerı teslım etmektır. Insan haklan adına
ABD'ye yaklaşmalar, talıhsız hareketlerdır.
Antropolojık gelışmemızı tamamladık, ya ınsanlaşmak
ne zaman? Eğıtım ve bakanlığı ıle ancak göz boyamacılığı
yapılabılıyor 'Ucuz emek cennetı'nde, ancak ucuz ınsan
bulunur. Temel sorun bu
1
Gelecek yıl, IMF'nın 50'ncı yılı.
500 kuruluş, şımdıden "IMF'ye hayır'" dıyor. Bız neyı bek-
lıyoruz?
Insan haklan ıçın tek tutarlı ve sağlıklı zemın, 12 Eylul-
cu Turk-lslam sentezı değıl, bağımsızlıkçı, laık, Mısak-ı
Mıllıcı cumhunyet sentezıdır Humanızmı de ancak bu
zemın uzennde bulabıleceğız, gerçek kureselleşmeyı de.
Ve bu gerçek, adım başında, acı ıle de olsa gorulecektır.
Masal gibi.
AYŞE İLHAN
T
elevızyonda ızledım Denk-
taş, "Onıimıizdeki seçimler-
de Cumhurbaşkanlığı'na
adavlığımı kovmavacağım"
dedı Doğal. ama nedenseıçı-
me dokundu bu karar A>nı
programda onu halktan kışılerle, yaşıtlan
daha yaşhlar \e gençlerle dostça iconuşur-
ken gorduk, bırlıkte geçmış omurlen Denk-
taş"la Kıbns ozdeşleşmıştır bılıncımızde,
belleklenmızde Yıllarca once gazetemızde
(şımdı aynntılannı anımsayamadığım) bır
yazı okumuştum Rumlardan fanatık ve elı
kanlı bınsı, bır gazetecıye, "İçimizdeen akıl-
b odur" dıyordu Denktaş ıçın
Kıbns yıne pek guncel Batı yıne soğuk
bır ocu kesıldı Turklere karşı Bosna-Her-
sek'e benzetecek yer anycrrlar Bız, onca
guçlü konumdan, yuvartatıa ytiVarlana, bır
çozum dayatamadan buralara nasıl geldık
1
"V'erelim,kurtulalını'' demelere kadar
1
On-
lann bekledığı aşama da buydu zaten Ne-
yı, kıme venyorduk, coğrafyamızdan mı ka-
çacaktık Yok, ışınfikırvearaştırmayonun-
den kaçıyorduk
Bızde ya haması nutuklar, ya budalalık ve
haınlık Hıç olmazsa zahmet edıp onlenne
buyukçe olçeklı bır hanta koyup baksınlar.
gorerek baksınlar Hukümetı eleştıren Os-
man Ofcay, mantık orgusu yazılanyla İlhan
Selçuk yureklenmızde umut ruzgârlan es-
tırmışlerdır zaman zaman Sevgılı Uğur
Mumcu, 1974'ten sonra dunyanın başımıza
ne çoraplar orduğunu açık seçık ne guzel an-
latırdı Halkımızı sılkeleyen o coşkulu ya-
zılan ıçın anısına, hem de toplumumuz adı-
na. solmayan duygularla mınnetler sunuyo-
rum
Kıbns sorunu ve Denktaş, benı eskı >ıl-
lara taşıdı Mıllı Kutuphane'de Kıtap Verme
Servısı'nı yonettığım 1960-70 arası yıllara
Anılar bugun gıbı canlı Serv ısımızdekı ar-
kadaşlar çok çalışkan ateş gıbı çocuklardı
Işte o sıralar bır gun, Denktaş'ı karşımızda
okuyucu olarak bulunca hem şaşırdık. hem
coştuk. elımız ayağımız bırbınne dolaştı
Kendısıne en ıyı bıçımde hızmet sunmak
ıçınseferberolduk O bucoşkununa>ırdın-
da değılmış gıbı çok nazık davranıyordu
Dort beş kez geldığını anımsıyorum Tıtız
bıraraştırmacı>dı Elındekoruklukocaman
bır çanta taşıyordu Istedığı kıtap lan bıldı-
nr, onlan ıvedı çıkardığımızda ozel okuma
salonuna kapanarak yorulmadan çalışırdı
Uzun, ınce bır yolda olduğu dıkkatten kaç-
rfrlyor, defigeli davranışlanyla yureklenmı-
zi İb&anıyordu Arkadaşlann "Böjlelider-
ler heryerdeözknir'' dedıklennı anımsıyo-
rum
Çalışmasını oğleye değın bıtıremedığı bır
gun yemeğe gıtmek uzere çıkarken, elınde-
kı kocaman çantayı taşımasına gonlum razı
olmadığından, "Çantanızı bırakın isterse-
niz" demıştım O. ne ret ne de kabul ettığı-
nı açıkça bellı etmeden zekıce gulumseye-
rek çantası elınde sessızce > urumuşru Son-
ra bırden aynldım, benımkı dupeduz saflık-
tı Ama ya o, çantasına aklımı taktığımı du-
şunduysedı>euzulmuştum Nevarkı,ken-
dıme çabuk geldım, Denktaş gıbı bır kışıye
art nıyetle "Çantanı bana emanet efdıye-
bılecek kadar kıt akıllı. kotu adam buluna-
bılır mıydı' Kutuphaneye her gelışınde Ra-
uf Denktaş'ta dıkkatımı çeken ve yureğıme
ağır tortulu bır acı gıbı oturan şey, gözlen-
nın ıfadesıydı Bakışlan ne denlı kaygılı ve
dertlıydı Bu bağlamda, daha nıce unlu
okuyucumuzdan bırkaç ornek vermek ıstı-
yorum Bunlardan bın rahmetlı Muammer
Aksm'du Genç unıversıtelılerarasında bı-
le oyle coşkulu okuyucu bulmak zordu
Okumak. araştırmak ıçın varatılmıştı sankı
Kıtaplardan gayn Meclıs zabıtlannı kanş-
tırmadan edemezdı Ya Cevdet Kudret: Ne
ılgınç bır kışılıktı Ustun duzeydekı araştır-
macılığını gızler bıçımde sessız, ancak kı-
taplan ıstemek ıçın ağzını açar, ruzgâr, fır-
tına. yağmur nerede, esıntı bıle uğramamış
sanılan havası ıçınde servısın onunde bek-
lerken hatınnı sorar, onu konuşturmaya ça-
lışırdım Boşuna değıldı benım yaklaşımım,
kızı ıle yeğenım, sınıf arkadaşı ıdıler
Metin And'ı kıtaplan yutacak sanırdım
O da çok gostenşsızdı. korkunç bır çalışma
gucu vardı Dısıplınlı. lâkın acelecıydı, yu-
ruyuşu bıle
Refik Ahmet Sevengil, adı> la adlanmıştı
denılebılır Sık gelırdı kutuphaneye Bır ara
uzun sure uğramavınca hepımız meraklan-
mıştık Bırgun çıkageldı Sevındık "Efen-
dim,6zledik"deyınce, "AvşeHanım.şugöz-
lüklerime bir bakın; okumak çok zorlaştı
gayri" dedı uzulerek Gerçekten, gozlenn-
de ıçını aca> ıp gosteren, camlan pek dıkkat
çeken bır nesne vardı
Anımsayabıldığım kadanyla bır kez de
Muhsin Ertuğrul'u karşımızda bulduk
Kendısıne oyle onem verdık, çevresınde oy-
lesıne koşuşturduk kı, kızardı, terlerdı, o
anıt adam, utangaç bır delıkanlı gorunumu-
ne burundu O zamanlar. boyle değerlı ın-
sanlanmız bıle şu son yıllardaikı törensel > a-
şama, "ber gün bajram" havasına hıç alı-
şık değıllermış demek kı, kasılmak. pehlı-
vanlar gıbı dolaşmak bılmezlermış Masal
gıbı gelıyor ınsana
TARTIŞMA
Oyle bir çağ atladık ki!..
TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI OLAĞAN
GENEL KURUL İLANI
Turkıye Yazarlar Sendıkası nın 9 Olağan Genel Kurulu 28-29 Ocak
1995 gunlennde saat 10 00-18 00 arasında Istanbul Cağalo^lu Turko-
cağı Cd No 1 Basın Sarayı, Kat 2 dekı Burtian Felek Konferans Salo-
nu'nda aşağıdakı gundemı goruşmek uzere 2821 sayılı Sendıkalar Yasa-
sı'nın 10 maddesı geregı uye usulu ıle yapılacaktır
Gereklı yasal çogunluk sağlanamadığı takdırde 2 toplantı 4 5 Şubat
1995 gunlerı aynı yer ve saatte yapılacaktır
Itgılıtere ve uyelenmıze ılanen duyurulur
YONETtM KURULU
6ÜNDEM:
1 - Yoklama ve genel başkanın açış konuşması,
2 Divan başkanı ve uyelerının seçımı
3- Saygı duruşu
4- Konuklann konuşması
5- Çalışma, hesap raporian ve denetçı raporlarının okunup goruşulmesı
6- Tahmını butçenın goruşulmesı ve gene) kurulun onayına sunulması,
7- Yonetım ve denetleme kurullannın aklanması,
8- Dılekler
9- Aday başvurulan
10- Seçımler ve kapanış
H
uvumuzdan mı
suyumuzdan mı
ışımıze geldığı
ıçın mı voksa
farkında
olmadan mı
nedenı belırsız de olsa, bızde
"hafiif" bır geç ıntıkal var
Laıklığın ne oldugunu kabul
edıldıkten 71 yıl sonra
oğrenmeye çalıştığımız gıbı
Ha gayret, tez zamanda başannz
belkı' Bınlen -F.lhamdulillah,
ben de Muslümanım ama." ya
da "Turk halkmın %99'u
Muslümandır" ıncılen
doktururken nasıl olacaksa9
Dın. kışısel bır ınanç. felsefe
olarak kaldığı ve ınsanlann
manmama >a da farklı ınançlara
sahıp olma haklarını
"gerçekten" kullanabıldığı ve bu
haklanna saygı duyulduğu
surece sorun yoktur Ama
somuru mekanızmasının
harekete geçınlebılmesı ıçın
toplumu afyonlayıcı bır sureç
olarak ışletılırse, gun gelır
ulkenın başına bela olur Gerçek
şukı bınlen havadan
kazandıkları kolay paralarla son
derece gorkemlı bır yaşam
surerken dışıyle tırnağıyla
dıdınen ve emeğının karşılıgını
elde edemevenler tevekküle
mecbur kalacaktır Onlan. ıçınde
bulunduğu duruma ıtırazsız razı
etmenın daha doğrusu
"uyutmanın' en uygun yolu
dındır Cahılleştırme ve bıreylen
kavramlann ıçenğınden yoksun
bırakarak olaylan yanlı anlatma.
"Vatan, millet, Sakarya"
edebıyatlanyla bınlerının ışıne
geldığı gıbı kullanma. her zaman
olageldı Kadını erkeğın,
guçsuzlen guçlulenn 'malı'
kılmak, onlan kadere razı
etmekle olabılır ve olmuştur
Boylece, bınlen gemılennı
kolayca yuruturken kımse onlan
rahatsız edemez. edenlerle de
'rnaşalar' ozel olarak ılgılenır
-Ökuz ölup ortaklık biftikten
sonra'" kımılennın, •'kazara"
yolsuzluklan araştınlmaya
başlandı
Bır aılenın servetı, dahası bu
servetı nasıl edmdıklen
'sözde'sorgulanıyor Soz konusu
'hanedana' mınnet borçlannı
unutmayanlarla, 'evlatlar' ve
anası, TO'nun savunmasını
yapıyorlar Konuşmalan
sırasında da 'beyefendi'nın
'vatana ve millcte mal olmuş
birisi' oldugunu one suru>orlar
Onlara oyle gelıyor' O
o25'lerle,
son zamanlarda %20'lerle ınatla
koltuğundan kalkmamış bu zat,
vatana mıllete nasıl mal oldu
acaba1
tcraatlarına gelınce
L'lkemıze çag atlatmış(')
Egemenlıkten somurge
durumuna geçış de bır çağ
atlama versıyonudur Beyefendı
"çağ atlama" sözuyle ne kastettı
dersınız
1
Kımılen yollar vaptığını
sovluyor Yol vapma-çağ atlama
bağlantısı. kamyonlar ıçın yanş
pıstı arabalar ıçın kaza testı yen,
bazen de -ne ılgısı varsa- meğın
koyunun gezıntı yen olması
Yapımlan sırasında da Turk
ışçısi 80-100 000 TLavlıkla
çalıştınhrken ıthal ama nıtelıksız
Italyan ışçılenne 500-750 000
TL dolayında ucret odenıyordu
Parasız pulsuz gelen ltalyanlar.
ulkelenne 'koşeyi fazlasıyla
dönmuş' olarak donduler Otekı
ıcraatlardan bın, serbest ıthalat
Tuketım ve ozellıkle yabancı
marka manyaklığı, -başanlı
çalışmalarla- oturtuldu
fşbıtıncılık derslen, 'beyefendT
tarafından aynntılanyla venldı
Boylece yerlı uretımın nıtelığını
yukseltmek çabasından da
ıhracatı guçlendırmek gıbı
gereksız ışlerden de kurtulduk1
Mutlu azınlık gumruk vergısı
yuksek kımı mallara (araç, ya da
beyaz eşya gıbı) rahatlıkla sahıp
olurken orta hallı msanlanmız
kalıtesız yerlı mallan
kullanabılmek ıçın hâlâ
uğraşıyorlar Bu arada uçan kuşa
bıle borcumuz olsa da sorun
yok' Ne de olsa 'borç yiğktin
kamcısıdır.'
Viantar gıbı adım başı bıten
Kuran kurslan, ımam-hatıp
lıselen. orta ogretımde zorunlu
dın dersı ve ezbercılığe dayanan
taraflı eğıtım sıstemı
Beyefendı gıttı *haccı' reklam
nıyetıne medyadan naklen ızlettı,
ama vurguncular, hayalıcıler
başkoşelerde kurulurken
ortadırek gıderek fakırleştı,
sesmı duyuımayı da bır turlu
başaramadı Sendıkalar
ganpleştı, kıtle orgutlen yok
edıldı unıversıtelersusturuldu,
faıl-ı meçhullerçoğaldı
Arada acay ıp bır nesıl ortaya
çıktı 'Bana ne' hamburger
prototıplen Bunlarla bırlıkte,
çoğu aşın bıreyselleşmış sanata
kufreden. duygusallığı arabesk
sanan. 'karabahtb'
ınsanlanmızın. gerçek ınsan
sevgı ve saygısmı oğrenmeye
gereksınımlen vardır Yoksa
goruntu olsun dıye, mezarbaşı
yaslanna değıl
BetülTaylan
Prof. Feyzioğlu ne güzel belirtti
S
aym Prof Dr Bedı
N Feyzıoğlu'nun 14
aralık gunü
yayımlanan
"Kunıeu Meclis"
başlıklı yazısma
tamamen katılıyorum
Solda bırlık. sağda bırlık
tartışmacılannı oncelıklı bu
konuyu tartışmaya çağınyorum
Bu konu uzenne yapılacak
tartışmalann sonunda yalnız
tartışmış olmayacaklar. sonunda
somut bır anayasa elde
edeceklerdır
Şu sıralarda yapılmakta olan
bırlık tartışmalan da tıpkı
TBMM"dekı anayasa değışıklığı
çalışmalan gıbı havanda su
dovmekten ılen gıdememekte.
gıdemezde Bu Meclıs'tekı tum
mılletvekıllen ısteselerde
vururluktekı anayasayı
değıştıremezler çunku onlar bu
anayasa ve onun
doğrultusundakı sıyası partıler
ve Seçım Yasası ndan
doğmuşlardır Kendı varlık
nedenlennı ortadan kaldırmak
doğa kurallarına aykırıdır Işte
bu sebeple bır "Kurucu Meclis"e
gereksınım vardır
Tum yurtseverler. ıvedı olarak
ellennden gelen çabayı
harcamalı Dernekler, sendıkalar
meslek kuruluşlan, demokratık
kıtle orgutlen konuvu
gundemlenne almalı vardıklan
sonuçlan kıtle ıletışım araçları
ıle duyurmalı, ulke gundemının
bınncı maddesı halıne
getırmelıdırler
u
Ana\asalann kısa sureli kunıeu
meclislerce hazırlanarak halk
ovlamasına sunulması dunyada
birçok ulkede uvgulanagelmiş
bir yontemdir. Asıl yasama
meclisi \a da meclisleri, kunıeu
meclisce hazırlanan anayasaya
gore vapılan genel secim sonucu
oluşmuştur."
Tuncav Sunata /Istanbul
PENCERE
Küp!.
Ah şu Osmanhca!.. "Hafıza-ı beşernısyan ıle malûldur"
değıl mı? Çevır bakalım Turkçeye: "Insan belleğı unut-
kanlıkla sakattır" Hem de nasıl!. Hanı Çiller'ın "mal bıl-
dırımı" açıklanacaktı? Unuttuk gıttı!. Yetkılı Meclıs Ko-
mısyonu butun lıderlerın mal bıldırımlennı açıkladı; ama
Çıller'ınkı açıklanmıyor.
- Açıl susam açıl!.
Açılmıyor
Aşkolsun Çıller'e!.. Marıfetlı kadınmış!. Medyayı nasıl
kafakola aldı?.. Medya bankayla ıç ıçe..._Banka dedın mı
akla vaktıyle banka batırıp zengınleşen Özer Çiller gelı-
yor Istanbul Bankası batıyor, Çiller yalılanıyor, arsalanı-
yor, vıllalanıyor Bır değıl, on değıl, kırk değıl, doksan vıl-
la!. Medya da bankalaştığı ıçın Çiller medyayı altıokka ya-
pıyor, medya sus, medya pus, medya Çıller-4fi kuşkulu
malları ve vergı kaçakları karşısında suspus1
.. Mal bıldı-
nmlennı açıklamakla gorevlı Meclıs Komısyonu da butun
lıderlerın mallannı sergıledı, Çıller'ınkını açıklamıyor.
Neden?..
- Açıl susam açıl!..
Açılmıyor
Cumhurıyet "Çiller aıle şırketı" vergı kaçaklarının bır bır
dokumunu yaptı Sıradan bır yurttaş olsaydı, devlet ca-
nına okumuştu Ama nasıl olur? Bır Başbakan nasıl ver-
gı kaçırır? Bır değıl kaçak, ıkı değıl, uç değıl!. Içerde ver-
gı kaçıran bır Başbakan, nasıl yurtdışına yatınm yapar?..
Ama medya sus, savcılar suspus, sessızlık yaygın, her-
kes tıssss . Işımız yerden goğe kup dızmek..
Yerden goğe kup dızseler...
Altındakın bır çekseler.
Seyreyleyın gumburtuyu
Kuplerın gokyuzune erışmesıne az bır vakıt kaldı, gum-
burtu pek yakındır
•
Gumburtu neyı sımgeler?
Gurultuyu
Ancak bu gurultu bıldığımız gurultu değıldır; sokak gü-
rultusu, motor gurultusu, şehır gurultusu, ağız kavgası-
nın gurultusu, okul gurultusu, trafık gurultusu, perşembe
pazarı gurultusu gıbı gurultulerden ayndır gumburtu, da-
ha derınden gelır, bır şeyın yıkıldığını, çoktuğunu gumbur
gumbur haber venr
Ama gumburtuden once buyuk bır sessızlık egemen-
dır, ortalıkta tısss, ınsanlar sus, gorevlıler pus, yetkılıler
suspus, medya pısss
Arada yerden goğe kup dızılıyor...
Enflasyon yuzde 140..
Rakam uç hanelı.
Kalkınma, buyume, gelışme artılardan kopmuş, eksıle-
re postu sermış, yan gelmış
Guneydoğu'da ateş
Buyuk kent beledıyelennde susuzluk, sanat duşmanlı-
ğı, şenat karanlığı, hava kırlılığı
Devlet ışlemıyor..
Medya hasta!.
Ya Meclıs?..
Çalışmıyor..
Kup ustune kup
Meclıs Başkanı Mal Bıldırımı Yasası'na gore yetkılennı
kullanmıyor
Bır kup daha..
Meclıs Komısyonu butun lıderlerın mal bıldırımlennı
açıkladı, Başbakan Çıller'ınkını açıklamıyor...
Bır kup daha
Savcı Cumhurıyet'ın yayinlannı gormezlıkten gelıyor,
Çiller'ın vergı kaçaklan ıçın gırışıme geçmıyor...
Bır kup daha..
Turkıye, Avrupa'dan kovuluyor..
Bır kup daha
Hırsızlık, ruşvet, pıslık, uğursuzluk, fuhuş ortalığı sardı...
Bır kup daha
Geçım sıkıntısı enflasyon canavan kılığına gırmış, hal-
kın goğsune oturmuş, pençelerını yurttaşın gırtlağına
geçırmış .
Bır kup daha .
Gokyuzune kaç kulaç kaldı?..
Beş mı, on mu
9
Kaç kup ıster?..
Uç mu, beş mı?..
"Hayatını türkülere
adamak ve halkının
SÖZCUSLI olmak...
Sanatçı Ruhi SuŞoı,
insan Ruhi Su'\u en
ıyı tanımlayan
sözcuklerdir bunlar,
Yalnız uzunçalarlar,
kasetler dolusu
türküler değil, bu
kitap da bunun
kanıtı..."
Atülcı Ozfonmh
1
1
1••••
1
H
1
ÇATFdan yıne yenılık
Yılbaşı (23-31 12arasında)
bırhaftakutlanıyor
Supermenu,zengın
program, kanyerh sanatçüar,
onantal, Rembeüko grubu
Çaü sevenler aceleedın
O1TIRestaurant
Cafe - Bar
Tel.:2510000
Fax:2527580
100 Turk halk oynjnunun
muzıklen Ruhi Su tarafından
1961-1965 \ıüan arasında
notava alındı
Bu notalan ıçeren kıtabın
25 \ ıllık aradan sonra Kultur
Bakanlığı tarahndan vapılan
ıkıncı basımı
(Ruhi Su'nun kendı ımzasıv'ia
vapılan ük basırru)
TURYAP
EMLAK BILGI BANKASI
Tlf (242)248 49 9^ -242 48 12
Fax (242)242 37 33
ANTALYA
HAYRABOLU
ŞULHHUKUK
HÂKİMLİĞl'IVDEN
DosyaNo 1993/1452-
1994'670K
Davacı Ahmet Korkmaz
ve arkadaşları vekılı Av
Bekır Gungör tarafından
davalı Mehmet Korkmaz
aleyhıne Hayrabolu Kara-
burçek koyunde kaın 494,
522, 573. 651 parsel no'lu
taşınmazlar hakkında Mah-
kememızde açılmış bulu-
nan taksım ve ızaleı şuyu
davasının yapılan açık du-
ruşması sırasında davalı
Mehmet Korkmaz'ın adresı
tespıt edılemedığınden
mahkememızden venlen
20 10 1994 tarıh ve
1993/1452- 1994/670 EK
sayılı ılam yenne kaım ol-
mak uzere davalı Mehmet
Korkmaz'a ılanen teblığ
olunur
Basın: 53338
Nukleer Enerjı Enstıtusu
kımlıgımı kaybettım
Hukumsuzdur
NlLGbNDOĞAN