05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET — — — -r*- 22 ARAUK 1994 PERŞEMBE 14 KULTUR Mumcu anısına yanşma ve sergı İZMİR (ANKA)- Atatürkçü Düşünce Demeği Izmir Şubesi, gazeteci-yazar Uğur Mumcu anısına düzenlediği etkinlikler kapsamında gazeteciler arasında "Araştınnacı Gazeteeilik ve Gazetecinin Sorumluluğu" konulu bir yanşma açtı. Atatürkçü Düşünce Derneği'nin 25 Ocak-14 Şubat 1995 tarihleri arasındaki etkinlikJen kapsamında gerçekleştıreceği "Arasürmacı Gazetecilik ve Gazeteciliğin Sorumluhığu" konulu yanşmaya Türkiye'deki 6 iletişim fakültesinde öğrenimlerini sürdüren öğrenciler katılabilecek. Yanşmaya katılacak öğrencilerin düşünce türü yazılannın 5 sayfayı geçmemesi istenirken, yapitlann en geç 25 ocaga kadar teslim edilmesi gerekiyor. Yanşmanın sonuçlan ise 1 şubatta açıklanacak. Dernek, aynca "Uğur Mumcu SevgfaPadlı.herkesin katılabileceği ikinci b'r yazi yanşması acıyor. Bu yanşmaya katılmak isteyenlerin de yapıtlannı, en fazla iki sayfa olmak üzere olma üzere en geç 25 ocak tarihine dek derneğe göndenneleri gerekiyor. Uğur Mumcu'yu anma etkinlikleri çerçevesinde, Izmir Büyükşehir Belediyesi Çetin Emeç Sanat Galerisi'nde "Ufur Mumcu Fotoğraf Sergisi" ile "Sanatçuardan Uğur Mumcu'ya Saygı*' adını taşıyan heykel, resim, seramik, karikatür sergisi açılacak. UğurMıımcu'nun öldürülüşünün ikinci yılı olan 24 ocakta açılacak sergıler, 14 şubata değin gezilebilecek. Şef Aşkenazi, Kraliyet Filarmoni Orkestrası'ndan aynlıyor LONDRA (REUTER) - Onlü orkestra şefi ye piyanist VTadimir Aşkenazi, Ingiltere Kraliyet armasını taşıyan Kraliyet Filarmoni Orkestrası'nın müzik direktörlüğünden aynlıyor. Orkestranm yöneticilerinden Paul Rndlay geçen hafta 57 yaşmdaki Rus kökenli müzisyene, kendisinin yerini alması için Italyan Danieie Gatti'ye teklifte bulunuldugunu bıldirdi. Dünyanın en önemli müzisyenlerinden biri olarak nitelenen Aşkenazi de, bunun üzerine, artık orkestradaki görevini sürdüremeyeceğini açıkladı. Sanatçı The Independent gazetesine Berlin'den yaptığı açıklamada, "Paul benimle konuşrugunda çok şaşırdım. Bir süre yalnız kalıp bu konu üzerinde düşünmek istedim. Ancak ertesi gün bunun kabul edilemez okfuğunu fark ettinTdedi. Aşkenazi Kraliyet Filarmoni Orkestrasrna katıldığında, orkestranın sanatsal niteliğini geliştirmesi şart koşulmuştu. Ancak 1991 yılına kadar nitelik konusunda bir ilerleme kaydedilmeyince, Aşkenazi orkestranın yöneticilerinden Ian Maclay'e herhangi bir sözleşme yapılmaksızın orkestrayla çalışmaya devam etmeyeceğini bıldirdi. Bunun üzerine sanatçıyla 1993-94 yıllan için bir sözleşme yapıldı. Ancak 1992'degöreve gelen Findlay, sanatsal niteliğin yükselrilmesini garanti ederek, Birleşmiş Milletler'in 50. kuruluş yıldönümü kutlamalan için haziran 1995-mayıs 1997 arasında gerçekleştirilecek yedi dünya tumesini de kapsayan planlar yapmaya başladı. The Independent gazetesi Aşkenazi'den bu turneler süresince görevini sürdünmesinin istendığini bıldirdi. Mimarlar Odası 40 yaşında Kültür Servisi - Mimarlar Odası'nın lstanbul'daki 40. kuruluş yıldönümü etkinlikleri cumartesi günü Maçka'daki l.T.Ü. Sosyal Tesisleri'nde yapılacak. Saat I5.00'te "40 yıl nasıl geçti" başlıklı panel ve söyleşi dizisiyle başlayacak etkinlikte, 1950'li yıllardan bu yana Istanbul Mimarlar Odası çalışmalanna kalılan Zeki Sayar, Kemal Söylemezoğlu, Aydın Boysan, Nezih Eldem, Maruf Önal, Turgut Cansever, Asım Mutlu, Niyazi Duranay gibi üyeler, kendi dönemlerine ilişkin mimarlık ve Istanbul anılannı anlatacaklar. Yine son kırk yılın kentleşme ve kültür polıtikalannın da ele alınacağı bir forum şeklinde sürecek olan toplantı, meslekte 30,40 ve 50 yıhnı dolduran üyelere plaketlerinin de verileceği "kusaktan kuşağa mimarlar buluşması" adlı akşam yemeği sona erecek. İki çizgi ustası: Abidin Dino ve Semih Balcıoğlu Dmmeyen sızı ve aıılanılı giflümseme... KIYMET GİRAY Çizginin plastik sanatlarda ne denlı önemli olduğunu kanıtlamakta Semih Balaoğhı ve Abidin Dino ser- gileri. Gerçek bir çizgiden söz et- mekteyiz bu aşamada... Anlatıma egemen, duyarlık yüklü, çağının so- runlannı yakalamış, estetik değerler- le yüklü çizgilerin önemini tanıt- makta yetkin çizgilerden... Bu iki çizgi ustasının çizgisel anlatımlann- dan... Semih Balcıoğlu'nun karika- tür ve Abidin Dino'nun desen çizgi- lerinden... Eleştirel fakat gerçekçi Plastik sanatlar içinde aynmlı, sa- nat türlerine karşın ortak bir duyarlı- lığı vurgulamaktadır bu iki usta çi- zer... Her ikisini de kendi sanat tür- lerinin ustası kılan, yaşadıklan top- lumlann değerlerini iyi tanımalan ve çarpıklıklan, aksaklıklan eleştirel fakat gerçekçi bir yaklaşımla aktar- malandır. Abidin Dino sergide yoktu diyemiyoruz. Her desende çizgilenyle ve duyarlılığıyla en çok o vardı sergı salonunda... 1951 tevkifatı yoğunlaşır çizgilerde, ozan Ahmed Arif anlatısı yol gösterir fırçanın akışına... Tutuklanan 167kişinin ortak kaderi yansır desenlere. Semih Balcıoğlu'nun 'Güle Gfile Istanbul' serisi karikatürlen, bilınç- sizliğin acımasız ellerinde yağmala- nan Istanbul'un çığlıklarını yankı- landırır acı gülümsemelerde... Bu uyan tüm kentlerimiz için geçerlidir. Yanlış ve plansız bir gelişim içinde yok olan kültürümüzdür sonuçta. Bu yalın gerçek ancak Balcıoğlu'nun duyarlı çizgisinde, tatlı bir gülümse- meyle uyanr izleyicileri. Bu espri, kendi ile dalga geçmenin erdeminde yakalanır. Yanlışlıklara gülebilme bilinçlenmenin, geniş perspektifli düşünebilmenin başlangıcında yer alır. Bir başka uyan yolu da Abidin Dino'nun çizgilerinde yaşar. Acıyla, kalp çarpıntılanyla uyanlmak... Acı- yı yüreğinızde hıssetmek... Konu ile birlikte başlıyor bu uyan... 'îşkence Desenleri'.. Insanlığın en acımasız dramı. Tüm dünya ülkelerinde, aile içinde başlayarak her aşamada eleş- tirilen işkenceler, bu duyarlılıkla eleştirilir. Türkiye Insan Hakları Vakfı ve Galeri Nev elbirliği ile dü- zenlenen Abidin Dino sergisi ve ki- tabı, 'İşkenceler' çizimlerinden oluş- makta. Vakfın amblemi de Abidin Dino çizgisi. Işkenceler sergisi ve kitabı da bu amblem çalışması sıra- sında tasarlanan bir proje. Ancak Di- no'nun düşünce yüklü üretimlere ışık saçan kalbi bu projenin gerçek- leşme asamasından önce durdu; bir yıl önce... Tekrar tekrar yaşanan işkenceler gibL. Aramızdan aynlışınm birinci yil- dönümünde, düzenlenen bu anı ser- gisi ve kitabı, ortak bir karann ger- çekleşmesi nedeniyle önemli bir et- kinliktir. 1952 yılında başlayan bu seri yıllar boyu Dino'nun fırçasına tekrar tekrar lakılır. Mekân ve za- man aynmlanna karşın tekrar tekrar yaşanan işkenceler gibi... 'EBer', 'çi- cekler', 'adalar', 'acıiar' ve 'acayip- ler' serileri arasında 'işkenceler' de hep vardır Dino'nun çalışmalan ara- sında. Îşkence görenin acılara kan- şan umutlanna. işkence yapanlann çaresiz eziklikleri katılır, ince bir sı- zıyla. Baskı ve direnç, ezilen ve ezen, umut ve umutsuzluk, aydmlık ve karanlık karşıtlıgı saklı tutularak siyah-beyaz yansır kâğıtlara. Bu desenler Dino'nun yaşamının, düşünce ve düşünme biçiminin ürünleridir. Çizerek düşünen, çize- rek konuşan özgün ve özgür bir çiz- gi ustasının ürünleri. Bunlar hiçbir anlamda, tecimsel varoluşlara, açık değillerdir üretim aşamalannda. Çizgi becerisinin öz- nel yorumlarıdır. Durmaksızın çizi- lirler. Her çizgi yenileri için ipuçlan ve gelişme ömekleri hazırlar. Düşün katmanlanna yenı yonımlar katar ve çoğalır. Bu anlamlanyla da bir kitap halinde toplanmalan ve çoğaltılıp yaygınlık kazanmalan çok anlamlı- dır. Semih Balcıoğlu'nun karikatür oyun kâğıtlan gibi... Ankara Vakko Sanat Galerisi'nde aralık ayı boyun- ca sergilenen İskambil Kâğıtlan' sergisi, en doğru zamanda en çekici oyun kartlannı sunmaktadır. Bu bir yeniliktir. llk kez karikatür kâğıtlan karikatürlenmektedir. Bu seçim rastlantı da değildir. Uzun bir araştırmanın sonucuna dayanır. Bir- çok ülkenin iskambil kâğıtlannı top- lar Balcıoğlu. Aralannda karikatürlü olanına rastlamaz. Balcıoğlu, bu aşamada iki ereğine birden ulaşır. Yaygınlaşması çok kolay olan bir malzemeye ilk kez o karikatür yapa- cak ve imza atacaktır. 1965 yılında düzenlediği 'Seramik Karikatür' ça- lışmalannda olduğu gibi, değişik bir malzeme ile özgün karikatürler üre- tecektır. YereUikten evrenseüiğe Elli iki kâğıt ve iki joker.. Evren- sel tanımlan olan, sayısal ve çizgisel imajları bulunan kâgıtlar üzerinde özgün bir çizgi ve düşünce programı geliştirmeye başlar Balcıoğlu. İnce ve zengin mizah anlayışı, çizgiye egemen olan kalemi ve üretkenüği yönlendirir çalışmalannı. Yerellikten evrenselliğe uzanan espri duyarlılığı içinde yepyeni imajlar kazanır oyun kartlan. Renklerle de varsıllaşır. Renkler Balcıoğlu'nun karikatür- lerinde, sıkça karşımıza çıkan özgün uygulamalardır. Yazının varlığına gereksinim duyurmayan varsıl çizgi- sel anlatımlara, renkler görsel çeki- cilik kazandınr. Karikatür için har- canan uzun yıllann deneyimleri ol- malıdır, bu başannın nedeni. 51 yılın çizgilerinin birtkimidir Balcıoğ- lu'nun sanatı. "7 Ocak 1943' günü yaşamımda doğum günümden daha önemli bir gün. Ya da gerçek doğum günüm. Çünkü 3k karikatürümün yayımlan- dığı gün. Şimdi baküğım zaman hiç- bir yanı başardı ohnayan bir karika- tür, hoşgörülü yöneticuerce beğenilip derginin 'genç fırçalar" sütununa konmuştu îştt o karikatürün yayını- lanışından bu yana etimden kalemi, önümden beyaz kâgıdı htç eksik et- medim." Hemen her eve girebilen iskambil kâğıtlanna yeni bir işlev yükler Balcıoğlu... Gülümsetmek ve gülümserne anından başlayarak düşündürmek. Bir oyunun ortak heyecanını paylaşan insanlar, gülümsereyek düşünmeyi de paylaşırlar. Düzenli ve sürekli bir çalısmanın önemini vurgulayan sonuçlardır Bal- cıoğlu karikatürleri ve bunlann top- landığı albümler. 1952, 1957, 1961 albümlerin 1971 'de Yazısız Çizgıler, 1973'te, 12 Mart'tan Seçime ve 50 Yılın Türk Karikatürü, 1977'de Birinci MC, 1979'da Güle Güle Is- tanbul, 1983'te Cumhuriyet Dönemi Türk Karikatürü, 1985'te Gözüm Görmesin, 1990'da Karikaturgut, 1993'te Semih Balcıoğlu Kitabı. 1994'te Galeri Çiller ve 1994'te Kültür Bakanlığı tarafından yayım- lanan Semih Balcıoğlu Albümü, Balcıoğlu'nun sanatının ve bilimsel çalışmalannın derlendiği kataloglan ve kıtaplarıdır. Hemen hepsinde, gülmenin düşünceye atılan ilk adım olduğunu duyumsanz. Önemlisi, çizgi gücü ve bu gücü perçinleyen estetik duyarlılığın çizgiye yansıyan boyutunun, karikatüre kazandırdığı anlatım zenginliğinin tadını yakalanz bu çalışmalarda. İnce ve anlamlı bir acının din- meyen sızısını duyumsayacagınız Galeri Nev, Abidin Dino sergisi ile Vakko Galeri, Semih Balcıoğlu Ser- gisi ince ve anlamlı bir gülümseme ile yaşamımıza yeni düşünsel boyut- lar katacaktır. Farklı merceklerle yaşam sorgulanıyor İstanbulDevlet Ttyatrosu, Aziz Nesin Hn yazdığı, Metin Belgin 'in yönettiği 'Hadi Öldürsene Canikom 'u sahneliyor Kültür Servisi- Aziz Nesin bir ya- zısında oyun yazarı olarak anlaşıla- madığından yakınmış. Üstadın, "Oyunlan kaba güldürü anlayışıyla ele ahndığı. gülmece öğesi öne çıkanlıp teksrin albndaki felsefı. top- lumsal boyudann görüiemediği ya da es gecfldigi için böyle düşündüğünü" söylüyor Metin Belgin. Şu sıralar Devlet Tiyatrosu Taksım Sahnesi'nde sunulan "Hadi Öldürsene CanikonTu yöneten Metin Belgin, oyunu yukarda yaptığı saptamalar doğrultusunda sahnelemeye çalıştığını söylüyor: " Aziz Nesin'in gerçekçi boyuttan yola çıkarak gülmeceye vannasını algılayıp o yalınlığuıda sahneiemek istedim. Be- nim anladığım, Aziz Nesin'in altını çizdiği, çürüme noktasından olava, bütün yaşama bakmak ve o çürüme noktasma vanncaya kadarki o >aşamı eleştirel bo>ntuylâ getirmek. Oyunda bunlan vakalamaya çalıştun." Galası 27 aralıkta Daha önce Devlet Tiyatrolarf nın değişik merkezlerinde de sahnelenen ve 27 aralıkta galası yapılacak olan oyunda Atilla Şendil, Tülin Oral ve Gülgıin Ok rol alıyor. Oyunun kadro- su üç kişi ama bir de görünmeyen ka- rakterler var. 23 yıl önce ölmüş ancak görkernli ünıforması, çizmeleri ve ka- nsmdan yansıyan otoritesiyle varlığı- nı hissettiren ölmüş general ve radyo anonslanndan duyulan, kendine hava- gazı memuru süsü vererek evlere gi- ren, kadınlara tecavüz ettikten sonra boğan sapık katil. Bu son derece sıcak, sevimli ancak bir o kadar da buruk, umutsuz oyunun başkahramanlan bodrum katı komşu- su, iki yaşlı, yalnız kadın ve ezik, şaş- kın bir havagazı memuru. Yalnızlık- tan ve çaresizlikten bırbirine sanlmış bu iki kadın, hem anılannı paylaşır, hem ortak bastınlmış özlemlerini or- taya dökerler, hem birbirini kıskanır nispet yaparlar, hem didişır, kavga eder hem de çaresizce birbirine koşar- lar. Yalnızlık bunalımının sapkınlığa uzandığı noktada, kadınlara tecavüz edip boğan sapık katili özlem ve he- yecanla beklemeye başlarlar. Sonunda gelir beklenen havagazı memuru ama, bu genç, yakışıklı, sempatık, boylu poslu sapık değil; hastaiıklı, korkak, ufak tefek, erkeklik konusunda hiçbir iddiası olmayan gerçek bir havagazı memurudur aslın- Devlet Tiyatrolan'nın değişik merkezJerinde de sahnelenen oyunda Atilla Şendil, Tülin Oral ve Gülgün Ok rol abyor. da. Kadınlar başta hayal kınklığına ugramakla birlikte ona bile razı olur- lar, ancak yine de sonuc dramatiktir. Metin Belgin'Ie oyun üzerine söy- leştik: - 'Hadi Öldürsene Canikom' sizce nasıl bir oyun, neyi anlanyor? Gerçeklığin içinde gülmeceyi do- guran yine gerçeklığin içinde farklı mercekler kullanarak yaşamı ve sıste- mi sorgulayan bir oyun. Burada, o gülmecenin siyah ve beyaz aynmını çok net bir bıçimde görebıliyoruz. Ama arada çok fazla başka tonlar, başka katlar var. Yalnızlık paranoy asmın seyirciye geçmesi... Oyunun ön planda olup rejinin oyuna hizmet eden bir unsur olarak kalmasını yeğledim. Böylece seyir- ciyle çok daha sıcak bir iletişim kuru- lacağına inandım. Sorgulanması gere- ken yerlerin ya da o yalnızlık parano- yasının seyirciye daha iyi bir biçimde geçmesini amaçladım. - Oyunda, günümüzde yaşadığunız çûrümüşlüğün yansııtıası da görülü- yor_ Oyun 60 sonlannda yazılmış. Hem o dönemi algılıyor bunun yanı sıra daha sonrası için de birtakım gönder- meler yapıyor. O yüzden de zaten oyunu zaman kavramını hıç değiştir- meden koymaya çalıştım. Ama bu za- man kavramında tabiı birebır zaman- lama yok, dönemler söz konusu. Bazı sözlerin sağlamasını yaparak birtakım tarihler çıkarabiliyoruz ortaya ama Yönetmen Metin Belgin yazıldığı dönemde, o çürüme nokta- sından bakmak, çok daha farklı ipuç- lan yakalatacağı için çok önemli. Öyuna baktığımızda nostaljik yanı- nı görebiliyoruz, öyle olmasını özel- likle istedim. Günümüzde havagazı yok diye başka bir memura dönüştü- remezdım, çünkü havagazının altında da başka göndermeler yatıyor. O yüz- den nostaljik olmasına karşın, günü- müzde de geçerliliğini koruyor, böyle giderse daha sonra da koruyacak gibi geliyor. Oyunda bir umutsuzluk var, sonuçtaki o ölüm gibi. Bütün o gülmecenin içinde sonuçta bana göre hepsinin ölümüyle noktala- nan bir final. Çünkü havagazı memu- runun ölmesiyle zaten kadınlann da bütün umutIan ölüyor. tutunacak hiç- bir şeyleri kalmıyor. - Oyunda bolca göndermeler var, havagazı memurunun general korku- sunun giderek 'havagazı generalliği- ne' dönüşmesi gibL - Oyunda çpk hoş semboller var. O kendi içinde kabaran, co^an ve geli- şen hatta zaman zaman grotesk nok- talara varan sembolik anlatımın çok net bir biçimde seyirciye geçmesi ge- rektiğini düşündüm. Bir havagazı me- murunun general ünıformasını giye- rek kimlik değiştirme çabası gibi. Aziz Nesin o sembolleri o kadar farklı biçimlerde kullanıyor ki: biz, giydirilen kimliklerle oluşan yaşamla- nn boyutlannı da yakalayabiliyoruz. Çünkü havagazı memuru bir süre sonra sarhoşluğun da etkısiyle 'Ben general obaydım bütün dünyayı fethe- derdûn' diyor. Bu, o ınsanlann bastı- nlmış isteklerini de ortaya çıkanyor. - Oyundaki iki vaşh kadın son dere- ce farkh, ahşumanııs. Özelfikle cinsel- Bğe yaklaşunlan ilgi çekicL-. Hadi Öldürsene Canikom'u çok ev- rensel bir oyun olarak görüyorum. Fa- kat hiçbir zaman geleneksel değıl. Çünkü oyunun yazıldığı dönemde dünyada cinsel devnm tartışılıyordu. Sanıyonım Aziz Nesin de orada kendi toplumuyla bir özdeşleştırme içinde, bunu bir anlamda bir tartışma ortamı- na sürüyor. 1970'li yıîlarda oyun bel- ki de seyirciye fazla gelen, seyırcıyı ajite eden bir tavır haline dönüşmüş olabılir. - Oyunda kuDandıgınız değişik sah- neleme yöntemleri \ar, transparan perde, perdeye düşüriifen gölgeler gi- bi Bunlan neden kuDandnuz? Sinemayı çok severim, bunlan si- nemanın anlatım araçlannın bana gö- re yansıması olarak da düşünebilıriz. Orada soyutlama yapmak yerine iki kadının ortak paydalarını çıkarmaya çalıştım. Çünkü onlar yaşamı, yalnız- ca sosyal sınıflanndan dolayı farklı biçimde yaşamışlar. Seyirci gülmenin ötesinde dfişünmelL. Fakat çürüme noktasma geldıkle- rinde ikısınin de dûştüğü ortam, o ru- tubetli bodrum katı. Bu saptamaya hem biraz daha hem perspektif kazan- dırmak adına, hem de seyirciye çok daha altını çizerek anlatmak adına böyle bir yola başvurdum. Oyun ku- rulurken bir polisiye trük de kullanıl- mış, ben o polisiye trüğü daha bir so- yutlamaya giderek anlatmaya çalış- tım, bunun için de gölgeyı kullandım. Bunlara belkı bir sınema tekniği di- yebilinz buna. Zaman zaman seyirci- nin gülmenin ötesinde düşünmesini istiyorum. Tiyatroda görsel malzeme- nın kullanılmasından yanayım. Bu ça- lışmada zaten özellıkle de ntm denge- leri ve aynntılar üzerine oyunculuğu denemeye çalıştım. PBVden öykü yanşması •Kühür Servisi - PEN Yazarlar Demegi, konu sınırlamasının bulunmadığı bir öykü yanşması düzenliyor. Etkinliğin seçici kurulu Feridun Andaç, Feyza Hepçilingirler, Suat Karantay, Adnan Özyalçıner ve Bekir Yıldız'dan oluşuyor. Yanşmaya katılmak isteyenler, her biri beş sayfayı geçmeyen üç öykü ile başvurabilecekler Oykülerine beş rakamlı bir rumuz yazmalan istenen yanşmacılar. ödül yönetmeliğini ise PEN Genel Merkezi, General Yazgan Sokak, 10/10 Tünel 80050 adresinden temin edebilecekler. Operet Sahnesi'nde Fransız operaları •ANKARA (ANKA) - Ankara Devlet Opera ve Balesi, Fransız operalan ve Fransız bestecüerinin eserlerinden oluşan bir konser verecek. Operet Sahnesi'nde düzenlenecek olan konser 27 aralıkta gerçekleşecek. Konsere, Ankara Devlet Opera ve Balesi solist sanatçılanndan Gülsen Kocaay, Gülay Sözgen, Leyla Çolakoğlu, Gülce Çelik, Metin Turan, Haser Tek ve Tuncay Doğu katılacaklar. Solistlere piyanoda Halina Andrzejewska eşlik edecek. Konserde Bizet, Gounod ve Berlioz'ün eserlerinin yanı sıra, diğer Fransız bestecilerinin eserleri de seslendirilecek. Lebriz'de karaıa resim sergisi •Kühür Servisi- Lebriz Sanat Galerisi'nin açtığı özgün yapıtlan kapsayan karma sergi 20 Ocak 1995 'e kadar sürecek. Çağdaş Türk resim sanatının durak taşlan olarak nitelendirilecek seçilmiş sanatçılar, yapıtlanyla bu sergiyi oluşturuyorlar. Sergide Neşe Erdok, Şenol Yorozlu, Ergin tnan, Faruk Gimok, Turan Erol, Nuri lyem. Balkan Naci Islimyeli, Mevlüt Akyıldız, Komet, Malik Aksel. Selim Turan, Mehmet Pesen, lsmet Doğan ve Abidin Dino'nun yapıtlan yer alıyor. Şair Fepnanda de Castro öldü • LİZBON (AA) - Portekizli feminıst yazar ve şaır Femanda de Gastro 94 yaşında öldü. Yazann yakınlanndan edinilen biigilere göre, Portekiz'in en ünlü feminist , yazarlanndan olan Castro, uzun süredir hastaydı. Kariyenne daha 18 yaşında başlayan Fernanda de Castro, özellikle çocuklar için çok sayıda eser yazdı. Portekiz Yazarlar Akademisı kurucu üyesi olan Fernando de Castro, "Maria da Lua" adlı eseri ile Portekiz Bilimler Akademisi Ödülü'nü almıştı. Safranbofu "Dünya Miras Ustesi'nde • PARİS (AA) - Türkiye'nin Safranbolu ilçesi istisnai evrensel değere sahip kültürel ve doğal varlıklann kayedildiği "Dünya Miras Listesi"ne alındı. UNESCO'ya bağlı Dünya Miras Komitesi'nin Tayland'da düzenlenen toplantılan sonunda, 13. yüzyılda kervanlann durak yeri olan ve Osmanlı ımparatorluğu'nun eşsiz mimari özelliklerini temsil eden Safranbolu'nun Dünya Miras Listesi'ne kaydedilmesi kararlaştınldı. Safranbolu'dan önce Dünya Miras Listesi'ne alınan Türk varlıklan arasında Göreme-Kapadokya. istanbul, Pamukkale, Xankhtos-Letoon, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Boğazköy ve Nemnıt Dağı yer alıyor. Dünya Miras Listesi'nde, dünyanın çeşitli ülkelerinden toplam 440 kültürel ve doğal varlık kayıtlı bulunuyor. Bu listeye kayıtlı varlıklar özel koruma altına alınıyor. Koruma amacıyla ilgili ülkelerde hazırlanan projeler Dünya Miras Merkezi'nce verilen mali kaynaklann yardımıyla uygulamaya sokuluyor. 'Konınmuş doğaya özlem' Kültür Servisi - Ayten Yetiş Doğu'nun resımlen Galeri Oda'da sergileniyor. 30 aralık tari- hine kadar sürecek olan sergide özellikle peyzajlar dikkati çeki- yor. 1966 yılında lzmir'de dogan sanatçı, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü Nurul- lah Berk Atölyesi mezunu. Viya- na'da resim çalışmalannı sürdü- ren Doğu, Türkiye'deki ilk sergi- sini 1972 yılında Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde açtı. 1973-75 yıllan arasında Alman- ya'da resim çalışmalan yapan Do- ğu, Frankfurt'ta bir karma sergiye katıldı. Ardından yurtiçi ve yurt- dışında pek çok sergi açtı. Sanat- çının resim serüveninde ciddi araştırmalar, sadeleşmeye yönelik bilinçli çabalann yanı sıra, doğa- nın özgün bir anlayışla ele alın- ması dikkati çekiyor. Kendini me- kânlann dışına taşıyan Ayten Yetiş Doğu, bugünlerde düşlerin- deki lstanbul'u resmediyor. Tek rengin hâkim olduğu tuvalleri konınmuş doğaya duyulan özlemi dil ii
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle