Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 1994 PERŞEMBE
HABERLERIN DEVAMI
PENCERE
• Baştarafi 2. Sayfada
Hem başarısız!..
Başarısızlık, şeriatçının değirmenine su taşıyor; şeri-
atçı kurnaz ve sabırlı...
•
Atatürfc, laik cumhuriyeti çağdaş eğitim üzerine oturt-
muş, yeni kuşaklara emanet etmişti...
Şeriatçı bu temel kuralı tersine çevirip kendi yararına
bir stratejiye dönüştürdü; planını programını yaptı; siya-
setinin altyapısını eğitimle oluşturmaya yıllar önce baş-
ladı. Kuran kursları, imam okulları, öğrenci yurtları, özel
okullar, vakıflarla şeriatçı kafa yapısında öğrenciler yeti-
şiyor; gençlik laik, çağdaş, bilimsel öğretimin dışına
kayıyor; neoliberalizmin ülkede yaygınlaştırdığı rüşvet,
hırsızlık, yolsuzluk. ahlaksızlık, fuhuşla birlikte yoksullu-
ğun yoğunlaşması, genç kuşakları şeriatçılığa doğru iti-
yor.
Şeriatçı, yeni kuşaklara dinsel bir ülkünün inancını
aşılarken, merkez sağ neyi savunuyor?
Yanıt tek sözcüktür
Köşedönücülük!..
Türbana
4
sinüzit' kılıfi
• Baştarafi 1. Sayfada
kız öğrencilere, "Hastaiığııı nük-
setmemesi için devamlı olarak
başını kapaü tutması uygundur"
yönünde rapor verilirken, şikâ-
yetler ûzerine Türk Tabipleri
len hastanın, hastalığının niikset-
memesi için devamlı olarak başı-
nı kapalı tutması ujgundur"
dendi.
Okul yönetimince, ÖzJem Ün-
ver, Insaf Muğlu, Güler Maden
Bırlıği ınceleme başlattı. V e Elif Yiğit adlı öğrencilerin
Cmnhuriyet'inedindiği bilgi- sevklerinin ögretim yılının başı
lere göre, Yeşiltepe Lisesi'nde
türban takmak isteyen öğrenciler
için "okul ve hekinT arasında
"jşbiriiğine'' gidildi.
'Sinüzit'rahatsızlı|ı gerekçe-
siyle doğrudan devlet hastanesi-
ne sevk edilen kız öğrencilerin
"tedavisüıin*, kulak-burun-bo-
ğaz uzmanı Nihat Kavukçuoğul-
lan'nca yapıldıgı ortaya çıktı.
Okulun müdür yardımcılannca
yapılan ve müdür Şükrii Kısak
tarafından onaylanan sevk rapor-
lannda, hekim Kavukçuoğulla-
n'nın imzası ve kaşesiyle, "Ya-
pdan kulak-bunın-boğaz muaye-
nesinde, kronik sinüzit tesph edi-
olan ekim ayında yapılması dik-
katçekti.
Cumhuriyet'in konuya ilişkin
sorulannı yanıtlayan Türk Ta-
bipleri Birliği Merkez Konseyi
Başkanı ve kujak-burun-boğaz
uzmanı Seiiın CMçer. başı kapalı
tutmanın "beJM süre için" önlem
sayılabileceğini, ancak devamlı
olarak başvurulması gereken bir
yöntem olmadığını belirtti.
Ölçer, TTB'ye gelen şikâyet-
ler üzerine konunun incelemeye
alındığını açıklayarak. kesin so-
nucun hasta fılmlerinden belir-
leneceğini söyledi.
Gümüş Motor'un
zarar öyküsü
• Baştarafi 1. Sayfada
kurulan Gümüş Motor'da 1963
yilında, yönetim kurulu üyesi ve
genel müdür olarak çalışan Sait
Gürpınar, Cumhuriyet'in soru-
lannı yanıtladı. Gümüş Mo-
tor'da, şirketin batma noktasına
geldiği sıralarda ŞekerŞirketi'ni
temsilen yönetim kurulu üyesi
olduğunu söyleyen Gürpınar,
1956 yılında 6 milyon lira ser-
maye ile kurulan şirketin 1963
yılında 7 milyon lira zararda ol-
duğunu belirterek "Şirkette mu-
hasebe filan yoktu. Erbakan'ın
cebinde bir defter vardı, her şey
oradaydı" dedi.
Erbakan'ın şirketı batırmasına
karşın zengin olmasının 'yoruma
•çık' olduğunu kaydeden Gürpt-
nar, "Size bir örnek vereyim. Şir-
ket 1%3 yıhnda 7 milyon Mrahkza-
rarda. Erbakan bir bilanço yap-
nuş, arkasına, 'Şükür Allah'a, bu
sene de böyle güzel bir sene geçir-
dık' gjbi bir şeyler yazmış. Tabii,
ibra edümedi" diye konuştu.
Gürpınar. sorulanmıza şu ya-
nıtlan verdi:
- Savuı Erbakan, şirketini nasıl
yönetmiş?
- Şirketi hacı hocalarlakurmuş.
Gitmiş Fatih Camisi 'ne, oraya ge-
len bazı zengin adamlar var. Işte
onlardan para almış, şirketi kur-
muş. Burada bir şey yok. Gercek-
ten başanlı olarak bir şirket inşa
etmiş. Zaten ikna yetenegi fazla
olan bir insandır. Onunla konuşur-
ken dikkat edeceksiniz. Lafi alır
uzatır, uzatır. sizi iknaeder. Şirket-
te de böyle. Başlıyor konuşmaya,
anlatıyor da anlatıyor. Süleyman
Gencer Bey. şirkete geldiginde
Erbakan"ı konuşturmazdı. Birta-
lebe gibi sustururdu onu. Şirketin
hesaplannı temizlemek için gün-
de 15 saat çalışıyorduk. Işte öğ-
tencileri filan inandırmış, ama uy-
gulamada iyi bir mühendis değil-
dir. Ben şirkette şubat ayında baş-
Iadım, mart ayında da son genel
kurul vardı. Söz aldı Erbakan, dua
etti, "AHah'aşükür obun fazlaza-
rar etmedik" dedi. Düşünün, 6
milyon liralık şirket 7 milyon lira-
lık zararda. Işte böyle bir yönetim
anlayışı. Komedi bır vaziyet.
- Kendisiyle birtikte çahştınız
mı?
- Ben geldikten bir süre sonra
gitti. Birkaç kez karşılaştık. Ken-
di halinde bir adam. Bir gün Al-
manya'ya gittim. Hatz firmasıyla
iş yapacağız. Erbakan da daha bu
firmayla iş yapmak için şeyhi
Mehmet Zahh Kotku ile gelmiş.
Işte fırmanın anlaşmalı bir oteli
var. Orada kalıyorum. Bır gün otel
çalişanlan bana otelin anı defteri-
ni getirdiler. Memnuniyetinizi, şı-
kâyetinizi, düşüncenizi yazın di-
ye. Bir baktım orada Erbakan'ın
adı imzası var. Eskı yazıyla yaz-
mış: "GüzeJ memkketmizi,şehri-
nizL geldik, gördük. gezdik; çok
memnun olduk. Sizk'rin de bizler
gibi Islam dinini kabul etmenizi
Cenabı Hak'tan niya/ ederiz."
-Göksu Motoradmda bir şirket
kurdumu?
- Onu bilmıyorum. Bu marka-
da bir motor olmadığına göre,
böyle şirket varsa bile üretim yap-
mamıştır. Benim bildiğim, Gü-
müş Motor Sanayii adında bir şey
kurmuş. Almanya'dan motor ge-
tirip satacak. Parçalannı getiriyor,
burada monte edip satacak. Kali-
tesiz usta kullanmış, zaten bu yüz-
den batmış. Adam kalemle ölçü
alıyor, silindir çapı 80 olacakken,
81 olmuş. Hemen 81 çapında pis-
ton yapmış, ona uydurmuş.
Gazetelerden okuyorum. Bır
arsadan söz edıyor, "200 bine al-
dım,800 bine sattun" diyor. O işın
aslı öyle değil. 1965 yılıydı sanı-
yorum.
Geldi, bir arsadan söz etti. Fab-
rikanın yanındakı arsayı söylüyor.
Geldi, "Size bunu satahm, yala-
şır" filan dedi. Şirkete sorup yet-
ki istedim. Bana bir fıyat verdiler.
Erbakan'a bu fiyatı önerdim. Ön-
ce kabul etmedi, ardından kabul
edip sattı. 830 bin lira verdim ar-
saya. Bu arsa bir hanıma aitti.
Hanım kendisine vekâlet vermiş.
Öyle sattı. Kendi arsası değildi.
GALERI • ATÖLYE
« w
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
rumlan, son dönemde daha sık ya-
pılıyor. Gerçekten de her iki genel
başkanın "parti içinde politika yap-
ma geçmişi" yok. Bu durum her iki
liderin de kendilerini çok sağlam
hissetmemesine yol açıyor. İki parti-
yi de giderek geren Terörle Müca-
dele Yasası'nda değişiklik yapan ta-
sarı (TMYT) "nirengi" noktası haline
gelince tarikatlara umut bağlanıyor.
Siyaset yaşamımıza yeni bir deyim
eklendi:
"Koltuğu sallanan tarikata sarı-
lır..."
Bunun adı uzlaşma aramak değil,
düpedüz karşıdevrime çanak tut-
maktır, harç taşımaktır.
Bir diğer açıdan baktığımızda, ta-
rikatçıların da böyle "dünyevi" işler-
le uğraşması kendi ilkelerine terstir.
Tarikat, sözcük olarak "yol, hal"
anlamına geliyor.
Dini bakımdan ise "Allah'a kavuş-
mak için izlenen yol" demek. Tari-
katlann doğuş temelinde, "Bu dün-
yaya önem vermeyerek yüz çevir-
me, nefsi terbiye, kalbi temizleme
ve dini emirleri yerine getirerek ya-
şama " yatıyor.
Islamın ilk yıllannda tarikat yoktu.
Sonradan Ebubekir yanlılan 'Sıddı-
fc/ye'yi, Ömer yanlılan 'ömeriye'y\,
Osman'ın izleyicileri 'Osmaniye'yi,
Ali yandaşlan da Wewye'yi kurdu.
Karşıdevrime Harç...
Zaman içinde doğan tarikatların tü-
münün temelinde bu ilk dört vardır.
Her tarikatın kendine göre ayrı gi-
yim tarzı, zikir şekli var. Yeri gelmiş-
ken vurgulayalım, tarikatlar arasın-
daki bu ayrılık, RP'nin iddia ettiği gi-
bi dinin bütünleştirici" olamayaca-
ğını gösteriyor. Omeğin bugün tari-
katlar kadınlann başlannı nasıl örte-
ceği konusunda bile anlaşamıyor.
Biri mutlaka kara çarşaf diyor, diğeri
renkli de olabilir, yeter ki saç görün-
mesin diyor. Çiller ve Karayalçın,
acaba kimlerle pazarlık yaptıklannın
bilincindeler mi?
Çiller'in Başbakanhk Konutu'nda
yaptığı görüşmelerin içeriğinin tam
olarak bilinmemesi, Başbakan'ın
hiç açıklama yapmaması, daha çok
tarikat temsilcilerinin söyledikleriyle
yetinmemize neden oluyor.
Bir iddia, Çiller'den türban konu-
sunda yardım istenmiş. Çiller de
"Sabredin, birkaç yerde sorun kal-
dı" demiş.
Burada olayı, salt masum bir tür-
ban istemi olarak görmemek gere-
kiyor. Tarikatlar başka bir yaşam bi-
çimini dayatıyor. Başbakan da bunu
pazarlık konusu yapıyor. Tabii bugü-
ne birden gelinmedi.
Türkiye'de siyasetçilerin tarikatlan
kullanmalan ya da tam tersi durum-
lar 1950'lere dayanıyor.
Menderes ve Bayar, Said Nur-
si'nin elini (siyasi güç elde etmek
amacıyla) öpmemiş miydi?
Uzun yıllar Isparta'da yaşayan
Said Nursi, sağın ağır topları Sait
Bilgiç, Sadettin Bilgiç, Tahsin To-
la'ları ve AP'nin en büyüklerini yön-
lendirmemiş raiydi?
O günlerden bugüne giderek et-
kinliklerini arttırdılar. 12 EylüTün ko-
luna girip din dersinin zorunlu eği-
tim kapsamında olmasını sağladılar.
Ve şimdi devletin tepesiyle pazariık
edecek konuma geldiler.
Koalisyonun durumu
Bugünkü koalisyonu bir DYP-
SHP ortaklığı gibi görmek güç. Tan-
su Çiller-Murat Karayalçın hükümeti
demek daha doğru olur.
SHP liderinin parti organlanndaki
etkinliği de giderek tartışmalı hale
geliyor. MYK toplantılarında ağır
eleştiriler almaya başladı. Dün Fikri
Sağlar'dan boşalan genel sekreter-
lik koltuğu için seçim yapıldı. Fehmi
Işıklar favori görünüyordu, karşısı-
na Etem Cankurtaran çıktı. Bunu
Işıklar kabul etmedi. Sonuçta Genel
Başkan Yardımcısı Mustafa Tımisi,
Karayalçın'ın zoruyla aday oldu.
Başka aday çıkmadı ve tek kişilik
seçimi Timisi kazandı.
Ben, Karayalçın genel sekreteriik
unvanını da alır, sorun çözülür diye
düşünmüştüm, ama öyle olmadı.
Timisi, SODEP-HP birleşmesinde
de genel sekreterdi. Şimdi önümüz-
de yeni bir birleşme süreci var. Belki
aynı sonuç yaşanacak.
Timisi'nin genel sekreterliği, SHP
kulislerinde, Karayalçın için olum-
suz durum olarak yorumlandı. 24
aralıktaki kurultay seçimsiz yapıla-
cağı için parti organlan yenilenme-
den 28 ocak bütünleşme kurultayı-
na gidilecek.
Karayalçın'ın kader ortağı Çiller'in
derdi ise Mesut Yılmaz. ANAP ve
DYP'nin gücü birbirine yakın, tabanı
birbirine yakın, programlan birbirine
yakın, milletvekillerinin yapısı birbiri-
ne yakın, liderier farklı.
Nasıl ki sosyal demokrat taban
SHP-CHP aynmına anlam veremi-
yor ya da ayrılığa tepki ğösterip ze-
min değiştiriyorsa, merkez sağ için
de aynı şey geçerli.
Ne olacak bu partilerin hali?
Bir hocaya muska mı yazdıralım?
Kurşun mu döktürelim?
Tellibaba'ya mı gidelim?
Yoksa tarikat şeyhlerinin cenaze
namazlarını kıldırmasını mı bek-
leyelim?
Ayçın için karar şubata kaldı
ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-Istanbulda-
kı bır konuşmasında devletı bölücü propaganda
yapmakla suçlanarak 20 ay hapis ve 41 milyon 666
lira para cezasına çarptınlan Hava-lş Sendikası
Genel Başkanı Atilay Ayçin hakkında Yargıtay'ın
vereceği karar, şubat ayına kaldı. Istanbul 2 No'lu
Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin (DGM) karan-
nı Yargıtay 'a başvurarak temyiz eden Ayçin 'in sa-
vunmasında. DGM karannın 'eksik incelemeye
dayandtğı, tanık beyanlannın şüphe yarattığı ve
cezanın dayandınldığı suç delili olan teyp ve \1deo
bantları izlcmelt rinin mahkeme tarafından cngcl-
lendigi' ileri sürüldü.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde dün yapılan duruş-
maya Ayçin ile avukatı Kemal Keleşoğlu katıldı.
Keleşoğlu'nun savunmasının dinlendığı duruşma,
karan açıklamak üzere, I Şubat 1995 tarihine er-
telendi.
Insan Haklan Derneği'nce Şişli Abide-i Hürri-
yetMeydanı'nda 1991 yılında düzenlenen 'Temel
Hak ve Ozgürlükler' mitinginde yaptığı konuş-
mada, "Kürt halkının bağunsızlık mücadelesini
engeüeyen insanlara 'Hayır' demek zorundayız.
Asıl teröristler Ankara'dadır. Kısacasu Türk ve
Kürt halklan ile birlikte 'Hayır' demek zonında-
yız" şeklindeki sözlerinden dolayı, 3713 sayılı Te-
rörle Mücadele Yasası'nın 8/1. maddesi gereğin-
ce 'bölücülük propagandaa' yapmakla suçlanan
Ayçin'in savunmasında, DGM'nin karanna itiraz
edıldı. Avukat Kemal Keleşoğlu'nun suriduğu
temyiz dilekçesınde, DGM karanndaki suçlama-
nın dayandınldığı mitingle ilgili polis tutanakla-
nndaki tutarsızlık ve çelişkilere dikkat çekıldi.
Cezaya gerekçe yapılan polis rutanaklarında 6 gö-
revünin adı olduğu halde, 3 görevlinin imzası bu-
lunmadığını vurgulayan Keleşoğlu, bant çözüm
tutanağında imzalan bulunmayan kişilerin 'olayı
\« bantlan hatırlamadıklannı' belirttiklerini vur-
guladı. Mitingle ılgıli var olduğu ilen sürülenteyp
bandının bulunmadığını, video kasetinı de savun-
ma olarak görmelerinin engellendığine dikkat
çeken Keleşoğlu, "Müvekkilimin cezalandınl-
masına gerekçe yapıhnış olan delili görnıedik, öğ-
renemedik \e nc olduğunu da bilmiyoruz. Suç delili
olarak gösterilen şeyi tartışamıyoruz.Olayın özüne
giremedik. Delil olarak sunulan bantlan, id-
dianameyi düzenleyen savcı da izkmedi. deliller
mahkemeye sonradan sunukJu. Bifinmeyen delil-
ler üzerinden müvekkilim cezalandınldı" diye
konuştu.
RahmiKoç SanayiMüzesi açıldı
Kühür Servisi - Lokomotifler, buhar
makineleri. otomobiller. madeni para ve
kâğıt basım makineleri. gemiler, tekneler,
bisikletler, motosikletler, deniz makineleri,
radyolar, televizyonlar...
Sanayi Devrimi'ne ait alet, makine ve
gereçleri içeren, iki bin yüz metrekarelik
alanı kapsayan Rahmi M. Koç Sanayi Müzesi,
Haliç'in Hasköy kıyısında açıldı. Sanayi
müzesi oluşturmak için 20 yıl önce başlayan
çalışmalardan sonra bugün gelinen noktada
henüz işlerin bitmediğini vurgulayan Rahmi
Koç, "Sanayi ve teknolojik gelişmelerin
ürünlerinin hakiki boy urtaki eserlerinin
sergilenmesi için karşıda (Haliç'in kıyısında),
tabiri caizse "büyük bir camdan saray gibi bir
şey' yapacağız. Hakiki boyuttaki lokomotif,
tayy are. otomobil. vapur ve buna benzer
eserlerimizi teşhir edeceğiz" dedi.
Koç. aynca ellerinde yer olmadığı için
sergileyemedikleri çok iyi durumda, Anadol
dahil 40-50 otomobil, 3 lokomotif, 3 gemi ve
deniz motorlanyla faytonlar bulunduğunu da
söyledi.
293 89 78 (3HAT)
I A K I C A L E R I S I
EMİNE
NUR
Doğa Koleksiyonu 94
15 Aralık 94-7 Ocak 95
Şakayı* Sk No 62/5 Nışantaşı
Tel 241 76 33
GALERİ
ODA
AYTEN
YETİŞ DOĞU
R e w m S e r g ı s ı
9-30 Arahk 1994
Hu^revgcrede Cad 102/B (Fınn Sk '
Tcşvılı>e Tel 2^9 12 08
ALKENT ACTUEL ART
MALTE
SARTORILIS
Öıtl 9«ıi«rMt<i*
\\X ÜMİTYAŞAR
| • SANAT GALERİSİ
RAMUŞ
İPEK
Resim Sergisi
16 Arahk 94-4 Ocak 95
Isfiİdol Cod Terltos ÇAmas Yapı Kur
Hon 1 Beyoğiu Tel 0212/293 96 33
ıdNtta ılmtyKtfi Ur •rtwfa H O
Nüfus cüzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
HATUNZORLU
İSMET DOĞAN
D ü z e n l e m e
9-31 Aralık 1994
URART
SANAT GALtRlLERj
Abdi İpekçi Cad. Na: 18 Nijantaşı Tel : 241 21 83
GULDEN
KUT
16 Aralık 94-7 Ocak 95
He-gjn tî 00-24 00 an»
TOBAV SANAT GALERİSİ
Sıraselvrer f4o: 47 TaKsım
Devlet T'yairoları Taksım
Sahnesı Ustu Tel: 212-249 01 92
SERGİ
HÜLYA DÜZENLİ KOÇ
15 Arahk 1994-9 Ocak 1995
KADIN ESERLERİ KÜTÜPHANESİ
Fener Mah. PTT Yanı Iskcle Karşısı HAL1Ç
•95
14 Arahk 7 Ocak
yeni yılınız kutlu olsun
fahr el nisa zeid
bedri rahmi eyüboğlu
zühtü muridoğlu
orhan peker
burhan uygur
kadir akorak
avni arbaş
nijad devrim
ergin inan
komet
utku varlık
yunus tonkuş
julide
resim, heykel ve
özgün baskı sergisi
ARTtöAN
Şakayık Sok 54/1 Nışantaşı
Tel 0212 247 90 81
BAŞAK SIGORTA
SANAT GALERİSİ
TAYYAR EREN
RESİM SERGİSİ
12 Arahk 1994-7 Ocak 1995
Şehıt Adem Yavuz Sok. 12 Kızılay/ANKARA
Başak Sigorta Sanat Galensı, Başak Sıgorta'nın bir
kultur hizmetidır
TEKSTİL
GALERİSİ
ALİ CANDAŞ
5-29 Aralık 1994
Gazelecıler Suesı Yazarlar Sokak
\'o 26 80300 Es«ıtepe-Islanbul
Tel (0-212)288 33 89
ADNAN ÇOKERMinimaller ve Varyasyonlar
Sergı 21 OCAK 1995 tarihine kadar uzatılmıştır
GALERİB
HusrevGetedeCad FırmSoİLNo 2 ıTeşvfcye,1
Istanbul Tel (
Galeri
Atölye
ılanlarınız ıçın.
293 89 78
(3 hat)
Milletvekilliginden istifa etmeyeceğim'
Aluıak, 9 ay sonra Meclis'te
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nce (DGM) 3 yıl 6
ay hapis, 70 milyon lira da agır
para cezasına çarptınlan ve 9 ay-
lık tutukluluk dönemınden son-
ra tahliye edilen Şırnak Bağım-
sız Milletvekılı Mahmut Alınak.
"milletvekilljginden istifa etme-
yecegjni" açıkladı.
Ne kendisinin ne de tutuklu
bulunan diğer arkadaslannm.
kimseye kırgın, öfkeli, küskün
olmadığını belirten Alınak, so-
runlann, •*sevgivekardeşlik"an-
layışı içinde çözülmesini arzu
ettıgını söyledi. Alınak.
"TBMM'ce millehekilliğiın dü-
şürüliince>e kadar halkın verdi-
ği >etkiyi kullanacağnn" derken
"yanlı** olduğunu vurguladığı
DEP davasında verilen mahkû-
miyet kararlan konusunda.
Cumhurfoaşkanı Süleynuın De-
mirel. TBMM Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk ve siyasi parti
liderleri ile görüşeceğini açıkla-
dı.
Alınak, 9 ay aradan sonra ilk
kez gittiği TBMM'de düzenle-
diği basın toplantısında, "hedef-
lerini" açıkladı. Alınak, kendile-
n hakkında verilen yargı karan-
nın, tt
haksuvesi>^sin
olduğugö-
rüşünü yinelerken korucu ve iti-
rafçı beyanlan ile mahkûm edil-
diklerini söyledi. Alınak, şunla-
n söyledi:
"Orneğin. Ahmet Türk, tek
keiime İngüizce bilmediği halde,
İngilizce >apt»gı sövlenen bir ko-
nuşmadan sorumlu tutuldu. Or-
han Dogan'ın çocuğunun, Mos-
kova'daki oğiuma açtığı tetefon,
PKK'ye açılan telefon olarak
gösterildi. Selım Sadak, aşiret
ilişkileri içinde kendisine düş-
man olan koruculann beyanlan
ile suçlandı. Sedat Yurtdaş, sav-
cılık mütalaasında bile kime ait
olduğu belli olma\an konuşma
şeklinde belirtilen \e kendisine
ah ohnayan Hakkâri'deki bir ko-
nuşmadan dolayı mahkûm edil-
di. Leyla ZanaveHatıp Dicleile
ilgili iddialann deülleri de aynı
şekikk hukuki olmaktan uzak-
ör."
Alınak, milletvekilliginden ıs-
tıfa edecegi yönündekı söylenti-
lerin anımsatılması üzenne de
"60 mityonluk Tiirkiye halkına
sorumluluğu" gereğı, demir par-
maklıklar arkasında da dışında
da olsa politikayı sürdüreceğini
vurguladı.
Mercıımek e buyük tepkı
Eski Beyoğlu keyfi,
Özel yılbaşı keyfi,
Dünya müziği. nostalji.
Çatı'da farklı yaşanır.
"Cumartesi genç matine"
Yemekli, içkili 150.000 TL.
GflTIRestaurant
Cafe - Bar
25100 00
İstanbul Haber Servisi - HBB
televizyonunda dün gece yayım-
lanan, RP'nin Bosna için topladı-
ğı yardım paralannın partiye ak-
tanlması ve Söleyman Nİercn-
mek-RP ilişkisi konulu haber
programı yurttaşlardan büyük
tepki aldı. Gazetemizi telefonla
arayan çok sayıda yurttaş, progra-
mın Süleyman Mercümek ve RP
Grup Başkanvekili Şevket Ka-
zan'ın kendilerini ve partilerini
aklamaya yönelik olduğunu belir-
terek, yapımcı Hulki Cevizoglu ve
Selahattin Sadıkoğlu'nun da
RP'ye çanak tuttuğunu söyledı-
ler. Programa telefonla katılına-
bileceği duyurulurken yurttaşlar te
lefonlara yanıt alamamaktan şi-
kâyetçi oldular.
Gazetecilerin soru sormak üze-
re katılacağının duyurulmaması
Mercümek ile ilgili haberleri ha-
zırlayan gazetecilerin programa
katılamamasına neden oldu.
OLAYLARBV
ARDCNDAKÎ
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
özgürtükçü yaklaşım, üyelik
konusundaki girişimleri ko-
laylaştırmıştır.
Ancak önce 12 Mart
1971, sonra da 12 Eylül
1980 müdahalelerini izleyen
anayasa değişiklikleri, Türki-
ye'nin demokrasiden uzak-
laştığı kanısını yaygınlaştır-
mış ve kuvvetlendirmiştir.
1970 yılında imzalanan
Katma Protokol'ün dışında
bugüne kadar olumlu bir ge-
lişme olduğunu da söyle-
mek zordur.
12 Mart sonrasında kuru-
lan Sayın Nihat Erim'in re-
form kabinesinde başbakan
yardımcısı olarak görev alan
Sayın Atilla Karaosmanoğ-
lu'nun şu sözlerini anımsa-
makta yarar vardır "Türkiye
1994 yılında Italya'nın bu-
günkü düzeyine ulaşacak-
tır."
Sayın Karaosmanoğlu, bu
açıklamayı yaptıktan kısa bir
süre sonra, kabineden aynl-
mak zorunluğunu duymuş-
tur. Bugün hem demokratik
hem de ekonomik yönlerden
bir oranlama yapıldığında
Türkiye'nin, Italya'nın 1971
yılındaki düzeyine çıkması
bir yana, o yıllardaki koşulla-
rının bile gerisine düştüğü
görülmektedir.
Anayasa'nın Batı demok-
rasileri standardına uygun
bir biçimde değiştirilmesf
gerçekleştirilmezse Batı ile
ekonomik ilişkilerimizi de
eşit koşullarda sürdürmemiz
olanak dışıdır.
Bunun en somut örnegi
de Avrupa Gümrük Birliği ile
kurulmasına çalışılan işbtrii-
ğinin niceliğidir.
Türkiye için öngörülen ko-
şulları "başan" olarak kamu-
oyuna sunmak da, henüz
"Şarklı bağnazlığından" kur-
tulamayan yöneticilerimize
özgü bir durumdur.
•••
Prof. Dağsöz:
Kirlilikte
önce
yurttaşlar
bilinçlenmeli
Haber Merkezi - İTÜ öğre-
Dağsöz. Istanbul'da hava kırlili-
ğinin çözümlenmesi için "ulusal
enerji tasarruf poOtikasının" be-
lirlenmesi gerektiğini söyiedi.
Yaptığı yazılı açıklamada bilim
ve uzmanlasmaya önem verilme-
si gerektiğini savunan Prof.Dr.
Dağsöz, yurttaşlann özellikle
basın ve TV aracılığıyla bilinç-
lendirilmeleri gerektiğini söyle-
di.
Alpin Kemal Dağsöz, ulusal
enerji politikası belirlenmesi ve
uygulanmasıyla daha az yakıt
harcayarak sağlıklı ısınma sağla-
nabıleceğini anlattı. Prof. Alpin
Dağsöz, ham petrol ve doğalgaz
ithali için harcanan 4 milyon do-
lardan 1.5 milyon dolarlık bölü-
münün tasarruf edilebileceğini
sözlerine ekledi. Bu arada. 19
aralık günü saat 15.30'da İTÜ
Makine Fakültesi'nde konuyla
ilgili bir açıkoturum düzen-
leneceği açıklandı.
<$nqlish PîöLB
DANS T MÜZlK !f EĞLENCE
j No 25 B*ya/d 34490 bantx*> ı TL«K£Y
Tetephone (90) 212- 516 69 80(20 lm«st
TfWa> (90)212-516 69 99 Telex 22993 TPW