27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 1994 PERŞEMBE HABERLERIN DEVAMI PENCERE • Baştarafi 2. Sayfada Hem başarısız!.. Başarısızlık, şeriatçının değirmenine su taşıyor; şeri- atçı kurnaz ve sabırlı... • Atatürfc, laik cumhuriyeti çağdaş eğitim üzerine oturt- muş, yeni kuşaklara emanet etmişti... Şeriatçı bu temel kuralı tersine çevirip kendi yararına bir stratejiye dönüştürdü; planını programını yaptı; siya- setinin altyapısını eğitimle oluşturmaya yıllar önce baş- ladı. Kuran kursları, imam okulları, öğrenci yurtları, özel okullar, vakıflarla şeriatçı kafa yapısında öğrenciler yeti- şiyor; gençlik laik, çağdaş, bilimsel öğretimin dışına kayıyor; neoliberalizmin ülkede yaygınlaştırdığı rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk. ahlaksızlık, fuhuşla birlikte yoksullu- ğun yoğunlaşması, genç kuşakları şeriatçılığa doğru iti- yor. Şeriatçı, yeni kuşaklara dinsel bir ülkünün inancını aşılarken, merkez sağ neyi savunuyor? Yanıt tek sözcüktür Köşedönücülük!.. Türbana 4 sinüzit' kılıfi • Baştarafi 1. Sayfada kız öğrencilere, "Hastaiığııı nük- setmemesi için devamlı olarak başını kapaü tutması uygundur" yönünde rapor verilirken, şikâ- yetler ûzerine Türk Tabipleri len hastanın, hastalığının niikset- memesi için devamlı olarak başı- nı kapalı tutması ujgundur" dendi. Okul yönetimince, ÖzJem Ün- ver, Insaf Muğlu, Güler Maden Bırlıği ınceleme başlattı. V e Elif Yiğit adlı öğrencilerin Cmnhuriyet'inedindiği bilgi- sevklerinin ögretim yılının başı lere göre, Yeşiltepe Lisesi'nde türban takmak isteyen öğrenciler için "okul ve hekinT arasında "jşbiriiğine'' gidildi. 'Sinüzit'rahatsızlı|ı gerekçe- siyle doğrudan devlet hastanesi- ne sevk edilen kız öğrencilerin "tedavisüıin*, kulak-burun-bo- ğaz uzmanı Nihat Kavukçuoğul- lan'nca yapıldıgı ortaya çıktı. Okulun müdür yardımcılannca yapılan ve müdür Şükrii Kısak tarafından onaylanan sevk rapor- lannda, hekim Kavukçuoğulla- n'nın imzası ve kaşesiyle, "Ya- pdan kulak-bunın-boğaz muaye- nesinde, kronik sinüzit tesph edi- olan ekim ayında yapılması dik- katçekti. Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulannı yanıtlayan Türk Ta- bipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı ve kujak-burun-boğaz uzmanı Seiiın CMçer. başı kapalı tutmanın "beJM süre için" önlem sayılabileceğini, ancak devamlı olarak başvurulması gereken bir yöntem olmadığını belirtti. Ölçer, TTB'ye gelen şikâyet- ler üzerine konunun incelemeye alındığını açıklayarak. kesin so- nucun hasta fılmlerinden belir- leneceğini söyledi. Gümüş Motor'un zarar öyküsü • Baştarafi 1. Sayfada kurulan Gümüş Motor'da 1963 yilında, yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olarak çalışan Sait Gürpınar, Cumhuriyet'in soru- lannı yanıtladı. Gümüş Mo- tor'da, şirketin batma noktasına geldiği sıralarda ŞekerŞirketi'ni temsilen yönetim kurulu üyesi olduğunu söyleyen Gürpınar, 1956 yılında 6 milyon lira ser- maye ile kurulan şirketin 1963 yılında 7 milyon lira zararda ol- duğunu belirterek "Şirkette mu- hasebe filan yoktu. Erbakan'ın cebinde bir defter vardı, her şey oradaydı" dedi. Erbakan'ın şirketı batırmasına karşın zengin olmasının 'yoruma •çık' olduğunu kaydeden Gürpt- nar, "Size bir örnek vereyim. Şir- ket 1%3 yıhnda 7 milyon Mrahkza- rarda. Erbakan bir bilanço yap- nuş, arkasına, 'Şükür Allah'a, bu sene de böyle güzel bir sene geçir- dık' gjbi bir şeyler yazmış. Tabii, ibra edümedi" diye konuştu. Gürpınar. sorulanmıza şu ya- nıtlan verdi: - Savuı Erbakan, şirketini nasıl yönetmiş? - Şirketi hacı hocalarlakurmuş. Gitmiş Fatih Camisi 'ne, oraya ge- len bazı zengin adamlar var. Işte onlardan para almış, şirketi kur- muş. Burada bir şey yok. Gercek- ten başanlı olarak bir şirket inşa etmiş. Zaten ikna yetenegi fazla olan bir insandır. Onunla konuşur- ken dikkat edeceksiniz. Lafi alır uzatır, uzatır. sizi iknaeder. Şirket- te de böyle. Başlıyor konuşmaya, anlatıyor da anlatıyor. Süleyman Gencer Bey. şirkete geldiginde Erbakan"ı konuşturmazdı. Birta- lebe gibi sustururdu onu. Şirketin hesaplannı temizlemek için gün- de 15 saat çalışıyorduk. Işte öğ- tencileri filan inandırmış, ama uy- gulamada iyi bir mühendis değil- dir. Ben şirkette şubat ayında baş- Iadım, mart ayında da son genel kurul vardı. Söz aldı Erbakan, dua etti, "AHah'aşükür obun fazlaza- rar etmedik" dedi. Düşünün, 6 milyon liralık şirket 7 milyon lira- lık zararda. Işte böyle bir yönetim anlayışı. Komedi bır vaziyet. - Kendisiyle birtikte çahştınız mı? - Ben geldikten bir süre sonra gitti. Birkaç kez karşılaştık. Ken- di halinde bir adam. Bir gün Al- manya'ya gittim. Hatz firmasıyla iş yapacağız. Erbakan da daha bu firmayla iş yapmak için şeyhi Mehmet Zahh Kotku ile gelmiş. Işte fırmanın anlaşmalı bir oteli var. Orada kalıyorum. Bır gün otel çalişanlan bana otelin anı defteri- ni getirdiler. Memnuniyetinizi, şı- kâyetinizi, düşüncenizi yazın di- ye. Bir baktım orada Erbakan'ın adı imzası var. Eskı yazıyla yaz- mış: "GüzeJ memkketmizi,şehri- nizL geldik, gördük. gezdik; çok memnun olduk. Sizk'rin de bizler gibi Islam dinini kabul etmenizi Cenabı Hak'tan niya/ ederiz." -Göksu Motoradmda bir şirket kurdumu? - Onu bilmıyorum. Bu marka- da bir motor olmadığına göre, böyle şirket varsa bile üretim yap- mamıştır. Benim bildiğim, Gü- müş Motor Sanayii adında bir şey kurmuş. Almanya'dan motor ge- tirip satacak. Parçalannı getiriyor, burada monte edip satacak. Kali- tesiz usta kullanmış, zaten bu yüz- den batmış. Adam kalemle ölçü alıyor, silindir çapı 80 olacakken, 81 olmuş. Hemen 81 çapında pis- ton yapmış, ona uydurmuş. Gazetelerden okuyorum. Bır arsadan söz edıyor, "200 bine al- dım,800 bine sattun" diyor. O işın aslı öyle değil. 1965 yılıydı sanı- yorum. Geldi, bir arsadan söz etti. Fab- rikanın yanındakı arsayı söylüyor. Geldi, "Size bunu satahm, yala- şır" filan dedi. Şirkete sorup yet- ki istedim. Bana bir fıyat verdiler. Erbakan'a bu fiyatı önerdim. Ön- ce kabul etmedi, ardından kabul edip sattı. 830 bin lira verdim ar- saya. Bu arsa bir hanıma aitti. Hanım kendisine vekâlet vermiş. Öyle sattı. Kendi arsası değildi. GALERI • ATÖLYE « w G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada rumlan, son dönemde daha sık ya- pılıyor. Gerçekten de her iki genel başkanın "parti içinde politika yap- ma geçmişi" yok. Bu durum her iki liderin de kendilerini çok sağlam hissetmemesine yol açıyor. İki parti- yi de giderek geren Terörle Müca- dele Yasası'nda değişiklik yapan ta- sarı (TMYT) "nirengi" noktası haline gelince tarikatlara umut bağlanıyor. Siyaset yaşamımıza yeni bir deyim eklendi: "Koltuğu sallanan tarikata sarı- lır..." Bunun adı uzlaşma aramak değil, düpedüz karşıdevrime çanak tut- maktır, harç taşımaktır. Bir diğer açıdan baktığımızda, ta- rikatçıların da böyle "dünyevi" işler- le uğraşması kendi ilkelerine terstir. Tarikat, sözcük olarak "yol, hal" anlamına geliyor. Dini bakımdan ise "Allah'a kavuş- mak için izlenen yol" demek. Tari- katlann doğuş temelinde, "Bu dün- yaya önem vermeyerek yüz çevir- me, nefsi terbiye, kalbi temizleme ve dini emirleri yerine getirerek ya- şama " yatıyor. Islamın ilk yıllannda tarikat yoktu. Sonradan Ebubekir yanlılan 'Sıddı- fc/ye'yi, Ömer yanlılan 'ömeriye'y\, Osman'ın izleyicileri 'Osmaniye'yi, Ali yandaşlan da Wewye'yi kurdu. Karşıdevrime Harç... Zaman içinde doğan tarikatların tü- münün temelinde bu ilk dört vardır. Her tarikatın kendine göre ayrı gi- yim tarzı, zikir şekli var. Yeri gelmiş- ken vurgulayalım, tarikatlar arasın- daki bu ayrılık, RP'nin iddia ettiği gi- bi dinin bütünleştirici" olamayaca- ğını gösteriyor. Omeğin bugün tari- katlar kadınlann başlannı nasıl örte- ceği konusunda bile anlaşamıyor. Biri mutlaka kara çarşaf diyor, diğeri renkli de olabilir, yeter ki saç görün- mesin diyor. Çiller ve Karayalçın, acaba kimlerle pazarlık yaptıklannın bilincindeler mi? Çiller'in Başbakanhk Konutu'nda yaptığı görüşmelerin içeriğinin tam olarak bilinmemesi, Başbakan'ın hiç açıklama yapmaması, daha çok tarikat temsilcilerinin söyledikleriyle yetinmemize neden oluyor. Bir iddia, Çiller'den türban konu- sunda yardım istenmiş. Çiller de "Sabredin, birkaç yerde sorun kal- dı" demiş. Burada olayı, salt masum bir tür- ban istemi olarak görmemek gere- kiyor. Tarikatlar başka bir yaşam bi- çimini dayatıyor. Başbakan da bunu pazarlık konusu yapıyor. Tabii bugü- ne birden gelinmedi. Türkiye'de siyasetçilerin tarikatlan kullanmalan ya da tam tersi durum- lar 1950'lere dayanıyor. Menderes ve Bayar, Said Nur- si'nin elini (siyasi güç elde etmek amacıyla) öpmemiş miydi? Uzun yıllar Isparta'da yaşayan Said Nursi, sağın ağır topları Sait Bilgiç, Sadettin Bilgiç, Tahsin To- la'ları ve AP'nin en büyüklerini yön- lendirmemiş raiydi? O günlerden bugüne giderek et- kinliklerini arttırdılar. 12 EylüTün ko- luna girip din dersinin zorunlu eği- tim kapsamında olmasını sağladılar. Ve şimdi devletin tepesiyle pazariık edecek konuma geldiler. Koalisyonun durumu Bugünkü koalisyonu bir DYP- SHP ortaklığı gibi görmek güç. Tan- su Çiller-Murat Karayalçın hükümeti demek daha doğru olur. SHP liderinin parti organlanndaki etkinliği de giderek tartışmalı hale geliyor. MYK toplantılarında ağır eleştiriler almaya başladı. Dün Fikri Sağlar'dan boşalan genel sekreter- lik koltuğu için seçim yapıldı. Fehmi Işıklar favori görünüyordu, karşısı- na Etem Cankurtaran çıktı. Bunu Işıklar kabul etmedi. Sonuçta Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Tımisi, Karayalçın'ın zoruyla aday oldu. Başka aday çıkmadı ve tek kişilik seçimi Timisi kazandı. Ben, Karayalçın genel sekreteriik unvanını da alır, sorun çözülür diye düşünmüştüm, ama öyle olmadı. Timisi, SODEP-HP birleşmesinde de genel sekreterdi. Şimdi önümüz- de yeni bir birleşme süreci var. Belki aynı sonuç yaşanacak. Timisi'nin genel sekreterliği, SHP kulislerinde, Karayalçın için olum- suz durum olarak yorumlandı. 24 aralıktaki kurultay seçimsiz yapıla- cağı için parti organlan yenilenme- den 28 ocak bütünleşme kurultayı- na gidilecek. Karayalçın'ın kader ortağı Çiller'in derdi ise Mesut Yılmaz. ANAP ve DYP'nin gücü birbirine yakın, tabanı birbirine yakın, programlan birbirine yakın, milletvekillerinin yapısı birbiri- ne yakın, liderier farklı. Nasıl ki sosyal demokrat taban SHP-CHP aynmına anlam veremi- yor ya da ayrılığa tepki ğösterip ze- min değiştiriyorsa, merkez sağ için de aynı şey geçerli. Ne olacak bu partilerin hali? Bir hocaya muska mı yazdıralım? Kurşun mu döktürelim? Tellibaba'ya mı gidelim? Yoksa tarikat şeyhlerinin cenaze namazlarını kıldırmasını mı bek- leyelim? Ayçın için karar şubata kaldı ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-Istanbulda- kı bır konuşmasında devletı bölücü propaganda yapmakla suçlanarak 20 ay hapis ve 41 milyon 666 lira para cezasına çarptınlan Hava-lş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin hakkında Yargıtay'ın vereceği karar, şubat ayına kaldı. Istanbul 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin (DGM) karan- nı Yargıtay 'a başvurarak temyiz eden Ayçin 'in sa- vunmasında. DGM karannın 'eksik incelemeye dayandtğı, tanık beyanlannın şüphe yarattığı ve cezanın dayandınldığı suç delili olan teyp ve \1deo bantları izlcmelt rinin mahkeme tarafından cngcl- lendigi' ileri sürüldü. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde dün yapılan duruş- maya Ayçin ile avukatı Kemal Keleşoğlu katıldı. Keleşoğlu'nun savunmasının dinlendığı duruşma, karan açıklamak üzere, I Şubat 1995 tarihine er- telendi. Insan Haklan Derneği'nce Şişli Abide-i Hürri- yetMeydanı'nda 1991 yılında düzenlenen 'Temel Hak ve Ozgürlükler' mitinginde yaptığı konuş- mada, "Kürt halkının bağunsızlık mücadelesini engeüeyen insanlara 'Hayır' demek zorundayız. Asıl teröristler Ankara'dadır. Kısacasu Türk ve Kürt halklan ile birlikte 'Hayır' demek zonında- yız" şeklindeki sözlerinden dolayı, 3713 sayılı Te- rörle Mücadele Yasası'nın 8/1. maddesi gereğin- ce 'bölücülük propagandaa' yapmakla suçlanan Ayçin'in savunmasında, DGM'nin karanna itiraz edıldı. Avukat Kemal Keleşoğlu'nun suriduğu temyiz dilekçesınde, DGM karanndaki suçlama- nın dayandınldığı mitingle ilgili polis tutanakla- nndaki tutarsızlık ve çelişkilere dikkat çekıldi. Cezaya gerekçe yapılan polis rutanaklarında 6 gö- revünin adı olduğu halde, 3 görevlinin imzası bu- lunmadığını vurgulayan Keleşoğlu, bant çözüm tutanağında imzalan bulunmayan kişilerin 'olayı \« bantlan hatırlamadıklannı' belirttiklerini vur- guladı. Mitingle ılgıli var olduğu ilen sürülenteyp bandının bulunmadığını, video kasetinı de savun- ma olarak görmelerinin engellendığine dikkat çeken Keleşoğlu, "Müvekkilimin cezalandınl- masına gerekçe yapıhnış olan delili görnıedik, öğ- renemedik \e nc olduğunu da bilmiyoruz. Suç delili olarak gösterilen şeyi tartışamıyoruz.Olayın özüne giremedik. Delil olarak sunulan bantlan, id- dianameyi düzenleyen savcı da izkmedi. deliller mahkemeye sonradan sunukJu. Bifinmeyen delil- ler üzerinden müvekkilim cezalandınldı" diye konuştu. RahmiKoç SanayiMüzesi açıldı Kühür Servisi - Lokomotifler, buhar makineleri. otomobiller. madeni para ve kâğıt basım makineleri. gemiler, tekneler, bisikletler, motosikletler, deniz makineleri, radyolar, televizyonlar... Sanayi Devrimi'ne ait alet, makine ve gereçleri içeren, iki bin yüz metrekarelik alanı kapsayan Rahmi M. Koç Sanayi Müzesi, Haliç'in Hasköy kıyısında açıldı. Sanayi müzesi oluşturmak için 20 yıl önce başlayan çalışmalardan sonra bugün gelinen noktada henüz işlerin bitmediğini vurgulayan Rahmi Koç, "Sanayi ve teknolojik gelişmelerin ürünlerinin hakiki boy urtaki eserlerinin sergilenmesi için karşıda (Haliç'in kıyısında), tabiri caizse "büyük bir camdan saray gibi bir şey' yapacağız. Hakiki boyuttaki lokomotif, tayy are. otomobil. vapur ve buna benzer eserlerimizi teşhir edeceğiz" dedi. Koç. aynca ellerinde yer olmadığı için sergileyemedikleri çok iyi durumda, Anadol dahil 40-50 otomobil, 3 lokomotif, 3 gemi ve deniz motorlanyla faytonlar bulunduğunu da söyledi. 293 89 78 (3HAT) I A K I C A L E R I S I EMİNE NUR Doğa Koleksiyonu 94 15 Aralık 94-7 Ocak 95 Şakayı* Sk No 62/5 Nışantaşı Tel 241 76 33 GALERİ ODA AYTEN YETİŞ DOĞU R e w m S e r g ı s ı 9-30 Arahk 1994 Hu^revgcrede Cad 102/B (Fınn Sk ' Tcşvılı>e Tel 2^9 12 08 ALKENT ACTUEL ART MALTE SARTORILIS Öıtl 9«ıi«rMt<i* \\X ÜMİTYAŞAR | • SANAT GALERİSİ RAMUŞ İPEK Resim Sergisi 16 Arahk 94-4 Ocak 95 Isfiİdol Cod Terltos ÇAmas Yapı Kur Hon 1 Beyoğiu Tel 0212/293 96 33 ıdNtta ılmtyKtfi Ur •rtwfa H O Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. HATUNZORLU İSMET DOĞAN D ü z e n l e m e 9-31 Aralık 1994 URART SANAT GALtRlLERj Abdi İpekçi Cad. Na: 18 Nijantaşı Tel : 241 21 83 GULDEN KUT 16 Aralık 94-7 Ocak 95 He-gjn tî 00-24 00 an» TOBAV SANAT GALERİSİ Sıraselvrer f4o: 47 TaKsım Devlet T'yairoları Taksım Sahnesı Ustu Tel: 212-249 01 92 SERGİ HÜLYA DÜZENLİ KOÇ 15 Arahk 1994-9 Ocak 1995 KADIN ESERLERİ KÜTÜPHANESİ Fener Mah. PTT Yanı Iskcle Karşısı HAL1Ç •95 14 Arahk 7 Ocak yeni yılınız kutlu olsun fahr el nisa zeid bedri rahmi eyüboğlu zühtü muridoğlu orhan peker burhan uygur kadir akorak avni arbaş nijad devrim ergin inan komet utku varlık yunus tonkuş julide resim, heykel ve özgün baskı sergisi ARTtöAN Şakayık Sok 54/1 Nışantaşı Tel 0212 247 90 81 BAŞAK SIGORTA SANAT GALERİSİ TAYYAR EREN RESİM SERGİSİ 12 Arahk 1994-7 Ocak 1995 Şehıt Adem Yavuz Sok. 12 Kızılay/ANKARA Başak Sigorta Sanat Galensı, Başak Sıgorta'nın bir kultur hizmetidır TEKSTİL GALERİSİ ALİ CANDAŞ 5-29 Aralık 1994 Gazelecıler Suesı Yazarlar Sokak \'o 26 80300 Es«ıtepe-Islanbul Tel (0-212)288 33 89 ADNAN ÇOKERMinimaller ve Varyasyonlar Sergı 21 OCAK 1995 tarihine kadar uzatılmıştır GALERİB HusrevGetedeCad FırmSoİLNo 2 ıTeşvfcye,1 Istanbul Tel ( Galeri Atölye ılanlarınız ıçın. 293 89 78 (3 hat) Milletvekilliginden istifa etmeyeceğim' Aluıak, 9 ay sonra Meclis'te ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce (DGM) 3 yıl 6 ay hapis, 70 milyon lira da agır para cezasına çarptınlan ve 9 ay- lık tutukluluk dönemınden son- ra tahliye edilen Şırnak Bağım- sız Milletvekılı Mahmut Alınak. "milletvekilljginden istifa etme- yecegjni" açıkladı. Ne kendisinin ne de tutuklu bulunan diğer arkadaslannm. kimseye kırgın, öfkeli, küskün olmadığını belirten Alınak, so- runlann, •*sevgivekardeşlik"an- layışı içinde çözülmesini arzu ettıgını söyledi. Alınak. "TBMM'ce millehekilliğiın dü- şürüliince>e kadar halkın verdi- ği >etkiyi kullanacağnn" derken "yanlı** olduğunu vurguladığı DEP davasında verilen mahkû- miyet kararlan konusunda. Cumhurfoaşkanı Süleynuın De- mirel. TBMM Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk ve siyasi parti liderleri ile görüşeceğini açıkla- dı. Alınak, 9 ay aradan sonra ilk kez gittiği TBMM'de düzenle- diği basın toplantısında, "hedef- lerini" açıkladı. Alınak, kendile- n hakkında verilen yargı karan- nın, tt haksuvesi>^sin olduğugö- rüşünü yinelerken korucu ve iti- rafçı beyanlan ile mahkûm edil- diklerini söyledi. Alınak, şunla- n söyledi: "Orneğin. Ahmet Türk, tek keiime İngüizce bilmediği halde, İngilizce >apt»gı sövlenen bir ko- nuşmadan sorumlu tutuldu. Or- han Dogan'ın çocuğunun, Mos- kova'daki oğiuma açtığı tetefon, PKK'ye açılan telefon olarak gösterildi. Selım Sadak, aşiret ilişkileri içinde kendisine düş- man olan koruculann beyanlan ile suçlandı. Sedat Yurtdaş, sav- cılık mütalaasında bile kime ait olduğu belli olma\an konuşma şeklinde belirtilen \e kendisine ah ohnayan Hakkâri'deki bir ko- nuşmadan dolayı mahkûm edil- di. Leyla ZanaveHatıp Dicleile ilgili iddialann deülleri de aynı şekikk hukuki olmaktan uzak- ör." Alınak, milletvekilliginden ıs- tıfa edecegi yönündekı söylenti- lerin anımsatılması üzenne de "60 mityonluk Tiirkiye halkına sorumluluğu" gereğı, demir par- maklıklar arkasında da dışında da olsa politikayı sürdüreceğini vurguladı. Mercıımek e buyük tepkı Eski Beyoğlu keyfi, Özel yılbaşı keyfi, Dünya müziği. nostalji. Çatı'da farklı yaşanır. "Cumartesi genç matine" Yemekli, içkili 150.000 TL. GflTIRestaurant Cafe - Bar 25100 00 İstanbul Haber Servisi - HBB televizyonunda dün gece yayım- lanan, RP'nin Bosna için topladı- ğı yardım paralannın partiye ak- tanlması ve Söleyman Nİercn- mek-RP ilişkisi konulu haber programı yurttaşlardan büyük tepki aldı. Gazetemizi telefonla arayan çok sayıda yurttaş, progra- mın Süleyman Mercümek ve RP Grup Başkanvekili Şevket Ka- zan'ın kendilerini ve partilerini aklamaya yönelik olduğunu belir- terek, yapımcı Hulki Cevizoglu ve Selahattin Sadıkoğlu'nun da RP'ye çanak tuttuğunu söyledı- ler. Programa telefonla katılına- bileceği duyurulurken yurttaşlar te lefonlara yanıt alamamaktan şi- kâyetçi oldular. Gazetecilerin soru sormak üze- re katılacağının duyurulmaması Mercümek ile ilgili haberleri ha- zırlayan gazetecilerin programa katılamamasına neden oldu. OLAYLARBV ARDCNDAKÎ GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada özgürtükçü yaklaşım, üyelik konusundaki girişimleri ko- laylaştırmıştır. Ancak önce 12 Mart 1971, sonra da 12 Eylül 1980 müdahalelerini izleyen anayasa değişiklikleri, Türki- ye'nin demokrasiden uzak- laştığı kanısını yaygınlaştır- mış ve kuvvetlendirmiştir. 1970 yılında imzalanan Katma Protokol'ün dışında bugüne kadar olumlu bir ge- lişme olduğunu da söyle- mek zordur. 12 Mart sonrasında kuru- lan Sayın Nihat Erim'in re- form kabinesinde başbakan yardımcısı olarak görev alan Sayın Atilla Karaosmanoğ- lu'nun şu sözlerini anımsa- makta yarar vardır "Türkiye 1994 yılında Italya'nın bu- günkü düzeyine ulaşacak- tır." Sayın Karaosmanoğlu, bu açıklamayı yaptıktan kısa bir süre sonra, kabineden aynl- mak zorunluğunu duymuş- tur. Bugün hem demokratik hem de ekonomik yönlerden bir oranlama yapıldığında Türkiye'nin, Italya'nın 1971 yılındaki düzeyine çıkması bir yana, o yıllardaki koşulla- rının bile gerisine düştüğü görülmektedir. Anayasa'nın Batı demok- rasileri standardına uygun bir biçimde değiştirilmesf gerçekleştirilmezse Batı ile ekonomik ilişkilerimizi de eşit koşullarda sürdürmemiz olanak dışıdır. Bunun en somut örnegi de Avrupa Gümrük Birliği ile kurulmasına çalışılan işbtrii- ğinin niceliğidir. Türkiye için öngörülen ko- şulları "başan" olarak kamu- oyuna sunmak da, henüz "Şarklı bağnazlığından" kur- tulamayan yöneticilerimize özgü bir durumdur. ••• Prof. Dağsöz: Kirlilikte önce yurttaşlar bilinçlenmeli Haber Merkezi - İTÜ öğre- Dağsöz. Istanbul'da hava kırlili- ğinin çözümlenmesi için "ulusal enerji tasarruf poOtikasının" be- lirlenmesi gerektiğini söyiedi. Yaptığı yazılı açıklamada bilim ve uzmanlasmaya önem verilme- si gerektiğini savunan Prof.Dr. Dağsöz, yurttaşlann özellikle basın ve TV aracılığıyla bilinç- lendirilmeleri gerektiğini söyle- di. Alpin Kemal Dağsöz, ulusal enerji politikası belirlenmesi ve uygulanmasıyla daha az yakıt harcayarak sağlıklı ısınma sağla- nabıleceğini anlattı. Prof. Alpin Dağsöz, ham petrol ve doğalgaz ithali için harcanan 4 milyon do- lardan 1.5 milyon dolarlık bölü- münün tasarruf edilebileceğini sözlerine ekledi. Bu arada. 19 aralık günü saat 15.30'da İTÜ Makine Fakültesi'nde konuyla ilgili bir açıkoturum düzen- leneceği açıklandı. <$nqlish PîöLB DANS T MÜZlK !f EĞLENCE j No 25 B*ya/d 34490 bantx*> ı TL«K£Y Tetephone (90) 212- 516 69 80(20 lm«st TfWa> (90)212-516 69 99 Telex 22993 TPW
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle