Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 ARAUK1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Özal döneminde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen KHK, aynı şekliyle Özelleştirme Yasası'nda yer aldı
OzeUeştirmede hııkuk skandahMİYASEtLKNUR
TBMM'den geçen Özelleştir-
me Yasası, uzmanlann görüşüne
göre anayasaya aykın bir şekilde
çıktı. Yasanın 19. ve 41. madde-
lerinde satışa çıkanlan kunıluş-
lara ait arsalann imar planlannı
yapma yetkisı, yerel yönetimler-
den alınarak özelleştirme Yük-
sek Kurulu'na veriliyor. Özalın
başbakanlığı döneminde de bazı
bölgeler için plan yapma yetkisi
belediyelerden alınıp Turizm ve
Bayındırlık Bakanlığf na veril-
miş, ancak Danıştay'ın itirazı
ûzerine Anayasa Mahkemesi,
plan yapma yetkisinin yalnız ye-
rel yönetımlerde oldugu yönün-
de görüş bildırerek KHK'yi iptal
etmışti.
ANAP lstanbul Milletvekili
Gürol Soylu'nun Genel Ku-
rul 'dakı yoğun çabası sonucunda
özelleştirme Yûksek Kurulu'na
verilen parsel ölçeğinde plan
yapma yetkisi, daha önce aynı
konuda verilen iptal karanna
karşın anayasaya aykın bıçımde
özelleştirme Yasası'na eklendi.
lstanbul Büyükşehir Belediyesi
ve lstanbul Mimarlar Odası, söz
konusu maddelerin iptali için hu-
kuki yollara başvuracaklannı
açıkladı.
Hukukçular ve üniversite öğ-
retim üyelerine göre anayasaya
aykın olarak Özelleştirme Yasa-
• ANAP döneminde bazı bölgeler için plan yapma
yetkisi yerel yönetimlerden alınarak Bayındırlık ve
Turizm bakanlıklanna verilmişti. Ancak Anayasa
Mahkemesi, bu yetkiyi iptal etmişti. Şimdi bu yetki
Özelleştirme Yüksek Kurulu'nda.
• Hukukçular, mimarlar ve üniversite öğretim
üyeleri, olayı 'dalgınlık değilse skandal' olarak
yorumluyor. Mimarlar Odası ve îstanbul
Büyükşehir Belediyesi, söz konusu maddelerin
iptali için hukuki yollara başvuracak.
Uzmanlar. yasaya eklenen maddelerin anayasaya aykın oldugu gorusunde
'Başvuru olursa mutlaka iptal edilir'
Prof. Dr. Norettin Söaen, (Eski lstanbul
Büyükşehir Belediyesi Başkanı):
•ĞfcaFm Başbakanhğı dönemfade baa
çıkargruplarnunarsatannıdaluıryi
degertendirebilmekri için imar yetkisfaıi
yerel yönetimlerden alarak Basbakanhk,
Baymdırnk ve Turizm Bakanlıgrna veren
bir kanun hazıriandL Anayasa
MahkemesJbayasayıvevelkfyitptaleOi
Hflküınetkemlisnıi,hemtapuidaresi,
hem bdedtye bem de bekdiye mechsi
yerine koynyor. Eğer bir daigmhk ve
unutkanhk söz konosa değftse bu bir
hukukskandabdır.''
Prof.Dr. Yöcd Üorf, (ÎTÜ Mimariık
Fakûttesi İmar Hukuku öğretim Oyesi):
"Başvunı oMuğtı takdirde bo yasa
kesmHkle iptal edflir. 3194 sayin yasaya
göre, ktaı tarafindan yapüırsa yapüsn
imar ptenlannın kamu yararma dması
şarttır. Bu yctktoin yerd yönettmlerden
abııması anayasaya aylandır.özeDeşrJrnK
Yasasnm 41. maddesi ÖzaJ'm 1987Ue
ekledlgi paragrafin aynm."
Prof. Dr. MeteTapan. (ÎTÜ Mimarlık
Fak. Öğretim Üyesi): "îmar Planı yaptna
yetkisi 3030 ve 3194 sayıh yasa varken
merkezi hükûmete bmüdaınaz. Merkezi
bökfimedn müdahalesi anayasaya
ayicmdır.Egerbuınacktebfitoçöbir
jetdkk konduysa cok vahim. O zaman
ozefleştinnenin bazı çıkar gnıptarma rant
sağfaunak ve bûtçe açddarmı kapatmak
amaayia yapridığ) ortaya çüayor."
Oktay Ekind, (istanbul MimârlaT Odası
Başkanı): "Daha önce ANAP hükfimeti
zamanmda bazı çevrelere ayncahkh İmar
hakkı verebömek için parsel ölçeğinde
fanar dnrumunu değiştinne yetİdsini
merkezi hükümete bağlayan yasa
değşOdflderi, Anayasa Mahkemesi'nce
hrtal edflmişti. Şimdi aynı süreci
OzeBeştirme Yasası'nda görûvonız. Blz
bu yanhşı önlemek için hukuki yoiara
basvuracağız."
sı'nda yer alan 19. ve 41. mad-
deler, özelleştirmeye karşı çıkan-
lann "Bu kuruhışİara taüp olan-
lar, işletmeteri değil arsalannı is-
tiyor" yolundaki kuşkulannda
hâklı olduklannı ortaya koyuyor.
1987 yılında özal'ın başbakan-
lığı döneminde çıkanlan ve ts-
tanbul Büyükşehir Belediyesi ile
Mimarlar Odası'nın Danıştay'da
açtığı davada, 'anayasaya aykın-
hk' itirazı yerinde görülerek ip-
tal edilen 3394 sayılı KHK,
özelleştirme Yasası'nın 19. ve
41. maddeleriyle yeniden yaşam
buluyor. Özelleştirme Yasası'mn
41. maddesiyle, özelleştirilecek
KlT'lerin arsalannda imar planı
yapma yetkisi^ yerel yönetımler-
den alınarak Özelleştirme Yûk-
sek Kurulu'na venlıyor.
Yasanın 19. maddesine göre,
kamu kuruluşlanna ait arsa ve
arazilerin ifrazını Maliye Bakan-
lığı yapacak. Yani bir kuruluşun
üzerinde bulunduğu arsalan sa-
tın alacak kışi ıstediği gibi par-
çalayıp kullanma ya da satma
hakkına sahıp olacak. Yasada sa-
tın alanın işletme ve fabrikalann
satışını ya da taşınmasını engel-
leyecek bir madde yok.
Gürol Soylu, çabalannın ar-
dında yatan amacını "Saöşa çı-
kanlan kamu kuruluşiannı satm
alacak Idşiler zaten arsalan için,
hem de piyasa değerinin çok al-
tmda teküf veriyor" diye açıkh-
yor. Soylu, eklenen bu maddeler
sayesinde özelleştirmeden 500
rrilyon lira gelir beklendiğini
söylüyor. Soylu, Anayasa Mah-
kemesi'nin daha önceki iptal ka-
ran anımsatıldığında da "Kanu-
nun 9. maddesi degU, sadece bu
maddenin 'f' fıkrası iptal edfldi.
O nedenle Bayındırlık Bakanlıgı
resen plan yapma yerkislni haiz-
dir" diyor. Ancak, İmar Yasa-
sı'nın 9. maddesinde, Bayındır-
lık Bakanlıgı, resen verilen imar
planı yapma yetkisini, doğal afet,
önemli ulaşım projesi gibi haller-
debelediye. üniversite ve mimar-
lar odasının görüşünü almak ko-
şullanyla kullanabıliyor. özel-
leştirme, bu koşullardan herhan-
gi birine uymuyor.
Gözler bdediyelerde
Yerel yönetimler, şimdi ya
kendi milletvekillerini ikna ede-
rek ya da 90 milletvekilinin Ana-
yasa Mahkemesi'ne başvurma-
sını sağlayarak bu hükümleri ip-
tal ettirebilir. Süresi içinde bu
gerçekleştirilemezse, yerel yö-
netimler bakanlıklarca yapılacak
imar planlannın iptali istemiyle
ıdare mahkemelerine dava aça-
rak, önceki karan 'örnek karar'
gösterip bu hükümlerin Anayasa
Mahkemesi'nce iptalıni sağlaya-
bilirler.
Ozgür Ulke için müzîkli pfötestotstanbul Haber Servisi - Özgür Ülke
gazetesıne yönelik bombalı saldınlar, dün
de bazı mûzık gruplan ve sanatçılar
tarafından şarkı ve marşlarla protesto
edildi. Gazetenin Kadırga'dakı
bombalanan binası önünde toplanan ve
Türkçe, Kürtçe sarkılar söyleyerek
sloganlar atan gruba polis müdahalesi
olmadı. Gazetenin enkaz hahne gelen
binası önünde yapılan şarkılı protesto
göstensıne müzik gruplan Krnlırmak,
Ozgüriük Türküsü, Mezopotamya Kültür
Merkezi (MKM) ıle Deste Günavdın ve
¥e\-n Kurtuluş katıldı MKM
sanatçılanndan Gani Nar yaptığı
konuşmada. özgür Ülke'ye düzenlenen
saldınnın devletin basına, insan
haklanna ve sanatçıya verdigi önemin
göstergesi olduğunu belirterek,
"Kürdistan'da insanlar, köyier, ormanlar
vakıhyor. Bunu yakankr bilsin ki bu ateş
sizi de yakar. Slri yakacak olan bu ateş
binlerce yıl önce Kavva'lann yaktıgı
ateştir* dedi. Protesto gösterisine katılan
sanatçılar Türkçe ve Kürtçe sarkılar
söyledikten sonra, "Şehft namirin,
"Kürdistan faşizme mezar olacak",
"Kahrobun kontrgerilla devleti" gibi
sloganlar atan grup, olaysız bir
şekilde dağıldı. (AHMET ŞIK)
Buca Eğitim Fakültesi
Ozelleştirme
karşiü öğrencilere
soruşturma
ASUMAN ABACIOĞLL
İZMtR - Dokuz Eylül Üni-
versıtesi Buca Eğitim Fakülte-
sı'nde kantınlerin özelleştiril-
mesine karşı ekim ayında çeşit-
li etkinliklere katılan 37 öğren-
ci hakkında dekanlık tarafından
soruşturma açıldı. Buca Eğitim
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ga-
lip Karagözoğlu. bu öğrencıle-
rin özelleştırmeyle bırlıkte kan-
tinde satılan çay ve diğer yiye-
cek-içeceklerin fıyatlannın art-
tınlmasına ve kantindeki okvı-
ma odasının kaldınlmasına 'gö-
riinüşte' karşı çıktıklannı, asıl
amaçlannın ıse bu olmadığını
belirterek, "Bu öğrencikr mili-
tan bir grup" dedı.
Buca Eğitim Fakültesi öğren-
cilen, kantinlerde satılan yiye-
cek ve içecek fıyatlannın ahm
güçlerine göre ayarlanması,
kantindeki özelleştirmeyle bir-
likte kaldınlan okuma masası-
nın yeniden konması, kantin du-
varlanndaki reklam panolannın
üniversite kimliğiyle bagdaşır
resimlerle değiştirilmesi, kan-
tınde çalınan müziğin daha ni-
telikli olması istemlenni dile
getırmek amacıyla geçen ekim
ayında forum, dinletı ve basın
açıklaması gibi etkinliklerde
bulunmuşlardı
Bu etkinliklere katılan Eği-
tim Fakültesfnden 35, Izmir
Meslek Yüksek Okulu'ndan da
2 öğrenci hakkında dekanlık ta-
rafından soruşturma açıldı. Öğ-
renciler, etkinliklere katılan tüm
öğrenciler hakkında değıl, "da-
ha önceden kimlere ceza verile-
ceği belliymis. gibi" bazılanna
soruşturma açıldığına dikkat
çektiler.
Buca Eğitim Fakültesi Deka-
nı Prof. Dr. Galip Karagözoğlu,
öğrencilerin istemlerin 'görö-
nüsteki' gerekçeler olduğunu
vurguladı.
Kamu çalışanlan sendikalan grevli, toplusözleşmeli sendikal haklan için yurt genelinde eylem hazırlığında
Memur, 20 arabkta iş bırakacakHaber Merkezi- Kamu çalı-
şanlan, 20 aralık salı günü ülke
genelinde ış btrakmaya hazırla-
nırken, Tüm Sosyal- Sen üyele-
ri Izmir'de hükümetin uygulama-
lannı protesto etti. Kamu çalı-
şanlan sendikalan, dün düzenle-
dikleri protesto gösterisinde
grevli, toplusözleşmeli sendikal
haklann kazanılabilmesi ve ya-
şam koşullannın düzeltilmesi
için toplu iş bırakmaya gidecek-
lerini açıklayarak, "Aıiık uyar-
nuyoruz. 'Yeter' diyoruz. 'Grev
hakkı, grev yapılarak kazanılır'
felsefesrvie tüm yurt genelinde iş
bırakıj'oruz" dediler. Türkıye
Kamu Çalışanlan Sendikalan
Konfederasyonu da 17 aralık gü-
nü Ankara Tandoğan Meyda-
nı'nda miting yapacak. Kamu
çalışanlannın Celal Bayar Bul-
van'nda yürüyüşle devam ede-
cek eylemi Sıhhıye'de sona ere-
cek.
Ankara'da gösteri
Ankara Büromuzun haberine
göre, kamu çalışanlan sendikala-
n Ankara şubeleri dün Sakarya
Meydanı'nda protesto gösterisi
düzenleyerek hükümeti genel
greve gitmekle tehdit ettiler.
Gösteri sırasında kamu çalışan-
lan adına ortak bir açıklama ya-
pan Eğit-Sen temsilcisi Alper
Oztürk, çahşanlann enflasyona
ezdinldiğıne, demokratik hakla-
nnın verilmediğine dikkat çeker-
ken kamu çalışanlan, "Geüyor
geHyor genel grev geliyor", "Hü-
kümet istifa". "Deviet güdümlü
sendikaya hayır". "lşçi-memur
el ele, genel greve" sloganlan at-
tılar.
Enflasyonun yılın 11 ayında
yüzde 130 oranlanna kadar yük-
selmesıne karşın kamu çalışanla-
nna yüzde 54 dûzeyinde maaş
artışı verildiği anımsatan Öztürk,
konuşmasma şöyle devam etti.
"1995 bütçesmin de toplumun
hangi kesimine hizmet ettiği bel-
lidir. ÖzeUeştirmenin bütün hiz-
met birbnlerine yaydacağı, daha
fazla işsizlik >e sömürünün olu-
şacağı, çahşanlann haklannın
uluslararası tekellere peşkeş çeki-
leceği, yatınmlann duracagı, za-
ten yaşama zotiuğu ceken çah-
şanlann vaşamlannın çekümez
hale geleceği bütçeyle kamtlan-
mışör."
Oztürk, sanayıcıye tanınan si-
yasi katılım hakkımn, kamu ça-
lışanlanna da verilmesi gerekti-
ğini belirterek şu talepieri dile
getırdi:
- Zorunlu tasamıf kesinrDeri-
nin eksiksiz, devlet katkısı ve ne-
malamia birtikte ödenmesini, bu
gerçekleşmezse karşdıklaruun
emekiilik kesintisi ve süre olarak
yayılmasını istiyoruz.
- Lojmanlann adaletlı bir da-
ğıtıma ve sağlıklı bir işleyişe ka-
vuşturulmasmı, satışlann durdu-
nılmasını istiyoruz.
- Ülkemizde demokrarikleşme
açısından bir zonınluluk olarak
gördüğumüz ana>asa değişikKği
gibi konularda kamu çalışanlan-
nın da söz sahibi olmasını istiyo-
nız.
Türk-lş, Hak-lş, DtSK, Kamu
Çalışanlan Sendikalan Platfor-
mu ve TMMOB'nin yanı sıra
çok sayıda demokratik kitle ör-
gütünün de katılımıyla oluşturu-
lan Demokrasi Platformu'ndan
dün yapılan açıklamada, 20 ara-
lıkta yapılacak iş bırakma eyle-
mine destek verileceğı bildirildi.
Demokrasi Platformu, 19 ara-
lık pazartesi günü yayımlanacak
ortak deklarasyonu ülke çapında
dağıtacak. Açıklamada, "Bu
deklarasyon kamu çalışanlannın
eylemlerine destek amacında
olup 20 aralık günü bütün işyer-
lerinde okunacakür"dendı.
tzmir Büromuzun haberine
göre, Tüm Sosyal-Sen üyeleri,
hükümetin uygulamalannı pro-
testo ettiler Izmir Şube Başkanı
Osman özeker, tasamıf önlem-
len adı altında öğlen yemekleri-
nin paralı hale getirildiğini, ye-
mekhanelerin ticari işletmeye
dönüştûrüldüğü belirterek, "5
Sağlıkçahşanı can güvenliğiîstiyor
lstanbul Haber Servisi- Sağlık
çalışanlan, Olağanüstü Hal Bölgesi'nde
görev yapan sağlık personelinin can
güvenliğinin sağlanması amacıyla
harekete geçti. Tüm Sağlık-Sen Genel
Sekreteri Sevil EroL bugüne kadar
bölgede 14 sağlık çalışanının faili meçhul
cinayete kurban gittiğini belirterek,
hükümeti gerekli önlemleri almamakla
suçladı. Hükümetten bir beklentileri
kalmadığını da dile getiren Erol, çareyi
dışanda arayacaklannı söyledi. Erol,
bölgedeki sağlık çalışanlannın can
güvenliklerinin sağlanması amacıyla
Birleşmiş Milletler, Dünya Hekimler
Birliği ve uluslararası insan haklan
kuruluşlanna başvuracaklannı vurguladı.
Tüm Sağlık-Sen, tstanbul Tabip Odası ve
İnsan Haklan Dernegi dün ortak bir basın
açıklaması yaparak, bölgede görev yapan
sağlık çalışanlan için özgür bir çalışma
ortamı yaratılmasını ıstediler. Olağanüstü
Hal Bölgesi'ndekı sağlık çalışanlanna
baskı yapıldığı öne sürülerek, hekimlik
ilke ve prensıplenne uygun hizmet
verilmesinin engellendiği dile getirildi.
Sevil Erol, bugüne kadar 56 sağlık
çalışanının "örgüt üyesi kişfleri tedavi
ettiklerinden" yargılandığını söyledi.
Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr.
Selver Sanca da sağlık hizmetlerinin
Güneydoğu'da büyük ölçüde aksadığını
söyledi. (YASEMIN KOYUTÜRK)
Nisan paketinin estirdigi ekono-
mik terör, tüm hızıyla sürüyor.
Enflasyon yüzde yüzyirmileri
geçti. Son sekiz a> da ücretlerimiz
net oiarakyüzde 50 azaldı" dedı.
Özeker'in SSK Bölge Müdür-
lüğü önünde yaptığı basın açık-
lamasında, 5 Nisan ekonomik
tedbirleri bahane edilerek SSK
çalışanlanna verilmekte olan
sosyal haklann teker teker elle-
rinden ahndığını belirtti. Osman
Özeker şöyle dedi: "Çahşanlar
arasında ücret dengesizligi var,
bu dengesizlik giderilmebdir. Biz
çalışanlara ek ödeme yapdıyor
bahanesijle mesai ücretlerimiz
dondurulmaktadır. Mesai ücret-
lerimizin günün koşullanna uy-
gun hale getirilmesini istiyonız.
Grevli, toplusözleşmeli sendikal
haklanımz \erilinceye dek mü-
cadelemizi sürdürecegiz."
Basın açıklaması na katılan
memurlar sık sık slogan atıp ar-
dından ıslık çalarak tepkilerini
dile getirdiler.
İstanbul Haber Senisimizin
haberine göre, Ener-Sen'den ya-
pılan yazılı açıklamada kamu ça-
lışanlannın, 19 aralık pazartesi
gününden itibaren TEK'in Av-
rupa yakasmdaki tüm birimlerin-
de tahsilat işlemleri de dahil ol-
mak üzere, hizmet üretiminden
gelen güçlerini kullanacaklan
belirtildi. Çahşanlann haklannı
alabilmek için en etkili silahlan
olan üretimden gelen güçlerini
kullanmak zorunda kaldıklan ve
eylemin halka zarar venne ama-
cı taşımadığı kaydedilen açıkla-
mada abonelerden cezaya giren
taksit, elektrik faturası gibi para-
sal işlemleri eylemin başlangiç
tarihi olan 19 Aralık 1994 tari-
hinden önce sonuçlandırmalan
istendi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Lalklik, Tarikat vs... (1)
Başbakan Sayın Tansu Çiller'm 'Fethullahçılar' tarika-
tı diye bilinen dinsel gruıbun liden Fethullah Gülen ve Ntr-
culann önderlerınden Mehmet Kutlular ile TMKT konu-
sunda (ve belki başka konularda) görüşmesi, yeni bir tar-
tışma konusu ortaya çıkardı.
Kimileri, bunun normal bir görüşme olduğunu ileri sü-
rerken kimileri laikliğe aykın olduğunu dile getiriyor. Kimi-
leri ise Tansu Çiller'in gerçek yüzünün meydana çıktığını
ileri sürüyor. Acaba bu görüşmeleri nasıl değerlendirme-
miz gerek?
Sanıyorum, bu soruyu yanıtlarken bazı saptamalarda
bulunmak ve yakın tarihimize bir göz atmak durumunda-
yız. Zira 'din istisman', DYP'nin geleneğinde vardır. De-
mokrat Parti ile başlayan çizgiyi izlersek bunu çok net bir
biçimde gözleyebiliriz. Ve bunlan ancak iki yazı çerçeve-
sinde yapabileceğiz.
Demokrat Parti'nin kurucu kadrosu, (bence) tartışmasız
bir biçimde Atatürkçü ve (kendilerince) laik idi. Ancak
CHP'ye duyduklan tepki nedeniyle kendilerine oy veren
'dinci kitleyi' de hiçbir zaman karşılanna almamışlar ve bu
oy potansiyelini düşünerek dine taviz vennekten de geri
kalmamışlardı.
Atatürk'ün yakın çevresi içinde bulunan bir Celal Ba-
yar'ın.birRefikKoraltan'ın'Atatüricçü'olmadıklannısöy-
lemek mümkün değildir. Aynı şey Adnan Menderes için
de söz konusudur, Fuad Köprülü için de. DP'nin ilk 'icra-
atı' ezanın Türkçeden Arapçaya çevnlmesi olmuştu, ama
özellikle Celal Bayar'ın bundan çok rahatsız oldugu da bi-
linir.
Günümüzün gençleri pek bilmez. Baştaemekli Orgene-
ral Ragıp Gümüşpala olmak üzere, Adalet Partisi'nin ku-
rucularının (en azından büyük bir çoğunluğunun), gene
kendi anlayışlan çerçevesinde laık ve Atatürkçü oldukla-
nnda da hıç kuşku yoktur.
Ragıp Gümüşpala'nın ölümünden sonra AP'nin başına
geçen şimdiki Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman De-
mirel de kendınce laik ve Atatürkçüdür. Zaten Adalet Par-
tisi içindeki tırtucu kanada karşı yürüttüğü bir mücadele
sonucu Adalet Partisi Genel Başkanlığı'na ve Türkiye Cum-
huriyeti Başbakanlığı'na gelmişti. Kaldı ki Süleyman De-
mirel'in 'laiklik anlayışı', Türkiye'de çokyaygın bir laiklık an-
layışının yaşama geçmiş biçimidir. Dini 'vecibeferini' müm-
kün olduğunca yerine getiren ve 'çağdaş yaşama' tam an-
lamıyla uyarlanmış bir yaşam...
Sayın Çiller'in de laik ve Atatürkçü olduğuna hıç kuşku
duymuyorum. Dile getirdiği ya da (başını gözünü yara ya-
ra) dile getirmeye çabaladığı düşüncelerine ve uyguladığı
polrtikalara hiçbir biçimde katılmasak bile; Tansu Çıller en
azından biçimsel olarak Atatürk'ün hedeflediği 'çağdaş
Türk kadınını' temsil etmektedir.
Ancak bu çizgı; yani DP-AP-DYP çizgisı, 'lider düzeyin-
de' laik olmakla birtikte, 1946'dan 1970'lere kadar, yani
yaklaşık otuz yıl, toplumumuzun en tutucu ve bağnaz grup-
lannı da bünyesınde banndırmıştır. Belki de 'Kırat çizgisi'
diye isimlendirebiteceğimiz bu çızginın sağında kalan bir
çizgi, her zaman varolmuş ve zaman zaman kümelenme-
ler de gerçekleşmiştir. örneğin Fevzi Çakmak gibi, Os-
man Bölükbaşı gibi liderler kıtleleri belli bir ölçüde sürük-
leyebilmışlerdır. Fakat 'Kırat çizgisi' toparlayıcı özelliğini
hep korumuştur.
Sağdakı 'yol aynmı', 1970 ortalarından itibaren daha
doğrusu 1973 milletvekili genel seçimlerinde başladı. Nec-
mettin Erbakan lıderliğınde örgütlenen Milli Selamet Par-'
tisı'nin Türkiye'nin sıyaset sahnesıne çıkışı; Türkıye'dekl
'anti-laik' ve 'anti-Kemalist' gruplan, yeni bir politika ara-
yışına itti. O zamana dek önce DP'nin, sonra AP'nin 'ko-
ruyucu kanatlan' altında hızlı bir 'fcadro/aşma'gerçekleş-
tirmişler; hem kamuda hem de özel sektörde önemli kimi
köşe başlannı tutmuşlardı.
Bu gruplar için temel soru şu idi: MSP içinde örgütlene-
rek 'Islam ağırtıklı' birsiyaset ızlemek mi daha 'hayırtı' ola-
caktı yoksa AP'nin 'Masonlanna' tahammül ederek 'ikti-
dara yakın' olmak mı?
Kimi gruplar ilk yolu, kimi gruplar ikinci yolu seçtiler. Ta-
bii burada 'grup' olarak isimlendirdiğim şey genelde 'ta-
rikatlar' olarak düşünülmelidir. Ve ikinci yolu seçenler git-
gide daha çok ödün istediler ve hemen istediklerı her şe-
yi koparttılar. Fakat bu ödünler daha çok, kendi dışlann-
da kalan dinci gruplara yaradı ve bu gruplann güçlenme-
sine yardım etmış oldular.
Bu konuya cumartesi günü devam edeceğim. Fakat
şimdiden attını çizmek iştediğim bir husus var. Tansu Çil-
ler'in kimi tarikat liderieriyle görüşmesi, temsil ettiği çizgi-
nin bütünlüğü içinde, tutariı bir davranıştır. Asıl tutarsızlık,
Tansu Çiller'i 'olduğundan başka' görmek isteyen çevre
ve insanlardadır.
Bir yandan 'bayrak-ezan muhabbeti' ve bir yandan da
'laiklik mitingleri' arasındaki ikiyüzlülüğü görmek isteme-
yenler, şimdi çok şaşırmış durumdalar...
3 gunde 24 kişi işten atıldt
MSB'de işçi
kıyımı sürüyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Mıllı Savunma
Bakanlığı'na bağlı
ışyerlerindeki işçi
çıkanlmalan tınnanıyor.
Ekim ayından ben 72 işçinin
işıne son veren Millı Savunma
Bakanlığf na bağlı Hava
Kuvvetleri Komutanlığı'nda
son 3 günde 24 işçinin iş akdi
feshedildi. Kayseri Hava
tkmal Bakım Merkezi'nde iki
günde 16 işçinin işten
çıkanlmasının ardından, dün
de Ankara'da 8 işçinin iş
akdine son verildi. İşçi
çıkışlannı protesto etmek için
önceki gün işyerini 4 saat terk
etmeyen Harb-tş Sendikası'na
üye 2 bin 100 işçi, dün
fabrikayı işgal etti. Harb-tş
Sendikası Genel Başkanı
lzzet Çetin, işçi
çıkanlmalannın sürmesi
durumunda "bütün
isyerlerinde üretimi
durduracaklannı" açıkladı.
tzzet Çetin, konuşmasında,
işçilerin "sudan sebepterle"
çıkanldığını belirterek,
çıkarmalara ılışkın karar
konusunda asken ve siyasi
otoritenin topu birbirlerine
attığını söyledi. "Bizi rahatsız
edenkrt biz de rahatsız
edeceğfe'" diyen Çetin,
"Her 10 yılda bir demokrashi
konuna adına darbe yapanlar,
Jşci. hukuk savaşımına gtrdi
diye onu kapı önüne koynuyı
tercih edhorlar. Bunun
takdirinL vatandaşa
bffakıyorum" dedı.
Çetin, Milli Savunma
Bakanı Mehmet Gölhan'ın
Maliye Bakanlıgı'na kadro
tahsisi için başvurduğunu
anımsatarak, bakanlık ve
bağlı isyerlerinde ıstıhdam
fazlası değil, isdihdam açığı
olduğunu söyledi. Bu sırada
sendika genel merkezi
önünde toplanan işçiler.
"Yaşasın işçilerin birliği",
"Ekmeğimize ve aşunıza el
atarsanız, dûnyayi size dar
ederiz", "Ekmek yoksa banş
da yok", "Hüküm'et istifa,
Tansu Amerika'>a",
"Kahrolsun sermayenin
iktidan". "İşçi kryımına son"
diye slogan artılar.
hükümeti yuhaladılar.
Harb-lş Sendikası.lstanbul
Şubesi önünde de bir
basın açıklaması yapıldı.
Açıklamaya Harb-lş'e bağlı
isyerlerinde çahşan birçok
işçi katıldı. Harb-lş
lstanbul Şube Başkanı
Orhan Coştur yaptığı
açıklamada, sendıkaya bağh
birçok işyerinde işçilerin
önemsiz nedenler yüzünden
işten çıkanldığına dikkat
çekerek, çıkanlan işçi
sayısının 200'ü bulduğunu
söyledi.