13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ARAUK1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özal döneminde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen KHK, aynı şekliyle Özelleştirme Yasası'nda yer aldı OzeUeştirmede hııkuk skandahMİYASEtLKNUR TBMM'den geçen Özelleştir- me Yasası, uzmanlann görüşüne göre anayasaya aykın bir şekilde çıktı. Yasanın 19. ve 41. madde- lerinde satışa çıkanlan kunıluş- lara ait arsalann imar planlannı yapma yetkisı, yerel yönetimler- den alınarak özelleştirme Yük- sek Kurulu'na veriliyor. Özalın başbakanlığı döneminde de bazı bölgeler için plan yapma yetkisi belediyelerden alınıp Turizm ve Bayındırlık Bakanlığf na veril- miş, ancak Danıştay'ın itirazı ûzerine Anayasa Mahkemesi, plan yapma yetkisinin yalnız ye- rel yönetımlerde oldugu yönün- de görüş bildırerek KHK'yi iptal etmışti. ANAP lstanbul Milletvekili Gürol Soylu'nun Genel Ku- rul 'dakı yoğun çabası sonucunda özelleştirme Yûksek Kurulu'na verilen parsel ölçeğinde plan yapma yetkisi, daha önce aynı konuda verilen iptal karanna karşın anayasaya aykın bıçımde özelleştirme Yasası'na eklendi. lstanbul Büyükşehir Belediyesi ve lstanbul Mimarlar Odası, söz konusu maddelerin iptali için hu- kuki yollara başvuracaklannı açıkladı. Hukukçular ve üniversite öğ- retim üyelerine göre anayasaya aykın olarak Özelleştirme Yasa- • ANAP döneminde bazı bölgeler için plan yapma yetkisi yerel yönetimlerden alınarak Bayındırlık ve Turizm bakanlıklanna verilmişti. Ancak Anayasa Mahkemesi, bu yetkiyi iptal etmişti. Şimdi bu yetki Özelleştirme Yüksek Kurulu'nda. • Hukukçular, mimarlar ve üniversite öğretim üyeleri, olayı 'dalgınlık değilse skandal' olarak yorumluyor. Mimarlar Odası ve îstanbul Büyükşehir Belediyesi, söz konusu maddelerin iptali için hukuki yollara başvuracak. Uzmanlar. yasaya eklenen maddelerin anayasaya aykın oldugu gorusunde 'Başvuru olursa mutlaka iptal edilir' Prof. Dr. Norettin Söaen, (Eski lstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı): •ĞfcaFm Başbakanhğı dönemfade baa çıkargruplarnunarsatannıdaluıryi degertendirebilmekri için imar yetkisfaıi yerel yönetimlerden alarak Basbakanhk, Baymdırnk ve Turizm Bakanlıgrna veren bir kanun hazıriandL Anayasa MahkemesJbayasayıvevelkfyitptaleOi Hflküınetkemlisnıi,hemtapuidaresi, hem bdedtye bem de bekdiye mechsi yerine koynyor. Eğer bir daigmhk ve unutkanhk söz konosa değftse bu bir hukukskandabdır.'' Prof.Dr. Yöcd Üorf, (ÎTÜ Mimariık Fakûttesi İmar Hukuku öğretim Oyesi): "Başvunı oMuğtı takdirde bo yasa kesmHkle iptal edflir. 3194 sayin yasaya göre, ktaı tarafindan yapüırsa yapüsn imar ptenlannın kamu yararma dması şarttır. Bu yctktoin yerd yönettmlerden abııması anayasaya aylandır.özeDeşrJrnK Yasasnm 41. maddesi ÖzaJ'm 1987Ue ekledlgi paragrafin aynm." Prof. Dr. MeteTapan. (ÎTÜ Mimarlık Fak. Öğretim Üyesi): "îmar Planı yaptna yetkisi 3030 ve 3194 sayıh yasa varken merkezi hükûmete bmüdaınaz. Merkezi bökfimedn müdahalesi anayasaya ayicmdır.Egerbuınacktebfitoçöbir jetdkk konduysa cok vahim. O zaman ozefleştinnenin bazı çıkar gnıptarma rant sağfaunak ve bûtçe açddarmı kapatmak amaayia yapridığ) ortaya çüayor." Oktay Ekind, (istanbul MimârlaT Odası Başkanı): "Daha önce ANAP hükfimeti zamanmda bazı çevrelere ayncahkh İmar hakkı verebömek için parsel ölçeğinde fanar dnrumunu değiştinne yetİdsini merkezi hükümete bağlayan yasa değşOdflderi, Anayasa Mahkemesi'nce hrtal edflmişti. Şimdi aynı süreci OzeBeştirme Yasası'nda görûvonız. Blz bu yanhşı önlemek için hukuki yoiara basvuracağız." sı'nda yer alan 19. ve 41. mad- deler, özelleştirmeye karşı çıkan- lann "Bu kuruhışİara taüp olan- lar, işletmeteri değil arsalannı is- tiyor" yolundaki kuşkulannda hâklı olduklannı ortaya koyuyor. 1987 yılında özal'ın başbakan- lığı döneminde çıkanlan ve ts- tanbul Büyükşehir Belediyesi ile Mimarlar Odası'nın Danıştay'da açtığı davada, 'anayasaya aykın- hk' itirazı yerinde görülerek ip- tal edilen 3394 sayılı KHK, özelleştirme Yasası'nın 19. ve 41. maddeleriyle yeniden yaşam buluyor. Özelleştirme Yasası'mn 41. maddesiyle, özelleştirilecek KlT'lerin arsalannda imar planı yapma yetkisi^ yerel yönetımler- den alınarak Özelleştirme Yûk- sek Kurulu'na venlıyor. Yasanın 19. maddesine göre, kamu kuruluşlanna ait arsa ve arazilerin ifrazını Maliye Bakan- lığı yapacak. Yani bir kuruluşun üzerinde bulunduğu arsalan sa- tın alacak kışi ıstediği gibi par- çalayıp kullanma ya da satma hakkına sahıp olacak. Yasada sa- tın alanın işletme ve fabrikalann satışını ya da taşınmasını engel- leyecek bir madde yok. Gürol Soylu, çabalannın ar- dında yatan amacını "Saöşa çı- kanlan kamu kuruluşiannı satm alacak Idşiler zaten arsalan için, hem de piyasa değerinin çok al- tmda teküf veriyor" diye açıkh- yor. Soylu, eklenen bu maddeler sayesinde özelleştirmeden 500 rrilyon lira gelir beklendiğini söylüyor. Soylu, Anayasa Mah- kemesi'nin daha önceki iptal ka- ran anımsatıldığında da "Kanu- nun 9. maddesi degU, sadece bu maddenin 'f' fıkrası iptal edfldi. O nedenle Bayındırlık Bakanlıgı resen plan yapma yerkislni haiz- dir" diyor. Ancak, İmar Yasa- sı'nın 9. maddesinde, Bayındır- lık Bakanlıgı, resen verilen imar planı yapma yetkisini, doğal afet, önemli ulaşım projesi gibi haller- debelediye. üniversite ve mimar- lar odasının görüşünü almak ko- şullanyla kullanabıliyor. özel- leştirme, bu koşullardan herhan- gi birine uymuyor. Gözler bdediyelerde Yerel yönetimler, şimdi ya kendi milletvekillerini ikna ede- rek ya da 90 milletvekilinin Ana- yasa Mahkemesi'ne başvurma- sını sağlayarak bu hükümleri ip- tal ettirebilir. Süresi içinde bu gerçekleştirilemezse, yerel yö- netimler bakanlıklarca yapılacak imar planlannın iptali istemiyle ıdare mahkemelerine dava aça- rak, önceki karan 'örnek karar' gösterip bu hükümlerin Anayasa Mahkemesi'nce iptalıni sağlaya- bilirler. Ozgür Ulke için müzîkli pfötestotstanbul Haber Servisi - Özgür Ülke gazetesıne yönelik bombalı saldınlar, dün de bazı mûzık gruplan ve sanatçılar tarafından şarkı ve marşlarla protesto edildi. Gazetenin Kadırga'dakı bombalanan binası önünde toplanan ve Türkçe, Kürtçe sarkılar söyleyerek sloganlar atan gruba polis müdahalesi olmadı. Gazetenin enkaz hahne gelen binası önünde yapılan şarkılı protesto göstensıne müzik gruplan Krnlırmak, Ozgüriük Türküsü, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) ıle Deste Günavdın ve ¥e\-n Kurtuluş katıldı MKM sanatçılanndan Gani Nar yaptığı konuşmada. özgür Ülke'ye düzenlenen saldınnın devletin basına, insan haklanna ve sanatçıya verdigi önemin göstergesi olduğunu belirterek, "Kürdistan'da insanlar, köyier, ormanlar vakıhyor. Bunu yakankr bilsin ki bu ateş sizi de yakar. Slri yakacak olan bu ateş binlerce yıl önce Kavva'lann yaktıgı ateştir* dedi. Protesto gösterisine katılan sanatçılar Türkçe ve Kürtçe sarkılar söyledikten sonra, "Şehft namirin, "Kürdistan faşizme mezar olacak", "Kahrobun kontrgerilla devleti" gibi sloganlar atan grup, olaysız bir şekilde dağıldı. (AHMET ŞIK) Buca Eğitim Fakültesi Ozelleştirme karşiü öğrencilere soruşturma ASUMAN ABACIOĞLL İZMtR - Dokuz Eylül Üni- versıtesi Buca Eğitim Fakülte- sı'nde kantınlerin özelleştiril- mesine karşı ekim ayında çeşit- li etkinliklere katılan 37 öğren- ci hakkında dekanlık tarafından soruşturma açıldı. Buca Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ga- lip Karagözoğlu. bu öğrencıle- rin özelleştırmeyle bırlıkte kan- tinde satılan çay ve diğer yiye- cek-içeceklerin fıyatlannın art- tınlmasına ve kantindeki okvı- ma odasının kaldınlmasına 'gö- riinüşte' karşı çıktıklannı, asıl amaçlannın ıse bu olmadığını belirterek, "Bu öğrencikr mili- tan bir grup" dedı. Buca Eğitim Fakültesi öğren- cilen, kantinlerde satılan yiye- cek ve içecek fıyatlannın ahm güçlerine göre ayarlanması, kantindeki özelleştirmeyle bir- likte kaldınlan okuma masası- nın yeniden konması, kantin du- varlanndaki reklam panolannın üniversite kimliğiyle bagdaşır resimlerle değiştirilmesi, kan- tınde çalınan müziğin daha ni- telikli olması istemlenni dile getırmek amacıyla geçen ekim ayında forum, dinletı ve basın açıklaması gibi etkinliklerde bulunmuşlardı Bu etkinliklere katılan Eği- tim Fakültesfnden 35, Izmir Meslek Yüksek Okulu'ndan da 2 öğrenci hakkında dekanlık ta- rafından soruşturma açıldı. Öğ- renciler, etkinliklere katılan tüm öğrenciler hakkında değıl, "da- ha önceden kimlere ceza verile- ceği belliymis. gibi" bazılanna soruşturma açıldığına dikkat çektiler. Buca Eğitim Fakültesi Deka- nı Prof. Dr. Galip Karagözoğlu, öğrencilerin istemlerin 'görö- nüsteki' gerekçeler olduğunu vurguladı. Kamu çalışanlan sendikalan grevli, toplusözleşmeli sendikal haklan için yurt genelinde eylem hazırlığında Memur, 20 arabkta iş bırakacakHaber Merkezi- Kamu çalı- şanlan, 20 aralık salı günü ülke genelinde ış btrakmaya hazırla- nırken, Tüm Sosyal- Sen üyele- ri Izmir'de hükümetin uygulama- lannı protesto etti. Kamu çalı- şanlan sendikalan, dün düzenle- dikleri protesto gösterisinde grevli, toplusözleşmeli sendikal haklann kazanılabilmesi ve ya- şam koşullannın düzeltilmesi için toplu iş bırakmaya gidecek- lerini açıklayarak, "Aıiık uyar- nuyoruz. 'Yeter' diyoruz. 'Grev hakkı, grev yapılarak kazanılır' felsefesrvie tüm yurt genelinde iş bırakıj'oruz" dediler. Türkıye Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfederasyonu da 17 aralık gü- nü Ankara Tandoğan Meyda- nı'nda miting yapacak. Kamu çalışanlannın Celal Bayar Bul- van'nda yürüyüşle devam ede- cek eylemi Sıhhıye'de sona ere- cek. Ankara'da gösteri Ankara Büromuzun haberine göre, kamu çalışanlan sendikala- n Ankara şubeleri dün Sakarya Meydanı'nda protesto gösterisi düzenleyerek hükümeti genel greve gitmekle tehdit ettiler. Gösteri sırasında kamu çalışan- lan adına ortak bir açıklama ya- pan Eğit-Sen temsilcisi Alper Oztürk, çahşanlann enflasyona ezdinldiğıne, demokratik hakla- nnın verilmediğine dikkat çeker- ken kamu çalışanlan, "Geüyor geHyor genel grev geliyor", "Hü- kümet istifa". "Deviet güdümlü sendikaya hayır". "lşçi-memur el ele, genel greve" sloganlan at- tılar. Enflasyonun yılın 11 ayında yüzde 130 oranlanna kadar yük- selmesıne karşın kamu çalışanla- nna yüzde 54 dûzeyinde maaş artışı verildiği anımsatan Öztürk, konuşmasma şöyle devam etti. "1995 bütçesmin de toplumun hangi kesimine hizmet ettiği bel- lidir. ÖzeUeştirmenin bütün hiz- met birbnlerine yaydacağı, daha fazla işsizlik >e sömürünün olu- şacağı, çahşanlann haklannın uluslararası tekellere peşkeş çeki- leceği, yatınmlann duracagı, za- ten yaşama zotiuğu ceken çah- şanlann vaşamlannın çekümez hale geleceği bütçeyle kamtlan- mışör." Oztürk, sanayıcıye tanınan si- yasi katılım hakkımn, kamu ça- lışanlanna da verilmesi gerekti- ğini belirterek şu talepieri dile getırdi: - Zorunlu tasamıf kesinrDeri- nin eksiksiz, devlet katkısı ve ne- malamia birtikte ödenmesini, bu gerçekleşmezse karşdıklaruun emekiilik kesintisi ve süre olarak yayılmasını istiyoruz. - Lojmanlann adaletlı bir da- ğıtıma ve sağlıklı bir işleyişe ka- vuşturulmasmı, satışlann durdu- nılmasını istiyoruz. - Ülkemizde demokrarikleşme açısından bir zonınluluk olarak gördüğumüz ana>asa değişikKği gibi konularda kamu çalışanlan- nın da söz sahibi olmasını istiyo- nız. Türk-lş, Hak-lş, DtSK, Kamu Çalışanlan Sendikalan Platfor- mu ve TMMOB'nin yanı sıra çok sayıda demokratik kitle ör- gütünün de katılımıyla oluşturu- lan Demokrasi Platformu'ndan dün yapılan açıklamada, 20 ara- lıkta yapılacak iş bırakma eyle- mine destek verileceğı bildirildi. Demokrasi Platformu, 19 ara- lık pazartesi günü yayımlanacak ortak deklarasyonu ülke çapında dağıtacak. Açıklamada, "Bu deklarasyon kamu çalışanlannın eylemlerine destek amacında olup 20 aralık günü bütün işyer- lerinde okunacakür"dendı. tzmir Büromuzun haberine göre, Tüm Sosyal-Sen üyeleri, hükümetin uygulamalannı pro- testo ettiler Izmir Şube Başkanı Osman özeker, tasamıf önlem- len adı altında öğlen yemekleri- nin paralı hale getirildiğini, ye- mekhanelerin ticari işletmeye dönüştûrüldüğü belirterek, "5 Sağlıkçahşanı can güvenliğiîstiyor lstanbul Haber Servisi- Sağlık çalışanlan, Olağanüstü Hal Bölgesi'nde görev yapan sağlık personelinin can güvenliğinin sağlanması amacıyla harekete geçti. Tüm Sağlık-Sen Genel Sekreteri Sevil EroL bugüne kadar bölgede 14 sağlık çalışanının faili meçhul cinayete kurban gittiğini belirterek, hükümeti gerekli önlemleri almamakla suçladı. Hükümetten bir beklentileri kalmadığını da dile getiren Erol, çareyi dışanda arayacaklannı söyledi. Erol, bölgedeki sağlık çalışanlannın can güvenliklerinin sağlanması amacıyla Birleşmiş Milletler, Dünya Hekimler Birliği ve uluslararası insan haklan kuruluşlanna başvuracaklannı vurguladı. Tüm Sağlık-Sen, tstanbul Tabip Odası ve İnsan Haklan Dernegi dün ortak bir basın açıklaması yaparak, bölgede görev yapan sağlık çalışanlan için özgür bir çalışma ortamı yaratılmasını ıstediler. Olağanüstü Hal Bölgesi'ndekı sağlık çalışanlanna baskı yapıldığı öne sürülerek, hekimlik ilke ve prensıplenne uygun hizmet verilmesinin engellendiği dile getirildi. Sevil Erol, bugüne kadar 56 sağlık çalışanının "örgüt üyesi kişfleri tedavi ettiklerinden" yargılandığını söyledi. Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Selver Sanca da sağlık hizmetlerinin Güneydoğu'da büyük ölçüde aksadığını söyledi. (YASEMIN KOYUTÜRK) Nisan paketinin estirdigi ekono- mik terör, tüm hızıyla sürüyor. Enflasyon yüzde yüzyirmileri geçti. Son sekiz a> da ücretlerimiz net oiarakyüzde 50 azaldı" dedı. Özeker'in SSK Bölge Müdür- lüğü önünde yaptığı basın açık- lamasında, 5 Nisan ekonomik tedbirleri bahane edilerek SSK çalışanlanna verilmekte olan sosyal haklann teker teker elle- rinden ahndığını belirtti. Osman Özeker şöyle dedi: "Çahşanlar arasında ücret dengesizligi var, bu dengesizlik giderilmebdir. Biz çalışanlara ek ödeme yapdıyor bahanesijle mesai ücretlerimiz dondurulmaktadır. Mesai ücret- lerimizin günün koşullanna uy- gun hale getirilmesini istiyonız. Grevli, toplusözleşmeli sendikal haklanımz \erilinceye dek mü- cadelemizi sürdürecegiz." Basın açıklaması na katılan memurlar sık sık slogan atıp ar- dından ıslık çalarak tepkilerini dile getirdiler. İstanbul Haber Senisimizin haberine göre, Ener-Sen'den ya- pılan yazılı açıklamada kamu ça- lışanlannın, 19 aralık pazartesi gününden itibaren TEK'in Av- rupa yakasmdaki tüm birimlerin- de tahsilat işlemleri de dahil ol- mak üzere, hizmet üretiminden gelen güçlerini kullanacaklan belirtildi. Çahşanlann haklannı alabilmek için en etkili silahlan olan üretimden gelen güçlerini kullanmak zorunda kaldıklan ve eylemin halka zarar venne ama- cı taşımadığı kaydedilen açıkla- mada abonelerden cezaya giren taksit, elektrik faturası gibi para- sal işlemleri eylemin başlangiç tarihi olan 19 Aralık 1994 tari- hinden önce sonuçlandırmalan istendi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Lalklik, Tarikat vs... (1) Başbakan Sayın Tansu Çiller'm 'Fethullahçılar' tarika- tı diye bilinen dinsel gruıbun liden Fethullah Gülen ve Ntr- culann önderlerınden Mehmet Kutlular ile TMKT konu- sunda (ve belki başka konularda) görüşmesi, yeni bir tar- tışma konusu ortaya çıkardı. Kimileri, bunun normal bir görüşme olduğunu ileri sü- rerken kimileri laikliğe aykın olduğunu dile getiriyor. Kimi- leri ise Tansu Çiller'in gerçek yüzünün meydana çıktığını ileri sürüyor. Acaba bu görüşmeleri nasıl değerlendirme- miz gerek? Sanıyorum, bu soruyu yanıtlarken bazı saptamalarda bulunmak ve yakın tarihimize bir göz atmak durumunda- yız. Zira 'din istisman', DYP'nin geleneğinde vardır. De- mokrat Parti ile başlayan çizgiyi izlersek bunu çok net bir biçimde gözleyebiliriz. Ve bunlan ancak iki yazı çerçeve- sinde yapabileceğiz. Demokrat Parti'nin kurucu kadrosu, (bence) tartışmasız bir biçimde Atatürkçü ve (kendilerince) laik idi. Ancak CHP'ye duyduklan tepki nedeniyle kendilerine oy veren 'dinci kitleyi' de hiçbir zaman karşılanna almamışlar ve bu oy potansiyelini düşünerek dine taviz vennekten de geri kalmamışlardı. Atatürk'ün yakın çevresi içinde bulunan bir Celal Ba- yar'ın.birRefikKoraltan'ın'Atatüricçü'olmadıklannısöy- lemek mümkün değildir. Aynı şey Adnan Menderes için de söz konusudur, Fuad Köprülü için de. DP'nin ilk 'icra- atı' ezanın Türkçeden Arapçaya çevnlmesi olmuştu, ama özellikle Celal Bayar'ın bundan çok rahatsız oldugu da bi- linir. Günümüzün gençleri pek bilmez. Baştaemekli Orgene- ral Ragıp Gümüşpala olmak üzere, Adalet Partisi'nin ku- rucularının (en azından büyük bir çoğunluğunun), gene kendi anlayışlan çerçevesinde laık ve Atatürkçü oldukla- nnda da hıç kuşku yoktur. Ragıp Gümüşpala'nın ölümünden sonra AP'nin başına geçen şimdiki Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman De- mirel de kendınce laik ve Atatürkçüdür. Zaten Adalet Par- tisi içindeki tırtucu kanada karşı yürüttüğü bir mücadele sonucu Adalet Partisi Genel Başkanlığı'na ve Türkiye Cum- huriyeti Başbakanlığı'na gelmişti. Kaldı ki Süleyman De- mirel'in 'laiklik anlayışı', Türkiye'de çokyaygın bir laiklık an- layışının yaşama geçmiş biçimidir. Dini 'vecibeferini' müm- kün olduğunca yerine getiren ve 'çağdaş yaşama' tam an- lamıyla uyarlanmış bir yaşam... Sayın Çiller'in de laik ve Atatürkçü olduğuna hıç kuşku duymuyorum. Dile getirdiği ya da (başını gözünü yara ya- ra) dile getirmeye çabaladığı düşüncelerine ve uyguladığı polrtikalara hiçbir biçimde katılmasak bile; Tansu Çıller en azından biçimsel olarak Atatürk'ün hedeflediği 'çağdaş Türk kadınını' temsil etmektedir. Ancak bu çizgı; yani DP-AP-DYP çizgisı, 'lider düzeyin- de' laik olmakla birtikte, 1946'dan 1970'lere kadar, yani yaklaşık otuz yıl, toplumumuzun en tutucu ve bağnaz grup- lannı da bünyesınde banndırmıştır. Belki de 'Kırat çizgisi' diye isimlendirebiteceğimiz bu çızginın sağında kalan bir çizgi, her zaman varolmuş ve zaman zaman kümelenme- ler de gerçekleşmiştir. örneğin Fevzi Çakmak gibi, Os- man Bölükbaşı gibi liderler kıtleleri belli bir ölçüde sürük- leyebilmışlerdır. Fakat 'Kırat çizgisi' toparlayıcı özelliğini hep korumuştur. Sağdakı 'yol aynmı', 1970 ortalarından itibaren daha doğrusu 1973 milletvekili genel seçimlerinde başladı. Nec- mettin Erbakan lıderliğınde örgütlenen Milli Selamet Par-' tisı'nin Türkiye'nin sıyaset sahnesıne çıkışı; Türkıye'dekl 'anti-laik' ve 'anti-Kemalist' gruplan, yeni bir politika ara- yışına itti. O zamana dek önce DP'nin, sonra AP'nin 'ko- ruyucu kanatlan' altında hızlı bir 'fcadro/aşma'gerçekleş- tirmişler; hem kamuda hem de özel sektörde önemli kimi köşe başlannı tutmuşlardı. Bu gruplar için temel soru şu idi: MSP içinde örgütlene- rek 'Islam ağırtıklı' birsiyaset ızlemek mi daha 'hayırtı' ola- caktı yoksa AP'nin 'Masonlanna' tahammül ederek 'ikti- dara yakın' olmak mı? Kimi gruplar ilk yolu, kimi gruplar ikinci yolu seçtiler. Ta- bii burada 'grup' olarak isimlendirdiğim şey genelde 'ta- rikatlar' olarak düşünülmelidir. Ve ikinci yolu seçenler git- gide daha çok ödün istediler ve hemen istediklerı her şe- yi koparttılar. Fakat bu ödünler daha çok, kendi dışlann- da kalan dinci gruplara yaradı ve bu gruplann güçlenme- sine yardım etmış oldular. Bu konuya cumartesi günü devam edeceğim. Fakat şimdiden attını çizmek iştediğim bir husus var. Tansu Çil- ler'in kimi tarikat liderieriyle görüşmesi, temsil ettiği çizgi- nin bütünlüğü içinde, tutariı bir davranıştır. Asıl tutarsızlık, Tansu Çiller'i 'olduğundan başka' görmek isteyen çevre ve insanlardadır. Bir yandan 'bayrak-ezan muhabbeti' ve bir yandan da 'laiklik mitingleri' arasındaki ikiyüzlülüğü görmek isteme- yenler, şimdi çok şaşırmış durumdalar... 3 gunde 24 kişi işten atıldt MSB'de işçi kıyımı sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mıllı Savunma Bakanlığı'na bağlı ışyerlerindeki işçi çıkanlmalan tınnanıyor. Ekim ayından ben 72 işçinin işıne son veren Millı Savunma Bakanlığf na bağlı Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda son 3 günde 24 işçinin iş akdi feshedildi. Kayseri Hava tkmal Bakım Merkezi'nde iki günde 16 işçinin işten çıkanlmasının ardından, dün de Ankara'da 8 işçinin iş akdine son verildi. İşçi çıkışlannı protesto etmek için önceki gün işyerini 4 saat terk etmeyen Harb-tş Sendikası'na üye 2 bin 100 işçi, dün fabrikayı işgal etti. Harb-tş Sendikası Genel Başkanı lzzet Çetin, işçi çıkanlmalannın sürmesi durumunda "bütün isyerlerinde üretimi durduracaklannı" açıkladı. tzzet Çetin, konuşmasında, işçilerin "sudan sebepterle" çıkanldığını belirterek, çıkarmalara ılışkın karar konusunda asken ve siyasi otoritenin topu birbirlerine attığını söyledi. "Bizi rahatsız edenkrt biz de rahatsız edeceğfe'" diyen Çetin, "Her 10 yılda bir demokrashi konuna adına darbe yapanlar, Jşci. hukuk savaşımına gtrdi diye onu kapı önüne koynuyı tercih edhorlar. Bunun takdirinL vatandaşa bffakıyorum" dedı. Çetin, Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan'ın Maliye Bakanlıgı'na kadro tahsisi için başvurduğunu anımsatarak, bakanlık ve bağlı isyerlerinde ıstıhdam fazlası değil, isdihdam açığı olduğunu söyledi. Bu sırada sendika genel merkezi önünde toplanan işçiler. "Yaşasın işçilerin birliği", "Ekmeğimize ve aşunıza el atarsanız, dûnyayi size dar ederiz", "Ekmek yoksa banş da yok", "Hüküm'et istifa, Tansu Amerika'>a", "Kahrolsun sermayenin iktidan". "İşçi kryımına son" diye slogan artılar. hükümeti yuhaladılar. Harb-lş Sendikası.lstanbul Şubesi önünde de bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Harb-lş'e bağlı isyerlerinde çahşan birçok işçi katıldı. Harb-lş lstanbul Şube Başkanı Orhan Coştur yaptığı açıklamada, sendıkaya bağh birçok işyerinde işçilerin önemsiz nedenler yüzünden işten çıkanldığına dikkat çekerek, çıkanlan işçi sayısının 200'ü bulduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle