13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 1994 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Türkiye Sosyal Demokratları Sosyal demokratlar, tekrar CHP çatısı altında toplanıp, köşedönmecilerin uyduruk "küreselleşme" ve "piyasa ekonomisi" politikalanna karşı çıkmak zorundadır. Türk ulusu, holdinglerden değil; devletinden, eğitim, sağlık, yol, su, elektrik, iş ve adalet istemektedir. Hırsızhklann nedeni, bankalann devlet mülkiyetinde oluşu değildir, siyasal iktidann hırsızlığa destek vermesidir. M. ŞÜKRÜ KOÇ Eski CHP Milletvekili S ovyetler Birligi'nin dağılı- şı ve ABD'nin dünyanın en güçlü militaristdevleti ola- rak ortaya çıkışı, Türkiye solunda siyasal ve ideolojk bir şaşkınlık yarattı. Dün- yajandarmalığına ABD'nin oturması, Türkıye'nın en hızlı solculannda. yeni "değeryükselmeteri" yarattı. l980ön- cesinde, "Tek yol devrim" diyen ve CHP solculuğuyla dalga geçen pek çok Marksistımiz, şimdilerde en koyu_"pi- yasaekonomisi" savunucusu oldu. Özel TV'lerde ve gazetelerde, kimisi "neo- Osmanucıhk". kimisi "ikincicumhuri- >T etçiük*'kimısi de ihaJetakipçiligi yap- maktadır. Gerçekte, Sovyetler Birligi'nin da- ğılmasından önce yapılan 12 Eylül dar- besiyle Evren cuntası, ardından Özal sultası ile Türkiye'de, önce laiklik, dev- rimcilik, halkçılık, devletçilik gibi Cumhuriyet Türkiyesi'ni oluşturan te- mel ilkeler tahrip edildi. Devlet eliyle yüzlerce ımam-hatip okulu, Kuran kur- su açıidı. tlkokul sayısından fazla camı inşaedildi. Dindersi zorunluoldu. Son- ra da, "ulusal bağımsızük'" gibı Atatürk ve lnönü dönemlerinin, hatta bir ölçü- de DP'ntn ana siyaset çızgisi yerine. "küreseUik" uydurmacılığı konuldu. Antıemperyalistlik yerine "şirket ev- lendirmeleri"yle Türkiye'nin tarımi, sanayisı, ticaretı yabancı tekellerin em- rine arzedildı. Sosyal adaletçi devlet politikası terk edilerek. "köşedönmeci- liğj" başan sayan, kamu bankalannın içini boşaltan, hayali ihracat ile devle- tin kıt dövizlerini iç eden yeni yetme ve "hanedan yâranr kimseler. başanlı ış adamı sayılarak ödüller ve madalyala- ra garkedildi. Sonra gelen DYP'nin Tansu Çiller'i ise iktidannın tek hedefi olarak, yalnız 70 yıllik cumhuriyet döneminin değil, 1300 yılından bu yana Anadolu'da Türk halkının binkimi olan tüm ekonomik değerlerin, sınai tesislerinın haraç-me- zat satışa çıkanlmasını ılan etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı, milletin gözünün içine baka baka, özel TV ve radyolarda her gün. "KİT'ler günde 250 miNar lira zarar etmekte- dir" gibisinden palavralar yay ımlamak- tadır. lşte böyle bir süreç içinde, Türki- ye'nin sosyal demokratlan bir türlü. şaşkınlıklanndan kurtulup kendi ilkele- ri doğrultusunda bir politika üretmeye ve bunu halkımıza sunmaya kalkışama- maktadır. Kanımızca, sosyal demokrat- lanmız. önce kendılerine güveni yitir- mişler, ideolojilennı unutmuşlar, yeni çağın kafasıy la düşünüp sosyal demok- rasiyı çagdaş bir politika haline getir- mede acze düşmüşlerdir. Evren cunta- sı zamanında tam 500 bin CHP'li ve solcu, gözaltınaalınmak, işkenceye uğ- ratılmak. fişlenmek. ışindenatılmak gi- bi aşağılamalara, haksızlıklara maruz kalmıştır. Yalnız bu çırkin ve ahlâksız eylem ve ışlemler bile. sosyal demok- ratlann yeni atılımlannda. halkı arka- lannaalmak ıçinyeterli bırmotivasyon olabılirdi. Sosyal demokratlar ikinci darbeyi, CHP Genel Başkanı Ecevit'in duygusal ve bireyci tutumundan yedi. Partisini terk eden. halkına küsen, CHP'nin te- mel ilkelerine "reddi-nıiras'' eden. se- çimlere katılmayı öneren CHP'nin es- ki başkanı, halktan yanıtını aldı. Sosyal demokratlar hem partilerini kurdular hemdeseçimegirdiler. IlkkezCHP'li- ler "partilerinin kapablmasr olayı ile karşılaşmışlardı. Birde lider saydıkla- n kimse, kendilennı bırakınca, şaşkın- lıklan epeyce uzun sürdü. Sonuçta bu- günkü tablo ortaya çıktı. Eski genel baş- kan, CHP'nin dışında. tamamen farklı, CHP'nin \e Atatürk'ün temel ilkeleri olan devletçilik, halkçılık, devrimcilik ve laikliğe karşı söylemlere dayalı bir başka siyasal parti kurdu. DSP'nin ha- yatı. kuşkusuz genel başkanının haya- tına endekslidir. Cünkü örgütü yoktur. Sahip olduğu milliyetçilik yorumunda MHP'ye oldukça yakındır. Cumhuri- yetçılik ıse artık Erbakan'ın bile sahip- îiğindedır. Sosyal demokratlann en son bölün- müş grubu. CHP'yi tekrar kurdu. Içle- nnde, eski CHP'nin siyasal birikimine, kültürüne, dev let deneyimine sahip pek çok kimse vardır. Ancak bu CHP, eski- sinin mirasını temsil edecek durumda değildir. siyasal tabanı yoktur. Sosyal demokratlann büyük yığına- ğını oluşturan SHP'ye gelınce... 1983'len yaşayanlar anımsayacaklar- dır ki SHP, öncelıkle ve titizlikle, Ata- türk-inönüdamgasınıtaşıyanCHP'den kaçınlarak kurulmuştur. Bizzat İsmeJ İnönü'nün oğiu, "Biz yeni, başka bir partiviz. biz CHP degüiz" dıyerek ışe başlamıştır. Eski CHP'liler örgütten, merkez yönetiminden, parlamentodan özellikle ve özenle dışlanmıştır. Hele hele 1991'den itibaren kurulan SHP'li koalisyon hükümetinin sürdürdüğü po- lıtikalarda, tarihsel CHP'den en küçük bir iz, birdamga bulmak olası değildir. CHP'lilikte, müteahhitlerden uçlanma. işadamıylaçıkarkınşması, yörel yöne- timlerde rüşvet ve suiistimal gibi sap- kınlıklar yoktur. 1978 hükümetinin ba- zı bakanlarının hırsızlıkla suçlanıp mahkûm olmalan olayı CHP'yi değil, genel başkanı ilgılendıren biriştir. Ece- vit'in portföyünde kalmıştır. Görünüş odur ki sosyal demokratlar, tekrar CHP çatısı altında toplanıp kö- şedönmecilerin uyduruk *küreselle$- me" ve "piyasa ekonomisi" politikala- nna karşı çıkmak zorundadır. Türk ulu- su, holdinglerden değil; devletinden, eğitim, sağlık, yol, su, elektrik. iş ve adalet istemektedir. Hırsızhklann ne- denı, bankalann devlet mülkiyetinde oluşu değildir, siyasal iktidann hırsız- lığa destek vermesidir. Unutulmamalı- dırki Sovyetlerinyıkılmasından sonra, Doğu Avrupa'da yapılan seçımlen sos- yalistler, sosyal demokratlar kazan- maktadır. Avrupa'nın her yanında sos- yal demokratlar ya iktidarda ya da ana- muhalefet durumundadır. O halde. ni- çın Türkiye'de iktidann seçeneği, sos- yai demokratlar olmasın. Cağdaş, ulusal, sosyal adaletçi bir toplum için daha ne bekleniyor ki!.. TARTIŞMA Türküm, ancak mutlu değilim 2 2.11.1994günü akşam, televizyonun HBB kanalında Aziz Nesin'inbulunduğu söyleşi programında Istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir'in söyleşiyetelefonla katılarak defalarca "Ne mutlu Türküm diyene" özdeyişini yinelemesi karşısında düşündüm ki bugün bu özdeyişe rağmen mutlu değilim. "Ne mutlu Türküm diyene" özdeyişi, alfabe ile birlikte beyinlerimize işlenmeye başlar. Bilindiği üzere bu özdeyiş Kurtuluş Savaşı sırasında emperyalist güçlere karşı verilen amansız mücadele sürecinde Gazi Mustafa Kemal tarafından toplumu motive etmek için belki de günün koşullannda söylenen bir sözdü. Gerçekten "Misak-ı MiUi sınırları" içinde yaşayan ulusal güçlerimizTürkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi ile birlikte ö\ güye değer özveri ve direniş göstererek bugünkü sınırlanmızı çizmiştir. Ancak bu da salt "Türk ırkına" ve şo\ en "Türk milliyetçiliği"ne bağlanmıştır. O günkü direnişin ivmesi ulus bilincinden vatan şevgısinden kaynaklanmıştır. özdeyiş de bu yüce özelliklere öv günün ifadesidir. Ne var ki Türkiye Cumhuriyetı kurulduk tan bir süre sonra iktidara hakim olan zihniyetler. özdeyişi salt Türk ırkına, Türk milliyetçiliğine bağlayan politikayı. toplumsal politika haline getirmiş, beyinlerin şablonlaşması için biraraç olarak kuilanırolmuştur. Örneğin gerek geçmişte gerekse şimdi Misak-ı Millı sınırlan içerisindeTürklerin, Kürtlerin, Lazlann, Çerkezlerin. Yahudilerin, Ermenilerin... oluşturduğu mozaiğin varlığı kabul edilmekte ise tüm bu halklara özellikle milliyetçilik rüzgânnın estiği günümüzde "Ne mutlu Türküm diyene" özdeyişini dayatmak. mozaiğin dağılmasına yol açabileceğinden asıl bölücülük bu dayatma hareketi değil midir? Düşünüyorum da Türk ana babadan doğan biri olarak her gün bana "Ne mutlu Çerkezün", "ne mutlu Kürdüın", "ne muthı Ermeniyim" sözcüğünün dayatılmasmın, şansımda yaratacağı dayanılmazdurum sonucu ne tür tepkiler vereceğimi kestiremiyorum bile. Buduruminsan olduğunun bilincinc varan her birey içinöyledir. Diğer yandan bu özdeyişin olur olmaz yer ve zamanda köt ü gidışm kamufleedılmesinde kullanılmasıdaayn birsorun. aynbirtehlikedir. Bir an için Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içerisinde tüminsanlanzorla "Türkleştirdiğimizi"düşünmek dahi topluma "çağdaşinsan", "çağdaş toplum", "çağdaş devlet" değerlerini kazandıramadığımız ölçüde. y ani önce insan olamamışsak sadece milliyetçilik duygusu o loplumubirleştırmeyeveiflah etmeyeyetmeyecektir. Bu birey olarak mutlu olmamıza da yetmeyccektir. yetmemelidir de. Aziz Nesin olayında da olduğu gibi onun düşüncesi kabul görür veya görmez, Aziz Nesin ve onun gibi düşünenlere ŞÖsterilen tepkılerin, düşünce ve ınançözgürlüğünü, demokrasiyi hâlâ özümsey emediğimizi göstermesi yönünden üzüldüm. Türk olmama rağmen mutlanamadım. İ. Hakkı Karaca PENCERE Merkez Sağ Tûrkiye'yi Nereye Götüruyor?.. Ingiltere, Fransa, italya, Almanya vb Avrupa ülkelerin- de iç politikayı izlemek isteyen kişi, havanda su dövme- mek için, iki sözcüğün tarihsel anlamını kavramak zo- rundadır. Bu iki sözcük nedir: SağvesolL Siyasal partiler yelpazesi, Batı'da bu iki sözcük üzeri- neyayılır. Türkiye'de ise iç politikayı kavramak için bir sözcüğü daha bellemek zorundayız: Şeriat!.. • Batı'da, hiçbirzaman, İslamdaki gibi bir 'şeriat' o\ma- dı, bu gerçek Müslümanlıkla Hıristiyanlık arasındaki farktan kaynaklanıyor. Doğu'da şeriatın geçerli olmadığı yer, şeriat sözlü- ğünde 'darülharp'ür. Türkçesi, savaş yeri!.. Şeriat öyle bir marifet ki özüne akılla erişilemez; fıkıh kitaplarını okumakla da bir yere varılamaz; yol gösterici 'fetva'ya gerek vardır. Şeriat kişinin nasıl yemek yiyeceğinden başlayıp cinsel ilişkilerine, yaşam biçimine, rejimine ve devletine değin her şeyde yaşamının gözeneklerine gi- rer. Osmanlı Devleti yıkılmasaydı da süregelseydi, şeri- atçı uygarlığa karşı savaşımını yine yürütecekti. • Hıristiyanlıkta bu kapsamda bir şeriat yoktu; buna kar- şın Avrupa, laikliğe ve demokrasıye kavuşmak için, yüz- lerce yıl süren kanlı savaşlardan geçmek zorunda kaldı. Doğu'da bugün yaşanan 'laiklik-şeriatçılık' kavgası daha yıllar boyu sürecek... • 1994te yapılan kamuoyu yoklamalarma göre sağ ve sol partiler geriliyorlar. Refah'ın oy oranı yükselme yöneliminde... Niçin?.. Çünkü Türkiye'de ekonomik uygulamalar olumsuz so- nuçlar veriyor,toplumkirleniyor; halk kıtleleri umutsuz- luk içinde oteki dünya dan medet umuyor. Neoliberaliz- mi benimseyen merkez sağ iktidarlar, başarısız kaldık- ça, kitlelerin eğılimlerı tepkiye dönüşüp Refah'ta biriki- yor. Sağı ve solu bir yana bırakarak Türkiye'de 'aydmlan- macr^şeriatçı' çelişkisıne bırincil önem tanıyan bir kim- se, ekonomide merkez sağın durumunu değişik bir açıdan terazide tartabilir; sağın yükselişini, şeriatçının önünde birengel oluşturacağından yeğleyebilir. Ama olmuyor.. Ustelik Türkiye'de merkez sağ, önemli bir eksiğiyle Batı'dan kopuyor. Nedir oeksiklik? Bizim merkez sağ partılerimiz, demokrat değiller... Merkez sağ, hem demokrat değil.. I Arkası 6. Sayfada Bü bânkâ kartı allŞVeVİŞ yapar Akkart Extra, Altın Nokta, Maestro ya da Electron amblemini gördüğünüz her yerde para yerine geçer ! Akkart Extra ile, Türkiye'nin neresinde olursanız olun, ahşveriş yap>abilirsiniz. Artık, süpermarketlerde, mağazalarda, benzin istasyonlannda, restoraniarda, eczanelerde, otellerde, para yerine Akkart Extra'nızı çıkaracaksınız. Sonra, size uzatılacak cihaza şifrenizi tuşlayacaksınız... Bir de imza... O kadar! Ödeme, Akbank'taki hesabınızdan o anda otomadk olarak yapılacaktır. i Siz de alışverişe çıkarken para taşımayın... Akkart Extra taşıyın!.. Dünyanın tanıdığı Akkart Extra'yla dünyanın kolaylığını yaşayın... Maestro Hâlâ Akkart Extra'nızyoksa, siz de mutlaka bir Akbank şubesine uğraytn, hemen Akkart Extra'ya sahip olun. Üstelik, ücret ödemeden. Biliyorsunuz, yaşamı kolaylaştırmanın yolu Akbank'tan geçer. Tüm Bireysel B a n k a c ı l ı k h i z m e t l e r ı ile ilgili bilgileri g ü n ü n 24 saati I s t a n b u l ( 0 2 1 2 ) 2 8 0 8 4 0 7 . A n k a r a ( 0 3 1 2 ) 4 1 9 10 3 0 \ c l/mır ( 0 2 3 2 ) 4 8 3 5 7 7 7 n u m a r a l ı t e l e f o n l a r d a n ö g r e n e b i l i r s i n i z . ÂKBANK G ü v e n i n i z i n E s e r i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle