25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER InterStar'a rekor dava •ANKARA(AA)-SHP; partiye, adliyeye, bakanhklara ve seçim yasaklanna karşı hakaret içeren yayınlarda bulunduğu gerekçesiyle İnter Star özel televizyon kuruluşu hakkında suç duyurusunda bulundu ve toplam 60 milyarlık iki ayn rekor tazminat davası actı. Parti Genel Sekreter Yardıması ve MYK üyesi Nilgün Süer, gazetecilere yaptığı açıklamada. bugünkü başvurularla birlikte şimdiye kadar İnter Star aleyhine 5 suç duyurusu yaptıİdannı ve iki ayn tazminat davası açtıklannı belirtti. EfeÖzahn askerliği ertelendi • ANKAKA (ANKA)- MiJli Savunma Bakanlığı 8. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın oğlu Efe Özal'ın "Kısa dönem dövizli askerlik işlemi"nin 1996 yıhna kadar ertelendiğini bildirdi. Milli Savunma BakanlığYndan yapılan yazıh açıklamada, 1111 sayılı askerlik yasasında yapılan değişikliğe göre yurtdışında çalışan bir yükümlü hakkında kişinin bulunduğu ülkedeki Türk Başkonsolosluğu'nun, mükellefın kısa dönem dövizli askerlikten yararlanabileceğine ilişkin yaasının bulunması gerektiği belirtildi. Gömpük toplantısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bazı bakaniıklann yanı sıra Genelkurmay Başkanhğı ve Jandarma Genel Komutanlığı yetkililerinin de katılımıyla gerçekleştirilen "Gümrük Koordinasyon Toplanüsfnda gümrüklerin durumuelealındı. Devlet Bakanı Ali Şevki Erek'in başkanlığındaki toplantıda, uyuşturucu ve fuhuş ticaretinin önlenmesinin gereğine değinilerek gümrüklerde yeni düzenlemelere gidilmesi kararlaştınldı. Erek, tüm .valiliklere, kendi bölgelerinin kanı sıra çevre illerle de gürarük. kanusunda işbirliğı yapmalan için genelge göndenldiğinı belirtti. Video bantlara soruşturma yok • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Içişleri Bakanlığı, Ergun Göknel'in ifadesinin yer aldığı video bant skandahna kanşan memurlar hakkında bakanlıkça soruşturma açılmasına gerek görmedi. Içişleri Bakanlığı'nca hazırlanan raporda. bantlarla ilgili soruşturma Istanbul Cumhuriyet Savcıhğı'nca resmen yürütüldüğü için aynca soruşturma yapılmasına gerek olmadığı bildirildi. Akalın'ın durumu agır • Haber Merkezi - En yaşlı Mülkiyeli veeski Milletvekili MuzafTerAkalın(l900) International Hospital'de tedavi altma ahndı. Doktorlar Akalın'ın yutkunma ve nefes alma zorluğu çektiğini belirttiler. Belediyeciler Derneği ile Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü'nün kuruculan arasında olan Akalın 1946 seçimlerinde Malatya'dan CHPmilletvekiü, 1950 yüında da belediye başkanı seçilmişti. DPiktidannın isteğine karşın makam odasındaki Ismet İnönü fotoğrafını indirmemesi üzerine görevden abnmış, durumu gûnlerce tartışılmıştı. Gazetemizin eski yazarlanndan olan Akalın, belediyecilik üzerine yazdığı kitapiar kadar yazar ve şair kişiliği ile de tanınıyor. Trafik canavarı 13 can aldı • ADANA (Cumhuriyet Güney tlkriBürosu)- Adana'da kent girişinde iki araan çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 13 kişi öldü, 6 kişi de yaralandı. Kaza. dün sabah saat 10.00'daE-5karayolunun Adana'ya doğru girişinde oldu. Efes Pilsen Fabrikası yakınındaki kazada 01 FZ 904 plakalı çimento fabrikasının servis aracı, Adana'ya doğru seyrederken hızla tretuvara çarptı ve orta refüjü de aşarak yolun karşı tarafına geçti. Hasan Balkır'ın kullandığı servis aracı, karşı yönden gelip Ceyhan'a doğru giden Abidin Kabayer'in yönetimindeki 01 F 9135 plakalı minibüse çarptı. Alevi Birlikleri Federasyonu: 'RP ile işbirliği katliamlara ortak olmak demektir' AlevilerdenRefah'atepkiANKARA/tZMİR (Cumhu- riyet) - Merkezi Almanya'da buJunan Alevi Birlikleri Fede- rasyonu (ABF), Refah Partisi'- nin seçimlerde destek istemine olumlu yanıt veren Alevi örgüt- lerine tepki göstererek, "RP ile işbirliği yapmak katliamlara or- tak olmâktır. Alevilerin yeri laik ve demokrasi güçlerinin yanıdır" açıklamasını yaptı. Izmir'de Alevi ve Bektaşı derneğini ziya- ret eden RP Anakent Belediyesi başkan adayı Süleyman Akde- mir tepki gördü. Dernek Baş- kanı Veysel Karababa, "RP'nin laiklik ve demokrasiden söz et- mesini kuşkulu buluyorum" de- di. ederasyondan dün yapılan açıklamada, Refah Partisi'nin laiklik ve demokrasiden söz etmesinin kuşkuyla karşılandığı vurgulanarak Alevilerin 27 Mart yerel seçimlerinde de tercihinin ileridler, demokratlar ve laik güçler olacağı belirtildi. Alevi Bırlikleri Federasyonu tarafından dün yapılan açıkla- mada. "Aşağılanan, horlanan. katliamlara uğrayan bir toplu- mun, 'Sünnileştirilerek kardeş olmasına evet' diyenlerin, bi- zimle yakından u/aktan ilgisi olamaz. Bizim bunlarla yolları- mız dün de aynı değildi, bugün de aynı değil" denildi. Alevilerin. daima "Alevi-Sünni kardeşli- ğinden" yana olduğu ve bütün inançlann eşit koşullarda bira- rada yaşamasını savunduğu bildirilen açıklamada, "Gerici- lerle, laiklik ve demokrasi düş- manlarıyla işbirliği yapmak iste- yenlere 'Durun' demiyoruz. Alevilerin 27 mart seçimlerinde de tercihi; ilerici, demokrat, laik güçler olacaktır" görüşüne yer verildı. İzmir'de partilerinin "şeriat- çı" suçlamalardan annması için hafta başında kiliseyi ziyaret eden RP'nin Anakent Belediye- si başkan adayı Süleyman Ak- demir. önceki gün Alevi ve Şii Cemaati Kültürü Tanıtma Derneği'ni ziyaret etti. Akde- Denural,ikiycagıctmıüıbiv'tikk sııçhuh Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral, 'savcılığı sanığa göre suç yaratmakla' suçlayan iki DGM yargıcını Adalet Bakanlığı'na şikayet etti ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcısı Nusret Demiral. "savcılığı sanığa göre suç yaratmakla" suçlayan yargıç Yılmaz ÇamlıbeTin. Anka- ra'dan sürülmesıne ilişkin olarak Cumhuriyet'de yayımlanan ha- berler nedeniyl'e. iki DGM yargıaru Adalet Bakanlığı'na şi- kayet etti. Adalet Bakanlığı. De- miral'ın başvurusu üzerine söz konusu yargıçlar hakkında so- Ankara DGM'ye geldiğini ve o gün DGM üyeleri Urunga ve Çamlıbel ile görüştüğünü belir- ten Demiral. bu yargıçlan haberi sızdırmakla suçladı. Demiral, Adalet Bakanlığı'- na gönderdiği şikayet başvuru- sunda, Urunga ve Çamhbel'in bu görüşmede söz konusu ha- beri sızdırdıklannı. aynca Ce- malettin Kaplan'la ilgili gizlilik derecelı soruştuımanın açığa çı- kanldığını ileri sürerek. bu yar-Başsavcı-Demiral gıçlar hakkında soruşturma açılmasını iste- dı. Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Baş- kanlığı da. Demiral'ın bu şikayeti üzerine ismi geçen iki DGM üyesi hakkında soruş- turma başlattı. Adalet Başmüfettişi Mehmet Cumhuriyet'te, 3 Ocak 1994 tarihinde "De- Öztürk tarafından yürütülen soruşturma ne- miral'ı ekştirmek suç" başlığıyla yayımlanan deniyle. dün muhabirimız Polat'ın, tanık haberden 4 gün önce muhabirimiz Polat'ın. olarak ifadesi ahndı. Polat, ifadesinde yargı ruşturma başlattı. DGM asil üyesi Hakim Albay Ertan Urunga ve Yılmaz Çamlıbel'i. söz konusu haberi muhabirimiz Göksel Po- lat'a sızdırmakla suçlayan Demiral, adı geçen yargıçlar hakkında gereken işlemin yapı- lmasını istedi. muhabiri olması nedeniyle duruşmalan izle- mek ya da yargılama ile ilgili bilgi almak amacıyla değışık tarihlerde Ankara DGM'ye gittiğini. yılbaşından önce de aynı amaçla DGM'de bulunduğunu söyledi. Hakim Al- bay Urunga ile de dost olduğunu ve kendisini ziyarete gittiğini anlatan Polat. yılbaşından önceki ziyareti sırasında. Urunga'nın Asken Yüksek fdare Mahkemesi'nde açtığı dava ile ilgili görüştüklerinı kaydetti. Bu görüşmede >argıç Yılmaz Çamhbel'in sürgüne gönderil- mesi konusunun gündeme gelmedığinı ve ha- ber kaynağının DGM yargıçlan olmadığını vurgulayan Polat. haber yayımlandıktan sonra görüşmek istediği yargıç Çamlıbel'in. bu istemini reddettiğinı anlattı. Ankara DGM Başsavcısı Demiral'ın, bir karan nedeniyle, "savcılığı sanığa göre suç ya- ratmak"la eleştiren DGM yargıcı Yılmaz Çamlıbel'i Adalet Bakanlığı'na şikayet etme- sı üzerine, Çamlıbel DGM'deki görevinden alınarak Afyon'a sürülmüştü. mir, burada yaptığı konuşma- da, il müftülüğünde Alevileri temsil eden bir masa olmaması yüzünden bu ziyareti gerçekleş- tirdiğini belirterek şunlan söy- ledi: "Tüm dinler ve inanışlar Diya- net içinde teşkilatlanmalıdır. Buntarm hepsi inanç organizas- yonlarıdır. Her vatandaş kendi ibadet biçimini yaşamalıdır. Bi- zim isteğimiz her inancın serbest olması, örgütlenebihnek ve bir inancın diğeri üzerinde baskı kurmamasıdır. Belediye seçim- lerini kazanırsak ibadetlerinizi yerine getireceğiniz cem evleri açacağız," Sıvas'ı unutmadık Dernek sekreteri Murat Bo- lat, "Laik devletin din kurumu ounaz. Biz laiküği 1400 yüdan beri yaşamış ve uygulamış bir toplumuz. Bir araya gelmemiz mümkün değil" dedı. Alevi dedesı Aü" Haydar Bek- taş, Akdemir'i sert bir dille ya- nıtladı. Alevilerin 1400 yıldır inanç biçimi, yaşayış ve kültürü ile bir mücadele içinde olduğu- nu belirten Bektaş şöyle konuş- tu: "Bu sdylediğiniz düşünceier, hep seçime çeyrek kala çıkıyor. Ya olduğunuz gibi göriinün, ya göründüğünüz gibi olun. Aleviİik bir mezhep kavgası veriyor, ken- dine göre bir ibadet şekli var. Biz Kuran'ı sizlerden farklı yorum- luyoruz. RP'nin şu ana kadar getirdiği çizgiden ben memnun değilim. Atatürk'e küfretmiş, Anıtkabir'e çıkmamış bir rihni- yetin yanında olamayız. Çünkü biz tarihten gelen ezilmişliği bu cumhuriyetle bıraktık. özgürlü- ğü onda bulduk. Sıvas olayları gibi olayların altından sizler çı- karsanız bir arada olamayız." Memurlardan mektupluuy an ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Kamu çalışan- lan, grevli ve toplusözleşmeli sendika hakkının ve- rilmesi için parlamenterleri, imza toplayarak ve mektup göndererek uyaracak. Kamu çalışanlan dün Ankara'daki gösterileri sı- rasında kendıleriıü coplayan polisler hakkında, An- kara Cumhuriyet SavcılığYna suç duyurusunda bu- lundu. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yöneti- cilerinin de katıldığı suç duyurusunda, Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet özten'e 10 bin imzalı dilekçe verildi. Kamu çahşanlannın örgütlü olduğu 26 sendika. hükümete yerel seçimler öncesi. 1 marta kadar süre tanıdı. Hükümetin, grevli ve toplusözleşmeli yasal düzenlemeyi gerçekleştirme yönünde somut adım atmasını sağlamak amacıyla. ülke genelinde, seçim bölgelerinde imza kampanyası başlatan Kamu Ça- lışanlan Sendikalan Platformu (KÇSP) 14 şubatta toplanan imzalan milletvekillerine sunacak. Siyasi partilere. 1 marta kadar süre tanıyan sendikalar, 27 mart yerel seçimlerinde "oy gücunü" kullanma ka- ran aîdılar. MiUetvekilleri izlenecek Türkiye genelinde her seçim bölgesinde, bölge milletvekillerine yönelik bir imza kampanyası dü- zenlenecek. Milletvekillerine, "Savın ilimiz miUerve- kili. Bizler, seçim bölgenizde \aşa>an seçmenleriz. Kamu ealtşanlarının grevli \e toplusözleşmeli sendi- kal hak mücadelesini destekli>oruz. Sizdcn. seçim döneminde vaatlerinizden biri olan kamu çahşan- lannın groli ve toplusözleşmeli sendikal hak taleple- rine ilişkin somut adım atmanızı v e > asa tasartsı mec- liste gündeme geldiğinde, gre>li toplusözieşmeli bir vasal dü/enleme lehinde oy kullanmanızı istiyoruz. Bu konudaki tutumunuzun izleyicisi olacağız ve gele- cek seçimlerde tavrunızı buna göre belirleveceğiz" mesajını iletecekler. Bu kampanyayı 13 şubata kadar 76 ilde sürdüre- cek olan kamu çalışanlan imzalan Ankara'da mil- letvekillerine iletecekler. 15-16 şubatta sendikalann merkez yöneticileri, TBMM'de grubu bulunan par- tilerin grup başkanlıklanyla görüşerek, siyasi parti- leri "taraf ounaya" ve "somut adım atmaya" çağıra- caklar. Tstanhll 1'Hfl B e t e d i y e -ݧ v e Gend-Iş sendikalanna üyeyaklaşık300işçidün,büyükşenir belediye binası önünde toplanarak sendikalann toplu sözleşmesiz sendikal haklan kabul etmesini protesto eden bir basın açıklaması \aptılar. "Söz, vet- ki, karar tabanın", "^zleşme haklarımızı gasp edenlerden hesap sora- cağız", "Yetki itirazlarına son" vazılı dövizler taşıyan işçiler, zaman zaman "İşçiyiz, hakli) ız kazanacağız", "Kahrolsun sendika ağalarf. "Anti terör yasasına hayır" şeklinde slogan attılar. (FOTOĞRAF: AHMET ŞIK) Tarık Zafer Tunaya anılıyor İstanbul Haber Servisi- 1961 Anayasası'nın mimarlanndan ProfDr. Tank Zafer Tunaya, ölümünün üçüncü yılında Âşı- yan'daki mezan başında bugün saat 10.30'da anılıyor. 1916 yılında tstanbul'da do- ğan ProfDr.Tunaya, ilk ve orta- öjğrenimin ardından fstanbul Üniversitesı Hukuk Fakültesi'ni bitirdı. 1949 yılında doçent olan Tunaya, üç yıl sonra bugün hala baş yapıt olma özelliğini sürdü- ren. "Türkiye'de Siyasi Partiler" adlı yapıtını yavimladı. 1953-55 yıllannda bilimsel ara^tırmalar yapmak üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde ve Amerika'da bu- lundu. 1959 yılında profesör oldu. Anayasa Hukuku dersleri- ni canlı ve dinamik bir "Siyaset bilimi" anlatımına dönüştüren Prof.Dr. Tunaya, 1960 Ihtilali'- nde Milli Birlik Komitesi'nce Anayasa Hazırlama Komisyo- nu'na üye olarak atandı. Üniver- site özerkliği, grev ve toplu söz- leşme hakkı. nispi temsil ve bir sosyalist partinin kuruluşu gibi yenilikler getiren 1961 Anaya- sası'nın oluşmasına katkıda bu- lundu. Daha sonra kurucu meclis üyeliğine seçildi. Ödünsüz bir Atatürkçü olan Prof.Dr.Tank Zafer Tunaya, Atatürkçülük ve laikliğe karşı hareketlere tepki olarak. uzun yıllar Türk Devrim Ocaklan'nda çalıştı ve genel baş- kanlık yaptı. tstanbul Üniversıtesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin kuruiması için çaba harcadı ve kurucu de- kanı oldu. 1989 yılında Sedat Si- mavi Vakfı Sosyal Bilimler ödü- lünü, Fransa Cumhurbaşkanı ta- rafından verilen "La Legion d'- Honneur" nişanını aldı. Tunaya, aynı zamanda İstanbul Barosu "Omır Ödülü" sahibi. ARAYIS TOKTAMIS ATES Aydın Olmak Bundan bir hafta kadar önce 'Laik Devlet ve Demokra- si için Ölen Yazarlara Saygı' genel başlığını taşıyan bir toplantıya çağrılıydım. Türkiye Yazarlar Sendikası ile is- tanbul Büyükşehir Belediyesi birlikte düzenlemişlerdi. Aynı gün, Değirmendere-Gölcük'te de bir konferan- sım vardı. Sendikanın toplantısma büyük bir hızla yetiş- meye çalıştım. Değirmendereli arkadaşlann arabaları- nın kanatları olsa rahat uçardık. Zaten Alman 'Junkers'- lerinin hızı da saatte 180 kilometreden fazla değildi... Tüm çabalarımıza karşın biraz geciktim. Konuşma sı- ram geldiğinde salondaydım, ama sunan arkadaş gör- medi. Neyse, konuşmam ikinci bölüme kaldı. Başıma gelecekleri nereden bileyim? Toplantının ikinci bölümü, Ihlas Haber Ajansı'nın çek- tiği Sıvas katliamı görüntüleriyle başladı. Kimi bölümle- rini değişik televizyon kanallarında izlemiştim, ama böylesine ayrıntılı ve uzununu görmemiştim. Vücudu- mun her zerresinden ter fışkırdı. Ardından Lütfl Kaleli,. ardından bir duygu yumağı olarak Mücap Ofluoğlu... Elim ayağım kesildi. Yanında oturduğum Oktay Akbal'a "Ben konuşmasam olmaz mı" diye sordum, "Çıkıp ke- paze olmak da var, ayıp olur!" diyerek kesti attı. Çaresiz çıktık mikrofonun karşısına. önümdeki notları derleyip toplayarak anlatmak ne mümkün? Neyse, notları bir kenara ittim ve 'irticalen' Al- lah ne verdiyse konuştum ve indim Konuştum ve indim, ama bende de can kalmadı. Melike Demirağ'ın o canım konserini de dinleyemedim. Ve o günden sonra böyle duygu yükü ağır toplantılarda elimde belli bir metin ol- maksızın konuşmamaya karar verdim. Planladığım konuşmada, 'yazar' kavramı çerçevesin- de 'aydın' kişiliğini ele almayı düşünmüştüm. 'Eğitimli kişi', 'entelektüel' vb kavramlarla, aydın kavramının Jarklarını irdelemeyi ve buradan 'yaza/"'ınsorumluluğu- na geçmeyi umut ediyordum. Olmadı. Tüm kavramlar birbirine karıştı. Ve kavramları karıştıran başka insanla- rı acımasızca eleştiren ben, tam bir kavram karmaşası- nın içinedüştüm. Aydın kişi, "kendisi ve çevresi ile ilgili sorunları gören ve bu sorunlann çözümü için öneriler getiren insandır." Aydının belli bir eğitim almış olması şart değildir. Elbet- te 'okumuş' bir aydının, sorunları görmesi ve çözüm önerileri geliştirmesi çok daha kolay olur. Ama şart de- ğildir. Hiç okuma-yazması olmayan bir kişi, pekala ay- dın olabileceği gibi, beş üniversite bitirmiş ve altı alanda doktora yapmış bir kişi, pekala aydın olmaktan çok uzak- ta kalabilir. Eğitimli insan, belli alanlarda eğitim görmüş insandır. Belli alanlarda uzmanlığı da olabilir. Ama 'aydın'olmak için daha yenmesi gereken birkaç fırın ekmek vardır. Zi- ra aydın olmanın temel koşulu, 'dürüst' olmâktır. Salt kendi çıkarları peşinde koşan adam (ya da kadın) çok eğitimli, çok uzman, çok 'işbilir', çok 'işbitirici'vb. olabi- lir. Fakat aydın olamaz. Entelektüel kişi; geniş kültürü olan kişidir. Müzikten edebiyata; sinemadan plastik sanatlara kadar, akla ge- len ve gelmeyen her alanda 'tat almasını' bilen insandır. Aydın olmayan 'eğitimliler' arasından da kimi zaman entelektüel çıkar. Ama gerçek bir entelektüel olmak için, öncelikle aydın olmak gerekir. Eğitimsiz bir aydının entelektüel olması çok zordur. Zira entelektüel olmak için gereken koşullardan biri de iyi bir eğitimdır. Aynca bir ya da birkaç yabancı diü de okuyup anlamak gerekir. Ve bu nedenle entelektüeljej genellikle toplumun kaymak tabaka ailelerinin çocukla- rıdır. Eskiden, özellikle yüksek bürokrat aileler de bu kaymak tabaka içindeydiler. AncakTürkiye'nin gelişme- sine (!) paralel olarak gerıledikleri için, bu statülerini yiti- recek gibi görünüyorlar... Bir de 'entel' vardır. Bunlar tam seyirliktir. Kısaca ta- nımlamak istersek entellere 'özenti entelektüeller' diye- biliriz. Bunlar devamlı bunalırlar. Ama bunalmalarının nedeni, 'kendilerini aşamamalan' değil özentileri ve tembellikleri'dir. Çoğu ite-kaka bir meslek sahibi ol- muşlardır, ama gönülleri başka mesleklerdedir. Bunlar üniformaya' karşıdırlar. Ama kendileri bir tür üniform' içindedirler. Erkekleri keçi sakallı, pipolu, kimi zaman fularlı ve kadife giysilidir. Kadınları ise normal dışı uzunlukta' (çok uzun ya da çok kısa) etek giyerler. Saçları ya çok kirli ve dağınık ya temiz ve dağınıktır. Bodrum ceketi' alameti farikaları gibidir. Ve çok ilginçtir, bunlar arasında da çok yetenekli in- sanlar olduğu gibi, bazen başanlı olanlar da çıkar. Bu da Allah'ın bir hikmetidir. Ve bu insanlarçok aykırı olmala- rına karşın kimse tehditetmez bunları. AmaTürkiye'nin namuslu aydını ve yazarı hep tehdit altındadır. Zira dü- zeni sarsan da bunlardır, değiştirecek olan da... Mustafa Suphi'yi anma gecesi • İstanbul Haber Servisi - Sosyalist İktıdarpartisi (SİP). Mustafa Suphive 15 arkadaşının öldürülmelerinin 73"üncü yıldönümünde anma gecesi düzenliyor. SİP'ten yapılan açıklamada, Türkiye'nin ilk komünist önderlerinden Mustafa Suphi ve 15 yoldaşının anısına gece düzenlendiği bıldmldi. Amerikan İşçileriaDünyası Partisi yönetıcilerinden Bıll Doares. sanatçılar Ünal Büyükgönenç. Metin Kahraman ve Gülbahar ile İngiltere Devnmci Komünist Grup temsilcisinin katılacağı gecede bir dedia gösterisi yapılacak. Anma toplantısıbuakşamsaat 18.00'de Ortaköy Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Yalan habere karşı olanlara BEHZATŞAHİN Sıraselviler'deki bir apartman dairesinde günlerdir yoğun bir koşuşturmadır gidiyor. Hem de ne koşuşturma... Sabahlara ka- dar. uykusuz. Ceyda, "Dün" diy e söze başlıyor, sonra düzeltiyor. "Dün değil yabu, bu sabah. Do- kuzda (sabah) yatınca günleri de şaşınyor insan." Bir odada 5-10 kişi sayfalan bıçimlendinyor. Bi- rileri yazı yazmak için ekran sırası bekliyor. Bir kenarda katlanmış bir ya- tak. Habire çay içiliyor, sigara içiliyor. Ne gi- riş saatlen belli. ne çıkış. Kim mi bunlar? Bunlar, bir grup genç. Bunlar, "mülksüz- ler." Bunlar, büyük gazetelerin yayın anlayı- şlanna alet olmak istemeyenler. Buniar, seç- kinciliğe karşı. Bunlar, astsız-üstsüz bir grup gazeteci. Bunlar. "Express"çi. Hazırladıklan el ilan- lannda kendilerini şöyle tanımlıyorlar: "Başında de\TÜn var. Türkiye'de ilk defa 'mülksüz' bir gazete çıkıyor. Evpress kimse- nin mülkü değil. Sahibi, işvereni. patronu. fi- nansörii yok. F.xpress. Express'i varedenlerin! Yazannın. çizerinin, katkıda bulunan herke- sin. Express, mülk'ün yönetim anlamıyla da Express'çiler gazetelerinde çalışacak gönüllüleri bekliyorlar "mülksüz." Şef, müdür, editör yok. ExDress'te alt-üst yok, rütbe yok, hiyerarşi yok: İktidar değil, gönüllülük \ar! Ücret değil, paylaşun var! Rekabet değil dayanışma var! Başında devrim var!.." Çoğu, başanlı gazetecilik örneği gösterdik- leri yayın organlanndan yönetimin dayat- malannı kabul etmedikleri için aynldı. Proje. kendilerine müdahale eden yönetimle anlaşa- madıklan için EP'den aynlan grup tara- fından çok önceleri düşünülmüştü. Elde bi- raz dapara vardı. Batacak bile olsa "Sahibinin sesi değil, ken- di sesi" diyebilecekleri bir gazete çıkarma- lıydılar. Ve artık çıkma aşamasında. Haftalık gazete Express, cumartesi günü bayilerde. Peki, bu gazeteyi kimler alacak? Aydın Demirer, "Basından soğu- muş, basına güvenmeyenler, genç- ler ve liberal sol bir gazeteye okur olabilecek herkes" diye tanımlı- yor Bir istatistiğe göre basına gü- venmeyenlerin yüzde 55"i buldu- ğu Türkiye'de "Yüzde 55^ mer- haba" diyorlar. Nftlilikçe yasak- lanan. üzerinde "mahım" el hare- ketini yapmaya hazırlanan bir elin fotoğrafının bulunduğu tanıtım afışlennınin anlamı ne? "Türkiye'nin toplum yapısına uy- gun düştüğünü düşündük. Cum- huriyet tarihinin en büyük siyasi, toplumsal. ekonomik krizi yasa- nıyor. Büyük bir yolsuzluk dalgası, siyasi çev- reîerde büyük bir vnrdumduymazlık var ve dü- rüst, emeğiy le kazanan insanların içinden sü- rekli bu işareti yapmak geçiyor. Bu, adaletsiz- liğe, vurgunculuğa, vurdumduymazlığa yapı- lan bir işaret. Evde kocasına kızan kadımn, kansına kızan kocanın, her gün binlerce kişi- nin yaptığı bir işaret. Bir tepki var bunda, dile getirelim dedik." İkinci bir iş yaparak geçimlerini sağlayan, başka gazetelerde çalıştıklan halde gönüllü yardım edenlerin ortaklaşa çıkaracağı Expres gazetesinden bir de çağn var: "EDerinde haber oian, gönüllü katkıda buhmntak isteyen insan- lar destek olursa se>iniriz. Bu gazete zor koşul- larda çıkacak. Desteğe ihtiyacımız var..." BÜLENT DİKMENER HABER ÖDÜLÜ YARIŞMASI Gazeteci Bülent Dikmener'in anısını yaşatmak ve Türk gazetecili- ğine olan katkılarını manevi yönden sürdürmeyi sağlamak amacıyla, adına 1980 yılında konulan "Haber Ödülü" İ993-1994 yılında da sürdürülmektedir. Ödül koşulları şöyledir: 1. Ödüle her Türk gazeteci aday olabilir. 2. Adaylık, gazetecinin kendi önerisi ya da Ödül Komitesi'nin önerisi ile gerçekleşir. 3. Ödüle aday gösterüecek haberlerin 1 Nisan 1993 ile 31 Mart 1994 tarihleri arasında gün- lük gazeteler ya da süreli yayınlardan birinde yaymılanmış olması gereklidir. 4. Ödüle aday olabilmek için nitelikleri 3. maddede belirtilen haberlerin yayımlandığı gaze- te ya da süreli yayınların 1 sayısının 10 Nisan 1994 günü akşamına kadar gösterilmesi gerek- mektedir. 5. Seçici Kurul'un değerlendirmesi sonunda "Haber ödülü"nü kazanan gazeteciye 3.000. 000 TL. ödül ve bir plaket verilir. Haberin bir ekip tarafından oluşturulması halinde ödül tutan paylaştırılır. AyTica Seçici Kurul'un belirleyeceği "Jüri özel ödülü' 1 ile "Genç Gazetecüeri özendirme Ödülü"VM kazananlar bir plaket ile ödüllendirilir. Kişisel başvurularda imzasız yayınlanan haberler için yazarm kimliğinin Sorumlu Yazı İşle- ri Müdürü tarafından onaylanmış olması zorunludur. 6. Seçici Kurul; Erhan Akyıldız, Müfit Alaçalı, Yalçın Bayer, Orfıan Erinç, Soner Girgin, Mazlum Göknel, Oktay Kurtböke, Turgay Olcayto, Çetin Özbayrak, Deniz Som, Umur Talu, Seçkin Türesay ve Ulvi Yanardağ'clan oluşmuştur. Yarışmaya katılacak haberlerin Bulent Dihnener Haber ödülü PK:246/tstanbul adresine ta- ahhütlü olarak gönderilmesi zorunludur. ÖDÜL KOMİTESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle