20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EYLÜL1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ParkOtel'ehııkııkıı ezdirdiler• İçişleri Bakanhğı'nın Park Otel'in fazla katlannın yıkımını engellemek için yaptığı girişim büyük tepkilere yol açtı. Hukuka aykın karar "yargmm karanna müdahale" olarak değerlendirildi. BERATGÜNÇIKAN HÜRRtYET UYMAZ tçişleri Bakanbğı'run Park Otel'in fazla katlannın yıkım işle- mini, Danıştay'da süren dava- lann sonuçlanmamasını gerekçe göstererek durdurması. "hukuka tykm" bulundu. Karar, "yırgnun karanna müdahale" olarak değerlendirildi. Ba- kanlığm. anayasanın 138. ve İda- ri Yargılama Usulü Yasası'run 52. maddesine göre böyle bir ka- rar alamayacağını vurgulayan Avukat Deniş Parlak. "Ba- kanlık. mahkeme kararlarını dik- kate almıvor. O zaman bütün mahkemeler boşa çaltşıyor. bütün hakimkre boş yere para >erihyor" dedi. Bakanlığın karannın kendile- rini bağlamayacağı görüşünü yi- neleyen Beyoğlu Belediye Başkan Yardımctsı Nusret Avcı da karan, M hukuk dışı" olarak niteledi. Av- cı. yıkım haarlıkJannın sürdürül- düğünü bildirdi. Içişleri Bakanlığı ise bir açıkla- ma yaparak tstanbul Valiliği'ne gönderilen yazının Park Otel'in yıkımının durdurulmasına ilişkin bir talimat olmadığını bildirdi. Park Otel'in dava konusu olan fazla katlannın yıkınunı durdu- ran İçişleri Bakanhğı'nın bu ka- ranna tepkiler sürüyor. Bakanlı- ğın karanna ilk tepkileri, "kente ve demokrasiye karşı suç işlendi- ği" şeklınde gösteren ilgililer. dün de karann hukuk açısından da aykınhk taşıdığına dikkat çekti- ler. Park Otel'in yıkılmasını iste- yen semt sakinİerinin avukatı Derviş Parlak, İçişlen Bakanhğı'- nın süren bir davayı durdurarak suç ışlediğmı açıkladı. Bakanlık karannının devletin hukukun üs- tünlüğü ilkesiyle bağdaşmadığını belırten Parlak, bu görüşüne da- yanak olarak anayasanın 138. maddesiyle Idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 52. maddesi- ni gösterdi. Maddeler ne diyor? Yargı konusunda, mahkeme- lerin bağımsızlığını içeren anaya- sanın 138. maddesi. "Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar, ana- yasaya, kanuna >e hukuka uygun olarak vicdani kaıuuttlerine göre bfiküm verirler" diyor. Aynı mad- de hiçbir organ. makarn. merci veya kişinin, yargı yetkisinin kul- ztzizi tzzzh ARAYIS ÇİRKİNLİK ABİDE GİBİ YÜKSELDİ-lstanbullu Park Otel'i istemiyor. Otclin imara avkırı 11 katının yıkımı için kampanyalar yüriitüldü. davalar açıldı, çeşit- li mahkemelerden çıkan kararlarda çevreciler kazandı. Ancak otelin katları bugüne kadar yıkılamadı. Her seferinde birileri çıkıp y ıkıma dur dedi. lanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat vere- meyeceğini. genelge göndereme- yeceğini. tavsiye ve telkinde bulu- namayacağını öngörüyor. Madde. şöyle devam ediyor: "Göriilmekte olan bir dava hak- kında Yasama Meclisi'nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili so- nı sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir bey anda bulunu- lama/. Yasama >e yiiriitme organ- lan ile idare, mahkeme kararlan- na uymak zorundadır. bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez »e bun- ların yerine getirilmesini geciktire- mez." Idari Yargılama Usulü Ya- sası'run 52. maddesi ise "Temyiz veya itiraz yofaına başvunılmuş ol- mas», mahkeme kararlannın yürû- rülmesini durduramaz. Ancak temyiz veya itirazı incelemeye yet- kili yargı mercii, teminat karşılı- ğında mahkeme karannın yürü- tfilmesinin durdurulmasına karar verebilir" diyor. Hukuka karşı işlenen suç tçişleri Bakanhğı'nın aldtğı ka- rarla, îdari Yargılama Usulü Ka- nunu'nun 52. maddesini çiğnedi- ğini vurgulayan Av. Derviş Par- lak, "İdare mahketneleri ve Danı- ştay'dan \erilen iptal karariarı uy- gulanması gereken kararlardır. Bunun tek isrisnası temyiz mercii- nin tdari Dava Daireİeri Genel Kurulu'na başvurarak karann uy- gulanmasının durdurulmasını iste- mesidir. Oysa bu olayda böyle bir talep olmamıştır'* dedi. Derviş Parlak'ın görüşlerine katılan ve "Hukukun üstüniüğünü savunan bir iilkede hukuk dışı bir karar alınırsa bu bizi bağlamaz" diyen Beyoğlu Beledıyesı Başkan Yardımcısı Nusret Avcı. görüşle- nni şöyle açıkladı: "Biz encümen karan almışız, asıl bunu uygulamazsak suç işle- riz. Park Otel'in yıkıiacak bölü- müne ait betonarme projeteri Hol- landa'ya gönderildi. Bilgisay arda, yıkım tekniği belirlenecek. Birkaç gün içinde gelmesini bekliyonız. Sonra da açık şefTaf bir ihale yapı- lacak." Mimarlar Odası İstanbul Ana- kent Şubesı de içişleri Bakanlığf- nın müdahale yazısının gerceği yansıtmadığını belirtti. Park Otel'e ılışkin davalar konusunda bılgı \crilen oda açıklamasında. Park Otel'in fazla katlannın yıkı- mına ilişkin davanın, semt sakin- lerini bünyesınde banndıran Ayaspaşa Derneği'nce açıldığı hatırlatılarak bu nedenle yıkımın uygulanmaması için hiçbir neden olmadığı belirtildi. İçişleri Bakanlığı ise. "Gazioğ- lu Park Otel'i yıktırmıyor" habe- nmiz üzenne bir açıklama gönde- rerek Bakanlığın otelin yıkımının durdurulmasına ilişkin bir tali- matının söz konusu olmadığını bildirdi. İstanbul Valiliği'ne gön- derilen Bakanlık yazısında. ılçe belediyeleri yerine getirmediği takdirde. Büyükşehir belediyele- nne yıkım \e mühürleme yetkısi sağlayan "Büyükşehir Belediyele- rinin Yönetiıiıi Hakkında 3030 Sayılı Kanunun L vgulanması ile jlgili Yönetmeliğin 10. Maddesine İki Fıkra Eklenmesi Hakkındaki Yönetmelik"le yürütmenın dur- durulmasına karar verildiğı ve konuyla ilgili çeşitli davalann da sürdüğü anlaşıldığından yargı kararlanna uygun olarak işlem yapılması gerektiğinin bildırildiğı açıklandı. Ancak ilgili belediyelenn hu- kuk dışı davranışlarda bulunma- malan istenen Bakanlık açıkla- masında. "konuyla ilgili çeşitli da- valann da sürdüğü anlaşıldığından idari yargı kararlanna uygun ola- rak işlem yapılması gerektiği" ibaresinden ne denmek istendiği anlaşılamadı. EmektUer patlamak üzere • Temmuz ayında açıklanan zamlann ekim-arahk farklan aybaşında ödenemiyor. • Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü: Hanrüklar sürüyor. • Emekliler: Bizd gözden çıkardılar. • Emekli Dernekleri: Sokaklara döküleceğiz. ÜMİTOTAN ~ İZMIR-Memur emeklileri, son zamdan kaynaklanan ekim-arahk farklannı aybaşı- nda alamayacaklar. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü yetkilileri, çalışmalann sürdü- ğünü bu nedenle farklann ay başında ödenemeyeceğini açı- klarken, emekliler "Bu yaşlı halimizle sokağa dökülmek- ten başka caremiz kalmadı" dediler. Emekli dernekleri ise emeklilerin sorunlanyla ilgi- lenecek bir bakanlığın kurul- ması için harekete geçti. Altı aylık zamlann üçer aylık dilımlere indirilmesin- den sonra, emekliler zamlar- dan doğan farklannı büyük fecikmeyle almaya başladılar. kim ayında üç avlığını ala- cak bir memur emeklisinin zamlardan doğan farkını ne zaman alacağı belli değil. ön- ceki uygulamada zamlannı bir hafta içinde aldıklannı şimdi ise büyük bir belirsizlik yaşadıklannı belirten memur emeklileri sorunlannı şöyle dile getirdiler: " Devlet borcunu bizden fai- ziyle alıyor. Bizim paramızı dilediği zaman veriyor. Bu böy- le yürümez. Gecikme zanunı için dava açacağu. Yaşlı haü- mizk sokaklara dökülüp bize ilgisiz kalanları utandıra- Emekli Sandığı İzmir Bölge Müdürlüğü'nün konuyla ilgili yetkilileri emeklilerden süreKİi telefon aldıklannı belirterek, "Biz her şeyi hazırlayıp Anka- ra'ya gönderdik. Buradan kaynaklanan bir sorun yok. Genel müdürlüğün emrini bekliyoruz"dediler. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü yetkilileri ise. çalışmalann sürdüğünü konuyla ilgili kap- samlı açıklama yapamaya- caklannı, ancak zamlardan doğan farklann 1 Ekinıtarihı- ne yetişmeyeceğini belirttiler. l Özelradyolarlakasetçileruzlaşb Centilmenlik anlaşmasına göre kaseüer pisayasa çıkmadan içindeki parçalar radyolarda çalınamayacak R İstanbul Haber Servisi- Kuruluşun- dan bu yana özel radyolarla kaset fır- malan ve sanatçılar arasında yaşanan "müzik eserierini izinsiz kullanma" soru- nu çözümleniyor. Dün ilk kez ortaya konulan centilmenlik anlaşması uyann- ca, arük radyolar. bir sanatçının piyasa- ya henüz çıkmamış olan kasetinde yer alan parçalan dilediği gibi kullanamayacak. Bunun ilk uygula- ması ise Sezen Aksu- nun, 2 ekimde piyasa- ya sürülecek olan "DeU Kızın Türkü- sü" adlı kasetinde gerçekleştirilecek. Müzik Yapırncılan Derneğj (MÜYAP) Başkanı ve Sezen Ak- su'nun yeni kasetinin yapıması Tempa Fo- neks'in sahibi Aydın Oskay, Radyo-Tele- vizyon Sahipleri ve Ya>ıncılan Derneği (RTSYD) Başkanı Osman Ataman ile baa özel radyolardan temsilcilerin dün düzenlediği ortak basın toplantısında, ilk kez uygulanacak olan anlaşmanın detaylan dile getirildi. Anlaşmaya göre, derneğe üye olan radyo kuruluşlan, gerekli yayın iznini alacakları tarihe kadar, Sezen Aksu'- nun yeni kasetinde yer alan şarkılan- ndan hiçbirini, baştan sona, tümüyle çalmamayı kabul ediyor. 45 gün olarak belirlenen sürenin sonunda. Foneks, kasetteki şarkılardan bir ya da ikisinin yayınına izin verecek. ilerfeyen tarihler- de ise bu adet giderek arttınlacak. Bu adyo Televizyon Sahipleri ve Yayıncıjan Derneği tarafından İs- tanbul başta olmak üzere Türkiye'deki tüm özel radyolara gönderilen faksta radyo kuruluşlanndan ilk kez uygulanacak bu anlaşmaya uymalan istendi. süre içinde ise özel radyolar. kendilenne dağıtılan ve her bir şarkıdan 45'er sani- yelik bölümlerin bulunduğu bir tanıtım kasetini yayınlayabilecekler. Radyo Televizyon Sahipjeri ve Yayınalan Demeği tarafından İstanbul başta olmak üzere Türkiye'deki tüm özel radyolara gön- derilen faksta rad- yo kuruluşlanndan ilk kez uygulanacak bu anlaşmaya uy- malan istendi. Os- Atamanman ım- zasını taşıyan yazı- da özetle şöyle de- nildi: "Radyo yayıncılığının başla- masıyla birlikte mü- zik sektörü ciddi bir sarsıntı geçirdi. Yan sektörleriyle birlikte yüzbine yakın in- sanın ekmek kapısı olan bu sektöre, pi- yasay a yeni çıkan eserleri yayınlamak yoluyla istetneden ve bilmeden birçok yayıncı arkadaşımız zarar verdi, zarar verdik. Sizlerden şu an acil ricamız, hepi- mizin radyo yayıncılığı geleceğini belirle- yecek ve radyo yayıneılanna yapımcı- İann izin vermesi gerekli hoşgörünün sağlandığı bu ortamda. yapımcı-yayıncı işbirliğinin ilk önemli başlangıcı olarak görülen, Sezen Aksu'nun "Deli Kızm Tür- küsü' adlı kasetini, Türkiye çapında dağıtunının tamamlanması ve ticari ris- kinin azalması için gereken asgari 45 gün süresince kullanmamanız. Çünkü göste- receğiz bu çabalar en az Anayasa deği- şikligi mücadelesi kadar önemlidir." Radyo Televizyon Sahipleri ve Yayıncüan Derneği Başkanı Osman Ataman ile Müzik Yapırncılan Derneği Başkanı Aydın Oskay el stkışarak özel radyolar ve kaset firmaları arasındaki sorunların çözümü için önemli bir adım attılar. SeııclikacıToçoğluağırcezadayargdanacak • Türk-İş Genel Mali Sekreteri Enver Toçoğlu hakkında yolsuzluk suçlaması ile dava açıldı. ŞÜKRANKETENCİ Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve De- miryol-İş Başkanı Enver Toçoğlu hak- kında SSK Derneği ile ilgili yolsuzluk suçlaması kapsamında, hapis istemi ile dava açıldı. Toçoğlu. ağır cezada yargj- lanacak. Türk:İş Genel Mali Sekreteri ve De- miryol-İş Başkanı Enver Toçoğlu hak- kında SSK Derneği ile ilgili yolsuzluk kapsamında yapılan soruşturma, savcı- nın iddianamesinı tamamlaması ve ağır cezada dava açılması ile sonuçlandı. To- çoğlu'nun, görevi kötüye kullanma su- çundan çeşitli ceza maddelerine dayalı olarak 1-8 yıl arasında değişcn hapis ve ağır hapis ilecezalandınlması isteniyor. Toçoğlu, SSK Mensuplan Eğitim ve Dinlenme Tesisleri Derneği'ndekı yol- suzluk olayında. derneğjn diğer yöneti- cileri ile birlikte, "İhtilasen zimmet. res- mi evrakta sahtekarlık, görevi kötüye kullanma''' suçlanndan cezalandınlma istemi ile Ankara 5. Ağjr Ceza Mahke- mesi'nde, 26 ekim tarihinde başlayacak dava kapsamında yargılanacak. Hakkında SSK yönetımindeki görevi nedeni ile de soruşturma ve yolsuzluk suçlamalan bulunan Enver Toçoğlu ve arkadaşlan hakkında daha önce yapıl- mış idari soruşturmada müfetiş raporu aleyhte ve suçlamalan doğrular nitelikte çıkmıştı. Bu rapora da>alı geliştirilen savcılık soruşturması, tamamlanarak iddıaname hazırlandı ve sanıklann adı geçen suçlarla ayn ayn cezalandınlma- lan istendi. Toçoğlu ile birlikte, SSK Derneği'ndeki yolsuzluk hakkında açı- lan davada dığer v önetim kurulu üyeleri Cemal l ysal, Güneri Güneş. Mehmet Ay Melek, Esat Ceylan, Fe^zi İlhan. Öz- den L nal, İbrahim \lungan, Rıfkı İyiak- su, M.Şekif Güiçün ve Nazmi Ercan gö- revi kötüye kullanma suçu ile Türk Ceza Kanunu'nun değişik 202 2-4,219 son. 342 1. 240. 71, 74 maddeleri uya- nnca yargılanacaklar. Sapıklar Coşliun Çetik, Lütfi İnceler ve Ali İhsan Tünuçun hakkında ise bu suçlara iştirak vc görev- lerıni kötüye kullanma nedeni ile Türk Ceza Kanunu'nun 230. maddesine göre ayn ayn cezalandırma isteniyor. ilgili yasa hükümleri. Toçoğlu ve arkadaş- lan ıçıngorevı kotuvckullanmaaan, I-Ö yü arasında değışen hepis ve ağır hapis cezalannı ve bazı hafıfletici hükümleri içeriyor. İddianamcde çeşitli kişisel harcama- lann dernekten karşılanması. dernek paralannın uzun süre şahıs zimmetinde bulunması, çıkar sağlanması. derneğin banka hesabından zimmete para geçiril- mesi, çeşitli seyahatler ile ilgili usulsüz lahakkuk ve odeme yapılması. dernek amaçlannın dışında izinsiz seyahat ve harcama. dernek imkanlannın keyfi kullanılması. derneğin zarara uğraül- ması, inşaata fazla ödeme yapılması gibi çeşitli suçlamalar yer alıyor. Dernek yö- neticilerinin Enver Toçoğlu da dahil ol- mak üzere görev ve sorumluluklannı yerine gctirmedikleri, suç işlenmesine olanak sağladıklan veya suça iştirak et- tikleri, görevlerini ihmal suçu işledıkle- rinin tüm evrak içeriğinden anlaşıldığı önesürülüyor. Bunadayanılarak açılan davada da cezalandırılmak üzcrc yargı- lanmalan isteniyor. T0KTAM1Ş ATEŞ Siyaset Sanatı "Siyasetin ne o/duğu"tanımlanırken, kimi zaman çok "fiyakah" açıklamalar yapılır. Bunlardan birine göre si- yaset, "Halkı yönetme sanatı"d\r. Bundan otuz yıl kadar önceydi. 1Ü iktisat Fakültesi'nin Siyasal Bilimler Bölümü'rKİe son sınıf öğrencisiydim. O dönemde Siyaset ilmi Bölümü'nün, ABD lowa Üniversi- tesi ile bir "değişim programı" vardı. Her yıl bir hoca gönderirlerdi. O yıl gelen hoca, şu anda da ABD'li siya- set bilimciler arasında saygın bir yeri olan M. Lunine idi. (Zaten önceleri hoca öğrenci çerçevesinde kalan ilişki- miz, daha sonralart dost ve meslektaş olarak günümüze kadar sürdü) Prof. Lunine ilk derse geldiği gün tanışma vs. faslın- dan sonra, onkişiliksınıfımıza, "Siyasetnedir?"sorusu- nu yöneltti. Sorunun yanıtını biliyorum ya, fırladım ye- rimden, "Halkı ve insanlan yönetmek sanatıdır." Prof. Lunine bir an düşündü ve "olabilir" dedi. "Ama neden sanat diyorsun? Neden bir dizi yazar siyaseti bir bilim olarak değil de. bir sanat olarak tanımlar?" Bende yanıt yok. Kafamda bir tanım vardı ama, üze- rinde yeterince düşünmemiştim. Neyse, araya başka arkadaşların tanımları girdi, durumu kurtardım. Bu ko- nuyu daha sonraları da kendisiyle tartışmaya utandım. Yıllar geçip_, siyaset bilimı alanında bir şeyler yapma- ya çalışırken ve mütevazı da olsa, belli bir birikim sağla- dıktan sonra; kimi düşünürlerin, neden siyaseti bir "sa- nat" olarak tanımladıklarını anlayabildim. Siyaset tanımının merkezine siyasetçiyi koyarsak, si- yaset gerçekten "sanaf özelliği taşıyan" bir uğraş olu- yor. Zira halktan "temsil yetkisi" isteyen insanın, başka özelliklerinin yanı sıra, "inandıncı"ve "etkileyici"olma- sıgerekiyor. Kesinlikleküçültücüanlamdakullanmadan şunu ifade etmek isterim ki; siyasetçinin biraz "ro/yap- ması" bir parça "artist özelliklerine"sahip olması gere- kiyor. Tüm bunları Sayın Yûksel Çakmur un gectiğimiz salı günü bu köşede yayımladığım mektubunu okuyunca anımsadım ve düşündüm. Aslında, sanıyorum bu mek- tup, benim kadar, başkalarına da mesajlar içeriyordu. Ama sonuç olarak muhatabı bendim. Ve bu mektubu okurken ilginç bir biçimdefarkettim ki; televizyondaki ta- lihsiz konuşmasını izlediğim Yüksel Çakmur'la, okudu- ğum mektubu kaleme alan Yüksel Çakmur, sanki bam- başka iki insan. Daha doğrusu iki ayn rolde görülen bir insan. Birinde, belli bir hedefe ulaşmak için "aykın" koalisyonlara göz kırpan bir Yüksel Çakmur vardı. Öbü- ründe, kısmen soğukkanlı değerlendirmeler yapan bir Yüksel Çakmur. "Aykın" sözcüğünde ısrar ediyorum. Sayın Çakmur'- un bu konudaki "ayıplamasını"da reddediyor ve kendi- sini bu konuda "duşünmeye" davet ediyorum. Ayrıca şunu da ifade etmek isterim ki; düşünce, inanç ve ifade özgürlüğüne yürekten inanırım. Zaten bunlar birbirin- den ayrılamaz. İsteyen istediği biçimde düşünür, inanır ve bunları ifade eder. Bu onun özgürlüğüdür. Fakat be- nim, ya da başkalarının da, bunları "aykın" bulma öz- gürlüğü vardır. "Sakıncalı" demedim, "zararlı" deme- dim. Aykın bulmak neden bılimadamlığınatersdüşsün? Ancak "Kamu kaynaklarını kullanma"savım, gerçek- ten dayanaksız ve münasebetsiz bir sav oldu. Kendisin- denözürdiliyorum. Aslında bu köşede sık sık "kişilerle sorunum yofc"^- yorum, sonra da birilerini istemeden kırıyorum. (Tabii bazen isteyerek kırdığım da olmuyor değil). Benim Sa- yın Çakmur'la hiçbir alıp veremediğım yok. Izmir'den minibüsleri kovalayan ve büyük kentlerimizi bir çekirge sürüsü gibi saran seyyar satıcıları engelleyen, sosyal demokrat bir belediye başkanına neden karşı olayım? Ama olaylar kimi zaman, hiç istemediği yerlere çekiyor insanı. Ancak Yüksel Çakmur'un, "Beni, savunmak zorunda olduğunuz kişilerle kanştınyorsunuz?" ifadesini de ben ayıpladım. Kimseyi savunmak zorunda değilim. Ben sa- dece ilkeleri ve doğru bulduğum şeyleri savunurum. Yanlış bulduğum şeylere de karşı çıkarım. Ama yanıldı- ğımı anlarsam, hiç gocunmadan özür dilemesini de bili- rim. Ayrıca aynı yanlışı iki kez yapmam. Kurultay öncesinde keşke, 1980'lerdeki Çakmur'u, son mektubunda dile getirdiği, "Atatürkçü"ve "devrim- ci" Yüksel Çakmur'u görebilseydim. Eğer Yüksel Çak- mur bende bu izlenimi uyandıramadıysa, herhalde suç bende değildir. Ya da en azından kendisinin de kusuru vardır. Mektubundan anladığım kadarıyla Yüksel Çakmur si- yasal mücadelesini sürdürecek. Bu kurultaydan daha da olgunlaşmış ve deneyim kazanmış olarak çıktığını düşünüyorum. Mücadelesinin bu aşamasında, sosyal demokrasiyi daraltan kalıplar ve sloganlar yerine, ge- nişleten ve kitle içinde ses getiren "butunleyici" slogan- lar geliştirmesini umut ediyorum. Sosyal demokrasinin içinde bulunduğu durumdan kurtulması konusunda kat- kılar bekliyor ve içtenlikle başarılar diliyorum. llham Artûz 'ü kaybettik • Haber Merkezi - Ülkemizın değerli deniz bilimcilerindcn ve Cumhuriyet Bilim Teknik ekimızin düzenlı \ azarlanndan Hidrobiyolog Dr. İlham Artüz dün sabah kalp krizi sonucuyefat etti. İTÜ öğretim üyesi olan İlham Artüz en son temmuz ayında Marmara Denizi'nde araştırma yapmıştı. Buçalışmanın ilk özel sonuçlan. bu cumartesi e^ünüçıkacak Cumhuriyet Bilim Teknik'te"Marmara Denizi Ölüyor" başhgıyla yayımlanacak. Ömrünü denizlere adayan Türkiye denizlerini özellikle. Maımara Denizi'ni durrnadan araştıran İlham Artüz (69). IÜ Fen Fakültesinı bitirdikten sonra üst öğrenimıni Danimarka ve Portekız'desürdürdü; John Hopkins'te Oşinoerafı ve Cambridae'te Ekoloji eğitimi gördü. Deniz bilimleri.hıdrobiyoloji vedenız kirlenmesi konulannda uzman olan Artüz çeşitli kuruluşlarda bilimsel yöneticilik yaptı. Türkiye'nin balıkhane projesi. İzmir Körfezi Araştırma Projesi. Boğaz tüp geçit oşinografık araştırma gibi 10'dan fazla projeyi yönetti. İstanbul İlı Çevre Korurna Vakfi Yönetim Kurulu ve diğer çevre derneklerinin de üyesi olan Artüz' ün 10 kitabı, 215 makalesi ve 25 tane de tebliği bulunuyor. Fırat Ünivensitesi Televizyonu • ANKARA (AA)- Fırat Üniversitesi, radyo ve televizyon alanında yapılacak yasal düzenleme sonrasında bölgeye yönelik açık yayın \apma\r ı amaçlıyor. Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'ndan (RTYK)"kapalı devre televizyon ızni" alarak yayınlannı bünye içinde sürdüren üniversitenin teknik ve program bazında tüm teçhizatının hazır olduğu ve bölgeye yapılacak açık yayında sorunla karşılaşmayacağı kaydedıldi. Yeni Otopark Yönetmeliği • ANKARA (AA)- Yeni Olopark \'önctmeliği"nin yürürlüğe girişi yılbaşına kadarertelendi. Bayındırlık \e Iskan Bakanhğı'nın konuya ilişkin değişjklık yönetmeliği dünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni Otopark Yönetmeliği daha önce 1 Ekim 1993'te yürürlüğe girmek üzere 1 Temmuz 1993 tarihli Resmi Gazete'de vayımlanmıştı. Yürürlüğe girişi 3 ay ertelenen yeni Otopark Yönetmeliği, araçlann yol açtığı trafik sorununun çözümü için hangi bina ve tesislerde hangi şartlarda otopark yapılacağına açıklık getiriyor. Yönetmelik uyannca binavı kullananların otopark ıhtiyacının bina içinde ve\ a parsclindc karşılanması esas tutuluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle