Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 EYLÜL1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ParkOtel'ehııkııkıı ezdirdiler• İçişleri Bakanhğı'nın Park Otel'in fazla katlannın yıkımını engellemek için yaptığı girişim büyük
tepkilere yol açtı. Hukuka aykın karar "yargmm karanna müdahale" olarak değerlendirildi.
BERATGÜNÇIKAN
HÜRRtYET UYMAZ
tçişleri Bakanbğı'run Park
Otel'in fazla katlannın yıkım işle-
mini, Danıştay'da süren dava-
lann sonuçlanmamasını gerekçe
göstererek durdurması. "hukuka
tykm" bulundu. Karar,
"yırgnun karanna müdahale"
olarak değerlendirildi. Ba-
kanlığm. anayasanın 138. ve İda-
ri Yargılama Usulü Yasası'run
52. maddesine göre böyle bir ka-
rar alamayacağını vurgulayan
Avukat Deniş Parlak. "Ba-
kanlık. mahkeme kararlarını dik-
kate almıvor. O zaman bütün
mahkemeler boşa çaltşıyor. bütün
hakimkre boş yere para >erihyor"
dedi.
Bakanlığın karannın kendile-
rini bağlamayacağı görüşünü yi-
neleyen Beyoğlu Belediye Başkan
Yardımctsı Nusret Avcı da karan,
M
hukuk dışı" olarak niteledi. Av-
cı. yıkım haarlıkJannın sürdürül-
düğünü bildirdi.
Içişleri Bakanlığı ise bir açıkla-
ma yaparak tstanbul Valiliği'ne
gönderilen yazının Park Otel'in
yıkımının durdurulmasına ilişkin
bir talimat olmadığını bildirdi.
Park Otel'in dava konusu olan
fazla katlannın yıkınunı durdu-
ran İçişleri Bakanhğı'nın bu ka-
ranna tepkiler sürüyor. Bakanlı-
ğın karanna ilk tepkileri, "kente
ve demokrasiye karşı suç işlendi-
ği" şeklınde gösteren ilgililer. dün
de karann hukuk açısından da
aykınhk taşıdığına dikkat çekti-
ler. Park Otel'in yıkılmasını iste-
yen semt sakinİerinin avukatı
Derviş Parlak, İçişlen Bakanhğı'-
nın süren bir davayı durdurarak
suç ışlediğmı açıkladı. Bakanlık
karannının devletin hukukun üs-
tünlüğü ilkesiyle bağdaşmadığını
belırten Parlak, bu görüşüne da-
yanak olarak anayasanın 138.
maddesiyle Idari Yargılama
Usulü Kanunu'nun 52. maddesi-
ni gösterdi.
Maddeler ne diyor?
Yargı konusunda, mahkeme-
lerin bağımsızlığını içeren anaya-
sanın 138. maddesi. "Hakimler,
görevlerinde bağımsızdırlar, ana-
yasaya, kanuna >e hukuka uygun
olarak vicdani kaıuuttlerine göre
bfiküm verirler" diyor. Aynı mad-
de hiçbir organ. makarn. merci
veya kişinin, yargı yetkisinin kul-
ztzizi
tzzzh
ARAYIS
ÇİRKİNLİK ABİDE GİBİ YÜKSELDİ-lstanbullu Park Otel'i istemiyor. Otclin imara avkırı 11 katının yıkımı için kampanyalar yüriitüldü. davalar açıldı, çeşit-
li mahkemelerden çıkan kararlarda çevreciler kazandı. Ancak otelin katları bugüne kadar yıkılamadı. Her seferinde birileri çıkıp y ıkıma dur dedi.
lanılmasında mahkemelere ve
hakimlere emir ve talimat vere-
meyeceğini. genelge göndereme-
yeceğini. tavsiye ve telkinde bulu-
namayacağını öngörüyor.
Madde. şöyle devam ediyor:
"Göriilmekte olan bir dava hak-
kında Yasama Meclisi'nde yargı
yetkisinin kullanılması ile ilgili so-
nı sorulamaz, görüşme yapılamaz
veya herhangi bir bey anda bulunu-
lama/. Yasama >e yiiriitme organ-
lan ile idare, mahkeme kararlan-
na uymak zorundadır. bu organlar
ve idare, mahkeme kararlarını
hiçbir surette değiştiremez »e bun-
ların yerine getirilmesini geciktire-
mez."
Idari Yargılama Usulü Ya-
sası'run 52. maddesi ise "Temyiz
veya itiraz yofaına başvunılmuş ol-
mas», mahkeme kararlannın yürû-
rülmesini durduramaz. Ancak
temyiz veya itirazı incelemeye yet-
kili yargı mercii, teminat karşılı-
ğında mahkeme karannın yürü-
tfilmesinin durdurulmasına karar
verebilir" diyor.
Hukuka karşı işlenen suç
tçişleri Bakanhğı'nın aldtğı ka-
rarla, îdari Yargılama Usulü Ka-
nunu'nun 52. maddesini çiğnedi-
ğini vurgulayan Av. Derviş Par-
lak, "İdare mahketneleri ve Danı-
ştay'dan \erilen iptal karariarı uy-
gulanması gereken kararlardır.
Bunun tek isrisnası temyiz mercii-
nin tdari Dava Daireİeri Genel
Kurulu'na başvurarak karann uy-
gulanmasının durdurulmasını iste-
mesidir. Oysa bu olayda böyle bir
talep olmamıştır'* dedi.
Derviş Parlak'ın görüşlerine
katılan ve "Hukukun üstüniüğünü
savunan bir iilkede hukuk dışı bir
karar alınırsa bu bizi bağlamaz"
diyen Beyoğlu Beledıyesı Başkan
Yardımcısı Nusret Avcı. görüşle-
nni şöyle açıkladı:
"Biz encümen karan almışız,
asıl bunu uygulamazsak suç işle-
riz. Park Otel'in yıkıiacak bölü-
müne ait betonarme projeteri Hol-
landa'ya gönderildi. Bilgisay arda,
yıkım tekniği belirlenecek. Birkaç
gün içinde gelmesini bekliyonız.
Sonra da açık şefTaf bir ihale yapı-
lacak."
Mimarlar Odası İstanbul Ana-
kent Şubesı de içişleri Bakanlığf-
nın müdahale yazısının gerceği
yansıtmadığını belirtti. Park
Otel'e ılışkin davalar konusunda
bılgı \crilen oda açıklamasında.
Park Otel'in fazla katlannın yıkı-
mına ilişkin davanın, semt sakin-
lerini bünyesınde banndıran
Ayaspaşa Derneği'nce açıldığı
hatırlatılarak bu nedenle yıkımın
uygulanmaması için hiçbir neden
olmadığı belirtildi.
İçişleri Bakanlığı ise. "Gazioğ-
lu Park Otel'i yıktırmıyor" habe-
nmiz üzenne bir açıklama gönde-
rerek Bakanlığın otelin yıkımının
durdurulmasına ilişkin bir tali-
matının söz konusu olmadığını
bildirdi. İstanbul Valiliği'ne gön-
derilen Bakanlık yazısında. ılçe
belediyeleri yerine getirmediği
takdirde. Büyükşehir belediyele-
nne yıkım \e mühürleme yetkısi
sağlayan "Büyükşehir Belediyele-
rinin Yönetiıiıi Hakkında 3030
Sayılı Kanunun L vgulanması ile
jlgili Yönetmeliğin 10. Maddesine
İki Fıkra Eklenmesi Hakkındaki
Yönetmelik"le yürütmenın dur-
durulmasına karar verildiğı ve
konuyla ilgili çeşitli davalann da
sürdüğü anlaşıldığından yargı
kararlanna uygun olarak işlem
yapılması gerektiğinin bildırildiğı
açıklandı.
Ancak ilgili belediyelenn hu-
kuk dışı davranışlarda bulunma-
malan istenen Bakanlık açıkla-
masında. "konuyla ilgili çeşitli da-
valann da sürdüğü anlaşıldığından
idari yargı kararlanna uygun ola-
rak işlem yapılması gerektiği"
ibaresinden ne denmek istendiği
anlaşılamadı.
EmektUer
patlamak
üzere
• Temmuz ayında
açıklanan zamlann
ekim-arahk farklan
aybaşında ödenemiyor.
• Emekli Sandığı Genel
Müdürlüğü: Hanrüklar
sürüyor.
• Emekliler: Bizd gözden
çıkardılar.
• Emekli Dernekleri:
Sokaklara döküleceğiz.
ÜMİTOTAN ~
İZMIR-Memur emeklileri,
son zamdan kaynaklanan
ekim-arahk farklannı aybaşı-
nda alamayacaklar. Emekli
Sandığı Genel Müdürlüğü
yetkilileri, çalışmalann sürdü-
ğünü bu nedenle farklann ay
başında ödenemeyeceğini açı-
klarken, emekliler "Bu yaşlı
halimizle sokağa dökülmek-
ten başka caremiz kalmadı"
dediler. Emekli dernekleri ise
emeklilerin sorunlanyla ilgi-
lenecek bir bakanlığın kurul-
ması için harekete geçti.
Altı aylık zamlann üçer
aylık dilımlere indirilmesin-
den sonra, emekliler zamlar-
dan doğan farklannı büyük
fecikmeyle almaya başladılar.
kim ayında üç avlığını ala-
cak bir memur emeklisinin
zamlardan doğan farkını ne
zaman alacağı belli değil. ön-
ceki uygulamada zamlannı
bir hafta içinde aldıklannı
şimdi ise büyük bir belirsizlik
yaşadıklannı belirten memur
emeklileri sorunlannı şöyle
dile getirdiler:
" Devlet borcunu bizden fai-
ziyle alıyor. Bizim paramızı
dilediği zaman veriyor. Bu böy-
le yürümez. Gecikme zanunı
için dava açacağu. Yaşlı haü-
mizk sokaklara dökülüp bize
ilgisiz kalanları utandıra-
Emekli Sandığı İzmir Bölge
Müdürlüğü'nün konuyla ilgili
yetkilileri emeklilerden süreKİi
telefon aldıklannı belirterek,
"Biz her şeyi hazırlayıp Anka-
ra'ya gönderdik. Buradan
kaynaklanan bir sorun yok.
Genel müdürlüğün emrini
bekliyoruz"dediler. Emekli
Sandığı Genel Müdürlüğü
yetkilileri ise. çalışmalann
sürdüğünü konuyla ilgili kap-
samlı açıklama yapamaya-
caklannı, ancak zamlardan
doğan farklann 1 Ekinıtarihı-
ne yetişmeyeceğini belirttiler.
l
Özelradyolarlakasetçileruzlaşb
Centilmenlik anlaşmasına göre kaseüer pisayasa çıkmadan içindeki parçalar radyolarda çalınamayacak
R
İstanbul Haber Servisi- Kuruluşun-
dan bu yana özel radyolarla kaset fır-
malan ve sanatçılar arasında yaşanan
"müzik eserierini izinsiz kullanma" soru-
nu çözümleniyor. Dün ilk kez ortaya
konulan centilmenlik anlaşması uyann-
ca, arük radyolar. bir sanatçının piyasa-
ya henüz çıkmamış
olan kasetinde yer
alan parçalan dilediği
gibi kullanamayacak.
Bunun ilk uygula-
ması ise Sezen Aksu-
nun, 2 ekimde piyasa-
ya sürülecek olan
"DeU Kızın Türkü-
sü" adlı kasetinde
gerçekleştirilecek.
Müzik Yapırncılan
Derneğj (MÜYAP)
Başkanı ve Sezen Ak-
su'nun yeni kasetinin
yapıması Tempa Fo-
neks'in sahibi Aydın
Oskay, Radyo-Tele-
vizyon Sahipleri ve
Ya>ıncılan Derneği
(RTSYD) Başkanı Osman Ataman ile
baa özel radyolardan temsilcilerin dün
düzenlediği ortak basın toplantısında,
ilk kez uygulanacak olan anlaşmanın
detaylan dile getirildi.
Anlaşmaya göre, derneğe üye olan
radyo kuruluşlan, gerekli yayın iznini
alacakları tarihe kadar, Sezen Aksu'-
nun yeni kasetinde yer alan şarkılan-
ndan hiçbirini, baştan sona, tümüyle
çalmamayı kabul ediyor. 45 gün olarak
belirlenen sürenin sonunda. Foneks,
kasetteki şarkılardan bir ya da ikisinin
yayınına izin verecek. ilerfeyen tarihler-
de ise bu adet giderek arttınlacak. Bu
adyo Televizyon
Sahipleri ve Yayıncıjan
Derneği tarafından İs-
tanbul başta olmak üzere
Türkiye'deki tüm özel
radyolara gönderilen
faksta radyo
kuruluşlanndan ilk kez
uygulanacak bu
anlaşmaya uymalan
istendi.
süre içinde ise özel radyolar. kendilenne
dağıtılan ve her bir şarkıdan 45'er sani-
yelik bölümlerin bulunduğu bir tanıtım
kasetini yayınlayabilecekler.
Radyo Televizyon Sahipjeri ve
Yayınalan Demeği tarafından İstanbul
başta olmak üzere Türkiye'deki tüm
özel radyolara gön-
derilen faksta rad-
yo kuruluşlanndan
ilk kez uygulanacak
bu anlaşmaya uy-
malan istendi. Os-
Atamanman ım-
zasını taşıyan yazı-
da özetle şöyle de-
nildi: "Radyo
yayıncılığının başla-
masıyla birlikte mü-
zik sektörü ciddi bir
sarsıntı geçirdi. Yan
sektörleriyle birlikte
yüzbine yakın in-
sanın ekmek kapısı
olan bu sektöre, pi-
yasay a yeni çıkan
eserleri yayınlamak
yoluyla istetneden ve bilmeden birçok
yayıncı arkadaşımız zarar verdi, zarar
verdik. Sizlerden şu an acil ricamız, hepi-
mizin radyo yayıncılığı geleceğini belirle-
yecek ve radyo yayıneılanna yapımcı-
İann izin vermesi gerekli hoşgörünün
sağlandığı bu ortamda. yapımcı-yayıncı
işbirliğinin ilk önemli başlangıcı olarak
görülen, Sezen Aksu'nun "Deli Kızm Tür-
küsü' adlı kasetini, Türkiye çapında
dağıtunının tamamlanması ve ticari ris-
kinin azalması için gereken asgari 45 gün
süresince kullanmamanız. Çünkü göste-
receğiz bu çabalar en az Anayasa deği-
şikligi mücadelesi kadar önemlidir."
Radyo Televizyon Sahipleri ve Yayıncüan Derneği Başkanı Osman Ataman ile
Müzik Yapırncılan Derneği Başkanı Aydın Oskay el stkışarak özel radyolar ve
kaset firmaları arasındaki sorunların çözümü için önemli bir adım attılar.
SeııclikacıToçoğluağırcezadayargdanacak
• Türk-İş Genel Mali Sekreteri Enver Toçoğlu hakkında yolsuzluk suçlaması ile dava açıldı.
ŞÜKRANKETENCİ
Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve De-
miryol-İş Başkanı Enver Toçoğlu hak-
kında SSK Derneği ile ilgili yolsuzluk
suçlaması kapsamında, hapis istemi ile
dava açıldı. Toçoğlu. ağır cezada yargj-
lanacak.
Türk:İş Genel Mali Sekreteri ve De-
miryol-İş Başkanı Enver Toçoğlu hak-
kında SSK Derneği ile ilgili yolsuzluk
kapsamında yapılan soruşturma, savcı-
nın iddianamesinı tamamlaması ve ağır
cezada dava açılması ile sonuçlandı. To-
çoğlu'nun, görevi kötüye kullanma su-
çundan çeşitli ceza maddelerine dayalı
olarak 1-8 yıl arasında değişcn hapis ve
ağır hapis ilecezalandınlması isteniyor.
Toçoğlu, SSK Mensuplan Eğitim ve
Dinlenme Tesisleri Derneği'ndekı yol-
suzluk olayında. derneğjn diğer yöneti-
cileri ile birlikte, "İhtilasen zimmet. res-
mi evrakta sahtekarlık, görevi kötüye
kullanma''' suçlanndan cezalandınlma
istemi ile Ankara 5. Ağjr Ceza Mahke-
mesi'nde, 26 ekim tarihinde başlayacak
dava kapsamında yargılanacak.
Hakkında SSK yönetımindeki görevi
nedeni ile de soruşturma ve yolsuzluk
suçlamalan bulunan Enver Toçoğlu ve
arkadaşlan hakkında daha önce yapıl-
mış idari soruşturmada müfetiş raporu
aleyhte ve suçlamalan doğrular nitelikte
çıkmıştı. Bu rapora da>alı geliştirilen
savcılık soruşturması, tamamlanarak
iddıaname hazırlandı ve sanıklann adı
geçen suçlarla ayn ayn cezalandınlma-
lan istendi. Toçoğlu ile birlikte, SSK
Derneği'ndeki yolsuzluk hakkında açı-
lan davada dığer v önetim kurulu üyeleri
Cemal l ysal, Güneri Güneş. Mehmet
Ay Melek, Esat Ceylan, Fe^zi İlhan. Öz-
den L nal, İbrahim \lungan, Rıfkı İyiak-
su, M.Şekif Güiçün ve Nazmi Ercan gö-
revi kötüye kullanma suçu ile Türk
Ceza Kanunu'nun değişik 202 2-4,219
son. 342 1. 240. 71, 74 maddeleri uya-
nnca yargılanacaklar. Sapıklar Coşliun
Çetik, Lütfi İnceler ve Ali İhsan Tünuçun
hakkında ise bu suçlara iştirak vc görev-
lerıni kötüye kullanma nedeni ile Türk
Ceza Kanunu'nun 230. maddesine göre
ayn ayn cezalandırma isteniyor. ilgili
yasa hükümleri. Toçoğlu ve arkadaş-
lan ıçıngorevı kotuvckullanmaaan, I-Ö
yü arasında değışen hepis ve ağır hapis
cezalannı ve bazı hafıfletici hükümleri
içeriyor.
İddianamcde çeşitli kişisel harcama-
lann dernekten karşılanması. dernek
paralannın uzun süre şahıs zimmetinde
bulunması, çıkar sağlanması. derneğin
banka hesabından zimmete para geçiril-
mesi, çeşitli seyahatler ile ilgili usulsüz
lahakkuk ve odeme yapılması. dernek
amaçlannın dışında izinsiz seyahat ve
harcama. dernek imkanlannın keyfi
kullanılması. derneğin zarara uğraül-
ması, inşaata fazla ödeme yapılması gibi
çeşitli suçlamalar yer alıyor. Dernek yö-
neticilerinin Enver Toçoğlu da dahil ol-
mak üzere görev ve sorumluluklannı
yerine gctirmedikleri, suç işlenmesine
olanak sağladıklan veya suça iştirak et-
tikleri, görevlerini ihmal suçu işledıkle-
rinin tüm evrak içeriğinden anlaşıldığı
önesürülüyor. Bunadayanılarak açılan
davada da cezalandırılmak üzcrc yargı-
lanmalan isteniyor.
T0KTAM1Ş ATEŞ
Siyaset Sanatı
"Siyasetin ne o/duğu"tanımlanırken, kimi zaman çok
"fiyakah" açıklamalar yapılır. Bunlardan birine göre si-
yaset, "Halkı yönetme sanatı"d\r.
Bundan otuz yıl kadar önceydi. 1Ü iktisat Fakültesi'nin
Siyasal Bilimler Bölümü'rKİe son sınıf öğrencisiydim. O
dönemde Siyaset ilmi Bölümü'nün, ABD lowa Üniversi-
tesi ile bir "değişim programı" vardı. Her yıl bir hoca
gönderirlerdi. O yıl gelen hoca, şu anda da ABD'li siya-
set bilimciler arasında saygın bir yeri olan M. Lunine idi.
(Zaten önceleri hoca öğrenci çerçevesinde kalan ilişki-
miz, daha sonralart dost ve meslektaş olarak günümüze
kadar sürdü)
Prof. Lunine ilk derse geldiği gün tanışma vs. faslın-
dan sonra, onkişiliksınıfımıza, "Siyasetnedir?"sorusu-
nu yöneltti. Sorunun yanıtını biliyorum ya, fırladım ye-
rimden, "Halkı ve insanlan yönetmek sanatıdır." Prof.
Lunine bir an düşündü ve "olabilir" dedi. "Ama neden
sanat diyorsun? Neden bir dizi yazar siyaseti bir bilim
olarak değil de. bir sanat olarak tanımlar?"
Bende yanıt yok. Kafamda bir tanım vardı ama, üze-
rinde yeterince düşünmemiştim. Neyse, araya başka
arkadaşların tanımları girdi, durumu kurtardım. Bu ko-
nuyu daha sonraları da kendisiyle tartışmaya utandım.
Yıllar geçip_, siyaset bilimı alanında bir şeyler yapma-
ya çalışırken ve mütevazı da olsa, belli bir birikim sağla-
dıktan sonra; kimi düşünürlerin, neden siyaseti bir "sa-
nat" olarak tanımladıklarını anlayabildim.
Siyaset tanımının merkezine siyasetçiyi koyarsak, si-
yaset gerçekten "sanaf özelliği taşıyan" bir uğraş olu-
yor. Zira halktan "temsil yetkisi" isteyen insanın, başka
özelliklerinin yanı sıra, "inandıncı"ve "etkileyici"olma-
sıgerekiyor. Kesinlikleküçültücüanlamdakullanmadan
şunu ifade etmek isterim ki; siyasetçinin biraz "ro/yap-
ması" bir parça "artist özelliklerine"sahip olması gere-
kiyor.
Tüm bunları Sayın Yûksel Çakmur un gectiğimiz salı
günü bu köşede yayımladığım mektubunu okuyunca
anımsadım ve düşündüm. Aslında, sanıyorum bu mek-
tup, benim kadar, başkalarına da mesajlar içeriyordu.
Ama sonuç olarak muhatabı bendim. Ve bu mektubu
okurken ilginç bir biçimdefarkettim ki; televizyondaki ta-
lihsiz konuşmasını izlediğim Yüksel Çakmur'la, okudu-
ğum mektubu kaleme alan Yüksel Çakmur, sanki bam-
başka iki insan. Daha doğrusu iki ayn rolde görülen bir
insan. Birinde, belli bir hedefe ulaşmak için "aykın"
koalisyonlara göz kırpan bir Yüksel Çakmur vardı. Öbü-
ründe, kısmen soğukkanlı değerlendirmeler yapan bir
Yüksel Çakmur.
"Aykın" sözcüğünde ısrar ediyorum. Sayın Çakmur'-
un bu konudaki "ayıplamasını"da reddediyor ve kendi-
sini bu konuda "duşünmeye" davet ediyorum. Ayrıca
şunu da ifade etmek isterim ki; düşünce, inanç ve ifade
özgürlüğüne yürekten inanırım. Zaten bunlar birbirin-
den ayrılamaz. İsteyen istediği biçimde düşünür, inanır
ve bunları ifade eder. Bu onun özgürlüğüdür. Fakat be-
nim, ya da başkalarının da, bunları "aykın" bulma öz-
gürlüğü vardır. "Sakıncalı" demedim, "zararlı" deme-
dim. Aykın bulmak neden bılimadamlığınatersdüşsün?
Ancak "Kamu kaynaklarını kullanma"savım, gerçek-
ten dayanaksız ve münasebetsiz bir sav oldu. Kendisin-
denözürdiliyorum.
Aslında bu köşede sık sık "kişilerle sorunum yofc"^-
yorum, sonra da birilerini istemeden kırıyorum. (Tabii
bazen isteyerek kırdığım da olmuyor değil). Benim Sa-
yın Çakmur'la hiçbir alıp veremediğım yok. Izmir'den
minibüsleri kovalayan ve büyük kentlerimizi bir çekirge
sürüsü gibi saran seyyar satıcıları engelleyen, sosyal
demokrat bir belediye başkanına neden karşı olayım?
Ama olaylar kimi zaman, hiç istemediği yerlere çekiyor
insanı.
Ancak Yüksel Çakmur'un, "Beni, savunmak zorunda
olduğunuz kişilerle kanştınyorsunuz?" ifadesini de ben
ayıpladım. Kimseyi savunmak zorunda değilim. Ben sa-
dece ilkeleri ve doğru bulduğum şeyleri savunurum.
Yanlış bulduğum şeylere de karşı çıkarım. Ama yanıldı-
ğımı anlarsam, hiç gocunmadan özür dilemesini de bili-
rim. Ayrıca aynı yanlışı iki kez yapmam.
Kurultay öncesinde keşke, 1980'lerdeki Çakmur'u,
son mektubunda dile getirdiği, "Atatürkçü"ve "devrim-
ci" Yüksel Çakmur'u görebilseydim. Eğer Yüksel Çak-
mur bende bu izlenimi uyandıramadıysa, herhalde suç
bende değildir. Ya da en azından kendisinin de kusuru
vardır.
Mektubundan anladığım kadarıyla Yüksel Çakmur si-
yasal mücadelesini sürdürecek. Bu kurultaydan daha
da olgunlaşmış ve deneyim kazanmış olarak çıktığını
düşünüyorum. Mücadelesinin bu aşamasında, sosyal
demokrasiyi daraltan kalıplar ve sloganlar yerine, ge-
nişleten ve kitle içinde ses getiren "butunleyici" slogan-
lar geliştirmesini umut ediyorum. Sosyal demokrasinin
içinde bulunduğu durumdan kurtulması konusunda kat-
kılar bekliyor ve içtenlikle başarılar diliyorum.
llham Artûz 'ü kaybettik
• Haber Merkezi - Ülkemizın
değerli deniz bilimcilerindcn ve
Cumhuriyet Bilim Teknik ekimızin
düzenlı \ azarlanndan Hidrobiyolog
Dr. İlham Artüz dün sabah kalp krizi
sonucuyefat etti. İTÜ öğretim üyesi
olan İlham Artüz en son temmuz
ayında Marmara Denizi'nde
araştırma yapmıştı. Buçalışmanın
ilk özel sonuçlan. bu cumartesi
e^ünüçıkacak Cumhuriyet Bilim Teknik'te"Marmara Denizi
Ölüyor" başhgıyla yayımlanacak. Ömrünü denizlere adayan
Türkiye denizlerini özellikle. Maımara Denizi'ni durrnadan
araştıran İlham Artüz (69). IÜ Fen Fakültesinı bitirdikten
sonra üst öğrenimıni Danimarka ve Portekız'desürdürdü;
John Hopkins'te Oşinoerafı ve Cambridae'te Ekoloji eğitimi
gördü. Deniz bilimleri.hıdrobiyoloji vedenız kirlenmesi
konulannda uzman olan Artüz çeşitli kuruluşlarda bilimsel
yöneticilik yaptı. Türkiye'nin balıkhane projesi. İzmir Körfezi
Araştırma Projesi. Boğaz tüp geçit oşinografık araştırma gibi
10'dan fazla projeyi yönetti. İstanbul İlı Çevre Korurna Vakfi
Yönetim Kurulu ve diğer çevre derneklerinin de üyesi olan
Artüz' ün 10 kitabı, 215 makalesi ve 25 tane de tebliği bulunuyor.
Fırat Ünivensitesi Televizyonu
• ANKARA (AA)- Fırat Üniversitesi, radyo ve televizyon
alanında yapılacak yasal düzenleme sonrasında bölgeye
yönelik açık yayın \apma\r
ı amaçlıyor. Radyo ve Televizyon
Yüksek Kurulu'ndan (RTYK)"kapalı devre televizyon ızni"
alarak yayınlannı bünye içinde sürdüren üniversitenin teknik
ve program bazında tüm teçhizatının hazır olduğu ve bölgeye
yapılacak açık yayında sorunla karşılaşmayacağı kaydedıldi.
Yeni Otopark Yönetmeliği
• ANKARA (AA)- Yeni Olopark \'önctmeliği"nin yürürlüğe
girişi yılbaşına kadarertelendi. Bayındırlık \e Iskan
Bakanhğı'nın konuya ilişkin değişjklık yönetmeliği dünkü
Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni Otopark
Yönetmeliği daha önce 1 Ekim 1993'te yürürlüğe girmek üzere
1 Temmuz 1993 tarihli Resmi Gazete'de vayımlanmıştı.
Yürürlüğe girişi 3 ay ertelenen yeni Otopark Yönetmeliği,
araçlann yol açtığı trafik sorununun çözümü için hangi bina ve
tesislerde hangi şartlarda otopark yapılacağına açıklık
getiriyor. Yönetmelik uyannca binavı kullananların otopark
ıhtiyacının bina içinde ve\ a parsclindc karşılanması esas
tutuluyor.