Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 EYLÜL1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Halkbank
kredileri artö
•ANKARA (ANKA) - Halk
Bankası'ran küçük esnaf ve
sanatkarlara, esnaf kefalet
kooperatiflerinin kefaletiyle
kullandırdığı kredinin
miktan 100 milyon liraya
çıkanldı. Hazine ve Dış
Ticaret MüsteşarhğYnm
konuyla ilgjli tebliği Resmi
Gazete'de yayımlandı. Halk
Bankası daha önce küçük
esnaf ve sanatkarlara. esnaf
kefalet kooperatiflennin
kefaletiyle 20 milyon liraya
kadar kredi
kullandınlabiliyordu.
ÖzeHeştipmeye
Teksiften ret
• ANKARA (ANKA) -
Türk-İş'e bağlı Teksif
Sendikası, özelleştirmenin
ekonomik değil, politik
olduğunu ileri sürdü.
Sendika. kamu kesiminin
fînansmanının özelleştirme
ile değil, vergilendirme ile
yapılması gerektiğini
belirterek özelleştirme yerine
"özerkleştimıe"yi savundu.
Teksif Sendikası'ıun yaptığı
"Bütün Yönlenyle
Özelleştirme" konulu
araştırmada son 17 yılda
KİTlerin Hazine'ye
katkısının. aldıklanndan
daha fazla olduğuna dikkat
çekilerek KİTlerin en büyük
sorunlanndan birinin gerekli
yenileme ve genişleme
yatınmlanndan mahrum
bırakılmalan olduğuna
değinilerek "KİT'lere gerekli
yatınmlann yapılması
halinde işsizliğe de çözüm
bulunacağı" ileri sürüldü.
AT ile pazarlık
ertelendi
•I ANKARA (ANKA) -
Lüksemburg"da 4 ekimde
yapılması öngörülen
Türkiye-AT Ortaklık
Konsey toplantısı taraflann
yoğun iş programı nedeniyle
8 kasıma ertelendi. Ortaklık
Konseyi toplantısında ele
alınacak gümrük birliği ile
ilgili çahşma programı
tamamlandı. Türkiye. 1994
başında 12 günlük mal
listesinde yüzde 10,22 yılhk
mal listesinde ise yüzde 15
gümrük indirimi yapacak.
Tekfen'den
itıracat atağı
• ANKARA (AA)-
Türkiye'nin ihracaürun
önemli bir bölümünü
gerçekleştiren 23 dış ticaret
sermaye şirketinin (DTSŞ)
toplam üiracatı, bu yılın ilk
altı ayhk döneminde geçen
yılın eşdönemine göre yüzde
3.6 artarak 2 milyar dolara
ulaştı. DTSŞ'ler arasında en
büyük atağı, Tekfen Dış
Ticaret yaptı. Tekfen'in
ocak-haziran ihracatı, üç katı
aşan bir artış gösterdi.
Tekfen Dış Ticaret.
ihracatını bu yılın ilk altı
aylık döneminde yüzde 305.8
oranında arttırarak 114.2
milyon dolara çıkarttı.
Dışticarette
sermaye atağı
• ANKARA (ANKA) - Dış
ticaret sermaye
şirketlerinden Bilkont Dış
Ticaret ve Tekstil AŞ çeyrek
trilyonluk oluyor. Şirket
sermayesini 250 milyar liraya
çıkarmaya hanrlanıyor.
Okan Holding sermayesini
100 milyara çıkartırken
Sönmez Endüstn Holding,
kendisi ve bağh şirketlerinin
sermayelerinde arttırıma
gidiyor. Sönmez Holdıng'in
sermayesi 28.5 milyardan 70
milyara, Sönmez ASF'nin
150 milyardan 320 milyara,
Sönmez Pamuklu'nun"
sermayesi de 230 milyardan
500 milyara yükseltilecek.
Bütçeye'ceza'
dopingi
• ANKARA (ANKA) - Yılın
ilk sekiz ayında, bütçeye
çeşitli cezalardan 2 trilyon
liraya yakın gelir kaydedildi.
Genel bütçe kapsamında
vergi ile ilgili cezalar. idari ve
adli para cezalan ve trafık
cezalanndan yapılan tahsilat
tutan, ocak-ağustos
döneminde bir trilyon 644
milyar lira düzeyinde
gercekleşti.
Söz konusu tutar geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde
53.2 oranında artış gösterdi.
1992'nin ilk sekiz ayında bir
trilyon 73 milyar liralık ceza
geliri elde edilmişti.
Bu yıl ilk sekiz ayda tahsil
edilen ceza gehrlerinin bir
trilyon 368 milyar liralık
bölümünün vergiyle ilgili
Dİduğubelırlendi. Vergiyle
ilgili cezalardan yapılan
[oplam tahsilat geçen yıla
»öre yüzde 50.5 oranında
ırtış ka>detti.
Doğalgazda projenin uzaması ve yeterli abone bulunamaması yüzünden iflasın eşiğinde
IGDAŞ, KİT'leştirilme yohuıda
• Hazine, yüzde 94'ü
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'ne ait olan
İstanbul Gaz Dağıtım
Sanayi ve Ticaret AŞ'nin
(İGDAŞ), kredi
borçlannı ödemek için
istedıği kaynağı, hisse
senedi karşılığı aktarmayı
önerdi. İGDAŞ bu
durumda belediye
bünyesinden çıkmış
olacak.
DENİZ ŞAHİN
İstanbul Gaz Dağıtım Sana-
yii ve Ticaret AŞ'nin (İGDAŞ),
BİT (belediye iktisadi teşebbüsü) olarak
nitelenen statüsünün, kredi borçlannı
ödeyememesi üzerine KİT'e (kamu ıktı-
sadi teşebbüsü) dönüşme olasılığj orta-
ya çıktı.
Doğalgaz yatınm projesinin, planla-
nan sürede tamamlanamaması ve abo-
ne hedefinin yüksek tutulması yüzü-
nden zarara düşen İGDAŞ. kredi borç-
lannı geri ödeyemeyince Hazine"den
yardım istedi.
Geçen dönem yaptığı desteği sınırb
tutan Hazine. bu dönemde Büyükşehir
Abone 122 bin, kullanabilen 29 bin
Sözen dummdan 'memnun'!
İstanbullular, doğalgaza ısınmaya başladı.
Doğalgaz abonelerinin sayısı geçen kışa göre
üçkat artarak 122binibuldu. Ancak
abonelerin yüzde 75'i. "dönüşüm
maliyetlerinin yüksekliği" nedeniyle doğalgaz
kullanamıyor. İstanbul'da halen doğalgaz
kullanabilen abone sayısı 29 bin 600.
Yapımına 1989'da başlanan, ilk kullanımına
1992 ocağında geçilen ve 1993 ortasında
tamamlanan doğalgaz projesi ile 450 bin
aboneye ulaşılması hedefleniyordu.
İstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin
Sözen abone sayısının 122 bin. kullanan
sayısının da 29 bin 600"Ie sınırlı kalmasını "Bu
koşullarda çok iyi" bir gelişme olarak
değerlendirdi. Sözen, ulaşılan rakamlann
taleptekı duraklamanın aşıldığı. hatta tersine
dönerek vatandaşın büyük bir hızla doğalgaz
kullanımına yöneldığini gösterdiğini belirtti.
Bu kış doğalgaza bireysel dönüşümün
maliyeti 30 milyon, ortak dönüşümlerdede
daire başına 10-15 milyon liray ı buluyor.
Belediyesi'ne hisse senedi karşılığı para
vermeyi önerdi.
Hazine'nin diğer seçeneği ise. doğru-
dan Büyükşehir Belediyesi ve İGDAŞ
bütçelerine para aktarmak.
Hazinenin. binnci yoluseçerek hisse
senedi karşılığı para aktarması duru-
munda. çoğunluğu kamuya geçecek
olan İGDAŞ 'tipik' bir KİT'e dönüşe-
cek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ge-
nel Sekreteri Tuğrul Erkin, Hazine'nin
geçen dönemde aktardığı kaynağın
sınırlı kaldığmı, bu dönemde borç öde-
melerinin yapılabilmesi için Hazine ile
yeniden masaya oturduklannı belirte-
rek şu bilgıyı verdi:
"Aldığımız kredi, Hazine garantiti
olduğu için, bizim ödeyemediğimiz
borçlarm Hazine tarafından ödcnmesini
tatep ettik. Gecen sene vapılan anlaşma-
da, Hazine borçların ödenmesi için Büyük-
şehir Belediyesi ve İGDAŞ'ın bütçesine
para koyarak borcu karşılamayı üstlen-
di. Fakat aktarılan kaynak 100milyarli-
rada kaldı.
Bu dönem borç ödemesinin devam et-
mesı için Hazine'yle yeniden gö-
rüştük. Varılan anlaşmaya göre
Hazine ya doğrudan Büyükşehir
ve İGDAŞ bütçesine para akta-
racak ya da İGDAŞ hisseleri
satın alarak para aktarmış ola-
cak. Hazine'nin hisse senedi al-
ması durunda İGDAŞ, KİT ola-
cak."
İstanbul'da doğalgaz altyapı-
sını kurmak. dağıtım ve işlet-
mesini yapmak üzere 25.12.
I986'da 500 mıjyon lira serma-
ye ile kurulan İGDAŞ, doğal-
gaz projesini gerçekleştirmek
için bugüne kadar 1.693 milyar
Fransız Frangı (yaklaşık 3.5
trilyon lira) kredi kullandı. Söz
konusu kredi doğalgaz projesi-
nin müteahhitlieıni alan SAE
ve ALARKO ile danışmanbk ve kont-
rollük hizmetini alan SOFRAGAZ ta-
rafından sağlanmıştı.
66 milyon FF'sı (yaklaşık 142 milyar
lira) bağış olan kredinin. 1.381 milyar
FF'sinin (yaklaşık üç trilyon lira) 17.2.
1991 ile 18.10.2001 tarihleri arasında,
245 mil>on FF'sinin (yaklaşık 527 mil-
yar lira) ise 1999 yılından itibaren öden-
mesi gerekiyor. Toplam 1.693 milyar
FF'lik bu kaynağın dışında. bu yıl için-
de 191.8 milyon FF (412 milyar lira) ek
kredi alındı.
AT'li toptancılar ucuz ülkeden alıp pahalısında satarak fıyat farkından köşe döndüler
Gümrük birliği vurgunu
BÜLENT KIZANLIK
Türkiye"nin Avrupa Toplu-
luğu ile gümrük birbğinden ti-
caret yapanlar karlı çıkacak.
Avrupa ile Türkiye arasındaki
fıyat farklan en çok her iki yer-
de de üretim ve pazarlama ya-
pan çokuluslu fırmalan zorla-
yacak. Aynı ürünü ucuz satılan
ülkeden alıp fıyatın yüksek ol-
duğu ülkede pazarlayanlar bü-
yük vurgun vuracak.
Türkiye'nin gümrük birliği
hazırlıklan. dünya markası ola-
rak bilinen üretici firmalann
yetkililerine AT içinde yaşanan
Portekiz krizini haürlatü. Por-
tekiz'de daha ucuz fıyatla stok
yapan "'uyanık" toptancılann.
.bunu fıyatlann daha yüksek ol-
duğu Almanya'da satmalanyla
yaşanan sıkıntı. AT yetkilerini
3-4 yıl uğraştırdı. İspanya ve
Yunanistan da farklı fıyat sevi-
yeleri topluluk içinde kendini
hissettirdi.
Çokuluslu firmalann AT-
deki sorunu çözmek için aynı
üründe ülkeler arasındaki bü-
yük fıyat farklılıklannı ortadan
kaldırmak zorunda kaldıklan-
nı anlatan Başer-Colgate Satış
Koordinatörü Mehmet Başer,
Türkiye için de aynı endişelerin
yaşandığmı söyledi.
Avnıpalılann endişesi
Marketıng Forum "93 top-
lantısına katılan Mehmet Ba-
şer, "Pazarlama toplantıların-
da, A>rupa ülkelerinin satış mü-
dürleri sık sık Colgate diş ma-
cunlannın Türkiye'deki fıyatını
sonıyorlar? Acaba gümrük birli-
ğinden sonra Türkiye'deki top-
tancılar da Avrupa'va mal satar-
lar mı diye endişe duyuyorlar"
dedi.
"Avrupa'da oluşacak fiyat
son derece büyük sorun yarattı.
hâlâ da yaratmaya devam edi-
yor" biciminde konuşan Meh-
met Başer'e göre global marka-
• Avrupa'da gümrük birliğinden yararlanan büyük toptancılann ayru ürünü Portekiz gibi ucuz olan
ülkeden stoklayıp Almanya gibi pahalı olan ülkelere satmalan, çokuluslu firmalan sıkıntıya soktu. AT'de
fıyatlan 3-4 yılda dengeleyebilen dünya devleri şimdi Türkiye'nin gümrük birliğinden endişe duyuyorlar.
Türklye'de kim karlı cıkar?
Ucuzluk biraz zorLDünya markalannın Tür-
kıye'de uyguladığı fıyatlar Av-
rupa'ya göre oldukça farklı.
Hammaddesi yurtdışından ithal
edilen veya oligopol pazar pay-
laşımı bulunan ürünlerin fıyat-
lan. Türkiye'de daha yüksek.
Aynı markayı taşıdığı halde
Türkıye'de ucuz olan ürünlerin
buradaki loptancılar kanalıyla
Avrupa'ya gönderilip orada
v üksek fiyatıan satılması müm-
kün. Tersi durumda ise Tür-
kiye'deki ithalatçılar. aynı mar-
kanın daha ucuza satılan ürünü-
nü oradaki toptancılar kanalıy-
la ithal edecekler.
Bu ikı senaryonun da Türk
tüketicisıne düşük fıyat olarak
y'ansıması çok sınırlı olacak.
Çünkü ülkeler arasındaki fiyat
farkı. büyük ölçüde pazarlama
kanallannda kar olarak payla-
şılacak. Yine de uluslararası
üretıciler hammadde ithalatının
kolaylaşmasının da etkisiyle fi-
yatını Avrupa ile dengelemek
için bir mıktar aşağıya çekmek
zorunda kalırsa, tüketici az da
olsa fayda sağlayacak. Ya da
ucuz olan ülkeden ithal edilen
mallann, rekabet edebilmesi
için Türkiye'dekinin biraz allı-
nda fıyatlan tercih edilebilecek.
Dünya markalannın ülkeler
için uyguladıklan ambalaj
farklılıklan tam bir fıyat karşı-
laştırmasına olanak tanımıyor.
Ancak, örneklemeler farklann
ne denli önemli boyutta oldu-
ğunu gösteriyor.
AT üyesi Danimarka'da tüke-
tici yanm litre Coca Cola'ya 6.5
kron (11 bin 960 lira) ödüyor.
Türkiye"de ise litresi 15 bin lira-
dan satılıyor. Yine Türkiye'de
paketi 4 bin ile 6 bin lira arasında
satılan Knorr hazır çorba, Ko-
penhag'da çiftlı paket olarak 19
kron (34 bin 960 lira). Buna kar-
şın Türkive'de 250 ml'lik Elidor
şampuan 36 bin lira iken. A\ru-
pa versiyonu Elida şampuanın
225 ml'sı 13,% kron (25 bin 600
lira). Türkiye'de deterjanlar da
ateş pahası. Ariel'in Türkiye'de
ultra olarak adlandınlan özel bi-
kşımi 780 gramlık kutuda 69 bin
500 liradan satdıyor. Dani-
marka'da ise aynı fiyata (37
kron) 2 kiloluk paketler saübyor.
lann en büyük problemı. bir
yerden bir yere taşınma. Başer.
bunu şirketler yapmasa bile bü-
yük toptancılann yapabildığıni
söylüyor. Mehmet Başer, olayı
Cumhuriyet"e anlatırken Porte-
kiz krizinin Colgate'i de son de-
rece olumsuz etkılediğini belir-
terek şöyle konuştu:
"Portekiz'deki Colgate, hiç-
bir zaman Almany a'daki pazara
giremez, çünkü orada da şubesi
var. Ancak Portekiz'deki bir
toptancı bu malı rahatlıkla Al-
many a'ya satabilir. Çünkü güm-
rük birliği neticesinde A>rupa
tek bir pazar haline geldi
Çokkâriı
Şu an Colgatedişmacunu iki
yerde üretiliyor. İtalya rüm Av-
rupa'nın Colgate dişmacunu
ihtiyacını karşıiıyor. Yunanis-
tan'a oradan gidiyor, Almany a'-
ya oradan gidiyor, standart am-
balaj. Bir ülkedeki fiyat diğerin-
den farklı olduğu zaman tabii ki
ülkedeki dağıtım zincirleri. onu
ucuz olan ülkeden alıp pahalı
satılan üikey e getirip büyük kar-
lar sağlay abilmekte.
Birden, 50 cente satılan diş
macumınu Almanya'nın seviye-
sinde 90 cente çıkarmak müm-
kün değil. Bunun çalışması uzun
yıllar aldı. 3-5 yılhk bir çaltş-
mayla o ürünlerin fıy atları bütün
Avrupa da bir dengeye geriril-
meye çalışıldı. Almanya biraz fi-
yatını indirdi, Portekiz biraz
arttırdı. Bu, büvük bir koordi-
nasyon istedi. Türkiye de bir
gümrük birliğinc girdiği zaman
bizim de mutlaka koordinasyo-
na girmemiz lazım."
Başer-Colgate Saüş Koordi-
natörü Mehmet Başer ATde
gümrük birliğine gecılirken ço-
kuluslu firmalann 6-7 yıl süren
aynnülı çalışmalar yapüklannı
hatırlattı. Başer, Türkiye'nin de
bu konuda hazırlık yapması %«
gümrük birliğinin "sadece AT is-
tiyor diye" düşünülmemesi ge-
rektiğini savundu.
Pamukta prim krizi büyüyor
Birliklerzorda
• Antalya yöresinde bugüne kadar 1500 ton
pamuk alımı gerçekleştiren Antbirlik.ürün
bedellerini ödeyebilmçk için gerekli krediyi
sağlayamaması halinde ödeme güçlüğüne düşecek.
ANTALYA (AA) - Türkiye'-
de Çukurova ve Ege'den sonra
en fazla pamuk üretiminin ya-
pıldığı Antalya yöresinde Ant-
birlik ve tüccar tarafından baş-
latılan pamuk alımlan sürüyor.
Ancak Antbirlik yetkilileri,
daha şimdiden. teslimlerin yo-
ğunlaşacağı ekim ayında öde-
me sıkıntısına düşebilecekleri
kaygısını dile getiriyorlar.
Yörede 8 merkezde pamuk
alımını sürdüren Antbirlik, bu-
güne kadar bin-bin 500 ton,
yöre tüccan ise 50-60 ton dola-
yında pamuk alımı gerçekleşti-
rebıldi.
Kredi bekleniyor
Birlik yetkilileri, birliklenn
ürün bedellerini ödeyebilmesi
için gerekli olan krediyi henüz
sağlayamadığını belirterek,
kredinin sağlanamaması halin-
de ödeme sıkıntısının doğacağı-
nı söyledıler.
Yetkililer, Sanayi ve Ticaret
Bakaniığı'nın Ziraat Bankası"-
na göndermesi gereken her kilo
pamuk için 3 bin liralık prim
ödeme yazısının da banka şu-
belerine ulaşmadığını, şubelere
başvuran pamuk çiftçilerinin
geri çevnldiğını kaydettiler.
Bu arada, Antalya yöresin-
deki pamuk üreticilerinin de
Antbirlik'e pamuk teslım et-
mek için ekim aymı beklediğini
gözlendi. Yetkililer, birliğin her
ay ürünün kilosuna ödeyeceği
250 liralık fiyat farkının 3 gün
sonra başlayacağını, bu neden-
le üreticinin malını teslim etmek
için ekim ayını beklediğini söy-
lediler.
Yetkililer. birliğin üreticiden
eylül ayı içinde aldığı pamuğa 6
bin, ekim ayında alacağı pa-
muk için 6 bin 250 lira fiyat uy-
gulayacağını, Ziraat Bankası'-
ndan alacağı 3 bin liralık primle
birlikte ürün bedelinin 9 bin li-
rayı aşacağını beiirttiler. •
Öte yandan. yörede pamuk
alımına başlayan tüccar da ürü-
nün kilosuna 5 bin 200 lira ile 5
bin 500 lira arasında fıyat uygu-
luyor.
Bugüne kadar yöreden 50-60
ton dolayında pamuk toplayan
tüccann alımlannın da ekim
ayında hızlanacağı belirtiliyor.
Ambalajdan çıkan sürpriz
İstanbul HaberServisi - 8. Uluslararası
Paketleme ve Ambalaj Sanayii Fuarı (IPACK
'93). dün İstanbul Dünya Ticaret Merkezi"nde
Bakırköy Belediye Başkanı Ah TalipÖzdemir
tarafından açıldı. Açılışta birer konuşma yapan
Özdemir ve İstanbul Ticaret Odası Başkanı
Atalay Şahınoğlu. uluslararası fuarlann
ülkenin ihracatına katkıda bulunacağını
kaydettiler YeşilköyÇobançeşme
Kavşağı'nda İcurulu bulunan İstanbul Dünya
Ticaret Merkezi'nin de İslanbul'da çoktan beri
ihtıyaç duyulan bir yapı olduğu belirtilen
konuşmalardan sonra Özdemir. fuar
kurdelesini keserek açılışı yaptı. Bakırköy
Belediye Başkanı girişteki dev hediye paketini
açtığında ellerinde güyercın tutan manken
Rachel ile karşılaştı. Özdemir. davetliler
tarafından alkışlanan sürprizden sonra fuar
alanındaki standlan Şahinoğlu ile birlikte
gezdi. Fuarda yann ÇevkoileCNR
(Uluslararası Fuaralık ve Ticaret A.Ş.)
işbirliğiyle "Katı Atıklar ve Çevre" konulu
uluslararası bırpanel düzenlenecek
(Fotoğraf: HATİCETUNCER)
IŞÇEMNEVRENINDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
Bal Gibi Alıstık
Geçen hafta sonu İstanbul'da kamuoyunun fazlaca dik-
katini çekmeyen önemli bir toplantı yapıldı. Meslek odala-
rının, işçi sendikaları konfederasyonlarının başkanları ile
siyasi parti temsilcilerı, meslek örgütterinin üyelerine ve
ulusa karşı görevlerini tartıştılar. istanbul Yüksek Ticaret
ve Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi
Mezunları Derneğfnin düzenlediği bu toplantının bütü-
nünde, olaylar ve kamuoyu yönlendirmesi karmaşası
içinde, gerçek sorunlarımızdan ne kadar uzak düştüğü-
müz bir kez daha ortaya çıktı.
Anımsıyorsunuz değil mi? Bizim, 12 Eylül'ün insan hak-
ları, demokrasi üzerindeki tahribatını ortadan kaldırma
gibi bir ana gundemimiz vardı. Sadece seçim kampanya-
larında değil, hükümet program ve protokollerinde, 12
Eylül'ün mirası antidemokratik anayasa ve yasaklı düze-
ni getiren yasaların değiştirilmesi kesin vaadı vardı.
Çok eskilerde kaldığı için tamamen unutmuş olabilirsi-
niz. 12 Eylül'ün anayasası ve bol yasaklı sendikal yasalan
yürürlüğe girer girmez, Türk-İş can havliyle sesini yük-
seltmeye başlamıştı. Özellikle 1984 ve sonrası birkaç yıl,
Türk-iş'in demokrasi ve demokratik sendikal düzen için.
sonuç alıcı olamasa da ılkeli, karariı bir savaşımı söz ko-
nusudur. Önce yasaklı düzenın boyutlarını ve sonuçlarını
kamuoyuna anlatma ile başlıyan kampanya. yasaklı ana-
yasa ve yasa değişiklikleri için bir dizi eyleme donüşmuş,
önemli ve etkili eylemler, miting ve toplantılarla kamuo-
yu, siyasi iktidar ve hatta referandum kampanyaları ile
seçimler üzerinde etkili sonuçlar alınmışır
Ancak yasaklı anayasa ve yasalan hele de düzeni de-
âiştirmenin uzun soluklu ve zorlu mücadelesınde Türk-
iş'in yönetim kadroları yorgun ve yenik düşmüşlerdir.
Özellikle 1989 genel kurulunun ardmdan, bu uğurda alın-
mış sürekli eylem kararları rafa kalkmış, 1992 genel kuru-
lundaki yönetim değişikliği en küçük bir toparlanma getir-
memiştir. Türk-İş demokrasi, demokratik anayasa ve ya-
salar mücadelesini tamamen unutmuş gözükmektedir.
Ne yazık ki siyasi partilerin de gerisinde bir çizgiye düş-
müştür.
Katıldığımız en son toplantıdaki tartışmalarda da Türk-
iş'in düzene tam teslimiyeti yanında göreceli soruna sı-
cak bakan siyasi partilerin. henüz çözüm üretmekten çok
uzakta kaldıklannı bir kez daha gözlemledik. Siyasi parti-
ler demokratik anayasa ve yasalar için parlamentoda çö-
züm getirecek bir uzlaşmadan henüz çok uzakta, tama-
men politik bir yaklaşımla sadece sorunun sahibi gibi gö-
rünüyor, birbirlerini suçlamakla zaman kazanmayı yeğ-
ler görünüyorlar. Türk-iş'ten sonra onlar da zaman kaza-
narak, Türkiye'nin bu en önemli sorununu kamuoyu gun-
deminden düşürmeye nıyetli görünüyorlar.
Sadece kamu sendikaları ve meslek örgütlerinin bir
bölümü sorunu sıcak gündem içinde tutmaya çalışıyor.
Meslek örgütlerinin üyelerine ve ulusa karşı görevlerini
yerine getirebilmeleri için. Türkiye'nin gerçek demokra-
siye, demokratik anayasa ve yasal düzenlemelere acil
gereksinimi üzerinde duruyorlar. Doğal olarak T.Mimar-
larOdası Genel Başkanı Nurdoğan Ûzkaya'nm, "meslek
örgütlerini üyelerinin dar çıkarlarını savunan örgütlen-
meler olmaktan çıkanp meslek üyelerinin topluma karşı
sorumluluklarını denetleyen, topluma hizmet veren ör-
gütler haline dönüştürulmesi, gerçek demokrasilerdeki
yapıya kavuşturulması" için "12Eylülduzeninin tersyüz
edilmesi" istemi hoş bir ses olmaktan öteye gidemiyor.
Doğru ve haklı istemler, etkili, caydırıcı toplumsal tepkiye
dönüşmedikçe, bu düzende hiçbir değişiklik söz konusu
olamıyor.
Çok daha önemli ve tehlikeli olanı da, hani biri ortaya
çıkmış, Özal için "alışa'madık" demiş, olay olmuştu ya.
Sonra seçim kampanyalarında "alışamadık " yazılı tişört-
lerle dolaşmıştk. "Alışamadık" diye diye, bal gibi de her
şeye. her tür yozlaşmaya. olumsuzluğa, hak gaspına,
umutsuzluğa, mutsuzluğa alışıyoruz.
İnsan haklarına, demokrasiyeaykırı, tartışılamazşeriat
düzenini, devlet düzenine dönüştürmek isteyen, laikliğe
karşı çıkan ideolojinin siyasi sözcüleri, sadece iktidarı ele
geçirme hedeflerine yönelik olarak, en ileri demorasiden
yana çıkıyorlar. Oyunlarını biraz sezsek bile, etkili kam-
panyaları, çalışmalarına karşı seyirci kalıyor, boyun eğip
şapka çıkarıyor. demokrasi ittifakından birleşebileceği-
miz gibi bir gafletin içine bile düşebiliyoruz.
Bu yozlaşmış düzenin, gerçek vurgunların asıl sahiple-
ri, sözcüleri, kirlenmenin karşısında, pislikleri ortaya ko-
yan, ahlakçı rollerde karşımızda oyun oynuyor Hesap
sormak şöyle dursun, oyuncakları konumuna düşüyor,
kendi pisliklerinin hesabını sormayı akıl edemeyip tepki-
mizi, gücümüzü, öikemizi, gösterdikleri kimileri haksız,
düzeni değiştirmeye yaramayacak hedeflere yöneltiyo-
ruz.
Yıllardır erdemli, haktan yana tanıdığım sendika başka-
nı, surat asarak, kulağıma sitemli fısıldıyor. "Harçılıkçıla-
rı, işçileri çıkarlarını satan yozlaşmış sendikacıları" bile
bile, kollamamı savunabiliyor
Gerçek sorunlardan, gerçek çözümlerden böylesine
uzaklaşmış olmamızı, gerçeklerın böylesine ters yüz edi-
lebilmesi, kafaların karıştırılmasını, alışamadık diye diye
alıştığımız bu düzenin bütün inceliklerini sergileyen tar-
tışmaları dinlerken içım daralıyor. Toplantının yapıldığı ve
bana her zaman mutluluk vermiş, Çırağan Sarayı'nın gü-
zelim tavanları üstüme geliyor gibi oluyor. Nefes alabil-
mek, umutsuzluğun acısına gömülmemek için, kendimi
sokağa atıyorum. Akşam trafiğinin gürültüsüne, kirli, eg-
zos dumanı kokan havaya. çöp kokularına, yaya yerine
park etmış arabalara, karmakarışık yürüyen ınsanlara
çarpmaya aldırmadan. hızlı hızlı yürüyorum. Üzerimdeki
karabasanı atacak, umutsuzluğun acısını duymayacak
kadar yorulmam gerektiğini biliyorum.. Alışmak istemi-
yor, alışamamak için direniyorum..
TI5K icraatımlaıı lıos
Işverenden Çiller'e
kart'ANKARA (ANKA) - Türki-
ye İşveren Sendikalan Konfe-
derasyonu (TİSK) Genel Baş-
kanı Refik Baydur. Başbakan
Tansu Çillerin bugüne kadar
somut bir şey yapmadığını.
ekonomide ve siyasette önemli
bir aşama kaydedilmediğini
belirtti. Baydur. "İyimserdeği-
lim'" dedi.
Baydur. yaptığı açıklamada
yolsuzluk ve rüşvet iddıa-
lannın büyük huzursuzluk ya-
rattığına dikkat çekti. Baydur.
"Sular bulanmadan durul-
mazmış, Türkiye de böyle bir
dönem yaşıyor" dedi. Baydur
para ile paralel hareket eden
her kuruluş ve kişinin mal
varlığını şeffaşlaştırması, ge-
rektığine ışaret etti. Baydur bu
kapsama işçi ve işveren kuru-
luşlannın da dahil olması ge-
rektiğini söyledi.
Baydur. Çiller'in çalışma-
lannı değerlendirirken "Bü-
yük bir geüşme görnıüyonım.
Saym Çiller henüz somut bir
olay ortaya koyamadı" diye
konuştu. Baydur, Türkiye'nin
eline geçen fırsatlan kaçumakla
yakalamak" arasında
olduğunu belirterek. "Çiller'e
medyanın parlak desteği halen
sürüyor. Ama gerçekte ne eko-
nomide ne de siyasette bir geliş-
me yok. İhracat düşüyor, borç-
lanma yükseliyor. Iyimser de-
ğilim" "dedi. TİŞK Başkanı,
Çiller de dahil hükümetin ka-
mu sözleşmelerinde büyük ha-
talar yaptığına dikkat çekti,
"Bunun faturası Türkiye've bü-
yük çıkacak" di>e konuştu.