19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Köşk'te Kıbrıs zirvesi • ANKARA (Cumburiyet Bürosu) -Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel başkanlığında Çankaya Köşkü'nde toplanan Kjbns zirvesinde, adadaki son gelişmeler ele alındı. Demirel'e. dün akşam Çankaya Köşkü'nde Dışişleri BakanlığVnca Kıbns konusunda bir brifing verildi. Brifingde, Başbakan Tansu Çiller, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü, Devlet Bakanı Güneş Müftüoğlu, Milii Savunma Bakanı Nevzat Ayazve MGK Genel Sekreteri Orgeneral Ahmet Çörekçi de bulundu. Milli Güvenlik Kuruiu Genel SekreterliğVnce yapılan açıklamada. yaklaşık 2 saat sûren Kıbns zirvesinde, hükümetin son Güneydoğu gezisinin de değerlendirildıği bildinldi. Ecevit, bugün K.Çekmece'de İSTANBUL(AA)-DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, partisinin Istanbul İl Örgütünce düzenlenen "Çahşanlar Günü" toplantısında konuşacak. DSP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada Ecevit'in bugün Küçükçekmece'de konuşacağı bildınldı. Tûrkiye'de toplu sözleşme ve grev haklannın bundan 30 yıl önce,24Ternmuz I963'te yûrûrlüğe girdiği belirtilen açıklamada. Bülent Ecevit'in yapacağı konuşmada, ağırlıklı olarak ışçilerin, köylülerin, kamu görevlılerinin ve tüm çalışanlann sorunlan üzerindeduracağı kaydedildi. ANAP'aAlman ziyareti ISTANBUL (AA>- Ahnanya'da iktidarda bulunan Hırisüyan Demokrat Parti (CDU) Milletvekili ve Türk-Alman Dostluk Grubu Başkanı Thomas Kossendey başkanhgındakı bir heyet bugün ANAP Istanbul tl BaşkanlığYnı ayaret edecek. ANAP tarafından yapılan açıklamada, yapılacak görüşmede iki parti arasında üişki ve işbirlığinin arttmlması içın yapılmast gerekenlenn tartışılacağı büdirildı. Konuk heyet, 28 temmuz çarşamba günü de ANAPİlMerkea'nde toplanüya katılacak. OLEYİS mahkemede • ANTALYA (Cumhuriyet) -DİSK'e bağlı Otel Lokanta Eğlence Yerleri Işçileri Sendikası'nın (OLEYİS) üç yöneticisi, zünmetlerine para geçirdikleri gerekçesiyle denetleme kuruiu tarafından savcılığa verildi. Denetleme kuruiu, yaptığı inceleme sonucunda, sendikanın Genel Başkanı Mukbil Zırüloglu, Genel Sekreteri Mahmut Aydın, Genel Mali Daire Başkanı Rıza Tırpana, Antalya Bölge Başkanı Mustafa Yayaoğlu ile Istanbul Şube Mali Şekreteri Mustafa Varhan'ın sendikanın parasını kullanmakta usulsüzlük yaptıklannı ve zimmetlerine parageçirdiklerinı tespit ettiklerini öne sürdü. OLEYİS Merkez Denetleme Kurulu üyesı Mustafa Dövüşçü, sendikanın 42 milyarlira tutanndaki nakit parasının emlak alımlanyla 7.5 rnilyara ındiğini açıkladı. Merkez Denetleme Kuruiu, Ankara Cumhuriyet Savcılığfna "tutuklama" iştemli ve Başkan Necati Üner, üyeler Ilyas Uçar ve Mustafa Dövüşçü irnzah üç sayfalık şikâyet dilekçesi verdiler. 5 Dev-Sol milisi yakalandı • Istanbul Haber Serrisi -Devrimci Sol örgütünün silahlı gruplanndan 'Halk Milisleri'ne üye olduklan öne sürelen biri bayan 5 kişi yakalandı. İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nden yapılan açıklamada, daha önce yapılan operasyonlarda 7 kişinin yakalandığı, Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından tutuklanan Faruk Okumuş'un sorgusu sonunda mahallelerde "milis" adını verdikleri gruplann kurulduğunun öğrenildiği belirtildi. Bu bilgüer ışığında operasyonlann sürdüğünün bıldinldiği açıklamada, Topkapı Milis Grubu üst düzey sorumlusu Erdal kod adlı flhan Akkılıç ile milis ekip komutanı Ceyhun kod adlı Mustafa Kök, Aydın Özcan, Dursun Aral. Emine Murat'm yakalandığı ıçıkJandı. Sorunun çözümüiçin demokratik yaklaşımlar konusunda uzlaşma aradığını söyledi Çîller: Bııradaiçsavaş yok 'Halk Sailİp Clkmall'Başhakan Çiller'in bakanlar ve komutanlarla birlikte çıktığı Güneydoğu gezisi sona erdi. Batmarfda gezisiyle ilgili bilgiler veren Çilîer, "halkın, devletin yatınmlanna ve devletine sahip olması gerektiğini" vurguladı. Jaşbakan "Kürt kelimesinden ne anlıyorsunuz?" sorusuna, "Bir insan şu veya buyum diyorsa, 'Hayır, sen şusun 1 demenin anlamı yok Amerika'da talebeyken, önce kökenlerini, sonra ülkelerini söylüyorlardı" dedi. DOĞAN AKESJ BATMAN - DÎYARBA- KIR - Başbakan Tansu Çiller, Güneydoğu gezisırun ıkıncı gü- nünde "sivil toplum" mesajlan verirken, "Devlet, konuşanlar- dan biri olacak" dedı. Güney- doğu sorununa yönelik olarak "demokratik , sosyolopk" yak- laşımlar için uzlaşma aradığını vurgulayan Çiller, ekonomi, güvenlik ve demokraükleşme konulanndaki eksiklikJeri gi- dermeye çabştıklannı söyledi. Çiller, "yurrtaşlarda, kuvvetli- den yana olma eğilimini sezdiği- nfsöyledı. Çiller, Diyarbakır"- da yurttaşlara seslenirken de. "Gönhlmle, yüreğimle burada- yım. Eğer latandaşımın üzerine namluyu çevirenler >arsa. vata- daşrnım can gihenliği için ilk önce beni vursun" diye konuştu. Başbakan Çiller'in Bakanlar Kurulu üyeleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Gü- reş ve komutanlar ile çıktığı ve Hakkari, Şırnak, Batman, Dı- yarbakır ıllerini kapsayan Gü- neydoğu gezisi dün sona erdi. Batman TPAO tesislerinde, ba- sm mensuplan ile dün sabah sohbet eden Çiller, eezi izlenim- lerini aktanrken, "özellikle Şır- nak'ı sıcak gordüm. İsteklerin çokluğu hajra alamet. Şımak, Hakkari'deki halktan daha sıcak gibi geldi bana" dedi. Doğu bolgesine, 5-10 tril- yon liralık bir hacimle el atacaklannı belirten Çiller, bır soru üzerine, "halkın, devletin yaürımlarına ve dev- letine sahip olması gerektiği- ni" vurguladı. Şırnak kö- mür havzalannı hemen aç- manın mümkün olduğunu kaydeden Başbakan, "halkın, teröristiere karşı, yarmmlara nasd sahip çt- kacağı" sorusu üzenne, "İstemesi lazım. Güneydo- ğu'da aldığun izlenim, halkın buna istekli olduğu. Bu iilke- nin kendi ülkesi olduğunu, tapusunun kendisinde oldu- ğunu biimesi lazım" dedi. Nakit para yok Çiller. bölgede uygulaya- caklan teşvik politikasının ana özelhğinin, "nakit ver- memek" olacağını kayde- derken. "Geçen dönemlerde eUerine para veriliyordu. Biz, hayvanuı kendisini ahınn içine sokacağız" görüşü- nü dile getirdi.Bölgede işsizlik sigortası ve geçici işçi akmı poli- tikalanndan önce, üretici kay- naklann harekete gecirilmesi gerektiğini vurgulayan Başba- kan, "Işsizük sigortasuıı pilot olarak uygulamak, yapa> bir yaklasun. Bu uygulama, işkolu CHIer'ingözüyle Cüneydoğu • İsteklerin çokluğu hayra alamet •Şırnak. Hakkari'deki halktan daha sıcak gibi geldi bana. • işsizlik stgortasmı pilot oiarak uygulamak, yapay bir yakiaşım. •Halk önce güvence istiyor. •Güvenlik. ekonomi ve de-* mokratikleşme alanlarındaki eksikliklerimizi gidermeye çalışacağız. •Ben. vatandaşlann devietinden kopmuş o<duğunu görmedim. Ama vatandaşlann kuvvetlıden yana olma egtlımini sezdim. itibanyla yapıuyor. Neyin işsiz- lik sigortasuıı vereceksmiz? L y- gulanma>acak demiyonun, ama daha geniş kapsamh ele alınması gereki>or" dedı. Çiller. "Kürtçe eğitim ve ya- ym konulannı tartışmaya aç- mak gerektiğini söylemistiniz. Bu çıkışınızın karşılığında, böl- gede ne gibi izlenimler aldınız?" sorusuna, şu yaruü verdı: "Halk önce güvence isti- yor. Yatınmlar da çok önem- İi. Bir uzlaşma araytşı içinde oMuğum gerçeği >ar, ama bir uzlaşma zorunluluğunun unu- tulmaması gerekivor. TBMM'de terör ve terörün de ötesinde. bütün Güneydo- ğu*da uygulanacak program- larda uzlaşmamız lazım. Bi- nm burayı, başka bir bölge- den ayırmamız söz konusu değil. Bakın sosvolojik yak- laşunlardan, demokratik yaklaşımlardan söz ediliyor. Giheıîlik, ekonomi ve de- mokratikleşme alanlarındaki eksikiiklerünizi gidermeye çalışacağız. Bunlan aşa- cağız. Bunu Mecüs çatısı al- tında anyonu." Çiller,' "Bir belediye baş- kanı 'Yöre halkına iki soru sorun" dedi. Birincisi Türki- J ye'den kopmak istiyor mu- sun? İkincisi de, Türkiye'de yaşayıp, Kürtçe konuşma özgür- İüğû ve Kürtçe televizyon isti- yor musun? Birincisine yüzde 99 hayır, ikincisine yüzde 99 evet çıkar, dedi. Sizce bu nasıl bir tespit?" sorusuna, "Şuna dikkat ederün; birincisiyle ikin- cisi arasında hiçbir bağ yoksa daha kola> işimiz. Ama ikincisi Başbakan Tansu Çiller Güneydoğu'da halkla kucaklaştı. Sonmlara yönelik mesajlar aldı ve mesajlar verdi.l Fotoğraf: AP) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan ile ilgili incelemeyi Cumhurbaşkanı istedi Ostnon Unscdiçin soruştıama başiatıkh NURSUN EREL ANKARA - Başbakan Tansu Çiller tarafından Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın başına vekâleten getirilen Osman Unsal ile ilgili bazı iddialann Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ede ulaştınldığı, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun Ünsal ile ilgili incelemesini Köşk'ün isteği üzerine başlatüğı bildinldi. Ünsal, 2 trilyon liralıkcep telefonu ihalesini kazanan firmanın Hazine"den talepettiği teşvik beigesıni "geciktirmek"Ie suçlanıyor.Cumhunyet'in edindiğı bılgiyegöre Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun görüşüne baş\ıırduğu Osman Ünsal, gecikmenin "titiziş yapma kaygısından kaynaklandığını" savundu ve "Esasen bu belgenin onaylanmasına bazı duyıımlar nedeniyle bakan (Tansu Çiller) karşı çıktı" diye konuştu. Kaynaklar ise ihaleyiresmenkazanmış olan firmaya, yasal hakkı olan teşviklerin verilmemesinin söz konusu olamayacağlnı belirterek şunlan söyledilen "Ulaştırma Bakanhğı 2 trilyon liralık bir ihale açmış, bu ihaleyi bir firma kazanmış. sonra yasal hakkı olan yatınm teş\ik belgesini almak üzere Hazine'ye gidiyor. Burada başvurusuna aylarca cevap bile veriüniyor. Bu, şaibeli birdurumdur. Nitekimfirmaüst yönetimi bunu her düzeyde şikâyet konusu yaptı. Cumhurbaşkanı Demirel'e kadargittiler. Sayın Demirel, bu iddialan Başbakanlık Teftiş Kurulu'na aktardı ve Osman Ünsal ile İlgili inceleme başlatılmasını sağladı. Bu inceleme sırasında Ünsal'm ifadesine de başvTjruldu. Ünsal kendisini bakanın (Tansu Çiller) bu şekilde yönlendirdiğini söyledi. Bakan bu ihaleyle ılgıÛ bazı duyumlar almış. teşvik verilmesini istemiyormuş. Ancak bunun yöntemi ihalenin usulsüzyapıldığını ihbaretmektir, yoksa ihaleyi kazanan firmanın teşvik başvurusunu durdurmak değil." birincisi için ilk adımsa onu önleriz" karşılığını verdi. Yabancı bir gazetecinin, "Kürt kelimesinden ne anlıyor- sunuz?" sorusu üzerine. "Bir in- san şu veya buyum diyorsa, Hayır, sen şusun' demenin an- lamı yok. Nasd diyorsa öyledir. Ben, o tartışmaya girmem. Ben Amerika'da taİebeyken, bana önce kökenlerini, sonra ülkeleri- ni söylüyorlardı" dedi. Bir başka soru üzerine. "Ben burada iç savaş havasmı görmedim" diyen Çiller, şöyle devam ettı: "Halk önce devletin koruyu- culuğumı istiyor. Ben, vatan- daşlann devletinden kopmuş olduğunu görmedim. Ama va- tandaşlarm kuvvetliden yana olma eğilimini sezdim. Profes- yonel timlerin burada kalması, farklı yöntemierin kamuo>iına mal olması gündeme gelebilir. Belki, güvenlik konusunda yöntemleri de değistireceğiz. Devletin gücü, fersah fersah te- röristlerin üzerinde. Yöntemie- rin farkluaştınlması gerekiyor. Özel timler çok önemli. Dünya- da da var. Orada başlayıp, ora- da emekli olan bir profes>onel yaldaşun otabilir. Bunun hazniığı başladı." Bir gazetecinin, Devlet Baka- nı ve Başbakan Yardımcısı Er- dal tnönü'nün de çağnlı olduğu Kürt konferansırun yasaklan- dığını anımsatması ve bu tür uygulamalann gergin|jgı artır- dığını söylemesi üzerine, "Kürt aydmlanmn çoğu, bu yörenin kendi başına kaünasınm, yöre halkını daha fakirliğe iteceğini görüyor. Taröşmakta zarar görmüyonım" diyen Çiller, sözlerini şöyle noktaladı: Demokrasi sorunu "MeclLs çatısı altında. herşey olabilir. Bizim demokrasimizi bebek olarak görüyorum. Ku- nımlanyla yerleşmesi için, çok şey yapmamız lazım. Yalnız, demokrasi sorununun, sadece bu yörenin meselesi olduğunu göstererek, işi saptırmamamız lazım. Dünyada da göriiyoruz, devlet kadar gfiçlü bir çok örgütön kurulduğunu görece- ğiz. Sadece sendikalar değil, iş- sizler de örgütieniyor örneğin. Sadece Kürt kökenliler değil sorunu olan, maden işcüerinûı sorunu yok mu? Kadınlarm, maden işçüerinin insan haklan sorunlan olmadığmı söylemek mümkün mû? Bürün bunlann örgütleri ve bu örgütlerin çok sesliliği, demokrasinin gereği ve paylaşmacı Iiderfiğin ögekri. Devlet, konuşanlardan bir ta- nesi ohnalı ve biz bunu böyle yapmak için uğrayacağız." Batman'daki basın toplantı- sından sonra Diyarbakır'a ge- çen ve Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan'dan bölge- nin sorunlanyla ilgili bilgi alan Çüler, Diyarbakır'da halka hi- taben yaptığı konuşmada da, devletin, dünyanın en ileri de- mokrasüerindeki haklan va- tandaşlara sunacağıru söyledi. Şehnn su sonınunu çözmek için talimat verdiğini belirten Çiller, "Bana güvenin, Doğu'- nun İstanbul'u olan Diyarbakır'ı 2000 yılnun İstanbuTu yapaca- ğız"dedi. Çiller, konuşmasına zaman zaman vatandaşlann atuğı "Eşitük isteriz" sloganlan ne- deniyle ara vermek zorunda kaldı. Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, gençlerin, "teröristlerin yardımıyla Tûrkiye'de demok- ratikleşme oluyor" yolundakı fikirlere inanmamalannı istedi. MGK Genel Sekreterliği'nin hazırladığı kitapta Doğu'ya yapılan yatınm projeleri değerlendirildi Güneydoğuyatuıııılaıımasrafkapısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kurulu. bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin kal- kınması için hazırlanan yatınm projele- rinin, yerleşim düzeni dikkate alınma- dan başlaüldığını, bunun da yüksek maliyet ve israfa neden olduğunu bildir- di. MGK. kalkınma için hazırlanan projelerin bırden fazla hûkümetin prog- ramında yer alması gerektiğini, bunun da sürekliliği sağlayacağmı kaydetti. MGK Genel Sekreterliği tarafından hazırlanan, "Tûrkiye'de Bölgesel Kal- kmmanm Evreleri" adlı kitapta, beşer yıilık kalkınma planlan ile plan dönemi hükümet programlannın "bölge planla- ması ve kalkmmada öncelikli vöreler" açısından karşılaşünlmasında, ön plana çıkan en somut sorunun "sürekMk" ol- duğunu açıkiadı. MGK'nın kıtabında, bu konuda şöyle denildi: "Beşer yülık kalkınma planlarında ön- göriilen hususların gerçekleşebilmesi için dönemi içerisindeki hükümet programla- rmda nunların yer alması gerekir. Bun- lardan bazılan, makul bir süre ile görev •MGK Genel Sekreterliği tarafından haarlanan, 'Tûrkiye'de Bölgesel Kalkınmarun Evreleri' adlı kitapta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bolgesine yapılan yatınmlann yerleşim düzeni dikkate alınmadanbaşlatıldığı. bunun da yüksek maliyet ve israfa neden olduğu öne sürülüyor. yapan hükümederin programlarında yer alıp sonuçlandınlabilir, bazılan da sadece programda yazıhnış olarak kalabilir. Bir kısmı da gerçekleştirilmek üzere gayret ediunesine rağmen, mahiyeti itibariyle bir hükümet dönenüni aşan daha uzun sü- relere, diğer bir ifadeyle birden fazla hü- kümetierin programlarma alınmasına ve konunun sürekli ve takip edUir bir şekilde gündemde rutulmasuıa ihtiyaç gösterebi- lir. Ülkemizde bölgeierarası gelismişlik farkının en yoğun olarak belirginleştiği illerin bir araya getirilmesi suretiyle oluş- turulan kalkmmada önceUkb' yörelerin, "geri kalmışuk kaderi' gelişmiş ülkelerin bile günümüzde kullandığı, bölge ve alt bölge planlaması ile değiştirilip o yörelerin sosyo-ekonomik refah düzeyi yükseltilebi- lir, geüşnüşlik farkı en aza indirilebilir ve zaman içerisinde de bu fark ortadan kakb- nlabflir. tabii böyle bir sonucun aunabü- mesj için de sürekulik vazgeçümez bir şart olarak kabui edüroetidir." Hükümetierin rurumu Kitapta, ekonomik ve sosyal gelişme- lerin hızla değiştiğı Türkiye'de, bu degı- şimi hızla takip edebilecek bır ana siste- min henüz oluşturulamadığına da dik- kat çekjlerek Doğu ve Güneydoğu'da başlaülan yaunmlann yüksek maliyetli ve israfa yönelik olduklan bildinldi. Ki- tapta. şu görüşlere yer verildi: "Yerleşme düzenini dikkate almadan, bölge ölçeğinde yerleşim anaUzlerine gir- meden başlatılan yatınm projeterÛMİ" yatınmlarm zamamnda tamamlanama- ması. tamamlanan yatınmlann ham- madde, enerji, kalifiye eleman ve yetişmiş yönetici bulamaması nedeniyle işletmeve almamaması söz konusu ounaktadır. fş- letmeye alınmış olanlar da tam kapasite ile çahşamadıklanndan, yüksek maliyet oluşmaktadır. Aynı zamanda üretim fak- törlerinde israfa sebebiyet verilmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerin- de mevcut bulunan birçok kamu yatırım- lannın dunımu bu merkezdedir." Kitapta. "kalkınmayı geciktiren başh- ca engel" olarak hükümetlenn tutumu şöyle eleştirildı: "Yapılan mukayese ve değerlendirme sonucunda görülecektir ki neticelendiril- mesi itibariyle, hükümetierin görev süre- lerini ve plan dönemlerini aşan ve mutia- ka sürekliliği ve istikrarı gerektiren ha- yati önemi haiz bazı konular, yeterince önemsenmediğinden birbirini takip eden hükümetierin programlarında yer alma- mış olabilmektedir. Tabii böyle bir du- rum, kalkınmayı geciktiren başuca engel diye nitelendiriİebiUr." POLITIKA GUNLUGU HIKMET CETEVKAYA Tarikat Pansiyonlan... Kuşadası, Manisa, Fethiye yörelerindeki "tarikat kamplan"n\ Cumhuriyet muhabirleri ortaya çıkarınca yobazlar birden ayağa kalktılar. Cumhuriyet'e, "Cumhu- riyetle yaşıt 70 yıllık gazete " suçlamasıyla gerçek yüzle- rini saklamaya, eskisi gibi örtmeye çalışülar. Bu kişiler köşelerinde, özel TV kanallarında sık sık ne- ler söylüyorlardı? Şöyle: "Şeriat düzenine dayalı Islam devleti..." Bu kişilerin uzaktan yakındart "demokrasi" ile ilişkile- ri yoktu. Zaten bunu da açık seçik her yerde söylüyorlar- dı. Kurulu düzeni yıkıp yerine "ümmetçi bir toplum" yaratmak istiyorlardı. Gazetelerin kimi dönek Marksist köşe yazarlan da bu krşilere "çanaktutuyor"; demokrasi, düşünce özgürlüğü ve çokseslilık adı altında onları sarıp sarmalıyorlardı. Türkiye'de izinsiz olarak eğitim yapan "yatılı Kuran kursları", 12 Eylül 1980 sonrası "Kurs ve Okul Talebele- rine Yardım Derneği Pansiyonu" adı altında çalışmaya başladı. Yaşları 7-15 arasındaki çocuklar tarikat yöneti- cilerince örgütlü bir biçimde yurdun dört köşesinden toplanıp pansiyonlara yerleştiriliyordu. Burada tek amaç vardı, o da şuydu: "Yoksul ailelerin çocukları toplanacak ve onlar eğit'h lecek..." Tarikatların öğrenci yurtlarında yatan bu öğrenctler (kız ve erkek öğrenci lerin pansiyonlan ayrı ayrıydı) gün- düzleri okula gidiyor, akşamları ıse pansiyonlarda tari- kat eğitimi göriiyorlardı. 1983 yılından sonra "tarikat pansiyonlan''nın sayısı hızla arttı. Trabzon'dan Erzururn'a, Gaziantep'ten De- nizli'ye, Afyon'dan Bursa'ya ve Balıkesir'e dek bir "tari- kat ağı" kuruldu. Bunlar daha sonra "vakıf kimliğine" bürünüp ANAP iktıdarınca da parasal olarak desteklen- di. Unutmadan hemen ekleyelim: 12 Eylül'ün cuntacı ve üstelik "katıksız Atatüriıçü (!) paşalart", tarikatların mal varlığına, yurtlarına el koymadı; onları korudu, kolladı. Çunkü tarikatçıların önde gelenlerı, o dönemde cuntacı, Atatürkçü (!) paşalann peşinde ibrikle dolaşıyor, ülkenin bölünmez bütünlüğü için çalışıyorlardı... Evet iktidarda ANAP vardı ve tarikaöar bu partinin kuyruğuna takılmışlardı artık. Başta Içişleri olmak üzere tüm bakanlıklarda örgütieniyor, kurdukları dershaneler- le askeri liselere sızıyorlardı. örnek mi?.. Belki kimi okurlarımız anımsar Akyazılı Vakfı'nı. Bu vakıf, yurdun dört bir yönünden -özellikle kırsal kesim- den- yoksul aile çocuklarını toplayıp getiren bir tarikat kuruluşudur. Bugün Türkiye'nin pek çok yerleşim biri- minde Akyazılı dershaneleri ve okulları "örümcek ağı" gibiyaygındır. 1987 yılında izmir DGM'de ilginç birdava başladı. Din- lenen tanıkların 23ü Maltepe Askeri Lisesi'nde öğren- ciydi. jşte sanıklardan Mustafa Gönülal ın o tarihte DGM tu- tanaklarına geçen ifadesi: "Akyazılı Dershanesi'nde 20 gün kadar kaldım. Bila- flare kursu ikmal ettikten sonra Maltepe Askeri Lisesi'- ne girebilmem için sağlık kurulundan geçerek rapor almam gerekiyordu. Önce özel bir klinikte muayene ol- dum. Belkemiğimde bir arıza olduğu için askeri liseye giremeyecektim. AN Zeybek bizim din dersi öğretmeni- mizdi. Benim yerime bir başkasını muayeneye soktu. Benim belgelerim üzerindeki fotoğraffarı, tanımadığım o kişinin fotoğrafiarıyla değiştirdi. Tanımadığım kişi sağlam çıktığı için de ben Maltepe Askeri Lisesi'ne kay- doldum." 1971 doğumlu Taner Dündar "Rapor almak için Ankara'dan İzmir'e geldik. Hatay- da llahiyat Fakültesi'nin üst taraflarmda bir eve yerleş- tik. Burada bir ay kaldık. Bu arada başka evlere gidip geliyorduk. Belimden rahatsız olduğum için benim yeri- me Necdet Durmak adlı kişi askeri hastanede muayene oldu. Bu kolaylığı ibrahim Belge yaptı. Ayrıca Ibrahim Belge, evde bulunduğu sırada Said-i Nursi 'nin Risale-i Nur adlı kitabını okuyarak bize açıklamalarda bulunu- yordu. Sızıntı dergisi ve bazı kıtapları okuyordu. Bu dü- zenin iyi olmadığmı, Fettullah Hoca 'nın sayesinde ileri- de bu düzenin değişerek yerine şeriat düzeninin gele- ceğini söylüyordu. Bu arada yanımda Murat Bulut, Necdet Durmaz, Murat Aran ve Polat Çiçek bulunuyor- du." Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki askeri okullara "tarikat pansiyonlarında" yetiştirilip sızdırılan 92 öğren- cinin kaydı yine 1987 yılı haziran ayında silindi... Bizim tüm bu anlattıklarımız, "çokseslilik" maskesiyle ortalıkta dolaşanlara, kanlı Sıvas olaylarını yaratanlara sanmm ışık tutuyordu. O nedenle de Cumhuriyet gaze- tesine karşı aynı çevrelerden saldırı geliyordu. Yobaz çevrelerin tek amaçları vardı. Artık bunu her yerde açık seçik söylüyorlardı: "Atatürk Cumhuriyeti'ni yıkmak ve yerine şeriat düze- nini getirmek..." Susacak mıydık?.. Yılmaz, istanbul'da Acemi bacıyla bir yere varum İstanbul Haber Servisi- ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Eyüp Suîtan Camii- nde kıldığı cuma namazından sonra yaptığı 'mini' mitingde. Başbakan Tansu Çiller'i baa- ya benzeterek. "Kurtancı Baba döoemini vaşadık, o bitti. ŞimdJ acemi bacı dönenüni yaşıyoruz. Hiçbirimian umutsuzluğa, pa- mge kapdmasına gerek yok. Bu ülkenin mutiu geleceğinin anah- tarı yine sizin elinizdedir" dedi. Mesut Yılmaz, eşi Berna Yılmaz ile partisine yeni üye kayıt törenlerine kaulmak üze- re dün Istanbul'a geldi. ANAP lideri, paniye katılım dolayı- sıyla Gürses Düğün Salonu'na gelerek çiçeğj burnundaki par- tililere bir konuşma yaptı. Yıl- maz konuşmasında 'yamalı hükümet'le Türkiye'nin so- runlanru çözmenin mümkün olmadığmı belirterek "Ağzı- mızdan çıkan ber söz senet hük- münde olacak. Milletimize sadece doğruları söyleyeceğiz. Bugünkü gibi yamalı hukümet- le, koah'syon hükümetleriyle Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlan çözmek mümkün de- ğildir. Sorunlann içinden çıka- bilmek için mutlaka tek parti iktidarına ihtiyaç vardır" dedi. Daha sonra cuma namazmı kılmak üzere Eyüp Sultan Ca- mii'ne gjden Yılmaz, namaz sonrası Eyüp ilçe örgütünce düzenlenen mini mitinge katıl- dı. Yılmaz, çoğunluğunu ka- dınlann oluşturdugu mitingde, hûkümetin sekiz ay sonra ka- çamayacağı bir seçim yaşaya- cağını vurgulayarak şunlan söyledi: "Sizi kurtanyorum divenle- rin sonuçta kendilerim kurtar- dıklarmı gördünüz. Onun için bir daha yalancı babalara inan- maym.» Yümaz tehlike atlattı Yılmaz. Göktürk belde teş- kikilaünın açıhşını yaptıktan sonra seçim otobüsüyle Gazi- osmanpaşa'ya gelirken tehlike atlattı. Yılmaz, Kemerburgaz ya- kınlannda, seçim otobüsüne eskortluk yapan aracın sol şe- ride, karşı yönden gelen kam- yonun da sağ şeride geçmesi nedeniyle seçim otobüsü şöfö- rü direîcsiyonu sağa lardı. Oto- büs devrilmekten son anda kurtulurken, ANAP lideri de büyük tehlike atlatmış oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle