19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM1993 CUMARTESİ HABERLER Kuzey Irak'tan PKK'ya baskı • ANKARA (AA>- Kuzey Irak özerk yöneümi. Türkiye sırunndaki dağlık kesimde yuvalanan PKK'lılann bu bölgeyi terk etmeleri için baskılannı yoğunlaştırdı. Kuzey Irak yönetimince yapılan açıklamada, örgütün kendileriileyaptığı anlaşmalan çiğnediği duyuruldu. Reuterajansının haberine göre Kuzey Irak yönetimi, bölücüleri, peşmergelere saldırmak ve onlan dağa kaldırmak, yerel halkı sınır köylerine yerleşmekten ahkoymak ve yaptıklan terör eylemleri yüzünden Tûrk Hava Kuvvetleri'nın bölgede sıcak takipte bulunmasına zemin hazırlamakla suçiuyor. Mesut Barzani liderliğindeki Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nin Ankara temsilcisi Safeen Dizayi dün yaptığı açıklamada, PKK'lılann bölgeyi terk etmemeleri halinde "sert önlemlere başvuracaklannı ve kan akabileceğini" söyledi. Öldüpülen soyguncu TİKB'li Şenay Aker • İSTANBUL(AA)- Maltepe Bağdat Caddesi üzerindeki bir kuyumcuyu soyarken, kuyumcunun açtıgj ateş sonucu ölen Şenay Aker'in Türkiye İhtilalci Komünistler Birliğı (TİKB) adlı örgûte üye olduğu öne sürûldü. Emniyet yetkilileri, Aker'in daha önce Yıldız Ünivershesi'nin işgali eylemine katılmaktan gözaltına alındığını bildirdiler. Ortadogu halkları paneli • İstanbul Haber Servisi- Mücadelegazetesı, Orladoğu'daki son gelişmeler ûzerine "Ortadogu Halklan Emperyalizme Teslim Olmayacak" adıyla panel düzenledi. Mücadele gazetesınden yapılan açıklamada, yann saat 14.00'te İstanbul Tabip Odası'nda yapılacak panele Bevipıci Emck dergisinden TJrnaz Ekşi, vazar Orhan fyiîer, Genel fş Sendıkası şube başkanlanndan Erol Ekici, şair tbrahım Karaca, Özgür Gündem gazetesi yazarlanndan Faik Bulut, ÇHD İstanbul Şube Başkanı Ali Rıza Dizdar ve Mücadele gazetesınden Ahmet Günüvar'ın katılacağı belirtildi. Türk-Kazak işüirtiği • ANKARA (ANKA)- Türkı cumhuriyetlerle başlaülan ikili ilişkilere ortak üniversite de eklendı. Kazakistan'ın. Türkistan şehrindeki Hoca Ahmet Yesevi Türkistan Devlet Üniversitesi yerine Türkiye Cumhunyeti ile Kazakistan arasmda yapılan anlaşmayla kurulması planlanan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Tüzüğü Resmi Gazete'de dün yayunlandı. Hoca Ahmet Yesevi uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Tüzüğü'ne göre üniversitenin yönetimini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nden belirlenen 5 üye ve Kazakistan Cumhuriyet Hükümeti'nce belirlenen rektörün de yer alacağı 5 üyeden oluşan mütevelli heyetince yürütülecek. İki dergi toplatıldı • İstanbul Haber Servisi- Birikim ile Devrima Çözüm dergilerinin son sayılan toplatıldı. Birikim dergisi, eylül sayısında yer alan "Türk-Kürt Birlikte Yaşamanın Bicimleri ve Yönelimleri' Tanıklığa Çağn" başlıklı yazı gerekçe gösterilerek DĞM'ce toplatıldı. Devrimci Çözüm dergisinin de, 8. sayısında yer alan çeşitli yazılar gerekçe gösterilerek toplatılması karan verildi. Öte yandan. Devrimci Proletarya dergisinin İzmir bürosunun polıs tarafından aranarak bazı afışlereelkonulduğu, Bursa muhabirinin de gözaltına alınarak işkence gördüğü öne sürüldü. Mesut Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamlan Derneği'nin yemeğinde, Güneydoğu olaylannı değerlendirdi "Isvaııa karşı devlet gücü kııllaııılırANKARA (AA) - ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz, dev- letin Güneydoğu'da terörle mücadeleyi başanyla sonuç- landırması için bütün gücünü seferber etmesi gerektiğini söy- ledi. Yılmaz, Güneydoğu'dakı olaylan ısyan olarak da nıtelen- direrek, "Isyana karşı tek ted- bir, devletin gücünü kullan- masıdır" dedi. Anamuhalefet Partisi lideri Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamlan Derneği'nin (MÜS- İAD) ayhk yemeğinde, dün ak- şam işadamlannın sorusu üze- rine Güneydoğu Anadolu Böl- gesi'ndeki olaylan değerlendir- di. Yılmaz, Güneydoğu scrunu- nun çözümünde kamuoyunun kendilerinden ve dığer siyasi partilerden. siyasi bir çözüm beklentisi ıçinde olduğunu be- lirterek. "Güneydoğu sonınunun çözümü için bizim sihirli bir re- çetemiz yok. Türki>e'de hiçbir kişinin. hiçbir siyasi partinin de böyle recetesinin olduğuna inanmıyorunrdıye konuştu. Siyasi çözüm Güneydoğu sonınunun al- tında. 'Devlet kendi güçleriyle bir Lsyanı, kendi bütünlüğüne, kendi sınırlanna yönelmiş bir ayaklanmayı defedebiunek için yeterli güce sahip değildir' var- sayımının yattığını belirten Yıl- maz, bölücü çevrelerin ve buna destek olanlann da 'Devletin güçleri bu mücadelede başanlı olamamaktadır. O takdirde si- yasi çözüm adı altında biitün bunlan ikame edecek bir başka reçeteye ihtiyaç vardır' mesajını vermek istediklerinı bildirdi. Yılmaz şöyle devam etti: "Ben, bu görüşte de değilim. Çünkü ben, devletin bu mücade- leyi gerektiği şekilde, bütün gü- cünü en iyi şekilde seferber ede- rek yaptığı kanaatinde değilim. Devletin, isyana karşı dünya- daki bütün devletlerin yaptığı gibi, başvuracağı bir tek tedbir vardır. O da isyana karşı devle- tin gücünü kullanmaktır. Devle- tin gücünü kimlerin kullanabüe- ceği bellidir. De> letin bu maksatla yetişrir- diği, baktığı güvenlik güçleri rardır. Dünyanın hangi ülkesin- de olursa olsun, devlete karşı ayaklanan, o devletin birliğini tehdit eden, o devletten toprak talep eden, o deviete karşı baş- kaldıran gruplara karşı devlet bu gücünü kullanır. Türkiye, Gü- neydoğu'daki teröristlere karşı bu devlet gücünü kuUanmış da. • Yılmaz, Güneydoğu sonınunun çözümünde kamuoyunun kendilerinden ve diğer siyasi partilerden, siyasi bir çözüm beklentisi içinde olduğunu belirterek, 'Güneydoğu sorununun çözümü için bizim sihirli bir reçetemiz yok. Türkiye'de hiçbir kişinin, hiçbir siyasi partinin de böyle recetesinin olduğuna inanmıyorum' dedi. sonuç alamamış değildir. Tcrsi- ne devlet bu gücünü veterince kullanmamaktadır. Türkiye'de devlet bu gücünü kullanırken, devlet adına yanlış şeyler yapıl- maktadır. Devlet bu gücünü kul- lanırken, yeterli donanuna, teç- hizata sahip değildir. Devlet bu gücünü kullanırken, koordinas- von alanında yeterli değildir. Önemli eksiklikİeri vardır. Istih- barat alanında önemli eksiklik- İeri vardır ve nihayet devletin bu maksatla kullandtğı güveniik güçleri, bu maksatla eğitüen güçler değildir. Onlar düzenü bir orduya karşı bir savaş nizamın- da geliştirilmiş güçlerdir. Böyle gerilla tipi bir savaşa karşı özel olarak yetiştirilmiş güçler değil- dir.'' Yeni mücadele stratejisi Yılmaz, bölgede 1984 yıkn- dan bu yana özel güveniik gücü kullanıldığmı ve bunun bugün- kü iktidar tarafından da uygu- landığını kaydederek şunlan söyledi: "Devletle terör arasmdaki mücadelenin 10. ydında bence (benim dönemimde...), (onun dö- neminde...) aymmı yapmadan, bir gerçekçi değerlendirme, bir özeleştiri yapmaya ihtiyaç var- dır. Yani geçmişte hangi tedbir- lerden netice alındığını, hangi- sinden alınmadığını doğru teşhis etmeye ve buna göre y eni bir mü- cadele strateüsini çizmeye ihti- yaç vardır." Bazı komşu ülkeler Türkiye'nın bazı komşulan- nın teröre destek verdiklerini belirten Yılmaz, bu ülkelere yö- nelik yapılacak yaptınmlar İco- nusunda da şu değerlendirmeyi yaptı: "Bunlara karşı kullanabilece- ğjmiz çeşitli silahlarımız var ve bunları kullanmıyonız. Birine karşı su süahımız var, birine kar- şı transit imkanımız var. Kulla- nabileceğinüz çeşitli baskı un- surlanmız var. Ama bunları kul- lanabilecek bir irade eksikliği var." 'Askeri güç kullanmak' "Buna zoriayıcı tedbirier al- mamız lazım. Ama hiçbir tedbir netice vermezse, eğer Türkiye bölünecekse, o zaman bunlara destek verenlere askeri güç de kullanmak lazım. Yani Tür- kiye'nin topraklanndan. sınırla- rından daha önemli nesi vardır ki, Türkiye askeri güç kullan- mak tan çekinsin. tlk tedbir olarak demiyorum, ama son tedbir olarak bunun gerçekleştiriunesi lazım." Bugünkü meselenin devletin hakim kılınması meselesı oldu- ğunu belirten Yılmaz, "Dünya- nın her yerinde ne yapdıyorsa biz de onu yapmalıyız. Güç kullana- rak bu isyanı bastırmahyız. Öbürleri, ondan sonraki mesele- lerdir. Haklı olanlar vardır, haksız olanlar vardır. Yapdabilecek olanlar vardır. Devletin yapabi- leceği şeyleri içerenler vardır. Devletin serbest bırakabilecek- leri vardır. Ama bugünün mese- lesi bunlar değildir. Bunlar sade- ce akıl kanştırmak, kafa kartş- tırmak için bazen iyi niyetle, ba- zen kötü niyetle ortaya atılan şeylerdir." Bu arada ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yılmaz, Güney- doğu'daki terör olaylanndan dolayı Mart 1994'teki mahalli seçımlerin ertelenmesınin ya da yapılmamasının kabul edile- mez bir durum olduğunu söyle- di. Bir ışadamı Yılmaz'a. ANAP Ordu Milletvekili Şadi Pehlivanoğlu'nun"Güneydoğu'- daki olaylar nedeniyle mahalli seçimlerin ertelenmesi önerisi- ne" ka,tılıp katılmadığını sordu. Yılmaz, bu görüşün Pehliva- noğlu'nun kişisel görüşü oldu- ğunu belirterek, şöyle dedi: 'Erteleme kabul edilemez' "Mart ayındaki mahalli se- çimlerin ertelenmesi ya da yapı- lamaması kabul cdilemez bir du- rumdur. Bu dunımda endişelerimiz vardır. Ancak devlet o tarihe ka- dar gerekli tedbirleri mutlaka alacak ve secimler güvenli bir şe- kilde y apılacaktır." Mahmut Erdoğan, ölen oğlu- nun hesabmı sonıvor. Baki Erdoğan'ın ölümünün üzerinden aylar geçti ancak ölüm nedeni bir türlü açıklığa kavuşmadı. Aydın Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında ölen Baki Erdoğan'ın babası soruyor: Devlet kör, sağu* ve dilsiz mi? ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - 26 yaşında Aydın Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltındayken ölen Baki Erdoğanın evinde yas sürüyor. Baba, vü- cudundaişkenceizleridururken"'tüberküloz- dan öldü" denılen oğlu ıçın hesap soruyor, "Devlet kör, sağır, dilsiz olur mu?" dıyor. Erdoğan ailesi Köyceğiz'de oturuyor. Baba Erdoğan Gökova yolu üzennde Ula'- nın Kızılağaç köyünde bir kır kahvesi işleti- yor. Mahmut Erdoğan'ın. acı haberi nasü aldığını soruyoruz. "Söke'de diizenlenen Dey-Sol operasyo- nunda misafir olduğu ev e baskın olmuş. Ev sa- hipleri ile birlikte gözaltına alınmış. Aydın'a Terörle Mücadete Şubesi'ne götürmuşİer. 10 ağustosta başlayan agözaltı 20 ağustosa ka- dar sürüyor. Gözaltına alındığını öğrenince Aydın'a gittim. tHD yöneticilerinin yardımı ile Emniyet Müdürii ile görüştüm. Önce Em- niyet'e gitmiştim. O zaman "burada oğlun yok" dediler. TV' söyledi, 12 kişiyi gözaltına ahnışsuıız, dedim. Bu sefer, "niye soruyor- sun?" diye çıkıştılar. Çocuk benim, sorarım, dedim. Yok, diye ısrar ettiler. Emniy et Müdü- rii, İHD'den japtığımız telefongörüşraesinde, gözaltmı doğruladı. Oğlumun sağlığının ye- rinde olduğunu. işkence filan yapılmadığını söyledi. Geri döndüm. 22 ağustosta jandarma geldi. Oğlun hastanede komada. acılen git- men gerekıyor" dedi. Yanıma kızunı alıp, he- men gittim. tlk defa gördüğüm sivüier, °Hoş- geldm başın sağolsun" diye beni karşıladılar" Mahmut Erdoğan. acı haber karşısında ne yapacağını şaşınyor. Dizlerinin bağı cö- zülüyor. Polisler kendisıne büyük yakınlık göstenyorlar. "Sana hemen bir araba bu- lalım. al cenazeni götür Muğla'ya" diyorlar. Mahmut Erdoğan karşı çıkıyor, otopsi isti- yor. Bunun üzerine 3.5 saat gözaltına abnı- yor. "Polisler tedirgindi. Cenazenin hemen gö- mülmesini istiyoıiardı. Beni emniyete götür- düler. Kimseyle görüştürmediler. Sakıncalı diye otopsiye de almadılar. Otopsiye göre, oğ- lum tüberkülozdan ölmüş. O gün pazardı. Ben pazartesiye kadar morgda kalsın, otopsiyi adli tıp yapsın, dedim. Kabul etmediler, cena- zeni al götür Muğla'ya dediler. Ben, memle- ketime götüreceğim, dedim. Bir araba getirdi- ler. Bana ne yazdığını bilmediğim bir kağıt imzalattılar. derdest yola çıkardılar. Oğlumu memieketimiz Sivas'ın Karacaören köyünde defnettik. Aydın'dan bizle gelen polisler, bana hiç ^öz actırmadılar. Oğlum yara bere için- deydi. Koltuklannda bileklerinde izler vardı. Kaburgalan kırıktı. Orada video çekimi yap- tırdık. Fotoğraflannı çektik. Israrımız üzeri- ne adli hbba gönderilmek üzere vücudundan parça aldılar, ama bütün parcalan yarasız be- resiz yerlerden aldılar." Mahmut Erdoğan, soruşturmayı ilk yü- rüten Cumhuriyet Savcısı Hûseyin Eken'in, Baki'nin tüberküloz sonucu öldüğünü, ce- setten alınan parçalann adli tıbba gönderil- diğini, ölümle ilgili kesin karann adli tıp ra- porundan sonra verileceğinı söylediğini anı- msatıyoruz. Baba Erdoğan Savcı ile doktor- lann hazırladıklan otopsi raporu ve açıkla- malarla olayı örtbas etmeye çalıştıklannı sa- vunarak şunlan söylüyor: "Yalan söylüyorlar. Oğlumu işkencede öt- dürdüler. Hastanede kaydı bile yoknı. Has- taydı madem, niye daha önce tedaviy e gönder- mediler? " Mahmut Erdoğan oğlunun kesinlikle gö- zaltında işkencede öldûrüldüğüne inanıyor ve bunu kanıtlamaya çalışıyor. Bu konuda. "Devlet, sanki kör, sağır ve dilsiz" diye isyan eden Mahmut Erdoğan şöyle anlatıyon "Meclis'teki adli komisy ona dosya gönder- dik. Bir dosya Adalet Bakam'na gönderildi. Hiçbir yanrt yok. Adalet Bakanı ile görüşmek istedinı. kabul etmedi. Tansu Çiller'e yazdım, yanıt yok. Onlar bu olayı kapatmak istiyor- İar. tzin vermeyeceğim. Avrupa tnsan Hak- lan'na da başvurduk." Cüneydoğu'da seçim YSK: Saııclığıkoyar geıisiııekanşiîiaııı • Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Nihat Yavuz, Güneydoğu'daki terör olaylannın yerel seçimleri etkileyip etkilemeyeceği sorusuna "Bizim işimiz sandığı seçmenin önüne koymaktır. Gerisi bizi enterese etmez" yanıtını verdi. GÖKSEL POLAT ANKARA- Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Nihat Yavuz. 27 Mart 1994 tarihinde yapılacak genel yerel seçimle- rin güvenliğinin, "hükümetin sorunu" olduğunu belirterek, " Sandığı koyar, gerisine kan- şmam" dedi. YSK, seçımlerde "mükerrer" oy kullanımını en- gellemek için, Hindistan'dan ARCK Can ve Kaya'nın katilleri elimizde Yurt Haberleri Servisi - "Kurd-Ha Haber Ajansı". bir süre önce Elazığ'dan kaçınlarak öldüriilen IHD Başkanı Avukat, Metin Can ile Dr. Hasan Kaya'nın katil- lerinden birinın PKK'nın as- keri kanadı ARGK'nın elin- de olduğunu iddia etti. Kurd-Ha'nın Avukat Can ile Dr. Kaya'nın öldürülme- siyle ılgıli olarak geçtiği haber şöyle: "ARGK'nin bir süre önce •azığ'da kontrgerilla tarafı- ndan kaçınlarak katledilen Elazığ İHD Şube Başkanı Avukat Metin Can ve Dr. Ha- san Kaya'nın katillerinden biri olan Orhan Öztürk adlı kontrayı Malazgirt'te yaka- ladığı öğrenildi. Amed Eyalet Komutanlığı tarafından yapı- lan açıklamada, 'Orhan Öz- türk adlı kontra elemanı Ma- lazgirt'te yakalanmıs ve şu anda elimizdedir. Bu kişi daha önce saflarımıza katılmış, Xa- kurke'den kaçmış ve devlet tarafından kontra- laştırılmıştır" denildi." Elazığ İHD Başkanı Avu- kat Metin Can ile Dr. Hasan Kaya, 23 şubatta "Hasta var" denilerek evlerinden çağnlmış 5 gün sonra da Tunceli'ye 12 kilometre uzaklıktaki Dinarsu Köprü- sü altında cesetleri bulun- muştu. getirilen "mürekkep" örnekle- nni incelıyor. YSK Başkanı Yavuz, Cum- huriyet'in seçimlerin güvenliği konusundaki sorusunu yanıt- larkcn. " Vatandaşın iradesi bizi enterese etmez. Seçimin güvenliği konusu YSK'nm de- ğil, hükümetin sorunudur. Biz sandığı v atandaşın önüne koya- cağız, gerisi bizi enterese et- mez" dedi. Yavuz, şu anda kendileri için en önemli konunun, 7 kasımda yapılacak seçmen kü- tüklerinın güncelleştinlmesi olduğunu belirterek. sözlerini şöyle sürdürdü: " Biz, hiçbir parti ayırunı gö- zetmeden, çaltşmalarımızı ta- mamlar ve sandığı seçmenin önüne koy anz. \ eter ki, sandık çevresi içinde sandığa etki yapılmasın. Böyle bir dunımda, elbette müdahale ederiz. Ama, bunun dtşmda gelişecek olaylar ve bunlarla ilgili önlem aluıması hükümetin sonımluluğun- dadır." Hindistan'dan ithal mürekkep YSK Başkanı Bülent Ya- \'uz, Başbakan Tansu Çiller'- ın. üzerinde çabşma yapması ıçın De\let Bakanı Necmettin Cevheri'yi görevlendirdiği 'iki aşamalı seçim " sistemıne ılış- kın soruya. "Eğer, bu konu se- çimlerin başlangıç tarihi olan 1 ocak 1994 tarihine kadar yasa- ' laşırsa bizim için sorun olmaz. \em düzenlemeyi seçimlere ye- tiştiririz" yanıtını verdi. Yavuz, seçimlerde müker- rer oy kullanılmasının önlen- mesi için Hindistan'dan özel mürekkep ithal edildiğinı ve bu konudakı çalışmalannın da sürdüğünü anlattı. Yavuz. •' Hindistan'dan bazı numune- ler getirdik. Devlet Malzeme Ofisi kimyageıieri. bu numune- leri inceliyor. Burada bizim aradığunız sonuç, insan sağlığı- na zararlı olmaması ve en az 10 saat çıkmaması. Sonuçlar müs- pet ohırsa, seçimlerde bunu i kullanacağız " dedi. Konuk yazar Ispmyolmodeüsadece Baskdeğildir ÇOKKAPILIODA Asrnı Bezirci 3. bası 30.000 (KDV içinde) Çcığdaş Ya\ınları TürkocağıCad. 39-41 Cağaloğlu-İstmbul Ödemeli gönderUmez • İspanyol devleti 17 özerk topluluktan oluşuyor. 17 bölgenin her biri seçimle gelmiş bir yasama organına, yerel hükümet gibi işleyen yönetici kurula, meclisçe seçilip kral tarafından atanan bir başkana ve bir de yüce adalet divanına sahiptir. Her özerk bölgenin parasal kaynaklannı kendi topladıklan vergilerle genel bütçenin katkılan oluşturur. bir yazı yayımlamışüm. 1978'den sonraki tspanyol uygulaması ki o zamanki Devlet Bakanı Adnan Kah- veci bu örnekte bazı yenilikler göre- rek İspanyol modelinin de teorik olarak incelenmesinde yarar oldu- ğuna ilişkin bir değerlendirme yaptı. Bu çerçevede bugünlerde yalnızca Basklann sözûnün edilmesi bile konunun iyi bilinmediğini kanıtla- maya yeter. Franconun ölümünden (1975) ve Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV Son hafta içinde Türkiye basını- nda Güneydoğu'daki etnik sorunun çözümüyle bağlantılı olarak 'tspan- ya modeU'nin yoğun biçimde sözü edildı. Bu arada, Başbakan da 'Bask sonınu'na ilişkin bilgisi olmadığını, bu nedcnle bir model niyetiyle dü- şünmüş olamayacağını açıkladı. İki yıl önce, "tspanyol Modeli' başlıklı faşist uygulamalann geride bırakı- lmasından sonra kabul edilen yeni (1978) İspanyol anayasası, Bask, Katalonya, Andaluzya ve Galiçya. gibi ayn tarihsel, kültürel ve ekono- mik özellikleri olan bölgelerle Ka- narya Adalan örneği takımadalara. hatta Asturias ve Navarre gibi tarih- ten gelen bir bölgesel kimliğe sahip yerlere de özerklik tanıdı. Madrid gibi tek başına kent-iller, gjderek bu örgütlenmeye henüz katılmamış Ce- belütank bile özerk olacakth Kısa- ca, 17 özerk topluluk İspanyol dev- letini oluşturuyordu. Bask toprağı bunlardan yalnızca biridir. 17 bölgenin her biri seçimle gelmiş bir yasama organına, yerel hükümet gibi işleyen yönetici kurula, meclisçe seçilip kral tarafından atanan bir başkana ve bir de yüce adalet divanı- na sahiptir. Her özerk bölgenin pa- rasal kaynaklannı kendi topladı- klan vergilerle genel bütçenin katkı- lan oluşturur. Herhangi bir özerk bölge, anaya- sasının çizdiği sınırlan aşarsa. mer- kezd hükümet devletin genel çıkar- lan uğruna bazı yaptınmlara başvu- rabilir. İspanya bu yeni anayasal çerçeveyle ülkenin birliğini korudu- ğu inancındadır . Özellikle azınlıklara baskı uy- gulamış olan Franco'nun ortadan kalkmaşından sonra, böyle bir dö- nüşüm İspanya için beklenmektey- di. Yeni düzenlemeden etkilenen top- rak ve insanlann 17 birinı oluş- turmasına karşın ülkemizde "İspan- yol modeli' deyince yalnız Basklann sözünün edilişindeki neden an- laşılmıyor. Belki modelin ne olduğu- nun bilinmemesinden ya da en çok işitilenin Bask örneği oluşundan ötürüdür. Ama o zaman en az Kata- lonya ile birlikte anılması gerekir. İlki kuzeyde, öteki güneydeki iki önemli azınlık sorunudur ki, 1930'- lann iç savaşına da büyük ölçüde bu çifte sorun neden olmuştu. Ne var ki. ikisinin de tarihsel geçmişleri ve merkezi hükümete bağhlıklan yö- nünden farklılıklan vardır. Daha ötesi, aynı ölçüde önemli olma dışında benzerlikleri azdır. Faşizm yıllannda her iki bölee halkı da ezil- mişlerdi. Bugünkü "fspanyol modeli' bu acı geçmişe bir tepkidir. Bize de- ğil, başkalanna uyabilir. PKK'dan misilleme sinyaliHaber Merkezi - Özgür Gün- dem Gazetesi'nin Forum Kö- i şesı'nde Ali Fırat imzasıyla ya- j yınlanan yazıda, Mart yerel se- j çimlerinin Güneydoğu'da i PKK insiyatifı ile gerçekleşti- rileceği mesajı veriliyor. PKK h'deri Abdullah öcalan'm Ali Fırat imzasıyla yazdığı belirti- len yazıda "Kürdistan'da geril- lanın insiyatıfınde bir yerel seçi- me gitmek. bu secimde aday ol- mak. hele hele kazanmak veya kazansa bile görev yapacağmın ham bır hayal olduğu görül- mektedir" deniyor. Ali Fırat yazısında. önümüz- deki dönemde büyük şehirlerde bazı eylemlere gidilebıleceğı yo- lunda da imalarda bulunuyor. Ali Fırat yazısında PKK mili- tanlannın sayısının 15 bin oldu- ğunu belirterek, PKK'nın Tür- kıye'nin turizm gelirlerine bü- yük bır darbe vurduğunu söylü- yor. PKK eylemlerinin önü- müzdeki aylarda askeri saha- dan ekonomik sahaya kaydın- lacağı belirtilerek"fstanburda yaşayan her bin Kürt'ten birisi- nin günde bir eylem yapması dunımunda günde üçyüz-beş- yüz eylemin gerçekleştirilebile- ceği" öne sürülüyor. Yazıda aynca "'Her kentte 10 Kürt'ün yilda on gün ormanlara sıgara izmariti atması dunımunda da Türkiye ekonomisi ne olur?" diye soruluyor. ' Yazıda bu eylemlere gerekçe olarak da Güneydoğu ıllennde halkın göçe zorianması, göç et- meyenlerin katledilmesi, köyle- nn bombalanması, fadi meçhul cınayetlerin tırmandınlması göstenlıyor. Devletin. bazı yerlerde Özgür Gündem gazetesinın dağuımını engelledığinın öne sürüldüğü yaada, bununla halkın tercih ettiğı gazeteyı okuma hakkının elinden alındığı belirtiliyor. Yazıda, "Daha ötesi var. böyle giderse gerilla gazetelerin dağıtımını engelleyebıleceğı gıbı radyo, TV vencilerinı tah- rip edebilir ve böylelikle devlet Dımyata pinnce giderken evde- ki bulgurdan da olacaktır" de- niyor. Önümüzdeki dönemde de ekonomik, siyasi. asken ve dip- lomatik sahal'arda misilleme ey- lemleri yapılacağı da yazıda yer alıyor. Silvan'da 2 faili meçhul DİYARBAKIR (Cumhuri- yet) - Diyarbakır'ın Silvan ılçe merkezinde iki kişi "faili meç- hul" saldınlar sonucu öldü. Böylece son 26 günde Diyar- bakır. Batman ve Silvan'da iş- lenen "faili meçhul" cinayetler sonucu 36 kişi hayatını kay- betmiş oldu. Şilvan'ın Mescit Mahal- lesi'nde belediye işçisi thsan Gûneşli, önceki gece kimlıği» belirlenemeyen kişilenn silahlı saldınsına uğradı. İhsan Gü- neşli olay yerinde öldü. Şilvan'ın Cami Mahallesi'- nde de evine gitmekte olan Tekel Müdürlüğü işçisi Selim Demirkıran, yine önceki gün kımhği belırlenemeyn bir kişi- nin silahlı saldınsı sonucu ağır yaralandı. Demirkıran kaldı- nldığı devlet hastanesinde öl- dü. Son 26 gün içerisinde Bat- man'da 8 Diyarbakır'ın Sil- van ilçesinde de 8 kişi "faili meçhul" cinayetlere kurban gitti. Pervari'de 2korucu öldürüldü Yurt Haberleri Servisi - Sıirt'- ın Pervari ilçesi Tuzcular köyü- ne baskın düzenleyen PKK mi- litanlan ile korucular arasmda çıkan çatışmada iki korucu öl- dürüldü. Birleşik Basın Dağı- tım AŞ'ye bağlı Adana'nın Os- maniye Gazeteler Başbayii, benzin dökülerek yakıldı. Pervan ilçesi Tuzcular köyü- ne önceki gece baskın düzenle- yen bir grup PKK mihtanı ile köy koruculan arasmda çaüş- . ma çıktı. Çatışmada gecıcı köy koruculan Ali Birsem ile Meh- met Şirin Baytekin oldü. PKK- lılar Ömer Erdoğan adlı koru- cuyu yaraladıktan sonra olay yerinden kaçtılar. Turistlerden haber yok PKK tarafından 9 ekimde Erzincan-Erzurum karayolu kesilerek kaçınlan ABDli Ko- nir Patrick ve Yeni Zelandalı Ernis Dougar adlı iki turistten haber alınamıyor. Kurd-Ha'- dan dün yapılan basın açıkla- masında söz konusu turistlerin, ülkelennin PKK'yla irtibatage- çene kadar •'misafir" edilecekle- n belirtildi. Hollanda'da Lahey polisi PKK'nın ülkede bulunan Türk vatandaşlanndan zorla para topladığını, bunun engellenme- sı amaayla geniş çaplı bir ope- rasyon başlatıldığını agkiadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle