Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
- * „•• • > - : -
16 EKİM1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sürekli alkol,beyniküçültıiyor
12.Tıp Kurultayı'nda 'Alkolün merkezi sinir sistemine etkileri' konulu bir bildiri sunan Prof. Dr. Baria Öztaş
sürekli alkol kullanımının beyin hücrelerini büzdüğü ve sinir hücrelerini öldürdüğünü söyledi
İstanbul Haber Servisi- Sürekli alkol
kullanımının beyin hücrelerini büzme-
si ve sinir hücrelerini öldürmesi nede-
niyle beyin küçülrnesine neden olduğu
bildirildi. Alkolün mutlaka depresyo-
na neden olduğu ve kişilik bozukluk-
lanna yol açarak, dürtülerin denetlen-
mesini önlediği kavdedildi. Alkol
bağımlılığının oluşmasında. kalıüm,
kimyasal ileticiler, iç saigı bezleri. be-
den yapısı. mizaç, zeka, benlik yapısı,
çocukluk ve gençlik ortamı. güncel or-
tam, toplumsal durum, varoluş çabası
gibi kişilik katmanJannda yer alan bo-
zukluklann rol oynadığı belirtildi.
l.Ü tarafından düzenlenen 12.Tıp
Kurultayı'nda "AlkoJün merkezi sinir
sstemine etkifcri" konulu bir bildiri
sunan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji
Anabilim Dalı'ndan Prof.Dr. Baria
öztaş, alkolün ahmının kişilerde dep-
resyon ya da efor şeklinde kendini gös-
terebileceğini, ancak sürekli alınan al-
kolün mutlaka efor tesirinden sonra
depresyona dönüşebileceğini vurgula-
dı. Alkolün beyin üzerindeki en önem-
li yapısal değişikliğinin beyin büzül-
mesine neden olacağını beürten Prof.
Dr. Baria Öztaş, şöyle konuştu: "Al-
kolün kadınlan erkeklerden daha çok
etküediği araştırmalaria saptannuştır.
Alkoliklerde beyin ağırbğında azaİma
da meydana gelmektedir.
Alkol aynı zamanda merkezi sinir
sistemindeki pek çok mekanizmayı da
bozmaktadır. Bunların arasında fız-
yolojik fonksiyon bozukluğunu saya-
biliriz. Akut aikol alunında beyin kan
akmı arttığı halde, kronik alkolikler-
de yapılan araştırmalarda hem beyin
kan akunının hem de beyin oksijen
kullanımının azalmış olduğu izlenmis-
tir. Alkoliklerde 'ınme' de daha sık gö-
riilmektedir."
Toplantıda konuşan Prof.Dr. Öz-
can Köknel de alkol kullananlar içinde
ara sıra alkol alanlar ile akşamcı ve al-
kolik arasında kesin birayınm yapıl-
ması gereklilığini belirterek "Akşamcı,
her akşam alkol alır, alkole alışmtştır.
Akşamcılar içtikleri alkol miktarını
çok arttırmazlar. Alkole nıhsal, fiziksel
olarak bağımlılık göstermezler. İste-
dikleri zaman, yoksunluk belirtisi ol-
madan alkolü kesebilirler. Alkolikier
ise alkolün tutsağı olmuşlardır. Alkole
ruhsal-fiziksel bağımlılık gösterirler.
Gece gündüz içerler'"dedı.
Prof.Dr. Özcan Köknel. alkoi ba-
ğımlısı olan bir kışınin alkole başlama-
dan önce kişilik bozukluklan gösterdi-
ğinın saptandığına dikkati çekerek al-
kol bağimlısının kişilik özelliklerini
şöyle sıraladı: "Dürtüler bastınlamaz,
denedenemez, engellenemez, ertelene-
mez. Başkalarıyla, çorevle gerçekçi
bağlantı kurulamaz. Kişiliği kaygıdan
kurtaracak olumlu savunma düzenleri
kuDandamaz. Alkoi bağmiıuğuun oiuş-
masında. kalıtım, kimyasal ileticiler, iç
salgı bezleri, beden yapısı, mizaç, zeka,
benlik yapısı, çocukluk ve gençlik orta-
mı, güncel ortam, toplumsal durum, va-
roluş çabası gibi kişilik katmanlannda
yer alan bozukluklar rol oynar. Alkolün
en önemli etkisi merkezi sinir sistemi
üzerinedir. Genel oiarak az miktarda
alınan alkolün merkezi sinir sistemine
etkisi kaygı giderici ve yatıştıncı biçim-
dedir. Kandaki alkol düzeyi yükseldik-
çefizyolojikve nıhsal belirtiler ortaya
çıkar."
Genel oiarak. alkole bağlı nıhsal be-
lirtilerin kişilik yapısına ve kişinin duy-
gu durumu ile kişinin içinde bulundu-
ğu çevre koşullanna göre değiştiğini
beürten Prof. Köknel sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Çoğunlukla kandaki alkol düze-
yiyle nıhsal belirtiler arasında bağ-
lantılar vardır. 80-100 mg sonra üstbeıt-
liğin denetimi azalır ya da bütünüyle
kaybolur. 100-200 mg sonra saldırgan-
lık, taşkmuk ve bilinç bulanıkhğı olur.
300 mg sonra derin uyku »e koma önce-
si belirtiler ortaya çıkar. L'zun süre al-
kol kullananlarda önce toplumsal iüşki-
ler bozulur. Daha sonra nıhsal alanda
duygu ve düşünce bozuklukları görülür.
Bunu başta karaciğer olmak üzere do-
laşrnı, siıîdirim ve merkezi sinir sistemi
bozukluklan izier."
Kurultayın dün sabahki bölümün-
de ise en büyük ilgiyi "AIDS Sempoz-
yumu' çekti.
Cam iscileri
Ücretartışı
değil,güvence
istiyorlar
Ekonomi Servisi - Dam-
pingli cam ithalatı ve teknolo-
jik yenilenme nedenleriyle iş-
lerini kaybetme tehlikesiyle
karşı karşıya kalan cam işçile-
ri, sendikalanndan ücret artı-
şından önce işlerini kpruması-
nı bekliyor. Kristal-İş Sendi-
kası'nın yapüğı 'Cam işçisi
araştırması'na göre sendika
üyelerinin beklenülen yüzde
74 oranında 1ş güvencesi'
maddesinde toplandı.
Araştırma, cam işçilennin
yüzde 69'unun iş güvenceleri-
nin 'tşyerinin verimli ve karlı
çalışmasına bağlı olduğunu'
düşündüğünü ortaya koydu.
Buna karşılık işciler işten çı-
kartmada en önemli nedenin
ucuz işgücü olduğuna inaru-
yor. Teknoloji ve ekonomik
zorluklar cam işçilerine göre
ikinci ve üçüncü sırada yer
alan nedenler.
Cam işçilerinin iş güvence-
sinden sonra sendikalanndan
<jn .büyük beklenülen yüzde
63.3 'fle 'Çahşma koşullanııın
lyüeştirilmesi.' Üçüncü sırada
ise yüzde 47.3"le işci eptımi
maddesi yer ahyor. Cam işçi-
lerinin ikı yıl önceki araştır-
mada üçüncü sırada yer alan
ücret artışı talebi ise 1992de
yüzde 34'le dördüncü sıraya
düştü. Bunda işsizlik tehlike-
sinin artmasıyla birlikte. ge-
çim düzeylerini nispeten ko-
ruyabilmeleri de etkili oldu.
1992 sonuçlanna göre cam iş-
çilerinin yüzde 70.7 gibi
önemli bir çoğunluğu iki yıl
önceki gecim standardım ko-
ruyabildiğini. hatta bir kısrnı
da (yüzde 38.6) yükselttiğini
belirtiyor.
Oğretmen
evlerinde
yönetim
boşluğu
Ynrt Haberieri Servisi - Ög-
retmenevlerindeki 'keyfi yö-
netim' sürüyor. Bursa Öğret-
menevi'nde içki yasağı varken
İstanbul ve Ankara'da oJduk-
ça konforlu öğretmenevlerin-
de yer bulmak olanaksız.
Ankara Başkent Öğretmenevi
'can güvenliği'nden yoksun.
Baza öğretmenevlerine ise ki-
mi gazete ve dergilerin sokul-
maşı yasak.
Öğretmenlerin her ay maaş-
lanndan kesilen ödentilerle
yapılan, ancak uygulamalar
nedeniyle öğretmenler ve ya-
kınlanndan çok torpilü bü-
rokratlar'ın yakınlannın ya-
rarlandıklan ışletmeler olduk-
lan iddia edilen öğretmenevle-
rinin gözdeleri Ankara ve
İstanburda. Yerel yöneticile-
rin 'keyfi' tutumlanna göre
yönetildigi öne sürülen öğret-
menevlerinin. içinde bulundu-
ğu yönetim boşluğundan
kurtanlmasının yolunun yö-
netimlerinin şeftaflaştınlma-
sından geçtiği vurgulanıyor.
lstanbul'daki Beyoğlu ve
Sabana öğretmenevlerinde
yer bulmak sorun. Buralan,
özellikle Sabana Öğretme-
nevi'nin ihtişamı, politikacı
yakınJannı ve bakanlık üst
düzey bürokraü yakmlannı
cczbediyor. İstanbuFa zorun-
lu nedenlerle gelen öğretmen-
ler, birkaç gün otellerde îcal-
dıktan, resepsiyon görevlileri-
ne yalvardıktan sonra 'belki'
yer bulabiliyor. öğretmenev-
lerinden yararlanma fıyatlan,
öğretmenler için 45-85 bin li-
ra. Öğretmenin birinci derece-
de yakınına ise 85-120 bin lira
arasnda, kahvaltı ve oda oia-
rak değişiyor.
Nesin'i öldürene 250 bin dolar vereceğini açıklayan işadamı adliye koridorlannda suçlamalannı sürdürdü
6
Verilecekcezabeni ilgüendirmîyor'
İstanbul Haber Servisi - Yazar Aziz
Nesiıı'i öldürene 250 bin dolar vereceği-
ni açıklayan işadamı Mehmet Ali Şa-
doğlunun yargılanmasına devam edil-
di. Mahkeme'nin "kamu güvenliği" ge-
rekçesiyle "gizli orurum" karan alarak
yaptığı duruşma sonrasında Mehmet
Ali Şadoğlu. adliye koridorunda Aziz
Nesin'e yönelik açıklama ve suçla-
malannı sürdürdü.
Mehmet Ali Şadoğlu'nun sözleri üze-
rine acılan davaya Aziz Nesin'in de ka-
tılması nedeniyle İstanbul Adliyesi
önünde ve çevresinde çok geniş polisiye
önlemler alındı. Adliye girişinde üst ara-
ması yapılırken duruşma salonunun bu-
lunduğu koridorda polis etten duvar
oluşturdu. Aziz Nesin de adliyeye arka
kapıdan sokuldu. Mehmet Ali Şadoğlu.
birkaç kişiyle geldiği adliyede. salonun
hemen dışında beklerken bazı televiz-
yon muhabirlerinin ve gazetecilerin so-
rulannı yanıtladı. Şadoğlu. açıklamala-
nnda Aziz Nesin'i suçlamayı sürdürür-
ken polislerin kalabalığa müdahale et-
mediğı görüldü.
Aziz Nesin'in yargıç kapısından alın-
dığı duruşmada. Mahkeme Başkanı Os-
man Sunusi Oztemur. kamu güvenliği
açjsından oturumun gjzliyapılmasıiste-
minın geldiğini iulanaktera geçirdi.
Savcımn da aynı yönde göriiş bildirme-
sinden sonra mahkeme oybirliği ile otu-
rum hakkında gizlilik karan alarak sa-
lonu boşalttı.
Yaklaşık 1,5 saat süren duruşmadan
sonra Aziz Nesin salonda kabrken Şa-
doğlu, koridorun sonuna götürüldü.
Mehmet Ali Şadoğlu. burada yaptığı
açıklamada, Aziz Nesin'in duruşmada,
Şeytan Ayetleri adlı kitabı kendisinin
yayımlatmadığını, kitabın Türkçe çevi-
risinin Aydınlık Gazetesi'ndeyayımlan-
İşadamı Şadoğlu'nun (sağda) yargüanması devam ediyor. Mahkeme kamu güvenliği açısından gizli oturum karan aidı. Davaya
Aziz Nesin'in de katdması nedeniyle İstanbul Adliyesi'nde geniş polisiye önlemler alındı. (Fotoğraf: YAHYA KOÇOGLU)
dığını. kendisinin de gazeteden istifa et-
tiğini söyledjğıni anlattı. Şadoğlu," Aziz
Nesin, ifadesinde, dine ve islama karşı ol-
madığını, saygı duyduğunu söyledi. San-
ki Aziz Nesin, bu davadan sonra müslü-
man oldu" dedi.
Aziz Nesin'i, dine ve islama yönelik
sözleri nedeniyle cezalandınlması için
böyle bir açıklama yaptığını anlatan Şa-
doğlu, bu sözleri Türk Milleti adına
söylediğini, yargılama sonunda verile-
cek cezarun İcendısini ilgilendinnediğini
savundu. Şadoğlu, duruşma sırasında,
akli dengesinin yerinde olup oknadığı
konusunda savcımn adli tıp müşahadesi
istediğini ancak mahkeme heyetinin.
duruşmadaki tavırlan nedeniyle buna
gerek görmediğini belirtti. Mehmet Ali
Şadoğlu ve yanındaki grubun korido-
run sonunda bulunduğu bir sırada Aziz
Nesin. koruma altında salondan çıkan-
larak adliyeden uzaklaştınldı.
Davaya konu olan sözleri Meydan
Gazetesi'nde yazan muhabir Şenol Ge-
zer'in tanık oiarak dinlendiği duruşma
ileri bir tarihe ertelendi.
Dava. işadamı Mehmet Ali Şadoğlu'-
nun Meydan Gazetesi'nde yayımlanan
"Aziz Nesin'i öldürene 250 bin dolar ve-
receğun" sözleri üzerineaçılmıştı. İstan-
bul Cumhuriyet Savalığı, Şadoğlu
hakkında TCK'nın 311. maddesi uya-
nnca "suç işJemeye teşvik etmekten" 8
\ıl hapis cezası istemiyle dava açmıştı.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yapılan ilk oturumda, yargıç Osman
Sunusi Öztemur, sanık Mehmet Ali Şa-
doğlu'nu konferans çektiği gerekçesiyle
azarlamıştı.
Beyoğlu'nda adına kültür merkezi açıldı
Rıfat Itgaz birkez
daha ölümsüzleşti
Beyoğlu Küçükparmakkapı Sokak'ta yaptırılan Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi'nin açılışına Beyoğ-
lu Belediye Başkanı katılmadı. Ünlü yazann oğlu Aydın Ilgaz, 'Amacımız genç kuşaklara Ilgaz'-
ın kişiliğini tanıtmak. medya baskılanna karşı kültür ve sanat yapıtları üretmek' dedi
Kültür Merkezi - 7 temmuzda
yıtirdığimız şair. yazar Rrfat D-
gaz'ın anısına oluşturulan kül-
tür merkezi, dün Beyoğlu'nda
açıldı. Küçükparmakkapı So-
kağında 5katlı tarihi birbina-
da hizmete giren kültür merke-
zinin açılış törenine çok sayıda
sanatçı. yazar, yayıncı ve sanat-
sever katıldı. Önceden geleceği
açıklanan Beyoğlu Belediye
Başkanı Huseyüı Arslan törene
katılmadı.
Rıfat Ilgazın oğlu Aydın Il-
gaz, merkezi, genç kuşaklara
Ilgaz'ın kişiliğini tanıtmak ve
medya baskılanna karşı kültür
ve sanat yapıtlan üretmek ama-
ayla kurduklannı söyledi.
Merkezin açıhsını yapan gaze-
temiz yazan Ilhan Selçuk ise
törende yaptığı konuşmada
"Insan ancak bUim ve sanatla in-
sanlaşabilir. Rıfat Ilgaz Kültür
Merkezi, Rıfat Ilgaz'ın adını ya-
şatacaktır. Bir kültür merkezi-
nin açıiışı, bir fabrika ya da
baraj açüışından daha önemli-
dir"dedi.
Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi'-
nin giriş katında kitap ve kaset
satışı gerçekleştirilecek. Sergile-
rin açılacağı ve toplantılann
düzenleneceği birinci katta iki
büyük salon yer alıyor. 15 gün
süreyle Rıfat Ilgaz'ın çalışma
odası olarak sergiye dönüştürii-
len ikinci kat ise 15 kasımdan
sonra Çınar Yayınlan'nın çalış-
ma yeri olacak. Üçüncü katta
sanatseverlerin söyleşeceği bir
kafe hizmete sunulacak.
Buluğ çağına geldi diye okuldan çıkanlan öğrenci için Bakan Menteşe 'Gereken yapılacak' dedi
Darüşşafaka^dan kaydı silînen U.Ç içinBakan devrede
•Aydın gezisi sırasında U.Ç'yi dinleyen Milli
Eğitim Bakanı Menteşe, 'Böyle saçma şey mi olur,
gereken mutlaka yapılacak' dedi. Insan Haklan'
Derneği Muğla Şubesi'nce yapılan açıklamada
'ortada kişilik hakla ihlaü var' denildi. İHD Muğla
Şube Başkanı Avukat Dursun Şahin, '"Biz IHD
olarak U.Ç. için gerekli her desteği vereceğiz" dedi.
OLCAY AKDENİZ
AYDDS-'Buluğ çağına geldi-
ğp gerekçesiyle Darüşşafaka
Lisesi'nden kaydı silinen L'.Ç
olayına Milli Eğitim Bakanı
Nahit Menteşe elkoydu. Aydın
gezisi sırasında U'yu dinleyen
Bakan. "Böyle saçma şey mi
olur, gereken mutlaka yapıla-
caktır"dedı. İnsan Haklan
Derneği Muğla Şubesi'nce ya-
pılan açıklamada da U'ya sahip
çıkılacağı belirtilerek "Ortada
ciddi bir kişilik hakkı ihlali var.
Dava açmaya hazırlanıyoruz"-
denildi.
Hem Anadolu hem de Da-
rüşşafaka Lisesi'ni kazandığı
halde ortada kalan U.Ç. duru-
munu Aydın gezisini sürdüren
Milli Eğitim Bakanı Nahit
Menteşe'ye anlattı. Bakanla
görüşebilmek için annesiyle bir-
likte Milas'tan Aydın'a gelen
U.Ç, saatler süren bekleyişten
sonra durumunu Bakan'a an-
latmayıbaşardı.
Menteşe'ye, pilot olmak iste-
diğini, ancak hiç beklemediğj
olaylann yaşamını kötü biçim-
de etkiledığini anlatan U.Ç,
yetkililerin duyarsızlığından
yakındı. Bakan Nahit Menteşe
de böyle bir şeyle yaşamında ilk
kezkarşılaştığını belirterek şun-
lan söyledi:
"Böyle saçma şey mi olur?
Çocuklar mutlaka buluğa erer-
ler. Olayı gazeteden okuduğum-
da kupürünü kesip ügililere >er-
dim ve gerekli işlemin yapdması-
nı istedim. Ama şimdi L'yu din-
leyince konuyu daha iyi anladım.
Bu işin üzerinde duracağım.
Şimdi hemen araç telefonumdan
Ankara'yı arayıp gerekenin ya-
pıfanasını isteyeceğim. Şu saç-
malığa bakın, bu çocuk okula
kız olarak kaydedilmiş de sonra-
dan erkek mi çıkımş?"
U'ya kendisinin de Milaslı ol-
duğunu söyleyen Menteşe. so-
runu mutlaka çözeceğini, bel-
gelerin de elinde olduğunu be-
lirtti.
İnsan Haklan Derneği Muğ-
la Şubesi de U'ya sahip çıkıyor.
İHD Muğla Şube Başkanı
Avukat Dursun Şahin. ortada
ciddi bir kişilik hakkı ihlali bu-
lunduğunu belirterek "Biz İHD
olarak U.Ç. için gerekli her des-
teği vereceğiz. İstanbul ile ilişki-
ye geçerek Darüşşafaka'nın ka- Hem Anadolu hem de Darüşşafaka Lisesi'ni kazandığı halde
rarı için idare mahkemesine baş- ortada kalan U.Ç, durumunu Aydın gezisini sürdüren Milli
vuracağız"diye konuşıu. Eğitim Bakanı Nahit Menteşe'ye anlattı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞATEŞ
SavaşveTerörGüneydoğu'da öğretmenleri kurşuna diziyorlar. Ka-
dınlan ve çocukları kurşuna diziyorlar. Üç yaşındaki
bebekleri ateşe atıyorlar. Ve etnik azınlıklar konusunda
dehşetli bir biçimde duyarlılık göstererek, kendi ırkçı ya-
pılarını gizlemeye çalışan Batı kamuoyunda çıt yok.
Oğretmen niye kurşuna dizilir? Bebeleri cahil bırak-
makla ne kazanır bir siyaset? O öğretmenler ki; çok par-
tili yaşama geçildiği günden beri tutucu iktidarlann en
örgütlü ve bilinçli karşıtı olmuşlar; o öğretmenler ki, ce-
haletin karanlığını biraz aydınlatmanın savaşçısı olmuş-
lardır?
Bu yapılanlara "ilan edilmemiş savaş"deniyor. Yan-
lış. Bu sütunda daha önce de yazdım. Bu yapılan şey
savaş değil; kitlesel terördür. Bir çatışmanın "savaş"
sayılabilmesi için; ölen insanın, öldüren insanı öldürme
olanağının olması gerekir. Yani aralarında silah denge-
si olmasa bile her iki yanın da silahlı olması gerekir.
Öğretmenleri kurşuna dizmek, şantiyeleri basıp,
araçları yakmak, silahsız işçileri kaçırıp öldürmek; bir
toplumun kendi geleceğini ateşe atmasıdır. Silahları ka-
dınlara, çocuklara çevirmek savaş değildir. Savaş takti-
ği olarak "caydırma" ve "sindirmeye" de yönelik olsa;
bu yapılanlar terördür, katliamdır. İnsan onuruna yakış-
mayan, insanlık dışı bir mücadele yöntemidir. Ve hiç
kuşku duymuyorum ki; nasıl "insanlık onuru, işkenceyi
yenecekse", aynı biçimde "İnsanlık onuru bu mücadele
biçimini de yenecektir."
Ve ne ilginçtir ki; canlı canlı ateşe atılan üç yaşındaki
bebenin çığlıkları ne Avrupa'ya ulaşmaktadır ne de
Amerika'ya. Hatta maalesef eli kalem tutan kimi meslek-
taşlarımızın da kulaklarına ulaşamamaktadır. Hayal
dünyalarında yaşamaktadırlar.
Bu çirkin mücadelede ölen insan sayısı da bu olguyu
değiştirmez. Günde yirmi değil, iki yüz kişi de ölse savaş
denemez, iki bin kişi de ölse savaş denemez. Alt milyon
insan öldü diye, Hitler'in Yahudilere karşı uyguladığı
soykırıma savaş mı diyeceğiz?
Gerilla savaşının da kendine göre kuralları vardır.
Ama bu kurallar arasında silahsız kadınların veçocukla-
rın öldürülmesi asla yoktur. Siz hiç Mao'nun okul yaktığı-
nı, şantiye bastığını duydunuz mu? Yıllarca süren savaş
içinde, bir tek çocuğun kanı bulaşmış mıdır ellerine? Bi-
zimkiler ise köpekbalığı gibi. Isırdıklarını kopartıyorlar.
Etrafları bir kan gölü.
Gerilla taktikleri arasında, birtakım zengin "sömürü-
cülerin" kaçırılarak fidye alınması da vardır. özellikle
gayri meşru servet edinen insanlardan. Ama Güney-
doğu'da bunun tam aksi oluyor. Adamın serveti emek,
alınteri ve gözyaşı sömürüsüne dayanıyor. Olsun. Eğer
"bizden"se ve haracını ödüyorsa, mesele yok. Sonra da
gidip öğretmenleri kurşuna diziyorlar...
Ve tüm bu yapılanlar "sol" adına yapılıyor. Ve Batı
dünyasının şaşkın kamuoyu da yutuyor bunu, Istanbul'-
un entel bozması tatlısu demokratları da.
Türkiye'deki sömürü düzeni, kahrolası bezirgandüze-
ni ırk ya da bölge temeline değil; sınıf temeline dayanır.
Bunu görmemek için kör olmak gerekir. Çankın'nın, Si-
nop'un, Artvin'in durumu; Diyarbakır'dan, Van'dan daha
parlak değildir. Ama Türkiye'de emek kesimi, 1980'den
beri sermaye karşısında iyice zayıf düşmüştür. Devlet
tüm htşmıyla emeğin ve emekçinin üzerine gelmiştir.
Kürt kökenli olanlar da nasibini almıştır, Kürt kökenli ol-
mayanlar da. Ve ortaya çıkan karmaşık ortamda; emek
ile sermaye arasındaki çelişki unutturulmaya çalışıl-
maktadır. "Varolmanm dayanılmaz hafifliği" içindeki
kimi "uçuk" kalem erbabı, belki de istemeden ve bilinç-
sizce, bu çirkin oyuna alet olmaktadır.
"Siz Kürt halkınm kimlik mücadelesine karşı mısınız"
diye soruyorlar zaman zaman. Kürt asıllı vatandaşları-
mızın kimlik mücadelesine asla karşı değilim. Dillerini
konuşmalarından, kültürlerini geliştirmelerinden, gele-
neklerini yaşatmalarından yanayım. Ayrıca bunu Tür-
kiye'nin kültürel zenginliğinin bir parcası olarak görü-
rüm. FakatTürkiye'nin bölünmesine ve parçalanmasına
karşıyım. Bir bölünmenin, emperyalizmin ekmeğine
yağ sürmek olacağını düşünürüm.
Türkiye Cumhuriyeti'nin iki temeli vardır. Bunlardan
biri ortak resmi dili olan Türkçe, öbürü laikliktir. Bunu
zedelememek gerekir. Herkes "bir ağaç gibi tek ve hür
olabilmeli", ama "bir orman gibi kardeşçesine" yaşa-
ma olanaklarını ortadan kaldırmamalıdır.
Kendi kökenim bir yana, Kürt kökenli insanlan genel-
likle çok severim. Dürüst, sevecen, özverili, güçlü ve
yiğit insanlardır. Ama bebeleri kurşuna dizen insanlan
bunlar arasında saymak mümkün değildir. Yiğitliğe sığ-
mazbu.
insanlığa da sığmaz.
Sanık çocuklara nezaret yok
• İZMİR (AA) - İzmir Barosu'nun. sanık çocuklann hazırlık
soruşturmalannın savahk tarafından yapılmasına ilişkin yasa
maddesinı işlerliğe kavuşturarak çocuklann nezarethanede
tutulmalannı önlediği bildirildi. Baro Yönetim Kurulu üyesi
Avukat CaferÖzkan. Çocuk Mahkemeleri Kanunu'nda, 15
yaştan küçük sanık çocuklann hazırlık soruşturmalannın
bizzat cumhuriyet savcılan tarafından yapılacağına dair
madde bulunduğunu belirterek şöyle dedi: "Ancak bugüne
değin çocuklar nezarethaneye atılmış, ifadeleri alınmış ve
normal olarak işlem yapılmış. İzmir Cumhuriyet Savcılığı'yla
ilişkiye geçtik ve çocuk mahkemesi suçlannda ifadenin
doğruca savcılıkta alınmasını sağladık.
Proff. Sayılı dMü
• ANKARA (AA) - Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu Atatürk Kültür Merkezi eski Başkanı Ord. Prof. Dr.
Mehmet Aydın Sayılı, gecirdiği kalp krizi sonucu dün
Ankara'da öldü. Turgut Reis Caddesi Akıncılar Sokak'taki
18-6 numaralı evinden çıkan Ord. Prof. Sayılı, saat 10.30
sıralannda geçirdiğj kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Kızkardeşi emekli oğretmen Gündüz Sayılı ile oturan Ord.
Prof. Sayılı, bir süre önce UN ESCO Orta Asya Medeniyeti
Tarihi Grubu Editörlüğü dolayısıyla ödüle layık görülmüştü.
Ord. Prof. Sayılı, Atatürk Bilim Kurulu ûyeliğinede seçilmişti.
Bilim ve kültür konulan üzerine çok sayıda eseri bulunan Ord.
Prof. Sayılı, İngilizce. Fransızca ve Farsça biliyordu. Prof.
Mehmet Aydın Sayılı bekardı.
İLAN
AFYON ASKERİ SATINALMA KOMİSYON
BAŞKANLIĞI'NDAN
Askeri ihtıyaç için aşajjpda cınsi. miktan. geçici temınatı ve mu-
hammen bedeli yazılı olan malzemeler 2886 sayılı Devlet thale Ka-
nunu'nun 36'na maddesi gereğince kapalı teklif usulü ihaJe ile saün
alınacaktır.
Bu işe ait evsaf ve şartnameler çalışma saatlerinde Ankara - İstan-
bul - İzmir İç Tedarik Bölge Başkanlıklannda ve komisyonumtızda
görûlebilir İsteklılerin teklifmektuplannı ihale saatine kadar komis-
yon başkanlıana vermeleri şarttır. Postadaki gecikmeler kabul edile-
mez- İhaleye katılabılmek için gerekli evraklar, kapalı teklif şartna-
mesinin (idari şartname) 3'ncü maddesindeki evraklar olup, bu
evraklann asb ve 1993 yılı içerisinde alınmış olması gereklidir.
S-No Cma VtüıunMahamaaı Gt^ici lbaie
BeddiTL ToriubTL Gfa>eSad
BordoMotorJohnson 61 ka- 589.290.000 17678 700 26EKİM1993
(OMC-Evinrude) lem ,
J70ELCOS yerfek par- Saal: 14.00
çalan