15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
; 7ŞMJBAT1992CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11 Parlamenterler Asamblesi'nde kabul edilen rapora SHP'liler lehte, DYP'liler aleyhte oy kullandılar Avrupa Konseyfnden azınhklar raporu Belgratfda yûniyûş • A A (Bdgrad) — BM Banş Planı'na karşı çıkan Hırvatistan'daki Sırplann lideri Milan Babic'e destek amacıyla önceki gün Belgrad'da • yaklaşık 10.000 kişinin katıldığı bir - yürüyûş düzenlendi. Yürüyüş, AT ' Banş Konferansı'nın Başkanı Lord Carrington'un, Sırbistan Devlet ' Başkanı Slobodan Miloseviç ile ' Belgrad'da yapacağı görüşmenin ' birkaç saat öncesinde başladı. Havaalanında, BM özel temsilcisi 1 Cyrus Varce'ın "baa mesajlarını - getirdiğini" acıklayan Canington, daha sonıa Bosna-Hersek, Karadağ ve ' Hırvatistan'ı ziyarct edecek. öte yandan, Hırvatistan hükümeti, Hırvatistan'daki Sırp azınüklann yaşadığı, Babic liderliğindeki Krajina bölgesînin, BM Banş Gücü tarafından denetlenmesi gerektiğinı, aksi takdirde bu bölgelerin denetiminı ele geçirmek amacıyla savaşın sürdurulecegini açıkladı. Ankara'ya yeni rol • AA (Frankfurt) - Abnanya'nın yüksek tirajlı ve saygın Die Welt gazetesinde bugün yayımanan Von Lothar Rühl imzah, "Ankara'nın yeni rolü" başhklı bir yorumda, "Türkiye'nin, yeni kuruJan dünyada, yeni bir konum içinde ön plana çsktıgı" belirtildi. Türkiye'nin Doğu'daki değişimlerle birlikte Avrupa politikasının odak noktasına yaklaştığı ifade edilen yonımda, Türkiye'nin sadece Avrupa güvenliğinin ve ittifakımn Güneydoğu'daki kalesi, ittifak içindeld tek Müslüman ülke olarak Yakındoğu'ya açılan bir kapı olmadığı, ayru zamanda Orta Asya'ya ve Karadeniz üzerinden de Rusya'ya bir köprü oluşturduğu kaydedildi. Bombacı kaçtı • AA (Brazzaville) - Fransız yolcu uçağına 1989 yılında bomba yerleştirilmesine yardım ettiğini itiraf eden Kongo vatandaşı Bernard Yanga, tutuklu bulunduğu cezaevinden kaçtı. Polis yetkilileri, Fransız havayollarına ait DC-10 yolcu uçağına bomba yerleştiriJınesinde Libyah ajanlara yardım ettiğini daha önce itiraf eden Yanga'nın 26 ocakta kaçüğıru söyledileT. Polis, 170 kişinin ölümüne yol açan facianın önemli tamklanndan olan Yanga'nın yiyecek ve içecek almak için hücresinden tek başına çıkmasına izin verildiği sırada kaçtığım söyledi. Libya'da paramiliter eğitim gören Yanga, uçağa bombayı yerleştirmesinde arkadaşı ApoUinaire Mangatany'ye yardım ettiğini, ancak uçağa yerleştirilenin bomba değil, gizli evrak olduğunu sandığım itiraf etmişti. Yanga'mn saldınnın Libyah ajanlar tarafından düzenlendiğini söylemesi üzerine Fransa, ekim ayında 4 Libyalının tutukianmasım istemişti. Kaddafi'den çağn • AA (Bonn) - Lıbya lideri Muammer Kaddafi, hampetrol uretiminin yükseltilmesi amacıyla milyarlarca dolarlık yeni yatırım yapüacağmı ve yabancı yatınmlara kapılarının açık olduğunu açıkladı. Kaddafi, Almanya televizyonuna verdiği demeçte, Libya'nın aynca yine milyarca dolar harcayarak bin km'den uzun yeni demiryoUan ytıksek teknolojiyi fabrikalar ve dağ otelleri inşa etmeyi düşündüğünü kaydetti. Kaddafi, gûnlük petrol üretimlerini üç milyon varile çıkarmayı planladıklannı belirtti. Gürcü biriikler Heriiyor • AA (Moskova) - Gürtistan'da iktidara el koyan askeri konseye bağh birliklerin önceki gece, devrik Devlet Başkanı Zviad Gamsaburdia taraftarlanmn son kalesi olan Suhumi kentine girdikleri bildirildi. TASS'm baberine göre, askeri konsey liderlerinden Caba Yoseliani, kendisine bağlı birliklerin, Abhaza özerk Cumhuriyeti'nin başkenti Suhumi'ye girdiklerini söyledi. Yoseliani, Abhaza'ya demiryolu ulaşımının yeniden başladığını ve demiryolu işçilerinin grevinin sona erdiğini bUdirdi. Interfaks Ajansı da yaklaşık 300 kişilik birliğin, Abhaza yönetimi ile Gürcistan hükümeti arasında varılan anlaşma sonucu Suhumi'ye girdiğini duyurdu. MoMavya BM üyesi • AA (New York) - BM Güverüık Konseyi, Bağımsız Devletler Topluluğu üytsi Moldavya'mn da kuruluşa katılmasmı onayladı. Güvenlik Konseyi, aynca, üyelik için başvuran Ttirkmenistan'ın üyeliğini de bCrokratik işlemlerin tamamlanması için özel komiteye devretti. Konsey, geçen haftalarda da BDT'den İCazakistan, özbekistan, Tacikistan, Kargızistan ve Ermenistan'ın BM tt^sliklerini onaylamıştı. Bu devletlerin BM üyeliklerinin resmen gerçekleşmesi için, genel kunıl tarafından da fonnalite gereği kabul edilmeleri g:«kiyor. SABETAY VAROL (Strasbourg) - Avrupa Konseyi Parlamenterfer Asamblesi, "azınlık hakları" konulu bir raporu kabul etti. Ra- por, üye ülkelerde yaşayan azınlıklarm haklannın korunmasının garanti altına alınmasını öngörüyor. Rapora, DYP, ANAP ve RP' li parlamenterler aleyhte, SHP'liler ise lehte oy verdiler. Raporda, ad vermeden, bazı ülkelerin benimsediği "Ulus ve Vatandaşhk Tanım- lan"nın, azınhk haklarının göz ardı edil- mesi sonucunu doğurduğunu belirtiyor. Tartışmalann Avrupa ülkelerinde yaşayan tüm aanlıklan kapsadığı gibi Türkiye'de yaşayan Kürtleri de doğrudan ilgilendirdi- ği ifade ediliyor. Genel Kurul'da 31'e karşı 88 oyla kabul edilen rapora, DYP, ANAP ve RP'li par- lamenterler karşı oy verdi. Avrupa Insan Haklan Konvansiyonu'na ek bir "Azınhk Haklarmı Savunma Sözleşmesi" ile bu so- runların çözümüne Uişkin "arabuluculuk kurumu" öngören rapora, Türkiye'den sa- dece SHP'li Ismail Cem ile Ercan Karakaş olumlu oy verdi. Aynı partiden Istemihan Talay ise asamblenin sosyalist grubunda ah- nan leyhte oy verme yönündeki karara rağ- men oylamaya katılmadı. Avrupa kıtasının bir haJklar mozaiği ol- duğuna dikkat çeken rapor, tüm halklarm ayn devlet kurmaya yönelmesinin hiçbir şe- kilde sorunları çözememeyeceğini vurgula- dıktan sonra butun ülkelerde yaşayan azm- lıklann haklannın muhafaza altına ahnma- sımn, kıtada meydana gelen son siyasi ge- lişmelerle birlikte kaçınılmaz duruma gel- diğini belirtiyor. Raporu henimseyen asamble, bakanlar komitesine tavsiye ma- hiyetinde şu iki öneriyi getirdi: 1- Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'ne yapılacak bir katma protokolle veya bun- dan ayn olarak bir "azınhk haklan sözleşmesi" haarlanmalıdır. 2- AzınlıkJarla uzerinde yaşadıklan dev- letler arasındaki anlaşmazlıklan çözmek zere bir uzlaştırma organı oluşturulmah- dır. Bu organın işlevleri şöyîe olacak: "Sü- rekh olarak gözetlemek ve durum değerlen- dirmesi yapmak", danışmanhk ve uyuş- mazlıklan daha baştan önleme görevi yap- mak", "diyaJog yoluyla taraflann çözüm buhnasına katkıda bulunmak. Görüş aynlıklan SHP'li parlamenter Ercan Karakaş ka- rar tasansına leyhte oy verme gerekçesi ola- rak, konunun tamamen bütün Avrupayı il- gUendiren sorunlara karşılık verme niyetiyle ele ahndığını, Türkiye'nin de olaya bu şek- liyle yanaşması gerektiğini söyledi. ANAP Milletvekili Vehbi Dinçerler ise yapılan azınhk tanımırun, Lozan Antlaşması'na ay- kın olduğunu dile getirdi. DYP'li MUlet- vekili Sait Kemal Mimaroğlu da yapılan azınhk tanımmın birçok tehlikeler taşıdığını ve özerklik ve bağımsızlık isteklerini teşvik edici mahiyette olduğunu belirterek rapo- ra ret oyu verdiğini aktardı. Raporun oy- lanmasımn, gerek Türk delegasyonunun kendi içinde gerekse asamblede, ahşılage- lenin uzerinde bir gerilime neden olduğu görüldü. Bakanlar Komitesi'nde tavsiye olarak ka- bul edilen raporda, azınlıklarm kendi dil- lerinde eğitim yapması için milli eğitim büt- çesinden pay ayrüması, azınhk dillerinin resmi yazışmalarda kullanıhnası gibi hak- lann da tanınması isteniyor. Karann mayıs ayında 26 üye ülkenin dı- şişleri bakanlannın önüne getü-ihnesi bek- leniyor. Dışişleri bakanlanndan oluşan "Bakanlar Komitesi", kasım aymda görevli kıldığı ve hükümetler arası bir kunıl olan, "Insan Haklan Direktör Komitesi"nin, söz konusu sözleşmeyle ilgıli raporunu ele ala- cak. Direktör komite özellikle "Azınlık Haklan Sözleşmesi" hazırlanmasını in- celemek üzere görevlendirilmişti. Avrupa Konseyi'ne yakın kaynaklar, in- san haklan konulannda uzmanlaşmış ve otoritesini herkese kabul ettirmiş bir kunı- luş olan Avnıpa Konseyi'nin, giderek azın- hk haklannda da en fazla yetki sahibi ör- gut ohna çabası içinde olduğunu belirtriler. Bu kaynaklara göre azınlık haklanyla il- gih olarak iki görüş çatışıyor. Birinci gö- rüş sahipleri, yeni bir sözleşme yapılması- m savunuyor ve konuya hukuki bir elbise giydirilmesi gereğine işaret ediyorlar, bu gö- rüş kabul edilirse, bireysel başvunıdan son- ra grup halinde başvunı olanagı da doğa- cak. Aralannda Türkiye'nin de bulundu- ğu karşı görüşü savunanlar ise, azınhk ko- nusuna hukuki elbise giydirilmesinin, tarih- ten gelen, kulturel, siyasi vs. özelükleri olan bu konuya çözum ohnayacağına, hatta da- ha da kötüleştirebileceğine inaruyor. ehf ^fuı JJork eimcs HindistankarşıtısJoganlaratıfcİL(Fotoğraf:REUTER) KeşmiriçinMüslümanlara grev desteğiAA (Muzafferabad) - Pakistan'da, Keşmir ile dayanışma içinde olunduğunun gösterilmesi için önceki gün bir genel grev düzenlendi. Keşmir'in Pakistan tarafından yönetilen bölümündeki Muzafferabad kentinde, binlerce kişiye hitaben bir konuşma yapan Başbakan Navaz Şerif, Keşmir'in Hindistan'da kalan bölümü için mücadele veren savaşçılann başansından söz etti. Şerif, "Keşmir kurbanlan, meyvelerini toplayacaklar. Başan,günü çok uzak değil. Hindistan işgali altındaki Keşmir'de savaşanlar, özgürlük mücadelelerinde yahıız değüler" diye konuştu. Şerif, Keşmir'in Hindistan bölümünde yaşayanlara destek içinde olunduğunun gösterümesi için, Pakistan'da bütün kamu ve özel işyerlerinde genel greve gidümesi yolundaki çağnsma da büyük çapta uyulduğunu belirtti. Pakistan'ın bütün büyük kentlerinin ana artellerinde dün âdeta çöl sessizliği yaşandığı, sadece bazı yerlerde destek gösterileri düzenlendiği kaydedildi. Rawalpindi kentinde, Cemaat-i lslami Partisi'nin özellikle gösterilerin düzenlenmesinde aktif rol oynadığı, bütün kamu binalarının hükumet kararı ile kapah kaldığı ifade edildi. 1947 yıhnda ikiye bölünen Keşmir yüzünden Hindistan ile Pakistan arasında iki kez savaş çıkmıştı. Keşmir'in Hindistan egemenliği altında kalan bölümünde iki yıldır, gerilla eylemlerinde ve bunları bastırma girişimlerinde binlerce kişi öldü. Uluslararası Af örgutu, birçok kez yayımladığı bildiride, Hindistan güvenlik güçlerinin kötü muamelede bulunduğunu bildirmişti. Bazı bölücü örgütlerin, Keşmir'in tamamen Pakistan'a bağlanması yolunda faaliyetlerde bulunduğu behrtüiyor. Rus lideri söz verdi: Nükleer başlıklı füzeler Ukrayna'dan bu yaz taşınacak Yeltsin'in eli dolıı, cebi boşMtNE G. SAULNIER (Paris) - Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in üç günlük Paris ge2dsi, tüm Fransız protokolü- nün seferber olduğu bir şatafat içinde geçti. Fransa'da krallar gibi karşılanan Rus lider Moskova'ya cepleri dolu olmasa bile eli boş dönmüyor. Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, üç gundür devlet konuğu olarak bu- lunduğu Fransa başkentinde bu sa- bah Mitterrand'la birlikte Fransa- Rusya Dostluk ve Işbirliği Anlaşma- suıı imzahyor. İki ülke arasında Çar tkinci Nikola'dan bu yana imzalanan bu ilk anlaşmadan sonra Yeltsin bu- gün öğleden sonra Moskova'ya dönüyor. Fransa devletinin, yüzyıllar önce Çariçe Katerina ve îkinci Nikola'yı ağırladığı Versailles Sarayı'mn en görkemh muştemilatı Grand Tria- non'da "Kral" gibi konuk edilen Yeltsin onuruna Cumhurbaşkanı Mitterrand 200 kişüik gala, Başbakan Edith Cresson ve Paris Belediye Baş- kanı ve muhalefetteki Cumhuriyetçi Birlik Partisi lideri Jacques Chirac görkemh' resepsiyonlar verdiler. Medyalann, "Bütün bu protoko- lün eğlendirdiği, ancak etkilemediği" biçiminde tammladığı Rusya Devlet Başkanı, bu gösterişin ötesinde cid- di bir çahşma temposu içindeydi. Mitterrand ile iki kez görüşen Yelt- sin, çeşitli devlet yetkiükri ve işadam- lan ile yaptığı toplantılar sonucu, 1990 yıhnda SSCB'ye aynlan ve bu- güne değin işleme geçirilmeyen kre- dilerin, Rusya'ya verilmesi karara bağlanması oldu. Buna karşılık Yeltsm, Fransa'yı en ilgilendiren konulann başında gelen Sovyet nukleer silahlanmn denetimi ve yok edilmesi konusunda açık an- gajmanlarda bulundu. Bu angajman- lara göre Yeltsin, Ukrayna'dan Rus- ya'ya taşınacak nükleer başhkh tak- tik silahlann nakhnin 1992 yazının sonuna değin tamamlanacağına söz veriyor. Yok edihnesi gereken nük- leer fuzelerin ise iki yıla kadar par- çalanacağım garanti ediyor. Ancak bütün bunlara karşm Rusya, Fransa'- dan da nükleer alandaki siJah üreti- mini ve donanımını azaltmasuu talep etmekte. Fransa'mn bu konuda he- nüz angajmanı yok. Fransa, Rusya'dan aynca nükleeT silahlann zararsız hale getirihnesi için gereken endüstri örgütlenmesinde kendi uzman sanayi kuruluşlanmn kullamhnasını istiyordu. Yani yine bir pazar oluşturan bu operasyonda Fransa'mn var olmasıru öngörüyor- ,du. Fakat söz konusu işbirliği, Paris'- te kesin çizgili bir anlaşmaya bağlan- madı. Fransa Rusya'ya tahıl ahmında kullanılmak üzere 3 milyar frankhk bir yardım vermeyi kabul etti. îran ve insan haklan BM İnsan Haklan Komisyonu'na bir tranh diplomat olan Cyrus Nasari'yi Başkan Yardımcısı olarak seçmek, Uyuşturucu İle Mücadele Komisyonu'nun denetimini Kolombiya'nın en azılı uyuşturucu çetelerine vermeye benzer. Ayetullah Humeyni'nin Iranda devrimle Şah'ı devirmesinden bu yana 13 yıl geçmesine rağmen ulkede terör halen iktidarda. Vatandaşlar halen gelişiguzel tutuklamalar, işkence ve toplu idamlarla yüz yüze. Yönetici mollalar yorulmaksızın ayn dinden olanlara nefes aldırmıyor, sıkı baskı altında tutmaya devam ediyorlar. Bu bilgilerin çoğu sürekh' olarak Iran'ı kınayan İnsan Haklan Komisyonu'nun raporlarında yer almaktadır. Rafsancani yönetimi altında insan haklan açısından bazı olumlu gelişmeler olduğu da ayru raporlarda kaydedildi. Ama Tahran yönetiminin beklentisi insan haklan gözetiminin tamamen durdurulmasıdır. Bu nedenle komisyon başkan yardımcılığma bir tranlının getirilmesi tran yönetiminin işine yarayacaktır şüphesiz. Bu durum BM'nin son zamanlarda yeniden kazanmaya başladığı tarafsızlığına gölge düşürecek bir durumdur. Dahası Iran halkımn haklarmı tehlikeye atmaktadır. (4 Şubat) RAKULARBUNU BEBEKLERESUT DEPOLAMAKİÇİN İNŞAETTİKLERİNİ SOYLUYORLAR IrnıüuoıİGr Boodsclunı Demokrasi sınavları Daha bir yıl önce demokrasi, yer kürenin güneyindeki yoksulları ve komünist düzenin kurbanlanm baskı ve zulümden kurtaracak sihirli iksir sayıhyordu. Gerçekten de demokrasiye geçiş birçok ulkede sarhoşluk yarattı. Demokrasiye ve demokrasinin getireceği sanılan ekonomik bolluğa olan özlem duvarlan yıktı, halklan birleştirdi ve böldü. Eski Sovyetler Birliği ile dünyanın son sömürge imparatorluklanndan birini yıkü ve 'değişim rüzgârlan'nı Afrika kıtasma kadar taşıdı. Demokrasi sarhoşluğunu şimdi baş ağnlan mı izleyecek? En azından komünizmin çöküşünden sonra geriye kalan tek değerler sistemi olan Baü demokrasisinin sık sık kaü smavlardan gececeğini söyleyebiliriz. Churchill'in, "pemokrasi, bütün diğerleri dışında, en kötü devlet biçimidir" şeklindeki sözü tekrar guncelleşiyor. Demokratikleşmenin istenmeyen ürünlerine bakıyoruz: BDT'ye dönüşen eski Sovyetler Birliği'nde ve Doğu Avrupa'nın diğer yörelerinde yeni bir kimlik arayışı yeni bir milliyetçUiğe, hatta Yugoslavya'da savaşa neden oknuştur. Afrika'da soğuk savaşta Doğu ile Batı'yı birbirine kırdırarak tahtlanm güvenceye alan diktatörlerin siyasi arenayı terk edişi, etnik çeuşkilerin patlamasına yol acıyor. Cezayir'de yoksullar ve gençler ordusu, selameti dinsel politikalarda anyor. Istikrar yerine kaos, ekonomik kalkınma yerine kriz, 1992 yıhnın başında demokratikJeşmenin göstergeleri bunlardn-. (5 şubat) SSCB'nin son Devlet Başkanı Mihail S. Gorbaçov, İtalyan gazetesi için yazdı: Stalin modeli iflas etti,sosyalizm yaşayacak CUMHüRİYET (Roma) - SSCB'nin son devlet başkam Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, îtalya'da yayımlanan 'La Stampa' gazete- si için bir başyazı yazdı. Gazetenin dünkü sayısmda yayımlanan uzun yazısında sosyalizmi ve Stalin modelini sorgulayan Gorba- çov, bundan sonra da La Stampa'ya sık sık yazılar yazacak. Gor- baçov'un yazısımn geniş bir özetini aşağıda sunuyoruz: Batı'da sık sık sorulan ve Moskova'ya dek ulaşan bir soru var: "Komünizm öldü mü, ayakta kalabiür ve yeniden doğabilir mi?" İflas eden, başlangıçtan beri bir macera olan, Stalin modelidir. Bu model demok- rasiyi, insan haldannı, halkın beklentileri- ni öteden beri hiçe saymış, sosyalist fikir- lere ihanet etmiştir. ölen, Stalin modelidir ve Tann'ya şükürler olsun ki öhnüştür. Fakat Stalin modelinin sonundan sosya- hzmi ayuınak gerekir. Sosyaüzm düşüncesi hâlâ canhdır. Sosyalizmin içinde olduğu arayışı, yeni deneyimler ve bu ideal için yeni şekiller bulmak arzusunu ben hissediyo- rum. Bu yeni arayış içinde demokrasi ve in- sani ilkeler öncelik taşımalıdır. Dikkatimi çeken şey bu arayış gereksiniminin yahıız ülkemde değil, kapitalist ülkelerde de gö- rühnesidir. Bu konular uzerinde kendi kendime çok düşündüm. Gerçek şu ki, farkmda olarak ya da olmayarak, bugün Doğu da Batıda yeni bir uygarhk biçimine doğnı gidiyor. Ben bu nedenle bugünün düşünce kalıpla- nnın anlamsız olduğunu ve temelden değiş- tirümesi gerektiğini düşünüyorum. Bu yüz- den, bir 'Haçlı Seferleri' dunyasındaymış- casına, kapitalizm ve sosyalizm modelleri- ni artık birbirine karşıt, rakip, uyuşmaz modeiler olarak sunamayız. Artık içinde yaşadığımız toplum ve uygarhğı, tüm kar- maşıkhğı ve çelişkileriyle teşhis etmemiz ge- rekiyor. Çoksesli demokrasi ve inandığunız siyasi, entelektüel özgürlüklerin içeriği de bunu gerektiriyor. Benim için ekonomik özgürlüğün anla- mı da budur. örneğin İtalyan düşünür Nor- berto Bobbio, sosyaüst sistemin pazar yok- sunluğundan krize girdiğini söylüyor. Oy- sa benim için pazann varhğım unutmayan, ekonomik özgürlüğün anlamı, devlet, ko- operatif ve özel olmak üzere her tip mttl- kiyetuı bir arada yaşamasıdır. Pazar eko- nomisiyle yönetilen pek çok ulkede iktidar- da olan 'Sosyalist Enternasyonel' üyesi sos- yalist partilerin varhğı da bunu gösteriyor. Modası geçmiş şemalardan kurtuhnak gerek. Bunun için de tarıhı, çıkarları ön planda lututddan okumak lazım. Sovyet- ler Birhği tarihini yanhz kaybedümiş fırsat- lar olarak görmeyelim. Kaybedilen en bü- yük gerçek fırsatı ashnda Batı ve Doğu bir- likte kaybetmiştir. O da faşizm ve Naziz- me karşı ortak olarak kazanılan savaştır. 1945-47 arasında vitirilen bu fu-sat Avru- pa ve tüm dünya için kaçınlmış fırsattır. Bazı ülkeler savaşı birlikte kazanan güçler arasında gerçek diyalogdan korkmuş, ül- kelerinin gerçek anlamda demokratikleşme- sini istememişlerdir. Şimdi ABD Başkanı George Bush, soğuk savaşı ABD'nin kazandığını söylüyor. Ken- disine cevabım yıllarca soğuk savaş atmos- feri içinde yaşadığımız için hepimizin kay- betmiş olduğudur. Şimdi ise bu iklimden çıkmak hepimizin kazancı oluyor. Ama her halükârda artık soğuk savaşı kimin kaza- nıp, kimin kaybettiği o kadar da önemli de- ğil. Bundan böyle bu konular olsa olsa bir seçim kampanyasında kullamlabılecek tar- tışmalardır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle