Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
; 7ŞMJBAT1992CUMA CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11
Parlamenterler Asamblesi'nde kabul edilen rapora SHP'liler lehte, DYP'liler aleyhte oy kullandılar
Avrupa Konseyfnden azınhklar raporu
Belgratfda yûniyûş
• A A (Bdgrad) — BM Banş
Planı'na karşı çıkan Hırvatistan'daki
Sırplann lideri Milan Babic'e destek
amacıyla önceki gün Belgrad'da
• yaklaşık 10.000 kişinin katıldığı bir
- yürüyûş düzenlendi. Yürüyüş, AT
' Banş Konferansı'nın Başkanı Lord
Carrington'un, Sırbistan Devlet
' Başkanı Slobodan Miloseviç ile
' Belgrad'da yapacağı görüşmenin
' birkaç saat öncesinde başladı.
Havaalanında, BM özel temsilcisi
1
Cyrus Varce'ın "baa mesajlarını
- getirdiğini" acıklayan Canington,
daha sonıa Bosna-Hersek, Karadağ ve
' Hırvatistan'ı ziyarct edecek. öte
yandan, Hırvatistan hükümeti,
Hırvatistan'daki Sırp azınüklann
yaşadığı, Babic liderliğindeki Krajina
bölgesînin, BM Banş Gücü tarafından
denetlenmesi gerektiğinı, aksi takdirde
bu bölgelerin denetiminı ele geçirmek
amacıyla savaşın sürdurulecegini
açıkladı.
Ankara'ya yeni rol
• AA (Frankfurt) - Abnanya'nın
yüksek tirajlı ve saygın Die Welt
gazetesinde bugün yayımanan Von
Lothar Rühl imzah, "Ankara'nın yeni
rolü" başhklı bir yorumda,
"Türkiye'nin, yeni kuruJan dünyada,
yeni bir konum içinde ön plana
çsktıgı" belirtildi. Türkiye'nin
Doğu'daki değişimlerle birlikte Avrupa
politikasının odak noktasına yaklaştığı
ifade edilen yonımda, Türkiye'nin
sadece Avrupa güvenliğinin ve
ittifakımn Güneydoğu'daki kalesi,
ittifak içindeld tek Müslüman ülke
olarak Yakındoğu'ya açılan bir kapı
olmadığı, ayru zamanda Orta Asya'ya
ve Karadeniz üzerinden de Rusya'ya
bir köprü oluşturduğu kaydedildi.
Bombacı kaçtı
• AA (Brazzaville) - Fransız yolcu
uçağına 1989 yılında bomba
yerleştirilmesine yardım ettiğini itiraf
eden Kongo vatandaşı Bernard Yanga,
tutuklu bulunduğu cezaevinden kaçtı.
Polis yetkilileri, Fransız havayollarına
ait DC-10 yolcu uçağına bomba
yerleştiriJınesinde Libyah ajanlara
yardım ettiğini daha önce itiraf eden
Yanga'nın 26 ocakta kaçüğıru
söyledileT. Polis, 170 kişinin ölümüne
yol açan facianın önemli tamklanndan
olan Yanga'nın yiyecek ve içecek
almak için hücresinden tek başına
çıkmasına izin verildiği sırada
kaçtığım söyledi. Libya'da paramiliter
eğitim gören Yanga, uçağa bombayı
yerleştirmesinde arkadaşı ApoUinaire
Mangatany'ye yardım ettiğini, ancak
uçağa yerleştirilenin bomba değil, gizli
evrak olduğunu sandığım itiraf
etmişti. Yanga'mn saldınnın Libyah
ajanlar tarafından düzenlendiğini
söylemesi üzerine Fransa, ekim ayında
4 Libyalının tutukianmasım istemişti.
Kaddafi'den çağn
• AA (Bonn) -
Lıbya lideri
Muammer
Kaddafi,
hampetrol
uretiminin
yükseltilmesi
amacıyla
milyarlarca
dolarlık yeni
yatırım yapüacağmı ve yabancı
yatınmlara kapılarının açık olduğunu
açıkladı. Kaddafi, Almanya
televizyonuna verdiği demeçte,
Libya'nın aynca yine milyarca dolar
harcayarak bin km'den uzun yeni
demiryoUan ytıksek teknolojiyi
fabrikalar ve dağ otelleri inşa etmeyi
düşündüğünü kaydetti. Kaddafi,
gûnlük petrol üretimlerini üç milyon
varile çıkarmayı planladıklannı
belirtti.
Gürcü biriikler Heriiyor
• AA (Moskova) - Gürtistan'da
iktidara el koyan askeri konseye bağh
birliklerin önceki gece, devrik Devlet
Başkanı Zviad Gamsaburdia
taraftarlanmn son kalesi olan Suhumi
kentine girdikleri bildirildi. TASS'm
baberine göre, askeri konsey
liderlerinden Caba Yoseliani, kendisine
bağlı birliklerin, Abhaza özerk
Cumhuriyeti'nin başkenti Suhumi'ye
girdiklerini söyledi. Yoseliani,
Abhaza'ya demiryolu ulaşımının
yeniden başladığını ve demiryolu
işçilerinin grevinin sona erdiğini
bUdirdi. Interfaks Ajansı da yaklaşık
300 kişilik birliğin, Abhaza yönetimi
ile Gürcistan hükümeti arasında
varılan anlaşma sonucu Suhumi'ye
girdiğini duyurdu.
MoMavya BM üyesi
• AA (New York) - BM Güverüık
Konseyi, Bağımsız Devletler Topluluğu
üytsi Moldavya'mn da kuruluşa
katılmasmı onayladı. Güvenlik
Konseyi, aynca, üyelik için başvuran
Ttirkmenistan'ın üyeliğini de
bCrokratik işlemlerin tamamlanması
için özel komiteye devretti. Konsey,
geçen haftalarda da BDT'den
İCazakistan, özbekistan, Tacikistan,
Kargızistan ve Ermenistan'ın BM
tt^sliklerini onaylamıştı. Bu devletlerin
BM üyeliklerinin resmen gerçekleşmesi
için, genel kunıl tarafından da
fonnalite gereği kabul edilmeleri
g:«kiyor.
SABETAY VAROL (Strasbourg) - Avrupa Konseyi Parlamenterfer
Asamblesi, "azınlık hakları" konulu bir raporu kabul etti. Ra-
por, üye ülkelerde yaşayan azınlıklarm haklannın korunmasının
garanti altına alınmasını öngörüyor. Rapora, DYP, ANAP ve RP'
li parlamenterler aleyhte, SHP'liler ise lehte oy verdiler.
Raporda, ad vermeden, bazı ülkelerin
benimsediği "Ulus ve Vatandaşhk Tanım-
lan"nın, azınhk haklarının göz ardı edil-
mesi sonucunu doğurduğunu belirtiyor.
Tartışmalann Avrupa ülkelerinde yaşayan
tüm aanlıklan kapsadığı gibi Türkiye'de
yaşayan Kürtleri de doğrudan ilgilendirdi-
ği ifade ediliyor.
Genel Kurul'da 31'e karşı 88 oyla kabul
edilen rapora, DYP, ANAP ve RP'li par-
lamenterler karşı oy verdi. Avrupa Insan
Haklan Konvansiyonu'na ek bir "Azınhk
Haklarmı Savunma Sözleşmesi" ile bu so-
runların çözümüne Uişkin "arabuluculuk
kurumu" öngören rapora, Türkiye'den sa-
dece SHP'li Ismail Cem ile Ercan Karakaş
olumlu oy verdi. Aynı partiden Istemihan
Talay ise asamblenin sosyalist grubunda ah-
nan leyhte oy verme yönündeki karara rağ-
men oylamaya katılmadı.
Avrupa kıtasının bir haJklar mozaiği ol-
duğuna dikkat çeken rapor, tüm halklarm
ayn devlet kurmaya yönelmesinin hiçbir şe-
kilde sorunları çözememeyeceğini vurgula-
dıktan sonra butun ülkelerde yaşayan azm-
lıklann haklannın muhafaza altına ahnma-
sımn, kıtada meydana gelen son siyasi ge-
lişmelerle birlikte kaçınılmaz duruma gel-
diğini belirtiyor. Raporu henimseyen
asamble, bakanlar komitesine tavsiye ma-
hiyetinde şu iki öneriyi getirdi:
1- Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'ne
yapılacak bir katma protokolle veya bun-
dan ayn olarak bir "azınhk haklan
sözleşmesi" haarlanmalıdır.
2- AzınlıkJarla uzerinde yaşadıklan dev-
letler arasındaki anlaşmazlıklan çözmek
zere bir uzlaştırma organı oluşturulmah-
dır. Bu organın işlevleri şöyîe olacak: "Sü-
rekh olarak gözetlemek ve durum değerlen-
dirmesi yapmak", danışmanhk ve uyuş-
mazlıklan daha baştan önleme görevi yap-
mak", "diyaJog yoluyla taraflann çözüm
buhnasına katkıda bulunmak.
Görüş aynlıklan
SHP'li parlamenter Ercan Karakaş ka-
rar tasansına leyhte oy verme gerekçesi ola-
rak, konunun tamamen bütün Avrupayı il-
gUendiren sorunlara karşılık verme niyetiyle
ele ahndığını, Türkiye'nin de olaya bu şek-
liyle yanaşması gerektiğini söyledi. ANAP
Milletvekili Vehbi Dinçerler ise yapılan
azınhk tanımırun, Lozan Antlaşması'na ay-
kın olduğunu dile getirdi. DYP'li MUlet-
vekili Sait Kemal Mimaroğlu da yapılan
azınhk tanımmın birçok tehlikeler taşıdığını
ve özerklik ve bağımsızlık isteklerini teşvik
edici mahiyette olduğunu belirterek rapo-
ra ret oyu verdiğini aktardı. Raporun oy-
lanmasımn, gerek Türk delegasyonunun
kendi içinde gerekse asamblede, ahşılage-
lenin uzerinde bir gerilime neden olduğu
görüldü.
Bakanlar Komitesi'nde tavsiye olarak ka-
bul edilen raporda, azınlıklarm kendi dil-
lerinde eğitim yapması için milli eğitim büt-
çesinden pay ayrüması, azınhk dillerinin
resmi yazışmalarda kullanıhnası gibi hak-
lann da tanınması isteniyor.
Karann mayıs ayında 26 üye ülkenin dı-
şişleri bakanlannın önüne getü-ihnesi bek-
leniyor. Dışişleri bakanlanndan oluşan
"Bakanlar Komitesi", kasım aymda görevli
kıldığı ve hükümetler arası bir kunıl olan,
"Insan Haklan Direktör Komitesi"nin, söz
konusu sözleşmeyle ilgıli raporunu ele ala-
cak. Direktör komite özellikle "Azınlık
Haklan Sözleşmesi" hazırlanmasını in-
celemek üzere görevlendirilmişti.
Avrupa Konseyi'ne yakın kaynaklar, in-
san haklan konulannda uzmanlaşmış ve
otoritesini herkese kabul ettirmiş bir kunı-
luş olan Avnıpa Konseyi'nin, giderek azın-
hk haklannda da en fazla yetki sahibi ör-
gut ohna çabası içinde olduğunu belirtriler.
Bu kaynaklara göre azınlık haklanyla il-
gih olarak iki görüş çatışıyor. Birinci gö-
rüş sahipleri, yeni bir sözleşme yapılması-
m savunuyor ve konuya hukuki bir elbise
giydirilmesi gereğine işaret ediyorlar, bu gö-
rüş kabul edilirse, bireysel başvunıdan son-
ra grup halinde başvunı olanagı da doğa-
cak. Aralannda Türkiye'nin de bulundu-
ğu karşı görüşü savunanlar ise, azınhk ko-
nusuna hukuki elbise giydirilmesinin, tarih-
ten gelen, kulturel, siyasi vs. özelükleri olan
bu konuya çözum ohnayacağına, hatta da-
ha da kötüleştirebileceğine inaruyor.
ehf ^fuı JJork eimcs
HindistankarşıtısJoganlaratıfcİL(Fotoğraf:REUTER)
KeşmiriçinMüslümanlara grev desteğiAA (Muzafferabad) - Pakistan'da, Keşmir ile dayanışma içinde
olunduğunun gösterilmesi için önceki gün bir genel grev düzenlendi.
Keşmir'in Pakistan tarafından yönetilen bölümündeki Muzafferabad
kentinde, binlerce kişiye hitaben bir konuşma yapan Başbakan Navaz
Şerif, Keşmir'in Hindistan'da kalan bölümü için mücadele veren
savaşçılann başansından söz etti. Şerif, "Keşmir kurbanlan,
meyvelerini toplayacaklar. Başan,günü çok uzak değil. Hindistan işgali
altındaki Keşmir'de savaşanlar, özgürlük mücadelelerinde yahıız
değüler" diye konuştu. Şerif, Keşmir'in Hindistan bölümünde
yaşayanlara destek içinde olunduğunun gösterümesi için, Pakistan'da
bütün kamu ve özel işyerlerinde genel greve gidümesi yolundaki
çağnsma da büyük çapta uyulduğunu belirtti. Pakistan'ın bütün büyük
kentlerinin ana artellerinde dün âdeta çöl sessizliği yaşandığı, sadece
bazı yerlerde destek gösterileri düzenlendiği kaydedildi. Rawalpindi
kentinde, Cemaat-i lslami Partisi'nin özellikle gösterilerin
düzenlenmesinde aktif rol oynadığı, bütün kamu binalarının hükumet
kararı ile kapah kaldığı ifade edildi. 1947 yıhnda ikiye bölünen Keşmir
yüzünden Hindistan ile Pakistan arasında iki kez savaş çıkmıştı.
Keşmir'in Hindistan egemenliği altında kalan bölümünde iki yıldır,
gerilla eylemlerinde ve bunları bastırma girişimlerinde binlerce kişi
öldü. Uluslararası Af örgutu, birçok kez yayımladığı bildiride,
Hindistan güvenlik güçlerinin kötü muamelede bulunduğunu bildirmişti.
Bazı bölücü örgütlerin, Keşmir'in tamamen Pakistan'a bağlanması
yolunda faaliyetlerde bulunduğu behrtüiyor.
Rus lideri söz verdi: Nükleer başlıklı füzeler Ukrayna'dan bu yaz taşınacak
Yeltsin'in eli dolıı, cebi boşMtNE G. SAULNIER (Paris) - Rusya Devlet Başkanı Boris
Yeltsin'in üç günlük Paris ge2dsi, tüm Fransız protokolü-
nün seferber olduğu bir şatafat içinde geçti. Fransa'da
krallar gibi karşılanan Rus lider Moskova'ya cepleri dolu
olmasa bile eli boş dönmüyor.
Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin,
üç gundür devlet konuğu olarak bu-
lunduğu Fransa başkentinde bu sa-
bah Mitterrand'la birlikte Fransa-
Rusya Dostluk ve Işbirliği Anlaşma-
suıı imzahyor. İki ülke arasında Çar
tkinci Nikola'dan bu yana imzalanan
bu ilk anlaşmadan sonra Yeltsin bu-
gün öğleden sonra Moskova'ya
dönüyor.
Fransa devletinin, yüzyıllar önce
Çariçe Katerina ve îkinci Nikola'yı
ağırladığı Versailles Sarayı'mn en
görkemh muştemilatı Grand Tria-
non'da "Kral" gibi konuk edilen
Yeltsin onuruna Cumhurbaşkanı
Mitterrand 200 kişüik gala, Başbakan
Edith Cresson ve Paris Belediye Baş-
kanı ve muhalefetteki Cumhuriyetçi
Birlik Partisi lideri Jacques Chirac
görkemh' resepsiyonlar verdiler.
Medyalann, "Bütün bu protoko-
lün eğlendirdiği, ancak etkilemediği"
biçiminde tammladığı Rusya Devlet
Başkanı, bu gösterişin ötesinde cid-
di bir çahşma temposu içindeydi.
Mitterrand ile iki kez görüşen Yelt-
sin, çeşitli devlet yetkiükri ve işadam-
lan ile yaptığı toplantılar sonucu,
1990 yıhnda SSCB'ye aynlan ve bu-
güne değin işleme geçirilmeyen kre-
dilerin, Rusya'ya verilmesi karara
bağlanması oldu.
Buna karşılık Yeltsm, Fransa'yı en
ilgilendiren konulann başında gelen
Sovyet nukleer silahlanmn denetimi
ve yok edilmesi konusunda açık an-
gajmanlarda bulundu. Bu angajman-
lara göre Yeltsin, Ukrayna'dan Rus-
ya'ya taşınacak nükleer başhkh tak-
tik silahlann nakhnin 1992 yazının
sonuna değin tamamlanacağına söz
veriyor. Yok edihnesi gereken nük-
leer fuzelerin ise iki yıla kadar par-
çalanacağım garanti ediyor. Ancak
bütün bunlara karşm Rusya, Fransa'-
dan da nükleer alandaki siJah üreti-
mini ve donanımını azaltmasuu talep
etmekte. Fransa'mn bu konuda he-
nüz angajmanı yok.
Fransa, Rusya'dan aynca nükleeT
silahlann zararsız hale getirihnesi için
gereken endüstri örgütlenmesinde
kendi uzman sanayi kuruluşlanmn
kullamhnasını istiyordu. Yani yine
bir pazar oluşturan bu operasyonda
Fransa'mn var olmasıru öngörüyor-
,du. Fakat söz konusu işbirliği, Paris'-
te kesin çizgili bir anlaşmaya bağlan-
madı. Fransa Rusya'ya tahıl ahmında
kullanılmak üzere 3 milyar frankhk
bir yardım vermeyi kabul etti.
îran ve insan haklan
BM İnsan Haklan
Komisyonu'na bir
tranh diplomat olan
Cyrus Nasari'yi Başkan
Yardımcısı olarak
seçmek, Uyuşturucu İle
Mücadele
Komisyonu'nun
denetimini
Kolombiya'nın en azılı
uyuşturucu çetelerine
vermeye benzer.
Ayetullah Humeyni'nin
Iranda devrimle Şah'ı
devirmesinden bu yana
13 yıl geçmesine
rağmen ulkede terör
halen iktidarda.
Vatandaşlar halen
gelişiguzel
tutuklamalar, işkence
ve toplu idamlarla yüz
yüze. Yönetici mollalar
yorulmaksızın ayn dinden olanlara nefes aldırmıyor, sıkı
baskı altında tutmaya devam ediyorlar. Bu bilgilerin çoğu
sürekh' olarak Iran'ı kınayan İnsan Haklan
Komisyonu'nun raporlarında yer almaktadır. Rafsancani
yönetimi altında insan haklan açısından bazı olumlu
gelişmeler olduğu da ayru raporlarda kaydedildi. Ama
Tahran yönetiminin beklentisi insan haklan gözetiminin
tamamen durdurulmasıdır. Bu nedenle komisyon başkan
yardımcılığma bir tranlının getirilmesi tran yönetiminin
işine yarayacaktır şüphesiz. Bu durum BM'nin son
zamanlarda yeniden kazanmaya başladığı tarafsızlığına
gölge düşürecek bir durumdur. Dahası Iran halkımn
haklarmı tehlikeye atmaktadır.
(4 Şubat)
RAKULARBUNU
BEBEKLERESUT
DEPOLAMAKİÇİN
İNŞAETTİKLERİNİ
SOYLUYORLAR
IrnıüuoıİGr Boodsclunı
Demokrasi sınavları
Daha bir yıl önce demokrasi, yer kürenin güneyindeki
yoksulları ve komünist düzenin kurbanlanm baskı ve
zulümden kurtaracak sihirli iksir sayıhyordu. Gerçekten
de demokrasiye geçiş birçok ulkede sarhoşluk yarattı.
Demokrasiye ve demokrasinin getireceği sanılan ekonomik
bolluğa olan özlem duvarlan yıktı, halklan birleştirdi ve
böldü. Eski Sovyetler Birliği ile dünyanın son sömürge
imparatorluklanndan birini yıkü ve 'değişim rüzgârlan'nı
Afrika kıtasma kadar taşıdı. Demokrasi sarhoşluğunu
şimdi baş ağnlan mı izleyecek? En azından komünizmin
çöküşünden sonra geriye kalan tek değerler sistemi olan
Baü demokrasisinin sık sık kaü smavlardan gececeğini
söyleyebiliriz. Churchill'in, "pemokrasi, bütün diğerleri
dışında, en kötü devlet biçimidir" şeklindeki sözü tekrar
guncelleşiyor. Demokratikleşmenin istenmeyen ürünlerine
bakıyoruz: BDT'ye dönüşen eski Sovyetler Birliği'nde ve
Doğu Avrupa'nın diğer yörelerinde yeni bir kimlik arayışı
yeni bir milliyetçUiğe, hatta Yugoslavya'da savaşa neden
oknuştur. Afrika'da soğuk savaşta Doğu ile Batı'yı
birbirine kırdırarak tahtlanm güvenceye alan diktatörlerin
siyasi arenayı terk edişi, etnik çeuşkilerin patlamasına yol
acıyor. Cezayir'de yoksullar ve gençler ordusu, selameti
dinsel politikalarda anyor. Istikrar yerine kaos, ekonomik
kalkınma yerine kriz, 1992 yıhnın başında
demokratikJeşmenin göstergeleri bunlardn-. (5 şubat)
SSCB'nin son Devlet Başkanı Mihail S. Gorbaçov, İtalyan gazetesi için yazdı:
Stalin modeli iflas etti,sosyalizm yaşayacak
CUMHüRİYET (Roma) - SSCB'nin son devlet başkam Mihail
Sergeyeviç Gorbaçov, îtalya'da yayımlanan 'La Stampa' gazete-
si için bir başyazı yazdı. Gazetenin dünkü sayısmda yayımlanan
uzun yazısında sosyalizmi ve Stalin modelini sorgulayan Gorba-
çov, bundan sonra da La Stampa'ya sık sık yazılar yazacak. Gor-
baçov'un yazısımn geniş bir özetini aşağıda sunuyoruz:
Batı'da sık sık sorulan ve Moskova'ya
dek ulaşan bir soru var: "Komünizm öldü
mü, ayakta kalabiür ve yeniden doğabilir
mi?"
İflas eden, başlangıçtan beri bir macera
olan, Stalin modelidir. Bu model demok-
rasiyi, insan haldannı, halkın beklentileri-
ni öteden beri hiçe saymış, sosyalist fikir-
lere ihanet etmiştir. ölen, Stalin modelidir
ve Tann'ya şükürler olsun ki öhnüştür.
Fakat Stalin modelinin sonundan sosya-
hzmi ayuınak gerekir. Sosyaüzm düşüncesi
hâlâ canhdır. Sosyalizmin içinde olduğu
arayışı, yeni deneyimler ve bu ideal için yeni
şekiller bulmak arzusunu ben hissediyo-
rum. Bu yeni arayış içinde demokrasi ve in-
sani ilkeler öncelik taşımalıdır. Dikkatimi
çeken şey bu arayış gereksiniminin yahıız
ülkemde değil, kapitalist ülkelerde de gö-
rühnesidir.
Bu konular uzerinde kendi kendime çok
düşündüm. Gerçek şu ki, farkmda olarak
ya da olmayarak, bugün Doğu da Batıda
yeni bir uygarhk biçimine doğnı gidiyor.
Ben bu nedenle bugünün düşünce kalıpla-
nnın anlamsız olduğunu ve temelden değiş-
tirümesi gerektiğini düşünüyorum. Bu yüz-
den, bir 'Haçlı Seferleri' dunyasındaymış-
casına, kapitalizm ve sosyalizm modelleri-
ni artık birbirine karşıt, rakip, uyuşmaz
modeiler olarak sunamayız. Artık içinde
yaşadığımız toplum ve uygarhğı, tüm kar-
maşıkhğı ve çelişkileriyle teşhis etmemiz ge-
rekiyor. Çoksesli demokrasi ve inandığunız
siyasi, entelektüel özgürlüklerin içeriği de
bunu gerektiriyor.
Benim için ekonomik özgürlüğün anla-
mı da budur. örneğin İtalyan düşünür Nor-
berto Bobbio, sosyaüst sistemin pazar yok-
sunluğundan krize girdiğini söylüyor. Oy-
sa benim için pazann varhğım unutmayan,
ekonomik özgürlüğün anlamı, devlet, ko-
operatif ve özel olmak üzere her tip mttl-
kiyetuı bir arada yaşamasıdır. Pazar eko-
nomisiyle yönetilen pek çok ulkede iktidar-
da olan 'Sosyalist Enternasyonel' üyesi sos-
yalist partilerin varhğı da bunu gösteriyor.
Modası geçmiş şemalardan kurtuhnak
gerek. Bunun için de tarıhı, çıkarları ön
planda lututddan okumak lazım. Sovyet-
ler Birhği tarihini yanhz kaybedümiş fırsat-
lar olarak görmeyelim. Kaybedilen en bü-
yük gerçek fırsatı ashnda Batı ve Doğu bir-
likte kaybetmiştir. O da faşizm ve Naziz-
me karşı ortak olarak kazanılan savaştır.
1945-47 arasında vitirilen bu fu-sat Avru-
pa ve tüm dünya için kaçınlmış fırsattır.
Bazı ülkeler savaşı birlikte kazanan güçler
arasında gerçek diyalogdan korkmuş, ül-
kelerinin gerçek anlamda demokratikleşme-
sini istememişlerdir.
Şimdi ABD Başkanı George Bush, soğuk
savaşı ABD'nin kazandığını söylüyor. Ken-
disine cevabım yıllarca soğuk savaş atmos-
feri içinde yaşadığımız için hepimizin kay-
betmiş olduğudur. Şimdi ise bu iklimden
çıkmak hepimizin kazancı oluyor. Ama her
halükârda artık soğuk savaşı kimin kaza-
nıp, kimin kaybettiği o kadar da önemli de-
ğil. Bundan böyle bu konular olsa olsa bir
seçim kampanyasında kullamlabılecek tar-
tışmalardır.