Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhun>et Malbaacılık ve Gazctecılık Turlc Anonım Şırketı adına
Nadır Nadı £ Genci Yaiın MudUru Hasan Ccmal, Mucsses« Muduru
EJaiiM Ifaklıgll Vazı l)len Muduru üka> Goacnıa. 0 Haber Merkezı
Mudur
u lalçın Bayer. Sa>fa Duzenı Yönelmenı Ail Arar 0 Temsıtcıter
\\KARA Abnrt T«n. IZMİR Hlknet Çcûnklym. ADANA
U Polılıka CHaJ fcjlıaait. Dıs Haberler Ejfaa Bakı. Ekonom: Ceafta Tartaa. 1; Sendıka ŞduM Kcicact. Kulmr CcW l n
l.tanbul Hsberitr I t n l Ka»k. EJmm Gtaca> Şajta». Yun Habtrjcn N««el Doiaa. Spor DanLSnum AMalka* *
Du Vıi: a, b r a a Çattkaa. A-aS ırmi Şaaia tlcaj. Duzetunc *MaBa> Yaneı 0 Kootdınau» tka<l Kanfaaa 0
ıjlef Lrol tıtal % Muhasrt* U n taa 0 Bul{t Plulama S«Tİ Oouaktftatta £ Hctlam An» I n # Ek Yavınlar
H«m Alrol 9 l t o
* Ha«»aı Gaırr 0 isJrlmc OMcf t«»« 0 &]JJ 1>™ Hıil laal 0 Prraor
Mai
>a«« Jtunı/u Başkan Nadir \tdl
OtU) \kbai. Yıfcıa k | « Huaa
CenaJ. HJknHt Çtuafcı**, Okay
Goatada. Vfrr MaaKa, Hkrnrn
Sttçmh. Ah Sırmea. AlHBri Taa
Basan te Yavotı. Cujnhunytt Maıbaaolık *e GazcuoJık T-A.Ş. Türtocafc Cad 79/41 Ca|aloih>
34)54 Ul PK 246 Isunbul Td 512 05 05 |2O hal), Teta- 21246 Faj (1) 5 » 60 72 0
SuroJor- Aakan. Zıya COIuüp Blv InkıUp S No 19/4. Tcl 13MI 41-47 Tde* 42344 Fu (4) 133
(X 65 0 Inoır H Z m Bh 1332 S. 2/3. Tel I] 12 30 Tcta 52359. F o (31) 19 53 60
: Inonu Cad 119 S No I Kal 1 Td 19 37 52 (4 hal), T<icx 62155 Fax- (71) 19 25 78
TAKVIM: 16 NİSAN 1991 Imsak: 4 45 Guneş. 6.P öğle: 13.09 Ikindi: 16.52 Akşam: 19.51 Yatsr 21 16
Le Monde
76kîşiyi
çıkarıyor
MİNE G. SAULNEER
PARİS — Dünyanın saygın
gazetelerinden biri kabul edı-
len ve Fransa'nın en önemli
basın organı Le Monde Gaze-
tesi Yönetim Kurulu, çalışan-
lannm bağlı olduğu Cgt Sen-
dikası'nın da katıldığı tarihinın
en kısa (10 dakika) toplantısın-
da kurumun durumunu du-
zeltmek için alınan ilk önlem-
leri açıkladı. Le Monde'un ye-
ni yöneticisi Ekonomi Profe-
sörü Jacques Lesourne baş-
kanhğındaki yönetim kurulu,
ilk elde 76 kadroyu iptal kara-
n aldı.
Bütün gazete çalışanlarına
gönderilen mektupta, söz ko-
nusu karara karşı çıkılması ya
da uygulamanın geciktirilme-
si durumunda "gazetenin ge-
tecegiııhı vaşamsal tehlikeye gi-
recegi ve daha acı önlemler
alınmasına yol acacagı" ihtar
edilmekte. Söz konusu ilk ön-
lemler dizisirün ikinci halkası
olarak Fransa'nın en tavizsiz
sendikası olarak bilinen Cgt-
Livre'e bağb kurum kişilerinin
aylıklannın 2£ yıl süreyle don-
durulması, bu karara gerekçe
olarak bu işçi aylıklannın Pa-
ris bolgesindeki benzerlerin-
den yuzde 9 oranda daha yuk-
sek olması gösteriliyor.
Le Monde gazetesinin 1990
yılı cirosu 1 milyar 184 milyon
ve zararı 38 milyon frank. Iş-
ten çıkanlacak ve iptal edile-
cek kadroların 20'si yazı işleri
ve 56'sı diğer servislerde çalış-
maktalar.
Cgt Sendikası olayla ilgıli
olarak alacağı tavn henuz
açıklamamakla birlikte, (med-
ya alanında uzman kuruluş yo-
rumları, gazetelerin medya
sayfalan ve medya dergileri),
reform Lasansının Le Monde
bünyesinde bıiytik bir iç sava-
şa gebe olduğunu belirtiyorlar.
20 yıldır
zor uzuyor
ANKARA (ANKA) —
Türkiye'deki erkeklerin boyu
1960-1985 arasındaki 25 yüük
dönemde oldukça yavaş bir
azama seyri gösterdi. Anılan
25 yılbk dönemde kırsal ke-
simdeki erkeklerin boyunda
görülen 2.30, kentsel yöreler-
deki erkeklerin boyundaki
4.32 santimetrelik uzamanın
büyük bölümü 1960-1965 yıl-
lan arasındaki 5 yıllık dönem-
de gerçekleşti. Diğer bir deyiş-
le bu ilk 5 yıldan sonra erkek-
lerdeki boy uzaması âdeta dur-
gunluk dönemine girdi.
Cumhuriyet Üniversitesi
Tıp Fakültesi Halk Sağlığı
Anabilim Dalı ögretim üyesi
Yard. Doç. Dr. GiUay Koçog-
In'nun Sıvas Askerlik Şubesi
kayıtlanndan yararlanarak
gerçekleştirdiği araştırmaya
göre 1960-1985 arasmdaki dö-
nemde kırsal kesimdeki erkek-
lerin ortalama boyu 166.05
santimetreden, 168.35 santi-
metreye çıktı. Buna karşıhk
kent merkezlerindeki erkekle-
rin ortalama boyu bu dönem-
de 166.43 santimetreden
170.75 santimetreye yükseldi.
400 okul
bilgisayarh
oluyor
tZMİR (Cumhuriyet Ege
BÜTOSU) — Bilgisayar destek-
li egitim projesinin başlatılma-
sı için bu ay sonuna dek 400
okula 6 bin 500 bilgisayar yer-
leştirilecek. Milli Egitim Ba-
kanJığı Müsteşar Yardımcısı
thsan Özçukurtu, ihaleyi kaza-
nan firmaların "Körfez krizi-
ni bahane ederek" zaman is-
tediklerini belirtti ve "Bunu
kabul etmedik. Bu a> sonuna
dek 400 okulda laboratuvarla-
nnı karmazlarsa yasal cezası
var" dedi.
Milli Egitim Bakanlığı'nm
bilgisayar destekU egitim pro-
jesi için açtığı 6 bin 500 bilgi-
sayar alımı ihalesi 7 Ocak 1991
tarihinde sonuçlanmış, bilgisa-
yar donanım ihalesini 5 firma
kazanmıştı. Bu firmalara
okullarda 'anatatar teslimi' la-
boratuvarları kurmalan için
nisan ayı sonuna dek süre ve-
rilmişti. Ancak Körfez krizinin
başlamasından sonra fırmalar,
bakanlığa başvurarak surenin
uzatümasını istediler. MEB
Müsteşar Yardımcısı İhsan
özçukurlu, firmalann bu iste-
ğrnin kabul edilmediğini belir-
terek şunları söyledi:
"Firmalar ihalenin gerçek-
leştiği tarihten yaklaşık 45 giın
sonra ve sözleşme suresinin bi-
teceği tarihe 70 gun kala iki ay
süre uzatımı istediler. Körfez
kridni bahane ettiler. Kriz ne-
deniyle yurtdışından ithal et-
tikteri araç gerecin gelmesinde
aksaklık olduğunu so\lediler.
Körfez krizivle bizim ilgimiz
yok. Biz bu isteklerini reddet-
tik."
Çeboksari'deki göz hastanesinde Fyodorov yönetimiyle miyop hastalar ameliyatla gözlükleri atabiliyorlar
Sovyetler'deki göz fabıikasıMEHMET SARAÇ
ÇEBOKSAR] (ÇUVAŞ/SSCB)
— "Gözlük taşımak kişide
kompleks yarattr, psikolojik so-
nınlar oıtaya çıkanr ve bazı has-
talarda ozel )-asamı etkiler. Bi-
ziın yaptığımız mi>opi amelival-
lanndan (gozluk atma) sonra dış
göriiniişü degisik daha çekici
hale gelmiş insanlar )uratmak.
Dış dunya ile ilişkileri daha art-
nuş, çalışma hırsı körüklenmiş,
istedigi meslegi seçebilen, rahat-
ça spor ympabikn insanlar yarat-
mak."
Bu sözler Sovyetler Birliği'nde
Prof. Svyatoslav Nikolaevich
Fyodorov tarafından geliştirilen
ve göz cerrahisinde tartışmala-
ra neden olan miyopi cerrahisi
uygulayıcıları Sovyet doktorla-
ra ait. Ne derece doğnıdur bilin-
mez. Çunku tam tersi zekâ iie
gözluk arasında olumlu ilişkiler
kurulur, hatta "Gözlük zeki in-
san profiiinin tamamlayıcısıdır"
göruşu savunulur.
Sovyet doktorlar tıp literatu-
ründe önemli bir yere sahip
"FyodorovMetodu" ile "gözhik"
atma" ya da başka bir deyişle
"göz sıfırlama" ameliyatlarına
yönelik eleştirilere, "Bizim sır-
nnuz çizgilerimizdir" yanıtını
veriyorlar. "Ameiivatlanınızuı
sım, gözün üzerine derinleme-
sine ve uzunluguna atılan çizgi-
lerdir. Bunu başaramazsaıuz so-
nuca gidemezsiniz" diyorlar.
Sovyetler Birliği'nin Çuvaş
otonom cumhuriyetinin başken-
9ayda
136 hastaÜlkemizden Sovyetler Bir-
liği'nde kurulu 12 göz hasta-
nesinden biri olan Çeboksa-
ri'ye dokuz aylık bir zaman
dilimi içinde giden hasta dö-
kumü şöyle:
Hastalık aşamalan:
1. aşama: 15
2. aşama: 103
3. aşama: 18 (tehlike sının)
Genel hasta sayısı:
Tum ameliyatlar
Diagnostik
Katarakt
Glokom
Keratotomi (miyop)
Skleroplasti
Radial keratotomi
Fermo Termokoagly
Vazorekonstruksiyon
•Votogda ıKırov
MOSKOVA*
Gorki
136
99
8
6
40
19
1
9
46
ti 450 bin nüfuslu Çeboksari
kentinde kurulu göz hastanesi-
ne biz de 18 hastayla birlikte bir
yolculuk yaptık ve Sovyet dok-
torlarla ülkemizden gelen hasta-
lann sorunlannı tartıştık, on-
lara yöneltilen eleştirilere yanıt-
lar aldık.
1974'lü yülarda Sovyet dok-
torlar tarafından yapümaya baş-
lanan, 80'li yülarda yine onlarm
önculüğunde "popülarize olan"
miyopi (keratotomi) ameliyatlan
bugun butun dünyada hatta çok
sayıda da olsa ulkemizdeki dok-
250 bin
tedavi
Sovyetler
Birüği'ndeki
bütün göz
hastanelerini
kuran
Fyodorov'un
hastaneleri
bugüne dek
250 bin
miyop
hastası tedavi etti. Dr.Pavloviç, ameliyat
sırasında komplikasyon oranının yüzde 1.97
olduğunu söylüyor.
tşin sırrı çizgilerde 'Göz sıfırlama'
ameliyatlan için Sovyet doktorlar,
'Ameliyatlarımızın sırrı, göze derinlemesine ve
uzunlamasma atılan çizgilerdir. Bunu
başaramazsamz sonuca gidemezsiniz" diyorlar.
torlar tarafından da yapılıyor.
Ulkemizdeki çeşitli göz hasta-
lıklan -başta Sovyetler Birliği ol-
mak üzere- başka ülkelere gide-
rek sorunlarma şifa arıyorlar.
Dr. Lukin, Sovyetler Birliği'n-
deki bütün göz hastanelerin-
kuran ve kendisinin de hocası
olan Fyodorov'un hastanelerin-
de bugüne kadar 250 bin miyop
hastasının tedavi edildiğini an-
latarak söze başhyor ve Fyodo-
rov Metodu'nun "çerçevesiıti çi-
ziyor!"
"1945 yıUDda Japonya'da baş-
3 dakikalık operasyon
Çeboksari Göz Hastanesi,
otel/hastane şeklinde
düzenlenmiş ve her hastaya
bir özel oda veriliyor.
Hastaneye vardıktan sonra ilk
gun hasLaiığınız ve olursa
olsun genel bir check-uptan
geçiriliyorsunuz ve ikinci gun
öngörüşme, ardından gelen
günde de "Diagnostik"te göz
tansıyonu, göz kontrolü, göz
reıîeksiniz, göze giden kan
basıncınız, anjiyografuıiz,
gözünüzün uzunJuğu, retina
elektronuz ve görme alanınız
ölçülüyor. Ameliyat
asamasına varmanız için
doktorlarla yapılan bir
toplantıda durumunuz
öğrendikten sonra gözünüzün
kaç derece düşebilecegi ya da
gözlüğü atıp atmayacağımz
slze anlatıhyor. Karar
verildikten sonra bir gün bir
gözünüz bir gün sonra da
öbür gözünüz olmak üzere
miyopi (keratotomi)
ameliyatına ahnıyorsunuz.
"Göz düsünne" ameliyatı ya
da bir başka deyişle "gözlük
atma" ameliyatı daha önce
bilgisayarlardan almmış tüm
verilerin ışığmda 3 ya da 4
dakika sürecek bir ameliyatla
gerçekleştiriliyor.
Sabah aç karnına
alındığınız ameliyat
salonunda, ameliyathaneden
çok fabrikanın yürüyen
bantlannı andıran salonda
siz ayn bir işleme
tutuluyorsunuz.
layan miyopi düşürme
ameliyatlan" diyor Lukin, "Ba-
şanh değildi. 260 ameliyat uygu-
landı ve yansmdan fazlası başa-
nsız oldu. Çunkü bu ameliyal-
lar kornea üzerine defii altından
uygnlandı. Bh- sene içinde bu
hastalann vansı kor oldu. Dun-
yada bir suru doktor çalıştı bu
konu üzerinde, degisik derinUkte
ve uzuniukta çizgiler attılar.
Profesör Fyodorov ise 1974 yı-
unda başladı bu metot üzerinde
çalışmaya. Yaptıgı kendisinden
önceki doktorlann deneyunleri-
ni inceknıek ve teoride bu ame- ğını ölcen bu alctten sonradır ki
liyatlann neye baglı olduğunu bu ameliyatlar çok basit ve za-
ortaya çıkarmak oldu. Onun rar vermeyen bir operasyon ha-
ameliyatlanndaki başanmn sır- line geldi."
n, gözün üzerine atılan çizgile- Söz konusu operasyonlarla
sadece Sovyet doktorlannın de-rio derinliğine ve uzunluğuna
bağlıdır. Ondan onceki doktor-
lar çizgileri gozun altına atıyor-
lardı, o gozun üzerine çizgileri
atmaya başladı."
"Bu ameliyatlara Amerikalı-
lann da çok önemli katküan
olmuştur" diyen Dr. Lukin, bu-
nu şöyle açıkİıyor: "Çok iyi bir
alet yapülar. Koraeanın kalınlı-
MODERN AMELİYATHANE — Çeboksari göz hastanesinin ait katında yer alan ameliyathanesi, ameliyathaneden çok fabrikayı andınyor.
8.5 dereceye 'gözlük atma' ameliyatı
ÇeboksariGöz Hastanesi'ne Türkiye'den egzersizv e u ç
ayda bir muayent
C > ^ . „., L : , „ „ !,„„«.„ Gece körluğunden rahatsız ve dar gören Yahya Hak-
hemen hemen her ay bir grup hasta toıur
,ın Uk
^ ^ a n * l95Tde
başiamış. 1956'da tedavi
geliyor. Bu 'sağllk turlan nin maliyetl görmuş, 84'te katarakt ameliyatı olmuş. Bir gözüne ls-
3000 dolar. rail'de mudahale edilmiş. Ardından tekrar Türkiye'de
_ ., , bir ameliyat daha. Lens takılmış gözüne. 1985'te Türki-
Bılgısayar Mühendıslen Esra-Ersen Ozpınnççder- y e
>d e
ameijyat, g7'de bir daha. Hastahğı kahtımsal,
in kızları 3.5 yaşmdaki Egesu'nun 9 derece hipermet- k e n d l babasında var, oglunda da aynı hastalık başgös-
ropgozlenve buna bağh olarak ortaya çıkan davranış t e r m j ş
çe
boksari'den kendisi gidecek oğlu gelecek.
bozukluklan var. Kuçuk Egesu'nungöz rahatsızüğı ve Y
ahya Haktanır'a ameliyat sonrası iki şakaktan re-
nedenlen ıçın Ozpınnççüer, "Tıirki- t i n a
beslenmesi yapıldığını öğreniyoruz. Yuzünü bes-
"Miyop ameliyatlannın kolay olması benim de ra-
bat etmemi sagladı. Kafamda geriye dönük soru işa-
reti yok. Bizim gibi hastalara konan yasaklar -üç agır
kaldırmama, seks yasagı, TV izlememe ve okumama-
bu konuda en çok dikkat edilmesi gereken şeyler. Bun-
lar yapıhrsa başan çok yiiksek olacak. Şu an hiçbir so-
nınum yok."
27 yaşındaki Aşir Çalışır da Tekirdağ ÇerkezkoyL
den kalkıp gelmiş. Yuzde 95 görmuyor ve "Çeboksa-
ri'ye bir ümitle geldim" diyor. Kahtımsal gece körlu-
ğü, retina üzerinde pigment oluşması, goze ışık girme-
me sonınlan var. Çaüşır'a daha Yahya Haktanır gibi da-
nMnöıınu nörpnmpt" ri^vnrlar 7—T7İ—H™-—Z'",' J J"~7y
7ı."L-" mar beslemesi yapıldı. Ameliyat sonrası neler duşün-
oiougunu ogrenmek aıyonar. n s ı
düşunduklen, Bır rahatlamanın dışında farkh bir • .. „ . •- K .. ~ . .
Çeboksari Göz Hastanesi'ne Türkiye'den hemen he- şey yok. Bizim hastalığımız damar kuruması, doktor- g
men her ay bir grup hasta geliyor. Gelenlerin çoğunun lara gore gözümüzün bu hali son şekli ve geriye dogru "Birkaç gün oldu ameliyat olalı. Gözlerimde ilerle-
da ortak vakınmalan özpirinççiler gibi sorunlanna "çö- ilerleme garanti. Meslek sevgisini en üst duzeyde gör-
m e
olmadı. Hastahgım eğer durdurulduysa bundan bu-
züm bulâmamak, çok üerlemiş hastalıklara sahip ol- dügüm doktoriar gel' derlerse bir daha gelirim" yük sevınç duyanm. Buraya gelmem isteniyor. Odadı-
mak." Ülkemizden Kalinka adlı bir ozel şirket tarafın- şeklinde. S*"*» •«? Çikannak istememeterinden. Bu bana gore çok
dan Sovyetler Birliği'ne göturülen bu "sağhk turu"nun 18 kişilik hasta grubu içinde "gözlük düşürme" ame- yanhŞ-
parasal maliyeti 3000 dolar. liyatı olacak olan iki kişiden biri olan Nevzat Kalka- Çeboksari Göz Hastanesi'nde hastalann ameliyat
Özpirinççiler hastanede çocuklarını muayene ettir- van'ın Çebaksari'ye gelmeden önce sağ gözü 1 derece, sonrası tek şikâyetleri Sovyet doktorlann tedavi için dı-
diler ve onlann deyişiyle "hiç olmazsa çocuklannın ger- sol gözü ise süreİdi ilerlemiş şekliyle 8.5 dereceymiş. şanya ilaç çıkarmak istememeleri oldu. Hastalann bu
çek göz numarasını ve durumunu ögrendiler." Egesu- Kalkavan'da bir de bu ilerlemeye karşın sol göz uzaya- şikâyetlerine doktorlann yanıü ise "Dışanda uygulana-
ya Çeboksari Göz Hastanesi'nde konulan teşhis: Türki- rak retina bozulması yüzde 50'ye ulaşmış. Ameliyat cak bir ilacın sonımJulugunu alamayız, burada bize ait
ye'de yapılan göz ölçümünden 2-2.5 derece farkh göz- sonrası iki göz de eşit duzeye getirildi. "Artık gözlük- bu sorumluluk, ama eğer hastalar isterlerse saglık ba-
numaralan ve yine iki gözde astigmat. Aynca devamlı süz idare edebilir." Ameliyat sonrası söyle düşunüyor: kanlığı aracılıgıyla isteyebilirier" şeklindeydi.
^ ^ y p l ^ y
g aoktor DiraKmaaiK. Huraya geıış neae- 1 ^ ^ damarlardan goze besleme yapılıyor. Bundan
luıaizdeçocugumuzungercekanlamdasorunununne ' Uerlemeyi durdurmak Haktanırtn ameliyat son-
l T \ S ^^hatlama^mTfa^kh bir
ğil bugün dünyadaki birçok
doktorun çahştığım söyleyen
Lukin, "Sovyet doktorlann dış
dünyaya egitim olanaklannı
kapamalan" eleştirisine de şu
yanıtı veriyor:
"Bu tip eieştirileri duymak bi-
n ancak şaşırur. Ülkemiz her za-
man yabancı doktoriara açıktır.
Egitim kurslanmız 1984-85 yı-
lında başladı. 85 yüında bu egi-
tim calışmalanna 200 uzman
doktor katıldı. 1988 sayısı ise
100 doktor. ABD'den, Japonya,
İtalya, Almanya, Yunanistan,
Latin Amerika ulkelerinden ge-
lenler oldu. Türkiye'den de gel-
diler. Kurslanmıza herkes kaü-
labilir. Fiyatı 2200 dolar."
Çeboksari Göz Hastalıklan
Hastanesi Başhekimi Dr. Lu-
kin'in "şaşkınhkla" karşıladığı
bir başka eleştin konusu da
"Sovyet doktorlann bilimsel
toplantılarda yeterince açık ol-
madıklan." Lukin, "Bütün nlke-
lerde satdan Ophthalmosurgery
adiı bir tıp dergimiz var. Aynca
Moskova'daki Fyodorov Ensti-
tüsü'nde ve Odessa'da çıkan bir
gazetemiz var. Bunlann hepsi
yurtdışına gönderiliyor. Isteyen
doktor bunlara abone olabilir.
Bizim doktorlannuzın senelik
sempozyum programı vardır, yı-
lın ilk aymda bu program belli-
dir ve isteyen dikdigine katılır"
diyor.
Başhekım Yardımcısı Dr.
Aleksandr Pavloviç de şunları
söylüyor:
"Başandan yüzde 98lik başa-
ndan önce 15 bin ameliyat uy-
gulandı. Çıkan sonuçlara göre
onerikf, yasaklar koodu. Komp-
likasyonlar degeriendirildi. Kıil-
lanılan aletler ortaya çıktı, var
olanlara yenileri eklendi. 15 bin-
Uk bir deney çok zengin bir bi-
rikimdir."
Bir elraas uçlu bıçakla ameli-
yat sırasında ve sonrasında tah-
taya yatan kişinin başına neler
gelir? Doktorlann
"komplikasyon" ve ameliyat
sonrası bilgilendirmede yeterin-
ce titiz davranılmadığı eleştiri-
lerine Pavloviç şu yanıtlan veri-
yor:
"Ameliyat sırası komplikas-
yonlar dört tanedir ve bunda
doktorun deneyimi büyük önem
kazanır. Bir senelik doktorla 10
senelik doktor aynı deneyime sa-
hip degildir. Bıçagı derine ve
uzun atarsanız ya da kısa, bu bir
komplikasyondur. Size oran ve-
reyim. Ameliyat sırasında
komplikasyon oranımız yüzde
1.97'dir. Yani korneayı delmek
0.28, merkeze girmek 0.02, vs."
Ameliyat sonrası komplikas-
yonlar için ilk önce kişinin gö-
züne çok iyi bakmasımn, konu-
lan yasakların "mutlaka yerine
getirilmesinin" önemli olduğu-
nu söyleyen Çeboksari Göz
Hastahklan Hastanesi doktorla-
n her hastanın yapması gereken-
leri yazılı ve sözlü kendilerine
verdiklerini beürtiyorlar.
Üretici de ozon dostu oluyor
Kozmetik Sanayii Derneği'ne göre üretici
firmaların büyük bölümü, ozon tabakasını
delici etkisi olan gazları kullanmıyor.
TÜREY KÖSE
tZMİR — Ozon tabakasını
delici etkisi olan itici gazlann
kullanıldığı spreyler ve deodo-
rantlara karşı, tepkiler yaygın-
laşırken, kozmetik sektörü de
"Ozonla dosttur" demeye baş-
ladı. Kozmetik Sanayii Derne-
ği Yönetim Kurulu Başkanı,
Musa Yahya, "Türkiye'de öy-
le paörtı yapacak kadar tüketim
yok. Üretici firmaların büyük
bölümü artık bu gazlan kullan-
mıyor. Ancak çok küçük firma-
lar kullanıyor" dedi.
Başbakanlık Çevxe Müsteşar-
hğı yetkilileri de Türkiye'nin
ozon tabakasındaki deliğin bü-
yümesini önlemek için hazırla-
nan uluslararası sözleşmelere
katıhna karan aldığını ancak
henüz bu sözleşmelere imza
konmadığını söylediler.
Guneşteki kanserojen ve za-
rarlı ışınlan süzmede filtre işle-
vi gören ozon tabakasındaki de-
liğin giderek büyümesi bilim
adamlannı kaygılandınyor. Saç
spreyleri, deodorantlar, par-
fümler, tıraş köpükleri, sinek-
ler, sivrisineklere karşı kullanı-
lan ilaçlar ve buzdolaplarında
kullaıulan CFC'ler (Klorofloro-
karbon bileşikleri) dünyanın ge-
leceğini tehdit ediyor. Bu tehdit
karşısında başta ABD, Kanada
ve Isveç ohnak üzere dünyamn
pek çok ülkesinde çeşitli müca-
deleler yürütülüyor.
CFC'lere karşı tepkilerin yay-
gınlaşmasına koşut olarak, sek-
tör de önlemler almaya başladı.
Birçok kuruluş ürünlerin for-
müllerini değiştirdi ve deodo-
rant, sprey kutulanmn üzerin-
de "Ozonla dost", "Ozon taba-
kasına zarar verdigi söylenen
gazlan içermez" benzeri yazılar
yer almaya başladı. Scwarzkop
Aromel Kozmetik Sanayii Tica-
ret A.Ş. yöneticilerinden Rabia
Ünalp sektördeki kuruluşlann
CFC'lerden uzaklaşma çabasm-
da olduğunu belirterek, "Biz
yeni bir tesis kurduk. Artık pro-
pan bütan gazı kullanıyonız.
Hiçbir ünınümüzde CFC kul-
lanmıyoroz. CFC'nin özgül
agırhğı çok fazla, bu nedenl
CFC'li kutular daha ağır olu-
yor, digerleri hafıf kahyor. CFC
kullanılmaınası bize göre daha
ekonomik. tlk yatınm da kısa
sürede kendini amorti edcr" de-
di. Kozmetik Sanayii Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı Musa
Yahya da sektördeki kuruluşla-
nn büyük oranda CFC'siz
urünlere yöneldiğini vurgulaya-
rak şunları söyledi:
"Biz de o kadar patırtı yapa-
cak kadar uretim yok zaten.
Türkiye'deki üretimin büyük
bölümü, uluslararası şirkeüer
tarafından yapdıyor. Bunlann
çogu da CFC'siz urünlere geç-
ti. Bu gazın kullanıldığı mamul
satan kesim çok küçüldü. Gü-
nübiriik 10 bin tane yapıp satan-
lar var, artık sadece onlar bu ga-
zı kullanıyor. Sorun sadece
spreyler degil, ozon tabakasına
en büyük zaran uçaklar veriyor.
Sonra buzdolaplan var. Onlara
ne yapacaksınız?"
Napolyon'un
saati
• CENEVRE (AA) —
Napolyon'un 1798 Mısır
seferi sırasında kullandığı
saati, Cenevre'de önceki
gün düzenlenen bir
müzayede sırasında 509.000
dolara satıldı. Napolyon
Bonapart, bu altın kaplama
bronz saati Mısu- seferine
çıkmadan 25 gün önce
edinmiş, "At ve deve
sırtmda çölde yaptığı
yolculuk nedeniyle
vıprandığı için" de seferden
dönmesinden sonra başka
bir saat ile değiştirmişti.
Müzayede yetkilileri, bu
paranın, seyahatlerde
kullanılan saatler için
ödenen en büyük bedel
olduğunu belirttiler.
77. ü Nazilli
• NAZİLLİ (AA) —
Bayındırhk ve Iskân Bakanı
Cengiz Altınkaya, "Aydın'ın
Nazilli ilçesini il yapacağız.
Plakası 77 olacak" dedi.
Nazilli'de yapımı devam
eden Anadolu Lisesi ve ek
inşaatı sürmekte olan özel
Fatih Sultan Lisesi'nde
incelemeler yapan Bakan
Altınkaya, "Şirüı ilçemiz
Nazilli, temmuz ayı
sonunda il olacaktır. Bu
müjdeyi tüm Nazillililere
şündiden vermek istedim.
Bu konuda ben kefıhm"
diye konuştu. Atatürk'ün
1937 yıhnda Sümerbank
Basma Fabrikası'mn
açılışını yapmak için geldiği
bu ilçeye, "Nazilli istikbalde
vilayet olacaktır" dediğini
hatırlatan Altınkaya, 54 yıl
sonra ulu önderin bu
sözünü yerine getirmiş
olacaklannı kaydetti.
Saç dökülmesine
karşı
4
puva'
• ADANA (AA) — Yapay
güneş (puva) tedavisi ile
den hastahklarında yüzde
90 oranında başan
sağlandığı bildirildi.
Çukurova Üniversitesi Tıp
Fakültesi Dermatoloji
Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Hamdi Rıfat
Memişoğlu yaptığı
açıklamada, birçok
üniversite ve SSK
hastanelerinde uygulanmaya
başlanan puva tedavisinde
sonucun "yuz güldürücü"
olduğunu söyledi.
Cep telefonları
• ANTALYA (AA) —
Ulaştırma Bakanı Cengiz
Tuncer, Türkiye'de çok kısa
sürede cep telefonlannın
kullarulmasına
başlanacağını bildirdi.
Tuncer, bayram tatiü için
geldiği Antalya'da yaptığı
açıklamada, AT ülkelerinin
cep telefonunda dijital
sistemi tercih ettiğmi,
Türkiye'nin de buna bağh
olarak bu sistem üzerindeki
hazırhğını daha önce
yaptığım belirtti.
Otomatik
alo
• ANKARA (ANKA) —
14 yerleşim birimi daha
şehirler arası ve milletler
arası tam otomatik telefon
göriışmesine açüdı. PTT
Genel Mudürluğu'nden
yapılan açıklamaya göre
otomatik telefon
göriışmesine açılan yerleşim
merkezleri ile bunlara
ilişkin kod numaralan
şöyle: "Koçakh (466),
Bostandere (3477), Şenlik
(4658), Yüdınm (0297),
Beyören (4626), Başkuyu
(3446), Özluce (4855),
Ipekyayla (2573), tnli
(4847), Mercimek (7327),
Bozüyük (6138), Saka
(3826), Hamzabey (4624),
Günyuzü (3489)1'
Troya için
kampanya
• ÇANAKKALE
(Cumhuriyet) —
Schliemann'ın 117 yıl önce
Troya'dan kaçırdığı
hazinelerin Sovyetler
Birliği'nde ortaya çıkması
ve Alman hükUmetinin
hazinelere sahip otmaya
çahşması Çanakkale'de de
yankı yarattı. Troya
hazinelerinin Çanakkale'ye
ait olduğunu bu nedenle
Troya'dan kaçınlan bu
hazinelerin yine
Çanakkale'ye iade edilmesi
gerektiğini beürten
yetkililer, bunun için bütün
girişimlerin yapılacağını '.'
bildirdiler. Arkeologlar ve
Turizm Derneği de bu
konuda gmşimde bulundu.
Turizm Derneği Başkanı
Huseyin Uluarslan da,
"Uluslararası antik eserler
yasasına göre bulunan
eserlerin o ulke halkına ait
olduğunu" belirtti ve
hazinelerin, Moskova'da
bulunduğunu bir sure önce
bir Macar turistten
öğrendiğini söyledi.