22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhun>et Malbaacılık ve Gazctecılık Turlc Anonım Şırketı adına Nadır Nadı £ Genci Yaiın MudUru Hasan Ccmal, Mucsses« Muduru EJaiiM Ifaklıgll Vazı l)len Muduru üka> Goacnıa. 0 Haber Merkezı Mudur u lalçın Bayer. Sa>fa Duzenı Yönelmenı Ail Arar 0 Temsıtcıter \\KARA Abnrt T«n. IZMİR Hlknet Çcûnklym. ADANA U Polılıka CHaJ fcjlıaait. Dıs Haberler Ejfaa Bakı. Ekonom: Ceafta Tartaa. 1; Sendıka ŞduM Kcicact. Kulmr CcW l n l.tanbul Hsberitr I t n l Ka»k. EJmm Gtaca> Şajta». Yun Habtrjcn N««el Doiaa. Spor DanLSnum AMalka* * Du Vıi: a, b r a a Çattkaa. A-aS ırmi Şaaia tlcaj. Duzetunc *MaBa> Yaneı 0 Kootdınau» tka<l Kanfaaa 0 ıjlef Lrol tıtal % Muhasrt* U n taa 0 Bul{t Plulama S«Tİ Oouaktftatta £ Hctlam An» I n # Ek Yavınlar H«m Alrol 9 l t o * Ha«»aı Gaırr 0 isJrlmc OMcf t«»« 0 &]JJ 1>™ Hıil laal 0 Prraor Mai >a«« Jtunı/u Başkan Nadir \tdl OtU) \kbai. Yıfcıa k | « Huaa CenaJ. HJknHt Çtuafcı**, Okay Goatada. Vfrr MaaKa, Hkrnrn Sttçmh. Ah Sırmea. AlHBri Taa Basan te Yavotı. Cujnhunytt Maıbaaolık *e GazcuoJık T-A.Ş. Türtocafc Cad 79/41 Ca|aloih> 34)54 Ul PK 246 Isunbul Td 512 05 05 |2O hal), Teta- 21246 Faj (1) 5 » 60 72 0 SuroJor- Aakan. Zıya COIuüp Blv InkıUp S No 19/4. Tcl 13MI 41-47 Tde* 42344 Fu (4) 133 (X 65 0 Inoır H Z m Bh 1332 S. 2/3. Tel I] 12 30 Tcta 52359. F o (31) 19 53 60 : Inonu Cad 119 S No I Kal 1 Td 19 37 52 (4 hal), T<icx 62155 Fax- (71) 19 25 78 TAKVIM: 16 NİSAN 1991 Imsak: 4 45 Guneş. 6.P öğle: 13.09 Ikindi: 16.52 Akşam: 19.51 Yatsr 21 16 Le Monde 76kîşiyi çıkarıyor MİNE G. SAULNEER PARİS — Dünyanın saygın gazetelerinden biri kabul edı- len ve Fransa'nın en önemli basın organı Le Monde Gaze- tesi Yönetim Kurulu, çalışan- lannm bağlı olduğu Cgt Sen- dikası'nın da katıldığı tarihinın en kısa (10 dakika) toplantısın- da kurumun durumunu du- zeltmek için alınan ilk önlem- leri açıkladı. Le Monde'un ye- ni yöneticisi Ekonomi Profe- sörü Jacques Lesourne baş- kanhğındaki yönetim kurulu, ilk elde 76 kadroyu iptal kara- n aldı. Bütün gazete çalışanlarına gönderilen mektupta, söz ko- nusu karara karşı çıkılması ya da uygulamanın geciktirilme- si durumunda "gazetenin ge- tecegiııhı vaşamsal tehlikeye gi- recegi ve daha acı önlemler alınmasına yol acacagı" ihtar edilmekte. Söz konusu ilk ön- lemler dizisirün ikinci halkası olarak Fransa'nın en tavizsiz sendikası olarak bilinen Cgt- Livre'e bağb kurum kişilerinin aylıklannın 2£ yıl süreyle don- durulması, bu karara gerekçe olarak bu işçi aylıklannın Pa- ris bolgesindeki benzerlerin- den yuzde 9 oranda daha yuk- sek olması gösteriliyor. Le Monde gazetesinin 1990 yılı cirosu 1 milyar 184 milyon ve zararı 38 milyon frank. Iş- ten çıkanlacak ve iptal edile- cek kadroların 20'si yazı işleri ve 56'sı diğer servislerde çalış- maktalar. Cgt Sendikası olayla ilgıli olarak alacağı tavn henuz açıklamamakla birlikte, (med- ya alanında uzman kuruluş yo- rumları, gazetelerin medya sayfalan ve medya dergileri), reform Lasansının Le Monde bünyesinde bıiytik bir iç sava- şa gebe olduğunu belirtiyorlar. 20 yıldır zor uzuyor ANKARA (ANKA) — Türkiye'deki erkeklerin boyu 1960-1985 arasındaki 25 yüük dönemde oldukça yavaş bir azama seyri gösterdi. Anılan 25 yılbk dönemde kırsal ke- simdeki erkeklerin boyunda görülen 2.30, kentsel yöreler- deki erkeklerin boyundaki 4.32 santimetrelik uzamanın büyük bölümü 1960-1965 yıl- lan arasındaki 5 yıllık dönem- de gerçekleşti. Diğer bir deyiş- le bu ilk 5 yıldan sonra erkek- lerdeki boy uzaması âdeta dur- gunluk dönemine girdi. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ögretim üyesi Yard. Doç. Dr. GiUay Koçog- In'nun Sıvas Askerlik Şubesi kayıtlanndan yararlanarak gerçekleştirdiği araştırmaya göre 1960-1985 arasmdaki dö- nemde kırsal kesimdeki erkek- lerin ortalama boyu 166.05 santimetreden, 168.35 santi- metreye çıktı. Buna karşıhk kent merkezlerindeki erkekle- rin ortalama boyu bu dönem- de 166.43 santimetreden 170.75 santimetreye yükseldi. 400 okul bilgisayarh oluyor tZMİR (Cumhuriyet Ege BÜTOSU) — Bilgisayar destek- li egitim projesinin başlatılma- sı için bu ay sonuna dek 400 okula 6 bin 500 bilgisayar yer- leştirilecek. Milli Egitim Ba- kanJığı Müsteşar Yardımcısı thsan Özçukurtu, ihaleyi kaza- nan firmaların "Körfez krizi- ni bahane ederek" zaman is- tediklerini belirtti ve "Bunu kabul etmedik. Bu a> sonuna dek 400 okulda laboratuvarla- nnı karmazlarsa yasal cezası var" dedi. Milli Egitim Bakanlığı'nm bilgisayar destekU egitim pro- jesi için açtığı 6 bin 500 bilgi- sayar alımı ihalesi 7 Ocak 1991 tarihinde sonuçlanmış, bilgisa- yar donanım ihalesini 5 firma kazanmıştı. Bu firmalara okullarda 'anatatar teslimi' la- boratuvarları kurmalan için nisan ayı sonuna dek süre ve- rilmişti. Ancak Körfez krizinin başlamasından sonra fırmalar, bakanlığa başvurarak surenin uzatümasını istediler. MEB Müsteşar Yardımcısı İhsan özçukurlu, firmalann bu iste- ğrnin kabul edilmediğini belir- terek şunları söyledi: "Firmalar ihalenin gerçek- leştiği tarihten yaklaşık 45 giın sonra ve sözleşme suresinin bi- teceği tarihe 70 gun kala iki ay süre uzatımı istediler. Körfez kridni bahane ettiler. Kriz ne- deniyle yurtdışından ithal et- tikteri araç gerecin gelmesinde aksaklık olduğunu so\lediler. Körfez krizivle bizim ilgimiz yok. Biz bu isteklerini reddet- tik." Çeboksari'deki göz hastanesinde Fyodorov yönetimiyle miyop hastalar ameliyatla gözlükleri atabiliyorlar Sovyetler'deki göz fabıikasıMEHMET SARAÇ ÇEBOKSAR] (ÇUVAŞ/SSCB) — "Gözlük taşımak kişide kompleks yarattr, psikolojik so- nınlar oıtaya çıkanr ve bazı has- talarda ozel )-asamı etkiler. Bi- ziın yaptığımız mi>opi amelival- lanndan (gozluk atma) sonra dış göriiniişü degisik daha çekici hale gelmiş insanlar )uratmak. Dış dunya ile ilişkileri daha art- nuş, çalışma hırsı körüklenmiş, istedigi meslegi seçebilen, rahat- ça spor ympabikn insanlar yarat- mak." Bu sözler Sovyetler Birliği'nde Prof. Svyatoslav Nikolaevich Fyodorov tarafından geliştirilen ve göz cerrahisinde tartışmala- ra neden olan miyopi cerrahisi uygulayıcıları Sovyet doktorla- ra ait. Ne derece doğnıdur bilin- mez. Çunku tam tersi zekâ iie gözluk arasında olumlu ilişkiler kurulur, hatta "Gözlük zeki in- san profiiinin tamamlayıcısıdır" göruşu savunulur. Sovyet doktorlar tıp literatu- ründe önemli bir yere sahip "FyodorovMetodu" ile "gözhik" atma" ya da başka bir deyişle "göz sıfırlama" ameliyatlarına yönelik eleştirilere, "Bizim sır- nnuz çizgilerimizdir" yanıtını veriyorlar. "Ameiivatlanınızuı sım, gözün üzerine derinleme- sine ve uzunluguna atılan çizgi- lerdir. Bunu başaramazsaıuz so- nuca gidemezsiniz" diyorlar. Sovyetler Birliği'nin Çuvaş otonom cumhuriyetinin başken- 9ayda 136 hastaÜlkemizden Sovyetler Bir- liği'nde kurulu 12 göz hasta- nesinden biri olan Çeboksa- ri'ye dokuz aylık bir zaman dilimi içinde giden hasta dö- kumü şöyle: Hastalık aşamalan: 1. aşama: 15 2. aşama: 103 3. aşama: 18 (tehlike sının) Genel hasta sayısı: Tum ameliyatlar Diagnostik Katarakt Glokom Keratotomi (miyop) Skleroplasti Radial keratotomi Fermo Termokoagly Vazorekonstruksiyon •Votogda ıKırov MOSKOVA* Gorki 136 99 8 6 40 19 1 9 46 ti 450 bin nüfuslu Çeboksari kentinde kurulu göz hastanesi- ne biz de 18 hastayla birlikte bir yolculuk yaptık ve Sovyet dok- torlarla ülkemizden gelen hasta- lann sorunlannı tartıştık, on- lara yöneltilen eleştirilere yanıt- lar aldık. 1974'lü yülarda Sovyet dok- torlar tarafından yapümaya baş- lanan, 80'li yülarda yine onlarm önculüğunde "popülarize olan" miyopi (keratotomi) ameliyatlan bugun butun dünyada hatta çok sayıda da olsa ulkemizdeki dok- 250 bin tedavi Sovyetler Birüği'ndeki bütün göz hastanelerini kuran Fyodorov'un hastaneleri bugüne dek 250 bin miyop hastası tedavi etti. Dr.Pavloviç, ameliyat sırasında komplikasyon oranının yüzde 1.97 olduğunu söylüyor. tşin sırrı çizgilerde 'Göz sıfırlama' ameliyatlan için Sovyet doktorlar, 'Ameliyatlarımızın sırrı, göze derinlemesine ve uzunlamasma atılan çizgilerdir. Bunu başaramazsamz sonuca gidemezsiniz" diyorlar. torlar tarafından da yapılıyor. Ulkemizdeki çeşitli göz hasta- lıklan -başta Sovyetler Birliği ol- mak üzere- başka ülkelere gide- rek sorunlarma şifa arıyorlar. Dr. Lukin, Sovyetler Birliği'n- deki bütün göz hastanelerin- kuran ve kendisinin de hocası olan Fyodorov'un hastanelerin- de bugüne kadar 250 bin miyop hastasının tedavi edildiğini an- latarak söze başhyor ve Fyodo- rov Metodu'nun "çerçevesiıti çi- ziyor!" "1945 yıUDda Japonya'da baş- 3 dakikalık operasyon Çeboksari Göz Hastanesi, otel/hastane şeklinde düzenlenmiş ve her hastaya bir özel oda veriliyor. Hastaneye vardıktan sonra ilk gun hasLaiığınız ve olursa olsun genel bir check-uptan geçiriliyorsunuz ve ikinci gun öngörüşme, ardından gelen günde de "Diagnostik"te göz tansıyonu, göz kontrolü, göz reıîeksiniz, göze giden kan basıncınız, anjiyografuıiz, gözünüzün uzunJuğu, retina elektronuz ve görme alanınız ölçülüyor. Ameliyat asamasına varmanız için doktorlarla yapılan bir toplantıda durumunuz öğrendikten sonra gözünüzün kaç derece düşebilecegi ya da gözlüğü atıp atmayacağımz slze anlatıhyor. Karar verildikten sonra bir gün bir gözünüz bir gün sonra da öbür gözünüz olmak üzere miyopi (keratotomi) ameliyatına ahnıyorsunuz. "Göz düsünne" ameliyatı ya da bir başka deyişle "gözlük atma" ameliyatı daha önce bilgisayarlardan almmış tüm verilerin ışığmda 3 ya da 4 dakika sürecek bir ameliyatla gerçekleştiriliyor. Sabah aç karnına alındığınız ameliyat salonunda, ameliyathaneden çok fabrikanın yürüyen bantlannı andıran salonda siz ayn bir işleme tutuluyorsunuz. layan miyopi düşürme ameliyatlan" diyor Lukin, "Ba- şanh değildi. 260 ameliyat uygu- landı ve yansmdan fazlası başa- nsız oldu. Çunkü bu ameliyal- lar kornea üzerine defii altından uygnlandı. Bh- sene içinde bu hastalann vansı kor oldu. Dun- yada bir suru doktor çalıştı bu konu üzerinde, degisik derinUkte ve uzuniukta çizgiler attılar. Profesör Fyodorov ise 1974 yı- unda başladı bu metot üzerinde çalışmaya. Yaptıgı kendisinden önceki doktorlann deneyunleri- ni inceknıek ve teoride bu ame- ğını ölcen bu alctten sonradır ki liyatlann neye baglı olduğunu bu ameliyatlar çok basit ve za- ortaya çıkarmak oldu. Onun rar vermeyen bir operasyon ha- ameliyatlanndaki başanmn sır- line geldi." n, gözün üzerine atılan çizgile- Söz konusu operasyonlarla sadece Sovyet doktorlannın de-rio derinliğine ve uzunluğuna bağlıdır. Ondan onceki doktor- lar çizgileri gozun altına atıyor- lardı, o gozun üzerine çizgileri atmaya başladı." "Bu ameliyatlara Amerikalı- lann da çok önemli katküan olmuştur" diyen Dr. Lukin, bu- nu şöyle açıkİıyor: "Çok iyi bir alet yapülar. Koraeanın kalınlı- MODERN AMELİYATHANE — Çeboksari göz hastanesinin ait katında yer alan ameliyathanesi, ameliyathaneden çok fabrikayı andınyor. 8.5 dereceye 'gözlük atma' ameliyatı ÇeboksariGöz Hastanesi'ne Türkiye'den egzersizv e u ç ayda bir muayent C > ^ . „., L : , „ „ !,„„«.„ Gece körluğunden rahatsız ve dar gören Yahya Hak- hemen hemen her ay bir grup hasta toıur ,ın Uk ^ ^ a n * l95Tde başiamış. 1956'da tedavi geliyor. Bu 'sağllk turlan nin maliyetl görmuş, 84'te katarakt ameliyatı olmuş. Bir gözüne ls- 3000 dolar. rail'de mudahale edilmiş. Ardından tekrar Türkiye'de _ ., , bir ameliyat daha. Lens takılmış gözüne. 1985'te Türki- Bılgısayar Mühendıslen Esra-Ersen Ozpınnççder- y e >d e ameijyat, g7'de bir daha. Hastahğı kahtımsal, in kızları 3.5 yaşmdaki Egesu'nun 9 derece hipermet- k e n d l babasında var, oglunda da aynı hastalık başgös- ropgozlenve buna bağh olarak ortaya çıkan davranış t e r m j ş çe boksari'den kendisi gidecek oğlu gelecek. bozukluklan var. Kuçuk Egesu'nungöz rahatsızüğı ve Y ahya Haktanır'a ameliyat sonrası iki şakaktan re- nedenlen ıçın Ozpınnççüer, "Tıirki- t i n a beslenmesi yapıldığını öğreniyoruz. Yuzünü bes- "Miyop ameliyatlannın kolay olması benim de ra- bat etmemi sagladı. Kafamda geriye dönük soru işa- reti yok. Bizim gibi hastalara konan yasaklar -üç agır kaldırmama, seks yasagı, TV izlememe ve okumama- bu konuda en çok dikkat edilmesi gereken şeyler. Bun- lar yapıhrsa başan çok yiiksek olacak. Şu an hiçbir so- nınum yok." 27 yaşındaki Aşir Çalışır da Tekirdağ ÇerkezkoyL den kalkıp gelmiş. Yuzde 95 görmuyor ve "Çeboksa- ri'ye bir ümitle geldim" diyor. Kahtımsal gece körlu- ğü, retina üzerinde pigment oluşması, goze ışık girme- me sonınlan var. Çaüşır'a daha Yahya Haktanır gibi da- nMnöıınu nörpnmpt" ri^vnrlar 7—T7İ—H™-—Z'",' J J"~7y 7ı."L-" mar beslemesi yapıldı. Ameliyat sonrası neler duşün- oiougunu ogrenmek aıyonar. n s ı düşunduklen, Bır rahatlamanın dışında farkh bir • .. „ . •- K .. ~ . . Çeboksari Göz Hastanesi'ne Türkiye'den hemen he- şey yok. Bizim hastalığımız damar kuruması, doktor- g men her ay bir grup hasta geliyor. Gelenlerin çoğunun lara gore gözümüzün bu hali son şekli ve geriye dogru "Birkaç gün oldu ameliyat olalı. Gözlerimde ilerle- da ortak vakınmalan özpirinççiler gibi sorunlanna "çö- ilerleme garanti. Meslek sevgisini en üst duzeyde gör- m e olmadı. Hastahgım eğer durdurulduysa bundan bu- züm bulâmamak, çok üerlemiş hastalıklara sahip ol- dügüm doktoriar gel' derlerse bir daha gelirim" yük sevınç duyanm. Buraya gelmem isteniyor. Odadı- mak." Ülkemizden Kalinka adlı bir ozel şirket tarafın- şeklinde. S*"*» •«? Çikannak istememeterinden. Bu bana gore çok dan Sovyetler Birliği'ne göturülen bu "sağhk turu"nun 18 kişilik hasta grubu içinde "gözlük düşürme" ame- yanhŞ- parasal maliyeti 3000 dolar. liyatı olacak olan iki kişiden biri olan Nevzat Kalka- Çeboksari Göz Hastanesi'nde hastalann ameliyat Özpirinççiler hastanede çocuklarını muayene ettir- van'ın Çebaksari'ye gelmeden önce sağ gözü 1 derece, sonrası tek şikâyetleri Sovyet doktorlann tedavi için dı- diler ve onlann deyişiyle "hiç olmazsa çocuklannın ger- sol gözü ise süreİdi ilerlemiş şekliyle 8.5 dereceymiş. şanya ilaç çıkarmak istememeleri oldu. Hastalann bu çek göz numarasını ve durumunu ögrendiler." Egesu- Kalkavan'da bir de bu ilerlemeye karşın sol göz uzaya- şikâyetlerine doktorlann yanıü ise "Dışanda uygulana- ya Çeboksari Göz Hastanesi'nde konulan teşhis: Türki- rak retina bozulması yüzde 50'ye ulaşmış. Ameliyat cak bir ilacın sonımJulugunu alamayız, burada bize ait ye'de yapılan göz ölçümünden 2-2.5 derece farkh göz- sonrası iki göz de eşit duzeye getirildi. "Artık gözlük- bu sorumluluk, ama eğer hastalar isterlerse saglık ba- numaralan ve yine iki gözde astigmat. Aynca devamlı süz idare edebilir." Ameliyat sonrası söyle düşunüyor: kanlığı aracılıgıyla isteyebilirier" şeklindeydi. ^ ^ y p l ^ y g aoktor DiraKmaaiK. Huraya geıış neae- 1 ^ ^ damarlardan goze besleme yapılıyor. Bundan luıaizdeçocugumuzungercekanlamdasorunununne ' Uerlemeyi durdurmak Haktanırtn ameliyat son- l T \ S ^^hatlama^mTfa^kh bir ğil bugün dünyadaki birçok doktorun çahştığım söyleyen Lukin, "Sovyet doktorlann dış dünyaya egitim olanaklannı kapamalan" eleştirisine de şu yanıtı veriyor: "Bu tip eieştirileri duymak bi- n ancak şaşırur. Ülkemiz her za- man yabancı doktoriara açıktır. Egitim kurslanmız 1984-85 yı- lında başladı. 85 yüında bu egi- tim calışmalanna 200 uzman doktor katıldı. 1988 sayısı ise 100 doktor. ABD'den, Japonya, İtalya, Almanya, Yunanistan, Latin Amerika ulkelerinden ge- lenler oldu. Türkiye'den de gel- diler. Kurslanmıza herkes kaü- labilir. Fiyatı 2200 dolar." Çeboksari Göz Hastalıklan Hastanesi Başhekimi Dr. Lu- kin'in "şaşkınhkla" karşıladığı bir başka eleştin konusu da "Sovyet doktorlann bilimsel toplantılarda yeterince açık ol- madıklan." Lukin, "Bütün nlke- lerde satdan Ophthalmosurgery adiı bir tıp dergimiz var. Aynca Moskova'daki Fyodorov Ensti- tüsü'nde ve Odessa'da çıkan bir gazetemiz var. Bunlann hepsi yurtdışına gönderiliyor. Isteyen doktor bunlara abone olabilir. Bizim doktorlannuzın senelik sempozyum programı vardır, yı- lın ilk aymda bu program belli- dir ve isteyen dikdigine katılır" diyor. Başhekım Yardımcısı Dr. Aleksandr Pavloviç de şunları söylüyor: "Başandan yüzde 98lik başa- ndan önce 15 bin ameliyat uy- gulandı. Çıkan sonuçlara göre onerikf, yasaklar koodu. Komp- likasyonlar degeriendirildi. Kıil- lanılan aletler ortaya çıktı, var olanlara yenileri eklendi. 15 bin- Uk bir deney çok zengin bir bi- rikimdir." Bir elraas uçlu bıçakla ameli- yat sırasında ve sonrasında tah- taya yatan kişinin başına neler gelir? Doktorlann "komplikasyon" ve ameliyat sonrası bilgilendirmede yeterin- ce titiz davranılmadığı eleştiri- lerine Pavloviç şu yanıtlan veri- yor: "Ameliyat sırası komplikas- yonlar dört tanedir ve bunda doktorun deneyimi büyük önem kazanır. Bir senelik doktorla 10 senelik doktor aynı deneyime sa- hip degildir. Bıçagı derine ve uzun atarsanız ya da kısa, bu bir komplikasyondur. Size oran ve- reyim. Ameliyat sırasında komplikasyon oranımız yüzde 1.97'dir. Yani korneayı delmek 0.28, merkeze girmek 0.02, vs." Ameliyat sonrası komplikas- yonlar için ilk önce kişinin gö- züne çok iyi bakmasımn, konu- lan yasakların "mutlaka yerine getirilmesinin" önemli olduğu- nu söyleyen Çeboksari Göz Hastahklan Hastanesi doktorla- n her hastanın yapması gereken- leri yazılı ve sözlü kendilerine verdiklerini beürtiyorlar. Üretici de ozon dostu oluyor Kozmetik Sanayii Derneği'ne göre üretici firmaların büyük bölümü, ozon tabakasını delici etkisi olan gazları kullanmıyor. TÜREY KÖSE tZMİR — Ozon tabakasını delici etkisi olan itici gazlann kullanıldığı spreyler ve deodo- rantlara karşı, tepkiler yaygın- laşırken, kozmetik sektörü de "Ozonla dosttur" demeye baş- ladı. Kozmetik Sanayii Derne- ği Yönetim Kurulu Başkanı, Musa Yahya, "Türkiye'de öy- le paörtı yapacak kadar tüketim yok. Üretici firmaların büyük bölümü artık bu gazlan kullan- mıyor. Ancak çok küçük firma- lar kullanıyor" dedi. Başbakanlık Çevxe Müsteşar- hğı yetkilileri de Türkiye'nin ozon tabakasındaki deliğin bü- yümesini önlemek için hazırla- nan uluslararası sözleşmelere katıhna karan aldığını ancak henüz bu sözleşmelere imza konmadığını söylediler. Guneşteki kanserojen ve za- rarlı ışınlan süzmede filtre işle- vi gören ozon tabakasındaki de- liğin giderek büyümesi bilim adamlannı kaygılandınyor. Saç spreyleri, deodorantlar, par- fümler, tıraş köpükleri, sinek- ler, sivrisineklere karşı kullanı- lan ilaçlar ve buzdolaplarında kullaıulan CFC'ler (Klorofloro- karbon bileşikleri) dünyanın ge- leceğini tehdit ediyor. Bu tehdit karşısında başta ABD, Kanada ve Isveç ohnak üzere dünyamn pek çok ülkesinde çeşitli müca- deleler yürütülüyor. CFC'lere karşı tepkilerin yay- gınlaşmasına koşut olarak, sek- tör de önlemler almaya başladı. Birçok kuruluş ürünlerin for- müllerini değiştirdi ve deodo- rant, sprey kutulanmn üzerin- de "Ozonla dost", "Ozon taba- kasına zarar verdigi söylenen gazlan içermez" benzeri yazılar yer almaya başladı. Scwarzkop Aromel Kozmetik Sanayii Tica- ret A.Ş. yöneticilerinden Rabia Ünalp sektördeki kuruluşlann CFC'lerden uzaklaşma çabasm- da olduğunu belirterek, "Biz yeni bir tesis kurduk. Artık pro- pan bütan gazı kullanıyonız. Hiçbir ünınümüzde CFC kul- lanmıyoroz. CFC'nin özgül agırhğı çok fazla, bu nedenl CFC'li kutular daha ağır olu- yor, digerleri hafıf kahyor. CFC kullanılmaınası bize göre daha ekonomik. tlk yatınm da kısa sürede kendini amorti edcr" de- di. Kozmetik Sanayii Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Musa Yahya da sektördeki kuruluşla- nn büyük oranda CFC'siz urünlere yöneldiğini vurgulaya- rak şunları söyledi: "Biz de o kadar patırtı yapa- cak kadar uretim yok zaten. Türkiye'deki üretimin büyük bölümü, uluslararası şirkeüer tarafından yapdıyor. Bunlann çogu da CFC'siz urünlere geç- ti. Bu gazın kullanıldığı mamul satan kesim çok küçüldü. Gü- nübiriik 10 bin tane yapıp satan- lar var, artık sadece onlar bu ga- zı kullanıyor. Sorun sadece spreyler degil, ozon tabakasına en büyük zaran uçaklar veriyor. Sonra buzdolaplan var. Onlara ne yapacaksınız?" Napolyon'un saati • CENEVRE (AA) — Napolyon'un 1798 Mısır seferi sırasında kullandığı saati, Cenevre'de önceki gün düzenlenen bir müzayede sırasında 509.000 dolara satıldı. Napolyon Bonapart, bu altın kaplama bronz saati Mısu- seferine çıkmadan 25 gün önce edinmiş, "At ve deve sırtmda çölde yaptığı yolculuk nedeniyle vıprandığı için" de seferden dönmesinden sonra başka bir saat ile değiştirmişti. Müzayede yetkilileri, bu paranın, seyahatlerde kullanılan saatler için ödenen en büyük bedel olduğunu belirttiler. 77. ü Nazilli • NAZİLLİ (AA) — Bayındırhk ve Iskân Bakanı Cengiz Altınkaya, "Aydın'ın Nazilli ilçesini il yapacağız. Plakası 77 olacak" dedi. Nazilli'de yapımı devam eden Anadolu Lisesi ve ek inşaatı sürmekte olan özel Fatih Sultan Lisesi'nde incelemeler yapan Bakan Altınkaya, "Şirüı ilçemiz Nazilli, temmuz ayı sonunda il olacaktır. Bu müjdeyi tüm Nazillililere şündiden vermek istedim. Bu konuda ben kefıhm" diye konuştu. Atatürk'ün 1937 yıhnda Sümerbank Basma Fabrikası'mn açılışını yapmak için geldiği bu ilçeye, "Nazilli istikbalde vilayet olacaktır" dediğini hatırlatan Altınkaya, 54 yıl sonra ulu önderin bu sözünü yerine getirmiş olacaklannı kaydetti. Saç dökülmesine karşı 4 puva' • ADANA (AA) — Yapay güneş (puva) tedavisi ile den hastahklarında yüzde 90 oranında başan sağlandığı bildirildi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Hamdi Rıfat Memişoğlu yaptığı açıklamada, birçok üniversite ve SSK hastanelerinde uygulanmaya başlanan puva tedavisinde sonucun "yuz güldürücü" olduğunu söyledi. Cep telefonları • ANTALYA (AA) — Ulaştırma Bakanı Cengiz Tuncer, Türkiye'de çok kısa sürede cep telefonlannın kullarulmasına başlanacağını bildirdi. Tuncer, bayram tatiü için geldiği Antalya'da yaptığı açıklamada, AT ülkelerinin cep telefonunda dijital sistemi tercih ettiğmi, Türkiye'nin de buna bağh olarak bu sistem üzerindeki hazırhğını daha önce yaptığım belirtti. Otomatik alo • ANKARA (ANKA) — 14 yerleşim birimi daha şehirler arası ve milletler arası tam otomatik telefon göriışmesine açüdı. PTT Genel Mudürluğu'nden yapılan açıklamaya göre otomatik telefon göriışmesine açılan yerleşim merkezleri ile bunlara ilişkin kod numaralan şöyle: "Koçakh (466), Bostandere (3477), Şenlik (4658), Yüdınm (0297), Beyören (4626), Başkuyu (3446), Özluce (4855), Ipekyayla (2573), tnli (4847), Mercimek (7327), Bozüyük (6138), Saka (3826), Hamzabey (4624), Günyuzü (3489)1' Troya için kampanya • ÇANAKKALE (Cumhuriyet) — Schliemann'ın 117 yıl önce Troya'dan kaçırdığı hazinelerin Sovyetler Birliği'nde ortaya çıkması ve Alman hükUmetinin hazinelere sahip otmaya çahşması Çanakkale'de de yankı yarattı. Troya hazinelerinin Çanakkale'ye ait olduğunu bu nedenle Troya'dan kaçınlan bu hazinelerin yine Çanakkale'ye iade edilmesi gerektiğini beürten yetkililer, bunun için bütün girişimlerin yapılacağını '.' bildirdiler. Arkeologlar ve Turizm Derneği de bu konuda gmşimde bulundu. Turizm Derneği Başkanı Huseyin Uluarslan da, "Uluslararası antik eserler yasasına göre bulunan eserlerin o ulke halkına ait olduğunu" belirtti ve hazinelerin, Moskova'da bulunduğunu bir sure önce bir Macar turistten öğrendiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle