Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16NÎSAN1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/ll
Papacian
yardım çağnaı
• VATtKAN (AFP) —
Katoliklerin ruhani lideri
Papa II. Jean Paul,
yoksullara yardım için daha
fazla uluslararası dayanışma
istedi. Saint Peter
Alanı'nda on bin kişinin
önünde yaptığı konuşmada,
Papa, uluslararası topluluğa
mensup ülkeleri, yoksullara
yardım örgütleyebilmek için
yeni yasalar çıkartmaya ve
kunımlar oluştunnaya
çağırdı. Yüzyıl önce Papa
XIII. Leon'un sosyal
tebditler konusundaki
uyansının ancak iki dünya
savaşı çıktıktan sonra
anlaşıldığını belirten Papa,
yoksullukla mücadeleye
daha fazla önem verilmesi
gerektiğini söyledi.
Baker tekrar
Ortadoğu
yolcusu
• WASHINGTON (AA)
— ABD Dışişleri Bakanı
James Baker'ın Ortadoğu
banşı konusunda yeni tur
görüşmelerde bulunmak
üzere bugün Ortadoğu'ya
döneceği açıklandı. Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü Margaret
Tütwiler tarafından yapılan
açıklamada, cuma günü
Ortadoğu'dakı temaslannı
tamamlayan Baker'ın bugun
Ortadoğu'ya döneceği,
çarşamba akşamı AT
dışişleri bakanlan ile
görüştükten sonra da cuma
gunü Israil'e gideceği
kaydedildi. Tutwiler,
Baker'ın ziyaretinin kalan
bölümünüıı takviminin
henüz belirlenmediğıni
söyledi.
SSCR-İsrail:
Tarihi görüşme
• LONDRA (AA) —
Sovyetler Birliği ve Israil
başbakanlannın tarihte ilk
defa bugün Londra'da bir
araya gelecekleri bildirildi.
Israi! kaynakları, Avrupa
Imar ve Kalkınma
Bankası'nın toplantılan için
Londra'da bulunan Israil
Başbakanı Izak Şamir ve
Sovyetler Birliği Başbakanı
Valentin Pavlov'un,
SSCB'nin Londra
Büyükelçiliği'nde
buluşacaklannı belirttiler.
Kaynaklar, görüşmede
özellikle Sovyetler Birliği
tarafından 1967'de kesilen
diplomatik ilişkilerin
geliştirilmesi konusunun ele
alınacağını bildirdiler.
Sofya'da yeni
birdava
• SOFYA (AFP) —
Bulgaristan'ın eski
Başbakan Yardıması Grigor
Stoichkov ile eski Sağlık
Bakanı Lubomir Shindarov,
Çernobil Nükleer Santralı
kazasından sonra Varna
civannda yükselen
radyoaktivite miktannı
saklamak ve halkı gerektiği
gibi uyarmamak
suçiarından yargılanıyorlar.
İki komunist politikacının
üç yıla kadar hapsi
isteniyor. 1986 yüındaki
kazadan sonra Karadeniz
kryısındaki Varna kentinde
yapılan ölçümlerde
radyoaktivite miktan bir
hafta icinde 10
milibekerelden 163 bin
milibekerele çıkmıştı.
Çin'in
yalanlanıası
• PEKtN (AFP) — Çin
Dışişleri Bakanlığı'ndan bir
yetkili, "Jane's Defence
Weekly" dergisinde yer
alan, Çin'in Israil'in hava
savunma sistemlerini alıp
gelişürdiği yolundaki
haberinin asılsız olduğunu
açıkladı. tsrail'in Python 3
havadan havaya roketlerinin
teknolojisini geliştirerek
yeni PL-8H sisteminin
Pekin tarafından
geliştirüdiğini belirten
"Jane's Defence Weekly"
dergisi, Çin silahlarının ya
lisans ya da kopya yoluyla
geliştirilmiş olabileceğini
yazmıştı. Çinli yetkililer,
Israil ile Çin arasında
diplomatik ilişki
bulunmadığını, şimdiye
kadar da silah alımları
konusunda da herhangi bir
anlaşma imzalamadıklannı
belirttiler.
Sovyet lideri Rusya Devlet Başkanı ile işbirliği istedi
Gorbfden Ifeltsirfe çağnFransa'da bulunan Yeltsin ise Gorbaçov'un Tokyo gezisi öncesinde
Japonya'nın Kuril Adalan'nı "satın alamayacağını" söyledi.
Dış Haberier Servisi — SSCB Devlet Baş-
kanı Mihail Gorbacov, SSCB'nin Uzakdoğu-
sunda bulunan Habarovsk kentinde yaptığı
bir konuşmada, ülkenin birliğinin korunma-
sı ve bunalımın aşılabilmesi için Rusya Fede-
rasyonu Başkanı Boris Yeltsin'e işbirliği cağ-
rısında bulundu. Rusya Federasyonu Devlet
Başkanı Boris Yeltsin ise Fransız "Antenne-2"
televizyonuna yaptığı açıklamada, Japonya-
nın Kuril Adalan'nı ABD'nin Alaska'yı satın
aldığı gibi satın alamayacağını söyledi. Bu ara-
da Gürcistan parlamentosu, devlet başkanlı-
ğını olağanüstü yetkilerle donattı.
Sovyet TASS haber ajansının bildirdiğine
göre, SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov,
ülkesinin birliğinin korunması ve güvenli bir
geleceğe sahip olması için merkezi devlet ile
Rusya Federasyonu arasındaki ilişkilerin
"yaşamsal" önem taşıdığını söyledi.
Japonya'ya yapacağı resmi ziyaretin önce-
sinde Sovyet Uzakdoğusunda bulunan Haba-
rovsk kentinde yöneticiler önunde bir konuş-
ma yapan Sovyet lideri, başta Boris Yeltsin ol-
mak üzere, Rusya Federasyonu'nun tüm lider-
liğini işbirliğine çağırdı. Ülkesinin çok zor bir
dönemden geçmekte olduğunu belirten Gor-
baçov, buna karşın piyasa ekonomisine geçi-
şi amaçlayan reformlardan geri dönulemeye-
ceğini, merkezi hükümetin bu politikasının
birlik cumhuriyetlerinin yöneticileri tarafın-
dan da desteklenmesi halinde bunalımın da-
ha kolay aşılacağını kaydetti.
Sovyet Devlet Başkanı bu arada Stalin re-
jiminin baskılan sonucu yaşamlanm yitiren
Sovyet yurttaşlan ile Ikinci Dünya Savaşı sı-
rasında ölerek Habarovsk kentinde gömülen
Japon askerlerinin mezarlanru ziyaret etti.
Öte yandan Avrupa Konseyi ile görüşme-
lerde bulunmak amacıyla Fransa'da bulunan
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yelt-
sin, Japonya ile ülkesi arasında tartışma ko-
nusu olan Kuril Adalan'mn satılık olmadığı-
m söyledi. Japonya'nın, 1867de ABD'nin
Alaska'yı "satın" aldığı gibi, Kuril Adalan'-
nı geri alamayacağını kaydeden Yeltsin, bu ko-
nudaki göruşlerini Japonya ziyareti sırasında
açıkça ortaya koyduğunu da sözlerine ekledi.
öte yandan Yediler Grubu olarak bilinen
sanayileşmiş yedi ülkenin bakanlanyla görüş-
mek üzere Londra'da bulunan SSCB Başba-
kanı Valentin Pavlov, Ingiliz BBC Televizyo-
nu'na verdiği demeçte, Devlet Başkanı Miha-
il Gorbaçov'un orduyu ve güvenlik birimleri-
ni kontrol altında tuttuğunu belirterek ülke-
sinde askeri bir dar'ue olmasımn mümkün ol-
madığını söyledi.
Pavlov, örgütlenme ve disiplin sonınlan çö-
zuldüğü takdirde, Sovyet ekonomisinin 1993
yıhnda düzlüğe çıkacağını da öne surdü.
SSCB Başbakanı, bu arada askeri birliklerin
ülkesinde surmekte olan grevlere müdahale et-
meyeceğini de açıkladı.
Gürcistan'da yetkiler
Bu arada Gürcistan parlamentosu "Cum-
huriyetin devlet başkanı" statüsunü kat kat
aşan bir devlet başkanlığı kurumu oluşturul-
masını kararlaştırdı.
245 sandalyelik parlamentoda 209 parla-
menterin oyuyla alınan kararda, Cumhuri-
yet Devlet Başkanı Zviad Gamsakhurdia 26
mayısta yapılacak olan seçimlere kadar dev-
let başkanlığına seçildi.
Parlamentonun aldığı kararda, devlet baş-
kanına, basbakan ve bakanlan atama, par-
lamentonun onayıyla savaş ilan etme, genel
seferberlik ve sıkıyönetim ilan etme, parla-
mentoda onaylanan yasaları veto etme gibi
olağanüstü yetkililer verildi.
YIRTILAN PASAPORTLAR — Pazar gunu pariamentoda ilk devlet başkanını secen Gnr-
cisıan'da yapdan gösterilerde Gürculer, Sovyet pasaportlarını yırtı>orlar. (Reuter)
Bulgar Ecoglasnost Birliği lideri Dr. Boris Koler'in Cumhuriyet'e demeci:
Bağımsız parti olmayacağızSon kamuoyu araştırmalarına göre Demokratik Güçler Birliği
Partisi halktan yüzde 73 oramnda destek görüyor. Bağımsız
Ecoglasnost Birliği yüzde 10 oy oranı ile partinin üçüncü siyasi
gücü harekeüni oluşturuyor.
YONCA OZKAYA
Dr. Boris Koler
SOFYA — Bulgaristan'da yapüacak ikin-
ci genel demokratik seçimlerin tarihi tartışı-
lırken bu ülkede demokratikleşmenin motor
gununu oluşturmuş olan Bağımsız Ecoglas-
nost Birliği, seçimlere ayn bir parti olarak gir-
meyeceğım açıkladı. Bağımsız Ecoglasnost
Birliği Siyasi Komite Başkanı Dr. Boris Ko-
ler, Cumhuriyet'e yaptığı acıklamada, son ka-
muoyu yoklamalarının Demokratik Güçler
Birliği içinde hareketlerinin kendilerini üçün-
cü sıraya yükselttiğini gösterdiğini söyledi.
tkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana sosya-
list rejimle yönetilen Bulgaristan'da yöneti-
me karşı Bağımsız Ecoglasnost Birliği'nin dü-
zenlediği ilk gösteri ile başlayan demokrasili
günler, bugün genel seçim tartışmalan ile ge-
çiyor. Kimine göre yeni dönemin ikinci seçim-
leri haziran ayında, diğer görüş sahiplerine
göre ise sonbaharda yapılmalı. Ancak önce
yeni anayasanın parlamentodan onaylanarak
geçmesi gerekiyor.
Birliğin Siyasi Komite Başkanı Dr. Boris
Koler, son kamuoyu araştırmalarının, üyesi
olduklan Demokratik Guçler Birliği Partisi-
nin oy oramnın yüzde 73'e yükseldiğine işa-
ret ettiğini kaydetti. Aynı araştırmalarda bir-
liğin ayn parti olarak seçimlere katılması du-
rumunda yüzde 10 oy alacağı da öngörülü-
yor. Dr. Koler, bu oranın parti içînde Sosyal
Demokrat Parti ve Bulgaristan Çiftçi Parti-
si'nin ardından üçüncu guçlü siyasi grup ko-
numuna yükseldikleri anlamına geldiğini söy-
ledi.
DT. Boris Koler, bağımsız bir siyasi parti
olmak istememelerini, herhangi bir bakanlı-
ğı ele geçirmek gibi bir amaçları olmaması-
na bağhyor. 1989 yılı nisan ayında oluşturu-
lan Bağımsız Ecoglasnost Birliği'nin amacı-
nın, öncelikle yasama aşamalannda söz sa-
hibi olmak olduğunu vurguluyor. Siyasi Ko-
mite Başkam, kendilerine Polonya Dayanış-
ma Sendikası'nı örnek aldıklanm da ekledi.
Bu anlayış, parti sıfatı taşımadan siyasette söz
sahibi olmak olarak açıklanıyor.
Haziran 1990 seçimlerine Demokratik
Güçler Birliği Partisi üyesi olarak katılan ve
şu anda parlamentoda 17 milletvekili bulu-
nan Bağımsız Ecoglasnost Birliği'nde birin-
ci yıl sonunda başhca amaçlara ulaşıldığına
inanılıyor. Dr. Koler, bir yülık dönem içinde
ulaştıklan hedefleri şöyle sıralıyor:
"Parlamento Çevre Komisyonu Başkanı,
bizim birliğimizin üyesi ve çevre işlerinden so-
rumlu bakan, ona bağh çalışıyor. Bu, yasa-
ma aşamalannda söz sahibi olduğumuz an-
lamına geliyor. Parlamentoda çevre ile ilgili
yasalann hazırlanmasında aktif olarak çalı-
şıyoruz.
Eski Basbakan Lukanov döneminde par-
lamentoya baskı yapabilmek amaayla çeşıt-
li kentlerde protesto gösterileri duzenledik.
Inşaatı suren nükleer santrallardaki faali-
yeti durdurduk. Hükümetin onayladığı yasa-
larda ekolojik taleplerin de kapsanmasmı
sağladık. örneğin en son olarak kabul edi-
len kanun, cevreyi kirleten çöpleri ve maJla-
n yeniden üretime sokan işfctmeleri vergiden
muaf tutuyor!'
Dr. Boris Koler, kendilerini yasama çalış-
malan ile sınırladıklannı, yapıa muhalefet
ve yasalann işlerliğini kontrol etmekle yetin-
diklerini de kaydetti.
Demokratik Güçler Birliği içindeki en es-
ki kuruluş olan Bağımsız Ecoglasnost Birli-
ği'nde çalışmalar, demokratik kurallar çer-
çevesinde sürdürülüyor. örneğin Sofya Ecog-
lasnost Birliği'nin söz hakkı, herhangi bir
kentteki diğer bir birliğin sahip olduğu ka-
dar. Birlikte alınan kararlar tavsiye niteliği-
ni taşıyor, asla zorunluluk getirmiyor. Kon-
federasyon düzeyinde çalışan birliğin tüm
uyeleri yılda 2-3 kez yapılan kongrelerde bir
araya geliyorlar.
\
1491'den 1991'e, 500 yıldır kucak açıyoruz...
Musevilerden Kuzey Iraklılara, Afganhlardan Bangladeşlilere kadar her millete...
500 yıldır Türkiye, topraklarına sığınan milyonlarca çaresiz insana yardım ediyor.
On bin Arnavut'a yollar ve kapılar kapanırken 500 yıldır Yüce Türk Millett,
kendisine sığmanları geri çevirmiyor.
Büyük Millet, Büyük Devlet olmanın örneğini dosta düşmana veriyomz. Milletçe mutlu
bir bayram geçirmenizi diliyoruz. Mutlu bir bayram geçirmek, §u anda sınırlarımızda
hayat mücadelesi veren yüzbinlerin de hakkıydı... Türkiye, bu insanlara yardım için
bütün kaynaklarını zorluyor. Elindeki bütün imkânlarla problemlerini çözüyor.
Problem büyük... Bütün ülkelerin çözüme katkıda bulunmaları gereklİ...
Her vesile ile insan haklarmdan bahsedenlerin, iş yardıma gelince ne
yaptıklarım milletimiz biliyor. Biz, "Onları" beklerken...
Yardım duyguları, tüm dünya insanlannın yardım duygularınm üzerinde olan
Yüce Milletimize sesleniyoruz...
B u i n s a n l a r ı y a l n ı z b ı r a k m a y a l ı m .
SAĞLIK BAKANLIĞI
Iraklı Sığınmacılara Yardım Hesabı TC. Ziraat Bankası Kızılay Şubesi 30440 - 2841 / 4 Hesap
Giysi ve gıda yardımlarınız için İl Sağlık Müdürlüklerimiz hizmetinizdedir.
MlSIR
Şeriatçı akımlar
güçleniyor
NtLGÜN CERRAHOGLU
KAHİRE — "Ben" diyor
Hasan Amer, "Mısır'ın da çok
degil, en fada beş yıl içinde k-
lami köktencüer tarafından U-
mamen ele geçirilece^inJ diisü-
nüyorum."
Nasır'cı, laik "El Cumhuri-
ye" gazetesinin genel yayın mü-
dürü yardımcısı Hasan Amer,
Mısır'da lslami köktencilik hak-
kında ciddi biçimde konuşma-
yı kabul eden ilk aydın. Bu ko-
nuda görüşlerine başvurduğu-
muz diğer tüm gazeteciler, par-
lamenterler ve muhalefet lider-
leri Mısır'dakı tehlikenin varlı-
ğıru kabul ediyor fakat bu
konuda konuşmaktan kaçını-
yorlar. Çok çok "lslami kök-
tencilik, sivil toplum için gide-
rek aıtan bir tehdit oluşturuyor
ama her şeye rağmen seriatçi
akımlar siyasi iktidann deneti-
mi altında" demekle yeniyorlar.
Aynı zamanda sosyolog olan
ve son iki yıldır araştırmalannı
bu konu üzerinde yoğunlaştıran
Hasan Amer, aynı fikirde değil.
Hasan Amer giderek lslami
gttçlerin devleti ele geçirdikleri-
ni söylüyor. lçişleri Bakanlığı,
polis, bürokrasinin orta kademe
genel müdür düzeyi, bakanlık-
lann kilit noktalan, müfettişler,
eğitimde lise ve orta öğretim ka-
demesi ve hâkimlikler, lslami
köktencilerin eüne gecmiş bulu-
nuyor. Hasan Amer, lçişleri Ba-
kanhğı, polis, eğitün bakanlığı
ve Çahşma Bakanlığı'ndan her
katta "kırmızı halüı" bir bölü-
mttn bulunduğunu söylüyor.
"Namaz vakitleri" diyor "Tüm
bakanlık görevlileri çıkıp bura-
da namaza duruyorlar. Söz ko-
nusu bakanlıklardaki atmosfer
10 yıl öncesine nazaran tama-
men farklı bir görünüm arz et-
mektedir. Sedat'ın ölûmüne dek
çesiyle bu kesünlere dokunma-
dı."
Hasan Amer, şimdiye dek fa-
natik tslamcı akunlann penet-
rasyonundan yalnız ordunun
kendisinı koruyabildiğini söylü-
yor. Polisi ele geçiren köktenci-
İere karşı laik oryantasyondaki
devletin orduyu bir denge unsu-
ru olarak lslamcı aktivistlerden
korumaya calışuğını; aktivistle-
rin ordudaki görevlerine son ve-
rildiğini anlatıyor.
Hasan Amer, Mısır'daki ra-
dikal lslamcı yapının içindeki en
faal grubun "Möslüman Kar-
deşler" olduğunu belirtiyor.
MüslUman Kardeşler'in, lslamcı
görüşü tüm İslam ülkelerine
yaymak için caba sarf eden " H
Azhar" Üniversitesi ile yakın
Uişkiler içinde olduğunu vurgu-
luyor. 68 ülkeden öğrenci çeken
" H Azhar" da 663 Türk öğren-
cisi bulunuyor. '85'ten bu yana
sayıları hızla artan Türk öğren-
ciler; Malezya ve Sudan'dan
sonra "El Azhar"da en kalaba-
hk yabancı grup olarak dikkati
çekiyorlar. Hasan Amer, "El
Azhar" ın son derece tutucu ve
nostaljik bir kurum olduğunu
iddia ediyor. Yalruz din öğreni-
mi yapar görünmemek için üni-
versitenin baa fen daUanna da
açıldığına dikkati çeken Amer,
bu kunımun çok zengin olduğu-
nu, Körfez ülkelerinden akan
kaynaklar ve "El Nudur" adı
verilen bağışlarla beslendiğini
anlaüyor. "El Azhar"ın zeki ve
kültürlü kişiler tarafından yöne-
tildiğine işaret eden Mısırh ga-
zeteci, pek çok Afrika ülkesin-
den gelen öğrencilere olduğu gi-
bi Türkiye'den gelen öğrencile-
re de burada "miliUn lslam"ın
öğretildiğine dikkati çekiyor.
"El Azhar'daki hocaların
önemli bir kısmı tsJami kökten-
cilerdir" diyor Hasan Amer ve
Nasırcı, laik 'El Cumhuriye' gazetesinin genel
yayın müdür yardımcısı Hasan Amer'e göre
içişleri bakanlığı, polis, bakanlıklarm kilit
noktalan, müfettişler, hâkimlikler İslami
köktencilerin eline geçmiş durumda.
böyle bir şeye şahit olmamış-
tık."
Hissediliyor
Güçlenen İslami akunlann
somut belirtfleri, Kahire'de fizi-
ki bir biçimde hissediliyor. ör-
neğin Nasır zamanında kentin
700'ü geçmeyen minare sayısı-
nın 2000'e ulaştığı görülüyor.
Çember sakalhlann ve başörtü-
İU kadın sayısının da artan mi-
nare sayısıyla orantıh biçimde
arttığı gözleniyor. Bugün Kahire
sokaklannda yürüyen kadınla-
rın yansının "hicap" giyim bi-
çimini sectikleri ilk bakışta göze
çarpıyor. Okul çağındaki 8-10
yaşındaki kız çocuklarımn pek
çoğunun başörtüsü taktığı dik-
kati çekiyor. Bu manzaralann
on yıl içinde gözle görülür bir
biçimde yayüdığı, sürekli vurgu-
lanıyor. Hatta Sedat dönemin-
den önce Kahire sokaklannda
başörtülü kadına rastlamanın
güç olduğu anlaüyor.
"Mısır'da lslamcı akımlara
ilk tavizi Sedat verdi" diyor Ha-
san Amer: "Sedat iktidara gd-
diginden Nasırcılan, komiinist-
leri ve radikal sokulan karşısın-
da buldu. Bunun uzerine iktidar
giicüne dayanak olarak lslamcı
grnplara ve Müslüman Kardeş-
ler'e yaslanmayı ve bu kesimler-
le İşbirliği yapmayı yejledi. Fa-
kat bu grupbirU Sedat arasında-
ki çatışmalar ilk kez 1974 yüın-
da byşgösterdi. Söz konusu ke-
simler 1974'te Sedat'ı devirme-
ye kalktılar, olmadı. Aynı
şeküde 3 yıl sonra benzeri bir te-
şebbuste bulundular; bu da so-
nuç vermedi. Nihayet bu olay-
dan 4 vıl sonra bildiğiniz gibi
Sedat'ı katletmeyi başardüar.
Arkadan 'liberal ve demokra-
tik' damgasıyla işbaşına gelen
Mübarek ise 'demokrasi' gerek-
devam ediyor: "Radikal tslami
gruplar aynı zamanda ögrenci
birliklerini de denetim altında
tutmaktadırlar. Ellerindeki
maddi kaynaklar, dar geürii ke-
simlerden gelen ögrencilere ko-
layca bnrs sağiamalanna obnak
vermektedir."
Örümcek a£ı
Mısır'da özenle yürütulen bu
"örumcek agı" stratejisi, Kör-
fez savaşıyla yavaşlama döne-
mine girmiş bulunuyor. Savaşın
Saddam Hüseyin'e arka cıkan
lslamcı gruplarla; Mübarek hü-
kümetinin politikasım destekle-
yen lslamcı kesim arasında bir
bölunme yarattığı göze çarpı-
yor. Savaş sırasında dinci "El
Azhar" Üniversitesi dışındaki
tüm lslami gruplann Saddam
Hüseyin'i desteklemiş olduğu
kaydediliyor. Bu gelişmenin,
söz konusu gnıplara Suudi Ara-
bistan, Libya ve Körfez ülkele-
rinden akan fonlann şimdiki
halde durmasına yol açtığı gö-
rülüyor. Beş yıl öncesine dek ra-
dikal Islamcılan destekleyen
ABD'nin de maddi desteği çek-
miş olması köktencilerin şimdi
büyük bir finansman açığı ile
karşılaşmasına yol açıyor. lsla-
mi giyim tarzını seçen dar gelirli
genç kızlara Mısır'da bedava
"hicap" giysileri dağıtan radi-
kal islamcılar, şimdi Körfez fır-
tınasının durulmasım bekliyor-
lar. Ama herhalükârda Hasan
Amer, on yıldan bu yana ülke-
de büyük mesafe alan radikal
tslamın geriye dönüşü olmayan
bir yol üzerinde olduğunu söy-
lüyor. "Çünkü" diyor 'y'El
Cumhuriye"nin yazan Amer,
"Artık ülkeyi ele geçirmeye ha-
zır ortam yaratılmıştır. Bunun
için şartlar olgundur. Ve bizim
toplumumuzda buna karşı ko-
yacak antidotlar yoktur."