Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16NİSAN1991 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TÜRKIYETJE BUGÜN
Uevlet Meteorolojı Işlen Geneı
Mûdüritiğû'nden alınan bılgıye göre
yurdun kuzey ve doflu kesımlen par-
çafı yer yer çokbJutkı. Marmara'nıp
doğusu, Karademz. iç Anadolu nun
doğusu. Doğu Akdemz, Doğu Anadolu
ve Gûney Do«u Anadolu bölgeleri yağ-
mur ve yer yer sağanak yağışlı, Ötekı
yerter parçalı ve az bulutlu gececek
HWA SICAKLIĞI Değışmeyecek.
RÛZGAft Vurdun kuzey batı tesımle-•
rinde kuzey ve bab, ötekı yerterde gû-
ney ve bab yönleıtien raffl ara » a or-
ta kuvHtfc esecek. Denfetenfe: Btt
Afafeniz gûnbats ve tarayel. Doftı
Akdenız'de gûnbatısı ve lodos. dığer
derazlenmıaJe yıldc ve karayelden 3
ila 5. yer yer 6 kuvvetinde, Akdeniz
açıHannda 7 kuvvetinde, saatte 10 «a
Y 24° 14° Dıyartalar
Y 12° e°e*me
Y 21° 10° Emncan
A 17° 7°Erzurum
Y 11° 1°Es*jşetw
A 17° 8°Gaaantep
Y 23°16°Sresun
8 23° 13° Gümûşhane Y
H U * i Y
21. yer yer 27 Akdenrz açınlannda 33 denemtli nızia eseceK Dalga
yûksekiöi 05 ıla 1 5 yer yer 2 0-2 5 m Akdenız açıklannda 30
m. dotaymda olacak. Van Gölü'nde haya çok bulutlu ve yafimıır-
lu geçecek. Rüzgâr güney ve batj yönlerden haftf. ara sıra orta
kuvvette esecek. Göi kücükdaJgaiı. görûş uzaldıjı 10 km. yağış
anında 3-5 km. dolayında olacak
ş
Y 14° e°HaU*i
A 23° 12° Isparta
B 10° 8°lstantıul
Y 14° 7°lam
Y 15° 5°Kare
Y 14° 5°KasBmonu Y
Bursa
Çanaklele
Corum
Doulı
Y 16° 5-Kaysen
B 18° 8°Kırttaret
B 16° 9°Konya
Y 17° 5°Kütatıya
A 22° 10° Mafcüya
20° 5°Marasa
15° 8°KMaraş
15° 4°Mersn
10° O°Mu0la
17° 6°Muş
21° 9°l*Jde
12° «"Ordu
13° 3 ° t o
12° 4°Samsun
18° 8°S«rt
11° 7°Smoç
22°1O°Sıvas
9° CFfekırtaû
15° 4°*ata)eı
16° 7°lmra*
14° 6°Uşak
16° 8°VSn
16° 9°Yazgat
17° 7° ZonguUak
Y 20° 10°
Y 24° 17°
A 20° 10°
Y 14" 4°
Y 17» 8°
Y 12° 8°
Y 13° 8°
Y 11° 8°
Y 21° 9°
Y 10° 7°
Y 14° 5°
B 13° 8°
Y 13° 7°
Y 16° 6°
A 18° 8°
Y 11° 2°
Y 13° 5°
Y 8° 5°
ı bultiOu
J
A-acık B-buluOu G-ouneş* Kkartı S-sulı Y-yaOmurtu
Kahire •
DÜNYA'DA BUGÜN
Amsterdam A 15°
Amman A 31°
Atm
BaOdat
Bvcdona
Basai
B 19°
A 32°
Y 19°
A 17°
Bom
Brijksel
Buctopeşte
Ctnevre
Ceaf<
Cidde
Ouba
Frankturt
Sirne
Heteu*
Kalure
Kopenhag
KMn
Urttoşa
A 14°
A 17°
A 17°
A 14°
B 18°
Y 26°
A 33°
A 35°
A 16°
A 23°
A 13°
A 30°
A 12°
A 17°
A 2S°
Urangraj B 16°
Londra A 15°
MadnO Y 21°
Mılano . B 16°
B 15°
A 15°
A 13°
A 20°
A 15°
A 34°
B 18°
8 14°
A 28°
A 15°
B 17°
B
Moskova
Mûnıh
Nav YOfk
Osio
Pans
Prag
ftyad
Roma
Sofya
Sam
W Am
ms
Vryana
Vtetmgton--
Zûrtı A 17°
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Zafere inanma-
yanların ya da sava-
şın sürmesini yenil-
giden daha ağır sa-
yanların düşünce ve
siyaseti. 2/ Elma, ar-
mut, ayva gibi mey-
velerin yenmeyen iç
bölümü... Bir renk.
3/Yelkenibirborda-
dan öbür bordaya
geçirme. 4/ Düşün-
ce... Yiğit... "Güzel-
liğin — para etmez /
Bu bendeki aşk
olmasa" (Âşık Vey-
scl). 5/ Bir göstenne sıfatı... Müzik-
te armoni kurallanna göre üst üste
bindirilmiş sesler. 6/ Leyleğe benzer
bir kuş... Mevlevi ayini. 7/ 'Hile,
dolap' anlamında argo sözcük... Su.
8/ 151Tde yapdan ve Mısır'ı Osmanlı
topraklanna katan savaş. 9/ Maden
ocaklannda açüan yeraltı yolu... Hi-
cap.
YUKARBDAN AŞAĞIYA: 1 Franz
Kafka'nın bir gecede böceğe dönü-
şen Gregor Samsa'run dramını anlatan ünlü romanı. 2/ Ben-
zer, denk... Tavla oyununda her iki zarın ikili düşmesi. 3/ Ada-
na'nın bir ilçesi... Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa
şiir. 4/ Bir göz rengi... Un, et ve bamya ile yapılan bir yemek.
5/ Aima, kavun, karpuz gibi bitkilerin sürgünü ya da dalı...
"GökJerden emeller gibi rizân oluyor — " (Cenap Şahabettin).
6/ Yunan mitolojisine göre uçmayı başaran ilk insan... Nikelin
simgesi. 7/ tskambülerle oynanan bir tür oyun. 8/ Kadın üze-
rinde tam bir egemenlik hakkına sahip olduğuna inanan erkek...
Dişi deve. 9/ Eskıden belli bir iş kolunun usta, kalfa ve çırakla-
nnı içine alan örgüt... Erken.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Futbolumuz ne olacak?
Bajrramda
N i | «-a I • a ı x ı
Bir Kaiakkara Ue
Yarmki A'le
16 NİSAN 1931
Türkiye idman cemiyetleri
ittifakı merkezi umumi reisi
Rana Beyin riyasetinde sabık
ve lâhik spor rüesasının
iştirakile dün federasyonlar
merkezinde bir içtima
aktedilmiştir. tçtimada
futbolumuzun günden güne
terakki edeceği yerde tedenni
etmekte olduğu mevzuu
etrafında uzun müzakerat
cereyan etmiştir.
tçtimada Muvaffak, Ahmet
Şerafettin, Hamdi Emin,
Fethi Tahsin, Saim Durgut,
Fenerbahçe'den Zeki, Süleymaniye'den Orhan Beylerle
diğer bazı zevat bulunmuştur. Futbolümüzün vaziyeti
hazırası ve istikbali hakkında neler düşündüklerini,
içtimaa iştirak edenler birer birer anlatmışlardır. fçtima
gece geç vakte kadar devam etmiştir.
Müzakerat esnasında muhtelif noktai nazarlar
serdedilmiştir. Bazı zevat mektepler ile kulüpler
arasındaki vaziyeti, kuluplere muavenet meselesini,
sahasızlığı, hükûmet tarafından spor yerlerinden
almmakta olan vergileri Ueri sürerek bunlann futbolün
inkişafına mani olduğunu beyan etmişlerdir. Şeref B.
Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan'daki futbol
vaziyetini ileri sürerek bu memleketlerle ararruzdaki farkı
mukayese etmiş ve geri kalmamıza amil olan en büyük
sebebin sahasızlık olduğunu söylemiştir.
Bu müzakerelerden çıkan neticenin hulâsası Rana Bey
tarafından Halk Fırkasına arzedilecek, spora karşı
himayekâr bir cephe alınması temin olunacaktır.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Adenauer
Adenauer'in demeci
16 NtSAN 1961
Batı Almanya Başbakanı Dr.
Adenauer bugün gazetecilere
verdiği bir demeçte, Eichmann
meselesine temas ederek, lsrael'in,
sabık Nazi albayını yargılamak
istemesini haklı bulduğunu, fakat
bunun hukuki oimaktan ziyade
manevi esaslara dayandığının
unutulmaması gerektiğini söylemiş
ve Alman
halkırun bu davanın müspet neticesini sabırsızlıkla
beklediğini sözlerine ilave etmiştir.
Diğer taraftan Batı Almanya Hükümeti, Eichmann'ı
Israel adaletine karşı Almanya'nın korumasına imkan
olmadığını ve buna kimsenin kendilerini
zorlayamayacağını bildirmiştir.
Eichmann'ın avukatı cuma günü Batı Almanya'nın
davaya müdahale etmesi ve kendisini koruması
gerektiğini ve bu hususta teşebbüste bulunacaklannı
söylemiştir. Avukat aynı zamanda savunma masraflannın
da Batı Almanya tarafından ödenmesini istemişti.
Bir Batı Almanya sözcüsü "Federal Almanya hiçbir
mücrimi iade ettirmek için zorlanamaz. Bu hukuken
imkânsızdır. Aynı şekilde Eichmann'ı müdafaa etmeye de
hükümeti hiç kimse zorlayamaz" demiştir.
Eichmann'ın oğlu Klaus Eichmann, Arjantinli
•gazetecilere verdiği demeçte, Eichmann'ın hakiki
hüviyetini ve kendi babası olduğunu ancak geçen yıl
Israel'e kaçınldıktan sonra öğrendiğini söylemiştir.
GEÇENYIL BUGUN Cumhuriyel
Öğretmen katliamı
16NİSAN1990
Elazığ-, mühendis katliamından sonra dün de öğretmen
katliamına sahne oldu. Ancak ilçesinin Bükardı köyünü
basan PKK teröristleri, köy meydanında topladıkları
öğretmenlerle eşlerini kurşuna dizdi. Olayda Bükardı köyü ile
Yeni Mahalle mezrasında görevli dört öğretmenle bir
öğretmen eşi öldü, bir öğretmenle bir öğretmen eşi de ağır
yaralandı. Alman bilgiye göre Elaağ'ın Ancak ilçesine 20
kilometre uzaklıktaki Bükardı köyüne önceki akşam 20.30
sıralarında gelen çok sayıda PKK militaru, öğretmen
lojmamnda kalanlarla 500 metre uzaklıktaki Yeni Mahalle
mezrasında oturan beşi öğretmen toplam yedi kişiyi köy
meydanında topladılar. Teröristler bir süre propaganda
yaptıktan sonra sıraya dizdikleri öğretmen ve eşlerinin üzerine
otomatik silahlarla ateş açtılar.
TARITSMA
Anayasa Yeni Meclise Bırakılmalıclır
Bugünkü parlamentodan yeni bir anayasa istemek, 1961 ve
1982'deki "Kurucu Meclis" modelini bir daha uygulamak
kadar tartışmalı bir durum yaratabilir.
Biz Türklerin uluslararası anayasa litera-
türüne katkısı da anayasa yapma süreci üze-
rine 1960'tan bu yana otuz yilda üç kez ana-
yasa değiştirildi. Ilginçtir; her defasında ön-
ce askeri darbe oldu, ardından tümüyle ya
da kısmen anayasa yeniden yazıldı. 1961 ve
1982'de (elbette 1971'de de) ordu, yeni ana-
yasal düzeni deklare ederken sanılmasın ki
yalnızdı, sivil siyasi kadrolara dayanıyordu.
Kurucu Meclis adı verilen bir organ da işin
içine katılıyordu.
Nihayet son perde: Halkoylaması!
Demokrasilerde anayasa değistirilirken
parlamentonun rolü ve önemi bilinmese bel-
ki mazur görülebilir, ama 1961 ve 1982 ana-
yasalarının yapılma süreleri gerçekten ina-
nılmaz. Kaldı ki, Türk anayasacüık hareke-
tinin kendine özgü mütevazı bir geleneği
vardı.
27 Mayıs 196O'ta askeri darbeyi gerçek-
leştiren Milli Birtik Komitesi, daha ilk gün-
lerde bazı profesorlere yeni anayasayı hazır-
lama görevi vermişti. Ortaya çıkan metnin
temel özelliği, genel oya ve parlamentoya
karşı düşmanca bir güvensizlik taşımasıy-
dı. Tepkiyle karşılanınca, subaylar, yeni ana-
yasayı kendilerinin de bir kanadını oluştu-
racakları bir 'Kurucu Meclis'te hazırlamak
yolunu seçtiler.
...Ve Türk usulü *Kurucu Mecüs'in sivil
kanadı göreve (!) çağnldı: 1961 Temsilciler
Meclisi, genel oya dayalı bir topluluk değil-
di. Iktidardan darbeyle uzaklaştmlan De-
mokrat Parti dışında, muhalefetteki Com-
huriyet Halk Partisi (Lideri tsmet lnönü)
ve CumhuriyeCçi Köylü Millet Partisi (Li-
deri Osman Bölukbaşı) üyeleriyle özellikle
mesleki örgütlerdeki CHP'lilerden olu-
şuyordu.
Temsilciler Meclisi üye seçilme yeterlili-
ğiyle ilgili hükme göre "faaiiyetleri, yayın-
lan ve davranıslanyla 27 Mayıs thtilali'ne
kadar insan haklanna aykın icraat ve siya-
seti desteklemekte devam etmiş olanlar" dı-
şındakilerden kurulu bir topluluk.
Böyle yapıldığı içindir ki 9 Temmuz 1961
günü halkoylamasına kayıtlı seçmenlerin
%B\'i katıhyor ve geçerli oylann ancak
%61.5'i ile tasan yeni anayasa hüviyeti ka-
zanabiüyordu. Aynca, 1961'de anayasanın
reddini isteyen görüşlerin tam bir açıklıkla
ortaya konuldukları söylenemez.
1982 Anayasası ise 1961 halkoylamasın-
dan çıkarülan derslerin dikkate alınmasıy-
la daha sıkı bir baskı ortamında hazırlan-
mıştır. Iktidarda bulunan generaller, Kuru-
cu Mecüs'in sivil kanadını oluşturan 160
üyeli Danışma Meciisi'ndeki temsilcileri bi-
rer birer belirlediler. Orgenerel Evren'in
radyo-televizyonda ve yurt gezilerinde tam-
tımınj yaptığı tasan, katılımı zorunlu tutan
bir oylamada %91.2 gibi yüksek bir oranla
kabul edildi.
Cumhurbaşkanı ö a l ve ANAP iktida-
n, anayasa değiştirme sürecini başlatırken
"şu anda bir askeri yönetim altında degi-
liz, seçimlerden gelen bir parlamento ve
onun güvenoyuna sahip bir hükiimet var"
diye düşünüyorlarsa yanılmaktadırlar.
1991 Türkiyesi'nde ilk adım, parlamento
seçimlerinin yenilenmesi, siyasi krizin bir öl-
çüde yumuşatılmasından sonra atılmaJıdır.
1978 seçimleri, seçim kanunundaki anti-
demokratik hükümler nedeniyle yaklaşık %
20'lik bir seçmen kitlesinin parlamentoda
temsilini engellemişti. Geçen zaman içinde
bu çarpıklığa, iktidar partisinin ülke gene-
linde oy yitirerek üçüncülüğe düştüğü iddi-
alan eklenince, ortaya pek hoş olmayan bir
manzara çıkmıştır. Bu nedenledir ki genel
seçimin yaklaşmakta oluşu, yeni anayasa işi-
nin yeni parlamentoya bırakmanın (önceki
deneyimlerin ışığında) daha akılcı olacağı-
nı düşündürtmektedir. Partiler, seçim kam-
panyalarında "nasıl bir anayasa" sorusuna
yanıt verme gereği duyacaklan için anaya-
sa düzeniyle ilgili farklı görüşler oldu-bittiye
getirilmeden birbirleriyle çarpışırlar.
Parlamentonun siyasi hayatımız içinde-
ki yeri ve önemi, iktidar ve muhakfet par-
tileri şeklinde bir ayırım yapmadan söyle-
yelim endişe vericidir.
Yeni anayasa için yeni meclis beklen-
melidir.
Bugünkü parlamentodan yeni bir anaya-
sa istemek, 1961 ve 1982'deki 'Kurucu
Meclis' modelini bir daha uygulamak ka-
dar tartışmalı bir dunım yaratabilir.
Asıl sorun da bu.
Dr. HÎKMET ÖZDEMİR
Istanbul
TVdekî Fonnnda l\eler Tartı*alıııabdır?
Demokrasinin tüm kuralları ile gerçek anlamda uygulandığı
ülkelerde, halkm gerçek sıkıntılarının, bunalırnlarının açık
platformlarda tartışılmasından kaçılmaz, çekinilmez.
TV 2. Kanalı'nda her on beş günde bir
pazartesi geceleri saat 22.3O*da bir saat sü-
reli "Fonım" programı yayımlanmaktadır.
Bu program 1988 ydı içerisinde TV1. Ka-
nalı'nda yayımlanırken bir süre yayından
kaldınlmış, bildiğimiz kadanyla 1990 yıh-
nın son yansından sonra tekrar yayımlan-
maya başlamıştır.
Yapımcdann iyi niyet ve çabalannı, 1988
yıhnda "çevre kiriüigi" komılu "Forum"
programına katılmış bir kimse olarak yakın-
dan görmüş ve algılamış bulunuyoruz.
Çoksesli ve katüıma demokratik yaşamın
yerleşmesi çabaları verildiği söylenen ülke-
mizde, seçilen program konulan ne yazık ki
stıya sabuna dokunulmayan cinstendir. Hele
son yayımlanan "EvliHk ve Aile tlişkileri"
konulu programm iki bölüm halinde yayım-
lanması son derece gereksiz bir tutumdur.
Ülkenin tartışılacak nice önemli konulan
varken böyle önem sırası çok altlarda olan
konulara iki ayn program ayrüması, âdet
yerini bulsun, dostlar ahşverişte görsün ça-
basından başka bir görüntü vermemektedir.
Demokrasinin tüm kurallan ile gerçek
anlamda uygulandığı ülkelerde, halkm ger-
çek sıkıntılarının, bunalırnlarının açık plat-
formlarda tartışılmasından kaçılmaz, çeki-
nilmez. Aksine tabu görülen konulann
TV'de rahatça tartışılması, gerçeklerin ol-
duğu gibi söylenmesi, halkı bir ölçüde ra-
hatlatır, sağlıklı sonuçlar yaratır.
Anımsadığımız kadanyla son üç progra-
mın konulan, "Neden okumuyoruz?", "Ka-
dının sonınlan!", "EvlUikte aile ilişkileri!"
Daha önceleri de "Trafik" vb. gibi konula-
rı sayabiliriz. Tabii ki bunlar da üzerinde
durulacak konular, ama çok daha önemli-
leri varken!..
Öneriyoruz; "Türkiye'de denetimin ger-
çek yiizü ve denetim elemanlannın (müfet-
tislerin) karşılaştıgı sorunlar, tehditler, bas-
kdar", "Ülkemizde vergi kaçakçılıgı ne bo-
yuttadır? Daha çok kimler vergi kaçınnak-
tadır?", "Memurlann aldıkları aylıklann
(gelirinin) milli gelirdeki payı nedir ve na-
sd yaşıyorlar?", "Kamu kunıluşlannda po-
litik ve siyasal basküar hangi boyuttadır?
Nasıl yapılmaktadır?", "Türkiye'de banka
kredisi alanlann siyasal iktidarlaria yakın-
lıkları var mıdır? Ne durumdadır?"
"Kamu kunıluşlannda din istismarlıgı ne
boyuttadır? Düıi politikaya alet eden yöne-
tici tutumlan bugünüa Türkiyesi'nde nasıl
bir görünüm altındadır?"
Daha onlarcası sayılabilir...
Halen TV'de izlediğimiz "Forum" prog-
ramlannda, bantlara geçmiş baş ağntma-
yan konularla Batı'ya, AT'ye girecek kadar
demokratik bir yapıda olduğumuz görün-
tüsünü vereceğimiz umudu boşunadır... En
azından bu programlar canlı olarak yayım-
lanmadığı sürece hiçbir yarar ve inandın-
cılığı yoktur...
Düşünce özgürlüğünü yasalarla açık bi-
çimde somutlaştırma aşamasında olduğu-
muz bugünlerde "Forum" programırun ön-
yargısız olduğuna inandığımız yapımcılan,
eğer topluma gerçekten yararü programlar
yapmak istiyorlarsa, halkın ve hakhnın se-
sine kulak vermeüdirler...
BURHAN ÖZBEY
SEKA Başmüfettişi
Denetde Uyesi
Buhafta
Ba>Tam Haftası.
Ristorante Rosa'da
Bayram boyunca
%10 indirim.
Bayramda okunacak gazete
OKTAY AKBAL, MEÜM CEVOET AMÛAY. OKAY
OÖNENSİN, SAMİ KARAÖNEN. NIEHMET KEMAL,
UÖUR MUMCU ve diğer g«u*tel«rfn yazarianyii çt-
lışanları Ittanbul BAYRAM gazetesinde.
ittanbul BAYRAM'ı özellikle isteyiniz.
Türkiye'nin her yerinde 2000 lira.
-:iı | 4 l.sunbul • Ml 28 27
ristorante
ROSA
KARS SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1990/369
Davacı Hazine vekili tarafından davalı Ali Rıza Çanlı hakkında aç-
uğı Kars Merkez tstasyon Mahallesi 154 ada, 88 parselde kayıtlı bu-
lunan taşınmazın askeri yasak ve güvenlik bölgesi içinde kaldığından
bahisle tapunun iptali ve Hazine adına tapuya tescilini talep etmiş olup
aramalara rağmen davalı Ali Rıza Çanlı'ya dava dilekçesi ve dumş-
ma günü tebliği edilememiştir. Dava dilekçesinin tebliği ile duruşma-
nın atılı olduğu 14.5.1991 günü saat 9'da duruşmaya gelerek delilleri-
nizi sunmanız veya bir vekille temsil ettirmeniz, gelmediğiniz veya ve-
kille temsil ettirilmediğiniz takdirde duruşmaya yoklugunuzda devam
edileceği ilanen tebliğ olunur.
Basın: 46642
KARS SULH HUKUK
MAHKEMESİNDEN
Sayı: 1990/185
Davacı hazıne vekili tarafından davalı Temmurleng Kaya aleyhi-
ne açtığı Kars Merkez Istasyon Mahallesi 154 ada 267 parselde ka-
yıtlı bulunan tasınmazın askeri yasak ve güvenlik bölgesi içinde
kaldığından bahisle tapunun iptali ile hazine adına tapuya tesciline
karar verilmesini talep etmiş olup, aramalara rağmen davalı Tem-
murleng Kaya'ya dava dilekçesi ve ducuşma günü tebliğ edilemedi-
ğinden, dava dilekçesinin tebliği ile duruşmanın atılı olduğu 14.5.1991
günü saat 9'da tüm delilleriniz ile birlikde duruşmaya gelmeniz, ve-
ya bir vekille temsil ettirmeniz gelmediğiniz veya vekille temsil etti-
rilmediğıniz takdirde duruşmalara gıyabınızda devam edileceği ilanen
tebliğ olunur. Basın: 46600
ARKADAŞLAR, NE
OLURDU
YAŞAM, HEP
BAYRAM OLSA
BAYRAMINIZ
BAYRAM OLA, KALIN
SAĞLICAKLA.
ARKADAŞ
KULÜBÜ YÖNETİM
KURULU BAŞKANI
DOGAN
KAJJRCIOĞLV
İLAN
ALtAĞA ASLİYE
HUKUK
HÂKtMLİĞt'NDEN
Davacı Aliağa Belediye Baş-
kanlığı vekili tarafından dava-
lılar Fehmi Eren ve diğerleri
hakkında mahkememizde açı-
lan tapu iptali ve tescil dava-
sının yapılan yargılaması
sırasında verilen ara karan ge-
reğince;
Davahlardan Ahmet Aktan
ve Hatice Alpay adlanna ça-
kartılan davetiyelerin bila teb-
liğ iade edildiği ve zabıtaca
yapılan tahkikatta adreslerinin
de tesbit edilemediği anlaşıldı-
ğından davahlar Ahmet Ak-
tan ve Hatice Alpay'ın
duruşma günü olan 16.5.1991
günü saat 09.05'de mahkeme-
mizde hazır bulunmanız veya
kendinizi bir vekille temsil et-
tirmeniz veya duruşmaya gel-
mediğiniz takdirde
HMUK'nun 509 ve 510, 213.
maddeleri gereğince davanın
gıyabınızda devam olunacağı
hususu davetiye yerine kaim
olmak üzere ilanen tebliğ olu-
nur.
Basın: 23427
SOYLEV
(Cilt 1-2)
Hıfzı V. Veüdedeoglu
19. bası 15.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemeli gönderilmez.
Dr. MüAMMER GÜL
Çocuk sağhğı ve hastalıklan mütehassısı
Tüm yavrulannın ue yakınlanntn bayrammı kutlar.
Altıyol. Efes tş Hanı K.: 3 İST. TEL: 337 25 53
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Kutlu Olsun!
İzmir Belediyesi, İzmir'de bir caddeyle bir parka 'Hasan
Âli Yücel' adını vermeyi kararlaştırdı. Belediye Başkanı Yük-
sel Çakmur, bu kararı, bir mektupla bildirdi; çok sevindim.
Yüksel Çakmur'a:
—Hasan Âli Yücel'in, açacağınız parka bir de anıtını dik-
melisiniz, dedim.
Yaşamları boyunca, haksızlığa uğratılmış, horlanmak is-
tenmiş yurtseverlerin anıtları dikilmelidir ki yapılan haksız-
lıklar birdereceye dek unutturulabilsin. Daha önce bir İzmir
gezısınde, İzmir sağınlarının düzenledikleri bir toplanlıda an-
latmıştım Hasan Âli Yücel'in yaptıklarını; bunu yazdıktan son-
ra Yüksel Çakmur ilgilenmiş, kuruldan çıkarmış Hasan Ali
Yücel'in adının verileceği park ile caddenin kararını... Bu gü-
zel karara aydınların da yardımcı olmaları gerekir. Hasan Ali
Yücel'in ilk öğretmenliği, 1922'de, kurtuluşun dumanlan îü-
ten İzmir'deydi. 1935'te milletvekilliği İzmir'den. İzmir'in, bir
öğretmeni, hemşerisi de. 1950 yılına dek izmir'den milletve-
kili seçilmiş. İzmirliler, Hasan Ali'ye ne yapsalar azdır. Ha-
san Âli'ye, İsmail Hakkı Tonguç'a, hepimiz borçluyuz.
İsviçre'de yasayan beyin 'cerrahı' Gazi Yaşargil, 2 Ekim
1990'da Ankaratta DTCF'de bir konuşma yapmış; konuşma-
sını Ankara Üniversitesi 'Beyin ve Evrim Hakkında
Düşünceler' adıyla yayımlamış. Üniversitenin Basın-Halkla
İlişkileryöneticisi kıtabı bana da yollamış. Gazi Yaşargil, ko-
nuşmasında, 194O'II yılları anlatırken, "O zamanın Kültür Ba-
kanı, Hasan Âli Yücel'e şahsen ve neslim adına burada
teşekkür etmeyi boynumun borcu bilirim" diyor. Şöyle sür-
dürüyor konuşmasını:
—Eskiden lisede fen ve edebiyat sınıfları vardı, yeni açıla-
cak klasik sınıfta Latince, ileride eski Yunanca öğretilecek;
isteyen bu yeni sınıfa girebilecekti. Avrupa'da tıp tahsili için
o zamanlar Latince istendiğinden ben hemen klasik sınıfa
katıldım. Hasan Âli Yücel'e bu Latince sınıfı için şahsen med-
yunumdur. Bizim kuşak içinde, 1930'lu yılların sonlarında baş-
latılan, Türkçeye çevrilen dünya klasiklerinin Devlet Maarif
Matbaası'nda bastırılıp gençlere ucuz fıyata sunulmuş olması,
Rönesans bahçesinı bizlere açmıştı. Baba oğluna bağ ba-
ğışlamış, oğul salkım esırgemiş durumuna düşmememiz için
büyük hümanist Hasan Âli Yücel'e layık olduğu bir anıtını dik-
memiz bizim kuşağın vazifesidır...
Gazi Yaşargil, Hasan Âli Yücel'in oğlu Can Yücel'in de
okuldan arkadaşıymış. Onu anımsatmış konuşmasında, şöyte
demiş:
—İkimiz de cerrah olduk; ben beyin cerrahı oldum, o şiir
cerrahı oldu!
Hasan Âli Yücel'le ilgili bir öyküyü Can Yücel anlatmıştı,
İstanbul'da, Karaca Tiyatrosu'nda düzenlenen bir 'Hasan Ali'
gecesinde. O akşam güzel konuşmafar oldu; Mehmet Ba-
şaran, Sami Karaören, Mualla Eyüboğlu, Demirtaş Ceyhun,
Aziz Nesin, Can Yücel konuştular, tiyatro sanatçısı Candan
Sabuncu, güzel sunuculuk yaptı, Aytaç Yörükaslan şıirler
okudu. İsa Çelik'in çektiği fotoğraflar yansıtıldı.
O akşam toplantıyı, Salim Rıza Kırkpınar, Asım Mutlu, Ay-
la Akbal, Oktay Akbal, Canan Eronat izleyenler arasındaydı-
lar. Can Yücel'in anlattığı öykü şöyleydi:
Hasan Âli Yücel'in Kenan Öner aleyhine açtığı davadan
sonraydı. Kenan Öner, davayı yitirmesine karş^ın, herkes Ha-
san Âli'ye öylesine karşıydı kisanki Hasan Âli davayı yitir-
miş havası yayılmıştı. Hasan Âli, o günferde Ankara'da bir
dolmuşa biner; dolmuştakiler, Hasan Ali hakkında konuşmak-
tadırlar. Biri:
—Köy Enstitülerini komünist yuvası yapmış! der. Bir baş-
kası, onu destekler. Şoför söze karışır; herkes bir şeyler söy-
lemekte, Hasan Âli'yi kötülemektedir. Hasan Âli Yücel söze
karışır:
—Siz o Hasan Âli'yi benim kadar tanımazsınız! der, ne na-
mussuz adamdır o! Dünyada, onun kadar zararlı bir adam
yoktur. Pezevengin tekidir! ,
Ağzına geleni söyler; tüm aleyhinde bulunanları bastırır.
Dolmuş yolculan susup Hasan Âli'yi dinlemeye başlarlar. Bir
durakta inerken, yol arkadaşlarına:
—İşte, o Hasan Âli benim! der, hepsinin ağzı açık kalır; o
ardına bakmadan yürür gider!
Son derecede şakacı mı şakacı bir adam. Dursun Kut an-
latmıştı;.bir gün Köy Enstitülüler, evine görüşmeye giderler.
Hasan Âli Yücel onlara;
—Biraz sonra, buraya bir adam gelecek; dikkat edin An-
kara armudu gibıdir! der. Köy Enstitülüler beklerler, bakariar
ki gerçekten ufak tefek bir adam; köylü gibi biri. içlerinden
armuda benzetirler! Ama adam konuştukça hoşlanırlar; dili
çok tatlıdır. O zaman anlarlar, 'Ankara armudu' deyiminin an-
lamını. Gelen, Cevat Dursunoğlu'dur. Gençler, Cevaf Dursu-
noğlu'nu belki bılemezler, Erzurum Kongresi'ne Atatürk'ün
katılmasını sağlayan adam olarak bilinir. Mustafa Kemal'in
delege olabilmesi için o, istifasını verir. Cevat Dursunoğlu
:
nu sevgiyle, saygıyla anmak istıyorum.
Ankara'da Eğit-Der ile Kent-Koop işbirliği sonucu Batıkent
1
te bir 'Tonguç Ormanı' kuruldu. Tonguç Ormanı ile 'Nusret
Fişek Ormanı' birlikte açıldı. Köy Enstitülü Ali Yılmaz, açılış
törenindeydi; o fideleri görünce çıkışır gibi dertlendi:
—Hani bunun can suyu? Can suyu olmazsa, bu fideler
kurur!
Ali Yılmaz'dan bu ormanların bakımını üstlenmesini iste-
dik. Tonguçlar, Fişekler bakımla yaşatılabilirlerdi. Mahmut
Makal da oradaydı, konuştu. Engin Tonguç, Talip Apaydın ora-
daydılar...
Geçen hafta perşembe günü Ankara'da, 4. Aslıye Hukuk
Mahkemesi'nde, Eğitim-İş Serıdikası'nın duruşması vardı. An-
kara Valiliği Eğitim-lş'in kapatılmasını istiyordu. Duruşma do-
layısıyla, Avrupa'dan sendikacılar gelmişlerdi. Bunlar
öğretmen sendikaları temsilcileriydiler. Bunlar şöyleydi; Marc-
Alain Berberat, Monique Fouilloux, Daniel Dumont, Alaın Oli-
ve, Reinhard Hocker, Dominique Trigon, Mikkei Michelsen,
savunman Frederic We^), savunman Roger Trask...
O gün Eğitim-İş'in, öğretmen sendikalarının kurucularının
günüydü sanki. Gittikleri yerde tüm kapılar açılıyordu. Milli
Eğitim Bakanı Avni Akyol, eski görüşlerini değiştirmiş gibiy-
di. O da artık, öğretmen sendikasının kurulmasından yanaydı,
hem de grevli toplusözleşmeli! Görüşme sırasında Niyazi Al-
tunya'yı öve öve bitiremedi. Oysa Eğitirn-İş'çilerin bırçoğu hâlâ
sürgündeydiler! Yabancı öğretmen sendikacılarından Avni Ak-
yol'a, Eğitim-İş'i sonuna dek destekleyeceklerini söylediler...
Bugün dinsel bayram; yarın da 17 nisan, Köy Enstitüleri-
nin kuruluş yıldönümü. Köy Enstitülülerin, ona gönül veren-
lerin bayramı; kutlu olsun. (Köy Enstitülüler, yann sabah saat
11.00'de Anıtkabir'e gidecekler...) 1960 Demokratlan. Köy Ens-
titülerini kapatmamış olsalardı, Türkiye'de eğitim düzeyi, okur-
yazar oranı, özeti demokrasimiz nerelerde olurdu, onu
düşünüyorum. (Kapatılma hazırlıkları, 1950 öncesine gider
ya düşünülecek şeyler.) Cezaevlerinde kalanların da kutlu ol-
sun bayramları.
Hacı TÖ, Paris'e gittiği zaman, çevirmenliği, orada yaşa-
yan mühendis Mehmet Basutçu yapar. Mehmet Basutçu, Köy
Enstitülü Halii Basutçu'nun oğludur. Basutçu, bir ara Hacı
TÖ'ye:
—Benim annem de babam da Köy Enstitüsü'nü bitirmiş-
ler! Köy Enstitüleri olmasaydı, ben burada olamazdım! der;
Hacı TÖ:
—Köy Enstitüleri kapatılmasaydı, sen buraya gelemezdin!
der.
Mehmet Basutçu, 'Köy Enstitüleri kapanmasaydı, siz de
geldiğiniz yere gelemezdiniz!' demek ister, ama diyemez.
Olayı, 'Baba, böyle böyle oldu' diye Halil Basutçu ya anlatır!
Neden yanıt veremedim? diye de üzülür
KALBİNİZİ
KORUYUNUZ
Türk Kalp Vakfı
Muayene, Teşhis, Tedavi,
Laboratuvar, Röntgen
Sağlık Merkezlerimiz
Şişli: 175 12 44/45
Nişantaşı: 148 58 66