Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16NİSAN1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13
Erol Aksoy'un
yatçılık şirketi
• ANKARA (AA) —
Ortaklan arasında tktisat
Bankası Yönetim Kurulu
Başkanvekili Erol Aksoy'un
bulunduğu, "Edayat
Yatçılık AŞ" adlı yeni bir
şirket kuruldu. Merkezi
İstanbul'da olan ve süresiz
kurulan şirketin amaçlan
arasında yat, tekne, deniz
motonı, otomobil, otobüs,
hava taşıma araçlan alım-
satımı yapmak, kiralamak,
sınır kapılarında gümrüksüz
eşya satış mağazalan
kurmak-işletmek, serbest
bölge ve limanlarda ihracat,
ithalat ve transit ticaret
faaliyetlerinde bulunmak
yer aüyor. 100 milyon lira
sermayeli yeni şirkete, 48
milyon lira ile Edatur AŞ
1.5 milyon lira ile Erol
Aksoy, 1 milyon lira ile
Eda Deniz Aksoy, 29
milyon lira Eren Kemahlı
ve 10'ar milyon lira ile
Selim ve Kerim Kemahlı
ortak oldular.
TankBuğra'ya
görev
• RİZE (AA) — Çay
Işletmeleri Genel
Müdürlüğü'nün (Çay-Kur),
6 kişilik danışma kurulu
üyeleri yeniden belirlendi.
Uyeliklere, gazeteci Tank
Buğra, Kültür Bakanlığı
Müsteşan Reşat Yazıcı,
Kültür Bakanlığı Müsteşar
Yardıması Hüseyin Erten
yeni üye olarak atanırken
kurul eski başkanı Ertan
Civeli ile Necmettin Akan
ve Mustafa Kaşıkçı'nın
üyelikleri yenilendi. llhan
Dinçel, Şadi Uyar ve Nusret
Çakıroğlu'nun üyeliklerine
son verildi. Maliye ve
Gümrük Bakanlıgı'nca
atama yoluyla 6 kişiden
oluşan Çay-Kur Danışma
Kurulu, kurumun
danışmanlık görevlerini
yerine getiriyor.
Avyasağı
başladı
• TRABZON(AA) —
Denizlerimizde 1991-1992 av
dönemine ait büyük balıkçı
motorları ile av yasağı
başladı. Tarım Orman ve
Köyişleri Bakanlığı
tarafından düzenlenen
1991-1992 dönemine ait 25
numaralı sirkülere göre
bütün karasulanmrzda,
Mannara Denizi ile
tstanbul ve Çanakkale
boğazlarında, 15 nisan-1
eylül tarihleri arasında
orkinos gırgın kullanan
teknelerle yapılan avcılık
hariç mekanik güç
kullanılan çevirme ağlan ile
her turlü su ürünleri
istihsali yasak bulunuyor. 1
eylüle kadar bu sahalarda
orkinos gırgırı ile av yapan
tekneler, yardımcı tekneleri
dahil av esnasında başka
türlere ait istihsal
vasıtalarım her ne surette
olursa olsun gemilerinde
bulunduramayacaklar.
Sovyet heyeti
• Ekonomi Servisi —
Ermeni Kooperatifler Birliği
tarafından organize edilen
iş gezisi çerçevesinde 300
kişilik bir Sovyet heyeti
17-21 Nisan 1991 tarihleri
arasında Türkiye'yi ziyaret
ederek çeşitli temaslarda
bulunacaklar. 100 kadar
kooperatif, işletme, bilim
kuruluşu ve bankalardan
temsücinin yer alacağı
Sovyet heyeti 19 nisan giinü
İTÜ'de aralannda Türk-
Sovyet İş Konseyi üyelerinin
de bulunduğu Türk
işadamlarıyla bir araya
gelecek. Toplantıda Sovyet
mallarınm tamtılacağı bir
sergi de açılacak.
KISAKISA
• ARMAOA DIŞ TİCARET
AŞ, C+A mağaza
zincirlerinin Brezilya
mağazalanna kışlık
giysilerden oluşan bir
koleksiyon ihraç etti.
• 2İRAAT BANKASI on-
line sistemine bağlı
şubelerinde müşterilerin
telefonla bilgi almasım
sağlayan "sesli mesaj
bankası" uygulamasını
başlattı.
• BAŞAK SİGORTA'mn
1991 yıllık eğitim programı
kapsamında yer alan aylık
konferanslar dizisinin ilki
Sheraton Oteli'nde yapıldı.
"Yöneticinin Sosyal Yaşamı"
konulu konferansta işadamı
Üzeyir Garih konuştu.
• ŞAHİNLER HOLDİNG'e
bağlı Konyahlar Mensucat'ın
sermayesi 14 milyar liradan
50 milyar liraya çıkarıldı.
• DEVA HOLDING ve
bağlı kuruluşları geçen yıl
kamu maliyesine Kurumlar
Vergisi ve çalışanlar adına
yatırılan vergi ve sigorta
primi olarak 40 milyar 291
milyon lira ödedi.
• AKSİGORTA 1990
yılında 49.1 milyar lira kâr
etti. Şirketin özkaynaklar
toplamı da teknik ihtiyaçlar
hariç 174.8 milyar lira
olarak belirlendi.
'Savunmada hızlıyız'EVREN DEĞER
ANKARA — Savunma Sana-
yii Müsteşan Vahit Erdem, sa-
vunma sanayiinde birçok proje-
yi kontrata bağladıklannı ve
gerçekleştirdiklerini belirterek
"Oldukça hızlı gidiyoruz, hatta
biz bu kadar sürede bu kadar
proje imzaladık, bir hata yapı-
yor muyuz acaba diye de düşü-
nüyoruz?" dedi.
Erdem, savunma sanayii pro-
jeleri ile ilgili son gelişmeleri
Cumhuriyet'e değerlendirdi. Er-
dem, tüm projelerde ilk aşama-
da birtakım sistemlerin hazır
olarak alınmasına ilişkin bir so-
ruya, "Bunun iki nedeni van bi-
rinci neden Türk Silahlı Kuvvet-
leri'nin ilk planda acil gereksi-
nimini karşılamak için ikincisi
de envantere yeni giren bu sis-
temler üzerinde ilk planda beürii
personele eğitim verebilmek
içindir" şeklinde yamtladı.
Erdem, 'zırhlı muharebe ara-
cı projesinde ilk 20 aracın
ABDMen hazır olarak getirilme-
sinden sonra 20 araç için de par-
çalann çeşitli KlTler tarafından
getirildiğini ve bunların firma-
nın Gölbaşı'ndaki tesislerinde
montaj safhasında olduğunu
Vahit Erdem Pek
çok projeyi kontrata
bağladık, bir
bölümünü de
gerçekleştirdik.
Oldukça hızlı
gidiyoruz. Hatta biz
bu kadar sürede bu
kadar proje
imzaladık, bir hata
yapıyor muyuz
acaba diye de
düşünüyorum.
bildirdi. Helikopter projesinin
3-4 ay içerisinde sonuçlanacağı-
nı belirten Vahit Erdem, alçak
irtifa hava savunma sistemi ko-
nusunda ise şunlan söyledi:
"thaieye çıkıldı. teknik deger-
lendirme yapıldı, larn bu sırada
Genelkurmay Başkanlıgı, sis-
temlerin sayısı ve diger hava sa-
vunma sistemlerin entegrasyo-
nu konusunda bir konsept çalış-
masına başladı. Bize de projeyi
yavaşlatm denildi. Daha sonra
Körfez savaşı çıktı. Savaşta kul-
lanılan sistemler ve bunların ve-
rimliliği görüldü. Genelkur-
maj "dan nihai konsept cakşması
bize gelir gelmez karara vanlur."
Erdem, çok namlulu topçu
roketi projesinin mutabakat
muhtırasının (MOU) 1987 yüın-
da imzalanmasına karşın her-
hangi bir gelişme kaydedileme-
diğine ilişkin soru üzerine ise
şöyle konuştu:
"Burada bir problem var.
ABD'li LTV nrmasının çeiik
konstrüksiyon iinitesi iflas etti.
Firmanın ABD kanunlanndan
dolayı aşamadığı bazı sorunlan
var. Aynca bize garanti vermek-
te de güçlükleri var. Bu sonın-
lar aşılır aşılmaz sonuçlanacak-
ür."
Erdem, Körfez savaşında de-
nenen 120 kin menzilli çok nam-
lulu topçu roketinin Türkiye*ye
verilmesi konusunda ABD'nin
söz verdiğini de açıkladı.
Vahit Erdem, insansız hava
araa projesinde ise F-16 uçakla-
nnın üretiminin yapıldığı TAI
tesislerinde bir prototip üzerin-
de çahşüdığını kaydederek proto-
tipin bu yıl sonuna doğru dene-
me uçuşu yapacağını söyledi.
Erdem, Savunma Sanayii İc-
ra Komitesi'nin 6 aydan bu ya-
na toplanamamasına ilişkin bir
başka soruyu ise "Genelkurmay
ve Milli Savunma Bakanlığı'nın
personeli projelere ilişkin sorun-
lan bürokratik seviyede inceli-
yor, degerlendr.iyor. Daha soa-
ra da imzalatılıyor. tcra komitesi
toplanmıyor, ama yapılan deger-
tendirmelerden sonra oluşan ka-
rarlar imzalatılıyor. Yani şu an-
da burokrasi seviyesinde bir iş-
leriik kazandırdık. Bazı projder
iyice olgunlaşınca icra komitesi
toplanacaktır" şeklinde yanıtla-
dı.
Mısır'a yardımyağıyor
ABD'nin Mısır'm 7
milyar dolarlık
borcunu silmesinden
sonra diğer Batılı
ülkeler de aynı işlemi
yapmak üzere mayısta
bir araya geliyor.
Aynca Dünya Bankası
ve IMF de Mısır'a 600
milyon dolarhk bir
kredi verecek.
Ekonomi Servisi — Mısır,
Körfez krizinden parasal olarak
en çok yararlanan ülke oldu.
ABD'nin, Mısır'm 7 milyar do-
larhk borcunu silmesinden son-
ra, diğer Batılı ülkelerin de Mı-
sır'uı kendilerine olan 40.16 mil-
yar dolarlık borcunun büyük
bölümünü silmek üzere mayısın
üçüncü haftasında bir toplantı
yapacakJan açıklandı. Uluslara-
rası Para Fonu ve Dünya Ban-
Borç şampiyonları
(1989, milyar dolar)
Brealya 111.3
Meksika 95.6
Arjantin 64.7
Mısır 48.8
Polonya 43.3
Tûrkıye 41.7
Venezuella 33.1
N,jerya 32.8
Fıııpınler 28.9
Fas 20.9
Macanstan 20.6
kası da Mısır'a 600 milyon do-
lan bulan yeni kredi açacak.
Böylece Mısır, bu yıl boyunca
borçlanmn yansı silinen Polon-
ya ile birlikte, dış borç konusun-
da iki "özel" ülke olarak ön pla-
na çıktı.
ABD hükümeti, Körfez sava-
şına yaptığı katküardan ve bu
arada uğradığı zararlardan ötü-
rü Mısır'ı, 7 milyar dolarlık bor-
cunu silerek "ödüllendirmişti."
Önümüzdeki ay Mısır'a bunun
dışında da bol bol yardım aka-
cağı anlaşıldı. Batılı ülke hükü-
metleri, mayısın üçüncü hafta-
sında toplanarak Mısır'm kendi-
lerine olan 40.16 milyar dolarlık
borcunun bir bölümünü silmek
üzere görüşmelerde bulunacak.
Bu miktara, Mısır'ın ticari ban-
kalara olan 8.64 milyar dolarlık
borcu dahil değil. Aynca geçen
salı günü Kahire'yi ziyaret eden
bir IMF heyeti de Hüsnü Müba-
rek hükümetinin imzaladığı bir
niyet mektubuyla geri döndu.
IMF, mayıs ayı ortasında Mısır'a
300 milyon dolarlık bir kredi ve-
recek. Dünya Bankası da Körfez
krizinden bu yana ilk kez Mı-
sır'a bir kredi açmaya karar ver-
di. Kredinin miktan 300 milyon
dolar olacak.
Mısır'ın ayncalıklı durumu,
Polonya'ya benziyor. Batılı hü-
kümetler bu yıl başında Polon-
ya'nın kendilerine olan borcu-
nun yarısını sildiler. Ardından
ABD hükümeti de bu ülkenin
kendisine olan 3.8 milyar dolar-
hk borcunu "affetti."
Bu iki olağanüstü "aT örne-
ği, Latin Amerika hükümetleri-
ni de aynı türde bir karardan ya-
rarlanmak üzere harekete geçir-
di. Ancak ABD Hazine Müste-
şan David C Mulford bir açık-
lama yaparak Polonya ile Mı-
sır'ın özel bir durum olduğunu,
başka ülkelerin aynı muamele-
yi beklememeleri gerektiğini be-
lirtti. Mısır ve Polonya'nın borç-
larının çoğunluğu Batılı hükü-
metlere olan borçlardan oluşu-
yor. Latin Amerika ülkeleri ise
daha çok ticari özel bankaJara
borçlular.
Bu arada Türkiye'nin dış bor-
cu diğer borç şampiyonlanm
aratmayacak biçimde yiıkseldi.
Türkiye'nin 1989 yıhndaki top-
lam dış borcu 41 milyar 751 mil-
yon dolarken, 1990 yılında bu
miktar 49 milyar 35 milyon do-
lara yükseldi.
Avrupalmar
Bankası açıldı
Ekonomi Servisi — Avrupa Imar ve
Kalkmma Bankası, dün Londra'da resmen
açıldı. Fransa Cumhurbaşkam
Mitterrand'ın damşmanlanndan Jacques
Attali de resmen bankamn başkanlığına
getirildi. Bankamn Guvernörler Kurulu
Başkanı Hollanda Maliye Bakanı Wim
Kok, çalışmalann dünden itibaren
başladığını beürtti. Doğu Avrupa'ya
kaynak sağlamak amacıyla kurulan
Avrupa Imar Bankası'nda 39 hükümet pay
sahibi. Bankamn yüzde 51'i AT Komisyonu
ve Avrupa Kalkmma Bankası'mn, yüzde
10'u ABD'nin, yüzde 8.5'i Japonya'mn,
yüzde 3.4'ü Kanada'nın. Türkiye 138
milyon dolarla bankamn yüzde 1.15'lik
payını elinde bulunduruyor. Bankamn
açıhşı dolayısıyla tngiltere'ye giden
Başbakan Yıldınm Akbulut, dün İngiltere
Başbakanı John Major'la görüştü.
(Fotoğraf: AA)
Oto tasarrufuna uyan yokÇoğu kamu kuruluşu, ellerindeki yabancı
otomobilleri satmaları konusundaki tasarruf
önlemine uymadı. Hacettepe Üniversitesi'nin
Danıştay'a başvurduğu, ancak davanın
henüz sonuçlanmadığı öğrenildi.
UFUKTEKİN
ADANA — Kamu kuruluşla-
nnın, yabancı kökenli araçlan
elden çıkararak yerli araba kul-
lanması amacıyla almması iste-
nen tasarruf önlemine birçok
yöneticinin uymadığı öğrenildi.
önleme eksiksiz olarak yalnız-
ca Maliye ve Gümrük Bakanlı-
ğı'nın uyduğu ortaya çıkarken
tasarruf önlemini "hukuka
aykm" bulan Hacettepe Üniver-
sitesı "yoriitmeyi durdurma
davası" actı.
Kamu kuruluşlanmn nasıl
edinmiş olurlarsa olsunlar ya-
bancı kökenli araçları elden çı-
kartması için 1989 yılında alınan
tasarruf önlemi, 1990 ve 1991 yı-
h bütçe kanunlarıyla getirilen
yaptınmlara karşın tam anla-
mıyla hayata geçirilemedi. Ka-
mu kuruluşlanmn genel müdür
düzeyindeki yöneticilerine "tele-
fon kısıüaması" getiren Başba-
kanbğın son genelgesinde, çok
önce gündeme gelen "araba ta-
samıfu"na, başta akaryakıt ol-
mak üzere bakım-onarım mas-
rafınm. "yerfilere" göre çok yük-
sek olmasının yol açtığı belirtil-
di. Maliye ve Gümrük Bakanlı-
ğı'nın 1990 ve 1991 yüı bütçe ka-
nunlarma eklediği 12 ve 14 sa-
yıh talimatnamelerde özetle,
"kamu kuruluşlanmn hibe ya
da başka bir yolla edindiği ve
hizmette kullandığı araçlar satı-
lacak, sağlanan gelirle de yerli
araba satuı alınacak" deniliyor-
du. "ûlimatnamelerde TASlŞ'e
(Tasfıye Işleri Döner Sermaye Iş-
letmeleri Genel Müdürlüp) ya-
bancı kökenli arabaları teslim
etme süresinin 28 Şubat 1991'de
dolacağı vurgulanıyor,
Edinilen bilgilere göre tasar-
ruf önlemine eksiksiz olarak
uyan Maliye ve Gümrük Bakan-
lığı, elindeki 499 yabancı aracı
TASlŞ'e teslim etti ve yerli ara-
ba edindi. Söz konusu tasarruf
önlemine uyan birçok kamu ku-
ruluşunun, satış geliri yerli ara-
ba almaya yetmediği için
"arabasu" kaldığı bildiriliyor.
Bu örnekten yola çıkan birçok
kamu kumluşunun, elindeki ya-
bancı arabalan, süre aşüdığı hal-
de TASlŞ'e tesüm etmediği öğ-
renildi. TASİŞ Genel Müdürü
Izzet Özcan, "Bütün kamu ku-
ruluşlan ellerindeki yabancı
araçian teslim etmemisler. Bu
durumda bir yaptmm yok mn?"
sorusuna şu karşıhğı verdi:
"Aslında bu süre 28 Şubat
1991'de sona erdi, ama teslim bı-
çak gibi kesilmedi. Bu talimata
uymayaniar var tabii ki. Samyo-
ruz, kuruluslar, satış paraa yerli
araba almaya yetmez duşünce-
siyle biraz yavaş hareket ediyor-
lar. Devletin bu önlemi 'israfı
kesin' anlamına geliyor. Tali-
madar, kuruluşlann saymanhk-
lanna da gönderildi. Bunun an-
lamı açıktu", yabancı arabalar
için akaryakıt, onanm-bakun
harcaması >-apmayın."
Bu arada Hacettepe Üniver-
sitesi yönetiminin, elindeki ya-
bancı kökenli 5 arabayı da TA-
SlŞ'e teslim ettiği halde, "yaban-
a kökenli arabalann sablarak
yeriilerinin almması talimatı"
aleyhinde Danıştay'da yürütme-
yi durdurma davası açtığı, ancak
davanın henüz sonuçlanmadığı
öğrenildi.
Dericilerin ıumıdıı D. Avrupa
Körfez krizi nedeniyle 600
milyon dolarhk zarar
ettiklerini bildiren deri
sanayicileri, "hükümet bize
vaat ettiği yardımı yerine
getirmeli" diyor.
İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) —
Türk deri sektörünün 7 ay süren Körfez kri-
zi nedeniyle 600 milyon dolarlık zarar etti-
ğini kaydeden deri sanayicileri, "hükümet,
bize vaat ettiği yardımı yerine getirmeli" di-
yorlar. Turkiye Deri Sanayicileri Derneği
Başkanı Turgut Koşar, sektör için SSCB ve
Doğu Avrupa ülkelerinin iyi bir pazar ol-
duğunu belirterek bu konuda Eximbank-
ın ve hükümetin destek vermesini istedi.
Deri sanayicileri İstanbul Tuzla ve Izmir
Menemen'deki organize sanayi bölgelerine
büyük yatırım yaptıkları bir sırada Körfez
krizinin çıkması nedeniyle çok zor günler
yaşadıklannı öne sürerek "zaranmız 600
milyon dolan buldu" dediler. Deri sanayi-
cileri, hükümetin Körfez krizi nedeniyle do-
ğacak zararlan karşılayacağı sözünü verdi-
ğini, ancak bugune değin herhangi bir yar-
dım alamadıklannı bildirdiler.
Sorunlann ortak olduğunu kaydeden
Türkiye Deri Sanayicileri Derneği Başkanı
Turgut Koşar, "Özellikle tstanbul'daki mes-
lektaşlarımız Tuzla'da biten organize sana-
yi bölgesine taşınma aşamasındalar. Hazi-
ran ayından sonra burada işlevlerini sürdü-
recekler. Ancak ic ve dış piyasa koşullan ne-
deniyle zor durumdalar" dedi. Koşar, 7 ay-
lık Körfez krizinin etkilerini olanak bulma-
lan durumunda 3-4 ay gibi kısa bir sürede
atlatabileceklerini kaydederek şunlan
söyledi:
"Körfez krizi nedeniyle dış piyasada um-
duğunu bulamayan deri sanayicileri iç pi-
yasaya yönelince fiyatlar düşlü. Bir bütün
deriden yapılan ceketler 800 bin 1.5 milyon
lira arasında salılır dunıma geldi. Girdi ma-
liyetlerini düşünürseniz gerçek değeri daha
fazla."
Sektörün rahatlayabilmesi için Doğu Av-
rupa ülkeleri ile SSCB'nin uygun bir pazar
olacağma inandığını belirten Koşar, "Enm-
bank kredileri sektöre kolayca verilebilme-
li, yeni teşvikler getirilmelidir. SSCB ve Do-
ğu Avrupa ülkelerine yonelik ibracatımızı
arttırabiliriz" diye konuştu.
T U K E T I C I G O Z U Y L E
MERAL TAMER
Ağzıyla kuş tutan aygıtlar
Televizyonda reklamlarına rasttanz... ûy-
le bir müzik seti ya da televizyon ki marifet-
leri saymakla bitmez... Neredeyse ağızlarıy-
la kuş tutacaklar!
Kimimiz özenip satın alırız, ancak Türki-
ye'nin koşullan nedeniyle bu özelliklerin
onemli bir bölümünden yaraıianamayız. Oy-
sa o ürünün fiyatı, o özelliklerden dolayı yük-
sektir. Demek ki biz, kullanamayacağımız
özellikler için boşu boşuna para ödemişiz-
dir.
"Almışken en iyisi olsun", toplumumuz-
da yaygın bir görüştür. Buzdolabı mı alaca-
ğız, en büyüğüne gideriz. Oysa evde 2 kişi-
yizdir, fazla konuğumuz yoktur ve küçük buz-
dolabının fiyatı çok daha ehvendir. Ama ha-
ni "almışken en iyisl olsun" var ya...
Üstelık ileri teknoloji içeren ürünlerde kul-
lanamayacağımız özelliklere gereksiz yere
para ödemekle de kalmayabilir, bu ürünlerin
bozulmaları halinde onarım için de çok da-
ha yüksek ücretler ödemek zorunda kalabi-
liriz.
Ankara'dan yazan
okurumuz Süleyman
Ulutürk, bu konuyu
gündeme getirdiği
mektubunda şöyle di-
yor:
"Efendim, çağ atla-
yan Türkiye'de artık
ileri teknoloji gerekti-
ren pek çok ürünün
montajı yapılabilmek-
te, hatta üretılebilmek-
tedır. Ve doğaldır ki bir
ürünün fiyatı maliyeti-
ne göre belirlenmek-
te, ürüne eklenen ba-
zı özellikler de ister is-
temez fiyatı yukarı
çekmektedir.
Örneğin radyo, kaset, plak v© disk dinle-
mek üzere düşünülmüş ve üretilmiş olan bir
ürün, aynı zamanda saat ve takvim görevi de
yapabilmektedir. Bu özelliklerine bağlı olarak
da bazen ikili-üçlü alarm olanağı sunmakta,
istediğiniz zaman açıhp istediğiniz zaman ka-
panmaktadır. Dilerseniz disk, teyp, plak, rad-
yo veya seçme şansımz olan başka seslerle
sizi uyarmaktadır. Yine saat ve takvim özel-
liğine bağlı olarak, siz yanında olmasanız da
kayıt yapabilmekte ve hafızasında çeşitli bil-
gi ve komutları sakiayabilmektedir.
Doğaldır ki ürünün sahip olduğu bu özel-
likler ve sunduğu kolaylıklar, doğrudan fiya-
tına da yansımaktadır.
Ancak sanıyorum yüksek yapım bilgisi ge-
rektiren bu ürünler, bizim gibi ülkeler ve bu
ülkelerin koşullan düşünülerek geliştirilme-
miş. Ülkemizin sahip olduğu özellikler, yuka-
rıda örneklenen ürünün bazı fonksiyonlarını
kullanıtamaz hale getinmektedir. Dolayısıyla
biz tüketiciler, bu tür bir ürünü satın aiırken,
kullanamayacağımız birçok özelliğinden do-
layı gereksiz yere para ödemek zorunda ka-
lıyoruz.
Örneğin yukarıda sözünü ettiğim türden
bir müzik seti aldığımızda (ben PIONEER
4040 model bir müzik seti aldım) saat, hafı-
za ve ona bağlı diğer özellikleri kullanabil-
memiz için öncelikle kesintisiz bir elektrik
kaynağına gerek duymaktasınız. Yani sık sık
elektrik kesintilerinin olduğu bir ortamda bu
özelliklerden yararlanmanız mümkün değil.
Çünkü çok kısa süren bir elektrik kısıntısı bile
saati tekrar ayarlamanızı, hafızaya yükledi-
ğiniz bilgilerin tümünü yeniden yüklemenizi
gerektiriyor. Saati ve alarmı akşam kurarak
sabah belirli bir saatte uyandınlmanız, ya ge-
ce boyunca hiç elektrik kesintisi olmaması-
na ya da yanınızda yedek bir çalar saat bu-
lunmasına bağhdır. Yine programlı kayıt yap-
mak üzere ayariadığınız teyp ya da videonuz-
da istediğinizi elde edebilmenin yolu,
kayıt işteminin sonuna
kadar her an elektrik
kesintisinin oiup ol-
madığını kontrol etme-
niz, kesintı olduysa
saati yeniden ayarla-
yıp programı hafızaya
yüklemeniz veya bü-
tün bunlardan vazge-
çip cihazın başında
bekleyip zamanı gel-
diğinde bu işlemi biz-
zat başlatmanızdır.
Benim kanımca
yüksek teknolojili
ürünler üretilirken ül-
kenin koşullan göz
önüne alınmalıdır. Or-
neğin yukarıda sözü-
nü ettiğim ürü-
ne, elektrik kesintilerinin yol açacağı olum-
suzluklan önleyecek bazı ekler yapılabilir. Bu,
belki o ürünün fiyatını daha da arttıracaktır,
ancak kullanamayacağımız bir özellik için
fazladan ödediğimiz paranın bosa gitmesi-
ni önleyecektir.
Öte yanda plak bulmanın neredeyse ola-
naksız hale geldiği ülkemizde ille de pikap
almak zorunda kalmak da can sıkıcıdır. Eğer
pikap bölümünü hiç kullanamayacaksanız,
o ürüne lüzumsuz yere fazla para ödemek
zorunda kalıyorsunuz demektir. Oysa birbi-
rinden ayrı modüller halinde üretilen bu ürün-
lerde pikap veya diskten birinı seçme olana-
ğı müşterıye tanınmalıdır. Örneğin benim al-
dığım PIONEER müzik setinde radyo, pikap
ve teyp var. Disk için ayrıca para ödemem ge-
rekiyor. Oysa ben pikap ya da diskten birini
seçebilmeyi tercih ederdim."
T U K E T I C I N I N S E S I
Yulaf ezmesinin 'kapçıklan'
Yıllardır ÇAPAMARKA yulaf 2-3 tatlı kaşığı dökünce suyun
ezmesini, kabızlığı da önledi- üzerine 20-25 "kapçık" çıkı-
ği için besin olarak kullanıyo- yor Bir kaç tanesini size gön-
rum. Zaten yurdumuzda yulaf deriyorum. Çağ atladığımız (!)
ezmesini üreten tek firma. Bir s o n yıiiarda bu ürün bana çok
süre önce Hollanda malı Qu- komik geldi. Üstelik bu işin öy-
aker marka bir ürünü aynı le ileri teknoloji falan gerektir-
maksatla aldım ve aradaki ka- diğini de sanmıyorum. Ama
lite farkını anlamış oldum. Bi- galiba bizim ülkemizde eleme
zim Çapamarka'nın tıpkı hazır jŞ jn âlâ babadan kalma maki-
çorbaları yapar gibi soğuk su- nelerle yapılıyor.
ya kattığımızda pek çok
"kapçık" su üstüne çıkıyor. Kâmil Kuşçuoğlu-İstanbul
\Jkurumuzun bu mektubu, ÇAPAMARKA Üretim
Müdürü Şahin Tanju'ya iletildi. Şahin Tanju, bir ara
eleğe bu parçacıklardan fazlaca kaçınldığını ve bir
parti malla ilgili bu tür şikâyetler aldıklannı belirtti. Bu
tür bir şikâyetin yinelenmemesi için daha dikkatli
davrandıktarını kaydeden Tanju, okurumuzla da
görüşerek durumu anlatttklannı ve özür dilediklerini
bildirdi.
TUĞRA, tencereleri vermedi
1990 yılının mayıs ayında
TUĞRA tencere seti almak
üzere taksit kampanyasına ka-
tıldım. Senetleri imzaladım.
Toplam 865 bin lira ödememe
rağmen çeiik tencere seti ba-
na teslim edilmedi. Samsurv
daki TUĞRA firmasına defa-
larca başvurduğumuz halde
"bugün-yarın" denerek oya-
landık. Seti almamızda yar-
dımcı olur musunuz?
m Hülya Düşünsel-Samsun
Arkadaşlanmız telefonları sıkça değiştiği için
TUĞRA firmasının izini zorlukla buldular ve bize
"Üretimdeki aksamalardan dolayı dağıtım da
aksadı. Müşteh gelip malını alsın" dendiği halde
okurumuz Tuğra mağazasına gitti, ne var ki malını
alamadı. Daha sonra borçları nedeniyle telefon
kapandığı için TUĞRA firmasıyla biz de irtibat
kuramadık. Senet imzalarken lütfen dikkatli oiun.
Fiyatlar tutturabildiğine
4.3.1991 günü İzmir'den İz- mişken, İzmir-İzmit arası nasıl
mit'e gitmek için saat 9.30'da 35 bin lira olur diye sordum.
DİKİCI Seyahat'in otobüsüne Kaçamak yanıtlar verdi. Ko-
son anda yetiştiğim için bilet nuşmamızı duyan bir başka
alamadan bindim ve arabada yolcu, kendisinin de İzmir'den
35 bin lira ödedim. Daha son- Izmit'e gittiğini ancak bilet pa-
ra yanımdaki yolcuya biletini ~
kaça aldığını sordum. 30 bin
rası olarak 25 bin lira ödediği-
ni söyledi. Bu durumda ben-
Üstelik o yolcu İz- den 10 bin lira fazla para alın-
mıştı. Bu kadar başı boşluk
olur mu?
lira dedi.
mir'den İstanbul'a gidiyormuş.
Daha sonra otobüsteki görev-
liye İzmir-İstanbul arası acen-
tede 30 bin liralık bilet kesil- Ahmet Akbay-Kocaeli
r\rkadaşlarımız Dikici Seyahaften Halis Aktaş'la
görüştüler. İzmir-İstanbul arası tarifenin aslında 55
bin lira olduğunu, ancak iş durumuna göre fiyat
kırdıklarını belirten Aktaş özetle şöyle dedi:
"Otobüsteki başkalarma da soracak olsaydı, 40
bin liraya 45 bin liraya bilet afanlara da
rastlayacaktt. Bazı müşterilerimizln ekonomik
durumu bozuk oluyor. Yolcuları sokakta bırakacak
değiliz ya... Biz de ne kadar parası varsa, bileti o
kadara satıyoruz.Yolcu kaçırmamak için böyle bir
yola başvuruyoruz. Körfez krizine bir de ramazan
eklenince işler iyice kötüleşti. Fiyatlar müşterinin
alım gücüne göre..."
URETICIYE
TEŞEKKÜR
BEPA'ya
teşekkür
BEPA şirketinden aldı-
ğım YOBtSHI marka kabınli
müzik setinin kayıt aksa-
mında meydana gelen arı-
za üzerine, adı geçen fir-
manın Adana servisine mû-
racaat ettim. Servisin tüm
iyi niyetine rağmen anza gi-
derilemedi. Bunun üzerine
durumu firmanın sahibi
Blrtan Baaol'a telefonla
biMirdim. Birtan beyin çok
yakın ilgisi sonucu arızalı
parça kısa sürede istarv
bul'dan getirtildi ve müzik
setimin arızası tamamen
giderildi.
MMut Onatça-Adana
ÇARŞAFSAN'ın
JCSu
Bir süre önce TİVOYLO
(ÇARŞAFSAN) firmasın-
dan aldığım yatak örtüsü
takımını, daha değişik bi-
çirnlerde de kullanabilmek
için oldukça fazla bir ilave
kumaşa ihtiyacım oldu.
Renk ve desen tutturma
problemi olduğunu bilerek
ve biraz da umutsuzca, söz
konusu firmaya talebimi ya-
zılı olarak ilettim. Takdir ve
şaşkınlık kelimeleri ile ifa-
de edebileceğim bir ilgiyle
karşılaştım. Talebimi büyük
bir titizlik ve nezaketle kar-
şılayarak yerine getirdiler.
Selma Şıklar-İzmlr
Bastonun
yenisi
Mısır Çarşısı'ndan aldı-
ğım M.Çelebi imzalı, çok
güzel ve değerli bastonu-
mun sapı —kusur bende
de olabilir— kısa bir süre
sonra oynamaya başladı.
Hiç umudum olmamasına
rağmen Devrek'teki yapım-
cısına durumu bir mektup-
la bildirdim. Hiç bekletme-
den, anzaiı bastonu kendisi-
ne yollamamı isteyen
M.Çelebi, bana yeni ve da-
ha güzel bir baston yolladı.
Azer İnal-İstanbul