Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı: Cumhuriyet Malbaacılık *e GatKtecılık Turk Anonım Şırkeu adına
Nfldir Nadi 0 Genel Ya>ın Muduru Hasan Ctn*]. Muessese Muduru
Emıne Lşaklıgıl, ^azı [şicn Muduru. Oka> Goncastn, 0 Hat«r Merkezı
Muduru ^alpn B«yer. Sayfa Duzenı YOnelmenı Aii \cmr 0 Temsılale'
ANKARA Ahnel Tm. IZMİR Hıkmtl Çniok^l, ADASa, Çelın \İJtnoglu
:, Polı ıka Cdal •nİMtlıj. D» Habcrin Lrfiıa Baln, Ekonomı Ce.jıı T « t u . , S<ndıka >akru Htotn, Kuliur CHal I s m .
U.anbul Habcrier Kcani Kaçak. E|ı'ım Gcaca; ŞaylaB. Yun Habcrlen Necriet Dot»n. Spof Danıjman tMnlkadır ^actfaa».
Dt2ı \az ar hcreaı Çakfkla. Arajıırma ğafcıa Alpay, Dıueiıme A k M b ı >UKI 0 koordmaıor AkaKI Lorahaa 0 Malı
U.er trol fc/tm 0 Murascbt Bakfll KHT £ BJU; Planuma Sofı OiAMatMşcot*1
# toklam w Tonıa 0 Ek Ya>ınlar
H.I.. tkıol 0 .dare Hasoaı G«m 9 Itoms O«4»r ÇdO, 0 Bılgı Iskm -»a! laal 0 Pmonel Stvjf Boflaacıoti*
fö^T A-A.;U Baskan Nadir Nadı
Otla> U U >alpa > v » . H u u
Ccaul. Hlaam Çcfıakajv, Ofca»
Goaeasia, Ifar MMK*. llaaa
Uı 51ra*a. Akneı Taa
8a«» ^ yayff/ı Cumhurıv» Malbaacılık vc Gazclreıhk TAŞ. Turkocagı Cad Î9/4] Cafalotlu
M334 Isı PK 246 - Isıanbul Td SI2 05 05 (20 hall Tde» 22244, Fax ll> 526 60 72 0
Bumter Aaban: Z.y» Gefcalp Blv Inkdap S No 19 4. Td 133 II 41-r Mc* 42J44 Fa» (4) 133
05 65 0 Iıaw: H Zıya Blv 1352 S- 2 3 Td 13 12 30. Tefca 52359 Fa«. (51) 19 53 60
0 A4a«a: inOnu Cad 119 S. No 1 Kal I. Td 19 3" 52 (4 Ml) Tetaı 62155 F«« (71) 19 25 7«
TAKVİM: 15 NİSAN 1991 İrasak: 4.47 Güneş: 6.19 Öğle: 13.09 tkindi: 16.51 Akşam: 19.49 Yatsı: 21.15
Feminizm tetikte
Kompliman
yapıııak
zorlaşıyor
Avrupa'da feminist akım, kadınlar
hakkındaki övücü sözlerin ancak kadınlar
tarafından söylenebileceği havasını yayınca,
erkeklerin 'yanlış anlaşılmadan' kadınlara
kompliman yapması zorlaştı.
Dış Haberier Servisi — Han-
gi kadın kalçalarının, göğüsle-
rinin ya da gözlerinin güzeltiği
ile ilgili kompliman yapılması-
nı istemez ki? Hatta böylesine
bir komplimaıu "aşkın" bir ifa-
desi olarak bile algılayabilir.
Ama eğer bir kadının yanın-
da bir başka kadın hakkında
övgü dolu sözler sarf ederseniz
bu, sevdiğiniz tarafından öteki
kadının yalnızca fizikse] özel-
liklerini hedef aldığınız gerek-
çesiyle "kadın düsmanı" bir ta-
vır olarak nitelenebilir.
Konuyla ilgili bir makaleye
yer veren haftahk Alman
"Stern" dergisinde, önemli olan
bir erkeğin bir başka kadının fi-
ziksel özelliklerini övmesi ya da
hatta yermesi olmadığı belirti-
lerek "Erkeğin bir kadının dış
göriinümü ile ilgili fikir yürii-
tebilmesi için söz konusu kadı-
nın kalçasına ya da göğıisleri-
ne dikkatle baknuş olması ge-
rekiyor. tşte kadınlan da çıldır-
tan bu. Yani erkeğin bir başka-
sıyla bu denli ilgilenmiş
olması" deniyor.
Bu nedenle eğer "kadın
düşmanı" olarak damgalan-
mak istenmiyorsanız, sevdiğini-
zin yanında bir başka kadınla
ilgili yorumlardan uzak durun.
Kadınların alabildiğine öz-
gürleştiği günümüzde, kadının
mantosunu tutmak, sigarasını
yakmak ya da bir içki ısmarla-
mak bile kadınlar tarafından
"kestirme yoldan amacına
ulaşmak" şeklinde yorumlana-
rak bazen kuşkuyla karşılanı-
yor. Kadınların bu konudaki
yaklaşımı kah hakh, kah hak-
sız. Ama erkeklere yanlış anla-
Şilmalara olanak vermemek
için temkinli davranmak
düsüyor.
Işyerine yeni gelen meslekta-
şının göğusleri ya da saçları ile
ilgili yorum >-apmaktan da er-
keklerin mutlaka kaçınmalan
gerekiyor. Çünkü feminizme
Roırıatizırıa
kadınlan
seviyor
SABAHATTİN
BOSTANCIOĞLU
Kadınlar romatizmaya dik-
kat. Çünkü romatizma kadın-
larda daha sık görülüyor. Gün-
delik yaşam ve iş koşullanyla da
bağlantıh olan romatizma, ağır
işlerde çalışanlar ve ev kadınla-
rı arasında oldukça yaygın. Ro-
matizmadan korunmak için iyi
beslenme, temiz ve güneşli hava-
dan yararlanma ve vucuda can-
lılık katacak egzersizlerin yapıl-
ması gerekiyor. Uzmanlar roma-
tizma tedavisinden kısa sürede
sonuç beklenmemesini, erken
tanı ve kaynağın iyi belirlenme-
si gerektiğirü söyiüyorlar.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fi-
zik Teda\i Kliniği'nden Prof.
Fikret Tüzüa, romatizma hasta-
lıklannı gruplandınrken; nede-
ni belli olan ve nedeni belli ol-
mayan romatizma hastalıklan-
na dikkat çekiyor.
Nedeni belli olmayan roma-
tizma hastalıklarında en önem-
li bölümün bağışıklık sistemin-
deki sorunlardan kaynaklandı-
ğını belirten Prof. Tüzün, bun-
ların buyük bir çoğunluğunun
"iltihaplı romatizma" olarak ad-
landınldığını söylüyor. Tüzün
bu tür romatizmamn nedenleri-
nin kesinleşmediğini söylüyor.
Iltihapsız romatizmalann bir-
çoğunda ise nedenler biliniyor.
"Yıpranma" hastalığı olarak or-
taya çıkıyor çünkü eklem ve kı-
kırdak yapısında yıpranmalara
yol açıyor. Kıkırdak yapısının
de|işimi sonucunda vücutta su
kaybı ve zaman içinde kemik
yüzeylerde bozulmalar görülü-
yor. Geç kalınmadığı takdirde
yıpranmalardan oluşan romatiz-
mal hastalıkların fızik tedavi ve
ilaçla tedavisi mümkün oluyor.
Bozulmamış olan doku ve kıkır-
dak yapısı da daha sağlıklı ve iş-
ler hale getirilebiliyor.
Prof. Fikret Tüzün, çocukluk
çağında oluşan ve "akut
romatizma" diye adlandınlan
romatizma hastalıklanna dikkat
çekiyor. Mikrobik olan bu has-
talık üst solunum yollan ve bo-
ğaz enfeksiyonu ile başhyor.
Bunların eklemlere ulaşması ve
etkilemesiyle gelişiyor. Tedavisi
mümkün olan bu hastalığın en
büyük riski kalp romatizmasma
dönüşmesi. Genelde 20 yaş civa-
nnda görülüyor.
40 yaş sonrasında kas doku-
lannda görülen "yumuşak do-
ku romatizması" ise tedavisi en
kolay romatizma türüne giriyor.
göre yalnızca kadınlar başka
kadınlar hakkında övgü dolu
sözler sarf edebilirler.
Böyle olunca da erkeklerin
kadınlarlara kompliman yap-
malan bir hayli zorlaşıyor. Ger-
çi yerinde kompliman yapmak
hiçbir zaman kolay olmamıştı.
Ama eskiden erkeklere daha
çok küçük yaşlardan itibaren
çok güzel bacaklan olan kadın-
lara, patlak sevimsiz gözlerinin
büyüleyici olduğunu, uzun kir-
pikli mavi gözlü kadınlara da
kısa ve şişman bacaklannın
kendilerini ilk bakışta etkiledi-
ğini söylemeleri gerektiği öğre-
tilirdi.
Yüzyıllar boyunca hep şu il-
ke geçerli oldu: Güzellik kişi-
den kişiye değişir ve "bakanın"
bakış açısına bağlı. Ancak an-
laşılan bu bakış açısını tekrar
gözden geçirip "aman kadın
düşmanı bir tutum söz konusu
olmasın" diye uzun uzun araş-
tırmak gerekiyor.
Oyuncağk çocuğu oyalamak için kullanan aileler oldukça fazla
Çocuğu oynncakla eğîtînTÜREY KÖSE
İZMÎR — Oyuncak piyasası-
na Uzakdoğu ülkelerinden gelen
pilli, kurmalı, elektronik oyun-
cakların hakim olması, yerli
üreticilere darbe vurdu.
Oyuncakçılar Derneği Başka-
nı Mazhar Gürsoy piyasada,
"Uzakdoğu Ülkelerinden gelen
döküntü oyuncaklann" yaygın-
laştığmı belinerek, "Son za-
manlann en bü>uk felaketi, ço-
cuklann düşünmesini engeUe\en
elektronik oyuncaklar, atari"
dedi.
Türkiye'nin ilk Oyuncak Mu-
zesi'nin kurucusu, Ankara Üni-
versitesi Eğitim Biümleri Fakü!-
tesi'nden Prof. Dr. Bekir Onur
da çocuklara hem yeterince
oyuncak verilemediğini, hem de
ailelerin bu konuda yeterli bilin-
ce sahip olmadığını vurgulaya-
rak, "Oyuncak daha çok çocu-
ğu oyalamak için kullanılıyor.
Oyuncak sanayünde de bunu
pekiştiren yanlış yönelmeler var,
deniyor. Eğitsel ojTincaklar yer-
li olarak az üretiliyor" diye ko-
nuştu.
Türkiye'de oyuncağın sanayi-
leşmesinin 50 yılhk bir tarihi
var. Ankara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Fakültesi'nden, Türki-
ye'nin ilk oyuncak müzesinin de
kurucusu Prof. Dr. Bekir Onur,
"Tttrk oyuncak sanayii Ban'yla
kıyasiarsak çok yeni. Baü'da sa-
nayfleşme çok eskilere dayaodı-
ğından, oyuncak sanayii de ona
paralel olarak gelişti. Tren işlet-
meye konulduğundan bir iki yıl
sonra oyuncak tren piyasaya
çıktı" dedi.
Prof. Dr. Bekir Onur,
"1938'de inşaat oyunlan, renkli
küp, tahtadan oyuncaklann"
üretilip yaygınlaştırıldığı, 2.
Dünya Savaşı sırasında da be-
beklerin ortaya çıktığını, özel-
çocuğun ehne oyuncak geçme-
sini sağladı. Son dönemde de
oyuncakçı vitrinleri Tayvan,
Hong Kong malı pilli, kurmalı,
elektronik oyuncaklarla doldu.
Bir oyuncak fabrikasımn yö-
neticisi Savaş Ören Uzakdoğu'-
dan gelen oyuncaklann piyasa-
nın en az yüzde 50'sine hakim
olduğunu, yerh' oyuncak fabri-
kalannın büyük bölümünün ka-
zor. Uzakdoğu'dan gelen mal-
lara gümrük konmalı" dedi. Sa-
vaş Oren aynca lego oyunları
ürettiklerini, Uzakdoğu oyun-
caklarının piyasaya hakim ol-
masından sonra fabrikalarının
ancak yuzde 25 üretün kapasi-
tesiyle çalışabildiğini söyledi.
Bir oyuncak şirketinin ortak-
larından Kubilay Gönül eğiti-
min çok ciddi bir parçası olan
Plastik oyuncaklann yaygınlaşmasından sonra tahta ve
teneke oyuncaklar piyasadan kaybolmaya başladı. Vitrinler
Tayvan, Hong Kong malı pilli, kurmalı, elektronik
oyuncaklarla doldu.
Oyuncakçılar Derneği Başkanı, "Son zamanların en büyük
felaketi; çocukların düşünmesini engelleyen elektronik
oyuncaklar, atari" diyor.
Prof. Bekir Onur, "Çocuklara hem yeterince oyuncak
sağlayamıyoruz hem de oyuncakla oynaması konusunda
yeterli bilince sahip değiliz. Son zamanlarda sadece oyun
için oyun kabilinden oyuncaklar üretildi" diye konuşuyor.
nelde Türk sanayiine haksızlık
edildiğini, oyuncakçüann özel
bir magduriyeti otmadığını" be-
ürterek şunlan söyledi:
"Klasik standart oyuncaklar-
da dünyanın hiçbir yerinden ge-
ri değiliz. Ama Uzakdoğu'dan
gelen dökuntü oyuncaklar var.
Türkiye'de eiektroniğe bağh bir
oyuncak sektörü yok. Piyasa
Uzakdoğu ağırlıklı. Ben eğitsel
oyuncaklardan çok zarar ettim.
Ben asla tabanca üretmedim,
bundan kazaoddığı halde üreti-
me girmedim. Tehlike oyunla-
nnı reddettim. Sahicisiyle ayırt
edilemeyen tabancalar üretili-
yor. Bunlann uretimi, ithali ya-
saklanmalı. Aynca son zaman-
lann en büyük felaketi elektro-
nik oyuncaklar, atari. Çocukla-
nn düşünmesini engelleyen bu
oyuncaklara karşı aileler daha
duyaıiı olmalı."
"Oyalamak" mı,
mi?
likle tstanbul'daki bazı oyun-
cakçıların savaş sırasında oyun-
cak getiremeyince yerli üretime
yöneldiğini söyledi.
Plastik oyuncaklann yaygın-
laşmasından sonra ise tahta ve
teneke oyuncakian yavaş yavaş
piyasadan kaybolmaya başladı.
Plastik, hem oyuncağın fiya-
tını ucuzlattı hem de daha çok
panmak üzere olduğunu söyle-
di.
Ören şöyle konuştu: "Hong
Kong'un elinde beş yıl depoda
kalmış sefil mallar giriyor. Bun-
lar daha çok elektronik oyun-
caklar. Bu teknoloji onlarda
oturmuş hükümet destekleri
var, fiyatlan çok ucuz. Biz Av-
rupa ile rekabet edebiliriz ama
onlarla rekabet etmemiz çok
oyuncağın Türkiye'de henüz ye-
terli pazannı bulamadığını söy-
lerken bir başka şirketin sahibı
Ziya Karadeniz de Uzakdoğu'-
dan gelen çok ucuz oyuncakla-
nn kendilerini zorladığmı yine-
ledi.
Oyuncak ureticileri tarafın-
dan kurulan Oyuncakçılar Der-
neği'nin 270 üyesi var. Dernek
Başkanı Mazhar Gürsoy, "Ge-
Gııneşı
kullanamıyoruz
Bilim adamları, Türkiye'ye yılda düşen güneş
enerjisi miktarımn, toplam enerji tüketiminin
10 bin katından fazla olduğunu söylüyorlar.
HAKANKARA
İZMİR — Türkiye, gerçekleş-
tirilen araştırmalara göre güneş
enerjisi açısından dünyadaki
şansh ülkeler arasında yer alıyor.
Bilimadamlan, Türkiye'ye yılda
düşen güneş enerjisi miktarımn,
toplam enerji tüketiminin 10 bin
katından fazla olduğunu vurgu-
luyorlar.
Buna karşın, güneş enerjisi-
nin Türkiye"deki toplam enerji
üretimi içerisindeki payı yüzde
0.1 düzeyinde. Bilim adamları-
na göre Türkiye, elinde var olan
potansiyeli değerlendiremiyor...
Türkiye^de ağırlıklı olarak sıcak
su sağlanmak amacıyla kullanı-
lan güneş enerjisiyle, konutlann
ısıtüabileceği, özelükle toplu ko-
nutlarda bu tip uygulamalara
geçilmesi gerektiği dile getirili-
yor.
Dünyada petrol, kömür gibi
fosil yakıtlann sera etkisi, asit Başkanı Prof. Dr. Totga Yannan
yağmurları ve hava kirliliği gibi da Türkiye'nin tek başına gör-
rakanun üzerinde, ülkemizin yıl-
hk güneş enerjisi potansiyelini
hesaplayabüiriz. Ortaya çıkacak
rakamın yüzde l'i bile, Türkiye
1
de halen tüketilen enerjinin 100
katı civanndadır. Şimdi böylesi
büyük bir potansiyel söz konu-
su. Ancak Türkiye'de güneşten
sadece sıcak su elde edilmesi
amacıyla yararlanılmaktadır.
Oysa yararlanabilecek birçok
aJan var. Öraeğin bizim enstilü-
müz 3 bin metrekarelik bir ala-
na sahip bir güneş evi. Isınraa
sorununu tümüyle güneş ener-
jisiyle çözüyonız. Konutlann
yüzde 25'i güneş enerjisiyle ısın-
sa, Türkive'nin sadece petrol fa-
turası 400 milyon dolar azalır.
Ancak devletin bu alanda bilim-
sel araştırma, üretim ve kulla-
nım için tesvikler uygulaması
gereklr."
Anadolu Bilim ve Teknoloji
Stratejileri Araştırma Enstitüsü
tanker, sıılara
larında geçen perşembe günü meydana gelen büyük patlamadan sonra yanmaya başlayan Kıb-
ns Rum bandıralı tanker, dün üçüncü bir patlama geçirdikten sonra sulara gömüldü. Taşıdığı
143 bin ton ham petrolün büyük kısmını perşembe gününden bu yana sürekli olarak denize
sızdıran tanker, böylece Akdeniz'in tarihi boyunca yaşadığı en büyük ekolojik felakete neden
oldu. İtalyan hükumetinin, denize sızan petrolün yaratacağı etkileri azaltmak için geceli gün-
düzlü çalışmasına karşın, uzmanlar, bu sızıntının etkisinin kolay kolay silinemeyeceğini ve böy-
lece yasayan pek çok canlının sonu olacağmı söylüyorlar. (Fotoğraf: Reuter)
ciddi çevre sorunlanna yol açtı-
ğını belirten Ege Üniversitesi
Güneş Enerjisi Enstitüsü Başka-
nı Prof. Dr. Gürbüz Atagün-
diız, "Üstelik bu tür yakıtlann
stoklan da giderek azalmakta-
dır" diyor.
Prof. Dr. Atagündüz, bu ne-
denle 21. yüzyılda güneş enerji-
si alanında dünyada önemli ge-
lişmeler yaşanacağı görüşünde.
Bu konuda önemli bir potansi-
yele sahip Türkiye'nin güneş
enerjisini ulusal enerji planla-
masında bir hükümet politika-
sı olarak ele alması ve teşvik et-
mesi gerektiğini vurgulayan
Prof. Dr. Atagündüz, "Belki bi-
raz ütopik ama bir kenan 113
kilometre olan bir kare büyük-
lüğündeki güneş enerjisi taşıtı ile
dünyanın tüm elektrik enerjisi
gereksinimi karşılayabilirsiniz"
görüşünü dile getiriyor. Prof.
Dr. Atagündüz, Türkiye'nin sa-
hip olduğu güneş enerjisi potan-
siyeli konusunda da şunlan söy-
lüyor:
"Türkiye'de metrekareye dü-
şen güneş enerjisi miktannı or-
talama olarak 10 megajoule ka-
bui edersek ki ortalamalar bu
düğü güneş enerjisinin Ispanya,
Fransa, Italya, Yugoslav>
r
a ve
Yunanistan'ın aldığı toplam gü-
neş enerjisinin iki katına ulaştı-
ğım öne sürüyor. Prof. Dr. Yar-
man, "Önümüzdeld yüzyılın
başlarında Türkiye'nin enerji
açısından kurak Orta Avrupa-
ya sıvılastırılmış hidrojen bün-
yesinde olarak, tıpkı Sibirya'dan
yöreye doğal gaz geürir gibi gü-
neş enerjisi ihraç edebilir" diyor.
Dünya Enerji Konseyi Türk
Milli Komitesi Başkanı Ali Ga-
lip Mutdoğan da güneş enerjisi
konusundaki görüşlerini dile ge-
tirirken "Şimdi pahalı olarak
göriinen ileride ucuz olabilir"
diyor. Özelükle güneşten elek-
trik sağlanması amacıyla araş-
tırmaların son yıllarda giderek
yoğunlaştığına dikkat çeken
Mutdoğan, elektrik hatlannın
bulunmadığı yerlerde, güneş pili
uygulamalannın daha ekono-
mik olmaya başladığına dikkat
çekiyor. Mutdoğan, "20001i yıl-
lann başından itibaren bu alan-
da önemli gelişmeler yaşanaca-
ğı kanısındayım. Türkiye'nin de
bu gelişmeteri yakından izlemesi
gerek" görüşünü vurguluyor.
Çocuk-oyuncak ilişkisi tartı-
şıbrken genellikle şiddet içeren
oyuncaklar konusu gündeme
geliyor. Ankara Üniversitesi
Eğitim Fakültesi'nden Prof. Dr.
Bekir Onur öncelikle "Çocuk-
lara yeterince oyuncak verebili-
yor muyuz" sorusunun tartışıl-
ması gerektiğini belirterek söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Çocuklara hem yeterince
oyuncak sağlayamıyoruz hem
de onlann oyuncakla oynama-
sı konusunda yeterli bir bilince
sahip değiliz. Batı'da ana baba
çocukla beraber oynar. Bizde
oyuncak, daha çok çocuğu oya-
lamak için kullanılıyor. Oyun-
cak sanayünde de bunu pekiş-
tiren yönelmeler var, deniyor.
Eğitsel oyuncaklar yerli olarak
çok az üretiliyor. Toplumun
egitimle ilgili birtakım mesajla-
nnı oyuncaklar aracdıgıyla ver-
diğini çok eski yüzyıllardan be-
ri görüyonız. Çocuğun ileride
yaşayacağı topluma uyum sağ-
lamasını, rollerini öğrenmesini
sağlayacak oyuncaklar hep ola-
gelmiş. Son zamanJarda sırf
oyun için oyun kabilinden
oyuncaklar üretildi."
Tabanca-tüfek
Prof. Dr. Bekir Onur oyun-
cak seçiminde "Kız çocuğa be-
bek erkek çocuğa tabanca, tü-
fek, araba tercihlnin" sürdüğü-
nü vurgulayarak, "Batı ülkele-
rinde de süriiyonnuş. ABD'de
cinsiyet aynmını ortadan kaldır-
mak, her iki cinsin de ovnaya-
bilecegi oyuncaklar üretmek yo-
lunda birtakım calışmalar oldu,
bunlar fazla sonuç vermemiş"
dedi.
Bazı anne babalann çocukla-
rına tabanca, tüfek benzeri
oyuncak almarna eğilimine kar-
şın, çoğu kez çocukları bu tür
oyuncaklardan uzaklaştırama-
dıkları belirtiliyor. Oyuncak ta-
banca, tüfek üreten bir şirketin
yöneticisi tsmail Yeli, "Genel-
de okumuş kesim bu tür oyun-
caklan tercih etmiyor, ama ço-
cuğun tercihi anne babayı aşı-
yor. Çocuğa TV sejrettiriyorsu-
nuz, vurdulu kırdılı filmler de
şiddetten nasibini alıyor. Bir er-
kek çocuk ditşünebilir misiniz ki
dine silah alıp kovboyculuk
oynamasın" dedi.
Şiddet duygusu
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
Fakültesi Çocuk Psikolojisi
Anabilim Dah Öğretim Üyele-
rinden Prof. Dr. Ayşen Bayka-
ra da oyuncak "tabanca,
tüfek" almamakla, çocuğun
şiddetten uzaklaştınlamayacağı
kanısında. Prof. Dr. Ayşen
Baykara, "Saldırganhk insanın
dogasında var. Eğer çocuğa sal-
dırgan nitelikli oyuncaklar al-
mazsanız, çocuk elini tabanca
yapar, öyle oynar. Ruhsal ger-
ginligin yogun olduğu ortamlar-
da bunun oyun içinde boşaltıl-
ması daba sağlıklı. Gergin, kav-
galı gürultülü bir aile ortamın-
da siz istediginiz kadar silah al-
maym, çocukta şiddet duygulan
ortaya çıkar" dedi.
Tehlikeli maddelerin Karadeniz'e boşaltüması yasaklanacak
4
Kararan deniz'e korumaTürkiye, Sovyetler Birliği, Bulgaristan ve
Romanya arasında mayıs ayında imzalanacak
sözleşme, tehlikeli atıkların Karadeniz'e
dökülmemesini hedefliyor.
İDtL GÜRSEL
ANKARA — Mavisini yitiren
Karadeniz, uluslararası bir söz-
leşmeyle korumay-a alımyor.
Sözleşme Türkiye, Sovyetler Bir-
liği, Bulgaristan ve Romanya
arasında mayıs ayında imzala-
nacak. Sözleşmeye tehlikeli atık-
lann yasal veya yasadışı yollar-
dan Karadeniz'e dökülmesini
engellemeyi hedefliyor.
Karadeniz eylem planı, med-
pol'de (Akdeniz eylem planı) ol-
duğu gibi öncelikle gemi ve
uçaklardan boşaltmamn engel-
lenmesini içeriyor. Buna göre ci-
va, kadmiyum, ham petrol,
klorlanmış hidrokarbonlar, pes-
tisitler ve radyoaktif maddeler
gibi "kara listeye alınmış" teh-
likeli maddelerin Karadeniz'e
boşaltımı yasaklanıyor.
"Gri liste" adıyla anılan kur-
şun, çinko, bakır, siyanür ve ba-
zı organik maddelerin boşaltıl-
ması ise sözleşmeye taraf olacak
ülkelerce oluşturulacak bir ko-
ordinasyon merkezinden alına-
cak izinle olabilecek. İmzalana-
cak ikinci protokol, kazalar ve-
ya denize kaza ile petrol ve di-
ğer tehlikeli maddelerin dökül-
mesi gibi acil durumlarda işbir-
liği yapma konusunda hükü-
metleri bağlıyor.
Sözleşme çerçevesinde Tuna
Nehri'nin bulunduğu tüm ülke-
ler de Karadeniz için işbirliğine
gidecekler.
Karadeniz'in kara kökenli kir-
liliğinin önlenmesi, eylem planı-
nın en önemli bölümünü oluş-
turuyor. Buna göre kara kay-
nakh atıklar saptanacak kurul-
lar çerçevesinde deşarj edilebüe-
cek.
Karadeniz'i Türkiye'den en
fazla kirleten nehirlerin başında
Sakarya ve Yeşilırmak geliyor.
Bunun dışındaki nehirler ise
şunlar:
"Kızılırmak, Çoruh, Değir-
mendere, Karasu, Filyos Çayı,
Lahana Çayı, Ayancık, Foldere-
si, Fırtına Çayı, Ternıe Çayı,
Melez Çayı, Elekçi Deresi."
Karadeniz'i kirleten kimyasal
maddeler arasında ise tütün iş-
letmelerinden gelen atıklar, de-
mir çelik atıklan, çay yaprakla-
rının işienmesinden kaynakla-
nan atıklar yer ahyor.
Başbakanlık Çevre Müsteşar-
lığı Toprak ve Su Dairesi Baş-
kanlığı'nca yapılan incelemeye
göre diğer kirleticiler bölgelere
göre şöyle sıralanıyor:
"Alkolsüz içecek (Giresun,
Ordu), deri (Samsun, Trabzon),
kâğıt (Kocaeli, Zonguldak),
kimyasallar (Trabzon, Artvin,
Bolu, Samsun, Sakarya, Koca-
eli, Zonguldak), şeker (Kasta-
monu, Kırklareli, Sakarya), süt
ve süt üriinleri (Kırklareli, Sam-
sun, Sinop, Trabzon), çay (Rize,
Artvin, Trabzon, Giresun), çi-
mento, kireç (Trabzon, Ordu,
Kırklareli, Kocaeli, Sakarya,
Zonguldak) bakır (Artvin), un
(Trabzon, Rize, Artvin, Ordu,
Samsun, Sinop, Giresun), fındık
(Trabzon, Ordu, Giresun)."
'91 dünya
optik fııarı
• BRÜKSEL (tÜHA) —
Her yıl başka bir ülkenin
hazırladığı dünya optik
fuarı bu yü Hong Kong'da
düzenlenecek. Belçika'da
düzenlenen geleneksel
gözlükçüler kongresinde
alınan kararda, bu yıl 11-14
kasım tarihleri arasında
yapılması planlanan 1991
dünya optik fuarının Hong
Kong'da açılması
tasarlandı. Fuann açılması
ile ilgili oiarak konuşan
Hong Kong Gözlükçüler
Birliği Başkanı Hon-lan
Cheng, Asya pazannın en
i>i mamûllerinin adalarında
üretildiğini ve Avrupalı
yatınmcılar için de çok
ideal bir pazar olduklannı
söyledi.
Köy Enstitüleri
• Haber Merkezi — Köy
Enstitüleri'nin 51. kuruluş
yıldönümü, 17 nisan
çarşamba günü, Istanbul
Avcılar'da Bodrum
Ocakbaşı Restaurant'da
düzenlenen yemekli bir
forumla kutlanacak.
Eğitimci Ayla Akbal'm
yöneteceği foruma
konuşmacı olarak eğitimci-
yazar Bekir Semerci, ozan
Nebi Dadaloğlu, eğitimci
Ibrahim Adiloğlu ile öteki
Eğit-Der'b öğretmenler
katılacaklar.
Odenmeyen
faturalar
• ANKARA (ANKA) —
PTT, odenmeyen telefon
faturalan için yeni bir
uygulama başlatıyor.
PTT'den yapılan
açıklamaya göre Ankara,
Istanbul ve îzmir'de 30 bin
hraya, diğer yerlerde de 20
bin liraya kadar olan
ödenmemiş faturalar için
telefonlar haberleşmeye
kapatılmayacak. Toplam
borçlan, belirtilen
miktarları geçenlerin
telefonlan ise görüşmeye
kapatılacak.
Sağlık için
işinizisevin
• ADANA (AA) —
Kişilerin sağlıklı ve muüu
olabilmeleri için haz alarak
ve doyum bularak
yapacakları bir işe sahip
olmalannın zorunlu olduğu
bildirildi. Çukurova
Üniversitesi Tıp Fakültesi .
Psikiyatri Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Ünal, kadın, erkek ve
çocukların evde ya da
dışarıda haz alacaklan bir
uğraş edinmelerinin ruh ve
beden sağlığı açısından çok
önemli olduğunu söyledi.
Hiçbir iş ya da uğraşın bir
diğerinden üstün ya da
kötü olmadığmı ve
toplumda her meslekten
insana ihtiyaç duyulduğunu
belirten Prof. Dr. Ünal,
"Mesleğin iyi ya da kötü
olması kişinin işini
sevmesiyle ilgilidir" dedi.
Troya Hazinesi
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Uzun süredir
kayıp olan Troya
Hazinesi'nin Moskov^'da
olduğunun anlaşılması ve
Almanya'ya geri verilme
hazırlıklarımn başladığının
öğrenilmesi üzerine
Bergama Belediye Başkanı
Sefa Taşkın, hazinenin
Türkiye'ye verilmesini
istedi. Zeus Sunağı'nı geri
isteyen Bergama Belediye
Başkanı Taşkın, Troya
Hazinesi'nin de Almanya'ya
değil gerçek sahibi olan
Türkiye'ye verilmesi
gerektiğini savunarak
"Hükümet zaman
geçirmeden Zeus Sunağı ve
Troya Hazinesi konusunda
gerekli girişimlere
başlamalıdır" dedi.
Bayramda
şekere dikkat
• tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Beslenme
uzmanlan, bayramda
özellikle çocukların çok
fazla tatlı ve şeker
yemelerine karşı ailelerin
dikkatli olmasını
öneriyorlar. Hacettepe
Üniversitesi Beslenme ve
Diyetetik Bölümü öğretim
üyelerinden Prof. Ayşe
Baysal, "Sık aralıklarla
şeker tüketimi hem
çocuğun dengesiz
beslenmesine yol açar hem
de dişleri çabuk çürütür.
Çocuklara şeker yerine, iyi
yıkanmış meyve ikram
etsinler" dedi. Baysal, bir
ay süreyle oruç tutan
yurttaşların birdenbire
"aşarı yemeye"
başlamamaları ve bayramda
da tatlılara fazla
yüklenmemeleri gereğine
dikkat çekti.