22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15NÎSAN1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Mesleki eğitim • ANKARA (AA) — Türkiye Işveren Sendikalan (TİSK) tarafından hazırlanan "Türkiye'de mesleki eğitim" konulu raporda, mesleki eğitimde kalitenin giderek düştüğüne ve imam hatip liselerinin çoğaldığına dikkat çekilerek "Son 20 yılda öğrenci sayısı liselerde 3 kat, mesleki liselerde 4.9 kat artarken imam hatip liselerindeki öğrenci sayısı ise 13.4 defa artmıştır" denildi. Raporda, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bütıln liselerde son 20 yıldaki öğrenci dağılımına bakıldığında, öğrenci sayısındaki artışın, genel liselerde yüzde 203, mesleki ve teknik liselerde yüzde 374 olmasına karşüık imam hatip liselerinde yüzde 1246 oranında arttığına işaret edildi. Aracılara standart • ANKARA (AA) — tstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki aracı kurumlarm faaliyetlerine standart getiriliyor. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yasal olmayan işlerin önüne geçmek amaayla aracı şirketlere standart muhasebe sistemi ve belge kayıt düzeni getirilmesi amaayla çahşmalara başladı. Yeni düzenlemeye ilişkin hazırlanan tebliğ, önumiızdeki gunlerde yayımlanacak. Paraarzı • ANKARA (ANKA) — Para arzı (M3) 15-22 mart günleri arasında 219 milyar lira genişleyerek 79.5 trilyon lira duzeyine erişti. Para arzının daha fazla genişlemesini, dolaşımdaki paranın 4.4 trilyon liraya yakın azalması önledi. ANKA'nın Merkez Bankası verilerinden yaptığı hesaplamaya göre mart ayının ilk iki haftasında rekor düzeyde genişleme gösteren para arzı, 15-22 mart günleri arasındaki haftada daha kontrollü bir genişleme gösterdi. Bu dönemde dolaşımdaki para 1 trilyon 369 milyar lira azalarak 14 trilyon 54 milyar liraya geriledi. Dolaşımdaki para yıl başına göre yüzde 10.7 oranında genişlemiş bulunuyor. Haziııe arazisi igletilebilecek • ANKARA (AA) — Malıye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, Hazine arazilerini ağaçlandırıp işleteceklere kolaylık getiren yeni bir genelgeyi onayladı. Böylece 18 yaşını bitirmiş her Türk vatandaşı ve tüzel kişiler, Hazine arazilerini kiralayarak ağaçlandırıp işletebilecek. Genelgeye göre ağaçlandırmaya elverişli araziler belirlendikten sonra, yüzölçümü il itibanyla bir İiste halinde düzenlenip milli emlak müdürlükleri ile hal müdürlükierinde hazır bulundurulacak. Talipliler listeleri buralardan temin edebilecekler. TOBB Genel Kurulu • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bttrosu) — 24, 25 Mayıs 1991 tarihlerinde Ankara'da toplanacak TOBB genel kurul calışmaları hızlaodı. 27 nisan tarihinde Denizli'de bir araya gelecek olan TOBB Sanayi Konseyi'nde ekonomik politikaların ele ahnarak eleştirilerin dile getirilmesi bekleniyor. TOBB Yönetim Kurulu'nun tüm Türkiye'yi kapsayan gezilerinden sonra ortaya çıkacak ekonomik harita ve sorunlarm ' nedenlerine ilişkin görüşlerin ağırlık kazanacağı genel kurulda ekonomik çözumlerin önerileceği ve erken seçim isteneceği öğrenildi. Belpa grevi • tSTANBUL (AA) — Tez Koop-tş Sendikası'nın 3 nisanda başlattığı Belpa grevi, 12. gününu doldurdu. Grevdeki Belpa işçilerini ziyaret ederek bilgi alan SHP İstanbul II Başkanı Ercan Karakaş, işçilerin hayat pahalılığı ve artan enflasyon karşısında taleplerini dogal karşıladıklarını söyledi. Parti olarak greve çıkan bütün işyerlerini ziyaret ettiklerini ve işçilerin emeğinin karşılığıru almasından yana olduklarını söyleyen Karakaş, bayramdan sonra Belediye Başkanı Nurettin Sözen ile sendika yöneticilerini tekrar bir araya getirip görüşme sürecini hızlandıracaklarını kaydetti. En pahalı gıda LstanbııPda Dört kişilik bir ailenin haftalık gıda filesi IstanbuFda 142 bin 423 liraya doluyor. İkinci en pahalı il Kocaeli. Onceki üç ayın pahalılık birincisi Ankara 3. sıraya düştü. Ekonomi Scrvisi / Yurt Ha- berieri Servisi — Istanbul'un sa- dece taşı toprağı değil, gıdası da altın değerinde. Turkiye'de yaşa- yan 4 kişilik bir ailenin haftalık gıda filesi 142 bin 423 lirayla en pahalı İstanbul'da doluyor. Ön- ceki üç ayın pahaJılık birincisi Ankara'da ise bir file 133 bin 579 liraya dolarken, başkentin son belirlemede 3. sıraya düştü- ğü dikkat çekiyor. Türkiye'nin en ucuz ili Mardin'de haftalık alışveriş filesi 84 bin 920 liraya mal oluyor. Cumhuriyet muhabirleri, 1991 yılının ilk çeyreğüçin 73 U- de fiyat taraması yaparak Tür- kiye'nin mutfak haritasını çıkar- dılar. Beslenme uzmanı Prof. Ayşe Baysal'ın "orta düzeyde, iki çocaklu, agır işte çalışmayan" bir aile için hazırladığı haftalık ahşveriş fılesine gjren gıda mal- ları listesine göre İstanbul, Tür- kiye'nin en pahalı ili oldu. Üç ayda bir gıda maddelenn- de yapılan fiyat araştırması, ge- çen üç ay içinde fiyatların enf- lasyon oranının üstünde, yakla- şık yüzde 20 arttığını ortaya koydu. 1990 yılının son üç ayın- da ise fiyatlar ortalama yuzde 11 artmıştı. Ocak ayındaki belirle- mede Türkiye çapında bir file ortalama 93 bin 716 liraya dolar- ken, son belirlemede bu rakam 111 bin 915 liraya fırladı. Gıda mallarına ortalama en yüksek zam yüzde 56 ile Tunceli'de ger- çekleşti. Bu zam Tunceli'yi son üç ayda 57 basamak birden at- latarak 63!lükten 6Mığa yükselt- ti. İstanbul'da bir file yüzde 19 zamla dolarken, pahalılıkta ikinci sıraya yükselen Kocaeli'n- de gıda malları yüzde 20 zam- landı. Başkentte ise fiyatların |EN PAHALI , İÇOK PAHALI I 1 PAHALI 73 İLDE BİR 1 İstanbul 2 Kocaeli 3 Ankara 4 Artvin 5ZonguUak 6Tuncei 7 Antalya 8 Samsun 9 Kastamonu lOSakarya 11 Giresun 12 Eskışehif 13 0r*ı 14 EArne 15ffize 16Bing« 17 TetardaO 18 Bursa feblodakl bir MrHika- çafctopr? 142.423 134 117 133.579 132.394 132.062 130.433 130.176 128 524 125 438 125.238 125 081 124.804 124 751 123 475 122.800 121072 119.900 119 326 FİLE KAÇA DOLUYOR? 3ayMtfe- **MH| 18 62 19 67 462 30.33 15 73 56.79 22 05 34 00 33 02 19 06 2917 26 27 30 86 1797 3211 24.72 1154 1094 flie sıı mallardan ol khr 19 Izımr 20Trabzon 21 Batman 22 Manisa 23 Kırttarelt 24 Erzurum 25 Aydın 26Kaysen 27Elaafl 28 Sıvas 29 İçel 30Uşak 31 Sınop 32 Tokat 33 Isparta 34Kınkfctfe 35 Muş 36Bolu Mrfiltka- 119.229 119.075 118 580 117 975 117 661 117 225 116 875 115841 115.390 114 942 113 779 113 465 113 218 112 863 112 640 112 228 110.435 110418 usurar: 1.5 kilo kusbası Sayfakfc- 6 01 2317 23 41 14 13 19 31 2129 25 64 1 56 39 69 26 02 34 80 -30.57 38.43 25 01 25 99 22.30 38 69 1.51 htar 37Maiatya 38 Hakkân 39Deneli 40 Karaman 41 Çofum 42ÇanaktaJe 43 Bılecık 44 Amasya 45Nevş*ır 46 Gümüşhane 47 Nıgde 48Şımak 49 Ajn 50 Sıırt 51 Balıkesır 52Afyon 53 Bayburt 54 Gazıantep dana eti, 20 adet vumu MrlHtka- «•MifM? 110 384 110 319 110 019 109 461 109 395 109.203 109175 108 955 108.941 108 611 108 460 108 224 107.921 106 827 106 486 105 545 105 505 106 017 rta. 1 kılo 3 a y < * * - HMHI 22 09 14 66 16.08 22.31 23 82 15.86 1089 19 23 17 43 15 42 24.94 19 49 17 39 26 36 11 07 27.93 18.15 15.11 250 ararn 55Konya 56 Çankın 57 Erancan 58 Kars 59 Kütahya 60 Burdur 61 Kırşehir 62 Dryarbalor 63 Adıyaman 64 Van 65Mujla 66 Adana 67 Hatay 68 ŞUrfa 69 Aksaray 70 Yozgat 71 Bitks 72 K. Maraş 73Mardin Hrfltokfr faMpr? 103.843 103 774 103 246 103.230 102 968 102.946 101.819 101 006 99.204 98 637 97.878 95.057 94.527 93.720 93.030 92.692 91.982 89.375 84.920 Saftakfe- *M*) 22.04 13.65 24.49 12.77 1918 950 21.75 •101 18.10 27.39 2.45 15.76 23.55 4.41 14.00 694 668 616 878 yeşil mercimek, 7 litre süt, yarım kilo beyazpeynir, 3 kilo ıspanak, 6 adet limon, 3 kilo patates, 1 kılo kurusoğan, 4 kilo portakal, 5.6 kilo ek- mek, 2 paket makarna, 1 kilo baldo pirinç, yarım kilo ayçiçekyağı, 250 gram margann, 1 kilo tozşeker, yarım kılo salça, yarım paket tuz, 100 gramiık bir paket çay ve yüzde 10 pişirme payı. yüzde 5 arttığı dikkat çekiyor. 1991 yılının ilk çe>Teğinde Türkiye'nin en pahalılan yine sanayi ve turizm kentleri oldu. Geçen Uç aylık sıralamada bir fi- le en pahalı 127 bin 683 liraya dolarken son belirlemede bu ra- kam 142 bin 423 liraya çıktı. Üç aylık dönemde gıda mal- lan arasında en yüksek zam portakalda gerçekleşti. Türkiye çapında bir kilo portakal fiyatı yüzde 80 arttı. Bunda en büyük etken olarak portakalın artık tezgâhlardan "çekUmeye" başla- ması gösteriliyor. Önceki belir- lemede, bir kilo portakal orta- lama 1464 liradan sanlırken, son belirlemede portakal fıyatının Türkiye ortalaması 2 bin 630 li- raya yükseldi. Geçen üç ay için- de yüzde 20'lik ortalama fiyat artışımn üstünde zamlanan di- ğer gıda maddeleri arasında yüz- de 36'yla yeşil mercimek, yüzde 33'le ayçiçek yağı, yüzde 23 ile çay göze çarpıyor. Türkiye"de bir kilo kuşbaşı dana etini en pahalı Izmirliler yiyor. Izmir'de bir kilo et 23 bin liradan satılırken, kuşbaşımn en ucuz satıldığı kent dan Bolu- da yasayanlar, bir kilo et için 9 bin lira harcıyorlar. Ekmek ise en pahalı yine İstanbul'da. Is- tanbullular 320 gramiık ekmeği 1 nisandaki zamdan sonra 1000 liraya yerken, Urfa ve Kahra- manmaraş'ta ekmek, kilosu 1000 liradan satıhyor. Doğu Avrupa'ya yeni kaynaklar Türkiye'nin de ortak olduğu Avrupa Irfiar ve Kalkınma Bankası bugünfaaliyete geçiyor EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA — "Avrupa tmar ve Kal- kınma Bankası" (EBRD) bugun hizme- te giriyor. Türkiye dahil 38 ülkenin üye olarak katıldığı banka, 1989'dan beri Or- ta ve Doğu Avrupa'da yürutülen demok- ratikleşme ve piyasa ekonomisine geçme çabalarına ve özel sektöre mali destek sağlamak ve "kapitalizmi hızlandıraıak" amaayla kuruldu. Bankanın başkanhğı- na Fransa Cumhurbaşkanı François Mit- terrand'ın ekonomi danışmanlarından Jacques Attali atandı. Bankanın modern bir Marshall yardı- mı olmadığı, ABD'nin Orta ve Doğu Av- nıpa siya&etinin bir maşası olmayacağı ve "para dağıtmak" yerine uygun koşul- larla kredi açma ilkesinden aynlmayaca- ğı bankaya yakın kaynaklar tarafından ifade ediliyor. "Times" gazetesi, bir ban- kacıya atfen, "Marshall yardımı, moto- ra benzin koymuştu, şimdi ise motoru tümden degiştirmeıniz gerekiyor" yoru- munu aktarıyor. Ancak Times, "Yine de Marshall yardımı ile paralellikter var. Banka, ekonomik gelişme ile demokra- siye doğrn aülacak adımlar arasında iliş- ki kuracak ve kredileri de çoğulcu de- mokrasiyi savunan ulkelere verecek. Sov- yetler Birliği'ne bu koşullarda nasıl yar- dım safilanacağı belirsiz" diye yazdı. Sovyetler Birh'ği'nde çoğulcu demokra- tik yönetime nasıl geçileceğinin hâlâ be- lirsiz oluşu nedeniyle bankada Sovyet- ler'in yüzde 6 payı olmakla birlikte, ala- bileceği kredi 3 yıl süreyle katılım hisse- si düzeyi ile sınırlı olacak. Bankanın sennayesi çok çeşitli kay- naklarla beslendi. Şimdilik 12 milyar do- lar dolayındaki sermayede yüzde 51 pay Avrupa Topluluğu Komisyonu ve Avru- pa Kalkınma Bankası'na ait. ABD yüz- de 10, Japonya yüzde 8.5, Kanada yüz- de 3.4 hisseye sahip. Türkiye de 138 mil- yon dolar ile yüzde 1.15'lik bir sermaye payına sahip oldu. Türkiye bu sermaye- nin üçte birini peşin, gerisini taksitler ha- linde ödeyecek. Batı Avrupa'nm en önemli borsa ve mali merkezi durumundaki Londra'nın "Avrupa tmar ve Kalkınma Bankası'na ev sahipliği yapması irke olarak 28 Ni- san 1990'da Dublin'de Avrupa Toplulu- ğu doruk toplantısı kulislerinde karar- laştırılmıştı. Banka, Londra'da yeni ta- mamlanan futuristik dev iş merkezi "Broadgate"te çalışmaya başhyor. Bugun yapılacak açılış törenine Türkiye adına Başbakan Yıldırun Akbulut, bankada Türkiye güvernörü olan Devlet Bakanı Gttneş Taner, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Merkez Bankası yetkili- leri katılacak. Oto üretiminde bııtikçiliğe doğru Japon korkusu, Avrupah otomobilcileri, kitlesel üretime karşı "bireysel"liği ön plana çıkaran otomobiller tasarlamaya itiyor. CENGİZ TX r RHAN PARİS/COURCHEVEL — Itiraf et- mekte isteksiz davransalar da tüm dün- yadaki otomobil üreticileri -buna Tür- kiye de dahil- Japonlan düşünmeden tek bir adım atamıyorlar artık. Japon oto- mobilleri, aerodinamik olarak henüz ye- terince gelişmemiş olsalar da stilleri, konforlan ve teknolojileriyle rakipleri- nin uykulannı kaçmyorlar. Piyasadaki kızgın rekabet, otomobil üreticilerini araştırma-geliştirme ve ta- sanma daha çok yatınm yapmaya itiyor. Firmalararası ortakhklar giderek artı- yor. Bu alandaki son cahşmalarını ve bu calışmalann yeni modellere uygulanma- sını görmek üzere davet edfldiğirniz, Av- rupa'nm önde gelen oto üreticilerinden Fransız Renault'nun Paris'teki "Tasa- run Merkezi"nin direktörü Patrick G.M. Le Quement'in sözleri, Avrupa'- da tasanm kartmın Japonlara karşı önü- müzdeki yülarda nasıl oynanacağuu gös- termesi bakımından hayli ilginç: "Ben hiç diinya vatandaşı diye birine rastla- madım. Biz tüm pazarlara hitap edecek bir diinya arabasına inannuyoruz. Ca- zip, ibtiraslı arabalar yapmalıyız. Bizim tasanm yaklaşımımız Fransız kültiirün- den gebe kalnuştu*. Sıradışı otomobiller iiretme peşindeyiz." Daha önce ABD'de General Motors, Almanya'da BMW firmalarında tasa- nmcı olarak calışmış olan Le Quement, bir otomobil yapıp iki milyon adet üret- me devrinin geçtiğini, birçok üreticinin artık belirli bir pazar dilimini hedefle- yen otomobiller yapmaya çalıştığını da sözlerine ekliyor. Nitekim, ABD'de Massachusetts Ins- titute of Technology'de (MIT) yapılan bir araştırmada aynı yargının altını çi- ziyor: Daha küçük pazar dilimlerine yö- nelmiş, çeşitlendirilmiş bir üretim stra- tejisi ile (yumurtalan farklı sepetlere da- ğıtarak) Japon saldırısının zararlarını RENAULT CLIO BACCARA — Küçük arabalara kadınlann daba fazla Ugi gös- termesi, bu arabalarda çizgilerin 'vumuşatılmasına' yol açU. RENAULT ESPACE — Çok amaçlı, tek hacinüi ve lüks. Zenginlerin ikinci ara- bası. Spora meraldılar tercih ediyor. azaltmak... Kitlesel üretime karşı, kül- türel farkları, hayat tarzlannı dikkate alan, daha "özel"leştirilmiş bir üretim yelpazesı- Otomobil endüstrisinin ölçek ekono- misi gerekleri gözardı edilmeksizin ba- kıldığında, bu tür bir üretim, otomobil- de konfeksiyonculuktan butıkçıhğe ge- çiş anlamını taşıyor. Mevcut teknoloji, üretim bandım durdurmadan bir mode- lin varyasyonlannı üretme imkânını ve- riyor. Orneğin Renault'nun Paris yakm- larındaki Flins fabrikasında bir kalıbı değiştirmek 12 dakika sürüyor. Önün- deki banda parça yerleştirilen işçiye, sı- rası gelen otomobilin tipi ve banda yer- leştirilecek parçanın türü yanında duran bir bilgisayar yancısmdan kolayhkla bil- dirilebüiyor. Robotların yeniden prog- ramlanması çok kısa sürelere sığdınla- biliyor. Bu nedenle Patrick Le Quement, ge- leceğin otomobilini anlatırken öncelik- le kültürel boyutu vurguluyor. Avrupa'- nın bir mozaik olduğunu ve bu mozai- ğin ayrı renklerine hitap eden ayrı ara- balar üretmek gerektiğini dile getiriyor. "Otomobil salt bir taşıma aracı olmak- tan çıkacaktır" diyor. Quement'e göre mekanik komponentler küçülecek, iç hacimler büyüyecek, "akılh" araçlar ya- pılacak ve giderek daha fazla otomobil, üreticilerin ortak projeleri çerçevesinde veya doğrudan ortakhklar içinde tasa- nmlanıp üretilecek. Renault, Matra ile ortak geliştirdiği bir projeyle, bu sonuncusuna örnek gös- terilebilecek bir araç üretmiş: 1986 yüın- da ilk kez piyasaya verilen Espace. Bu araç, çok amaçlı, tek hacimli ve bir sa- lon konfonında olmak üzere tasanmlan- mış. Renault Espace 91'in motor, kasa ve iç donanım varyasyonlan 12'yi bulu- yor. Otomobilin ağırhğını azaltmak, süspansiyonunu geüştirmek ve konforu- nu arttırmak için ciddi teknolojik çalış- ma yapılmış. Renault, yeni gelişen bu pazarda büyük umut bağladığı Espace projesini tanıtmak için 1992 Corchevel kış olimpiyatlannın, 2 bini aşkın araçla yapılacak ulaşımını üstlenerek bir nu- maralı destekçisi olmuş. Aynı anlayışla geleneksel bir pazar olan, küçük otomobiller sınıfına da Cli- o'yu kazandırmış Renault. Avnıpa'mn bu en sert pazarına "küçük ama konforlu" bir arabayla girmeyi düşün- müş. İlk kez geçen yıl piyasaya çıkan Clio, 1991'de Baccara ve 16 S modelle- riyle güçlü rakiplerine karşı mücadele verecek. Renault, Cenevre 91 Fuan'yla kamu- oyuna tanıttığı Alpine A310 Turbo ile de otomobil sporu meraklılannı tatmin ediyor. A610, 2975 cc.'lik motoru saat- te 265 km.'lik hızı ve kullanıcının haya- tını kolaylaştıran dizaynı ile tasanm eki- binin gözbebeği ve geleceğin teknoloji- sinin habercisi. EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY , 'Coni Sensuz Olmaz' Saygıdeğer consensus, Önce bayramını kutlar, saygılar sunarım. Bilmem farkın- da mısın, son zamanlarda Türkiye'de senden çok söz edili- yor. "Şu memlekette bir consensus ortamı sağlasak da so- runlarımızı çözümleyebılsek", diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu arada, vaktiyle, "bu memlekete plan değil pilav lazım" diyenler olduğu gıbi şimdi bu consensus lafına bo- zulanlar da var, ama emin ol kı adın çok sık geçiyor. Geçenlerde TÜSİAD yeni bir rapor yayımladı. "Ülke stratejisi" adını taşıyan bu raporla ilgili tartışmalarda da se- nin adın sık sık geçti. Türkiye'nin orta ve uzun vadeli strate- jik hedeflerinin toplumun çeşitli kesimlerinin katkısıyta bir con- sensus içinde saptanmasının önemi vurgulandı. Ancak bu yöntemle saptanan bir stratejinin başanlı olabileceği, yaygın bir toplumsal katıhmla uygulanabileceğı belirtildı. Geçen aksam Türkiye'nin toplumsal, ekonomik, sıyasal nabzını ölçmeyi amaçlayan bir araştırma kuruluşunun tanı- tım yemeğine katıldım. Periyodik olarak yayımlayacakları, bul- gularını özetleyen rapora "Dialogue and consensus" adını koymamışlar mı? Bu raporun girış bölümünde şöyle bir ifade yer alıyor: "Bir buçuk yılı aşkın süredir yaptığımız araştırmalar, sağ- lıklı bir ekonomi ve demokrasinin yerleşebilmesi için toplum- da bir diyalog ve konsensüs olması gerektiği konusunda kök- lü bir inancın varolduğunu ortaya koydu." Senin adını Türkiye'de "konsensüs" diye yazıyorlar. Tabii bu "consensus" ya da "konsensüs" lafının ne anlama gel- diğini soranlar da oluyor arada. Sakın alınma, ama ben bir de sözlüklere bakayım dedım. İngilizce VVebster sözlüğün- de "consensus" sözcüğünün karşısında, "fikir veya kanaat biriiği, anlaşma, gorüş biriiği" yazıyor. Redhouse'un İngilizce- Türkçe söziüğünde ise "fikir ve oy biriiği, umumun fikri" di- ye karşılanmış "consensus" sözcüğü. Türkiye'de bu "konsensüs" merakı nereden çıktı diye me- rak ettin mi bilmiyorum. ama ben biraz bu konuyu düşün- düm. Aklıma ge'enleri izninle sana anlatayım. Türkiye'de "birlik ve beraberlik"ten, halktan.ve demokra- siden çok söz edilir, ama özellikle önemli mevkilere gelen- lerya da seçilenler, kimselere danışmadan, akıllarına eseni yapmaya bayılıriar. "Biz yaptık, oldu" anlayışıyia başlanndan büyük işlere kalkışırlar. Bu gibi kimseler plan, program, stra- teji gibi laflara da fena halde alerji duyarlar, sorunları iyice ağırlaşana dek umursamazlar; dolayısıyla da hep günlük so runlarla uğraşır, orta ve uzun vadeyı pek düşünmezler. Ken- dilerini her konuda uzman sandıkları için uzmanlara bozu- lur, pek yüz vermezler, buna karşılık daikavuklara bayılıriar. Bu kimseler, "diyalog" ve "konsensüs" gibi kavramlara da pek sıcak bakmazlar. Onlar için önemli olan seçımden seçi- me halka gıdip şu ya da bu şekilde onun oyunu almaktır. Ye- terli öyu alıp ıktidara geldim mi artık dilediğimi yapabilirim diye düşünürler. Bu gibi kimseler bazen ülkeye heyecan, hareket ve çeşit- lilik getirebilir, zaman zaman başarılı görünebilirler. Ancak hiçbir önemli soruna köklü çözümler bulamazlar. Sonunda sığ başanlarının kalıcı olmadığı, üstelik topluma pahalıya mal olduğu anlaşılır. İşte o zaman insanlar gerçeğı görmeye, farklı bir anlayışın özlemini çekmeye başlarlar. Bugünterde Türkiye'de daha fazla kimss "diyalog" ve "ton- sensüs"ten söz edıyorsa galıba bundan ediyor. Günübirlik alınan keyfi kararlarla sorunlarm çözümlenemeyeceğinı fark edenlerin sayısı giderek artıyor. Önemli sorunlarm, ancak bir "konsensüs" içinde çözümlenebıleceği görüşü yandaş ka- zanıyor. Bu nedenle de senin adından her geçen gün daha fazla söz ediliyor. * Hemen akla geliveren bazı önemli sorunları ammsatayım ben sana. Vergi gelirlerini arttırma sorunu. . Ücret ve verimlilik sorunu. ] Bunlardan bağımsız olmayan enflasyon sorunu. ! Eğitime daha fazla kaynak ayırma sorunu. Gelir dağılımı sorunu. Bu sorunları geniş bir toplumsal konsensüs olmadan çöz- mek, demokrasi çerçevesinde bu sorunlara köklü çözümler üretmek kolay mı? Herhalde değil. Bu nedenle de adın sık sık geçecek sanı- yorum, consensus. Bak unutuyordum, bu arada "consensussuz olmaz" diye tutturanlara kızıp "coni sensuz olmaz" diye tutturanlar da var. Bunlar Amerika'ya kada r gidip "kurtar bizi Sam Amca" diye diller döktüler. Dilekleri kabul edilir de bırkaç milyar do- lar gelirse bütün sorunlarımız çözümienecek, "consensus"a falan da gerek kalmayacak. Böyle bir durum ortaya çıkarsa sakın alınma diye sana şimdiden haber veriyorum saygıde- ğer kardeşim. İyi bayramlar sevgilı okurtar. Tekel, yabancı sigara satışından zarardaANKARA (AA) — Tekel'in yabancı sigara satışında zarar- da olduğu belirlendi. AA muhabirinin Başbakan- lık Yüksek Denetleme Kunılu tarafından hazırlanan ve Tekel1 in 1989 yılı faaliyetlerinin ince- iendiği raponından yaptığı sap- tamalara göre yabancı sigara it- halatmda mal bedeli ödenmesi sürekli geciken ve dışalımının finansmanı için döviz kredisi kullanılan Marlboro ve Parlia- ment grubu sigaralar için Te- kel'in kullandığı kredüerden 26.2 milyar lirahk faiz ödeme- si doğdu. Tekel, bu faizin 4.8 milyar lirasını sigaraların mali- yet hesaplarına katarken 21.4 milyar lirasını da "faaliyet dışı gjder ve zarar" hesaplarına ak- tardı. Bunun yanı sıra yabancı si- gara ithalatındaki kur farklan, fiili ithalatı yapılmamış yabancı sigaralann maliyetlerinüı eksik tespit edilmesi gibi faktörler de hesaba katıldığında, 1989 sonu itibanyla Tekel'in sadece ya- bancı sigara satışlanndaki işlet- me faaliyeti zarannın 40.2 mil- yar lira olduğu belirlendi. Bu zararda, Tekel'in yabancı siga- ra ithalatından fonlara aktardı- ğı paralann da payı bulunuyor. Başbakanhk Yüksek Denet- leme Kurulu raporuna göre ya- bana sigara ithalatının başladı- ğı 1984 yıünda yurtiçi satışı ger- çekleşen 1.557 ton ithal sigara- nm yüzde 50'si Philip Morris firmasının ürettiği Marlboro ve Parliament'ten oluşurken bu rakam 1985'te yüzde 73'e, 1989'da87'ye yükseldi. 1990 yılı için belirlenen ve kesin geçici rakamlara göre ise Philip Mor- ris'in Türkiye yabancı sigara pazanndan aldığı pay yüzde 93 duzeyinde tahmin edildi. Denetleme Kurulu'na göre yabancı sigara dışalımında or- taya çıkan bu genel eğilim ile bu uyguiamanın beraberinde getir- diği işletme faaliyeti zararlan- run Tekel'in "en önemli işletme sorunu" olduğu belirlendi. Raporda konuya ilişkin ola- rak "Bu sigaralann dışalım fî- yatlannın her yıl giderek artma- sı ile yükselen dövizli mal be- deli yanında dışalım finansman hacminin ve aybk ortalama stok miktarının doğurduğu ek finansman yüklerinin de oluş- turduğu yüksek maliyetler, mevcut satış fiyatlan ile karşı- lanmadığından işletme (Tekel) faaliyeti zarara devam etmekte- dir. Vabancı sigaralarla ilgili olarak 1988 yılında 39 milyar, 1989 yılında 40 milyar lira do- layında gerçekleşen işletme fa- aliyeti zarannın önlenmesi, bu sigaralann dışalım ve finans- man hacmini de kapsayan fiili maliyetleri saoş fiyatlan ile sağ- lıklı biçimde izienmesine ozen gösterümesi, Muessese ve Genel Müdürlük Muhasebe ve Mali Işler Dairesi Başkanlığı arasın- daki eşgüdüm noksanugının gi- derilmesi gerekir" denildi. DÖVİZ KURLARI DAvizın Cınsı 1 ABD Ooları 1 Atman Marto 1 Avustralya Ooları 1 Belçıka Frangı 1 Fransız Frangı 1 rtollanda Roran 1 Isveç Kronu 1 Isvıae Frangı 100 Italyan LıreO 1 Japon Yeni 1 Sterlm 1 S Arabıstan Rıyalı 0ÖV12 Alış 3774 44 2253 39 2958 02 108 96 666 56 2000 23 624 91 2663 30 303 90 27 77 6750 58 1006 38 06vız Satış 3782 00 2257 91 2963 95 110 20 667 90 2004 24 62616 2668 64 304 51 27 83 6764 11 1006 40 Efektf Alış 3770 67 2251 14 2907 73 108 11 665 89 1998 23 618 66 2660 64 298 73 27 50 6743 83 98122 15 NİSAN 1991 EtefcCf Satış 3793 32 2264 68 2972 84 110 53 669 90 201025 628 04 2676 65 305 42 27 91 6784 40 101143 çAPMznm % 1 6750 Alman Markı $ 5 6625 Fr Frangı $ 1 3869 Hot ftonn S 1 4172 Isv Frangı S 1241 99 Ital Lıretı $ 135 90 Japon Yeni $ 3 7504 S Arafi Fftyalı E 1 7885 S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle