Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15NÎSAN1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13
Mesleki eğitim
• ANKARA (AA) —
Türkiye Işveren Sendikalan
(TİSK) tarafından
hazırlanan "Türkiye'de
mesleki eğitim" konulu
raporda, mesleki eğitimde
kalitenin giderek düştüğüne
ve imam hatip liselerinin
çoğaldığına dikkat çekilerek
"Son 20 yılda öğrenci sayısı
liselerde 3 kat, mesleki
liselerde 4.9 kat artarken
imam hatip liselerindeki
öğrenci sayısı ise 13.4 defa
artmıştır" denildi. Raporda,
Milli Eğitim Bakanlığı'na
bağlı bütıln liselerde son 20
yıldaki öğrenci dağılımına
bakıldığında, öğrenci
sayısındaki artışın, genel
liselerde yüzde 203, mesleki
ve teknik liselerde yüzde
374 olmasına karşüık imam
hatip liselerinde yüzde 1246
oranında arttığına işaret
edildi.
Aracılara
standart
• ANKARA (AA) —
tstanbul Menkul Kıymetler
Borsası'ndaki aracı
kurumlarm faaliyetlerine
standart getiriliyor. Sermaye
Piyasası Kurulu (SPK) yasal
olmayan işlerin önüne
geçmek amaayla aracı
şirketlere standart
muhasebe sistemi ve belge
kayıt düzeni getirilmesi
amaayla çahşmalara
başladı. Yeni düzenlemeye
ilişkin hazırlanan tebliğ,
önumiızdeki gunlerde
yayımlanacak.
Paraarzı
• ANKARA (ANKA) —
Para arzı (M3) 15-22 mart
günleri arasında 219 milyar
lira genişleyerek 79.5 trilyon
lira duzeyine erişti. Para
arzının daha fazla
genişlemesini, dolaşımdaki
paranın 4.4 trilyon liraya
yakın azalması önledi.
ANKA'nın Merkez Bankası
verilerinden yaptığı
hesaplamaya göre mart
ayının ilk iki haftasında
rekor düzeyde genişleme
gösteren para arzı, 15-22
mart günleri arasındaki
haftada daha kontrollü bir
genişleme gösterdi. Bu
dönemde dolaşımdaki para
1 trilyon 369 milyar lira
azalarak 14 trilyon 54
milyar liraya geriledi.
Dolaşımdaki para yıl
başına göre yüzde 10.7
oranında genişlemiş
bulunuyor.
Haziııe arazisi
igletilebilecek
• ANKARA (AA) —
Malıye ve Gümrük Bakanı
Adnan Kahveci, Hazine
arazilerini ağaçlandırıp
işleteceklere kolaylık getiren
yeni bir genelgeyi onayladı.
Böylece 18 yaşını bitirmiş
her Türk vatandaşı ve tüzel
kişiler, Hazine arazilerini
kiralayarak ağaçlandırıp
işletebilecek. Genelgeye
göre ağaçlandırmaya
elverişli araziler
belirlendikten sonra,
yüzölçümü il itibanyla bir
İiste halinde düzenlenip
milli emlak müdürlükleri ile
hal müdürlükierinde hazır
bulundurulacak. Talipliler
listeleri buralardan temin
edebilecekler.
TOBB Genel
Kurulu
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bttrosu) — 24, 25 Mayıs
1991 tarihlerinde Ankara'da
toplanacak TOBB genel
kurul calışmaları hızlaodı.
27 nisan tarihinde
Denizli'de bir araya gelecek
olan TOBB Sanayi
Konseyi'nde ekonomik
politikaların ele ahnarak
eleştirilerin dile getirilmesi
bekleniyor. TOBB Yönetim
Kurulu'nun tüm Türkiye'yi
kapsayan gezilerinden sonra
ortaya çıkacak ekonomik
harita ve sorunlarm '
nedenlerine ilişkin
görüşlerin ağırlık
kazanacağı genel kurulda
ekonomik çözumlerin
önerileceği ve erken seçim
isteneceği öğrenildi.
Belpa grevi
• tSTANBUL (AA) — Tez
Koop-tş Sendikası'nın 3
nisanda başlattığı Belpa
grevi, 12. gününu doldurdu.
Grevdeki Belpa işçilerini
ziyaret ederek bilgi alan
SHP İstanbul II Başkanı
Ercan Karakaş, işçilerin
hayat pahalılığı ve artan
enflasyon karşısında
taleplerini dogal
karşıladıklarını söyledi.
Parti olarak greve çıkan
bütün işyerlerini ziyaret
ettiklerini ve işçilerin
emeğinin karşılığıru
almasından yana
olduklarını söyleyen
Karakaş, bayramdan sonra
Belediye Başkanı Nurettin
Sözen ile sendika
yöneticilerini tekrar bir
araya getirip görüşme
sürecini hızlandıracaklarını
kaydetti.
En pahalı gıda LstanbııPda
Dört kişilik bir
ailenin haftalık
gıda filesi
IstanbuFda 142 bin
423 liraya doluyor.
İkinci en pahalı il
Kocaeli. Onceki üç
ayın pahalılık
birincisi Ankara 3.
sıraya düştü.
Ekonomi Scrvisi / Yurt Ha-
berieri Servisi — Istanbul'un sa-
dece taşı toprağı değil, gıdası da
altın değerinde. Turkiye'de yaşa-
yan 4 kişilik bir ailenin haftalık
gıda filesi 142 bin 423 lirayla en
pahalı İstanbul'da doluyor. Ön-
ceki üç ayın pahaJılık birincisi
Ankara'da ise bir file 133 bin
579 liraya dolarken, başkentin
son belirlemede 3. sıraya düştü-
ğü dikkat çekiyor. Türkiye'nin
en ucuz ili Mardin'de haftalık
alışveriş filesi 84 bin 920 liraya
mal oluyor.
Cumhuriyet muhabirleri,
1991 yılının ilk çeyreğüçin 73 U-
de fiyat taraması yaparak Tür-
kiye'nin mutfak haritasını çıkar-
dılar. Beslenme uzmanı Prof.
Ayşe Baysal'ın "orta düzeyde, iki
çocaklu, agır işte çalışmayan"
bir aile için hazırladığı haftalık
ahşveriş fılesine gjren gıda mal-
ları listesine göre İstanbul, Tür-
kiye'nin en pahalı ili oldu.
Üç ayda bir gıda maddelenn-
de yapılan fiyat araştırması, ge-
çen üç ay içinde fiyatların enf-
lasyon oranının üstünde, yakla-
şık yüzde 20 arttığını ortaya
koydu. 1990 yılının son üç ayın-
da ise fiyatlar ortalama yuzde 11
artmıştı. Ocak ayındaki belirle-
mede Türkiye çapında bir file
ortalama 93 bin 716 liraya dolar-
ken, son belirlemede bu rakam
111 bin 915 liraya fırladı. Gıda
mallarına ortalama en yüksek
zam yüzde 56 ile Tunceli'de ger-
çekleşti. Bu zam Tunceli'yi son
üç ayda 57 basamak birden at-
latarak 63!lükten 6Mığa yükselt-
ti. İstanbul'da bir file yüzde 19
zamla dolarken, pahalılıkta
ikinci sıraya yükselen Kocaeli'n-
de gıda malları yüzde 20 zam-
landı. Başkentte ise fiyatların
|EN PAHALI , İÇOK PAHALI I 1 PAHALI
73 İLDE BİR
1 İstanbul
2 Kocaeli
3 Ankara
4 Artvin
5ZonguUak
6Tuncei
7 Antalya
8 Samsun
9 Kastamonu
lOSakarya
11 Giresun
12 Eskışehif
13 0r*ı
14 EArne
15ffize
16Bing«
17 TetardaO
18 Bursa
feblodakl bir
MrHika-
çafctopr?
142.423
134 117
133.579
132.394
132.062
130.433
130.176
128 524
125 438
125.238
125 081
124.804
124 751
123 475
122.800
121072
119.900
119 326
FİLE KAÇA DOLUYOR?
3ayMtfe-
**MH|
18 62
19 67
462
30.33
15 73
56.79
22 05
34 00
33 02
19 06
2917
26 27
30 86
1797
3211
24.72
1154
1094
flie sıı mallardan ol
khr
19 Izımr
20Trabzon
21 Batman
22 Manisa
23 Kırttarelt
24 Erzurum
25 Aydın
26Kaysen
27Elaafl
28 Sıvas
29 İçel
30Uşak
31 Sınop
32 Tokat
33 Isparta
34Kınkfctfe
35 Muş
36Bolu
Mrfiltka-
119.229
119.075
118 580
117 975
117 661
117 225
116 875
115841
115.390
114 942
113 779
113 465
113 218
112 863
112 640
112 228
110.435
110418
usurar: 1.5 kilo kusbası
Sayfakfc-
6 01
2317
23 41
14 13
19 31
2129
25 64
1 56
39 69
26 02
34 80
-30.57
38.43
25 01
25 99
22.30
38 69
1.51
htar
37Maiatya
38 Hakkân
39Deneli
40 Karaman
41 Çofum
42ÇanaktaJe
43 Bılecık
44 Amasya
45Nevş*ır
46 Gümüşhane
47 Nıgde
48Şımak
49 Ajn
50 Sıırt
51 Balıkesır
52Afyon
53 Bayburt
54 Gazıantep
dana eti, 20 adet vumu
MrlHtka-
«•MifM?
110 384
110 319
110 019
109 461
109 395
109.203
109175
108 955
108.941
108 611
108 460
108 224
107.921
106 827
106 486
105 545
105 505
106 017
rta. 1 kılo
3 a y < * * -
HMHI
22 09
14 66
16.08
22.31
23 82
15.86
1089
19 23
17 43
15 42
24.94
19 49
17 39
26 36
11 07
27.93
18.15
15.11
250 ararn
55Konya
56 Çankın
57 Erancan
58 Kars
59 Kütahya
60 Burdur
61 Kırşehir
62 Dryarbalor
63 Adıyaman
64 Van
65Mujla
66 Adana
67 Hatay
68 ŞUrfa
69 Aksaray
70 Yozgat
71 Bitks
72 K. Maraş
73Mardin
Hrfltokfr
faMpr?
103.843
103 774
103 246
103.230
102 968
102.946
101.819
101 006
99.204
98 637
97.878
95.057
94.527
93.720
93.030
92.692
91.982
89.375
84.920
Saftakfe-
*M*)
22.04
13.65
24.49
12.77
1918
950
21.75
•101
18.10
27.39
2.45
15.76
23.55
4.41
14.00
694
668
616
878
yeşil mercimek, 7 litre süt, yarım kilo beyazpeynir, 3 kilo ıspanak, 6 adet limon, 3 kilo patates, 1 kılo kurusoğan, 4 kilo portakal, 5.6 kilo ek-
mek, 2 paket makarna, 1 kilo baldo pirinç, yarım kilo ayçiçekyağı, 250 gram margann, 1 kilo tozşeker, yarım kılo salça, yarım paket tuz, 100
gramiık bir paket çay ve yüzde 10 pişirme payı.
yüzde 5 arttığı dikkat çekiyor.
1991 yılının ilk çe>Teğinde
Türkiye'nin en pahalılan yine
sanayi ve turizm kentleri oldu.
Geçen Uç aylık sıralamada bir fi-
le en pahalı 127 bin 683 liraya
dolarken son belirlemede bu ra-
kam 142 bin 423 liraya çıktı.
Üç aylık dönemde gıda mal-
lan arasında en yüksek zam
portakalda gerçekleşti. Türkiye
çapında bir kilo portakal fiyatı
yüzde 80 arttı. Bunda en büyük
etken olarak portakalın artık
tezgâhlardan "çekUmeye" başla-
ması gösteriliyor. Önceki belir-
lemede, bir kilo portakal orta-
lama 1464 liradan sanlırken, son
belirlemede portakal fıyatının
Türkiye ortalaması 2 bin 630 li-
raya yükseldi. Geçen üç ay için-
de yüzde 20'lik ortalama fiyat
artışımn üstünde zamlanan di-
ğer gıda maddeleri arasında yüz-
de 36'yla yeşil mercimek, yüzde
33'le ayçiçek yağı, yüzde 23 ile
çay göze çarpıyor.
Türkiye"de bir kilo kuşbaşı
dana etini en pahalı Izmirliler
yiyor. Izmir'de bir kilo et 23 bin
liradan satılırken, kuşbaşımn en
ucuz satıldığı kent dan Bolu-
da yasayanlar, bir kilo et için 9
bin lira harcıyorlar. Ekmek ise
en pahalı yine İstanbul'da. Is-
tanbullular 320 gramiık ekmeği
1 nisandaki zamdan sonra 1000
liraya yerken, Urfa ve Kahra-
manmaraş'ta ekmek, kilosu
1000 liradan satıhyor.
Doğu Avrupa'ya yeni kaynaklar
Türkiye'nin de ortak olduğu Avrupa Irfiar ve Kalkınma Bankası bugünfaaliyete geçiyor
EDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — "Avrupa tmar ve Kal-
kınma Bankası" (EBRD) bugun hizme-
te giriyor. Türkiye dahil 38 ülkenin üye
olarak katıldığı banka, 1989'dan beri Or-
ta ve Doğu Avrupa'da yürutülen demok-
ratikleşme ve piyasa ekonomisine geçme
çabalarına ve özel sektöre mali destek
sağlamak ve "kapitalizmi hızlandıraıak"
amaayla kuruldu. Bankanın başkanhğı-
na Fransa Cumhurbaşkanı François Mit-
terrand'ın ekonomi danışmanlarından
Jacques Attali atandı.
Bankanın modern bir Marshall yardı-
mı olmadığı, ABD'nin Orta ve Doğu Av-
nıpa siya&etinin bir maşası olmayacağı
ve "para dağıtmak" yerine uygun koşul-
larla kredi açma ilkesinden aynlmayaca-
ğı bankaya yakın kaynaklar tarafından
ifade ediliyor. "Times" gazetesi, bir ban-
kacıya atfen, "Marshall yardımı, moto-
ra benzin koymuştu, şimdi ise motoru
tümden degiştirmeıniz gerekiyor" yoru-
munu aktarıyor. Ancak Times, "Yine de
Marshall yardımı ile paralellikter var.
Banka, ekonomik gelişme ile demokra-
siye doğrn aülacak adımlar arasında iliş-
ki kuracak ve kredileri de çoğulcu de-
mokrasiyi savunan ulkelere verecek. Sov-
yetler Birliği'ne bu koşullarda nasıl yar-
dım safilanacağı belirsiz" diye yazdı.
Sovyetler Birh'ği'nde çoğulcu demokra-
tik yönetime nasıl geçileceğinin hâlâ be-
lirsiz oluşu nedeniyle bankada Sovyet-
ler'in yüzde 6 payı olmakla birlikte, ala-
bileceği kredi 3 yıl süreyle katılım hisse-
si düzeyi ile sınırlı olacak.
Bankanın sennayesi çok çeşitli kay-
naklarla beslendi. Şimdilik 12 milyar do-
lar dolayındaki sermayede yüzde 51 pay
Avrupa Topluluğu Komisyonu ve Avru-
pa Kalkınma Bankası'na ait. ABD yüz-
de 10, Japonya yüzde 8.5, Kanada yüz-
de 3.4 hisseye sahip. Türkiye de 138 mil-
yon dolar ile yüzde 1.15'lik bir sermaye
payına sahip oldu. Türkiye bu sermaye-
nin üçte birini peşin, gerisini taksitler ha-
linde ödeyecek.
Batı Avrupa'nm en önemli borsa ve
mali merkezi durumundaki Londra'nın
"Avrupa tmar ve Kalkınma Bankası'na
ev sahipliği yapması irke olarak 28 Ni-
san 1990'da Dublin'de Avrupa Toplulu-
ğu doruk toplantısı kulislerinde karar-
laştırılmıştı. Banka, Londra'da yeni ta-
mamlanan futuristik dev iş merkezi
"Broadgate"te çalışmaya başhyor. Bugun
yapılacak açılış törenine Türkiye adına
Başbakan Yıldırun Akbulut, bankada
Türkiye güvernörü olan Devlet Bakanı
Gttneş Taner, Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı ve Merkez Bankası yetkili-
leri katılacak.
Oto üretiminde bııtikçiliğe doğru
Japon korkusu, Avrupah
otomobilcileri, kitlesel
üretime karşı
"bireysel"liği ön plana
çıkaran otomobiller
tasarlamaya itiyor.
CENGİZ TX
r
RHAN
PARİS/COURCHEVEL — Itiraf et-
mekte isteksiz davransalar da tüm dün-
yadaki otomobil üreticileri -buna Tür-
kiye de dahil- Japonlan düşünmeden tek
bir adım atamıyorlar artık. Japon oto-
mobilleri, aerodinamik olarak henüz ye-
terince gelişmemiş olsalar da stilleri,
konforlan ve teknolojileriyle rakipleri-
nin uykulannı kaçmyorlar.
Piyasadaki kızgın rekabet, otomobil
üreticilerini araştırma-geliştirme ve ta-
sanma daha çok yatınm yapmaya itiyor.
Firmalararası ortakhklar giderek artı-
yor. Bu alandaki son cahşmalarını ve bu
calışmalann yeni modellere uygulanma-
sını görmek üzere davet edfldiğirniz, Av-
rupa'nm önde gelen oto üreticilerinden
Fransız Renault'nun Paris'teki "Tasa-
run Merkezi"nin direktörü Patrick
G.M. Le Quement'in sözleri, Avrupa'-
da tasanm kartmın Japonlara karşı önü-
müzdeki yülarda nasıl oynanacağuu gös-
termesi bakımından hayli ilginç: "Ben
hiç diinya vatandaşı diye birine rastla-
madım. Biz tüm pazarlara hitap edecek
bir diinya arabasına inannuyoruz. Ca-
zip, ibtiraslı arabalar yapmalıyız. Bizim
tasanm yaklaşımımız Fransız kültiirün-
den gebe kalnuştu*. Sıradışı otomobiller
iiretme peşindeyiz."
Daha önce ABD'de General Motors,
Almanya'da BMW firmalarında tasa-
nmcı olarak calışmış olan Le Quement,
bir otomobil yapıp iki milyon adet üret-
me devrinin geçtiğini, birçok üreticinin
artık belirli bir pazar dilimini hedefle-
yen otomobiller yapmaya çalıştığını da
sözlerine ekliyor.
Nitekim, ABD'de Massachusetts Ins-
titute of Technology'de (MIT) yapılan
bir araştırmada aynı yargının altını çi-
ziyor: Daha küçük pazar dilimlerine yö-
nelmiş, çeşitlendirilmiş bir üretim stra-
tejisi ile (yumurtalan farklı sepetlere da-
ğıtarak) Japon saldırısının zararlarını
RENAULT CLIO BACCARA — Küçük arabalara kadınlann daba fazla Ugi gös-
termesi, bu arabalarda çizgilerin 'vumuşatılmasına' yol açU.
RENAULT ESPACE — Çok amaçlı, tek hacinüi ve lüks. Zenginlerin ikinci ara-
bası. Spora meraldılar tercih ediyor.
azaltmak... Kitlesel üretime karşı, kül-
türel farkları, hayat tarzlannı dikkate
alan, daha "özel"leştirilmiş bir üretim
yelpazesı-
Otomobil endüstrisinin ölçek ekono-
misi gerekleri gözardı edilmeksizin ba-
kıldığında, bu tür bir üretim, otomobil-
de konfeksiyonculuktan butıkçıhğe ge-
çiş anlamını taşıyor. Mevcut teknoloji,
üretim bandım durdurmadan bir mode-
lin varyasyonlannı üretme imkânını ve-
riyor. Orneğin Renault'nun Paris yakm-
larındaki Flins fabrikasında bir kalıbı
değiştirmek 12 dakika sürüyor. Önün-
deki banda parça yerleştirilen işçiye, sı-
rası gelen otomobilin tipi ve banda yer-
leştirilecek parçanın türü yanında duran
bir bilgisayar yancısmdan kolayhkla bil-
dirilebüiyor. Robotların yeniden prog-
ramlanması çok kısa sürelere sığdınla-
biliyor.
Bu nedenle Patrick Le Quement, ge-
leceğin otomobilini anlatırken öncelik-
le kültürel boyutu vurguluyor. Avrupa'-
nın bir mozaik olduğunu ve bu mozai-
ğin ayrı renklerine hitap eden ayrı ara-
balar üretmek gerektiğini dile getiriyor.
"Otomobil salt bir taşıma aracı olmak-
tan çıkacaktır" diyor. Quement'e göre
mekanik komponentler küçülecek, iç
hacimler büyüyecek, "akılh" araçlar ya-
pılacak ve giderek daha fazla otomobil,
üreticilerin ortak projeleri çerçevesinde
veya doğrudan ortakhklar içinde tasa-
nmlanıp üretilecek.
Renault, Matra ile ortak geliştirdiği
bir projeyle, bu sonuncusuna örnek gös-
terilebilecek bir araç üretmiş: 1986 yüın-
da ilk kez piyasaya verilen Espace. Bu
araç, çok amaçlı, tek hacimli ve bir sa-
lon konfonında olmak üzere tasanmlan-
mış. Renault Espace 91'in motor, kasa
ve iç donanım varyasyonlan 12'yi bulu-
yor. Otomobilin ağırhğını azaltmak,
süspansiyonunu geüştirmek ve konforu-
nu arttırmak için ciddi teknolojik çalış-
ma yapılmış. Renault, yeni gelişen bu
pazarda büyük umut bağladığı Espace
projesini tanıtmak için 1992 Corchevel
kış olimpiyatlannın, 2 bini aşkın araçla
yapılacak ulaşımını üstlenerek bir nu-
maralı destekçisi olmuş.
Aynı anlayışla geleneksel bir pazar
olan, küçük otomobiller sınıfına da Cli-
o'yu kazandırmış Renault. Avnıpa'mn
bu en sert pazarına "küçük ama
konforlu" bir arabayla girmeyi düşün-
müş. İlk kez geçen yıl piyasaya çıkan
Clio, 1991'de Baccara ve 16 S modelle-
riyle güçlü rakiplerine karşı mücadele
verecek.
Renault, Cenevre 91 Fuan'yla kamu-
oyuna tanıttığı Alpine A310 Turbo ile
de otomobil sporu meraklılannı tatmin
ediyor. A610, 2975 cc.'lik motoru saat-
te 265 km.'lik hızı ve kullanıcının haya-
tını kolaylaştıran dizaynı ile tasanm eki-
binin gözbebeği ve geleceğin teknoloji-
sinin habercisi.
EKONOMİ NOTLARI
OSMAN ULAGAY ,
'Coni Sensuz Olmaz'
Saygıdeğer consensus,
Önce bayramını kutlar, saygılar sunarım. Bilmem farkın-
da mısın, son zamanlarda Türkiye'de senden çok söz edili-
yor. "Şu memlekette bir consensus ortamı sağlasak da so-
runlarımızı çözümleyebılsek", diyenlerin sayısı her geçen gün
artıyor. Bu arada, vaktiyle, "bu memlekete plan değil pilav
lazım" diyenler olduğu gıbi şimdi bu consensus lafına bo-
zulanlar da var, ama emin ol kı adın çok sık geçiyor.
Geçenlerde TÜSİAD yeni bir rapor yayımladı. "Ülke
stratejisi" adını taşıyan bu raporla ilgili tartışmalarda da se-
nin adın sık sık geçti. Türkiye'nin orta ve uzun vadeli strate-
jik hedeflerinin toplumun çeşitli kesimlerinin katkısıyta bir con-
sensus içinde saptanmasının önemi vurgulandı. Ancak bu
yöntemle saptanan bir stratejinin başanlı olabileceği, yaygın
bir toplumsal katıhmla uygulanabileceğı belirtildı.
Geçen aksam Türkiye'nin toplumsal, ekonomik, sıyasal
nabzını ölçmeyi amaçlayan bir araştırma kuruluşunun tanı-
tım yemeğine katıldım. Periyodik olarak yayımlayacakları, bul-
gularını özetleyen rapora "Dialogue and consensus" adını
koymamışlar mı?
Bu raporun girış bölümünde şöyle bir ifade yer alıyor:
"Bir buçuk yılı aşkın süredir yaptığımız araştırmalar, sağ-
lıklı bir ekonomi ve demokrasinin yerleşebilmesi için toplum-
da bir diyalog ve konsensüs olması gerektiği konusunda kök-
lü bir inancın varolduğunu ortaya koydu."
Senin adını Türkiye'de "konsensüs" diye yazıyorlar. Tabii
bu "consensus" ya da "konsensüs" lafının ne anlama gel-
diğini soranlar da oluyor arada. Sakın alınma, ama ben bir
de sözlüklere bakayım dedım. İngilizce VVebster sözlüğün-
de "consensus" sözcüğünün karşısında, "fikir veya kanaat
biriiği, anlaşma, gorüş biriiği" yazıyor. Redhouse'un İngilizce-
Türkçe söziüğünde ise "fikir ve oy biriiği, umumun fikri" di-
ye karşılanmış "consensus" sözcüğü.
Türkiye'de bu "konsensüs" merakı nereden çıktı diye me-
rak ettin mi bilmiyorum. ama ben biraz bu konuyu düşün-
düm. Aklıma ge'enleri izninle sana anlatayım.
Türkiye'de "birlik ve beraberlik"ten, halktan.ve demokra-
siden çok söz edilir, ama özellikle önemli mevkilere gelen-
lerya da seçilenler, kimselere danışmadan, akıllarına eseni
yapmaya bayılıriar. "Biz yaptık, oldu" anlayışıyia başlanndan
büyük işlere kalkışırlar. Bu gibi kimseler plan, program, stra-
teji gibi laflara da fena halde alerji duyarlar, sorunları iyice
ağırlaşana dek umursamazlar; dolayısıyla da hep günlük so
runlarla uğraşır, orta ve uzun vadeyı pek düşünmezler. Ken-
dilerini her konuda uzman sandıkları için uzmanlara bozu-
lur, pek yüz vermezler, buna karşılık daikavuklara bayılıriar.
Bu kimseler, "diyalog" ve "konsensüs" gibi kavramlara da
pek sıcak bakmazlar. Onlar için önemli olan seçımden seçi-
me halka gıdip şu ya da bu şekilde onun oyunu almaktır. Ye-
terli öyu alıp ıktidara geldim mi artık dilediğimi yapabilirim
diye düşünürler.
Bu gibi kimseler bazen ülkeye heyecan, hareket ve çeşit-
lilik getirebilir, zaman zaman başarılı görünebilirler. Ancak
hiçbir önemli soruna köklü çözümler bulamazlar. Sonunda
sığ başanlarının kalıcı olmadığı, üstelik topluma pahalıya mal
olduğu anlaşılır. İşte o zaman insanlar gerçeğı görmeye, farklı
bir anlayışın özlemini çekmeye başlarlar.
Bugünterde Türkiye'de daha fazla kimss "diyalog" ve "ton-
sensüs"ten söz edıyorsa galıba bundan ediyor. Günübirlik
alınan keyfi kararlarla sorunlarm çözümlenemeyeceğinı fark
edenlerin sayısı giderek artıyor. Önemli sorunlarm, ancak bir
"konsensüs" içinde çözümlenebıleceği görüşü yandaş ka-
zanıyor. Bu nedenle de senin adından her geçen gün daha
fazla söz ediliyor.
* Hemen akla geliveren bazı önemli sorunları ammsatayım
ben sana.
Vergi gelirlerini arttırma sorunu. .
Ücret ve verimlilik sorunu. ]
Bunlardan bağımsız olmayan enflasyon sorunu. !
Eğitime daha fazla kaynak ayırma sorunu.
Gelir dağılımı sorunu.
Bu sorunları geniş bir toplumsal konsensüs olmadan çöz-
mek, demokrasi çerçevesinde bu sorunlara köklü çözümler
üretmek kolay mı?
Herhalde değil. Bu nedenle de adın sık sık geçecek sanı-
yorum, consensus.
Bak unutuyordum, bu arada "consensussuz olmaz" diye
tutturanlara kızıp "coni sensuz olmaz" diye tutturanlar da
var. Bunlar Amerika'ya kada
r
gidip "kurtar bizi Sam Amca"
diye diller döktüler. Dilekleri kabul edilir de bırkaç milyar do-
lar gelirse bütün sorunlarımız çözümienecek, "consensus"a
falan da gerek kalmayacak. Böyle bir durum ortaya çıkarsa
sakın alınma diye sana şimdiden haber veriyorum saygıde-
ğer kardeşim.
İyi bayramlar sevgilı okurtar.
Tekel, yabancı sigara
satışından zarardaANKARA (AA) — Tekel'in
yabancı sigara satışında zarar-
da olduğu belirlendi.
AA muhabirinin Başbakan-
lık Yüksek Denetleme Kunılu
tarafından hazırlanan ve Tekel1
in 1989 yılı faaliyetlerinin ince-
iendiği raponından yaptığı sap-
tamalara göre yabancı sigara it-
halatmda mal bedeli ödenmesi
sürekli geciken ve dışalımının
finansmanı için döviz kredisi
kullanılan Marlboro ve Parlia-
ment grubu sigaralar için Te-
kel'in kullandığı kredüerden
26.2 milyar lirahk faiz ödeme-
si doğdu. Tekel, bu faizin 4.8
milyar lirasını sigaraların mali-
yet hesaplarına katarken 21.4
milyar lirasını da "faaliyet dışı
gjder ve zarar" hesaplarına ak-
tardı.
Bunun yanı sıra yabancı si-
gara ithalatındaki kur farklan,
fiili ithalatı yapılmamış yabancı
sigaralann maliyetlerinüı eksik
tespit edilmesi gibi faktörler de
hesaba katıldığında, 1989 sonu
itibanyla Tekel'in sadece ya-
bancı sigara satışlanndaki işlet-
me faaliyeti zarannın 40.2 mil-
yar lira olduğu belirlendi. Bu
zararda, Tekel'in yabancı siga-
ra ithalatından fonlara aktardı-
ğı paralann da payı bulunuyor.
Başbakanhk Yüksek Denet-
leme Kurulu raporuna göre ya-
bana sigara ithalatının başladı-
ğı 1984 yıünda yurtiçi satışı ger-
çekleşen 1.557 ton ithal sigara-
nm yüzde 50'si Philip Morris
firmasının ürettiği Marlboro ve
Parliament'ten oluşurken bu
rakam 1985'te yüzde 73'e,
1989'da87'ye yükseldi. 1990 yılı
için belirlenen ve kesin geçici
rakamlara göre ise Philip Mor-
ris'in Türkiye yabancı sigara
pazanndan aldığı pay yüzde 93
duzeyinde tahmin edildi.
Denetleme Kurulu'na göre
yabancı sigara dışalımında or-
taya çıkan bu genel eğilim ile bu
uyguiamanın beraberinde getir-
diği işletme faaliyeti zararlan-
run Tekel'in "en önemli işletme
sorunu" olduğu belirlendi.
Raporda konuya ilişkin ola-
rak "Bu sigaralann dışalım fî-
yatlannın her yıl giderek artma-
sı ile yükselen dövizli mal be-
deli yanında dışalım finansman
hacminin ve aybk ortalama
stok miktarının doğurduğu ek
finansman yüklerinin de oluş-
turduğu yüksek maliyetler,
mevcut satış fiyatlan ile karşı-
lanmadığından işletme (Tekel)
faaliyeti zarara devam etmekte-
dir. Vabancı sigaralarla ilgili
olarak 1988 yılında 39 milyar,
1989 yılında 40 milyar lira do-
layında gerçekleşen işletme fa-
aliyeti zarannın önlenmesi, bu
sigaralann dışalım ve finans-
man hacmini de kapsayan fiili
maliyetleri saoş fiyatlan ile sağ-
lıklı biçimde izienmesine ozen
gösterümesi, Muessese ve Genel
Müdürlük Muhasebe ve Mali
Işler Dairesi Başkanlığı arasın-
daki eşgüdüm noksanugının gi-
derilmesi gerekir" denildi.
DÖVİZ KURLARI
DAvizın
Cınsı
1 ABD Ooları
1 Atman Marto
1 Avustralya Ooları
1 Belçıka Frangı
1 Fransız Frangı
1 rtollanda Roran
1 Isveç Kronu
1 Isvıae Frangı
100 Italyan LıreO
1 Japon Yeni
1 Sterlm
1 S Arabıstan Rıyalı
0ÖV12
Alış
3774 44
2253 39
2958 02
108 96
666 56
2000 23
624 91
2663 30
303 90
27 77
6750 58
1006 38
06vız
Satış
3782 00
2257 91
2963 95
110 20
667 90
2004 24
62616
2668 64
304 51
27 83
6764 11
1006 40
Efektf
Alış
3770 67
2251 14
2907 73
108 11
665 89
1998 23
618 66
2660 64
298 73
27 50
6743 83
98122
15 NİSAN 1991
EtefcCf
Satış
3793 32
2264 68
2972 84
110 53
669 90
201025
628 04
2676 65
305 42
27 91
6784 40
101143
çAPMznm
% 1 6750 Alman Markı
$ 5 6625 Fr Frangı
$ 1 3869 Hot ftonn
S 1 4172 Isv Frangı
S 1241 99 Ital Lıretı
$ 135 90 Japon Yeni
$ 3 7504 S Arafi Fftyalı
E 1 7885 S