Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 15NİSAN1991
Irkçı Le Pen
evleniyor
• NIMES (AA) — Fransız
aşın sağ Ulusal Cephe
Partisi'nin lideri Jean-Marie
Le Pen, bu ay sonunda
Fransa'mn güneyindeki
Saint-GilJes'de evlenecek.
Le Pen ve yeni hayat
arkadaşı Niceli bayari
Jeanne Paschos'un (59)
nikâhlannj, Ulusal Cephe
Partili tek belediye başkanı
olan Charles de Chambrun
kıyacak. Nikâh töreni 24 ya
da 27 nisanda yapılacak. 63
yaşındaki Le Pen, ilk
evliliğini 196O"ta Pierrette
Lalanne'la yapmış, ancak
çift ekim 1985'te
boşanmıştı.
FUistinlilere
bakaulıklar
• KUDÜS (AA) — Israil
Başbakanı tzak Şamir, işgal
altındaki topraklarda Israil
hükümet büroları gibi
çalışacak Filistin
'bakanlıkları' kurulmasını
önerdi. El-Hamişmar
gazetesinde dün yer alan
demecinde Şamir,
Filistinlilere 1978'de Mjsır
ve Israil arasında imzalanan
Camp David barış
anlaşmasında öngörülen
özerklikten ileri, ancak
bağımsızhktan daha düşük
bir statü tanıyacaklarını
belirtti. Şamir, Filistinlilerin
polis, kiiltür, eğitim, ticaret,
adalet ve sağhk bakanlıkları
kurabileceklerinj ve dışişteri
ve savunma dışında kendi
işlerinden kendileryıin
sorumlu olacaklaruu
söyledi.
ANC, siyahJarı
koraıyacak
• ALEXANDRA (AA) —
Güney Afrika'da ırkçı beyaz
yönetime karşı mücadele
eden Afrika Ulusal
Kongresi (ANC) Başkan
Yardımcısı Nelson Mandela,
ANC'nin siyah kasabalarda
meydana gelen şiddet
olaylarına karşı savunma
birlikleri kurduğunu
açıkladı. Mandela,
Alexandra kasabasında
geçen ay öldurülen 14
siyahtan 9'unu anmak için
düzenlenen törende yaptığı
konuşmada, "Geçmişte
olduğu gibi yararsız
göruşmeler yapma hatasma
düşmeyeceğini" ve Devlet
Başkanı FAV. De Klerk Ue
ancak hükümet şiddet
olaylarını önlemek için
somut adımlar atarsa
görüşeceğini belirtti.
Hükümeti siyahlan
korumamakla suçlayan
Mandela, "Halkımızı
korumak için savunma
birlikleri kuruyoruz" dedi.
Hindistan'da
şiddet: 25 ölti
• YENİ DELHt (AA) —
Hindistan'ın kuzeyindeki
Pencap eyaletinde önceki
gece çıkan olaylarda 10*u
aynlıkçı Sih militanı olmak
üzere 25 kişi öldü. Sih
militanlanndan 9'unun
polis ve askerlerle girdikleri
çatışmalarda öldüğü, l'inin
ise yakalanacağını anlayınca
siyanür içerek intihar ettiği
bildirildi. Hindistan'da
'Kalistan' adı aJtında
bağunsız bir devlet kunnak
için mücadele eden Sih
gruplarının bu yılın
başından beri binden fazla
kayıp verdiği ve binlerce
kişiyi de öldürdüğu
belirtildi.
Chamorro'nun
yegeni öldü
• MEXICO C1TY (AA)
— Salvador'da yönetime
karşı savaşan gerilla örgütü
Farabundo Marti Ulusal
Kurtuluş Cephesi (FMLN)
üderlerinden ve Nikaragua
Devlet Başkanı Violeta
Chamorro'nun yeğeni olan
Antonio Cardenal
öldürüldü. Kumandan
'Jesus Rojas' olarak bilinen
Cardcnal'in gerillalarla
ordu birlikleri arasında
meydana gelen bir
çatışmada öldürüldüğü,
çatışmada 13 geriilanın
daha öldüğü belirtildi.
FMLN'nin Mexico
City'deki bürosunun
sekreteri, "Kumandan
Rojas bir çatışmada öldü,
ancak elimizde aynntılı
bügi yok" dedi.
Lübnan'dan
suçlama
• BEYRUT (AA) —
Lübnan Başbakanı ömer
Karami, Fransa'yı General
Michel Aoun' olayına
yaklaşımından dolayı
'Lübnan'ın onurunu ve
egemenliğini zedelemekle'
suçladı. Lübnan'ın 'Ad-
Diyar' gazetesinde dün
yayımlanan açıklamasında
Karami, "Fransa bu olayda
Lübnan'ın artık Fransu:
mandası altında
buhınmadığını, bağunsız bir
devlet olduğunu göz Önünde
bulundurmalıdır" dedi.
Saddam, mültecilere "geri dön" çağnsıyaparken, kuzeydeki Kürtîerin hükümet birliklerince kıstınldığı bildirildi
Kürtîer ErbiPegeridönüyorSaddam Hüseyin, Erbil kentinde göçe zorlananlann geri
dönebüeceklerini söyledi. BM ve Iraklı yetkilüer arasında yapılan
görüşmelerde ilerleme kaydedildiği açıklandı.
Dış Haberier Strvisi — Irak Devlet Baş-
kanı Saddam Hüseyin önceki gün Erbil ken-
tine giderek 'göç etmeye zorlanan' Kürtleri
geri dönmeye çağnlırken Irak'ın kuzeydoğu-
sunda, çok sayıda Kürdün hükümet birlik-
lerince kıstırddığı bildirildi.
Kürdistan Cephesi tarafından yapılan acık-
lamada, hükümet birliklerinin, geçen ay hü-
kümet aleyhtan direnişlerinin bastmlmasın-
dan sonra kaçmaya başlayan Irakhlann ka-
çış yollannı kestikleri kaydedildi.
Cephenin Londra'daki sözcüsü, "Çok sa-
yıda Kürt, çok yorgun olduklan ve Irak bir-
liklerinin yollannı kesmeleri dolayısıyla mah-
sur kalmış bulımuyor" dedi.
Irak haber ajansı INA'nın bildirdiğine gö-
re, Saddam Hüseyin, Erbil hükümet kona-
ğından Kürtlere kitaben yaptığı konuşmada,
"KatiHere ve balkın onurunu ayaklar altına
aî&nlara." hiçbir şeyi garanti edemeyecekle-
rini. ancak 'gitmeye zorlananlara' karşı hiç-
bir kötü niyetleri olmadığını söyledi.
Saddam Huseyin, "Olup bitenler geçmiş-
te kaldı, ber şeye yeniden basuyoruz. Her şe-
ye yeniden başlamaya zaten alışığız" dedi.
INA, Saddam Huseyin'in Ninova'yı da zi-
yaret ettiğini belirtti.
AFP, Erbil'den kacan Kürtîerin, yavaş ya-
vaş geri dönmeye başladıklarmı bildiriyor.
AFP muhabiri, 2 nisanda ziyaret ettiği Er-
bil'in 'ölü kent' gorünümünde olduğunu, an-
cak önceki gün tekrar gittiği kentte yaşamın
normale dönmeye başiadığını bildiriyor. Mu-
habir, açılan bazı dukkânların önünde kuy-
ruklann bulunduğunu, özellikle yiyecek
maddesi satan dukkânlann kalabalık oldu-
ğunu belirtiyor. Türkiye sınırından 140 km
güneyde, Iraklı yetkililer tarafından gezdiri-
len yabancı gazeteciler de geri dönmekte olan
Küıi mülteci konvoylan Rördüler.
Kuzey ve Güney Irak'taki direnişten sonra
Saddam'a bağlı birliklerin misilleme yapma-
sından endişe eden binlerce Iraklının kaçışı-
nı durdurmak amaâyla BM ve Irakb yetki-
liler arasında Bağdat'ta yapılan göriişmeler-
de ise ilerlemder kaydedildiği bildirildi. BM
Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın yardım-
cısı Ziya Rızvi, görüşmelerden sonra Reuter
Ajansı'na yaptığı açıklamada, "lleriemeler
kaydettik" dedi.
ABD birlikleri çekiliyor
ABD Savunma Bakanı Richard Cheney,
Irak'ın güneyindeki ABD birliklerinin, yan-
lannda Iraklı sığınmacılarla birlikte Irak-
Kuveyt sınırında BM tarafmdan belirlenmiş
askersiz bölgeye çekilmeye başladıklanm
açıkladı.
Cheney, geri çekilme emrinin, Körfez'de-
ki ABD gücü komutanı General Norman
Schwartzkopfa hafta başında iletildiğini be-
lirtti.
Geri çekilen birliklerin büyük bir bölümü-
nün ülkelerine geri dönmek üzere Suudi Ara-
bistan'daki uslere gideceklerini kaydeden söz-
cü, ABD uçaklanmn, Irak'ta koalisyon as-
kerleri bulunduğu surece hava devriyelerini
sürdüreceğini bildirdi.
Amerikan NBC televizyonuna dün verdi-
ği demeçte Cheney, "Birliklerimizi bu tam-
pon bölgeye çekmekteyiz ve BM Barış Gücü
gelene dek burada kalacağız. Sığınmacıları
(40.000 kadar) Irakhlann insafına terk ede-
meyiz. Onları da tampon bölgeye
götürüyoruz" dedi.
Riyad'daki askeri sözcü de koalisyon bir-
liklerinin BM Barış Gücü'nün gelmesine ka-
dar askersiz bölgede kalacağını açıkladı.
Bu arada lran, Körfez savaşı sırasında top- (
raklarına inen Irak uçaklarının sayısının, id-
dia edildiği gibi 148 değil, 22 olduğunu açık-
layarak, Irak'ı resmen protesto etti.
îran Dışişleri Bakanlığı'nın Irak işlerinden
sorumlu yetkilisi Hamudi El-Dulaimi, "Bu
tarz açıklamalar, lran İslam Cumhuriyeti-
nin Irak'a gosterdiği dostluga ve son aylar-
daki giiç koşullarda bu ulkeye yaptığı insani
yardıma, iyi bir karşılık değil" dedi. ı
AT toplanıyor (
Avrupa Topluluğu Dışişleri Bakanlan,
Irak'tan kacanlara yardım konusunu bugün
Lüksemburg'da yapacaklan toplantıda ele
alacaklar. Toplantıda bakanlara, halen
Türkiye'de bulunan M.Pratt başkanlığındaki '
AT Komisyonu Yardım Heyeti'nin faaliyet-
leri hakkında da bilgi verilecek. i
Alman ve Ingiliz basınındasuçlamalar, Fransız basını ise yansız
TürkiyeAvrupa'da gündemdeDış Haberter Servisi — Türkiye sınınna yı-
ğılan Kürt rnulteciier konusunda Almanya'-
dan sonra İngUiz basınında da Türkiye'yi
eleştiren yazılar yer aiırken Fransız basının-
da Türkiye'yi eleştiren yaalardan kaçınıldı-
ğı gözleniyor.
DlŞ BASINDAN
İngıltere
Işıkveren'de yiyecek ve yardım malzemesi aUn Kürt çocoğu, belki şoktan, belU de sevincinden aglıyor.
Londra muhabirimiz Edip Emil Öymen'-
in bildirdiğine göre "Sunday Times" gaze-
tesinin Işıkveren kampından yazan muhabiri,
uzun haberinin bir yerinde, Türkiye'nin yar-
dım eşgüdümü konusunda şu izlenimleri ak-
tarıyor:
"Turklerin KüıUere tutumu hiç de yardım-
a degil. Vardımın karayolundan ulaşürdması
için işe yarayacak herhangi bir çaba harcan-
madı. Dag >oüanndan geçme>e çalısan kam-
yonlar muazzam trafik >ıgılmasına neden
oluyor. Patika gibi bir yolda bir kamyonla
buldozer çarpışınca şoförler iki saat tartışlı-
lar. Daga kinise çıkamadığı gibi kiinse de ine-
medi.
Fransa
Paris muhabirimiz Mine Saulnier'in habe-
rine göre Fransız basınında Kürt göçü ve ge-
nelinde Kürtlerle ilgili en yoğun yayını yap-
maya devam eden gazete Le Monde.
Yine 1988'den farkh olarak bu haftaki P«-
ris Matcfa dergisini, yayımladığı dramatik
Kürt göçü fotoğraflarına "merhamet
gıdıldayıcı" birer alt yazı tümcesi yazan
Fransız cumhurbaşkanının kansı Danielle
Mitterrand bile Türkiye'yi eleştiren tek söz
söylemedi. Buna karşın dünkü sayısında Le
Monde Türkiye muhabiri, "Kurt sıgınmacı-
lar yardım dagıtımında en güçlunun bir şey-
ler alabildigini ve Tiirk askerlerinin kendi-
lerine yonelik yiyecekleri caldıklannı iddia
ettikleri" belirtiyor.
Ancak bazı sansasyonel basında da yer
alan ve Türk askerlerin, Kürtlere sert dav-
ranışmı yalan yanhş abartmalarla yansıtan
bu tür haberleri incelerken şuna dikkat et-
mekte yarar var:
1- Bu tür suçlamalar gerçekten çok az.
2- Fransızlann genel karakteri icinde böyle
bir güç bu ülkede yaşansaydı söz konusu ba-
sın kendi yetkiUlerine ve yapılan suiistimal-
lere daha çok vururdu.
Almanya
Berlin muhabirimiz Dilek Zaptçıoglu'nun
haberine göre Alman basınında ve
televizyon- radyo haberlerinde "Tiirk btikii-
metiyle ordusunun, yardunlan Kürtlere ka-
sıtlı olarak ulaştırmadığı" yolundaki haberler
devam ediyor. Ankara'nm Kürtleri sınırdan
içeri sokmamak için askere sığınmacılara
"var emri" verdiği iddiası dün çeşitli radyo
programlannda ortaya atıldı. lddialara gö-
re Kürtlere dağlarda yardım etmek çok güç;
tek çare olarak vadilere inmelerine izin ver-
mek, bu ise Ankara tarafmdan "kasıüı" ola-
rak engelleniyor. Gazeteierin haberlerinde
"Türkler hepimizi dağlarda öldürüp bizden
kurtulmak istijorlar" şekh'nde konuşan peş-
mergelerin ifadelerine geniş yer aynüyor. An-
kara'nın politikasından söz edilirken
"acımasız" ve "kanlı" deyimleri sık sık işi-
tiliyor.
Fransa'mn TürkiyeBüyükelçisiEricRouleau, Le Monde Diplomatiqueçlergisindeyazdı
i DünyaDüzenf ve önündeki engeller
ERIC ROULEAU
General De Gauile, biraz da utanarak,
karmaşık Doğu'ya çok basit ve saf dü-
şüncelerle eğildiğini söylemişti bir gün.
Bu gerçek dile getirileli yanm yüzyıl geç-
ti. Ama De Gaulle'ün sözleri hâlâ geçer-
liliğini korumaktadır...
Körfez bunalımı sırasında müttefık-
lerin en heyecan verici ve yararh amaç-
lan "yeni uiuslararası düzen" kurma is-
tekleriydi. Bu büyük tasanmn gerçekle-
şip gerçekleşmeyeceğini söylemek için
vakit henüz eTkendir. Çünkü amaca ula-
şılabileceğine dair ciddi kuşkular uyan-
dıracak geüşmelere tanık oluyoruz. "Çöl
Fırtınası"nın bu yolun önündeki engel-
leri yıkmak şöyle dursun, yenilerini çı-
kardığını göriiyoruz.
Bu satırlar yazıldığı zaman Irak Dev-
let Başkanı Saddam Höseyin yine ikti-
dardaydı ve değişimi, koalisyon. sorunu-
nu gündeme getiriyordu. Bir bölüm böl-
gesel veya uluslararası güçler demokra-
sinin ya da hiç değilse bir özgürlük ala-
nının kurulmasını isterlerken bazılan da
böyle bir olasılığın Bağdat'taki yeni yö-
netimi daha da denetlemez bir hale so-
kacağını, mutlakiyetci rejimlerin egemen
olduğu bir bölgede böylesi bir girişimin
bir salgın etkisi yaratacağıru düşunmek-
tedirler. Bu ikinciler, lslamcı sağdan uç
sola kadar bütün güçleri, bu arada mil-
liyetçiler ile Kürtleri de kapsayan de-
mokrasi cephesi karşısındaki edilgen tu-
tumlanm haklı göstermek için demok-
ABD 'Yeni Dünya Düzeni'nin mimarı
olmayı tasarlamakta ve bu işe
Ortadoğu'dan başlamak istemektedir.
Ancak ABD kuşku ve güvensizlik
uyandırmaktadır. Kendi hegemonyasını
kurtnak, egoist çıkarlarını savunmakla
suçlanan ABD tarafsız kabul
edilmemektedir.
rasinin karşıtlanyla birlikte küçültücü
bir dil kullanmaktadırlar. Halk ayaklan-
ması "»narşi", güneyü Şii başkaldırıcı-
lar "fanatik dinciler", kuzey insanları
"aynlıkçı Kiirtler", muhalefet kuruluş-
lanrun ittifakı ise "heteroklit" (uyumsuz)
bir yapı olarak sunulmaktadır. Böylece,
orada burada, yeni, tepeden inen baş-
ka bir güçlü adam bulunana kadar Sad-
dam Hüseyin kötülerin en iyisi olarak
kabul edilmektedir...
Yeni güçler
Bağdat'taki iktidar mücadelesinin so-
nucu ne olursa olsun, altyapısı ve aske-
ri gücü tahrip edilmiş olan Irak, daha
uzun süre önemli bir bölgesel güç ola-
mayacaktır. Artık iyi ya da kötü yeni
güçlere, lran, Suriye ve özelhkle Israil'e
dayanarak hesap yapmak gerekecektir.
Uluslararası koalisyonun Saddam'a at-
fedilen emellere karşı korumayı üstlen-
dikleri petrol monarşileri ise savaş ön-
cesinden çok daha güç ve tehlikelere açık
durumdadırlar. Politik sosyal düzenler
içindeki muhalefet, bu yönetimleri öz-
gürlükleri daha fazla kısmaya yabana
denetimi altında yaşamaya ve ufukta
boy gösteren tehlikeleri önlemek için da-
ha fazla silah satın ahnaya zorlayacak-
ür.
"Yeni düzen"in kuruculannın çaba-
lan, potansiyel müttefiklerinin zayıfla-
masıyla daha kolaylaşmış olmayacakür.
Petrol monarşileri, kendilerini yıkmak
isteyenlere karsı açık vermemek için, çok
dikİcatli davranmak zorunda kalacaklar-
dır. FKÖ ise hemen hemen bütün Filis-
tinlilerin oybirliği ile sağladığı desteğe
karşın, yalnış taktik seçimleri sonucun-
da saf dışı kakmş görünümdedir. Israil
tarafmdan FKÖ'nün böylesine itilmesi,
Ibrani devletinin ya da büyük dostu
ABD'nin tavnnda temelden bir değişik-
lik olmadığı sürece, karşılarmda konu-
şacak bir güç bulunmaması dolayısıyla
Arap-tsrail sorununun ciddi bir biçim-
de görüşüünesini engelleyecektir. Kör-
fez savaşı, daha onceleri kuliste uzlaştı-
ncı bir rol üstlenmiş olan Arap Birliği'-
ni de parçalamıştır. İslam Konferansı or-
gütü de felç olmuş durumdadır. Daha
da kötüsü, bir bölüm Arap-Müslüman
ülkeyle Batı arasmdaki uçurum da da-
ha derinleşmiş bulunmaktadır. Körfez
savaşı, saldırgana karşı girişihniş bir hu-
kuk hareketi gibi değil de, endüstriyel
güçlerin azgelişmiş bir ulkeye karşı
komplosu olarak algılanmıştır.
Tek büyük güç ABP
Bu durumda, Sovyet Imparatorluğu'-
nun çöküşünden sonra dünyamn tek bü-
yük gücü olan ABD kalmaktadır. ABD
yeni dünya düzeninin mirnan olmayı ta-
sarlamakta ve bu işe Ortadoğu'dan baş-
lamayı istemektedir. Teorik olarak bu
güce sahip olan ABD, kuşku ve güven-
sizlik uyandırmaktadır. Ortadoğu,
Türkiye ve Yunanistan basınını izlediği-
nizde bu konudaki öfkelerin boyutunu
görebilirsiniz. Bir yandan kendi hege-
monyasını kurmak, egoist çıkarlarını sa-
vunmakla suçlanan ABD, tarafsız kabul
edilmemektedir. Kısacası, ilgili tarafla-
nn gözünde itiban olmayan ABD'nin bu
rolü oynaması guçtür.
Bu durumda, daha önce yapılan ana-
lizlerin de gosterdiği, Fransa'nm da yıl-
lardır ileri sürdüğü görüş sağduyunun
tek yolu olarak kabul edilebilir. Çok
karmaşık olan " D o | o sonınu" bir bü-
tün olarak, iç dengeleri kendisine yete-
rince tarafsızlık ve itibar sağlayan Bir-
leşmiş Milletler tarafından tümüyle ele
alınıp çözülebilir.
Zht
Kürtleri Riyad aldattı
Kuzey Irak dağlarında
donan Kürtîerin liderleri,
bir kuşak içinde Batılıların
kendilerine üç kez yalan
söylediğine tanık oldular.
1920'de ve 1973-75'te
Kürtlere özerklik, kendi
kaderini saptama hakkı, öz
yönetim hakkı, devlet vaat
edildi. Kürtler bu vaatlerin
kısa sürede buhar olup
uçtuğunu gördü. Sevr
Antlaşması Kürtlere kendi
bölgelerinde özerklik
veriyordu. Bu, Gürcistan
ve Azerbaycan'a aym
anlaşma ile tanınan
özerklikten daha kısıtlıydı.
Ancak Sevr, hiçbir zaman
uygulanmadı. Baühlar,
Sovyet Rusya ve
Atatürk'ün, ideolojik
öncelikler üzerinde
durmayıp bölgesel
güvenliği öne
çıkarttıklarını gördüler.
Zaten Kürtler aşiret
bağlıhklan nedeniyle derin
ayrılıklar içinde olan bir
milletti. Bu nedenle
modern anlamda bir devlet
kurabilmeleri kuşkuluydu.
Şimdi ise Amerikan
yönetiminin Kürt ve Şiileri
kendi başlanna
bırakmasının nedenini
NVashington-Riyad
iiişkisinde aramak
gerekiyor. Ağustostan bu
yana Saddam'a karşı tavır
alan Riyad, tipik bir Arap
akrobasisi iie Saddam'ı,
yerine alması olası kişilere
tercih ediverdi. Basra'da
bir başan, Şiileri öne
çıkartacaktı. ŞU bir Irak,
Şii bir lran ile dünyamn
petrol rezervlerinin
yaklaşık yüzde 25'ine sahip
olacaktı. Kürtîerin şansı bu
arada döndü.
(14 nisan)
Baü'nın ve Kürtîerin ikilemi
Kürtler dağ başında bırakılamaz. Ya Türkiye'ye ya Irak'a
ovalara inmeleri gerek. Ama Türkiye onları istemiyor, onlan
sürekli besleyeceği korkusu içinde Irak'a dönmek ise
Saddam Hüseyin'e geri dönmekle eşanlamlı. Bu ikilemle
karşı karşıya olanlar, yalruzca Kürtler değil, Batı da...
Kürtler ve güneydeki Şiiler için tek çözüm, Irak'ta açık ve
demokratik bir yönetimin kurulmasıdır. Ancak bu, Saddam
Hüseyin devrilmeden gerçekleşemez. İlk aşama ise, Kürt
sığınmacılara yardım. Ancak Türkiye, sığınmacılann güvenh"
kamplara yerleştirilmesi gerektiğine ikna olmuyor. Aynca
Türkiye ve İran sınırındaki sığınmacı kamplarına altyapı
götürmeye kalkışmak da çözüm değil. Türkiye sımrında bir
Gazze Şerıdi oluşturmak, ortaya yeni bir Filistin sorunu
çıkartmakla eşanlamlı. Giderek anlaşılan bir nokta,
uluslararası sınırları aşarak milyonlarca kişinin kaçmaya .
başlaması karşısında bir ülkenin iç işlerine karışmama
ilkesinin artık geçersiz kalmasıdır. Salgın hasulık ve kitlesel
açlık tehlikesi, artık televizyon ekraniarında her gün
görülüyor. (14 nisan)
Irankfurier Rundschau
Türkiye'ye eleştiri dalgası
Türk hükümetinin
yüzbinlerce Iraklı
mültecinin karlı dağlardan
vadilere inmelerini
engellemesi, uluslararası
planda gitgide artan
eleştirilere konu oluyor.
Fransa'nm İnsani Sorunlar
Müsteşan Bernard
Kouchner, yöredeki
incelemelerinin ardından
Paris'e döndü ve
Türkiye'nin sınırlarını
kapattığmı, iki ülke
arasındaki sınır şeridinde
500 bin Kürdün yardımın
ulaşamayacağı dağlarda
mahsur kaldığıra bildirdi.
Türkiye'deki muhabirler
her gün Türk askerlerinin
Kürt mültecilere nasıl ateş
açtığını ve copla
saldırdığını gözlüyorlar.
Askerler saldınlanyla
Kürtlerin, Ankara'nın
onlara ayırdığı dar sınır
şeridinden içeri girmelerini
önlemeye çalışıyor. Türk
hükümeti, 7 yıldır kendi
Ulkesindeki Kürt azmhkla
ve onlann özerklik
talepleriyle mücadele
ediyor. Irakh Kürt
sığınmacılar gazetecilere
'Türkler bizim bu dağlarda
öhnemizi istiyorlar, o
zaman bizden kurtuimuş
olacaklar' diyorlar. Türk
askerlerinin yardımın bir
kısmını kendine ayırdığı,
hatta mültecilere sattığı
yolundaki haberler
çoğalıyor. Bir Kürt
sözcüsü şöyle diyor: 'Her
gün aşağıdaki vadilere gıda
ve battaniye yüklü
kamyonlar geldiğini
işitiyoruz. Neden bunlar
dağlardaki bizlere
ulaştırılmıyor? Çünkü
Türk askerleri bunlara
kendileri el koyuyorlar.'
(14 nisan)