Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15NİSAN1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/U
Woerner'den
Türkiye'ye övgü
• VtYANA (AA) —
NATO Genel Sekreteri
Manfred NVoerner,
Avusturya Televizyonu'nda
bir panelde yaptığı
konuşmada, Türkiye'den
övgüyle söz etti. Woerner,
Türkiye'nin Kuzey Iraklılan
barındırmak için sürekli
taleplerde bulunan
diğerlerinden çok daha
fazlasını yaptığını söyledi.
Manfred Woerner,
"Türkiye'yi eleştirenler,
önce, insani ve maJ yardımı
bazında kendisinin ne
yaptığını sormalılar" dedi.
Manfred Woeraer,
Türkiye'nin yalnız
bırakılmaması, diğer
ülkelerin de sorunun bir
kısmını omuzlarına
almaları gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin tutumu
konusundaki eleştirilere
Uişkin bir soru üzerine
Woerner "Benim bildiğim
kadanyla Türkiye, Kürtleri
kabul ederek epeyce cömert
davrandı" dedi.
EroinciEl
Sabah
• KAHİRE (AA) —
Kuveyt'te iktidarda bulunan
El Sabah ailesinin üyesi
Şeyh Talal Nasır El Sabah
El Nasır El Sabah,
Kahire'de bir kilogram
eroinle yakalandı. Mısır
îçişleri Bakanlığı
Uyuşturucuyla Mücadele
Bölümü Başkanı General
Fethi Ibrahim'in AFP'ye
verdiği bilgiye göre Şeyh
Talal, Suriyeli Abdo
Muhammed Naim ile eroini
Mısır'da satmak için
getirdiğini kabul etti. Şeyh
Talal, Kahire'nin banliyösü
Heliopolis'teki bir
apartman dairesinde
yakalandı.
IRA, polis
vurdu
• BELFAST (AA) —
Kuzey İrlanda'yı İngiliz
yönetiminden kopararak
Irlanda Cumhuriyeti'ne
bağlamak için faaliyet
gösteren terör örgütü
Irlanda Cumhuriyet Ordusu
(IRA), son olarak emekli
bir polis memurunu
öldürdü. Belfast polisince
yapılan açıklamaya göre
Lisburn kasabasında bir
antika eşya dükkânında
önceki gün ölü olarak
bulunan kişinin, Kuzey
trlanda polisine 36 yıl
hizmet veren emekli bir
memur olduğu anlaşüdı.
Çinli
mahkûmların
işgücü
• NEW YORK (AA) —
Çin Halk Cumhuriyeti'nin
özellikle Amerikan, Alman
ve Japon pazarlarma
sürdüğü ihraç ürünlerinde,
cezaevlerindeki milyonlarca
insanın emeği bulunduğu
belirtildi. Konuyu altı aylık
bir araştırmada sağlam
kanıtlarla aydınlattığını
bildiren Business Week
dergisi, uluslararası
şirketlerin, Çin devlet
yetkilileriyle kurduğu gizli
bağlantılar çerçevesinde,
iyimser bir yaklaşımla cüzi
ttcretler karşıhğı günde 15
saate varan bir çalışma
temposuyla Çinli
mahkûmların ayakkabı
bağcığmdan, bilgisayar
devrelerine vanncaya kadar
her tttrlil malı ürettiklerini
yazıyor.
SSCB'yeVatikan
Başpiskoposu
• VATİKAN (AA) —
Katolik Kilisesi'nin
başkanlık makamı Vatikan,
Moskova'ya resmen
atanması beklenen ilk
başpiskoposunu önceki gun
açıkladı. Sibirya'dan Beyaz
Rusya'ya SSCB'nin beş ayrı
bölgesinde görev alacak
piskoposluk adaylarını da
açıklayan Vatikan, geçen yıl
mart ayında Moskova ile
karşüıkh büyükelçilik tesis
etme aşamasına, böylece bir
yenisini eklemiş oldu. Papa
John Paul H'nin Moskova
başpiskoposluğu için seçtiği
dini yetkili, 45 yaşındaki
Beyaz Rus Tadeusz
Kondrusievvicz. Katolik
cemaat için Moskova'da
bulunan son Vatikan vekili,
ülkeyi 1936 yüında terk
edcn Piskopos Paul Neveu idi.
Halk ve ÖzgürlükHareketi milletvekilleri:Demokrasinin ucunu gördük
Soydaş tam huzurluBulgaristan'da yaşam Türk asıllı vatandaşlar için bugün
daha iyi koşullarda sürüyor, ancak sorunlar da eksik
değil. Milletvekili Nurettin Mehmet, içinde bulundukları
durumu, "yağmurdan sonra toplanan gölcüklerden su
içmeye" benzetiyor.
YONCA OZKAYA
SOFYA — Bulgaristan'da yaşayan
Türk asülı vatandaşlar geride bıraktık-
lan bir yıla baktıklarında, kazandıklan
haklan yadsımıyor, ancak yetersiz bulu-
yorlar. Yıllar sonra yapılan ilk demok-
ratik seçimle başlayan yeni dönem birinci
yıhna yaklaşırken Türk asülı Bulgar va-
tandaşlan yaşamlarını "sorunsuz" ola-
rak niteleyemiyorlar.
Başbakanlık Basm Yayın ve Enfor-
masyon Genel Mudürlüğü'nün düzenle-
diği Bulgaristan, Romanya, Macaristan
gezisinin Sofya durağında Hak ve Öz-
gürlük Hareketi lideri Ahmet Dogan ve
baa milletvekilleri ile görüştuk. Ahmet
Doğan'm 1985 yüında 18 arkadaşı ile bir-
likte yasadısı olarak kurduğu hareket bu-
gün Bulgaristan'ın uçüncü siyasi gücü
konumunda. Ahmet Doğan, gazetecile-
rin sorulanna kendisi yanıt vermekten
kaçmarak milletvekili arkadaşlarına söz
hakkı verdi.
Hak ve Özgürlük Hareketi milletveku-
leri, Todor Jivkov iktidan döneminde
1985-89 yülan arasmda kaybedilen hak-
lannın çoğunun geriye ahndığı konusun-
da görüş birliği içindeler. Ancak bazı çe-
kinceler eklemekten de kaçınmıyorlar.
"1989 yılından beri epey ilerledik. De-
mokrasinin ucunu gördük. Bayramlan-
mızı serbest olarak kutluyoruz. Dilimi-
zi konuşmakta bir yasak yok. Sünneti-
mlzi yerine getiriyoruz" diye söze baş-
layan milletvekili Nurettin Mehmet,
Türk asülı Bulgar vatandaşlannın bu-
günkü durumu için şu değerlendirmeyi
yaptı: "Şu bilinmelidir ki bıitün bu ya-
pılanlar yağmurdan sonra toplanan göl-
cüklerden su içmemize benziyor. Tama-
mıyla kultunimüze, dinimize, dilimize
ulaşmış değiliz." Mehmet, "Şu anda ha-
vadao sudan imdat bekleyen halkının"
temsUcisi olarak parlamentoya seçildik-
lerini, ancak kendilerinin de desteğe ve
yardıma ihtiyaçlan olduğunu belirtti.
Parlamento binasında gerçekleşen ba-
sm toplantısı sırasmda Hak ve Özgürlük
Hareketi Milletvekili Sabri Hüseyin de
"Problemsiz degiliz" diye başladığı söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Toprak Kanunu'nu kabul ettirdik.
Herkes idari yollardan ismini geri alabi-
liyor. Bu yıl okullarda anayasanın 45.
maddesine dayanarak Türkçe okululma-
sını istemiştik, ancak pariamentoda ana-
yasaya aykın olarak bu yıl Türkçe oku-
tulması yasaklandı. Bu karar anayasanın
ilgili maddesinin degiştirilmesi için üçte
•ki çogunluk gerekmesine rağmen basit
çoğunlukla ahndı."
Bulgar Parlamentosu'nda şu günler-
de yeni anayasa tasarıları göruşulüyor.
16 tasandan hiçbirinde "Bulgar asülı ol-
018)110 vatandaşlar kendi dfllerinde oku-
yabilirler" şeklinde bir madde yer almı-
yor. Bu durumda yeni anayasanın eylül
ayına kadar kabul edilmesi olasüığı,
Türk asülı vatandaşlara okullarda Türk-
çe okuma yolunu kapayacak. Milletve-
kili Yaşar Şaban, bu konuyla ilgili ola-
rak "Sonın sadece okuDarda Türkçe
oknmak degil, anadiiini kullanmakta.
içinde yaşadığına dikkat çektikten son-
ra o yıllarda başlatılan Bıügarlaştırma
politikası sonucu, okullarda tarih ve ede-
biyat derslerinde Tüıkün Bulgara karşı
düşman olarak gosterildiğini, aradan ge-
çen süre içerisinde iki halk arasmda "de-
rin bir uçurum açıldığını" belirtti. Mil-
letvekili Sabri Hüseyin de "Bulgaristan1
da 120 yıldır Türk esareti unutulamıyor"
dedi.
Milletvekilleri, Bulgarlaştırma politi-
kasının bugüne etkisini; Kırcaali nüfu-
sunun 250 binden 150 bine düştüğü, çe-
şitli gazetelerinin, tiyatrolannın olduğu,
radyoda günde 10-15 saatlik yayınlann
yapıldığı günlerin geride kaldığı şeklin-
de sıralarken bugun sadece "Müslü-
manlar" gazetesi ile "Hak ve Özgüriük"
gazetesınin çıktığını, ancak bu faaliyet-
lerin de zorlukla yürütülduğune dikkat
cekiyorlar.
En olumlu adım
Hak ve özgürlük Hareketi millervekil-
lerine göre haziran 1990 seçimlerinden
Onun okunmasını insan her türlü yapa- sonra oluşturulan pariamentoda atılan
bilir ama gördüğünüz gibi beni sesliyor- en olumlu adım 2 Mart 1991 tarihinde
sunuz, güçlük çekiyorum" dedi. Toprak Kanunu'nun kabul edilmiş olma-
Milletvekili Ünal Lütfü, 1985 yıhna sı. Bu kanuna göre bir yıl süreyle dilek-
kadar her iki tarafın dostluk ilişkileri çe verenler topraklanna kavuşabilecek.
GÖSTERİLER, GÖSTERİLER — Bir yandan grevdeki maden işçileri hükümetin başını ağntırken, diğer yandan Rusya lideri Yeltsin başta olmak üzere tüm
muhalifleri Gorbaçov'u sıkıştınyor. Yönetim karşıtlannı destekleyen halk ise sık sık sokakiara dökülerek gösteri yapıyor. (Fotoğraf: Reuter)
Rusya lideri, hükümetle muhalefet arasmda yuvarlakmasa' toplantısı önerdi
Ifeltsürden diyalog çağrısı
Boris Yeltsin, ülkedeki bütün muhalefet
gruplarının ve Komünist Parti yetkililerinin
katılacağı yuvarlakmasa toplantısına, grevdeki
maden işçilerinin de dahil edilmesini isteyerek
aksi takdirde ülkenin parçalanacağını savundu.
Dış Haberler Servisi — Sov-
yetler Birliği'nde haftalardır grev
yapan madencilerle hükümet
arasındaki anlaşmazhk kilitlen-
me noktasına gelirken birliğin
en büyük cumhuriyeti olan Rus-
ya Federasyonu'nun Başkanı
Boris Yeltsin, ülkedeki zıt ku-
tuplar arasında diyalog kurul-
ması çağrısmda bulundu. Mu-
halefetfe hükümetin görüşme
masasına oturması gerektiğini
söyleyen Yeltsin, uzlaşma orta-
mının yaratılamaması duru-
munda ülkenin parçalanmaya
gideceğini savundu. Diğer yan-
dan geçen hafta bağımsızlığını
ilan eden Gürcistan, dün ük dev-
let başkanını seçti.
Rusya Federasyonu Başkanı
Boris Yeltsin, Rusya radyosuna
dün verdiği demeçte Sovyetler
Birliği Başkanı Gorbaçov'a ül-
kedeki tüm muhalefet gruplan-
nın temsilcüeriyle 'yuvarlak
masa' görüşmelerine başlama
çağnsında bulundu. Gorbaçov-
un söz konusu yuvarlak masa
toplantıları konusunda Sovyet
halkına 'borçlu' olduğunu savu-
nan Yeltsin, bütün siyasal grup-
lann temsücüeriyle birlikte grev-
deki madencilerin temsilcilerinin
de toplantıya katılmasını istedi.
"O masada Gorbaço>, Yeltsin,
diğer cumhuriyetlerin temsfldle-
ri, Komünist Parti ve diger par-
tilerin yetkilileri, gnıplar ve
grevci maden işçilerinin temsil-
cileri de mutlaka yer almalı" di-
yen Yeltsin, ülke sorunlarının
böyle bir toplantıda çözüleme-
mesi durumunda ülkenin kade-
rinin parçalanmak olacağını
söyledi.
Rusya lideri Yeltsin, ülkenin
çeşitli bölgelerindeki 300 bin ka-
dar kömür işçisinin 6 haftadır
süren grevinin giderek tehlikeli
boyutlara ulaşmaya başladığını
savunarak metal işçilerinin de
greve katılması durumunda bu-
nun ülkenin yıkımına yol açaca-
ğını söyledi. Yeltsin, bu nedenle
madencilerin de katılacağı bir
yuvarlak masa toplantısının ül-
kenin geleceği için büyük önem
taşıdığını bildirdi.
Boris Yeltsin, 'yuvarlak masa
toplantısı' önerisini ilk olarak
Halk Temsilcileri Kongresi'nde
ortaya atmış, Gorbaçov'un da-
nışmanı Gyorgy Şahnazarov ise
Sovyet liderinin bu öneriye 'tü-
müyle karşı olmadığını' açıkla-
mıştı.
Ancak Yeltsin'in dün ikin-
ci ke? yaptığı öneri, Gorbaçov
tarafından bu kez soğuk karşı-
landı.
Komünist Parti Genel
Sekreter Yardıması Vladimir
Ivaşko, Yetsin'in çağrısına ceva-
ben yaptığı açıklamada bu dü-
şünecenin Doğu Avrupa'dan
ödünç alındığını söylerken bu
yöntemin uygulandığı hiçbir yer-
de başarıya ulaşamadığını
savundu.
Gürcistan Parlamentosu,
cumhuriyette başkanlık sistemi-
ne geçilmesini ve yapılacak baş-
kanlık seçünlerine kadar bu gö-
revin Parlamento Başkanı Zvi-
ad Gamsahurdia tarafından yü-
rutülmesini kararlaştırdı. Gür-
cistan Parlamentosu'nun dün
sabah yaptığı 'oiaganüstü' otu-
rumda iki karann da oybirliğiyle
alındığı büdirüdi. Devlet başka-
nının doğrudan halk tarafından
belirlenmesi için yapılacak se-
çimlerde de Gamsahurdia'nın
karşısına kazanma şansına sahip
bir aday çıkması beklenmiyor.
Newsweek ı ünlü Sovyet iktisatçıŞatalin ile görüştü
'Gorbaçov artık gitmelidir'
"Gorbaçov, parlak entelektüel nitelikleri ve insani
özellikleri olan bir liderdir. Fakat o, komünist düzene ait
bir insandır. Gitmelidir!'
Dış Haberler
Servisi — Newswe-
ek dergisi, Sovyet
Başkanı Mihail
Gorbaçov'un Baş-
kanhk Konseyi'nin
eski üyesi ve '500
günde serbest
piyasa' programı-
nın mimarı olan
Stanislav Şatalin'le görüştü.
— Sizi Başkanlık Konseyi'ne seçtiği
zaman Gorbaçov başka bir adam mıy-
dı?
ŞATAIİN — Bu üderleri yakmdan ta-
nınm. Gorbaçov, masada, dostlar ara-
smda yaptığı şakalarla, herkese eşit dav-
ranması ile bambaşka biridir. Onunla
hemen hemen her şey hakkında konu-
şarak uzun saatler geçirdim. Parlak en-
telektüel yetenekleri ve insani nitelikleri
olan daha demokratik bir insandır. Fa-
kat o kornünist düzene ait bir insandır.
Gitmelidir.
— Bu çökttş onun kişisel politikası
mı?
ŞATALİN — Bu çok zor bir soru ve
bana en çok sorulanı: Gorbaçov ne de-
receye kadar başkaJarının elinde bir araç-
tır? Onun bir araç olduğunu söylemek
ne kadar olanaksızsa özgür olduğunu
söylemek de o kadar olanaksız. İkisi de
doğru değil. Batılı gazetecüer sık sık bu
hatayı yapıyorlar. Bütün ordunun,
KGB'nin, Içişleri Bakanlığı'nın gerici,
bütün aydınların ise demokrat olduğu-
nu düşünüyorlar. Doğru mu? Yanhş. Ay-
dırüar arasında o kadar çok faşist ve ah-
laksız, orduda o kadar çok parlak ve de-
mokrasi yanlısı, KGB'de jurnalcüeri ha-
kir gören o kadar çok profesyonel var ki.
— Gorbaçov'un yeniden sizin hizmet-
lerinizi istemesi şansı ne kadar?
ŞATALİN — Hiç yok. Şimdi her şey
sona erdi.
— 500 günlük programın geleceği ne-
dir? Veni hükümet bunu benimseyecek
mi?
ŞATAIİN — Mevcut hükümetin dü-
şeceğinden eminim. Yönetmekten son
derece aciz. Hem profesyonel hem de ah-
laksal açıdan eski Başbakan .Nikolay Rij-
kov'un hükümetinden çok daha kötüler.
Rijkov'un en azından halkın önünde iyi
bir imajı vardı. Kimileri onu 'aglayan
Bolşevik' olarak nitelemişlerse de sorun-
lara kalbiyle yaklaşan ve geliştirmeye ça-
lışan bir insan olarak görülüyordu. Bu
hükumete gelince, sadece Başbakan Va-
lentin Pavlov'u TV'de göstermek kadar
anti-komünizm çağnştıran bir şey ola-
maz. O suratı görür görmez hükümetin
hemen istifa etmesini istiyorsunuz.
Pavlov Batı'nın hiçbir zaman kendi-
sini desteklemeyeceğini çok iyi anlıyor.
Bu yüzden Gorbaçov'un Batı'ya ihtiya-
cımız olmadığını düşünmesine çalışıyor.
Eğer Başkan bu mahcubiyetten sıyrıla-
mazsa bu tuzağa düşecektir.
— Gorbaçov son zamanlarda Batı
karşıtı ve aydın karşıtı açıklamalar ya-
pıyor.
ŞATAIİN — Gorbaçov'un, solculann
ve demokratlann ona hiçbir zaman en-
gel olmayacaklannı anlaması gerekli.
Eğer şimdi istifa ederse bütün demok-
ratlann onun Rusya tarihinde ne kadar
önemli olduğunu ve toplumun özgürleş-
mesi yolundaki süreci başlatan kişi ol-
duğunu söyteyeceklerine eminim. Onun
portresini en saygın yere asacaklardır,
halbuki sağ sadece onu asacaktır.
— Fakat Gorbaçov'un Yeltsin'le iliş-
kileri son derece kötü.
ŞATALİN — Evet, artık hiçbir zaman
bir araya gelemezler. Büiyorsunuz, Gor-
baçov'un başkalannın aracı olup olma-
dığından konuşuyorduk. Aralarında
Gorbaçov da olmak üzere pek çok kişi
Yeltsin'in iplerinin başkalannın elinde ol-
duğunu iddia ediyorlar. Bence, eğer Yelt-
sin demokratlann soylemesini istediği
şeyleri söylüyorsa bu çok iyi. Bırakın
kukla olsun. Keşke tüm liderler böyle
kuklalar olsalar da konuşmalannı ken-
di düzeltmeleriyle harap edecek yerde
başkalannın -diyelim Şatalin'in- onlar
için yazdıklannı dikkatle okusalar.
Her bir halde Yeltsin gibi bir adam
kukla olamaz. Karakterli bir insandır.
Onu uzun zamandan beri tanınm ve öğ-
rendiğini görebiliyorum. Çok kibardır ve
kesmeden dinler.
— Birliği koruma konusnnda yapılan
referandum hakkında ne diışünüyorsu-
nuz?
ŞATALİN — Anlamsız bir şey, halk-
la alay etmek. Gorbaçov bundan hiçbir
şey kazanmayacak. Hiçbir şey daha iyi-
ye gitmeyecek. Aksine, daha fazla kız-
gınlık ve ekonomik yeterüliğe yönelik da-
ha fazla dürtü olacak. Cumhuriyetler
şöyle hesaplayabilirler, "Eğer bu referan-
dumla bizi birleştirmek istiyorlarsa, ay-
nlmamız, kendi para birimimizi kurma-
mız daha iyi, çok geç olmadan."
— Peki reform nasıl sürebilir?
ŞATALİN — İlk önce, yann her şe-
yin olacağını vaat etmemek gerekir. Çün-
kü yann daha da kötü olacaktır. Ben
herkese hazırlıklı olmalanm söylerdim.
Bize inanıyorsanız bizi seçin ve biz size
gelecek yılın çok güç olacağını ve son-
rakinin de aynı olacağını vaat ediyoruz.
Şu veya bu programı reddeder ve ise, or-
duyu ve savunma harcamalarını küçül-
terek başlardık. Her şeyden önce dogru-
yu söylemelisiniz. Halka bu yıl için hiç-
bir ümit olmadığını söylemelisiniz.
POLriTKADA
SORUTNLAR
ERGUNBALa
Batı Basınında
Çirkin Iddialar
Batı basınında son günlerde Türkiye aleyhinde çıkan ha-
ber ve yorumların giderek arttığı gözleniyor. Bu tür yorum-
haberler daha çok Türkiye'nin, sınırlarına sığınan yüz bin-
lerce Kuzey Iraklı Kürt mülteciyî kabul edemeyeceğini, bu-
nun büyük sosyal ve ekonomik sorunlar doğuracağını bildı-
rip uluslararası yardım çağrısı yapmasından sonra çıkmaya
başladı. Batı'dan derhal kapılarımızı açmamız için baskılar
gelirken basında da eleştırel yazılar boy gösterdi. İlginçtir bu
yazıları yazanlar, İtalya'nın birkaç bin Arnavutu kabul etme-
mek için nasıt direndiğini, Almanya'da ise anlaşma gereğin-
ce ülkeye vızesiz gıren Polonyalıların sınırın öte yanında Al-
manlar tarafından nasıl taş ve tükürükle karşılandığını unut-
muş görünüyorlardı.
Türkiye, bu yüz binlerce insanın acısını hafifletebilmek için
tüm olanaklarını seferber etmiş, elinden gefen her şeyi ya-
pıyordu, ama bu Batı'ya yetmiyordu. Kapılar derhal açılma-
lıydı.
Bir iki günden beri ise eleştirilerin sınır bölgesindeki olay-
lara ve askerlere yöneldığı gözleniyor. Türk askerleri hakkında
çirkin, rahatsız edici iddialar ortaya atılıyor. Reuter Ajansı-
nın muhabiri önceki gün Uludere'den geçtiğı haberde. Batılı
uçaklar tarafından paraşütle atılan yiyecek pakedini almak
için koşan genç bir Kürt mültecınin vurularak öldürüldüğü-
nü öne sürüyordu. Reuter, paraşütle atılan yiyecek paketleri
Türk tarafına düştüğu takdirde Türk askerlerınin bunları ala-
rak para karşılığında mültecilere sattığını iddia ediyor. Reu-
ter'tn muhabiri, bazı mültecilere dayanarak verdiği haberde
bir dizi mültecınin vurulduğunu ileri sürüyor.
Arkadaşımız Dilek Zaptçıoğlu'nun bildirdiğine göre Alman
basınında da bu tür iddialar yer alıyor. Bazı yardım malze-
mesine askerler tarafından el konulduğu, bazılarının mülte-
cilere satıldığı ileri sürülüyor.
Bunlar çok çirkin iddialardtr. Reuter'ın muhabiri olsun, Al-
man gazetelerinin muhabirleri olsun, yardım malzemelerine
Türk askerleri tarafından el konup sonra bunların mültecile-
re satıldığını gözleri ile görmüş değiller. Yöredeki insanlarla
yaptıkları konuşmalarda kendilerine söylenenleri aktarıyor-
lar.
Türk askeri böyle bir şey yapmaz. Geleneğı, göreneği, ya-
pısı uygun değildır. Ama dünyanın her ordusunda böyle dav-
ranışlarda bulunanlar çıkabilir. Bir iki kişinin yaptığı bu gibi
eylemler, kuşkusuz o orduyu bağlamasa da üyesi olduğu si-
lahfı kuvvetlerin adına gölge düşürebilir.
Yabancı muhabirler ise haberi somut olaylara dayanarak
değil, genelleme yaparak, örneğin "yardım malzemelerine
askerler el koyuyor" şeklinde verme eğiliminde oidukların-
dan hak etmedigimiz bir suçlama ile karşı karşıya kalabili-
riz.
Reuter, dünyanın en büyük ajanslanndan biridir. Gönder-
diği haberler Batı'nın önde gelen gazeteleri tarafından ya-
yımlanır.
Bazı Batılı ülkeler ise kendi suçluluk duygusundan kurtu-
labilmek amacıyla Türkiye'yi eleştırmek için fırsat kollamak-
tadır.
Bu bakımdan. kumutanlarımızın bu iddiaları büyük bir ti-
tizlikle inceleyeceklerine eminiz.
K1BRIS SORUNU ~~
Denktaş-Baker
görüşmesi bugün
Washington'daki buluşma, KKTC ile ABD
arasında gerçekleşen yüksek düzeyde ilk temas
olacak.
LEFKOŞA (AA) — KKTC
Cumhurbaşkam Rauf Denktaş,
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker ile bugün Washington-
da bir araya gelecek. Bu görüş-
me, KKTC ile ABD arasında
gerçekleşen yüksek düzeyde ilk
temas olacak. Denktaş-Baker
göriışmesine, ABD Dışişleri
Bakanlığı Kıbns özel Koordi-
natörü Nelson Ledsky de katı-
lacak.
Bu arada, Rum yönetimi,
Denktaş-Baker görüşmesini en-
gellemek için ABD nezdinde
başlattığı girişimleri sürdürü-
yor.
Rum kaynaklanna göre, tn-
giltere'de bulunan Rum yöneti-
mi lideri Yorgo Vasiliu, Lond-
ra'daki Rum kuruluşlan fede-
rasyonu yetkilileriyle yaptığı
toplantıda, Denktay-Baker gö-
rüşmesini "olumsuz bir gettşme
olarak gordüğünü" söyledi.
Vasiliu, Rum yönetimi Dışiş-
leri Bakanı Yorgo Yakovu'nun,
Baker'a, "Denktaş'la
ARNAVUTLUK
göriişmemesi" için bir mektup
gönderdiğini de büdirdi.
Aynı kaynaklar, Rum yöne-
timinin Washington elçisi Mi-
halis Şerifis'in de görüşmeyi en-
gellemek için ABD Dışişleri Ba-
kanhğı ve Ulusal Güvenlik
Konseyi nezdinde girişimlerde
bulunduğunu duyurdular.
Şerifis'in, ABD'li yetkiUlere,
görüşmenin, "Denktaş'ın kar-
şı Amerikan politikasının yeni-
den gözden geçirildiği ve Denk-
taş'ın tanınması yönünde bir
adım atıMığı" şeklinde yorum-
lanabUeceğini belirtti.
Amerikalı yetkiulere BM Gü-
venük Konseyi'nin 541 sayüı ka-
rarını hatırlatan Şerifis'in,
ABD'nin de oy vermiş olduğu
bu karann, Kıbns'ta bir Türk
devleti ilanını kmadığını ve bu
devleti tanımamalan ve ona
herhangi bir şekilde itibar ka-
zandıracak davranışlardan ka-
çınmaları için bütün ülkelere
çağnda bulunduğunu söyledi-
ği kaydedildi.
meclise
sancılı açılışTtRAN (AA) — Arnavut-
luk'ta İkinci Dünya Savaşı'n-
dan bu yana yapılan ilk serbest
ve çok partili seçimler sonu-
cu oluşan parlamentoyu bugün
'sancılı' bir açılış bekliyor.
Demokratik Parti'nin secim-
lerden hemen sonra tşkodra'-
da dört kişinin ölümü ile so-
nuçlanan olaylann sorumlula-
n bulımuncaya kadar parla-
mentoyu boykot karan nede-
niyle yeni meclis çalışmaları
anamuhalefet partisi olmadan
başlayacak.
Demokratik Parti sözcüsü
Genc Polo, tşkodra'daki olay-
lann faillerinin bulunması için
hükumete başvurduklannı, an-
cak herhangi bir cevap alama-
dıklarmı söyledi.
Ülkedeki Yunan azınlığın
temsUcisi konumundaki 'Orao-
nia Hareketi'nin de Demokra-
tik Parti'nin boykotuna katıl-
ması halinde, yeni pariamento-
da sadece Emek Partisi ile Mu-
haripler Birliği'nin tek millet-
vekilinin kalacagı ve ilk de-
mokratik parlamentonun bü-
yük bir siyasi krizle çalışmaya
başlayacağı belirtiliyor.
Arnavutluk'taki siyasi krizin
yanı sıra ekonomik bunahmın
da boyutlan genişliyor. Ülke-
nin tek işçi sendikalan konfe-
derasyonu, hükümetten bir dizi
talepte bulunarak isteklerinin
yerine getirilmemesi halinde
greve gidecekleri açıkladı.
Işçilerin istekleri arasmda
ücret ve emekli maaşlanmn art-
tırılması, hammadde olmadığı
zamanlarda fabrikalar calışma-
dığı gerekçesiyle maaşlara ke-
sinti yapılmaması, kadın işçile-
rin gece vardiyasında çahşma-
malan ve televizyonun komü-
nistlerin etkisinden cıkanlma-
sı bulunuyor.
Yeni parti
Bu arada Arnavutluk'ta
'Sosyal Demokrat Parti' adı al-
tında yeni bir parti kurulması
için çalışmalar yapıhyor.
ön hazırlıkları süren Sosyal
Demokrat Parti'nin adının
açıklanmasını istemeyen bir
kurucu üyesi, Emek Partisi'n-
den en az 25 milletvekilinin
kendilerine katılmasını bekle-
diklerini ileri sürdü. Arnavut-
Iuk'ta halen altı siyasi parti bu-
lunuyor.