20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15NİSAN1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/U Woerner'den Türkiye'ye övgü • VtYANA (AA) — NATO Genel Sekreteri Manfred NVoerner, Avusturya Televizyonu'nda bir panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'den övgüyle söz etti. Woerner, Türkiye'nin Kuzey Iraklılan barındırmak için sürekli taleplerde bulunan diğerlerinden çok daha fazlasını yaptığını söyledi. Manfred Woerner, "Türkiye'yi eleştirenler, önce, insani ve maJ yardımı bazında kendisinin ne yaptığını sormalılar" dedi. Manfred Woeraer, Türkiye'nin yalnız bırakılmaması, diğer ülkelerin de sorunun bir kısmını omuzlarına almaları gerektiğini söyledi. Türkiye'nin tutumu konusundaki eleştirilere Uişkin bir soru üzerine Woerner "Benim bildiğim kadanyla Türkiye, Kürtleri kabul ederek epeyce cömert davrandı" dedi. EroinciEl Sabah • KAHİRE (AA) — Kuveyt'te iktidarda bulunan El Sabah ailesinin üyesi Şeyh Talal Nasır El Sabah El Nasır El Sabah, Kahire'de bir kilogram eroinle yakalandı. Mısır îçişleri Bakanlığı Uyuşturucuyla Mücadele Bölümü Başkanı General Fethi Ibrahim'in AFP'ye verdiği bilgiye göre Şeyh Talal, Suriyeli Abdo Muhammed Naim ile eroini Mısır'da satmak için getirdiğini kabul etti. Şeyh Talal, Kahire'nin banliyösü Heliopolis'teki bir apartman dairesinde yakalandı. IRA, polis vurdu • BELFAST (AA) — Kuzey İrlanda'yı İngiliz yönetiminden kopararak Irlanda Cumhuriyeti'ne bağlamak için faaliyet gösteren terör örgütü Irlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA), son olarak emekli bir polis memurunu öldürdü. Belfast polisince yapılan açıklamaya göre Lisburn kasabasında bir antika eşya dükkânında önceki gün ölü olarak bulunan kişinin, Kuzey trlanda polisine 36 yıl hizmet veren emekli bir memur olduğu anlaşüdı. Çinli mahkûmların işgücü • NEW YORK (AA) — Çin Halk Cumhuriyeti'nin özellikle Amerikan, Alman ve Japon pazarlarma sürdüğü ihraç ürünlerinde, cezaevlerindeki milyonlarca insanın emeği bulunduğu belirtildi. Konuyu altı aylık bir araştırmada sağlam kanıtlarla aydınlattığını bildiren Business Week dergisi, uluslararası şirketlerin, Çin devlet yetkilileriyle kurduğu gizli bağlantılar çerçevesinde, iyimser bir yaklaşımla cüzi ttcretler karşıhğı günde 15 saate varan bir çalışma temposuyla Çinli mahkûmların ayakkabı bağcığmdan, bilgisayar devrelerine vanncaya kadar her tttrlil malı ürettiklerini yazıyor. SSCB'yeVatikan Başpiskoposu • VATİKAN (AA) — Katolik Kilisesi'nin başkanlık makamı Vatikan, Moskova'ya resmen atanması beklenen ilk başpiskoposunu önceki gun açıkladı. Sibirya'dan Beyaz Rusya'ya SSCB'nin beş ayrı bölgesinde görev alacak piskoposluk adaylarını da açıklayan Vatikan, geçen yıl mart ayında Moskova ile karşüıkh büyükelçilik tesis etme aşamasına, böylece bir yenisini eklemiş oldu. Papa John Paul H'nin Moskova başpiskoposluğu için seçtiği dini yetkili, 45 yaşındaki Beyaz Rus Tadeusz Kondrusievvicz. Katolik cemaat için Moskova'da bulunan son Vatikan vekili, ülkeyi 1936 yüında terk edcn Piskopos Paul Neveu idi. Halk ve ÖzgürlükHareketi milletvekilleri:Demokrasinin ucunu gördük Soydaş tam huzurluBulgaristan'da yaşam Türk asıllı vatandaşlar için bugün daha iyi koşullarda sürüyor, ancak sorunlar da eksik değil. Milletvekili Nurettin Mehmet, içinde bulundukları durumu, "yağmurdan sonra toplanan gölcüklerden su içmeye" benzetiyor. YONCA OZKAYA SOFYA — Bulgaristan'da yaşayan Türk asülı vatandaşlar geride bıraktık- lan bir yıla baktıklarında, kazandıklan haklan yadsımıyor, ancak yetersiz bulu- yorlar. Yıllar sonra yapılan ilk demok- ratik seçimle başlayan yeni dönem birinci yıhna yaklaşırken Türk asülı Bulgar va- tandaşlan yaşamlarını "sorunsuz" ola- rak niteleyemiyorlar. Başbakanlık Basm Yayın ve Enfor- masyon Genel Mudürlüğü'nün düzenle- diği Bulgaristan, Romanya, Macaristan gezisinin Sofya durağında Hak ve Öz- gürlük Hareketi lideri Ahmet Dogan ve baa milletvekilleri ile görüştuk. Ahmet Doğan'm 1985 yüında 18 arkadaşı ile bir- likte yasadısı olarak kurduğu hareket bu- gün Bulgaristan'ın uçüncü siyasi gücü konumunda. Ahmet Doğan, gazetecile- rin sorulanna kendisi yanıt vermekten kaçmarak milletvekili arkadaşlarına söz hakkı verdi. Hak ve Özgürlük Hareketi milletveku- leri, Todor Jivkov iktidan döneminde 1985-89 yülan arasmda kaybedilen hak- lannın çoğunun geriye ahndığı konusun- da görüş birliği içindeler. Ancak bazı çe- kinceler eklemekten de kaçınmıyorlar. "1989 yılından beri epey ilerledik. De- mokrasinin ucunu gördük. Bayramlan- mızı serbest olarak kutluyoruz. Dilimi- zi konuşmakta bir yasak yok. Sünneti- mlzi yerine getiriyoruz" diye söze baş- layan milletvekili Nurettin Mehmet, Türk asülı Bulgar vatandaşlannın bu- günkü durumu için şu değerlendirmeyi yaptı: "Şu bilinmelidir ki bıitün bu ya- pılanlar yağmurdan sonra toplanan göl- cüklerden su içmemize benziyor. Tama- mıyla kultunimüze, dinimize, dilimize ulaşmış değiliz." Mehmet, "Şu anda ha- vadao sudan imdat bekleyen halkının" temsUcisi olarak parlamentoya seçildik- lerini, ancak kendilerinin de desteğe ve yardıma ihtiyaçlan olduğunu belirtti. Parlamento binasında gerçekleşen ba- sm toplantısı sırasmda Hak ve Özgürlük Hareketi Milletvekili Sabri Hüseyin de "Problemsiz degiliz" diye başladığı söz- lerini şöyle sürdürdü: "Toprak Kanunu'nu kabul ettirdik. Herkes idari yollardan ismini geri alabi- liyor. Bu yıl okullarda anayasanın 45. maddesine dayanarak Türkçe okululma- sını istemiştik, ancak pariamentoda ana- yasaya aykın olarak bu yıl Türkçe oku- tulması yasaklandı. Bu karar anayasanın ilgili maddesinin degiştirilmesi için üçte •ki çogunluk gerekmesine rağmen basit çoğunlukla ahndı." Bulgar Parlamentosu'nda şu günler- de yeni anayasa tasarıları göruşulüyor. 16 tasandan hiçbirinde "Bulgar asülı ol- 018)110 vatandaşlar kendi dfllerinde oku- yabilirler" şeklinde bir madde yer almı- yor. Bu durumda yeni anayasanın eylül ayına kadar kabul edilmesi olasüığı, Türk asülı vatandaşlara okullarda Türk- çe okuma yolunu kapayacak. Milletve- kili Yaşar Şaban, bu konuyla ilgili ola- rak "Sonın sadece okuDarda Türkçe oknmak degil, anadiiini kullanmakta. içinde yaşadığına dikkat çektikten son- ra o yıllarda başlatılan Bıügarlaştırma politikası sonucu, okullarda tarih ve ede- biyat derslerinde Tüıkün Bulgara karşı düşman olarak gosterildiğini, aradan ge- çen süre içerisinde iki halk arasmda "de- rin bir uçurum açıldığını" belirtti. Mil- letvekili Sabri Hüseyin de "Bulgaristan1 da 120 yıldır Türk esareti unutulamıyor" dedi. Milletvekilleri, Bulgarlaştırma politi- kasının bugüne etkisini; Kırcaali nüfu- sunun 250 binden 150 bine düştüğü, çe- şitli gazetelerinin, tiyatrolannın olduğu, radyoda günde 10-15 saatlik yayınlann yapıldığı günlerin geride kaldığı şeklin- de sıralarken bugun sadece "Müslü- manlar" gazetesi ile "Hak ve Özgüriük" gazetesınin çıktığını, ancak bu faaliyet- lerin de zorlukla yürütülduğune dikkat cekiyorlar. En olumlu adım Hak ve özgürlük Hareketi millervekil- lerine göre haziran 1990 seçimlerinden Onun okunmasını insan her türlü yapa- sonra oluşturulan pariamentoda atılan bilir ama gördüğünüz gibi beni sesliyor- en olumlu adım 2 Mart 1991 tarihinde sunuz, güçlük çekiyorum" dedi. Toprak Kanunu'nun kabul edilmiş olma- Milletvekili Ünal Lütfü, 1985 yıhna sı. Bu kanuna göre bir yıl süreyle dilek- kadar her iki tarafın dostluk ilişkileri çe verenler topraklanna kavuşabilecek. GÖSTERİLER, GÖSTERİLER — Bir yandan grevdeki maden işçileri hükümetin başını ağntırken, diğer yandan Rusya lideri Yeltsin başta olmak üzere tüm muhalifleri Gorbaçov'u sıkıştınyor. Yönetim karşıtlannı destekleyen halk ise sık sık sokakiara dökülerek gösteri yapıyor. (Fotoğraf: Reuter) Rusya lideri, hükümetle muhalefet arasmda yuvarlakmasa' toplantısı önerdi Ifeltsürden diyalog çağrısı Boris Yeltsin, ülkedeki bütün muhalefet gruplarının ve Komünist Parti yetkililerinin katılacağı yuvarlakmasa toplantısına, grevdeki maden işçilerinin de dahil edilmesini isteyerek aksi takdirde ülkenin parçalanacağını savundu. Dış Haberler Servisi — Sov- yetler Birliği'nde haftalardır grev yapan madencilerle hükümet arasındaki anlaşmazhk kilitlen- me noktasına gelirken birliğin en büyük cumhuriyeti olan Rus- ya Federasyonu'nun Başkanı Boris Yeltsin, ülkedeki zıt ku- tuplar arasında diyalog kurul- ması çağrısmda bulundu. Mu- halefetfe hükümetin görüşme masasına oturması gerektiğini söyleyen Yeltsin, uzlaşma orta- mının yaratılamaması duru- munda ülkenin parçalanmaya gideceğini savundu. Diğer yan- dan geçen hafta bağımsızlığını ilan eden Gürcistan, dün ük dev- let başkanını seçti. Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin, Rusya radyosuna dün verdiği demeçte Sovyetler Birliği Başkanı Gorbaçov'a ül- kedeki tüm muhalefet gruplan- nın temsilcüeriyle 'yuvarlak masa' görüşmelerine başlama çağnsında bulundu. Gorbaçov- un söz konusu yuvarlak masa toplantıları konusunda Sovyet halkına 'borçlu' olduğunu savu- nan Yeltsin, bütün siyasal grup- lann temsücüeriyle birlikte grev- deki madencilerin temsilcilerinin de toplantıya katılmasını istedi. "O masada Gorbaço>, Yeltsin, diğer cumhuriyetlerin temsfldle- ri, Komünist Parti ve diger par- tilerin yetkilileri, gnıplar ve grevci maden işçilerinin temsil- cileri de mutlaka yer almalı" di- yen Yeltsin, ülke sorunlarının böyle bir toplantıda çözüleme- mesi durumunda ülkenin kade- rinin parçalanmak olacağını söyledi. Rusya lideri Yeltsin, ülkenin çeşitli bölgelerindeki 300 bin ka- dar kömür işçisinin 6 haftadır süren grevinin giderek tehlikeli boyutlara ulaşmaya başladığını savunarak metal işçilerinin de greve katılması durumunda bu- nun ülkenin yıkımına yol açaca- ğını söyledi. Yeltsin, bu nedenle madencilerin de katılacağı bir yuvarlak masa toplantısının ül- kenin geleceği için büyük önem taşıdığını bildirdi. Boris Yeltsin, 'yuvarlak masa toplantısı' önerisini ilk olarak Halk Temsilcileri Kongresi'nde ortaya atmış, Gorbaçov'un da- nışmanı Gyorgy Şahnazarov ise Sovyet liderinin bu öneriye 'tü- müyle karşı olmadığını' açıkla- mıştı. Ancak Yeltsin'in dün ikin- ci ke? yaptığı öneri, Gorbaçov tarafından bu kez soğuk karşı- landı. Komünist Parti Genel Sekreter Yardıması Vladimir Ivaşko, Yetsin'in çağrısına ceva- ben yaptığı açıklamada bu dü- şünecenin Doğu Avrupa'dan ödünç alındığını söylerken bu yöntemin uygulandığı hiçbir yer- de başarıya ulaşamadığını savundu. Gürcistan Parlamentosu, cumhuriyette başkanlık sistemi- ne geçilmesini ve yapılacak baş- kanlık seçünlerine kadar bu gö- revin Parlamento Başkanı Zvi- ad Gamsahurdia tarafından yü- rutülmesini kararlaştırdı. Gür- cistan Parlamentosu'nun dün sabah yaptığı 'oiaganüstü' otu- rumda iki karann da oybirliğiyle alındığı büdirüdi. Devlet başka- nının doğrudan halk tarafından belirlenmesi için yapılacak se- çimlerde de Gamsahurdia'nın karşısına kazanma şansına sahip bir aday çıkması beklenmiyor. Newsweek ı ünlü Sovyet iktisatçıŞatalin ile görüştü 'Gorbaçov artık gitmelidir' "Gorbaçov, parlak entelektüel nitelikleri ve insani özellikleri olan bir liderdir. Fakat o, komünist düzene ait bir insandır. Gitmelidir!' Dış Haberler Servisi — Newswe- ek dergisi, Sovyet Başkanı Mihail Gorbaçov'un Baş- kanhk Konseyi'nin eski üyesi ve '500 günde serbest piyasa' programı- nın mimarı olan Stanislav Şatalin'le görüştü. — Sizi Başkanlık Konseyi'ne seçtiği zaman Gorbaçov başka bir adam mıy- dı? ŞATAIİN — Bu üderleri yakmdan ta- nınm. Gorbaçov, masada, dostlar ara- smda yaptığı şakalarla, herkese eşit dav- ranması ile bambaşka biridir. Onunla hemen hemen her şey hakkında konu- şarak uzun saatler geçirdim. Parlak en- telektüel yetenekleri ve insani nitelikleri olan daha demokratik bir insandır. Fa- kat o kornünist düzene ait bir insandır. Gitmelidir. — Bu çökttş onun kişisel politikası mı? ŞATALİN — Bu çok zor bir soru ve bana en çok sorulanı: Gorbaçov ne de- receye kadar başkaJarının elinde bir araç- tır? Onun bir araç olduğunu söylemek ne kadar olanaksızsa özgür olduğunu söylemek de o kadar olanaksız. İkisi de doğru değil. Batılı gazetecüer sık sık bu hatayı yapıyorlar. Bütün ordunun, KGB'nin, Içişleri Bakanlığı'nın gerici, bütün aydınların ise demokrat olduğu- nu düşünüyorlar. Doğru mu? Yanhş. Ay- dırüar arasında o kadar çok faşist ve ah- laksız, orduda o kadar çok parlak ve de- mokrasi yanlısı, KGB'de jurnalcüeri ha- kir gören o kadar çok profesyonel var ki. — Gorbaçov'un yeniden sizin hizmet- lerinizi istemesi şansı ne kadar? ŞATALİN — Hiç yok. Şimdi her şey sona erdi. — 500 günlük programın geleceği ne- dir? Veni hükümet bunu benimseyecek mi? ŞATAIİN — Mevcut hükümetin dü- şeceğinden eminim. Yönetmekten son derece aciz. Hem profesyonel hem de ah- laksal açıdan eski Başbakan .Nikolay Rij- kov'un hükümetinden çok daha kötüler. Rijkov'un en azından halkın önünde iyi bir imajı vardı. Kimileri onu 'aglayan Bolşevik' olarak nitelemişlerse de sorun- lara kalbiyle yaklaşan ve geliştirmeye ça- lışan bir insan olarak görülüyordu. Bu hükumete gelince, sadece Başbakan Va- lentin Pavlov'u TV'de göstermek kadar anti-komünizm çağnştıran bir şey ola- maz. O suratı görür görmez hükümetin hemen istifa etmesini istiyorsunuz. Pavlov Batı'nın hiçbir zaman kendi- sini desteklemeyeceğini çok iyi anlıyor. Bu yüzden Gorbaçov'un Batı'ya ihtiya- cımız olmadığını düşünmesine çalışıyor. Eğer Başkan bu mahcubiyetten sıyrıla- mazsa bu tuzağa düşecektir. — Gorbaçov son zamanlarda Batı karşıtı ve aydın karşıtı açıklamalar ya- pıyor. ŞATAIİN — Gorbaçov'un, solculann ve demokratlann ona hiçbir zaman en- gel olmayacaklannı anlaması gerekli. Eğer şimdi istifa ederse bütün demok- ratlann onun Rusya tarihinde ne kadar önemli olduğunu ve toplumun özgürleş- mesi yolundaki süreci başlatan kişi ol- duğunu söyteyeceklerine eminim. Onun portresini en saygın yere asacaklardır, halbuki sağ sadece onu asacaktır. — Fakat Gorbaçov'un Yeltsin'le iliş- kileri son derece kötü. ŞATALİN — Evet, artık hiçbir zaman bir araya gelemezler. Büiyorsunuz, Gor- baçov'un başkalannın aracı olup olma- dığından konuşuyorduk. Aralarında Gorbaçov da olmak üzere pek çok kişi Yeltsin'in iplerinin başkalannın elinde ol- duğunu iddia ediyorlar. Bence, eğer Yelt- sin demokratlann soylemesini istediği şeyleri söylüyorsa bu çok iyi. Bırakın kukla olsun. Keşke tüm liderler böyle kuklalar olsalar da konuşmalannı ken- di düzeltmeleriyle harap edecek yerde başkalannın -diyelim Şatalin'in- onlar için yazdıklannı dikkatle okusalar. Her bir halde Yeltsin gibi bir adam kukla olamaz. Karakterli bir insandır. Onu uzun zamandan beri tanınm ve öğ- rendiğini görebiliyorum. Çok kibardır ve kesmeden dinler. — Birliği koruma konusnnda yapılan referandum hakkında ne diışünüyorsu- nuz? ŞATALİN — Anlamsız bir şey, halk- la alay etmek. Gorbaçov bundan hiçbir şey kazanmayacak. Hiçbir şey daha iyi- ye gitmeyecek. Aksine, daha fazla kız- gınlık ve ekonomik yeterüliğe yönelik da- ha fazla dürtü olacak. Cumhuriyetler şöyle hesaplayabilirler, "Eğer bu referan- dumla bizi birleştirmek istiyorlarsa, ay- nlmamız, kendi para birimimizi kurma- mız daha iyi, çok geç olmadan." — Peki reform nasıl sürebilir? ŞATALİN — İlk önce, yann her şe- yin olacağını vaat etmemek gerekir. Çün- kü yann daha da kötü olacaktır. Ben herkese hazırlıklı olmalanm söylerdim. Bize inanıyorsanız bizi seçin ve biz size gelecek yılın çok güç olacağını ve son- rakinin de aynı olacağını vaat ediyoruz. Şu veya bu programı reddeder ve ise, or- duyu ve savunma harcamalarını küçül- terek başlardık. Her şeyden önce dogru- yu söylemelisiniz. Halka bu yıl için hiç- bir ümit olmadığını söylemelisiniz. POLriTKADA SORUTNLAR ERGUNBALa Batı Basınında Çirkin Iddialar Batı basınında son günlerde Türkiye aleyhinde çıkan ha- ber ve yorumların giderek arttığı gözleniyor. Bu tür yorum- haberler daha çok Türkiye'nin, sınırlarına sığınan yüz bin- lerce Kuzey Iraklı Kürt mülteciyî kabul edemeyeceğini, bu- nun büyük sosyal ve ekonomik sorunlar doğuracağını bildı- rip uluslararası yardım çağrısı yapmasından sonra çıkmaya başladı. Batı'dan derhal kapılarımızı açmamız için baskılar gelirken basında da eleştırel yazılar boy gösterdi. İlginçtir bu yazıları yazanlar, İtalya'nın birkaç bin Arnavutu kabul etme- mek için nasıt direndiğini, Almanya'da ise anlaşma gereğin- ce ülkeye vızesiz gıren Polonyalıların sınırın öte yanında Al- manlar tarafından nasıl taş ve tükürükle karşılandığını unut- muş görünüyorlardı. Türkiye, bu yüz binlerce insanın acısını hafifletebilmek için tüm olanaklarını seferber etmiş, elinden gefen her şeyi ya- pıyordu, ama bu Batı'ya yetmiyordu. Kapılar derhal açılma- lıydı. Bir iki günden beri ise eleştirilerin sınır bölgesindeki olay- lara ve askerlere yöneldığı gözleniyor. Türk askerleri hakkında çirkin, rahatsız edici iddialar ortaya atılıyor. Reuter Ajansı- nın muhabiri önceki gün Uludere'den geçtiğı haberde. Batılı uçaklar tarafından paraşütle atılan yiyecek pakedini almak için koşan genç bir Kürt mültecınin vurularak öldürüldüğü- nü öne sürüyordu. Reuter, paraşütle atılan yiyecek paketleri Türk tarafına düştüğu takdirde Türk askerlerınin bunları ala- rak para karşılığında mültecilere sattığını iddia ediyor. Reu- ter'tn muhabiri, bazı mültecilere dayanarak verdiği haberde bir dizi mültecınin vurulduğunu ileri sürüyor. Arkadaşımız Dilek Zaptçıoğlu'nun bildirdiğine göre Alman basınında da bu tür iddialar yer alıyor. Bazı yardım malze- mesine askerler tarafından el konulduğu, bazılarının mülte- cilere satıldığı ileri sürülüyor. Bunlar çok çirkin iddialardtr. Reuter'ın muhabiri olsun, Al- man gazetelerinin muhabirleri olsun, yardım malzemelerine Türk askerleri tarafından el konup sonra bunların mültecile- re satıldığını gözleri ile görmüş değiller. Yöredeki insanlarla yaptıkları konuşmalarda kendilerine söylenenleri aktarıyor- lar. Türk askeri böyle bir şey yapmaz. Geleneğı, göreneği, ya- pısı uygun değildır. Ama dünyanın her ordusunda böyle dav- ranışlarda bulunanlar çıkabilir. Bir iki kişinin yaptığı bu gibi eylemler, kuşkusuz o orduyu bağlamasa da üyesi olduğu si- lahfı kuvvetlerin adına gölge düşürebilir. Yabancı muhabirler ise haberi somut olaylara dayanarak değil, genelleme yaparak, örneğin "yardım malzemelerine askerler el koyuyor" şeklinde verme eğiliminde oidukların- dan hak etmedigimiz bir suçlama ile karşı karşıya kalabili- riz. Reuter, dünyanın en büyük ajanslanndan biridir. Gönder- diği haberler Batı'nın önde gelen gazeteleri tarafından ya- yımlanır. Bazı Batılı ülkeler ise kendi suçluluk duygusundan kurtu- labilmek amacıyla Türkiye'yi eleştırmek için fırsat kollamak- tadır. Bu bakımdan. kumutanlarımızın bu iddiaları büyük bir ti- tizlikle inceleyeceklerine eminiz. K1BRIS SORUNU ~~ Denktaş-Baker görüşmesi bugün Washington'daki buluşma, KKTC ile ABD arasında gerçekleşen yüksek düzeyde ilk temas olacak. LEFKOŞA (AA) — KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, ABD Dışişleri Bakanı James Baker ile bugün Washington- da bir araya gelecek. Bu görüş- me, KKTC ile ABD arasında gerçekleşen yüksek düzeyde ilk temas olacak. Denktaş-Baker göriışmesine, ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbns özel Koordi- natörü Nelson Ledsky de katı- lacak. Bu arada, Rum yönetimi, Denktaş-Baker görüşmesini en- gellemek için ABD nezdinde başlattığı girişimleri sürdürü- yor. Rum kaynaklanna göre, tn- giltere'de bulunan Rum yöneti- mi lideri Yorgo Vasiliu, Lond- ra'daki Rum kuruluşlan fede- rasyonu yetkilileriyle yaptığı toplantıda, Denktay-Baker gö- rüşmesini "olumsuz bir gettşme olarak gordüğünü" söyledi. Vasiliu, Rum yönetimi Dışiş- leri Bakanı Yorgo Yakovu'nun, Baker'a, "Denktaş'la ARNAVUTLUK göriişmemesi" için bir mektup gönderdiğini de büdirdi. Aynı kaynaklar, Rum yöne- timinin Washington elçisi Mi- halis Şerifis'in de görüşmeyi en- gellemek için ABD Dışişleri Ba- kanhğı ve Ulusal Güvenlik Konseyi nezdinde girişimlerde bulunduğunu duyurdular. Şerifis'in, ABD'li yetkiUlere, görüşmenin, "Denktaş'ın kar- şı Amerikan politikasının yeni- den gözden geçirildiği ve Denk- taş'ın tanınması yönünde bir adım atıMığı" şeklinde yorum- lanabUeceğini belirtti. Amerikalı yetkiulere BM Gü- venük Konseyi'nin 541 sayüı ka- rarını hatırlatan Şerifis'in, ABD'nin de oy vermiş olduğu bu karann, Kıbns'ta bir Türk devleti ilanını kmadığını ve bu devleti tanımamalan ve ona herhangi bir şekilde itibar ka- zandıracak davranışlardan ka- çınmaları için bütün ülkelere çağnda bulunduğunu söyledi- ği kaydedildi. meclise sancılı açılışTtRAN (AA) — Arnavut- luk'ta İkinci Dünya Savaşı'n- dan bu yana yapılan ilk serbest ve çok partili seçimler sonu- cu oluşan parlamentoyu bugün 'sancılı' bir açılış bekliyor. Demokratik Parti'nin secim- lerden hemen sonra tşkodra'- da dört kişinin ölümü ile so- nuçlanan olaylann sorumlula- n bulımuncaya kadar parla- mentoyu boykot karan nede- niyle yeni meclis çalışmaları anamuhalefet partisi olmadan başlayacak. Demokratik Parti sözcüsü Genc Polo, tşkodra'daki olay- lann faillerinin bulunması için hükumete başvurduklannı, an- cak herhangi bir cevap alama- dıklarmı söyledi. Ülkedeki Yunan azınlığın temsUcisi konumundaki 'Orao- nia Hareketi'nin de Demokra- tik Parti'nin boykotuna katıl- ması halinde, yeni pariamento- da sadece Emek Partisi ile Mu- haripler Birliği'nin tek millet- vekilinin kalacagı ve ilk de- mokratik parlamentonun bü- yük bir siyasi krizle çalışmaya başlayacağı belirtiliyor. Arnavutluk'taki siyasi krizin yanı sıra ekonomik bunahmın da boyutlan genişliyor. Ülke- nin tek işçi sendikalan konfe- derasyonu, hükümetten bir dizi talepte bulunarak isteklerinin yerine getirilmemesi halinde greve gidecekleri açıkladı. Işçilerin istekleri arasmda ücret ve emekli maaşlanmn art- tırılması, hammadde olmadığı zamanlarda fabrikalar calışma- dığı gerekçesiyle maaşlara ke- sinti yapılmaması, kadın işçile- rin gece vardiyasında çahşma- malan ve televizyonun komü- nistlerin etkisinden cıkanlma- sı bulunuyor. Yeni parti Bu arada Arnavutluk'ta 'Sosyal Demokrat Parti' adı al- tında yeni bir parti kurulması için çalışmalar yapıhyor. ön hazırlıkları süren Sosyal Demokrat Parti'nin adının açıklanmasını istemeyen bir kurucu üyesi, Emek Partisi'n- den en az 25 milletvekilinin kendilerine katılmasını bekle- diklerini ileri sürdü. Arnavut- Iuk'ta halen altı siyasi parti bu- lunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle