Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15NÎSAN1991 + + *
iBîRMEKTUP
Ulaşım
sefaleti
son bulsun
• Sayın İETT Genel
Mudürlüğu'ne, acil
sorunumuzla ilgilenecekleri
ve çözüm getireceklerı
umuduyla, Siyavuşpaşa
Soğanlı Mahallesi sakinleri
adına seslenmek istiyorum.
Eminönü ve Taksim yönune
çahşacak olan otobus
seferleri, ev ve işyeri
arasındaki ulaşım
sefaletimizi sona erdirecek.
Böylece her gun sadece
Aksaray ve Beyazıt'a kadar
giden otobüs ve
.minibuslere
zorlukla binebilme ve taksi
parası odeme derdiden
kurtulmuş olacağız.
Sorunumuzun çozuleceği
müjdesinin beklentisiyle
saygılar.
VURAL ÇALIŞKAN
KARAKÖTDEN
Trafık
sorunu
• Karaköy İskele
meydanında trafik
yoğunluğundan yakınan
vatandaşlar, trafik
ekiplerinin konuyla
"yakından ilgilenmelerini
diliyorlar.
İSKİ'nin su
raporu
• İSTANBUL (AA) —
İstanbul'a su sağlayan 7
barajdaki su rezervinin 1
milyon 355 bin 800
metreküp artarak, 449
milyon 061 bin 200
metreküpe ulaştığı
-bildirildi. tSKİ'den yapılan
açıklamada, Terkos
Barajı'nda 108 milyon 099
metreküp, Alibeykoy
Sarajı'nda 18 milyon 798
Ipin 500 metreküp,
Ömerli Barajı'nda
160 milyon 862
bin 500 metreküp, Elmah
(yeni) Barajı'nda 8 milyon
980 bin metreküp, Elmah
{eski) Barajı'nda 617 bin
metreküp, Buyükçekmece
Barajı'nda 81 milyon 137
bin 200 metreküp ve Darlık
Barajı'nda da 70 milyon
567 bin metreküp su
bulunuyor. Kente son 24
saat içinde 1 milyon 299
birr-068 meffeküp su
verildi.
KENTYAŞAM HURİYET/17
TELEFONLAR
Belediye Başkaru Tığlay, olan bitene göz yummakla suçlaruyor
Planda cami, inşaatı dükkân
Imar planında otopark ve yol olarak gözüken
150 metrekarelik alana 'cami' adı altında
dükkânlar yapılıyor. Ruhsatsız inşaatı
durdurmaya çalışan Avcılar Deniz Köşkler
Mahallesi sakinleri, 500 kişilik imza
toplamışlar: Cami değil yeşil alan.
Küçükçekmece Belediye Başkanı ise 'Kendileri
cami diye imza topladılar, şimdi de benden
yasaya karşı çıkmamı istiyorlar' diyor.
önceki yönetim, bu yeri Diyanel
İşleri Vakfı'na eami yapılması
için vermiş. Ancak Tığlay yöne-
time gelince vakfa bu yerin 50
metre ötesinde yeni bir cami >eri
verdi. Oraya liğurlu Camisi ya-
pıldı, bugün o cami ibadete açık
bulunuyor. Bizim ikinci bir ca-
mi>e degil, yeşil alana ihtiyacı-
mız var" dedı.
Küçükçekmece ve büyükşehir
belediyeleri ile Cumhurıyet Sav-
cılığı'na suç duyurusunda bu-
lunduklarını sövieyen Alpaslan,
500 kişı "Cami degil park
istiyor" diyerek şu bilgıyi ver-
di:
HÜRRİYET UYMAZ
Avcılar, Deniz Koşkler Ma-
hallesi'nde imar planında oto-
park ve yol olan 150 metreka-
relik alana "cami" adı altında
en az 8-10 tane dukkân >apıh-
yor. Ruhsatsız kaçak inşaatı
durdurmaya çalışan yöre sakin-
leri, Küçükçekmece Belediye
Başkanı Ertugrul Tığlay'ı cami
altında sürdurulen talana goz
yummakla suçluyorlar.
Yörede oturanlardan "din
adına istismar edildiklerini"
söyleyen Pınar Sokak sakini
Berrin Alpaslan, "Tığlay'dan
"Cami adı altında bir kişiye
şahsi çıkar sağlamaya çalışılı-
yor. Mevlana Cami Yaptırma
ve Yaşatma Derneği Başkanı
Hacı Yaşar Doğu, 'altına dük-
kân, ustune caıni' diye bu yere
yapılacak dukkânları 'yap işlet
devret' esasına gore 49 yıllığına
kiralamış. Ankara'ya gitti, işle-
rini orada hallederek resen tas-
dikli planlarla geri döndu bu ki-
şi. Tığlay, büyükşehir ve kendi
belediyesinin kararlannda bura-
sı otopark ve yol olarak gorun-
mesine karşın inşaatı durdur-
muyor."
Öte yandan aynı bolgede otu-
ran Evin Sozer, "Büyükşehir
Belediyesi, planı görmeden re-
sen onayladığı için Ertugrul Tığ-
lay, bakanlığa dava açtı. Biz de
aynı davaya 500 kişi olarak iş-
tirak ediyonız" dedi. "Tığlay'ın
büyükşehir ve SHP ile ters düş-
mesiyle tehlikeye giren konumu-
nu Ankara'dan sağlamlaştır-
mak için bu cami olayına göz
yumduğu şeklinde söylentiler
var" diyen Sozer, caminin imar
planına ışlenmesi, belediye mec-
lisinde kabul edilerek askıya çı-
karılması gerekıyordu. Ama in-
şaatın ruhsatı bile olmamasına
karşın çakıllar, kumlar geldi, in-
şaata başlandı.
Küçükçekmece Belediyesi bu
inşaata hâlâ-goz yumuyor" de-
di.
Küçükçekmece Belediye Baş-
kanı Ertugrul Tığlay ise "Ken-
dileri cami yapılsın' diye imza
toplamışlar. Bu caraiyi onlar is-
tedi. Şimdi de benden yasalara
karşı çıkmamı istiyorlar. kay-
makamhğın o yerin Diyanet İş-
leri Vakfı'na devredilmesi için
müracaatı var. Ne yapabüi-
rim?" dedi.
Benzer bir olay geçen aylar-
da Yenibosna'da yaşanmı*,
imar planında okul, çocuk bah-
çesi olarak gorünen 60 dönüm-
lük hazine arazisinin özei bir
kuruluş tarafından konut alanı-
na dönuştürülmesi sağlanarak
konut inşaaüna başlanmıştı.
Ancak Büyükşehir Belediyesi'-
nin açtığı dava sonucunda Da-
nıştay yurutmeyi durdurma ka-
rarı almıştı.
Eğitimde nitelikli insamn önemi
Kültür Koleji Genel Müdürlüğü Eğitim - Araştırma -
Geliştirme Merkezi'nce düzenlenen sempozyumda,
eğitimde nitelik geliştirme, eğitim teknolojisi, öğretmen
yetiştirme, bilgisayar destekli öğretim gibi konular
tartışıldı. Çeşitli üniversitelerin öğretim üyeleri
tarafından 66 sözlü, 20 yazılı bildiri sunuldu.
İstanbul Haber Servisi —
Kultür Koleji Genel Müdürlüğü
Eğitim- Araştırma-Geliştirme
Merkezi'nce düzenlenen, "Eği-
timde Nitelik Geüştirme" konu-
lu "Eğitimde Arayışlar 1. Sem-
pozyumu" sona erdi.
Eğitimde nitelik geliştirme,
eğitim teknolojisi, öğretmen ye-
tiştirme, bilgisayar destekli öğ-
retim gibi konuların tartışıldığı
sempozyumda, çeşitli üniversi-
telerin öğretim uyeleri tarafın-
dan 66 sözlü, 20 yazılı bildiri su-
nuldu.
The Marmara Oteli'nde 13-14
nisan tarihlerinde uç ayn salon-
da gerçekleştirilen sempozyu-
mun amacını, "Ülkemizde eği-
tim sisteminin geliştirilmesine
katkıda bulunacak bilimsel ça-
lışmaları, yeni düşünceleri bir
araya getirmek ve tartışılması-
na olanak sağlamak" şeklinde
acıklayan Kultur Koleji Genel
Müdüru ve Kongre Organizas-
yon Komitesi Başkanı Fahamet-
tin Akıngüç, bu yıl ulusal nite-
likte ilk kez gerçekleştirilen sem-
pozyumun, cjnümüzdekj yıldan
itibaren uluslararası düzeyde ya-
pe Üniversitesi Eğitim Fakülte-
si Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ab-
dullah Demirtaş, birey ve top-
lum olarak çağdaş sorunların
üstesınden gelmenin, nitelikli in-
san gücünün geliştirilmesine
bağlı olduğunu belirterek "Bu-
günku eğitim sorunlarını anla-
yıp geleceğimizi tahmin ederek
Sempozyuma, "Eğitimde Ni- bugün ve gelecekte daha iyi ya-
telik, Bugünü ve Geleceği" ko- şayabilmeyi öğrenmek, eğitim
nulu bir bildiri sunan Hacette- ve niteliklerini geliştirmedeki
pılacağını söyledi.
başarılanmıza bağlı olacaktır"
dedi.
Eğitim ve oğretimde niteliğin
geliştirilmesinde, öğretmenlerin
rolu uzerinde duran Buca Eği-
tim Fakultesi Öğretim Üyesi
Yard. Doç. Dr. Mustafa Yıl-
man, toplumun gerçek gereksi-
nimlerine en uygun eğitim siste-
mini oluşturabilmek için, işe ön-
ce iyi öğretmen yetiştirmekie
başlamak gerektiğinı söyledi.
Konuşmacılar, eğitimde niteliğin önemini vurguladılar. (Kotograt: Sabahaftin Böstâhcıoğlul
Polislerin yakınları zor tesclli edildi. (Fotoğraf: Uğur Günyüz)
Şehit polislere tören
İstanbul Haber Servisi —
Güngören'de sivil ekip otosu
içinde otururken, otomatik si-
lahlı iki kişi tarafından çapraz
ateşe tutularak öldürulen Ba-
kırköy Infaz Ekibi'nde gorev-
li polis memurlan Nebi Şeker
ve Kenan Yamak'ın cenazele-
ri, Bakırköy Emnıyet Amirli-
ği önunde düzenlenen toren-
den sonra memleketlerine gön-
derildi. Tören sırasında polis
memurlannın yakınları sinir
krizleri geçirdiler.
İstanbul Emniyet Müdürü
Mehmet Agar, törendeki ko-
nuşmasında, polis örgütünün
en acılı gunlerinden birini ya-
şadığını belirterek, polislerin
bu kutsal günlerde görev ya-
parken alcakça şehit edildiği-
ni. söyledi.
Ağar, şöyle konuştu:
"Tesellimiz, Türk Silahlı
Kuvvetleri'nden arkadaşlan-
mızın da şu an aramızda bu-
lunmasıdır. Olay ortada, şehit
ailelerinin maddi yaralannı sa-
ranz, ancak babalannı, koca-
larını ve evlatlannı geri getire-
meyiz. Bi/e düşen görev, o al-
çaklan bulup cezalandırmak-
tır. Onlara verebileceğimiz en
büyük teselli budur."
Törene, Şeker ve Yamak'ın
aileleri, yakınlan, İstanbul Va-
lisi Cahit Bayar. gore\ arka-
daşları, askeri erkân ve emni-
yet mudür yardımcıları ile çok
sayıda vatandaş katıldı.
Tören sırasında Kenan Ya-
mak'ın eşi Mehtap ile Nebi Şe-
ker'in eşı Selma, fenalık geçir-
diler. Şehit polislerin tabutla-
nmn tören yerine getirilmesı sı-
rasında Şeker'in kızı Özgür'ün
çığhklar atarak tabuta sarılma-
sı ise çevredekilerin gözlerini
yaşarttı.
Bakırköy Emniyet Amirliği
binası önündeki törenden son-
ra, polis memurlanndan evli ve
3 çocuk babası Nebi Şeker'in
cenazesi doğum yeri olan Ada-
na'ya, evli ve bir çocuk babası
Kenan Yamak'ın cenazesi de
memleketi olan Iskenderun'a
gönderildi.
Öte yandan Şeker ve Ya-
mak'a ekip otosu içinde oto-
matik silahlarla saldıran ve
ölümlerine neden olan yasadışı
s«l bir örgüte üye sanıkların
yakalanması için polisin ope-
rasyonları surüyor. Çeşitli ev
ve "nokta"lan basan siyasi şu-
beye bağlı ekipler, saldırganla-
rın izlerini 'bulmaya çahşıyor.
m Polis kdat: 055
• İtfaiye: 000
• Jandarna: 056
• Zabıta MUirttiâ: 527 57 00
• MezatıUaf MiJ«rtip:
172 13 73 -74-75 ve 088
• bld arua: 068
• SAĞLIK:
H U H Acil: 077
Saftl* MMartt«i: 511 89 18
C«fnt*a«a Tıp: 588 48 00
Çapa Tıp: 525 92 30
Mannara Tıp: 340 01 00
Haydarpa$a ÜMMiıe: 345 46 80
Şisli Etfal: 131 22 09
Takstaı İlkyafftn: 152 43 00
SSK Samatya: 588 44 00
SSK MuMTdam: 132 30 00
SSK Göztepe: 358 67 60
• TRAFİK:
Traflk $ube Md.: 176 24 14 (Isl),
356 04 85-86 (Kadıköy)
BMge Traflk: 377 22 07 (E-5)
356 04 86 (Şehınçi)
314 36 (B Çekmece)
• TMY:
İç Hattar 573 13 31
Dıs Hattar 574 23 00 (25 hat),
Saırtral: 574 73 00
Rtzarvasyon: 574 82 00 (45hat)
• DDY:
Siıfccci Bam«aa: 527 00 50
HJ>asa Da«»ma: 336 20 63
H.Pa*a Saıtnl 348 80 20
• VAPUR:
$«Wr Haöan: 526 40 20.
144 42 33
DeHı Yettan (Actata): 145 53 66.
144 25 02 149 18 96
Dcaiz Otobisi: 149 15 38
• METE0R010Jİ:
(Hava tahmını öğrenme) 573 89 80
• ELEKTRİK AIOZA:
btaabvl: 526 62 74
Fanh-TaMakaie 526 62 74
Bayaite 150 83 50.
Kattiy. 348 71 40
• TEK: 069
• Stl AMZA:
*-. 522 97 03
147 51 10,
Katfıkiy: 333 02 20
• İETT fien. Md.: 145 07 20 (17 hat)
• PTT:
011 (Bılinmeyen numaralar ve
nöbetçı eczane sorma).
021 lanza)
028 ıaanısn-,aı
Rusya Ortodoks
Patrigi Fener'de
• İSTANBUL (AA) —
Fener Patrikhanesi'ne ilk
resmi ziyaretini yapmak
uzere tstanbul'da bulunan
Moskova ve butün Rusya
Ortodoks Patriği Aleksios-2,
dün sabah Fener
Patrikhanesi'nde düzenlenen
ayine katıldı. Aleksios-2,
pazar ayinini, Fener Patriği
Dimitrioi ile birlikte yönetti.
Ayinde, Yunanistan'ın
İstanbul Başkonsolosu
Lefter Danelis, Sovyetler
Birliği'nin İstanbul
Başkonsolosu Gennadi
Pavloşin ve Istanbul'da
bulunan bazı Yunanlı
milletvekilleri de katıldı.
Patrik Aleksios-2,17 nisan
çarşamba günü Turkiye'den
aynlacak.
HABERLERIN DEVAMI
OLAYLARIN ARDINDAKİGERÇEK Belediye kaynıyor
(Bastarafı 1. Sayfada)
cezaevlerinin büyuk çapta bo-
$altılması gerçekleşiyor.
*
' Turkiye'defikir özgurlukleri-
ni engelleyen ünlü ceza madde-
İeri de kaldnıldı; bu, önemli bir
adım, olumlu bir gelişmedir. Sol
muhalefetin yıllardan beri ulaş-
mak istediği amaca muhafaza-
kâr ANAP'ın iktidarında varıl-
ması, ilginç bir olgudur. Cerçı
bir süreden beri 141, 142,
163'üncu maddeler 'fiilen' aşıl-
mıştı; ama cezaevlerinde bu yuz-
fien yatan kişiler bulunuyor,
yargılamalar sürüyordu. Dunya-
da ise çoktandır Amerika ile
Sovyetler kaynaşmışlar, 'komü-
nizm tehlikesi' aşümıştı.
Vaşington-Moskova birbihne
yaklaşınca, Türkıye'deki iktida-
nn yörungeye çekilmesi doğai
sayılmalıdır.
Ne kadar gecikmiş olursa ol-
sun, fikir özgürluğıinu engelle-
yen ceza maddelerinin kaldınl-
ması Şeker Bayramı 'nı tatlandı-
ran bir işlenıdır.
*
Ancak, bu tadı buruklaştıran
yasa maddeleri de AS'AP ikti-
danmn bayram öncesi yasama
paketınde bulunmaktadır. 'Terö-
n Karşı Mücadde Yasası'nda
hukuk devletine ters düşen ku-
rallar çoktur; 'koşuüu salıverme
kapsamında da buna benzer bir
xtızi çelışkıye rastlanıyor; bu ba-
<kımdan ilerde Anayasa Mahke-
mesi'ne epey iş duşecek gibi gö-
rünuyor.
•
• Bayramın tadını kaçıran bir
başka olumsuz gelişme ekono-
mık durumun kotüleşrnesinde
beiirlenmektedir. Gerçekten iş-
veren kesiminde olsun, devletin
yüksek bürokratlannda olsun,
ekonomiye iyimserlikle bakabı-
len yok gibidir. Emekçi halkın
durumunu yinelemeye gerek
duymuyoruz. Körfez Savaşu ba-
şıbozuk gidişe tuz biber ekmış;
Iraklı sığmmacıların yiıku de
bunun üstüne gelmiştir.
Son günlerde tırmanma süre-
cine giren terör de karamsarlık-
ları besleyebilir.
•
Yine de bayram arifesinde ge-
Ieceğe bakış açımızın aydınlan-
ması için çaba göstermek gere-
kiyor. 1989'dan bu yana dünya-
da hızlı bir değişim yaşanmak-
tadır. Doğu-Batı bütünleşirken,
elbet her toplum bundan payı-
m alacaktı, 1990'da başlayıp
1991'de savaşa dönuşen Körfez
bunahmı da butun ülkeleh etkısi
altına alan ruzgârlar estirmek-
tedir.
Turkiye, bu değişimin dışın-
da yaşayamaz.
Ulkemizdekiyaşam biçimı ve
düzeni, 12 Eylül 1980'le birlikte
saptanan çerçeveye sığamaya-
caktır. Şimdilik bu çerçevenin,
ancak bir kösesî kınldt Toplum-
sal gelişme, siyasal koşulları ve
azmlığa duşmüş ıktidarı zorla-
maktadır. Halk çoğunluğu, ye-
ni bir siyasal arayışm kefesine
ağırlığını koyuyor.
Her şeye karşın, daha mutlu
bir geleceğin arifesinde olduğu-
muzu düşunebiliriz.
• * •
(Baştarafı I. Sayjada)
pariamento. bürokrasi, bakanlık
ve üniversite öğretim üyesi ola-
rak edindigim birikimleri bu gö-
revimde İstanbul kenti için
olumlu ve yararlı bir biçimde de-
ğeriendirmeye çalıştım.
İstanbul Belediyesi, Turkiye^
nin en bıiyük kamu kuruluşu-
dur. Ancak İstanbul'un yüzyıl-
lann birikiminden gelen çok bü-
yük sorunları vardır. Çozum
bekJeyen son derece karmaşık
sorunlan vardır. Su. ulaşım, tra-
fik, temizlik gibi sorunlar uze-
rinde çalışümış, ciddi ilerleme-
ler ve gelişmeler obnuştur. İstan-
bul'un bu büyuk sorunlarının
çözümünde siyasal iktidar ma-
alesef belediyemize destek olma-
mış, bilakis çeşitli engeller çıkar-
mıştır.
Bilindiği gibi ben aslında po-
litik hayatın içinden geliyorum.
Ülkemiz yeni bir genel seçiım
doğru gidiyor. Aslen politika
içinden gelen bir kişi olarak ye-
niden aktif politikaya girmek is-
tiyorum."
SHP genel merkezinin Sözen-
Coşkun uyumsuzluğundan ha-
berdar olduğu bildirildi. Bir
MYK üyesi, "İstanbul Belediye-
si'nin yeni bir aüiım hazırlığı
içinde olduğunu, bunu da yeni
bir kadro ile yapmayı dü-
şünduğünu" söyledi.
Yakın çevresi; "Alev Coşkun,
Sözen'e dayanamadı" diye ko-
nuşurken, Alev Coşkun'un da
bir süreden beri "partisine zarar
verebileceği" gorüşuyle konuş-
mamayı yeğlediği belirtiliyor.
Coşkun, "Anlaşmazlık konula-
n neydi?" biçimindeki soruları
açıkça yanıtlamaktan kaçındı.
Ancak belediyeden bir kaynak,
istifanın en önemli nedeninin
kadrolar arasındaki uyumsuz-
luktan kaynaklandığını belirtti.
Bu kaynak, "Sözen'le Coşkun'-
un anlaşamadığı en önemli nok-
ta, belediyenin üst düzey kadro-
lan arasındaki göriış aynlığıydı.
8 milyonluk kentin sorunlanna
daha aktif kadrolar çözüm ge-
tirebilecekken Sayın Sözen, ıs-
rarlı uyanlara kulak kapayarak,
kendi çevresinin insanlarına gü-
vendi ve ayncalık gösterdi. Alev
Coşkun'un görevden alınmasını
istediği bazı yoneticileri Sozen
korudu. Aynca kaynak yaratma
önerilerini hiç dirîlemedi. Alev
Coşkun da 'Bu işin tadı tuzu kal-
madı, benim de artık belediye-
de sözüm geçmiyor' diyerek, ge-
nel merkeze haber verdi ve Sö-
zen'i terk etti" dedi.
26 Mart yerel seçimlerinden
sonra Nurettin Sözen, parti ust
duzey yoneticileri ve karar or-
ganlarırun onayıyla goreve gelen
Alev Coşkun'u istifaya goturen
nedenleri şöyle sıralamyor:
• Uğur Bostancı olayı — Mali
işlerden sorumlu Genel Sekreter
Yardımcısı Uğur Bostancı ile
Alev Coşkun arasındaki anlaş-
mazlık 1,5 yıl öncesine dayaru-
yor. Diğer genel sekreter yardım-
cılan ve ust duzey yetkililerle de
anlaşmazlık içinde olduğu belir-
tilen Bostancı'nın, 1,5 yıl once
görevden alınması isteği Sozen
tarafından reddedildı. Sözen'in
tuttuğu kişi olarak bilinen Uğur
Bostancı nedeniyle Alev Coşkun
ile Sözen'in arası açıldı.
Son olarak Uğur Bostancı'run
belediyeye ahnacak bir dizi ki-
tap için emniyet müdürlüğüne
danışarak sakıncalı olup olma-
dığı yolunda bir rapor istemesi,
SHP genel merkezinin de dik-
katlerini üzerine çekti ve SHP
istanbul ll Örgütü Bostana'run
görevden ahnmasını istedi.
Perpa — Göreve geldiklerin-
de özel mülkiyete ait arsalara te-
cavüz edilerek yapıldığı belirle-
nen Perpa hakkında belediye
aleyhine Şişli 3. Asliye Mahke-
mesi'nde dava açıldı. Dava so-
nunda Büyükşehir Belediyesi ar-
salarına tecavüz edilen iki kişi-
ye 16 milyar lira ödemeyi kabul
etti. Bu paranın 9 milyar lirası-
nı Perpa Kooperatifı, 7 milyar li-
rasıru belediye ödeyecekti. Koo-
peratif 9 milyar liranm son iki
taksidini ödemedi. Buna karşı-
Uk belediye de kooperatife tapu-
larını vermedi. Böylece binada
1900 dükkânı bulunan belediye
bu dükkânlannı yaklaşık ı yıl-
dır işletemiyor. Tapulann koo-
peratife verilmesi gerektiği göni-
şünü savunan Alev Coşkun ile
para ödenmeden tapu verilme-
yeceğini söyleyen Sözen arasın-
da anlaşmazlık çıktı. Sonuçta
dev çarşı işletmeye açılamadı.
Büyükşehir Belediyesi'nde
gorev yapamayan bazı yoneticı-
lerin Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Nurettin Sözen tarafından
ısrarla görevden alınmaması da
Sözen-Coşkun arasında iplerin
kopmasında önemli bir faktör
olarak değerlendiriliyor. Bazı
daire başkanları ile müdürlerin
görevden alınması gerektiği gö-
rüşünü savunan Coşkun ile bu
kişilerin kesinlikle görevden
alınmayacaklannı belirten Sö-
zen, birbirleriyle ilişkilerini so-
ğutuyordu. Son olarak Alev
Coşkun'un kadrosundan Genel
Sekreter Yardımcısı Hasan Ma-
ni'nin kadrolara söz geçireme-
mesi nedeniyle istifa etmesi,
Coşkun'un istifasında önemli
rol oynadığı belirtiliyor.
îstanbul Boğazı tüp geçit pro-
jesinde Fransız Sogea firmasına
ayncalık tanındığı yolunda ge-
çen sonbaharda basında çıkan
haberler, Sözen-Coşkun arasın-
da güvensizlik yarattığı öne sü-
rülmüştü. Firma ile önyeterlilik
anlaşmasının imzalanması kar-
şılığında Coşkun'a maddi çıkar
sağlanacağı yolundaki iddialar
üzerine, Sözen'in eski daruşma-
nı Mehmet Bolük, Coşkun hak-
kında savcılığa başvurmuştu.
Savcılık, bu iddialan yersiz bu-
larak Coşkun'un suçsuz olduğu-
na karar vermişti. Sözen, bu id-
dialara karşı Coşkun'un yarun-
da yer almış, ancak Coşkun'la
aralarmdaki güven zedelenmiş-
ti.
Sözen'in işbaşına gelmesinden
sonra üst düzeyde görev verdiği,
ancak yönetim tarzında anlaşa-
mayarak ayrılan pek çok yöne-
tici var.
Genel Sekreter Yardımcısı
Uğur Bostancı'nın ve Park ve
Bahçeler Müdurü Tarık koral
1
ın da Sozen tarafından görevden
alınacakları bildiriliyor.
GOZLEM
UGURIVIUMCU
Kürtlere yardım yağıyor, diplomatik trafik yoğunlaşıyor
TBaşıarafı I. Sayfada)
Almanya Dışişleri Bakanı Hans
Dietrich Genscher ve Fransa İn-
sani İşlerden Sorumlu Devlet
Bakanı Bernard Kouchner'in
Turkiye ziyaretiyle yoğunluk
kazanacak. Halen Tahran'da
bulunan Ogata, yann Diyarba-
kır'da olacak. 19 nisanda Türki-
ye'ye gelecek olan Genscher,
Dışişleri Bakanı Alptemoçin'le
Şörüşecek, Cumhurbaşkanı
Özal tarafından kabul edilecek.
Fransız bakan Kouchner'in de
hafta içinde ikinci kez Turkiye'-
ye gelmesi bekleniyor. BM Dün-
ya Gıda Programı'nın Türkiye'-
deki sığınmacılara bugune ka-
dar 15 milyar lirahk yardımda
bulunduğu açıklandı.
Ankara Büromuzun haberine
göre AT'nin Turkiye ve İran sı-
nırındaki Iraklı sığmmacıların
yansının temel gıda gereksinimi-
ni karşılama kararı aldığı
açıklandı.
Avrupa Toplulukları Komis-
yonu Turkiye Temsilciliği'nden
dün yapılan açıklamada sığın-
macıîarın yaklaşık yansı olan
600 bin kişinin temel gıda gerek-
siniminin iki ay boyunca karşı-
lanacağı, ekmek, yağ ve merci-
mek yardımı yapılacağı belirtil-
di. Bu yardımların ilk diliminin
6 milyon dolar tutacağı kaşde-
dildi. Komisyonun Kurt sığın-
macılara yardım için önceki gun
aldığı kararlar da şöyle sı-
ralandı:
— Dunya Gıda Programı'nca
tayin edilen miktarlar temel alı-
narak 18 bin ton un, 1.080 ton
bitkisel yağ ve 720 ton merci-
mek sağlanması. Bu mıktar. 600
bin multecinin 2 aylık temel gı-
da gereksinimini karşılayacak.
— Turkiye'de kurulacak lo-
jistik ve operasyonel usler, Van,
Çukurca ve Şemdınli'den uza-
narak 150 bin kişiye yardım
ulaştınlmasını sağlayacak
Ufuk Tekin'in haberine gore
"havadan yardım"ın Turkiye'-
deki ana durağı olan Incirlik
Üssu, önceki günden başlayarak
dün tarihinin en büvük kargo
uçak trafiğinı yaşadı. Usse,
ABD'den ve Avrupa'daki ABD
uslerinden Ingıltere ve Fransa'-
dan C-5 Galaxy, C-130 kargo
uçaklarıyla yüzlerce ton malze-
me taşındı.
Amerikalı askeri vetkililerden
alınan bilgilere gore önceki pa-
zar gunu başlayan >ardım hare-
kâtından bu \ana Incirlik Üs-
su'ne gelen asker sayısı, dun sa-
bah 4.800'e ulaştı. Yardımların
daha hızlı vapılabılmesı için
ABD Kara Kuvvetleri'ne ait UH
60 Black Hawk tipı helikopter-
lerden 15 tanesınin Almanya'-
nın Sranksurt Üssu'nden İncır-
lik'e ve daha ^onra Batman uze-
rinden Silopi've gonderileceği
bildirildi.
Bu arada Amerıkan 6. Filo-
su'na bağlı San Diego gemısinin
önceki gun İskenderun Limanf-
na getirdiği yardım malzemele-
ri kamyonlarla sınır boyuna ta-
şınırken, dun 17.45'te de 8 bin
ton gıda maddesi yüklü ABD'-
nin "USS Charleston'" gemısı,
İskenderun Körfezi'ne girdi.
Geçen günlerde Incirlik Üs-
sü'ne gelen askeri teknik perso-
nelin bir bolumü önceki gün Di-
yarbakır'a ve daha sonra da sı-
nır boyuna kaydırılarak dun
Işıkveren koyune ulaştı. Yakla-
şık 100 kişilik ABD heyetinin,
bölgenin arazi yapısı, helîkop-
terlerin inebileceği olası alanlar
ve yol durumuyla ilgili araştır-
ma yapacağı bildirildi.
Bolgedeki muhabirimiz Yu-
suf Toprak'ın haberine gore
dun Altınyayla'ya da 70 ABD
askeri geldi. Bir tümgeneral ko-
mutasındaki askerlerin silahlı \e
tam teçhizatlı oldukları gorül-
du. ABD'li askerler, asıl görev
yerlerinin Almanya olduğunu,
ancak bir hafta once İncirlik'e
oradan da Altınyayla'ya getiril-
diklerini söylediler.
Almanya Çalışma Bakanı
Norbert Blara ile yardımcısı
D.R. Vaecking dun ozel bir
uçakla gittiği Batman'dan heli-
kopterle sınır boyuna geçti.
AA'ya gore Bonn'da topla-
nan Alman Kriz Komitesi, sığın-
macılara yardımm arttınlması-
nı görüştu.
Fransa'nın Ankara Büyükel-
çiliği'nden dun yapılan açıkla-
mada da Fransız ordusu tarafın-
dan İncirlik'te konuşlandınlan
5 Transall C-160 uçağı ile 8-12
nisan tarihleri arasında sığmma-
cıların bulunduğu boıgeye 17
uçuş yapılarak 70 ton yardım
malzemesı atıldığı bildirildi
Mehmet Aka'nın haberine
göre Luksemburg hükümetinin
çadır, ilaç, yiyecek ve giyecek-
ten oluşan 8 kamyonluk yardı-
mı da bölgeye ulaştı.
Bu arada, Içişleri Bakanı Ab-
dülkadir Aksu ile Devlet Baka-
nı Vehbi Dinçerler, bolgede in-
celemelerde bulunmak iizere
dun Dıvarbakır'a gittiler. Ola-
ğanustü Hal Bolge Valısı Hayri
Kozakçıoğlu, Işıkveren'dekı
Iraklıların bir bolümünün Silo-
pi ilçesi yakınlarındaki Hac Ko-
naklama Tesisleri'ne nakledil-
mesine bugun başlanacağını bil-
dirdi.
Kozakçıoğlu, dun TRT'ye
yaptığı açıklamada 3-4 gün icin-
de en az 20 bin Irak uyruklu kı-
şinin kotü şartlardan kurtulup
Hac Konaklama Tesisleri'nde
misafir edileceğini soyledı.
Bu arada, AA'nın haberine
gore Kızıla\, Iraklı sığınmacılar-
dan bir bölumunu barındırmak
için Habur gırış kapısı yakınla-
rındaki Hac Konaklama Tesıs
leri'nde ve Şemdinli'de çadıı
kamplar kuracak.
(Bafrara/ı I. Sa\ faüa)
Karar gerekçesi şöyle:
—r.. 25.12.1990 günlü dava konusu yasanın 12. madde-
siyle 2547 sayılı Yükseköğrenim Yasası'na eklenen ve içeri-
ği bakımından dini ınanç ve gereklere dayalı bulunmayan,
Anayasa Mahkemesi'nin 7 Mart 1989 günlü 89/1-12 sayılı ka-
ranna aykırı olmayan ve yükseköğrenim kurumlarında çağ-
daş kıyafet ve görünüme ters düşen dinsel nitelikteki kılık ve
kıyafetin serbest bırakılmasını öngörmeyen, ancak yürürlük-
teki yasalara aykırı olmamak kaydıyla kılık ve kıyafete ser-
bestlik tamyan ek madde 17'ndnin anayasaya aykırı o/ma-
dığına ve ıptal isteminın reddine...
Bu gerekçeden 'Bundan sonra artık türban serbesttir" an-
lamı çıkar mı?
Çıkmaz.
Nedir öyleyse bu kararın doğru yorumu?
Şudur:
Anayasa Mahkemesi, "Dini inanç sebebi ile bo/un ve saç-
iarın örtü ve türbanla örtülmesi serbesttir" diyen yasa, Yük-
seköğrenim Yasası'nm ek 16. maddesini anayasaya aykırı
bulmuş ve iptal etmişti.
Bu karar yürürlüktedir. Ve herkesi bağlayıcıdır.
Kimleri bağlayıcıdır?
Yasama organını, yürütmeyı, idare makamlarını, gerçek
ve tüzel kişıleri... Ozetle herkesi.
Anayasa Mahkemesi, "Bu konuda yeni bir karar almamı-
za gerek yok, türban ile üniversite ve yüksekokullara
gelinemez" diyor.
Böylece ne yapıyor?
Eski karannın gerekçesini koruyor.
Sonra ne diyor?
"Bu son yasa" diyor... "Yükseköğrenim kurumlarında din-
sel gıysilere izın vermiyor" diyor.
Başka?
"Bu yasa yükseköğrenim kurumlarında çağdaş olmayan
gıysilere izın de vermiyor diyor. "Öyleyse" diyor ve ekliyor:
—Ne gerek var bu konuda karar vermeye?
On üye "Yükseköğrenim kurumlarında türbana yer yok'
görüşünde birleşiyorlar.
Dört üye "Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği bir konuda
TBMM yeni bir yasa çıkaramaz, bu bir yetki saptırması olur,
bu nedenle maddeyi ıptal edelim, ret edersek, bu karar yan-
lış yorumlanır" görüşü ile karşı oy yazısı yazıyorlar.
' Altı üye de "Gerek yok, biz yorumlu ret kararı verdikten
sonra bu yasa yükseköğrenim kurumlarına türbanla girilmez
bicimınde yorumlanır" gerekçesi ile ret kararını oluşturuyor-
lar.
Bu altı üye ile azınlıkta kalan dört üyenin 'esas' konuda
görüşleri aynı.
Bu görüş de şu:
—Dinsel gıysiierle yükseköğrenim kurumlarına geiinemez.
Bir üye de türbanlı giysilen anayasaya uygun buluyor ve
bu yolda değişık karşı oy yazısı yazıyor.
Bu üye kim?
Kim olacak?
Sayıştay'dan gelen o unlu üye Haşim Kılıç...
Anayasa Mahkemesi'nin 5 Temmuz 1989 tarihli kararın-
dan sonra YOK, 9 Ocak 1990 günü 90.4.26 sayılı kararı al-
mıştı.
Neydi bu karar?
—Oğrenci kıyafetlennin tamamen serbest olduğu ve hat-
ta bazı tarikatların kisvelerinin giyileceğine, yürürlükte olan
dısiplin yönetmeliğınin ızin vermeyeceği açıktır.
Anayasa Mahkemesının son kararı ile de türbana 'ser-
bestlık tanınmadığı' da açıktır.
Yükseköğrenim kurumlarında türban serbest mı?
Hayır değıl...