Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Istanbul'da biryıl içinde 3. olay. Sivil ekiplerce götürüldüğü öne sürülen kişilerden haberyok
'Kayıp insanlar' çoğalıyorHoseyin Toraman, Erhan Meydan 26.10.1991'de
Kocamustafapaşa'da 34 ATZ 56 plakalı Renault'ya bindirilen Hüseyin
Toraman ve 18.11.1991'de Bahçelievler'de sivil kişilerce götürülen Erhan
Meydan'dan şimdiye dek haber ahnamadı.
tstanbol Haber Senisi — Türkiye'de
"kaybolanlar" listesine her geçen gün bir
yenüeri ekleniyor. Çanakkale Eğitim Meslek
Yüksekokulu'nda okuyan Hüseyin Sezgin
adlı gençten, polis tarafından gözaltına
alındığı tarihten bu yana, 12 gündür haber
alınamadıgı bildirildi. tstanbul'da son bir yıl
içinde Yusaf Erişti, Hüseyin Toraman ve
Erhan Meydan kayboldu.
12 Eylfll 1980 sonrası sık sık duyulan
"KayboMn, bulunamıyor" şeklindeki iddialar
1991 yüı başında Yusuf Erişti ile sürdü.
Topkapı'da yürürken polis tarafından
gözaltına alındığı öne sürülen Erişti'den 14
mart gününden itibaren bir daha haber
alınamadı. Avukatlan, 31 yaşındaki
Erişti'nin, görgü tanıklannca Topkapı
Belgradkapı'da sivil polislerce gözaltına
alındığının belirtildiğini söylemişlerdi.
O dönemde gözaltına alınıp tutuklanan
Mehmet Ali Çelik ve Halil Demirkaya,
avukat görüşünde Yusuf Erişti'yi tstanbul
Siyasi Şube Müdürlüğü'nde gördüklerini öne
sürüyorlar ve bunu açıklayan imzalı bir yazı
da veriyorlar, ancak Istanbul polisi, ailesinin
tüm başvurulanna karşın Yusuf Erişti'nin
gözaltına alınmadığını açıklıyordu. Eriştr'den
halen bir haber alınamadı.
Marmara Üniversitesi mezunu 26 yaşındaki
Hüseyin Toraman'ın ise 26 ekim günü evinin
bulunduğu Kocamustafapaşa'dan sivil
kişilerce 34 ATZ 56 plakalı beyaz bir Renault
marka arabaya bindırildiğı belirtilmişti.
Ailesinin tüm çabalanna karşın bugüne kadar
nerede olduğu bir türlü öğrenilemedj.
Kocamustafapaşa Çınar Polis Karakolu
yetkilisinin, Hüseyin Toraman'ın ailesine,
oğullannın Istanbul Siyasi Şube Müdürluğü
ekiplerince gözaltına alındığmı doğruladığı
kaydedilmişti.
TKP-ML hareketi üyesi olduğu öne sürülen
Toraman'ın ailesi, bir süre önce Ankara'da
TBMM'ye giderek yeni hükümetin
yetkilileriyle ve partililerle görüşmüşler,
oğullannın nerede olduğu ha ilişkin hiçbir
bilgi edinememişlerdi. Toraman'ın nerede
olduğu ailesince halen bih'nmiyor.
Bir başka "kayıp" ise Erhan Meydan.
Yasadışı bir örgüte Üye olduğu gerekçesiyle
bir süre tutuklanıp tahliye olan Meydan,
18.11.1991 gttnü Bahçelievler Soğanlık'taki
evinin önunden gece saat 21.30 sıralarında
sivil kişilerce göturüldü.
Bu arada SHP Çanakkale tl Yönetim
Kurulu'ndan yapılan açıklamada, Eğitim
Meslek Yüksekokulu öğrencisi Hüseyin
Sezgin'in 21 kasımda polis tarafından
gözaltına alındığı ve 12 gündür hiçbir haber
alınamadığı bildirildi.
tKİNCt VEDAT AYDEV OLAYI
Kocakaya
cînayeti
kördüğüm
Emekli işçi İsmail Hakkı Kocakaya'nın
öldürülmesi olayında savcıhk soruşturmayı
derinleştiriyor. Diyarbakır Emniyet Müdürü
Ramazan Er olayın uyuşturucu kaçakçılıgı
ile bağlantısının olabileceği olasılığı üzerinde
de durulduğunu söyledi.
DtYARBAKIR (Cumhuri-
yet) — Emekli işçi İsmail Hak-
kı Kocakaya'nın öldürülmesi
konusunda ortaya çıkan bazı
ipuçlan, cumhuriyet savakklan
tarafından başlatılan soruştur-
manın derinleştirilmesini sağla-
dı. Diyarbakır ve Siverek cum-
huriyet savcılıkları, plakalan
belli olan araçlaruı araştınlma-
sını ve görgu tanıklarına teşhis
yaptırümasım istedi. Diyarba-
kır Emniyet Müdürü Ramazan
Er, olayın uyuşturucu kaçakçı-
hğıyla bağlantılı olabileceği ola-
sılığı üzerinde de durduklarını
söyledi. DYP Diyarbakır Mil-
letvekili Sahm Ensarioglu, olayı
Başbakan Demirel ve tçişleri
Bakanı'na ilettiğini belirterek
"Bu olayın takipçisi olacağız"
dedi.
Gözaltına alındıktan 4 gün
sonra cesedi bulunan emekli iş-
çi tsmail Hakkı Kocakaya'nın
kimler tarafından öldurüldüğü
konusunda dün kesin bir geliş-
me kaydedilmedi. Ancak Sive-
rek Cumhuriyet Savcıhğı soruş-
turmayı derinleştirdi. Diyarba-
kır Cumhuriyet Savcılığı'yla ir-
tibata geçen savcılık, 21 EG 589
ve 21 EF 619 plakalı araçlann
araştınlmasını istedi. Siverek
Cumhuriyet Savcıhğı yetkilile-
ri şu bilgileri verdiler:
"Sorusturmayı çok yönlii bir
şeküde sıirdiıniyoroz. Kocaka-
ya'nın yakınlannı, belirttikleri
eşkâle uyan Idşiterle yüzkştire-
cegiz. Maktulün cesedini ço-
banlar buldu. Cinayetin işlen-
diği sırada olayı gören kimse
yok. Bize bu konuda herhangi
bir başvunı olmadı. Yapügımız
otopsi sonucu vıicutta darp izi-
ne de rastlamadık. Vücnttan 12
kurşun çıkanldL Çok yakın
mesafeden aleş edildigi anlaşı-
lıyor.Öldürme olayı, Uk etapU
profesyonel kişiiertarafından is-
lendiği izlenimini vermiyor. Bi-
ze ulaşan duyumlar maktulün
öldürülmeden önce Siverek'te
görüldüğü yönünde. Ancak şu
ana kadar obyla ilgili önemli
bir bulgu elde edemedik."
Kocakaya'nın öldürülmesiy-
le ilgili suçlamalann hedefı ha-
line gelen Diyarbakır Emniyet
Müdurlüğü yetkilileri ise olay
sırasında kullaıuldığı öne sürü-
len ve plakalan açıklanan araç-
lann Emniyet Müdürlüğü'ne
ait olduğunu ve bunu ınkâr et-
mediklerini kaydettiler. Emni-
yet Müdürü Ramazan Er, ko-
nuyla ilgili olarak şöyle dedi:
"Olaydan, uç gün sonra ha-
berimiz oldu. Madem bu pla-
kalan biliyorlardı neden bizle-
re haber vermediler? Adı geçen
plakalı araçlar 1989dan bu ya-
na Emniyet Müdurlugumuz ta-
rafından takip için kuUanıhyor.
Bunu herkes biliyor. Aynca Ko-
cakaya müdürlügümüz tarafın-
dan kesuHkle de takibe ahnma-
nuştır.
Plakalann sahte olması ola-
sıhgı konnsunda geniş bir so-
ruştunna başlattık. Kentte pla-
ka basunının gerçekleştirildiği
işyerterini araştınyoruz. Kesin
bir şey elde edemedik. Bu olay,
uyuşturucu kaçakçıhğıyla da
bağlantılı olabilir. Bu olasdık
üzerinde de dunıyonız."
Konuyla yakından ılgilenen
DYP Diyarbakır Milletvekili
M. Salim Ensarioğlu, Kocaka-
ya'nın öldürulmesini Başbakan
Süleyman Demirel ve tçişleri
Bakanı Ismet Sezgin'e de iletti-
ğini söyledi. Kocakaya'nın ya-
kından tanıdığını vurgulayan
Ensarioğlu, bu olayın takipçisi
olacağmı kaydetti ve "Bu tip fa-
ili meçhul cinayetlerin önlen-
mesi ve güvenlik güçlerinin şa-
ibe altında kalmaması için ev
veya işyerinden polisler tarafın-
dan gözaltına almacak kişinin
yakınına tutanak imzalattml-
malıdır. Bu tutanakta gorevli-
lerin sicil numaralan, adlan ve
imzalan bulunmalıdır. Faili
meçhul cinayetler kısmen de ol-
sa boyle önienebilir" diye ko-
nuştu.
Güneydoğu'daki insan hak-
lan ihlalleri ve Kocakaya'nın öl-
dürülmesi olayıyla ilgili geliş-
meleri izlemek üzere dün Di-
yarbakır'a gelen SHP Milletve-
kili Hatip Dide, Vedat Aydm ve
1. Hakkı Kocakaya'nın öldürul-
meleri konusunda buyuk ben-
zerlikler bulunduğunu belirte-
rek "Her iki oiayda kullamlan
araçlar aynı. Aydın ve Kocaka-
ya sırtlarından kurşunlanarak
öldüriildiiler. Görgü tanıklan-
nın anlatımlanna göre her iki
olayı gerçekleştirenlerin tipleri
de birbirine benziyor. Biz bu-
nun bir kontrgerilla eylemi ol-
duğuna inanıyoruz" dedi.
:n gencin babası ismail Fidanogln, "18 yaşında bir insan 8. kattan niye atlasın? Korkacak neyi var? Eger bir suçu varsa, polisin
görevi, yakalayıp adalet buzunına çıkarmaktır" dedi. (Fotograf: SUAT KOZLUKLU)
Bir apartmanın 8. katından aşağı atılamk komayagirmişti
Fidanoğlu kurtulamadı
Apartmanın 8. katından atıldığı
öne sürülen Hüseyin Fidanoğlu
dün yaşamını yitirdi.
Fidanoğlu'nun cenazesi 'otopsi'
için Cerrahpaşa Adli Tıp
Morgu'na kaldınldı. Ailesi
oğullarının ölümünden polisi
sorumlu tutuyor.
tstanbul Haber Servisi — Ça-
pa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne
geçen çarşamba günü koma hal-
de getirilen ve polis tarafından
8. kattan aşağıya atıldığı öne sü-
rülen Hüseyin Fidanoğlu (18),
dün yaşamını yitirdi. Fidanoğ-
lu'nun cenazesinin otopsi için
Cerrahpaşa Adli Tıp Morgu'na
kaldınldığı öğrenildi. Fidanoğ-
lu'nun ailesi, "oguUannın ölü-
mönden polisin sorumlu oldu-
ğunu" öne sürdü.
Hüseyin Fidanoğlu, geçen
çarşamba gunu bir bekçi tara-
fından Çapa Tıp Fakültesi Has-
tanesi Acıl Servisi'ne bırakılmış,
polis kayıt defterine de önce Ek-
ber Gündoğdu daha sonra da
"kimliği meçhul" kaydı düşül-
müştu. Demokrasi Mucadele-
sinde Kadın Derneğı'nin
(DEMKAD) bulunduğu Aksa-
ray Hayriye Tüccariye Caddesi,
Pasazade Sokak'taki 8 kaüı Işık
apartmanımn damından hava-
landırma boşluğuna düşen Fida-
noğlu, apar topar Çapa Tıp Fa-
kültesi'ne getirilmişti. Olayın
ardından DEMKAD Başkanı
Güler Alünay ve avukat Zerrin
San, Hüseyin Fidanoğlu'nun
merdivenlerden yukarıya doğru
koşarak çıktığını arkasından da
biri resmi iki polisin kovaladı-
ğmı öne sürmüşlerdi. Güler Al-
tınay, "Hüseyin'in hastaneye
kakünldıgmı ögrendikten sonra
iki olay arasında baglantıyı
kurabfldik" demişti.
Çapa Tıp Fakültesi Hastane-
si Yoğun Bakım Servisi'nde te-
davi edilen Fidanoğlu'nun, düş-
meden dolayı kafasında ağır ha-
sar olduğu, kaburga ve kol ke-
miklerinin kınk, ciğerlerinin de
delindiği belirtilmişti.
18. yaşındaki Hüseyin Fida-
noğlu'nun ailesi, ölümünü öğ-
rendikten sonra dun perişan
haldeydi. Hastane kapısında,
sabahlara kadar bekleyen anne-
si Lütfiye ve babası tsmail Fida-
noğlu, oğullannın ölümüne iliş-
kin gelişmeleri sonuna kadar iz-
leyeceklerini söylediler.
Lütfiye Fidanoğlu, "Oglumu
öldiirdiUer. Sorumlusu polistir.
BD olayın suçlulan kimlerse bir
an önce adalet önune çıkanl-
malıdır" dedi.
Gencin babası İsmail Fida-
noğlu ise hastaneden oğlunun
cenazesini alırken şöyle
konuştu:
"18 yaşındaki bir geoç, 8.
kattan niye atlasın? Korkacak
veya kaçacak neyi var? Eğer, bir
suçu varsa da polisin görevi ya-
kalayıp adalet onıine çıkarmak-
tır. Gencecik insanlan ölüme
göndenneye hiç kimsenin hak-
kı yok. Bunun besabı da soru-
lnr."
Hüseyin Fidanoğlu'nun öldü-
ğü Reanimasyon Servisi doktor-
lanndan Doçent Lütfi Telli,
gencin 27 kasım gunu saat 20.00
sıralarında getirildiğini, beyinde,
akciğerinde toraks ve kafasında
travma bulunduğunu ve ölü-
mün birden çok organda yara-
lanma (politravma) sonucu
meydana geldiğini bildirdi.
Fidanoğlu'nun cenazesinin
ailesinin oturduğu Ümraniye
Mustafa Kemal Mahallesi'nde
bir camide bugün kıhnacak öğ-
le namazından sonra toprağa
verileceği öğrenildi.
Buca'da, cezaevi naküleriniprotesto edenlerepolis baskıru
Cezaevi önünde 53 gözaltı
Haber Merkezi — Eskişehir Cezaevi 'ne
nakilleri protesto etmek için başlatılan,
ancak bazı istemlerin karşılanmaması
nedeniyle devam eden açhkgrevleri
surüyor. îzmir Kemalpaşa Cezaevi'nde
aclık grevi yapan Ufuk Demirel'in sağlık
dunımunun ağırlaştığı ve hastaneye
sevkedildiği bildiriliyor.
13 kasım günü tzmir Kemalpaşa
Cezaevi'nde açlık grevine başlayan Ufuk
Demirel ile Nevzat Kalacı'nın eylemleri
19. günune girdi. Daha önce mide
rahatsızlığı olan Demirel'in sağlık
durumunun ağırlaştığı ve hastaneye
sevkedildiği, ancak tedaviyi kabul
etmediği belirtiliyor.
Bu arada Buca Cezaevi'nde yakınları
bulunan yirmi kişinin tzmir tHD
Şubesi'ndeki açhk grevleri de surüyor.
Geçen cumartesi günü Buca Cezaevi
önünde yapmak istedikleri basın
toplantısının polis tarafından
engellenmesi üzerine tutuklu ve hükümlü
yakınları, Adalet Bakanı ve tnsan
Haklanndan Sorumlu Devlet Bakam'yla
görüşmek istediklerini belirttiler.
Cezaevi önünde basın toplantısma
katılan 53 kişi polis tarafından gözaltına
alındı. Samklar çıkarıldıklan nöbetçi
mahkemede serbest bırakılırken Zahir
Eken tutuklandı. Ancak serbest
bırakılanlardan isimleri Deniz, Kader ve
Canali olan uç kişinin daha sonra
gözaltına alındıklan öğrenildi.
Malatya E Tipi Cezaevi'nde açlık grevini
surdüren 43 tutuklu ve hükümlü
eylemlerinin 21. gününe girdiler.
Dönüşümlü olarak surdürulen açhk
grevinin ilk aşamada Eskişehir
Cezaevi'ne yapılan naküleri protesto
etmek için başlatıldığı, ancak eyleme
bazı istemlerin karşılanmaması yüzünden
devam edildiği bildiriliyor.
Adana Emniyet Müdürlüğü'nde 'cinsel işkence3
gören hemşire Curabaz açıkladv
Coplarla tecavüz bile ettüer"Buz üzerine yatırma, elektrik verme, askıya
alrna, dayak atma ve 6 gün süreyle copla tecavüz
gibi işkenceler çeşitli dozlarda uygulandı."
ADANA (Cumhuriyet Gnney
tlleri Biirosu) — Adana Emni-
yet Müdürlügu'nde gözaltm-
dayken işkence gördüğu rapor-
larla belgelenen hemşire Medi-
na Curabaz, "Himdeki işkence
raporlanna karşın Emniyet Mii-
diirii Mete Altan'ın 'çamur
atıyor' şeklindeki sozleri duşun-
dinicüdnr. Raporlara ragmen
bunu söylemek onursuzlnktur"
dedi.
Çukurova Üniversitesi Tıp
Fakültesi Balcah Hastanesi'nde
görevli hemşire Mediha Cura-
baz, 15 Ağustos 1991 günü hiç-
bir gerekçe gösterilmeden gözal-
tına ahndığını ve 6 gün boyun-
ca çeşitli işkencelere maruz kal-
dığını anlattı. Dün İHD Adana
Şube Başkanı Ali Aydoğan'ın
da katıldığı bir basın toplantısı
düzenleyen Curabaz, Adana
Emniyet Müdürü Mete Altan'-
ın "çamur atıyor" şeklindeki
açıklamasına yamt niteliğinde
şunları söyledi:
"Gözaltında polis, yasadışı
örgüt uyesi olduğumuzu savla-
yarak 6 gün boyunca sürekli fi-
ziksel ve psikolojik işkence yap-
tı. Buz üzerine yatırina, elek-
uik vennc, asıtıya aını». V^bâ
dayak, hakaret elme ve 6 gun
copla tecavüz gibi işkenceler çe-
şitli dozlarda uygulandı. Emni-
yet Müduru Mete Altan'ın sö>-
lediği gibi Adana Doğumevi'n-
den raporu, Malatya Cezaevi'n-
de yatarken degil, o sıra Adana
Kürkçuler Cezaevi'ne sevke-
dildiğimde aldım. Doğumevi'n-
den 2 eylulde rapor aldım.
Adana Cezaevi'nden Malatya
Cezaevi'ne 17 eylulde gönderil-
dim. Emniyet Müdürii Mete Al-
tan, 'Mediha hemşire çamur atı-
yor, cinsel işkence yoktur' diye
gazetelere demeç veriyor. Bu
büyiik bir saçmahk. tşkence ya-
pıldığına ilişkin Doğumevi'nin
ve adli tıbbın raporlan ortaday-
ken 'çamur atıyor' demek onur-
suzluktur. Bu iddiayı araştınp
sorumlulannı cezaiandırması
gereken Emniyet Müdürü Al-
tan, kamuoyunu yanıltmayı
yegliyor."
Hemşire Curabaz, askıya al-
ma kadar hakaret etmenin de iş-
kence yapmak anlamına geldi-
ğini vurgularken, "Bu olay fa-
şizmin ve işkencedlerin ve Me-
te Altan'ın onursuzluğunun
göstergesidir. tşkenceciler bir an
önce yargüanmalıdır" dedi.
Mediha Curabaz, acıklama-
sında aynca haksız tutuklama
ve işkence görme konusunda
devlet aleyhine iki ayn dava Hemşire Mediha Curabaz, "Cinsel işkence ile hakaret birbirinden farksızdır. Raporlara rağmen
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
açacağını da bildirdi. aksini söylemek onnrsuzluktur" dedi. (Fotograf: SABtT ÖZKESER)
Demirel'in Banyosu...
ANKARA — Demirel, dün cenneti yaşadı.
Türkiye'nin heryanından kopup gelen yüzlerce ınsanı Ba-
kanlar Kurulu salonuna doldurarak "kalabalık banyosu" yap-
tı.
Zevkten, keyiften, mutluluktan uçar gibiydi.
Verdıği sözü tutmuştu:
"Seçim meydanlarını Başbakanlık'a taşımıştı."
Kendi deyişiyle, "fakirin fukaranın" makûs talihini yenmiş-
tı.
Süngü zoruyla çıkarıldığt Başbakanlık'a, 11 yıl sonra hal-
kın elleri üstünde dönmüştü.
Dün Başbakanlık'ta halk ihtilallerindeki görüntüler yaşandı.
Kimlik incelemesi yapılmadan, elektronik arama aygrtın-
dan geçirilmeden ve görüşülmek ıstenen yetkılinin telefon-
la onayı alınmadan girılemeyen Başbakanlık, sevinç nara-
lan atan yüzlerce insanın baskınına uğradı.
Atatürk dönemi mimarlan, Başbakanlık'ta "kalabalık
banyosu" yapılacağını düşünmemişlerdı. Bu yüzden yurt-
taşlar, Bakanlar Kurulu salonuna buyur edilditer
Salon bir anda, maç çıkışı Taksim otobüsüne döndü.
Herkes birbirinin üstüne abanmıştı. Geriden gelenler içer-
dekileri perdelere, duvarlara yapıştırıyortardı.
Üniformalı polisler, daha önce Bakanlar Kurulu salonun-
da hiç çalışmamış olduklarından herhalde, dışarıya çekildi-
ler.
Bağırtıdan çağırtıdan, kimse kimseye aldırmıyordu.
Demirel, ortalarda bir yerlerde, gırtlağına kadar yurttaşa
batmış durumdaydı.
Elındeki mıkrofonu
düşürmemeye çabalı-
yordu.
Bırkaç kez, scHuk
soluğa "Beni dinleyin"
dedi ve şöyle devam
etti:
"Önce hâkimiyeti
temın edefim arkadaş-
lar..."
"Yaşa baba" diye
bir alkıştır koptu.
Vatandaş, herhalde "Hâkimiyeti temin edelim" sözünü,
"egemenlik milletindir ilkesini gerçekleştirelim" biçiminde
anladı.
Demirel'in temin etmeyi kastettiğı hâkimiyet, salondaki hâ-
kimiyetti.
Baba kayıp, baba nerede, baba orada, baba şurada ni-
daları arasında Demirel, konuşmayı başardı.
O sırada salondaki çogunluk Bursa kökenlı idi kı, Demi-
rel, "Sevgılı Bursalılar, sız Bursa'da meydanlara sığmamış-
tınız, şımdi nasıl salonlara sığacaksınız" dedi.
Bursalıların tezahüratı, tavanlan sarsacak gibiydi.
Bursalılar, "Ne de olsa Bursalı" diyen Cumhurbaşkanı'n-
dan intikam alıyor gibiydiler.
Dışanda Manısa, Muğla, Antalya bekliyordu.
Oysa Bursalıların salonu terk etmeye niyetleri yoktu.
Demirel, o sırada siyasette uyguladığı taktiklerden birini
uygulamaya koydu.
Yuzer gibi hareketlerle kalabalığı yararak kapıya doğru
kaydı.
Kapı dibinde dikilerek içerıdekı kalabalığa seslendi:
"Şımdi hepinızin ehni sıkacağım."
Baba'nın bu mujdesı üzerine saion bir anda kapıya doğ-
ru akmaya başladı.
Demirel, Bursalıların etlerini üçer beşer sıkmayı sürdürür-
ken saJpn kısa zamanda boşaldı.
Başbakan, boşalma hızını arttırmak için olmalı, bir yan-
dan da Bursalılara "iade-i ziyaret" sözü veriyordu.
Muğlalılara, Manisalılara yer açılmış oldu.
Aynı sahne birkaç kez yinelendi.
Demokrasi, dün ete kemiğe büründü; Başbakanlık'ta yurt-
taş diye göründü.
Demırel'ın başarısını ise bu görüntünün sürmesi degil, hiz-
mete dönüşmesı sağlayacak.
Kendisinin dün yurttaşlara sık sık "Bize inanmaya devam
edin" demesi, biraz da bu yuzden
Kalabalık, Demirel'e inanmaya uzun süre devam edecek-
tir.
Ama hizmetler gerçekleşmezse kalabalığın soğuması çok
mümkün.
O zaman "banyo", Demirel için elbette zevkolmaktan çı-
kacaktır.
Demokrasi, dün ete kemiğe
büriindü; Başbakanlık'ta
yurttaş diye göründü.
Demirel'in başarısını ise bu
görüntünün sürmesi degil,
hizmete dönüşmesı
sağiayacak.
'Bilimler akademisi kurulmalı'
• ANKARA (AA) — Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Erdal Inönu, yeni
dönemde universitelerin yeniden araştırmacı
ve canh bir hayata gireceğine inandığım
belirterek Türkiye'de artık bir bilimler
akademisi kunıhnasımn zonınlu
hale geldiğini söyledi.
Inönü, dun Yakup Kepenek başkanlığındaki öğretim
Üyderi Derneği Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti.
Dernek yöneticileri, Erdal tnönu'ye, yeni dönemdeki
üniversiteler ve araştırma çahşmalan konusundaki
önerilerini ilettiler. Erdal Inönü de Öğretim Üyeleri
Derneği üyelerinin geçmişte, universitelerin özerkliğini ve
araştırıcı insanlar yetiştirilmesi gerektiğini savunduklannı
belirterek "Şimdi yeni dönemde üniversitelerimizin yeniden
yükseldiklerini, yeniden araştıncı ve canh bir hayata
girdiğini göreceğimize inamyorum" dedi.
Yeni Ülke yine toplatıldı
• ANKARA (UBA) — Haftahk haber gazetesi Yeni
Ülke'nin 1-7 arahk tarihli sayısı İstanbul Devlet Güvenlik
Mahkemesi tarafından "devletin bölunmeziiği"ne aykırı
yayın yaptığı gerekçesiyle yeniden toplatıldı. Yeni Ülke
gazetesinin son sayısında Abdülkadir Konuk imzalı
"Surgünden Merhaba Yeni Ülke" başlıklı yaada devletin
bölünmez bütünlüğüne aykm yayın yapıldığı gerekçesiyle
İstanbul DGM tarafından toplatılmasına karar verilirken
Yeni Ülke Gazetesi Genel Yayın Müdürü Hüseyin Akyol
yaptığı açıklamada, "DGM'nin duşünceyi suç sayma gibi
bir ayıbm kalesi durumuna geldiğini" söyledi.
Erbakan odasından çıkarıldı
• ANKARA (ANKA) — Refah Partisi
Genel Başkanı Necmettin Erbakan, 20 Ekim
seçimlerinden sonra Meclis'te geçici olarak
yerleştiği idare amirliği odasmdan çıkanldı.
TBMM Başkanlık Divanı toplantısmda idare
amirleri ve MecUs başkanvekilleri
arasında çıkan "oda
tartışması"ndan sonra devreye Başkan Hüsamettin
Cindoruk'un girmesiyle Erbakan odasım boşalttı. 18'inci
dönemde ANAP'h idare amiri Mustafa Uğur Ener'in
kullandığı odadan çıkan Erbakan'a "Meclis Hesaplannı
Inceleme Komisyonu"nun odası verildi.
Uee'de kepenkler açıldı
• DtYARBAKIR (Cumhuriyet) — Can güvenlikleri
bulunmadığı gerekçesiyle işyerlerini dört gündür açmayan
Lice esnafı dün kepenk kapama eylemlerine son verdi.
Ilçede yaşam normale dönerken güvenlik guçlerinin
uygulamalannı protesto amacıyla esnaf tarafından imza
kampanyası başlatıldı. İmza kampanyasının içeriğinde
Lice'de güvenlik guçlerince hemen hemen her gece gelişi
güzel yaylım ateşi açıldığı savlanarak "Geçen hafta açılan
yaylım ateşi sonucu yaklaşık yüz ev zarar gördü.
ınsanlarımızın yaşamı tehlike altındadır. Can gUvenliği
yoktur. Halkı tedirgin eden bu güvenlik güçleri yakalanıp
yargı önune çıkanlmalıdırlar" denildi.