22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 Istanbul'da biryıl içinde 3. olay. Sivil ekiplerce götürüldüğü öne sürülen kişilerden haberyok 'Kayıp insanlar' çoğalıyorHoseyin Toraman, Erhan Meydan 26.10.1991'de Kocamustafapaşa'da 34 ATZ 56 plakalı Renault'ya bindirilen Hüseyin Toraman ve 18.11.1991'de Bahçelievler'de sivil kişilerce götürülen Erhan Meydan'dan şimdiye dek haber ahnamadı. tstanbol Haber Senisi — Türkiye'de "kaybolanlar" listesine her geçen gün bir yenüeri ekleniyor. Çanakkale Eğitim Meslek Yüksekokulu'nda okuyan Hüseyin Sezgin adlı gençten, polis tarafından gözaltına alındığı tarihten bu yana, 12 gündür haber alınamadıgı bildirildi. tstanbul'da son bir yıl içinde Yusaf Erişti, Hüseyin Toraman ve Erhan Meydan kayboldu. 12 Eylfll 1980 sonrası sık sık duyulan "KayboMn, bulunamıyor" şeklindeki iddialar 1991 yüı başında Yusuf Erişti ile sürdü. Topkapı'da yürürken polis tarafından gözaltına alındığı öne sürülen Erişti'den 14 mart gününden itibaren bir daha haber alınamadı. Avukatlan, 31 yaşındaki Erişti'nin, görgü tanıklannca Topkapı Belgradkapı'da sivil polislerce gözaltına alındığının belirtildiğini söylemişlerdi. O dönemde gözaltına alınıp tutuklanan Mehmet Ali Çelik ve Halil Demirkaya, avukat görüşünde Yusuf Erişti'yi tstanbul Siyasi Şube Müdürlüğü'nde gördüklerini öne sürüyorlar ve bunu açıklayan imzalı bir yazı da veriyorlar, ancak Istanbul polisi, ailesinin tüm başvurulanna karşın Yusuf Erişti'nin gözaltına alınmadığını açıklıyordu. Eriştr'den halen bir haber alınamadı. Marmara Üniversitesi mezunu 26 yaşındaki Hüseyin Toraman'ın ise 26 ekim günü evinin bulunduğu Kocamustafapaşa'dan sivil kişilerce 34 ATZ 56 plakalı beyaz bir Renault marka arabaya bindırildiğı belirtilmişti. Ailesinin tüm çabalanna karşın bugüne kadar nerede olduğu bir türlü öğrenilemedj. Kocamustafapaşa Çınar Polis Karakolu yetkilisinin, Hüseyin Toraman'ın ailesine, oğullannın Istanbul Siyasi Şube Müdürluğü ekiplerince gözaltına alındığmı doğruladığı kaydedilmişti. TKP-ML hareketi üyesi olduğu öne sürülen Toraman'ın ailesi, bir süre önce Ankara'da TBMM'ye giderek yeni hükümetin yetkilileriyle ve partililerle görüşmüşler, oğullannın nerede olduğu ha ilişkin hiçbir bilgi edinememişlerdi. Toraman'ın nerede olduğu ailesince halen bih'nmiyor. Bir başka "kayıp" ise Erhan Meydan. Yasadışı bir örgüte Üye olduğu gerekçesiyle bir süre tutuklanıp tahliye olan Meydan, 18.11.1991 gttnü Bahçelievler Soğanlık'taki evinin önunden gece saat 21.30 sıralarında sivil kişilerce göturüldü. Bu arada SHP Çanakkale tl Yönetim Kurulu'ndan yapılan açıklamada, Eğitim Meslek Yüksekokulu öğrencisi Hüseyin Sezgin'in 21 kasımda polis tarafından gözaltına alındığı ve 12 gündür hiçbir haber alınamadığı bildirildi. tKİNCt VEDAT AYDEV OLAYI Kocakaya cînayeti kördüğüm Emekli işçi İsmail Hakkı Kocakaya'nın öldürülmesi olayında savcıhk soruşturmayı derinleştiriyor. Diyarbakır Emniyet Müdürü Ramazan Er olayın uyuşturucu kaçakçılıgı ile bağlantısının olabileceği olasılığı üzerinde de durulduğunu söyledi. DtYARBAKIR (Cumhuri- yet) — Emekli işçi İsmail Hak- kı Kocakaya'nın öldürülmesi konusunda ortaya çıkan bazı ipuçlan, cumhuriyet savakklan tarafından başlatılan soruştur- manın derinleştirilmesini sağla- dı. Diyarbakır ve Siverek cum- huriyet savcılıkları, plakalan belli olan araçlaruı araştınlma- sını ve görgu tanıklarına teşhis yaptırümasım istedi. Diyarba- kır Emniyet Müdürü Ramazan Er, olayın uyuşturucu kaçakçı- hğıyla bağlantılı olabileceği ola- sılığı üzerinde de durduklarını söyledi. DYP Diyarbakır Mil- letvekili Sahm Ensarioglu, olayı Başbakan Demirel ve tçişleri Bakanı'na ilettiğini belirterek "Bu olayın takipçisi olacağız" dedi. Gözaltına alındıktan 4 gün sonra cesedi bulunan emekli iş- çi tsmail Hakkı Kocakaya'nın kimler tarafından öldurüldüğü konusunda dün kesin bir geliş- me kaydedilmedi. Ancak Sive- rek Cumhuriyet Savcıhğı soruş- turmayı derinleştirdi. Diyarba- kır Cumhuriyet Savcılığı'yla ir- tibata geçen savcılık, 21 EG 589 ve 21 EF 619 plakalı araçlann araştınlmasını istedi. Siverek Cumhuriyet Savcıhğı yetkilile- ri şu bilgileri verdiler: "Sorusturmayı çok yönlii bir şeküde sıirdiıniyoroz. Kocaka- ya'nın yakınlannı, belirttikleri eşkâle uyan Idşiterle yüzkştire- cegiz. Maktulün cesedini ço- banlar buldu. Cinayetin işlen- diği sırada olayı gören kimse yok. Bize bu konuda herhangi bir başvunı olmadı. Yapügımız otopsi sonucu vıicutta darp izi- ne de rastlamadık. Vücnttan 12 kurşun çıkanldL Çok yakın mesafeden aleş edildigi anlaşı- lıyor.Öldürme olayı, Uk etapU profesyonel kişiiertarafından is- lendiği izlenimini vermiyor. Bi- ze ulaşan duyumlar maktulün öldürülmeden önce Siverek'te görüldüğü yönünde. Ancak şu ana kadar obyla ilgili önemli bir bulgu elde edemedik." Kocakaya'nın öldürülmesiy- le ilgili suçlamalann hedefı ha- line gelen Diyarbakır Emniyet Müdurlüğü yetkilileri ise olay sırasında kullaıuldığı öne sürü- len ve plakalan açıklanan araç- lann Emniyet Müdürlüğü'ne ait olduğunu ve bunu ınkâr et- mediklerini kaydettiler. Emni- yet Müdürü Ramazan Er, ko- nuyla ilgili olarak şöyle dedi: "Olaydan, uç gün sonra ha- berimiz oldu. Madem bu pla- kalan biliyorlardı neden bizle- re haber vermediler? Adı geçen plakalı araçlar 1989dan bu ya- na Emniyet Müdurlugumuz ta- rafından takip için kuUanıhyor. Bunu herkes biliyor. Aynca Ko- cakaya müdürlügümüz tarafın- dan kesuHkle de takibe ahnma- nuştır. Plakalann sahte olması ola- sıhgı konnsunda geniş bir so- ruştunna başlattık. Kentte pla- ka basunının gerçekleştirildiği işyerterini araştınyoruz. Kesin bir şey elde edemedik. Bu olay, uyuşturucu kaçakçıhğıyla da bağlantılı olabilir. Bu olasdık üzerinde de dunıyonız." Konuyla yakından ılgilenen DYP Diyarbakır Milletvekili M. Salim Ensarioğlu, Kocaka- ya'nın öldürulmesini Başbakan Süleyman Demirel ve tçişleri Bakanı Ismet Sezgin'e de iletti- ğini söyledi. Kocakaya'nın ya- kından tanıdığını vurgulayan Ensarioğlu, bu olayın takipçisi olacağmı kaydetti ve "Bu tip fa- ili meçhul cinayetlerin önlen- mesi ve güvenlik güçlerinin şa- ibe altında kalmaması için ev veya işyerinden polisler tarafın- dan gözaltına almacak kişinin yakınına tutanak imzalattml- malıdır. Bu tutanakta gorevli- lerin sicil numaralan, adlan ve imzalan bulunmalıdır. Faili meçhul cinayetler kısmen de ol- sa boyle önienebilir" diye ko- nuştu. Güneydoğu'daki insan hak- lan ihlalleri ve Kocakaya'nın öl- dürülmesi olayıyla ilgili geliş- meleri izlemek üzere dün Di- yarbakır'a gelen SHP Milletve- kili Hatip Dide, Vedat Aydm ve 1. Hakkı Kocakaya'nın öldürul- meleri konusunda buyuk ben- zerlikler bulunduğunu belirte- rek "Her iki oiayda kullamlan araçlar aynı. Aydın ve Kocaka- ya sırtlarından kurşunlanarak öldüriildiiler. Görgü tanıklan- nın anlatımlanna göre her iki olayı gerçekleştirenlerin tipleri de birbirine benziyor. Biz bu- nun bir kontrgerilla eylemi ol- duğuna inanıyoruz" dedi. :n gencin babası ismail Fidanogln, "18 yaşında bir insan 8. kattan niye atlasın? Korkacak neyi var? Eger bir suçu varsa, polisin görevi, yakalayıp adalet buzunına çıkarmaktır" dedi. (Fotograf: SUAT KOZLUKLU) Bir apartmanın 8. katından aşağı atılamk komayagirmişti Fidanoğlu kurtulamadı Apartmanın 8. katından atıldığı öne sürülen Hüseyin Fidanoğlu dün yaşamını yitirdi. Fidanoğlu'nun cenazesi 'otopsi' için Cerrahpaşa Adli Tıp Morgu'na kaldınldı. Ailesi oğullarının ölümünden polisi sorumlu tutuyor. tstanbul Haber Servisi — Ça- pa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne geçen çarşamba günü koma hal- de getirilen ve polis tarafından 8. kattan aşağıya atıldığı öne sü- rülen Hüseyin Fidanoğlu (18), dün yaşamını yitirdi. Fidanoğ- lu'nun cenazesinin otopsi için Cerrahpaşa Adli Tıp Morgu'na kaldınldığı öğrenildi. Fidanoğ- lu'nun ailesi, "oguUannın ölü- mönden polisin sorumlu oldu- ğunu" öne sürdü. Hüseyin Fidanoğlu, geçen çarşamba gunu bir bekçi tara- fından Çapa Tıp Fakültesi Has- tanesi Acıl Servisi'ne bırakılmış, polis kayıt defterine de önce Ek- ber Gündoğdu daha sonra da "kimliği meçhul" kaydı düşül- müştu. Demokrasi Mucadele- sinde Kadın Derneğı'nin (DEMKAD) bulunduğu Aksa- ray Hayriye Tüccariye Caddesi, Pasazade Sokak'taki 8 kaüı Işık apartmanımn damından hava- landırma boşluğuna düşen Fida- noğlu, apar topar Çapa Tıp Fa- kültesi'ne getirilmişti. Olayın ardından DEMKAD Başkanı Güler Alünay ve avukat Zerrin San, Hüseyin Fidanoğlu'nun merdivenlerden yukarıya doğru koşarak çıktığını arkasından da biri resmi iki polisin kovaladı- ğmı öne sürmüşlerdi. Güler Al- tınay, "Hüseyin'in hastaneye kakünldıgmı ögrendikten sonra iki olay arasında baglantıyı kurabfldik" demişti. Çapa Tıp Fakültesi Hastane- si Yoğun Bakım Servisi'nde te- davi edilen Fidanoğlu'nun, düş- meden dolayı kafasında ağır ha- sar olduğu, kaburga ve kol ke- miklerinin kınk, ciğerlerinin de delindiği belirtilmişti. 18. yaşındaki Hüseyin Fida- noğlu'nun ailesi, ölümünü öğ- rendikten sonra dun perişan haldeydi. Hastane kapısında, sabahlara kadar bekleyen anne- si Lütfiye ve babası tsmail Fida- noğlu, oğullannın ölümüne iliş- kin gelişmeleri sonuna kadar iz- leyeceklerini söylediler. Lütfiye Fidanoğlu, "Oglumu öldiirdiUer. Sorumlusu polistir. BD olayın suçlulan kimlerse bir an önce adalet önune çıkanl- malıdır" dedi. Gencin babası İsmail Fida- noğlu ise hastaneden oğlunun cenazesini alırken şöyle konuştu: "18 yaşındaki bir geoç, 8. kattan niye atlasın? Korkacak veya kaçacak neyi var? Eğer, bir suçu varsa da polisin görevi ya- kalayıp adalet onıine çıkarmak- tır. Gencecik insanlan ölüme göndenneye hiç kimsenin hak- kı yok. Bunun besabı da soru- lnr." Hüseyin Fidanoğlu'nun öldü- ğü Reanimasyon Servisi doktor- lanndan Doçent Lütfi Telli, gencin 27 kasım gunu saat 20.00 sıralarında getirildiğini, beyinde, akciğerinde toraks ve kafasında travma bulunduğunu ve ölü- mün birden çok organda yara- lanma (politravma) sonucu meydana geldiğini bildirdi. Fidanoğlu'nun cenazesinin ailesinin oturduğu Ümraniye Mustafa Kemal Mahallesi'nde bir camide bugün kıhnacak öğ- le namazından sonra toprağa verileceği öğrenildi. Buca'da, cezaevi naküleriniprotesto edenlerepolis baskıru Cezaevi önünde 53 gözaltı Haber Merkezi — Eskişehir Cezaevi 'ne nakilleri protesto etmek için başlatılan, ancak bazı istemlerin karşılanmaması nedeniyle devam eden açhkgrevleri surüyor. îzmir Kemalpaşa Cezaevi'nde aclık grevi yapan Ufuk Demirel'in sağlık dunımunun ağırlaştığı ve hastaneye sevkedildiği bildiriliyor. 13 kasım günü tzmir Kemalpaşa Cezaevi'nde açlık grevine başlayan Ufuk Demirel ile Nevzat Kalacı'nın eylemleri 19. günune girdi. Daha önce mide rahatsızlığı olan Demirel'in sağlık durumunun ağırlaştığı ve hastaneye sevkedildiği, ancak tedaviyi kabul etmediği belirtiliyor. Bu arada Buca Cezaevi'nde yakınları bulunan yirmi kişinin tzmir tHD Şubesi'ndeki açhk grevleri de surüyor. Geçen cumartesi günü Buca Cezaevi önünde yapmak istedikleri basın toplantısının polis tarafından engellenmesi üzerine tutuklu ve hükümlü yakınları, Adalet Bakanı ve tnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakam'yla görüşmek istediklerini belirttiler. Cezaevi önünde basın toplantısma katılan 53 kişi polis tarafından gözaltına alındı. Samklar çıkarıldıklan nöbetçi mahkemede serbest bırakılırken Zahir Eken tutuklandı. Ancak serbest bırakılanlardan isimleri Deniz, Kader ve Canali olan uç kişinin daha sonra gözaltına alındıklan öğrenildi. Malatya E Tipi Cezaevi'nde açlık grevini surdüren 43 tutuklu ve hükümlü eylemlerinin 21. gününe girdiler. Dönüşümlü olarak surdürulen açhk grevinin ilk aşamada Eskişehir Cezaevi'ne yapılan naküleri protesto etmek için başlatıldığı, ancak eyleme bazı istemlerin karşılanmaması yüzünden devam edildiği bildiriliyor. Adana Emniyet Müdürlüğü'nde 'cinsel işkence3 gören hemşire Curabaz açıkladv Coplarla tecavüz bile ettüer"Buz üzerine yatırma, elektrik verme, askıya alrna, dayak atma ve 6 gün süreyle copla tecavüz gibi işkenceler çeşitli dozlarda uygulandı." ADANA (Cumhuriyet Gnney tlleri Biirosu) — Adana Emni- yet Müdürlügu'nde gözaltm- dayken işkence gördüğu rapor- larla belgelenen hemşire Medi- na Curabaz, "Himdeki işkence raporlanna karşın Emniyet Mii- diirii Mete Altan'ın 'çamur atıyor' şeklindeki sozleri duşun- dinicüdnr. Raporlara ragmen bunu söylemek onursuzlnktur" dedi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcah Hastanesi'nde görevli hemşire Mediha Cura- baz, 15 Ağustos 1991 günü hiç- bir gerekçe gösterilmeden gözal- tına ahndığını ve 6 gün boyun- ca çeşitli işkencelere maruz kal- dığını anlattı. Dün İHD Adana Şube Başkanı Ali Aydoğan'ın da katıldığı bir basın toplantısı düzenleyen Curabaz, Adana Emniyet Müdürü Mete Altan'- ın "çamur atıyor" şeklindeki açıklamasına yamt niteliğinde şunları söyledi: "Gözaltında polis, yasadışı örgüt uyesi olduğumuzu savla- yarak 6 gün boyunca sürekli fi- ziksel ve psikolojik işkence yap- tı. Buz üzerine yatırina, elek- uik vennc, asıtıya aını». V^bâ dayak, hakaret elme ve 6 gun copla tecavüz gibi işkenceler çe- şitli dozlarda uygulandı. Emni- yet Müduru Mete Altan'ın sö>- lediği gibi Adana Doğumevi'n- den raporu, Malatya Cezaevi'n- de yatarken degil, o sıra Adana Kürkçuler Cezaevi'ne sevke- dildiğimde aldım. Doğumevi'n- den 2 eylulde rapor aldım. Adana Cezaevi'nden Malatya Cezaevi'ne 17 eylulde gönderil- dim. Emniyet Müdürii Mete Al- tan, 'Mediha hemşire çamur atı- yor, cinsel işkence yoktur' diye gazetelere demeç veriyor. Bu büyiik bir saçmahk. tşkence ya- pıldığına ilişkin Doğumevi'nin ve adli tıbbın raporlan ortaday- ken 'çamur atıyor' demek onur- suzluktur. Bu iddiayı araştınp sorumlulannı cezaiandırması gereken Emniyet Müdürü Al- tan, kamuoyunu yanıltmayı yegliyor." Hemşire Curabaz, askıya al- ma kadar hakaret etmenin de iş- kence yapmak anlamına geldi- ğini vurgularken, "Bu olay fa- şizmin ve işkencedlerin ve Me- te Altan'ın onursuzluğunun göstergesidir. tşkenceciler bir an önce yargüanmalıdır" dedi. Mediha Curabaz, acıklama- sında aynca haksız tutuklama ve işkence görme konusunda devlet aleyhine iki ayn dava Hemşire Mediha Curabaz, "Cinsel işkence ile hakaret birbirinden farksızdır. Raporlara rağmen BAŞKENTTEN AHMET TAN açacağını da bildirdi. aksini söylemek onnrsuzluktur" dedi. (Fotograf: SABtT ÖZKESER) Demirel'in Banyosu... ANKARA — Demirel, dün cenneti yaşadı. Türkiye'nin heryanından kopup gelen yüzlerce ınsanı Ba- kanlar Kurulu salonuna doldurarak "kalabalık banyosu" yap- tı. Zevkten, keyiften, mutluluktan uçar gibiydi. Verdıği sözü tutmuştu: "Seçim meydanlarını Başbakanlık'a taşımıştı." Kendi deyişiyle, "fakirin fukaranın" makûs talihini yenmiş- tı. Süngü zoruyla çıkarıldığt Başbakanlık'a, 11 yıl sonra hal- kın elleri üstünde dönmüştü. Dün Başbakanlık'ta halk ihtilallerindeki görüntüler yaşandı. Kimlik incelemesi yapılmadan, elektronik arama aygrtın- dan geçirilmeden ve görüşülmek ıstenen yetkılinin telefon- la onayı alınmadan girılemeyen Başbakanlık, sevinç nara- lan atan yüzlerce insanın baskınına uğradı. Atatürk dönemi mimarlan, Başbakanlık'ta "kalabalık banyosu" yapılacağını düşünmemişlerdı. Bu yüzden yurt- taşlar, Bakanlar Kurulu salonuna buyur edilditer Salon bir anda, maç çıkışı Taksim otobüsüne döndü. Herkes birbirinin üstüne abanmıştı. Geriden gelenler içer- dekileri perdelere, duvarlara yapıştırıyortardı. Üniformalı polisler, daha önce Bakanlar Kurulu salonun- da hiç çalışmamış olduklarından herhalde, dışarıya çekildi- ler. Bağırtıdan çağırtıdan, kimse kimseye aldırmıyordu. Demirel, ortalarda bir yerlerde, gırtlağına kadar yurttaşa batmış durumdaydı. Elındeki mıkrofonu düşürmemeye çabalı- yordu. Bırkaç kez, scHuk soluğa "Beni dinleyin" dedi ve şöyle devam etti: "Önce hâkimiyeti temın edefim arkadaş- lar..." "Yaşa baba" diye bir alkıştır koptu. Vatandaş, herhalde "Hâkimiyeti temin edelim" sözünü, "egemenlik milletindir ilkesini gerçekleştirelim" biçiminde anladı. Demirel'in temin etmeyi kastettiğı hâkimiyet, salondaki hâ- kimiyetti. Baba kayıp, baba nerede, baba orada, baba şurada ni- daları arasında Demirel, konuşmayı başardı. O sırada salondaki çogunluk Bursa kökenlı idi kı, Demi- rel, "Sevgılı Bursalılar, sız Bursa'da meydanlara sığmamış- tınız, şımdi nasıl salonlara sığacaksınız" dedi. Bursalıların tezahüratı, tavanlan sarsacak gibiydi. Bursalılar, "Ne de olsa Bursalı" diyen Cumhurbaşkanı'n- dan intikam alıyor gibiydiler. Dışanda Manısa, Muğla, Antalya bekliyordu. Oysa Bursalıların salonu terk etmeye niyetleri yoktu. Demirel, o sırada siyasette uyguladığı taktiklerden birini uygulamaya koydu. Yuzer gibi hareketlerle kalabalığı yararak kapıya doğru kaydı. Kapı dibinde dikilerek içerıdekı kalabalığa seslendi: "Şımdi hepinızin ehni sıkacağım." Baba'nın bu mujdesı üzerine saion bir anda kapıya doğ- ru akmaya başladı. Demirel, Bursalıların etlerini üçer beşer sıkmayı sürdürür- ken saJpn kısa zamanda boşaldı. Başbakan, boşalma hızını arttırmak için olmalı, bir yan- dan da Bursalılara "iade-i ziyaret" sözü veriyordu. Muğlalılara, Manisalılara yer açılmış oldu. Aynı sahne birkaç kez yinelendi. Demokrasi, dün ete kemiğe büründü; Başbakanlık'ta yurt- taş diye göründü. Demırel'ın başarısını ise bu görüntünün sürmesi degil, hiz- mete dönüşmesı sağlayacak. Kendisinin dün yurttaşlara sık sık "Bize inanmaya devam edin" demesi, biraz da bu yuzden Kalabalık, Demirel'e inanmaya uzun süre devam edecek- tir. Ama hizmetler gerçekleşmezse kalabalığın soğuması çok mümkün. O zaman "banyo", Demirel için elbette zevkolmaktan çı- kacaktır. Demokrasi, dün ete kemiğe büriindü; Başbakanlık'ta yurttaş diye göründü. Demirel'in başarısını ise bu görüntünün sürmesi degil, hizmete dönüşmesı sağiayacak. 'Bilimler akademisi kurulmalı' • ANKARA (AA) — Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal Inönu, yeni dönemde universitelerin yeniden araştırmacı ve canh bir hayata gireceğine inandığım belirterek Türkiye'de artık bir bilimler akademisi kunıhnasımn zonınlu hale geldiğini söyledi. Inönü, dun Yakup Kepenek başkanlığındaki öğretim Üyderi Derneği Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Dernek yöneticileri, Erdal tnönu'ye, yeni dönemdeki üniversiteler ve araştırma çahşmalan konusundaki önerilerini ilettiler. Erdal Inönü de Öğretim Üyeleri Derneği üyelerinin geçmişte, universitelerin özerkliğini ve araştırıcı insanlar yetiştirilmesi gerektiğini savunduklannı belirterek "Şimdi yeni dönemde üniversitelerimizin yeniden yükseldiklerini, yeniden araştıncı ve canh bir hayata girdiğini göreceğimize inamyorum" dedi. Yeni Ülke yine toplatıldı • ANKARA (UBA) — Haftahk haber gazetesi Yeni Ülke'nin 1-7 arahk tarihli sayısı İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından "devletin bölunmeziiği"ne aykırı yayın yaptığı gerekçesiyle yeniden toplatıldı. Yeni Ülke gazetesinin son sayısında Abdülkadir Konuk imzalı "Surgünden Merhaba Yeni Ülke" başlıklı yaada devletin bölünmez bütünlüğüne aykm yayın yapıldığı gerekçesiyle İstanbul DGM tarafından toplatılmasına karar verilirken Yeni Ülke Gazetesi Genel Yayın Müdürü Hüseyin Akyol yaptığı açıklamada, "DGM'nin duşünceyi suç sayma gibi bir ayıbm kalesi durumuna geldiğini" söyledi. Erbakan odasından çıkarıldı • ANKARA (ANKA) — Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, 20 Ekim seçimlerinden sonra Meclis'te geçici olarak yerleştiği idare amirliği odasmdan çıkanldı. TBMM Başkanlık Divanı toplantısmda idare amirleri ve MecUs başkanvekilleri arasında çıkan "oda tartışması"ndan sonra devreye Başkan Hüsamettin Cindoruk'un girmesiyle Erbakan odasım boşalttı. 18'inci dönemde ANAP'h idare amiri Mustafa Uğur Ener'in kullandığı odadan çıkan Erbakan'a "Meclis Hesaplannı Inceleme Komisyonu"nun odası verildi. Uee'de kepenkler açıldı • DtYARBAKIR (Cumhuriyet) — Can güvenlikleri bulunmadığı gerekçesiyle işyerlerini dört gündür açmayan Lice esnafı dün kepenk kapama eylemlerine son verdi. Ilçede yaşam normale dönerken güvenlik guçlerinin uygulamalannı protesto amacıyla esnaf tarafından imza kampanyası başlatıldı. İmza kampanyasının içeriğinde Lice'de güvenlik guçlerince hemen hemen her gece gelişi güzel yaylım ateşi açıldığı savlanarak "Geçen hafta açılan yaylım ateşi sonucu yaklaşık yüz ev zarar gördü. ınsanlarımızın yaşamı tehlike altındadır. Can gUvenliği yoktur. Halkı tedirgin eden bu güvenlik güçleri yakalanıp yargı önune çıkanlmalıdırlar" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle