10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ALIK 1991 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 AN AYASÂİÎÂHKİMESİ BAŞKÂNTYIJ^ D1ND SRCEKft 1. Sayfada) i baskısım tamamlamı$. ı askeri yönetim tarafm- •saklanıyor ve yeniden da- hyor hakkında. iversite ve kitap yasağı... ap yasağı zaten çağdışı bir <ır; demokrasiye aykındır. na hele üniversite ile kitap lınm yan yana gelebilmesı ç verici değil mi? stelik bu yasak bugün de 'ınlmış değil. luhabınmiz Hakan Aygun, K Başkanı Prof. thsan Doğ- tacı'dan bu konuda şu yanı- tlmış: 'Biz YÖK olarak tek bir ki- ) yasaklamadık. Bizim üzeri- zâeki kuruluşlann talimatla- olmuştur. Bizım yaptığımız ostane' göreviydi. Gelen emir- ri üniversitelere ileürdik." Sayın Doğramaa'mn yalnız u sözleri bile 12 Eylül'ün ve r ÖK düzeninin, üniversite kav- nmıyla nasıl taban tabana zıt üduğunu sergiliyor. Server Tanilli'nin bugün bi- rinci sayfamızda yer alan yazi- sında şu satırlar ilginç: "1978 yılmda mahkeme kara- nyla aklanmı$ olan eser hakkın- da yeniden dava açtldı ve ne hik- metse on yü boyunca bir türlü sonuçlanamadu Kitap bir yasak çemberi içine alındı ve okuyu- culanndan kopanldı. 12 Eylül rejiminin binbir ayıbı arasmda bu da var. Bu arada ben de de- ğiştim elbette. Kitaptaki kimi düşüncelerle bugün savundukla- nm arasmda farkhlıklar var. 1980'den bu yana yayınlanmı iz- lemiş olan bir okuyucu, onları da görmekte güçlük çekmeye- cektir" Evet, dünya dönüyor. Herhalde YÖK düzeni de ar- tık değişecektir. Ülkemizin bil- gi çağım yakalayabtimesi için bu olmazsa olmaz bir koşuldur. Ya- sak sözcüğünün duyulmadığu araştırma ve bilimsel çalışmaya dayalı, özerk ve demokratik bir ünbrersite düzeni kurmaya mah- kûmdur Türkiye, * * * Balı'ya kucakaçtı ANKARA ^Cumhuriyet Bu- döv diyecegim. Bu bir aptalhk- rosu) — Anayasa Mahkemesi ür, bağnazlıktır" diye konuştu. Başkanı Yekta Güngör Özden, Demokraside "üeriye gidebfl- dün "Anayasa ve Demokrasi" mek" için bazı kısıthüklar ol- konusunda verdigi konferansta, ması gerektiğini, demokrasi kül- "Sadece kendi düşüncelerimi türünün bir disipünle birlikte açıklayacagım. Türkiye'de de- yaşayacağını ifade eden özden, mokrasiyi teokrasi haline dö- Anayasa'mn siyasi iktidarlan ahlak sınırlan içinde tutmaya yaradığım belirtti. Yekta Gün- gör özden, Türkiye'nin aydın- hktan karanlıga uzun süren bir en gövenli sistem Almanyrfyla Kürt sıkıntısı nüşturmeye çalisaniar vardır" dedi. ODTÜ MühendisükFakülte- si'nde düzenlenen ve ODTÜ'lü ögrenci ve ögTetim üyelerinin büyük Ugi gösterdiği konferans- ta özden, "Kız öfcrencüerin inançlan gerefci başlanm örtme- terine karsj otanadifcııu" belirte- rek "Başörtüye bir siyasal slm- ge oldugu zaman karşıyu. Yok- sa isteyen ıstedigini örtsun. Kul- lanma amacnu dikkate almak gerekir" diye konuştu. Türk toplumunun uzun yıllar teokrasinin aasım savaş sonrasında ulaşabüdigini belirterek "İsteyen karanhfcın sarkısuu dinksin. MecUste ço- |unlu|a sa^lasn. Ama Anaya- sa defciştirilemeyecek unsurian kaydetmiştir. Anayasanın getir- digi baa kısıtiamalar çefişki ota- rak göriUmemeUdir" dedi. Bir toplumun yaşayabilmesi için yönetilmesi gerekü|ini, yö- netimde ise en sağlıklı, mutlu, güvenli sistemin demokrasi ol- duğunu da ifade eden özden, "Demokrasi birbirine kaüanma rejimidir. Daha iyi bir yönetim için urtışma ve saptama rtjimi- dir. Şunlan yaparsak biz daha güçlü, hazuriu oluruz demek- Ür" diye konuştu. Anayasa büincinin toplumda tam yerleşmedigini, Anayasa Mahkemesi'ni bilmeyen profe- sörler, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın nasü seçüdiğini bil- meyen ağır cezayargıçlan, pro- tokoldeki yerirü bilmeyen ba- kanlar bulundugunu da beürten özden şunlan söyledi: "Medisteo dilini anlamadığı- nuz yasalar çduyor. Oyle ki ip- tal karan verdiğbn zaman ken- di adıma sdanü doyuyoram. MiBetvekilkruniz de Kayseri'ye liman ister gbi, araştınnadan teklifler hazntayoriar. Oysa hu- kuknn somvâaşabflme» için ya- sa tekliflertni» bir araşünnadan sonra, tophun gerçeklerine uy- gun, gereksnimleri karşdayacak nitettkte hazurlanması lazun." özden, yeni TBMM'ye "hu- kuka aykın yasalan ve sonra da Anayasa'yı halkın istediği bi- çimde defciştirme" çagmında bulundu. Ozden, "Ba anayasa hukuka aykın. Hukuka aykın yasa da bu anayasaya uygun olııyor" dedi. (Baparafı l. Sayfada) çesi görüşülmeden önce mecli- sin "bütçe komisyonu" Türki- ye yardımını ele almışü. Bütçe komisyonundaki sosyal demok- rat muletvekilleri, askeri yardı- muı 25 milyon markhk bölumü- nün "Knrtlere baskı" gerekçe- siyle kesilmesini önerdiler. öne- ri komisyonda kabul edüdi ve parlamentoya "tavsiye karan" olarak UetUdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı özden, "Demokrasi içinde bas- kıcı olmamakla birtikte teokra- siye hoşgörüyle bakümaz. De- mokrasi kendi kendini korayan bir sistem olmakdır. Ama tabii ki baskı kurmadan iknayla ken- dini koruyabihr, kurtarabilir. Özguriükler din devletinin ya- rartannın, zaraıiannın tartışıl- masuu büimsel düzeyde gunde- me getirebilir. Ama demokratik düzen içinde din devleti karma çabalanna demokratik hoşgö- rüyle bakamam. Ben elimi ko- lumu ba|layacağım, gel beni (Baştarafı 1. Sayfada) letvekillerinin alacaklan odenek ve yolluklann anayasanın 86. maddesi ve 3671 sayılı yasayla duzenlendiğini anımsattı. Bu düzenlemenin milletvekülerinin üç ayhklannın peşin olarak öde- nebilmesine olanak tanıdığım beürten Cindoruk, 18. dönem mületvekillerinden tekrar seçile- meyenlerin peşin aldıklan üç ay- lık odenek ve yolluklann geri ahnmasının yasal dayanağj ol- madığını kaydetti. Yeniden seçi- len milletvekülerinin aynı döne- min odenek ve yoüuğunu yeni- den almasının yasal olmadıgını belirten Cindoruk, "Mukerrer tediyenin haksız mal edinme ni- teliginde olduğu için geri veril- mesi gerektiğini" açıkladı. Yeniden seçilen 25'i SHP'li, 57'si ANAP'U olmak üzere 82 müktveküınin aldıklan 54'er milyon lirayı döırt taksitte geri odemeleri kolaylığıru da sagla- yan Cindoruk, açıklamasında şu göruşlere yer verdi: "tstihkaklar aylık ödense idi, bir anlaşmazlık da söz konusu olmayacaktı. Zira 18. dönem sa- ym milktvekiBen, seçimlerin ya- pıldıgı ekim ayı sonuna kadar odenek ve yoUuklannıalnus bu- lunacaklardı. Hizmetin yapıiması karşrtıgı iki misJi ayhk odenek ahnması nasafet kuraHanna da anayasa- MarxSBP'yiböldü koyduğu üst snır da bu uygula- ma sonucu aşılmış olacaktır. Hazine'den aylık, odenek ve yolluk alan tiim yurttaşlann ay- nı hizmete çifte istihkak alma- sına yasalar o\anak vennemek- tedir." (Baştarafı 1. Sayfada) yana oldugunu büdirdi. Bunun üzerineTBKPeskiyoneticisi Zül- İü Diclelive ErdalTalu ile arka- daşlan, bu kimli|in "daralücı" etki yapüğmı, Marksist kimliğin öne çıkanlmasınaveparti kimli- ği olarak korunmasına karşı ol- duklarını belirttüer. Daha sonra SBP Genel Baş- kan yardımcıîanndan eski mil- letvekili Kemal Anadol ile Ne- dim Tarhan, MYK uyesi eski milletveküi Kamil Ateşogullan ve Genel Yönetim Kurulu uyesi Hüsnü Okçuoglu "yeni yoneti- min oluşmas.na olanak taıumak" amacıyla bu görevle- rinden istifa ettüer. Bu gelişmelerin ardından Ge- nel Yönetim Kurulu üyelerinden Erdal Tal«, Zülfü Dicleli, Erol Kmlelma. Enver Sezgin, Veh Gürcan, Yusuî Uzun, Yusuf Işık, Necati Demirel, Munir Dercin ve Suat Aksak da parti- nin kuruluşundaki "Marksist" kimli|inin sürdürülmesine kar- şı olduklan için görevlerinden çeküdjklerini açıkladılar. SBP üyeliginden istifa etme- diklerini açıklayan TBKP kö- kenli Zülfü Dicleli, Türkiye"de, sosyalisüerle sosyal demokratla- rın yakınlasmasma gereksinim oldugunu belirteTek partinin yalruzca *Marksizın''e baglı ola- mayacagıru söyledi. Dicleli, ken- di görüşlerinin, "Türkiye'de ço- gulcu teorik bir yaklaşımm" be- nimsenmesi oldugunu ıfade ede- rek "Geleneksel Marksist parti- ye yeteni diyorlar. Biz de bu tez- lerini kanıtlamak için onlara fır- sat taurnayı do^nı bulduk" diye konuştu. Kayakcılar slaloma Erci (Baftarafı 1. Sayfada) Solienitsin çeşiüi gazetelerde yayımlanıp geniş biçimde tartı- şılan yazısında Sovyet lmpara- torluğu'nun dağjlma sürecinde geride kalan Rus halkına moral vermeye, yeni bir "etik temel" Voırmaya çalışıyoTdu. DeMgJ%.ı- saca şuydu: Kafkas ve Orta As- ya cumhuriyetleri aynlabilir, büyük bir kayıp degjldir, Baltık zaten Avrupa'ya aitür. Rusya, elinde kalanlarla yeniden Avru- pa uygarlık düzeyini yakalaya- cak birikime sahiptir... Gorbaçov, Soljenitsin'in bu yansını "Sovyetier'i dağıtmaya prim vertyor" diye eleştirmişti. Ama aradan geçen iki yıl Solje- nitsin'in öngörulü davrandığını ortaya koydu... Şimdi iş, Rus roman gelene- gınin son ustalarından birinin hüzünle aktardıgı noktaya "iki kız kardeşin", Rusya ile Ukray- na'nın aynlma noktasına gelip dayannuş buhınuyor. Pazar gü- nü yapüan referandumda Uk- rayna halkı ezici bir çoğunluk- la "batunsızMga evet" dedi. Ne- dir bunun anlarru? Yıllardır Ruslarla iki kız kardeş gibi ay- nı evde yaşayan Ukraynalılar, şimdi neden böyle bir "kaçıs" psikozuna girdiler? Bunun temeli "Avrupahlaş- ntak v* kalkınmak yönunde tuz- h davranma istegi"dir. San- mavi bayraklan ile son 5 sene- dir Moskova sokaklannı hayli arşınlayan Ukrayna Bağjmsızhk Hareketi, 50 milyonluk ülkele- rinin kendi ayaklan üzerinde durdugu takdirde Avrupa'ya doğru daha rahat yüruyebüece- gini savunuyor. Sovyetler'in buğday ambarı olan Ukrayna, madenleri ve sa- nayisi ile "ba|unsız bir ülke" statüsü kazanırsa ABD ve Av- rupa ileticaretyapma ve yaban- cı sennaye çekme açısından di- ğer Sovyet cumhuriyetlerinden dahaşansh. Üstelik Ukraynah- lar, Vendilerini daha "Batüı", RusUn daha " Asyah" görüyor- lar. Rvsya'mn "hantal" birtiği içinde kalmanm kendilerine ayakbağı olacağmı düşünüyor- lar. UVrayna'run bagjmsıziık iste- mi, Husya için agır bir psikolo- iik darbedir. Tam çözülme ve "heıtesin başımn çaresine bak- ması" havasım güçlendirecektir. C1A mn öngördüğü gibi Ukray- na' ruı aynlma istemi ile Gorba- çov'ın başkanhktan çekilmesi arasndabir zamanlama bağlan- tısı da oluşabilir. Gorbaçov, "So*yetler'i dağıtan lider" ol- ma laderine doğru yavaş yavaş ilerlyor. Tirkiye açısından ise bağım- sız bir Ukrayna, Karadeniz Ekooomik Topluluğu'na dönük yenipoütik ve ekonomik hesap- lanı Kınm Tatar TürkleTİ ile ilişkler alanmda yeni bir döne- minbaşlangıa demektir. Türki- ye .9. yüzyılda donup kalmış degşik tarihi ve kültürel bağlar- la ymiden 'tanışmaya' hazır ol- maidır. Haber Merkezi — Türkiye^ nin önemli kış turizm merkez- lerinde kar sevinci yaşanıyor. Kar kahnhgı Uludağ'da 43, Pa- landöken ve Erciyes'te 60 santi- metreye ulaşti. Erciyes'te yeni kayak sezonu açıldı. Son bir haftadır yüksek ke- simkrde süren kar yagışı turizm- cileri sevindirdi. Önemli turizm merkezlerinden Erciyes Dağj'nın 2200 metre yuksekliğindeki Te- kir Yaylası'nda bulunan kayak pistlerindeki kar kahnhgı 50 sanümetrcye ulaşu. Kayak sezo- nun açıldıgı Tekir Yaylası tesis- leri kayakseverlerin akınma uğ- radı. Uludağ'da önceki gün başla- van kar yagışı sonucu kar kalm- Uğx 43 santimetreye yükseldi, ha- va sıcakhgı da eksi 7 dereceye düştü. Uludağ'da bulunan otel- lerde "turizm sevinci" yaşanma- ya başlandı. Doluluk oranının yuzde 70*lere ulaştı|ı, yılbaşı re- zervasyonlannın da dolmakta olduğu büdirüdi. Güney Marmara Turistik OtelcUer ve tşletmeciler Birligi Başkanı Ferruh Ulukardeşler, taksitle satış jtampanyasının bu yıl da sürdurüleceğini söyledi. Ulukardeşler, "Uradag, hep sos- yete nerkezi olarak buinirdi, bu imajı yıkmak ve Uludag'ı halka açmak istiyonız" dedi. öteki turizm merkezlerinde de "ka^la birtikte yoğun bir ha- reketlilik başladı. 3 gttndür sü- ren kar yağışı sonucu Abant'a yönelik turizm hareketiüiği art- tı. Otellerin doluluk oranının Bonn Büyukelçimiz Ou«r Öymen, kararın kesinleşmesini önlemek amacı ile girişimlerde bulundu. Almanya'daki konso- loslar, bütçe komisyonundaki milletvekillerini evlerinden ara- yarak Türkiye'deki hükümet değişikliğini ve yeni hükûmetin demokrasi ve insan haklan yö- nünde atacağı adımlan açıkla- dılar. Alman hükümet partisi CDU'lu milletveknleri, "bilme- dikleri konularda aydınlatndıklan" için konsolos- lara teşekkür ederken SPD'li muletvekilleri konsoloslar tara- fmdan aranmalanna çok sert tepki gösterdiler "tüşkflerin sa- dece büyükelçttik uzerinden ku- rulması gerekügi" geTekçesi öne suruldu ve konsoloslann millet- vekillerini "evlerinden rahatsu etmelerl" buyükelçi nezdinde protesto edildi. SPD'li muletvekilleri karar değiştirmeyince Alman Parla- mentosu, butçe komisyonunun "tavsiye karan"na uyarak Türkiye'ye askeri yardımm 25 milyon markhk bölümünü askı- ; ya aldı. 25 milyon mark çok büyük bir meblağ olmamasına karşm karar sembolik açıdan büyük önem tasıyor. Türkiye'de yeni hükûmetin, programmı uygula- maya koyması beklenmeden "cezalandırriması" iki ülke ara- smdaki ilişkileri gerginleştirdi. SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, "kardeş parti" SPD'rûn Genel Başkanı BJörn Eag- holm'e yolladığı 21.11.1991 ta- rihli mektupta, yeni hükûmetin geniş çaph refonnlara girişme- ye kararh oldugunu belirterek şöyle diyordu: "Bazı Alman siyasi sahsiyet- lerinin son zamanlarda ölkemiz- deki insan haklan alanında gi- rişügimiz büyük relorm hamlesi kakkında yeterince bilgi sabibi olmadan yaptıklan kuvvetli desürileri uıuntü ile izlemekte- yiz." Inönü bu sözleriyle, mektubu yolladığı SPD Genel Başkanı Engholm'ün son haftalarda Türkiye'ye yönelttigi agu suçla- malan ima etti. SPD Başkanı Engholm, Bonn'da ve Paris'te verdiği çeşitli demeçlerde "N A- TO ortagı Türkiye'nin insan haklanu süreVU çifııedigini" söyleyerek "Tftrldye'ye mali yardımm gözden gecirümesi" talebinde bulunmuştu. Eng- holm, Aknanya'ya goç eden kit- le içinde Türkiye'den gelenlerin üçüncü sırada yer aldığmı vur- gulayarak, Ankara'ya iltica ne- denlerini ortadan kaldınnası için siyasi ve ekonomik baskı yapılmasını savunuyor. lnönü mektubunda, 25 mil- yon markhk yardımvn askıya ahnmasma değinerek şöyle dedi: "Alman Parlamentosu'nca Türkiye üzerinde baskı aracı olarak kuHanAabUeceg zefaabıy- la başvurulan ve Türk-Alman Uiskueri tarihlnde askeri yöne- tim dönemlerinde bile benzeri görülmeyen bu girişimin gele- neksel dostluk ilişkilerimize za- rar verebilecegini ve bunun Ue- ride onanlmasının büyük güç- lükkr arz edebilecegiıu ifade et- mek isterim." çemberi (Baflarafı 1. Sayfada) ledursun- tavsiye büe edüemeye- ceğine ilişkin bir karar verdi. Dahası, 1978 vüında mahkeme karan üe aklanmış olan eser hakkında yeniden dava açüdı ve ne hikmetse, on yü boyunca bir türlü sonuçlanamadı. özetle, kitap bir yasak çemberi içine alındı ve okuyuculanndan ko- panldı. 12 Eylül rejimirûn bin bir ayı- bı arasmda bu da var. Şimdi ye- ni bir girişimde bulunma gereği ortaya çıktı: Yanm yamalak af- fın arkasından gidip, kitabı ya- yunlamam önerildi değişik çev- releTden; öne sürülen gerekcele- re bakıp ister istemez uymak zo- runda kaldım. Ancak okuyucu- KiUp 10 yü önceki haliyle çıkı- yor; onu, yenibaştan ele alacak zamanım yoktu; kalemimden kaçnuş bir iki yanhşı düzeltmek- le yetindim sadece. Oysa şu 10 yü içinde, dünyada ve Türkiye'- de pek büyük degisiklikkr oldu. Okuyucular, bu değjşikuklerin -bir bakuna- güncelligı içinde yasadıklanndan onlardan nasıl olsa haberdardırlar. Sonra kita- bm bir temel kültür kitabı olma- sı, aradaki bu boşlugun bir öl- çüde doldurulmasmda yardım- cı olacaktır kamsındayım, bir söyleyeceğim de şu: Bu arada ben de degiştim elbene. Kitap- taki kimi düşüncelerle bugün sa- vunduklanm arasuıda farklıhk- lar var. 1980'den bu yana yayuv lanmı izlemiş bir okuyucu, on- lan da görmekte güçlttk çekme- yecektir. Bu kitabı hep arayarak yaza- nnı hem onurlandırmış hem de yüreklendirmiş olan okuyucula- nnun, özeüikle de gençlerin önüne yeniden çıkmanm, daha dogrusu onlara kavuşmamn an- latıhnaz mutluluğu içindeyim. H A.vnt SilaS olarak ölçüldü. Kartalkaya'da ise turizm sezonu henüz açüma- dı. Ancak bir haftadır süren kar yağışı sonucu kar kahnhgı 50 i kd ükldi nnı, kayak sezonunu hafta so- nunda açacaklannı bildirdüer. Erzurum Palandöken kayak tesislerindeki kar kahnuğı ise 60 santimetreyi aştı. Bu bölgede de k - Ka>seri'nin yüksek kesimlerinde son günlerde gorulen yogun kar ya|ışı sonucunda Erciyes'te kayak seıonu 2 bin inetre yüksekligindeki Tekir Yaylas.'nda bulunan kay^k pistierinde kar kal.nl.gi 50 sanüme ulaşü. Kartalkaya Oteü yetkiüleri, bü- kayak merkezi Sahkent'e ise ük tün hazırlıklannı tamamladıkla- kar geçen cuma günü dtiştü. Kar kahnhğmın henüz 2-3 santimet- re düzeyiude bulunduğu büdiri- liyor. Bu arada yoğun kar yağışı yurdun büyuk bölümünde etküi Uygarlık korkusu vafiısı sonucu ıcar K.aunugi JV sauuun.uv,ı»)i.. »» w , ~ » — j - . santimetreye kadar yükseldi. hazuhklar sürüyor. Antalya'mn olmaya başladı. Ankara, Van, a£5Kde etkili olan kar yağışı, birçok köy yolunun kapanmasma ne- den oldu. Şehirlerarası ulaşım da bu bölgelerde güçlukle sağ- lanabiliyor. Arkeoloji profesörüntin acı ölümü (Baftarafı 1. Sayfada) ki koltukta da ayak izi olduğu tamyı, fakülte yönetimine "kalp görüldü. Doktorlann verdiği ilk kriri beurtikri göriüdügü" şek- bilgüere göre, kalp krizı geçuren tindebüdirdüer. Süistreli'nin ce- kişiler yoğun bır bıçunde oksı- sedihastanemorgunakaldınhr- jen eksikliği duyarlar. Bu ne- ken, fakültedeki odası da olay denle SUistreli'run, pencereyı yerine gelen Cumhuriyet Sava- açarak; hava almak üzere dışa- sı gözetiminde açüdı. Odadaki n sarktığı, bu sırada da denge- masanın üzerinde, Ankara Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Büim Dah Başkanhğı'nca SUistTeli hakkında düzenlenmiş bir rapor ile son dersine ilişkin yoklama fışi bulundu. Aynca, Süistreü'- rün düştüğü pencererün altında- sini yiürerek düştüğü samhyor. Arık, masamn üzerindeki 11 Kasım 1991 tarihli rapor ile Si- listreli'nin bir süredir psikiyat- ri tedavisi gördüğünün anlaşıl- dığını söyledi. Süistreli'ye "ek- sitasyom reaksiyoDa" tanısıyla 15 gün istirahat verildiğini, an- cak Süistreli'nin bunu kendile- rine üetmediğjni kaydeden Ank, "Ben kendisini bir süredir gör- memiştim. Ama arkadaşlan, kendisinin bir hafta 10 gündür keyifsiz oldugunu, süreku baş agna çekügini, tansiyonunun oldukça yüksek oldugunu söy- ledfler. Dün ögk yemegi sırasm- da da bu rahatsızlıklanndan yakınmış" dedi. Ank, olaya savcıhğın el koy- duğunu, aynca Silistreli'ye otopsi y apılacagını ve ölüm ne- deninin otopsi sonucu kesin ola- rak ortaya çıkacağmı da söyle- di. Ank, fakültede bugün yapı- lacak "eski eser kayakçıl.g." pa- neli öncesinde de Silistreü için saygı duruşunda bulunulacağı- nı kaydetti. DTCF'de Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Prehistorya ve ön Asya Arkeolojisi ana bilim dahnda görev yapan Süistreli, Niğde üi sınırlan içinde yer alan kalkolitik ve neolitik cağlara ait ilginç buluntular veren Köşk Höyük kaalannı gerçekleş.tir- mişti. Lise öğretmeni Seçfl SflistreU ile evli olan Silistreh, iki çocuk babasıydı. 51 yaşındaki Süistreli'nin ki- raası ODTU öğretim üyelerin- den Uğur Polat. ev sahibi Süist- n& Ue çok ender görüştüğünû, ancak kendisinde herhangi bir rahatsızlık olduğu şeklinde bir gözleminin bulunmadığını söy- ledi. Polat, "Biraz gerginügi vardı, bunu gözkmisuJin, baska da bir şey haUrlamıyorum" de- di. Galeri • Atölyo V 132 «4 26 • 130 21 87 •EROTÎCA" Karma Reıım ve H«yWel Sergisi 2 Aralık-30 Aralık Koray Anş Mehmel Gttlervûz Ergin Inan Kemal Iskender Ö2er Kabas Erol Kınab Komet Dogan Paksoy ömer Uuç Burhan Uygnr REMZİİREH Mudolu Kadtn Bışlıklan Opac> W H*m T.kMm 149 91 02 L ^AEH^/VET PESEN Resim Scrgisi U/KAS1NV/1991 U/ARAUK/1991 Mkrio CmidKi 2Mım ttakı 81300 tomkul D06U RHROOLU AŞİRET KlUMltRl VE EL BECtRlLERl SERGİSİ 2 Hrjlık-21 ftralık'91 oanya Snftkk Sok 43.16 Opmt I» H«™ Taknm 149 33 02 ÂMIMVÂRIMCA Resim Sergisi MM MUIVUJjrn RAMKO SANAT MERKEZt BAHAR KOCA^r^AN 6 Aralık-30 Arolık 91 AhyeSolc fuva Ap«. No: Vi »1S3« CANÖZ (özcan Ervardar) Resim Sergisi mT A K I C A L £ R I S Vapur İAMMİ Sok No i Qrt«K6yT»t 159 t9 11 rioai saıuıt ^alerisi GÜNER ENER Resim Sergısı 28 Kasım-H AraUk VıUkonaty C«d ) -148 41 S4 GALERİ Huırav G*r*d* Cod. 10O/B TÜRK KÜIiTÜRÜNE Hİ2MET VAKFININ CAFERAĞA MEDRESESİNDE EL SANATliRRI • HALK OYTJNLARI KURS KAYTTliARl BAİŞLAM15TIR Hat-Tezhıp-Minyatur-Ebnı-Resım Kumiş Desenleme-Porselen SüsJeme Cam Swsleme-Den Elışten-Vıtny Seramık-Halı-KıSm-Osmaniıca Tekstıl Tasanm S13 18 43 • 527 31 44 M u k a d d e r K ı r m ı z ı ResimSergsi 4 2 tt Yonca Modem Sanat lriâ VaUtonagı Caddea No U7*2Nışantaşı lstanbul Tfel 13-0 î 24ABİıKl99\.UX 18OC ıPaıafgürkndısında1 isddalcaddesıMi Tö 152 16^8 Resim Sergjsi MUSTAFAPİLEVNEL1 \\ Kİ G .U U 1 S I galeri • atölye 132 64 26 • 130 21 87 Bildiklerinizi kul»anacaksan»z BEST TCDD'den aldıfcırmz banliyö kartımiii kaybettik. Hükümsuıdür. ALPER TÜYSÜZ SERKAN TÜYSÜZ (Boştarafı 1. Sayfada) iptal edilmeyen genelgenin hâ- lâ yurürlükte olduğu kaydedili- yor. 10 yıllık bir aradan sonra geçen ay 6. baskısı yapılan ki- tabın yazan Server Tanilli, ya- sağın sürrnesini, "Demokrasi- nin ve YÖK'ün ayıbı" olarak niteliyor. "Bu yasak kalkmal.d.r" diye konuşan Ta- nilli, "Benim kitab.m hakkın- daki karann bildi(çim kadany- la eş. benzeri yok. Ama 12 Ey- lül döneminde praükte yasakla- nan, kutuphanelere sokulmayan çok kitap oldu. Bunlar hakkın- daki uygulamadaki yasaklama- nın kaldınlmas. şart" diyor. MGK'nın karan ve YOK'ün talimatıyla, üniverske kütüpha- nelerinden "ayTklanan" kitap sayısı tam olarak büinmiyor. Genelgedeki imzanın sahibi Prof. Ozgüç, "Böyle bir ikinci geneige oldugunu sanmadıgını" belirtiliyot. "Yapabileceğimiz bir şey yoktu. YÖK olarak bizim yapuğımız noterükten başka bir şey degildi" diyor ve ekliyor: "Bu tür yasaklann artık ol- maması lazım. Dogrusu bikmi- yorum, o dönem başka kitapla- nn da yasaklanıp yasaklanma- dıftııu. Olsa bile yasak emri YOK'ten gjünemiştir. Universi- teterin kendi tasamıflan olabi- Ur. Hinizdeki belgeyi de ne la- tnan imzaladıgımı anımsamıyo- rum." YÖK Başkanı Prof. DT. UI- san Dogramac. ise "Biz YÖK olarak tek bir kitap yasaklamadık'1 diyor. Tanüli'- nin kitabıyla ilgili genelgenin anımsatüması üzerine de "Bi- rim uıerimizdeki kuruluslarra talimatlan olmuştur. Bizim yap- bgunız 'postane' gbreviydi. Ge- len emirleri üniversitelere iktir- dik" diye konuşuyor. "Başka yasaklanan kMap var mıydı" so- rusuna ise "Biliyorsunnz, «ni- versHelerimiz ozerktir. Kendöen yasaklamıssa büemeyiz" yaruü- nı veriyor. Bakanlar Kurulu ve mahke- melerce haklarmda yasaklama karan verilen 3 bini aşkm kitap, gazete sayısı ve dergi de başta üniversiteler oknak üzere kamu kurum ve kunıluşlannın kütüp- hanelerine hâlâ sokulmuyor. Türkiye'ye girişi ve bulundurul- ması da sorun olan bu kitaplar arasmda, sol yayuılar ilk sırayı ahrken dini yayınlar ve "muar" olarak nitelenen yayınlar da dikkat çekiyor. Saptanabilen "yasakb" 3 bin 286 yayımn 917'sinin Bakanlar Kurulu'nca yasaklandıgı ifade ediliyor. TCK'nın ifade özgürlüğünü kısıüayan maddelerinin kalk- masıyla haklannda toplama ka- ran bulunan kitap ve dergilerle ügiü mahkeme kararlannm ge- çerlüiğini yiürdigi beUrtüirken Bakanlar Kurulu'nun da de- mokratikleşmenin öncelikli he- def olarak ahndıgı bir dönem- de verdiği yasaklama kararları- tu iptal edebilecegine dikkat çe- kiyor. YÖK'ün "bir eşi bölunmayan" genelgesinin ise artık kaldınlmasının gerektiği kaydediliyor. Müü Egitim Bakanh|ı'mn da 1983'te yayımladıgı bir genel- geyle, okul kutuphanelerine ki- taplannın sokulmamasuu istedi- gi yazarlar arasında; Aziı Ne- sin, Talip Apaydın, Öhan Sel- çnk gibi isimler yer ahyor. 3.2S6yasakyayın Madde kalkü, yasak sürayor Günümüze kadar mâhke- melerce müsaderelerine ka- rar verilen veya BasınYasa- sı'nın 31. maddesi geregin- ce Bakanlar Kurulu karany- la Türkiye'ye sokulması ve- ya dağıtılması yasaklanan 3 bin 286 basüı eser bulunu- yor. Bu yaymlardan 9lTsi Bakanlar Kurulu'nca, 2 bin 369'u ise mahkemelerce ya- saklannuştı. TCK'nın ifade özgürlü- ğünü kısıüayan maddeleri- nin kalkmasıyla haklannda- ki kararlann düşmesi gere- ken "yasaklı" yayımlardan bazılan şöyle: " Aydınhk, Aülım, Akın- cı Güç, Devrimci Yol dergi- lerinin çeşitli sayüan, Anti- Dahrtng, Anarşinn mi Sos- yalizm mi?, Avukatsu Halk Jtartkr, Dogu'da Ulnsal Kurtuluş Hareketi, Dofcu Makedonya ve Trakya'da B«lgar Ugali. Dünya Müs- limanlar Harltası, Devrim Nedir?, Emper>alİMn« ve Ottganiye Karş. Cephe, ls- lanun Sesi, FUistin Haritt- u, Gunahkâr Papaı, Hia- dbun Gecekri, Körtçe Lii- gat, Kostantinopolis'in îkinci Defa Fethi, Kenan Evren'e Açtk Mektnp, Ma- kedonya Me«elesi ve Sovye' Politikası, MakedoBya'nıı Tariki Ar^vi, Türkiye'de U kence, Türkiye Gerçef! Türkiye Komünist Parti: Progranu, Yasamamz tçi Rabbı Arayın, Yunan UI sesl."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle