Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURlYET/10
MiTSOIAKtS
'Denktaş diye
birisi yok'
Yunanistan Başbakam Konstantin Mitsotakis,
BAB Asamblesi'nde dün yaptığı konuşmada,
Kıbrıs sorununun çözümü için dörtlü zirve
fikrine karşı olmadıklarını, ancak KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın bu zirvede
taraf olamayacağını söyledi.
MİNE G.SAULNIER
PARİS — Yunanistan Baş-
bakanı Konstantin Mitsotakis,
Kıbrıs sorununun yeni Türk
hükümetiyle gelecek yıl içinde
çözüleceğine inandığuu söyledi.
"Dörtlü zirve" fikrine karşı ol-
madıklarını belirten Mitsota-
kis, "Ancak Rauf Denktaş bu
görüşmetere taraf otamaz; çün-
ka Denktaş diye biri yok"
dedi.
Batı Avrupa Birliği Asamb-
lesi'nin konuğu olarak dün Pa-
ris'te bir konuşma yapan Yu-
nanistan Başbakam Mitsota-
kis, konuşması sırasında Tiirk-
iye konusunda barış mesajlan
gönderdi. Konuşmasımn so-
nunda, bir Ingiliz gözlemci ta-
rafından yöneltilen, "BAB'a
üyelik için koşul olarak öniınü-
ze koyoian 'Oniki Adalar'ın si-
lahsızlandmlması'ru ne zaman
gerçekleştireceksiniz?" sonısu-
nu, Mitsotakis şöyle yanıtladı:
"Bölgede Yunanistan'a yö-
nelik tebditlerin ksukûgı bir yu-
muşama ortamına girilirse, Pa-
ris Şartı'nın 14. maddesine ve
biitün uluslararası anlaşmalara
uymaya hazınz."
Bir başka Ingiliz delege ise,
Mitsotakis'e, tngiltere'nin ba-
nş garantörü olduğu Kıbns ko-
nusunda Yunan tarafının yeni
Türk hükümetiyle anlaşmaya
'içtenlikle* hazır olup olmadı-
ğını ve 17 yıldır süren bu soru-
nu gerçekten çözmek isteyip is-
temediklerini sordu. Yunan
Başbakam: "Sizi içtenlikle
yanıtlayacağım" diye başladı-
ğı yanıtında, "Turgut Özal ve
Mesut Yılmaz hükümetiyle
Kıbns sorunnnu gerçekten çöz-
mek aşamasına gddigimizi san-
mıştım. Ancak Türk tarafı, iç
soranlann, erken seçimlerin et-
kisiyle son anda bu konnda bir
soramlulnk almaktan kaçındı
ve gerileme kaydettik. Demirel
bükümetiyle kaldıgımız yerden
devam edecegimize, iyi bir di-
yalog Oe olumlu sonuçlar ala-
cagunıza, hatta gelecek yıl için-
de Kıbns sorununn gerçekten
çözeceğimiz umudunu
taşıyorum" dedi. Mitsotakis'-
in, bütün diyalog tespitlerini
içeren yorumlannı, Türkiye ile
ikili görüşmeler çerçevesine
oturttuğu gözlendi.
Bu sonıyla ilgili olarak BAB
Asamblesi'nde gözlemci olarak
bulunan Türk heyetinden SHP
Ankara Milletvekili Prof
Mümtaz Soysal söz aldı ve Mit-
sotakis'e, "Mesnt Yılmaz ile
görüşmelerinizden sonra gerile-
me kaydedildigini söylediniz.
Oysa, koşullann henüz olgun-
laşmadıgı ve uygun olmadığı
konusunda siz de fikir belirt-
miştİBİz. Özellikle dörtlü gö-
rüşme önerisi hakkında sizin
çekinceleriniz vardı" hatırlat-
masım yaptı. Mitsotakis, Soy-
sal'a yanıtında şunlan söyledi:
"Kıbns konusunda elbette
dörtlü görüşmek gerek. Bu so-
rnn yalnızca Türkiye ile Yuna-
nistan'ın degil, aynı zamanda
adada yaşayan iki topluluğun
da sonınu. Fakat ben Mesut
Yılmaz'a da açıkça söyledim;
dörtlü görüşmelerde Rauf
Denktaş taraf otamaz. Rauf
Denktaş diye biri yok. Yıl-
maz'a sordum: Askeri birükleri
kim kumanda ediyor;_siz mi,
yoksa Denktaş mı?"
DlŞİŞLERİBAKANI ÇETlN~
AT için Kıbns ı
feda etmeyiz
STOCKHOLM (AA) — Dı-
şişleri Bakanı Hikmet Çetin,
Türkiye'nin Avrupa Toplulu-
ğu'na üyelik için Kıbns'ı feda
etmeyeceğini söyledi. Türkiye'-
nin tüm komşuları ile ilişkile-
rinin geçmişe göre daha kötü
olduğunu belirten Çetin, "Tüm
komşulanmızla ilişkilerimizi,
otanaklar ölçüsünde düzeHmek
amacındayız" dedi.
lsveç Merkez Radyosu'nun
Türkçe yayınlar bölümüne bir
demeç veren Çetin, Türkiye'-
nin AT'ye üye olmak istediği-
ni ve Avrupa'mn üyelik için or-
taya koyduğu normlan karşıla-
yabileceğini belirtti.
Çetin, şöyle konuştu:
"Tiirkiye'nin dış potttikasm-
da, yapısal bir fark söz konu-
su degü. Ancak dış pobtika, tü-
müyle Dışişleri Bakanı'nm ve
hükümetJn politikası olarak
yurüyecek ve devam edecektir.
Açıkçası. dış poUtikanın birkaç
başlı olmasına izin verilmeye-
cek, sadece tek elden yönetile-
cektir. Aynca Türkiye'nin dış
politikası, bir başka ülkeye ya
da bir tek yere bağlı izlenimi-
ni veren uygubunalardan kesin-
Hkle uzak durmaya çalışaca-
|ız."
Kıbns'ta iki toplumlu, iki
p
bölgeli ve halklarm siyasi eşit-
Türkmenistan Cumhurbaşkanı
Zenginliklerimizi
birlikte kullanalımANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SSCB'den bağımsızlı-
ğım ilan eden Türkmenistan'-
ın Cumhurbaşkanı Saparmurat
Niyazov, dün Ankara'ya geldi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
ve Başbakan Süleyman Demi-
rel ile de görüşen Niyazov,
Türkiye'nin edindiği tecrübe-
lerden yararlanmayı arzuladık-
larını belirterek "Türkmenis-
tan'daki zenginükleri beraber
kullanmak istiyonız" dedi.
Niyazov, Ankara-Esenboğa
Havaalam'nda yaptığı açıkla-
mada, Türkmenistan'da ba-
ğımsızlık konusunda düzenle-
nen referandumun ardından,
parlamentonun da ülkenin ba-
ğımsızbğım onayladığım hatır-
lattı. Sovyetler Birliği'nin
"konfederasyon" olmasını is-
tediklerini ve Moskova'daki
birlik anlaşmasına imza ata-
caklannı belirten Niyazov şöyle
konuştu:
"Türkiye'nin, büyük ve ge-
Uşmiş ülkelerden biri olmasına
sevinivoruz. Buraya, Türldye'-
de yapılanlan öğrenmeye gel-
dik. tlişkilerimizin ileride daha
iyi olacagına inanıyoruz. Türk-
menistan'daki zenginlikleri be-
raber kullanmak istiyoruz."
Türkmenisıan'ın bağımsızlık
DIŞ HABERLER 3 ARALIK 1991
liğine dayalı bir çözumüJL, te-
mel politikalan olduğunu belir-
ten Dışişleri Bakanı Çetin, şun-
lan söyledi:
"Bu çözümün, ild tophımun
kendi aralannda yapacagı gö-
rüşmelerle sagUnması görüşün-
deyiz. Bunu uluslararası hale
getirdikçe çözümden uzaklaşı-
nz. Aynca dış baskılarla çö-
züm aramanın hiçbir şeldlde
sonnç vermeyecegi görnşünde-
yiz. Ama bu arada daha önce
başlamış ve bize göre çok da
dogru olmayan dörtlü toplan-
tı söz konusu.
Bundan daha öteye gitme-
nin yanlış olacagı kamsında-
yız."
Dışişleri Bakanı Çetin,
"Türkiye'nin AT'ye üyelik
btşvurusunda, Kıbns konusu-
nun pazarlık payi olarak öne
süriılmesi halinde, nasd bir po-
litika izleyecekleri" yolundaki
bır soruya ise şu yanıtı verdi:
"Kıbns'ı feda ederek, bura-
da halkın gelecegini, özgnrlü-
günii feda ederek bir yere gir-
meyi kimsenin kabul edecegini
sanmıyorum. Biz de böyle bir
şeyi kabul edemeyiz. Kıbns'a
bir çözüm istiyoruz, bekliyo-
rnz. Bunnn ötesinde 'ver kur-
tul, ver şnnu yapalım' denecek
bir politikayla bir yere ulaşda-
mayacacı görüşündeyiz."
ilanından sonra ilk yurtdışı ge-
ziyi Türkiye'ye yapan Niya-
zov'u, Esenboğa Havaalam'-
nda karşılayan Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal da Türkmenis-
tan'ın demokrasi ve pazar eko-
nomisi yolundaki "olumlu"
adımlarının kalpten desteklen-
mekte olduğunu kaydetti.
Daha sonra iki ülke heyetle-
ri, cumhurbaşkanlarımn baş-
kanlığında görüştüler. Çanka-
ya Köşkü'ndeki toplantıda,
Devlet Bakanı Tansu ÇiDer,
Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin,
Kültür Bakanı Fikri Sağlar,
SSCB'nin Ankara Büytikelçisi
Albert Çenüsev de hazır bulun-
du. Görüşmeden sonra Cum-
hurbaşkanhğı Sözcüsü Kaya
Toperi tarafından yapılan açık-
lamada iki ülke arasında haber-
leşme bağiantısının sağlanabil-
mesı amacıyla Türkiye'nin iki
Ulke arasında uydu aracıhğı ile
bağlantı kurmasımn kararlaştı-
rıldığı bildirildi. Konuk cum-
hurbaşkanı, özaJ'ı ülkesine da-
vet etti.
Niyazov, Başbakan Süley-
man Demirel'i de ziyaret ede-
rek bir süre görüştü. E>emirel
göruşmede "Ikili ilişkileri art-
tırmaya kararlıyız" dedi.
Lübnan'da rehin tutulan ABD'lilenden biri daha serbest buukıldı
Cicippio özgürlüğe kavuştuDış Haberler Servisi — Lüb-
nan'da faaliyet gösteren Iran
yanlısı Şii örgütler tarafından re-
hin tutulan Batılılardan biri da-
ha özgürlüğüne kavuştu. Dev-
rimci Adalet örgütü (DAÖ) beş
buçuk yıldır rehin tuttuğu
ABD'li Joseph Ckappio'yu dün
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta
serbet bıraktı. Suriye, diğer
ABD'li rehineler Terry Ander-
son ve Alann Sleen'in de bu haf-
ta içinde özgürlüklerine kavuşa-
cağını duyurdu. tsrail'in deste-
ğindeki Güney Lübnan Ordusu,
Kiam hapishanesinde esir tuttu-
ğu Araplardan 25'ini salıverdi.
61 yaşmdaki Joseph Cicippio,
kendisini rehin tutan Devrimci
Adalet örgütü tarafından dün
TSİ 11.15'te serbest bırakılarak
Beyrut'ta bulunan Suriyeli yet-
kililere teslim edildi. Daha son-
ra Suriye'nin başkenti Şam'a gö-
türülen Cicippio, burada kendi-
sini karşılayan ABD büyükelçi-
liğinden yetkililer tarafından tes-
lim alındı.
Beyrut'taki Amerikan Üni-
versitesi'nde sayman olarak ça-
hşan Joseph Cicippio, 12 Eylul
1986 tarihinde sivfl giyimli silah-
lı dört Şii militan tarafından ka-
çınlmıştı. Beyrut'ta yerleştikten
İran yanlısı Şii gruplardan Devrimci
Adajet Örgütü, 5.5 yıl rehin tuttuğu 61
yaşındaki Joseph Cicippio'yu dün
Beyrut'ta serbest bıraktı. Suriyeli üst
düzey bir yetkili, diğer ABD'li rehineler
Terry Anderson ve Âlann Steen'in de
gelecek pazara dek özgürlüklerine
kavuşacaklarını söyledi. Yetkili iki
Alman rehineye ilişkin ise bilşi vermedi.
İsrail de Güney Lübnan'da esır tuttuğu
Araplardan 25'ini salıverdi.
sonra îslamiyete geçen Cicippio,
ABD elçiliğinde sekreter olarak
çalışan Lübnanlı Elham Gandur
ile evlenmişti.
Cicippio, DAÖ tarafından ba-
sına dağıtılan videoya kaydedil-
miş mesajında, kendisini kaçı-
ranlara teşekkür etti. Cicippio,
"Son birkaç yıldır bana bakan
ve insanca davranan Devrimci
Adalet Örgutune teşekkür ede-
rim. Bana i>i davrandılar ve ber
türlü ihtiyacımı sagiadılar. Re-
hineler dosvasını kapatmak için
Devrimci Adalet Örgiıtiı'nün
beni bırakması gjbi, ABD'nin de
Israil'e eUndeld Arap esirleri ser-
best bırakması için baskı yap-
masını istiyor ve umuyorum" di-
ye konuştu.
Suriye, Cicippio'nun ardından
Terry Anderson ve Alan Steen-
in de önümüzdeki günlerde ser-
best bırakılacağmı duyurdu. Üst
düzeyde bir Suriyeli yetkili, Re-
uter'a verdiği demeçte, ABD'li
rehinelerin gelecek pazara dek
özgürlüklerine kavuşacağını
söyledi. Adının açıklanmasını
istemeyen yetkili, iki Alman re-
hine Heinrich Struebig ve Tho-
mas Kemptner'in serbest bırakı-
hp bırakılmayacağma ilişkin ise
bilgi vermedi.
İsrail, esir tuttuğu Araplardan
25'ini serbest bıraktı. lsrail'in
desteğindeki Güney Lübnan Or-
dusu'nun denetiminde bulunan
Kiam hapishanesinden önceki
gün salıverilen Arap esirlerden
21'i Uluslararası Kızühaç Komi-
tesi yetkililerüıe teslim edildi.
Dört kişi ise lsrail'in Güney
Lübnan'da tek taraflı olarak ilan
ettiği güvenlik bölgesi içinde ya-
şayan ailelerine verildi.
Bu arada 1989 yılında Bey-
rut'ta kaçınlan iki Alman rehi-
LöNDRA
nenin serbest buakılması ile il-
gili olarak Almanya ile İran ara-
sında temaslann sürdürüldüğü
bildirildi. AA'nın Frankfurt kay-
naklı haberine göre Alman Dı-
şişleri Bakanhğı yetkilileri, tran
yetkiüleriyle çeşitli temaslann
gerçekleştirildiğini, önümüzde-
ki günlerde Bonn'da da görüş-
meler yapılacağıru acıkladılar.
Alman rehinelerin fotoğrafla-
nnın, Lübnan'daki BM arabulu-
cusu Giandomenko Picco ara-
cılığıyla geçen hafta sonu Bonn
hukümetine iletildiği ve bu ge-
lişmenin "olumlu bir işaret" ola-
rak yorumlandığı da aynı resmi
kaynaklarca duyuruldu.
Thomas Kemptner ve Hein-
rich Struebig adlı iki rehine, 20
Ocak 1989 tarihinde Beyrut'ta
kaçınlmışlar, kacırma olayıru 24
Temmuz 1991'de "Hürriyet Mü-
cahiüeri" isimli bir örgüt üstlen-
mişti.
Iran'ın Almanya'daki büyti-
kelçisi, geçen ağustos ayında
"tki Aimanm, Hamadi aiiesi ta-
rafından rehin tutuldugunu ve
bn aiknin Almanya'da hapiste
bulunan iki oglunun serbest bı-
rakıbnası halinde Alman rehine-
lerin de kurtulacaklannı" açık-
lamıştı.
Hırvatlar Vukovar'daki bu görintülerin başka kentlerde tekrarlanmasını istemiyorlar.
Hırvatistan Savunma Bakanı Susafc
Osijek düşmeyecekDış Haberler Servisi — Hırvatistan Savunma
Bakanı Gojko Susak, Osijek'in ikinci bir
Vukovar olmayacağını belirtti ve Sırpların
egemenliğindeki federal ordunun kenti ele
geçiremeyeceğini söyledi.
Susak, "Bizi bombalayabBirier, evleri birer
birer yıkabilirler, ancak kenti ele geçirecek
insan gücflne sahip degiller" dedi.
Kanada'daki işletmesini bırakarak
Hırvatistan'ın savunması için görev alan 46
İ992 ABD BAŞKANUK SEÇÎMİ
yaşındaki işadamı Susak, "Federal ordunun
Hırvatistan'da yeni topraklar ele geçirmesi
imkânsızdır. Osijek'i ya da Vinkovci'yi ele
geçirmek için hiç şanslan yok" diye konuştu
Vukovar'ın "savunulamaz" bir pozisyonda
olduğu için düştuğünu belirten Susak,
"Sınırda olması, Sırp koyleriyle çevrilmiş
bulunması ve ordunun Tuna'yı geçmeden
kenti bombalama olanagı bulması nedeniyle
kenün elden çıktığını" söyledi.
lngilterede
AT sancısıGelecek hafta yapılacak olan AT zirvesi
öncesinde, Ingiltere, 'ortak Avrupa', 'ortak para
birimi', 'ortak ordu' gibi konularda ayak
sürümeye devam ediyor. Diğer AT ülkeleri, zirve
öncesinde Ingi'ltere'nin kaygılarını gidermeye
çalışıyorlar. Başbakan John Majör ile Dışişleri,
Maliye ve îçişleri bakanları, AT'li bakanlarla
sürekli toplantılar yapıyorlar.
richt Doruğu'nun lngiltere'nin
EDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Gelecek hafta
Hollanda'ıun Maastricht ken-
tinde yapılacak olan Avrupa
Topluluğu Liderler Doruğu'na
en sancıh yaklaşan üye Ingilte-
re, Kuzey Denizi'ndeki ada dev-
leti ile Kıta Avrupası arasında-
ki 50 kilometrelik Manş Deni-
zd'nin ayırdığı siyaset ve kültür
boğazı, son on yüdaki en fırtı-
nalı dönemini yaşıyor.
Federal bir Avrupa düşleyen
ve bunu gerçekleştirmek için ta-
viz veren, öneriler getiren, tar-
tışan, yapıcı tutum takınarak
engeUeri ortadan kaldırmaya
çalışan "gerçek Avrnpaular"
Almanya başta olmak üzere,
Benehu, Italya ve bir ölçüde
Fransa... Yoksulluklanm Avru-
pa ortakbğırun gidereceğini, geri
kalmış bölgelerini Ortak Kal-
kınma Fonu'nun "ihya edecegi-
ni", ekonomilerini doğrultaca-
ğını düşleyen, bu nedenle her
türlü dizgini AT'ye bırakmaya
hazır "fu*satçılar" ise Ispanya,
Portekiz, Yunanistan ve Irlan-
da. Ve Federal Avrupa'nın, ege-
nemlik haklanm yutacağından
bir ölçüde çekinen, çok kaygılı
lngiltere ile az kaygılı Danimar-
ka.
Geçen haftalarda başlayan ve
bu hafta da sürecek olan doruk
öncesi temaslar dizisi ile AT
üyeleri, özellikle tngiltere'nin
kaygılarını gidermeye çalışıyor-
lar. Başbakan John Major ve
tngiliz Dışişleri, Maliye ve Îçiş-
leri bakanlan, 1993'ten itibaren
yürürlüğe girmesi gereken "Av-
rnpa Tek Senedi" çerçevesinde
gecerlik kazanacak uygulamalar
hakkında AT'li bakanlar ile
toplantılar yaptılar. Başbakan
Major da diğer AT liderleri ile
birkaç kez bir araya geldi. Son
olarak dün Fransa Cumhurbaş-
kanı François Mitterrand,
Londra'daydı. Amaç, Maat-
veto etmesine yol açacak türden
bir fıyasko ile sonuçlanmama-
sı, AT "bütünlüğü 'nün bozul-
maması.
lngiltere'nin beklentileri özet-
1e şöyle: "Avrupa, federal bir
yapıya bürünmesin. Her üye ül-
ke, kendi dış siyasetinden, ken-
di maliye ve ekonomisinden so-
rumlu olmaya devam etsin. El-
bette üyder arasında her konu-
da yakın iliski yarariıdır ve art-
Unlmalıdır, ancak bunu aşınya
götürmemeli. Bu nedenle, Av-
rupa Para Birimi ECU, önü-
müzdeki on yıl içinde tüm ülke-
lerin ulusal paralannın yerini
alarak ortak para birimi olma-
sın. Avrupa Pariamentosu'na
daha fazla yaşama yetkisi veril-
mesm. Ulusal pariamentolar ye-
teriidir. Sosyal siyasete, yani
işçi-işveren ilişkilerine, çalışma
bayatını düzenleyen kurallara
AT kanşmasın, AT'de bakan-
lar ya da liderler düzeyindeki
toplantılarda yeni bir uygnla-
maya geçerek karariann 'ço-
ğunlukla' ahnmasına gerek yok-
tur, şimdiki gibi ortak göriiş
(koasensus) saglanarak oybirtigi
ile alınması sursün. Tüm bu ne-
denlerie savunma ve dış siyaset-
ten her üye kendi başına sorum-
lu olmaya devam etsin. Yani,
ekonomi ve dış siyasette
'ortaklığa' gerek yoktur. AT'-
nin savunma konulannı yüklen-
mesi de gereksizdir. Bu iş için
NATO yeter. "
Diğer ülkelere bakışla lngilte-
re, hemen her hayati konuda en
fazla ve en kesin 'hayır' diyor.
Diğerleri arasında, çeşitli nok-
talarda göruşleri Ingiltere'ye
yaklaşanlar varsa da AT doru-
ğu öncesinde, "Federal Avru-
pa"dan yana olanlar, doruk or-
tak bildirisinde 'Sürüden aynl-
maması için' en fazla lngiltere'-
yi ikna zorundalar.
Demokratlar aday bulamıyorDemokrat Parti, tüm ülkeyi saran ekonomik krizin yarattığı
şansa karşın Başkan Bush'a ciddi bir rakip çıkaramıyor. Son
altı başkanhk seçiminin beşini kaybeden demokratlar,
'Nerede tıkandık' sorusuna yanıt anyor. Kimine göre
tıkanıklık liderlerde, kimine göre de fikirlerde.
UFUK GÜLDEMİR
WASHI\GTON — 1992'de yapıla-
cak baskanlık seçimlerine kısa bir süre
kalmış olmasına karşın Demokrat Par-
ti'nin temsil ettiği Amerikan liberal so-
lu, muhafazakâr sağı temsil eden Baş-
kan George Bush'a ciddi bir rakip çıkar-
makta zorlamyor. Hem de ekonomik
krizin tüm Amerika'yı sardığı ve liberal-
lerin şansının her zamankinden daha
fazla olduğu bir dönemde.
Bu da son 6 başkanhk seçiminin 5'ini
kaybeden Amerikan liberallerini "Nere-
de tıkandık" sorusuna yanıt aramaya
zorluyor. Kimine göre tıkanıklık "lider-
lerde", kimine göre de "fikirlerde."
Amerikan sosyologlanna göre tıka-
nıklığın nedenlerinden birisi Franklin
Roosevelt'in "büyük ittifak" yaklaşımı-
nın terk edilmiş olmasında yatıyor. Ro-
osevelt liderliğindeki Demokrat Parti.
çiftçileri, işçileri, esnafı, işadamlannı,
çalışan kadınları, öğretmenleri, etnik
gruplan, Protestanlan, Katolikleri, Ya-
hudileri "Amerikalı" olarak kucaklıyor-
du. Ancak 1970'lere gelindiğinde De-
mokrat Parti için toplumun bazı dilim-
leri diğerlerinden daha çok "Amerikalı"
haline geldi. Parti giderek ideolojikleş-
ti ve toplumsal uzlaşmadan uzaklaştı.
Demokratlann 1980 ve 1984 seçimle-
rinde üçte iki oranında karşı partinin
adayı Ronald Reagan'a oy vermesinin
nedeni, demokratlann sağcılaşması de-
ğil, aksine Reagan'ın temsil ettiği sağın
Roosevelt türü "büyük ittifaka" yakın-
laşmasıydı. Reagan, "Amerika; ^çisi. iş-
vereni, polisi, subayı ile bir butündur.
Kimse kimseden daha fazla Amerikalı
değildir" diyordu.
"Demokratlann nerede tıkandıgı"
tartışmasında yoğun olarak ön plana çı-
kan bir başka nokta Demokrat Parti'-
nin "ulusal güvenlik" politikalan oldu.
Boston Üniversitesi'nden John Silber,
geçen günlerde Wall Street Journal ga-
zetesinde yayımlanan "Bir Demokrat
Olarak" başhkh makalesinde "Biz de-
mokratlann tek ulusal güvenlik politi-
kalan cumhuriyetçiler ne yaparsa ona
muhalefet etmekten oluşuyor. Özgün bir
dnşüncemiz olmadıgını halk çabuk an-
lıyor. Eğer bir cumhuriyetçi 2 kere 2 dört
eder diyorsa bana kendimizi 'hayır beş
eder' demek zorunda bissetmekten vaz-
geçmeliyiz" diye yazdı.
Demokratlann tartıştığı bir başka
nokta, "işsizlik ve sefaletle mücadele
programlannm" aslında farkmda olma-
dan durumun daha da kötüleşmesine
hizmet edip etmediği ile ilgili. Demok-
ratlann bu konudaki programı "birisin-
den alıp ihtiyacı olana vennek" diye
özetleniyor. Bu "birisini", Amerika'da
"devlet" oluşturuyor. Demokratlar,
"pasifizmi teşvik eden bu politikalarla
acaba bağımlıugın artmasına mı yardım-
cı oluyoruz" diye soruyor.
Cumhuriyetlerin "Devlet her şeyden
elini etegini çeksin" yaklaşımı, 80'lerde
demokratlan bunun tam tersi bir nok-
taya itmiş durumdaydı. Demokratlar
şimdfbu konudaki polıtikalannı da göz-
den geçirerek "Her şeye bumunu sok-
mayan, ama yapıcı bir rol oynayan
devlet" modelini tartışıyor. Bu kapsam-
da "demokratlar iş yapamaz, bozar"
imajını da düzeltmeye çalışıyorlar. Sil-
ber, Wall Street'teki makalesinde "Ki-
şisd inisiyatifı köstekleyen degil, bunun
önünü açan olumlu ve yapıcı bir devlet
anlayıştnı eger geüştiremezsek bize bu se-
çimde de iktidar şansı yok" diyor.
Demokratlann bir başka yakınması-
nı elitin Amerikan solunu tahakkümü
altına aldığı ve bunun sonucunda libe-
rallerin sadece sosyal konulara ilgi duy-
duğu imajı yaratan "soyut" bir gündem
ortaya çıktığı iddiası oluşturuyor. Ame-
rikan duşünce dünyasımn ünlü isimlerin-
den VVilliam Buckley Jr. bunun yarattı-
ğı tepkiyi şöyle ifade ediyor:
"Harvard Üniversitesi bocalannın yö-
neteceği bir Amerika yerine Boston te-
lefon rehberindeki ilk 100 kişinin yöne-
teceği Amerika'da yaşamayı tercih ede-
rim. Demokrasi, aydınlann rejimi ele ge-
çirmesine izin vermediği için iyi bir sis-
temdir zaten."
Yarın: Camhnriyetçiler
Jelev: Türkiye
tehdit degjl
• SOFYA (AA) —
Bulgaristan Cumhurbaşkanı
Jelu Jelev; Türkiye'nin,
ülkesi için bir tehdit unsunı
oluşturmadığım söyledi.
Jelev, televizyonda yaptığı
konuşmada, Türkiye'nin
NATO üyeliğinin bu
konuda garanti
oluşturduğunu da beürterek
Balkanlar'da ikili
anlaşmalann önemi
üzerinde durdu. Yıl sonuna
kadar Romanya ve Türkiye
ile imzalanacak
anlaşmalarm Bulgaristan'ın
dış güvenliği konusunda
yeni garantiler sağlayacağını
ifade eden Jelev "Turk
tehdidi" hakkında, "bazı
çevreler, birtakım eski
önyargılan gündeme
getirerek Türk tehlikesi
spekülasyonu yaratıyorlar"
ifadesini kullandı.
Cezayirli
mülteciler
• PARİS (AA) — Cezayir
Başkam Sid Ahmed Gozali,
Fransa'da bulunan yaklaşık
bir milyon Cezayirli
mültecinin, Fransız
politikacılannm
manevralanna oyuncak
olduklannı söyledi. Gozali
Fransız televizyonuna
verdiği demeçte, "Mülteciler
politik manevralarda,
Fransız politikacılannm iç
politika savaşlannda rehine
olarak kullanılmaktadırlar"
dedi.
ABD'den
Iran'a tazminat
• LAHEY (AA) —
ABD'nin 1979 Islam
Devrimi'nden sonra
alıkoyduğu Amerikan askeri
muhimmatlan için Iran'a
278 milyon dolar tazminat
ödn**ı bildirildi. ABD'nin,
Lahey Adalet Divanı
tarafından alman karar
gereği ödemesi yapıunış
olmasına rağmen teslim
etmediği silahlann karşüığı
olarak Iran'a 278 milyon
dolar ödeyeceği cumartesi
günü açıklanmıştı.
Çin'de
hırsızlıga idam
• PEKİN (AA) — Çin'de
hırsızlıkia suçlanan 12
kişinin idam edildiği, 19
kişi hakkında da idam
cezası verildiği bildirildi.
Beijing Daily gazetesinin
haberinde, idamlann önceki
gün infaz edildiği, Pekin
ara mahkemesinin de 19
kişinin idamına karar
verdiği kaydedildi.
Togo kanşık
• LOME (AA) — Togo'da
geçen perşembe günü bir
darbe girişimi başlatan
askeri birlikler, başkent
Lome'de hükümet binasım
yeniden kuşatmaya
başladılar. Başbakan Kokou
Koffigoh'un yalun
çevresinin bildirdiğine göre
askeri birlikler daha önce
de darbe girişiminin ilk
gününden bu yana işgal
altında tuttuklan radyodan,
tüm stratejik noktalann
yeniden işgal edildiğini
açıklayan ve isteklerini
yineleyen bir bildiri
yayımladı.
Doğu Akdeniz
Tatbikatı
• tZMtR (AA) — Türk
Deniz Kuvvetleri'nin planlı
tatbikatlarmdan olan ve 26
kasımda başlayan Doğu
Akdeniz Tatbikatı'mn
birinci bölümü dün
tamamlandı. Tatbikatın
ikinci bölümünün 4 aralık
çarşamba günü
başlayacağım belirten Harp
Filosu Komutam
Tumamiral Aydan Erol,
tatbikatın bu yıl Türk
Deniz Kuvvetleri'nin yam
sıra Amerika, Fransa,
lspanya ve Italya deniz
kuvvetleri birliklerinin
kanlımı ile gerçekleştiğini,
Yunanistan'ın ise çağrılı
olduğu bu tatbikata
katılmadığım söyledi.
Tümamiral Erol, bir soruyu
cevaplandırırken de
tatbikata katılmayan
Yunanistan'ın herhangi bir
engelleme faaliyetinde
bulunmamakla birlikte
tatbikatı uzaktan izlediğini
belirtti ve "Yunanistan'ın
Kuzey Ege*de tatbikatı
izlemesi zaten onların
hakkıdır" dedi.