Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 KASIM 1991
SINEMA
KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9
Tony Richardson öldü
• Kültür Servisi —
1950'lerin sonlannda
Ingiltere'de başlayan özgür
Sinema akımının önde
gelen yönetmenlerinden
Tony Richardson, Los
Angeles'ta öldü. 63
yaşındaki lngiliz asıllı
yönetmenin AIDS'ten
öldüğu bildirildi. tlk olarak
John Osborne'un "öfke"
adlı yapıtını beyazperdeye
aktaran Richardson, 18.
yüzyıl yazarı Henry
Fielding'in ünlü "Tom
Jones" romanını da
sinemaya aktarmış, "Tom
Jones" Richardson'a En îyi |
Yönetmen Oscar'ını
getirirken En lyi Film ve
En lyi Senaryo Oscarlannı da almıştı. 1952'de sanat
yaşamına tiyatro yönetmeni olarak başlayan
Richardson'ın ünlü fılmleri arasında aynca "Bir Parraak
Bal", "Uzun Mesafe Koşucusunun Yalnızlığı", "Hafif
Suvari Alayının Hücumu", "Hamlet" ve "Joseph
Andrews" da vardı. Bir dönem Vanessa Redgrave'le evli
olan Richardson'ın son fîlmi "Mavi Gökler"de Jessica
Lange ve Tommy Lee Jones başrolleri paylamışlardı.
"Mavi Gökler"in önümüzdeki yıl gösterime girmesi
bekleniyor.
MİMARLIK
İtalyan mirnar Aıılenti Ttirldye'de
• Kültür Servisi — Paris'teki Musee d'Orsay'ın
yaratıcısı, Pompidou Çağdaş Sanat Merkezi'nin
projesinin sahibi ve uygulayıcısı ünlü İtalyan mimar Gae
Aulenti îstanbul'a geldi. Aulenti bugün sajt 15.OO'te
Tepebaşı'ndaki İtalyan Kültür Merkezi'nde 'Çağdaş
Müzecilik Mimarisi' konulu bir konferans verecek.
İtalyan Kültür Merkezi ve lstanbul Kültür ve Sanat
Vakfi'nın birlikte düzenledikleri konferans,
Ayvansaray'daki tarihi Feshane binasının, lstanbul
Büyükşehir Belediyesi Dr. Nejat Eczacıbaşı Çağdaş Sanat
Müzesi olarak kullanıma yönelik onanm ve düzenleme
çalışmaları nedeniyle gerçekleştiriliyor. Gee Aulenti 1964
yılında Milano Politeknik Üniversitesi mimarhk
bölümünü bitirdi. Dünya çapında mimarhk sahibi
Aulenti'nin projeleri arasında yerleşim alanları, ticari,
yönetim ve sergileme alanlan, aydınlatma sistemleri show
room ve tiyatro projeleri de yer alıyor. Aulenti 1990'dan
beri İtalyan meslektaşı Pierluigi Spadolini ile birlikte .
Sevil Expo 92'nin ttalyan pavyonunun projesinde
çahşıyor.
SÖYLEŞİ
Gökdelenin tepesinde edebiyat
• Kultur Servisi — Gebze Belediyesi'nin düzenlediği
'Edebiyat Etkinlikleri'nin altıncısında 'Edebiyatın
Mimarisi: Gökdelenin Tepesinde Edebiyat' başhklı söyleşi
yapılacak. Bugün, saat 15.00'te Gebze Belediyesi Meclis
Salonu'nda gerçekleştirilecek söyleşiye Feride Çiçekoğlu,
Cengiz Bektaş ve Nuh ömer Çetinay katılacaklar. Feride
Çiçekoğlu'nun 'Uçurtmayı Vurmasınlar' adlı öykü kitabı
senaryolaştınlıp filme ahnmıştı. 1988 Yunus Nadi
ödülleri Senaryo Dalı'nda 'Bahann Bittiği Yer' adlı
yapıtı ile ikinci olan Çiçekçioğlu'nin senaryosunu yazdığı
'Umuda Yolculuk' bu yıl 'En lyi Yabancı Film' Oscannı
almıştı. Söyleşinin diğer konuklanndan Cengiz Bektaş,
'Morname' adlı şiiriyle 1970 TRT Sanat Ürünleri
Yarışması'nda Şiir Başarı ödülü ve 'Mimarlıkta Eleştiri'
âdlı yapıtıyla 1968 Türk Dil Kurumu Deneme ödülü'nü
kazanmıştı. Nuh ömer Çetinay ise 'Maraş Destanı' adlı
şiiriyle 1988 Akademi Kitabevi Şiir Mansiyon ödülü'nü
almıştı. Konukların yapıtlarını da imzalayacaklan
söyleşiyi Akgün Akova yönetiyor.
DANS
\eni sezonda Türkuaz
.• Kültür Servisi — Izzet öz ve Aysun Aslan
yönetimindeki Türkuaz Modern Dans Topluluğu 1991-93
sezonunu açıyor. 25 kasım, 2 aralık, 16 aralık ve 23
arahk tarihlerinde lstanbul Devlet Tiyatrosu Taksim
Sahnesi'nde sanatseverlerin karşısına yeni gosterileriyle
çıkacak. Bunlar, Ulvi Cemal Erkin'in muziği eşliğinde
koregrafisi Dilek Evgin'e ait "Son Bakış", Egberto
Gismonti'nin müziği eşliğinde koregrafisini Aysun
Aslan'ın üstlendiği "Çeşitlemeler" ve Anugama, J. Bello,
C. Orff, M. Hoppe'un müziğiyle koregrafisi Selçuk
Borak'a ait "Mavi'nin Çağrısı". Deniz kirliliğini konu
alan "Mavinin Çağnsı" oyunundan esinlenerek bir de
çevre kampanyası başlatıyor Türkuaz. Türkuaz Modern
Dans Topluluğu'nu izlemek isteyenler, biletlerini Taksim
Sahnesi gişesi ve Vakkorama Taksim ya da Suadiye
şubelerinden temin edebilirler. Biletler, 18 kasım
pazartesi gününden itibaren satışa sunulacak.
25 yıldır NobelEdebiyat Ödülü'nü kazanan ilk kadın yazar Nadine Gordimer
Geriye dönüş olmayacakKültür Servisi — 67 yaşındaki Guney Afrikalı yazar Nadine Gordimer, son
25 yıldır Nobel Edebiyat Odulu 'nu kazanan ilk kadın yazar. "Başka
Dunyalar", "July'nin İnsanları", "Oğlumun Öykusü" adlı yapıtları dilımize
de çevrilen Gordimer'ın uç kitabı ulkesi Gıiney Afrıka'da yasaklanmıştı. 1991
Nobeli'nı aldıktan sonra Gordimer, Guney Afrıka Devlet Başkanı F.W. de
Klerk'ten bir kutlama aldu "Sizin bu olağanüstü başarımz, Guney Affika'yı
da onurlandırmaktadır..." Daha yakın zamanlara kadar, bir Guney Afrika
devlet başkamndan boyle bir ovgu düşunulemezdı bıle. Gordimer, yaklaşık 40
yıl boyunca, beyaz azmlığın Ulkedeki siyah çoğunluğu denetim altında tutup
— Bir yazar olarak, Güney Afrika'-
da çok cânlı bir konunun içindesiniz.
Zaman zaman bir nimetten çok bir yük
olarak göriindü mii bu size?
— Hayır. Anladığım kadarıyla
"apartbeid"den, ırk aynmından söz edi-
yorsunuz. Benim konum değil bu. Be-
nim konum, Güney Afrika'da yaşamak
ve orada yaşayan insanlar oldu hep.
— Edebiyat, bireyleri degiştirebiiir.
Ama sizce. kitaplanmzın ya da baska-
lannın kitaplannın Güney Afrika'da şu
sıralar meydana gelmekte olan tophım-
sal degjşme uzerinde bir etkisi oldu mn?
— Bence kitaplanmız Güney Afrika
dışındaki insanlann anlayışını etkiledi.
Bunu gündelik ajans haberleri yapamaz.
O haberlerde gümbürtüyiı, şamauyı, uç
dunımları yakalarsınız. Sonra TV baş-
ka bir konuya geçer. Roman ya da öy-
kü yazan ise kendi gözlemlerinden yoia
çıkarak, o bunalım anına uzanan yaşan-
tılan ve o insanlara daha sonra neler ola-
cağını keşfeder. Edebiyatın ele aldığı bu-
dur işte: tnsanlann hayatlan durmadan
nasıl etkilenir?
— TV ve benzeri etkenler yüzünden
okuryazar kitle gerçekten azalıyor mn?
— Doğrusu, bu konuda Güney Afri-
ka'da ilginç bir çelişkiden söz etmek ge-
reklr. Bizde TV izlenmeye başlayalı yal-
nızca 12 yıl oldu. Bu, birçok ülkeyle İcar-
şılaştınldığında gerçekten çok kısa bir
süre. Ama TV, kuskusuz dünyanın en
güçlü iletişim aracı. Bugün Güney Af-
rika'da en yoksul siyah mahallelerinde-
ki gecekondulann damlarından TV an-
tenleri vükseliyor. Bu dunımda kitaplar,
öncelikJer Ustesinde ait sıralara düşebilir.
öte yandan, gerçekten kitap okuru ol-
mayan çok insan olduğu gibi büyük bir
açlık da var. Yalnızca okuma konusun-
da daha donanımlı olmak istemekle kal-
mayan, aynı zamanda okuma olanağı da
elde etmeyi isteyen çok akıllı birçok genç
insan var. Unutmayın ki kütuphaneleı
daha yeni toparlandı. Sanınm, eğlendi-
rici popüler kitapları okumak için bek-
leyen büyük bir kalabalıktan söz edile-
bilir. Bu kitapları yayımlama ve dağıt-
ma olanaklan Güney Afrika'da henilz
yetersiz.
— Yakında siyahlann yönelebilecegi
bir toplamda beyaz bir sanatçı olarak
nasıl bir rolönüz olabilir?
— Sanınm, iki rolüm olabilir. Belki
biraz şizofrence gelebilir, ama buna ina-
nıyorum: Benim gibi düşgücüne dayalı
bir yazarm, devrime ne kadar inanırsa
BÜYÜK SORUNLAR — Nadine Gordimer, son donemde Gune> Afrika'da onem-
li degişiklikler, ama aynı /amanda çok buyuk sorunlar olduğu kamsında. Gordi-
mer, yine de meydana gelen gelişmelerden geriye donuş olamayacağını belirtiyor.
inansın, yeteneğini o devrimin hizmeti-
ne sunması gerektiğine inanmıyorum.
Üstelik ben bu devrime fazlasıyla inanı-
yorum da! Ama insan kendisine bağış-
lanmış olan en küçük bir yeteneği bile
çarpıtırsa yanhş yapmış olur, çünkü ye-
tenek, sahip olduğunuz tek seydir ve çev-
renizdeki dünyanın ele alınışında doğru
kullarulmalıdır.
Gordimer, 40 yıldır Güney Afrika'da ırkçılığa karşı
savaşım veriyordu. Bugüne kadar 3 kitabı yasaklanmıştı.
1991 Nobel Edebiyat Odülü'ne değer görüldükten sonra
Güney Afrika Devlet Başkanı'ndan bir telgraf aldı:
"Sizin bu olağanüstü başarımz, ülkemizi de
onurlandırmaktadır..."
— Yalın, süssiiz dogralar şatafatta
çarpıtlamalara yeg tutnlmalı. Böyle mi
demek istiyorsunnz?
— Evet, elbette. Gerçek birer kahra-
man olan insanları tanırna fırsatı bul-
dum. Gerçi dünyada gerçek kahraman-
lar artık pek kalmadı, ama yine de bi-
raz var. Benim tanıdıklanm kusursuz in-
bastırmasını sağlayan ırkçı yasalara meydan okumuştu. Bir yazar olarak, ırk
ayrımımn bireyler uzerindeki etkılerını kabahktan uzak, inceliklı bir biçimde
yapıtlarında ışlemış; huktimetın polıtıkalarına karşı doğrudan tavır almıştı.
Gordimer, Nobel'i aldıktan sonra ilk kez Time dergısınden Paul Gray ile
Bruce W. Nelan'ın sorulprını yanıüadı. Johannesburglu yazar, roman ve
öykulerim "politik açıklamalar" olarak gormüyor, ama kıtaplannda
politıkayı goz ardı edemedığini vurguluyor. Gordimer, yapıtlarını, ulkesindeki
önemlı değişiklıkleri, Nelson Mandela'yı antatıyor, şıddet ve toplumsal
değışme konusundaki gorüşlerıni dile getirıyor.
Şimdi üyelik kartını da taşıyorum. En
sonunda katıldım, çünkü Afrika Ulusal
Kongresi, bütünleşmek istediğim ilk si-
yasal örgüt ya da parti. Kişisel açıdan,
bir insan ve yurttaş olarak en sonunda
ait olabileceğim bir şey olduğunu hisset-
mek çok güzel.
Ama yazdıklanmla hiçbir ilgisi yok
bunun. Roman ve öykulerimi bir pro-
paganda aracı olarak kullanmam için
yapılan basküan bugüne kadar göğus-
ledim, bundan sonra boyun eğmeye hiç
niyetim yok.
— Güney Afrika'daki son gelişmeler
konusnnda ne duşünüyorsunuz?
— Çok büyük sorunlar var. Ama Nel-
son Mandela ya da Afrika Ulusal Kong-
resi'nın, izlenmesi gereken yoldan sap-
tıklanna inanmıyorum.
Nelson beni hep şaşırtmıştır. tnanıl-
maz bir adam. Hiçbirimiz o hapishane-
den sağ çıkacağını sanmıyorduk. Çıktık-
tan sonra da halkın bütün o düşkınklı-
ğı yıllannın ardından hiç kuşkusuz hak
ettiğine inandığım o müthiş canlanma
dönemini yaşadık. Ama her şeyin yolun-
da gideceğini sanacak kadar saf olamaz-
dık. Nitekim bugüne kadar her şeyin yo-
lunda gittiği söylenemez.
— Yine de omudunuzu kornyor
masunuz?
— Evet, tabii. Ashnda bugüne kadar
olup bitenlerden geriye dönuş olamaya-
cağı kanısındayım. Tabii bu demek de-
ğil ki beyaz yönetim elinden geldiğince
yerini korumaya çalışmayacak. Ama
bunca yol alındıktan sonra bu gelişme-
nin önîenebileceğini ya da geri döndü-
rülebileceğini hiç sanmıyorum. Yine de
bu gelişmenin sonuca vardırılabilmesi
konusunda önümüze daha başka sorun-
lar çıkabilir, sonın burada.
— Son donemde Güney Afrika'da
meydana gelen büyük degişiklikler, si-
zin edebiyatınızı ya da şu sıra ülkeniz-
deki edebiyatı değiştirecek mi?
— Değiştireceğini sanmıyorum. Ama
ülkemde gördüğümuz ve yazdığımız şey-
ler her zaman karmaşık olmuştur, bun-
dan sonra daha da karmaşık olacaktır.
Daha şimdiden fark ettiğim tuhaf bir
duygu var: Yeni bir ortamda kaybolma
duygusu. Kimbilir, belki de insanlar get-
tolarından kurtulduklanno'a çok şeyler
olacağını sanıyorlar, sonra gettodan
kurtulunca da bir yere ait olmadıklan
duygusuna kapıüyorlar. Irk etkeninden
uzaklaşfıkça, toplumsal suııf etkeninin
ne kadar güçlü olabileceğini görmeye
başhyoruz.
sanlar değil. Müthiş cesurlar, belki bi-
zim düşleyemeyeceğimiz kadar cesur in-
sanlar, hayat tarzlan inanılmaz ölçüde
özverili. Ama aşk hayatlannda, çocuk-
lanna ya da ana-babalarma karşı tutum-
lannda, hatta gündelik hayatlanndaki
dostluklarında her zaman birer aziz ol-
dukları söylenemez. Başka bir deyişle,
insan onlar, birçok kusurlan var ve ben-
ce bu, onlann siyasete bağlıuklannı ya
da kahramanlıklarını hiç azaltmıyor.
— Afrika Uinsal Kongresi hareketi-
ne katJdıgınızı söylediniz. Bu eyieminizi
sanat hayatınızdan ayırmanu mümkün
mü?
— Evet. Ashnda Afrika Ulusal Kong-
resi'ne yıllardır yürekten bağlıydım.
SANATKUÜSİ
Kitap neden
çalınıı?
10 kasım günu sona eren TÜYAP
lstanbul Kitap Fuan'nda yayıncılann en
çok yakındıklan şeylerden biri de kitap
calma olaylannın bu yıl daha da art-
masıydı. 150 bini aşkın kitapseverin
gezdiği fuarda kitap hırsızlığı giderek
tam bir "savaş"a döndü. Bazı yayınevi
standlannın bu yüzden 3-5 milyon lira
zararda olduğu söyleniyor. Cem Yayın-
evi'nden Öner Yağcı, hırsızlığın en aza
indirilmesi için standlarda daha fazla
görevli bulundurulduğunu vurguluyor ve
"Çalıp serbest tezgâhlarda satıyorlar"
diyor. Afa Yayınlan sahibi Atıl Ant da
çalma oranının arttığını söylüyor: "Ne-
deni, ekonomik sıkıntılar..." Remzi
Kitabevi saüş yönetmeni Ayşe Yurdakul
da Ant'ı doğruluyor: "Kitap çalanlar,
genellikle parası olmayanlar, kitap
almaya gücü yetmeyenler:
1
İletişim
Yayınlan Genel Müdüru Nihat Tuna,
aynı yorumu pekiştiriyor: "Bu olayın
insanlann yaşadığı dönemle ilgisi var.
Ahm gücünün düşükluğü buna yol
açıyorî*
Karamsar yönetmen
Fransız yönetmen
Maurice Pialat, yapıt-
lan son yülarda müza-
yede rekorlan kıran
ünlü ressam Vincent
Van Gogh'un yaşamı-
nı konu alan fılmini kı-
sa bir süre önce ta-
maınladı. Van Gogh'u
Jacques Dutronc'un
canlandırdığı fılmi gö- Jacques Dutronc
renler, Pialat'mn ol-
dukça karamsar bir ürün çıkardığını
söylüyorlar. Pialat, sinema dünyasına
adımmı atmadan önce, tam yirmi yıl ilaç
satıcüığı yapmış. Son zamanlann gözde
yönetmeni, kendisine en çok keder ve
pismanlığı yakın bulduğunu söylüyor
hep. Annesiyle babası onu elektriği ke-
sik bir evde Uç kilo patates ve bir litre
zeytinyağıyla başbaşa bırakıp terk edeli
beri bu duygulardan kurtulamamış Pi-
alat. Şimdi bazı eleştirmenler soruyor:
"Bu yüzden mi Van Gogh'un acıları üs-
tüne bir film yapmak istediniz yoksa?"
Maurice Pialat cevaphyor: "Ne müna-
sabet! Aklımın ucundan bilegeçmedi!"
İlk ve son roman
"Kırmıa Yel", "Acenta Mirza",
"Kıraleli", "Ağız Içinde Dü Gibi",
"Acı Duman", "Kollan Bağlı Doğan",
"Ay BazenMavidir"... OsmanŞahin'-
in öykü kitaplan... Bugüne kadar on se-
kiz öykusü de beyazperdeye aktanldı
Osman Şahin'in. Okurlar, Osman Şa-
hin'i, röportajlanyla da tamyorlardı.
Ama şimdi Osman Şahin ilk kez roman-
cı olarak da okurlarmın karşısında. İlk
romanın adı "Başaklar Gece Doğar".
Şahin'in bu ilk romanımn başkişisi iş-
sizliğin, yoksulluğun, topraksızhğın ta
kendisi... 1970'lerin ortalarında Çuku-
rova'da köylülerin de katılmasıyla ger-
çekleştirilen bir toprak işgalinin gerçek
^yküsünü romana dökmuş Şahin. Ama
"Başaklar Gece Doğar" bir "ilk
roman" olduğu kadar bir "son roman"
da. Neden mi? Osman Şahin "Ben bir
öykü yazanyım" diyor. "öykü bana da-
ha yatkın. Bundan sonra roman yazma-
yacağım. Bu ilk ve son romanım be-
nim..." Osman Şahin, başka roman
yazmayacak, ama öykülerini sürdüre-
cek. Önümüzdeki nisanda "Selam
Ateşleri" adlı bir öykü kitabı yayım-
I I
i
FUARI'NDA
• YENİYAPITLAR •KADIN KİTAPLIĞlKOKSATANLAR
SÖYLEŞİ VE İMZA GÜNLERİ
BUGÜN
16 Kasım Cumartesi, 16.00-19.00
SUNATANALTAY
JALESANCAK
MustafaAltıntaş'ın resim sergisi, Ortaköy'deArkeon Sanat Galerisi'nde
Türk resminin cellosu
YARIN
17 Kasım Pazar
FÜSUN ERBULAK
RAMİZE ERER
FÜSUN ÖNAL
CKK üyelerine
ücretsizdir.
Her gün: 11.00-20.00
F-M Kültür Merkezi, Ortaklar Cad. Mecidiyeköy, Tel: 167 18 14
MİNE G. SAULNIER
PARİS — Eğer resim sanatı-
nı bir senfoni orkestrası ve resim
yapıtını birer müzik aletine ben-
zetmek ukalahk sayılmazsa, bu
sanatın ustası Mustafa Altmtaş'ı
bu orkestranın çellosu ile özdeş-
leştirmek olası. Mustafa Altm-
taş, 1970 yıhndan bu yana Pa-
ris'te yaşayan bir Ttrrk ressamı.
Sanatına büyük bir tutku ile
bağlı ve sevdiği işi konusunda
engin bir kültür sahibi oluşu,
Mustafa'ya özgün ve güçlü bir
resim dili sağhyor.
Sanatçımn Arkeon Sanat Ga-
lerisi'nde sergilenen "Ingrese-
rotikamani" adını taşıyan 12
tablosunu, yapıtlar Türkiye*ye
doğru yola çıkmadan önce Pa-
ris'te görmek ayncalığını yaşa-
dım. Resim beğenisi, kanımca
kişisel bir zevk sorunudur ve
eleştiri yapmak bana düşmedi-
ği gibi yine eleştirmenlerin kişi-
sel tercihlerini yansıtan bir gö-
recelik taşır. Ama Mustafa Al-
tıntaş'ın özellikle son yıllarda
özgün bir ivme kazanan sanatı-
nı, kullanımı büyük ustahk ge-
rektirçn, ince ve kahnın sesinde
buluştuğu bir çello çalgıcıhğına
benzetmek abartılı sayıhnaz.
Mustafa Altıntaş. Arkeon'da
sergilediği 12 resimde Ingres ile
kendisini, Doğu ile Batı'yı, kla-
sik ile moderni, soğuk ile sıca-
ğı, kırmızı ile maviyi, keskin çiz-
gi ile yuvarlağı, düşsel aşk ile
cinselliği karşı karşıya ve yan ya-
na getiriyor. Erotik ile platonik
iç içe giriyorlar Altıntaş'ın tab-
lolannda.
Ressamın, "12 kez Ingres'la
ÇIPLAK, YUMUŞAK VE SEVECEN — Mustafa Altıntaş, ya-
şamının en erotik anlarım küçükken annesiyle gittiği hamamda
yaşamış: "Bir kadınlar ordusu! Çıplak, yumuşak ve sevecen!"
(Fotograf: İBRAHİM ÖĞRETMEN)
bıduşma" olarak nitelediği tab-
loları, Ingres'ın bir Türk büyü-
kelçisinin siparişi olarak yaptı-
ğı ünlü "Türk Hamamı" yapı-
tımn kahramanlarmı ana tema
alıyor.
"Ingres, benim için salt or-
yantalist bir ressam degil" diyor
Mustafa Altıntaş. "Zamanını
yenile>-en bir sanatçıydı. Yaşa-
saydı, bugun benim gibi göriır-
du gerek resmini gerek dünyuyı.
Bu sergilediğim tablolarda ben
Ingres'ı çintemanifletanıştınyo-
rum."
Çintemani, eski Çin'den Os-
v
manlı sanatına, Doğu süsleme
biçimlerinin en ilginç öğesi di-
yebiliriz. Selçuklu ve Osmanlı
çinilerinde, porselenlerinde üst
düzeye ulaşan bu güzel motif ve
özel kırmızısı, son yülarda Mus-
tafa Altıntaş'ın fırçasında yeni
anlamlar kazandı. Kimi kez bu-
lut oluyor ufkunda, kimi kez öz-
lenen bir dudak, çağıran, zevk
ve tehlike vaat eden bir tuzak ki-
mi kez.
Ingres'dan esinlendiği
"hamam" kultüru, ashnda Mus-
tafa Altıntaş'ın belleğinde derin
kökleri olan bir anılar dizisi.
Kendisine resme nasıl ve ne za-
man başladığmı sorduğumuzda,
şu yanıtı ahyoruz: "Ben aslında
resme 5 yaşına kadar hamama
gittigim için başladım. Alaşe-
bir'de 17. yüzyıldan kalma bir
hamam vardır. Orta Hamam
derter adına. Küçücüktüm. Er-
kekten saymadıklan için daha,
annem, teyzelerimle birlikte gi-
derdik oraya. Duşünebiliyor
musun? Bir kadınlar ordusu,
çıplak, yumuşak ve sevecen. Ya-
şamımın en ürpertili, en erotik,
en güzel anlannı orada, onlann
arasında yaşadım."
Sanatçımn bu heyecan biriki-
mi, Ingres'da vücut bulan bir
hamam erotizmi ile tanışınca,
sergilenen 12 tabloya dönüşüyor
işte. Çıplak kadınların arasında
dolaşan maymun, Mustafa'nın
erotizmi. Renk seçüni ise kendi-
sine güvenmeyen birinin kulla-
namayacağı bir cesaretin ürünü.
Kültür ve
yazın
• Kültür Servisi —
Türkiye Yazarlar
Sendikası'nın kış dönemi
etkinlikleri 18 kasım
pazartesi günü Beyoğlu
Karaca Tiyatro'da yer
alacak bir açıkoturumla
sürüyor. 20 Ekim seçimleri
sonrası, 'Yeni Siyasal
Donemde Kültür ve Yazın'
konulu açıkoturum saat
18.30'da başlayacak. Doğan
Hızlan'ın yöneteceği
açıkoturuma Aziz Nesin,
Sadun Aren ve Ahmet
Oktay konuşmaa olarak
katılıyor. Gecenin
davetiyeleri Akademi,
Gençlik, Der, Epsilon
kitabevleri ile Karaca
Tiyatro ve TYS
Merkezi'nden edinilebilir.
Perisi
• Kültür Servisi — Genç
Sanat Tiyatrosu, Müjdat
Gezen Sanat Merkezi'nde
iki çocuk oyunu sahneliyor.
'Yağmur Perisi' adlı müzikli
çocuk oyunu bugünden
itibaren her cumartesi saat
11.00, 13.00 ve 15.00'te
'Bizler' adh çocuk oyunu
da 30 kasım cuma
gününden itibaren yine her
cumartesi günü
sahnelenecek.
Hollanda
seramikleri
• Kültür Servisi —
Çanakkale Seramik Sanat
Galerisi'nde 15 ekimde
açılan "Çağdaş Hollanda
Seramikleri" sergisi 30
kasıma kadar uzatıldı. 15
Hollandalı seramik
sanatçısunn 67 yapıtmdan
oluşan sergi Hollanda
seramik sanatındaki son 30
yılın gelişimini gösteriyor.
Boheme
9
• Kültür Senisi — Ünlü
Romen bariton Dan Serbac
lstanbul Devlet Opera ve
Balesi'nin bugün saat
15.30'da sergileyeceği G.
Puccini'nin "La Boheme"
operasında "Marcello"
rolünü yorumlayacak. Dan
Serbac, Romanya dışında
ltalya, Fransa, BuJgaristan,
Çekoslovakya, Almanya,
fspanya, Isviçre, Avusturya,
Sovyetler Birliği, Poonya,
Yugoslavya, Iran,
Macaristan'da elliden fazla
operada baş rollerde
oynamış, Fransa, Almanya
ve Romanya'da plaklar
doldurmuştur.
Eski İBtanbul
• Körtür Servisi—
Horhor Sanat Galerisi
yanndan itibaren 8 arahğa
dek sanatseverleri eskinin
tstanbul'unda gezdirip
ressam Kâmil Aslanger'in
fırcasıyla o günleri
yaşattıracak.
UGUN
• Kadın ve Siyaset
'Kadın 91' fuannda saat
U.OO'de başlayacak 'Siyasal
Katıhm ve Kadın' başhklı
söyleşiye konuşmaa olarak
lmren Aykut katüıyor. (167
18 14)
• Kısa film Semih
Kaplanoğlu'nun 'Mobbab'
adh göstensi saat 16.00'da
Atatürk Kitaphğı'nda. (149
09 45)
• Söyleşi Müge Gürsoy,
Sevgi Şanlı, Tomris Uyar ve
Şemsa Yeğin, Kadın Eserleri
Kütüphanesi'nde Kadınlar
ve Çevre Sorunlan uzerinde
konuşacaklar. Söyleşinin
başlama saati 16.00 (523 74
08)
• Anatolia'da cumartesi
Sanat merkezinde 15.30'da
gitar ve flüt dinletisi,
17.00'de ise Emet
Değirmenci'nin dia gösterisi
var. (349 99 01)
bugün'
bilsak
16 KASIM CUMARTESİ
Rus Dili Çalışmaları
Pa/artcsı-Cuniiincsı
lü 00-12.00
Seramik Çalışmaları
KadnycE/e! AĞAOGLU
şönciımındc
Salı-Pcrşembc-Cumancsi
10.00-14.00
»İLSAK FINDIKLI
L'afe-Har-Reslaurant
Re/er\as\on:
152 38 68-152 01 30
Cafe-Foyer-Bar(Gin^)
2 ( ) 3
African Cafe-Barp Kaı)
P;ı/;ıncsıicn cigrcncıgunu
Çiiri.-Pcrş. Erkın KORAY
Cuma-Cumıs Pani
Ingreserotikamani / Mustafa
Altıntaş resim sergisi / Arkeon
Sanat Galerisi / 14 kasım - 14
aralık / TeL 159 92 57
bilsak, bir.isclvılcr rad..
soğtincı sok. 7 cihcingır
14} 28 7')-9
c
)