22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhun>eı Matbaaulık \e Cıazeteulık Turk Anonım Şırkelı adına Benn Nadı 0 Murahha' Lve Emıne U>aklıgıl 0 Genel Yayın Muduru Hasaa Omml, Vazı Işlerı Muauru Okay Gonensın 0 Hab« Merkezı Muduru Yalfin B»*er, Savfa Duzenı Yonetmenı \\ı \car 0 Temsıküer -\Nk\RA Ahme( Tsn, IZM1R Hıkmtl Çftıııka\a. "ıDANK Çtlın ^igenoghı Ekonomı Meral Tamer, Dış Haberler Ergun Bakı, Kultur CHal Uster, Yurt Haberlen Netdel Doğan. Spor Damşmanı Abdulkadir Yucelman, Dızı Yazılar Kerem Çalışkan, <\raştırma Şahın \lpa>, Duzeltme Abdullah Yazıcı 0 Koordınator 4famet Korulsan 0 Malı Işler Erol F.rkut 0 Mutıasebe Bulent Vener 0 Butçe-Planlama Sogi Osmanbeşcoğlu 0 Reklam Ajşe Torun 0 Idare Huseyin Gurer # İşletme Öader Çelik 0 Bılgı-Işlem. Nail tnal 0 Personel Sevgi Bostancıoğlu Hu-,ıir ve \avar C umhunyet Malbaacılık v? Gazetecılık TAŞ Turkacağı Cad 39 4) Cagalofelu 14'Ml* PK 246tslanbul Te! M2 0' 05 (20 hall Ttlc< 22246 Fax (1)526 60^2 0 Bumlar Ankar* Zıva Gokalp Bl> tnkılap i No ]9 4 Tel 133 II 4 M ' Tele» 42344 Fa< (4| 133 05 6' 0 Umır H Zi¥a Blv 1352 S 2 1 Tel 13 12 30 Tek« «2359 Faı lîll 19 53 60 0 U a n In.nu Cad II<1 S So ! kaı 1 Tel 19 17 52 14 hall Tdex 62155, Fax (71) 19 25 78 TAKVİM 16 KASIM 1991 Imsak- 5 17 Guneş 6.45 Öğle: 11.53 Ikındi: 14.28 Akşam: 16.52 Yatsı: 18.15 AMERtKA-TÜRKfrE 6 Eski eserde ikili anlaşma imzalanabilir9 Bush'un Kültürel Varhklar Danışma Komitesi Başkanı Jack A. Josephson, Türkiye'nin başvurması halinde tarihi eser kaçakçılığına karşı ABD-Türkiye arasında ikili anlaşma imzalanabileceğini söyledi. ÖZGEN ACAR ANKARA — ABD Başkanı George Bnak'un Kültürel Var- lıklar Danışma Komitesi Baş- kanı Jack A. Josephson Türkı- yeden Amerika'ya eski eser kacakçüığının önlenmesi ama- ayla Ankara ve Washington arasında "ikili bir u t a ş n u ı muataaabiecegiri" söyledi ve "Ycter Id Tirk htikimeti biz- dea b« korada bir istektc M u s u " dedi. ABD güm- rukleri adına John Attwood da "Tirtdye ve ABD aranda üp- kı Gteey Amerika ilkdcri Ue oldaga gibi ikili aalasma Iralanhilir" diye konuştu. Amerikan Haberler BOrosu (USIS), "SanU escrleri hırsızlığıaa karsı •icadete" konusunda uydu aracüığı Ue bir TV açıkoturu- mu düzenledi. Aynı anda An- kara ve Tel Aviv'den katılan arkeoloji profesörleri, sanatla flgüi hukukçular Washington'- daki yetkililere çeşitli sorular yönelttiler. Ankara ve Tel Aviv'deki uz- manlann sorulannı uydu ara- akğı ile Washington'dan yanıt- layan ABD gümrükleri örgütü- nün ust düzey yöneticilerinden Joha Attwood'a özellikle şu soruyu sordum: "Tirldye'dea kaçınlan eskl eaerfcri* ABD gimriiklernde •fceM» Hhaltauı kcsmlUe ön- lenmesi amacıyla tıpkı Latio Aacffkm MUdtectkri 0c imza- 'Soruuon yanıtnıa 'evet' inamyonan. Verdigi- tâz öraekkr, •«•adıiııım gö- re UNESCO sözkfmesioc im- koyaa taraflann İstemiyle yaa tanftanfau bfri^H 'bdyk Mr M k « M içta ABD'dn' is- tekte talım gerekir. Böy- le bir aalasnaıııa BiU b Bakım 12 milyon liradan başlıyor Tfeknelerin kış uykusu t \ s Aakara *e Washmgtoa arastn- da da Od tanfb bJr amafmaaiB hmi«»ı«Mi oltaıfı var mıT" Ankara'daki soruma Attwo- od'un Washington'dan gelen yanıü aynen şöyleydi: BifUı bafranuu jerek- tMW yoBtem kridnda otnru- m» katüan öteU (ABeriludı) dabs fazU bilgüe- oü«|wra nnıyoruı. Ka- Tiridye le ABD ara- Myk Mr ikiM a^a$nu inzalmaabUir." Bu yanıt üzerine ABD Baş- kanı George Bush'un Kültürel Varhklar Danışma Komitesi Başkanı Jack A. Josephson da- ha aynntüı bilgi vermek ama- ayla söz istedi ve aynen şöyle konuştu: "Şm aada, dört Laün Ame- rika iftfriaıif geka edd eser- ler içta geçcfü otaa söztBü et- Htfari2 t ü r t f aci ymMÜttannm: •ar. Budar, bn iilkeierin her bki tarafudaa ayn ayn talep tMmlştk. Kanda ile de ikili bir adafina Için göröfMkte- yix. Aaökk heattz dafem onay- •*•—•tftu. Ba haknk yoOa- rudan: Y« bofldHaalaşma y« da biziın Kültiirel Koruu Ya- auuz Tiirkiye Ounbviyeti içta *t •ygBbmabffir. Yeter kd, bcr fcyia bayuda, bo iatek oa- tar*a« gelsin." Oturumu izleyen Anıtlar ve Müzeler Gend Müdürlügü yet- kilileri Washington'dan gelen bu "yeşü ışık " uzerine Turki- ye ile ABD arasında imzalana- bilecek bir anlasmanın hazırhk- lanna hemen baslanması gerek- tiğini söylediler. Ataköy Marinası denizde 700, karada 50 tekneyi barındırabilecek kapasitede. Kalamış'taki Amiral Fahri Korutürk Yat Limanı ise denizde 2 bin, karada 180 tekne ile "en büyük". Teknelerin fiberglas, abşap ya da metal oluşuna ve uzonluğuna göre kira ve bakım fıyaüarı degişiyor. (Fotograf: SERDAR AKİNAN) da SERDAR AKİNAN SUAT KOZLUKLU "Kış" keümesi sizde neyi çağ- nştıyor? Lapa lapa kar? Yoksa yerin göğun bir olduğu o donuk gri renk mi? Ya da kuçuk bir ço- cuğun ıhk nefesınin bahçeye ba- kan soğuk cama buğu olarak yapışması mı? Milyarlık bir gü- zelin milyonları bulan "kış oykun" desek? Evet, bazılan için tstanbul'da kış aylan mil- yarlık teknelerinin kızağa çeki- lip milyonları bulan bakımları- nın yapılması demek. Bir bakı- ma kaçırulmaz olan bu "güzel- Hk nykusu"nun faturası en az 12 milyon lıra cıvarmda. Türkiye'nin tek S altın çıpalı marinası olan Ataköy ve Istan- bul'un en büyük marinası Kala- mış, bu teknelerin her türlü ba- kimlannın yapıldığı yegâne yer- ler. Ataköy Marinası ile Kala- mış'taki Amiral Fahri Korutiirk yat limanının yetkilileri bir tek- neye kış aylannda neler yaptık- lannı ve bu "guzellik uykusu" nun, sahiplerine kaça patladığı- m anlattılar. Avrupa standartlannda hiz- met veren Ataköy Marinası'nın İşletme Şefi Muhteşem Guner, marinalannın denizde 700, ka- rada 50 tekneyi ağırlayabilecek kapasitede olduğunu anlatarak söze başlıyor. Ozelükle ahşap teknelerde vefiberglastekneler- de sezon öncesi bakımın gerek- li olduğunu söyleyen Muhteşem Giıner şunlan anlatıyor: "Kekamoz dediğimiz kabuk- çakbv vmrdır ve tekoeniıı alünı kaptar. Bonlann temklenmesi ve motor bakımı için tekne 100 tona kaMınna kapasttei özd Hft dcnen araclarU sudaa tam em- •ryetb çtkartıhr. Yaklaşık 2 bin atmosfer basınçlı sayta yıkaaır. Ardından kekamozlar raspa ile lemlzlemir. Tekne iki gttn knrn- nıaya bıraküır ve zunparalanır. Ba işleınler astar boya ve macun öacoi yapılmaa şart olan nıtln Ifierdir. Ea son zekkti boya aü- hr. Abf^iarda 15 gi> lürea bı teniztik işi fiberlerde 4 güade kaledlebflir. Lift işlemi ve 6 «y- bk kira 13 mflyon dvarnda. Ş«- yet boya, macun, sa, dektrik, motor bakımı, t«««rtT bizdea istcairse fatnra 130 mflyonu bo- labinr. Aacak ftyatlanmız diin- va staadartlanna göre •cnzdnr." Her hizmet yapılıyor Ornek olarak tngiltere'nin Brighton marinasuun 1989 yılm- da 8 metrelik bir tekneden 1 yü- lık baglama parası olarak 3497 Alman Markı aldığım söyleyen Mnhteşem Guner, "Aynı kalite- tt hizmet verememize karşın o yi bizüü fiyatanız 1894 markö" diyor. Bu arada denizde 2 bin, ka- rada 180 tekne Ue "en büytk" olan Kalamış'taki Amiral Fahri Korutürk yat limanı çekek saha- sı teknik sorumlusu Serdar Ken- teroihı da -limana geka tdne- ye palaınar hizmeti dahfl her tirli konaklama hlzmetini ve bmkuunı verebitecek kapasite- deyiz. Tarifemizi günlük mark izerindea bdrttyoraz" diye an- laüyor. Kadrolu 6, taşeron 60-70 kişi cahştırdıklannı söyleyen Kenteroğlu, "Mırt aisaa ve ma- yn aylan çckek obuBk en vofnıı aTtarunız. Tetoe aahipkri bn stt- re içmde gereldi bakıstı yapünr- k n bize beffi bir Idra ödüyortar. Bn da örnetin 25 metrelik bir tdnede 6 ay 32 milyon lira ri- vmrmda. Bo tekneve kaktıfı sü- re boynaca elektrik ve sn veriliyor" diyerek kendilerinin de en az Ataköy marinası kadar emniyetli olduğunu belirtiyor. Özürlü milli atlet Yavuz Şap,New York maratonunda da birinci oldu Koltuk değneğiyle 3 kıtada koştıı"Bir yılda 3 kıtada koştum" diyen Yavuz Şap, "Bugüne kadar 2<ynin üzerinde yarı maratona katılmıştım. Bu yıl Avustralya'nın Sidney, Avusturya'nın Viyana ve Amerika'nın New York maratonlarına katıldım. Amacım S kıtayı tamamlamak" diye konuşuyor. ADNAN BAŞTOPÇU BURSA — Yavuz Şap, özürlü milli atlet. 3 kıtada 20'nin üzerinde yan ma- ratonda koştu. !lk kez New York ma- ratonunda 42 kilometre 200 metrelik tam maratona katılan Şap, burada da 50 özürlü atlet arasında birinci olmayı başardı. Yanş sonrası Türkiye'ye dönüşünde Bursa Garajı'nda Lyon fatihi Trabzon- spor gibi davul-zuma ile karşüanan Ya- vuz Şap, arabalanndan yarı bellerine kadar sarkarak 'Türkiye'nin gmrara Yavaz Şap' diye bağıran hemşerilerinin ohışturduğu konvoyun başında, Gursu Belediye Başkanı Ferruh Kaya'mn ma- kam arabasıyla evine gitti. Bursa Ga- rajı'nda olduğu gibi Gürsu'da da kala- balık bir grup tarafmdan karşüanan Yavuz Şap, omuzlarda ilçe turu atar- ken kupa gibi havaya kaldırdığı koltuk değnekleri ile kendisine sevgi gösterisin- de bulunan vatandaşlan selamladı. Bugüne kadar koştuğu hiçbir mara- tonda ikinci olmayan Şap, New York maratonu ve bundan sonraki amaçlan ile ilgüi sorulanmıza şu karşıhklan verdi: —Bildigim kadanyla ilk kez tam ma- raton kostun. Zor olmadı mı? —Olmaz mı? Çok zor oldu. Yanştan sonra 2 gün yataktan kalkmadım. 2. günün sonunda sürünerek kalktım. El- lerim tutmuyordu. lnanmazsınız. Ama sonradan kendime geldim. Şimdi gayet iyiyün. Bize yangı anlatır nusın? —Olağanüstü güzel bir organizasyon- du. Amerika dışından kaülan tüm özür- lü atletlerin bir damşmanı vardı. Be- nimki de Müslüman bir Amerikaü, zen- ci çocuktu. Startla birlikte Meksikalı ra- YAVUZ ŞAP — Ozürsüz insanlara bir mesaj verebildiğimi sanmıyorum. Ben 5 kıtada koşmayı amaçlıyonım, insanlar evlerinin çevresinde bile koşmuyorlar. kibim fırtına gibi gitti. Çok hızlıydı. Tahmin ediyorum 3. kilometrede fark yaptı. Ben Meksikalı rakibimi 12. kilo- metrede yakaladım. Bitmiş bir haldey- di. Sonradan öğrendim ki yanşı bırak- mış. Zaten 70 bin kişinin katıldığı ma- ratonda tam 50 özürlü vardı. Çogu bi- tirememiş. Ben de 35. kilometrede çok zorlandım. Bir ara bırakmayı bile du- şündüm. Ama mıhmandanm zencı ço- cuk moral verdi. Yanş bittıkten sonra bu çocuktan derecemi öğrendim. Bana 6 saat, 47 dakika ve 27 saniyede bitir- diğimi söyledi. Ama bu kesin olmaya- bilir. Resmi dereceler herkesin adresle- rine postalanacak. —Tüm yartşlara kendi olanaklannla katüıyorsun degil mi? —Tabii, tabii kendi olanaklanmla. Ama ailemin beni Avustralya'ya, Ame- rika'ya göndermesi parasal açıdan ola- naksız. Ben girişkemiğimle bazı insan- lann yardımım istiyorum. özürlü Spor- cular Federasyonu bana ve benim gibi- lere vermiş olduğu sözlerin hiçbirini ye- rine getirmedi. Orneğin bu yarışta da Amerikan Hava Yollan'nın (TWA) Türkiye müdürü uçak bileti parasmı ce- binden verdi. Bu olanaklan daha ne ka- dar zorlayacağım bilemiyorum. —Daha önce hangi önemli yanşlarda koşmuştuo? —Bir yılda 3 kıtada koştum. Bugüne kadar 20'nin üzerinde yan maratona katılmıştım. Bu yıl Avustralya'mn Sid- ney, Avusturya'nın Viyana ve Ameri- ka'nın New York maratonlanna katıl- dım. 1990' da yine Avustralya'nın Mel- bourne maratonunda koşmuştum. —Daha ne kadar koşmayı amaçüyor- sun? —Size daha önce söylemiştim. Amacmı 5-kıtayı tamamlamak. Koşmadığım kı- ta kalmayacak. Afrika'da Kenya ya da Tanzanya'da koşu yapılıyor. Bir de Fas'ta olabüir. Asya'da da Japonya- Tokyo maratonu olabilir. Malezya'yı da düşünüyonım. —Peki Spor Bakanlıgı var, Atletizm Federasyonu var. Özürlü Sporcolar Fe- derasyonu var. Bunlann Ogisiznfini na- sıl yonımluyorsnn? —Onu kendilerine sormak gerek. Ar- tık devletin devletliğuıi yapmasım bek- liyoruz. Bu benim kişisel ısteğim değil. Benim dunımunda olup da yardıma ih- tiyaç duyan insanlar mutlaka vardır. —Yavuz, bir söyleşimizde «marmnı se- nin duramnDdaki usanlara mesaj ver- mek oMngnnıı söyleniştin. Ne oMn? Bu koMda berhangi bir kıptrdauna se- ziyor mnsnn? —Maalesef yok. Bırakın özürlüleri, özürsüz insanlara da bir mesaj verebil- diğimi sanmıyorum. Ben 5 kıtada koş- mayı kendime amaç edinirken insanlar evlerinin çevresinde bile koşmaya üşe- niyorlar. Aslmda bu konuda insanlan da suçlamamak gerek. Herkes işinde gücünde, yaşam kavgasmda... ÖNLEM ALMAK GEREKİYOR 3 yaşından büyük haııısi biılmak zor SALİM SÜRMELt SAMSUN — Hamsinin vak- ti geliyor. Yakında ağlar denize atüacak. Bilim adamlan, alına- cak bazı acil tedbirler ile önü- müzdekı birkaç yıl içerisinde Karadeniz'deki hamsi veriminin artınlabileceğini ifade ettiler. Bugünkü noktaya cinsel ol- gunluğa erişmeden, bir kez ol- sun üreme şansı tanınmayan bamsinin aşın avlanması netice- sinde gelındiğini vurgulayan bi- lim adamlan, bakanlık sirküle- rinde ortalama dokuz santim belirlenen hamsi boyunun da 11-11.5 santim olmasını talep et- tiklerini bildirdiler. 1984 y.undan bu yana hamsi balığı üzerinde çeşitli ülkelerde yaptığı çahşmalar ve bu yönde hazırladığı raporlar ile tanınan 19 Mayıs Üniversitesi Sinop Su Ürünleri Yüksek Okulu Araştır- ma Görevlisi Yardımcı Doç. Dr. Emin özdamar, Karadeniz'de 1986-87 hamsilerinin artık kal- rpjjriıgını ifade ederek, "O taam- sfler yok, onlar oldu arûk. Fab- rBuüann kapıianna hamsi kam- yoalan yığıidıgı zaman karşı çıktık. Yapmayın, bir kez cinsel özgurtnk tanıym dedik. olmadı. Ve bn hale gelindi. Hamsinin kendini yenilemesi o denM kolay degil" dedi. Bir hamsi balığımn yılda 20-40 bin arasında yumurta döktüğU ve bu yumurtalann ya- şama şansının düşük olduğunu söyleyen Özdamar, hamsinin dört yıl ömrü olmasına karşın yaklaşık son yedi yıldan bu ya- na üç yaşından büyüğüne rast- lamadıklanm ifade etti. özdamar, "Hamsi, kesinlikk bir yaşuu geçecek. Bu haziran- da yumurtadan çıkmışsa bir sonraki yazı görecek. Ondan sonra kış geldiginde biz bum alaragif Yani bir yaşını aşmts olacak boyda 10^ santbne gele- cck, iremesini yapacak. Buun da bir bölimn tntulacak, bir lasmı sonraki yüa garkacak. Biz ne yaptık? Tonlarca hamsiyi av- ladık. Dört yıl önce 350 bin to- na çıktık; öBceki ve gecen ydlar- da da bn nüktann çok az oranı tntnJds deniyor, ama resmi bir rakam yok" diye konuştu. Bazı uzun vadeli önlemleri bulunduğunu, bunlann acilen uygulamaya konulması halinde hamsinin gelecek birkaç yıl içe- risinde veriminin artınlabilece- ğini belirten özdamar, en başta Karadeniz'de tekne sayısının ke- sinlikle sınırlandınlması, kıyı şe- ridinde bulunan balık unu fab- rikaları sayısının azaltılarak kontrol altında tutulması ve yu- murta bırakmamıs, üremesini tamamlamamış balığm kesinlik- le avlanmaması olduğunu söyledi. Sinop Su Ürünleri Yuksek Okulu Araştırma Görevlisi Yar- dımcı Doç. Emin özdamar, Cumhuriyet muhabirine yaptığı açıklamasında şu görüşlere yer veTdi: "Şune kesbüikle beurlemek huun: Bir kez Karadeniz'de kaç teknenin hama avfaunas gereki- yor. Bakkal dnkkanı acmak için büe bir çok yerden Lrin gereki- yor, ama Karadeaiz'de böyle bir olay yok. Parası olan herkes bu isi yapıyor. Bnna kesinl&le bir set koymak, bir kez Usans oia- yına geçmek gerekir. Gecea yüa göre bahk biraz ar- taMHr, ama mmnt vermiyor. Bo- •n için bazı önlemlerin ahnma- u şart 7»mmwunO»l denflenkre ayusaydı bogün böyie vabim bir durnm yasamayacaktık. Hamsi 20-40 bin aras her yıl ynmnrta bırakıyor, ama bunlann hayat- ta kalma oranı düşük." Akdeniz'de karîdes yok oluyor ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafmdan hazırlanan raporda, deniz canhları için "hastalık içeren atıkların" çok tehlikeli olduğu belirtildi. ADANA (Cumhuriyet Güney İBeri Burosu) — ODTU Erdem- li Deniz Bilimlen Enstitüsü ta- rafından hazırlanan bir rapor- da "Akdeniz'deki barbun ve karidesin yok olma noktasına geldiği" vurgulandı. Enstitu'de görevli Prof. Dr. bkay Salihog- hı tarafmdan yapılan araştırma- da, midye ve ıstiridye gibi deniz canlılarımn da "hastalık içeren atıklar"m tehdidı altında oldu- ğu belirtildi. Marmara'mn "en kirti", Ka- radeniz'in "oldukça" ve Akde- niz'in ise "hfllâ biraz ak" oldu- ğunu belirleyen ODTU Deniz Bilimlen Enstitusu'nun araştır- ması, denizlerimizdeki yaşamla ilgib "karamsar tablolar" orta- ya koyuyor. Prof. Dr. llkay Sa- lihoğlu'nun Akdeniz'deki canlı yaşama ilişkin çalışmalannda şu veriler elde edilmiş: "Akdeniz, diğer iki denize kı- yasla en az kirii bölge olmakla birlikte balık ureme ve >aşamı genellikle tatlısu girdisinin çok sınırlı olduğu bolgelerde kı\ı kuşagına yakın aianlarda oldu- ğundan: bu bolgelerin evsel ve sanayi atıksulanyla kirlenmesi, aşın ve kacak avlanma, son 10 yılda barbun ve karidesi yok ol- ma noktasına getirmiştir." 1986 yılı ıstatıstiklerine gore Türkiye'nin yılhk deniz üretimı- nın 550 bin ton olduğunu ve bu- nun yuzde 82'sının Karadeniz'- den karşılandığını bildiren Prof Dr. llkay Saühoğlu, iıretim alanlarının alt sularında "orga- nik madde kirlenmesinden kay- naklanan aşın oksijen tüketimi- nin *arlığı"na dikkat cekerek şu sonuçlara ulaşıyor: "L'retim yapılan ortamın aşı- n kirlenmeye bağlı olarak eko- lojik dengesinin bozulması, ba- lık ve diğer deniz urunlerinin ya- şamasını guçleştinniştir. Eldeki istatistiksel değerler ve nufus ar- tış oranlanna gore yapılan pro- jeksiyonlarda. 2000 yılında Turkiye'de duyulacak bahk üre- tim talebinin 1987-88 dönemin- dekinio iki katına ulaşacağı an- laşılmaktadır." Bebek ölümünde egitimin rolti • ADANA (Cumhuriyet Güacy İBeri Börosa) — ÇÜ'de çarşamba günü başlayan "35. Milli Pediatri Kongresi" dün sona erdi. Çocuk sağhğı ve hastahklan uzmanlan, kongrenin son gününde de ülkemizde binde 59 gibi oldukça yüksek görülen bebek ölüm oranı üzerinde durdular. Yeterli ya da hiç eğitim görmemiş anne bebeklerindeki ölüm hızının eğitimli anneye oranla daha yüksek olduğu bildirildi. 18 yaşmdan küçük ve 35 yaşından büyük annelerin yaptığı doğumlann yüzde 20*sinin ölüm riski taşıdığı açıklandı. Su yapılan mtizesi • ANTAIİ'A (AA) — Antalya'da "Antalya tarihi su yapılan müzesi" kurulacağı bildirildi. DSİ Antalya 13. Bölge Müdürü Selcuk Amk, antik kentlerdeki su yapılannm mühendislik yönlerinin sergileneceği bir müze kurulmasım planladıklanm ve genel müdürlükten olumlu yanıt aldıklanm anlattı. Amk, konuya Antalya Valisi Saf fet Ankan Bedük'ün ve Antalya Müzesi Mudürlüğü'nün de olumlu yaklaştıklanm ve destek olduklanm bildirdi. 'Altın Güneş9 ödülü • ANTALYA (AA) — Turizm Bakanlığı'mn en büyük ödülü 'Altm Güneş', 'En lyi tşletmeci' rialında, Antalya Marina Hotel'e verildi. Antalya Marina Hotel'de düzenlenen törende, Turizm Bakanlığı'mn 'Altın Güneş' ödülu ve beratı, Turizm Müdürü Cemal Dilmen tarafmdan, Marina Hotel Genel Müdünı Murat Süğlün'e verildi. Bu yıl 'En lyi tşletmeci' seçilen ve ödüle değer bulunan Marina Hotel, eski Türk evlerinin restorasyonu ile otel haline dönustürulmuştü. Darüşşafaka nıezunları • Haber Merkezi — Darüşşafakahlar Derneği önümüzdeki sah günü Darüşşafaka Lisesi mezunlannı bir araya getiriyor. Kuruceşme Divan Tesisleri'nde verilecek kokteylle bu mevsimin etkinliklerine başlayan dernek yıl içinde yemekli sohbet toplanulan ve çeşitli kültür-sanat etkinlikleri de düzenlenecek. Zeus Sunağı iade edikin mi? • Kültür Servisi — Bergama Zeus Sunağı'nın Türkiye'ye iadesi konulu söyleşi, dün Mülkiyeliler Birliği'nin lokalinde yapıldı. Söyleşiye konuşmacı olarak katılan Bergama Belediye Başkanı Sefa Taskın, "Sunağın iadesi konusunda yürütülen kampanyada devlet ve halktan şikâyetçi değilim. Konunun uzmam bilim çevrelerinde birkaç istisna dışında ölum sessizliği var. Sırça köşkte bilim adamlığı olmaz. 2 yıldır çıt çıkmıyor" dedi. Gazetecı-yazar özgen Acar ise "Zeus Sunağı'mn geri gelmesine karşıyım. Biz Turkler bugün dahi tarihi, kültürel mirasa sahip çıkmadık. Biz hovarda bir mirasçıyız. Eğer söz konusu yapı o gun gitmeseydi ne olacaktı? Belki bir eve yapı taşı olacaktı" diye konuştu. Tümörlerde hızh tedavi • ANKARA (AA) — Tumörlü hastalann tedavisinde kullanılan "aneriel infusion ve izole perfüzyon" yöntemi Ue ilaç doğrudan tumörlü bölgeye verilerek daha kısa zamanda sonuç alımyor ve hastanın daha az yıpranması sağlamyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nce düzenlenen "Loko-Regional Kanser Tfedavisi" konulu konferansta konuşan Alman Dr. Karl Reinhard Aigner yöntem hakkında bilgi verdi. Yöntemin ilk uygulayıalanndan olan Aigner, cerrahı müdahalenin yapılamadığı tümörlerde, direkt tümörün bulunduğu yere giden atardamara ilaç verildiğini ve o bölgenin diğer yerlerden izole edilerek tedavi edildiğini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle