Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/16 16 KASIM 1991
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN
Çevre Bakanhğı Meteoroloji
Işleri Genel Mûdûrlûğû'nden
alınan bilgiye göre bûtün
bölgeler açık geçecek. Mar-
mara ile yurdun iç ve doğu
tesimlerinde sabah saatle-
rindeyeryeryoğunsis gö-
rûlecek. HAVA SICAKLlGl:
önemli bir deöişiklik olma-
yacak. RÜZGAR: Güney ve
batı yönlerden hafif, ara sı-
ra orta kuvvette esecek. De-
nizlerde, gûnbaüsı ve lodos-
Mapazar
Aıfcyaran
Atyor
Afrı
Anfcara
Affi*ya
Aıttya
A 26° 12° Otyartatar
S T7° 8°E*ı»
A 21» 9°Erancan
S 17*-T° Eraınm
A 13°-4° EsfcpNr
S ttf 1°6aaanlap
A 26° 16° öresur
20° 3°Mnsa
14° 8°K.Mn$
«•-1° Mmin
A 2S° 9°GümüşhaneA
tan 3-5 kuvvetinde, saatte 10-21 deniz mili hda
esecek. Van Gölü'nde hava açık geçecek. Rûz-
gâr güney ve batı yönlerden orta kuvvette esip,
görüş uzakjığı 5-10 km. dolayında olacak.
HngM
BHs
Bokj
Butsa
ÇanaMoıe
Çorum
Denid
A M° 7°Hal*Jri
A 24° 9°bpam
S 19° 3°ls&nbul
S W° 4°bmir
S
A
S
S
A
A
A 18° 3°Kasamontı S
S 18° 0°Kjywri
S 19° 4°Krttani
S 18° 7°Koı*i
S M° 2°Kût*ja
S 21° 7°Matatya
j
1S°-1° Muş
22° 5°NİJde
18°10°0n)u
14° CPFfa
14° PSamsun
19°-1° Sirt
16°10°Sino(i
20°10°S«as
15°-3° THontaJ
14° <FJnbam
18°-4°lınc»*
14° 7°Uş*
IP-f» V»
18° -1° Ysgat
14° 6°Zonguldak
A 20° 9°
A 23° 7°
A 24° 13°
A 22° 4°
S 12° 1°
A 16° 0°
A 18° 10°
A 18° 10°
A 18° 10°
A 18° 7°
B 17° 11°
S 13°-3°
S 16° 8°
A 18° 10°
S 12° 2°
A 19° 3°
A 14° 1°
A 14°-1°
B ie° 9°
açık buıuOu •yjjmuriu *"** B-bukıtlu Saslı Y-yaffmurlu
•• ı lon
Helsınki J
Leningrad
Kahıre •
DÜNYA'DA BUGÜN
AmsHfCöm Y 7°
Amman A 27°
Afta B 21°
A 29°
Y 17°
B KP
Lmngrad
Londra
Basd
Bftitad
Cmvn
Cta»ir
Odde
Duba
FfinMtvt
17°
7°
w°
T
12°
9°
Mbro
McMaal
Mosteva
Krfat
Kopntag
»kı
B 17°
A 28°
A 30°
Y 9°
A 24»
Y 8°
A 28°
Y 8°
Y 10°
A 22°
Y 8°
Y 7°
Y 13»
Y 12°
6 8°
Y 7"
8 1°
B 9°
Y 7°
A 29°
Y 18°
Y 12°
A 28°
Vus
Y 11°
Y 12°
Y 7°
Y 8°
Osto
Rona
sr
Zûıtı
BULMACA
SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4
1/ Bir çeşit çok ince
dantela. 2/ Gözleri
görmeyen... Üzerin-
de deney yapılan
kimse ya da şey. 3/
Rivayet eden, söyle-
yen... Avrupa'da bir
başkent. 4/ Kibarca
olmayan, bayağı. 5/
Düzyazı... Samar-
yum elementinin
simgesi. 6/ Kadınlar
hamamında hizmet
eden ve müşterileri
yıkayan kadın. 7/
Lenf düğümleri yan-
gısı... Bir nota. 8/ Başıboş gezen hay-
van sürüsü... Arap abecesinde bir
harf. 9/ Birbirinin aynı olan ya da
birbirine çok benzeyen iki şeyden her
biri... Iplik sanayisinde, üzerine ip-
lik sarılan küçük karton bobin.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ TropikaJ bölgelerde yetişen ve kö-
kündeki yumrulardan ararot adlı un
elde edilen bir kamış çeşidi. 2/ Din
adamlannın başlarına giydikleri ve
simgeleri sayılan başlık... Göğüs. 3/ Gökküreyi gösteren araç.
4/ Istenüen nitelikleri taşıyan... Havadaki su buharı. 5/ "— düş-
tüğü yeri yakar/Değme dalda giil mü biter" (Karacaoğlan)...
Öküzgözii de denilen, papatyayı andırır bir çiçek. 6/ Sıvı duru-
muna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanı-
lan element... Bir hayvan. 7/ Aralarındaki akrabalık ilişkileri
nedeniyle yasalar ya da gelenekler tarafından evlenmeleri ya-
saklanan kişiler arasındaki cinsel ilişki... Bir gösterme sıfatı. 8/
Türlü metallerden yapılmış ince uzun nesne... Afrika'da bir ül-
ke. 9/ Damızlık erkek koyun... Tırpana balığına verilen bir başka
ad.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Dürrüşehvar'm izdivacı
16 KASIM 1931
12 teşrinisanı tarihli Taymis
gazetesi yazıyor: Bugün
islâm âleminde beynelmilel
bir ehemmiyet ve alâkası
olan iki izdivaç vuku
bulacaktır. Haydırabat
Nizami'nin Veliahtı Azam
Cah, sakıt halife
Abdülmecid'in kızı
Dürrüşehvar ile izdivaç edecektir. Azam Cah'ın küçük
biraderi Muazzam Cah dahi Prenses Nilüfer ile izdivaç
edecektir. Prenses Nilüfer, Sultan Murat, Abdülmecit,
Reşat ve Vahidettin'in yeğeninin yeğenidir.
tuuo
Mırailyı liminmm btr pxt bi
ukhıımhKİe şmrkı sojteyip dtns
« htrkM ktndirtnt
F k H i } E
^^B dlyoc. ^
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Koalisyon hükümeti
16 KASIM 1961
lsmet Inönü'nün Başbakanlığında bir koalisyon
hükümetinin teşekkülü tahakkuk etmiş bulunmaktadır.
Bu neticeye gelinciye kadar geçirilen safhalar çok çetin
olmuş YTP lilerin bütünü ile müfrit tutumu, AP lilerin
ikiye bölünmesi ve CKMP lilerin her iki parti mensupları
arasındaki menfi propagandaları ile kendi partilerini
takviye edecekleri söylentileri bir koalisyon hükümeti
teşekkülünu geç bırakmıya sebebiyet vermiştir.
Dün AP Grupunda konuşan 45 hatibin görüşleri
bugünkü Meclis Grupu oylamasına ışık tutacağından,
toplantı ilgi ile beklenmekteydi. Bu heyecan içinde
sabahın çok erken saatlerinde MecLs koridorlan yalnız
AP lilerin değil, diğer parti mensuplannın da hücumuna
uğramış ve oylamaya menfi veya müspet istikamette tesir
gösterecek kulis faaliyetlerine başlanmıştı.
Tam saat 10 da AP Meclis Grupu toplantısına başladı.
Başkanlıkta Muhittin Güven yer almıştı. Ilk sözü Genel
Başkan Gümüşpala aldı. Gümüşpala biraz sonra herkesirı
oy kullanacağını, memleketin iç ve dış siyasetinin
düzelmesinde bu oyların tesiri olacağını, bu sebeple oylar
kullanıhrken, memleket sevgisinin, vicdan ve kanaatların
müstakil oylar olarak bu tarihi vazifede ortaya konması
gerektiğini ifade etti ve bilâhare oylama başladı.
Oya verilecek önergenin altında 22 milletvekili ve senatör
imzası bulunmaktaydı. Mahiyeti ise şu idi:
"lsmet Inönü'nün başkanlığında koalisyon hükümetinin
teşkilini teklif ediyoruz."
Oylama başladı. Ancak bu oylama başkanlığın bulduğu
yeni bir usule göre yapıhyordu. Grup toplantılarının tabi
olacağı usul, Meclis iç tüzüğündeki sarih hükümlerle
tesbit edilmişti. Buna göre evvelâ yoklama yapılacak,
isimler okundukça oylar atılacak, bir tasnif heyeti
seçilecek ve tasnif sonunda oy sayısı ile grup üyeleri
sayısı birbirini tutacak ve bu durum bir zabıtla da tescil
edilecekti. AP Grupundaki yoklama ise hiç bir yerde
rastlanmıyan şekildeydi.
Bir odacının eline büyük bir sepet verilmiş ve grupta
bulunanlar arasında dolaştırılmağa başlanmıştı. Her
gelen, sepete oy atıyor ve sepet başında toplanan
kalabahğın ne yaptığı da pek belli olmuyordu. Herkes
oyunu attıktan sonra tasnife geçildi ve neticede sepetten
89 hayır, 87 evet, 14 çekimser çıktı.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Flört fahişelik mi?
16 KASIM 1990
Aileden sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek, "Flörtün
fahişelikten ne farkı var" şeklındeki değerlendirmesine
gelen tepkilere verdiği yanıtta, "llişkinin elli çeşidi, elli
derecesi var. Soru öbür türlü anlama geliyor. Onun
ötesinde ne fark varsa herkes kendi telakki etsin, çünkü
herkesin anlaşıhyor ki evlilik konusunda farklı telakkileri
var" dedi. "Flört nerede başlıyor, nerede bitiyor"
şeklinde soran Çiçek, "Bundan anlaşılan tanıma ise biz
buna zaten bir şey demiyoruz. Denemekten kastımz
nedir?" diye konuştu.
DÜZELTME
• 12 kasım günkü gazetemizde yer alan Ahmed Arif'in
anma toplantısı ile ilgili haberde, şair Ömer Nida'nın
çıkan tartışma sırasında şair-yazar Afşar Timuçin'e
küfür ettiği belirtilmişti. ömer Nida, Timuçin'e küfür
etmediğini, tepkisini uygarca düe getirdiğini belirterek
"HCT yazara olduğu gibi Sayın Afşar Timuçin'e de
saygım vardır. Küfür etmedim" dedi.
TARTISMA
Dalyan ve "Yumuşalt
Turizm Bakanhğı bir yandan eski ve yeni "Turizm Master
Planlan"nda çevre faktörünü ciddiyetle uygularken diğer yandan
"yumuşak turizm" kavram ve kriterlerinin oluşmasında samimi bir
şekilde yardımcı olursa, ülkemizde turizm, yıkıcı değil yapıcı ve
yararlı sanayi haline gelecektir.
aldığı ortamı oldukça da hızlı bir süreçte
yok eden, sosyal ve ekonomik yapıyı olum-
suz yönde etkileyerek kültürel değerlerin
kaybına yolaçan bir turizm bir süre sonra
ülke çapında kendisini tüketmeye başlaya-
caktır.
Bu açıklamalardan sonra Dalyan'da bu-
lunan herkesin adeta olduğu tek nokta
Dalyan'da turizmi geliştirmek, ama aynı
zamanda çevreyi korumak gibi gözüküyor-
du. Bu bakımdan Strelo'nun girişimi bu
düşüncelerde olduklannı belirten insanla-
nn bir araya toplanmasını sağladıgı için
olumlu olarak degerlendirilmelidir. Bir yer-
de bir konuyu ilk olarak ele alan kişileri,
genellikle her türlü eleştiriye maruz kala-
caklan için şanssız sayabiliriz. Bu nedenle
bu kişilerin yapüklan işi, amaçlannı çok iyi
tanımlamalan gerekir. Yoksa Dalyan'da
olduğu gibi hemen hemen herkesin hayal
kınklığına uğraması kacınılmazdır.
Strelo'nun çıkış noktası "yumuşak tu-
rizm" oldu. Ancak bu konunun yeni olması
ve bütün açıkhğı ile belırlenmemiş olması,
ya da belirlenmiş olan şartlannın bile bu
acente tarafından yerine getirilmemesi Dal-
yan'da "yumuşak turizm" olayımn gerçek-
leştirilmediğini ortaya koydu. Çünkü
"yumuşak turizm" olgusu, çevreyi koruyan
ve ekolojik karakterine uyumlu aktiviteler
olarak tanımlanır. Bu durumda çe\Te koru-
ma çalışmaları yapan kuruluşlann burada
çevre adına yapılmış somut faaliyetler gör-
mek istemeleri haklandır.
Dalyan'ın ticaretle uğraşan kesiminin
(otel, dükkân. restoran sahipleri gibi) bek-
lentileri ise Strelo tarafından getirilen tu-
nstlenn adil bir dağıhmla alışveriş yapacak
şekilde organize edilmeleri gibi gözüküyor-
du. Şüphesiz bu konuda onlann cephesinde
daha çok sorunlar vardır. Bütün yapılan
eleştiriler ışığında Strelo gelecek sene ken-
disini düzeltmek ve uygulamalanna yenı-
likler getirmek sözü verdi. Şüphesiz çevre
korumacılar çevreyi etkileyen olumlu ve
olumsuz faaliyetlerin takipçisi olmaya ve
26 ekım-3 kasım tanhleri arasında dal-
yan'da 1. Uluslararası Dinlence, Çevre
Koruma ve Kültür Haftası adlı bir toplantı
düzenlendi. Toplantıyı düzenleyen Strelo
olarak tanınan bir Alman seyahat acentesi
ve ona bağlı Dalyan 'da yerleşik olarak çalı-
san Natur Turizm A.§. adlı acenteydi.
Toplantıya Almanya'dan çeşitli gazete ve
özellikle turizm-seyahat dergılen muhabır-
leri, seyahat acenteleri sahipleri ve tur
operatörleri katıldı. Aynı zamanda bütün
Türk üniversitelerinin turizm bölümlerin-
den öğretim üyeleri, tüm yerli basın ve Türk
seyahat acentelerinin davetli olduklannın
belirtilmesine karşın ne yazık ki yeterli katı-
lım olmadığı görüldü. Toplantının amacı-
nın Dalyan'ı özellikle Alman cephesinde
tamtmak ve ekolojik-kültürel değerlerini
ortaya koymak olduğu acıklandı.
Yaşanan tüm organizasyon bozukluklan
bir yana toplantının ne kadar amacına
ulaştığı tartışılabilır. Ancak bazı kavramla-
nn tanınmasına (yumuşak turizm gibi),
Dalyan halkının bu olaylara yaklaşımının
ölçülmesine ve toplantıyı düzenleyen acen-
tenin gelecekteki yaklaşımlannın ortaya
konmasına yardımcı olduğu söylenebilir.
Amaç, burada yaşanan sorunlardan ötürü
olaya dar bir çerçevede bakmak ve tek ta-
raflı eleştiriler yapmak değildir.
Artık günümüzde yalnızca kalkınma ile
olan ilişkisini düşünerek turizmi gözü ka-
palı, salt yatınmlar ve ülkeye döviz kazan-
dırmak olarak değerlendirmek imkânsız
hale geldi. Yine tek yanlı ele alınamayan
konulardan bir diğeri ise çevre koruma ola-
yıdır. Turizme karşı bir düşünce şekli ile
sosyal ve ekonomik gelişmeye kapalı bir
çevre korumacılık anlayışı artık günümüz-
de geçerliliğini kaybetti. Belki de yumuşak
turizm (soft turizm) kavramı bu iki konu-
nun bırleşme noktasından doğuyor. Tu-
rizm olgusunun bir yörede sürdürülebilir
olması için öncelikle o yörenin ekolojik ve
sosyal karakteri göz önünde tutularak plan-
lanmış olması gerekiyor. Yoksa içinde yer
"Tartışma"ya çağrı
Eğitim, çevre, kültür, sanat, politika, sağlık gibi çeşitli
alanlan ilgilendiren görüşlerinizi, bir okur forumu
niteliğindeki "Tartışma" sayfamıza yazabilirsiniz.
Yazılarınızın uzunluğunun çift aralıklı 1.5 daktilo
sayfasını geçmemesini rica ediyoruz.
Yazışma adresimiz: "Tartışma", Cumhuriyet Gazetesi,
Cağaloğlu 34334 İstanbul
olumsuzluklann düzeltilmesi için fikirleri
ve aktiviteleri ile yardıma olmaya devam
edeceklerdir. Halk ise kendi koymuş oldu-
ğu tavır ile ne istediğini ifade etmektedir.
Bu konu yerel halk açısından da yeni oldu-
ğu için isteklerinin tümünün uygulanabilir
olmadığını zaman içerisinde görecek ve tu-
rizmle birlikte karakteristik özelliklerini
kaybetmeden gelişmeyi öğrendikçe de belki
hızlı sonuca gitmek fikrinin yanlış olduğu-
nu anlayacaklar. Ancak Dalyan halkının
yörelerine sahip çıkmalan ve bir Alman fır-
masının kendi ortamlannda yapmak iste-
dikleri aktivitelere olumlu-olumsuz eleştiri-
ler getırmelen son derece sevındıncıdır.
Ancak toplantı sırasında gözlenen son
derece üzücü başka bir konu var ki bu, yu-
kanda belirtılenlerden çok daha önemlidir.
Düzenlenen bu toplantıda çoğunluğu Al-
manlar oluşturmaktaydı. Belki de hükü-
metleriain çevre korunması adına
hükümetimize yaptığı yardımlann uygula-
masını izlemek hakkına sahip olduk-
lannı duşunduklen ıçın olsa gerek son
derece ilgili ve meraklı idiler. Ancak toplan-
tının onlan çok ilgilendiren bir yanı da
gerek halkla gerekse orada çalışan gönüllü
kuruluşlarla Strelo arasında olan tartışma-
lan adeta bir komedi izler havasında izle-
meleriydi. Bunun olması son derece
doğaldır. Çünkü Dalyan denildiği zaman
başta özel Çevre Koruma Kurumu olmak
üzere birçok kurum ve kuruluş Dalyan'a
sahip çıkmaktadır. Ancak nedense böyle
bir toplantıya ne aadır ki ne Turizm Ba-
kanlığı'ndan bir yetkili ne Çevre Bakanhğı
Özel Çevre Koruma Kurumu'ndan bir ilgili
katılmıştı. Ülkemizin çevre koruma çalış-
malarında bir sembol haline gelen ve
dünyanın sayılı ekosistemlerinden biri ola-
rak kabul edilen Dalyan'da gönüllü kuru-
luşlar ve yerel halk. yanlışlıklan düzeltme
mücadelesi verirken devletin >etkili kurum
ve kuruluşlan adeta Dalyan hiçbir değer ta-
îimıyormuşçasına orada yoktular. Oysa ki
gerçekleşen bu olay sosyal ve ekonomik bo-
yutlan ile özellikle Turizm Bakanhğı için
;ok iyi bir deney olacaktı.
Unutmamak gerekir ki Dalyan'ın sorun-
lannı çözecek ve onu koruyacak olan ne
gelen Alman yardımı ne bir Alman seyahat
acentesi ne de Alman basın mensuplandır.
Konuyla ilgili bakanlıklar, halkın tepkileri-
ni almak için böyle platformlan kullanmalı,
ellennde yeterince ve hatta fazla sayıda
J
olan elemanlarla tunzmin sağlık lı gelişmesi
için halkı aydınlatmalı ve bilinçlendirmeli-
dir.
Turizm Bakanhğı bir yandan eski ve yeni
"Turizm Master Planlarf'nda çevre faktö-
rünü ciddiyetle uygularken diğer yandan
"yumuşak turizm" kavram ve knterlennın
oluşmasında samimi bir şekilde yardımcı
olursa, ülkemizde turizm, yıkıcı değil yapıcı
ve yararlı sanayi haline gelecektir.
FÎLİZDEMÎRAYAK
DHKD Kıyı Yönerimi Proje Sorumlusu
Değerli Arkadaşımız, Dostumuz, Kardeşimiz
TAIJP
ÖZTÜRK'ü
öldürülüşUnün 12. yılında
saygı ve sevgiyle anıyoruz.
S. Ababay. M. Aluulan, H. Akdeniz. M. Aluakal. R. Akaoy, M.
Alkışı. K. AllınHofan. E. Aksu. M. Aglnn. A. Araa. Ş. Ankan.
A. Ataman. Ö. Aydın. M. Ayduı I. Aykonat, H. Bayram, M.
Bilrn. K. Boatancı. M. Cebeci, K. Çayır, T. Çayır. R.
Çanlıo|ln, N. Çakmak, K. Çalıklı. A. Çapano^lu. C. Çakır, H.
Çelikel, M. ÇeUk, l. Çctiı-, A. ÇeUk. M. Çimen, H. Dogan. K.
Durna. R. Durşun. >. Dornkan. R. Dunnın, S. Ece, N. Efe, S.
Erol, A. Eraoy. H. Klmalı. H. Er^un. M. Erba«. H. EriUi, I.
Eyttboğlu, B. Fuiına. S. Cttndoğda, H. CBrkan. N. Gttrkan, A.
Gürkan. L. Cülenv. R. Cttner. M. Güler. >. Cüler, B. Güler, C.
Görcn. I. H. GUner. M. E. Ga«a. M. Günaydın. I. tşyar, S.
lzcioflu. M. kasa. H. Konar. A. Kansak. R. Karakale, V.
KaranfU. S. Karataş, Y. Kukul. R. Kurt, M. Kurnaz, H.
Kıyafet, A. Kurnaz, M. Koç. Y. Koca. H. Kınm. A. Ojuı. H.
Orhan. A. Ongun, S. Osmanoflu. N. Ot, A. Öztttrk, A.
Öztfirk, Z. Özer. A. Özcan, N. Özdemir. E. Özlem, M. Öıyurt.
H. A. Öıdofan. O. Özkan, J. Sandede, M. Sanba^. A. Saltık,
H. Satılnuı,. F.R. Seren, G. Sez^in, G. Sezgin, F. Serdaroglu, E.
Sovsal. B. Sürmeii. M.E. So, A. Şaşmaz, N. Şendur, S. ijim^ek.
H. Ta», T. Tatar, T. Taştan. E. Temiz, M. Tor, C. Topal, H.
Topuz. A. Toprak. C. Türkmen. Y. TOrkücü. H. Uysai, t.
Uyaroglu. F. ( »lıın. S. Üstiin, Z. Yaman. K.Ş. Yalçın. I.
Yılmaz. C. Yınııba^. R. Yılmaz, F. Enu|ml. B. Seferoğln, N.
Babalık, B. Yava«. R. Gül, R. Apaydın. \. Yıldıran. M.
Serinyel, A. Ayta«, A. Adıgüzel, C. Aalan, A. Nefeaoğlu, S.
Koçak. M.A. Hstün. H. Tecim, N. Deringöl, Y. Demirci, IN.
Onrmnş, M. Kopan. A. Aydan, H. Topuz, R. Toprak, N.
Köroglu. M. Topsakal.
Not: Saat 11.00'de mezarı başında anma toplantısı yapüacaktır.
ANMA
Sevgili Babam
Av. ALİ DEMİR
ölümünün 4. yılında en içten sevgi ve saygıyla anıyorum.
Oğln: SERDAR DEMİR
YASAKLAR CEHENNEMİ
Sevda Şiirleri
ŞİNASİ ÖZDENOĞLU
Dağıbm ve İsteme adresleri: Ankara'öa Dost ve imge Dağıtım,
istanbufda özgür Dağıtım
ÎLAN
DİYARBAKIR 2. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 1990/281
Karar No: 1991/342
Davacı Halil özdemir vekili Av. Sedat Yahşi tarafından davalı Ya-
sin Tolaoğlu aleyhine ikame olunan menfi tespit davasuıın yapılan yar-
güaması sonunda:
Okutan Tekstil ve Sanayi Pazarlama AŞ. Necatibey Cad. Bahkçı-
oğlu Ishanı Kat 5/13S Sıhhiye-Ankara adresinde ikamet eden tüm ara-
malara rağmen bulunamayan davalı Yasin Tolaoğlu'nun yargılaması-
nın yapüdığı, davanın kabulüne karar verüdiği ve davalımn kaıan ilan
tarıhinden itibaren İS günlük süre içerisinde temyiz etmedigi takdir-
de kesinleşeceği hususu ilanen tebliğ olunur. 28.10.1991
Ra<jiır
ELBİSTAN KADASTRO
HKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 1971/23
Karar No: 1987/77
Davacısı Elbistan Ceyhan mahallesinden İnce Arap mirasçılan Fahri
Cengiz, Alinza Cengiz ve 20 arkadaşı tarafından davalılar Hazine,
Yapraklı köyü muhtarhğı, Hasan Seyfi, Cuma Avcı ve Kadir İnce
mirasçılan aleyhine 13.4.1971 tarihinde açılan tespite itiraz davası-
nın sonuçlandınlmasında;
Dava konusu Elbistan ilcesi Yapraklı köyü 391,407, 470, 448,451,
452,440, 425, 489, 475 nolu parsellerin 1/2'şer nisbetinde Cuma Avcı
ve Hasan Seyfî adına 428 nolu parselin teknik bilirkisi tarafından tan-
zim edilmiş 9.7.1984 tarihli raporunda (A) harfî ile işaretli yerin Ha-
san Seyfi ve Cuma Avcı adına, (B) harfı ile işaretli yerin Mehraet Şa-
hin adına, 412 ve 517 nolu parsellerin Ali Kurt adına tapuya tespit
ve tescılıne. 13000 TL harç ile toplam 20.905 TL mahkeme giderinin
davaalardan alınmasına dair kararın ölü Alinza Cengiz vansleri Nazlı,
Hüseyin, Münteha, Hatice, Mehmet, Leman ve Gönül Cengiz'e teb-
ligata açık adresinin temin edilememiş olması üzerine kararın davalı
Hazine tarafından yapılan 15.6.1987 tarihli temyiz dilekçesinin 7201
sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 29. maddeleri gereğince ilanen tebliğ
yerine kâim olmak üzere tebliğine, bu ilan tarihinden itibaren mu-
hataplara 15 gün sonra tebliğ yapılmış sayılacağı ilan olunur.
İLAN
ESKİŞEHİR İŞ MAHKEMESİ
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 991/377
TEK Elektrik Üretim ve lletim Müessesesi vekili Av. Saba Gürcan
tarafından Mazhar Yılmaz, Naci Geneci, Tarkan Emrecik ve Nuri
Korkmaz aleyhine açılan alacak davası nedeni ile;
Araştırmalara rağmen adresi tespit edilemeyen davalı Naci Gene-
ci'nin duruşmanın bırakıldığı 3.12.1991 günü saat 9.00 da mahkeme-
mizde hazır bulunması veya bir vekil ile kendisini temsil ettirmesi,
aksi halde durusmaya yokluğunda devam edilip karar verileceği hu-
susu dava dilekçesi ve davetiye tebliği yerine geçmek üzere ilanen tebliğ
olunur
Basın: 50319
İLAN
MAZCİRT
1 NOLU KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1960/1280-1324-1278-1368-1248-1370-1362-1326
Karar No: 1962/37-124-122, 1963/325-322-327, 1964/3041-3039
Parsel No: 356-312-31O40O-280-402-394-358
Mazgirt ilçesi Hezirge (Asağıtarlacık) köyü hudutlan dahilinde kalan
ve yukanda esas, karar ile parsel numaraları yazılı taşınmazların da-
valılar Alişan Sabit, Hüseyin Kalman ve Mehmet Kalman adlarına
tapuya tesciline karar verildiği, davalılardan Abdulvahap Hatipoğlu
mirasçısı Ayfer Hatipoğlu'nun tüm aramalara rağmen adresi tespit
edilemediğinden ve adına karar tebliğ edilemediğinden işbu ilarun ga-
zetede ilanından 15 gün sonra davacı mirasçısına karar yerine kaim
olmal: üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 41476
POUTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Ankara Mahpusu...Ömer Nida'nın 'Kadın Romancılanmız' adlı kitabını okur-
ken Suat Derviş'e rastladım. Gözlerim daldı, çok gerilere
uzandı. İstanbul'da gazetecilik ettiğini, romanlar, öyküler yaz-
dtğını bilirdim. Ancak Suat Derviş'i Ali Rıza Baskan'ın çıkar-
dığı Kuvvet gazetesinde tanıdım. Kuvvet, DP'yi tutan bir mu-
halefet gazetesi idi. Gazetede muhabirlik, sorumlu yazı işle-
ri müdüriüğü yapmıştım. Suat Derviş de takma adla yazar-
dı.
"Neden takma adla yazıyor?"
"Eşi Çankırı'da hapis..." derlerdi.
Suat Hanım; içine dönük, sessiz, herkesle konuşmayan
bir kadındı. Erkek gazetecilerden saygı görürdü. Ankara Pa-
las'ın bekâr odalarından birinde otururdu. Hep göz önünde
olmaya özen gösterirdi. Sade Ankara'daki gazetelere değil,
İstanbul'da çıkan gazetelere de yazardı. Bir 'yazı işçisi' de-
nebilirdi.
Prof. İsmail Derviş'in kızı olan Suat Derviş, Berlin Konser-
vatuvarı'nı ve edebiyat fakültesini bitirmişti. İstanbul'da ga-
zetecilik yaparken eşi 'gizli solcu parti' kurmaktan tutuklan-
mış, Çankırı Hapishanesi'nde yatıyordu. Kocasına yakın ola-
bilmek için Ankara'ya gelmişti. Suat Hanım'ı, nereye gider-
se gitsin bir sivil polts izlerdi. O da bunu bikJiğinden gözden
ırak olmazdı.
Bir gün eve yemeğe götürmek istedim. Eşim de Suat Ha-
nım'ı merak ediyor, ta-
nımak istiyordu. Bunu
söylediğimde;
"Biliyor musunuz,
beni sürekli olarak po-
lis izliyor?"
"Biliyorum."
"Başınız derde gir-
mesin?"
"Adam, girerse gir-
sin, nasıl olsa demok-
rasi ve özgürlük gel-
meyecek mi?"
"Bilmem..."
Bizim gibi 1946'ları
yaşayan kuşak,
demokrasiyi ve
özgürlükleri DP'nin
getireceğine inanırdı. Bir
şeye inanmak
zorundaydık. Onun için
DP'nin gazetelerinde
çalışır, demokrasi
yolunda yardımcı olurduk.
Bizim gibi 1946'ları yaşayan kuşak, demokrasiyi ve özgür-
lükleri DP'nin getireceğine inanırdı. Bir şeye inanmak zorun-
daydık. Onun için DP'nin gazetelerinde çalışır, demokrasi yo-
lunda yardımcı olurduk. Ne olsa serde gençlik var, bir şeye
inanmak zorundaydık.
Zihni Anadol'un Suat Dervış'le uzun bir konuşması var.
"Neden takma adla yazıyorsunuz" diye soruyor, yanıtı özet-
le şöyle:
"Bizim cadde bilgisizken ben herkesten önce uyanmıştım.
Savaştan nefret ettim. Gücüm yettiğince faşizmle savaştım.
Polis izlemesine uğradım, hapislerde yattım. Yüzlerce erkek
arasında askeri hapishanede tek kadın olarak yattım. Babı-
âli'de ilk sendikayı kuranlar arasındayım."
Kuvvet gazetesinde çalışırken polis haberlerine bakan bir
genç kız vardı, adı Emniyet.. Suat Derviş bir gün muhabir
kızın üstünde güzel dikilmiş bir giysi görüyor çok beğeniyor.
"İsterseniz size de diktirebiliriz."
"Nasıl olacak?"
"Diken terziye gönderirim sizi..."
"Olur. Terzi nerede?"
'Anafartalar'da."
Muhabir kız terziyi tarif ediyor. Suat Hanım,
"Pekiyi ne diyeceğim terziye?"
"Benim görderdiğimi söyleyeceksiniz."
"Adınız?"
"Emniyet."
"Vay canına burada da mı Emniyet..." diye kahkahayı ba-
sıyor Suat Hanım. Emniyet o yıllarda epeyce gazetecilik etti,
sonra eviendi, bıraktı.
Suat Derviş, DP'nin iktidara gelmesinden sonra da özgür-
lük ve demokrasi yüzü görmedi. Durmadan izlendi, tutuk-
landı. Sonunda Fransa'ya gitmek zorunda kaldı.
Ankara Mahpusu adlı romanı Fransa'da önce bir gazete-
de yayımlandı, sonra da kitap olarak çıktı. Romanı Fransız-
caya kız kardeşi ile birlikte çevirmişlerdi. Ardından 'Yalının
Gölgeleri' adlı romanı da çevrildi. Böylece uzun yıllar Fran-
sa'da yaşamak zorunda kaldı.
Ömer Nida'nın romanını karıştırırken bunlan anımsadım.
Suat Derviş deyince akla 'Koyün Kızlan' romanını yazan Ne-
riman Hikmet gelir. ömer Nida'nın romancıları arasında Ne-
riman'ın adı yok...
ÇALIŞANLARIN
SORULAR1/SORUNLAR1
YILMAZ ŞİPAL
^Borçlanmam Kabul Edilmedi"
SORU: 1969 yılından önce özel bir işyerinde 2 yüa yakın
bir süre sigortasız olarak çalıştım.
1975 yılında 1912 sayılı yasa ile getirilen sigorta-
sız geçen çalışma sürelerimi vasanın örgördngii bi-
çimde kanıtlayarak ve süresi içinde sigortaya
başvurdum. Başvurumun üzerinden uzun bir süre
geçtikten sonra bana borçlanma siireme ilişkin borç
çıkarüdı.
Borcumu ödemek için gittiğim ilgili sigorta büro-
snndan bana, sürenin doldugunu ve borçlanma hak-
kımın da zaman aşımına uğradığını söylediler.
Oysa ki ben, yasanın öngördiiğü bir yılhk süre için-
de başvuruda bulunmuştum. Borç tebligatmm bana
geç iletilmesinin suçu şimdi bana yUkknmektedir.
Bu konuda ne yapabilirim, yargı yoluna gitmeye
hakkım var nudır?
YANIT. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası kapsamında çalı-
şanların, sigortasız geçen çalışma sürelerine borçlanma hakkı
getirüen yasalardan ilki 3.11.1969 günlü Resmi Gozede'de ya-
yımlanan 1186 sayılı yasadır. Bunu 22.6.1975 günlü Resmi Ga-
zete'de yayımlanan 1912 sayılı yasa izlemiştir. Üçüncü kez
borçlanma hakkı getiren yasa ise 11.7.1978 günlü Resmi Gaze-
te'de yayımlanan 2167 sayılı yasadır.
2167 sayılı yasadan sonra bugüne kadar borçlanma yasası çık-
mamıştır.
Gerek 1186, gerek 1912 ve gerekse 2167 sayılı yasaların ortak
hükümlerinden biri borçlanma isteğinin yasalann "yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde" yapılması ve bir diğeri
de borçlanma süresine ilişkin hesaplanan primlerin "toptan veya'
beş yıl içinde eşit taksitlerle" ödenmesidir. ',
Sosyal Sigortalar Yasası'nın 132. maddesi "Bildiri" ileilgili-ı
dir. Sosyal Sigortalar Yasası "gereğince yapılacak büdiriler hak^
kında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır!'
Borçlanma yasalarının herhangi birinden yararlanmak için
yasanın yürürlüğe girdiği tarihten geçerli olarak bir yıl içinde
borçlanma başvurusunda bulunanların bu borçlanmadan ya-
rarlanmalan yasal haklandır. Bu konuda Sosyal Sigortalar Ku-
nımu'nca bildirimlerin (tebligat) eksik, geç ya da yanlı;
yapılması geçersiz ohnalıdır.
önemli olan yasayla tanınan borçlanma hakkının bir yühk
süre içinde ve kanıtlayıcı belgelere dayanmış bulunması ve borç
tebligaünm sigortalmın eline geçtikten sonra en geç 5 yıl için-
de kuruma ödenmiş olmasıdır. ;
Kişisel göruşümüz, borç tutannın kurumca sigortalıya bil-j
dirilmesini izleyen beş yıl içinde yatırılması durumunda, borçJ
lanma işleminin geçerli sayılması gerektiği yönündedir. '
İLAN
İZMİR 3. tCRA TETKİK MERCÜ HÂKİMLİGİNDEN
Dosya No: 1991/986
Dilekçi lbrahim Çetin özbilgin
4668 sokak no: 20/2 Yeniçamhk-lZMtR
Yukanda ismi ve adresi yazılı bulunan dilekçi alacaklıları ile kon-
kordato akdetmek üzere hâkimliğimize 13.11.1991 tarihinde müra-
caat etmiş olduğu ilan olunur. 13.11.1991
Basın: 41675