Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 *•** HABERLERİN DEVAMI 16 KASIM 1991
DYP ile SHP'nin Demokrasi Paketi...
(Baştarafı 1. Sayfada)
sanların ağır bastıkları toplumlarda demok-
rasinin gelişmesi kolay olmaz. Böylesi koşul-
larda kitleleri gütmek, birtakım klişelerin çe-
ktciliğinde olmadık noktalara sürüklemek
olasıdır.
Geçen gün Necdet Şen'in bantında 'Hızlı
Gazeteci' şöyle yakınıyordu:
"Söylem anlamın önüne geçti... Düşünce
sloganda boğuldu..."
Düşüncenin sloganda boğulması... İnsan-
lann sloganlarla yetinip gerçeği araştırmak
zahmetine katlanmayışlan... Düşünsel tem-
bellik...
Bunlann altını şu nedenle çiziyorum:
Bir koalisyon ortakltğına hazırlanmakta
olan SHP ile DYP, dün kamuoyuna bir 'de-
mokrasi reformu' nrteliği taşıyan ortak bir de-
mokratikleşme paketini açıkladılar. Merkez
sağ ve soldaki iki partinin böylesine somut
bir programda buluşmuş olmaları, ülkemiz-
de demokrasinin gelişmesi açıandan gerçek
bir dönüm noktasıdır.
Ülkemizi yeni bir yüzyıla taşıyacak bu re-
form gerçekleşirse, kökleri belki 150 yıi ön-
cesine uzanan anayasa ve rejim tartışmala-
rı da noktalanmış olacak.
Ancak, yeni anayasa ve yeni yasalann de-
mokrasiye uygun biçimde değişmesiyle, ka-
faların da eşzamanlı olarak değişmesi kuş-
kusuz beklenemez. Zihniyet degişikliği, ya-
saları değiştirmekle olamıyor ne yazık ki.
Bu, bir kültür işi.
Demokrasinin bir yaşam tarzı, bir kültür
olarak yerleşebilmesi için daha yapılacak
çok iş var. Kafalarımızda, evlerimizde, ku-
rumlarımızda çoksesliliği içimize sindirme-
yi öğrenemezsek, yasaları ne kadar değiş-
tirirsek değiştirelim, toplumda demokrasinin
gerçeklik kazanması güç olacaktır.
Eğer ülkemizde demokrasiyi kckleştirmek
istiyorsak, eğitim ve oğretim düzenimizi kök-
lü bir değişime uğratmakian başka çaremiz
yok. Demokratik bir rejim en sağlam güven-
cesini her şeyden önce demokratik bir siya-
sal kültürde bulur. Bunun da yolu en başta
insana yatırım yapılmasından, eğitimden ge-
çer.
Olaytara değişik açılardan, eleştirel biçim-
de bakabilen... Düşünceleri kuşku süzgecin-
den geçirebilen... Tabulardan arınmış... Slo-
ganlarla düşünmek yerine, araştırıcı kafaya
sahip... Bağımsız düşûnüp karar verebilen,
davranabilen insanlar...
Böylesi insanlan yetiştirebildigimiz öiçüde,
daha güzel, daha mutlu yarınlara ulaşacak-
tır bu toprakların insanı...
FIEJ'İN 'PAZARLAMA VE YÖNETİM' SEMPOZYUMU
Gazetecilikte teknolojitstanbul Haber Servisi —
Uluslararası Gazete Editörleri
Federasyonu'nun (FIEJ) önceki
gün Swissotel*de başlayan "Pa-
zarlama ve Yönetim" konulu
sempozyumun ikinci ve son gü-
nü dün tamamlandı. Dünyanın
önde gelen gazetelerinin temsil-
cileri satışlar, kapıdan kapıya
dağıtım, kart sistemi, abone sa-
tışlan, gazete otomatlan, haber-
de yeni yönelmeler, paketleme,
yeni tasanmlar ve etkileri konu-
İannda görüş bildirdiler.
Saat 09-12.40 saatleri arasın-
da başkanlığinı Garbis Kesisoğ-
hı'nun yaptığı bölümde Politi-
ken (Danimarka) Gazetesi Da-
ğıtım Müdürü Jan Bergh, gaze-
tenin zamanlama ve dağıtım hız-
lılığı konusunda bilgi verirken
Dta-Sanomat (Finlandiya) Ga-
zetesi Pazarlama Müdürü Mik-
ro Vuorikoski de gazete dağıtı-
mında pazarlamanın önemi ve
istenilen tip gazetenin üretimi
Uzerine konuşma yaptı.
Kahve molasının ardından de-
vam edilen ilk bölümde konuşan
Washington Post (ABD) Gaze-
tesi Dağıtım Müdürü Jake Ter-
rel, gazete otomatlarının ABD-
de ve özellikle Washington'da
çok yaygın olduğunu ve baskı-
dan çıkan gazetenin daha çabuk
satışa sunulduğunu belirterek
şöyle konuştu:
"Otomatlaria 24 saat saüş
yapma olauagı vardır ve bu ne-
denle daha yaygın hali getirdik.
Makinelerin bakımını yapan
eldpteriıniz tataribaün çok az ol-
dmgnnu kaydcdiyoriar. Aynca
özellikle söper marketlere koy-
dngumuz 'RaP sistemiyle gaze-
teyi saüşa çıkanyoruz. Üzerin-
dc bazı aaberlerin yazdı oktağu
aftşferi raflara yerleştiriyoruz.
Bu, okuyncunun Ugûni çektiği
için etkiü oluyor. Gazetelerin
tüm Uavekriyle birlikte dagıla-
bilmesi içiıı pakete koyuyoruz."
La Stanpa (Italya) Gazetesi
Satış Müdürü Gianluigi Mont-
resor ltalya'nın Torino şehrinde
çıkan ve yaklaşık dört yüz bin
tirajh gazetesiyle ilgili olarak
şunlan söyledi:
"Italya'da gazete bayileri çok
güclüdür, âdetatekelhattndeler.
Otomatlar tahrip edüdigi için bu
yoln kuUanamıyoruz. Bu neden-
le son zamanlarda alternatif sa-
üş politikacılan oiuşturuyoruz.
Bualardan 'kapıdan kapıya' sa-
tiş ve kart sistemini oturttuk.
Bayilerle iade konusunda anlas-
mazüklar çıkabttiyor. Kartlı sis-
tem ile satış daha yaygın."
tlk bölümün son konuşmacı-
sı Saarbrücker Zeitung (Alman-
ya) Gazetesi Pazarlama Müdü-
rü Dr. \Volgang Falke dağıtım-
da satışı arttırmanın metodik ve
Dünyanın önde gelen
gazetelerinin
temsilcileri, dün
İstanbuPda satışlar,
kapıdan kapıya
dağıtım, kart sistemi,
abone satışları, gazete
otomatlan, haberde
yeni yönelmeler,
paketleme, yeni
tasanmlar ve etkileri
konularında görüş
bildirdiler.
pratik yükselişinden söz etti. Dr.
Falke yüz seksen bin tirajh ga-
zetesinin yaklasık bir milyon nü-
fuslu şehirde çok geniş bir da-
ğıtım şebekesi oluşturduğunu
belirterek konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Çoğu zaman 'dostluk
kampanyalan' düzenliyoruz. 1e-
ni okuVUCU LaTannnmın Sağll-
yor. Dağtfım önemU bir konu ol-
doğu için dagıüm şebekesini
kontrol eden şebeke kurdnk.
Buaun dışında oknyucu kitlesi-
ni genişletmek için sosyal araş-
tırma kurnmlanyta işbiriiği ya-
pıyonz."
Milliyet gazetesi tarafından
gazeteci konuklar onuruna ve-
rilen öğle yemeğinde Milliyet ga-
zetesi köşe yazan Sami Koben,
davetlilere hitaben bir konuşma
yaptı. Kohen, Milliyet gazetesi-
nin Türtdye'de dddi ve etkiM ga-
zetelerinden biri olduğunu ve
Türkiye'nin 'en iyi' köşe yazar-
lannın da kendi gazetelerinde
çalıştığını söyledi.
Öğle yemeğinin ardından sa-
at 14.30 sıralannda başlayan
ikinci bölümde konnşan Missi-
onri Gazetecilik Yüksekokulu
öğretim görevlisi, sayfa dttzeni
uzmanı Jean Gaddy, özellikle
Kuzey Amerika'da gazetecilerin
sık ak yaratıcüık üzerine toplan-
tılar yaptığını ve Norveç ya da
Pasifik'te bu anlayışın farklı ol-
duğunu belirterek şunlan dedi:
"Los Angeles Times gazete-
siyle gerçekkştirdigimiz bir olay
var. O da hızh mizampaj ve diz-
gidir. Aynca altbaşuğa, daha ça-
rpıcı şeyler yazma tekniğini ge-
liştirdik. Bu etkili oldu. ABD'-
de halkın değişik kesimlerine hi-
tap eden haberlerle buükte yaşlı,
genç, anne baba değişik ülkeler-
den gelen göçmenlere hitap eden
yazüan da fazlalaştırdık. Chica-
go Tribnne'de de konsantre ha-
ber tekniğini geHştirdik. Yani
haberleri kısa, öz ve spotlar ha-
linde verdik. tnsanlara bnnu
okumak hem daha kolay geldi
bem de daha çabuk iş bitirdik."
Daha sonra konuşan De
Financiel-Ekonomische Tijd
(Belçika) Gazetesi Müdürü Jan
Lamers, Le Bien Poblk (Fran-
sa) Gazetesi Müdürü Louis de
Broissia, Herald Times (ABD)
yayımcısı Scott C Schurz ile Ga-
zete Reklam Bürosu (ABD)
Stratejik Pazarlama Müdürü
Phil Carroll paketleme, yeni
kompütür teknolojileri, yeni
maddi kaynaklar yaratımı konu-
lannda konuşmalar ve gazete
örneklerini verdiler.
Sempozyum yaklasık 2S0 da-
vetli onuruna 1çişleri Bakanhğı
ve Basın Yayın ve Enformasyon
Genel Müdürlüğü'nce Pera Pa-
las Oteli'nde verilen kokteylle
sona erdi.
Karakola
(Baştarafı 1. Sayfada)
lan Cudi Dağı'ndaki bazı nok-
talan dün bombaladıklan belir-
tiliyor. Şırnak'ta bir süre önce
PKK'dan aynlarak teslim olan
ve itiraflarda bulunan eski bir
terörist öldürüldü. Viranşehir'-
de teröristler yol yapım şantiye-
sini basarak 8 iş makinesini yak-
tılar. Tatvan'da da bir polis oto-
su otomatik silahla tarândı. Gü-
neydoğu önceki akşam saatle-
rinde yoğunlaşan kanlı günlerin-
den birini daha yaşadı. En kan-
lı olay PKK'nın bu yılın
ortalanndan itibaren yöneldiği
jandarma karakollanndan Bele-
nok'a saldınsıyla gerçekleşti.
Sayılan 60 kadar olduğu bil-
dirilen teröristler, saat 20.00'de
Belenoluk Jandarma Karakolu-
na 500 metre mesafeden roketa-
tar ateşi actılar. Isabet aldığı bil-
dirilen karakola teröristler daha
sonra saldırıya geçtiler. Ancak
teröristler Herakol dağına gidiş-
te geçiş yolu olarak kullandık-
lan bölgede bulunması nedeniy-
le bir süre önce olası saldınlara
karşı asker sayısı arttınlmış olan
Belenoluk karakolunda güçlü
bir savunmayia karşüaştılar. Çı-
kan çatışma iki saat kadar sür-
da "ftröristler, planladıklan gibi
karakolu basamayacaklannı an-
layınca fazla direnmeden geriye
çekildiler. Çatışma sırasında
jandarma erleri Hayri Koçak
(Çorum) ve Cemal Saçmiaa
(Çorum) şehit oldular. Çaüşma-
da teröristlerin ikisi ölü olarak
ele geçirüdi.
PKK teröristleri, Şanhurfa^
run Viranşehir ilçesinde bir yol
yapım şantiyesini basarak 8 iş
makinesini yaktılar. Demirel kö-
yune bağh GölcUk mezrasında-
ki Mustafa Akgül'e ait "Akgul
Yol Yapım Şantiyesi'ni saat
19.30'da basan 20 kadar terörist,
burada çalısanlan bir araya top-
layarak bir süre propaganda
yaptılar.
PKK'nın bir dizi saldırı ola-
ymı gerçekleştirdiği Güneydo-
ğu'da dün sabah şafak sökme-
den Türk savaş uçaklannm
PKK mih'tanlarunn yuvalandığı
beürtikn noktalan bombalama-
ya başladıkları görüldü. Dört
savaş uçağının katüdığı bombar-
dımanın saat 04.00*16 başladığı
yerel kaynaklarca belirtildi.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, Pervari'deki olay-
lardan dolayı büyük üzüntü
duyduğunu belirterek "Tnrkiye
Cumhuriyeti Devleti, halkıyla,
milletiyle bu cinayetleri bir yer-
de dnrdurma gücüne sahiptir ve
durduracaktar" dedi. tnönü ile
görüştükten sonra gazetecilerin
konuya ilişkin sonılannı yanıt-
layan Demirel şöyle konuştu:
"Son on ay icinde gnvenlik
kavvetlerinin şehit sayısı 255'i
buldu. Koalisyon çaltşmalannı,
Türkij'e'ye banş, huzur getinnek
amacıyla gerçekleştiriyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti,
halkıyla, milletiyle beraber bu
cinayetleri bir yerde durdurma
göcime sahiptir."
FESTİVALİNDBĞERLENDtRMESl
Antalya yıllardır aldığını geri veriyor
ATİLLÂ DORSAY
Antalya'da açıklanan ödüller, beklenti-
lerimize uyuyor. Gerçi şenliğe katılama-
dık, yanşan 19 filmin tumünü görmedik.
Haksız ve abartıh bir yargıda bulunabiü-
riz. Ama uzaktan görebildiğimizce Ömer
Kavnr'un gizemli ve mistik bir arayışı hi-
kâye eden değişik filmi "Giıli Yüz", böy-
le bir yanşmadan eli boş dönmeyecek bir
filmdi. Dış şenüklerde de Ugjyle izlenen bu
film, kuşkusuz sanatımızdaki Doğu gize-
mini, masal aünosferini ve mistik eğilim-
leri harman eden yapısıyla, birincüiği hak
etmiş olmalı. Kendi adımıza çok sevdiği-
miz bu filmin Altin PortakaJ'ından mem-
nunuz.
"Ateş Üstünde Yürümek" fümi Ya^ız
özkan'a hem bir ikincilik hem de bir en
iyi yönetmen ödülü getirdi. Henüz görme-
diğimiz bu fıhnin olasıhkla hak ettiği de-
recesinden çok Engin Ayça'mn "Soğuktu
ve Yağmur ÇiseUyordu" füminin Uçüncü-
,lüp bizi ilgüendirdi. Ayça'mn "tipik
Yeşflçam" denen duyarlıklara ihanet etme-
den, bir tur popüler sinema geleneğini sür-
düren, ama aynı öiçüde tutarh, titiz ve dü-
zeyli bir sinema gerçekleştirmek yönünde-
ki çabalannın bu ikinci fılminde başarüı
bir sonuca ulaştığuu söylemek mümkün-
dü. Bu açıdan ne yazık İd sinema bulama-
dığj için doğrudan doğruya video pazan-
na verilen ve orada da layık olduğu ilgiyi
bulamayan bu filmin seyirci önüne çıkma-
sı olanakları umarız ki doğar.
Diğer sonuçlar üzerine ne söylemeli?
Filmini göremediğimiz Sumru Yavrncak'm
ödülünün yanı sıra özellikle en iyi erkek
oyuncu ödülünün paylaştınlması ve ikisi-
nin de oyununu çok beğendiğimiz farklı
kuşaklardan 2 oyuncunun, "Soğuktu ve
Yağmur Çiseliyordu" ile Ekrem Bora'mn
ve "Gİ2Ü Yüz"le Fikret Kuşkan'm ödüle
layık görülmesi, bizce çok yerinde olmuş-
tur. Türk sinema«ının bu zor döneminde
her kusaktan oyuncunun, sanatçımn ve
emekçinin katkısma gereksinmesi var çün-
kü... Bu ortak ödül de bunu simgeliyor.
Ve böylece bir Antalya senliği daha son
bulmuş ohıyor. özeUikle bu yıl açüan Film
Pazan'mn son derece basanh olduğu söy-
lenen şenliğe, kamuoyunun, bu arada
TKTnin de ilgisi yüksek düzeyde oldu.
Bu, şu bunahm günlerinde iç açıa ve umut
verici bir görünümdür. Ve Antklya'mn yü-
lar yılı Türk sinemasından aldıklanm ar-
ük ona tam yerinde ve zamanında geri ver-
meye başladığının bir göstergesidir.
Ödüller1. Film Gizli Yüz /
ömer Kavur
2. Film: Ateş Üstünde
Yürümek / Yavuz
özkan
3. Film: Soğuktu ve
Yağmur Çiseliyordu /
Engin Ayça
Mansiyon: Uzlaşma /
Oğuzhan Tercan
Mansiyon: Devlerin
ölümü / Irfan Tözüm
En İyi Yönetmen: Yavuz
özkan
En İyi Kadın Oyuncu:
Sumru Yavrucak (Seni
Seviyorum Rosa)
En iyi Erkek Oyuncu:
Ekrem Bora (Soğuktu ve
Yağmur Çiseliyordu),
Fikret Kuşkan (Gizli
Yüz)
En iyi Özgün Senaryo:
Orhan Pamuk (Gizli
Yüz)
En İyi Göriintii
Yönetmeni: Ertunç
Şenkay (Seni Seviyorum
Rosa / Ateş Üstünde
Yürümek)
En İyi Özgün Müzik:
Cahit Berkay (Gizli Yüz)
En İyi Yardımcı Kadın
Oyuncu: Gülsen Tuncer
(Soğuktu ve Yağmur
Çiseliyordu)
En İyi Yardımcı Erkek
Oyuncu: Hayati
Hamzaoğlu (Tatar
Ramazan)
En İyi Film Stüdyosu:
Fono Film (Ateş
Üstünde Yürümek)
En İyi Kurgu: Mevlüt
Koçak (Ateş Üstünde
Yürümek)
Altın Portakal 'Gizli Yüz'e
(Baştarafı 1. Sayfada)
birliğiyle seçildiği bildirildi.
Sumru Yavrucak ise 2'ye karşı
9 oyla En İyi Kadın Oyuncu se-
çilirken, En iyi Erkek Oyuncu
Ödülü iki sanatçı arasında pay-
laşünldı. Jüri, "Soğuktu ve Yağ-
mur Çiseliyordu" fümindeki ro-
lüyle Ekrem Bora'ya ve "Gizli
Yüz" fümindeki rolüyle Fikret
Knşkan'a ödullerini oybirliğiyle
verdi.
En İyi özgün Senaryo Orhan
Pamuk, (Gizli Yüz-oybirliğiyle),
En İyi Görüntü Yönetmeni Er-
tunç Şenkay (Seni Seviyorum
Rosa ve Ateş Üstünde
Yürümek- oybirliğiyle), En İyi
özgün Müzik Cahit Berkay
(Gizli Yüz 5'e karşı 6 oyla), En
İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Gülsen Tuncer (Soğuktu ve Yağ-
mur Çiseliyordu- oybirliğiyle),
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Hayati Hamzaoğlu (Tatar Ra-
mazan - oybirliğiyle), En tyi
Film Stüdyosu Fono Film (Ateş
Üstünde Yürümek - 2'ye karşı 9
oyla), En İyi Kurgu Mevlüt Ko-
çak (Ateş Üstünde Yürümek ve
Gizli Yüz - oybirliğiyle).
En İyi Erkek Oyuncu ödülü-
nü paylaşan Ekrem Bora 1966
yüında yapüan 3. Altın Portakal
Film Festivali'nde Sürtük fil-
mindeki rolüyle En İyi Erkek
Oyuncu ödülü'nü kazanmıştı.
25 yıl sonra gelen ikinci altın
portakal için duygulannı anla-
tan Ekrem Bora, "Çok mutlu-
yum. Uzun bir çalışma sonucu
emeğimizin karşılığını aldık"
dedi. 2. filmin yönetmeni Engin
Ayça, basarüanmn tek başma
kendisine ait olmadığını, Türk-
ân Şoray ve kameramanlarıyla
birlikte ödülü paylaştığını söy-
leyerek sevinçli olduğunu belirt-
ti. En İyi Yardımcı Kadın Oyun-
cu ödülü'nü kazanan Gülsen
Tuncer ise "Herkes çok iyiydi,
Biz bir ekiptik " diye konuştu.
Altın Portakal kazanan sa-
natçılar bugün Dedeman Ote-
li'nde düzenlenecek bir törenle
ödullerini alacaklar.
Ali-Zuleyha Yalçın çifti sonunda hastanedeki bebeklerine kavuştu. (Fotoğraf: AHMET OZEL)
'Borçlu' bebek kurtuldu(Baştarafı 1. Sayfada)
belirtildi. Bu kez hasta sabibi
Dörtyol Vakfı'ndan, öğret-
menlere uygulanan tarifeye uy-
gun bir ödeme yapılacağına da-
ir bir taabhütname getirdi, an-
cak o kişi devlet memuru olma-
dığı için tedavi gideri 5 milyon
lira fazlasıyla tahakkuk ettiril-
di. Sorun, sahtedlik yapılması
nedeniyle faturamn kabarma-
sından ileri geldi. Biz Dörtyol
TRTnin
açıklaması
Gazetenizin 5 Kasun 1991
salı günü yayunlanan 24140
sayılı nüshasının 1. ve 15.
sayfalannda yayınlanan Sn.
Uğur Mumcu'nun
"Kamera" başlıkh yazısına
konu teşkil eden gerçek du-
rum aşağıda açıklanmıştır.
Yazıda, "26 Temmuz 1990
saat 1030" olarak beürtilen
tarihin Alman Klostennann
GmbH rırmasına çekilen
fax mesajının mı yoksa ya-
zıya konu oluşturan kame-
ra ihalesinin açılış tarihi mi
olduğu açıkça anlaşılama-
makla birlikte, kesin olan
söz konusu tarihte hiçbir
ihaleye ilişkin teklifin açd-
madığıdır. Diğer tareftan,
Alman Klostennann firma-
sı bugüne kadar kurumu-
muz tarafından açüan ka-
mera ibalelerinin hiçbirine
kaülmamıştu-. Bu gerçek göz
önflnde tntalarak yazı ince-
lendiğinde, Alman Kloster-
mann GmbH, Fransız Ange-
reau ve Almaa BTS firma-
lamun kauldıklan "eski TV
nakkn yayın araçlannın ye-
niden teçbizi" ihalesi oldu-
ğu sanılmaktadır. Sözü edi-
len ihaleye ilişkin teklifler,
26 Haziran 1991 günü saat
15.00'te fırma temsilcilerinin
de hazır bnlunduklan TRT
Satın Alma Komisyonu top-
lantısında açdmışür. Bu dn-
rumda, yazıya konu teşkil
eden ve Klostennann finna-
sına çekildiği ileri cünilen
fax'ın tarihi, tekliflerin açıl-
masından bir ay sonrasına
rastlamaktadır. Kurumun fi-
yat ve teklif isteme şartna-
mesinde hükme bağlandığı
üzere, ihaleye katılan bütün
isteme şartnamesinde hük-
me bağlandığı üzere, ihale-
ye katılan bütün firmalann,
tekliflerin acüması sırasında
diğer fîrmalann tekliflerini
öğrenme haklan zaten mev-
cut bulunmaktadır. Aynca
gene sözü edilen şartname
gereği, tekliflerin açılmasın-
dan sonra firmalann birim
ve toplam fîyatlannda indi-
rim veya artış yapmaya hak-
lan bulunmamakta, yapılsa
bile bn teklif satın alma ko-
misyonu tarafından değer-
lendirilmeye alınmamakta-
dır. Belirtilen sebeplerden
dolayı, tekliflerin açtlmasın-
dan sonra rakip firmalann
birbirierinin teklif ettikleri
fiyatian öğrenmelerinin ge-
rek sonucu etkilemesi ve ge-
rekse kurumıı etkilemesi acı-
smrian önemi bulunmamak-
tadır. Kuruma yapüan tek-
lifler, kurumun alım satım
ve ihale yönetmeliğine göre
önce bir teknik ait komisyon
tarafından inceienmekte da-
ha sonra satın alma komis-
yonu tarafından ele alın-
maktadır. Her iki komisyo-
nun da aldığı olumlu karar,
daha sonra TRT Yönetim
Kurulu'na sunulmakta ve
son karar yönetim kurulun-
ca verilmektedir. .\çıkca gö-
rülecegi gibi ihale sonucu
tek kişi veya tek komisyonun
karan ile kesinleşmediğin-
den ihale sonucunun etki-
lenmesi söz konusu edile-
mez.
Bu görevlerde çalışan ve
yıllannı kuruma venniş dü-
rüst personel hakkında de-
ğerli okuyuculannızda yan-
lış kanaat uyanmasını önle-
mek balumından, bu açıkla-
mgmızın gazetenizde yayım-
lanması hususunda gereğini
rica ederiz.
Saygılanmızla.
Köksal Taştan
Basınla tuşkiler ve Protokol
Müdürü
Ziya Ankan
Genel Sekreter
Vakfı'na 'Bu bedeli ödemeden
sakın hasta göndermeyin' diye
bildirimde bulunduk, ama kü-
çük Bekir ve diğer hastalar gel-
meye devam etti. Olay budur."
Baba An' ile anne Züleyha
Yalçın, 32 gün hastanede rehin
tutulan çocuklanna dün akşam
saatlerinde kavuştular. Hasta-
ne yetkilileri Prof. Dündar ile
Arslanoğlu'nun Dörtyol
Vakfı'ndan gelen "Küçük Be-
kir'in tedavi bedeli olan 5 mil-
yon lirayı ödemeyi kabul
ediyonız" şeklindeki taahhüt-
name üzerine Bekir bebeğin ta-
burcu edilmesine izin verdiler.
Prof. tsmail Dündar ile Baş-
müdür Haymllah Arslanoğlu,
Cumhuriyet'e yaptıklan açıkla-
mada özetle şöyle dediler:
"Borçlu vakfı, kesin ve res-
mi bir dille 'Bize borcunuzu
ödeyinceye dek hasta gönder-
meyin, taahhütnameler de ka-
bul edilmevecek' diye uyardık.
Bekir bebek ve diğerieri gönde-
rilmeye devam edildi. Ancak
konu istismar edidiği halde, ai-
lenin de sıkıntısım dikkate ala-
rak ve istisnai bir durum ola-
rak taburcu işlemini yaptık.
Biz, nakit ödeme yapümadan
taburcu işlemi yapmayacaktık,
ancak bu kez taahhütnameyi
kabul ettik. Bekir bebek, anlaş-
mazlık bir yana, eski borç yiı-
zünden degil, borçlann kronik-
leştirilmesi eğüimi nedeniyle bu
süunnlan yaşadı. Hastanemiz-
de en iyi sekilde bakımı yapü-
dı. Ancak artık hiçbir şekilde
borç ödenmeden bu tür işlem-
ler yapümayacakür."
Mehmet Ali Birand'a dava
(Baştarafı 1. Sayfada)
maz Güngör ile Müdür Yardım-
cısı Şaban Adıgüzel hakkında
da görevlerini kötüye kullandık-
lan gerekçesiyle dava açıldı.
Ankara Cumhuriyet Savcısı
Sabit Karakaya tarafından ha-
zırlanarak, dün ilgili mahkeme-
ye iletilen iddianamede, TRT'ye
sunduğu faturalarda usulsuzlUk
saptanan Birand'ın "evrakta ve
özel belgede sahteciük suçunu
işleyerek haksız kazanç
sağladığı" öne sürüldü.
TRT'den bu yolla 5 bin ABD
Dolan, 4 milyon Italyan Lireti,
97 bin Belçika Frangı, 481
Alman Markı, 35 bin Avustur-
ya Şilini, 1800 tngüiz Sterüni ve
6 milyon 379 bin Türk Lirası
fazla ve haksız kazanç elde et-
tiği belirtilen Birand'ın,
TCK'nın "özel belgede
sahtekârhk" suçunun tanımlan-
dığı 345. maddesi uyannca 1-3
yıl arasında hapsi istendi.
İddianamede, Güngör ve
Adıgüzel'in, Birand'm haksız ve
fazla kazanç elde etmesine göz
yumarak görevlerini kötüye kul-
landıklan savunuldu. Güngör
ve Adıgüzel'in de TCK'nın "go-
revin kötüye kullanılması" su-
çunun tammlandığı 240. mad-
desi uyannca 6 aydan 1 yıla ka-
dar hapis cezasına çarptırılma-
lan istendi. İddianame ile birlik-
te dava konusu belgelerden olu-
şan iki büyük klasörden oluşan
dava dosyası, dün öğleden ön-
ce, ilgili mahkemenin belirlene-
ceği nöbetçi Ankara 13. Asliye
Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
öğleden sonra çekilen kura
sonucu, dava dosyası, davaya
bakacak olan Ankara 17. Asli-
ye Ceza Mahkemesi'ne iletildi.
Mehmet Ali Birand, Cumhu-
riyet'in konuya ilişkin sorulan-
nı yanıtlarken, "Nihayet doğru-
lar ile yanlışlar ortaya çıkacak-
nr" dedi. Yargılama sonucunun
kendisinin hakhhğuıı ortaya ko-
yacağını da savunan Birand,
şöyle konuştu:
"Sonuc benim baklı oldnfu-
mu ve iddialann yanlış olduğu-
nu ortaya koyacakür. Zaten
savcıhğın, TRT Teftiş Kurolu'-
nun iddialannın büyük bir bö-
Inmünü reddetmiş olması, be-
nim söylediklerimin geçerHliği-
ni ortaya koyuyor."
TRT'nin usulsüz görüp geri
istediği faturalann parasal değe-
rinin toplam 350 milyon lira ol-
duğunu da savunan Birand,
"Bazı arkadaşlar 800 milyon -
1 miyar liradan söz etmektedir.
Bizim TRT'ye genel olarak yap-
üğunız tüm işlerin yaklasık ye-
kûnu da 10 milyar Türk Lirası'-
dır. Yani, yüzde 3.5'lik oranın
faturalannda usulsüdük olduğu
öne sürülmektedir. Oysa yapı-
lan bütün harcamalar ve de bel-
geler, kurumun ber yıl üç defa
denetiminden geçmiştir" diye
konuştu.
Olay neydi?
Birand'm TRT'ye sunduğu
masraf faturalannda, usulsüz-
lük saptanması üzerine, 2 Kasun
1990'da TRT Muhasebe ve Mali
tşler Daire Başkanlığı durumu
bir yazı ile TR J Haber Dairesi
Başkanı tiban Öztamer'e bildir-
di. Daha sonra da Birand'ın
TRT'ye sunduğu faturalar tek
tek incelendi. Yapılan inceleme-
ler sonucunda, bazı faturalarda
tahrifat yapıldığı görülürken Bi-
rand'ın yaptığmı öne sürdüğü
bazı harcamalann orijinal fatu-
ralarını da ibraz edemediği id-
dia edildi. Birand'm, TRT'ye
verdiği bir kısım faturalann ise
çeşitli Avrupa kentlerinde faa-
liyet gösterdiği öne süriilen, ha-
yali şirketlere çıktığı anlaşıldı.
Soruşturma sırasında fatura
uzerinde yer alan adreslerde adı
geçen şirketlerin bulunmadığa
belirtildi.
Bu gelişmeler Uzerine, Birand
hakkında 'evrakta sahtekâriık'
savıyla hazırlanan teftiş kurulu
raporu, Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'na iletildi. Başsav-
cılık da gerçekleştirilen soruş-
turma sonucunda iddiaları cid-
di bularak Birand hakkında
'resmi evrakta. sahtekârlık' sa-
vıyla iddianame hazırlayarak
Ankara Ashye Ceza Mahkeme-
si'nde dava açtı.
Izmır
Atatürk
devrimleri
paneli
tZMİR (Cnmhariyet Ege Bü-
rosı) — Büyükşehir bekdiyesin-
ce düzenlenen Tnpr—Mİ Ge-
Uşmeıaizde Atatirk Dentalcri-
nin Yeri" konulu panel bugün
yapılacak.
Kültürpark'taki Ismet Inönü
Kültür ve Sanat Merkezi'nde dü-
zenlenen panel saat 15.00'te baş-
layacak. Beria Nadi'nin onur
konuğu olarak Vatıiamgı pane-
ün konuşmacıları Oktay Akbai,
MeHh Cevdet Amlay, Ctoeyt
Arcaytrek, Hikset Çeti^aya,
Mnstafa Ekmekçi, U | v M u -
cu, tlkaı Selcmk ve AB S i n m .
Izmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Yikad Çakanr, "Ata-
tirkci disnMMİa öNtertı b-
Bi Nadir Nadfnln u n u «•
zenlenen pande t t n yvttaşla-
nmızçagnbdır. UtaöaderAta-
n n n ve o n n ucnııuenBH yn-
maz savvnncttsa Nadir Nadi'yi
ba paMÜe bir kez daha ancak,
yad edeceğiz'' dedi.
ATİNA
Ankara'ya
nota
STELYO BERBERAKİS
ATtNA — Yunanistan, Türk
savaş uçaklannm Yunan hava
sahasım ihlal ettiği gerekçesiyle
Ankara'ya bir protesto notası
verdi. Notada, Türk savaş ucak-
lannın Yunan FIR hattına da
birçok kez "tecavüz ertiti" de
öne sürüldü.
Bu arada Yunanistan, DYP
Genel Başkanı Sileyaaa Dcdi-
reTin, KKTC'nin 8. Inıruluş yıl-
dönümü nedeniyle yaptığı açık-
lamaya tepki gösterdi. Demirel,
"KKTC Cumharbaskaaı Ra«f
Denktaş'su, Kıbns s o m u a
bir çözüm düşünülenez"
demişti.
Yunan Savunma Bakanhğı
dün bir açıklama yaparak Türk
savaş uçaklannm, önceki gün
Yunanistan 'ın hava sahasmı bir
kez ihlal ettiğini, FIR hatüna ise
"tecavüzde" bulunduğunu, bu-
nun üzerine Yunan uçaklannm
"püskirtnc" harekâtı için ha-
valandıklannı açıkladı. Bunun
üzerine hükümet, Yunanistan'-
ın Ankara Büyükelcisi Dimitri
Makris'ten, Türk Dışişleri Ba-
kanhğı nczdinde protesto nota-
sı vermesini istedi.
Hükümet sözcüsü Viron Po-
Udoras da dün bir açıklama ya-
parak, Demirel'in KKTC'nin
kuruluş yüdönümü mesajına
tepki gösterdi. PoKdoras şunlan
söyledi:
"Yeni Türk bikümetmi kar-
malda görevM Sayn Dcarird'm,
Kuzey Kıbns'ta sözde derletin
Oau yıldöaümü içia yaptıtı
açddaınaian ea azoidaa sfirpriz
yaratmaktadır. Bn apkbuBa da-
ha da fleriye gkferek Saym
h
g
m eşÜM rarthiMMT et-
künstaia bir parçasnı
oİBştvndctadır. Sayıa Deoü-
rd'in gccea yiuyıllarda yaşaa-
nu| tarihi olayian; gcrçekdısı ve
mibalafalı bk Mçtandc sapteaa
bu açddamahunu partidük çı-
karlan agnua yapbtua iaao-
mak istiyoraz. Ba yöa
dünya k u n o f n u g
BM iyesi Kıbns'n 17 yddaı ba
yau * 37'smin iagal attmda
bnlaııdanüausua ve Kıbns
Rudaruua yurtiarudaB edfl-
•Mtoiae karşı bir mazeret gos-
tcriMye fi^—y*ı> YeaTTirk
hikiuMtfad kvmakla görevüg
Sayu DeHİrel'm BM Gtvc
Koueyi'BİB bir ÖMCU Ma ka-
rarlanm içnca a n ahfc* 71i sa-
yıta karamu reMedMkle de
düya tophuauu gösterdiği
yoUa BerleaMk istemediihd tfa-
dc eteektedfr. Ynuudstu htt-
kttmeti bu ve baau gibi otam-
suz açıkhuulan reddcbMfcte-
dfr."
2 kuyunıcu soygununda 2 ölü
(Baştarafı 1. Sayfada)
Atatürk Mahallesi'ndeki
Alparsian Akçakaya'ya ait Ana-
dolu Kuyumcasu'nda meydana
geldi Dükkâna giren iki kişi, si-
lah zoruyla dükkânda bulunan
çırak Mustafa Özrürk'ten (17)
ka<Lanın anahtanm istediler. Oz-
türk'ün anahtan venneyerek di-
renmesi üzerine saldırganlar ateş
açtı. Kuyumcu çırağı genç olay
yerinde yaşamım yitirdi. Saldır-
ganlar ise dışarda bekleyen iki
arkadaşıyla birlikte yaya olarak
olay yerinden uzaklaştı. Dükkân
sabibi Alpaslan Akçakaya'mn
yeğeni olduğu öğrenilen Musta-
fa öztürk'ün vücuduna isabet
eden üç kurşunla öldüğü sapta-
nırken mağazada yapılan araş-
tırmada beş boş kovan bulundu.
Bölgede geniş operasyonlara
başlayan jandarma ve polis, da-
ha önce gasp edilen bir taksiyi
olay yeri yakmlannda terk edil-
miş olarak buldu. Taksi sürücü-
sünün tanımladığı gaspçılar ile
kuyumcu soygununa kanşan ki-
şilerin eşkâlinin birbirine benze-
diği ve soruşturmamn bu yönde
sürdürUldüğü bildirildi.
İkinci kuyumcu soygunu ise
Bayrampaşa, eski Edirne asfal-
tı, 500 Evler durağı yakınlann-
daki Mustafa Yençel'e ait Çağn
Knyumcusu'nda meydana geldi.
Saat 14.30 sıralannda dükkâna
gelen silahh 4 kişiden 2'si içeri
girerek dükkânda bulunan Mas-
Ufa %nçd, oğlu Yusuf Yeaçel
ile misafırleri Mustafa Çakalog-
hı'yu silahla tehdit ederek yak-
lasık 4 kilogram altını bir torba-
ya doldurdular. Daha sonra ken-
dilerine direnen dükkân sabibi
ve konuğuna ateş eden soygun-
cular 34 LH 263 plakalı Lada
marka otomobile binerek kaçtı-
lar. Mustafa Çakaloğhı (58) olay
yerinde yaşamım yitirdi. Çapa
Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kal-
dırılan dükkân sahibi Mustafa
Yençel'in (40), yaşamsal tehlike-
yi atlatamadığı belirtildi.
Soygunculann kaçarken kul-
landığı otomobil daha sonra
olay yerine 1 kilometre uzakhk-
taki Güven Düğün Salonu
önünde terk edilmiş olarak bu-
lundu. Tüm Istanbul çapında
operasyona başlayan polisler,
soygunculann izine rastla-
yamadı.
Hüviyet cüzdammı
kaybettim. Hükümsüzdür.
HASAN GÜDEN
DEMİROZLU
(Baştarafı 11. Sayfada)
muş, orada buyümüş genç bir Sırp da kendisini Hırvatistan'a
bağh duyabiliyor. Slovenya da birlik içinde, en çok kendisini,
ekonomik açıdan zararda görüyor.
Dünyanın bu bölgesinde açılmış olan dönem ulusal bilinç,
daha genel ve doğru bir deyişle 'kültürel kimlik' ddnemidir.
Her halk topluluğu kültürel kimlik arayışına, bulunduğu ge-
lişmişlik düzeyinden başlıyor. Birçoğunun da ilk sanldığı kül-
türel kurum 'din' oluyor. Çok sıkıntıîı dönemlerden geçecek
bu halk toplulukları. Sorunun çözümü ise kuşkusuz ki bas-
tırmada, tepelemede, savaşmakta degil. Tersine halklara kül-
türel kimlik arayışlarında yardımcı olmakta, en geniş özgür-
lüğü tanımakta. Çözüm otoritarizmde değil, tersine libera-
lizmde. Kültürel kimliğini araştıran insanlar, özgürlükçü bir
dünyada, ilkel kültürel eğilimlerden de kurtulabilecekler; kar-
maşık (ve insanlığın ortaklaşa) kültür verilerine de yönelebi-
leceklerdir. Propaganda, ordu ve polis gücüyle insanları bir
arada tutma döneminin kapandığı anlaşılıyor. Savaşla, kan-
la sağlanan beraberlikler elbette gerçek beraberlikler değil-
lerdir.
Siyası liberalizmin özgürlükçü tutumudur kuşkusuz, çeşitli
kürtürlerden insanları bir arada yaşatabilecek olan.