22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7UMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 16 KASIM 1991 IVashington, Kaddafıyönetiminin birçok terör örgütünün arkasında olduğunu açıkladı ABD: PKK'yıUbya destekliyorDışişleri Bakanlığı Sözcüsü Richard Boucher, Libya'nın PKK ile ilişkisinin bulunduğunu bildirdi. Boucher, "Türkiye'ye karşı saldınlarda bulunan PKK'yı Libya destekliyor" dedi. Amerikan yönetimi PKK'yı çok yakından izliyor. Yönetimin üst düzeyinde, Doğu Anadolu'da hem "gerilla faaliyeti" olduğundan hem de "terör faaliyetinden" söz ediliyor. WASHINGTON (Camhuriyet) — ABD yönetimi, PKK'yı yakın takibe aldı. Was- hington, PKK'nın, Libya tarafından des- teklendiğini açıkladı. Bu açıklama, Bush yönetiminin, üç yü önce Iskoçya'da Loc- kerbie üzerine düşen Pan-Am yota» uçağın- daki patlama ile ilgili olarak Libya'yı so- nımlu tutmasının ardından geldi. ABD, önccki gûn, iki Libyalı istihbarat görevlisinin, Pan-Am yolcu uçağının pat- lamasından sorumlu olduğunun anlaşüdı- ğını bUdirerek Libya'dan bu görevlilerin teslimini istedi. ABD Başka&ı George Bush da istihbarat görevlilerin tesümi iein her ça- reye başvurulacağmı belirtti. Libya'mn Pan-Am faciaayla ilgili olarak suçlanmasıyLa birlikte ABD yönetimi, Kad- dafi yönetiminin uluslararası terorizme ver- diği desteğin kanıtlannı duyunnaya başla- dı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Rk- fcard Boaclier,Libya'mn aralannda PKK'nın da bulunduğu birçok terör örgü- tü&ü desteklediğini açıkladı. PKK ile Libya'ıun ilişkisinin ABD yöne- timi tarafından açıklanması, her ne kadar Pan-Am faciasıyla irtibatlansa da Tûrk ba- sınında son günlerde çıkan ve AbdaBah öcalan ile MsamaNr Kaddafi'nin yakın dirsek temasında bulunduklanna ilişkin taa- berleri doğnüar nitelikte görüldü. ABD, kuşkusuz PKK'yı çok yakından iz- liyor hem PKK'nın faaliyetleri ile çok ilgi- üler hem de Türk bİTİiklerinin PKK karşı- sındaki performansı ile Cumhurbaşkanı özal'ın Kürt konusundaki yaklaşunİannı temel olarak benimsiyorlar, ama Türk as- keri cenahını gücendireceğinden ürktükle- ri için destekliyor izlenimi vermek istctni- yorlar. Askeri cenahtan, "SMl kikünet- ler, bi» arka cıkmryor, biz wrt dolenler atoca eteştiriter baghyor, hükümet 4e ir- kiyor. Soaaçta rf-hh kuvvetfer olarak Mz yıpraaryonu" diye bir hava verümiş Was- hington'a, PKK terörünün durduruhnarnış olmasının Türkiye'de askeri cenaha,"Aaü işteftz ba, m da bajaramadın»'' gibi eleş- tiriter getiriyor olmasuun farkındalar ve "PKK'am b« kadar dtoçtt çdsmaa biri de «asırttı, yarihm içn ettaüzden bir şey gelir mi" diye bir arayış içindeler. Nitekim ge- çen baftalarda Türk Hava Kuvvetleri'nin yaptığı operasyonlar nedeniyle Amerikan yönetimi Türkiye'ye bir sıkıntı vermedi. "Irak'ta g&c bosnfu ortayaçıkH|ı için ora- da teröristter iisknmiştir" gıbı arüayışlı bir yaklaşım içindelerdi. Hatta Türk Hava Kuvvetleri'nin operasyonu sürerken ABD radarlanmn Irak'ı gözlem altında tutmuş olması dahi muhtemeldi. Bu arada, ABD üst yönetiminde görev alan entelektüel çev- relerin PKK konusundaki yaklaşımlan da ilginç bir özeüik gösteriyor. Türkiye'nin geçmişteki Güneydoğu politikalannı, bu çevre, vicdanlanna sığdıramadığı için bu- gün 'bölüculük ve terör' mesajıyla donan- mış PKK'yı, sadece bu çerçeve içinde de- ğerlendirmekten uzak görünüyor. Nitekim bu kadrolann hâkim olduğu Dışişleri Ba- kanhgı'nın Kongre'ye yoUadığı bütçe sunuş raporlannda Doğu Anadolu'da hem 'geril- la ayaklanması' bulundugundan hem de "alçak yoğuBİukUki terör faaliyetinden" söz ediliyor. "Gerflla ayak—nması" nüansı itibanyla terörist PKK hareketini menmun edebilecek bir tanımlama, "terör faaUyetkrinden" söz edilmesi de Türk tez- lerine uygun. Ancak bu PKK'mn da 'resmen' destek- lendigi anlamma da gelmiyor. ABD'nin Körfez savaşında Saddam Hüseyin'den ya- na tavır koymuş liderhgındeki PKK'yı des- teklemesi, Washington'da bu konuyu bu- yüteç altmda inceleyen Türk diplomatik makamlanna göre *söz komısa' değil. Kaldı ki geçen günlerde Washington'da yaptığı basın toplantısında Dışişleri Müsteşan Ör- dem Sanberk, "Irak'ın PKK'ya silah ver- digi yönünde, sunactann kesişmesi dtşında, somnt bir kmnıt buluBmadtgını" söylemiş- tı. PKK terörünün Amerika'yı çok yakın- dan ilgilendiren bir diğer yönü de alçak yo- ğunluktaki çatışmaların 'ytiksek yotaBİıt»' pkarak dış tehdit getirebilme yeteneği. Ünlü ABD'h" stratejist Albert Wohlstetter'm başında bulunduğu bir ko- misyonun 1989 başında yayunladığı 'aynm- a caydıncAk' raporunun ana temalanndan birisi buydu. tran-irak savaşı sırasında böy- le bir tehlike atlatıldı. lran, Türkiye'nin *ya- ^aoual ekoM»nik bo)«e' ilan ettigi Irak Yu- murtalık Pettol Boru Hattı'na doğmdan saldıramadıgından bagunsızhk sörü verdi- gi Kürtlen mobilue etmek istedi. Ancak Türkiye'nin kararhkfı caydına oktu. Türkdye'nin, bu kapsamda 'Ancrika lcş- kırttı, Alauuı dntddedi' gibi yaklaşınüan bir yana bırakıp işin özüne egümesi gerek- tiği yönünde düşünce birligi bulunuyor. 12 Bylül rejiminin, karmaşık sosyal olgulan, 'yasaldadım oMv' mantıgı içinde çözmeye çahşması nedeniyle Ülkenin sosyal denge- terinde büyük tahribat oldugu, Türkiye'nm Kürt politikalannm 1990'da Torumuy'ın istifasıyla sivülerin eline geçmesine kadar olan sürede PKK'mn kendisine bir Uban yarattığı vurgulanıyor. 1980 ortalannda Ankara'da Dışişleri Bakanhgı Müsteşan Nüzhet Kaadeınir başkanlıgmda gizli bir Kürt komisyonu vardı. Kandemir toplan- tüardan birisinde "Kürtçc koaofabtoe- Her" dediği için neredeyse vatan hainligi ile suçlanacaktı. Yani Türk devtetinin 1980-90 arasında bu konuyu rasyonel bir çizgi içinde ele aldığuu iddia etmek güçtü. Sam Amca, Küıileri Hzliyor' ABD yönetimi, kamuoyundan gelen baskılarlaTürkiye^yi kollamak arasında bocalıyor Washington, Kürtlerin, daha iyi yaşam koşullanna kavuşturulmasıru, bunun da ötesinde özerkliğe, hatta federasyona sahip olmalanru gözardı etmiyor. Bu yaklaşun, 'Kürt' değil, 'insan hakları' odaklı olarak sivriliyor. UFUKGÜLDEMtR WASHINGTON — Ameri- ka'mn Kürt konusuna nasü baktığı sorusu ele ahndığında, resmi politikalarla kamuoyu vicdanı arasında bazı farklar bulunduğunu kavramak fazla zaman ahnıyor. Kamuoyu Kürt konusunda Amerikan yöneti- minden çok daha atak. Yönetim ise 'dofra' olduğuna inandığı değerleTİe dostu ve müttefıki Türkiye'yi kullanmak arasında bölünmüş durumda. Amerikan kamuoyunun, yö- netimi, bu konuda daha çok 'demde' olmaya zorlamasının etkileri, son yülarda artan gaze- te haberleri, Kürt raporlan üe kendisinı gösteriyor. Tüm bu geüşmeleT Türkiye'de Ameri- ka'run, Kürt konusunu 'Tirki- ye akryaiac kapdıgı' izlenimini uyandınyor. Ama yönetim res- mi politikalannda şu unsuru göze ahnak durumunda: 'Bfadm içn Ktrtfer mi öaemM, Tnrkl- ye'ata bitiiaJi«i _«?' Ameri- ka'mn bu soruya şu ana kadar 'K—üer daha öaemn' yamtını verdiği yönünde bir işaret yok. Bu, değil Türkiye gibi bir müt- tefiki, Saddam Biteyfaı gibi alerji duyulan birisinin işbaşın- da olduğu Irak için dahi şimdi- fik söz konusu değü. Körfez kri- n sırasında Irak'a saldınnın, bu ülkenin bütünlüğünü tehdit et- tiği noktaya geldiğinde durdu- nüdu|u, Saddam Hüseyin'in de bu sayede işbaşında kalabildiği «rdegil. Amerika, bugüne kadar Kurtleri, zaman zaman silah da- hi vererek hoşlanmadığı rejim- tere karşı kullandı. Amacına ulaştıktan sonra da yan yolda bırakıp sayısız can kaybı olur- ken, kafasını öteki yana çevir- di. Ama bu, diğer yandan da Kürtlerin daha iyi yaşam koşul- lanna kavuşması, istedikleri dü- de okuyup yazması, parti kur- ması, bunun da ötesinde belli bir özerkUğe, hatta federasyona sahip olmasuu istemediği arüa- mına gelmiyor. Ancak burada- ki önemli nüansı, bu arzunun 'Klrt' değü, ' t a u haklan' odakh olması oluşturuyor. Türk diplomasisinin Ameri- ka'da Kürt konusunda yaşadı- ğı en büyük güçlük şu: Her şey- den önce azınhk olduğu ifade edikn belli bir grubun temel haklan üzerinde kısıtlamalar buhınduğunu, o dilde eğitimin • mümkün ohnadığuu, kuzeyi ve ' gûneyi dost komşularla, iki ya- ni da okyanusla çevrUi Ameri- ' kahya anlarmak zor. ; Bu konudaki 'alasal giiven- '• Mk' ağırhkh argümanlar, ancak '. 'red a«ck' (bira içen, ırkçı, co- ' untry müziği dhüeyen muhafa- zak&t tip) tabir edilen kitleyi et- kih'yor. Belirli bir eğitim düze- yi tutturmuş, biraz liberal gö- rüşlere sahip Amerikahyı ikna edemiyor. ABD Dışişleri Ba- kanhğı'nın Kürt konusunda her yü Türk devletinin tüylcrini ' ûrperten ifadelerle yayunladığı f insan haklan raporu, bu konu- da gerekli asgari eğitim düzeyi- ; ni hayli aşmış Amerikahlar ta- 1 tarmdan kalcme ahruyor. Ame- rikan Dışişleri T^k""!'^ ülkenin • iyi eğitim görmüş, entelektüel rttzgtrlara açüt kadrolanndan tediği iddia ediliyor. 4. Washington'un önde gelen kulrür kurumlanndan 'Smitaso- •iaaEastltistt' 15-16 kasım ta- rihleri arasında Kürt kültürü konusunda bir konferans yapı- yor. Başhklar arasmda 'Modern bir izolmsyoH, Kart dtasporası< ata etkW' ya da 'Kirt sonuıaB- da ekoaoaük gerçektcr ve tiya- si öoceKkler' de var. Türkiye'ye bakış Kuzey lrak'taki Kürtler yaşayabilmek için Saddam süahlan kadar ekonomik geriUğe ve doga koşullarma karşı da mücadek ediyoriar. (Fotograf: RIZA EZER) tirmeye cesaretlendh-di. vetksi'nin PKK kamplanna sal- sonra çoğunluğu Kürtlerden Bu geüşmeleT ışığmda ABD'- dınsuu gündeme getirdi ve ABD ohışacak Türk ordusunun Kürt- nin Kürt konusuna yaklaşımı, Ue tngütere hükümetlerini ses- lere karşı mücadelede zorlana- yükselen bir grafık izledi. Orne- sizce Türkiye'yi desteklemekle cagı idi. Tabii Izady'ıün hakkm- oluşuyor. Bu eğitim düzeyinde- dikkatle secerek hazırladığı bir ki kadrolarda dünyanın her ulke- metindi ve Kürtlerin aranacak sinde oldugu gibi Amerika'da haklan olduğunun Amerika ta- da azınhk, insan haklan konu- rafından kabul edildiği anlarru- lanna çok duyarlı, hatta içlerin- de bizzat azınhk olmak duygu- sunu yaşayan Museviler var. Resmi poliüka ABD'nin şu ana kadar Kürt konusunda açıklanmış bir tek 'resmi' politikası bulunuyor: ABD'nin potiükası, Kurtle- ria gayeterine banşçı yoldan ve M t d mevcvt devleflcru sı- içtede kaTBşmalan yo- AmerikabaöJketeru Iç işteıia* kanşmaz.' 1989 yıknda yapdmış bu açık- lama, sözcü Ckarles Redman'- ın o anda agzmdan kaçmış bir cümle değil, aksine brifmgden önce ilgili masanın her sözcüğü na geüyordu. ABD'nin Kürt ga- yelerim kabul eden bu yaklaşı- mı özellikle 1980 ortalanndan sonra yeni ivmeler kazandı. Bunun nedeni de dünya kon- jonktürundeki değişikliklerdi. Soğuk savaşm getirdiği bloklaş- ma ve stratejik bağımuhk, müt- tefıklerin birbirlerindeki bu tür 'nazik konnlan' uzun yıllar göz- ardı etmesini sağlamıştı. Blok- lar arası yumuşama Türkiye'nin üzerine kurulu oldugu yaruna- dayı dünyanın en stratejik nok- taianndan birisi ohnaktan çı- karmadı, ama yumuşamamn ortaya çıkardığı yeni denklem de Amerika'yı insan haklanm daha gür bir sesle gündeme ge- ğin ABD Dışişleri Bakanhgı'nın her yü yayunladığı insan haklan raponanmn Türkiye bölümü gi- derek eleştiri dozajını arttırdı. Kürt konusu ABD Kongresi için de giderek önem kazanan bir 'etafit' konu haline geldi. özel- likle son mülteci dramından sonra 'bir Kürt tobtei' ortaya çıktı. Sadece bu ay içinde Ame- rika'da bu konudaki faaliyetle- re baküdığında entelektüel ügi- nin ne kadar yüksek oldugu çar- pıa bir manzara olarak karşimı- za çıkıyor. 1. ABD'nin önde gelen gaze- telerinden Wall Street Joumal 13 kasunda yayunladığı aynntıh bir haberde, Türk Hava Kuv- Ue tngiltere hükümetlerini ses- sizce Türkiye'yi desteklemekle suçladı. 2. önceki gece ABD başken- tinin ünlü uluslararası Uişkuer okulu Johns Hopkins'te Kürt- lerle ilgili bir acıkoturum yapıl- dı. Harvard öğretim üyelerin- den Dr. Mekrdad Izady çok il- da konuştuğu bölgeyi tanımadı- ğı, olaylan sadece rakamlara vurarak açıklamaya çahşmasm- dan belli oluyordu. Ancak bu konuşmayı dinleyenlerin sayısı da 100'e yaklaşıyordu. 3. Her yıl toplanan Ortado- ginç bir tebliğ sundu. Türkiye'- ğu tncelemeleri Konferansı önü- deki Kürtlerin demografık geli- müzdeki hafu Washington Hil- ton'da başhyor. Büyük çaplı bu konferans dizisinde bir tane de Kürt paneli var. Edinilen bilgi- ye göre bu panel sırasında tarih- te ilk kez yapüan bir 'Kürt ka- şımını inceleyen bu tebUğde Türkkrle Kürtlerin nüfusunun 2O2O-25'te eşitleneceği, bundan 15-20 yıl sonra da Türklerin azınhk hale geleceğj, dolayısıy- la da Türkiye'nin Kürtleşeceği ileri sürüldü. Izady'ye göre bü- yük kentkrde 1 milyona yakla- şan Kürt kolonileri kurtüuyor- du. Bir başka iddia da 15 yü maoyu yoklamasuun' sonuçla- n da açıklanacak. Metodu ko- nusunda bir bilgi buhınmamak- la birlikte sorulan yamtlayama- nn yüzde 75'inin bağımsızlık is- Sonuç olarak Türkiye bu dö- nemde ne tür politika seçenek- leriyle karşı karşıya? Birincisi, amk üst düzey Türk diplomatik çevrelerde 'Kürt ko- «uvvda Tirkiye ^ n » w ^ BC djjiadttji *t n Ataüaf çok B- gtoaip içeride M oid«tBBa göz- dea kaçaıyor' bicimde bir görüş egemen olmaya başladı. Peki Kürtlerin var olan şikâ- yetteri ortadan kaldınhp istedik- leri olanaklar da sağlansa Türk bayrağı altında yaşayacaklar mı? Bunun da tespitinin iyi ya- püması gerektiği yönünde bir görüş bulunuyor. Çünkü artık konunun asker baskısından ya- kınmaktan çıkıp 'benük arama- ya ydoddigi' yönünde ışaretleT bulunuyor. Geçen aylarda Içiş- leri Bakanhğı'ıun finanse ettiği bir tur çerçevesinde 8 Doğu mülkiye amirinden oluşan bir grup Amerika'ya geldi. 'Tüm obuıaklar da tathusa arük isia zor otdatraV düşünüyorlardı. Çünkü ilçe düzeyinde PKK'ya yüzde 80 oranmda destek oldu- ğunu gözlemişlerdi. Yani 'Ne önlemler almmah' sorusuna karşüık 'Ne öatem aanına ahn- su fark etmcz' demlen nokta- ya getinmişti. Oysa bundan bir yü önceye kadar Abdullah öca- lan'ın tutumu, gazeteci Mehmet Ali Birand'a açıkladıgı gibi 'Tttrkiye'ain kayaaklartnı Tirkiye Be beraber kva-tacak- lan' yönünde idi. Yani yakm bir gelecekte bağımsızuğı hedetleye- miyorlardı. Bu garip tabloya bir de ÖzaT- m 'federasyon' türu yaklaşun- k n eklenince Batı âlemi bu öne- riyi sanki iş bitmiş gibi kullan- maya başladı. örneğin Wall Street Joumal gazetesi 13 kasım tarihli sayısında yayımlanan Kürt haberini özal'un bu öne- risi üzerine bina etti. Kürt stralejisi neolmah?WASHINGTON (Caaüw- riyct) — Dünyanın önde gelen stratejistlerinden Edward L«ttwak, Türkiye'nin toprak- lannda yaşayan Kürtlere hem yüzde yüz Kürt hem de yüzde yüz Türk okna hakkı vermesi gerektiğini söyledi. Luttwak, Türkiye'nin kendi ülkesindeki Kürüeri lran ve lrak'taki soy- daşlannın imrenerek bakaca- ğı bir noktaya getirmesi gerek- tiğini ifade etti. Luttwak, "TlfUyc'-B Kürt atrateji-t ne otaa—h" sorumuzu şöyle ya- mtladı: Bir toplumun gelismişuk düzeyini ölçmek çok kolaydır. Azmkklanna nasü davrandıği- na bakarsınız. Bu hastaya de- rece vermek gibidir. Yüksek ateş kötü, ateşi yoksa iyi. Azınhk problemi olan ülkeler de yeterince gelişmemiş de- mektir. Türkiye, Kurtlerini tatmin etmeden bir model ha- line gelemez, çünkü kalkınma- sı Kürt politikalanmn tutsağı haline gelir. Eğer Türkiyeğ y gerçekleştirirse, Doğu'da bir özerk Kürt bölgesi olmuş, ol- bu fark etmcz. iğ Kürtlerden daha fazla özgür- lüğe sahip olur ve ekonomik açıdan da fazla geüşirse, bu si- zin için büyük güverüik soru- nu yaratır. O halde, Türkiye Kurtlerini tran ve lrak'taki soydaşlaruun imrenerek baka- cağı bir noktaya getirmek gerekir. Biraz aşın bir örnek olacak ama Isviçre'de Fransız azınhk vardır. Bualann Fransa deni- len özerk bir bölgesi de vardır. Bu Isviçre için bir güvenlik so- runu oluşturmaz. Çünkü etnik olarak yüzde yüz Fransız ol- mak yüzde yüz lsviçreli olma- ya engel değüdir. Hatta Fran- sa'da yaşayan Fransızlar hep buraya imrenerek bakar. Bu bakımdan Turkiye suurlaruun ötesinde Irak Kürdistanı diye adlandınlabilecek bir özerk bölge ile çok rahat bir arada yaşayabilmelidir. Bu işin sırn budur. Eğer Kürtlerin yüzde yüz Kürt ohnasma izin verir- seniz, orüann yüzde yüz Türk kalmasını garanti altma ahrsı- nız. 0nun için bırakın Kürtçe öğretim yapılsın mı yapılma- sın mı tartışmasuu. Kendinizi özerk bölge, kanton, gibi dü- şüncelere dahi ahşürmahsınız. Lockerbie faciası Kaddafi n aııılunıııı ucunda ÜÇ YILSÜRENP AHAUSORUŞTURMA tucukumaşparçası>RA (Camkoriyct) — "Lockerbie faciası" olarak anılan olay bundan yaklaşık üç yü önce yaşandı. Pan American HavayoUan'na ait Jumbo tipi yolcu uçağı 21 Aralık 1988 günü Iskoçya'mn Lockerbie kasabasının hemen kenarmdaki evlerin bahcesine düştü ve kazada 270 kişi hayatını yitirdi. Olayda terörist parmağı arandı ve kazaya teknik bir hatadan çok bir bombamn yol actığı kısa sürede anlaşıldı. Viç yıl süreyle 70 ülkenin güvenlik örgütlerinden safelanan bilgüer ve 23 ülkede Ingiliz poUsinin bizzat yaptığı yaklaşık 150 milyar liraya (17 milyon sterlin) mal olan soruşturma sonucunda, olayı bir kumaş parçası aydınlattı. Kazada ölenlerden birirün ceketinden kopan küçük bir parça Malta'da Libya temsilciliğine komşu bir elbise dükkâruna kadar izlendi. Frankfurt-Londra- New York seferini yapan uçağa bombamn Frankfurt Havaalanı'nda, Türk yükleme işçikri tarafından yerleştirilrniş olabüeceği dahi öne sürüldü. Ancak soruşturma Uerledikçe patlamaya bir kasetçalar içine yerleştirilen güçlü ve kokusuz plastik bir patlayıa madde olan u Semtex"in neden oldugu ortaya çıktı. Şimdi ise bu maddenin ajanlar tarafından bir bavul içinde Libya'dan önce Malta'ya, oradan da Malta HavayoUan'na ait bir uçakla Frankfurt'a götürüldüğü arüaşüıyor. Uçak, Londra Havaalam'ndan kalküktan 38 dakika sonra patlamışu. WASHINGTON/LONDRA (Camhn- rlyet) — ABD ve tngiltere, 1988 yüında tskoçya'nm Lockerbie kenti üzerinde 270 yolcusuyla birlikte düşen yolcu uçağın- daki patiamadan Libya'yı sorumlu tut- tular. Uçaktaki parinn^nmT> Libyah iki is- i d ç p y tihbarat görevlisi tarafından uzaktan ku- manda yoluyla gerçekleştirikuği ve bu iki görevlinin iadelerinin istendiği ve hakla- nnda tutuklama emri çücankhğı bildiril- di. ABD yönetiminin, Lockerbie faciası ve terörist faaliyetlere verdiği destek yü- zünden Libya'yı cezalandırmaya hazır- landığı öğrerdldi. ABD Başkanı George B«h, bu konudaki ilk adımı atmak için Körfez krizindekine oranla daha sınırh olmak koşuluyla, "•lodararau bir koaUsyoa" oluşturmak için kollan sıva- .4. Bush, konu ile ilgili olarak gazeteci- lere yapoğı açıklamada, "Koalisyonna knrBbnasyU B_W olarak çok sayıda dttaya ttdeti İle göriştmaı" dedi. Bush, Libya'ya karşı ne yapüabüeceğini henuz tam olarak belirlemediklerini kaydeder- ken, "Haar oldatamaz zaatM sdyleyt- cctiz vc soyicdltimi- dekuariı Mr W- çiıade aygtfayacatız" diye konuştu. Beyaz Saray Sözcüsü Marlia Fitzwa- ter da yaptığı açıklamada, Lockerbie fa- ciasıyla ilgili olarak suçlanan iki Libya- h istihbarat görevlisinin geri iadesi için ABD ve tngiltere, 1988 yılında İskoçya'nın. Lockerbie kenti üzerinde düşen Pan-Am uçağmdaki patiamadan Libya'yı sorumlu tuttular. Patlamayla ilgili olarak iki Libyalı istihbarat görevlisi hakkmda tutuklama emri çıkanldı ve Libya'dan resmen iadeleri istendi. Libya, Lockerbie faciasmda parmağı oldugu yolundaki suçlamalan reddetti. "ber tirta çabaaın" gösterileceğini bil- dirdi. ABD yönetiminin, Libya'mn istih- barat görevlilerini vermemek konusun- da diretmesi halinde askeri bir operas- yona girişebileceği yolunda karar alma- sı, büyük bir olasüık olarak gösteriliyor. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanhgı bir büdiri yayımlayarak Libya'mn, dunyada- ki terörist faahyetleri destektediğine iliş- kin yeni suçlamalarda butundu. Bildiri- de, Libya'ya şu suçlamalar yöneltüdi: "Libya, Ebu Nidal'in terör örgütüne yüda tmlyonlarca dolar yardım yapmak- ta ve örgüte terör eğitim kamplan sağ- lamaktadır. Libya lideri Albay Muam- meı kaddafi, 1987 ve 1988 yülannda Al- manya'daki Amerikan askeri trenlerine saldınlar düzenleyen Ahmed Cibril hder- liğindeki Filistin Halk Kurtuluş Cephe- si Genel Komutanhğı'na 1990 yüında bir milyon dolardan fazla mali destek ver- miştir. Libya hükümeti, Washington üe FKÖ arasmdaki ilişkUerin bozulmasına yol açan Filistin Kurtuluş Cephesi'ne yardım ve mali destek sağlamaktadır. Libya, Suriye tarafından oluştunılan Fi- üstin örgütü Saika'ya ve Füistin'deki ts- lami Cihad Orgütü'ne mali kaynaklar te- min etmektedir 1 .' Edinilen bügiye göre Lockerbie faci- asıyla Ugili olarak suçlanan Libyahlann kimükleri şöyle: AMÜbasit AH Mctaact El-Ma^uurib İstihbarat servisine ginneden önce Lib- ya Havayollan eski Güvenlik Şefı vç Lib- ya Stratejik Araşuraıalar Enstitüsü Baş- kanı. Q £ « İ B Hallfe Fakmah: Libya Hava- youan Maha eski tşletme Şefı. Olayla Ugüi olarak resmen suçlanma- yan, ancak ifade venneleri istenen iki Libyah da Kaddafi'nin yeğeni olan v« Libya İstihbarat örgütü'nün başkanlıgı m yürüten AMaBah Saa-uri ve Liby: UlaştırrnaBakamlıettiaMahaBBBttEI HJbsharL Libya ise Lockerbie faciasına kanştı ğı yolundaki ABD ve Ingütere'nin s\x, lamalanm reddetti. Lockerbie uçak fJ ciasıyla ilgili olarak iki Libyah istiht» rat elemam için tngütere ve ABD tar fmdan önceki gûn tutuklama emri çık rüması üzerine libya'nm BM misyonu ca yayımlanan açıklamada, Libya'nı ucağın bombalanma eykmine kanşt yolundaki sav kesin bicimde reddedik Libya BM temsüciüğmden yapıl açıklamada, "Ubya'am, trajedlyk hı «m4btıe««c*Wrdiikil-*«__rk. tngUtere ve ABD'ye, iki libya istihbi görevlisinin terörist olduklannr. Uis sağlam, güvenilir mahkeme kanıtlan tirmeleri için cağn yapüdL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle