23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Saiubı Curahunyet Matbaacılık vc Gazetecılık Turk Anonım Şırkctı adma titdk N«U. 0 Genel Yayın Murfürtı: Hasu Cesnl, MIIRSN Mudutu Eariar Ufikhf*. Yuı lşlerı MUdünl Okıy Goacuia, • Habcr Mcrkezı Mudüru. Yalçu ••yer, Sa>fa Düzrnı YOneımenı AK Ar»r 0 Ttmsılcıler ANKARA Akmct ÎH, tZMlR Hikmel Çetbriu)*, ADANA: Çeliıı Yi|tnotlii k Pbln ka CıW ktta*tK. Dt} Habertcr EtfM flttlo. Ekonorra. C«H" fertM. ivSendtka: Şrtkna ÜcMd, Kulıur Ccfal Üfter. Istanbuı Habcrkn Knul KBÇU. Egıtım Ccaao Ş « ) l ^ Yurt Haberkn Nccriri Dotaa, Spor Duı$nuıu. A M t t ı * V ı r r t r - Dtzı Yızılar Kerera Çahşluka, Ansiırma Ş«hM Atpa>, DuzcHmr Abdaflafe YKKI ^ KocrdınaLOr Aknct Kondna ^ Malı hler Lrot EriM ^ Muhantbc R*lml te«r ^ Bu'vt Plar.iima Srv^İ OMMnb*$cothı ^ Rcklam %TK b n ı 0 Ek Ytyınltr H«İ7» Ak»ot 0 îdare N U P I I Cum 0 hieirn* Oadcr Çriık 0 Bilgi l>iem N«l I n l 0 Pe^onT Sr*fj BoctunOtİB Otıui U M UKa Imn. Hnaa Ccaal. Hıkaet (nnkiü. OU) Goarata. H«r U « « . likn *uow w >«>wt Curohur!>«- Maıbaacılık ve Gazeiecıtajt TA-Ş. TurkOcaiı C»d 39/41 Ca|*k>gla « ' M la PK 2 « luaabul Tti 512 05 05 (20 haü Ttte» 22246. F o (!) 526 « 72 0 Buroiar Aftkaı» Zı\a Gökalp Blv Inkılap S. No 19^4. Teh 133 I! 41-4- Tekx. 42344, Fax (4) 133 05 65 0 l u d r H Zıy. Bl> 13S2 S. 2/3 Tel. 13 12 Î0. Tdet 5235». F*> (51) 19 53 U : Inonu <jd 119 S. No I Kaı I. Td 19 37 52 14 haıl t e « 62155 Fıx Tl) 19 25 71 TAKVtM: 29 OCAK 1991 lmsak: 5.43 Guneş: 7 11 öğle: 12.22 İkindı: 14.59 Ak$am: 17.23 Yatsı. 18.45 Ifeni sınav düzeni onay İstanbul Özel Okullar Sınav Yürütme Kurulu, öğrenci ve velilerin okul-kurs-özel öğretmen arasında koşuşturmalarını önlemek amacıyla öneriler paketi hazırladı. Özel Türk ve yabancı okullara giriş sınavının Anadolu liseleri sınavından bir hafta sonra yapılması, özel okullardan en çok beşinin tercih edilmesi öneriler arasında bulunuyor. FİGEN ATALAY Ilkokul son sınıf öğrencileri ve velilerinde, Anadolu lisele- ri ile özel Türk ve yabancı okul- lara giriş sınavlarımn heyecanı başladı. Sınavlara dön ay ka- la, kimisi ilkokul dördüncü sı- nıftan, kimisi bu öğretim yılı başından bu yana okul-kurs- özel öğretmen arasında mekik dokuyan öğrencilerin ve anne- babalarının, bu yıl okuldan okula koşturmamalan, kayıt süresinin uzun bir zaman dili- mine yayılmaması için çeşitli çalışmalar yapılıyor. İstanbul özel Okullar Sınav Yürütme Kurulu, bu amaçla bir öneriler paketi hazırladı. Özel Türk ve yabancı okullara giriş sınavının Anadolu liselerine giriş sınavın- dan bir hafta sonra yapılması- nı, bu okullara kayıtlann aynı süre içinde gerekleştirilmesini, sınavına girilen özel okullardan en çok beşinin tercih edilmesi- ni öngören bu çalışma, halen Milli Eğitim Bakanlığı'ndan onay bekliyor. Özel Okullar İs- tanbul Sınav Yürütme Kurulu Başkanı Fahamettin Akıngüç, geçen yıl Anadolu liseleri ve özel Turk ve yabancı okullara kayıtlar konusunda ortaya çı- kan sorunların çözümüne ağır- lık verdiklerini belirterek "Amacımız, velilerin okuldan okula koşturmalannı onlemek" dedi. Anadolu liselerine giriş sına- vı bu yıl 26 mayıs tarihinde ya- pılacak. ll Sınav Yürütme Ku- rulu'nun önerisine göre Istan- bul'dan 49 özel okulun katıla- cağı özel Türk ve yabancı okul- lara giriş sınavı da 2 haziranda gerçekleştirilecek. Fahamettin Akıngüç^ün verdiği bilgiye gö- re özel Türk ve yabancı okul- lara giriş smavı, sözel ve sayı- sal olmak üzere iki bölümden oluşacak. 120 dakika sürecek sınavın sözel bölümünde, aday- lann Türkçeyi kullanma güçleri ile Sosyal Bilimler'deki temel kavram ve ilkelerle düşünme, sayısal bölümünde ise matema- tiksel ilişkilerden yararlanma güçleri ve fen bilimlerindeki te- mel kavram ve ilkelerle düsün- me yeteneklerini ölçen sorular bulunacak. Sınavda, 30*u Türk- çe, 20"si Sosyal Bilimler sorula- nndan oluşan S0 sözel, 30'u matematik, 20*si Fen Bilimleri sorularından oluşan 50 sayısal olmak üzere toplam 100 soru sorulacak. Geçen yıl ortaya çıkan sorun- lann bu yıl yinelenmemesi için çalıştıklanm kaydeden tl Sınav Yürütme Kurulu Başkanı Faha- mettin Akınguç, kayıt süresinin kısa olmasının ve özel okulla- ra giriş sınavı ile Anadolu lise- lerine giriş sınavının kayıt süre- lerinin aynı zaman diliminde yapılmasının gerektiğini söyle- di. Akınguç, şöyle konuştu: "Sınav sonıiçlannın 23 hazi- randa başlayacak Kurban Bay- ramı'ndan önce ilan etmeyi umuyonu. Sonuçlar ilan edil- dikten sonra ögrenciler kaç pu- an aldıklannı ögrenmiş olacak- lar. Her okul kendi taban pua- nını lespit edecek ve sınava ka- tılan tiim özel okulların taban puanlan basın yoiuyla duyunı- lacak. Boylece velilerin elinde öf rencinin puan ve okullann taban puanlannm listesi bulu- nacak. Ögrend, puanının tul- tufn okullardan en çok beşini tercih edebUecek. Veliler için tek sorun Anadolu liseleri sına- vı sonuçlan. Bu konudaki öoe- rimiz, özel okullara ve Anado- lu liselerine kayıtlann aynı su- re içinde olması. O zaman ve- lilerin elinde liç veri bulunacak. Bunlar, ögrencinin puanlan, Anadolu liseleri puanlan ve özel okulların taban puanlan. Boylece veliler, okuldan okula koşturmayacak, çocuklannın kaydını yaplırmak için merak ve beyecanla çok fazla bekle- nscyecek* Bu arada, Anadolu liseleri ile merkezi sistemle öğrenci alan okullann sınavlannı dUzenleme yetkisi bir süre önce tşletme Dairesi Başkanlığı'ndan aJına- rak Bilgi Işlem Dairesi Başkan- lıgı'na verildi. Milli Eğitim Ba- kaniığı yetkililerinden alınan bilgiye göre Anadolu liseleri, fen liseleri, özel Türk ve yaban- cı okullar, meslek liseleri ve pa- rasız yatılı smavlannda önceki yıllarda ortaya çıkan sorunla- nn yinelenmemesi amacıyla çe- şitli önlemler alındı. Torrente'den "örabesk" mi için haarladıklan yeni kıyafetlerin basına 4autılması sıiriı- yor. Bunlardan Torrente, Körfez savaşından etkilenmiş olacak ki koleksiyonundaki ilginç modellerden birine "arabesk" adını vermiş. Torrente'nin "arabesk"i; dantelden, kolsuz, mini bir el- biseyle bunun sırtından yere kadar uzanan yiHe dantelden bir kuyrukUn olnşuyor. (Fotograf: AFP) Körfez krizi başladığından beri kitap satışları önemli oranda düştü Savaş kitap okıımazMehmet llkoru* (Cumhuriyet Kitap Kulübü): Herkes beklemeye girmiş durumda. Okur, kitap almayı erteliyor. Kitapçı yeni kitap almak için bekliyor. Şükrü Apak (Bilgi Dağıtım): Hep gıda maddesi alıruyor. Son bir ay içinde kitap satışında yüzde 30'luk düşüş var. Mehmet Uear (Say Dağıtım): Yayınları durdurduk. Anadolu'dan sipariş almıyoruz. Kitapçılar dağıtım için talepte bulunmuyor. Kültür Servisi — Körfez kri- zinin başlamasından bu yana Türkiye"de kitap satışlarında önemli oranda bir düşuş yaşanı- yor. Kitaptaki bunalım Körfez 1 de savaşın patlak vermesi ve Türkiye'nin de bu konuda daha "sıcak" günler yasamaya başla- masıyla birlikte donığuna vardı. Bazı dağıtımcılar ve yayıncı- lar kitap piyasasının kriz ve sa- vaştan etkilenmesini psikolojik nedenlere bağhyorlar. Bazıları piyasadaki genel durgunluğun kitap dünvasına da yansıdığı ka- ıusında. Önde gelen dağıtım şir- ketlerinin verdiği bilgiye göre son bir iki ay içinde kitap satış- larında yaklaşık yüzde 60 ora- nında bir duşüşten söz etmek mümkün. Cumhuriyet Kitap Kulübü yö- neticisi Mehmet tlkorur, Körfez krizinin başlamasıyla birlikte ki- tap satışlarında önemli oranda bir düşüş olduğunu vurguluyor. Bu duşüşün şimdilerde de sur- duğünü belirten tlkorur, "Önemli olan, krizin yararüğı KtTAP ALICI BEKLİYOR — Kitap satışları Körfez'de savaşın patlak vermesiyle birlikte iyice azaldı. Son bir-iki ay içinde kitap saüşlannda yüzde 60 oranında bir duşüşten söz ediliyor. psikoloji" diyor. "Bunun olum- suz etkileri süriiyor. Herkes bek- lemeye girmiş durumda. Okur kitap almayı erteliyor. Kitapçı yeni kitap almak için bekliyor." Bilgi Dağıtım'ın yöneticisi Şükrii Apak, Körfez krizinin bütün piyasaları olduğu gibi ki- tabı da olumsuz etkilediğim be- lirtiyor. Ödemelerin azaldığını, satışların duştüğunu söyleyen Apak, "Herkes gıda maddesi alıyor. Son bir ay içinde kitap satışında yüzde 30'luk bir düşüş var" diyor. Ancak savaşın bu işin bir "kı- lıf'ı olduğunu vurgulayan Apak, protesto olmuş, ödenme- miş senetlerin savaş öncesi dö- neme aıt olduğunu söylüyor. Son dönemde ise harcamalar kı- sılınca mal ahşlannın da sınır- landığını belirten Apak, "Yüz- de 60-70'lere varan bir duşüşten söz edilebilir" diyor. Say Dağıtım yöneticilerinden Mebmet Uçar, kitap çarkının tü- müyle durduğu görüşünde. tn- sanlann paralanm ceplerinde tuttuklarım söyleyen Uçar, u Ya- yınlan durdurduk. Anadolu'dan sipariş almıyoruz. Aylık ciro yüzde 20 düzejine düştü. Kitap- çılar dağıtım için talepte bulunmuyor" diyor. AB Dağıtım yöneticisi Yıldı- ran Bozkurt, kitap pi>-asasında- ki bunalım konusunda o kadar karamsar değil. Genel olarak olumsuz bir etkinin olduğunu söyleyen Bozkurt, çok anormal bir düşüş de oimadığını, yüzde 20-30 gibi bir duşüşten soz edi- lebileceğini belirtiyor. lnsanların şu sıralar sağa so- la eğlenceye gitmeyip evde otu- rarak TV seyredip kitap oku- duklarını vurgulayan Bozkurt "Kitap satüıyor, ama kitapçıla- nn bize para ödemesi konusun- da kaygılıyım" diyor. "Biraz se- net ödemekten ceidniyorlar. Sa- vaş çıkarsa parasız kalınz gibi bir korkuları var." Cem Yayınevi'nden Öner Yag- cı "Savaş çıgırtkanlıgının kitap alıcılannı psikolojik olarak etkilediği" kanısında. Kitap sa- tışında somut bir düşüş gözlem- lediklerini belirten Yağcı, son 2 aylık dönemde yüzde 60"hk bir azalmadan söz edilebileceği gö- rüşünde Yağcı'ya gore piyasada- ki durgunluğu etkileyen neden- lerden biri de ödemelerde güç- lük çekilmesi. Kitapçı ve dağı- tımaların kttap alımı -Vonusun- da temkinli davrandıklarını be- lirten YağCT, "Okunın tutumlu olma yolunu seçmesi de kitap talebini azalttı. Sonuçta yayın sektörii önemli ölçüde etkilen- di" diyor. Can Yayınları sahibi Erdal Öz, Körfez krizinin değişik ne- denlerle kitap piyasasını büyük ölçüde etkilediğini söylüyor. tn- sanlanmızın yanna olan kuşku- su ve hukümete duyduğu güven- sizliğin onları tüketün malları- na yönelttiğini vurgulayan Öz, bu eğilimin kitap piyasasında da borçlann ödenmemesi ortamını yarattığını belirtiyor. Çeklerin ve senetlerin genel- ljkle karşüıksız çıktığını söylo^n Erdal öz, "Anadolu'nun kitap çekimi azaldı. Belki TV'lerde sa- vaşın ilk kez görsel olarak da ya- şanıyor olması kitap da dahil başka ilgiieri azaltmış olabilir" diyor. Ancak Erdal öz bunlann "geçki" olduğu kanısında. Dik- kati elden bırakmadan kitap ya- ymını sürdürmeve kararlı olduk- lannı belirten öz, "şimdilik krizi atlatabilen bir yayınevi dunı- mundayız" diyor. Afa Yayınları sahibi Abl Ant, dağıumcılarm kitap almakta çe- kingen davranmalarını, Körfez krizinin genel pıyasayı etkileme- sine bağhyor. Araük-ocak ayla- rında, yılbaşı döneminde kitap piyasasında genel bir düşuş ol- duğunu belirten Ant, "Bu kez yılbaşı dönemi ve Körfez krizi bir araya geldi. Yeni kitaplara karşı dağıtımcılar çekingen dav- ranıyor. Piyasadaki durgunluğu, halkın guvensizligi, makarna stoku yapması, bankalardan pa- ralannı cekmesi de etkiliyor" di- yor. Oda Yayınları sahibi Celal Bayar Satar ise Körfez savaşımn kitap satışlarını "sıfıra indirdiği" göruşunde. "Bana ka- lırsa halk ya krize alışacak ya da bu kriz bitinceye kadar bu böy- le devam edecek" diyor. Azerbaycan Parlamentosu Başkanı Elmira Gafarovcu Kadınlara "kotiulaıı yanayım AYLA AKBAL BAKÜ — Azerbaycan Parla- mentosu Başkanı Elmira Gafa- rava, "Azerbaycan'da kadınlann sayısı erkeklerden daba azdır. Ama bayatımızın hiçbir sahası yoktur ki ana ve bacüanmızın emegi görülmesin, sesi gelme- sin" dedi. SHP Parti Meclisi üyesi Ayla Akbal'ın, Gafarova- ya yönelttiği sorular ve yanıtla- n şöyle: — Ben Türldye'de Uk defa kadın hak ve sorunlannı prog- ramına alan ve de iktidara aday bir sosyal demokrat partinin, SHP'nin yöneticilerindenün. Si- zinle kardeş Azerbaycan kadın- bvmuı durumu ve Sovyeüer Bir- üğfnde beş yıMır uygulanan pe- restroykanın ulkeniz balkına, özeüikle kadınlara neler kazan- dırdıgı konusunda konuşmak is- tiyorum. Görüşlerinizi lusaca açıklar mısınız? GAFAROVA — Elbette, so- rulannıza kısaca cevap vermek güç olsa da konuyu açıklamaya çalışacağım. İlk önce demeliyim ki artık beş yıldan beri bizim Sovyetler Birliği'nin halklan pe- restroyka döneminde yaşıyorlar. 1985 yılının nisan ayında perest- royka kelimesi ilk defa resmi hi- tabet kursüsünden açıklandığın. da çokları, perestroykanm bü- yük bir toplumsal ve devTİmsel bir olay olacağını, bu sözün si- yasi bir deyim olacağını düşün- müyordu. Komünist Partisi'nin ileri sürdüğü perestroyka düşun- cesi toplumumuza açıkbk ve de- mokrasi getirdi. Hayatımızın bu dönemini karakterize eden baş- lıca yön, insanlann etküı biçün- de siyasetle ilgilenmesidir. Biz buna toplumun politize olması diyoruz. tnsanlar gerçek anlam- da devlet işlerine ve yönetime katılmaya başladılar. Bildiğiniz gibi Sovyetler Birliği halkının toplam sayısında kadınlar er- keklerle karşüaştırıknca çokluk teşkil ediyorlar. Bu nedenle ka- dınlann toplum ve siyaset haya- tına yakmdan katılmalan gere-, kiyor. Bizim Azerbaycan'da ka- dınlann sayısı erkeklerden daha azdır, ama hayatımızın hiçbir sahası yoktur ki ana ve bacıla- nmızın emefi görülmesin, sesi gelmesin. Örneğin, yalnız tıp alamnda çalışanların yarısı ka- dınlardır, üretim işçilerinin ge- nel sayısımn yüzde altmışım ka- dınlar oluştunıyorlar. Hüküme- tin oluşmasuıda da kadınlar var- dır. İki kadın bakan ve birçok da bakan yardımcısı var. Ayn- ca devlet yargıa, yüksek mahke- me başkanının yardımcısı olan kadınlarııruz da görevlerinin üs- tesinden başarıyla geliyorlar. Ben bu örnekleri uzatıp başını- zı ağntmak istemiyorum. Ashn- da buna ihtiyaç da yoktur. Zira Azerbaycan kadını çoktan beri toplumsal ve siyasal hayatta et- kin rol oynamıştır. Şimdi biz, çalışan kadınlann toplumsal görevleri ile analık görevlerini birlikte yürütebilecek bir politika izlemeye başladık. Kadın bir yandan kendi üretim- leri, devlet görevleri, ana ve aile yükümluluğunü yerine getirir- ken, toplumun demokratik ge- lişmesinde de yer alabilmek ola- nağını kazanıyor. Son iki yılm deneyimi bize bu tutumun doğ- ruluğunu göstermiştir. — Azerbaycan kadınının si- yasete katılması nastldır? Poli- tikada kadınlara kota ayrılma- sını onaylıyor musunuz? Ve bu nasıl uygulanmalıdır? GAFAROVA — Bugün par- lamentomuzda kadınlar, önceki yıllara oranla bir hayli azaldı. Bu bizi, hepimizi rahatsız etmiştir. Ülkemizde yapılan son seçimler, demokrasi şartlannda sayısı el- savaş alanlannda neler yapabi- leceklerini ispat etmişlerdi. An- cak dünyarun diğer büyük ülke- lerinin parlamentolarında da kadınlann azlığını dikkate alır- sak, sorunun biraz da evrensel olduğunu görürüz. Siyasette ka- dınlara kota aynlmasından ya- nayım, ancak bu öyle bir oran olmalı ki yüzde 25-30 oranında kadın, toplumsal hayatımızın bütün halk kesimlerini temsil edebilsin. Yani seçilecek kadın- lar, hekim de olmaudır, yargıç da öğretmen de olmalıdır, bilgin de kolhozcu da işçi de. — Bakü'yü gezerken pek çok heykel gördüm ve özdh'kle de hürmet beslemişiz, onlan yü- celtmişiz. Halkımızın güzel şai- resi Natevan Hanım'a, görkem- h' parti ve devlet görevlisi, Azer- baycan Eğitim ve Adliye Komi- serliği yapmış Ayna Sultanova 1 ya ve diğer kadınlar adına dik.il- miş olan heykeller bu hürmet ve yüceltmenin birer örneğidir. — Azerbaycan kadınlannın difer sorunlanndan ve çözüm önerikrinden söz eder misiniz? GAFAROVA — Sorunlar çok olmasa da az da değil. Biraz ön- ce siyasal hayatta kadınlanmızın karşılaştığı güçlüklerden söz et- meştim. Üretimde çalışanlar arasında kadınlar çoğunluğu ELMİRA GAFAROVA — Bakü'de doğdu. Bakü Universitesi'ni bitirdi ve filoloji dalında uzmanlaştı. Eğitim ve Dışişleri Bakan- lığı yaptı. Birleşmiş Milletler Örgütu'nün genel kurulunda konuş- ma yapmış ilk Azerbaycan kadınıdır. Halen 1989 yüından beri Azerbaycan Cumhuriyeti Parlamento Başkanhğı'nı yapıyor. SSCB Yüksek Sovyeti'nin de uyesi olan Gafarov'a'nın iki çocuğu var. Elmira Gafarova "Hayatımızın hiçbir sahası yoktur ki ana ve bacılarımızın emeği görülmesin, sesi gelmesin. Yalnız tıp alamnda çalışanların yarısı kadındır. Üretim işçilerinin yüzde 60'ını kadmlar oluşturuyor. Hükümetin oluşmasında da kadınlar vardır. Azerbaycan kadını çoktan beri toplumsal ve siyasal hayatta etkin rol oynamıştır." liye varan çeşitli toplumsal, si- yasal orgutün çekişmesiyle ya- pıldı, tam anlamıyla rekabetli oldu. Bu durumu göz önüne alarak Azerbaycan'ın Kadınlar Şûrası (Birliği), halktan, cumhu- riyetin yetenekli kadınlannm parlamentoya seçilmesinde yar- dımcı olmalanm istemiştir. Bi- lirsiniz Şarklı kadın, yaratıhşı gereği çekingendir, bu, onlann siyasi çekişme ortamına girme- lerini engellemiştir. Aslında bu- günün Azerbaycan kadınlan 14. yüzyılın diplomatı Sara Hatun- un, 19. yüzyü savaşçısı Hecer 1 in çocuklandır. Onlar siyaset ve kadın neykeUerinin çokluğu dik- katimi çekti, çarşafını atan öz- gür kadın, pamuk işçisi Sevil Gaziyeva, şair Natevan \b gibi. Bunca kadın heykelinin özel bir anlamı var mı? GAFAROVA — Her heykel aslında bir tarihi, bir neslin mü- cadelesini yansıtıyor. Biz çocuk- lanmızı geçmişimizi unutma- mak ruhunda terbiye ediyoruz. Her bir heykel, bu arada kadın heykelleri onlar için onurlu bir örnektir. Aynca kadın heykelle- rinin çokluğuna gelince, unut- mayalım ki biz Şarklıyız. Bunun için anaya, kadına her zaman oluşturuyorlar demiştim. Eko- nomimizin seviyesi ve uretimin oluşması ise dünya düzeyinde değildir, ağır işler çoktur, el emeğine büyük ihtiyaç duyul- maktadır. Tüm bu ağır işlerde kadınlar da erkeklerle birlikte neredeyse eşit çalışıyorlar. Bu dunım kadınlan çok rahatsız edi- yor. Bu sorunu iyileştirmek için yollar anyoruz. Pazar ekonomisine geçişle de ilgili olarak kadınlanmızın du- rumu biraz daha ağırlaşmakta- dır. Çünkü yönetim ve kurum- larda işçi gücü azaltılacak, ka- lanlann ise emek hakkı hayli arttınlacaktır Bunun doğal so- nucu olarak da toplumda ilk ön- ce kadınlann çıkarlan bozula- caktır. Bu nedenle kadınlar için yeni iş sahalan yaratılacak, or- taya çıkan uzmanlaşma sorun- larının çözümü sağlanacaktır. Doğal zenginliklerimizden de savurgan bir biçimde yararlan- mamız sonucunda toprağımız, havarmz, suyumuz hayli bozul- muştur. Bu, özellikle İcöy yerle- rinde çalışan kadınlann sağlı- ğında zararh etki göstermiştir. Oysa, sağlam ana, sağlam ço- cuk, sağlam gelecek demektir. Bugün bu gerçeğin aJtını önemle çizmeye başladık. Şüphesiz bu sorunun çözümü zaman istiyor, dikkat ve özen gerektiriyor. Bi- zim "Sağlamlık 24300" progra- muruz var, onu hayata geçiriyo- ruz. Ekoloji ile ilgili olarak 2005 yılına kadar olan dönem için Devlet Program TaslağVnı hal- kın incelemesine sunduk. Onun kabul edilmesinden sonra bu acil sorunun çözümü ile sürekli meşgul olacağız. Konut şartlarımn iyileştiril- mesi, okul ve eğitim sisteminin yeniden kurulması, kadınlar arasında toplumsal üretimde ça- lışma probleminin çözumu bü- tün bunlar gibi konular da hal- ledihnesi gereken sorunlardır. Tüm bu konularda Cumhuri- yet Kadınlar Şûrası (Birliği) bü- yük işler görüyor. Yeri gelmiş- ken onu da belirteyim ki şûra- nın başkanı Zenfira Nadir'in kı- zı Verdiyeva'mn Azerbaycan ye- ni parlamentosuna milletvekili seçilmesi, ona yüce mecliste ka- dınlanmızın, ana ve bacılanmı- zın içinde bulunduğu sorunlan ciddiyetle ele almasına ve çözü- me ulaştınnasına olanak tanıya- caktır. Belirttiğim gibi problemler aslında yeni olmayıp uzun yıllar boyunca üst üste yığılıp kalmış- tır. Şimdi perestroyka bunlann üstündeki perdeyi kaldırmıştır. Biz hepimiz perestroykayı beğe- niyoruz, alkışlıyoruz, ona arka çıİcıyoruz. Perestroyka yıkmak, dağıtmak, sökmek, lağvetmek demek değildir. — Son olarak ülkemiz kadın- lanna neler soy lemek isterdiniz? GAFAROVA — Türkiyeli ana ve bacılanmıza, barış, hu- zur, güvenh'k, mutluluk ve iyi bir gelecek diliyorum. Her zaman arzu ediyorum ki ortak diii, or- tak edebiyatı olan, ulu bir oca- ğm sıcaklığında ısınan Azerbay- can ve Türkiye halklannm bağ- landığı teller sağlamlaşsın, kırıl- maz olsun. Parlamentolar arası yakmlık kurulsun, birbirimizin işiyle tanış olalun. Vaktiyle tz- mir'le Bakü'nün kardeşleşmesi sırasında senete imza atanlardan biri olarak Türkiye'nin butun şe- hirleriyle Azerbaycan şehirleri arasında yakınhk yaratmak ve bu yakınlıktan her iki halkın ya- rarı adına iş görmek her bir Azeri ve Türk evladının baş gö- revi olmalıdır diyorum. Bu iş, birliği için bütun gücümü har- cayacağıma emin olabilirsiniz. Bekârl.ara • ANKARA (AA) — Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, Istanbul'da bekârlar için Almanya'daki "heim" benzeri pansiyonlar inşa ettirmeyi düşündüklerini söyledi. Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, geçen güçlerde tstanbul'a yaptığı ziyaret sırasında Suitanahmet'teki bekâr hanlannı da gezdiğini belirterek, konuyla ilgili gözlem ve değerlendirmelerini, şöyle açıkladı: "Sultanahmet çevresindeki bekâr nanlannı gezdim, gördüklerim gerçekten çok üzücü. Türldye'de bu tür yerlerde yaşayan kesim çok ihmal edilmiş. Bu insanlar seslerini de duyuramamışlar. Acı duycjum, bu insanlara bugüne kadar niçin sahip cıkılmamış?" Balıkçılar ' endişeli • tSTANBUL (AA) — tstanbul'da bulunan bahkçı kooperatif ve dernekleri, İstanbul Boğazı'nda balık avcılığının yasaklanması yolunda başlatılan girişimleri ve alınacak kararlan tanımayacaklannı açıkladılar. Beşiktaş Bahkçı Derneği Başkanı Zafer Çetintaş, Liman Başkanlığı, Kılavuz Kaptanlan Derneği, Su Ürünleri, Deniz Polisi ve Sahil Guvenlik arasında bugün yapılması planlanan toplantıda, olta balıkçılığının Boğaz'da yasaklanması yolunda bir karar alınacağını oğrendiklerini söyledi. Dünya Cüzzam Günü • tstanbul Haber Senisi — tstanbul Lepra Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Türkan Saylan, 38. Dünya Cüzzam Gunü nedeniyle hastanede duzenlenen etkinliklerde yaptığı konuşmada, son 10 yılda 52 ilde taramanın yapıldığı ülkemizde, 2256 cüzzamlı hastanın kontrolden geçtiğini ve şu anda kayıtlı olarak 4000 kadar cüzzamlı hastanın olduğunu söyledi. Dünyadâ 15-20 milyon civarında cüzzamlı olduğunu belirten Prof. Saylan, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık leşkilatı kurulduğundan bu yana, saptanan 11 bin hasta sayısında sağlanan azalmanın sevindirici olduğunu ve nihai hedefin 21. yuzyıla cuzzamsız Türkiye ile girmek olduğu belirtti. Filtre gibi agaç • ANKARA (UBA)— tstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak lhni ve Ekoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Necmettin Çepel, kayın ağacının çevresini şiddetli ultraviyole ve radyasyondan koruduğunu belirtti. Çepel, yüz yaşındaki bir kayın ağacının yılda bir ton tozu süzdüğunü söyledi. Çepel, "Orman ölümleri ve kaybolan fonksiyonel değerler" konusunda görüşlerini açıklarken, sadece odun hammaddesi bakımından ekonomik değerler oimadığını, buna ek olarak bütün canlılann vazgeçilmez >>aşam temellerinin de yok olduğunu bildirdi. Ormanların milli gelirdeki payının yalnız odun fiyatlarına göre değerlendirilemeyeceğini kaydetti. Evli öğrenciye biırs • ANKARA (AA)— Devlet Bakanı Cemil Çiçek, dün düzenlediği basın toplantısında, uygulamasına geçen yıl başlanan evli üniversite öğrencilerine yapılan "sosyal yardun" ve ihtiyaç içinde olan Öğrencilere sağlanan "destek bursu" ile uygulamaya yeni konulan "teşvik bursu"yla ilgili bilgi verdi. 1989-90 öğrenim yümda sosyal yardım programı kapsamına 4 bin 189 öğrencinin alındığını, bunlardan lSS^unun başanh olduğunu belirten Çiçek, bu öğrencilerin 1990-91 ydmda da programdan yararlanmaya devarn edeceklerini bildirdi. Çiçek 1 Ekim 1990 itibarıyla evli üniversite öğrencilerine yapılan sosyal yardım miktarının İstanbul, Ankara ve tzmir'de 150 bin liradan 200 bin liraya, diğer şehirlerde okuyan öğrenciler için de aylık 100 bin liradan 150 bin liraya yükseltildiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle