Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Saiubı Curahunyet Matbaacılık vc Gazetecılık Turk Anonım Şırkctı adma
titdk N«U. 0 Genel Yayın Murfürtı: Hasu Cesnl, MIIRSN Mudutu
Eariar Ufikhf*. Yuı lşlerı MUdünl Okıy Goacuia, • Habcr Mcrkezı
Mudüru. Yalçu ••yer, Sa>fa Düzrnı YOneımenı AK Ar»r 0 Ttmsılcıler
ANKARA Akmct ÎH, tZMlR Hikmel Çetbriu)*, ADANA: Çeliıı Yi|tnotlii
k Pbln ka CıW ktta*tK. Dt} Habertcr EtfM flttlo. Ekonorra. C«H" fertM. ivSendtka: Şrtkna ÜcMd, Kulıur Ccfal Üfter.
Istanbuı Habcrkn Knul KBÇU. Egıtım Ccaao Ş « ) l ^ Yurt Haberkn Nccriri Dotaa, Spor Duı$nuıu. A M t t ı * V ı r r t r -
Dtzı Yızılar Kerera Çahşluka, Ansiırma Ş«hM Atpa>, DuzcHmr Abdaflafe YKKI ^ KocrdınaLOr Aknct Kondna ^ Malı
hler Lrot EriM ^ Muhantbc R*lml te«r ^ Bu'vt Plar.iima Srv^İ OMMnb*$cothı ^ Rcklam %TK b n ı 0 Ek Ytyınltr
H«İ7» Ak»ot 0 îdare N U P I I Cum 0 hieirn* Oadcr Çriık 0 Bilgi l>iem N«l I n l 0 Pe^onT Sr*fj BoctunOtİB
Otıui U M UKa Imn. Hnaa
Ccaal. Hıkaet (nnkiü. OU)
Goarata. H«r U « « . likn
*uow w >«>wt Curohur!>«- Maıbaacılık ve Gazeiecıtajt TA-Ş. TurkOcaiı C»d 39/41 Ca|*k>gla
« ' M la PK 2 « luaabul Tti 512 05 05 (20 haü Ttte» 22246. F o (!) 526 « 72 0
Buroiar Aftkaı» Zı\a Gökalp Blv Inkılap S. No 19^4. Teh 133 I! 41-4- Tekx. 42344, Fax (4) 133
05 65 0 l u d r H Zıy. Bl> 13S2 S. 2/3 Tel. 13 12 Î0. Tdet 5235». F*> (51) 19 53 U
: Inonu <jd 119 S. No I Kaı I. Td 19 37 52 14 haıl t e « 62155 Fıx Tl) 19 25 71
TAKVtM: 29 OCAK 1991 lmsak: 5.43 Guneş: 7 11 öğle: 12.22 İkindı: 14.59 Ak$am: 17.23 Yatsı. 18.45
Ifeni sınav
düzeni onay
İstanbul Özel Okullar Sınav Yürütme
Kurulu, öğrenci ve velilerin okul-kurs-özel
öğretmen arasında koşuşturmalarını
önlemek amacıyla öneriler paketi
hazırladı. Özel Türk ve yabancı okullara
giriş sınavının Anadolu liseleri sınavından
bir hafta sonra yapılması, özel okullardan
en çok beşinin tercih edilmesi öneriler
arasında bulunuyor.
FİGEN ATALAY
Ilkokul son sınıf öğrencileri
ve velilerinde, Anadolu lisele-
ri ile özel Türk ve yabancı okul-
lara giriş sınavlarımn heyecanı
başladı. Sınavlara dön ay ka-
la, kimisi ilkokul dördüncü sı-
nıftan, kimisi bu öğretim yılı
başından bu yana okul-kurs-
özel öğretmen arasında mekik
dokuyan öğrencilerin ve anne-
babalarının, bu yıl okuldan
okula koşturmamalan, kayıt
süresinin uzun bir zaman dili-
mine yayılmaması için çeşitli
çalışmalar yapılıyor. İstanbul
özel Okullar Sınav Yürütme
Kurulu, bu amaçla bir öneriler
paketi hazırladı. Özel Türk ve
yabancı okullara giriş sınavının
Anadolu liselerine giriş sınavın-
dan bir hafta sonra yapılması-
nı, bu okullara kayıtlann aynı
süre içinde gerekleştirilmesini,
sınavına girilen özel okullardan
en çok beşinin tercih edilmesi-
ni öngören bu çalışma, halen
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan
onay bekliyor. Özel Okullar İs-
tanbul Sınav Yürütme Kurulu
Başkanı Fahamettin Akıngüç,
geçen yıl Anadolu liseleri ve
özel Turk ve yabancı okullara
kayıtlar konusunda ortaya çı-
kan sorunların çözümüne ağır-
lık verdiklerini belirterek
"Amacımız, velilerin okuldan
okula koşturmalannı onlemek"
dedi.
Anadolu liselerine giriş sına-
vı bu yıl 26 mayıs tarihinde ya-
pılacak. ll Sınav Yürütme Ku-
rulu'nun önerisine göre Istan-
bul'dan 49 özel okulun katıla-
cağı özel Türk ve yabancı okul-
lara giriş sınavı da 2 haziranda
gerçekleştirilecek. Fahamettin
Akıngüç^ün verdiği bilgiye gö-
re özel Türk ve yabancı okul-
lara giriş smavı, sözel ve sayı-
sal olmak üzere iki bölümden
oluşacak. 120 dakika sürecek
sınavın sözel bölümünde, aday-
lann Türkçeyi kullanma güçleri
ile Sosyal Bilimler'deki temel
kavram ve ilkelerle düşünme,
sayısal bölümünde ise matema-
tiksel ilişkilerden yararlanma
güçleri ve fen bilimlerindeki te-
mel kavram ve ilkelerle düsün-
me yeteneklerini ölçen sorular
bulunacak. Sınavda, 30*u Türk-
çe, 20"si Sosyal Bilimler sorula-
nndan oluşan S0 sözel, 30'u
matematik, 20*si Fen Bilimleri
sorularından oluşan 50 sayısal
olmak üzere toplam 100 soru
sorulacak.
Geçen yıl ortaya çıkan sorun-
lann bu yıl yinelenmemesi için
çalıştıklanm kaydeden tl Sınav
Yürütme Kurulu Başkanı Faha-
mettin Akınguç, kayıt süresinin
kısa olmasının ve özel okulla-
ra giriş sınavı ile Anadolu lise-
lerine giriş sınavının kayıt süre-
lerinin aynı zaman diliminde
yapılmasının gerektiğini söyle-
di. Akınguç, şöyle konuştu:
"Sınav sonıiçlannın 23 hazi-
randa başlayacak Kurban Bay-
ramı'ndan önce ilan etmeyi
umuyonu. Sonuçlar ilan edil-
dikten sonra ögrenciler kaç pu-
an aldıklannı ögrenmiş olacak-
lar. Her okul kendi taban pua-
nını lespit edecek ve sınava ka-
tılan tiim özel okulların taban
puanlan basın yoiuyla duyunı-
lacak. Boylece velilerin elinde
öf rencinin puan ve okullann
taban puanlannm listesi bulu-
nacak. Ögrend, puanının tul-
tufn okullardan en çok beşini
tercih edebUecek. Veliler için
tek sorun Anadolu liseleri sına-
vı sonuçlan. Bu konudaki öoe-
rimiz, özel okullara ve Anado-
lu liselerine kayıtlann aynı su-
re içinde olması. O zaman ve-
lilerin elinde liç veri bulunacak.
Bunlar, ögrencinin puanlan,
Anadolu liseleri puanlan ve
özel okulların taban puanlan.
Boylece veliler, okuldan okula
koşturmayacak, çocuklannın
kaydını yaplırmak için merak
ve beyecanla çok fazla bekle-
nscyecek*
Bu arada, Anadolu liseleri ile
merkezi sistemle öğrenci alan
okullann sınavlannı dUzenleme
yetkisi bir süre önce tşletme
Dairesi Başkanlığı'ndan aJına-
rak Bilgi Işlem Dairesi Başkan-
lıgı'na verildi. Milli Eğitim Ba-
kaniığı yetkililerinden alınan
bilgiye göre Anadolu liseleri,
fen liseleri, özel Türk ve yaban-
cı okullar, meslek liseleri ve pa-
rasız yatılı smavlannda önceki
yıllarda ortaya çıkan sorunla-
nn yinelenmemesi amacıyla çe-
şitli önlemler alındı.
Torrente'den "örabesk"
mi için haarladıklan yeni kıyafetlerin basına 4autılması sıiriı-
yor. Bunlardan Torrente, Körfez savaşından etkilenmiş olacak
ki koleksiyonundaki ilginç modellerden birine "arabesk" adını
vermiş. Torrente'nin "arabesk"i; dantelden, kolsuz, mini bir el-
biseyle bunun sırtından yere kadar uzanan yiHe dantelden bir
kuyrukUn olnşuyor. (Fotograf: AFP)
Körfez krizi başladığından beri kitap satışları önemli oranda düştü
Savaş kitap okıımazMehmet llkoru*
(Cumhuriyet Kitap
Kulübü): Herkes
beklemeye girmiş
durumda. Okur, kitap
almayı erteliyor. Kitapçı
yeni kitap almak için
bekliyor.
Şükrü Apak (Bilgi
Dağıtım): Hep gıda
maddesi alıruyor. Son bir
ay içinde kitap satışında
yüzde 30'luk düşüş var.
Mehmet Uear (Say
Dağıtım): Yayınları
durdurduk. Anadolu'dan
sipariş almıyoruz.
Kitapçılar dağıtım için
talepte bulunmuyor.
Kültür Servisi — Körfez kri-
zinin başlamasından bu yana
Türkiye"de kitap satışlarında
önemli oranda bir düşuş yaşanı-
yor. Kitaptaki bunalım Körfez
1
de savaşın patlak vermesi ve
Türkiye'nin de bu konuda daha
"sıcak" günler yasamaya başla-
masıyla birlikte donığuna vardı.
Bazı dağıtımcılar ve yayıncı-
lar kitap piyasasının kriz ve sa-
vaştan etkilenmesini psikolojik
nedenlere bağhyorlar. Bazıları
piyasadaki genel durgunluğun
kitap dünvasına da yansıdığı ka-
ıusında. Önde gelen dağıtım şir-
ketlerinin verdiği bilgiye göre
son bir iki ay içinde kitap satış-
larında yaklaşık yüzde 60 ora-
nında bir duşüşten söz etmek
mümkün.
Cumhuriyet Kitap Kulübü yö-
neticisi Mehmet tlkorur, Körfez
krizinin başlamasıyla birlikte ki-
tap satışlarında önemli oranda
bir düşüş olduğunu vurguluyor.
Bu duşüşün şimdilerde de sur-
duğünü belirten tlkorur,
"Önemli olan, krizin yararüğı
KtTAP ALICI BEKLİYOR — Kitap satışları Körfez'de savaşın patlak vermesiyle birlikte iyice
azaldı. Son bir-iki ay içinde kitap saüşlannda yüzde 60 oranında bir duşüşten söz ediliyor.
psikoloji" diyor. "Bunun olum-
suz etkileri süriiyor. Herkes bek-
lemeye girmiş durumda. Okur
kitap almayı erteliyor. Kitapçı
yeni kitap almak için bekliyor."
Bilgi Dağıtım'ın yöneticisi
Şükrii Apak, Körfez krizinin
bütün piyasaları olduğu gibi ki-
tabı da olumsuz etkilediğim be-
lirtiyor. Ödemelerin azaldığını,
satışların duştüğunu söyleyen
Apak, "Herkes gıda maddesi
alıyor. Son bir ay içinde kitap
satışında yüzde 30'luk bir düşüş
var" diyor.
Ancak savaşın bu işin bir "kı-
lıf'ı olduğunu vurgulayan
Apak, protesto olmuş, ödenme-
miş senetlerin savaş öncesi dö-
neme aıt olduğunu söylüyor.
Son dönemde ise harcamalar kı-
sılınca mal ahşlannın da sınır-
landığını belirten Apak, "Yüz-
de 60-70'lere varan bir duşüşten
söz edilebilir" diyor.
Say Dağıtım yöneticilerinden
Mebmet Uçar, kitap çarkının tü-
müyle durduğu görüşünde. tn-
sanlann paralanm ceplerinde
tuttuklarım söyleyen Uçar,
u
Ya-
yınlan durdurduk. Anadolu'dan
sipariş almıyoruz. Aylık ciro
yüzde 20 düzejine düştü. Kitap-
çılar dağıtım için talepte
bulunmuyor" diyor.
AB Dağıtım yöneticisi Yıldı-
ran Bozkurt, kitap pi>-asasında-
ki bunalım konusunda o kadar
karamsar değil. Genel olarak
olumsuz bir etkinin olduğunu
söyleyen Bozkurt, çok anormal
bir düşüş de oimadığını, yüzde
20-30 gibi bir duşüşten soz edi-
lebileceğini belirtiyor.
lnsanların şu sıralar sağa so-
la eğlenceye gitmeyip evde otu-
rarak TV seyredip kitap oku-
duklarını vurgulayan Bozkurt
"Kitap satüıyor, ama kitapçıla-
nn bize para ödemesi konusun-
da kaygılıyım" diyor. "Biraz se-
net ödemekten ceidniyorlar. Sa-
vaş çıkarsa parasız kalınz gibi
bir korkuları var."
Cem Yayınevi'nden Öner Yag-
cı "Savaş çıgırtkanlıgının kitap
alıcılannı psikolojik olarak
etkilediği" kanısında. Kitap sa-
tışında somut bir düşüş gözlem-
lediklerini belirten Yağcı, son 2
aylık dönemde yüzde 60"hk bir
azalmadan söz edilebileceği gö-
rüşünde Yağcı'ya gore piyasada-
ki durgunluğu etkileyen neden-
lerden biri de ödemelerde güç-
lük çekilmesi. Kitapçı ve dağı-
tımaların kttap alımı -Vonusun-
da temkinli davrandıklarını be-
lirten YağCT, "Okunın tutumlu
olma yolunu seçmesi de kitap
talebini azalttı. Sonuçta yayın
sektörii önemli ölçüde etkilen-
di" diyor.
Can Yayınları sahibi Erdal
Öz, Körfez krizinin değişik ne-
denlerle kitap piyasasını büyük
ölçüde etkilediğini söylüyor. tn-
sanlanmızın yanna olan kuşku-
su ve hukümete duyduğu güven-
sizliğin onları tüketün malları-
na yönelttiğini vurgulayan Öz,
bu eğilimin kitap piyasasında da
borçlann ödenmemesi ortamını
yarattığını belirtiyor.
Çeklerin ve senetlerin genel-
ljkle karşüıksız çıktığını söylo^n
Erdal öz, "Anadolu'nun kitap
çekimi azaldı. Belki TV'lerde sa-
vaşın ilk kez görsel olarak da ya-
şanıyor olması kitap da dahil
başka ilgiieri azaltmış olabilir"
diyor. Ancak Erdal öz bunlann
"geçki" olduğu kanısında. Dik-
kati elden bırakmadan kitap ya-
ymını sürdürmeve kararlı olduk-
lannı belirten öz, "şimdilik krizi
atlatabilen bir yayınevi dunı-
mundayız" diyor.
Afa Yayınları sahibi Abl Ant,
dağıumcılarm kitap almakta çe-
kingen davranmalarını, Körfez
krizinin genel pıyasayı etkileme-
sine bağhyor. Araük-ocak ayla-
rında, yılbaşı döneminde kitap
piyasasında genel bir düşuş ol-
duğunu belirten Ant, "Bu kez
yılbaşı dönemi ve Körfez krizi
bir araya geldi. Yeni kitaplara
karşı dağıtımcılar çekingen dav-
ranıyor. Piyasadaki durgunluğu,
halkın guvensizligi, makarna
stoku yapması, bankalardan pa-
ralannı cekmesi de etkiliyor" di-
yor. Oda Yayınları sahibi Celal
Bayar Satar ise Körfez savaşımn
kitap satışlarını "sıfıra
indirdiği" göruşunde. "Bana ka-
lırsa halk ya krize alışacak ya da
bu kriz bitinceye kadar bu böy-
le devam edecek" diyor.
Azerbaycan Parlamentosu Başkanı Elmira Gafarovcu
Kadınlara "kotiulaıı yanayım
AYLA AKBAL
BAKÜ — Azerbaycan Parla-
mentosu Başkanı Elmira Gafa-
rava, "Azerbaycan'da kadınlann
sayısı erkeklerden daba azdır.
Ama bayatımızın hiçbir sahası
yoktur ki ana ve bacüanmızın
emegi görülmesin, sesi gelme-
sin" dedi. SHP Parti Meclisi
üyesi Ayla Akbal'ın, Gafarova-
ya yönelttiği sorular ve yanıtla-
n şöyle:
— Ben Türldye'de Uk defa
kadın hak ve sorunlannı prog-
ramına alan ve de iktidara aday
bir sosyal demokrat partinin,
SHP'nin yöneticilerindenün. Si-
zinle kardeş Azerbaycan kadın-
bvmuı durumu ve Sovyeüer Bir-
üğfnde beş yıMır uygulanan pe-
restroykanın ulkeniz balkına,
özeüikle kadınlara neler kazan-
dırdıgı konusunda konuşmak is-
tiyorum. Görüşlerinizi lusaca
açıklar mısınız?
GAFAROVA — Elbette, so-
rulannıza kısaca cevap vermek
güç olsa da konuyu açıklamaya
çalışacağım. İlk önce demeliyim
ki artık beş yıldan beri bizim
Sovyetler Birliği'nin halklan pe-
restroyka döneminde yaşıyorlar.
1985 yılının nisan ayında perest-
royka kelimesi ilk defa resmi hi-
tabet kursüsünden açıklandığın.
da çokları, perestroykanm bü-
yük bir toplumsal ve devTİmsel
bir olay olacağını, bu sözün si-
yasi bir deyim olacağını düşün-
müyordu. Komünist Partisi'nin
ileri sürdüğü perestroyka düşun-
cesi toplumumuza açıkbk ve de-
mokrasi getirdi. Hayatımızın bu
dönemini karakterize eden baş-
lıca yön, insanlann etküı biçün-
de siyasetle ilgilenmesidir. Biz
buna toplumun politize olması
diyoruz. tnsanlar gerçek anlam-
da devlet işlerine ve yönetime
katılmaya başladılar. Bildiğiniz
gibi Sovyetler Birliği halkının
toplam sayısında kadınlar er-
keklerle karşüaştırıknca çokluk
teşkil ediyorlar. Bu nedenle ka-
dınlann toplum ve siyaset haya-
tına yakmdan katılmalan gere-,
kiyor. Bizim Azerbaycan'da ka-
dınlann sayısı erkeklerden daha
azdır, ama hayatımızın hiçbir
sahası yoktur ki ana ve bacıla-
nmızın emefi görülmesin, sesi
gelmesin. Örneğin, yalnız tıp
alamnda çalışanların yarısı ka-
dınlardır, üretim işçilerinin ge-
nel sayısımn yüzde altmışım ka-
dınlar oluştunıyorlar. Hüküme-
tin oluşmasuıda da kadınlar var-
dır. İki kadın bakan ve birçok
da bakan yardımcısı var. Ayn-
ca devlet yargıa, yüksek mahke-
me başkanının yardımcısı olan
kadınlarııruz da görevlerinin üs-
tesinden başarıyla geliyorlar.
Ben bu örnekleri uzatıp başını-
zı ağntmak istemiyorum. Ashn-
da buna ihtiyaç da yoktur. Zira
Azerbaycan kadını çoktan beri
toplumsal ve siyasal hayatta et-
kin rol oynamıştır.
Şimdi biz, çalışan kadınlann
toplumsal görevleri ile analık
görevlerini birlikte yürütebilecek
bir politika izlemeye başladık.
Kadın bir yandan kendi üretim-
leri, devlet görevleri, ana ve aile
yükümluluğunü yerine getirir-
ken, toplumun demokratik ge-
lişmesinde de yer alabilmek ola-
nağını kazanıyor. Son iki yılm
deneyimi bize bu tutumun doğ-
ruluğunu göstermiştir.
— Azerbaycan kadınının si-
yasete katılması nastldır? Poli-
tikada kadınlara kota ayrılma-
sını onaylıyor musunuz? Ve bu
nasıl uygulanmalıdır?
GAFAROVA — Bugün par-
lamentomuzda kadınlar, önceki
yıllara oranla bir hayli azaldı. Bu
bizi, hepimizi rahatsız etmiştir.
Ülkemizde yapılan son seçimler,
demokrasi şartlannda sayısı el-
savaş alanlannda neler yapabi-
leceklerini ispat etmişlerdi. An-
cak dünyarun diğer büyük ülke-
lerinin parlamentolarında da
kadınlann azlığını dikkate alır-
sak, sorunun biraz da evrensel
olduğunu görürüz. Siyasette ka-
dınlara kota aynlmasından ya-
nayım, ancak bu öyle bir oran
olmalı ki yüzde 25-30 oranında
kadın, toplumsal hayatımızın
bütün halk kesimlerini temsil
edebilsin. Yani seçilecek kadın-
lar, hekim de olmaudır, yargıç da
öğretmen de olmalıdır, bilgin de
kolhozcu da işçi de.
— Bakü'yü gezerken pek çok
heykel gördüm ve özdh'kle de
hürmet beslemişiz, onlan yü-
celtmişiz. Halkımızın güzel şai-
resi Natevan Hanım'a, görkem-
h' parti ve devlet görevlisi, Azer-
baycan Eğitim ve Adliye Komi-
serliği yapmış Ayna Sultanova
1
ya ve diğer kadınlar adına dik.il-
miş olan heykeller bu hürmet ve
yüceltmenin birer örneğidir.
— Azerbaycan kadınlannın
difer sorunlanndan ve çözüm
önerikrinden söz eder misiniz?
GAFAROVA — Sorunlar çok
olmasa da az da değil. Biraz ön-
ce siyasal hayatta kadınlanmızın
karşılaştığı güçlüklerden söz et-
meştim. Üretimde çalışanlar
arasında kadınlar çoğunluğu
ELMİRA GAFAROVA — Bakü'de doğdu. Bakü Universitesi'ni
bitirdi ve filoloji dalında uzmanlaştı. Eğitim ve Dışişleri Bakan-
lığı yaptı. Birleşmiş Milletler Örgütu'nün genel kurulunda konuş-
ma yapmış ilk Azerbaycan kadınıdır. Halen 1989 yüından beri
Azerbaycan Cumhuriyeti Parlamento Başkanhğı'nı yapıyor. SSCB
Yüksek Sovyeti'nin de uyesi olan Gafarov'a'nın iki çocuğu var.
Elmira Gafarova
"Hayatımızın hiçbir
sahası yoktur ki ana
ve bacılarımızın emeği
görülmesin, sesi
gelmesin. Yalnız tıp
alamnda çalışanların
yarısı kadındır.
Üretim işçilerinin
yüzde 60'ını kadmlar
oluşturuyor.
Hükümetin
oluşmasında da
kadınlar vardır.
Azerbaycan kadını
çoktan beri toplumsal
ve siyasal hayatta
etkin rol oynamıştır."
liye varan çeşitli toplumsal, si-
yasal orgutün çekişmesiyle ya-
pıldı, tam anlamıyla rekabetli
oldu. Bu durumu göz önüne
alarak Azerbaycan'ın Kadınlar
Şûrası (Birliği), halktan, cumhu-
riyetin yetenekli kadınlannm
parlamentoya seçilmesinde yar-
dımcı olmalanm istemiştir. Bi-
lirsiniz Şarklı kadın, yaratıhşı
gereği çekingendir, bu, onlann
siyasi çekişme ortamına girme-
lerini engellemiştir. Aslında bu-
günün Azerbaycan kadınlan 14.
yüzyılın diplomatı Sara Hatun-
un, 19. yüzyü savaşçısı Hecer
1
in çocuklandır. Onlar siyaset ve
kadın neykeUerinin çokluğu dik-
katimi çekti, çarşafını atan öz-
gür kadın, pamuk işçisi Sevil
Gaziyeva, şair Natevan \b gibi.
Bunca kadın heykelinin özel bir
anlamı var mı?
GAFAROVA — Her heykel
aslında bir tarihi, bir neslin mü-
cadelesini yansıtıyor. Biz çocuk-
lanmızı geçmişimizi unutma-
mak ruhunda terbiye ediyoruz.
Her bir heykel, bu arada kadın
heykelleri onlar için onurlu bir
örnektir. Aynca kadın heykelle-
rinin çokluğuna gelince, unut-
mayalım ki biz Şarklıyız. Bunun
için anaya, kadına her zaman
oluşturuyorlar demiştim. Eko-
nomimizin seviyesi ve uretimin
oluşması ise dünya düzeyinde
değildir, ağır işler çoktur, el
emeğine büyük ihtiyaç duyul-
maktadır. Tüm bu ağır işlerde
kadınlar da erkeklerle birlikte
neredeyse eşit çalışıyorlar. Bu
dunım kadınlan çok rahatsız edi-
yor. Bu sorunu iyileştirmek için
yollar anyoruz.
Pazar ekonomisine geçişle de
ilgili olarak kadınlanmızın du-
rumu biraz daha ağırlaşmakta-
dır. Çünkü yönetim ve kurum-
larda işçi gücü azaltılacak, ka-
lanlann ise emek hakkı hayli
arttınlacaktır Bunun doğal so-
nucu olarak da toplumda ilk ön-
ce kadınlann çıkarlan bozula-
caktır. Bu nedenle kadınlar için
yeni iş sahalan yaratılacak, or-
taya çıkan uzmanlaşma sorun-
larının çözümü sağlanacaktır.
Doğal zenginliklerimizden de
savurgan bir biçimde yararlan-
mamız sonucunda toprağımız,
havarmz, suyumuz hayli bozul-
muştur. Bu, özellikle İcöy yerle-
rinde çalışan kadınlann sağlı-
ğında zararh etki göstermiştir.
Oysa, sağlam ana, sağlam ço-
cuk, sağlam gelecek demektir.
Bugün bu gerçeğin aJtını önemle
çizmeye başladık. Şüphesiz bu
sorunun çözümü zaman istiyor,
dikkat ve özen gerektiriyor. Bi-
zim "Sağlamlık 24300" progra-
muruz var, onu hayata geçiriyo-
ruz. Ekoloji ile ilgili olarak 2005
yılına kadar olan dönem için
Devlet Program TaslağVnı hal-
kın incelemesine sunduk. Onun
kabul edilmesinden sonra bu
acil sorunun çözümü ile sürekli
meşgul olacağız.
Konut şartlarımn iyileştiril-
mesi, okul ve eğitim sisteminin
yeniden kurulması, kadınlar
arasında toplumsal üretimde ça-
lışma probleminin çözumu bü-
tün bunlar gibi konular da hal-
ledihnesi gereken sorunlardır.
Tüm bu konularda Cumhuri-
yet Kadınlar Şûrası (Birliği) bü-
yük işler görüyor. Yeri gelmiş-
ken onu da belirteyim ki şûra-
nın başkanı Zenfira Nadir'in kı-
zı Verdiyeva'mn Azerbaycan ye-
ni parlamentosuna milletvekili
seçilmesi, ona yüce mecliste ka-
dınlanmızın, ana ve bacılanmı-
zın içinde bulunduğu sorunlan
ciddiyetle ele almasına ve çözü-
me ulaştınnasına olanak tanıya-
caktır.
Belirttiğim gibi problemler
aslında yeni olmayıp uzun yıllar
boyunca üst üste yığılıp kalmış-
tır. Şimdi perestroyka bunlann
üstündeki perdeyi kaldırmıştır.
Biz hepimiz perestroykayı beğe-
niyoruz, alkışlıyoruz, ona arka
çıİcıyoruz. Perestroyka yıkmak,
dağıtmak, sökmek, lağvetmek
demek değildir.
— Son olarak ülkemiz kadın-
lanna neler soy lemek isterdiniz?
GAFAROVA — Türkiyeli
ana ve bacılanmıza, barış, hu-
zur, güvenh'k, mutluluk ve iyi bir
gelecek diliyorum. Her zaman
arzu ediyorum ki ortak diii, or-
tak edebiyatı olan, ulu bir oca-
ğm sıcaklığında ısınan Azerbay-
can ve Türkiye halklannm bağ-
landığı teller sağlamlaşsın, kırıl-
maz olsun. Parlamentolar arası
yakmlık kurulsun, birbirimizin
işiyle tanış olalun. Vaktiyle tz-
mir'le Bakü'nün kardeşleşmesi
sırasında senete imza atanlardan
biri olarak Türkiye'nin butun şe-
hirleriyle Azerbaycan şehirleri
arasında yakınhk yaratmak ve
bu yakınlıktan her iki halkın ya-
rarı adına iş görmek her bir
Azeri ve Türk evladının baş gö-
revi olmalıdır diyorum. Bu iş,
birliği için bütun gücümü har-
cayacağıma emin olabilirsiniz.
Bekârl.ara
• ANKARA (AA) —
Maliye ve Gümrük Bakanı
Adnan Kahveci,
Istanbul'da bekârlar için
Almanya'daki "heim"
benzeri pansiyonlar inşa
ettirmeyi düşündüklerini
söyledi. Maliye ve Gümrük
Bakanı Adnan Kahveci,
geçen güçlerde tstanbul'a
yaptığı ziyaret sırasında
Suitanahmet'teki bekâr
hanlannı da gezdiğini
belirterek, konuyla ilgili
gözlem ve
değerlendirmelerini, şöyle
açıkladı: "Sultanahmet
çevresindeki bekâr
nanlannı gezdim,
gördüklerim gerçekten çok
üzücü. Türldye'de bu tür
yerlerde yaşayan kesim çok
ihmal edilmiş. Bu insanlar
seslerini de
duyuramamışlar. Acı
duycjum, bu insanlara
bugüne kadar niçin sahip
cıkılmamış?"
Balıkçılar '
endişeli
• tSTANBUL (AA) —
tstanbul'da bulunan bahkçı
kooperatif ve dernekleri,
İstanbul Boğazı'nda balık
avcılığının yasaklanması
yolunda başlatılan
girişimleri ve alınacak
kararlan tanımayacaklannı
açıkladılar. Beşiktaş Bahkçı
Derneği Başkanı Zafer
Çetintaş, Liman Başkanlığı,
Kılavuz Kaptanlan Derneği,
Su Ürünleri, Deniz Polisi
ve Sahil Guvenlik arasında
bugün yapılması planlanan
toplantıda, olta
balıkçılığının Boğaz'da
yasaklanması yolunda bir
karar alınacağını
oğrendiklerini söyledi.
Dünya Cüzzam
Günü
• tstanbul Haber Senisi
— tstanbul Lepra Hastanesi
Başhekimi Prof. Dr.
Türkan Saylan, 38. Dünya
Cüzzam Gunü nedeniyle
hastanede duzenlenen
etkinliklerde yaptığı
konuşmada, son 10 yılda 52
ilde taramanın yapıldığı
ülkemizde, 2256 cüzzamlı
hastanın kontrolden
geçtiğini ve şu anda kayıtlı
olarak 4000 kadar cüzzamlı
hastanın olduğunu söyledi.
Dünyadâ 15-20 milyon
civarında cüzzamlı
olduğunu belirten Prof.
Saylan, Türkiye
Cumhuriyeti Sağlık
leşkilatı kurulduğundan bu
yana, saptanan 11 bin hasta
sayısında sağlanan
azalmanın sevindirici
olduğunu ve nihai hedefin
21. yuzyıla cuzzamsız Türkiye
ile girmek olduğu belirtti.
Filtre gibi agaç
• ANKARA (UBA)—
tstanbul Üniversitesi Orman
Fakültesi Toprak lhni ve
Ekoloji Anabilim Dalı
öğretim üyesi Prof.
Necmettin Çepel, kayın
ağacının çevresini şiddetli
ultraviyole ve radyasyondan
koruduğunu belirtti. Çepel,
yüz yaşındaki bir kayın
ağacının yılda bir ton tozu
süzdüğunü söyledi. Çepel,
"Orman ölümleri ve
kaybolan fonksiyonel
değerler" konusunda
görüşlerini açıklarken,
sadece odun hammaddesi
bakımından ekonomik
değerler oimadığını, buna
ek olarak bütün canlılann
vazgeçilmez >>aşam
temellerinin de yok
olduğunu bildirdi.
Ormanların milli gelirdeki
payının yalnız odun
fiyatlarına göre
değerlendirilemeyeceğini
kaydetti.
Evli öğrenciye
biırs
• ANKARA (AA)—
Devlet Bakanı Cemil Çiçek,
dün düzenlediği basın
toplantısında, uygulamasına
geçen yıl başlanan evli
üniversite öğrencilerine
yapılan "sosyal yardun" ve
ihtiyaç içinde olan
Öğrencilere sağlanan
"destek bursu" ile
uygulamaya yeni konulan
"teşvik bursu"yla ilgili bilgi
verdi. 1989-90 öğrenim
yümda sosyal yardım
programı kapsamına 4 bin
189 öğrencinin alındığını,
bunlardan lSS^unun
başanh olduğunu belirten
Çiçek, bu öğrencilerin
1990-91 ydmda da
programdan yararlanmaya
devarn edeceklerini bildirdi.
Çiçek 1 Ekim 1990
itibarıyla evli üniversite
öğrencilerine yapılan sosyal
yardım miktarının İstanbul,
Ankara ve tzmir'de 150 bin
liradan 200 bin liraya, diğer
şehirlerde okuyan öğrenciler
için de aylık 100 bin
liradan 150 bin liraya
yükseltildiğini söyledi.