22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26EYLÜL 1990 İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B t L G E N CUMHURÎYET/7 G Ö R Û Ş Gölge Bayrak gölgesi kadar kurtancı, ağaç gölgesi kadar dinlendirici yoktur. Nadir Kızılok GENEL SEKRETERLİK İÇİN ADAYLIĞIN1 SOYLETEMEDİK Ismail Cem'dengörüşlerİSMAİL Cem, Erdal tnönü karşısında genel başkanlığa adaylığını koyacağı kurultay öncesmde gazetemize gelmiş- ti. Kendisi ile uzun bir görüş- me yapmış ve sonunda adeta çeke çeke agzından söküp ala- bilmiştik: "Geoel başkanhga aday ol- mayı düşünüyordu." Sonra gerçekten adayhğını koydu, seçilemedi 156 oy aldı. "Yüzde 18 oy aldım. Yani bugtinkü SHP'nm oy onuıı ka- dar. Hiç de başansız bir rakam degfldi" diyor o kurultayı de- ğerlendirirken. Ismail Cem, bu kurultay ön- cesi de yine gazetemizi ziyare- te geldi. Bu kez genel başkan- lığa değil, ama hızlı bir döniış yaptıktan sonra Baykal'ın ge- nel başkanlığında genel sekre- terliğe aday olduğunu göstere- cek bir göruntü içine girmiştı. Ancak bu kez ne kadar bastı- rırsak bastıralım, "Genei sek- reter olmayı döşttnttyornm" sözcuklerini agzından söküp alamadık. "Parti meclisine adayınTdi- yordu. Genel sekreter parti meclisinden seçiliyordu, ama Baykal ile birlikte verdikleri tsmail Cem siyaset sahnesinde... ikili görünum genel başkan ve genel sekreter görünümü idı. Bu tür nitelemeleri yapanlan, "Keodi zihinlerinde çirkinlik var, onun için boyle duşunü- yorlar"diye niteliyordu. Bizim de zihnimizde "çirldnlik" olduğunu belirte- rek, hatta daha da çirkince bir soru sorduk: "Genel sekreter olmak diye bir pazarlığın içinde olmadığı- nı deklare ettiğine gore ya Bay- kakılar kendisini genel baş- kanlık seçiminde yanlannda göstererek bir anlamda knlla- nır, sonra da nasılsa aday ol- madığına gore genel sekreter de yapmazlarsa ne yapacaktı? Deneyimli bir politikacı ve ga- zeteci olarak bo>le bir ihtiraa- li de besaba katmıs mıydı?" Deniz Baykal'dan "girişim geldigi zaman hemen kanma- dığını, uzun uzun duşunüp ar- kadaşlan ile konuştuktan son- ra karar verdiğini" anlatan Cem, "Ama yanılabilirim de" diye mülahazat hanesiıu açık tutuyordu. BÜLBÜL SESİNDEN RASPA GÜRÜLTÜSÜNE tstinye de gemi raspasından yükselen zerrecikler insanları ve ağaçları tehdil ediyor. İstinye koyunun dramı ESKİ devirlerde îstanbullulann bulbül dinle- meye gittikleri bu sakin ve geniş İstinye Koyu artık Boğaziçi'nin gemı sanayi mahallesi oldu. Bülbül sesleri ise yerini çekiç gürültülerine bı- raktı. İstinye Koyu'nun göbeğinde sıra sıra büyük gemiler demirli. tstinye Tersanesi'nde onarım için sıraya giren bu gemilerın yapım ve onarım çalışmalan önce burada çalışan işçilen, sonra da çevreyi, İstinye sakinlerini ve etrafındakı koru- yu oldukça etkiliyor. İstinye Devlet Hastanesi'nin ise hemen tersa- nenin karşısında olması bir başka "çarpıklık" örneği. Koy pislikten geçilmıyor ve "tstanbul- un ikinci Haliç'i" olmaya aday. Emırgan koru- sundaki ağaçların tersaneye yakın olanları sa- rarmış durumda. Bitkiler tersaneden yayılan ze- hirli dumanlar ve raspa tozlanndan etkilenip ölüyorlar. Vinçlerin çalışmasmı belirten zil sesi gün boyu kulakları "tırmalıyor". İstinye Deresi 10 yıldır kapanmıyor ve batak- lık haline geldi diyen Istinyeliler yüzlerce imza- h dilekçelerle îstanbul Anakent Belediyesi Çev- re Koruma Daire Başkanlığı'na, Sarıyer Beledi- ye Başkanlığı'na, Ulaştırma Bakanlığı Deniz Ulaşımı Genel Mudurlüğu'ne müracaat etmis- ler. Hepsi sonuçsuz kalmış. İstinye tersanelerinde kum puskurtme ve raspa metodu ile gemi de- mizleme ve boyama çalışmalan hız kazanmış du- rumda. Bu işlemlerden bulut halinde pas, boya ve kum zerreciklerı çevreye yayılıyor. Gemi bo- yanıp çıktıktan sonra dok tabanmda kalan pas, boya ve kumlar da koya dökuluyor. Raspa es- nasındaki haşırtı gurultusu de cabası. Istinyeli- ler gerekirse binlerce imza toplayıp bu sorun kar- şısında birleşebıleceklerıni söyîüyorlar ve tersa- ner.ın buradan kaldırılması için ivedi önlem is- tıyorlar. Çevre ve insan sağhğma son derece za- rarlı bu çalışmalan yapan işçilerin durumunu da şöyle açıklıyorlar: "Hiçbir tedbir alınmadan, onca zehirli du- man, boya ve işguvenliğinden uzak bir çalışma ortamı içindeki işçilerin durumunu tmren Ay- kut gelsin de bir görsün..." Yeşillere, mavilere, kırmızılara ve morlara önemle duyurulur. BIB IŞIK DA SIZ TUTUN Çocuklar geleceğimiz UNICEF'in 1990'h yıllarda çocukların durumu ve hedef- lerle ilgili saptamaları şöyle: SORUN: Her yıl, beş yaşın altında yaklaşık 15 milyon ço- cuk ölmektedir. HEDEF: Beş yaşından kü- çuk çocuklardaki ölum oranı- mn bütün ülkelerde, bunlardan hangisi daha duşükse, ya üçte bir oramnda ya da 1000 canlı doğumda 70'e düşecek şekilde azaltılması. SORUN: Gelişmekte olan ülkelerde beş yaşından küçük çocuklann yaklaşık % 40'ı beslenme bozukluklanna ma- ruz kalmaktadır. HEDEF: Beslenme bozuk- luğu orarunın yan yanya azal- tılması. SORUN: Gelişmekte olan Ulkelerdeki çocuklann ancak yansı temiz içme suyu olanak- lanna sahiptir; sağhklı kana- lizasyon olanaklarma sahip olanlar, bundan da azdır. HEDEF: Temiz içme suyu olanaklanyla sağlıklı kanali- zasyon yapısının tüm insanla- ra ulaştırüması. Dunya çocuklarımn duru- mu pek parlak değil. Yani bu da insan neslinin geleceğinin pek parlak olmadığını gös- teriyor. UNICEF, "Siz ne yapabilir- siniz" diye şunları öneriyor: 1- Dünyadaki ve toplumu- muzdaki çocuklann durumu hakkında bilgi edinip ço- cuklann: A sağlık A eğitim Bunlar Benetton'dan giyinen şanslı çocnklar. A güvence A sağlıklı gelişimlerini etki- leyecek gerekli oyun ve kültü- rel etkinlere fırsat sağlanması gibi konularda yapılması gere- kenleri çevrenizdekilerle pay- laşınız. Aynca; A çalışan çocuklann kötüye kullanımı ve A çocuk istismarının önlenmesi için harekete geçiniz. 2- Çocuklar için çalışan ve onlara destek veren aşağıda kapsamlan belırtilen organi- zasyonlara katılınız: A çocuklarla ilgili kuru- luşlar A sosyal kulupler A profesyonel dernekler A kadın ve gençlik gruplan A çocuklara hizmet veren kumluşlar. Türkiye'de Doğan Kardeş Dergısi UNICEF ile işbirliği yaparak New York'ta yapıla- cak Dünya Çocuk Zirvesi ön- cesinde 74 ülkede gerçekleşti- rilen "Bir Işık da Siz lutun" gecesi düzenledi. Pazar akşa- mı Haliç civarındaki parklar- da çocuklar ve büyukler bir araya gelerek mumlar yaktılar. Geleceğimize bir ışık tutmak uzere bir zincir oluşturarak ço- cuklanmıan durumuna dıkkat çektiler. Evet, hepimizin yapabilece- ği bir şeyler var. Bir ışık da siz tutun... Neden Baykal'ı seçmişti? "Baykal ideolojik bir tercih degil. Baykal'dan bir girişim geldi. 'Eski alışkanlıklarla bir yere varamayız, parti bkandı, gecmtşe bir cizgi çekelim, ye- ni bir ufuk arayalım' de- dLİnandığım ilkelere ters düş- meyen sozter soyledi. 'Katluna ihtiyacım var' dedi. TabU he- men inanmadım, ama düşttn- diım. Benim kişiligiııı de böy- ledir. Birisi katkıda bulunma- mı istedi mi ben bu katkıyı ve- ririm." Ismail Cem, Baykalcılara yöneltilen "dar kadroculuk" suçlaması ile ilgili olarak şun- ları söylüyor: "Dar kadrocnluğa kızanlar dar kadrocnlugun dısına bir adım atdınca kıyamet kopan- yorlar. Proje insanlann kom- paıHmanlanndan çıkmalan." Zihnimizin çirkin olduğunu iyice belirginleştirmemek için son kurultayda yasanan bir ör- neği anlatmadık. örnek şuy- du: Fikret Ünlü, Baykal listesin- den parti meclisine girmiş ve genel sayman olmuştu. Bu gö- revi sırasında lnönü ile anlaş- U ve yakınlaştı. Yine de Bay- kalcı idi, ama o "dar kadro" nun dışında esnek düşünebili- yordu. Kurultay taktiği şu ol- du. Fikret Ünlü adı Baykal lis- tesinde yer aldı, ancak "dar kadro" el alündan delegelere yaydı: "Ustedeki Fikret 1 nln ismine oy vermeyeceksiniz." Bdylece Ünlu, PM'ye seçile- medi. Dar kadro bu oyunlan çok ıyi bilıyor. PM listesinde Cem 1 ın de ismini silebUecekleri ih- timaüni hızlı bir Cem tarafta- nna haürlattık. 8-10 saniye do- nup kaldı, sonra "Yapamaziar" dedi. Bakalırn kurultayda neler göreceğiz? BAYKAL'DAN TOPUZ'A Gel listeyi yap BAŞA BAŞ, dişe diş geçece- ğı anlaşılan SHP kunıltay mu- cadelesinde taraflar kendi ta- raftarlarım daha fazla göster- mek veya güçlü isimleri yanla- nna çekmek için yoğun sava- şım içinde. Baykal'ın Topuz'a esaslı bir çengel atıp yanına çekmeye ça- lıştığı da anlatılıyor. Topuz'un kendi yandaşlanna anlattığma göre Baykal kendisine şöyle demiş: "Ali Bey geJ Ustesi yap:' Yani parti yönetimini birlik- te oluşturmalannı önermiş. Topuz bunu uzun uzun kendi arkadaşlarına anlattı ama olumlu bir tepki alamadı. To- puz ile birlikte hareket eden partüiler karşı çıktılar. Aytekin Kotil bile Inönü'nün genel baş- kanlığı için ağırhk koydu. Bir partili şöyle dedi: — Topuz listeyi yapsa ne olacak. Diyetim ki partiye Bay- kal genel başkan oldu, Parti Meclisi çoğunlugu birlikte oluşturuldu. Beni de İstanbul'a U başkanı >-aplılar. Knçülen bir partinin il baş- kanı olacagıma büyüyen bir partinin sadece bir uyesi olma- yı yeglerim." DAYAĞA KARŞI BELEDİYELER Sığınma evı yarışı "DAYAGA karşı* kampan- ya" başlatan kadınlar " s^m- ma evi" projesini gerçekleştir- mek için hazırlıklara başladı- lar. Kadın olduğu için de Şişli Belediye Başkanı Fatma Gi- rik'e gidip kendilerine yer tah- sis etmesini istediler. "Bizim Şişli Belediyesi olarak tahsis yetkimiz yok. Anakent Beledi- ye Başkanlığı'na müracaat edin" denince bu kez Anakent Belediyesi'yle temaslara başla- dılar. Fakat bir süre sonra ses seda kesildi. Aynı şekilde bir kampanya- yı başlatan "Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı" yer tahsisi için Bakırköy Belediyesi'ne de baş- vurdu. Onlar da "Biz yer gös- teremeyiz, kendimiz acacagız" dediler. Belediye yetkilileriyle bu konuda çalışmalar ve yar- dımlaşmalar vapıldı. Bakırköy Belediyesi Kadın Haklan Da- nışmanhğı Başkanı Uğur tl- han'ın şubattan beri yaptığı ça- lışraalarla 11 eylulde Bakırköy Belediyesi'nce 30 kişiIik"Kadın Sığınma Evi" açıldı. Bu açılışın üstünden 9 gun geçince Şişli Belediyesi de Anakent Belediyesi'yle birlik- te başka bir "kadın sığınma evi"ni açü. HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Onvnla t^/'Afc yvrurMen, 0/ bai k<\ /mdm/ar/n i'ana, t\ 4 k cnynta PİKNİK PİYALE MADRA UMUTLARIMIZ NFPFLFRDE MÜ3SAM? HIZU GAZETECİ fsECDET AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA1S GÜRSES E«,ARTII<,EN AZlNDAM VAPIL/MAMA9I 0ÇIKİ t>e H0RKÇSİNİS&Iİ- '& <Sİ8İ SMiiVtfR^ * . 0ftJ GARFIELD JM DAV1S BİR _ _ — — • n TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAK 26 Eylül 1934 T£ İSTANBUL SANAYİİ 1934're BUGUN, rs7XMeuL'uH SjuAYt v£ r^fc/t- ReTTE aoiçrrĞ/ NOKTA IL£ /utsıu BıR y*zı, TA"oeesıS/fJD£ re/ç ALMişrr. 800 SIME ŞVf/tf NUFUSU VE HZOMt/MUrLA, tST*M&Ut.'uM,n/f' İCJYE IL£ OIHrn&OĞt/DA OMBMU 8>& MEfittcEZ O». PUĞUMDAN £OZ ££>tLE.H YA2.IM, ÇEÇıTLİ SEUÇtÂS- LEK. /İHLAriLA44KrAYD^ OÜMEĞIN, KetjmE, Ç.IM&JTU FASRlKASt, 33 TA6AfcH*NE, t f12 TBKSTtL FABRJKASt, 8S BU 1? UfJ , 133 j 3S 8/K/t , 1f3&*SAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle