20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Lüov, yeniden başkan seçildi • SOFYA (Ajanslar) — Bulgaristan Sosyalist Partisi BaşkanlığYna Alexander Lilov yeniden seçildi. Sosyalist Parti Kongresi'ndeki kaynaklar, Lilov'un dünkü kapalı oturumda yapüan oylamayı kazandığını bildirdiler, ancak oylamada 1330 delegeden kaçırun Lilov'a oy verdiği konusunda bilgi vennediler. Sosyalist Parti'nin önceki gece sabaha kadar süren toplanüsı sonunda dün öğleye doğru yapılan oylamada Lilov, tekrar parti liderliğine seçildi. Toplantıda aynca yeni parti prezidyumu (başkanhk divanı) ile yüksek konseyin (eski merkez komitesi) üyeleri de seçildi. DeKlerk-Bush görüşmesi • WASHINGTON (AA) — 1946 yılından bu yana ABD'yi resmen ziyaret eden ilk G-Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı olan Frcderik De Klerk, Başkan George Bush tarafından kabul edildi. Bush, G.Afrika'da ırkçüığm ortadan kaldınlması amacıyla başlatılan sürecin geri dönülmez olduğuna inandığını ve buna yardımcı olacaklannı söyledi. Vasiliu'dan Kuveyt benzetmesi • NEW YORK (Cumhuriyet) — Kıbns Rutn lideri Yorgo Vasiliu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Kıbns adına yaptığı konuşmada Kıbns'ı Kuveyt'e benzetti ve 16 yıl önce Kıbrıs'ın, bugün Kuveyt'te olduğu gibi büyük ve güçlü komşusu tarafından saldınya uğradığını söyledi. Vasiliu genel kurula Birleşmis Milletler'in yaptınm gücünün yeniden önem kazandığı, bugünlerde aynı şeyin Kıbns için de geçerli olmasını temenni ettiğini ifade etti. öte vandan Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras ile Dışişleri Bakanı Ali Bozer, bugun öğleden sonra BM'de görüşmek üzere son anda mutabakat sağladılar. ATkararına eleştiıi • Haber Merkezi — AT Bakanlar Konseyi Alt Komisyonu'nun Kıbns Rum yönetiminin üyelik başvurusunu işleme koyması, aralannda sinema yönetmeni Halit Refığ'in de bulunduğu İstanbul ve Marmara üniversitelerine bağlı 11 bilim adamınca eleştirildi. Türkiye'nin bu gelişme karşısında daha aktif bir politika izlememesini de eleştiren bilim adamlan, Ankara'nın Körfez krizinde gösterdiği aktif tutumu Kıbns konusunda da göstermesini istediler. İstanbul Üniversitesi profesörlerinden Salih Türhan, Erol Manisalı, Erdoğan Alkin, Nuri Karacan, Toktamış Ateş, Necati Mumcu, Doğan Kargül, Zafer Tunca ve Esfender Korkmaz ile Marmara Üniversitesi profesörleri YaşarGürbüz ve Atilla Bağınaçık tarafından imzalanan "AT'nin Kıbns konusundaki tutumu gereken karşıhğı almalıdır" başlıkh bildiride, AT Bakanlar Konseyi'nin tavrı "Kıbns Türk halkına ve Türkiye'ye karşı abnmış, hukuk ve insarüık dışı bir karar" olarak nitelendirildi. Tayland'da kaza: 55 ölti • BANGKOK (AA)- Tayland'ın başkenti Bangkok'da, sıvılaştırılmış petrol gazı taşıyan bir kamyonun kaza yapması sonucu en az 55 kişinin öldüğü bildirildi. Kamyon, yüksek hızla Bangkok'un merkezinde bir otomobile çarparak çevredeki binalara doğru savruldu ve infilak etti. Patlama sonucu, çevredeki bina ve araçlarda büyük hasar meydana geldi. KÖRFEZ KRİZİ...KftRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ K) 'NATO Güney kanadına ağırlıkDış Haberier Servisi — Irak'- ın Kuveyt'i ışgali ile gündeme ge- len NATO'nun etki alanının ge- nişletümesine ilişkin tanışmalar, son günlerde enikonu yoğunluk kazandı. NATO Avrupa Mütte- fık Kuvvetleri Başkomutanı Ge- neral John Galvin, ittifakın iiye ülke topraklan dışındaki rolü- nün yeniden gözden geçirilme- sini istedi. Galvin, Türkiye'yi de içine alan NATO'nun güney ka- nadına daha fazla ağırlık vere- bileceğini kaydetti. Bu arada, Irak'ın ve bu Olkeyi destekleyen çeşitli grupların olası saldınla- nna karşı, NATO'nun terörle mücadele toplantısı düzenleye- ceği bildirildi. AA'nm haberine göre Mütte- fık Kuvvetler Başkomutanı Ge- neral Galvin, müttefiklerin "Körfez krizinde daha çok şey yapabileceklerini" belirterek NATO'nun, üye ülke topraklan dışındaki rolünün yeniden göz- den geçirilmesini istedi. -Galvin, Varşova Paktı'nın or- ta Avrupa'da yoğunlaşmasından doğan soğuk savaştan dolayı NATO'nun ihmal edilen ve Ak- deniz ile Türkiye'yi de içine alan güney kanadına, Körfez krizi nedeniyle daha fazla ağırlık ve- ri'jıesini önerdi. Avrupa Müttefık Kuvvetler Başkomutanı General John Galvin, NATO'nun üye ülke toprakları dışındaki rolünün yeniden gözden geçirilmesini isteyerek Türkiye'yi de içine alan güney kanadına daha fazla ağırhk verilmesi gerektiğini söyledi. NATO, Irak'ın olası terör eylemlerine karşı terörle mücadele toplantısı düzenleyecek. GALVİN — 'Etki alanı genişlesin'. Galvin, "NATO'nnn güney kanadındaki istikrarsızlık po- tansiyelinin, diger bölgelerinde- kinden daha fazla olraasa bile en az onlaria eşdeger olduğunu hepimiz biliyoruz" dedi. Doğu Avrupa'dan Sovyet as- kerlerinin çekilmesüıden sonra Güney'üı, NATO'nun yeni cep- hesi olup olmayacağı yolunda- ki soru üzerine Galvin, "bu mümkiin" yanıtını verdi. Galvin, "müttefikler, 'bölge dışı' konusunu daha ciddi şekil- de gözden geçinnelidirier. Mnt- tefikler. NATO topraklannın sa- vunması konusunun daha geniş bir şekilde ele alınması gerekti- ğini anlamalıdırlar. NATO top- raklan içinde olmavan bir şey de NATO topraklannı tehdit ede- bilir" dedi. John Galvin, NATO'nun Kör- fez krizinde, daha fazla yapabi- leceği ve yapması gereken şeyler olduğu yolundaki NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner'in görüşune katıldıklannı da söz- lerine ekledi. Körfez krizinin yarattığı ger- ginlik ile Irak'ın, bir savaş halin- de ABD ve müttefiklerine ait he- deflere saldıracağı yolundaki tehdidi, terörle mücadele konu- sunu yeniden NATO'nun günde- mine getirdi. NATO kaynaklanndan edini- len bilgiye göre ABD, bu amaç- la terör uzmanı P. Busby*yi müt- tefiklere bilgi vermek üzere Brüksel'e gönderiyor. Busby'nin de katılacağı, terör uzmanlanyla takviyeh' NATO Konsey Toplantısı hafta içinde Brüksel'de yapıiacak. Bu top- lantıya, Türkiye'nin yanı sıra di- ğer üye ülkelerden gelecek olan terör uzmanlannın da kaülacak- ları bildirildi. Yetkililer, terörle mücadeie toplantısmda üye ülkelerin ken- di tavırlannı ortaya koyacakla- nnı ve karşüık olarak derinleme- sine bir görüş alışverişinde bu- lunulacağını ifade ettiler. Ote vandan Türkiye'nin tutu- mu konusunda bilgi veren kay- naklar, Ankara'nın terörle mü- cadele konusunda her zaman iş- birüğine hazır olduğunu belirte- rek zaman zaman Türkiye'nin bu alanda diger müttefîklere ön- cülük ettiğini vurguladılar. Irak'ın, bazı Avrupa ve Arap ulkelerinin başkentlerinde terör yaratmak amacıyla saldınlar dü- zenlemeyi planladığı bildirildi. AA'nm Kahire kaynaklı habe- rine göre Mısırlı bir guvenlik yetkilisi, Ashark H Awsat gaze- tesine yaptığı açıklamada, bu saldınlan düzenleyecek olan te- rör gruplarının Irak'taki çeşitli kamplarda eğitilmekte oldukla- ruıı belirtti. IRAN-SURİYE ÎSBIRLÎĞT Bağdat'a karşı ortak tavırİran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani ile Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad Körfez'de guvenlik ve istikrarın korunmasını sağlamak amacıyla yeni bir bölgesel guvenlik sistemi kurulması çağrısında bulundular. Dış Haberier Servisi — tran layarak Körfez bölgesini koru- ve Suriye, Körfez krizi konu- mak için yeni bir guvenlik sis- sunda "tam bir görüş birligi" içinde olduklannı ve Irak'a kar- şı ortak tavır alacaklannı acık- temi kurulması çağrısında bu- lundular. Tahran'a yaptığı dört günlük ziyareti dün tamamlayan Suri- ye Devlet Başkanı Hafız Esad ile tran Cumhurbaşkanı Ali Ek- ber Haşimi Rafsancani'nin dün yayımladıkları ortak bildiride, "böige devletlerinin katıhmıyla bir bölgesel guvenlik sisteminin kurulması, bolge devletleri ile halklannın guvenlik >e istikrar- laruıın konınmasını sağlayacak en başanlı yöntem olacaktır" denildi. AA'nın haberine göre gözlemciler, önerilen bu guven- lik sisteminin Washington tara- fından önerilen ve bölgede ABD ile diğer uluslararası güçlerin varlığını öngören guvenlik siste- mine karşı bir adım olduğunu belirtiyorlar. Esad, tran'daki temaslan- nın dostane bir hava içinde geç- tiğini belirterek şunlan söyledi: "Sayın Rafsancani ile bölge konusunda gorüşmediğimiz bir DoGUALMANYA 'Saddam'ı öldüreceğim' Irak'ın Kuvevt'i işgalinden sonra ülkesinden kaçarak Suriye'ye sığınan Kuveytii Nazera Hamed, Saddam'ı öldürmeye hazır. Şam'da gazetecilerle konuşan Hamed, kocaman bıçağını gazetecilere dogru sallayarak "Bıraksalar, Saddam'ı hemen vururum" diyor. Hamed, Irak'ın işgalinden sonra ülkesini terk elmek zorunda kalan binlerce Kuveytliden sadece biri. tşgalin ilk günlerinde Kuveyt'ten kacan pek çok kişinin yanı sıra 'Kuveyt'in Iraklılaşünlması' planı çerçevesinde sınır dışı edilen çok sayıda Kuveytii, Suudi Arabistan ve diger Arap iiikelerine dagılnuş durumda. Kuveytlileri sınır dışı ederek yerlerine Irak vatandaşlannı yerleştiren Irak'ın, böylelikle Kuveyt varlığını tamamen sflmeyi hedeflediği savunuluyor. Irak ve Kuveyt'ten gelen Batılılardan alman bilgiülere göre Irak, Kuveyt'te ııyguladığı baskıyı giderek arttınyor. (Fotograf: Renter) konu kaldığını sanmıyorum. Her konuyu görüştük ve aynı inanclan paylaşügıınızı gördiik. Görüşleriîniz net Kuveyt'e yapı- lan saldınnın ve bölgedeki ya- bancı askeri varlıgın sona erdi- rflmesi konusunda tam bir gö- IÜŞ birligi içindeyiz." Esad, yabancı askeri birlikle- rin bölgede bulunmasmın nede- ninin, Irak'ın Kuveyt'i işgali ol- duğunu söyleyerek, öncelikle iş- galin sona ermesi, ardmdan da yabancı birliklerin çekilmesi yanlısı olduklannı açıkladı. Reuter ajansımn haberine gö- re Hafız Esad'ı Tahran'ın Meh- rabad Havaalanı'nda uğurlayan İran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani ise Esad'ın ziyareti- nin çok iyi bir zamanda gerçek- leştiğmi vurgulayarak, göruşme- lerinin ilginç noktasımn, hiçbir konuda anlaşmazlığa düşmeme- leri olduğunu söyledi. "Anlaş- maya varmadıgırajz hiçbir konu kalnudı" diyen Rafsancani, pek çok konu hakkında ortak tavır belirlediklerini açıkladı. "Bölge- deki durumun aynı kalması ve- ya Irak'ın yenilgiye ugraması, Irak karşıtı cephenin zayiflama- sı, savaşın patlak vennesi veya Israil'in savaşa kanşması du- rumlannda, Suriye ile tran'ın alaraklan ortak ttvir, bu gÖTÜŞ- meierde beüriendi" diyen Raf- sancani, Hafız Esad'ın kendisi- ne ABD'den bir mesaj getirdiği yolundaki iddialan da yalanla- dı. Rafsancani, bu konuda ken- disine yöneltilen bir soruyu, "Amerikalılar, majestelerine bi- zim için bir mesaj verecek kadar yüzsüz ounasalar gerek" şeklin- de yanıtladı. AA'nın haberine göre Tahran Radyosu, İran ve Suriye arasın- da ekonomi, ticaret, kültür ve teknoloji alanlannda işbirliği anlaşmalan imzalandığını bil- dirdi. Türk gençlerine 6 dazlak' tehdidi DİLEK ZAPTÇIOCLU BERLİN — Almanya'nın birleşeceği 3 ekim tarihi yakla- şırken Berlin'de Neonazi "Daz- laklar" ve karşıt gruplar arasın- daki gerginlik son haddine ulaş- tı. Baü Berlin'de Türklerin yo- ğun olarak yaşadığı Kreuzberg semtindeki Türk gençleri, ken- tin her iki yamndaki Neonazi- lere karşı tetikte bekliyor. Asıl- sız söylentiler ortamı kızıştınr- ken Berün'de Neonazüerle Türk gençleri arasında kan dökülme- sine an meselesi olarak baküı- yor. Doğu Berlin'de aralannda çok sayıda Türk genci de bulu- nan 500 kişi önceki gece polisle çatıştı. Olay şöyle gelişti: Pazar günü FC Berlin futbol takımının maçından sonra takı- mın taraftan olan Doğu Berlinli "Daziaklar"ın ve Neonazilerin Doğu Berün'de bir Türk'ü bı- çaklayıp öldürdüğü söylentisi yayıldı. Kreuzberg semtinde toplanan ve kendilerine "oıo- nomlar" adım veren Alman gençleriyle beraber çok sayıda Türk genci pazartesi gecesi do- ğuya geçti. Kısmen maskeli olan 500 genç, Doğu Berlin'in mer- kezi Aleksander Meydanı'nda vitrinleri kırdılar, otomobilleri ataşe verdiler ve "Büyük Al- manya"ya karşı sloganlar attı- lar. D.Alman polısının olaya mu- dahalesi üzerine gençler Baü Berlin'e, Kreuzberg'e döndûler. Doğu Alman Halk Polisi müdfl- rü Preis'in gazetemize verdiği bilgiye göre olaylarda ölen ve- ya yaralanan olmadı. Fakat görgü tanıklan, pazar gecesi Doğu Berün'de Neonazilerin olay çıkarttığı yere 100 metre uzakhkta yaralı genç bir Türk kızı gördüklerini poüse bildirdi- ler. Poüs bunun üzerine yara- landığı söylenen Türk kızını aramaya başladı. Berlin'deki bütün hastanelere ve ilk yardım merkezlerine "yaralı Türk kızını polise bildirmeleri" talimatı ve- rildi. Kız bulunamadı. Türk gençlerinin çeşitli "çe- tekrde" örgüüendiği Kreuzberg semtinde her an patlamaya ha- zır bir hava esiyor. Birleşme yü- zünden Batı ve Doğu Berlinli Neonaziler sık sık yabancılara saldırarak olay çıkartıyorlar. Semtte çalışan Türk sosyal da- nışmanlar Türk gençlerinin aşın sol Alman gruplan tarafından "kışkırtıldıgmı" da iddia edi- yor. Nitekim Alman polisi ölen ya da yaralanan olmadığını söy- lemesine karşın dün Türk genç- leri arasında çeşitli söylentiler dolaşıyordu. 'Bir Türk'ön Ne- onazilerce 29 yerinden bıcakla- narak öldünildügü", "üç Türk- ün öldürüldüğü", "yaralanan Türk kızınuı hastanede öldügii" yolundaki rivayetler, Türkler arasındaki gerginliği arttınyor. Carl Levvis'ten de süratlisi var!.. Telecard! Telecard la Turkıyenm ner yennde 2 4 s a a t iUrpara , parayatınnr. havale yapmr. alışverişyapvur. YAPI^CKREDi "hizmette sınır yoktur" DUN^ADA BUGUN ALISIRMEN Turgut Bey, Akbulırfa Ne Söyledi? Garip bir çocuktu Arap Ftıza, bir tür kompleks kumkuma- sı. Boyunun kısalığından mı, teninin fazla esmerliğinden mi, çok varlıklı olduğunu söylemesine karşın (gerçekten de pa- rasız değildi) kaldığı yerın döküntülüğünden mi, çok iddialı olmasına karşın o denli başanlı olamamasından mı ne kay- naklanan bir garıpliğı vardı. Bu garipliği kendısinı, düş dünyasıyla, gerçek dünyayı ka- rıştırmaya ve bir de önemli adamların çevresinde dolanıp ar- kadaştarı arasında ön alma çabasına itmişti. Hukuk fakültesinın ıkinci ya da üçüncü sınıfındaydık, bir akşam sorduk Arap Rıza'ya: — Bu gece ne yapıyoruz? — Ben yazarlar lokaline gideceğim, orada arkadaşlar bir- likte otacağız. Sizı bılmem dedi. Rıza, bize kendince önemini gösteriyordu ve içten mi, yap- macık mı olduğunu bilemedığim bir biçimde de "Siz o ya- zarların, yanı benim arkadaşlanmın arasına giremezsiniz" diyordu. Bızim Arap Rıza Babıâli'de epeyce sürtüp bir iki gazete- de, kendince çok önemli, ama nesnel olarak fazla önem ta- şımayan işlere de gırdı. Hiçbir zaman yazar olamadı. Şimdi- lerde ne yaptığını da bilmiyorum. Arap Rıza'nın en ilginç yönü de ikide bir dilinden düşür- mediği ünlülerle dostluğuydu. Bir de bakardınız kı Arap Rıza gayet doğal bir biçimde — Dün Çetin'e dedim ki diye tuttururdu. Ya da herhangi bir sorun olduğunda Arap Rıza hemen atı- lırdı: — Ben llhan'a söylerim yazar. İlhan, İlhan Selçuk'tu, Çetin ise o sıralar çok ünlü olan Çe- tın Altan. Yıllar sonra her ıkisiyle de aynı gazetede çalıştığımda ken- dilerine bızim Arap Rıza'yı sormuştum. Biri hiç anımsama- dı. Öbürü ise bir öğrencı derneği adına, sık sık gidip kapısı- nı çalan ve biraz da kabak tadı veren esmer genci hayal me- yal anımsadı, ama tam çıkaramadı. Son günlerde Bush iletelefonda görüştüğünde keyfinden yanına varılamayan ve Margaret Thatcher'ın yanında resim çektirdığınde bunu çevreye nasıl yansıtacağının hesaplarını yapan, "Adam televizyonda konuşurken kesti, benim telefo- numa geldi" dıye hayret beyan eden Turgut Bey'i gördükçe bizim Arap Rıza'yı.anımsıyorum. Arap Rıza'nın, "İlhan ve Çet'n'e söylerim" tutkusu bizim gözümüzde-ona fazla bir itibar sağlamıyordu. Ondaki şjşin- menin ardındaki yapaylığı görebıliyorduk. Acaba Sayın Ozal 1 ın, "Açarım telefonu Bush ile konuşurum" sözleri Beyaz Sa- ray'da çektirdıği resimleri, Türk seçmeninin ezilmişlikten ge- len kompleksini doyurup ona bir ıtıbar sağlayacak mı? San- mıyorum. Ama işin kötüsü sağlarsa, bu da ülkemiz insanı için çok acı olur sanıyorum. Turgut Bey'in kendisinin önemsenmesini öne çıkaran, hatta buna şaşırmış gorünen davranıslarını gülümsemeyle karşı- larken, hep Nadir Bey'in 10-15 yıl kadar önce söylediklerini anımsıyorum: — Bak, demişti Nadır Bey, sen gazetecisin. Başbakanlar da cumhurbaşkanları da seninle görüşmek ısteyecekler, ça- ğıracaklardır. Sonra gulümseyerek eklemışti: — Gideceksin fabiı doğaldır, ama bunları sakın önemse- me olur mu? Şımdi Nadir Bey'in o sözlerini anımsayıp Turgut Bey'in bu- günkü propagandasma gulüyorum. Turgut Bey telefon edınce karşısına tabıi ki ya Bush çıka- cak, ya Mitterrand ya da Thatcher. Herhalde Türkiye'de do- rukta oturan kişinin karşısına, dışişlerinin üçüncü sınıf gö- revlisin' çıkaracak değılier ya! Kendisi Türkiye adına konu- şuyor. Bulunduğu makam dolayısıyla Beyaz Saray'a kabul edilecek. Baksanıza bızim Arap Rıza bile kendi uydurduğu kıytırık bir dernek için ilhan Selçuk ve Çetin Altan ile konu- şuyordu. Konuşması doğaldı. Komik olan sonradan "Bizim İlhan ve Çetin'e dedım ki" havalarına girmesiydi. Turgut Bey'in Bush ile tavrı da pek değişik değil. Ama Turgut Bey bu türlü şeyleri seviyor. Belki de hemşe- risi Arap Rıza (evet söylemeyı unuttum. Arap Rıza da Ma- latyalıydı) ile benzerlıkleri vardır. Ama Turgut Bey'in hakkını yemeyelim. Gizyaratmayı etki- yi büyültmeyi sanat halıne getırmış Baksanıza, ABD'ye git- meden önce süper yetenekli bir arabanın dıreksiyonuna geç- miş, yanına da yine araba gibı süper yetenekli Başbakanı al- mış ve Ankara dolayında trafik kurallarını allak bullak ede- rek (eh hep anayasanın altını üstüne getirecek değil ya) iki saat dolaşmış. Şimdi herkeste bir merak, bir merak... Oncekı gece yemekte bir arkadaşım da bana sordu: — Ne de olsa gazetecisin, senın kulağın deliktir bilirsirt. Ne konuşmuşlar? — Kimler ne konuşmuşlar? — Turgut Özal ile Yıldırım Akbulut. Ne demiş Özal Akbu- lut'a? Neden alıp yanına iki saat orada burada gezdirmiş? Güldüm. — Yok canım dedım önemli bir şey söylediği falan. Kendi- si direksıyona geçip, Yıldırım Bey'i yanına almakla, gidera- yak hem başbakana hem de kamuoyuna bir gerçeği vurgu- lamak istiyor. — Hangı gerçeği? dedi dostum. — Hangısinı olacak dıye yanıtladım. Turgut Bey herkesi, "Direksiyonda hep ben varım Sakın ola ki yanılmayın aya- ğınızı denk alın" demek istiyor. İlahi Arap Rıza, ilahi Turgut Bey... SOVYETLER BİRLİGİ 'Devletin adı değiştirüsin' SSCB'nin yeni hukuki yapısını belirlemek üzere Yüksek Sovyet'te yapılan görüşmelerde bazı milletvekilleri ülkenin adının değiştirilmesini önerdi. MOSKOVA (AA) — Sovyet- ler Birüği Parlamentosu Yüksek Sovyet'in ülkenin yeni hukuki yapısını beürleyecek olan "Bir- lik Sözleşmesi"ne Uişkin göriiş- melerinin ilk gününde bazı mil- letvekilleri SSCB'nin adının de- ğiştirilmesini istediler. Görüş- meler Başkan Mihail Gorba- çov'un da katılmasıyla "Solje- nistin'm haklıbgı" tartışmasına dönuştü. Yüksek Sovyet'in Milliyetler Mecüsi Başkanı Refik Nişanov, otunımun başlangıcında, yeni birük sözleşmesinin neden ge- rekli olduğunu ve bu konuda yapılan çalışmalan anlattı. Ni- şanov, Sovyetler Birliği'ni oluş- turan cumhuriyetleri yeniden birbirine bağlayacak bir sözleş- menin, ancak bu cumhuriyetle- rin egemenliğinden yola çıkıp yine bu egemenüği güvenceye alan bir belge olabileceğini vur- guladı. Refik Nişanov, yeni bir- lik sözleşmesinin cumhuriyetle- rin SSCB'den aynlma haldan- m tanıyacağmı da beürtirken, bu sözleşmenin taslağını hazır- lama çalışmalanna katılmayan Baltık cumhuriyetlerini sert bi- çimde eleştirdi. Nışanov'un sunuş konuşma- sından sonra başlayan görüşme- lerde çeşitü milletvekilleri yeni birük sözleşmesiyle ilgili öneri ve eleştirilerini dile getirirken, bazı milletvekiUeri, SovyetİCT Birliği'nin adının da değişmesi gerektiğini savundular. Bir milletvekilinin, Soljenit- sin'in makalesi konusundaki görüşlerini sorması üzerine söz alan Mihail Gorbaçov, Soljenit- sin'in Rusya'mn uyanışına Uiş- kin özlemlerini "Bir Rns olarak" paylaştığını bildirdi. Ancak Sovyet lideri, "Halâ geç- mişte, Çariık doneminde" yaşa- dığııu savunduğu Soljenitsin'in siyasi görüşlerinin kendisine ters geldiğini vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle