Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Lüov, yeniden
başkan seçildi
• SOFYA (Ajanslar) —
Bulgaristan Sosyalist Partisi
BaşkanlığYna Alexander
Lilov yeniden seçildi.
Sosyalist Parti
Kongresi'ndeki kaynaklar,
Lilov'un dünkü kapalı
oturumda yapüan oylamayı
kazandığını bildirdiler,
ancak oylamada 1330
delegeden kaçırun Lilov'a
oy verdiği konusunda bilgi
vennediler. Sosyalist
Parti'nin önceki gece
sabaha kadar süren
toplanüsı sonunda dün
öğleye doğru yapılan
oylamada Lilov, tekrar
parti liderliğine seçildi.
Toplantıda aynca yeni parti
prezidyumu (başkanhk
divanı) ile yüksek konseyin
(eski merkez komitesi)
üyeleri de seçildi.
DeKlerk-Bush
görüşmesi
• WASHINGTON (AA)
— 1946 yılından bu yana
ABD'yi resmen ziyaret eden
ilk G-Afrika Cumhuriyeti
Devlet Başkanı olan
Frcderik De Klerk, Başkan
George Bush tarafından
kabul edildi. Bush,
G.Afrika'da ırkçüığm
ortadan kaldınlması
amacıyla başlatılan sürecin
geri dönülmez olduğuna
inandığını ve buna yardımcı
olacaklannı söyledi.
Vasiliu'dan
Kuveyt
benzetmesi
• NEW YORK
(Cumhuriyet) — Kıbns
Rutn lideri Yorgo Vasiliu
Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu'nda Kıbns adına
yaptığı konuşmada Kıbns'ı
Kuveyt'e benzetti ve 16 yıl
önce Kıbrıs'ın, bugün
Kuveyt'te olduğu gibi
büyük ve güçlü komşusu
tarafından saldınya
uğradığını söyledi. Vasiliu
genel kurula Birleşmis
Milletler'in yaptınm
gücünün yeniden önem
kazandığı, bugünlerde aynı
şeyin Kıbns için de geçerli
olmasını temenni ettiğini
ifade etti. öte vandan
Yunanistan Dışişleri Bakanı
Andonis Samaras ile
Dışişleri Bakanı Ali Bozer,
bugun öğleden sonra
BM'de görüşmek üzere son
anda mutabakat sağladılar.
ATkararına
eleştiıi
• Haber Merkezi — AT
Bakanlar Konseyi Alt
Komisyonu'nun Kıbns Rum
yönetiminin üyelik
başvurusunu işleme
koyması, aralannda sinema
yönetmeni Halit Refığ'in de
bulunduğu İstanbul ve
Marmara üniversitelerine
bağlı 11 bilim adamınca
eleştirildi. Türkiye'nin bu
gelişme karşısında daha
aktif bir politika
izlememesini de eleştiren
bilim adamlan, Ankara'nın
Körfez krizinde gösterdiği
aktif tutumu Kıbns
konusunda da göstermesini
istediler. İstanbul
Üniversitesi
profesörlerinden Salih
Türhan, Erol Manisalı,
Erdoğan Alkin, Nuri
Karacan, Toktamış Ateş,
Necati Mumcu, Doğan
Kargül, Zafer Tunca ve
Esfender Korkmaz ile
Marmara Üniversitesi
profesörleri YaşarGürbüz ve
Atilla Bağınaçık tarafından
imzalanan "AT'nin Kıbns
konusundaki tutumu
gereken karşıhğı almalıdır"
başlıkh bildiride, AT
Bakanlar Konseyi'nin tavrı
"Kıbns Türk halkına ve
Türkiye'ye karşı abnmış,
hukuk ve insarüık dışı bir
karar" olarak nitelendirildi.
Tayland'da
kaza: 55 ölti
• BANGKOK (AA)-
Tayland'ın başkenti
Bangkok'da, sıvılaştırılmış
petrol gazı taşıyan bir
kamyonun kaza yapması
sonucu en az 55 kişinin
öldüğü bildirildi. Kamyon,
yüksek hızla Bangkok'un
merkezinde bir otomobile
çarparak çevredeki binalara
doğru savruldu ve infilak
etti. Patlama sonucu,
çevredeki bina ve araçlarda
büyük hasar meydana geldi.
KÖRFEZ KRİZİ...KftRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ K)
'NATO
Güney kanadına ağırlıkDış Haberier Servisi — Irak'-
ın Kuveyt'i ışgali ile gündeme ge-
len NATO'nun etki alanının ge-
nişletümesine ilişkin tanışmalar,
son günlerde enikonu yoğunluk
kazandı. NATO Avrupa Mütte-
fık Kuvvetleri Başkomutanı Ge-
neral John Galvin, ittifakın iiye
ülke topraklan dışındaki rolü-
nün yeniden gözden geçirilme-
sini istedi. Galvin, Türkiye'yi de
içine alan NATO'nun güney ka-
nadına daha fazla ağırlık vere-
bileceğini kaydetti. Bu arada,
Irak'ın ve bu Olkeyi destekleyen
çeşitli grupların olası saldınla-
nna karşı, NATO'nun terörle
mücadele toplantısı düzenleye-
ceği bildirildi.
AA'nm haberine göre Mütte-
fık Kuvvetler Başkomutanı Ge-
neral Galvin, müttefiklerin
"Körfez krizinde daha çok şey
yapabileceklerini" belirterek
NATO'nun, üye ülke topraklan
dışındaki rolünün yeniden göz-
den geçirilmesini istedi.
-Galvin, Varşova Paktı'nın or-
ta Avrupa'da yoğunlaşmasından
doğan soğuk savaştan dolayı
NATO'nun ihmal edilen ve Ak-
deniz ile Türkiye'yi de içine alan
güney kanadına, Körfez krizi
nedeniyle daha fazla ağırlık ve-
ri'jıesini önerdi.
Avrupa Müttefık Kuvvetler
Başkomutanı General John
Galvin, NATO'nun üye
ülke toprakları dışındaki
rolünün yeniden gözden
geçirilmesini isteyerek
Türkiye'yi de içine alan
güney kanadına daha fazla
ağırhk verilmesi gerektiğini
söyledi. NATO, Irak'ın
olası terör eylemlerine
karşı terörle mücadele
toplantısı düzenleyecek. GALVİN — 'Etki alanı genişlesin'.
Galvin, "NATO'nnn güney
kanadındaki istikrarsızlık po-
tansiyelinin, diger bölgelerinde-
kinden daha fazla olraasa bile
en az onlaria eşdeger olduğunu
hepimiz biliyoruz" dedi.
Doğu Avrupa'dan Sovyet as-
kerlerinin çekilmesüıden sonra
Güney'üı, NATO'nun yeni cep-
hesi olup olmayacağı yolunda-
ki soru üzerine Galvin, "bu
mümkiin" yanıtını verdi.
Galvin, "müttefikler, 'bölge
dışı' konusunu daha ciddi şekil-
de gözden geçinnelidirier. Mnt-
tefikler. NATO topraklannın sa-
vunması konusunun daha geniş
bir şekilde ele alınması gerekti-
ğini anlamalıdırlar. NATO top-
raklan içinde olmavan bir şey de
NATO topraklannı tehdit ede-
bilir" dedi.
John Galvin, NATO'nun Kör-
fez krizinde, daha fazla yapabi-
leceği ve yapması gereken şeyler
olduğu yolundaki NATO Genel
Sekreteri Manfred Wörner'in
görüşune katıldıklannı da söz-
lerine ekledi.
Körfez krizinin yarattığı ger-
ginlik ile Irak'ın, bir savaş halin-
de ABD ve müttefiklerine ait he-
deflere saldıracağı yolundaki
tehdidi, terörle mücadele konu-
sunu yeniden NATO'nun günde-
mine getirdi.
NATO kaynaklanndan edini-
len bilgiye göre ABD, bu amaç-
la terör uzmanı P. Busby*yi müt-
tefiklere bilgi vermek üzere
Brüksel'e gönderiyor.
Busby'nin de katılacağı, terör
uzmanlanyla takviyeh' NATO
Konsey Toplantısı hafta içinde
Brüksel'de yapıiacak. Bu top-
lantıya, Türkiye'nin yanı sıra di-
ğer üye ülkelerden gelecek olan
terör uzmanlannın da kaülacak-
ları bildirildi.
Yetkililer, terörle mücadeie
toplantısmda üye ülkelerin ken-
di tavırlannı ortaya koyacakla-
nnı ve karşüık olarak derinleme-
sine bir görüş alışverişinde bu-
lunulacağını ifade ettiler.
Ote vandan Türkiye'nin tutu-
mu konusunda bilgi veren kay-
naklar, Ankara'nın terörle mü-
cadele konusunda her zaman iş-
birüğine hazır olduğunu belirte-
rek zaman zaman Türkiye'nin
bu alanda diger müttefîklere ön-
cülük ettiğini vurguladılar.
Irak'ın, bazı Avrupa ve Arap
ulkelerinin başkentlerinde terör
yaratmak amacıyla saldınlar dü-
zenlemeyi planladığı bildirildi.
AA'nm Kahire kaynaklı habe-
rine göre Mısırlı bir guvenlik
yetkilisi, Ashark H Awsat gaze-
tesine yaptığı açıklamada, bu
saldınlan düzenleyecek olan te-
rör gruplarının Irak'taki çeşitli
kamplarda eğitilmekte oldukla-
ruıı belirtti.
IRAN-SURİYE ÎSBIRLÎĞT
Bağdat'a karşı ortak tavırİran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani ile
Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad Körfez'de
guvenlik ve istikrarın korunmasını sağlamak
amacıyla yeni bir bölgesel guvenlik sistemi
kurulması çağrısında bulundular.
Dış Haberier Servisi — tran layarak Körfez bölgesini koru-
ve Suriye, Körfez krizi konu- mak için yeni bir guvenlik sis-
sunda "tam bir görüş birligi"
içinde olduklannı ve Irak'a kar-
şı ortak tavır alacaklannı acık-
temi kurulması çağrısında bu-
lundular.
Tahran'a yaptığı dört günlük
ziyareti dün tamamlayan Suri-
ye Devlet Başkanı Hafız Esad
ile tran Cumhurbaşkanı Ali Ek-
ber Haşimi Rafsancani'nin dün
yayımladıkları ortak bildiride,
"böige devletlerinin katıhmıyla
bir bölgesel guvenlik sisteminin
kurulması, bolge devletleri ile
halklannın guvenlik >e istikrar-
laruıın konınmasını sağlayacak
en başanlı yöntem olacaktır"
denildi. AA'nın haberine göre
gözlemciler, önerilen bu guven-
lik sisteminin Washington tara-
fından önerilen ve bölgede ABD
ile diğer uluslararası güçlerin
varlığını öngören guvenlik siste-
mine karşı bir adım olduğunu
belirtiyorlar.
Esad, tran'daki temaslan-
nın dostane bir hava içinde geç-
tiğini belirterek şunlan söyledi:
"Sayın Rafsancani ile bölge
konusunda gorüşmediğimiz bir
DoGUALMANYA
'Saddam'ı
öldüreceğim'
Irak'ın Kuvevt'i işgalinden
sonra ülkesinden kaçarak
Suriye'ye sığınan Kuveytii
Nazera Hamed, Saddam'ı
öldürmeye hazır. Şam'da
gazetecilerle konuşan
Hamed, kocaman bıçağını
gazetecilere dogru sallayarak
"Bıraksalar, Saddam'ı
hemen vururum" diyor.
Hamed, Irak'ın işgalinden
sonra ülkesini terk elmek
zorunda kalan binlerce
Kuveytliden sadece biri.
tşgalin ilk günlerinde
Kuveyt'ten kacan pek çok
kişinin yanı sıra 'Kuveyt'in
Iraklılaşünlması' planı
çerçevesinde sınır dışı edilen
çok sayıda Kuveytii, Suudi
Arabistan ve diger Arap
iiikelerine dagılnuş
durumda. Kuveytlileri sınır
dışı ederek yerlerine Irak
vatandaşlannı yerleştiren
Irak'ın, böylelikle Kuveyt
varlığını tamamen sflmeyi
hedeflediği savunuluyor.
Irak ve Kuveyt'ten gelen
Batılılardan alman bilgiülere
göre Irak, Kuveyt'te
ııyguladığı baskıyı giderek
arttınyor. (Fotograf: Renter)
konu kaldığını sanmıyorum.
Her konuyu görüştük ve aynı
inanclan paylaşügıınızı gördiik.
Görüşleriîniz net Kuveyt'e yapı-
lan saldınnın ve bölgedeki ya-
bancı askeri varlıgın sona erdi-
rflmesi konusunda tam bir gö-
IÜŞ birligi içindeyiz."
Esad, yabancı askeri birlikle-
rin bölgede bulunmasmın nede-
ninin, Irak'ın Kuveyt'i işgali ol-
duğunu söyleyerek, öncelikle iş-
galin sona ermesi, ardmdan da
yabancı birliklerin çekilmesi
yanlısı olduklannı açıkladı.
Reuter ajansımn haberine gö-
re Hafız Esad'ı Tahran'ın Meh-
rabad Havaalanı'nda uğurlayan
İran Cumhurbaşkanı Haşimi
Rafsancani ise Esad'ın ziyareti-
nin çok iyi bir zamanda gerçek-
leştiğmi vurgulayarak, göruşme-
lerinin ilginç noktasımn, hiçbir
konuda anlaşmazlığa düşmeme-
leri olduğunu söyledi. "Anlaş-
maya varmadıgırajz hiçbir konu
kalnudı" diyen Rafsancani, pek
çok konu hakkında ortak tavır
belirlediklerini açıkladı. "Bölge-
deki durumun aynı kalması ve-
ya Irak'ın yenilgiye ugraması,
Irak karşıtı cephenin zayiflama-
sı, savaşın patlak vennesi veya
Israil'in savaşa kanşması du-
rumlannda, Suriye ile tran'ın
alaraklan ortak ttvir, bu gÖTÜŞ-
meierde beüriendi" diyen Raf-
sancani, Hafız Esad'ın kendisi-
ne ABD'den bir mesaj getirdiği
yolundaki iddialan da yalanla-
dı. Rafsancani, bu konuda ken-
disine yöneltilen bir soruyu,
"Amerikalılar, majestelerine bi-
zim için bir mesaj verecek kadar
yüzsüz ounasalar gerek" şeklin-
de yanıtladı.
AA'nın haberine göre Tahran
Radyosu, İran ve Suriye arasın-
da ekonomi, ticaret, kültür ve
teknoloji alanlannda işbirliği
anlaşmalan imzalandığını bil-
dirdi.
Türk gençlerine
6
dazlak' tehdidi
DİLEK ZAPTÇIOCLU
BERLİN — Almanya'nın
birleşeceği 3 ekim tarihi yakla-
şırken Berlin'de Neonazi "Daz-
laklar" ve karşıt gruplar arasın-
daki gerginlik son haddine ulaş-
tı. Baü Berlin'de Türklerin yo-
ğun olarak yaşadığı Kreuzberg
semtindeki Türk gençleri, ken-
tin her iki yamndaki Neonazi-
lere karşı tetikte bekliyor. Asıl-
sız söylentiler ortamı kızıştınr-
ken Berün'de Neonazüerle Türk
gençleri arasında kan dökülme-
sine an meselesi olarak baküı-
yor.
Doğu Berlin'de aralannda
çok sayıda Türk genci de bulu-
nan 500 kişi önceki gece polisle
çatıştı. Olay şöyle gelişti:
Pazar günü FC Berlin futbol
takımının maçından sonra takı-
mın taraftan olan Doğu Berlinli
"Daziaklar"ın ve Neonazilerin
Doğu Berün'de bir Türk'ü bı-
çaklayıp öldürdüğü söylentisi
yayıldı. Kreuzberg semtinde
toplanan ve kendilerine "oıo-
nomlar" adım veren Alman
gençleriyle beraber çok sayıda
Türk genci pazartesi gecesi do-
ğuya geçti. Kısmen maskeli olan
500 genç, Doğu Berlin'in mer-
kezi Aleksander Meydanı'nda
vitrinleri kırdılar, otomobilleri
ataşe verdiler ve "Büyük Al-
manya"ya karşı sloganlar attı-
lar.
D.Alman polısının olaya mu-
dahalesi üzerine gençler Baü
Berlin'e, Kreuzberg'e döndûler.
Doğu Alman Halk Polisi müdfl-
rü Preis'in gazetemize verdiği
bilgiye göre olaylarda ölen ve-
ya yaralanan olmadı. Fakat
görgü tanıklan, pazar gecesi
Doğu Berün'de Neonazilerin
olay çıkarttığı yere 100 metre
uzakhkta yaralı genç bir Türk
kızı gördüklerini poüse bildirdi-
ler. Poüs bunun üzerine yara-
landığı söylenen Türk kızını
aramaya başladı. Berlin'deki
bütün hastanelere ve ilk yardım
merkezlerine "yaralı Türk kızını
polise bildirmeleri" talimatı ve-
rildi. Kız bulunamadı.
Türk gençlerinin çeşitli "çe-
tekrde" örgüüendiği Kreuzberg
semtinde her an patlamaya ha-
zır bir hava esiyor. Birleşme yü-
zünden Batı ve Doğu Berlinli
Neonaziler sık sık yabancılara
saldırarak olay çıkartıyorlar.
Semtte çalışan Türk sosyal da-
nışmanlar Türk gençlerinin aşın
sol Alman gruplan tarafından
"kışkırtıldıgmı" da iddia edi-
yor. Nitekim Alman polisi ölen
ya da yaralanan olmadığını söy-
lemesine karşın dün Türk genç-
leri arasında çeşitli söylentiler
dolaşıyordu. 'Bir Türk'ön Ne-
onazilerce 29 yerinden bıcakla-
narak öldünildügü", "üç Türk-
ün öldürüldüğü", "yaralanan
Türk kızınuı hastanede öldügii"
yolundaki rivayetler, Türkler
arasındaki gerginliği arttınyor.
Carl Levvis'ten de
süratlisi var!..
Telecard!
Telecard la
Turkıyenm ner yennde
2 4 s a a t
iUrpara ,
parayatınnr.
havale yapmr.
alışverişyapvur.
YAPI^CKREDi
"hizmette sınır yoktur"
DUN^ADA BUGUN
ALISIRMEN
Turgut Bey, Akbulırfa
Ne Söyledi?
Garip bir çocuktu Arap Ftıza, bir tür kompleks kumkuma-
sı. Boyunun kısalığından mı, teninin fazla esmerliğinden mi,
çok varlıklı olduğunu söylemesine karşın (gerçekten de pa-
rasız değildi) kaldığı yerın döküntülüğünden mi, çok iddialı
olmasına karşın o denli başanlı olamamasından mı ne kay-
naklanan bir garıpliğı vardı.
Bu garipliği kendısinı, düş dünyasıyla, gerçek dünyayı ka-
rıştırmaya ve bir de önemli adamların çevresinde dolanıp ar-
kadaştarı arasında ön alma çabasına itmişti.
Hukuk fakültesinın ıkinci ya da üçüncü sınıfındaydık, bir
akşam sorduk Arap Rıza'ya:
— Bu gece ne yapıyoruz?
— Ben yazarlar lokaline gideceğim, orada arkadaşlar bir-
likte otacağız. Sizı bılmem dedi.
Rıza, bize kendince önemini gösteriyordu ve içten mi, yap-
macık mı olduğunu bilemedığim bir biçimde de "Siz o ya-
zarların, yanı benim arkadaşlanmın arasına giremezsiniz"
diyordu.
Bızim Arap Rıza Babıâli'de epeyce sürtüp bir iki gazete-
de, kendince çok önemli, ama nesnel olarak fazla önem ta-
şımayan işlere de gırdı. Hiçbir zaman yazar olamadı. Şimdi-
lerde ne yaptığını da bilmiyorum.
Arap Rıza'nın en ilginç yönü de ikide bir dilinden düşür-
mediği ünlülerle dostluğuydu.
Bir de bakardınız kı Arap Rıza gayet doğal bir biçimde
— Dün Çetin'e dedim ki diye tuttururdu.
Ya da herhangi bir sorun olduğunda Arap Rıza hemen atı-
lırdı:
— Ben llhan'a söylerim yazar.
İlhan, İlhan Selçuk'tu, Çetin ise o sıralar çok ünlü olan Çe-
tın Altan.
Yıllar sonra her ıkisiyle de aynı gazetede çalıştığımda ken-
dilerine bızim Arap Rıza'yı sormuştum. Biri hiç anımsama-
dı. Öbürü ise bir öğrencı derneği adına, sık sık gidip kapısı-
nı çalan ve biraz da kabak tadı veren esmer genci hayal me-
yal anımsadı, ama tam çıkaramadı.
Son günlerde Bush iletelefonda görüştüğünde keyfinden
yanına varılamayan ve Margaret Thatcher'ın yanında resim
çektirdığınde bunu çevreye nasıl yansıtacağının hesaplarını
yapan, "Adam televizyonda konuşurken kesti, benim telefo-
numa geldi" dıye hayret beyan eden Turgut Bey'i gördükçe
bizim Arap Rıza'yı.anımsıyorum.
Arap Rıza'nın, "İlhan ve Çet'n'e söylerim" tutkusu bizim
gözümüzde-ona fazla bir itibar sağlamıyordu. Ondaki şjşin-
menin ardındaki yapaylığı görebıliyorduk. Acaba Sayın Ozal
1
ın, "Açarım telefonu Bush ile konuşurum" sözleri Beyaz Sa-
ray'da çektirdıği resimleri, Türk seçmeninin ezilmişlikten ge-
len kompleksini doyurup ona bir ıtıbar sağlayacak mı? San-
mıyorum. Ama işin kötüsü sağlarsa, bu da ülkemiz insanı
için çok acı olur sanıyorum.
Turgut Bey'in kendisinin önemsenmesini öne çıkaran, hatta
buna şaşırmış gorünen davranıslarını gülümsemeyle karşı-
larken, hep Nadir Bey'in 10-15 yıl kadar önce söylediklerini
anımsıyorum:
— Bak, demişti Nadır Bey, sen gazetecisin. Başbakanlar
da cumhurbaşkanları da seninle görüşmek ısteyecekler, ça-
ğıracaklardır.
Sonra gulümseyerek eklemışti:
— Gideceksin fabiı doğaldır, ama bunları sakın önemse-
me olur mu?
Şımdi Nadir Bey'in o sözlerini anımsayıp Turgut Bey'in bu-
günkü propagandasma gulüyorum.
Turgut Bey telefon edınce karşısına tabıi ki ya Bush çıka-
cak, ya Mitterrand ya da Thatcher. Herhalde Türkiye'de do-
rukta oturan kişinin karşısına, dışişlerinin üçüncü sınıf gö-
revlisin' çıkaracak değılier ya! Kendisi Türkiye adına konu-
şuyor. Bulunduğu makam dolayısıyla Beyaz Saray'a kabul
edilecek. Baksanıza bızim Arap Rıza bile kendi uydurduğu
kıytırık bir dernek için ilhan Selçuk ve Çetin Altan ile konu-
şuyordu. Konuşması doğaldı. Komik olan sonradan "Bizim
İlhan ve Çetin'e dedım ki" havalarına girmesiydi.
Turgut Bey'in Bush ile tavrı da pek değişik değil.
Ama Turgut Bey bu türlü şeyleri seviyor. Belki de hemşe-
risi Arap Rıza (evet söylemeyı unuttum. Arap Rıza da Ma-
latyalıydı) ile benzerlıkleri vardır.
Ama Turgut Bey'in hakkını yemeyelim. Gizyaratmayı etki-
yi büyültmeyi sanat halıne getırmış Baksanıza, ABD'ye git-
meden önce süper yetenekli bir arabanın dıreksiyonuna geç-
miş, yanına da yine araba gibı süper yetenekli Başbakanı al-
mış ve Ankara dolayında trafik kurallarını allak bullak ede-
rek (eh hep anayasanın altını üstüne getirecek değil ya) iki
saat dolaşmış.
Şimdi herkeste bir merak, bir merak...
Oncekı gece yemekte bir arkadaşım da bana sordu:
— Ne de olsa gazetecisin, senın kulağın deliktir bilirsirt.
Ne konuşmuşlar?
— Kimler ne konuşmuşlar?
— Turgut Özal ile Yıldırım Akbulut. Ne demiş Özal Akbu-
lut'a? Neden alıp yanına iki saat orada burada gezdirmiş?
Güldüm.
— Yok canım dedım önemli bir şey söylediği falan. Kendi-
si direksıyona geçip, Yıldırım Bey'i yanına almakla, gidera-
yak hem başbakana hem de kamuoyuna bir gerçeği vurgu-
lamak istiyor.
— Hangı gerçeği? dedi dostum.
— Hangısinı olacak dıye yanıtladım. Turgut Bey herkesi,
"Direksiyonda hep ben varım Sakın ola ki yanılmayın aya-
ğınızı denk alın" demek istiyor.
İlahi Arap Rıza, ilahi Turgut Bey...
SOVYETLER BİRLİGİ
'Devletin adı
değiştirüsin'
SSCB'nin yeni hukuki yapısını belirlemek
üzere Yüksek Sovyet'te yapılan görüşmelerde
bazı milletvekilleri ülkenin adının
değiştirilmesini önerdi.
MOSKOVA (AA) — Sovyet-
ler Birüği Parlamentosu Yüksek
Sovyet'in ülkenin yeni hukuki
yapısını beürleyecek olan "Bir-
lik Sözleşmesi"ne Uişkin göriiş-
melerinin ilk gününde bazı mil-
letvekilleri SSCB'nin adının de-
ğiştirilmesini istediler. Görüş-
meler Başkan Mihail Gorba-
çov'un da katılmasıyla "Solje-
nistin'm haklıbgı" tartışmasına
dönuştü.
Yüksek Sovyet'in Milliyetler
Mecüsi Başkanı Refik Nişanov,
otunımun başlangıcında, yeni
birük sözleşmesinin neden ge-
rekli olduğunu ve bu konuda
yapılan çalışmalan anlattı. Ni-
şanov, Sovyetler Birliği'ni oluş-
turan cumhuriyetleri yeniden
birbirine bağlayacak bir sözleş-
menin, ancak bu cumhuriyetle-
rin egemenliğinden yola çıkıp
yine bu egemenüği güvenceye
alan bir belge olabileceğini vur-
guladı. Refik Nişanov, yeni bir-
lik sözleşmesinin cumhuriyetle-
rin SSCB'den aynlma haldan-
m tanıyacağmı da beürtirken,
bu sözleşmenin taslağını hazır-
lama çalışmalanna katılmayan
Baltık cumhuriyetlerini sert bi-
çimde eleştirdi.
Nışanov'un sunuş konuşma-
sından sonra başlayan görüşme-
lerde çeşitü milletvekilleri yeni
birük sözleşmesiyle ilgili öneri
ve eleştirilerini dile getirirken,
bazı milletvekiUeri, SovyetİCT
Birliği'nin adının da değişmesi
gerektiğini savundular.
Bir milletvekilinin, Soljenit-
sin'in makalesi konusundaki
görüşlerini sorması üzerine söz
alan Mihail Gorbaçov, Soljenit-
sin'in Rusya'mn uyanışına Uiş-
kin özlemlerini "Bir Rns
olarak" paylaştığını bildirdi.
Ancak Sovyet lideri, "Halâ geç-
mişte, Çariık doneminde" yaşa-
dığııu savunduğu Soljenitsin'in
siyasi görüşlerinin kendisine ters
geldiğini vurguladı.