05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 2 TEMMUZ 1990 Ağrı kliniklerine 'başvuranlar 9 , en çok başından şikâyetçi Ağrılarınbaşında,başağrısı varUluslararası Ağrı Teşkilâtı'nın araştırmalarına göre, başağrısı en çok rastlanılan ağn çeşidi. Yıllardır büyük araştırmalara neden olan başağrıları, migren, gerilim başağrıları, küme başağrısı, tansiyon yükseimesi başağrısı, sinüzit ve adalelerden kaynaklanan başağnları olarak sınıflandınlıyor. * * — 2 — GÜNDÜZ tMŞİR Ünlü araştırmacı Wolff, kitabı- nın başlangıç cümlesinde "Başağ- nsı olmayan insan yok gibidir" saptamasını yaparak ağnnın tarih- çesinde başağrısının ayrı bir öne- mi olduğunu ortaya koyuyor. Ger- çekten bunca söz boşuna söylen- memiş olacak ki başağrısı ulusla- rarası Dünya Ağn Teşkilâtı'nın yaptığı biltttn araşnrmalarda hep ilk sırada. Ağrı kliniklerine başvuran has- taların büyük bir çoğunluğunda ilk şikâyet olan başağrısı yıllardır büyük araştırmalara neden olrnuş. Hâlâ da olmakta. Peki nedir ba şağrısı? Nelerden kaynaklanır? Bu ve benzer sorulann cevabını al- mak için gittiğimiz tstanbul'daki ikinci ağn ünitesini oluşturmuş ve özellikle başağrılan konusunda yoğunlaşan tstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa llp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı yapısmda çalışma- larını sürdüren "Başağnlan Mer- kezi", haftanın iki günü baş ağn- sı çeken hastalara hizmet veriyor. 1980 yılında Nöroloji Profesörü Hayrünnisa Denktaş tarafından kurulan Başağrısı Merkezi'nin başkanlığmı Doç. Dr. Aksel Siva yürtıtuyor. Siva, yılda bini aşkin başağrısı çeken hastayı tedavi et- rneye çalıştıklarını belirterek şun- ları söylüyor "Biz özellikle kronik başağnsı çeken hastalan muayene ediyoruz. Merkezimizde halen 3 nörolog, 2 psikiyatrist, 1 dahiliyeci, KBB'ci ve bir de goz uzmanı çok yönlıi ola- rak basağnlan konusunda hizmet veriyor. Hastaların 1/3'ü migren, 1/3'ii gerilim başağnsı ve 1/3'ü de ber ikisinin antsında kalan çeşitli başağnlanndan merkezimize baş- vurnyor. Ankara'da kurulu başağ- nsı merkeziyle birlikte başağnsı çeken 5 müyon kişiye hizmet ver- meye çalışıyoruz. Bu rakaraa bir de çesitli basağnlanndan dolayı doktora gitmeme inanışında olan yüz binlerce hastayla. herhangi bir uzmana başvuran hastalan da ka- tarsak, ne tiir bir hizmette bulun- duğumuz açıkça ortaya çıkar. Za- ten gtinlük poliklinik hizmeti sı- rasında çeşitli hastaJar yine ağn nedeniyle başvunıyor. Burada ba- şağnsının kronikleştiği hastalar da bize sevk ediliyor. Halen başağn- sı için bize başvuran hastalara an- cak 4 ay sonrasına giin verebiliyo- nız. Ancak üniversite hastaneleri- mizde başağnsı amaçlı merkezle- rin knmlmasıvla birlikte bize baş- vuran hastalara daha da iyi biz- metlerin götüriilebüeceği kanısta- dayız." Doç. Dr. Aksel Siva, en çok gö- rülen basağnlan olarak migren, gerilim başağrıları, küme başağ- nsı, tansiyon yükseimesi başağn- sı, sinüzit ve adalelerden kaynak- lanan başağrılanru gösteriyor. Migrenin en çok rastlanılan ba- şağrısı olması nedeniyle tanısında çok dikkatli olunması gerektiğine dikkati çeken Siva, başta migren olmak üzere diğer basağnlan ko- nusunda şu tanımlamalan getiri- yor: "Migren için özellikle başağn- lannın tekraıiayıcı olması, her krizde şiddet ve siire defişimi gös- terebilraesi, yanm başlaması geli- yor. Aynca ağnya eşlik eden bu- lantı, kusma, iştah kaybı, ışık ve güriiltüden rahatsız olma migre- nin diğer özellikleri arasında. Bir diğer özellik de ailesel özellik. Bir kişide migren tanısına varılabil- mesi için ynkanda sayılan kriter- lerden en az ikisinin var olması koşulunu anyonız. Tekrariayıcı başağnlannın bir kişide en az bir yıldan beri var olması kronik ba- şağnsı migren tanısı için öngordü- ğümiiz süredir." Uzmanlar migrenli hastalarda görülen ilginç özellikler arasında çoğunun geçmişinde araba tutma- sı, karanlıktan korkma, yüksekten korkma gibi bulguların bulundu- ğuna dikkate çekerek tedavisi ko- nusunda özetle şunları söylüyor- lar: "Migrentedavisindeen önce ya- pılacak iş büyük bir balonu ala- rak şişirmek, derin bir nefes alıp uzun süre rutmasını söylemek ola- bilir. Migren nöbeti başladıkran soora ağn kesidler genellikle fazla etkili olmamaktadır. Migren nö- betine karşı ergotamin bileşikleri, doğrudan be>ne etkili analjezik- ler. kortizon ve yetersiz olduğu takdirde kodein gibi kuvvetii anal- Ağn, gündelik hayatta hemen hemen bepimizin öncelikle başına geliyor. jezikler kullanılabUiyor. Diğer il- ginç bir özellik ise birçok migrenli hastada ledaviye karşı bir süre sonra direnç gelişmesi. Akupunk- tarun migren tedavisinde olduk- ça önemli bir yeri bulunmaktadır. Hasta iyi seçildiği takdirde mig- ren nöbetleri akapunktur uygula- ması ile seyrekleşmekte ve belirli aralıklarla uygulanraası halinde uzun sureli rahatlamalar göriil- mektedir." Başağrıları sırasında ikinci en önemli rahatsızhğı oluşturan bir ağn çeşidi de genlim başağnsı ola- rak gösteriliyor. Gerilim başağn- sı çevresel faktörlerin değişmesi, aşın sorumluluk yüklenme, düş kınklıklan, ailesel sorunlar, stres- ler gibi önemli değişikliklerin yüz, baş ve boyun kaslannın kasılma- sına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Streslerden sonra görülen mig- renin aksine, kas kasılması ya da gerilim başağnsı, stresler sırasın- da ortaya çıkıyor. Migrenli hasta- lar hiddet ve düş kırıklığmı kim- seye göstermemeye çalışırken ge- rilim basağnsında hastanın herke- se durumundan yakınması da bu ağrı çeşidinin diğer ilginç bir özel- liği olarak kabul ediliyor. Bu ağrı çeşidinde migrenin aksine tek bir bölge değil yaygın bir bölge etki- leniyor. Uzmanlar ağnrun tanımı- nı yaparken enseden başlayip ba- şı çepeçevre saran ve başın cendere içine ahnması gibi bir his olduğu- na dikkati çekiyorlar. Bu ağnnın da tedavisi için merkezi etkili anel- jeziklerin (ağn kesicilerin) ve kas gevşeticilerin yanı sıra hastanın ruh halini düzeltici, gerilimini azaltıa ilaçlann da kullanılması gerekiyor. Hastaya aynca aka- punktur ve tarnskutaa sinir stimı- lasyonu gibi yöntemler de uygu- lanabiliyor. Diğer basağnlan teşhis ve teda- vileri ise şöyle özetleniyor: Temaruz başağnsı: Psikolojik yönden sorunu olan birçok hasta bu bozukluğu başağnsı olarak ifa- de eder. Bu tip hastalar başı Uze- rinde kaşı hizasında basınç, ağır- hk ve batraadan şikâyet ederler. Uyanık olduğu saatlerde sürekli başağnsı ile meşguldür. Yatınca geçer. Çoğunda görme bozuklu- ğu, başdönmesi ve halsizlik hissi yatar. Bu tip hastalar sürekli he- kimden hekime koşarlar. Bazı kültür düzeyi ytiksek hastalar he- kimi yanıltabilmek için daha ön- ceden bazı başağrısı tiplerinin özelliklerini öğrenirler. Bu tip has- talara analjezikler tesir etmez. Bir psikiyatristin yardımına ihtiyaçlan vardır. Tansiyon vükselmesine bağlı basağnlan: Tansiyonu yüksek hastalarda tansiyonun alışık ol- dukları düzeyin çok daha üzerine çıkması ile başı içeriuen dışarıya doğru sıkıştıran zonklama tarzın- da ağnlar ortaya çıkar. Hasta öne ejildiği zaman ya da ani bir hare- ketle başın daha çok ağndığını gö- rür. Ani tansiyon yükselmeleri çok daha şiddetli ağnlara neden olur. Tansiyonun yükselmesine bağlı basağnlan hasta için çok önemli bir uyancıdır. Tansiyon düşüriil- mediği takdirde beyin kanaması ve buna bağlı olarak da kalıcı birta- kım bozukluklann çıkmasına yol açabilir. Bu nederile tansiyonu yüksek olan hastalann özellikle başağrılanna karşı uyaruk olma- sı gereklidir. Sürekli alkol alımına bağlı ba- şağnsı: Aşın miktar alkol alanlar- da beyin damarlannın genişleme- sine bağlı olarak başağnsı ortaya çıkar. Bu hastalar genellikle heki- me başvurmazlar. Dağ hastalığı: Deniz seviyesin- den birdenbire çok yükseğe çıkıl- dığı zaman beyin kan akımında- ki ani değişikliğe bağlı olarak ağ- n başlar. Ağrı zonklayıcı karak- terdedir. Daha çok alın bölgesin- de ortaya çıkar. Efor başağnsı: Yorulma başağ- nsı olarak da adlandınlır. Uzun süre egzersiz yapmadan aşın fizi- ki yorulma ya da heyecanlanma- ya baglı olarak ortaya çıkar. Üst üstte yapılan yanşmalar sırasında atletlerde, sık sık sınava giren öğ- rencilerde görülür. Ense ve şakak- larda şiddetli zonkiayıa tarzda or- taya çıkar. Orgazm başağnsı: Cinsel birleş- me sırasında, özellikle orgazm söz konusu olmadığı anda başlar. Bo- yun ve yüz kaslannın ani olarak aşın kasılmasına bağlıdır. Zonk- iayıa ve batıcı karakterdedir. Dondnrma başağrısı: Uzun sü- re soğuk içki içenlerde veya don- durma yiyenlerde şakaklara ve el- macık kemiklerine yayılarak baş- layan başağnlandır. Yiyeceklere bağb basağnlan: Bazı süt ürünleri, limon, terbiye- lenmiş et, sosis, migren de başağ- nsı etkenleri arasında sayümakta- dn-. Hastanın bu yiyeceklerin ken- disinde başağnsına neden olduğu- nu fark ettiği zaman kendini ko- nıması en doğru tedavi y* ' temidir. \, Diğer hastalıklara bağlı basağ- nlan: Daha önceki başağnlannın yanı sıra çeşili organlara bağb has- talıklar sırasında başağnsı ortaya çıkabilir. Gözun çeşitli hastalıkla- nnda, kulakla ilgili hastahklarda, burun ve sinüs hastahklannda, dişlerden kaynaklanan hastalık- larda, boyun kaslannın ani geril- mesüıe bağlı olarak başağnlan or- • taya çıkabilir. Bu nedenle başağ- rılannın teşhis ve tedavisinde çok ' aynntılı bir inceleme yapıunası ge- reklidir. Uzmanlar kanserli hastalann çektiği ağnlann şiddetini hiçbiri-; siyle kıyaslayamamakta birleşiyor. Her yıl yaklaşık 6 milyon kanser tanısımn konulduğu günümüzde bunlardan 3.5 milyonu ölürken, bu oranın yaklaşık yüzde 90'ında son dönemlerde dayanılmaz ağn- lar meydana gelmekte. Yarut: Afrılar aasıl tedavi edlllr? SovyetlerBirliği ve Doğu Avrupa'daki gelişmelerin, ülkemizin stratejik önemine ve güvenlik anlayışına etkileri Türkiye, ihtiyatlı davranmah— 2 — YILMAZ USLUER (Em.AmiralJ Türkiye, NATO'ya soğuk savaşm şiddetini koruduğu 1952 yıünda üye obnuştur. O tarih- ten bu yana özellikle SSCB'nin başlatabilecegi bir dünya harbini önleme (caydırma) bakımın- dan görevini yaptığı bir gerçektir. Türkiye, konumu ile Ortadoğu ülkeleriyle Sovyet - Rusya arasında bir mania teşkil et- mekte ve dün yayımladığımız maddelerde be- lirtilen milli güç unsurlanndaki kuvvetiyle Sovyetler'in Ortadoğu'ya inmesine ve petrol sahalannı kontrol etmesine mani olmaktadır. Türkiye, bu özellikleri ve elinde bulundur- duğu Türk boğazlanyla (tstanbul ve Çanak- kale boğazlan), olası bir savasta Sovyetler Bir- liği'nin Akdeniz'e inmesini tehdit etmektedir. Türkiye, Trakya ve Boğazlar bölgesiyle, do- ğu devletlerinin katlanamadığı ölçüde bir as- keri kuvveti daima hazır bulundurmakta ve bu şekilde NATO'nun "caydıncılık stratejisi" nin uygulamasına büyük katkı sağlamaktadır. Sovyetler'in Akdeniz ve Ortadoğu ile ilgili hedefleri ve petrolün NATO'nun Avrupah üye- leri için önemi göz önünde bulundurulduğun- da, Türkiye'nin NATO bakunından önemi açıkça belirlenir. Türkiye, NATO için, dengeli, güçlü ve uyumlu bir devlettir. Türkiye, NATO Ortak Savunma Paktı'na yaptığı askeri güç ilavesi ne- deniyle özellikle NATO'nun Avrupalı üyele- rinin güçlerini ekonomik / sosyal sahalara yö- neltmesine yardımcı olmaktadır. Türkiye'nin ABD için önemi ABD'nin dünya çapında uyguladığı "global srrateji"nin esası Sovyetler Birliği'nin yayüma- sını önlemektir. Türkiye, Sovyetler'in Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı nüfuzu altma almasını önleyici / zörlaştuıcı bir jeopolitik konuma sahip oldu- ğundan, bu stratejinin uygulanmasında ABD için ayn bir öneme sahiptir. ABD'nin Ortadoğu ve Güneybatı Asya ile ilgili güvenlik çıkarları ve hedefleri özet olarak: 1) Bölgeye Sovyet tehdidini / yayılmasını ön- lemek için, "caydırma" ve caydırmanın etki- siz olması halinde bölgeyi savunma faaliyeti, 2) özellikle Basra Körfezi'nden petrol nak- liyatının devamını sağlamak, 3) Bölgedeki dost ülkelerde, bozgunculuk ve istikrarsızhk yaratılabilecek, imkânlan / fırr satlan azaltmak. Arap - tsrail sorununu ba- nşa ulaştırmak, - 4) Bölgedeki çatışmalann yayılmasını, tır- manraasını önlemek, 5) Terörist tehditleri ve terorizmin milli po- litikalann bir aracı olarak kullanılmasını ön- lemek ve bazı ülkelerin bu gibi faaliyetleri des- teklemesine engel olmak. ' ABD'nin Avrupa ve NATO ile ilgili çıkar ve hedefleri ise, 1) Müttefiklerine yönelen Sovyet ve alçak yoğunluktaki çatışma tehditlerini önlemede onların bilfîil yanında yer almak, 2) Müttefiklerin ortak çıkar ve değerlerine olan tehdidini onlarla birleşerek önlemek. Böylece bölge istikrannı sağlayarak milletle- rin bağımsızlığını korumak. Türkiye'nin Ortadoğu ülkelerinin hemen he- men tamamı ile tarihi, siyasi, kültürel ve eko- ovyetler'de bugünekadar yapılan reformlann ve uygulanmasına çalışüan doktrin ve konseptlerin, Türkiye'nin milli güç unsurlannı olumsuz etkilediği söylenemez. Özellikle *soğuk savaş'ın bittiğinin ilan edilmesi, uluslararası alanda meydana gelen yumuşama, silahsızlanma ve bu konuda devam eden toplantılar, Türkiye'nin milli ekonomik güçlerine nisbi de olsa olumlu etki edecektir. nomik ilişkilerinin bulunması, Muslüman dev- letler teşkilatlanna üye olması, onun Ortado- ğu'da sulhun temin ve idamesinde müstesna bir yer işgal etmesine neden olur. ABD'nin Or- tadoğu ile ilgili belirtilen hedef ve çıkarlann- da büyük bir değişme olmayacağına göre bu özellikleri ile Türkiye, ABD çıkarlanna büyük katkı sağlayabilir. Türkiye'nin Ortadoğu - Batı Avrupa petrol deniz nakliyatını kontrol edebilir bir konuma sahip olması da ABD'nin Avrupa çıkarlarına büyük katkı sağlar. ABD, Türkiye'deki birçok üs ve kolaybklar- dan istifade etmekte, bu tesisler yoluyla önemli bilgiler toplamakta ve lojistik destek kolaylık- larından faydalanmaktadır. Türkiye, boğazlan ile Sovyetler'in Akdeniz'e inmesini kısıtlamada ve NATO'nun güneyden kuşatılması riskini azaltmaktadır. Bu husus aynı zamanda 6. Filo'nun hareket serbestisi- ni ve bu filoya rnuhtemel tehdidi nisbi olarak azaltmaktadır. Türkiye ithalat ve ihracatının önemli bir kıs- mını ABD ile yaptığından, bu ülke ekonomi- sine kazanç sağlamaktadır. Türkiye'nin Sovyet Rusya için önemi oluştunılması ve idamesine öncelik verilme- si, endüstrinin, teknolojinin ve tarımın geliş- mesini önlemektedir. 2) Büyük bir askeri güç teşkili ve ıdamesi Sovyetler'e muhasım olanlann düzenlerini bozmada başarılı olamamıştır. 3) Avrupa Topluluğu (AT) 1992 yüından iti- baren tek pazar haline gelecektir. Topluluğun ilerde siyasi bir entegrasyona donüşmesi müm- kün olabilecektir. ATnin bu şekilde ABD ve Sovyetler Birliği gibi üçüncü bir global güç merkezi durumuna gelmesi, Sovyetler'in ve hatta ABD'nin memnun olacağı bir dunun de- ğildir. Bu nedenle Sovyet Rusya bir yandan kendi güç kaynaklarını en üst seviyeye çıkar- maya çalışırken ATnin kendinden üstün bir güç haline gelmesini önleyici tedbirler ala- caktır. SSCB ile ilgili varsayımlar rolünde elde edilen neticeler ve devam eden silahsızlanma toplantılannın güverüik/savun- maya olan etkileri nedeniyle milli ekonomik güçlere nisbi bir (+) etki sağlayabilecektir. 2) Sovyetler'in geleceği ile ilgili saptanan varsayımların, Türkiye'nin "boğazlar" gibi je- opolitik/'jeostratejik değerlerine (—) olarak et- ki yapacağı ve bölgesel güç merkezi olarak Türkiye'nin güç kaynaklarını (—) etkileyece- Türkiye'nin Sovyet Rusya için önemi Türk boğazlanndan kaynaklanrnaktadır. Sovyet de- niz ticaretinin büyük kısrru ve Akdeniz'deki 6. Filo'nun desteği Türk boğazlan ile ya- pılmaktadır. Sovyetler'in Akdeniz ve Ortadoğu'daki çı- karlan, boğazlann ve Türkiye'nin önemini da- ha da arttırmaktadır. Bölgesel güç merkezi olarak Türkiye Her devlet sahip olduğu ve/veya kontrol edebildiği potansiyel güç kaynaklarını (Milli güç unsurlarıdır) işler duruma getirip, bunla- rın verimliliği ile uluslararası ortamda diğer devletleri etkilediği oranda bir güç merkezi- dir. Aksi takdirde diğer devletlerin kendi çı- karları için yararlanacağı bir güç kaynağı du- rumunda kalır. Bir devletin güç merkezi olabilmesi için, güç kaynaklannın tümünü dengeli biçimde milli çıkar/hedefleri yönünde geliştirmesi gerekir. Arazisi ve nüfusu küçük bir ülkenin ekono- mik güç kaynakları ne kadar gelışmiş olursa olsun güç merkezi olabilme olasılığı zayıftır. Türkiye, mevcut, yarı potansiyel ve potan- siyel guç kaynakları ve diğer devletlerle bir- leştirdiği güç kaynaklarıyla (NATO ve AT gi- bi ekonomik ve askeri güç kaynakları) hem Ortadoğu, hem Balkanlar ve hem de Doğu Akdeniz'de bölgesel bir güç merkeziûir. SSCB'deki gelişmeler ve Türkiye Gorbaçov'un iktidara gelmesinden sonra Sovyetler Birliği'nde bir çok reformun uygu- lanmasına geçilmiştir. Bu reformlann yapıl- masındaki nedenler şöyle özetlenebilir. 1) Sovyet ekonomisinde beliren sorunlar ve bu sorunlann yarattığı sosyal problemler ve teknolojik durgunluk, Sovyet ekonomik sis- teminde ve kaynakların tahsisinde değişme ya- pılmasını gerektirmiştir. Kaynaklann tahsisinde büyük bir askeri güç SSCB her şeyden önce süper güçlü bir dev- let olma vasfını konımayı isteyecektir. Tabii milU güç kaynaklannın bu konımayı sağlaya- cak imkân ve kabiliyette olması gerekir. Sov- yetler Birliği'nin global bir güç merkezi du- rumunu konıyamaması halinde, Avrupa'da kı- tasal bir güç olarak varlığını idare ettirmesi en uygun hareket tarzı olabilir. Siyasi coğrafya bakımından SSCB, başlan- gıçta küçülmeye karşı direnecek ise de bir za- man süresi içinde kademeli olarak küçülmesi onu jeopolitik yandan daha güçlü yapacaktır. Başlangıçta, "15 cumhuriyetini bir arada tntmaya çalışacak olan" Sovyet Rusya zaman içinde, "Birlikten aynlmak isleyenlere bağım- sızlık tanıyarak", sonuçta "yalnız gerçek Rus- lan bir arada bulunduran bir cumhuriyete" yo- nelebilir. Bu gaye hedefe de söyle geçebilir. 1) 15 cumhuriyete daha fazla özgürlük ta- myan, cumhuriyetler arasmdaki ilişkilerin eşit ortaklık ilkesine dayandığı "Gevşek Federa- tif Sistem." 2) Merkeze bağımhlığı ge\şek, özerk Sov- yet cumhuriyetlerinden oluşan bir konfederas- yon, 3) Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna'dan mey- dana gelen 210 milyonluk bir cumhuriyet. (Di- ğer cumhuriyetler bağımsız). Bu safhada Kaf- kasya ve Orta Asya'da Özerk Türk cumhuri- yetleri kurulabilir. Gelişmelerin Türkiye'ye etkileri SSCB yukanda açıklanan bugune kadar ya- pılan reform devrimlerinin ve gelecekle ilgili varsayımlannın Türkiye'nin stratejik önem un- surlarına etkileri şöyle özetlenebilir. 1) Sovyetler'de bugune kadar yapılan re- formlann ve uygulanmasına çalışılan doktrin ve konseptlerin, Türkiye'nin milli güç unsur- larını (—) olarak etkilediği/leyeceği söylene- mez. Özellikle "soğuk savaşın" bittiğinin ilan edilmesi, uluslararası alanda meydana gelen yumuşama, silahsızlanma ve silahlann kont- ovyetler'in global, kıtasal, bölgesel hedef ve çıkarlarmda ne gibi değişmelerin olacağı, henüz açıklığa kavuşmamıştır. *Makul yeterlilik', *yeni düşünce* gibi kavramlar, hedeflere ulaşmada saptanan yöntemlerdir. Türkiye ile ilgili hedeflerde bir değişme olup olmadığı anlaşılıncaya kadar, Türkiye'nin güvenlik / savunmasmda ihtiyatla hareket etmesi gerekecektir. ği de söylenemez. 3) Sovyetler'in global, kıtasal, bölgesel he- def ve çıkarlarmda ne gibi değişmelerin ola- cağı henüz açıklığa kavuşmamıştır. "Makul yeterlilik" ve "yeni düşünce" gibi kavramlar hedeflere ulaşmada saptanan stratejiler/yön- temlerdir. Türkiye ile ilgili hedeflerde bir değişme olup olmadığı anlaşılıncaya kadar Türkiye'nin gü- ! venlik/savunmasında ihtiyatla hareket etme- ; si gerekecektir. Bu incelemeye dahil edilen Doğu Avrupa ül- keleri Yugoslavya ve Arnavutluk hariç, Doğu Almanya, Çekoslovakya, Macaristan, Polorrya ile Romanya ve Bulgaristan'dır. Bu ülkeler COMECON ekonomik topluluğunun ve Var- şova Paktı'nın da üyeleridir. Doğu Avrupa'yla ilgili varsayımlar Doğu Avrupa ülkeleri temelde Avrupa kül- türüne dayalidır. Bu kültür, demokrasiyi, in- san hak ve hürriyetlerini ön planda tutar. Eko- nomide serbest piyasayı, devlet idaresinde halk idaresini kabullenir, dinde laiktir. Maalesef bu kültür Doğu Avrupa ülkelerinde 50 yıldır, Na- zizm ve komünizm ideolojileri ile değiştiril- meye çalışılmaktadır. Nazizmin tarihe karışması, komünizmin kendi kendini feshetmesi ile bu ülkelerde bu temel kültür tekrar filizlenip gelişebilecektir. Bu temel kültürdür ki Doğu Avrupa ülkeleri- nin Batı ile kolayca entegrasyonunu sağlaya- bilecektir. Bu ülkelerin bugünkü durumlarına göre bir kısmı daha çabuk demokrasiye ve piyasa eko- nomisine dönüşerek: 1. Kendi aralannda ve/veya Batı Avrupa ül- keleri ile veya Avrupa Topluluğu (AT) ile ve- ya 2. Bütün Avrupa ülkelerini birleştiren "A 1 »- rnpa Evi"nde Birleşik Avrupa'yı teşkil edebi- ' leceklerdir. Bu ülkelerden Romanya'da, Polonya'da ve Yugoslavya'da bazı etnik çatışmalar olabilir. Ancak bunlar büyük bir tehdit oluşturmaz- lar. Sovyet askeri kuvvetlerinin Doğu Avrupa ülkelerinden çekilmesi ve Varşova Paktı'nın söndürülmesinden sonra, bu ülkeler kendi gil- venliklerini, dahil olacaklan siyasi entegras- yonun veya müşterek Avrupa güvenlik kon- septinin esaslarına göre saptayabilirler. Gelişmelerin Türkiye'ye etkileri 1. Doğu Avrupa ülkelerine ekonomilerini, daha süratli kalkındırabilmek için (AT) ve d*- ğer uluslararası finans kuruluşlan tarafınd yapılabilecek yardımlar, bu kuruluşlann Türki- ye'nin kalkınmasına yapabilecekleri katkıda nisbi bir azalraaya neden olabilir. 2. Doğu Avrupa ülkelerindeki gelişmelerin ; ATde daha fazla genişlemeye neden olabilme- si, Türkiye'nin AT'ye tam üyeliğinde yeni im- kânlar yaratabilir. 3. Doğu Avrupa ülkelerinin, Batı Avrupa J ülkeleri ile oluşturması muhtemel dar bölge- : sel ekonomik işbirliği gruplarına katılması, Türkiye'nin Doğu Avrupa ülkeleri ile ekono- , mik ilişkilerinin gelişmesine yardım eder. ! Yarın: Türkiye ve AT '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle