Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
"Mandela'ya
özgürlük ödülü
• DUBLIN (AA) — ABD
ziyaretini tamamladıktan
sonra dün Jrlanda'ya geçen
Afrika Ulusal Kongresi
Baskan Yardımcısı Nelson
Mandela'ya "Ehıblin
Özgürlük Ödülü" verildi.
Irlanda Başbakanı Charles
Haughey'in oğlu ve aynı
zamanda Belediye Başkam
olan Sean Haughey,
Mandela'ya ödülü verirken
yaptığı konuşmada,
"Aramızda bulunmanızdan
dolayı hepimiz gurur
duyuyoruz. Ne hapishane
hücresi ne de demirleri sizin
yılmaz ruhunuzu
bastırabildi" dedi.
Geri çekilen
birlikler
• MOSKOVA (AA) —
Sovyetler Birliği Savunma
Bakanı Mareşal Dimitri
Yazov, Doğu Avrupa
ülkelerinden geri çekilen
Sovyet birlikierinin,
SSCB'nin Avrupa
topraklannda
konuşlandınlacağını
açıkladı. Mareşal Yazov,
Izvestia Gazetesi'nde
yayımlanan demecinde, bu
seçimde "stratejik
•-.enlerin" değil,
.konomik ve sosyo-politik
durumun" birinci derecede
göz önünde
bulundurulduğunu bildirdi.
Romanya'da
insan hakları
• CRANS-NONTANA
(AA) — Romanya
Başbakanı Petre Roman,
ülkesindeki insan hakları
ihlallerinin "önemli şeyler
olmadığını" söyledi.
Roman, İsviçre'njn Crans-
Nontana kentinde bir basın
toplantısı yaptı. Roman,
Bükreş'te haziran
ortalannda meydana gelen
olaylarda insan haklannın
ihlali konusunun pek
önemli olmadığını söyledi
ve asıl dikkatlerin,
ülkesindeki ekonomik
reformlara çekilmesi
gerektiğini ifade etti.
Yugoslavya'da
reformlar
• BELGRAD (AA) —
Yugoslavya Başbakanı
Amte Markoviç, Batıh
tarzdaki serbest pazar
ekonomisine geçiş
f
ormlanru uygulamayı
dürmekte olduklannı
cudirdi. Markoviç,
Yugoslavya Federal
Parlamentosu'ndaki
konuşmasında, Batıh tarz
reformlar çerçevesindeki
özelleştirme hareketine,
kamu harcamaJannı
kısmaya ve ticarette
liberalizasyona devam
edeceklerini vurguladı.
Markoviç, daha sonraki
asamada da Yugoslavya,
para birimi Dinar'ı Batıh
ülkelerin para birimleri
karşısında konvertibl hale
getirecelderini kaydetti.
Dış politika
yarclmı iligkisi
• TAHRAN (AA) — lran
tçişleri Bakanı Abdullah
Nuri, deprem felaketinden
sonra yapılan dış yardımları
memnuniyetle
karşıladıklannı tekrarladı,
ancak bu yardımların
Iran'ın dış politikasını
etkilemeyeceğini söyledi.
Nuri, yaptığı açıklamada,
başka ülkelerin deprem
felaketinden sonra
gösterdiği iyi niyetin,
Iran'ın Batı ile ilişkilerini
geliştirmesini sağlayacağı
yolundaki tahminlerin
doğru olmadığını bildirerek,
Irak ve ABD gibi
ülkelerden gelen
yardımların, bu ülkelerle
tartışılan meseleleri
etkilemeyeceğini kaydetti.
F.Alman
firmaya
soruşturması
*" BONN (AA) — Federal
lanya'da Ferrostahl adlı
demir-çelik grubu
hakkında, Irak'a, süper top
yapımında kullamlabilecek
bir döküm ocağı sattığı
iddiasıyla soruşturma
açıldı. Der Spiegel
gazetesinin haberine göre
Bochum Savcıhğı,
Ferrostahl firmasının,
yasaları çiğneyerek 76
milyon dolar değerindeki
bir ocağı Irak'a verip
vermediğini araştınyor.
ABD'de Fener Patriği'ne 'kubbealtı
9
protokolü uygulanacak v
Dimitrios'a özel tören'Kubbealtı protokolü', ABD'de sadece çok önemli
ziyaretçilere uygulanıyor. Bu konuklar için Kongre
binasının kubbesi altındaki tarihi mermer salon açılıyor.
Eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'le Cumhurbaşkanı
Turgut Özaâ'a bu protokol uygulanmadı.
Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen yas? önerisinde Fener
Patriği için "Dünya Ortodokslarının ruhani lideri
Konstantinople'ün ekümenik (evrensel) patriği" ifadesi
kullanıldı. Türk yasalarında ise Fener Patrikhanesi'ne
"evrensel" bir rol tanınmıyor.
UFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — ABD
Temsilciler Meclisi Genel Kurulu
Fener Patriği Dimitrios'a, Kong-
re'de "kubbealtı" protokolü
(Çok önemli kişiler için Kongre
binasının kubbesinin altındaki ta-
rihi salonda yapılan tören) uygu-
lama kararı aldı.
Temsilciler Meclisi Genel Kuru-
lu, yasa önerisini oybirliği ile ka-
bul etti. Yasa önerisinde "Dünya
Ortodokslanaın rnhani lideri
Koostanb'nople'un (Istanbul) ekü-
menik (evrensel) patriği" ifadesi-
nin yer alması dikkatleri çekti.
Aynı yasa önerisi Senato Genel
Kurulu'ndan da geçtikten sora
yürürlüğe girecek ve hem 10 tem-
muz günü Fener Patriği'ne Kong-
re'de "kubbealtı" protokolü uy-
gulanacak, hem de Kongre'nin iki
kanadı da iki ayrı kararla Fener
Patriği'nin "ekümenik" (evren-
sel) rolünün altını çizmiş olacak.
Hatırlanacağı gibi Türk yasaların-
da Fener Patrikhanesi'ne
"evreosel" bir rol tanınmıyor.
Gezinin perde arkasındaki ismi
olan Kuzey ve Güney Amerika
Rum Ortodokslarının ruhani lide-
ri Başpiskopos Yakovas, geçen
hafta konuyla ilgili olarak düzen-
lediği basın toplantısında Patrik-
hane'nin "evrenselliginin" fani-
ler tarafından yapılmış yasa ve
anlaşmalann üzerinde olduğunu
söylemişti.
ABD Kongre binasının Senato
ve Temsilciler Meclisi kanadının
ortasında yer alan kubbenin altın-
daki tarihi mermer sütunlu salon,
Kongre terminolojisinde
"knbbealtı" olarak adlandırılı-
yor. Bu mekân, ancak Temsilci-
ler Meclisi ve Senato genel kurul-
lanrun oybirliği ile çok özel tören-
ler ya da karşılamalar için açılı-
yor. "Kubbealb" kullanılmak is-
tendiği zaman Meclis ya da Sena-
to üyelerinden birisi bir yasa
önerisi veriyor. öneri, Kongre'nin
her iki meclisinden de oybirliği ile
geçerse "knbbealtı" kullanılabi-
Iiyor. Bu mekân yılda 4 veya 5 kez
açılıyor. Gelenekselleşmiş olan
kullanımlar şöyle sıralanıyor: Ya-
hudi soykınmını anma günü,
önemli bir yabancı devlet başka-
nının Kongre'yi ziyareti, görev
başında ölen ABD başkanlan ve
kıdemli Kongre üyelerinin cena-
ze törenleri. Bugüne kadar bu sa-
londa karşılanan yabancı devlet
adamı sayısı hayli sınırlı. Bunlar
arasında eski Cumhurbaşkanı Ke-
nan Evren ve Cumhurbaşkanı
Turgut özal yok.
PATRİKHANE'NEV ÖYKÜSÜ
Fener'in 'evrenselliğf tartışılıyor
YASEMİN ÇONGAR
ANKARA — Siyasette gerçekçi olma-
dığını itiraf etmek, pek siyasetçilere özgü
bir erdem değil. Bunu ancak din adamla-
n yapabiliyor. Bir yandan siyasete soyu-
nurken, bir yandan da siyasi gerçekçilik-
ten vazgeçtiklerini, ilahi emirlerin er geç
yerine getirileceğine inandıklannı söyle-
mekten kaçınmıyorlar. İlahi emirlerin ne
olduğu ise pek kolay değişebiliyor. tşte Ku-
zey ve Güney Amerika Ortodokslan Baş-
piskoposu, Yakovas da böyle biri. Attığı
adımlan yorumlamak bir yana, 1979'da
"Greek Forum International" dergisine
verdıği demecte bunu açıkça görebiliyoruz:
"lsUnbul'un ve Kuçük Asya'nın Türk-
lere ait olduğunu sannuyonım. Kücük As-
ya'da nehir gibi Yunan kanı akıtılmıştır.
Yüzyıllardır Yunanlılar orada şehit edil-
miştir. Ne Brandt'ın, ne KLssinger'ın ne
de başkasının gerçekçilik politikasına ina-
myorum. Tann'nın gerçekçilik poütikasına
inanıyoram. Bir zamanlar Yunanistan'a
ait olan yerlerin yeniden Yunanistan'a dö-
neceginden Tann'nın variığından emin ol-
dugum kaJ&r eminirn. Nefes aldıgım sü-
rece, 'Tann Amerika'yı korusun, Tann
Yunanistan'ı korusun, Tann Bizans baya-
lini korusun' diye haykırmaktan geri dur-
mayacagım."
Yakovas'ın bu sözlerinin üzerinden ge-
çen on yılı aşkın süre, uluslararası ilişki-
lerde büyük bir yumusamaya sahne oldu.
Ancak Atina-Ankara ilişkileri, somut s o
nuçlardan uzak bir Davos süreci dışında
bu yumusamadan payını alamadı. Türki-
ye ve Yunanistan'ın biri yedi, diğeri yak-
laşık iki aydır işbaşında bulunan başba-
kanları 6 temmuz günü Londra'da el sı-
kışuklarında, havanın iyimser bir yakla-
şımla "tatlı-sert" olması bekleniyor. Sert-
leşmenin habercisi adımlardan biri de Türk
Dışişleri'ne göre Fener Rum Ortodoks Pat-
riği Dimıtrios'un haftasonunda ABD'ye
gerçekleştirdiği ziyaretle günderne gelen
"evrenseDik" iddialarıydı.
Bugün Türkiye'deki Rum-Ortodoks hal-
kın ruhani merkezi olraa işlevini T.C. ya-
salanna tabi bir Türk kuruluşu olarak sûr-
düren Fener Patrikhanesi'nin 'ekümen'
(evrensel) olduğu öne sürülüyor. Bu evren-
sellik çerçevesinde, Patrikhane'ye tüm Or-
todoks âleminin merkezi olma işlevi yük-
lenmeye çalışıhyor. Bunun getirdikleri de
Patrikhane'nin T.C. yasalarına tabi ol-
maktan çıkanlması, Vatikan benzeri bir
özerk statü ve alana kavusması olacak.
PATRİK DIMTTRIOS — Evrensd mi, degil mi?
Patrikhane'nin öyküsü 1660 yürönce-
sine, tmparator Konstantin'in Roma
Imparatorluğu'nun başkanlığını Bizans'a
taşımasma dek uzanıyor. Tarih 11 Mayıs
330, Roma lmparatorluğu'nun siyasi mer-
kezi, imparatordan aldığı yeni adıyla
Konstantinopolis'tir artık. Konstantinopo-
lis'teki Büyük Kilise'nin kuruluş yılı tam
olarak bilinmiyor. Ancak ikinci ve dördün-
cü evrensel konsüllerin yönetiminde (381
ve 451), bu kilisenin Yeni Roma Evrensel
Patrikhanesi unvamnı resmen kazandığı-
nı yazıyor tarihçiler. (1) Ancak bu 'evren-
sellik', unvanın ötesine pek geçmiyor. Ni-
tekim Ortodoks Habeşler, bu Patrikhane'-
den bağımsız örgUtlenmelerini beşinci yüz-
yüda başlatıyorlar. Gene de Patrikhane'-
nin önemi, ilk yıllardan itibaren dinsel iş-
levlerinin ötesindedir. Katoliklikteki din
adamı-laik halk ayrunı, Ortodokslarda
yoktur. Bu bütünleştirici yaklaşun, Patrik-
hane'nin günlük işlerle giderek artan öl-
çüde ilgilenmesini, sosyal yanırun güç ka-
zanmasını kolaylaştırmıştır.
II. Mehmet'in tstanbul'u almasıyla
(1453) Patrikhane'nin etkinliği daha da ar-
tar. II. Mehmet'in Patrik Gennadios için
İstanbul'da düzenlediği karşılama töre-
ni.ona verdiği armağanlar, tarih kitapla-
nna geçer. Osmanlı yönetiminde Patrik-
hane, Helenlerin yanı sıra bu topraklarda
yaşayan Arap, Slav, Rumen ve Arnavut-
lann da siyasi ve ruhani lideri olmuştur.
Ancak bu etki yaygmhğı Osmanlı sınırla-
n içinde söz konusudur. Bu dönemde Pat-
rikhane, ilginç bir kültürel çekişmenin de
odağı haline gelir. Hıristiyan Ortodoks
kultürüne dayanan tutucu entelektüeller ile
Batı etkisiyle gelisen ve halk gelenekleri-
ne dayanan yenilikçilerin çekişmesidir bu.
Patrik Gennadios antik kültüre saldıran
yazılar yazar. ÇOnkü tutucu anlayışa gö-
re eski Helen yazarlan ve hümanizm, Or-
todokslann birliği yönünden tehlikeliydi.
(2) Daha sonaki yüzyülarda ulusçuluk
akımlan güçlenince Patrikhane, bu kez do-
laylı olarak Osmanlı birliğıni savunur bir
işlev üstlenerek Yunan tarihinde belirleyici
sayılan bir başka çekişmenin merkezinde
yer almıştır.
"Yunan Ortodokslufunun daha boyük
bir rol üstlenmesinden yana olan ulusçu-
luk, nlusun kimliğini mutlak bir biçimde
oluşturdugu zaman, Ortodoks Patrikha-
nesi, dinsel ve tarihsel nedenlerden ötürö
ulusçnluga ancak düsman olabiPrdi. Or-
todoksluk içinde Rum Ortodokslugu ile
Yunan ulusçulugu arasında lemel ve bel-
ki de benzersiz bir ayumsuzluk mevcuttur.
Tarihsel olarak Yunan ulusçulugu, araaç-
lanna ne ölçüde ulaştıysa Rum Ortodok-
slugunun ve Helen toplumlanmn etkisi o
ölçüde gerilemiştir." (3).
Aynı çelişki, belki daha az paradoksal
biçimde diîer Balkan ulusları ile Patrik-
hane arasında da vardı. XVIII ve XIV.
yüzyıllarda Balkan ulusçulugu Babıâli bü-
rokrasisinden çok Fener Patrikhanesi'nin
(Patrikhane II. Murat döneminde, 1587 yı-
lında Fener' e tasuunıştır) yöneticileri ile ça-
tısma halindeydi. Sırbistan Patrikhane'den
kopma isteğini XIX. yüzyılda gerçekleştir-
di. Bulgar Kilisesi ise kopuş mücadelesini
ancak tkinci Dünya Savaşı sonunda kazan-
mıştır. Önce Osrnanlı yönetiminin, sonra
da Fener'in engellemesiyle karşılaşan Bul-
garların bir bölümü, Patrikhane'den ba-
ğımsızlaşabilmek için Katolik olma yolu-
nu seçmiştir. (4).
Yarın: Fener'in üzerinden
kalkmayan gölge
/—Alain Juster, "tstanbul Ortodoks Patnkhane-
si, Yummistan ve Tıirkiyt", Türk-Yumm Uyufmaz-
Jtfı, Mttis Yayınlan, lstanbul, Ocak 1990.
2—Svoronos'un adı geçen yaytnı.
3—Juster'in adı geçen yayuıı.
4—tlber Ortaylı, laanbul'öan Sayfular, HU Yaym-
ları, tslanbul. Ektm 1987
Dayanışma'da iç kavga btiyüyor
Sendika lideri Walesa ile Başbakan Mazowiecki arasında gerginlik hadsafhada
Tadeusz Mazovviecki,
dün toplanan Yurttaşlar
Komitesi'nde yaptığı
konuşmada, Lech
Walesa'ya bu hafta
içinde görüşme
önerisinde bulundu.
Walesa'nın düzenlediği
"Yerel Yurttaşlar
Komitesi" toplantısında
ise Dayanışma
lideri, istediği sonucaı
alamadı.
Dış Haberler Servisi — Polon-
ya'da tutucu komünist yönetimi
devirerek iktidara gelen Dayanış-
ma Sendikası, giderek parcalanma
düzeyine geliyor. Dayanışma lideri
Lech VValesa'run Başbakan Tade-
usz Mazowiecki ve arkadaşlanna
karşı açtığı savaş, ipleri kopma
noktasına getirdi. Walesa, önceki
gün yeni bir "Yurttaslar Hareketi"
örgütlemek amacıyla düzenlediği
toplantıdan bir sonuç alamazken
LECH WALESA — Saldınyor
Başbakan Mazowiecki'nin Wale-
sa'ya aralanndaki anlaşrnazlığın
giderilmesi için görüşme önerdi-
ği bildirildi.
AFnin haberine göre Lech Wa-
lesa tarafından düzenlenen "Yerel
Yurttaslar Komitesi" toplantısın-
da yeni bir "Yurttaslar Hareketi"
konusunda karara vanlamadı.
Toplantıda konuşan Walesa, ülke-
nin bir dönüm noktasında oldu-
ğunu belirterek, "Ülkede
MAZOWIECKI — Savunmada
iyUeştinneler yapmak için ileride Mazowiecki UderUğinde Polonya
zaman çok geç olabüir" dedi. Wa- hükümetini, işçilerin >aşam koşul-
lesa, önerdiği "Yorttaşlar Hareke- larını kötülestirmek ve reform
ti"nin hükümeti eleştirme ya da programım uygulamakta yavaş
destekleme yönünde özgür olma- davranmakla suçluyor. Watesa, bu
sı gerektiğini savundu. VValesa'nın *<*^ Mazowiecki hükümetiue
istediği sonucu alamadığı toplan- karşı savaş acüğmbelırtınıştı.Da-
tıda yaptığı konuşmanm yanışma hdennın Cumhurbaşkan-
«temkiııU" bir düle olması dikkat • * makamım ıstemesı de Walesa
ile Mazovviecki arasındaki ilişki-
lerin gerginleşmesine neden ol-
Dayanışma lideri Lech Walesa, mustu.
VValesa ve siyasi danışmanı
Zdzisİ8w Najdet tarafından iki
hafta önce yapılan çağn ile top-
lanan "Yerel Yurttaşlar Komite-
leri" Dayanışma'yı iktidara getiren
seçimler sırasmda oluşturulmuş-
lar, daha sonra ise Walesa'nın sa-
vaş açtığı aydınlar ve sendika li-
derleri tarafından kurulan "Yurt-
taşlar Komitesi"nin etki alanına
girmişlerdi. Yerel Yurttaşlar Komi-
tesi toplantısına, VV'alesa'nın çatış-
ma içerisinde olduğu Dayanışma
liderlerinin katılmadığı dikkat çek
ti. VValesa'nın kendi yurttaslanyla
düzenlediği toplantınm ardından
dün düzenlenen "Yurttaşlar
Komitesi" toplantısında da Baş-
bakan Tadeusz Mazovviecki ko-
nuştu. Mazovviecki, aralanndaki
görüş aynlıklannı ve politik savaşı
gidermek için VValesa ile görüşe-
bileceğini söyledi. Walesa ile ça-
tışmaya girmek istemediğini kay-
deden Başbakan Mazovviecki,
Walesa ile her alanda işbrrliği yap-
mak istediğini belirterek görüşme-
nin bu hafta içinde yapılması öne-
risinde bulundu.
LONDRA ZİRVESİ 5 TEMMUZDA BAŞLIYOR
NAID'dan saldırmazlık bildirisiNATO ülkeleri, Varşova Paktı'na
saldırmazlık bildirisi yayımlanması konusunda
görüş birliğine vardılar. ABD'nin de
Avrupa'daki tüm nükleer top mermilerini
çekmeyi önerdiği bildirildi.
BRÜKSEL (Ajanslar) — NA-
TO ülkelerinin, Almanya'daki as-
ker sayısımn sımrlandırılması ve
Varşova Paktı'na saldırmazlık bil-
dirisi yayımlanması konulannda
görüşbirliğine vardıkları açıklan-
dı. Londra'da perşembe günü baş-
layacak zirve öncesinde ABD'nin
de Avrupa'daki biitün nükleer top
mermilerini çekmeyi önerdiği bil-
dirildi.
Batıh kaynaklar, Londra'daki
NATO zirvesinde, hderlerin, "so-
guk savaşın sonu" anlamına gele-
cek şekilde, Varşova Paktı'na karşı
"bansçı niyetler deklarasyonu"
yayımlanması fikrini resmen
onaylayacaklannı söylediler. Bir
diplomatik kaynak, bu gelişme-
den sonra SSCB'nin Birleşik Al-
manya'nın NATO üyeiiğine karşı
çıkmayacağım ve siyasi birliğin
önünün açılacağım ileri sürdü.
NATO kaynaklanndan edinilen
bilgiye göre, ittifaka üye ülkelerin,
Almanya'daki asker sayısımn ne
şekilde sınırlandınlacağına ilişkin
görüş birliğine vardıkları ve bu
konuda Londra'daki zirvede bir
açıklama yapılmasının beklendi-
ği kaydedildi. Kabul edilen plana
göre, NATO Viyana'daki AK-
KUM görüşmelerinde Orta Avru-
pa'daki bütün silahlı kuvvetlerde
indirim yapılmasını önerecek. Bu
öneri, AKKUM görüşmeleri so-
nunda imzalanacak anlaşmaya
eklenecek ve daha sonra da Al-
manya ve çevresindeki bütün kon-
vansiyonel kuvvetlerin sınırlandı-
rümasına ilişkin müzakerelere ge-
çilecek.
Ittifak kaynaklan, ABD'nin,
çoğu F. Almanya'da konuşlu olan
nükleer top mermilerini çekmeyi
önerdiğini belirttiler. ABD'nin bu
önerisini, SSCB'nin Doğu Avru-
pa'daki asker çekme işlemini ta-
maralaması koşuluna bağladığı
kaydedildi.
Bir kaynak, "Bu öneri) i halen
' N ATO'da tarbşıyonız. Eğer anlaş-
maya vanlırsa, doruk sırasında bu
konuda açıklama yapılacak" de-
di.
Kaynaklar, böyle bir girişimin,
ABD'nin Batı Avrupa'daki nükle-
er silahlannı yaklaşık yanya indi-
receğini ve böylece belki
SSCB'nin, birleşik bir Almanya-
mn NATO üyesi olmasının bir teh-
dit oluşturmayacağına ikna edile-
bileceğini söylediler.
Kaynaklar, nükleer top mermi-
lerinin çekilmesiyle ilgili önerinin,
ABD'nin NATO yetkililerine do-
ruktan önce sunduğu bir teklif pa-
ketinde bulunduğunu kaydetti ler.
NATO mayıs ayında, nükleer
top mermilerini modernize etme-
me karan almıştı. Batı Avrupa'-
daki nükleer top mermilerinin sa-
yısı gizli tutulmakla birlikte 1500
olarak tahmin ediliyor. Top mer-
milerinin menzılı 15-30 km arasın-
da.
• •
POLTITKADA
SORUNLAR
ERGUNBALa
Türkiye, Tarihsel
Gelişmelere Hazır mı?..
Avrupa'da dünyamızın yazgısını etkileyecek tarihsel gelişme-
ler oluyor. Soğuk savaşın sona erdiği ortamda, v/arşova Paktı,
fiilen geçerliliğinı kaybetmiş, sadece kâğrt üzerinde mevcut. Pak-
tın Macaristan gibi bazı üyeleri NATO'ya üye olma egiliminde.
NATO ise Varşova Paktı gibi radikal biçimde olmasa bile kabuk
değiştirme sürecinde. Sovyetler'den bir tehdit beklenmediği or-
tamda NATO'nun bir askeri güvenlik örgütü olarak öneminin azal-
ması, buna karşılık sıyasal yanının ağır basmaya başlaması ka-
çınılmaz.
Avrupa'daki bu tarihsel gelişmelerin doğurduğu genel yumu-
şama ortamının Türkiye'nin de çıkarına olması gerekir. Ancak
görünen o ki gelişmelerin Türkiye'yi kaygılandıran boyutları şim-
dilik daha ağır basıyor.
Bunların başında AT geliyor. Sanırız, Türkiye'nin arttk gerçekçi
bir tutum takınarak AT'ye üyelik düşlerini yavaş yavaş terk et-
mesi zamanı gelmistir. En azından bunun daha uzun süre müm-
kün olamayacağını kabul etmeliyiz Doğu Avrupa'daki tarihsel
gelişmelerin Türkiye açısından somut sonuçlarından biri, Anka-
ra'nın ATye üyelik şansının çok zayıflamış olmasıdır. Geçen haf-
taki Nevvsvveek dergisinde italya Dışişleri Bakanı Gianni De Mic-
helis'le yapılan bir mülakat vardı. De Michelıs geleceğin Avru-
pası'nı "dört halka" şeklinde düşündüğûnü söylüyor. İlk halka
AT'nin 12 üyesinden oluşuyor. İkinci halkada EFTA'ya (Avrupa
Serbest Ticaret Birliği) üye Avusturya, İzlanda, Norveç, Porte-
kiz, İsveç, İsviçre ve Finlandiya bulunuyor. AT, 1991'in sonuna
kadar EFTA ülketerı ile anlaşma imzalamayı tasarlıyor. Üçüncü
halkada Doğu Avrupa'daki eski komünist ülkeler Doğu Alman-
ya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan'la, Romanya ve Yugos-
lavya var Dördüncu halka ise Sovyetler Birliği, ABD ve Kanada
için öngörülüyor. De Michelis, "San Francisco'dan, Vladivostok'a
(cadar büyük Avrupa'yı" kurmak ısiediklerini söylüyor.
Gorüldüğü gibi İtalya Dışişleri Bakanı'nın 4 halkalı Avrupası'n-
da Türkiye'nin adı geçmiyor. AT, gelecekte Sovyetler Birligi'ne
de bir yer açmayı duşünüyor: ama Türkiye akla gelmiyor.
De Michelis, NATO'nun ise gelecekte Polonya, Macaristan ve
Çekoslovakya'yı da bunyesine almayı düşünebileceğini söylü-
yor. Bu arada NATO ile Varşova Paktı arasında bir saldırmazlık
anlaşması imzalanması olasılığının da bulunduğunu belirtiyor.
Sonuç olarak geleceğin Avrupası'na ilişkin şu tabto ortaya çt-
kıyor:
1) Doğu Avrupa ülkelerini içine alan ve şu ya da bu şekilde
Sovyetler Birliği'ne de yer ayıran genişietilmiş bir Avrupa Toplu-
luğu. Türkiye'nin burada yeri yok.
2) Polonya, Çekoslovakya ve Macaristan'ın da üye olmalan-
nın düşünülebileceği askeri önemi azalmış, genişietilmiş bir NA-
TO. Türkiye gerçı NATO'ya üye, ama örgütün yeni şeklinde An-
kara'nın önemi soğuk savaş dönemine kıyasla çok daha azaJa-
cak. Başka bir deyişle Türkiye, stratejik önemini öne sûrerek Ba-
tı'dan taviz alma olanağını tümüyle yitirmiş olacak.
Peki, Avrupa'da Sovyet tehdidinin ortadan kalktığı bir ortam-
da NATO'nun bir güvenlik örgütü olarak ne işlevi olacak?
De Michelis'in bu soruya verdiği yanıt çok ilginç: İtalya Dışiş-
leri Bakanı'rta göre komünizm-kapitalizm mücadelesinin yerini,
Batı ve Islam dünyaları arasındaki sürtüşme alabilir. Yani NATO
artık komünizme değil islam ülkelerinden gelebilecek tehlikele-
re karşı bir örgüt niteliğine bürünecek. Halkı Müslüman Türki-
ye'nin üye olduğu NATO, Hıristıyan-Müslüman sürtüşmesinde HH
ristiyanlığın çıkarlarını koruyacak.
Türkiye, şimdiye kadar NATO'nun Sovyetler'e karşı ileri kara-
kolu idi. Acaba bundan sonra ülkemiz için düşünülen görev, Arap-
lara karşı ileri karakol olmak mıdır? İsrail'de sağcı koalisyonun
ifbaşına gelmesinden bu yana bölgede gerginlik tehlikeli biçimde
tırmanmaktadır. Gelecekte yeni bir Arap-İsrail savaşı patlak ver-
diği takdirde NATO'nun rolü ne olacaktır? ve Türkiye'den nasıl
bir rol oynaması istenecektir?
Akbulut hükümeti bu sorunları enine bcyuna duşünüyor mu?
Dünyanın yazgısını etkileyecek tarihsel gelışmeler karşısında bir
politika oluşturmuş mudur?
Bu konuda ciddi, geleceğe dönük çalışmalar yapılıyor mu?
Eğer yapılıyorsa biz bilmiyoruz. Ama yapıldığını da pek san-
mıyoruz.
îicraibSKEnbunc'un haberi
u Avrupa
terörist evii'Dıs Haberler Servisi — Doğu
Avrupa'da komünist rejimlerin
birbiri ardına yıkılması, bu ülke-
lerin geçmişte terörist odaklarla
olan ilişkilerini su yüzüne çıkar-
dı. Demokratik Almanya'nın,
RAF (Kızıl Ordu Fraksiyonu) te-
röristlerine sağladığı kolaylıklar ve
teröristlerin D. Almanya'nın gizli
polis örgütü STASI ile olan ilişki-
leri tartışılırken, Macaristan'ın da
komünist yönetim döneminde te-
röristlere "kucak açügı" ortaya
çıktı.
International Herald Tribune
gazetesinin manşetten verdiği ha-
berine göre Macaristan hüküme-
ti, aralannda ünlü "Çakal Car-
los"un da bulunduğu birçok terö-
ristin, komünist yönetim döne-
minde ülke topraklannda rahat-
ça saklanma imkâru bulduklannı
açıkladı.
Macaristan'ın tçişleri Bakanı
Balazs Horvath tarafından yapı-
lan açıklamada, Venezuela do-
ğumlu Illich Ramirez Sanchez
(Carlos) ve arkadaşlannın, Polit-
büro ve büyük bir olasıhkla eski
KP lideri Janos Kadar'ın bilgisi
dahilinde 1970'li yıllarm sonu ile
1980'li yıllann başlannda ülkede
saklandıklan belirtildi.
lçişleri Bakanı Horvath, Car-
los'un Macaristan'daki saklanışı-
nı açıkladıktan sonra KP eski li-
deri Janos Kadar ve 1986-1988 yü-
ları arasında Devlet Başkanlığı ya-
pan Karoly Nemeth ile 1963-1980
yıllan arasında lçişleri Bakanlığı
görevini yürüten Andras Benkei
hakkında soruşturma açılmasını
talep etti. Horvath, Carlos'un Ma-
caristan'da saklanmasının sorum-
lusunun ortaya çıkanlması için bu
soruşturmanın şart olduğunu söy-
ledi.
Demokratik Almanya'da RAF,
teröristlerin yakalanması ve bu
konu ile ilgili olarak eski Devlet
Başkam Eric Honecker hakkında-
ki suçlamalarla başlayıp Macaris-
tan'da Carlos'un "himaye edildi-
ğinin" açıklanmasıyla süren "ko-
münizmin terorizme destefi" ko-
nusu, şimdi daha da genişleyece-
ğe benziyor.
Baltık
Moskova'ya
çagrı
MOSKOVA (AA) — Sovyetler
Birliği'nden bağımsızlıklannı ka-
zanmaya çalışan uç Baltık Cum-
hurıveti Estonya, Letonya ve Lit-
\anya, bu amaca ortak olarak var-
malarını kolaylaştırmaları için
hem Moskova'ya, hem de Baltık
Denizi'ne kıyısı bulunan Kuzey ül-
kelerine çağrıda bulundular.
Litvanya Devlet Başkam Vita-
utas Landsbergis'ın önceki gün
Tallinn'e yaptığı ziyaret sonunda
hazırlanan ortak bildiride, her üç
cumhuriyet de, bağımsızlık konu-
sunda Moskova ile ortak görüş-
meler yapmak istediklerini bildir-
diler.
Rahatsız olduğu için Tallinn'de-
ki görüşmeye katılamayan Leton-
ya Devlet Başkam Anatoli Gorbu-
nov'a ancak dün gönderilebilen
bildirı, Letonya liderinin de onay-
iamasından sonra açıklandı. Üç
Baltık Cumhuriyeti, bildiride,
Moskova ile bağımsızlık konusun-
daki goruşmelerin hızla sonuçlan-
dınlabilmesi için, İsveç, Norveç ve
Danimarka'ya kendilerine destek
olmaları çağrısında bulundular.
"ALÇAKTAN
UÇAN ÇOCUK"
BAŞINDAN VURULDU!
ikinci sayı bütün bayilerdc