05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 2 TEMMUZ 1990 Yanlış Içinde Yanhş Atatürk'ün vasiyetini ve dil düzenini bozan kimseye, getirdiği yeni düzence ödül verilmesi, veren için de alan için de yanlış, çirkin ve ayıp bir durumdur. Vasiyeti bozmanın ödüle değer görülmesi, yeni düzene atanan kişilerin atayana karşı duyduklan minnettarhğın belirtisi gibi bir şey. ^ _ _ _ _ _ OMER ASIM AKSOY Şaır Perte\ Paşa diyor ki: Ademe acz u gaflet u cehli Ettirirler balâ içinde hatâ Ülkemizde "hatâ içinde hatâ"nın sayısız örnek- lerı \ardır. Pertev Paşa'ya gore bunlar ya yetersiz- likten ya aymazlıktan ya da bilgisizlikten ileri ge- lir. Biz bunlara "ihtiras"ı da ekleyebiliriz. Bu yazıda, uğraşı alarutruz olan dil konusunda- ki "hatâ'Mar ustunde durmak istiyoruz: 1. Ataturk'un kurduğu özel Dil Kurumu'nu, hü- kumet orgütleri arasında resmi bir daire durumu- na getirmek, hiç kuşku yok ki buyuk bir yanlıştı. Bu konuda çıkarılan yasaya göre Dil Kurumu, "cumhurbaşkanının gözetim ve desteğinde, başba- kanlığa bağlı" olarak kurulmuştur. Yanlışlıkları: a)- Bıraz sonra açıklayacağıaıız gibi Atatürk'ün vasiyeti, "arzusu"na ters duşen biçimde bozulmuş- tur. b)- Atatürk'ün Dil Kurumu, özel bir dernekti. Yft- netim kurulu, uyelerı arasından seçilirdi. Yeni oluş- turulan kurum ise bir devlet dairesidir. Üyeleri ve yöneticileri hükumetçe atanmaktadır. Bu düzenle- rne, iktidarlar değiştikçe dil çalışmalanrun yön de- ğiştırmesi sonucunu doğuracaktır. Nitekirn şimdi boyle bir çıkmaz içinde bulunmaktayız. EUi bir yıl bağımsız çalışarak dilimizi zenginleştiren, ona ye- ni gelişme ufuklan açan Aıatürk'ün Dil Kurumu, devrimci idi. Yeni kurulan Dil Kurumu ise bağlı bu- lunduğu hükümet programına uyarak tutucu bir yol izlemek zomndadır. 2. Kunılalı yedi yü olan Dil Kurumu, dilimizi ge- liştirme yolunda en küçuk bir etkinlik göstermemiş- tir. üstelik 58 yıldan beri tartışmasız kullanılan, ge- lenekleşmiş sözcüklerin yazımıru değiştirerek kar- gaşa yaratmakia, bu tutumuyla kuruluş yanhşlığı- na uygulama yanlışhğı da eklemektedir. 3. Yeni Dil Kurumu'nun 1988'de yayımladığı ve dört yıllık çalışmalarla zenginleştirdiğini ileri sür- düğü Türkçe Sözluk'te yüzlerce yanlış vardır. Bu, ulusal kültüriımuz için büyük bir tehlikedir. Çün- kü milyonlarca yurttaş, devletin yıiksek düzeyde dil yetkilisi olarak kurduğu bir örgütçe yayımlanan söz- luğün doğruluğuna guvenerek yanlış bilgiler edine- cektir. 4. Dil Kurumu yayınlarının yanlışlan ve yarattı- ğı kargaşa dolayısıyla bu duruma bir çözüm bul- ma gereğini duyan Milli Eğitim Bakanlığı bir ko- misyon kurmuştur. Dil Kurumu'nun böyle bir ko- misyon kurulmasına karsı çıkmaması, üstelik ko- misyon çalışmalanna katılması, kendi varhğını yad- sıma anlamına gelen yanlış bir tutumdur. 5. Turkçe Sözlük'teki yüzlerce yanlışı 7 Eylul 1989'da Başbakanlığa bildirerek ulusal kültummu- zün tehlikeden korunmasını dilemiştim. Dileğimin yanıtsız kalması uzerine "gözetim" yetkisini kullan- ması için Cumhurbaşkaıu Kfenan Evren'e yazdığım açık mektupta (Cumhuriyet, 7 kasım 1989) şu iki dilekte bulunmuştum: a. Yanhşlarla dolu olan Türkçe Sözluk'ün zarar- larından ulusal kültürümüzun korunması; b. Atatürk'ün kurduğu Dil Kurumu'nu kapatma yanılgısını düzeltmek gerektiğinin kabul buyu- rulmast. Sozlerim şu tümceyle son bulmuştu: "Böyle bir duzeltmenin, değerli hizmetleriniz üzerindeki göl- gelerden birini sileceği kuşkusuzdurî' Bu dilek de etkisiz kaldı. Ama iki yıldır bir dü- zine yazı ile sergilediğim yanlışlann yanhş olmadı- ğı da savunulamadı. 6. Atatürk'ün kurduğu Dil Kurumu'nu ortadan kaldıran yasalar, Sayın Evren'in kişisel ilgisiyle çık- tığından bunun düzeltilmesine önayak almak da - biraz önce açıkladığımız gibi- kendisinden bekle- nirdi. Bunu yapmadı; tersine -gazetelerin yazdığı- na göre- eski yanlışlara yenilerini eklenüş; demiş ki: "Biz bu kurumlan ortadan kaldırmadık ki! Att- tiirk Kültur, Araştırma, Dil ve Tarih kurumlannı bir şemsiye altında birleştirdik. Aynca devlet gii- vencesi verdik. Butçeden buraya yardım yapılır, de- dik. Çunku ls Bankası Ataturk'un hissesinin bir kıs- mı>la ayakta duroyordu. Ya Iş Bankası batarsa! tşte onun için bir şemsiye altında toplavıp devlet guven- cesi getirdik. Bu kurumlan ortadan kaldırmadık. Atatürk'ün vasiyetini çiğnemedik." Bu sozler, "Hasse, Husse Muaviye"nin kızlarıdır" tumcesindeki bir dizi yanlışı anımsatıyor: Hasse de- ğil Hasan, Hüsse değil Huseyin, muaviye değil Ali, kızlan değil oğullan" Peki kurumlar ortadan kaldırılmamışsa nerede- ler? Hani yonetim kunılları, nerede üyeleri? Bam- başka niteüklerle kurulan yeni orgüte "Dil Kurumu" adının verilmesi, Atatürk'ün kurduğu "Turk Dil Ku- rumu"nun ortadan kaldınlmadığıru söylemeyr e hak kazandırır mı? İki kurum arasındaki ayrılık akla kara arasındaki ayrılık kadar açık. 7. Demeçteki yanlışlardan biri de "vasiyeti çiğnemedik" sözüdür. Kendisine gelir vasiyet edi- len kurumun hakkını, vasiyet edenin belirttiği ku- rumdan aüp başka bir kuruma vermek, vasiyeti çiğ- nemek değil de nedir? Hem öyle bir çiğnemek ki en geri toplumlarda bile eşine rastlanmaz. 8. Sayın Evren, Dil ve Tarih kurumlarına verdik- leri devlet güvencesini şöyle açıklamış: Kurumlar Atatürk'ün Iş Bankasf ndaki hissesiyle ayakta du- ruyormuş. Ya Iş Bankası batarsaymış! Düşünülmesi bile insanı gulduren bir varsayıma dayanılarak kurumlara buıçeden yardım yapılma- sı öngörülüyormuş! A efendim, bankanın batması olasılığını şimdiden gerçekleşmiş gibi düsunmeye ne gerek var? Batarsa yardımımzı o zaman yaparsıruz. 9. Yanlışlar dizisinin son halkası, Sayın Kenan Ev- ren'e Atatürk Ödülu verilmesidir. Yedinci Cumhur- başkammızın kimi davraruşları Atatürk ilkelerine uygun olsa da birçok davranışlan bu ilkelere ters duşmuştür. Konuyu Türk Dil Kurumu açısından de- ğerlendirelim: Atatürk'ün vasiyetini ve dil düzeni- ni bozan kimseye, getirdiği yeni duzence ödul ve- rilmesi, veren için de alan için de yanlış, çirkin ve ayıp bir durumdur: Vasiyeti bozmanın ödüllendir- meye değer görülmesi, yeni duzene atanan kişile- rin, atayana karşı duyduklan minnettarhğın belir- tisi gibi izlenimler bırakıyor. * * * Yanlışlar dizisi sünıyor ve yanılmaz yargıcı tarih, bu eylemleri de "kaale alınmayan" uyanlan da say- falarına geçiriyor. EVET/HAyiR OKTALYAKBAL Çöküş Öncesinde... SHPIi betedfyeterden yakınan birine Bay Turgut Özal şöyle yanıt vermiş: "Bırinı seçtıniz beğenmediniz. Onu hemen aşağı incSremez- siniz. O ış b'ittı, çekeceksiniz. Demokrasi böyle öğrenilir." Bu sözler, bana sık sık karşılaştığım bir durumu, daha doğru- su bu tür bazı yakınmaları anımsattı. Hemen her genet seçim- den, yeni iş başına gelen her iktidarın, hemen her başbakanın ardından böyle yakınmalar başlar. Bir iki yıl ya geçer ya geçmez, "Elim kırılsaydı onlara oy vermeseydim" derler. özellikle taksı şoförlerinden, esnaftan, hatta aydın kişilerden hepimiz çok duy- muşuzdur bu sözü. "Ellerim kınlsaydi o partiye, o kişiye oy ver- meseydim." Kaç defa yazmışımdır, söylemışimdir Özal'ın yukarıya aldığım sözünû: "Düşünerek oy vermiyoruz. Seçimimizi akıl yoluyla yap- mıyoruz Hep duygusal davranışlar içindeyiz. Falancadan umu- dumuzu kestik, onun karşısına kim var, haydi oyumuzu ona ve- relim". Bir süre geçince yine başlıyor yakmma, Ah an 1 diye diye... Seçımlerin belirli tarihlerı vardır. Dört yılda, beş yılda yapılır milletvekıllıği, belediye başkanlıkları, üyelikleri, il genel meclisi ûyelikteri seçimleri. O süre boyunca seçtikierimız ya da seçimde çoğunluğu elde edenler göreyde kalırlar. Onları beğenmemiş- (Arkası 1 7 . Sayfada) Deli Dokuz, Urgan Sekîz... 141-142. maddelerin yanında 163. maddenin de kaldırılmasını istemek demokrathğın, ilericiliğin, fikir özgürlüğünden yana olmanın bir gereği imiş. İşin garibi 141-142. maddelerden cezaevlerinde yatanlar bu maddelerin kaldırılması için canlarını ortaya koyup açlık grevi yaparlarken sağ kesimden çıt çıkmadı. BERİN TAŞAN Hukukçu En akıllı bildiğimiz, adını dağa taşa yazıp umut bağladığımız bir parti hderi çıkıp banş ve özgürlük eylemi 27 Mayıs'la, 12 Eylül darbe- sini aynı kefeye koyuyor. Sosyal demokrat par- tiye güç katsınlar, yeni bir soluk olsunlar diye seçüip Ankara'ya gönderilen miUetvekilleri bir basın toplantısı düzenleyip 'Bu panide artık kalınmaz, elli grup, elli hizip var" diye istifa ediyor, sonra yine bir basın toplantısında, 1 'Solda birliği sağlamak için geniş yelpazeli bir parti kuruyoruz, ne kadar dağılmiş, küsmuş varsabize gelsin" diyorlar. Söze hangi birinden başlayalım; hangi birini yazalım? önce şu TCK'nın ünlü 141-142 ve 163. maddeleri üzerinde durmak istıyorum. Düşünce, anlatım ve örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayan, kaldıran TCK'nın 141-142. madde- lerinin kaldırılması içten dileğimiz. Bunun için ta 1962 yıllannda öncü gazetesinin ön olduğu bir çağnya, resmi görevimiz devam ederken im- za attık, yazı yazdık. Demokrat, sağduyu sahi- bi, biraz hak hukuk duygusuna sahip olan hiç kimse bu maddelerin kaldırılmasına karşı çıka- maz. Yalnu kabul edemediğim 141 ve 142. maddelerin yanında niçin 163. maddenin de kaldırılması isteniyör? Hem isteyenler kim? Marksist, sosyal demokrat, ilerici-devrimci bı- linen yazarlar, şairler, düşünurler. 141-142. maddelerin yanında 163. maddenin de kaldınl- masını istemek demokrathğın, ilericiliğin, fikir özgürlüğünden yana olmanın bir gereği imiş. İşin garibi 141-142. maddelerden cezaevlerin- de yatanlar bu maddelerin kaldırılması için canlarını ortaya koyup açlık grevi yaparlarken sağ kesimden çıt çıkmadı. Süleyman Demirel bir gün 141-142. maddelerle ilgili soru soran solda bir gazetenin muhabinne, "O sizin sorununuz" demişti. Alpaslan Turkeş bu ko- nuda daha samimi: "Eniyisi referandum yap- mak, bir sandığa 141-142 yazıur, bir sandığa 163, vatandaş hangisinin kaldırılmasını ister- se ona saygüıyız.'' Ne güzel bir itiraf, demek is- tiyor ki "dınsizler, komünistler kırmızı sandı- ğa, Allah'ın dinini seven Müslümanlar, milli- yetçiler yeşıl sandığa.'' Aslında iktidar partisi de baska türlu duşünmuyor. İki yıldır bu mad- delerin kaldırılması için çaba harcıyormuş gi- bi görunmesi bu yüzden. Açık açık söylüyorlar, bütün partiliderleri gelsinler 141,142 ve 163. maddelerin kaldırılması için evet desınler, ya- sayı hazırlayalım. Hıçbir sağcı parti, 141-142 için evet demez (kaldırılması yönunde). Ama sol partilerin sayesınde 163. maddenin kaldırıl- ması için "icazet" alınacak, kamuoyu oluştu- rulacak. 163. maddenin kaldırılmasını savunanlar, gerekçe olarak bu madde zaten uygulanmıyor, kalksa neolur, kalkmasane olur diyorlar. Şu habere ilginizi çekerim:''Milu Savunma Baka- nı Safa Giray, bir soru önergesi uzerine bugun Türkiye için korkulacak tek şey irücadır. Bu- (Arkası V. Sayfada) CUMHURIYEFTEJV OKURLARA... OKAYGÖNENSÎN Geleceğin Gözleri J aponya'da her yıl bir gün "Ulusal Gazete Günü" olarak kutlanıyor. Amaç hem yurttaşların çok okumasını sağlamak hem de gazetecilerin sorumluluk bilınçlerini geliştirmek. Her yıl bu özel gün için bir de slogan saptanıyor. İşte Ulusal Gazete Günü için kullanılan sloganlardan bazıları: Gazetel&r bugünün, yarının ve / geleceğin gözleridir... Gazeteler küçük sesleri yükseltk:..' Okurlar yalnızca cesur kaiemlerin yazabildiği gerçekleri arar... Gazeteler iletişim toplumunun güvenilir gözleridir... Gazeteler doğru haber ve geniş seçme olanağı verir... Gazeteler saygınlık ve özgürlükle bir arada vardır... Gazeteler cesur, mütevazı ve tarafsızdır... Geleceğimiz doğru ve duyarlı habere bağlıdır... Mesleklerini, okuyucularını bu sorumlulukla kavrayan Japon gazetelerinin ulaştıklan sonuçlar da bizim açımızdan başdöndürücü diye nitelenebilir. Nüfusu 122 milyon olan Japonya'da gazetelerin günlük toplam satışı 71.5 milyon. Her 1.000 kişiye 584 gazete düşüyor, dünyadaki en yüksek gazete okuma oranı. Bu başannm oluşmasında önemli bir etken gazete satışının % 93'ünün eve dağıtım sıstemiyle yapılması. Japonlar bunun için dev bir örgütlenmeyi gerçekleştırmişler, 23 bin bayi ile tam 466 bin dağıtıcı her sabah 66.5 milyon gazeteyi okurların evlerine ya da işyerierine ulaştırıyorlar. Japon basın sektöründe toplam ça/ışan sayısı da 17 bini yazı işleri kesiminde olmak üzere 62 bin... 466 bin dağıtıcının yüzde 30'unu 18 yaşından küçük öğrenciler oluşturuyor. Bu dağıtıcı ordusunun gazeteler için taşıdtğı önem dolayısıyla Japonlar yılda bir günü de "Dağrtıcılar Günü" olarak kutluyorlar. Vfe bu özel gün için de her yıl bir slogan üretiyorlar. Bırkaç örnek: Dağıtıcılar, görevinizde gururiu ve ısrarlı olun... Dağıtıçıların gözleri umutla parlar... Dağıtıcılar gazetenizi gurur ve zevkle size ulaştırır... Taze haberı genç dağıtıcılar getirir... Dağıtıcı delikanlıfar ve kızlar, yaşama ve öğrenme tutkunuzu ateşler... Neşeli dağıtıcının gülümseyişi kalpten kalbe iletişim kurar... Japon reklam sektörünün geçen yılki cirosu da 5 trityon yen, Türk LJrası'na çevirirsek 86 trilyon lira. Bunun 21.5 trilyon liralık bölümü basın reklamlarına harcanmış, geçen yıl Fransa'da bu rakam 12 trilyon Türk Lirası karsılığıydı, Türkiye'de ise 315 milyar Türk Lirası... Japonya'da geçen yıl TV reklamlarına yapılan harcama 25 trilyon Türk Lirası karsılığıydı, Fransa'da 4 trilyon Türk Lirası, Türkiye'de ise 298 milyar Türk LJrası... Japonya'nın ikinci en çok satan gazetesi Asahi ,- ' ^ Shımbun'un sabah baskısı 8.121.307, akşam baskısı 4.758.540, yani her gün 13 mityona yakın bir satışı var. Mainichi Shimbun da sabahları 4.156.321, aksamlan 2.133.381 adet satılıyor. Birinci Yomiuri Shimbun'un ise sabah satışı 9.754.292, akşam satışı 4.746.381, toplam 14.5 milyon... Günlük spor gazetesi Sports Nippon'un satışı 849 bin, tarım gazetesi Nihon Nogyo Shimbun'unfr/ ise 503 bin... Japon basınına ilişkin son bir not: Japon gazete ve televizyonlarının dünyanın dört bir yanında 541 surekli temsilcı ve muhabirlerı çalışıyor, Kıbrıs Rum kesiminde bile sürekli bir Japon gazetecisi bulunuyor, ama Türkiye'de hiç Japon gazetecisi yok. Bankaların büyüklüğü ve gücü rakamlarla tanımlanır... Akbank'ın Buyükluğunu Dünya Onaylıyor AKBAIMK "Güveninizin Eseri" Dünyanın ünlü finans dergisi Euromoney, her yıl Özkaynak Büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 500 bankasını açıklar. Akbank, her yıl bu değerlendirmede üst sıralarda yer almayı gelenek haline getirmiştir. Euromoney'nin 1989 sonuçlarına göre yaptığı değerlendirmede; Akbank, dünyanın en büyük 500 bankası arasında 408. sıradan 350. sıraya yükselmiştir. Akbank, aynca dünyanın en büyük bankaları arasında; Dünyada Aktîf Verimlîliğinde 2. Dünyada Özkaynak Verîmliliğînde 8. Dünyada Sermaye Yeterliliğinde 12. sırada yer almıştır. Bu gelişmede büyük katkılan olan değerli müşterilerimize teşekkürlerimizi sunarız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle