06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 HABERLER 12 ARALIK 1990 Demireller 'Gereği Düşünüldü'de • ANKARA (AA) — DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, eşi Nazmiye Demirel'le birlikte dün akşam, bir süredir Ankara'da gösterimde bulunan "Gereği Düşünüldü" adlı oyunu izledi. Levent Kırca'nın yonettiği ve Oya Başar'ın da rol aldığı "Gereği Düşünüldü" müzikalini DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel ve eşi Nazmiye Demirel ile birlikte DYP Genel Başkan Yardımcıları Hüsamettin Cindoruk ve Yaşar Topçu, Grup Başkanvekili Vefa Tanır, DYP yöneticileri ve bazı milletvekilleri de seyrettiler. DYP Genel Başkanı Demirel, zaman zaman kahkahayla güldüğü oyunun bitiminde sanatçılan bir süre ayakta alkışladı. Demireller daha sonra Levent Kırca ve Oya Başar'a çiçek vererek tebrik ettiler. Demirel, oyunu çok düşündürücü ve güzel bulduğunu belirterek, "Büyük bir sanat olayı, çok boyutlu, aynı zamanda düşündürücü" dedi. Kutlu-Sargın'ın başvunısu • BRÜKSEL (AA) — TBKP Başkanı Nihat Sargın ve Genel Sekreteri Haydar Kutlu'nun Türk hükümeti aleyhine Avrupa lnsan Hakları Komisyonu'na yapmış olduklan başvuruda, şikâyetçilerle Türk hükümeti arasında "dostane çözüme" ulaşılamadı. Kutlu-Sargın davasıyla ilgili nihai ve gizli raporun yazılmasına başlandı. Sadece Türk hükümeti ile Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne gönderilecek gizli raporda, komisyonun olayda insan hakları ihlali bulunup bulunmadığı yolundaki görüşü yer alacak. TİSK'in 28. kurulug yddönümü • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Türkiye tşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TtSK) 28. kuruluş yıldönümü dün Ankara Hilton Oteli'nde verilen bir resepsiyonla kutlandı. Resepsiyona Başbakan Yddırım Akbulut ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Baymdırlık ve tskân Bakanı Cengiz Altınkaya, Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler ve bazı milletvekilleri ile işçi sendikaları temsilcileri de katıldı. Akbulut, resepsiyonda Devlet Bakanı Dinçerler'le uzun süre sohbet etti. Resepsiyonda DYP'nin yeni kurmaylanndan Prof. Dr. Tansu Çiller gazetecilerin sonılannı yanıtlarken, Türkiye'nin zorlukları aşabilecek güce sahip bulunduğunu, ancak yönetimin doğru kararları doğru zamanlarda alıp uygulayamadığını söyledi. Svıngurlu da hastanede • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun mide kanaması geçirerek hastaneye kaldırılmasının ardından, dün de Adalet Bakanı Oltan Sungurlu boyun kireçlenmesi nedeniyle müşahede altına almdı. Ankara Numune Hastanesi Başhekimi Dr. Yakup Ansan, Sungurlu'nun durumunun iyi olduğunu ve şikâyetinin kireçlenmeden kaynaklandığını söyledi. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Askeri Tıp Fakültesi Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği'nde tedavi gören Bakan Aksu'nun ise iki gün daha tedavi gördükten sonra taburcu edileceği belirtüdi. Belediyebaşkanıgörevden alındı • NEVŞEHtR (Cumhuriyet) — Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde Belediye Başkanı SHP'li Ali Eğer ile belediye meclisi üyeleri Damştay 8. Dairesi tarafından görevlerinden alındılar. 1989 yılı hesaplannın haziran ayı içinde görüşülmesi sırasında SHP'li üyelerden oluşan 9 kişilik Belediye Meclisi, 8'e karşı aldığı 1 oy ile hesaplan reddetmişti. Ayrıca Belediye Meclisi, hesaplarda usulsüzlük yapıldığı gerekçesi ile de belediye başkanının görevinden alınması için Danıştay'da dava açmıştı. Belediye Başkanı Ali Eğer de meclis ile çalışmasının olanaksızlaştığını belirterek Danıştay'dan meclis üyelerinin görevden alınmasını istemişti. Danıştay 8. dairesi belediyelerin çalışmalanna yönelik 1580 sayüı yasanın 53/3'üncü maddesine dayanarak Belediye Başkanı Ali Eğer'in görevinden alınmasını ve 9 kişilik meclisin dağıtılmasını karara bağladı. Gazeteci Gökıiıen kaza geçirdi • ANKARA (AA) — Günaydm Gazetesi Ankara Temsilcisi Yavuz Gökmen trafik kazası geçirdi. Edinilen bilgiye göre önceki gece kendisine ait 06 Y 1191 plakalı otomobille Oran Sitesi'nden dönen Gökmen, Milli Savunma Bakanlığı Lojmanları önünde yolun buzlu oünası nedeniyle arabası kayarak şarampole yuvarlandı. Kaza sonucu yaralanan Yavuz Gökmen, Hacettepe Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. DGlVrde 38 beraat • tZMİR (Cnmhuriyet Ege Biirosu) — Siyasi mahkûm Inküap Dal'ın cenaze töreninde slogan attıkları, izinsiz vürüyüş yaptıkları ve Dev-Yol örgütü üyesi olduklan öne sürülerek 8'er yıla kadar ağır hapis istemi ile DGM'de yargılanan 41 sanıktan 38'i kamt yetersizliğinden aklandı. DGM Savcısı dünkü duruşmasmda Hasan Akmaz, Rafet aslan hakkındaki dava dosyalanmn, görülmekte olan 8 sanıkh Dev-Yol davası ile birleştirilmesini, kimliği belirlenemeyen bir sanık hakkındaki dava dosyasının da aynlmasını istedi. Savcı, 38 sanık hakkında ise mahkûmiyetlerine karar verilebilmesi için yeterli kanıt bulunmadığı gerekçesi ile beraat verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti de DGM Savcısı'nın görüşü doğrultusunda 38 sanığm aklanmasma, Hasan Akmaz ve Rafet Aslan hakkındaki dava dosyasının da 8 sanıklı Dev-Yol davasıyla birleştirilmesine karar verdi. Yerli MaUar Haftası • ANKARA (AA) — Sümerbank, Yerli Mallar Haftası'nı dün konuk ettiği 50 ilkokul öğrencisiyle birlikte kutladı. Sümerbank Genel Müdürü Dr. Ahmet Irfan Söylemezoğlu, şenlikte yaptığı konuşmada, Sümerbank'ın kendi öz kaynaklarını en iyi biçimde değerlendirerek kendi emek, işgücü ve teknolojisini kullanarak tüm ürünlerini halkın hizmetine sunduklannı söyledi. TBMM GenelKurulu'ndaki TBMM Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı bütçelerinin görüşülmesinde konuyine değişmedi Muhalefet erken seçimde ısrarlıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — TBMM Genel Kurulu'nda TBMM Baş- kanlığı ve Cumhurbaşkanlığı bütçele- rinin görüşülmesi sırasında erken seçim tartışıldı. SHP ve DYP'li milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin olağa- nüstü arttırılmasını eleştirerek, ANAP'ın ülke çıkarlarından çok "tek adamın çıkarlarını gözettiğini" öne sürdüler. Muhalefet milletvekilleri, ül- kede hükümet ve Cumhurbaşkam boş- luğu doğduğunu. tek çözümün erken seçim olduğunu vurguladılar. TBMM Başkanlığı bütçesi görüşü- lürken SHP adına konuşan îstanbul Milletvekili Mustafa Timisi, Meclis'in temel görevinin 12 Eylül'ün antidemok- ratik yasa ve kurumlarını temizlemek olduğunu söyledi. Timisi, ANAP'ın yüzde 36 oy alarak Meclis'te yüzde 65 oranında temsil edildiğini belirterek, "Cumhurbaşkam seçiminin bizi getir- diği noktaya bakın. Kendisi ANAP oy- lanyla o yerde oturmaktadır. Paria- mentonun bir bölümünün desteginden yoksundur" dedi. DYP'li Orhan Şendag da Meclis'ın nı erken genel seçim ile kendisini yenile- mesinde büyük yarar gördüğunü ifade ederek, "Kendi ikballerinizi ülke yarar- lan için feda ediniz ve en kısa zaman- da bir erken seçim ortamı hazırlayınız" biçiminde konuştu. ANAP adına konuşan Van MilletVe- kili Muhlis Görentaş, demokratik sis- temde artık kesinti olmayacağı inancı- nı taşıdığını belirterek, ordunun da ar- Uk politikaya bulaşmayacağı inancını savundu. Cumhurbaşkanlığı makamı- nın yıpratılmaması gerektiğini söyleyen Görentaş, devamsız milletvekülerinden celse başına ceza kesilmesini de istedi. Görüşmelerden sonra TBMM 1991 bütçe tasansı oylanarak kabul edildi. TBMM Başkanvekili Yılmaz Hoca- oglu, kanun hükmündeki kararname- lerin Meclis Genel Kurulu'na indirilme- si konusunda Meclis Başkanları iie Başkanlık Divanı'nın hiçbir yetkisi ve aracılığının söz konusu olmadığını bil- dirdi. 18. dönem TBMM'de 306 tasa- rıdan 206'sının kanunlaştığını, KHK'lardan ise 23'ünün kanunlaştığı- birinin kaldırıldığını, 232'sinin ko- misyonlarda beklediğini söyledi. Şahsı adına söz alan TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Recep Ergun, genel kurul salonunda millet- vekillerinin birbirlerine sataşmaları ile küfürleşmelerinin önlenmesini isteye- rek, "Yüce Meclis'in üzerinde en kii- ben de varım' diyebilmektedir. Çanka- ya'dan meydan okunmaz, meydan oku- mak için önce meydana inmek gerekir. Anayasa ya da Cumhurbaşkanlığı se- ciminde değişiklik vapılacaksa, bu önce ve. öncelikle TBMM'nin işidir. Sayın Özal'ın sözünii ettiği, hiç tarafı olma- çiik bir gölgeyi bile millet tiimtiyle dıgı halde, anayasa değişiklikleri ve se- reddeder" dedi. Ergun, devletin hiçbir çim süresi ve sistemi ile ilgili sözlerini, mala sahip olmaması gerektiğini hatır- latarak, Dolmabahçe Sarayı dahil tüm saray ve köşklerin özelleştirilmesini is- tedi. Ergun, Meclis'in üyeleri için dü- şündüğü sosyal tesis projesinden vaz- geçmesini de önerdi. Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine SHP grubunun görüşlerini açıklayan Sinop Milletvekili Özer Gürbiiz, büt- çedeki genel artışın yüzde 62 olması- na karşm, Cumhurbaşkanlığı'ndaki ar- tışın bunun beş katı olmasını eleştirdi. Cumhurbaşkanı Özal'ın, Başbakan gi- bi çalıştığmı vurgulayan Gürbüz, "Tüm muhalefele, Çankaya'da olduğunu ve anayasanuza göre bir kere Cumhurbaş- kam olanın bir daha aday olamayaca- ğını unutup, 'Hodri meydan. Seçimde sadece gündemdeki konulan değiştir- mek ve gündeme hâkim olabilmek için soylenmiş sozler olarek goruyoruz. Ül- kemiz ve demokrasimizde ciddi bir hü- kümet ve Cumhurbaşkanlığı boşluğu dogmuştur. Görebildiğimiz ilk çözüm, erken seçime gidilmesidir" diye konuştu. DYP grubunun görüşlerini açıklayan Nevşehir Milletvekili Esat Kırathoglu, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin 31 mil- yara çıkarılmasını eleştirirken, "Eski Cumhurbaşkam Kenan Evren tarafın- dan Köşk bir batakhane, harabe halin- de mi devredildi de. bu kadar ödenek kondu?" deyince muhalefet sıralann- dan "O'nun esivoktu" diye seslenildi. Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinde ANAP grubunun görüşlerini açıklayan Antalya Milletvekili Cengiz Dağyar, Özal ile ilgili tartışmalan eleştirerek, "Demokrasi düşmanları bütün çirkef- likleri ile bu konulan istismar etmektedir" dedi. Özal'ı sayunan Dağyar, muhalefet li- derlerini Özal korkusu sardığını, bu konudaki eleştirilerinin temelinde ANAP iktidarının başansız olması is- teğinin yattığını savundu. Dağyar, De- mirel'in Özal'a yönelik "Hodri meydan" çağrısı için de, "Sayın Cum- hurbaşkam iki satır beyanat verdi, De- mirel sine-i milleti unutup hemen ona sarıldı. Hani Özal sizin muhatabımz değildi? Eğer buraya süngülü muhafız- lar gelirse o zaman gercekten sine-i mil- lete dönersiniz" diye konuştu. Muhalefet milletvekiilerinin, taşıtlar. için ayrılan 1 milyar 985 milyon liralık ödeneğin kesilmesi için verdikleri de- ğişiklik önerisinin ANAP'lılar tarafın- dan reddedilmesinden sonra, Cumhur- başkanlığı bütçesi 31 milyar 365 milyon lira olarak kabul edildi. Yüksek yargı organları bütçesi Mevlana günleri Türk düşünürü Mevlana Celaleddin-i i, ölümttnün 717. yılında çeşitli etkinlikler- le anılıyor. 10 aralıkta başlayan anma törenleri 17 aralık pazartesi giinü Şeb-i Arus'la sona erecek. Son geceyi Cumhurbaşkam Turgut Özal da izleyecek. İs- tanbul'da da 20 aralık akşamı Lütfi Kırdar Spor Salonunda klasik Türk müzigi sanatçısı Ahmet Özhan'ın da kablacagı sema gösterisi yapılacak. Haftanın ilk gününde onarun ve restorasyonlan tamamlaoan tarihi Yusufağa ve Ali Efendi kütüpbaneieri hizmete açıldı. Yaklaşık 500 milyon lirauk harcamayta restore edilen iki kütüphanede 5 bln 14O'ı el yazması toplam 15 bin 700 eser bulunuyor. Bu arada Hattat Hüseyin Öksüz'ün Hüsn-ü Hat, Topkapı Nakışhanesi ögretim üyeleri ve ögrencilerinin Türk süsleme sanatlan, Nurçin Ramazanoglu'nun resim sergi- leri ile tl Milb Egitim Müdürittğfi'nce düzenlenen kitap sergisi açıldı. Anma tö- renleri 17 aralıkgecesi yapılacak Şeb-i Arus'la sona erecek. Sema gösterileri 3'ü gündiız, 8'i gece olmak üzere 11 kez tekrarianacak. Cumhurbaşkam Ozal, 17 aralık günü Konya'ya gelerek Şeb-i Arus'u izleyecek. Kiiltür Bakanı Namık Kemal Zey- bek de törenlere katılacak. (Fotograf: AA) TBMMKomisyonu'nda kabul edilen tasanyla hükümetin yetkileri kısıtlandı Vergi paketinde değişiklikVergi yasa tasansı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ANAP'lıların önergeleriyle tamamen değiştirildi. Değişikliklerle, Bakanlar Kurulu'na tanınan gelir vergisi dilimlerini 20 kat arttırma yetkisi kaldırıldı. Esnafın vergi miktarı da düşürüldü. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Hükümetin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçirerek Meclis'e getirdiği ye- ni vergi paketi, dun gece önem- li ölçude değiştirilerek kabul edildi. Bakanlar Kurulu'na ve- rilen gelir vergisi dilimlerini 20 kat arttırma yetkisi de kaldırıl- dı. ANAP'lıların oylarıyla ka- bul edilen değişiklikler, Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kah- veci'nin aynen benimsenmesi için yoğun çaba harcadığı vergi düzenlemelerinin gerçekleşme- mesine neden oldu. ANKA'nın haberine göre TBMM Genel Kurulu'nda, büt- çe görüşmelerinin tamamlanma- sından sonra gece saat 21.00'de toplanan Plan ve Bütçe Komis- yonu'nun çalışmalan, geceyarı- sından sonra da sürdü. SHP'li komisyon üyeleriyle DYP'li Tevfik Ertüzün'Un geceyansın- dan sonra "protesto" amacıy- la terk ettikleri komisyon top- lantısında, Bakanlar Kurulu'na verilen gelir vergisi dilimlerini 20 kat arttırma yetkisi kaldınlarak, dilimler tasanyla saptandı. Önergeler, 8 milyon lira olan vergi diliminin 12 milyon liraya yukseltilmesini hükme bağlıyor- du. Önegelerle, diğer dilimler de katlamalı olarak yükseltildi. Verilen önergelerle hayat standardı temel gösterge tutar- larında bölgeler arasındaki fak- lılıklar kaldırıldı. Bunun yerine, birinci ve ikinci sıruf tedbirler ile serbest meslek mensupları için üç ayn gösterge tutarı saptandı. Asgari ücrete bağlı olarak arta- cak hayat standardı temel gös- tergelerine göre 1991 yılında bi- rinci sınıf tacir için 15 milyon 400 bin lira (yılhk 4 milyon 20 bin 240 lira vergi) öngörüldü. Tasanda, yılhk vergi limitle- ri 745 bin 200 lira - 3 milyon 77 bin 600 lira arasında gösterilen götüni vergilendirilen mükellef- lerin yılhk vergi miktarlan, 168 bin 300 lira ile 869 bin 400 lira- ya düşürüldü. 1991-2000 yıljarı arasında kalkınmada öncelikli yörelerde faaliyet gösteren üre- tici kurumların bu yörelerdeki yatınmlanndan elde edecekleri kazançlardan, birinci derecede öncelikli yörelerde yüzde 20, ikinci derecede öncelikli yöreler- de yüzde 30 kurumlar vergisine tabi olmaları, hükme bağlandı. Öte yandan komisyonda gö- rüşmeler sırasında konuşan SHP'li Kamer Genç, Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahve- ci'ye, "Sabancı'yı, Koç'u denet- leyebiliyor musunuz?" diye sor- du. Genç ayrıca, Komisyon Başkanı Yusuf Bozkurt Özal'- ın "hayali ihracatçılarla ilişkisi olduğunu" öne sürdü. Bakan Kahveci, daha sonra toplantı- dan ayrılan Kamer Genç için, "kaçtı" deyimini kullandı. Kah- veci, Genç'in "Hatay'da bulu- nan Aspaklar firmasıyla ne ilgi- sinin olduğunu açıklamasmı" istedi. Bakan Kahveci ayrıca. Genç ile ilgili iddialan, genel kurulda açıklayacağını bildirdi. seçimT tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Sayıştay bütçeleri, TBMM Genel Kurulu'nda dün büyük bir hızla görüşülerek ka- bul edildi. Genel kuruldaki gö- rüşmelerde, Anayasa Mahke- mesi'ne seçilen üyeler Başbakan Yıldınm Akbulut'un eşi Samia Akbulut ile tarikat ilişkisi oldu- ğu iddia edilen Haşim Kılıç sık sık gündeme geldi. SHP'li üye- ler, Kıhç'ın üye seçUebilmesi için ANAP'ın Sayıştay yasasını de- ğiştirdiğini savundular. ANAP Izmir Milletvekili Prof. Dr. Kemal Kariıan, Ana- yasa Mahkemesi'ne üye seçimi- ne ilişkin eleştirileri yanıtlarken "Demokratik rejimlerde her or- ganın ya halk tarafından ya da halk tarafından seçilenler tara- fından secttmesi" gerektiğini söyledi. Karhan, Anayasa Mah- kemesi'nin yasa, KHK ve Mec- lis iç tüzüğünü denetleme fonk- siyonlanmn siyasi nitelikli fonk- siyonlar olduğunu, bunun yeri- ne getirilmesi sürecinde de sık sık politikacüar ile mahkemenin karşı karşıya geldiğini söyledi. "Bu karşıîaşmalardan da ön yargriar dogabilir" diyen Kar- han, bu nedenle yüce divan gö- revi için yeni bir kunım oluştu- rulmasmı önerdi. SHP Balıkesir Milletveküi Önder Kırlı da Cumhurbaşkam Turgut Özal'ın başkanlık siste- mine yönelik faaliyetlerinin "anayasa ihlali" boyutlanna ulaştığını belirterek bunu "sivll cunta mantığı" olarak niteledi. ANAP'ın yargıyı, "yürütmeye bağlı kuvvetler" olarak gördü- ğunü, Anayasa Mahkemesi'ne yönelik doğrudan saldınlardan bir sonuç alamayınca, şimdi de çok tehlikeli ve sinsice içten ku- şatmaya çalıştığıru savunan Kır- lı, Samia Akbulut ile, tarikat ilişkisi içinde olduğu öne sürü- len Haşim Kıhç'ın üye seçilme-, lerini buna örnek gösterdi. Kır- lı, bu iki Uyeyi cumhurbaşka- nınca seçilecek adaylar arasma sıkıştıran Yargıtay ve Sayıştay üyelerinin de bu yozlaşmada ik- tidara çanak tuttuklarını savundu. CUHEYT ARCAYUREK »aayof Son Gelişmenin Adı: Çankaya Kaçamağı... ANKARA — Erken seçim sine-i millet kılığı- na girmiş, önlerine çıkıyor. Kabul edilmez san- dıkları yeni kurallar getiren anayasa değişikli- ği önerilerine evet diyerek yollarını kesiyor. ANAP, sağa baksa erken seçim, sola bak- sa erken seçim görüyor. Erken seçim ANAP1 - ın boğazına sarılmış, rahat nefes aldırmıyor. Muhalefet erken seçime zorluyor iktidarı. Ikti- dar kaçamayacağını anlıyor artık. Çukurun di- binden biraz olsun yukarı çıkmayı sağlayacak yöntemler, politikalar arıyor. Muhalefet grupları ağır aksak, ama... Düzen- li adımlarla erken seçime ulaşmalarını sağla- yacak "bir araç" arayarak ya kendi içlerinde ya da karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunu- yorlar. TÖ'nün nasılsa kabul etmezler diye öne sür- düğü koşuliarı Demirel'in ulus ve Meclis önün- de kabul etmesinden sonra iki muhalefet par- tisi arasında soğuk rüzgârların estiğirti sanan- lar ya da eseceğine inananlar, dün izlenen ge- lişmelerle ne kadar yanıldıklannı herhalde an- ladılar. "Kişisel görüş" örtüsü altında bal gibi erken seçim koşuliarı öne süren TÖ'ye Demirel'in bir- denbire olumlu yanıt vermesi; ANAP içinde, daha önemlisi TÖ'nün Batı görüntülü, ama Do- ğulu kurnazhklarla yüklü kafasında fırtınalar es- tiriyor. Biz bu satırlan yazarken, Hasan Pulur'un "yağdanlıklarından" ya da Metin Toker'in de- yimiyle " Başkan'ın gazetecilerinden", son ola- rak Uğur Mumcu'nun taktığı isimle "mabeyn kâtiplerinden" bir ikisini TÖ'nün Köşk'e çağı- rıp çağırmadığını, aralanndaki içten ilişkilere uygun soru ve yanıtlarla Demirel'in hodri mey- danına karşılık bir şeyler söyleyip söylemedi- ğini bilmiyorduk. (TÖ'yü son görenlerden, ör- neğin dostumuz Oktay Ekşi'yi bu sınıflandırma- da görmek ya da göstermek aklımızın ucundan geçmez.) Bilmemize olanak da yoktu. Öyleleri vardı ki bakanlara haydi haydi, belki Başbakan'a tanın- mayan ayncalığın kendisine tanındığını ballan- dıra ballandıra, bir övünü, bir kıvanç nedeni ya- parak geçenlerde yazmıştı. Telefonla TÛ'yü aramış, derhal çıkmış! Bu nedenlerle dün aldığımız bilgilerin, geç vakit yavan kalacağından kuşkuluyduk. Kimi bilgiler TÖ, sevgili gazetecilerinden biriyle kc- nuşursa terse de düşebilirdi. Bu kez yöntem değiştirdi TÖ. Dün öğle üzeri açtklama yayımladı. Ne var ki açıklamanın tçe- riği tam TO tipindeydi; oynaktı, kaygandı, öne- rileri üzerinde kesin hiçbir şey söytemiyordu. Cumhurbaşkanlannı halkın seçmesi fikrini "ilk kez kendisinin söylediğini" vurgulayarak büyük payı yine kendine ayırıyor. DYP'nin iki yıl gecikme ile aynı görüşe vardığını saptamak- tan memnun olduğunu söyleyerek ikinci kez yi- ne övünüyor. Nedense yakın tarihi bilmediği- ni bir kez daha, hem de resmi bir açıklamanın sınırları içinde belgeliyor: DYP lideri Demirel, cumhurbaşkanlannı hal- kın seçmesini, 1980'den önce yaşanan cum- hurbaşkam seçimi bunalımlarında AP adına resmi dille kamuoyuna birçok kez açıkladı. O zamanlar bu görüş ve istek partilerce uygun görülmedi. Gereken anayasa değişikliği ya- pılmadı. Buna göre cumhurbaşkanlannı halkın seç- mesi fikrini TÖ olsa olsa eski günlerden, AP'- den alarak öneri hazinesine eklemişti. Hodri meydana gelince; bunun onuru da TÖ'ye aitmiş! Varsın olsun: Fakat TÖ, resmi açıklamasında Demirel'in hemen gereken ana- yasa değişikliğini birlikte yapalım vurgulama- sına ne yanıt veriyor ne de TBMM'ye ya da par- tilere konuyu çözümlemeleri için "tavsiyede" bulunuyor. Siyasetçilerin beklediği gibi kaçamak yolu- nu son satıra oturtuyor: "seçim tarihini sapta- ma yetkisinin TBMM'ye ait olduğunu" bil- diriyor. Kabinede ve parti merkezinde "muteber üyeliği" ile tanınan bir ANAP yetkilisi dün, "ANAP'ın 91 baharında seçime zorlanacağın- dan ve kaçmanın giderek zorlaştığından" söz etti. Anayasa değişikliği gündeme takılırsa se- çimin eylül-ekım 91'e kayma olasılığı vardı. Akbulut "cumhurbaşkanlığı ile genel seçimi bir araya getirmenin anlayışına ters düştüğünü" söyleyerek bir yerde TÖ'nün öne- rilerine karşı çıkar görünüyordu. Ne var ki parti merkezinde ve Çankaya'daki hesaplar cum- hurbaşkanlığı ile genel seçimin bir arada ya- pılmasına dayanıyor. Aynı yetkili, "Merkezde- kilerle, kimi milletvekiilerinin TÖ'nün kazanma- sının ANAP'ın kazanmasına yol açacağını he- saplıyorlar. Bu yüzden ANAP'ın 'tek başına' seçime gitmesini istemiyorlar" dedi. Halkın cumhurbaşkanlığına yeniden kendi- sini seçeceğinden kuşku duymadığı bildirilen TÖ'nün, hedefe varabilmek için SHP'ye, örne- ğin insan haklarıyla ilgili maddelerde ya da 141,142 ve 163 sorununda ödün verebilece- ğini belirtiyor. Giderek yerleşen kanıya göre ANAP'lılar, "iki seçim birteşmezse geleceğin zor" olduğu- na inantyorlar. * • * Muhalefet ise dün, bugünkü "iki lider" top- lantısına hazırianıyordu. Kendilerine özgü yön- temlerle, ama erken seçim idealinde bir- teşerek. Dün sabah söyleştiğimiz Demirel, "Akbulut'- un Meclis'te sergilediği manzara hazindi" di- ye başladı. "Halk önünde kredisini kaybetmesi istenir, ama ben, devletim adına üzüldüm." Gercekten garip bir manzara. Demirel Meclis kürsüsünden hodri meydanı TÖ koşullarıyla ilan ediyor, ANAP lideri sayılan Akbulut ise kür- süde susuyor, kuliste bülbül olmuş, seçimin 92de olacağını vurguluyor. Demirel, durumu "önemsenmez" diye niteledi. "İradesi elinde değil" diyordu. Ona göre "orta yerde budalalık" vardı. Öne sürdükleri kabul edilmiş, peki şimdi TÖ ne yapacaktı? DYP lideri "Kapana kısıldı" de- di. "Nediyecek, bir düşünelim. Söyledim, ama yetkim yok, iş Meclis'in işi derse şaşiFmam. O zaman sormak lazım: Öyleyse önerileri neden yaptın, o sözleri neden söyledin?" diye.ekler yaptı. Demirel, bu değerlendirmeleri, TÖ'nün resmi açıklamasından tam beş saat önce ya- pıyordu. Bir de önerilerine "tavsrye idi" diyebilirdi. Ne var ki Demirel, öyle ya da böyle "yeni bir kör- düğüm olmazsa erken seçim olayının gelişeceğini" varsayıyor. Şu anda durum "siyah-beyaz sentezinde" değildi ama, gelişe- bilirdi olay. 91 'de seçim görüyor, "90 sonuna geldik, ba- kalım Türkiye 'ye, ülke dertli. Rakamlarda dert- lerin hepsi görünüyor. Bu durumu uzatmak fev- kalade zor" diyor. Fakat "ihtiyatlı, dikkatli" ir- delemelerinde. Kesin konuşmuyor, olabilirlik- leri düşünüyor. İster sine-i millet yoluyla, ister anayasa de- ğişikliğiyle. Demirel'e göre -tabiiSHP'ye, ta- bii bizlere göre de- "tek sorun; TÖ'yü oradan, yani Çankaya'dan koparmak." Tek hedef, erken seçime giderek TÖ'yü Çankaya'dan indirmek, ondan ve ANAP'tan kurtulmak! Demirel'in başka bir yorumu daha var, şöy- le diyor: "Fakat TÖ'nün oturduğu yerden şüp- hesi var ki yeniden seçilmek istiyor. Ha, bakı- nız millet yine seçerse günah da bizden gider. Halk, hak ettiği idareyi bulmuş olur." TÖ'nün kaçamaklı açıklamasından sonra İnönü-Demirel buluşmasınm önemi daha da boyutianıyor. DYP lideri bugünkü toplantıya olumlu göz- lerle bakmayı sürdürüyor. İki yoldan biri, ama çıkacağı kapı aynı: Erken seçim. İşte bu yar- gıyla "bugün daha çok SHP'yi dinleyeceğini" söylüyor. Verdiği önemi, "SHP ile müştereği- miz seçim, sorun SHP-DYP arasında değil. Devletle millet arasında" diyor. SHP ise bugünkü toplantıya şu ana kuralı Demirel'in mutlaka kabul etmesini isteyerek gidiyor: Sine-i millet gerçekleşmeden önce, iktidarın fırsatçı yaklaşımla ara seçimi genel seçime yeğlemesi halinde, sadece iki partinin değil, pariamento dışındaki partilerin de bu seçimlere katılmayacağını resmen ilan etmesine DYP'nin de evet demesini önkoşul görüyor. Bir şeyler olmasına olacak. Olumlu mu, olumsuz mu, bugün yarın göreceğiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle